SON DAKİKA
Hava Durumu

Başkan Ataç: ''Bu Hafta Sonu Sanat Dolu Geçecek''

Tepebaşı Belediyesi ve Cumhuriyet Kitapları iş birliğiyle düzenlenen Tepebaşı- Cumhuriyet Sanat ve Kitap Şenliği başladı.

Haber Giriş Tarihi: 20.12.2025 19:40
Haber Güncellenme Tarihi: 20.12.2025 19:45
Kaynak: Haber Merkezi
www.porsukhaberajansi.com
Başkan Ataç: ''Bu Hafta Sonu Sanat Dolu Geçecek''

Tepebaşı Belediyesi ve Cumhuriyet Kitapları iş birliğiyle düzenlenen Tepebaşı-
Cumhuriyet Sanat ve Kitap Şenliği başladı. Açılış töreninde konuşan Tepebaşı
Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, “Bu hafta sonu sanat dolu geçecek” dedi.

Tepebaşı Belediyesi ve Cumhuriyet Kitapları iş birliğiyle düzenlenen Sanat ve
Kitap Şenliği Özdilek Sanat Merkezi’nde başladı. Sergi, imza günü ve söyleşilerin yer
aldığı etkinlik, iki gün boyunca Eskişehirlileri sanat ve edebiyatla buluşturuyor.
Etkinliğin açılış törenine Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yanı sıra
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Tevfik Yıldırım,
yazarlar Mehmet Aman, Hürriyet Yaşar, Yıldırım Koç, Güven Baykan, Celal Binzet,
ressam Nilüfer Atalay ve Eskişehirli sanatseverler katıldı

“14 yazarımız Eskişehirlilerle buluşacak”

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Tepebaşı Belediye Başkanı Dt.
Ahmet Ataç, “Cumhuriyet Kitapları ile iş birliği yapmak son derece keyifli. Sevgili Işık
Kansu’nun teklifiyle bu etkinliği kararlaştırdık. Etkinlikle, çok değerli 14 yazarımızı
Eskişehirlilerle buluşturacağız. Tepebaşı, Odunpazarı ve Büyükşehir belediyelerimiz
yaklaşık son 25 yılda Eskişehir’de çok önemli sanat etkinlikleri yapıyor. Tepebaşı
Belediyesi olarak yılda uluslararası ölçekte 3 tane önemli etkinlik yapıyoruz. Bunlardan
birincisi Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu ilk 2001 yılında
başlamıştık. Bu yıl 17’ncisini yaptık. Yaklaşık 250 civarında envanterimizde heykel var.
İkincisi ise Sanat Çalıştayı. 2010 yılında başladık ve elimizde yaklaşık 450 tane resim
var. Üçüncüsü ise Şiir Buluşmaları. Onu da 2011 yılında düzenlemeye başladık.
Hakikatten son derece güzel etkinlikler oluyor. Bu hafta sonu da sanat dolu geçecek.
Biliyorsunuz Cumhuriyet Gazetesi farklı bir gazete. Gazete 1924’te kuruldu ve bu yıl
101’nci yılını kutluyor. Atatürk Cumhuriyeti ilan ediyor, CHP yine bu savaşlar eşiğinde
kuruluyor üçüncüsü de Cumhuriyet Gazetesi o yıllardan bugüne kadar gelen gazete.
Yıllarca birtakım sıkıntılar yaşandı. Ama milletin sevgisiyle bugünlere kadar geldi.
Bugünlerden de diğer hem CHP’nin hem laik Cumhuriyetimizin hem de Cumhuriyet
Gazetesinin yaşamasını sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

“Eskişehir kültür ve sanat alanında iddialı bir şehir”

Etkinlikte konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da, “Eskişehir
kültür ve sanat alanında iddialı bir şehir. Her alanda her mahallede bir sanat etkinliği

sürdürüyoruz. Bugün de Tepebaşı Belediyemiz ile Cumhuriyet Kitaplarının birlikte
düzenlediği bu etkinliği kutluyorum. Başarılar diliyorum ve bugün ve yarın
yazarlarımızı dinleyeceğiz. Çok iyi bir hafta sonu olacağını düşünüyorum” dedi.

“Resim ve edebiyat birbirini besliyor”

Açılışın ardından ise ressam Nilüfer Atalay’ın “Edebiyatçılarımızdan Portreler”
adlı resim sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Atalay, hazırladığı sergi hakkında
katılımcılara bilgi verdi. Atalay, “Bu portreleri 10 yıl önce yapmaya başladım. Edebiyat
tarihine damgasını vurmuş çok değerli şair ve yazarların portrelerini yaparken çok
büyük heyecan duydum. Onlar bizim için çok değerliler. Benim için resim ve edebiyat
birbirini besleyen şeyler. Ben bu sanatçıların unutmasını istemiyorum. O nedenle
portrelerini yaptım ve sizlerin beğenisine sunuyorum” diye konuştu.

“Toplumca edebiyatın iyice bittiği yılları yaşıyoruz”

Serginin incelenmesinden sonra söyleşi ve imza etkinliklerine geçildi. İlk olarak
Mehmet S. Aman ve Hürriyet Yaşar tarafından “Öykü Dünyası” isimli söyleşi
gerçekleştirildi. Söyleşide konuşan Mehmet S. Aman, “Tepebaşı Belediyesi’ne hem
kendi adıma hem gazetem adına hem de kıymetli yol arkadaşlarımız adına teşekkür
ediyorum. Pandemiden sonra hepimizin hayatı çok değişti. Okuma alışkanlıklarımız
değişti, izleme alışkanlıklarımız değişti, yazma alışkanlıklarımız değişti. Herkes bir
şeyler yazmaya başladı. Şunu çok açık bir şekilde gördük ki pandemi döneminde
yayınevlerinin en çok yöneldikleri kitaplar öykü oldu. Çünkü herkes öykü yazmaya
başladı. Bu biraz içinde bulunduğumuz edebiyat dünyasında hem çok sert bir şekilde
nereye gidildikleri belli olmayan bir kavram olarak önüne çıktı. Bazı kesimler de
insanlar ne güzel öykü yazıyor. Bırakın yazsınlar. Cümlelerini duymamıza neden oldu.
Fakat o kadar ürünle haşır neşir olmaya başladık ki öykünün temel niteliklerinin
olmadığı öyküleri okumaya başladık. Anı formunda yazılan metinlere öykü dendiğini ve
bu kitaplara ödül verildiğini gördük. Bizim bir edebiyat kalıbımız var. Bu sınırları belli
olmayan yazı türlerinin iyi bir metin olduğunu söyleyegeldiler. Pandemide de bunu çok
gördük. Toplumca edebiyatın iyice bittiği son 5 yılı yaşadık ve yaşamaya da devam
ediyoruz. Pandemiden sonra süre gelen öykü yazma ve öykü okuma alışkanlıklarımızın
aslında belirsiz bir hal aldığını gözlemlemek mümkün. Neye öykü diyoruz, neye öykü
demeliyiz. Bu sorular eleştirmenler arasında sorulan sorular” diye konuştu.

“Öğrendiğim kaba gerçekler hiç değişmedi”

Hürriyet Yaşar ise şöyle konuştu: 1980’leirn ortalarında hatta 1990’ların sonuna
kadar emperyalizm kaynaklı, iş birlikçi kapitalizm kaynaklı bir yönlendirmenin içinde
bulduk kendimizi. O duman altı yıllarında geçti benim yazmayı öğrenme yıllarım. Bu
duman altı ortamı kırılmamış olarak hala sürüyor. 12 Eylül siyasal kırılmasının ardından
sanatta yaşatılanlar, sanatta siyasal, toplumsal güncel konunun sanatlaştırılmasının
unutturulması oldu. Öykücü güncel, sanatsal, toplumsal konuyu nasıl öyküleştireceğini
unuttu. Hatta 12 Eylülden önce bunu çok iyi bilen sanatçı bile unuttu. Onlar da kötü
yazmaya başladılar. Bu durumda biz yeni yazıyorduk. Biz o günlerden 1990’ların
ortalarına kadar bir kötüleme, gözden düşürme ve parlatma gibi bir duman altı
ortamında yaşadık. Ben öykü yazmayı son 15 yılda öğrendim. Benim iç direncim hiçbir
zaman duman altı ortamına inanmamı sağlamadı. 1980 öncesinde öğrendiğim kaba
gerçekler hiç değişmemişti.

Söyleşinin ardından ise Yazarlar Aman ve Yaşar, kitaplarını okuyucuları için
imzaladı.

“Tarihimizin en kapsamlı yoksullaşmasının başındayız”

İmza töreninin ardından ise Yıldırım Koç’un konuşmacı olduğu “Türkiye İşçi
Sınıfı Tarihi” konulu söyleşiye geçildi. Burada konuşan Koç, “Türkiye tarihinde işçi
sınıfı hareketi açısından çok ilginç bir sürecin henüz başındayız. Türkiye’de yüzde 80
oranında işgücünü satarak gelirini sağlayan insanlar var. Türkiye tarihinde ilk kez böyle
oluyor. Türkiye tarihinde de ilk kez, Türkiye’de emeği ile geçinen insanların çok hızlı
bir şekilde yoksullaştığı koşullarda iktidarda Cumhuriyete ve Atatürk’e dostça
bakmayan bir kesim var. Laikliğe karşı olan bir kesim var. Bu tarihimizde ilk kez
oluyor. Bizim insanımız bu konularda son derece duyarlıdır. Türkiye tarihinde işçiler
lehine en fazla kanunun ve yönetmeliğin çıkarıldığı, işçi ücretlerinin arttığı en iyi
dönem 1950-60 arasıdır ve herkes Demokrat Parti’yi desteklemiştir. Demirel
döneminde yeni iş yerleri açıldı, iş imkanları çoğaldı, gelirler arttı, kıdem tazminatları
konusunda emeklilik konusunda başka ülkelerde olmayan haklar verildi. İşçiler o zaman
Adalet Partisini destekledi. Özal döneminde hak kayıpları var. Sonra geri alındı. Adalet
ve Kalkınma Parti’sinin iktidarlığında da belli dönemlerde haklar aldı. Ama şimdi
tarihimizin en kapsamlı yoksullaşmasının başındayız. Bu yaşadığımız süreç tarihte ilk
defa başımıza geliyor. İşçi hareketinin tarihini bilmeden bugünü anlamak mümkün
değil” diyerek öngörülerini anlattı.

Koç, söyleşinin ardından okuyucuları için kitaplarını imzaladı.

Sanat ve sanatçılar konuşuldu

Güven Baykan ve A. Celal Binzet’in konuşmacı olarak yer aldığı “Sanat ve
Sanatçılar” konulu söyleşi ile etkinliğin ilk günü tamamlandı. Söyleşinin ardından
Baykan ve Binzet kitaplarını okuyucuları için imzaladı.

Etkinliğin ikinci günü olan 20 Aralık Cumartesi günü ise saat 13.00’te
başlayacak söyleşi programıyla devam edecek. Gün boyunca Şaduman Halıcı, Tolga
Aydoğan, Halil Özcan, Orhan Bursalı, Özlem Yüzak, Işık Kansu, Eren Aysan, Güven
Baykan ve Zeynep Oral çeşitli başlıklarda söyleşiler gerçekleştirecek.

Atatürk’ün kültür politikalarından günümüzün düşünsel dönüşümlerine, sanat ve
edebiyattan toplumsal meselelere uzanan geniş bir içeriğin yer aldığı etkinlik ücretsiz
olarak düzenleniyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.