Sakarya Vadisi Bir Maden Bölgesine Çevrilmek İsteniyor!
Sakarya Vadisi Bir Maden Bölgesine Çevrilmek İsteniyor!
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir Alpagut - Atalan Bölgesinde bulunan altın madeni ve Beylikova'da bulunan Nadir Toprak Elementleri tesisi ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Haber Giriş Tarihi: 24.10.2025 08:23
Haber Güncellenme Tarihi: 24.10.2025 08:31
Kaynak:
Haber Merkezi
www.porsukhaberajansi.com
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir Alpagut - Atalan Bölgesinde bulunan altın madeni ve Beylikova'da bulunan Nadir Toprak Elementleri tesisi ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Düzenlenen basın toplantısında Alpagut - Atalan Bölgesinde planlanan altın madeni ile ilgili konuşan Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir şu ifadeleri kullandı;
"Konumuz Mihalgazi Alpagut-Atalan alanı, yer alması planlanan altın ve gümüş işleme maden sahasıdır. Bu saha nasıl bir önem taşıyor? Bu sahanın önemi şudur: Türkiye’de mikroklima iklimine sahip nadir bölgelerden biridir. Sakarya Vadisi bölgesi olarak değerlendiriliyor. Sakarya Nehri’nin doğrudan beslediği bu alanda doğa turizminin olması gerekirken, yani bitki örtüsü çeşitliliğiyle, tarımsal faaliyet zenginliğiyle, doğası ve havasıyla “bacasız fabrika” olarak değerlendirdiğimiz turizm sektöründe önem atfetmesi gerekirken maalesef bu alan, talan noktasında bir maden bölgesine çevrilmek isteniyor.
Binlerce ağacın katledilmesi, bölgede süregelen tarımsal faaliyetlerin sekteye uğraması, birçok canlı türünün yaşam alanının yok edilmesi, gelecek nesillere güzellikler yerine harabeler bırakılması, su krizinin yaşanması olasılığı yüksek olan ülkemizde ve şehrimizde su kaynaklarımızın pervasızca harcanması gibi durumlar göz önünde bulundurulduğunda, her vatanseverin bu faaliyet karşısında net bir duruş sergilemesi gerekiyor.
Burada bizim önemsediğimiz en önemli nokta şu: İki hafta önce il başkan yardımcımız tarafından Eskişehir’in olası deprem durumu ile ilgili bir paylaşım yapılarak kamuoyu bilgilendirildi. Bugün de o paylaşıma entegre olarak, Alpagut-Atalan altın maden sahasının bulunduğu alanı ve bu alanda yer alan iki tane aktif, net olarak aktif fay hattını gündeme getiriyoruz. Bu fay hatları görselde siyah çizgilerle belirtilmiş durumda ve bir aktif fay hattının mevcut maden sahası içerisinde yer alma olasılığı oldukça yüksek. Olmadığını varsaysak bile, yakınlığı itibarıyla oluşacak herhangi bir depremde bu fayların bölgede yaratacağı sarsıntı, siyanür havuzları üzerinden doğanın tamamen tahrip olmasına, yer altı sularının siyanürle zehirlenmesine ve hatta Sakarya Nehri’nin dahi kirlenmesine yol açabilir.
Biz bu konuyu ilk olarak iki yıl önce Erzincan İliç’te gündeme getirdik. İliç’te hâlihazırda işletilen altın madenine Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ giderek buradaki tehlikeyi kamuoyuyla paylaşmıştı. Aradan bir yıl gibi kısa bir süre geçtikten sonra yaşanan facia ve kaybettiğimiz canlar, bu tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Benzer faciaların Alpagut-Atalan bölgesinde yaşanmasını istemiyoruz. Sakarya Vadisi’nin üretimde ve tarımsal faaliyetlerde büyük bir önemi olduğunu tekrar tekrar vurgulamak istiyoruz.
Biz Zafer Partisi olarak doğamızı, yaşam kaynaklarımızı ve su kaynaklarımızı makro kapitalizmin tahribatına karşı koruma mücadelesini sürdüreceğiz. Ancak gelinen noktada aldığımız bilgiler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde bu alana Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu verdiği yönünde. Artık sahada altın ve gümüş arama faaliyetleri başlayacak.
Bu süreçte, hükümetin yanında yer alan ve “beşli çete” olarak adlandırılan oluşum içinde önemli bir yeri olan Cengiz Holding yer alıyor. Cengiz Holding’e, genel başkanımızın İkizdere’de katıldığı bir organizasyonda gerekli yanıtlar verilmişti. O zaman da şöyle demiştik: “Evet, biz doğamızı korumak adına, sizin isminizin de geçtiği ‘Cengiz yasaları’na karşı gerekli hukuki mücadeleyi vereceğiz.” Kendileri genel başkanımızı mahkemeye vermişti ancak genel başkanımız bu davadan beraat etti.
Şimdi Alpagut ve Atalan bölgesinde binlerce ağacın katledileceği, yıllık ortalama 9,4 milyon ton su tüketimi beklenen bu madende, su ve doğa kaynaklarımız maalesef birilerinin elinde oyuncak hâline gelmek üzere. Biz Eskişehir halkı olarak bunun karşısında durmak zorundayız. Neden? Çünkü biz bir sömürü ülkesi değiliz. Afrika’daki insanların ne şartlarda yaşadığını biliyoruz. Birilerinin bu bölgedeki değerli madenleri sömürüp gitmesini, geride kalan kalıntılarla yöre halkının yaşamak zorunda kalmasını istemiyorsak, Eskişehir kamuoyu olarak bu olayın karşısında durmak zorundayız.
Bunu Eskişehir kamuoyuyla tekrar paylaşmak istiyoruz. Çeşitli derneklerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve siyasi partilerimiz bu konuda fiilen faaliyetlerini sürdürüyor. Bizler de sürdüreceğiz. Gerek çevre, gerek iklim, gerek su konusunda bu alanın açacağı tahribatın karşısında, tüm hukuki süreçlerde Zafer Partisi olarak Eskişehir halkının yanındayız. Eskişehir halkını bu konuda aktif biçimde mücadeleye ve dayanışmaya davet ediyorum."
Beylikova'da bulunan Nadir Toprak Elementleri Tesisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İl Başkanı Demir şu ifadelere yer verdi;
''Malumunuz, son dönemde önem arz eden nadir toprak elementleri konusu gündemdedir. Bu konu üzerine çeşitli açıklamalar yaptık ve uzman arkadaşlarımızla, maden mühendislerine bir rapor hazırlattık. Bu raporlar genel merkezimize peyderpey gönderildi. Sizinle de bu raporun birkaç önemli kısmını paylaşmak istiyorum.
Eskişehir ilimizin Beylikova ilçesinde bulunan nadir toprak elementleri rezervleri ilk kez 1970 yılında keşfedilmiştir. Yani yaklaşık 55 yıl önce keşfedilen bir rezerv alanından bahsediyoruz. Ancak teknolojik koşullar, bu elementlerin zaman zaman önem bakımından arka plana itilmesine yol açtığı dönemler yaşanmıştır. Bugün ise bu toprak elementleri, özellikle mıknatıs üretimi açısından büyük önem taşıdığı için ciddi şekilde ele alınması gereken bir konu haline gelmiştir.
Nadir toprak elementleri, toplam 17 bin 600 dönümlük maden alanına ait işletmede, 2011–2017 yılları arasında 310 lokasyonda 125 bin metre sondaj yapılarak, 60 bin numune alınmış ve 694 milyon ton rezerve ulaşılmış bir bölgeyi ifade etmektedir. Beylikova açısından bu durum oldukça önemlidir. Dünyada rezerv büyüklüğü bakımından ikinci sırada yer aldığımız artık kamuoyu tarafından da bilinmektedir. En fazla rezerve sahip birinci ülke Çin'deki maden sahasıdır; ikinci sırada ise 694 milyon tonluk rezerviyle Eskişehir’in Beylikova–Sivrihisar ilçelerini kapsayan saha yer almaktadır.
Bu rezerv alanında Enerji Bakanlığı’na bağlı Eti Maden tarafından florit ve baritin yanında lantan, seryum, praseodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum ve neodimyum gibi toplam 17 nadir toprak elementi tespit edilmiştir. Bu elementlerin en büyük özelliği bağlama kapasiteleridir. Yani bu alandaki minerallerin, madenlerin ayrıştırılması ve işlenmesi süreçlerinde önemli bir kolaylık sağlamaktadırlar. Bu bağlama kapasitesine sahip madenler bölgede oldukça yoğundur.
Bu elementler yüksek verimli mıknatısların üretiminde kullanılmaktadır. Bu mıknatıslar; savunma ve havacılık sanayisi başta olmak üzere rüzgâr türbinleri, elektrikli araçlar, pil sistemleri, petrokimya sanayi, seramik üretimi ve tıbbi görüntüleme sistemleri gibi birçok kritik alanda kullanılmaktadır.
Türk milletinin ve bizlerin kaygısı ise bu madenlerin yalnızca hammadde olarak ihraç edilmemesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilerleyen nesilleri için teknolojik olarak işlenmesi ve katma değerli ürünlere dönüştürülmesidir. Cumhurbaşkanımızın Amerika ziyareti sonrasında gündeme gelen, ABD Başkanı’nın bu alandaki taleplerine yönelik gelişmelerin Türk milleti adına olumlu sonuçlanması için kamuoyu oluşturmak bizlerin görevidir. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bahsettiğim raporun özetini genel merkezimize gerekli birimlere göndermiş bulunuyoruz."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sakarya Vadisi Bir Maden Bölgesine Çevrilmek İsteniyor!
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir Alpagut - Atalan Bölgesinde bulunan altın madeni ve Beylikova'da bulunan Nadir Toprak Elementleri tesisi ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir Alpagut - Atalan Bölgesinde bulunan altın madeni ve Beylikova'da bulunan Nadir Toprak Elementleri tesisi ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Düzenlenen basın toplantısında Alpagut - Atalan Bölgesinde planlanan altın madeni ile ilgili konuşan Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir şu ifadeleri kullandı;
"Konumuz Mihalgazi Alpagut-Atalan alanı, yer alması planlanan altın ve gümüş işleme maden sahasıdır. Bu saha nasıl bir önem taşıyor? Bu sahanın önemi şudur: Türkiye’de mikroklima iklimine sahip nadir bölgelerden biridir. Sakarya Vadisi bölgesi olarak değerlendiriliyor. Sakarya Nehri’nin doğrudan beslediği bu alanda doğa turizminin olması gerekirken, yani bitki örtüsü çeşitliliğiyle, tarımsal faaliyet zenginliğiyle, doğası ve havasıyla “bacasız fabrika” olarak değerlendirdiğimiz turizm sektöründe önem atfetmesi gerekirken maalesef bu alan, talan noktasında bir maden bölgesine çevrilmek isteniyor.
Binlerce ağacın katledilmesi, bölgede süregelen tarımsal faaliyetlerin sekteye uğraması, birçok canlı türünün yaşam alanının yok edilmesi, gelecek nesillere güzellikler yerine harabeler bırakılması, su krizinin yaşanması olasılığı yüksek olan ülkemizde ve şehrimizde su kaynaklarımızın pervasızca harcanması gibi durumlar göz önünde bulundurulduğunda, her vatanseverin bu faaliyet karşısında net bir duruş sergilemesi gerekiyor.
Burada bizim önemsediğimiz en önemli nokta şu: İki hafta önce il başkan yardımcımız tarafından Eskişehir’in olası deprem durumu ile ilgili bir paylaşım yapılarak kamuoyu bilgilendirildi. Bugün de o paylaşıma entegre olarak, Alpagut-Atalan altın maden sahasının bulunduğu alanı ve bu alanda yer alan iki tane aktif, net olarak aktif fay hattını gündeme getiriyoruz. Bu fay hatları görselde siyah çizgilerle belirtilmiş durumda ve bir aktif fay hattının mevcut maden sahası içerisinde yer alma olasılığı oldukça yüksek. Olmadığını varsaysak bile, yakınlığı itibarıyla oluşacak herhangi bir depremde bu fayların bölgede yaratacağı sarsıntı, siyanür havuzları üzerinden doğanın tamamen tahrip olmasına, yer altı sularının siyanürle zehirlenmesine ve hatta Sakarya Nehri’nin dahi kirlenmesine yol açabilir.
Biz bu konuyu ilk olarak iki yıl önce Erzincan İliç’te gündeme getirdik. İliç’te hâlihazırda işletilen altın madenine Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ giderek buradaki tehlikeyi kamuoyuyla paylaşmıştı. Aradan bir yıl gibi kısa bir süre geçtikten sonra yaşanan facia ve kaybettiğimiz canlar, bu tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Benzer faciaların Alpagut-Atalan bölgesinde yaşanmasını istemiyoruz. Sakarya Vadisi’nin üretimde ve tarımsal faaliyetlerde büyük bir önemi olduğunu tekrar tekrar vurgulamak istiyoruz.
Biz Zafer Partisi olarak doğamızı, yaşam kaynaklarımızı ve su kaynaklarımızı makro kapitalizmin tahribatına karşı koruma mücadelesini sürdüreceğiz. Ancak gelinen noktada aldığımız bilgiler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde bu alana Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu verdiği yönünde. Artık sahada altın ve gümüş arama faaliyetleri başlayacak.
Bu süreçte, hükümetin yanında yer alan ve “beşli çete” olarak adlandırılan oluşum içinde önemli bir yeri olan Cengiz Holding yer alıyor. Cengiz Holding’e, genel başkanımızın İkizdere’de katıldığı bir organizasyonda gerekli yanıtlar verilmişti. O zaman da şöyle demiştik: “Evet, biz doğamızı korumak adına, sizin isminizin de geçtiği ‘Cengiz yasaları’na karşı gerekli hukuki mücadeleyi vereceğiz.” Kendileri genel başkanımızı mahkemeye vermişti ancak genel başkanımız bu davadan beraat etti.
Şimdi Alpagut ve Atalan bölgesinde binlerce ağacın katledileceği, yıllık ortalama 9,4 milyon ton su tüketimi beklenen bu madende, su ve doğa kaynaklarımız maalesef birilerinin elinde oyuncak hâline gelmek üzere. Biz Eskişehir halkı olarak bunun karşısında durmak zorundayız. Neden? Çünkü biz bir sömürü ülkesi değiliz. Afrika’daki insanların ne şartlarda yaşadığını biliyoruz. Birilerinin bu bölgedeki değerli madenleri sömürüp gitmesini, geride kalan kalıntılarla yöre halkının yaşamak zorunda kalmasını istemiyorsak, Eskişehir kamuoyu olarak bu olayın karşısında durmak zorundayız.
Bunu Eskişehir kamuoyuyla tekrar paylaşmak istiyoruz. Çeşitli derneklerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve siyasi partilerimiz bu konuda fiilen faaliyetlerini sürdürüyor. Bizler de sürdüreceğiz. Gerek çevre, gerek iklim, gerek su konusunda bu alanın açacağı tahribatın karşısında, tüm hukuki süreçlerde Zafer Partisi olarak Eskişehir halkının yanındayız. Eskişehir halkını bu konuda aktif biçimde mücadeleye ve dayanışmaya davet ediyorum."
Beylikova'da bulunan Nadir Toprak Elementleri Tesisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İl Başkanı Demir şu ifadelere yer verdi;
''Malumunuz, son dönemde önem arz eden nadir toprak elementleri konusu gündemdedir. Bu konu üzerine çeşitli açıklamalar yaptık ve uzman arkadaşlarımızla, maden mühendislerine bir rapor hazırlattık. Bu raporlar genel merkezimize peyderpey gönderildi. Sizinle de bu raporun birkaç önemli kısmını paylaşmak istiyorum.
Eskişehir ilimizin Beylikova ilçesinde bulunan nadir toprak elementleri rezervleri ilk kez 1970 yılında keşfedilmiştir. Yani yaklaşık 55 yıl önce keşfedilen bir rezerv alanından bahsediyoruz. Ancak teknolojik koşullar, bu elementlerin zaman zaman önem bakımından arka plana itilmesine yol açtığı dönemler yaşanmıştır. Bugün ise bu toprak elementleri, özellikle mıknatıs üretimi açısından büyük önem taşıdığı için ciddi şekilde ele alınması gereken bir konu haline gelmiştir.
Nadir toprak elementleri, toplam 17 bin 600 dönümlük maden alanına ait işletmede, 2011–2017 yılları arasında 310 lokasyonda 125 bin metre sondaj yapılarak, 60 bin numune alınmış ve 694 milyon ton rezerve ulaşılmış bir bölgeyi ifade etmektedir. Beylikova açısından bu durum oldukça önemlidir. Dünyada rezerv büyüklüğü bakımından ikinci sırada yer aldığımız artık kamuoyu tarafından da bilinmektedir. En fazla rezerve sahip birinci ülke Çin'deki maden sahasıdır; ikinci sırada ise 694 milyon tonluk rezerviyle Eskişehir’in Beylikova–Sivrihisar ilçelerini kapsayan saha yer almaktadır.
Bu rezerv alanında Enerji Bakanlığı’na bağlı Eti Maden tarafından florit ve baritin yanında lantan, seryum, praseodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum ve neodimyum gibi toplam 17 nadir toprak elementi tespit edilmiştir. Bu elementlerin en büyük özelliği bağlama kapasiteleridir. Yani bu alandaki minerallerin, madenlerin ayrıştırılması ve işlenmesi süreçlerinde önemli bir kolaylık sağlamaktadırlar. Bu bağlama kapasitesine sahip madenler bölgede oldukça yoğundur.
Bu elementler yüksek verimli mıknatısların üretiminde kullanılmaktadır. Bu mıknatıslar; savunma ve havacılık sanayisi başta olmak üzere rüzgâr türbinleri, elektrikli araçlar, pil sistemleri, petrokimya sanayi, seramik üretimi ve tıbbi görüntüleme sistemleri gibi birçok kritik alanda kullanılmaktadır.
Türk milletinin ve bizlerin kaygısı ise bu madenlerin yalnızca hammadde olarak ihraç edilmemesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilerleyen nesilleri için teknolojik olarak işlenmesi ve katma değerli ürünlere dönüştürülmesidir. Cumhurbaşkanımızın Amerika ziyareti sonrasında gündeme gelen, ABD Başkanı’nın bu alandaki taleplerine yönelik gelişmelerin Türk milleti adına olumlu sonuçlanması için kamuoyu oluşturmak bizlerin görevidir. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bahsettiğim raporun özetini genel merkezimize gerekli birimlere göndermiş bulunuyoruz."
En Çok Okunan Haberler