SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hasan Demir

Porsuk Haber Ajansı - Hasan Demir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hasan Demir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İl Başkanı Demir'den Seyitgazi Orman Yangını İle İlgili Sorular! Haber

İl Başkanı Demir'den Seyitgazi Orman Yangını İle İlgili Sorular!

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir düzenlediği basın toplantısında Seyitgazi'de meydana gelen orman yangını ile ilgili saha ziyaretini ve yapılan çalışmaları değerlendirdi. "Seyitgazi yangınının müdahalesi esnasında şehit düşen 5 tane orman işçimiz ve 5 tane AKUT gönüllüsü arkadaşımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyor, büyük Türk Milletine baş sağlığı diliyoruz." diyerek sözlerine başlayan Zafer Partisi İl Başkanı Hasan Demir yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli Eskişehirliler, Kıymetli basın mensupları, Ülke gündemine yetişmekte zorlandığımız bir süreçten geçiyoruz. Ekonominin can alıcı bir hal alması, yaşanan onlarca olumsuzluk, muhalefete yapılan ciddi baskılar, bu ve benzeri yaşadığımız gündem maddeleri her gün normal bir hal almaya başladı. Seyitgazi yangınının müdahalesi esnasında şehit düşen 5 tane orman işçimiz ve 5 tane AKUT gönüllüsü arkadaşımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyor, büyük Türk Milletine baş sağlığı diliyoruz. Eskişehir / Seyitgazi ilçesi, Çukurca-Şükranlı mevkilerinde başlayan orman yangınına müdahale edilirken aynı saatlerde Eskişehir Büyükyayla mevkiinde başlayan ve 10 şehit verdiğimiz faciada, şu sıralarda yangın kısmen kontrol altına alınmış; ikinci kez harlanıp büyümemesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Yeşil vatanı korumak için şehit düşmüş kahraman orman işçilerimize ve AKUT gönüllülerimize Tanrı’dan rahmet; yaralılarımıza acil şifalar diliyor; büyük Türk milletine baş sağlığı diliyoruz. Ayrıca sahada canla başla görev yapan orman işçilerimize, civar illerimizin ve şehrimizin belediye personellerine ve arama/kurtarma gönüllülerimize kolaylıklar diliyoruz. 24 Temmuz perşembe günü yani dün sabah erken saatlerde, çalışmalar ve yangının seyriyle alakalı bilgiler edinmek ve incelemeler yapmak üzere bölgedeydik. Başta Seyitgazi Belediye Başkanımız Uğur Tepe olmak üzere vardığımız esnada orada bulunan Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt ile diğer yetkililerimize yaşanan süreçle alakalı verdikleri bilgiler için teşekkür ederiz. Bunun yanı sıra bölgedeki vatandaşlarımız, diğer yetkililer ve gönüllülerden aldığımız bilgiler ile gözlemlediğimiz hususları tartıp bir süzgeçten geçirdiğimizde; geçmişte başta Marmaris ile İzmir yangınları olmak üzere elde ettiğimiz tecrübeleri hatırladığımızda, bu yangınla alakalı bazı soruları sormak kaçınılmaz oluyor. Hele ki mevcut hükümet, geçmişte ormanlar yine böyle cayır cayır yanarken, Türk Hava Kurumu uçakları parça eksikliği veya düşük adetler sebebiyle söndürme çalışmalarında yetersiz kalırken, halihazırda Devlet Planlama Teşkilatı’nın ortadan kalktığı; plansızlığın ve öngörünün yerlerde olduğu bir Saray Rejimi düzeni tümüyle devam ediyorsa, aşağıda soracağım soruları kimsenin yadırgayacağını sanmıyorum. 1. 2700 km2’lik Eskişehir’de, kuş uçuşu yaklaşık 17 km. uzaklıkta ve aynı ilçe/müdahale ekibi sınırları içerisinde, yakın zamanlarda iki ayrı yangının çıkması tesadüf müdür? Şahsen benim pek tesadüflerle işim yoktur. Hele ki söz konusu vatansa… Cevabını bugün dahi en yetkili kimselerin pek bilmediği bir soruyla devam edeyim. 2. Koordinasyon yetkisi kimde? Alana gittiğimizde ortada bir telaş, bir hengame vardı. Büyük sıkıntılar yaşandığını tespit ettik. Koordinasyon AFAD’da mı, Orman Genel Müdürlüğü’nde mi? Yoksa her ekip, birbirinden habersiz bir şekilde çalışmalar yürütüyor, çalışmaları duruma göre mi şekilleniyor? Eğer “Hayır, koordinasyon şu birimde, çalışmalar uyum içinde yürüyor” diyorsanız, bir soru daha… 3. Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma (OBAK) birimi yangın yön değiştirdiği esnada bölgeden çekilebiliyor, Seyitgazi Belediye Başkanı ile görüştük yangının yön değiştirmesiyle ekipleri alandan çektiklerini ifade etti. Diğer personeller bölgeden ayrılabiliyorsa şehit düşen orman işçilerimiz ve gönüllülerimiz neden ateşin içinde kalıyor? Burada çok büyük çelişkiler var. Emir geldi de dinlemediler mi? İletişim mi sağlanamadı? İletişim varsa bu iletişimi kim yönetiyor? Neden bu facia yaşandı? Bunun alt yapısına indiğimizde Orman Genel Müdürlüğü’nün son dönemde ormana aldığı yangın işçilerinin ciddi bir eğitimden geçmediğini çeşitli kaynaklardan bilgi olarak elde etmiş bulunuyoruz. Tolunay kardeşimiz bir aylık işçi iken yangına resmen bir alt yapısı olmadan sürüklenmek zorunda kalmış. Bu personel yetersizliği mi, envanter yetersizliği mi bunun tespitini mevcut yapıdan talep ediyoruz. Bakın AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Barış Altan Doğan, iki gün önce bu konuyla ilgili ne diyor? “Yangının olduğu alanda telsiz ve telefon iletişimi mümkün değil. Role kurmamıza rağmen telsizden haberleşemedik. Şu anda haber alamadığımız arkadaşlarımız var. Onlarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere çalışmalar bakanlık tarafından başlatıldı.” Görüyoruz ki bırakın saydığım tüm hususları, daha kahramanlarımız yeşil vatanı savunmak için canını siper ederken bölgede sağlıklı bir iletişim tesis edilememiş. Bir müdahale esnasında iletişim net sağlanamıyorsa o müdahale sınıfta kalmış demektir. O insanların hangi alanda ne şekilde konumlanacağını bu irtibatla sağlayabilirsiniz. Aklıma, fiyatı 1000 liradan başlayan gaz dedektörleri ile açığa çıkan gaz neticesinde şehit düştükleri açıklanan Mehmetçiklerimiz geldi. Tanıdık değil mi? Bunu da hatırlamakta, hatırlatmakta fayda var… Son süreçte yaşanan yüzlerce orman yangını, yangında alınması gereken tedbirler, yangın söndürme noktasında ki yetersizlikler Türk toplumunu ve bizleri endişelendirmiştir. Yıl 2025 yangında 10 şehit veriyoruz. Dün iki şehit cenazesine katıldım. İki ateş düşen evin annesinin babasının feryatlarını iliklerime kadar hissettim ve tüm Türkiye hissetti. Biz 2025 yılında her türlü teknolojinin tavan yaptığı dönemde kendi insanımızı, kendi neferlerimizi bu tür felaketlerle toprağa vermek zorunda değiliz. Bunun yanı sıra bölgedeki şebeke sorununu akşam saatlerinde Turkcell’in mobil baz istasyonunu getirerek çözmeye çalıştığınızı ancak bakanlık yetkilileri ve siyasiler peşi sıra gelmeye başlayınca diğer takviyeler ile alanda ve diğer noktalarda şebeke problemini çözdüğünüzü ise biliyoruz. Bu konuda ilgili yetkililere teşekkür ederiz! 4. Orman Genel Müdürlüğü’nün yetişmiş saha personellerinde emekliliğin fazlalaştığını, bu yüzden tecrübeli ve nitelikli personel sayısında sıkıntı yaşandığını; yangın sezonu açılmaya çok az bir zaman kala apar topar personel alındığını ve eğitim almamış veya ne derece eğitimli/tecrübeli olduğu tartışılan kahramanlarımızın alevlerle başbaşa bırakıldığı doğru mu? Doğru değil diyorsanız, size önceden köyünün artık tüm Türkiye’nin gururu; henüz on beş günlük evli ve yalnız bir aylık orman işçisi şehit Tolunay Kocaman’dan selam getiriyorum. Tolunayımız tek bir örnek değil, bunu siz de biliyorsunuz. 5. Yangının olduğu bölgede ve dün itibarıyla endişeyle yayılması beklenen Kütahya istikametinde ekipler dün akşamdan bu yana bu konuyla ilgili önlemler almaya başlamış durumda, maden ruhsat başvuruları var mıdır? Gözaltına alındığı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı basına yansıyan 2 kişinin bu faaliyetlerle veya “Ateşin Çocukları” denen “onun bunun çocukları” ile bir bağı var mıdır? Bu soruların yanıtlarını Cumhuriyet Başsavcılığımız elbet araştıracak ve inanıyoruz ki ilgili makamlarımız kamuoyunu aydınlatacaktır. Değerli basın mensupları, Saygıdeğer Eskişehir halkı, Biz milletçe şatafat içinde yaşamak değil; güven içinde yaşamak istiyoruz. 2025 yılında bu şekilde ölmek istemiyoruz. Yangınların ne şekilde çıktığının araştırılmasını, yangında parmağı olanların cezalandırılmasını talep ediyoruz. Sizlere, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğaya bakışını da tekrar hatırlatmak istiyorum. Yalova’da bulunan “Yürüyen Köşk”... Bu köşkün inşası sonrasında yanında bulunan ulu çınar ağacının köşke zarar vereceği gerekçesiyle dallarının budanması sırasında Atatürk “Dal kesilmeyecek, köşk kaydırılacak.” cevabını vermiştir. Aynı şekilde o dönemlerde Ankara Belediye Reisi, Atatürk’e Ankara’nın imar planları konusunda bilgilendirmede bulunduktan sonra Atatürk’ün “Sanırım ağaçlandırmayla alakalı projeleriniz başka sayfalarda?..” diye cevap verdiğini hatırladığımızda, vatan toprağına ve doğaya ne şekilde önem verdiğini görüyoruz Cumhuriyet değerleri sadece ormanlar ve doğa noktasında değil bir çok noktada tahrip ediliyor. Bizler Türk Milleti olarak kadınlarımızı, çocuklarımızı, hayvanlarımızı kendimiz korumak zorunda kaldığımız; tüm kesimleriyle güvensiz hisseden toplumumuzda, artık doğamızın da güvende olmadığını bildiğimiz yurdumuzda, artık her yönden kendi güvenliğimizi kendimiz sağlamak zorunda olduğumuz bir dönemde yaşıyoruz. Buna mecbur bırakılıyoruz. Devlet olmanın olmazsa olmaz kuralı nedir: “Biz devletin bekası ve devamlılığı adına çalışırız, maddi ve manevi yıpranırız ancak devlet de milletine sahip çıkar. Kadınına, çocuğuna, doğasına sahip çıkar! Artık bu konuda devletten gerekli hassasiyetleri bekliyoruz ve ivedilikle üstüne düşülmesini yalnızca Zafer Partisi adına değil Türk milleti adına talep ediyoruz. Son süreçte 2014 yılı ve sonrasını baz alarak 4 - 5 örnekle hafıza tazelemek istiyorum. 2014 yılı Soma Maden Faciası 301 canımızın feda edildiği maden faciası, 2018 yılında Çorlu Tren kazasında toprağa verdiğimiz 25 canımız. Daha dün Bolu'da 78 tane vatan evladı beraberinde metan gazı zehirlenmesinden 12 askerimiz ve iki gün önce yaşadığımız orman yangını faciasında 10 vatan evladımızı toprağa verdik. Biz bunların durması için gerekli çalışmaların yapılmasını arzu ediyoruz. Siz yapmayacaksınız bizler Türk Milliyetçileri ve Atatürkçüler olarak bütün gücümüzle Türk Milleti ile omuz omuza vererek bunları yapmaya kararlıyız, Türk Milletinin hiç şüphesi olmasın! Hepinize saygılarımla."

Ümit Özdağ Vicdanlarda Beraat Etmiştir! Haber

Ümit Özdağ Vicdanlarda Beraat Etmiştir!

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir, 150 gündür tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tahliye kararının ardından bir açıklama yaptı. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın Silivri'de görülen davasını yerinde takip eden ve tahliye kararının ardından bir açıklama yapan İl Başkanı Hasan Demir şu ifadelere yer verdi; "Yaklaşık 150 gündür süren haksız, hukuksuz tutuklama süreci 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezası ve herhangi bir denetime gerek duyulmayarak Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın tahliyesiyle mahkeme tarafından karara bağlanmıştır. Sunulan onlarca delil, gösterilen onlarca emsal karara rağmen cezalandırmanın olması göstermiştir ki bütün muhalefet, vesayet altında bir hukuk düzeniyle muhattaptır. Sevindirici tek kısım Genel Başkanımızın tahliyesidir. Verilen hükmün hiçbir kanuni dayanağının olmamasını bir yere koyarak belirtmek gerekir ki verilen ceza istinaf ya da temyiz incelemesi neticesinde bozularak yok hükmünde sayılmaya mecburdur. Zira Ümit Özdağ vicdanlarda beraat etmiştir. Hukuk bunun gereğini elbette yerine getirecektir. Tek derdi Türk Milleti olan Ümit Özdağ'ı, Allah'ın izniyle bundan sonra eskisinden de fazla göreceksiniz. Geçen zorlu süreçte yanımızda olan Türk Milleti’ne şükranlarımızı sunuyor, adil ve müreffeh Türkiye’nin tesisi için daha fazla çalışacağımızın sözünü veriyoruz. Zafer, büyük Türk milletinin olacak!"

Genel Başkanımızın Tahliyesini ve Beraatini Bekliyoruz! Haber

Genel Başkanımızın Tahliyesini ve Beraatini Bekliyoruz!

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığı, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın 11 Haziran tarihinde görülecek duruşması öncesinde Eskişehir Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı. İl Başkanı Hasan Demir ve parti üyesi avukatların katıldığı Adliye Sarayı önünde yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Türkiye'de olan biten gelişmeleri kaygı ve endişe dolu duygu ve düşüncelerle izliyoruz. Türk Milletinin aleyhine olan ve uluslararası konjonktür ile ilgisi olduğuna inandığımız bu gelişmeler endişe verici boyuttadır. Bu nedenle Zafer Partisi'nin bütün Türkiye'de il ve ilçe başkanlıklarının katılımı ile biz avukatlar/ hukukçular Adliye binalarının önünde bu açıklamaya yapmak zorunda kalmış bulunuyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun tüm kurallarının vatandaşlarına eşit ve adaletli bir şekilde uygulanması hukuk devleti olmanın gereğidir. Ancak Genel Başkanımız Ümit Özdağ 141 gündür haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu olup, insan haklarına aykırı bir şekilde özgürlüğünden mahrum edilmiştir. Türkiye'de bir adalet ve yargı sorunu olduğu izahtan varestedir. Adaletin mülkün yani devletin temeli olduğu kabul edilirse bu çok can yakıcı bir sorundur. Bunun ülkeyi yöneten karar vericiler tarafından vakit geçirilmeksizin halli gerekmektedir. Unutulmasın ki; hukuk ve adil yargılama hepimiz için gerekli yaşamsal unsurlardır. Bu çerçevede Genel Başkanımız Ümit Özdağ'ın yarın yapılacak olan duruşmasında hukukun ve yasalara ilişkin kuralların objektif bir şekilde uygulanarak, Genel Başkanımızın tahliyesini ve akabinde beraatini bekliyoruz. Buradan iktidarın bütün mensuplarını, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, savcı ve hakimlerimizi, tüm siyasi partilerimizi hukuku korumaya ve adaleti tesis etmeye katkı sağlamaya çağırıyoruz. Türk Milleti yarın Silivri'de yapılacak olan duruşmada Ümit Özdağ'ın yanında olmalıdır. Çünkü onun şahsında yargılanan Türk Milletidir ve Ümit Özdağ Türk Milleti için rehin tutulmaktadır. Bizlerde başta avukatlar/hukukçular olmak üzere tüm Zafer Partililer orada olacağız. Bu durumun ortadan kalkması için tüm vatandaşlarımızı Silivri'de yapılacak olan duruşmada birlikte olmaya davet ediyoruz. Biz Zafer Partililer, Ümit Özdağ'ın Genel Başkanlığında mücadelemizi son nefese kadar sürdürme kararlılığındayız. Bunu da yorulmadan yılmadan gerçekleştireceğiz. Gün birlik olma günüdür! Türk Milletinin saygı değer bütün fertlerine ve henüz kontrol altına alınmamış medyamız eliyle kamuoyuna saygı ile duyurulur."

Zafer Partisi Eskişehir Teşkilatı Bayramlaşma Programında Buluştu Haber

Zafer Partisi Eskişehir Teşkilatı Bayramlaşma Programında Buluştu

Zafer Partisi Eskişehir İl ve İlçe Başkanlıkları Kurban Bayramı bayramlaşma programında bir araya geldi. Bayramlaşma programında konuşan İl Başkanı Hasan Demir şu ifadelere yer verdi; ''Kurban Bayramı vesilesiyle, Zafer Partisi Eskişehir İl ve ilçe teşkilatları olarak gerçekleştirdiğimiz geleneksel bayramlaşma törenimize katılan/katılamayan tüm üye ve gönüllülerimize teşekkür ediyor; bu vesileyle Kurban Bayramımızı kutluyorum. Ne mutlu ki bir bayramı daha geride bıraktık, ibadetimiz dışında bir de aramıza zaman, mesafe veya başka sebepler girdiği için görüşmeye fırsat bulamadığımız nice eş, dost ve akrabamızı da bu vesileyle görme, hal-hatır sorma fırsatı bulduk. Bayramların böyle güzellikleri olduğu kadar, toplumun ve devletin içinde bulunduğu bazı durumlar da yok değil ve böyle günler de bizleri tekraren bu hususları düşünmeye sevk ediyor. Çünkü her ne kadar düşünmek istemesek de yaşadığımız ve şahit olduğumuz durumlar, ülkeyi ve vatansever her bir ferdin derdini dert edinenler olarak bizleri de böyle günlerde daha da üzüyor ve çoğu zaman söylenen bir söz, artık bir soruya dönüşüyor… Hepimizin bildiği meşhur klişe “Nerede eski bayramlar?” sözü, gerçekten artık klişe mi yoksa hakikaten artık hepimizin eskiye duyduğu özlemden çıkan, buruk bir tatla soru sorduran bir söz mü? Orta sınıfın ortadan kalktığı, gelir eşitsizliğinin genele, hukuksuzluğun ve adaletsizliğin muhalif yayıldığı Türkiye’de peki bu bayram, herkese bayram mıydı? Acaba kaç tatilci kısıtlı birikimi ve asgarisini ödediği kredi kartıyla başladığı tatilini daha yola çıkmadan akaryakıt istasyonunda selamlarken; yola çıktığında radar tuzaklarıyla, yolu bitirdiğinde karşısına çıkan fahiş hesaplarla tamamlamış ve “Nerede eski bayramlar?” diye düşünmüştür? Acaba kaç ailenin bayramı çocuklarına bayramlık almanın, konu-komşuya ikramlar hazırlamanın tatlı telaşıyla geçerken artık yerini kapı zili çaldığında korkuyla karışık mahçup bir telaşa dönüşmüştür? Bırakın torununu, komşu çocukları elini öptüğünde cebinde harçlığını da hazır tutan kaç büyüğümüz, bu bayramda elini öpen bir torununu güldürmek için günler öncesinden boğazından kısmıştır? Acaba yaşıtları dünyayı gezerken dört duvar arasına kapanan kaç emeklimiz, bırakın gezmeyi bu bayramı da atlattığı için kendini şanslı saymıştır? Sokakları bir kanser gibi saran suç şebekeleri, trafik canavarları, tecavüzcü ve sapıklar elini kolunu sallayarak dışarıda gezerken; onlarca kişiyi katleden terör hükümlüleri kirli pazarlıklar neticesinde beraat ederken onların elinde can veren vatan evlatlarının aileleri için de bu bayram, eski bayramlardan mıdır? Hazır hazırda bırakın aylarca iddianame bekleyenleri, daha en baştan tutukluluğuna somut tek bir gerekçe olmadığı halde sırf muhalif olduğu, “düşünce suçlusu” olduğu için cezaevlerinde rehin tutulan nice mahkumlar ve aileleri için de bu bayram, eski bayramlardan mıdır? Özetle, tutuklu bulunanlar bir yana, 21. yüzyılda hala düşüncesini özgürce ifade edemeyen, ettiğinde başına gelecekleri düşünen milyonlarca yurttaş için Türkiye bir açık hava hapishanesine dönüşürken bu bayram ne bizim için, ne Türkiye için eski bayramlardan değildir. “Nerede eski bayramlar” sözü, hiç bu kadar klişeden uzak ve gerçekçi olmamıştır. Son olarak, işte bu gerçekliğin ortasında hatırlatırım ki Zafer Partisi olarak bizler de, Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın hepimize ilham veren vatan mücadelesi Silivri cephesinde sürerken, 11 Haziran günü gerçekleşecek duruşması için yola çıkmaya ve onunla birlikte tarihe not düşmeye hazırlanıyoruz. Hak, hukuk ve adalet mücadelemiz sürerken bir yanda karşı karşıya kaldığımız komplolar ve kirli pazarlıklardan birer birer çıkıyor, diğer yanda içinde bulunduğumuz şartları Türk milletinden yana değiştirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Bunlar yaşanırken de elbette önümüzdeki bayramların her yönden çok daha iyi ve eski günlerdeki gibi yaşandığı bir Türkiye’yi özlüyoruz ve bunu tekrar gerçekleştirmek için sahip olduğumuz motivasyonun, günden güne arttığını altını çizerek hatırlatıyoruz. Türk milletine sağlık, mutluluk ve huzur; Türk devletine hak, hukuk ve adalet dileklerimle. Kurban Bayramımız kutlu olsun.''

Türk Milleti'ni Uyutma ve Aldatma Politikasıdır Haber

Türk Milleti'ni Uyutma ve Aldatma Politikasıdır

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir terör örgütü PKK'nın silah bırakma kararına yönelik olarak bir açıklama yaptı.  İl Başkanı Demir yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Sözde barış, özde ihanet süreci nihayet yeni mikroplarını sahaya sundu. 5-7 Mayıs tarihlerinde toplandığı duyurulan eli kanlı terör örgütü pkk'nın sözde kongresi, 11 Mayıs itibarıyla bir manifesto yayınladı ve silah bırakacağı şartların bir kısmını deklare etti. Peki öncelikli şartların ilk kısmı nedir diye baktığımızda karşımıza son dönem belli cenahların kinini net olarak kustuğu Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası çıkıyor. Yedi düvelle savaştığımız, on binlerin, yüz binlerin ve hatta milyonların feda edildiği 1. Dünya Savaşı cepheleri ve Şanlı İstiklal Harbimizin kazanımı olan Lozan’ı ve beraberinde üniter yapımızın temeli 1924 Anayasası'nı ilk hedef olarak ortaya koyan yapılar, tüm gücüyle Sevr paçavrasının günümüze uyarlanmış hali olan Büyük Ortadoğu Projesi’ne sarılmış; atalarımızın emperyalizme karşı verdiği mücadele neticesinde elde ettiği tüm kazanımları ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Bu manifesto bize net olarak göstermektedir ki; ‘koşulsuz şartsız silah bırakma’ masalı tamamen Türk Milleti’ni uyutma ve aldatma politikasıdır. Küresel güçlerin talimatlarıyla hareket eden cenahlar şunu iyi bilmektedir ki Türk milleti, Lozan’da kazandıklarını hiçbir şartta elinden çıkarmayacak, 1924 Anayasına Türk kavramını kanıyla yazdırdığı gibi, kanıyla canıyla muhafaza edecektir. Önümüzdeki süreç büyük ihtimalle bir referandum getirecek, Türk Milleti de üzerine düşeni layıkıyla yapacaktır.  Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının onurlu dik duruşu!  Ne mutlu Türk'üm Diyene!"

Bıçak Kemiği Geçmiş, Sabır Taşı Çatlamıştır! Haber

Bıçak Kemiği Geçmiş, Sabır Taşı Çatlamıştır!

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından Eskişehir Adliye Sarayı önünde, yapılan hukuksuz uygulamalar ile Genel Başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tutukluluğuna ilişkin bir basın açıklaması yapıldı. Eskişehir Adliye Sarayı önünde bir basın açıklaması yapan Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir şu ifadelere yer verdi; "Her güne yeni bir ihanetle veya geçmişteki ihanetlerin etkileriyle başlayıp ertesi gün ne yaşayıp, ne göreceğimizi bilmiyoruz. Bekliyoruz... Çünkü gün geçmiyor ki sağlıktan eğitime, yargıdan siyasete bir operasyon yaşanmasın; cumhuriyetin bir değeri daha ayaklar altına alınmasın. Birkaç gün önce, sözde milliyetçi bir partinin önderliğinde yola çıkmış Bölücü Terör Örgütü'nün siyasi uzantılarının, teröristbaşının önce iletişim kanallarının ardından kendisinin fiziki özgürlüğünün tartışıldığını izledik. Ondan bir gün önce proje okulları kılıfıyla kendi çağ dışı projelerine uygun nesiller yetiştirmeyi hedefleyenlerin köklü liselerimizdeki kadro operasyonlarını yaşadık. Geçtiğimiz diğer günlerde ve haftalarda ise neler olduğunu tekrarlamamıza herhalde gerek yoktur. Bugün Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tutukluluğunda 86. gün. Kendisi, tutuklanmadan bir süre önce, İkinci Açılım İhaneti sürecinin zemininin oluşturulduğu bir zamanda, tıpkı geçmişte sınır güvenliğinden çocuk cinayetlerine; suçlular eliyle katledilen evlatlarımızdan, kimi şirketler tarafından katledilen doğamıza kadar her yerde olduğu gibi bu konuda da alanlara çıkmış; alanlara çıkmanın bir adım ötesinde, Mehmetçik Katillerine Af Yok Mitingleriyle "Süreci Baltalayacağını" ilan etmişti. Sayın Özdağ, 86 gün önce, Ergenekon Kumpası benzeri bir tertiplenme sonucunda, yetkisiz bir mahkeme tarafından önce farklı bir suçla gözaltına alınmış, ardından yeni bir suç uydurularak olaydan aylar sonra, olaya ilişkin birkaç saatte hazırlanmış bir polis raporuyla, kaçma şüphesi ve somut delil olmamasına rağmen tutuklandı. Geçtiğimiz günlerde nihayet hazırlanan iddianamesini de inceleme fırsatı bulduk ve içi boş, tekrara düşen, tamamı atılan X gönderilerinden ibaret; somut bir delil, şüpheli, ek bilgi ve belgenin bulunamadığı yalnızca cümlelere farklı anlamlar yükleyerek oluşturulmuş bir belge olduğunu gördük. Toplumda infial yaratan hukuksuzluklar muhalefetin tüm kesimlerinin üstünde şiddetlenirken, ülke böyle bir fay hattında diken üstündeyken, bir de ta'a iki ay sonra, 11 Haziran 2025'te gerçekleşecek ilk duruşmayı beklemeyi içimize sindiremiyor, kabullenemiyoruz. Bıçak kemiği geçmiş; sabır taşı çatlamıştır. Türk milletinin milli direncini, milli öfkesini dile getirdiği için geçmişte defalarca partimize saldıran odaklar olarak bu sefer Genel Başkanımızı rehin aldığınızı biliyoruz ancak sesini kısmaya çalıştığınızın yalnızca Ümit Özdağ olmadığını, Türk Milleti'nin ta'kendisi olduğunu ya siz bilmiyorsunuz, ya da bu ateşle bilinçli şekilde oynuyorsunuz. Bu rezilliğe, bu utanca artık bir son verilmeli ve Sayın Ümit Özdağ derhal serbest bırakılmalıdır! Aynı şekilde Sn. İmamoğlu ile siyasetten iş dünyasına, gazetecilerden öğrencilere ve diğer isimler için de adalet, vicdanlar yara almadan bir an önce tecelli etmelidir. Bu hukuksuzluklara imza atanlar, bağımsız yargı tesis edildiğinde olacakları iyi tahlil etmeli; kendimiz için adalet ve ayrıcalık dilendiğimizi değil, Anayasal hakkımızı dile getirdiğimizi idrak etmelidir. Çünkü biz Zafer Partililer, Mustafa Kemal'in askerleri; Türk Devletini Türk Milletine geri vermeye yemin etmiş, "Bizi Öldürmeden Susturamazsınız!" diyen bir liderin arkasında birleşmiş ve bu yolda yalnızca milletin ta' kendisine güvenmekten başka yol izlememiş bir milli mevzideyiz. Buradan, Eskişehir'in naçizane bir evladı, Zafer Partisi'nin tüm üye ve gönüllüleri adına seslenen bir İl Başkanı olarak açık ve net söylüyorum ki: Anayasamızın değişmez maddelerinin çiğnenmesine izin vermeyeceğiz! Teröristbaşına umut hakkı/ev hapsi gibi saçmalıklara izin vermeyeceğiz! Şehitlerimizin kemiklerinin, gazilerimizin gururunun sızlamasına seyirci kalmayacağız. Sefalete sürükledikleri halk geçim derdindeyken kirli ittifaklar kuranlara meydan bırakmayacağız. Şunu hiçbir zaman unutmayın ki emri yalnızca Gençliğe Hitabe'den almış Mustafa Kemal'in askerleri olarak; Gençliğe Hitabe'yi bildiğimiz kadar, Bursa Nutku'nu ve gerektirdiklerini de çok iyi biliyoruz. Karakol Teşkilatı'nı bildiğimiz kadar, onu Kuvâ-yi Milliye'ye çeviren hadiseleri de çok iyi hatırlıyoruz. Geçmişte adam kayırmanıza dayanamayıp intihar eden evlâtlarımızın, hendeklerde şehit/gazi düşen mehmetçiğin ahı elbet çıkacaktır. Soma'dan Antakya'ya felâketzedelerin, dilenci muamelesi yaptığınız kanser hastası Dilek'in, tüm kumpas davalarında zulüm gören kahramanların ahı çıkacaktır. Her fırsatta hakaret etmekten ve mirasına saldırmaktan geri durmadığınız Aziz Atatürk ve silâh arkadaşlarının ahı mutlaka çıkacaktır. Alınan bu ahların hesabını sormak için ahireti beklemeye veya türlü siyasi hesaplarla helalleşme, normalleşme tavırlarına girmeye niyetimiz yok, hiç de olmadı... Dün güç zehirlenmesi içinde, ne istedilerse verilen cemaat artıklarının bugün ne halde olduklarını sakın unutmayın. Şahlara, padişahlara kalmamış bu dünyada tarih; Anadolu'da bin yıldır olduğu gibi yine Türk milletinden yana olacaktır ama onlar paçalarını sıvayıp Meriç Nehri'ni geçebilirlerse kendilerini şanslı sayacaklardır. Ta'a ki girdikleri delikten bulup getirene ve bağımsız yargının önüne çıkana kadar..."

Zafer Partisi'nde Buruk Bayramlaşma Haber

Zafer Partisi'nde Buruk Bayramlaşma

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir, İl Başkanlığında il ve ilçe teşkilâtlarıyla gerçekleşen bayramlaşma töreninden sonra bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasında bayramın kendileri ve Türk Milleti için buruk geçtiğine değinen İl başkanı Hasan Demir, özellikle son dönemde yaşananlara Türk Gençliği'nin verdiği tepkiyi anlamak adına geçmişten hafıza tazelemesiyle başladı. İl başkanı Demir, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bölge ülkelerinin işgâl ve teröre sürüklenerek rejim değişiklikleri yaşaması ve Suriye'nin dörde bölünerek güney sınırlarının istikrarsızlaştırılması ile bu süreçte ülke içerisinde Ergenekon ve Balyoz kumpas davaları, kozmik odaya sızma, Genelkurmay Başkanı'nın bir teröristin gizli tanıklığıyla terörden yargılanması, ilk açılım ihaneti, Habur rezaleti ve Hendek operasyonlarında verilen 793 şehit ve binlerce gazi ile FETÖ kalkışmasını hatırlattı. İl başkanı Hasan Demir, 22 Ekim 2024 tarihinde Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında ki sözlerinin ardından Mehmetçik Katillerine Af Yok mitingleriyle bu sürecin önündeki en büyük engel olarak görülen Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın hukuksuz biçimde tam 71 gündür süren tutukluluğunu hatırlattı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Malazgirt Zaferi ile Anadolunun Türk varlığına kalıcı açılan kapısı olan Malazgirt'te terör örgütü'nü kongreye çağırması ve son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile çevresinin hukuksuzca tutuklanmasının bardağı taşıran son damla olduğunu söyleyen İl Başkanı Demir, tüm bu olaylara sayısız örneğin de eklenebileceğini söyleyerek bu gerekçelerden yola çıkan her görüş ve yaştan Türk Milleti'nin yaşananlardan yalnızca Gençliğe Hitabe'den vazife bildiğini söyleyerek sözlerini Gençliğe Hitabe'nin dizeleriyle tamamladı.

Anayasa'nın Gerektirdiği Biçimde Zulümle Mücadele Ediyoruz! Haber

Anayasa'nın Gerektirdiği Biçimde Zulümle Mücadele Ediyoruz!

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ümit Özdağ'ın tutuklanmasının ardından açıklamalarda bulunan Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Geçtiğimiz hafta gözaltına alınan ve tutuklanan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ümit Özdağ’a destek amacıyla Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından bir basın açıklaması yapılmıştı. Yapılan basın açıklamasının ardından Zafer Partili 6 isim gözaltına alınmış ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Geçtiğimiz hafta yapılan basın açıklamasının ardından Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir’de gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen İl Başkanı Hasan Demir adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.  Konuyla ilgili olarak ve gözaltına alınan 3 gazeteciyle ilgili bir açıklama yapan İl Başkanı Hasan Demir yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Saygıdeğer basın emekçileri, Bir süredir artarak devam eden ve Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın tutuklanmasıyla iyice şiddetlenen baskı sürecinin içinde adalet arayışımıza devam ediyor; Anayasa’nın gerektirdiği biçimde zulümle mücadele ediyoruz. Bilindiği üzere il teşkilatımızın altı üyesinden günler sonra, bugün ben de aynı sebeplerle suçlanarak önce Emniyet Müdürlüğü’nü, ardından Adalet Sarayı’nı ziyaret etmek zorunda kaldım. Bugünlerde yalnızca siyasilerin değil, sanat ve diğer çevrelerin de nasibini aldıklarını görürken, son olarak akşam saatlerinde Halk TV’de çalışan gazetecilerimizin de gözaltına alındıklarını öğrendim. Devlet mekanizması sorgulamakla, sorgulamaksa halkın haber alma özgürlüğüyle gerçekleşir. Halkın gerçeği bilmesini istemeyenlerin ise ya saklayacak bir şeyleri vardır ya da gerçeği George Orwell romanındaki gibi kendilerine göre yeniden yazacaklardır. Bugün şu saatlerde, her zaman olduğu gibi halkı aydınlatmak için yayında  olması gerekirken ifade veren değerli gazetecilerin nezdinde hepinize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Gerçeklerin yeniden yazıldığı değil, Atatürk Türkiyesi’nin 21. yüzyıldaki başarı hikayesinin yazıldığı bir ülkede yaşamak ve o Türkiye’de başta gazeteciler olmak üzere hiçbir meslek grubunun şantaja ve zulme uğramadığı bir gelecek dileğiyle."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.