Hükümet TOKİ'yle Vatandaşa Ev Sağlamak Yerine Rantsal Sistemi Büyüttü
Hükümet TOKİ'yle Vatandaşa Ev Sağlamak Yerine Rantsal Sistemi Büyüttü
İYİ Parti Eskişehir İl başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ve TOKİ üzerinden başlatılan ''İlk Evim İlk Arsam'' projesi ile ilgili eleştirilerde bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 27.09.2025 07:06
Haber Güncellenme Tarihi: 27.09.2025 07:11
Kaynak:
Haber Merkezi
www.porsukhaberajansi.com
İYİ Parti Eskişehir İl başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ve TOKİ üzerinden başlatılan ''İlk Evim İlk Arsam'' projesi ile ilgili eleştirilerde bulundu.
İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı;
"Mevcut hükümet, Eskişehir’de ve Türkiye genelinde yaptığı gibi TOKİ üzerinden “İlk Evim, İlk Arsam” kampanyasını başlatarak vatandaşa ucuz ev, ucuz arsa vaadiyle bir girişimde bulundu. Ancak Eskişehir’de bu süreç, diğer illerde olduğu gibi yansımadı. İlk etapta 350–500 metrekare büyüklüğündeki arsaların 200 bin, 250 bin, 300 bin TL bedelle satışa çıkarılacağı söylendi ve başvurular toplandı. Başlangıçta yaklaşık 3 bin 500 vatandaş başvuru yaptı; bunların 1850’si para yatırarak devam etti, ancak 1200 civarında vatandaş, rayiç bedellerin yükselmesi nedeniyle vazgeçmek zorunda kaldı. Bu tablo, hükümetin TOKİ aracılığıyla vatandaşa ev sağlamak yerine rantsal sistemi büyüttüğünün açık göstergesidir.
Kocakır mevkisinde yaklaşık 3 bin 193 parsel oluşturularak tarım arazileri arsaya çevrilip “İlk Arsam” projesiyle sunulması planlanırken, yol kenarı gibi rant değeri yüksek bölgeler ihaleye çıkarılmadı. Bu yerlerin daha sonra çok daha yüksek fiyatlarla satışa sunulacağı anlaşılıyor. Böylece hizmet vaadiyle başlayan süreç, rant ile son bulmuş oldu. Vatandaşın, milletin hakkıyla adeta dalga geçildi. Asgari ücretli, emekli ve bugüne kadar ev sahibi olamamış dar gelirli vatandaşların bu şartlar altında ev sahibi olması her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Kentsel dönüşüm ve deprem gerçeği göz önüne alındığında, hükümetin kentsel risk alanı ilan edilen Yunus Emre Caddesi, Hasan Polatkan, Sivrihisar 1 ve Sivrihisar 2 caddelerinde nasıl bir dönüşüm gerçekleştireceği de belirsizliğini koruyor. Küçük Sanayi Bölgesi’nin şehrin merkezinde kalmış olması zaten önemli bir sorun. Gündoğdu Mahallesi ve Yeşiltepe’de imar planları değiştirildi; ancak yerel belediyeler ile hükümet arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle süreç tıkanmış durumda. Görünen o ki mevcut iktidar, TOKİ üzerinden Cumhurbaşkanlığına bağlı şekilde rant odaklı projelerle ekonominin çürümesine hız veriyor.
Küçük Sanayi konusuna gelince. Geçtiğimiz günlerde Kazım Kurt’un bu konudaki açıklamalarını da takip ettik. Göreve geldiğinde bu konuda önemli tecrübeler edinmiş olmasına rağmen, bugün yaptığı eleştirilerin dikkate alınması gerekiyor. Hamamyolu Projesi örneği bunun en somut göstergesidir. Şehrin estetiğini ve tarihini bilmeyen dışarıdan bir firmanın yürüttüğü proje nedeniyle Hamamyolu, eski dokusunu kaybetmiş ve kullanılamaz hale gelmiştir. İlk açıklanan projede anfi şeklinde tasarlanan alan, yeraltı suyunun çıkması gerekçesiyle değiştirildi ve ortaya şehrin dokusuna uymayan piramit biçimli yapılar çıktı.
Bugün 41–42 yaşımıza geldik, çocukluğumuzdan beri konuşulan Küçük Sanayi’nin taşınması hâlâ gündemde. Ancak burada yapılacak çalışmanın, şehrin doğasını bilen, estetiğine uygun bir anlayışla yürütülmesi çok önemlidir. Konutlardan ziyade, vatandaşın vakit geçirebileceği yaşam alanları, kültürel faaliyetler ve sosyal mekânlar ön planda olmalıdır. Bu noktada Eskişehir’in tarihini ve dokusunu bilen şehir plancılarının sürece dahil edilmesi gerekir.
Kazım Kurt'un, projelerin İstanbul’dan gelen firmalara verilmesine itirazı da haklıdır. Çünkü şehrin kimliğini bilmeyen firmaların yaptığı projeler, Hamamyolu örneğinde olduğu gibi “ucube” sonuçlar doğurabiliyor. Küçük Sanayi dönüşümü, Eskişehir’in çehresini değiştirecek en önemli projelerden biri olacak. Dolayısıyla burada en büyük hassasiyet gösterilmeli; rant kaygısından uzak, şehrin ihtiyaçlarına cevap veren bir yaklaşım izlenmelidir."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hükümet TOKİ'yle Vatandaşa Ev Sağlamak Yerine Rantsal Sistemi Büyüttü
İYİ Parti Eskişehir İl başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ve TOKİ üzerinden başlatılan ''İlk Evim İlk Arsam'' projesi ile ilgili eleştirilerde bulundu.
İYİ Parti Eskişehir İl başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ve TOKİ üzerinden başlatılan ''İlk Evim İlk Arsam'' projesi ile ilgili eleştirilerde bulundu.
İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı;
"Mevcut hükümet, Eskişehir’de ve Türkiye genelinde yaptığı gibi TOKİ üzerinden “İlk Evim, İlk Arsam” kampanyasını başlatarak vatandaşa ucuz ev, ucuz arsa vaadiyle bir girişimde bulundu. Ancak Eskişehir’de bu süreç, diğer illerde olduğu gibi yansımadı. İlk etapta 350–500 metrekare büyüklüğündeki arsaların 200 bin, 250 bin, 300 bin TL bedelle satışa çıkarılacağı söylendi ve başvurular toplandı. Başlangıçta yaklaşık 3 bin 500 vatandaş başvuru yaptı; bunların 1850’si para yatırarak devam etti, ancak 1200 civarında vatandaş, rayiç bedellerin yükselmesi nedeniyle vazgeçmek zorunda kaldı. Bu tablo, hükümetin TOKİ aracılığıyla vatandaşa ev sağlamak yerine rantsal sistemi büyüttüğünün açık göstergesidir.
Kocakır mevkisinde yaklaşık 3 bin 193 parsel oluşturularak tarım arazileri arsaya çevrilip “İlk Arsam” projesiyle sunulması planlanırken, yol kenarı gibi rant değeri yüksek bölgeler ihaleye çıkarılmadı. Bu yerlerin daha sonra çok daha yüksek fiyatlarla satışa sunulacağı anlaşılıyor. Böylece hizmet vaadiyle başlayan süreç, rant ile son bulmuş oldu. Vatandaşın, milletin hakkıyla adeta dalga geçildi. Asgari ücretli, emekli ve bugüne kadar ev sahibi olamamış dar gelirli vatandaşların bu şartlar altında ev sahibi olması her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Kentsel dönüşüm ve deprem gerçeği göz önüne alındığında, hükümetin kentsel risk alanı ilan edilen Yunus Emre Caddesi, Hasan Polatkan, Sivrihisar 1 ve Sivrihisar 2 caddelerinde nasıl bir dönüşüm gerçekleştireceği de belirsizliğini koruyor. Küçük Sanayi Bölgesi’nin şehrin merkezinde kalmış olması zaten önemli bir sorun. Gündoğdu Mahallesi ve Yeşiltepe’de imar planları değiştirildi; ancak yerel belediyeler ile hükümet arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle süreç tıkanmış durumda. Görünen o ki mevcut iktidar, TOKİ üzerinden Cumhurbaşkanlığına bağlı şekilde rant odaklı projelerle ekonominin çürümesine hız veriyor.
Küçük Sanayi konusuna gelince. Geçtiğimiz günlerde Kazım Kurt’un bu konudaki açıklamalarını da takip ettik. Göreve geldiğinde bu konuda önemli tecrübeler edinmiş olmasına rağmen, bugün yaptığı eleştirilerin dikkate alınması gerekiyor. Hamamyolu Projesi örneği bunun en somut göstergesidir. Şehrin estetiğini ve tarihini bilmeyen dışarıdan bir firmanın yürüttüğü proje nedeniyle Hamamyolu, eski dokusunu kaybetmiş ve kullanılamaz hale gelmiştir. İlk açıklanan projede anfi şeklinde tasarlanan alan, yeraltı suyunun çıkması gerekçesiyle değiştirildi ve ortaya şehrin dokusuna uymayan piramit biçimli yapılar çıktı.
Bugün 41–42 yaşımıza geldik, çocukluğumuzdan beri konuşulan Küçük Sanayi’nin taşınması hâlâ gündemde. Ancak burada yapılacak çalışmanın, şehrin doğasını bilen, estetiğine uygun bir anlayışla yürütülmesi çok önemlidir. Konutlardan ziyade, vatandaşın vakit geçirebileceği yaşam alanları, kültürel faaliyetler ve sosyal mekânlar ön planda olmalıdır. Bu noktada Eskişehir’in tarihini ve dokusunu bilen şehir plancılarının sürece dahil edilmesi gerekir.
Kazım Kurt'un, projelerin İstanbul’dan gelen firmalara verilmesine itirazı da haklıdır. Çünkü şehrin kimliğini bilmeyen firmaların yaptığı projeler, Hamamyolu örneğinde olduğu gibi “ucube” sonuçlar doğurabiliyor. Küçük Sanayi dönüşümü, Eskişehir’in çehresini değiştirecek en önemli projelerden biri olacak. Dolayısıyla burada en büyük hassasiyet gösterilmeli; rant kaygısından uzak, şehrin ihtiyaçlarına cevap veren bir yaklaşım izlenmelidir."
En Çok Okunan Haberler