SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kentsel Dönüşüm

Porsuk Haber Ajansı - Kentsel Dönüşüm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kentsel Dönüşüm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gündoğdu 2 Kentsel Dönüşüm Projesinin Çehresi Değişiyor Haber

Gündoğdu 2 Kentsel Dönüşüm Projesinin Çehresi Değişiyor

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kent genelinde sağlıklı kentleşmeyi teşvik etmek ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla yürüttüğü Gündoğdu 2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Proje ile birlikte bölgenin çehresi değişmeye devam ederken, son olarak Yol Yapım, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından kapsamlı bir asfalt çalışması gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi ekipleri, proje alanında toplam 628 ton asfalt dökerek yolları yeniledi ve altyapıyı güçlendirdi. Gerçekleştirilen bu çalışma sayesinde bölge, hem daha estetik bir görünüme kavuştu hem de ulaşım açısından daha konforlu hale geldi. Projenin ilk aşaması olan A Etabı daha önce tamamlanmış, inşa edilen 60 konutun kura çekimi 2024 yılı Eylül ayında yapılmış ve hak sahiplerine evleri teslim edilmişti. 111 konut ve 5 işyeri bulunan B Etabı için ise yapım ihalesi Eylül ayının sonunda gerçekleştirilerek, yer teslimi sonrası yeni konutlar için yapım işi sürecine başlanacaktır. Büyükşehir Belediyesi, Gündoğdu Mahallesi’nde sürdürülen bu dönüşümle birlikte vatandaşların daha güvenli, modern ve yaşanabilir konutlara kavuşmasının hedeflendiğini belirtti. Ayrıca yapılan asfalt çalışmasının da projenin bütüncül kentleşme vizyonunu desteklediği vurgulandı.

Kentsel Dönüşüm İçin Herkes Aynı Masaya Çözüm Odaklı Oturmalıdır Haber

Kentsel Dönüşüm İçin Herkes Aynı Masaya Çözüm Odaklı Oturmalıdır

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce İsmet İnönü Caddesi'nde düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Anahtar Parti Eskişehir İl Yöneticilerinin de hazır bulunduğu basın açıklamasında konuşan İl Başkanı Çağlar Ölce şu ifadeleri kullandı; “Bugün 13 Ekim Dünya Konut Günü. Bu gün bizlere sadece ev sahibi olmanın değil, güvenli bir yaşam sürmenin de temel bir hak olduğunu hatırlatıyor. Türkiye’de bu hak her geçen gün daha fazla tehlike altına giriyor, zaman daralıyor. Öncelikle hatırlatmak istiyorum. Artık Türkiye’nin bir Doğal Afetler ve Deprem Bakanlığına ihtiyacı var. Eskişehir’e bakalım. Eskişehir imiz olası bir depreme hazır değil. Bu, herkesin bildiği ama kimsenin açıkça söylemediği bir gerçek. Bugün Eskişehir’de 5 binden fazla bina ciddi risk taşıyor. Bu binalarda yaşayan 15 binden fazla insanın hayatı tehlikede. Artık süslü cümlelerin arkasına saklanmanın bir anlamı yok. Deprem geldiğinde kimse “bilmiyorduk” diyemez. 1999 yılından önce yapılan ve özellikle ana cadde üzerindeki binalar depremde yıkılmadan hemen yenilenmelidir. Parsel bazlı dönüşümler derhal durdurulmalı ve Ada bazlı emsal ve kat artışıyla, vatandaşa mali yük getirmeden kentsel dönüşüm yapılabilir. Bu mümkün. Yeter ki siyasi irade gösterilsin. Ama görüyoruz ki bu irade hâlâ ortaya konmuş değil. Eskişehir’in Gündoğdu, Sanayi Çarşısı ve diğer riskli ilan edilen 8 mahallesinde bir an önce harekete geçilmelidir. Lütfen Dikkat Buyrun ‘’Zaman Daralıyor''. Deprem ne zaman olur bilemeyiz ama hazırlıksız olduğumuz bir gerçektir. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi binası bile yenilenmeye muhtaç olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. TOKİ’nin Aşağıçağlan ve Kayapınar mahallelerinde planladığı konutlar, altyapı yetersizliği nedeniyle doğru tercihler değildir. Bu projeler Huzur, Erenköy, Fevziçakmak ve Yeşiltepe gibi altyapısı hazır bölgelerde yapılmalıdır. Bu hem aklın hem de bilimin gereğidir. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin “TOKİ’ye sağlanan imkanlar belediyelere de sağlansın” çağrısı doğru bir çıkıştır. Anahtar Parti olarak hükümete sesleniyoruz. Bakanlık ile yerel yönetimler arasındaki çekişme son bulmalı. Eskişehir’in kentsel dönüşümü için herkes aynı masaya çözüm odaklı bir şekilde oturmalıdır. Anahtar Parti olarak bu kentin her sokağını, her binasını önemsiyoruz. Eskişehir’in bina stoğu olarak da güvenli bir şehir haline gelmesi için üzerimize düşen her sorumluluğu almaya hazırız.”

Acilen Eskişehir’in Yapı Stoğu Gözden Geçirilmeli ve Yenilenmelidir Haber

Acilen Eskişehir’in Yapı Stoğu Gözden Geçirilmeli ve Yenilenmelidir

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında Eskişehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir basın toplantısında yaptığı açıklamalarda Eskişehir gündemlerini değerlendirirken şu ifadeleri kullandı; "Bu hafta konumuz sosyal medyaya yansıyan ve ardından çeşitli tartışmalar çıkan bir ziyarettir. Bu ziyaret esnasında sahaya düşen bir fotoğraf, Mustafa Demirkan. Şu an “Reis-ül Kurra” olarak anılan; ancak 2021 yılında Ayasofya’da yaptığı bir konuşmada Atatürk’e kin kustuğu alenen belli olan ve hafızalarımızda bu şekilde kalan şahsın Eskişehir ziyareti sırasında masasında oturan profiller dikkat çekmiştir. Bu profillerin, özellikle milli olması gereken; ancak son dönemde gayri milli unsurları aşırı derecede içinde barındıran eğitim sisteminin Milli Eğitim Müdürü Sayın Sinan Aydın’ın bulunması, ardından bir il başkanımızın bu konuya temas ederek bunun Eskişehir’e yakışmadığını beyan etmesi ve sonrasında bir sendika başkanı İbrahim Akar’ın il başkanına hadsizce çıkışması ile mevzubahis Mustafa Demirkan’a “hoş geldiniz, şeref verdiniz” ithamları kabul edilemezdir. Mustafa Demirkan kimdir diye baktığımızda; söylediğim gibi 2021 yılında Ayasofya’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, onun kurduğu Cumhuriyet’e ve silah arkadaşlarının mücadelesiyle kurulan Cumhuriyet’e hakaret edebilen, buna karşı gerekli işlem yapılmadığı gibi emekliliği bahane edilerek korunan bir kişidir. Daha sonra bu hakaretlerine devam etmiş, Cumhurbaşkanı ile olan ilişkilerinden ötürü “Reisü’l Kurra” namıyla anılmış ve ülkeyi karış karış gezmeye başlamıştır. Bu tip profiller maalesef Cumhuriyet’in geleceği için risk teşkil etmekte, söylemleri ülkenin temel değerlerini zafiyete uğratmakta, insanları bölünmeye teşvik etmektedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin bağımsızlığı ve hürriyeti için her şeyini feda etmiş ebedi Başkomutanımızdır. Ve bu denklemde zaman zaman bu tip profiller karşımıza çıkmaktadır. Bizi ilgilendiren kısım, Milli Eğitim Müdürümüzün ve sendika başkanının yaklaşımlarıdır. Buradan Zafer Partisi olarak sesleniyoruz. Hükümet tarafından emekliliği bahane edilerek soruşturma açılmayan, daha sonra çeşitli sıfatlar verilen bu vatandaş milli değerlere açıkça hakaret ederken, onların yanında olup olmadıklarını açıkça Türk kamuoyuyla paylaşsınlar. Bu işin grisi yoktur. Bu iş ya beyazdır ya siyahtır. Ya Atatürk’ü seven bir vatanseversinizdir ya da Atatürk’e her türlü hakareti kendinde hak gören ve bizim tabirimizle vatana ihanet potansiyeli taşıyan bir şahsınızdır. Dediğim gibi çıkın, ifade edin ve net olarak hangi tarafta olduğunuzu beyan edin. Sosyal medyadan başkalarını tehdit ederek bu işlerin yürümeyeceği aşikârdır. Kızılinler Projesi yaklaşık 15 yıldır Eskişehir’in gündeminde olan ama bir türlü çözüme kavuşmayan, zamanında hükümet ve belediye başkanlarının çeşitli sunumlarla “istihdam oluşturacağız” benzeri vaatlerle gündeme getirdiği; Turizm Bakanlığı tarafından da turizm koruma ve kalkındırma alanı ilan edilen, Eskişehir’e katma değer sunacak bir projedir. Etrafımızda termal turizm noktasında iki örnek il vardır: Afyon ve Kütahya. Eskişehir de bu potansiyele sahipken maalesef bir takım engellemeler ve sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu hafta, ERİAD Başkanımız Sayın Rüştü Şentuna’nın basın açıklamasını takip ettik. Daha öncesinde de zaten diyaloglarımız vardı, sürecin nasıl geliştiğine dair. Rüştü Başkanımızla yaptığımız temaslarda gördük ki, altyapısı hazırlanmış, ekonomisi planlanmış, iş insanlarımız tarafından organize edilip projelendirilmiş bir süreç maalesef birilerinin engelleriyle karşılaşmaktadır. Biz, Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığı olarak, Eskişehir’e kim değer katmak istiyorsa onun yanında olmakla mükellefiz. Eskişehir halkı da bunu böyle bilmektedir. Bu açıdan mevcut yetkililere net olarak sormak istiyoruz: Şu an Kızılinler’de termal turizmine engel olan sahne veya kişiler kimlerdir? Bu engel ne zaman ortadan kalkacaktır? 29 Ekim günü temel atma töreni yapılacağı söylenen yerde, bugün ayın 2’si olmasına rağmen ortada bir hazırlık yoktur. 27 gün sonra temel atılacak bir yerde böylesi bir garabet düzen nasıl olabilir? O açıdan muhataplarına sizin aracılığınızla sormak istiyoruz: Eskişehir’in katma değerinden mahrum bırakılması kimlerin arzusudur? Bu mahrumiyet kime, ne şekilde fayda sağlamaktadır?" dedi. Son günlerde yaşanan depremler ve Eskişehir’in deprem gündemi ile ilgili konuşan Zafer Partisi Eskişehir İl Başkan Yardımcısı ve Jeoloji Mühendisi Burak Gündüz ise şu ifadeleri kullandı; "Yaklaşık 17 senedir jeoteknik hizmetler alanında Eskişehir’de sondaj çalışmaları yürütmekteyiz. Yapı tasarımları yapılmadan önce, bu yapıların sondaj çalışmalarında ve zemin etütlerinin hazırlanmasında görev alıyoruz. Konuma şöyle başlayayım: Elimde görmüş olduğunuz harita, deprem risk haritasıdır. Burada kırmızı ile gösterilen bölgeler birinci derece risk teşkil etmektedir. Eskişehir’e baktığımızda ise şehrimiz ikinci derece risk bölgesinde yer almaktadır. Ayrıca AFAD’ın yapmış olduğu çalışmalar kapsamında, İl Afet Risk Azaltma Planları çerçevesinde Eskişehir’in 100 kilometre çapındaki bölümünde 17 adet diri fay bulunduğu tespit edilmiştir. Jeoloji Mühendisleri Odası’nın ve akademisyenlerin yaptığı araştırmalara göre, Türkiye’de 24 ilin merkezinden fay hattı geçmektedir. Bunlardan biri de Eskişehir’dir. Şehrimizde “Eskişehir Fayı” olarak adlandırılan Eskişehir Fay Zonu, tam olarak şehrin merkezinden geçmektedir. 1956 yılında Çukurhisar’da meydana gelen deprem, 6.4 şiddetinde ve yıkıcı bir depremdir. Haritada griyle gösterilen bölgeler alüvyon zeminleri, sarıyla gösterilen alan ise Eskişehir kent merkezini ifade etmektedir. Alüvyon zeminin özelliği, deprem anında sıvılaşma riskini maksimum seviyede artırmasıdır. 1906–2006 yılları arasında bölgemizde şu depremler kaydedilmiştir: Kuzey Anadolu Fay Zonu’nda 7.1 şiddetinde, Eskişehir Fay Zonu’nda 6.4 şiddetinde, Simav Fay Zonu’nda 5.9 şiddetinde, Kütahya Fay Zonu’nda 6.1 şiddetinde. Son 100 yıl içinde meydana gelen bu depremler şehrimizi doğrudan ilgilendirmektedir. Ayrıca Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalarla, şehrimizin deprem tehlike haritası da belirlenmiştir. İlçelerimizden Alpu ve Mahmudiye riskli bölgeler arasında öne çıkarken, riskin görece düşük olduğu bölgeler ise Mihalıççık ve Beylikova olarak tespit edilmiştir. Basında da sıkça yer alan bir görselde, Eskişehir’e yaklaşık 30 km uzaklıktaki İnönü ilçesinde Türkiye’nin en büyük fay aynalarından biri görülmektedir. Bu fay aynası, Eskişehir Fay Zonu’nu temsil etmektedir. Bu da tehlikenin şehrimize ne kadar yakın olduğunu göstermektedir. 20 Şubat 1956’da, İnönü Fayı ve Eskişehir Fay Zonu’na bağlı olarak 6.4 şiddetinde bir deprem yaşanmıştır. Bu depremde: 1.400 bina ağır hasarlı, 1.500 bina orta hasarlı, yaklaşık 11 bina ise az hasarlı olarak kayıtlara geçmiştir. Bilimsel çalışmalar bu fayın tetiklenme periyodunun 70–90 yıl arasında olduğunu göstermektedir. Ancak bu depremden bu yana 69 yıl geçmiş olması, Eskişehir’in yeniden riskli bir döneme girdiğini göstermektedir. 1999 yılındaki Marmara Depremi de Eskişehir’de etkili olmuştur. Kahraman Apartmanı’nın yıkılması sonucu 33 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 24 kişi yaralanmıştır. Burada yapısal hatalar, özellikle bodrum katında kolon kesilmesi gibi nedenler rol oynamıştır. 1999 depreminde Eskişehir’de 524 bina hasar görmüş, hemen ardından meydana gelen Düzce Depremi’nde ise 72 bina hasar almıştır. Sonuç olarak Eskişehir’i zemin anlamında değerlendirdiğimizde, fay zonlarının merkezden geçmesi, alüvyon zeminlerin sıvılaşma riski ve tarihsel deprem verileri, şehrimizin ciddi bir deprem tehdidi altında olduğunu açıkça göstermektedir. Eskişehir’in mevcut yapı stoğunun yaklaşık %50’si, deprem yönetmeliklerinden önce inşa edilmiş binalardan oluşmaktadır. Bugün şehrimizde 6, 7, hatta 8 katlı binalar bulunmaktadır. Ancak bu binaların hiçbiri güncel deprem yönetmeliklerine göre yapılmamıştır. Örneğin Hamamyolu’nda, Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi’nde, Atatürk Caddesi ve Atatürk Bulvarı’nda bu yüksek katlı binaları görebilirsiniz. Bunun yanında, Eskişehir’in zemin yapısı da deprem riskini artırmaktadır. AFAD’ın hazırladığı raporlara göre, yüksek sıvılaşma tehlikesi barındıran mahallelerimiz bulunmaktadır. Merkez ilçelerde bu mahallelerden bazılarını sıralayacak olursak: Tepebaşı’nda: Aşağı Söğütönü, Şirintepe, Uluönder, Çamlıca, Ertuğrulgazi, Hoşnudiye, Eskibağlar, Güllük, Yenibağlar, Ömerağa, Mamure, Işıklar, Şeker, Fevzi Çakmak, Bahçelievler, Şarhöyük, Tunalı, Yeşiltepe. Odunpazarı’nda: Sümer, Osmangazi, İstiklal, Kırmızıtoprak, Vişnelik, Kurtuluş, Karacahöyük, Gündoğdu, Orhangazi ve 75. Yıl Mahalleleri. Tepebaşı ve Odunpazarı ilçelerinin depremden olumsuz etkilenmesinin başlıca nedenlerini şöyle sıralayabiliriz: Geleneksel yapı stoğuyla inşa edilmiş binaların çokluğu, Yapı stoğunun yaklaşık %50’sinin güncel deprem yönetmeliklerinden önce inşa edilmiş olması, İlçe merkezinin Porsuk Çayı’nın biriktirdiği alüvyal çökeltiler üzerinde kurulmuş olması, Bu mahallelerin büyük kısmının zemin olarak sıvılaşmaya müsait olması. Dolayısıyla Eskişehir, merkez üssü İstanbul, Bursa veya Kütahya olan bir depremde dahi alüvyon zemin nedeniyle ağır yıkımlara maruz kalabilecektir. 2023 yılı Şubat ayında Eskişehir’in yapı stoğunun envanterinin çıkarılması ve yapı güvenliğinin deprem riski açısından değerlendirilmesini içeren bir protokol imzalanmıştı. Bu kapsamda 52 mahallede 51.801 yapı incelenmişti. Ancak 2025 yılı sonuna yaklaşmış olmamıza rağmen bu raporun sonuçları hâlâ kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Üstelik bu çalışmanın da yetersiz olduğu kanaatindeyiz. Buradan yetkililere soruyoruz: Yaptığınız sokak bazlı çalışmalarda hangi tespitlerinizi kamuoyuyla paylaştınız? Bu çalışmaya ne kadar bütçe harcandı? Çünkü ciddi paralar harcanmasına rağmen ortaya somut bir sonuç konulamamıştır. Acilen Eskişehir’in yapı stoğu gözden geçirilmeli ve yenilenmelidir. Bu anlamda Eskişehir için acil bir deprem master planı hazırlanmalı, deprem öncesi ve sonrası riskleri en aza indirecek projeler hayata geçirilmelidir. Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığı olarak ivedilikle “Yapı Muayene Sistemi” kurulması gerektiğini vurguluyoruz. Şu anda binalar iskan aldıktan sonra denetimden çıkmakta, yapı denetim dosyaları kapanmaktadır. Vatandaşlar ise bu boşluğu suistimal ederek binalara kaçak kat çıkmakta, kolon kesmekte, bodrum katları işyerine çevirmektedir. Bu uygulamalar yapısal riskleri artırmaktadır. Kurulacak olan yapı muayene sistemiyle: Deprem yönetmelikleri öncesinde yapılan binaların risk durumu belirlenecek, Riskli binalar için ya yıkım ya da güçlendirme kararı alınacaktır. Ayrıca bu sistemle binalar risk seviyesine göre sınıflandırılacak: A Sınıfı: Risksiz, B Sınıfı: Orta riskli, C Sınıfı: Çok riskli. Her binanın girişinde bir “deprem performans karnesi” bulunacaktır. Böylece bir vatandaş ev alırken ya da kiralarken, o binanın risk durumunu görebilecektir. Kimse çok riskli bir binada yaşamak istemeyecektir. Bu sistemi sürdürülebilir kılmak için apartmanlardan küçük bir fon oluşturulmalıdır. Tıpkı asansör bakım ücreti gibi, bina sahiplerinden düzenli aidat toplanarak bu fon riskli binalardan başlanmak üzere dönüşüm çalışmalarında kullanılmalıdır. Son söz olarak, olası riskleri minimize etmek ve halkı korumak yöneticilerin asli görevidir. Deprem ülkemizin gerçeğidir. Geçtiğimiz hafta burnumuzun dibinde Simav’da 5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve Eskişehir’de ciddi şekilde hissedildi. Bu nedenle deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası için tüm hazırlıklar hızla yapılmalıdır. Özellikle deprem toplanma alanlarının belirlenmesi ve tabelalarla halka açık hale getirilmesi zorunludur. Çünkü deprem anında internet veya e-Devlet erişimi olmayabilir. Buradan yöneticilere sesleniyoruz. Eskişehir halkı büyük risk altındadır. Bu riski azaltmak, hatta ortadan kaldırmak sizin boynunuzun borcudur."

Hükümet TOKİ'yle Vatandaşa Ev Sağlamak Yerine Rantsal Sistemi Büyüttü Haber

Hükümet TOKİ'yle Vatandaşa Ev Sağlamak Yerine Rantsal Sistemi Büyüttü

İYİ Parti Eskişehir İl başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ve TOKİ üzerinden başlatılan ''İlk Evim İlk Arsam'' projesi ile ilgili eleştirilerde bulundu. İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; "Mevcut hükümet, Eskişehir’de ve Türkiye genelinde yaptığı gibi TOKİ üzerinden “İlk Evim, İlk Arsam” kampanyasını başlatarak vatandaşa ucuz ev, ucuz arsa vaadiyle bir girişimde bulundu. Ancak Eskişehir’de bu süreç, diğer illerde olduğu gibi yansımadı. İlk etapta 350–500 metrekare büyüklüğündeki arsaların 200 bin, 250 bin, 300 bin TL bedelle satışa çıkarılacağı söylendi ve başvurular toplandı. Başlangıçta yaklaşık 3 bin 500 vatandaş başvuru yaptı; bunların 1850’si para yatırarak devam etti, ancak 1200 civarında vatandaş, rayiç bedellerin yükselmesi nedeniyle vazgeçmek zorunda kaldı. Bu tablo, hükümetin TOKİ aracılığıyla vatandaşa ev sağlamak yerine rantsal sistemi büyüttüğünün açık göstergesidir. Kocakır mevkisinde yaklaşık 3 bin 193 parsel oluşturularak tarım arazileri arsaya çevrilip “İlk Arsam” projesiyle sunulması planlanırken, yol kenarı gibi rant değeri yüksek bölgeler ihaleye çıkarılmadı. Bu yerlerin daha sonra çok daha yüksek fiyatlarla satışa sunulacağı anlaşılıyor. Böylece hizmet vaadiyle başlayan süreç, rant ile son bulmuş oldu. Vatandaşın, milletin hakkıyla adeta dalga geçildi. Asgari ücretli, emekli ve bugüne kadar ev sahibi olamamış dar gelirli vatandaşların bu şartlar altında ev sahibi olması her geçen gün daha da zorlaşıyor. Kentsel dönüşüm ve deprem gerçeği göz önüne alındığında, hükümetin kentsel risk alanı ilan edilen Yunus Emre Caddesi, Hasan Polatkan, Sivrihisar 1 ve Sivrihisar 2 caddelerinde nasıl bir dönüşüm gerçekleştireceği de belirsizliğini koruyor. Küçük Sanayi Bölgesi’nin şehrin merkezinde kalmış olması zaten önemli bir sorun. Gündoğdu Mahallesi ve Yeşiltepe’de imar planları değiştirildi; ancak yerel belediyeler ile hükümet arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle süreç tıkanmış durumda. Görünen o ki mevcut iktidar, TOKİ üzerinden Cumhurbaşkanlığına bağlı şekilde rant odaklı projelerle ekonominin çürümesine hız veriyor. Küçük Sanayi konusuna gelince. Geçtiğimiz günlerde Kazım Kurt’un bu konudaki açıklamalarını da takip ettik. Göreve geldiğinde bu konuda önemli tecrübeler edinmiş olmasına rağmen, bugün yaptığı eleştirilerin dikkate alınması gerekiyor. Hamamyolu Projesi örneği bunun en somut göstergesidir. Şehrin estetiğini ve tarihini bilmeyen dışarıdan bir firmanın yürüttüğü proje nedeniyle Hamamyolu, eski dokusunu kaybetmiş ve kullanılamaz hale gelmiştir. İlk açıklanan projede anfi şeklinde tasarlanan alan, yeraltı suyunun çıkması gerekçesiyle değiştirildi ve ortaya şehrin dokusuna uymayan piramit biçimli yapılar çıktı. Bugün 41–42 yaşımıza geldik, çocukluğumuzdan beri konuşulan Küçük Sanayi’nin taşınması hâlâ gündemde. Ancak burada yapılacak çalışmanın, şehrin doğasını bilen, estetiğine uygun bir anlayışla yürütülmesi çok önemlidir. Konutlardan ziyade, vatandaşın vakit geçirebileceği yaşam alanları, kültürel faaliyetler ve sosyal mekânlar ön planda olmalıdır. Bu noktada Eskişehir’in tarihini ve dokusunu bilen şehir plancılarının sürece dahil edilmesi gerekir. Kazım Kurt'un, projelerin İstanbul’dan gelen firmalara verilmesine itirazı da haklıdır. Çünkü şehrin kimliğini bilmeyen firmaların yaptığı projeler, Hamamyolu örneğinde olduğu gibi “ucube” sonuçlar doğurabiliyor. Küçük Sanayi dönüşümü, Eskişehir’in çehresini değiştirecek en önemli projelerden biri olacak. Dolayısıyla burada en büyük hassasiyet gösterilmeli; rant kaygısından uzak, şehrin ihtiyaçlarına cevap veren bir yaklaşım izlenmelidir."

Gündoğdu 2 Projesi B Etabı İçin İhale Süreci Başlıyor Haber

Gündoğdu 2 Projesi B Etabı İçin İhale Süreci Başlıyor

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kentte sağlıklı kentleşmeyi teşvik etmek ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla yürüttüğü Gündoğdu 2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında önemli bir aşamayı daha hayata geçiriyor. Projenin B Etabı için yapım ihalesi 30 Eylül 2025 tarihinde gerçekleştirilecek. Gündoğdu Mahallesi’nde sürdürülen proje kapsamında daha önce A Etabı tamamlanmış, inşa edilen 60 konutun kura çekimi Eylül ayında yapılarak hak sahipleri belirlenmiş ve evler teslim edilmişti. Şimdi ise aynı bölgedeki B Etabı için hazırlıklar tamamlandı. Toplam 111 konut ve 5 işyerini kapsayan B Etabı’nın yapım işi, 30 Eylül 2025 tarihinde ihaleye çıkarılıyor. İhaleye katılmak isteyen firmalar, gerekli dokümanlara Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) üzerinden ulaşabilecekler. Süreçle ilgili detaylı bilgi almak isteyen vatandaşlar ise Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanlığı’na başvuruda bulunabilecek. Gündoğdu 2 Projesi, yalnızca konut üretimiyle sınırlı kalmayıp, bölgenin sosyal, kültürel ve fiziksel altyapısını da güçlendirmeyi hedefliyor. Proje tamamlandığında, Gündoğdu Mahallesi; yaklaşık 143 bin metrekarelik yeşil alan, bir adet okul alanı, iki kültürel tesis alanı, bir belediye hizmet alanı, ayrıca kent içi ulaşımı rahatlatacak yeni cadde, sokak ve yaya yolları projenin dikkat çeken bileşenleri arasında yer alıyor. Ayrıca mahalle altyapısı güçlendirilmiş, sosyal donatıları yeterli, güvenli ve modern bir yaşam alanı haline gelecek. Aynı zamanda sosyo-ekonomik açıdan sürdürülebilir bir kentsel dönüşüm örneği olarak kent gelişimine katkı sağlayacak.

Eskişehir'in İmar ve Kentsel Dönüşüm Vizyonu Masaya Yatırıldı Haber

Eskişehir'in İmar ve Kentsel Dönüşüm Vizyonu Masaya Yatırıldı

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehir Emlak Komisyoncuları Odası tarafından düzenlenen "Gayrimenkul Sektörü Soruyor, Başkanlar Cevaplıyor" başlıklı konferansa katıldı. Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon’da gerçekleştirilen konferansta, kentin imar planları, kentsel dönüşüm projeleri ve gayrimenkul piyasasını doğrudan etkileyen birçok konu ele alındı. Moderatörlüğünü Eskişehir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Gazi Çelik’in yaptığı etkinlikte, sektör temsilcileri merak ettikleri soruları belediye başkanlarına yöneltti. Konferansta konuşan başkanlar, mevcut imar durumu, yeni projeler, dönüşüm alanları ve sektörü ilgilendiren belediye politikaları hakkında açıklamalarda bulundu. Soruları açık yüreklilikle yanıtlayan başkanlar, sektörle iş birliğinin önemine dikkat çekerek ortak akıl ve diyalog vurgusu yaptı. “ESKİŞEHİR’DE İLK DEFA UYGULANIYOR OLMASI ÇOK ÖNEMLİ” Konferansta konuşan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, “İmar planlarını Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı günlük kur gibi, yönetmelik ve yasaları değiştiriyor. Onları takip edebilmek zor. Belediyeler, sizlerle ve müteahhitlerle arada kalıyor. Ondan dolayı bunun bir düzene girmesi lazım. İmar planları keyfi istedikçe değişmez. Bizim 1980’lerde nazım imar planı yapılmış, iyi bir plan da değil. Ama uygulamak zorundayız. Birkaç kez değiştirmek istedik ama olmadı. Bizim bölgemizde yeni açılacak bölgeler için çalıştığımız planlar var, revizyonlar var. Çalışmaya devam ettiğimiz bölgeler var. Yeşiltepe Mahallesi’nde yıllardır yaşanan sıkıntı çözüldü. Projesi bitti. Ada bazında yapıldı ve güzel bir plan çıktı. Yeşiltepe’de yapılan planın Eskişehir’de ilk defa uygulanıyor olması çok önemli. Yeşiltepe’mize ve Eskişehir’imize hayırlı olsun. Çünkü bu bir başlangıç oluyor. Genelde Şirintepe, Yeşiltepe, Sütlüce ve Çamlıca gibi bölgelerimizin kalkınması için gayretimiz oldu. Mesela Şirintepe’de büyük bir spor salonu açtık. Arkasından çocuklar için Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği açtık. İki tane belde evimiz var, bir kreş projemiz var. Biz elimizden geldiği kadar oradaki yapıyı da korumaya çalıştık. Çünkü her mahallenin bir kültürü var. Mesela Yeşiltepe Kentsel Dönüşüm Projemizde biz bu özelliği çok güzel koruduk. Proje ile sosyal doku bozulmuyor. Planda 3 önemli nokta var: İnsanların yerinde kalması, mevcut metrekareye artı olarak metrekare ekleyebilmeleri ve en önemlilerinden biri de ücret ödemeyecek olmaları. Arkadaşlarımızın yoğun ve bilgili çalışmalarıyla Eskişehir’e örnek bir proje çıktı. Baksan Sanayi Sitesi konusunda da çalışmalar yaptık. Baksan Sanayi Sitesi şu anda Eskişehir’in en değerli yerlerinden biri. Biz oranın yerinde kalmasını sağladık. İmar planını yaptık, altyapısı için de bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Oradaki altyapı bittiğinde bambaşka bir noktaya gelecek. Ben özellikle “Kadınların ayağını basmayacağı bir plan istemiyorum” dedim. Şimdiden kadınlar mutfaklar açıyor, sanat galerileri oluşuyor, farklı projeler geliyor. Eğer orası kafamızdaki gibi sonuçlanırsa Tepebaşı için çok değerli bir yer olacak. Bugüne kadar düşünüp de yapmadığımız bir yer kalmadı. Hepsi de birbirinden güzel oldu. Şimdi de Yukarı Söğütönü planı devam ediyor. Tarım Bakanlığı’nın, Tepebaşı Belediyesi’nin Batıkent devamındaki projesinin açılmasında yardımcı olması gerektiğini burada tekrarlıyorum. Eğer orası açılırsa Eskişehir daha iyi noktaya gelecektir.” dedi. “ANKARA’DA KEYFİ BİR BİÇİMDE YASALAR, YÖNETMELİKLER YAPILIYOR” Eskişehir’de planlama konusunda ciddi adımlar attıklarını vurgulayan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, merkezin bütün planlarının revizesiz olarak gerçekleştirildiğini söyledi. “Ama aksayan yerleri var mı, çok. Yanlış yerleri varsa düzeltiriz. Ancak bu işi bir bütün olarak değerlendirmemiz lazım” diyen Başkan Kurt, arsa üretmenin kolay bir şey olmadığını belirtti. Planlama ile ilgili yasal düzenlemelerin yerel yönetimler tarafından yapılmadığının altını çizen Başkan Kurt, “Ankara’da keyfi bir biçimde yasalar, yönetmelikler yapılıyor. Biz de onları burada uygulamak zorunda kalıyoruz. O nedenle zaman zaman şehrin gelişimine ve durumuna uygun olmayan hükümler ortaya çıkabiliyor. Bunu aşmak kentlerde yerel yönetimlerin biraz daha bağımsız, özerk, kendi kendine yörenin koşullarına uygun karar verebilmesine bağlı. Yasal düzenlemeler, elimizi kolumuzu bağlıyor. Örneğin Organize Sanayi Bölgeleri, bütün sanayiyi aynı yere taşımak zorunda mıyız? Yüz binlerce kişiyi her gün aynı yere götürüp getirmenin külfeti, şehirleşme açısından yarattığı sıkıntılar, bizim çözebileceğimiz bir şey değil. Çünkü ticaret olan yere konut yapamıyorsunuz, sanayi olan yere ticaret yapamıyorsunuz, böyle karmaşık bir uygulama içindeyiz. Karşılıklı, Eskişehir’de ne üretilir? Arsaları, hep beraber yapalım. Hangi arsada yapacağız. Sanki hazine arazilerinin planlanması belediyelere yasaklanmış gibi bir tutum var. Eskişehir’de büyük bir bölüm gecekondu önleme bölgesi ilan edilmiş, TOKİ’nin tekeline verilmiş. Büyük bir bölüm Afet Riskli Alan ilan edilmiş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın tekeline verilmiş. Onlarda da bir hareket yok. Örneğin en çok eleştirilen yer; Sanayi, Gündoğdu, Porsuğun kenarında merkezdeki mahalleler, afet riskli alan. Yapın, yapmazlar. Bırakın biz yapalım, bırakmaz. Ondan sonra Emlakçılar Odası, arsa bulamıyor, yeni fırsatlar yaratılmıyor, diyor. Haklı. Biz iki ay önce bir ihale yaptık, arsa payı yüzde 55’e 45 oldu. Buradaki inşaatın maliyetini düşünün. Yüzde 55’i arsa sahibi verecek, yüzde 45’i müteahhitte kalacak. Sonra da ucuz konu ya da işyeri yapıp satacağız. Bunlar gerçekten Türkiye ekonomisi ve Türkiye hukuku, adaleti ile ilgili.” diye konuştu. “ESKİŞEHİR’İN PLANLAMA SORUNUNU CESARETLE ÇÖZDÜK” 3 belediyenin ortak hareket ederek planları tamamlandığını ifade eden Başkan Ayşe Ünlüce, “Biliyorsunuz, 25 binlik plan yapmak çok uzun bir yolculuk. Hepsini de yapmıştık ama geldiğimiz noktada artık 25 binlik bir planımız yok. O yüzden 5 binlikler ve binlikler üzerinden ve yeni imara açılacak, yeni planlama yapılacak yerlerle ilgili bugün daha çok konuşacağız sizlerle. Şehirde mevcut 5 binlik ve binliklerimiz var. Yanlış hatırlamıyorsam 2001–2002 yıllarında en son bir revizyon yapılmıştı. Uzun yıllar revizyon yapılmadığı için biz üç belediye bir araya geldik. Revizyon yapmak da zordur, çünkü tekrar yeni dava süreçleri başlar. Bir de revizyon yapılırken şaibe çoktur biliyorsunuz. Çok dedikodusu çıkar: ‘Onun yerine şu verilmiş, bunun yerine bu verilmiş’ gibi. Ben burada üç belediyeyi takdir etmek ve teşekkür etmek istiyorum. Hakikaten hiç şaibeye yol açmayan, şehrin ihtiyaçlarını gözeten ve tertemiz bürokratların çalıştığı bir revizyon yapıldı. Şehrin çok önemli bir sorunu çözüldü aslında. Hem beş binlikler bitti, kesinleşti. Şu anda binliklerde etap etap geliyor. Büyük bir bölümü yapıldı. Gelenleri de bitirdiğimiz zaman şehirde önemli bir eksikliği tamamlamış olacağız. Genelde biliyorsunuz, revizyon plan yapmaya belediyeler çok cesaret edemez. Ben sizlerin huzurunda burada bulunan bürokrat arkadaşlarımıza ve meclis üyelerimize teşekkür etmek istiyorum. Bu süreci hiç korkmadan, cesurca ve davaları da kazanarak yürüttüler. Üstelik bir sürü dava açıldı. Hukuki olarak o kadar doğru yaptılar, mevzuata da o kadar uygun yaptılar ki davaları da kazanarak ilerledik. Ve şu anda şehrin çok önemli sorunlarından bir tanesini çözmüş durumdayız zaten.” ifadelerini kullandı. Katılımcılar, bu tür buluşmaların hem sektör hem de kent planlaması açısından büyük önem taşıdığını belirterek, etkinliğin düzenlenmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Emlak sektörü temsilcileri, yöneticilerle doğrudan iletişim kurabilmenin kendileri açısından yol gösterici olduğunu ifade ederek, başkanlara teşekkür ettiler.

Yeşiltepe Mahallesi Nitelikli Bir Yapıya Kavuşacak Haber

Yeşiltepe Mahallesi Nitelikli Bir Yapıya Kavuşacak

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, 2024 yerel seçimler öncesinde Yeşiltepe Mahallesi’nin kentsel yenileme ile ilgili verdiği sözü yerine getiriyor. Yapılan imar planı revizyonuyla Yeşiltepe Mahallesi nitelikli bir yapıya kavuşacak. Başkan Ataç: “Yeşiltepe Kentsel Yenileme Projesi, vatandaşlarımızın ekonomik çıkarlarını koruyan, yenilemeyi kolaylaştıran ve mahallemizi yeşil alanlarıyla daha yaşanabilir hale getiren bir proje. Yeşiltepe’nin geleceği için attığımız bu adımın hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, 31 Mart yerel seçimlerinde vaat ettiği projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Bu doğrultuda yıllardır imar düzenlemesi bekleyen Yeşiltepe Mahallesi için çalışmaları tamamlayan Tepebaşı Belediyesi, Yeşiltepe Kentsel Yenileme Projesi ile vatandaşların sorununa çözüm oluyor. Tepebaşı Belediyesi tarafından Yeşiltepe Mahallesi’nde yapılan çalışmalar kapsamında Yeşiltepe Kentsel Yenileme Projesi, 89 bin 755 hektarlık bir alanı kapsıyor ve bu alan içerisinde 203 ada, 3 bin 394 parsel bulunuyor. Mevcut imar durumunda bu bölgede yapılaşma hakları bitişik nizam 2 kat, emsal oranı 1.60 iken; yeni proje ile emsal oranı 2.40’a çıkartılarak, 3-4 katlı, bahçeli ve ayrık nizam bir düzen kurulacak. “Birkaç kez girişimimiz oldu ancak sonuç alamadık” Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç önderliğinde yapılan imar planları ise geçen günlerde gerçekleşen Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy birliği ile kabul edildi. Yeşiltepe Mahallesi için hayata geçirilecek Yeşiltepe Kentsel Yenileme Projesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Ataç: “Yeşiltepe uzun dönemdir haksızlığa uğramış bir mahallemiz. Ben de bu konudan dolayı çok rahatsızdım. Birkaç kez girişimimiz oldu ancak sonuç alamadık. Komşu mahalleler 3-4 kat iken, Yeşiltepe 2 kattı. Bu dönemde Ayşe Ünlüce ile bu konuda çalışmalar yaptık. Zaten seçimden sonra Ayşe Başkan’dan bu tarz mahallelerdeki sorunların giderilmesini istemiştim. Hazırladığımız bu proje, yalnızca binaları yenilemekten ibaret değil; aynı zamanda mahallemizin geleceğini, sosyal ilişkilerini, yaşam kalitesini doğrudan ilgilendiren bir dönüşüm projesi. Bu proje için imar haklarında artış sağladık, kat artışı getirdik ve parsel birleştirmeleriyle yani ada bazında 4 ya da 6 parselin bir araya gelmesine imkan tanıdık. Böylece gelecekte Yeşiltepe’nin daha nitelikli bir yapılı çevreye kavuşmasını hedefledik. Bugün bu bölgede yapılaşma hakları bitişik nizam 2 kat, yani emsal oranı 1.60. Biz bu oranı 2.40’a çıkarıyoruz. Yani artık 3-4 katlı, bahçeli ve ayrık nizam dediğimiz şekilde bir düzen kurulacak.” dedi. “Hiç kimsenin tapu hakkına dokunulmuyor” “Projenin en önemli ilkesi mülkiyet hakkının korunmasıdır” diyen Başkan Ataç şöyle devam etti: “Vatandaşlarımız, kendi parsellerinde, kendi adalarında kalıyor. Yani kimsenin yeri değişmiyor, tapu haklarına müdahale edilmiyor. Üstelik yapılaşma hakları artırılarak kentsel yenilemenin bir parçası olabiliyorlar. Ada bazında yaptığımız detaylı analizlerle dar parsellerin bir araya gelip genişlemesini sağladık. Bu da daha elverişli, daha modern mimari çözümler için büyük bir imkan. Bu projede en çok önem verdiğimiz noktalardan biri yerinde dönüşüm ve yenilikçi düzen. Yani vatandaşlarımız bulundukları parselde, aynı ada içinde kalıyor. Hiç kimsenin tapu hakkına dokunulmuyor, herhangi bir müdahale yapılmıyor. Ve en önemli noktalarından biri de vatandaşın para ödemeyecek olması. Vatandaşlarımız kendi adalarında, kentsel tasarım projesi kapsamında binalarını yenilemek istediklerinde, ada bazında belirlenen imar koşulları doğrultusunda komşu parselleriyle bir araya gelebilecek. Bu birliktelik sayesinde müteahhit firmalarla anlaşarak binalarını çok daha kolay bir şekilde yenileyebilecekler. Hem parsel büyüklüklerinin artması hem kat sayısındaki yükseliş hem de ilave edilen inşaat emsali bu dönüşümü cazip hale getiriyor. Bu sayede de Yeşiltepe’de hızlı ve güçlü bir yenilenme süreci bekliyoruz.” “Mahallemizi daha yaşanabilir hale getiren bir proje” Hayata geçirilecek proje ile mahalledeki aynı ruhun devam edeceğini vurgulayan Başkan Ataç: “Yol ve altyapı düzeni aynen muhafaza ediliyor. Adalar, yol güzergahları, sokak alışkanlıkları, komşuluk ilişkileri, mahalle kültürü hepsi aynı kalıyor. Böylece sosyal hafızamız zarar görmüyor. Ayrıca mevcut yol dokusunu koruyarak altyapı tesislerini de korumuş oluyoruz. Bu da kamu maliyetlerini ciddi ölçüde azaltıyor. Bir başka önemli nokta: 2007 Deprem Yönetmeliği sonrasında yapılmış ruhsatlı yapılar da korunuyor. Yani ruhsatlı yeni binalar yıkılmayacak. Bununla birlikte tüm çalışma alanında herkese eşit imar hakkı verilerek her ada için özel kentsel tasarım önerileri geliştirdik. Bunun yanında ticaret aksları oluşturuyoruz. Yani mahallemizin belirli yol güzergahlarında, eşit yürüme mesafeleri dikkate alınarak, binaların zemin katlarında ticari birimler yer alabilecek. Bu da gelecek için, ihtiyaçlara cevap verecek bir düzenleme olacak. Özetle; Yeşiltepe Kentsel Yenileme Projesi, vatandaşlarımızın ekonomik çıkarlarını koruyan, yenilemeyi kolaylaştıran, sosyal ilişkileri gözeten ve mahallemizi yeşil alanlarıyla daha yaşanabilir hale getiren bir proje. Belediyemizin ekipleri tek tek her parseli, her adayı analiz ederek bu çalışmayı ortaya koydu. Ortaya çıkan plan, gelecekteki tüm olasılıklara cevap verebilecek esneklikte bir planlama. Askı süresi tamamlandı, vatandaşlarımız detaylı bilgileri belediyemizin imar birimlerinden edinebilecekler. Yeşiltepe’nin geleceği için attığımız bu adımın hayırlı olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Eskişehir'in Gündemi Göstermelik İşler Değil Kentsel Dönüşüm Olmalıdır Haber

Eskişehir'in Gündemi Göstermelik İşler Değil Kentsel Dönüşüm Olmalıdır

AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, yıllardır CHP’liler tarafından yönetilen belediyelerin Eskişehir’in ana sorunlarına odaklanmaktan uzak olduklarını belirterek, sert eleştirilerde bulundu. Kentsel dönüşüm hususunda belediyelerin hâlâ uykuda olduğunu belirten Albayrak, açıklamasında şunları söyledi: “Eskişehir’in ana gündemi zabıtaların bisiklet sürmesi, göstermelik işler, sosyal medya şovları, tabelalarla süslenmiş projeler değil, kentsel dönüşüm, su ve trafik olmalıdır. Büyükşehir, Odunpazarı, Tepebaşı belediyelerinin 2024-2025 yılları gider bütçeleri 40,948 milyar TL’dir. Eski parayla 40 katrilyon. Son iki senede bu bütçeye değecek hangi eser şehre kazandırıldı? Eskişehirli hemşehrilerimiz adına soruyoruz. Geçtiğimiz gün Balıkesir merkezli ve Eskişehir’de de hissedilen 6.1 büyüklüğündeki deprem, bir kez daha bize şunu hatırlattı. Depreme hazır mıyız? Eskişehir milletvekili olduğunu bir türlü idrak edemeyen CHP’li bir milletvekili ve Odunpazarı’nın sorunların bihaber belediye başkanı, belediyeleri aklamak için kendilerince şahsımı depremi siyasete alet etmekle suçlamış. Şahşım adına Eskişehir adına dertleniyor ve diğer belediyelerin başardığını biz niye başaramadık diye soruyorum. Proje üretmek yerine sürekli bir bahane ve polemik çabasında olmak, şehrin geleceğini düşünmemek gerçekten acınası bir durum. Şimdi, hesap açık ve net. İstanbul gibi bir metropolde Esenler Belediyesi tarafından 2010 yılından başlanarak 60 bin konutluk Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi hayata geçirildi. Depreme dayanıklı yapılar, afet toplanma alanları, geri dönüşüm sistemleri, yeşil alanlar ve sosyal donatılarla örnek bir şehircilik modeli oluşturuldu. Peki Eskişehir’de ne yapıldı? 1999 yılından bu yana Gündoğdu Mahallesi’nde 50-60 konutluk proje hâlâ tam manada teslim edilip kullanıma başlanmadı. Porsuk-1 ve Porsuk-2 projelerinde hâlâ gözle görülür bir şey yapılmadı. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı göreve geleli yaklaşık bir buçuk yıl oldu. Tepebaşı ve Odunpazarı belediye başkanları yıllardır görevdeler. Şu an Eskişehir’e depreme dayanıklı kaç konut kazandırıldı veya kazandırılacak mı? Duyan eden var mı? “Bu bizim sorumluluğumuz değil” diyerek CHP’li belediye yöneticileri ve ekürileri daha ne kadar sorumluluktan kaçacak? Konsere ve sanata para harcanmasın demiyoruz lakin kentsel dönüşüm gibi bir sorun varken neden katbekat fazlası bunlara harcanır? CHP’li zihniyet bu kafa yapısıyla Eskişehir’de kentsel dönüşümün maketini dahi hazırlayamaz. Yapılanlar ve rakamlar ortada. Yine tekrarlıyorum, Eskişehir’in kaybedecek bir dakikası bile yok. Gerçek hizmet, gerçek sorumluluk ister. Esenler 60 bin konutu dönüştürdü. Eskişehir’de neden hala 40-50’li sayıları konuşuyoruz. Bu nasıl iştir? Her zaman belirttiğim gibi bu şehirde deprem olduğunda sen sağcısın veya sen solcusun demeyecek. Bunu bir an evvel idrak etmeniz dileğiyle. Bu bağlamda, AK Parti Hükümetlerimiz Eskişehir’de CHP’li belediyelerin zorluk çıkartmalarına rağmen 20 bin adete yakın depreme dayanıklı konutu ve kamu binalarını şehre kazandırdı. Lafı fazla uzatmadan polemik değil, icraat konuşalım.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.