SON DAKİKA
Hava Durumu

#Serdar Ulucan

Porsuk Haber Ajansı - Serdar Ulucan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Serdar Ulucan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eskişehir Adına Bir Şey Yapılacaksa Bizde Varız! Haber

Eskişehir Adına Bir Şey Yapılacaksa Bizde Varız!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan yaklaşan kongre süreci ile Eskişehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; "Kongreler, demokrasimizin mihenk taşları olmasıyla birlikte, 27 Ağustos 2025 tarihinde Genel Merkezimizin 4. Olağan Kongre talebiyle tüm Türkiye genelinde kongre süreçlerimizi başlattık. Eskişehir’de ise demokrasi mitinginin ilk gerçekleştiği ilçemiz olan Çifteler’de süreci başlatarak, son ilçe kongremizi tarihi dokusu ve bilgeliğiyle hafızalarımıza kazınmış, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Sivrihisar ilçemizde tamamladık. Toplamda 14 ilçemizde, tek adaylı ve kardeşlik coşkusunun yaşandığı, birlik ve bütünlüğün ön planda olduğu, aynı zamanda partimiz adına ciddi bir yenilenmenin de sağlandığı kongre süreçlerini başarıyla gerçekleştirdik. Merkez ilçelerimizle birlikte kırsal bölgelerde toplam 6 ilçemizde ilçe başkanlıklarımızda değişiklik yaşandı. Görevi devreden ilçe başkanlarımız ise partimizde aktif şekilde çalışmalarına devam ediyorlar. Bu süreçte hem merkezde hem de taşra ilçelerimizde güçlü bir kadro yenilenmesi gerçekleştirdik. 2 Kasım’da ise Eskişehir’de İYİ Parti İl Başkanlığı olarak 4. Olağan Kongremizi gerçekleştireceğiz. Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu da 2 Kasım’da kongremize ve şehrimize teşrif edecek. Bu da henüz yeni, sıcak bir bilgidir. Partimize ve şehrimize yakışır bir şekilde, kardeşliğin ve birlik ruhunun hâkim olduğu, ülkenin mevcut şartlarına rağmen millete umut vermeye devam ettiğimiz bir kongre süreci yaşayacağız. Kongremizin ardından da sahada çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Kongremiz, Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde, 2 Kasım tarihinde saat 11.00’de başlayacak. Salon açılışımız saat 10.30’da yapılacak, program ise Siyasi Partiler Kanunu gereği 17.00’ye kadar devam edecek. Genel Başkanımızın, saat 12.00-12.30 civarında vatandaşlarımıza hitap etmesi bekleniyor. 600 seçilmiş il delegemiz ile kongremizi icra edeceğiz. Bugün seçilmiş ilçe başkanlarımızla bir toplantı daha gerçekleştireceğiz; hem kongre hazırlıkları hem de ilerleyen süreçteki çalışmalar hakkında istişarelerde bulunacağız. Çarşamba günü grup toplantısının ardından Sayın Genel Başkanımızla da bir görüşmemiz oldu. Kendileri, göreve devam etmemiz noktasında uygunluk gördüler. Teşkilatımızın da teveccühüyle şu an için kongremizi tek adaylı olarak gerçekleştirecek gibi görünüyoruz. Ancak bu siyaset; 2 Kasım’a kadar ne olacağı elbette belli olmaz. Eğer başka bir aday çıkarsa, bunu da büyük bir memnuniyetle karşılarız. İYİ Parti olarak, gerek il başkanlığı dönemimde ben, gerekse İYİ Parti’nin diğer kurmayları olarak şunu söylüyoruz. Eskişehir, Ankara’ya kilometre olarak en yakın il olmasına rağmen, bürokrasi ve bağlantılar anlamında en uzak ildir. Eskişehir’in Ankara’da bir lobisinin olmadığını ilk dile getiren siyasi parti İYİ Parti’dir. Bunu her yerde yüksek sesle dile getirdik. Ancak maalesef bugün gerek iktidar tarafı, gerek ana muhalefet partisi, gerekse yerel belediyeler tarafından İYİ Parti belli noktalarda her daim görmezden gelinmektedir. Bize böyle bir konseyle ilgili herhangi bir bilgilendirme yapılmadı, davet de almadık. Burada tamamıyla “tahtıravalli siyaseti” anlayışıyla, belli yapılar kendi aralarında kendi gönüllerini eğlendirmeye; Eskişehir’in adını ve çıkarlarını düşünmek yerine kendi rantlarını sağlamaya çalışmaktadır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Eğer Eskişehir adına bir şey yapılacaksa, burada biz de varız. Konu Eskişehir ise, siyasi partilerimiz, STK’larımız ve odalarımız hep birlikte Eskişehir kültürüne yakışır biçimde, demokrasinin başkenti olarak gördüğümüz bu şehirde birlik ve bütünlük içinde çalışmalıyız. Bize “Böyle bir konsey kuruluyor, siz de var mısınız, yok musunuz?” şeklinde bir davet gelmedi; bunun altını çizerek söylüyorum. Biz, samimiyetimizle Eskişehir için ne yapılması gerekiyorsa o alanda bulunuruz. Bir örnek daha vereyim: Bugün Eskişehir’de Kurtuluş Halk Pazarı açıldığında, mecliste grubu bulunan bir parti olarak ne şahsıma ne de partimize Büyükşehir Belediyesi tarafından davet gelmişti. Bakanlığın yaptığı etkinliklerde de benzer durumlar yaşandı. Bunlar onların kendi tercihidir; ancak inşallah bizim iktidarımızda bu anlayış sona erecek. Eğer 86 milyonu kucaklayacaksak, Eskişehir’de de 900 bin nüfusun tamamını kucaklamak için mücadele edeceğiz. Siyasetin tahrikle, uydurmayla, birbirini karalayarak değil; kardeşçe, kucaklaşarak, birlik ve bütünlük içinde yapılabileceğini göstereceğiz. Konsey meselesine değinecek olursak: “Kendileri çalsın, kendileri oynasın.” diyorum."

İYİ Parti Odunpazarı’nda Gürol Yer Güven Tazeledi Haber

İYİ Parti Odunpazarı’nda Gürol Yer Güven Tazeledi

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı 4'üncü Olağan İlçe Kongresi Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salonda gerçekleştirildi. Kongre öncesinde İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, GİK Üyesi Melih Aydın, İl Başkanı Serdar Ulucan, Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer ve partililerin katılımı ile İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı bünyesine katılan hizmet aracı törenle hizmete alındı. Törenin ardından yapılan İYİ Parti Odunpazarı İlçe 4'üncü Olağan İlçe Kongresi’ne Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, GİK Üyesi Melih Aydın, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, İl Başkanı Serdar Ulucan, önceki dönem milletvekilli Arslan Kabukcuoğlu, İlçe Başkanları, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ile delegeler katılım sağladı. Kongrede bir konuşma yapan İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadelere yer verdi; “2 Ekim 2023 tarihinde büyüklerimiz tarafından bize tebliğ edilen görevi aldık, şerefle kabul ettik. O günden bugüne, 4 Ekim 2025 tarihine geldik. Bir günümüzü boş geçirmeden Eskişehir’imizi, insanımızı düşünerek; hemşerilerimizle hemhâl olarak, yanlarında bulunarak siyaset yaptık. Siyaseti insana hizmet sanatı hâline getirmeye gayret ettik. Bunu yaparken de hiçbir zaman kavganın, çekişmenin, boş eleştirinin veya eksik aramanın tarafı olmadık. Hep istişareyle, doğruları söylemekle, eksikleri hatırlatmakla; iyi yapılan şeyleri de takdir ve alkışlamakla bir tarz benimsedik. Bu anlayışımızın sonucunda görüyoruz ki bugün bu salonda Eskişehir’in farklı kesimlerinden gönül dostlarımız, büyüklerimiz ve arkadaşlarımız var. Bizleri bu düğün günümüzde, bu toy günümüzde yalnız bırakmadıkları için özellikle teşekkür etmek istiyorum. İYİ Parti, Türk siyasetinde gerçekten bir güçtür, gerçekten milli bir yapıdır, gerçekten insanımızın teveccüh gösterdiği bir ocaktır, bir yuvadır. Bu sebeple inşallah bugün Odunpazarı kongremizi yapacağız, yarın Tepebaşı kongremizi gerçekleştireceğiz. Kırsal kongrelerimizi tamamladıktan sonra da 9 Kasım’daki il kongremizin ardından, Ankara’da büyük kurultayımızı yaptıktan sonra Türkiye’ye güneş daha farklı doğacaktır diye düşünüyorum.” dedi. Kongrede konuşan İl Başkanı Serdar Ulucan şu ifadeleri kullandı; "Bugün burada, demokrasinin en güzel örneklerinden birini sergilemek üzere toplanmış bulunuyoruz. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Teşkilatımızın 4. Olağan Kongresi’nin, partimize, ilçemize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. Kıymetli dava arkadaşlarım, Bizler İYİ Parti ailesi olarak, milletimizin umudu ve Türk siyasetinin temiz nefesi olmak için 25 Ekim 2017 tarihinde kutlu bir yola çıktık. Nice iftira, karalama, yok sayılma görmezden gelinme gibi bir sürü zorluklarla karşılaştık. Yolumuz uzun, yükümüz ağır, ama inancımız tamdır. Çünkü biz, milletimizin desteğini arkamıza alarak, Türkiye’yi hak ettiği adalet, özgürlük ve refah düzenine kavuşturmak için mücadele ediyoruz. Değerli dava arkadaşlarım, Bizler bu yolda yürürken, partimizin içerisinde zaman zaman kargaşa, kaos ve çeşitli zorluklarla da karşılaştık. İYİ görünmeye çalışıp, aslında farklı siyasi yapılara hizmet eden birçok kişiyi de gördük. Hepsinin tespitini yaptık, partimizin kurumsal yapısına zarar verenleri uzaklaştırdık. Çünkü biz iyiyiz, biz samimiyiz… Biz, Yunus’un şehrinde yaşıyoruz. Sevgiyle, samimiyetle, dostça bakmayı bildiğimiz için belki ilk etapta herkese Yunusça gönlümüzü açtık. Ama ihanet edenlere, yanlış yapanlara, partimizi yıpratmaya çalışanlara da en güçlü şekilde cevabımızı verdik. Odunpazarı, Eskişehir’imizin kalbidir. Bu kalbin ritmini hızlandıracak olan da sizlersiniz. İlçe teşkilatımız bugüne kadar gece gündüz demeden çalıştı, milletimizin sesi oldu. İlçemizde ki her türlü eksiklerin, sorunların yerinde tespitini yaparak, ilgili kurumlara çözüm önerilerini sundu. Bugünden sonra da aynı azim ve kararlılıkla çalışmalarına devam edeceklerdir. Sevgili yol arkadaşlarım, Kongreler, sadece görev değişimlerinin yaşandığı toplantılar değildir. Kongreler, aynı zamanda birlik ve beraberliğimizi tazelediğimiz, ortak hedeflerimizi yeniden hatırladığımız, geleceğe umutla baktığımız, eksikliklerimizi giderdiğimiz yarınlara daha güçlü adımlara yürümek için kardeşlik duygularımızı pekiştirdiğimiz günlerdir. Bugün de Odunpazarı ilçe kongremizde bu duyguları yaşıyoruz. Buradan açıkça ifade etmek isterim ki; bizim en büyük gücümüz halkımızdır, milletimizdir. Biz makam için değil, hizmet için buradayız. Biz şahsi çıkar için değil, vatan ve millet için mücadele ediyoruz. İnanıyorum ki, Odunpazarı İlçe Teşkilatımız önümüzdeki süreçte daha güçlü olacak, daha çok çalışacak ve İYİ Parti bayrağını ilçemizde en yükseğe dikecektir. Bu vesileyle, kongremizin demokrasi şöleni havasında geçmesini temenni ediyor, güven tazeliyerek ilçe başkanlığına devam eden Gürol Yer başkanımın şahsında ilçe yönetim kurulu üyeliğine seçilen dava arkadaşlarıma üstün başarılar diliyorum. Birlik ve beraberliğimiz daim olsun. Yolumuz açık, davamız kutlu, geleceğimiz İYİ olsun! Artık İYİ oynayanlar değil İYİ olanlar kazansın…! Varlığımız TÜRK varlığına armağan olsun…Ne mutlu Türküm diyene!" dedi. İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Bir yola çıkıldı. Bir mücadele edildi. O mücadele edenlerin birçoğunu yine bu salonda görüyorum ben. Korkaklıkta, ar ve zillette ileri atılmakta değil; milletimizin değerlerini birleştiren bir yapı olan bir yol haritasını kendimize rehber ederek, yarınlarımızı güvence altına almak üzere yola çıktık. Yani neydi meselemiz? Hatırlayın, bir divan başkanımızın başlangıçta çok güzel arz ettiği bir cümle vardı: Bir ihanet şebekesine, bir ceberut yapıya karşı insanların bir araya gelerek yarınlarını kurtarma meselesi vardı. Peki ya biz bu cümleleri bu kadar kolay sarf ederken, hakikaten böyle mi diye dönüp baktığımızda; Cumhuriyet'in başında olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bize emanet edilen cumhuriyet ve demokrasi sayesinde o koltuklarda oturanların cumhuriyetle bir alıp veremediği olduğunu görmeye başladık. Neydi bunlar? Önce hatırlayın, Türkiye Cumhuriyeti tabelalarını sökmeye başladılar. Sonra andımızı yasakladılar. Sonra milletimizin ne kadar değeri varsa onunla kavga etmeye başladılar. Mecliste ortaklarına federasyondan ve bölünmeden bahseder hale geldiler. 50 bin kişinin katilini itibarlı hale getirmeye kalktılar; meclise davet ettiler. O zaman diyoruz ki kullandığımız kelimeler bunların yanında az bile kalır. Hakikaten bu ceberut yapı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuyla, Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağıyla, Türkiye Cumhuriyeti'nin toprağıyla ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün unsurlarıyla — kazanılmış haklarıyla — savaş halinde olan bir yapıdır. Bir gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde otururken, Türk milliyetçiliğini ona karşı savunacağımızı hiç düşünmediğimiz bir zat-ı muhterem çıktı ve dedi ki: “Bölücü başı, terörist başı, ona göre de kurucu önder meclise gelmeli.” Ve dev kürsüsünden bu terörist başını mecliste konuşturarak umut hakkı doğurmak suretiyle affedilmesini dile getiren bir konuşma yaptı. Evet, maalesef; yazıklar olsun. Yuh olsun. Yazıklar olsun. Şimdi, birle dört Eylül arasında Sayın Genel Başkanımız Musavat Dervişoğlu'nun talimatlarıyla bütün arkadaşlarımız — hem genel başkan yardımcıları hem milletvekilleri sahadaydık. Dedik ki: “Halk için, halka göre; halk ne diyorsa biz onu yapmakla hükümlüyüz.” Biz bu halkın ayağına gidelim, bir kez daha dinleyelim. Kuruluşta da aynı işi yapmıştık: sokak sokak, mahalle mahalle, ilçe ilçe, il il dolaşarak aynı işi yapmıştık ve tekrar; bu sefer daha organize olarak sivil toplum kuruluşlarını da gezmeye başladık. Esnaf odaları, ziraat odaları, esnaf kredi kooperatifleri, vesiciler dernekleri... Ama en önemlisi şehit aileleri. Şimdi algı yapıyorlar ya, “şehit aileleri de barış istiyor” diye. İnanmayın. Biz her bir şehit ailesi derneğini ziyaret ettik. Ve her birinin cümlesi şu oldu: “İYİ Parti otobandan gitmeye devam ediyor. Bizim tek savunucumuz siz kaldınız. Biz evlatlarımızın katillerinin meclise getirilmesini, affedilmesini, mecliste milletvekili yapılmasını istemiyoruz. Eli kanlı terör örgütü mensuplarının iş verilmesini bu memlekette istemiyoruz. Bize söylenseydi ki evlatlarımız için bu cani başı terörist (APO) ileride affedilecek, o zaman biz bu evlatlarımızı oraya göndermezdik; bu vatan için şehit olmazlardı.” Evet, tam da şehit ailelerimizin, gazilerimizin söylediği cümle tam olarak budur. Kolunu, bacağını, ruhunu bu topraklar için hiç gözünü kırpmadan feda eden insanlarımız — şehitlerimiz — bugün onların adına yok sayılarak, dış talimatlı ve yapı içeriğini tam bilmedikleri bir organizasyon üzerinden saldırıya uğruyorlar. Evet, biz bunlara karşı dikilen tek hareketiz. O komisyona isim vermeyen ve o komisyonun karşısında da her yaptıklarını adım adım takip eden bir yapıyız. Biz memleketimizin altına dinamit konulmasına müsaade etmeyeceğiz. Birinci açılım rezaletini bize yaşatanlara, ikinci kez yaşatmasına müsaade etmeyeceğiz. Hatırlayın, birinci açılım sürecinde Habur'da çadır mahkemeleri kurdular. O mahkemeleri oraya götürdüler; arkada Türk bayrağı ve Atatürk vardı. Biz bundan rahatsız olduk. “Bunu indirin” dedik; indirdiler. “Pişman mısınız?” dediğimizde “Hayır, pişman değiliz” dediler. Buna rağmen biz bunları bıraktık. Hatta en ağır silahlarla Türkiye üzerinden bugün Suriye'ye geçirdik ve bugün Suriye'de seksen bin kişilik bir terör örgütünün kurulmasına vesile olundu. Hatırlayın, valilere, askerlerimize “bunları görmemezden gelin, sırtınızı dönün” deniyordu. Unutuyor muyuz bunları? Bunları biz yaşamadık mı? Adım adım Türkiye'yi nereye götürdüklerini, federasyon ve bölünme altında ne yapmak istediklerini görmüyor muyuz? Görüyoruz ve saf tutuyoruz. Cumhuriyetten yana, Atatürk'ten yana, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğünden yana saf tutuyor; Türkiye'de hangi partili olursa olsun buna izin vermeyen, bunu gönlüne sindirmeyen herkesi de İYİ Parti şemsiyesi altında birlikteliğe davet ediyoruz. Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti kadim bir devlettir. Beş bin yıllık geleneği vardır. Evet, biliyoruz; Malazgirt'te Sultan Alparslan'ı biliriz. Evet, İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet'i biliriz. Viyana kapılarında Kanuni Sultan Süleyman'ı biliriz. Kafkaslar'da Enver Paşa'yı biliriz. Sakarya'da, Eskişehir'de, Çanakkale'de Mustafa Kemal Atatürk'ü biliriz. Bu ikinci açılım süreci hepsinden daha fena, hepsinden felakettir. Çünkü 556 milyar dolar dış borcu olan bir devletin kendi başına bu işlerin yapılmasına asla müsaade etmezler. Bu bir dış oyun ve dış istektir. İki sebebi oldu: Kısa sürede, dört ay içerisinde mecliste iklim yasası ve hemen bir maden yasası çıkarttılar. Maden yasası neydi, biliyor musunuz? Kimden talep geldi? Nasıl bu ikinci açılım süreci Amerika'nın talebiyle gerçekleşiyorsa, bu da İngiltere'nin Londra'nın maden borsası tarafından Türkiye'ye dayatıldı. 7-24 saat mücadele ettik; komisyondan geçirmemek için. Meclise geldi. Sadece bir maddesini söylüyorum, ne kadar büyük tehlike altında olduğumuzu anlayasınız diye, idrak edelim diye: Diyor ki dördüncü grup madenler; altın, gümüş, bakır, çinko, krom ve dahi nitelikli ve stratejik madenler. Nedir bunlar? Brom, toryum gibi; ülkemizin geleceği için kritik ve dünyada en çok ülkemizde bulunan madenler. Bunlar diyor, herhangi bir ÇED raporu olmaksızın ve herhangi bir bakanlığın görüşüne başvurmaksızın Cumhurbaşkanı'nın belirleyeceği dört kişilik bir üst kurul tarafından hızlıca kamulaştırılır. “Hızlıca” diyor; bu hazine yeri, orman alanı veya şahıs malı olsun fark etmez diyor. Ya kimin malını yani devletin üstünü bitirdiniz de altına mı sıra geldi? İşte bütün mesele bir ihanet şebekesiyle mücadelemizdir bizim. Bütün bunlara baktığınızda kurumsallaştırılan kurumlar var; bütün bunlara baktığınızda devletsizleştirilen bir toplum var. Adamlar bütün geleneklerimizi tahrip ettiler. Eskiden bürokraside otuz yılını dolduramayan vali olamıyordu; şimdi altı ay özel kalemlik yapanı vali yapmaya başladılar. “Benim adamım olsun, işini öğrenir” demeye başladılar. Maalesef böyle bir yapıyla mücadele etmek her birimizin görevi. Ve bu görev için tekrar alanlarda, tekrar insanlarımızın huzurunda olmalıyız. Onlar belki bizi anlamayacak, ama anlatacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyor, 30 Ağustos zaferi öncesinde? “Ey milletim, ben yola düştüm; ama siz gelmezseniz bu vatana, bu topraklara düşman ayak basacak.” Siz bilirsiniz, diyor. Biz de artık milletimize diyeceğiz ki: Bak, düşman içeride de; artık düşman sadece dışarıda değil. Dolayısıyla bu memleketi hep beraber kurtarma yükümlülüğü ve sorumluluğu her birimizin omuzlarındadır. Evlatlarımız yurt dışına gitmek arzusundalar; çünkü “nefes alamıyoruz” noktasına gelmişler. Dolayısıyla biz, bu Türkiye'yi ve bu toplumu düzeltmek mecburiyetinde olan kitleyiz. O yüzden her birimize bir görev düşüyor. Bütün mesele, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” ifadesini kaldırmak isteyenlere karşı mücadelemizdir. “Türkiye Devleti” değil, “Anadolu Devleti” olmalı; “Türk bayrağı” yerine başka bir isimle “Anadolu Cumhuriyeti'nin bayrağı” olmalı diye safsatayla gelip ülkeyi bu duygusallığa getirenlere karşı hep birlikte yumruk gibi olacağız. Cumhuriyetimizin değerleriyle milletimizin değerlerini dövüştürenlere karşı dimdik duracağız ve Allah'ın izniyle bu Türkiye Cumhuriyeti'nin devamlılığını, milletimizin devamlılığını sağlayacağız."dedi Gürol Yer başkanlığında oluşan İYİ Parti Odunpazarı İlçe Yönetimi şu isimlerden oluştu; " Abdullah Beşer, Ali Haydar Demirbilek, Altan Bozoğlu, Ayğun Özgür, Aysun Yılancı, Ayşe Öykü Albayrak, Bircan Yaz, Emir Mutlu, Esroy Erdoğan, Fatma Şikalan, Ferruh Singer, Furkan Salcan, Güven Yılmaz, Hasan Darcan, Hasan Hüseyin Eğe, Havva Gürşahbaz, Hikmet Kara, Hülya Cangöz, İbrahim Esentürk, İsmail Kırbıyık, Kadir Ünal, Mehmet Karpuz, Mesut Albayrak, Mutlu Çal, Nebi Altınoluk, Neşe Esengin, Nursen Ergün, Ömer Serhat Yücel, Rıdvan Karaca, Sevda Ekici, Süreyya Kaplan, Vedat Boyacı."

Hükümet TOKİ'yle Vatandaşa Ev Sağlamak Yerine Rantsal Sistemi Büyüttü Haber

Hükümet TOKİ'yle Vatandaşa Ev Sağlamak Yerine Rantsal Sistemi Büyüttü

İYİ Parti Eskişehir İl başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ve TOKİ üzerinden başlatılan ''İlk Evim İlk Arsam'' projesi ile ilgili eleştirilerde bulundu. İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; "Mevcut hükümet, Eskişehir’de ve Türkiye genelinde yaptığı gibi TOKİ üzerinden “İlk Evim, İlk Arsam” kampanyasını başlatarak vatandaşa ucuz ev, ucuz arsa vaadiyle bir girişimde bulundu. Ancak Eskişehir’de bu süreç, diğer illerde olduğu gibi yansımadı. İlk etapta 350–500 metrekare büyüklüğündeki arsaların 200 bin, 250 bin, 300 bin TL bedelle satışa çıkarılacağı söylendi ve başvurular toplandı. Başlangıçta yaklaşık 3 bin 500 vatandaş başvuru yaptı; bunların 1850’si para yatırarak devam etti, ancak 1200 civarında vatandaş, rayiç bedellerin yükselmesi nedeniyle vazgeçmek zorunda kaldı. Bu tablo, hükümetin TOKİ aracılığıyla vatandaşa ev sağlamak yerine rantsal sistemi büyüttüğünün açık göstergesidir. Kocakır mevkisinde yaklaşık 3 bin 193 parsel oluşturularak tarım arazileri arsaya çevrilip “İlk Arsam” projesiyle sunulması planlanırken, yol kenarı gibi rant değeri yüksek bölgeler ihaleye çıkarılmadı. Bu yerlerin daha sonra çok daha yüksek fiyatlarla satışa sunulacağı anlaşılıyor. Böylece hizmet vaadiyle başlayan süreç, rant ile son bulmuş oldu. Vatandaşın, milletin hakkıyla adeta dalga geçildi. Asgari ücretli, emekli ve bugüne kadar ev sahibi olamamış dar gelirli vatandaşların bu şartlar altında ev sahibi olması her geçen gün daha da zorlaşıyor. Kentsel dönüşüm ve deprem gerçeği göz önüne alındığında, hükümetin kentsel risk alanı ilan edilen Yunus Emre Caddesi, Hasan Polatkan, Sivrihisar 1 ve Sivrihisar 2 caddelerinde nasıl bir dönüşüm gerçekleştireceği de belirsizliğini koruyor. Küçük Sanayi Bölgesi’nin şehrin merkezinde kalmış olması zaten önemli bir sorun. Gündoğdu Mahallesi ve Yeşiltepe’de imar planları değiştirildi; ancak yerel belediyeler ile hükümet arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle süreç tıkanmış durumda. Görünen o ki mevcut iktidar, TOKİ üzerinden Cumhurbaşkanlığına bağlı şekilde rant odaklı projelerle ekonominin çürümesine hız veriyor. Küçük Sanayi konusuna gelince. Geçtiğimiz günlerde Kazım Kurt’un bu konudaki açıklamalarını da takip ettik. Göreve geldiğinde bu konuda önemli tecrübeler edinmiş olmasına rağmen, bugün yaptığı eleştirilerin dikkate alınması gerekiyor. Hamamyolu Projesi örneği bunun en somut göstergesidir. Şehrin estetiğini ve tarihini bilmeyen dışarıdan bir firmanın yürüttüğü proje nedeniyle Hamamyolu, eski dokusunu kaybetmiş ve kullanılamaz hale gelmiştir. İlk açıklanan projede anfi şeklinde tasarlanan alan, yeraltı suyunun çıkması gerekçesiyle değiştirildi ve ortaya şehrin dokusuna uymayan piramit biçimli yapılar çıktı. Bugün 41–42 yaşımıza geldik, çocukluğumuzdan beri konuşulan Küçük Sanayi’nin taşınması hâlâ gündemde. Ancak burada yapılacak çalışmanın, şehrin doğasını bilen, estetiğine uygun bir anlayışla yürütülmesi çok önemlidir. Konutlardan ziyade, vatandaşın vakit geçirebileceği yaşam alanları, kültürel faaliyetler ve sosyal mekânlar ön planda olmalıdır. Bu noktada Eskişehir’in tarihini ve dokusunu bilen şehir plancılarının sürece dahil edilmesi gerekir. Kazım Kurt'un, projelerin İstanbul’dan gelen firmalara verilmesine itirazı da haklıdır. Çünkü şehrin kimliğini bilmeyen firmaların yaptığı projeler, Hamamyolu örneğinde olduğu gibi “ucube” sonuçlar doğurabiliyor. Küçük Sanayi dönüşümü, Eskişehir’in çehresini değiştirecek en önemli projelerden biri olacak. Dolayısıyla burada en büyük hassasiyet gösterilmeli; rant kaygısından uzak, şehrin ihtiyaçlarına cevap veren bir yaklaşım izlenmelidir."

İlçe Başkanı Yer; "Siyaset Gidenlerle Değil, Kalanlarla Yapılır" Haber

İlçe Başkanı Yer; "Siyaset Gidenlerle Değil, Kalanlarla Yapılır"

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında İlçe Başkanı Gürol Yer 4 Ekim 2025 tarihinde yapılacak kongrede tekrar aday olduğunu açıkladı. İYİ Parti Odunpazarı İlçe binasında İlçe Başkanı Gürol Yer ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısına GİK Üyesi Melih Aydın, İl Başkanı Serdar Ulucan, İl Yöneticileri ile İlçe Yöneticileri katılım sağladı. Basın toplantısında konuşan İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan şu ifadeleri kullandı; "2023 yılında şahsım İl Başkanı, Odunpazarı İlçe Başkanımız da ilçe başkanı olarak, zor ve meşakkatli bir süreçte, 31 Mart 2024 seçimlerinde yani milletin iki kutup arasına sıkıştırılmaya çalışıldığı bir dönemde görevlerimizi Kurucu Genel Başkanımızdan aldık. “Bismillah” diyerek o günden bu yana gece gündüz demeden sahada çalışmalarımızı sürdürdük. 31 Mart Mahalli İdareler Yerel Seçimlerinden sonra “İYİ Parti bitti, dağıldı, kalmadı” diyenlere, birlik ve bütünlüğümüzü dün de bugün de göstererek, bugünlere başarılı bir şekilde geldik. Malumunuz olduğu üzere, demokrasinin gereği ve tamamlayıcısı olan olağan ilçe ve il kongrelerimiz, akabinde de büyük kongre sürecimiz başladı. Dördüncü olağan kongre süreci takvimimizde Eskişehir’imizde, demokrasinin ilk mitinginin yapıldığı Çifteler ilçemizden başlayarak, sırasıyla Alpu ve Seyitgazi ilçe kongrelerimizi gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde nasip olursa, 4 Ekim’de merkez ilçemiz ve Eskişehir’in en büyük ilçesi olan Odunpazarı İlçe Kongremizi icra edeceğiz. Sonrasında da 5 Ekim’de inşallah Tepebaşı İlçe Kongremizi gerçekleştireceğiz. Göreve geldiği günden itibaren yaşı benden büyük olmasının yanı sıra, bilgi birikimi ve tecrübeleriyle İl Başkanlığım süresince bana çok değer katan Gürol Başkan, koltuğa oturduğu günden beri asla o koltuktan güç alan bir siyasetçi olmadı. Aksine, bilgi ve tecrübeleriyle o koltuğa her daim güç kattı. Bugün bakıyoruz, siyasete giren birçok insan o koltuktan güç alarak kendi ikbali, yakın çevresi veya eş-dost ilişkileri için çıkar sağlamaya çalışıyor. Hatta “Cukka İttifakı” yapanlar veya belediyelerin gücünden fayda sağlamaya çalışanlar gibi. Fakat Gürol Başkan, Eskişehir’de geçmiş siyasi birikimiyle, “Ben güçlünün değil, haklının yanında dururum” dedi. Dün de öyleydi, bugün de öyle, yarın da öyle olacak. Kendisiyle 25 yıldır tanışırım, iyilerin yüzüne yakışır bir başkan olmuştur. Allah nasip ederse, dördüncü olağan kongremizi kardeşlik kongresi olarak icra edeceğiz. Kardeşlik kongresi demek; partimiz kurulduğundan beri ışığı görüp gelen, ama rüzgârla, tozla, yelle savrulup gidenlerin değil, Türk milletinin bekasına inanan dava arkadaşlarımızın mücadele ettiği bir süreçtir. Gürol Başkan bu sancağı bugüne kadar çok başarılı bir şekilde taşıdı. İnşallah bundan sonraki süreçte de biz İYİ Parti olarak, “Görev alınmaz, verilir” düsturuyla hareket edeceğiz. Odunpazarı İlçe Kongresi sürecinde başkan adaylığıyla beraber mevcut başkanlığını da sürdürecek olan Gürol Yer Başkan’ın seçilmesinden sonra, hep beraber omuz omuza daha iyi görevler yapmayı Cenab-ı Allah nasip etsin diyorum." dedi. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer yaptığı konuşmada ve adaylık açıklamasında şu ifadeleri kullandı; "Anlayışımız şudur: Görev alınmaz, görev verilir. Sizlerin övgülerine, düşüncelerine mazhar olmak bizim için bir şeref nişanesidir. İnanmadığım hiçbir yolda yürümedim. İnanmadığım hiçbir kimseyle beraber olmadım. Ama içimdeki vatan, millet aşkı ve Eskişehir sevgisiyle bugüne kadar hangi görevi üstlendiysek, siyaseti insana hizmet aracı olarak gördük, kullandık, uyguladık ve bugünlere geldik. Bunu yaparken de en büyük güç ve dayanağımız, beraber olduğumuz ekip arkadaşlarımızdı. Bugüne kadar yaptığımız hiçbir icraatı, işleyişi, faaliyeti tek başıma değil; İYİ Parti Odunpazarı ve İYİ Parti Eskişehir Teşkilatı’nı oluşturan aile fertlerimizle beraber gerçekleştirdik. Sözleriniz, layık gördüğünüz duygu ve düşünceler başımızın üzerinedir. 2 Ekim 2023’te bir süreç başlattık beraber. Bugünlere kadar geldik, pek çok meşakkatleri aştık, pek çok sıkıntılı gün yaşadık. Ama bir gün olsun geri adım atmadık, başımızı eğmedik. Hep şuna inandık: Siyaset gidenlerle değil, kalanlarla yapılır. Kalanlar burada; kalanlar salih, samimi; kalanlar halis niyetli; kalanlar bu davaya inanmış insanlar. Kalanlar, Musavat Dervişoğlu’yla gurur duyan ve bu yolu bir adım geri atmadan yürüyecek olan; vatanın, milletin bu sıkıntılı günlerinde geleceğe umut ışıklarıyla güneş olmaya layık güzel insanlardır. Biz bu kalan aile fertlerimizle beraber son söz olarak şunu söylüyoruz: Türk milleti kimsesiz, Türk vatanı sahipsiz değildir. Diyerek verdiğiniz görevi inşallah layıkıyla yapmaya çalışacağız, çabalayacağız. 4 Ekim Cumartesi günü yapacağımız kongreden sonra Eskişehir ve insanlarımız bizi izlemeye devam etsin diyorum." dedi. İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Melih Aydın ise yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; "Sayın Genel Başkanımız Musavat Dervişoğlu’nu temsilen de buradayız. Ankara’daki görevimiz sebebiyle buradayız ama ben her şeyden önce Eskişehir’in bir evladıyım, Eskişehir İYİ Parti ailesinin herkes gibi bir neferiyim. Bize zor görevler verildi. Çok zor zamanlarda çok zor görevler üstlendik. Eskişehir kamuoyu da bunu aylarca konuştu. Türkiye’de en erken açıklanan Büyükşehir Belediye Başkan adayı bendim. Çok zor zamanlar yaşarken yanımızdaki en büyük dayanağımız, buradaki ailemizden gördüğümüz arkadaşlarımız oldu. Benim kendi ailem kalabalıktır; Türkiye’nin çoğu yerine yayılmış bir aileye sahibim. Ama onlardan daha çok vakit geçirdiğim insanlar, İYİ ailem oldu. Biz artık daha kalabalığız, daha güçlüyüz; Türkiye’nin her yerindeyiz. Eskişehir teşkilatındaki her bir ferdimizle aramızda en ufak bir samimiyetsizlik yok. Kendi aramızda doğruyu bulmak için çok tartışıyoruz, çok konuşuyoruz. Bizde asla üstenci bir tavır olmadı, olmayacak da. Bu da bizi büyüten bir noktaya getirdi. Hep beraber sıkı sıkıya duruyoruz. İYİ Parti’nin ömrüne vade biçenler çok üzgünler. Görüyorsunuz, yerel seçimlerden önce herkes çıkarı uğruna bir yerlere yönelirken; inandırılmış, kandırılmış ya da vaatlerle burada tutulmuş insanlar kalmadı aramızda. Artık tamamen davasına inanmış, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Atatürk’e gönülden bağlı, vatan-millet sevgisi olan insanlarla birlikte görevlerimizi sürdürüyoruz. O günden bugüne dava arkadaşlarımız olan, Eskişehir’deki temsilcilerimiz olan, il başkanımız ve ilçe başkanlarımızla yola devam etmek beni de yürekten mutlu ediyor. Çünkü bundan sonraki süreç Türkiye için çok daha önemli. Hep söylüyorduk: 2023, Türkiye Cumhuriyeti için bir dönüm noktasıydı. Cumhuriyetin 100. yılında fabrika ayarlarına dönmemiz gerekiyordu. O gün ne söylediysek bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıkıyor. İYİ Parti 2017’de kurulurken neye karşı kurulduysa, bugün şartlar çok daha ağır ve artarak devam ediyor. Türk milletinin İYİ Parti’nin kıymetini bilmesi lazım. İYİ Parti, Türkiye’nin erken uyarı sistemidir. Bunu özellikle vurguluyorum. Çünkü biz ne söylediysek yaşandı. Başkanlık sistemine neden karşı olduğumuzu anlattığımızda bizi taşlayanlar, bugün o sistemden zarar gördüklerini söyleyerek ortalığı yıkıyorlar. 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayını Türk milletine dayatanlar, bugün aynı kişiyi partisinden içeri sokmamaya çalışıyor. O da hâlâ ısrarla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Biz ise gerçekten şaşkınlıkla izliyoruz. Bizim koltuk hırslarımız, makam hırslarımız asla yok, olmayacak da. Vatanımıza, milletimize, şehrimize ne kadar hizmet edebilirsek o kadar gönülden bakıyoruz.Bu nedenle lafı uzatmadan şunu söylüyorum: İl başkanımızın verdiği görevi canı gönülden kabul eden ilçe başkanımıza ve yönetimine şimdiden hayırlı olsun diyorum. Eskişehir’e iyi gelsinler, inşallah."

Biz Kavga İçin Değil, Çözüm İçin Buradayız! Haber

Biz Kavga İçin Değil, Çözüm İçin Buradayız!

İYİ Parti Genel Merkezi tarafindan başlatılan saha çalışmaları kapsamında Milletvekilleri, Genel İdare Kurulu Üyeleri ve partililerin katılımıyla bir teşkilat buluşması düzenlendi. Başlatılan saha çalışmaları kapsamında, İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili, Hukuk, Seçim ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hakan Şeref Olgun, Manisa Milletvekili Şenol Sunat, Genel İdare Kurulu Üyeleri Ali Topçu ve Melih Aydın Eskişehir'e geldi. İYİ Parti Eskişehir İl Binasında, İl Başkanı Serdar Ulucan başkanlığında düzenlenen teşkilat buluşmasında konuşan Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun şu ifadelere yer verdi; "Değerli basın mensupları, kıymetli Eskişehirliler, Bugün Eskişehir’deyiz. Türkiye’nin çağdaş yüzü, gençliğiyle, üretimiyle, emeğiyle, sanayisiyle, kültürüyle örnek gösterilen bu şehirdeyiz. Ama ne yazık ki, Eskişehir de, Türkiye’nin dört bir yanı gibi, yıllardır yanlış yönetimlerin ağır bedelini ödüyor. Artık bu ülkenin neresine giderseniz gidin, hangi kapıyı çalarsanız çalın, duyacağınız ilk söz değişmiyor: “Geçinemiyoruz!” Öğrenciler kiralarını ödeyemiyor, esnaf kepenk kapatıyor, emekliler insanca yaşayamıyor, çalışanlar alın terinin karşılığını alamıyor. 2024 yılında bu şehirde kiralar bir yılda yüzde 50’ye yakın arttı. Üniversite öğrencileri üç-dört kişi bir arada aynı evi paylaşarak yaşamaya çalışıyor, emekliler ise sakin bir yaşam umuduyla geldikleri bu şehirde yüksek kiralar ve pahalılıkla boğuşuyor. Ama iktidar hâlâ halkın yaşadığı bu derin krizi görmezden geliyor; “Türkiye büyüyor” masalları anlatmaya devam ediyor. Gerçek büyüyen şey halkın borcu, faturası, vergisi! Bu tablo bir tesadüf değil. Yıllardır yanlış ekonomi politikalarıyla, üretim yerine ithalata dayalı bir düzen kuruldu. Eskişehir’in sanayicisi, çiftçisi, esnafı, işçisi nefes alamaz hale geldi. Enerji maliyetleri arttı, hammaddeler pahalılaştı, belirsizlik derinleşti. Gençler gelecek hayali kuramıyor, iş bulsa da geçinemiyor. Üreten şehir Eskişehir, ürettikçe kaybeden bir şehir haline getirildi. Ama mesele sadece ekonomiden ibaret değil. Asıl büyük kriz, hukuka güvenin yıkılmasıdır. Vatandaş artık “Haklı mıyım?” diye değil, “Adalet var mı?” diye soruyor. Çünkü haklı olmak yetmiyor, hakkını alabileceğine dair inanç kalmadı. Hukuk, devletle vatandaş arasındaki en güçlü bağdır; o bağ koparsa, toplum dağılır. Hukukun güven vermediği bir ülkede yatırım da olmaz, üretim de büyümez, huzur da kalmaz. İnsanlar artık geleceğine umutla bakamıyor, devlete olan güvenini kaybediyor. Ve bu güvensizlik sadece adaletle sınırlı değil; ülkenin güvenliği bile iktidarın siyasi hesaplarının gölgesinde kaldı. Yıllarca “terörle mücadele ediyoruz” dediler, halkın oyunu bu sözlerle aldılar. Ama gerçekte ne oldu? Bir yanda şehit cenazeleri yükselirken, diğer yanda kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar, açılım adı altında yürütülen görüşmeler, Kandil’e verilen tavizler… “Terörsüz Türkiye” diyerek başlatılan süreçlerde halka umut verdiler, barış vaat ettiler, güven aşıladılar; fakat perde arkasında yapılan gizli görüşmelerle, kirli pazarlıklarla, verilen tavizlerle bu masaları kendileri devirdiler. Bu samimiyetsiz ve günübirlik politikalar ne bu ülkeye huzur getirir, ne de terörü bitirir; tam tersine, güveni, birliği ve toplumsal barışı derinden sarsar. Biz, bu milletin sesiyiz, umuduyuz, vicdanıyız. Açık söylüyoruz: Terörle masaya oturulmaz, kapalı kapılar ardında pazarlık yapılmaz, milletin güvenliği siyasi hesaplara kurban edilmez! Bizim yolumuz nettir; terörle mücadele, milletin huzuru ve devletin bekası için tavizsiz, cesur ve kararlı bir iradeyle yürütülür. Ama millet sadece sınırda huzur istemiyor; evinde, işinde, sokağında da güven, refah ve adalet bekliyor. Eskişehir de işte bu büyük beklentinin tam ortasında, aynı sorunlarla boğuşuyor. Bu şehirde öğrenciler barınma ve geçim derdinde, emekliler insanca yaşayacak bir gelir bekliyor, sanayici belirsizlikten dolayı yatırım planlarını erteliyor, çiftçi toprağa küsmüş durumda. Üstelik bölgedeki hayvancılık sektörü de büyük bir krizle karşı karşıya. Son aylarda hızla yayılan şap hastalığı, üreticiyi çaresiz bırakmış durumda. On binlerce hayvan karantina altına alınırken, üreticiler aşıya, desteğe, önleyici tedbirlere erişemiyor. Tarım Bakanlığı’nın ağırdan alan ve dağınık politikaları yüzünden, sadece Eskişehir değil, çevre illerdeki üreticiler de ciddi gelir kayıplarıyla karşı karşıya kaldı. Çiftçi borç içinde, besici ise iflasın eşiğinde ama iktidar hâlâ bu krizi görmezden geliyor. Hava kirliliği, trafik, konut krizi, ertelenen çevre yolu… Yıllardır çözülmeyen sorunlar Eskişehir’in geleceğini tehdit ediyor. Üstelik şehir planlamasında yapılan yanlış adımlar, vatandaşın günlük yaşamını daha da zorlaştırıyor. Özellikle merkezdeki Atatürk Caddesi, Tepebaşı ile Odunpazarı’nı birleştiren en kritik güzergâh olmasına rağmen, yapılan uygulamalar büyük bir karmaşa yaratmış durumda. Caddenin tam ortasına yerleştirilen dubalar yüzünden araçlar U dönüşü yapamıyor, ambulans ve itfaiye araçları manevra kabiliyetini kaybediyor, vatandaş karşıdan karşıya geçmekte zorlanıyor. Benzer şekilde, Ali Fuat Güven Caddesi ve Anadolu Üniversitesi önündeki caddeye yapılan bisiklet yolları da amaçladığı faydayı sağlayamadı; çünkü bu yolların devamlılığı yok, parça parça yapılmış durumda. Ne bisikletli rahat kullanabiliyor ne de araçlar park edebiliyor. Esnaf, araç park edilememesi nedeniyle ciddi müşteri kaybı yaşarken, vatandaşlar da bu plansız uygulamalardan büyük mağduriyet yaşıyor. Eskişehirliler, belediyeden bu konuda kalıcı, bütüncül ve akılcı bir çözüm bekliyor. Oysa Eskişehir’in potansiyeli çok yüksek. Doğru bir planlama, üretimi destekleyen bir ekonomi ve güven veren bir yönetimle bu şehir Türkiye’nin örnek kenti olabilir. Biz çözümü biliyoruz. Türkiye’nin bu kısır döngüden çıkmasının yolu bellidir: Üretime dayalı, teknoloji ve sanayi merkezli bir ekonomi Hukukun üstünlüğünün yeniden tesisi, devlete güvenin yeniden inşası Terörle mücadelede tavizsiz, kararlı, ilkeli bir strateji; pazarlık masaları değil, milletin güvenliği Bugün buradan, Eskişehir’den Türkiye’nin dört bir yanına sesleniyoruz: Bu tablo kader değil! Bu yoksulluk, bu adaletsizlik, bu güvensizlik zorunluluk değil! Bir ülke, yanlış yönetildiği için bu noktaya gelmişse, doğru yönetimle yeniden ayağa kalkabilir. İktidar, yıllardır halkın alın terinden kesip bir avuç yandaşa aktardı. Milyonlarca insan temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, sarayın lüksü ve israfı büyümeye devam etti. Halk faturalarını ödeyemezken, saraylarda ışıklar hiç sönmedi. İşte biz, aradaki bu uçurumu kapatmak için mücadele edeceğiz. Çünkü biz halkın yanındayız, hakkın yanındayız. Değerli Eskişehirliler ve kıymetli vatandaşlarımız, Bu ülke karanlığa mahkûm değil. Bu milletin iradesi, umudu, gücü var. Eskişehir’den Türkiye’ye bir kez daha sesleniyoruz: Yeter artık! Yeter, bu milletin emeğini, alın terini, umudunu tüketen bu düzeni değiştirmek zorundayız. Gelir adaletini sağlayan, özgürlükleri güvence altına alan, üretimi destekleyen, hukuka güveni yeniden tesis eden bir Türkiye mümkündür. Biz, kavga için değil, çözüm için buradayız. Umut için, adalet için, refah için buradayız. Eskişehir’deyiz, Türkiye’nin dört bir yanındayız ve milletin hakkını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz."

2 Eylül Bir Şehrin Değil; Bir Milletin Kaderinin Değiştiği Gündür Haber

2 Eylül Bir Şehrin Değil; Bir Milletin Kaderinin Değiştiği Gündür

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından 2 Eylül Eskişehir'in Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 103. yıl dönümü dolayısıyla Valilik Meydanı'nda bir tören düzenlendi. Atatürk anıtına çelenk sunumu, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından bir konuşma yapan İl Başkanı Serdar Ulucan şu ifadelere yer verdi; ''Bugün, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından birine tanıklık etmiş Eskişehir’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümünü anıyor ve kutluyoruz. Eskişehir, Milli Mücadele yıllarında cephe gerisinin kalbi olmuş; demiryolları, üretim gücü ve stratejik konumuyla vatan savunmasında büyük bir rol üstlenmiştir. 1919’dan itibaren işgalin acı yüzünü gören hemşehrilerimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, “Ya istiklal ya ölüm” şiarıyla topyekûn bir direnişin parçası olmuşlardır. İşgal yıllarında şehrimiz; işkencelere, sürgünlere ve zulme maruz kalmış; ancak Eskişehir halkı hiçbir zaman esareti kabullenmemiştir. Vatan sevgisiyle dolu yiğit Anadolu insanı, kadın-erkek demeden Kuvâ-yi Milliye saflarında yerini almış; Sakarya Meydan Muharebesi’nde ve Büyük Taarruz’da kahramanca mücadele etmiştir. 2 Eylül 1922’de Eskişehir, milli iradenin ve azmin zaferiyle yeniden hürriyetine kavuşmuştur. O gün, sadece bir şehrin değil; bir milletin kaderinin değiştiği gündür. İyi Parti Eskişehir il başkanlığı olarak,Bugün bizlere düşen görev, 103 yıl önceki o kahramanlık ruhunu unutmamak, milli birlik ve beraberliğimizi daim kılmak ve Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmaktır. Aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu toprakları korumak, vatanımıza hizmet etmek ve gelecek nesillere özgür bir Türkiye bırakmak en büyük sorumluluğumuzdur. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını, bağımsızlık mücadelesinde canlarını ortaya koyan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Yaşasın hür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Eskişehir!''

Büyük Zaferimiz Kutlu, Türk Milleti Var Olsun! Haber

Büyük Zaferimiz Kutlu, Türk Milleti Var Olsun!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı 30 Ağustos Zafer Bayramını coşkuyla kutladı. İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen tören Valilik Meydanı’nda gerçekleştirilirken, törene İl Başkanı Serdar Ulucan, önceki dönem Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, önceki dönem İl Başkanı Emine Edizgil, Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer, İl ve İlçe Yöneticileri ile partililer katıldı. Atatürk Anıtına çelenk sunumunun ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu ve İl Başkanı Serdar Ulucan günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yaptı. Ulucan konuşmasında şu ifadelere yer verdi; "30 Ağustos 1922’de, Anadolu’dan Türklüğü yok etmek isteyen yedi düvele karşı verdiğimiz muazzam istiklal mücadelesinden zaferle ayrılışımızın 103’üncü yılını coşku ve gururla idrak ediyoruz. Tarihte emsali görülmemiş bu büyük zafer, Yüce Türk Ordusunun ve büyük Türk Milletinin tek vücut ve tek yumruk olarak birleşmesi neticesinde elde edilmiş, Türklüğü ve İslamı Anadolu coğrafyasından kazıyarak atmak isteyen karanlık güçlere karşı, hak ettikleri cevap verilmiştir. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesinin üzerinden 103 yıl geçmesine karşın, dün ülkemize göz koyan aynı çevreler, hain emellerinden vazgeçmiş değildir. Aynı emperyalist güçler, 103 yıl önceki hezimetlerinin intikamını almak ve o gün başaramadıklarını, bugün yeniden denemek için türlü tezgahlar tertip etmektedirler. Bugün Türkiye’ye okyanus ötesinden dayatılan ve barış – demokrasi ve eşitlik gibi kelimelerle saklanmaya çalışılan ihanet süreçleri, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek ve parçalamak isteyenlerin hain emellerinin peşinden gittiğinin açık göstergesidir. Aynı güçler bir yandan da Milli hafızamızı yok etmeye, devletimizin kurumları yıpratılmaya ve değerlerimizi hiçe saymaya çalışmaktadır. Ancak, yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden, bu şafaklarda yüzen al sancağımız sönmeyecek ve ebedi yurdumuzun üzerinden ezan sesleri eksik olmayacaktır. Bizler; birinci vazifesi Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek olanlar, görev ve sorumluluklarımızın farkındayız. Milletimiz ve ülkemiz için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız. Bugün; Anadolu’nun her köşesini düşmandan temizleyen iradenin, bizlere yüklediği sorumlukların farkındayız. Milli bilinç ve azmimizle güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye'ye kavuşacağız. Bir milletin topyekûn şahlanışına öncülük eden Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere; vatanımızın birliği, bütünlüğü ve bağımsızlığımız için mücadele eden tüm kahramanlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Büyük Zaferimiz kutlu, Türk Milleti var olsun! Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Türk Milleti! 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun."

İl Başkanı Serdar Ulucan'dan GSM Operatörlerine Tepki Haber

İl Başkanı Serdar Ulucan'dan GSM Operatörlerine Tepki

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan mahallelerde yaşanan iletişim sorunu nedeniyle GSM operatörlerini göreve çağırdı. İl Başkanı Serdar Ulucan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Eskişehir merkezine yalnızca 10 kilometre uzaklıkta bulunan Yukarıçağlan ve Aşağıçağlan ve civar mahallelerimizde yaşayan vatandaşlarımız, GSM operatörlerinin yeterli yatırım yapmaması nedeniyle iletişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bazı durumlarda hemşerilerimizin, iletişim sağlayabilmek için baz istasyonlarına kendi imkanlarıyla jeneratör desteği vermek zorunda kalması, içinde bulunduğumuz çağda üzüntü verici bir tabloyu ortaya koymaktadır. Kültür ve eğitim kenti olarak bilinen Eskişehir’de böyle bir sorunun yaşanması hepimizi derinden etkilemektedir. Ne yazık ki bir taraftan mevcut iktidar Eskişehir’e yeterli yatırımı yapmazken, diğer taraftan da yapılmayan hizmetleri yapılmış gibi göstermektedir. Yerel yönetimlerde ise belediyeler, vatandaşın sorunlarına odaklanmak yerine kendi parti içi kongre süreçleriyle meşgul olmaktadır. Bu tabloda kaybeden, yine hemşerilerimiz olmaktadır. İletişim, günümüzde en temel ihtiyaçlardan biridir. Bu noktada iktidarın ilgili kurumlarının, GSM operatörlerinin ve yerel yönetimlerin konuya hassasiyet göstermesi, gerekli yatırımların yapılması ve vatandaşlarımızın mağduriyetinin giderilmesi en büyük temennimizdir. Buradan yetkililere sesleniyoruz: Vatandaşlarımızın yaşadığı bu sorunun bir an önce giderilmesi için gerekli adımlar atılmalı, Eskişehir hak ettiği hizmeti vakit kaybetmeden almalıdır. İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı olarak, konunun takipçisi olacağımızı ve çözüm noktasında her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.