SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mutfak

Porsuk Haber Ajansı - Mutfak haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mutfak haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Japon Şefler Türk Yemeklerini Öğrenerek Mezun Olacak Haber

Japon Şefler Türk Yemeklerini Öğrenerek Mezun Olacak

Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatının yüzde 35’ine imza atan Ege İhracatçı Birlikleri, Türk mutfağının Japonya’da Otsuma Women’s Üniversitesi’nde ders müfredatına girmesi için büyük bir adım attı. Türkiye’nin Michelin yıldızlı restoranı TERUAR’ın kurucusu ve şefi Osman Serdaroğlu, Otsuma Women’s Üniversitesi’nde öğrenciler ve akademisyenlere 3 seansta Türk mutfağını anlattı. Türk mutfağının lezzetlerinden menüler hazırladı, Japon öğrencilerin ve akademisyenler Türk menülerine hayran kaldı. Şef Osman Serdaroğlu, Türk orkinosu, zeytinyağı, kuru meyve, baharat, bulgur, nar ekşisi gibi öne çıkan ürünlerimizin kullanıldığı menüleri öğrencilere sundu. Ayrıca bakır cezve ve çaydanlıkla hazırlanan Türk çayı ve Türk kahvesi seremonisi de programa ayrı bir zenginlik kattı. Türk mutfağının önümüzdeki süreçte Otsuma Women’s Üniversitesi ders programına girmesi için Ege İhracatçı Birlikleri ve Üniversite Yönetimi arasındaki görüşmeler olumlu bir zeminde ilerliyor. Uçak: “Japonya’ya gıda ihracatında hedefimiz 1 milyar dolar” Türk gıda ihracatçıları olarak Japonya’ya son 5 yılda ihracatlarını yüzde 75’lik artışla 209 milyon dolardan 367 milyon dolara çıkardıklarını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Otsuma Women’s Üniversitesi’yle yapılan iş birliği sayesinde Türkiye’nin Japonya’ya gıda ihracatının yeni bir atılım göstermesini beklediklerini belirtti. “Türkiye dünyanın gıda ambarı” diyen Uçak, “Japonya’ya meyve sebzeler ve meyve sebze mamullerinden su ürünlerine, kuru meyvelerden hububat bakliyat yağlı tohumlara, odun dışı orman ürünlerinden zeytin ve zeytinyağına geniş bir ürün gamında lezzetler sunuyoruz. Otsuma Women’s Üniversitesi’nde gastronomi okuyan şef adayları bu projeyle Türk mutfağını öğrenerek mezun olacaklar. Türk lezzetlerine profesyonel kariyerlerinde yer verecekler. Ege Bölgesi’nden Japonya’ya 2024 yılında ihracatımız yüzde 42’lik artışla 89 milyon dolardan 126 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin Japonya’ya gıda ürünleri ihracatını orta vadede 1 milyar dolara çıkaracak güzel bir iş birliğini başlattık” diye konuştu. Işık: “Turkish Tastes’te ikinci durak Japonya olacak” Japonya’nın yıllık 80 milyar dolar gıda ürünleri ithal ettiğine dikkati çeken Ege İhracatçı Birlileri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Otsuma Women’s Üniversitesi’yle iş birliğinin tohumlarının 11-14 Mart 2025 tarihleri arasında düzenlenen Foodex Fuarı’nda atıldığını kaydetti. Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 6 gıda birliğinin ABD pazarında başarıyla sürdürdüğü Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi’nde 6. Yıla girdikleri bilgisini veren Işık şöyle devam etti: “Turkish Tastes Projesi’nde başarının altında yatan etkenlerden birisi ABD’li şeflerle ve üniversitelerle yürüttüğümüz ortak projeler oldu. Japonya pazarında da yürüteceğimiz TURQUALITY Projesini sağlam zemine inşa ediyoruz. Japonya’da tek kişilik yaşam ve çalışan çiftlerdeki artış nedeniyle hazır yemeklere yöneliş var. Bu da işlenmiş ve dondurulmuş sebzelere olan talepleri artıyor. Türkiye bu noktada güçlü üreticilere sahip. Ege Bölgesi’nden Japonya’ya ihracatta 2024 yılında kuru meyve sektörümüz 42 milyon dolarlık performansla lider oldu. Hedefimiz Japonya’ya kuru meyve ihracatını orta vadede 100 milyon dolara çıkarmak.” Girit: “Foodex Fuarına 25 yıldır katılıyoruz” Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı olan Japan Foodex Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu 25 yıldır Ege İhracatçı Birlikleri’nin yaptığı bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, her yıl 40’ın üzerinde gıda ihracatçısı Türk firmasının Foodex Fuarı’na katıldığını, Japon tüketicilerin beklentilerine göre üretim kültürünün Türk gıda sektöründe yerleştiğini ifade etti. Türkiye’nin su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının Japonya’ya 2024 yılında yüzde 121’lik artışla 53 milyon dolardan 118 milyon dolara çıktığını dillendiren Girit, “Japonların milli yiyeceği suşi Türkiye’den ihraç edilen orkinoslarla yapılıyor. Etkinlik süresince Türkiye’nin Michelin yıldızlı restoranı TERUAR’ın kurucusu ve şefi Osman Serdaroğlu, Türk orkinosundan menüler hazırladı. Bu iş birliğinin meyvelerini önümüzdeki yıllarda yiyeceğiz” ifadelerini kullandı. Öztürk: “Japonlar Türk makarnasına hayran” Japon tüketicilerin öncelikli talebinin kaliteli ve sağlıklı gıda olduğunun altını çizen Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Japon tüketicilerin kaliteli ve sağlıklı gıdaya hak ettiği fiyatı ödediğine vurgu yaptı. Japonların Türk makarnasına yoğun ilgi gösterdiğini paylaşan Öztürk sözlerini şöyle tamamladı; “Japonya’da 2024 yılında 72 milyon dolarlık makarna ihraç ettik. Makarna ihracatında Japonya ikinci büyük pazarımız oldu. Bitkisel yağlar, baharatlar, şekerleme ürünleriyle Japonya’ya 2024 yılında ihracatımızı yüzde 11’lik artışla 95 milyon dolardan 107 milyon dolara yükselttik. Japonya’ya gıda ihracatımızı 1 milyar dolara taşırken, 250 milyon dolarının bizim sektörümüzden olması için çaba göstereceğiz.” Uygun: “Japonya ikinci büyük ihraç pazarımız oldu” Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü olarak üretici olmayan pazarlara odaklandıklarına değinen Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, Japonya’nın stratejilerinin merkezindeki ülkelerden birisi olduğunu, Japonya’da 90’lı yıllarda 5 bin ton seviyesinde olan zeytinyağı tüketiminin günümüzde 50 bin tona ulaştığını dile getirdi. ABD’de sürdürdükleri Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi sonrasında Türkiye’nin zeytinyağı ihracatında ABD’nin payının yüzde 46’ya yükseldiğini söyleyen Uygun, “ABD pazarındaki benzer bir başarıyı Japonya’da tekrarlamak istiyoruz. Japonya mevcut ihracat rakamıyla bizleri umutlandırıyor. Türkiye olarak, 2024/25 sezonunu 50 bin 713 tonluk zeytinyağı ihracatıyla geride bıraktık. Bu ihracatta ABD’den sonra ikinci sırada 22 milyon 511 bin dolarla Japonya yer aldı. Amacımız Japonya’ya zeytinyağı ihracatında yüzde 10 pazar payına ulaşmak” dedi. Gürle: “Baharatlar tüm yemeklere lezzet katıyor” Japon mutfağında baharatların yoğun kullanıldığını ifade eden Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, Türkiye’den baharat ürünleri ihracatında Japonya’nın 4,8 milyon dolarla ön sıralarda yer aldığını, Otsuma Women’s Üniversitesi’yle yapılan iş birliğinin Türk baharatlarının Japon mutfağındaki temsiliyetini artıracağını vurguladı. Defne ve kekikte Türkiye’nin dünya birincisi olduğunu paylaşan Gürle şöyle konuştu: “Türkiye’nin Michelin yıldızlı restoranı TERUAR’ın kurucusu ve şefi Osman Serdaroğlu etkinlik kapsamında Türk mutfağının ve baharatlarının kültürel zenginliğini, pişirme tekniklerini ve gastronomik mirası üniversitenin akademisyen ve öğrencilerine kapsamlı bir şekilde aktardı. Programa Tokyo Ticaret Başmüşavirlerimiz Mukaddes Nur Yılmaz ve Sedat Yıldız, Müşavirliğimiz Uzmanı Mehmet Ayaz katılım sağladı ve bize büyük destek verdiler. Etkinlik boyunca toplamda yaklaşık 80 öğrenci, Türk mutfağını hem teorik hem de uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı buldu. Katılımcılardan “Türk mutfağının dünya mutfakları arasındaki güçlü konumunu yeniden fark ettim” ve “Türkiye’yi ziyaret ederek yemekleri yerinde tatmak istiyorum” gibi olumlu geri bildirimler aldık. Türk mutfağına yönelik ilginin belirgin şekilde arttığı gözlemledik.”

"Mutfakta Bilim Var!" Atölyesi Düzenlendi Haber

"Mutfakta Bilim Var!" Atölyesi Düzenlendi

Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulu (EMYO) Aşçılık Programı tarafından düzenlenen “Mutfakta Bilim Var! Multisensörik Yemek Atölyesi”ne konuşmacı olarak Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Şarköy Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Uçuk katıldı. EMYO Ocak Mutfak’ta gerçekleştirilen atölyeye EMYO Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Osman Güldemir, Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Emrah Yıldız, öğretim üyeleri ve öğrenciler de katılım gösterdi. Doç. Dr. Güldemir: “Genellikle ‘lezzet’ denildiğinde akla yalnızca tat alma duyusu gelir; ancak biz bugün bu algıyı değiştirmek istiyoruz” Atölye çalışmasının açılış konuşmasını yapan EMYO Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Osman Güldemir, şunları söyledi: “Aşçılık Programı ev sahipliğinde düzenlediğimiz ‘Mutfakta Bilim Var! Multisensörik Yemek’ atölyesine hoş geldiniz. Bugün burada, Ocak Mutfak’ta yalnızca yemek pişirmek için değil; mutfağı bir laboratuvar, yemeği ise çok katmanlı bir deneyim olarak yeniden keşfetmek için toplandık. Genellikle lezzet denildiğinde akla yalnızca tat alma duyusu gelir; ancak biz bugün bu algıyı değiştirmek istiyoruz.” Doç. Dr. Uçuk: “Bugün, yeme-içme sektörünün geleceğini şekillendiren multisensörik deneyimlere odaklanıyoruz” Doç. Dr. Ceyhun Uçuk, gerçekleştirdiği atölyede şunları ifade etti: “Dünyanın en prestijli restoranları artık sadece mideye değil, tüm duyulara hitap eden konseptler yaratıyor. Işık ve ses gösterileriyle oluşturulan ambiyanslar, yeme deneyimini bambaşka bir boyuta taşıyor. Aynı yiyeceğin yalnızca rengini değiştirdiğinizde bile beynin oluşturduğu lezzet algısı tamamen farklılaşıyor. Yeme-içme deneyimi, ilerleyen süreçte daha farklı ve zengin biçimlerde sunulacak. Yapay zekâ ve robotik teknolojilerle birleşen bu duyusal çalışmalar, geleceğin gıdasını ve deneyimlerini yaratmayı hedefliyor. Türkiye’de bu alanda öncü olacak gençlere ihtiyaç duyuluyor.” Atölyede katılımcılara dört farklı deneyle tat ve multisensörik deneyimlerin birbirini nasıl tamamladığı gösterildi. Doç. Dr. Uçuk, deneylerle ilgili soruları soru-cevap bölümünde yanıtladı. Atölye, EMYO Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Osman Güldemir’in Doç. Dr. Ceyhun Uçuk’a teşekkür belgesi takdim etmesiyle sona erdi. Kaynak: AnaHaber

Kızılinler Bal Kabağı Sofralarda Daha Çok Yer Alacak Haber

Kızılinler Bal Kabağı Sofralarda Daha Çok Yer Alacak

Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen Kızılinler Bal Kabağı Panayırı’nın bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek. Panayır öncesinde ise Kızılinler Mahallesi’ndeki kadınlara, Tepebaşı Belediyesi Mutfak Atölyesi’nde bal kabağı ile yapılabilecek farklı lezzetlerin anlatıldığı eğitim ve uygulama atölyesi düzenlendi. Tepebaşı Belediyesi tarafından Kızılinler Mahallesi’nde ata tohumu ile yetiştirilen bal kabağının tanınırlığının artırılması amacıyla düzenlenen Kızılinler Bal Kabağı Panayırı’nın bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek. Coğrafi işaretli ürünler arasına giren Kızılinler bal kabağının gastronomideki yerini vurgulamak, markalaştırmak, yaygınlaştırmak amacıyla Tepebaşı Belediyesi Mutfak Atölyesi’nde eğitim ve uygulama atölyesi düzenlendi. Eskişehir Aşçılar Derneği iş birliği ile düzenlenen etkinliğe Kızılinler Mahallesi’nde ata tohumundan bal kabağı üretimi yapan 11 kadın, şefler; Kemal Kaya, Eyüp Köse, Mehmet Akbaba, Fatih Akbaba, Fatih Önpeker, Ziya Demir, Fatmagül Sağlısal, Ahmet Turan Etli, akademisyenlerden Dr. Emel Akay ve Öğretim Görevlisi Burcu Yılmaz katıldı. Panayırda vatandaşlara sunacaklar Kırsal kalkınmanın gelişimi açısından önemli bir iş birliğine sahne olan etkinlikte; Eskişehir Aşçılar Derneği, Anadolu Üniversitesi Gastronomi Bölümü ve Tepebaşı Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü gerçekleştirdikleri ortak çalışma ile katma değerli ürün yaratma ve ürün çeşitliğinin arttırılması ve gastronomik değerlerin korunması açısından önemli konular işlendi. Atölyeye katılan kadınlar, bal kabağının gastronomideki yeri, farklı uygulama teknikleri ve lezzet çeşitliliğin arttırılması açısından şeflerden önemli bilgiler ve tüyolar aldı. Üretici kadınlar, bal kabağının ekiminden hasadına, tarladan sofraya sürecine kadar takip ettikleri ürünleri Mutfak Atölyesi’nde lezzetli ürünlere dönüştürdü. Kadınlar, atölyede öğrendikleri bilgiler ile yapacakları lezzetleri 26 Ekim Pazar günü gerçekleşecek 3. Kızılinler Bal Kabağı Panayırı’nda vatandaşlara sunma imkanı bulacak. “Şeflerimize ve mahalle sakinlerine teşekkür ederim” Verilen eğitim ve uygulama atölyesi ile ilgili konuşan Eskişehir Aşçılar Derneği Başkan Vekili Ahmet Turan Etli: “Sevgili Tepebaşı Belediye başkanımız Ahmet Ataç önderliğinde bal kabağını tarladan ekip soframıza kadar gastronomimize neler kazandırdığını burada anlattık. Kızılinler’den gelen ablalarımıza, kardeşlerimize güzel bir çorba ikram ettik. Şeflerimize ve mahalle sakinlerimize teşekkür ediyoruz. Coğrafi işaret alan bal kabağını tanıtmak adına projelerimiz var. Bal kabağı ile yapılacak 7 çeşit ürün üzerinde çalışıyoruz. Bunu ileriki günlerde yapacağımız lansmanda tanıtacağız. Kızılinler bal kabağını öne çıkarmak için çalışmalar yapacağız.” ifadelerini kullandı. “Bal kabağı ile sadece çorba yapılamaz” Şef Mehmet Akbaba: “Yöresel ürünleri faydalı mutfak olarak taşımak istiyoruz. Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’ne de teşekkür ediyorum. Yöresel olan bal kabağımızı faydalı mutfak tarzında yöresinde çıkan alıç meyvesiyle birlikte eşleştirerek çorba yaptık. Kabağı bir humus misali bir ezme misali ürünlere başlangıç olarak tasarlamak istiyoruz. Yerel yetiştiricilerimize de bunu aktarmak istiyoruz. Bal kabağı ile sadece çorba yapılamaz. Tadımlık ürünler yapabiliriz. Bir steak etin altına kullanabiliriz. Bir vegan yemeği olarak ana yemek, ara sıcak olarak tasarlanabilir. ” diye konuştu. “Güzel bir etkinlik oldu” Misafir Şef Sevilay Akbaba: “Eskişehir’de doğrum büyüdüm. Antalya’ya gittim ve tekrar memleketime döndüm. Eşimle beraber kadınlara meslek adına olabilecek yenilikleri, farklılıkları o yörelerden bu yörelere taşımak istedik. Kadınlara neleri yapabileceklerini göstermek adına güzel bir etkinlik oldu.” dedi. “Daha fazla çeşitlendirilebilinir” Eğitmen Şef Eyüp Köse, katılımcılara bal kabağı ile bir kurabiye tarifi verdiğini anlatarak: “Burada Tepebaşı öncülüğünde Tepebaşı Mutfak Atölyesi’nde bal kabağı temalı ürünler yaptık. Şekli ile bal kabağına benzeyen bir kurabiye yaptık. Yanında şifa dolu bir çorba yaptık. Emekçi kadınlarımızla buluştuk, istişare yaptık. Onların ne kadar değerli bir iş yaptığının farkına vardık. Çok keyifli bir gündü, emeği geçenlere teşekkür ederiz. Bal kabağından sadece tatlı değil tuzlu ürünler de yapılabilir. Bal kabağının kabuğunu ve çekirdeğini de es geçmemek gerekiyor. Eskişehir’in köylerinde bal kabağından gözleme bile yapılıyor. Bal kabağından şurup yapılabilir. Bunu daha da fazla çeşitlendirebiliriz. “Bizim için önemli bir eğitim oldu” Mahalle sakinlerinden Fatma Sena Demircan: “Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen atölyede şeflerimizle birlikte bal kabağını nerelerde kullanırız, nelere dikkat etmeliyiz, püf noktalar nelerdir bunları öğrendik. Gerçekten bizim için önemli bir eğitim oldu. Şeflerimizin verdiği bilgiler için çok teşekkür ederiz.” dedi. “Nasıl çeşitlendirebileceğimizi öğrendik” Yurdanur Tuna: “Tepebaşı Belediyesi’ne bize verdiği bu güzel etkinlik için teşekkür ederiz. Mahallemizin bal kabağı ile neler yapılabilir, daha güzel nasıl değerlendirilebilir bunu öğrendik.” diye konuştu. Müzeyyen Akkaş: “Yetiştirdiğimiz bal kabağını nasıl çeşitlendirebiliriz onları gördük. Bu etkinlik için Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkür ederiz.” dedi. “Kendimi şanslı hissediyorum” Hayriye Can: “Bu etkinliğe yetiştirdiğimiz bal kabağı ile neler yapabilirizi öğrenmek, kendimize bir şeyler katabilmek için geldik. Şeflerimiz bize çorba ve kurabiye tariflerini gösterdiler. Kendimi şanslı hissediyorum. Kabağın daha çok tatlılarla çeşit olacağını düşünüyordum. Ama farklı ürünlerle birleştirilerek tuzlu çeşitleri de yapılabilirmiş bunu öğrendim. Kabağın çok ince detayları varmış. Bunları öğrenmiş olmak çeşitliliğimizi artırmak adına büyük bir katkı sağladı.” ifadelerini kullandı. “Coğrafi işareti aldığımız için çok memnunuz” Nezire Can: “Bal kabağını doğduğumdan beri üretiyoruz. Babalarımızdan, dedelerimizden ata tohumundan bal kabağı üretiyoruz. Toptan satış yapıyoruz. Bal kabağının coğrafi işaret almasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu düzenlenen etkinlikten dolayı da Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkür ediyorum” diye konuştu. Beyhan Akıncı: “Gelin olarak geldim ve 30 senedir bal kabağı yetiştiriyorum. Coğrafi işareti aldığımız için çok memnunuz. Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkür ederim” dedi. Kızılinler mahallesi sakinleri kadınları 26 Ekim Pazar günü 12.00-16.00 saatleri arasında düzenlenecek 3. Kızılinler Bal Kabağı Panayırı’na tüm Eskişehirlileri davet etti.

Çocuk Üniversitesi Programları Mutfak Atölyesi İle Devam Ediyor Haber

Çocuk Üniversitesi Programları Mutfak Atölyesi İle Devam Ediyor

Anadolu Üniversitesi Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (Çocuk Üniversitesi), 2025 yaz döneminde çocukların gelişimini destekleyen birbirinden renkli ve yaratıcı programlarla dolu dolu bir yaz sunmaya devam ediyor. Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulunda gerçekleştirilen “Eğlenceli ve Uygulamalı Mutfak Atölyesi” kapsamında miniklerin mutfak becerilerinin ve beslenme farkındalıklarının arttırılması hedefleniyor. Anadolu Üniversitesi EMYO mutfağında düzenlenen program Öğr. Gör. Şafak Yüksel Vural yürütücülüğünde ve Öğr. Gör. Dr. Emrah Yıldız eğitmenliğinde gerçekleştiriliyor. 8–13 yaş arası çocuklara yönelik olarak tasarlanan atölye programında çocuklar, kendi tatlı ve tuzlu tariflerini oluşturarak hem özgüven kazanıyor hem de mutfakla olan bağlarını güçlendiriyor. Malzemeleri hazırlayıp şekillendirme sürecinde çocukların motor becerileri, el-göz koordinasyonu ve dikkatleri gelişiyor. Ayrıca sağlıklı malzemelerle yapılan yemekler sayesinde doğru beslenme alışkanlıkları da kazanıyorlar. Günlük iki grup halinde beş gün süren bu programda çocuklar, gerçek mutfak ortamında tarif hazırlıyor, pişirme tekniklerini öğreniyor ve hijyen kurallarıyla tanışıyor. Bu yönüyle atölye, sadece bir yemek etkinliği değil; aynı zamanda bir yaşam becerisi eğitimi niteliği taşıyor. Eğlenceli ve Uygulamalı Mutfak Atölyesi, Çocuk Üniversitesi’nin disiplinler arası yaklaşımını mutfakla buluşturarak, çocuklara hem lezzetli hem de öğretici bir yaz deneyimi sunuyor. Bu keyifli atölye, küçük şeflerin becerilerini geliştirmesine olanak tanıyor. Programın yürütücüsü Öğr. Gör. Şafak Yüksel Vural atölyeyle ilgili olarak şunları söyledi: “Amacımız çocukların erken yaşta mutfakla barışmaları, üretkenliklerini artırmaları ve sağlıklı beslenmeye dair farkındalık kazanmaları. Her gün farklı bir tarif hazırlıyorlar ve mutfağı eğlenceli bir keşif alanı olarak deneyimliyorlar. Gözlemlediğimiz kadarıyla çocuklar büyük bir heyecanla öğreniyor ve tarifleri evde aileleriyle de tekrar etmek istiyor.” “Eğlenceli ve Uygulamalı Mutfak Atölyesi” eğitmeni Öğr. Gör. Dr. Emrah Yıldız ise mutfak atölyesinin eğitsel yönünü vurgulayarak “Bu tür etkinlikler çocukların sadece fiziksel değil; sosyal ve bilişsel gelişimleri açısından da çok kıymetli. Mutfakta ekip çalışması yapıyorlar, sırayla görev alıyorlar, malzeme ölçüyor ve planlama yapıyorlar. Tüm bu süreçler çocuğun gelişimine çok boyutlu katkılar sunuyor.” ifadelerini kullandı. Çocuk Üniversitesine dair detaylı bilgi ve diğer yaz programları için cocuk.anadolu.edu.tr adresi ziyaret edebilir.

Kaz Eti Ordu Mutfağında Yerini Aldı Haber

Kaz Eti Ordu Mutfağında Yerini Aldı

Ordu Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle başlatılan alım garantili Kaz Yetiştiriciliği ile üreticiler bu alana ilgi duymaya başladı. Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Ordu’da üretilen ve kesimi yapılan kazlar artık Ordu’nun önde gelen restoranlarının da menüsüne girdi. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in 2019 yılında göreve gelmesi ile ‘Kendi Kendine Yeten Şehir’ sloganıyla başlattığı tarım destekleri hız kesmeden sürüyor. Desteklerin yanı sıra üretilen her değere sahip çıkan Büyükşehir Belediyesinin ‘alım garantisi’ üreticilere hem güven veriyor hem de yeni alanlarda üretime teşvik ediyor. Bu kapsamda Ordu’da yetiştirilen kazlar, yine Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak Kanatlı Kesimhanesinde yapılan işlemlerin ardından satışa hazır hale getiriliyor. ORDU RESTORANLARININ YENİ LEZZETİ: KAZ ETİ Büyükşehir Belediyesi tarafından alımı yapılan kazlara Ordu’daki işletmelerin ilgi göstermesi üzerine Ordu Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde kaz etinin yemek menülerinde yer alması ve usulüne uygun yapılması amacıyla işletme şeflerine eğitim vermişti. Büyükşehir Belediyesi himayesinde uzman ustalar tarafından Ordu’nun farklı ilçelerindeki işletme şeflerine kaz etinin pişirilme ve sunum teknikleri anlatılmıştı. YARIM SAATTE TÜKENDİ Bunun üzerine Fatsa ilçesinde faaliyet gösteren bir restoran menüsünde kaz etine yer vermeye başladı. İlk olarak hafta da bir gün olarak menüsüne kaz eti koyan işletme, ilk günden yoğun ilgi gördü. 50-60 kişi arası hazırlanan yemekler yarım saat içerisinde tükendi. BAŞKAN GÜLER: “ORDU’DA YENİ BİR EKONOMİ OLUŞTURDUK” Ordu’da restoran menülerinde ilk kez sunulan kaz etini tadımlayanlar arasından kaz yetiştiriciliğinin Ordu’da yaygınlaşmasının öncüsü olan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’de yer aldı. Kaz yetiştiriciliğinin ve artık restoran menülerinde sunumu yapılan kaz eti hakkında düşüncelerini paylaşan Başkan Güler, Ordu’ya önemli bir ürün kazandırdıklarını söyledi. Yeni bir ekonomi oluşturduklarını da ifade eden Başkan Güler, şöyle konuştu: “Kaz konusunda Ordu önemli bir atak yaptı. Hem üretimi arttı, kesimhane kurduk. Şimdi de kaz ile ilgili ilimizde yeni yemekler yeni reçeteler oluşturuluyor. Şuanda kaz tiridi üzerine yemekler yapılıyor. Biz bununla yetinmiyor Kars’a da kaz gönderiyoruz. Ordu’ya yeni bir tat yeni bir lezzet kazandırdık. İşletme karar almış her cumartesi kaz eti yapıyor. Bundan sonra da düzenli bir şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Bizde bugün kaz etini tadımladık. Bizlerden tam not aldı. Bu ürün aynı zamanda geçim kaynağı da olacak. Bu sayede yeni bir ekonomi oluşturmuş olduk.” ŞEF YÜKSEK: “KAZ ETİ YARIM SAATTE TÜKENDİ” Fatsa’daki restoran işletmesinin şefi Hasan Yüksek’te restoran menüsüne kaz etini eklediklerini ve ilk günden çok beğenildiğini belirtti. Büyükşehir Belediyesini bu ürünü Ordu’ya kazandırdığı için teşekkür eden Yüksek, “Büyükşehir Belediyesinin destekleri ile Ordu’da bir kaz yetiştiriciliği başladı. Bizde bunun üzerine düşündük. Büyükşehir Belediyesi aracılığı ile kaz eti yemekleri ile ilgili eğitimler aldık. Şimdi ise ilk kez kaz tiridini menümüze ekleyerek müşterilerimize sunduk. Yiyen herkesten olumlu tepkiler aldık. Umarım bütün Ordu halkına bu lezzeti tattırmaya devam ederiz. Verdiği katkılardan dolayı Ordu Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim. Bugün ilk günümüzde 50-60 kişilik bir tirit hazırladık. Yemeğimiz yarım saat içinde tükendi. Şuanlık haftada bir gün, arz talebe göre her günde yapabiliriz” diye konuştu. 1 KAZDAN 4-5 ÇEŞİT GELİR SAĞLANIYOR Öte yandan kaz yetiştiriciliğinde üreticiler kuluçkalık yumurta, civciv, etlik kaz ve kaz tüyü satışıyla büyük oranda gelir elde ediyor. Kaz eti, kaz ciğeri yemek sektöründe oldukça tutulurken, kaz tüyü tekstil endüstrisinde kullanılan değerli bir ürün olarak ön plana çıkıyor.

Anadolu Üniversitesi'nin Farklı Kültürlere Açılan Kapısı Haber

Anadolu Üniversitesi'nin Farklı Kültürlere Açılan Kapısı

Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü uluslararası alanda rekabet edebilecek bilgi ve becerilerle donatılmış; ulusal ve uluslararası mutfak kültürü konusunda uzman personel ve yönetici şefler yetiştiriyor. Türk Mutfak Kültürü ve Uluslararası Mutfak Kültürü alanında çalışmalar yapan bölüm, Türk Mutfağının Uluslararası Mutfaklar içerisinde yer almasını hedefliyor. Bu kapsamda Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hilmi Rafet Yüncü bölümün öğrencilerine sunduğu olanaklardan bahsetti.  “Öğrencilerimiz ile sürekli olarak iletişim halinde olmaya özen gösteriyoruz” Öğrencilerine her açıdan kapsamlı bir eğitim verebildiklerini belirten Prof. Dr. Hilmi Rafet Yüncü şunları söyledi: “Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi olarak yapmış olduğumuz çeşitli protokoller kapsamında öğrencilerimize Türkiye’deki belirli otellerde staj imkanları sağlayabiliyoruz. Bunun yanında Erasmus Staj ve Öğrenci Değişimi programları ile öğrencilerimizin hem eğitim hem de iş imkânları bakımından Çekya, Polonya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerle iş birliklerimiz mevcut. Fakülte olarak her yıl düzenlediğimiz ‘Kariyer Günleri’ etkinliği ile de sektörde yer alan otuza yakın turizm paydaşımızı okulumuzda ağırlıyoruz. Bu kurumlar öğrencilerimize staj imkânı sağlıyorlar. Ayrıca fakülte olarak derslik ve uygulamalı dersler için mutfak ve laboratuvar imkanlarımızı öğrencilerimizle paylaşıyoruz. Eksikliklerimizi tamamlamak ve öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için bu süreçte onlarla sürekli olarak iletişim halinde olmaya özen gösteriyoruz. Bu sayede çok daha hızlı ve etkin yol alabiliyoruz. Fakülte olarak öğrencilerimize sağlayacağımız imkanlarımızı sürekli geliştirmek ve yenilemek önceliğimiz oldu ve olmaya da devam ediyor.” “Ders çeşitliliğimizi fazla tutmaya özen gösteriyoruz” Prof. Dr. Yüncü ayrıca, “Öğrencilerimizin fikirleri ve tavsiyeleri bizim için çok değerli” diyerek “Derslerimizde öğretim elemanları olarak öğrencilerimiz ile sürekli açık iletişimdeyiz. Bu sayede hem biz öğrencilerimize yeni bilgiler ve teknikler öğretiyoruz hem de onlar sayesinde bizler de gelişmeye, ders içeriklerimizi şekillendirmeye devam ediyoruz. Bölüm olarak öğrencilerimizin temellerinin sağlam olması için ders çeşitliliğimizi fazla tutmaya özen gösteriyoruz. Türk ve dünya mutfağı dersleri, içecek ve tatlı dersleri gibi birçok alanda öğrencilerimize bilgi ve teknik katmaya çalışıyoruz. Farklı alanlarda uzman kişileri öğrencilerimiz ile tanıştırarak onların tecrübelerinden ve tavsiyelerinden yararlanmalarını sağlıyoruz. Ders içeriklerimizin öğrencilerimize anlaşılır biçimde aktarılması için teorik ve uygulamalı derslerimizi işlerken öğrencilerimizin sürekli olarak işin içinde olmasına önem veriyor ve öğrencilerimizin tecrübe kazanmasını ön planda tutuyoruz.”  ifadelerini kullandı. “Mutfak televizyonlarda yansıtıldığı gibi olmayabiliyor” Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünü seçmek isteyen öğrencilerin buradaki işleyişi ve gösterilmesi gereken çabayı bilerek bu bölümü seçmeleri gerektiğini belirten Prof. Dr. Yüncü öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu: “Mutfak televizyonlarda farklı yansıtılabiliyor ve bazı öğrencilerimiz bu görüntülerin etkisi ile tercihlerini gerçekleştirip bölüme başladıklarında şaşırabiliyorlar. Öğrencilerimiz aldıkları teorik ve uygulamalı dersler ile gerçek eğitimi tecrübe ediyorlar. Bu sebeple gastronomi ve mutfak sanatları bölümünü tercih etmek isteyen öğrencilerin bölümün işleyişini araştırıp kendilerine uygunluğunu tartmalarını tavsiye ederim. Mutfak, çalışanların sürekli keskin aletlerle ve ateşle bir arada olduğu ve uzun saatler çalıştıkları bir ortam. Bunun için öğrencilerimiz tercihlerini yaparken mutfağın getirilerini düşünmeli ve işlerini severek yapabilmeleri için araştırmalarını gerçekleştirmeli.” Gastronomi alanında Türkiye’de ve dünyada; bilimsel yönü gelişmiş, yenilikleri takip eden, belirli bir ekol çerçevesinde ve evrensel etik ilkelerine saygılı yetişen bireyleri ile Türk mutfağının geliştirilmesinde öncü ve yenilikler getiren tanınırlığı yüksek bir bölüm olmak Anadolu Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünün temel amaçları arasında yer alıyor.

Mutfaklara Bereket Olan Un Dağıtımları Sürüyor Haber

Mutfaklara Bereket Olan Un Dağıtımları Sürüyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin örnek olan sosyal destek projeleri devam ediyor. Büyükşehir’in yurttaş odaklı sosyal projelerden biri olan ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan ailelere yönelik yürütülen ‘Un Katkısı Projesi’ bu yıl da başladı. ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ sloganıyla Mersin’in 13 ilçesinde yaşayan dar gelirli 30 bin aileye 10’ar kilo şeklinde paketli un dağıtımı ekiplerce titiz bir şekilde sürdürülüyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin örnek olan sosyal destek projeleri devam ediyor. Başkan Vahap Seçer’in göreve geldiği andan itibaren başlayan yurttaş odaklı sosyal projelerinden biri olan ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan ailelere yönelik yürütülen ‘Un Katkısı Projesi’ bu sene de başladı. ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ sloganıyla Mersin’in 13 ilçesinde yaşayan dar gelirli 30 bin aileye 10’ar kilo paket şeklinde un dağıtımı ekipler tarafından titiz bir şekilde sürdürülüyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ve toplam 300 bin kilogram dağıtımın yapılacağı çalışma kapsamında; mutfakların un ihtiyacı karşılanırken, aile bütçesine de katkı sağlanmış oluyor. Büyükşehir’in belirli zamanlarda dağıttığı gıda kolilerinin yanı sıra un paketleri de ihtiyaç sahibi ailelerin mutfaklarına bereket oluyor. Kısa: “Büyük bir memnuniyetle bu dayanışmayı güçlendiriyoruz” Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Gözde Kısa, projenin 4. yılda da devam ettiğini kaydederek, “2021 yılında ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ diyerek başladığımız Un Katkısı Projesi’nde kendi ekmeğini üretebilen, genellikle kırsal bölgelerdeki mahallelerde yaşayan hane halkına 10 kilo un ulaştırıyoruz. Bu projemizde vatandaşlar kendi evlerinde ekmeklerini yapabiliyorlar. Bu sayede vatandaşlar kendi emeğiyle kendi ekmeklerini tüketebiliyor. Dağıtımımız tüm ilçelerde devam ediyor. Mersin halkımızdan aldığımız bu geri dönüşle aslında ne kadar büyük bir ihtiyacı da karşıladığımızı gösteriyor. Büyük bir memnuniyetle bu dayanışmayı güçlendiriyoruz. Bizler de un katkısı projesiyle ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ diyoruz ve vatandaşımıza un desteği sunmaya devam ediyoruz” sözlerine yer verdi. Silifke Koordinasyon Merkezi’nde çalışan Nurcan Tözten, “Un dağıtımı için Silifke’de 88 mahallede yoksul ve yardıma ihtiyaç duyan kişilere ulaşmaya çalışıyoruz. Özveriyle, tek tek evleri gezerek vatandaşların durumlarına göre dağıtımlarımızı yapıyoruz. Gittiğimiz köylerde ihtiyacı olan aileleri kendimiz belirleyip veriyoruz” dedi. Memnuniyetin çok yüksek olduğunu vurgulayan Tözten, “Herkes çok teşekkür ediyor, Vahap Başkanımıza selamlarını gönderiyorlar. Dönüşleri çok güzel alıyoruz, herkes çok memnun. Herkes devamını istiyor” ifadelerine yer verdi. Borlukan: “Büyükşehir’in; Tarsus’un arkasında olduğunu biliyoruz” Tarsus’un dezavantajlı bölgelerinden Mithatpaşa Mahallesi Muhtarı Muhittin Borlukan ise mahalle olarak Büyükşehir Belediyesi’nden birçok hizmet aldıklarının altını çizerek, “Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin her zaman mahallemin ve Tarsus’un arkasında olduğunu biliyoruz. Un dağıtımı olsun, koli dağıtımı olsun, yol yapımı olsun her şeyden faydalanıyoruz” dedi. Silifke Koordinasyondan arandığını ve ardından ihtiyaç sahiplerini Büyükşehir’e bildirdiğini söyleyen Gündüzler Mahalle Muhtarı Mahmut Yel, “Kendileri gelerek ihtiyaç sahiplerine unu verdiler. Mahalleli çok memnunum. Ben böyle şeyleri çok seviyorum. Başkanımız bu yardımları yapıyor, teşekkür ederiz” diyerek, mahallesi adına da teşekkür etti. Aliefendioğlu Mahallesi Muhtarı İbrahim Işık ise gıda kolisi ve un paketlerinin aile bütçelerine destek olduğunu vurgulayarak, “Bu destekler ihtiyacı olan vatandaşlar için çok güzel bir destek. Şu an 10 kilo un bir ay destek demektir. Vahap Başkan’a çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yurttaşlar yapılan yardımlardan memnun 3 çocuğu engelli olan ve Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal yardımlarından faydalanan Gülay Akar, “Desteklerinizi memnunlukla karşılıyorum. Bizler her zaman sizlerden razıyız. Bize her zaman gıda kolilerini ve erzakları gönderiyorlar, bizler de yiyoruz. Biz şöyle düşünüyoruz; bizler kum tanesiyiz, kum taneleri birleşirse dağ olur” şeklinde konuştu. Tarsus’a bağlı olan ve ovada yer alan Aliefendioğlu Mahallesi’nden Şenay Manay da sosyal hizmetlerin yanı sıra Büyükşehir Belediyesi’nin bütün çalışmalarından çok memnun olduğunu belirterek, “Ben Vahap Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Kendisini çok seviyoruz, iyi ki var, inşallah hep hayatımızda var olur. Eksiğimizi tamamlayan bir gıda yardımı yollamış. Yalnız un değil, her şeyimizi gönderiyor. Ben 27 senedir bu köydeyim, yollarımız çok berbattı. Yollarımız da çok güzel oldu” dedi. Büyükşehir ekiplerinin teslim ettiği un ile hemen hamur yoğurmaya başlayan Figen Denli de börekten ekmeğe kadar çok çeşitli yiyecekleri pişirdiklerini kaydederek, “Vahap Bey’in, bize çok yardımları oluyor, çok teşekkür ediyoruz. Bu un çok kaliteli, çok güzel bir un. Çok da memnunuz. Yardımlarının da devamını diliyoruz” diye konuştu. Eşinin vefatının ardından küçük bir alanda çiftçilik yaparak 3 çocuğunu okutmaya çalıştığını söyleyen Güldane Büyükgökçe, “Destekler hoşuma gitti. Muhtarımıza ihtiyaçlarımızı söylüyoruz. Onun aracılığıyla bize böyle yardımlar geliyor” dedi. Desteklerin devamını beklediklerini söyleyen Büyükgökçe, “Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Elini üzerimizden çekmesin” sözlerine yer verdi.

Unesco Tescilli Afyonkarahisar'da Lezzet Şöleni Başladı Haber

Unesco Tescilli Afyonkarahisar'da Lezzet Şöleni Başladı

Afyonkarahisar, 6. Uluslararası GastroAfyon Turizm ve Lezzet Festivali’ne ev sahipliği yaparak gastronomi dünyasının dikkatini bir kez daha üzerine çekiyor. UNESCO tarafından tescillenen zengin mutfağı ve kültürel mirasıyla Türkiye’nin gastronomi haritasındaki yerini güçlendiren Afyonkarahisar, üç gün boyunca boyunca hem yurt içinden hem de yurt dışından gelen konuklarını ağırlıyor. Festivalin açılışına, Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı ve Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın ev sahipliğinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Afyonkarahisar Milletvekilleri, il protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı. AFYONKARAHİSAR’IN EŞSİZ LEZZETLERİ ZİYARETÇİLERLE BULUŞUYOR Bu yıl altıncısı düzenlenen GastroAfyon Festivali, birbirinden değerli şeflerin ve gastronomi tutkunlarının katılımıyla renkli bir başlangıç yaptı. Festival kapsamında Afyonkarahisar’ın meşhur kaymağı, sucuğu, haşhaşı ve Afyon lokumu gibi tatların yanı sıra coğrafi işaretli yöresel yemekler de katılımcılarla buluşuyor. Ziyaretçiler, şehre özgü bu lezzetleri özel olarak hazırlanan stantlarda tatma ve workshop etkinlikleri ile yakından tanıma fırsatı buluyor. “AFYONKARAHİSAR MUTFAĞI RUHLARA DA DOKUNAN HİKÂYELER BARINDIRIR” Belediye Başkanı Burcu Köksal, törende yaptığı konuşmada, Afyonkarahisar mutfağının, yiyeceklerin ötesinde, derinlerde bir yerde ruhlara dokunan hikayeler barındırdığını belirterek, şunları kaydetti: “Afyonkarahisar’ın her köşesine işlenmiş olan bu zengin kültürü, sevgiyle harmanlanmış lezzetleri sizlerle paylaşmak benim için tarifsiz bir mutluluk kaynağı. Bu toprakların yalnızca doğal zenginlikleri değil, aynı zamanda her lokmasında hissettiğimiz sıcaklığı da unutulmazdır. Çünkü biz biliyoruz ki, Afyonkarahisar’ın lezzetleri yalnızca damakları değil, ruhları da doyurur.” LEZZET ŞÖLENİ VE KÜLTÜREL ETKİLEŞİM BİR ARADA Festival, sadece lezzetleri keşfetmek için değil, aynı zamanda kültürel etkileşim ve şehrin tanıtımı açısından da büyük önem taşıyor. Başkan Burcu Köksal, bu etkinliklerin şehrin tanıtımına ve gastronomi turizmine büyük katkı sağladığını belirterek, Afyonkarahisar’ın geçmişi ve geleceğini mutfak kültürü ile birleştirerek önemli bir başarıya imza attıklarını söyledi. GUİNNESS REKORLAR KİTABI’NA GİRDİ Bu yıl festivalde bir de Guinness Rekoru kırıldığını hatırlatan Başkan Köksal, “Afyonkarahisar’ın dillere destan lokumu, Cumhuriyetimizin 101. Yılında, 114 metre uzunluğunda üretilerek Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.” dedi. Başkan Burcu Köksal, rekorun tüm Afyonkarahisar halkının ortak gururu olduğunu belirtti. AFYONKARAHİSAR MUTFAĞI DÜNYA İLE BULUŞUYOR Afyonkarahisar’ın gastronomi şehri olma unvanını, hem lezzetleri hem de kültürel mirasıyla hak ettiğini vurgulayan Belediye Başkanı Burcu Köksal, şehrin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılması için bu tür etkinliklerin büyük önem taşıdığını dile getirdi. Başkan Köksal konuşmasında, Afyonkarahisar mutfağının sadece yemek tarifleri olmadığını, her bir tarifin tarihin bir parçası olduğunu belirterek, “Bu şehirde doğan her tarif, aslında tarihin ta kendisi. Coğrafyamızın bereketiyle, geçmişin mücadelesiyle, umut dolu yarınlarımızla şekillenmiş ve bizlere miras bırakılmıştır.” dedi. AFYONKARAHİSAR’IN LEZZETLERİ VE KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİ TANITILIYOR Afyonkarahisar, UNESCO tescilli mutfağıyla sadece bir lezzet şehri olmanın ötesinde, tarihin, kültürün, mücadelenin ve sevginin harmanlandığı bir medeniyet hazinesi olarak dünya ile buluşuyor. Başkan Burcu Köksal, bu zenginliği hep birlikte kutlamanın gururunu yaşadıklarını ifade etti. Afyonkarahisar mutfağını dünya çapında tanıtan hemşehrilerine de teşekkür eden Belediye Başkanı Burcu Köksal, şeflerin şehrin kültürünü ve lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan gönül elçileri olduğunu vurguladı. Başkan Köksal, “Sizlerin sayesinde Afyonkarahisar’ın mutfağı sadece bu topraklarla sınırlı kalmıyor, farklı ülkelerde de yankı buluyor.” diye konuştu.. 27-29 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek festivalde atölye çalışmaları, yarışmalar ve tadım etkinlikleriyle ziyaretçiler, Afyonkarahisar mutfağını yakından tanıma fırsatı bulacak.  

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.