SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yapay Zeka

Porsuk Haber Ajansı - Yapay Zeka haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yapay Zeka haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Anadolu Üniversitesi'nde "Yapay Zeka ve Sağlık" Semineri Haber

Anadolu Üniversitesi'nde "Yapay Zeka ve Sağlık" Semineri

Anadolu Üniversitesi tarafından düzenlenen “Yapay Zekâ Günlükleri” konferans serisi kapsamında gerçekleştirilen “Yapay Zekâ ve Sağlık” başlıklı seminer, İletişim Bilimleri Fakültesi (İBF) Şener Şen Salonu’nda gerçekleştirildi. Ocular Imaging Research and Reading Center (OIRRC) Sinyal İşleme Bölüm Direktörü Dr. Hikmet Yücel’in konuşmacı olarak yer aldığı seminere; Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erkan Erdemir ve Prof. Dr. Köksal Büyük, Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinem Ilgın, İletişim Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Fatma Seçil Banar, Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Alper Tolga Kumtepe, Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici ve Ar-Ge ve İnovasyon Koordinasyon Birimi (ARİNKOM) Müdürü Öğr. Gör. Rabia Taş başta olmak üzere çok sayıda akademisyen ve öğrenci katılım sağladı. Rektör Yardımcısı Büyük: “Yapay zekâ konusunu son derece önemsiyoruz” Konferansın açılış konuşmasını yapan Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük konuşmasında şunlara değindi: “Yapay zekâ konusunu Anadolu Üniversitesi olarak son derece önemsiyoruz ve bu alanda ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bünyemizde, birçok üniversitede bulunmayan bir veri merkezi yer alıyor. Eğitimde yapay zekânın nasıl kullanılabileceği; özellikle ölçme-değerlendirme süreçlerine ve içerik üretimine nasıl entegre edilebileceği üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Yapay zekâ, çok kısa bir süre içinde hayatımızın her alanında etkisini daha görünür biçimde gösterecek. Bu nedenle bizlerin de kendi disiplinlerimizde yapay zekâyı nasıl konumlandırabileceğimizi ve entegre edebileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Güncel kalabilmenin yolu, alanlarımızdaki gelişmeleri yapay zekâ entegrasyonuyla birlikte değerlendirmek ve yakından takip etmekten geçiyor.” Dr. Yücel: “Yapay zekâya dair bilinenleri bilgi düzeyine taşımayı amaçlıyoruz” Yapay zekânın bugün geldiğimiz noktada bir hekimin asistanlığını yapabilecek yeterliliğe ulaştığına değinen OIRRC Sinyal İşleme Bölüm Direktörü Dr. Hikmet Yücel: “Yapay zekâ, bugün geldiğimiz noktada bir hekimin asistanlığını yapabilecek yeterliliğe ulaşmıştır. Hatta zaman zaman doktorluk pratiğinin sınırlarını zorladığı söylenebilir. Yine de bir uzmanın denetiminden geçmeden yapay zekâ tarafından üretilen sonuçlara yüzde yüz güvenmek doğru değildir. Elimizdeki veri, içeriği bilinmediği sürece yalnızca ham bilgidir. Bu verinin anlamlandırılmasıyla enformasyon ortaya çıkar; neden–sonuç ilişkileri, nasıl ve neden sorularına verilen yanıtlarla ise gerçek bilgiye dönüşür. Amacımız yapay zekâya dair bilinenleri "nedenleri ve sonuçlarıyla ele alarak bilgi düzeyine taşımaktır. Yapay zekânın bir diğer önemli katkısı ise görsel üretim ve düzenleme alanındadır. Tanımlanan görseller, ekleme ve düzeltme yönergeleriyle yeniden şekillendirilebilir ve tüm görsel içerikler yapay zekâ aracılığıyla üretilebilir.” Yapay zekâyı her zaman bir ‘asistan’ olarak konumlandırmak gerekir Sinyal İşleme Bölüm Direktörü Dr. Hikmet Yücel konuşmasının devamında şunlara değindi: “Yapay zekâ, öngörülemeyen bir anda bir durumu tehdit olarak algılayabilir ve bunu olduğundan çok daha yüksek bir risk düzeyiyle değerlendirebilir. Bu nedenle, özellikle kritik alanlarda yapay zekâdan elde edilen çıktılar mutlaka başka bir sistem ya da uzman denetiminden geçirilmelidir. Yapay zekâ karar süreçlerinin tamamen kontrolüne bırakılmamalıdır. Zaman zaman üretilen hatalı çıktılar, yanlış kararların alınmasına, özellikle sağlık alanında aşırı doz uygulamalarına ve hastanın sağlığının ciddi biçimde tehlikeye girmesine yol açabilir. Bu noktada yapay zekâyı her zaman bir ‘asistan’ olarak konumlandırmak gerekir: Analizi yapar, öneri sunar; ancak nihai kararı insan verir. Yapay zekâ sayesinde doktorların zaten yapabildiği fakat çok zaman alan işlemler otomatikleştirilerek, hekimlerin iş yükü azaltılmakta ve daha verimli bir çalışma ortamı sağlanmaktadır.” Konferans soru-cevap kısmının ardından Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici tarafından teşekkür belgesi ve Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük tarafından da Dr. Hikmet Yücel’e hediye takdiminin ardından sona erdi. Kaynak: AnaHaber

Yaşlılıkta Yapay Zeka Teknolojileri Çalıştayı Gerçekleştirildi Haber

Yaşlılıkta Yapay Zeka Teknolojileri Çalıştayı Gerçekleştirildi

Eskişehir Kent Konseyi, Aynı Hedefe Yürüyenler Platformu ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde "“Yaşlılıkta Yapay Zeka Teknolojileri Çalıştayı" ulusal düzeyde Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri ile çalışma alanları yaşlılık, yapay zeka, şehirleşme olan akademisyenlerin geniş katılımıyla gerçekleştirildi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Eskişehir Kent Konseyi ve Aynı Hedefe Yürüyenler Platformu işbirliğinde düzenlenen çalıştayın açılışında Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu, yaşlı nüfusun yalnızca desteklerle ayakta tutulan bir kesim olmaması getirdiğini belirterek, “Yaşlı hizmetlerini sadece maddi imkânlarla sınırlı görmek, onlara yapılacak en büyük haksızlıktır. Dolayısıyla, yaşlı nüfusa yönelik doğru politikaların belirlenmesi her kurumun önceliği olmalıdır. Asıl olan yaşlılarımızın, etkinliklerini ve üretkenliklerini koruyarak, sosyal çevreleriyle birlikte bu dönemlerini geçirebilmelerini temin etmektir. Şehrimizde hiçbir ayrım gözetmeden tüm nüfus gruplarına yönelik geliştirilen kentsel politikalarla aktif yaşlanma ile ilgili büyük başarı sağlandı. Kırılgan grupların dışlanmadığı, bilakis öncelik hâline getirildiği bu insani yaklaşımın, kent yönetiminde tüm şehirler için bir ders niteliğinde olduğuna inanıyoruz. Çalıştayımızın kıdemli yaşlıların üretkenliklerini kaybetmeyecekleri ve onları hayattan tecrit eden değil, hızla dijitalleşen toplumsal hayata dâhil eden sistemlerin sağlanması için yol haritası olacağına yürekten inanıyorum.” diye konuştu. Çalıştayın açılışında konuşan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nihat Çuhadar ise , “Maddi ve manevi anlamda üretkenliğini devam ettiren yaşlılarımız, kendileriyle birlikte topluma da çok büyük katkıda bulunmuş olur. Gençlerinin ve yaşlılarının kıymetini bilen bir toplum olmayı, bu değerlerimizle yükselmeyi temenni ediyor, çalıştaya görüş ve teklifleriyle katkı sağlacak tüm konuklarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. Aynı Hedefe Yürüyenler Platformu Başkanı Mustafa Cengiz Çöpelli ise yaptığı konuşmada, “Eskişehir gibi “yaşlı dostu” bir şehirde olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Tüm kentlerimiz yaşlı dostu olmalı, mimari planlamalarda mutlaka yaşlılar hesaba katılmalıdır diye konuştu. Prof. Dr. Belgin Demet Özbabalık Adapınar liderliğinde gerçekleştirilen Çalıştay çerçevesinde ilk olarak Prof. Dr. Belgin Demet Özbabalık Adapınar liderliğinde; Doç.Dr. Dr. Nil Tekin, Doç.Dr. Başak Adar Kalkan, Prof.Dr. Cengiz Hakan Aydın, Prof.Dr. Salih Bıçakçı,Prof.Dr. Ünal Şentürk, Dr. Ayhan Gücüyener Evren, Prof.Dr. Ayşen Çelen Öztürk tarafından katılımcılara yaşlılık ve yapay zeka kavramları, yapay zekanın yaşlanma döneminde avantaj ve dezavantajları, yapay zekâ güvenlik kaygı alanları, yaşlının akıllı şehri gibi konularda bilgilendirmeler yapıldı. Bilgilendirme sunumlarından sonra Yaşlının Yapay zekâ eğitimi, Yaşlının akıllı şehirlerden beklentisi, Akıllı şehirlerin yaşlıya hizmeti, Yaşlının veri güvenliğinin korunması, Yaşlılardan oluşmuş bir ütopik akıllı şehir tasarımı konularında gruplar halinde çalışmalar gerçekleştirildi. Çalıştay görüşülen başlıklarla ilgili sorunlar ve çözüm önerilerinin sunulmasının ardından sona erdi.

Yapay Zeka, Ülkenin Geleceğini Belirleyecek Stratejik Bir Eksen Haber

Yapay Zeka, Ülkenin Geleceğini Belirleyecek Stratejik Bir Eksen

AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez Türkiye Bilişim Vakfı tarafından düzenlenen KAMU - BİB 28, BİMY 32 Bütünleşik Etkinliğine katıldı. KAMU - BİB 28 / BİMY 32 Bütünleşik Etkinliği’nde konuşan Önceki Dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine yalnızca teknolojik değil, ekonomik ve kurumsal yeniden yapılanma perspektifiyle yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Dönmez, yapay zekânın artık sadece bir sektörün konusu değil, kamu yönetiminden şehirleşmeye, veri güvenliğinden ulusal rekabete kadar geniş bir alanda Türkiye’nin geleceğini belirleyecek stratejik bir eksen haline geldiğini ifade etti. Etkinliğin, kamunun tüm dijital dönüşüm aktörlerini bir araya getiren nadir platformlardan biri olduğuna dikkat çekerek, “Kurumlarımız arasında oluşan bu ortak akıl zemini, Türkiye’nin dönüşüm hızını belirleyen ana faktördür” dedi. Milletvekili Dönmez, konuşmasında özellikle veri odaklı ekonomi vurgusu yaptı. Kamu verisinin doğru işlenmesi ve sektörler arası akıllı entegrasyonun, Türkiye’nin gelecekteki ekonomik büyümesinde belirleyici olacağını söyleyerek: “Veriyi bilgiye, bilgiyi politikaya, politikayı da ekonomik değere dönüştüren bir modele gidiyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu yaklaşımın, enerji, sağlık, ulaştırma ve güvenlik gibi kritik alanlarda maliyet düşüren, zaman kazandıran ve vatandaş hayatını kolaylaştıran bir sonuç üreteceğini söyledi. Dönmez, Türkiye’nin genç nüfusunun dijital dönüşümün pasif bir unsuru değil, politikayı ve piyasayı dönüştürecek aktif güç olduğunu belirtti. Bilişim sektörünün hizmet ihracatında ulaştığı ivmenin, genç mühendislerin ve girişimcilerin küresel rekabet gücünü ortaya koyduğunu söyledi. “Yapay zeka yalnızca teknik bir yetkinlik değil; gençlerimizin küresel ölçekte söz söyleyeceği bir ulusal seferberlik alanıdır.” diyerek, insan kaynağının dönüşümün merkezinde olması gerektiğini yineledi. Komisyonun farklı kurumlara düzenlediği teknik incelemelerin yalnızca bilgi toplamak değil, Türkiye’deki kurumların dijital olgunluk seviyesini karşılaştırmalı olarak analiz etmek açısından da kritik olduğunu söyleyen Dönmez, yapılan ziyaretlerin Türkiye’nin hem akademik hem endüstriyel düzeyde güçlü bir zemine sahip olduğunu teyit ettiğini belirtti. 8 Mayıs’ta yapılan Ulusal Yapay Zekâ Zirvesinin ise kamu kurumları arasında dijital dönüşümün koordinasyonu açısından bir milat niteliği taşıdığını ifade etti. Komisyon Raporu’nun sadece bir politika önerisi belgesi değil, Türkiye’nin dijital kapasitesini bütüncül biçimde ortaya koyan analitik bir çalışma olduğunu söyleyen Dönmez, raporda veri politikası, etik-güvenlik, sektör uygulamaları ve uluslararası karşılaştırmaların yer alacağını belirtti. Konuşmasının son bölümünde kamu–özel sektör iş birliğini merkeze alan Dönmez, Türkiye’nin dijital vizyonunun ancak koordinasyon, standartlaşma ve ortak hareket kabiliyetiyle hayata geçebileceğini vurguladı: “Bugün bir yazılımı, bir algoritmayı değil; Türkiye’nin gelecekteki rekabet gücünü inşa edecek kurumsal dönüşüm vizyonunu tartışıyoruz. Ülkemizin bunu başaracak iradesi güçlüdür.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Prof. Dr. Nilgün Özdamar Yapay Zeka Konusunda Bir Başarıya İmza Attı Haber

Prof. Dr. Nilgün Özdamar Yapay Zeka Konusunda Bir Başarıya İmza Attı

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Özdamar, yapay zekâ alanında kadın liderliğini desteklemeyi amaçlayan uluslararası Rising Woman Leaders in AI – Yapay Zekâda Yükselen Kadın Liderler Programına seçilerek önemli bir başarıya imza attı. British Council tarafından desteklenen ve Henley Business School liderliğinde yürütülen program, Koç Üniversitesi, Thames Valley AI Hub (TVAI), Moka United ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Bölümü iş birliğiyle gerçekleştiriliyor. “Uluslararası bir mentor–liderlik programında yer almak büyük bir motivasyon kaynağı” Programın içeriğine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Özdamar, şunları aktardı: “Program kapsamında İngiltere’den alanında uzman mentorlarla eşleştiriliyor; liderlik, iletişim, proje geliştirme ve strateji gibi konularda eğitim alıyoruz. Türkiye’den yaklaşık 15 kadın seçildi ve katılımcılar farklı disiplinlerden akademisyenler ile profesyonellerden oluşuyor. Program Nisan 2026’ya kadar sürecek. Şu anda iletişim becerileri ve profesyonel yazım üzerine eğitimlere başladık; önümüzdeki haftalarda mentor eşleşmeleri gerçekleştirilecek.” “Yapay zekâ tabanlı video içerikleri ve AI üniversite modeli dikkat çekti.” Programa kabul sürecine ilişkin konuşan Prof. Dr. Özdamar programa kabul sürecini şu sözlerle anlattı: “Uzun süredir YouTube’da yapay zekâ tabanlı video içerikleri üretiyorum. Bir konferans için hazırladığım videoyu daha etkileyici hâle getirmek istememle başlayan bu süreç zamanla kendi avatarımı oluşturduğum, sesimi klonlayarak entegre ettiğim ve farklı yapay zekâ araçlarını bir araya getirdiğim bir yapıya dönüştü. Bugün farklı temalarda AI destekli eğitim videoları ve farkındalık içerikleri hazırlıyorum. Tüm bu çalışmaların yanı sıra, Haziran’da Litvanya’da tamamladığım yapay zekâ tabanlı üniversite modeli üzerine yüksek lisans tezim de mülakat sürecinde büyük ilgi gördü ve programa kabul edilmemde önemli bir rol oynadı” “Hedefim, üniversitelerde dijital dönüşümü yapay zekâ ile bütüncül bir modele dönüştürmek” Kabul edildiği projeler ve gelecekte yapacağı çalışmalar hakkında bilgi veren Özdamar şunları ifade etti: “Program kapsamında, yapay zekâ tabanlı video içerik üretim sürecimi ileri bir aşamaya taşımayı ve farklı generatif yapay zekâ tasarım araçlarını stratejik ve karşılaştırmalı bir yaklaşımla analiz ederek yeni nesil öğrenme materyalleri geliştirmeyi hedefliyorum. Bu doğrultuda yakın dönemde AI destekli mini dersler ve mikro-öğrenme modülleri tasarlamayı planlıyorum. Aynı zamanda, toplumsal fayda üretmeyi amaçlayan projelerime de devam ediyorum. Örneğin, şu sıralar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında yapay zekâ destekli bir şarkı ve farkındalık videosu üzerinde çalışıyorum. Bunun yanı sıra, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla öğrencilerimle birlikte geliştirdiğimiz AI destekli afiş tasarımlarından oluşan bir sergi hazırlığı yürütüyoruz. Kısaca özetlemek gerekirse, tüm bu çalışmalarımın ortak paydasını yapay zekânın dönüştürücü gücünü hem kurumsal hem toplumsal bağlamda görünür kılmak oluşturuyor. Araştırma çabalarım ise yükseköğretimde dijital dönüşümün AI temelli modellerle nasıl sürdürülebilir, ölçülebilir ve yenilikçi biçimde uygulanabileceğine odaklanmaktadır.” “Kadınların yapay zekâ alanında daha görünür olması kritik önemde” Kadınların yapay zekâ alanındaki varlığına dikkat çeken Prof. Dr. Özdamar yapay zekâ alanında kadın liderlerin artmasını neden önemli bulduğunu şu sözlerle aktardı: “Yapay zekâ alanında önemli katkılar sunan çok sayıda güçlü kadın olmasına rağmen, bu katkıların görünürlüğü hâlâ hak ettiği düzeyde değildir. Oysa teknoloji tarihine baktığımızda, bilgisayar biliminin temellerini atan Ada Lovelace ve ilk elektronik bilgisayar ENIAC’ı programlayan altı kadın matematikçi gibi öncü isimler, bu alanın gelişiminde kritik roller üstlenmişlerdir. Günümüzde de Fei-Fei Li, Joy Buolamwini, Timnit Gebru gibi araştırmacılar yapay zekâda etik, adalet, insan-merkezlilik ve bilimsel yenilik bağlamında çığır açıcı çalışmalar yürütmektedir. Buna rağmen kadınların yapay zekâ ekosistemindeki görünürlüğünün sınırlı olması, kapsayıcı ve eşitlikçi bir teknoloji geleceği için önemli bir sorundur. Bu nedenle Yapay Zekâda Yükselen Kadın Liderler Programı, kadın liderliğini ulusal ve uluslararası ölçekte güçlendirmeyi ve yeni kuşak kadın araştırmacıların önünü açmayı amaçlayan önemli bir adımdır. Bu dönüşümde aktif rol almak ve kadınların görünürlüğünü artırmak benim için çok değerli.” Kaynak: AnaHaber

Sanayide ve Üretimde Yapay Zeka Toplantısı Gerçekleştirildi Haber

Sanayide ve Üretimde Yapay Zeka Toplantısı Gerçekleştirildi

Eskişehir OSB, ATAP A.Ş. ve Gebze Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi iş birliğiyle düzenlenen “Sanayide ve Üretimde Yapay Zeka” konulu toplantı, Eskişehir OSB Müdürlüğü Toplantı Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. Toplantının açılışında konuşan ATAP A.Ş. Genel Müdürü Dr. Sedat Telçeken, yapay zekâ uygulamalarının sanayide dönüşümün merkezinde yer aldığını belirterek, “Sanayi kuruluşlarımızın rekabet gücünü artıracak, üretim süreçlerini daha verimli hale getirecek teknolojiler üzerine çalışmak artık bir tercih değil zorunluluk. Bu tür etkinlikler, teknoloji ekosisteminin güçlenmesi adına büyük önem taşıyor” dedi. Ardından söz alan ATAP A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Metin Saraç, Eskişehir’in teknoloji ve inovasyon alanında önemli bir ivme yakaladığını vurgulayarak, “Sanayicimizin yenilikçi üretim tekniklerine yönelmesi ve dijital dönüşümü benimsemesi, bölgemizin geleceği açısından büyük bir değer taşıyor. Yapay zekâ, bu dönüşümün en kilit unsurlarından biridir. Bu etkinliği düzenlememizdeki amaç, sanayicilerimizi gelişen teknolojilerle buluşturmak, üretimde verimliliği artıracak yöntemleri paylaşmak ve bölgemizin dijital dönüşüm sürecine katkı sunmaktır. Katılımlarınız için teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından programa geçildi. GTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Sinan Akgül ile İLGEAI Kurucusu ve GTÜ Öğretim Görevlisi Sedat Karakaş, yapay zekânın üretim süreçlerindeki kullanım alanları, sanayide karşılaşılan teknik gereksinimler ve geleceğin akıllı fabrikaları hakkında kapsamlı bilgiler sundu. Toplantıya Eskişehir OSB bünyesinde birçok kuruluşa ait Ar-Ge Uzmanları, yöneticiler ve ATAP’ta faaliyet gösteren girişimciler katılım gösterdi.

Yapay Zekâ İle Binlerce Yıl Öncesine Yolculuk Haber

Yapay Zekâ İle Binlerce Yıl Öncesine Yolculuk

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahşan Tamsü Polat’ın yürütücülüğünde gerçekleştirilen “Yazılıkaya/Midas Kalenin Yapay Zekâ destekli Simülasyonu ve Sanal Tur Uygulaması” projesi, arkeolojide dijital dönüşümün öncü örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Projede Frig uygarlığının en önemli merkezi olan Midas Vadisi yapay zekâ destekli teknolojilerle üç boyutlu olarak modellendi. Bu kapsamda bölgenin kültürel dokusu, tarihsel sahneler ve ritüeller yapay zekâ aracılığıyla yeniden canlandırıldı. Prof. Dr. Tamsü Polat: “Amacımız topraklarımızda yaşamış bu medeniyet köprüsünü geleceğe görsel olarak da sunabilmek” Doç. Dr. Yusuf Polat’ın başkanlığında 2022 yılında başlayan Yazılıkaya – Midas Kale kazısı, Frig Uygarlığı’nın dini ve kültürel yaşamına ışık tutan en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda Prof. Dr. Rahşan Tamsü Polat, kazının amacını şu sözlerle özetliyor: “Arkeoloji insanın hem geçmişine hem de geleceğine uzanan sessiz bir köprüdür. Toprağın altında saklı her iz, bir zamanlar yaşamış insanların kültürlerini, inançlarını ve mirasını bugüne taşır. Biz arkeologlar zamanın sessiz tanıkları olarak birer tercümanız. Midas Vadisi’nde yürüttüğümüz kazılar, bu toprakların kadim seslerini yeniden duyurmak için atılmış adımlardır. Her taşın her oyma kaya yüzeyinin her sunağın ardında Frig’lerin doğayla tanırılarıyla ve birbirleri ile kurduğu o derin bağ saklıdır. Midas Vadisi yalnızca bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda bir inanç ve yaşam merkeziydi. Burada törenler yapılır, dualar edilir, tanrıçaya adaklar sunulurdu. Bu bilgileri gün yüzüne çıkartmak için başladığımız kazı çalışmalarını, bugün gelişen yapay zekâ destekli canlandırma teknikleriyle geleceğe aktarmak istiyoruz. Tarihi sahnelerdeki dönemin yaşam ritüellerini, kıyafetlerini ve törenlerini bilimsel verilere dayanarak yeniden canlandırdık. Amacımız topraklarımızda yaşamış bu medeniyet köprüsünü geleceğe görsel olarak da sunabilmek. Yine proje sayesinde artık ziyaretçiler yalnızca kazı alanını görmekle kalmıyor, binlerce yıl önceki Frigya’yı adım adım gezebiliyorlar. Sonuç olarak bu çalışma geçmişin tozunu silen bir kazıdan öte geleceğe görsel olarak bırakılan dijital bir mirastır.” Yapay zekâ ile arkeolojide yeni bir dönem Proje kapsamında, Midas Vadisi ilk kez yapay zekâ destekli sistemlerle üç boyutlu olarak modellendi. Arkeolojik bulgular, drone fotogrametrisi, dijital haritalama ve derin öğrenme algoritmaları kullanılarak sanal ortama aktarıldı. Bu veriler doğrultusunda oluşturulan 360 derece sanal tur, ziyaretçilere binlerce yıl öncesine ait bir Frig köyünü adım adım gezme olanağı sunuyor. Ayrıca proje kapsamında geliştirilen yapay zekâ destekli video canlandırmaları, Frig halkının dini törenlerini, yaşam ritüellerini ve dönemin mimarisini bilimsel verilere dayanarak yeniden sahneye taşıyor. Bu sayede, Midas Vadisi artık yalnızca bir kazı alanında değil, dijital dünyada da erişilebilir bir kültürel miras haline geliyor. Anadolu Üniversitesi’nden bilim ve teknolojiyle kültürel mirası koruma adımı Bu proje, Türkiye’de arkeolojik verilerin dijital teknolojilerle belgelenmesi ve paylaşılmasına yönelik önemli bir örnek oluşturuyor. Projeyle birlikte hem kültürel mirasın korunması hem de geniş kitlelerin bu zenginliği deneyimlemesi hedefleniyor.

Yapay Zeka ve Türkçenin Geleceği Sempozyumu Düzenlendi Haber

Yapay Zeka ve Türkçenin Geleceği Sempozyumu Düzenlendi

Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Türk Dili Bölümü tarafından Türk Dil Kurumu, Yunus Emre Enstitüsü, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi paydaşlığıyla düzenlenen “Yapay Zekâ ve Türkçenin Geleceği: Kültür, Kimlik ve Dilin Dönüşümü Sempozyumu” açılış töreni Öğrenci Merkezi Nasrettin Hoca Salonunda gerçekleştirildi. Sempozyuma Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Türk Dili Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Serpil Koçdar, Prof. Dr. Erkan Erdemir ve Prof. Dr. Köksal Büyük başta olmak üzere çok sayıda kişi katılım gösterdi. Türk Dil Kurumu Başkanı Mert: “Dünyada yapay zekâdan etkilenmeyen bir kültür ya da dil yok” Bilginin hızla arttığına, yapay zekânın kültür aktarımını zorlaştırdığına değinen Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert: “Geçmişe göre bugün farklı ve anlamakta zorlandığımız bir dünyada yaşıyoruz. Geçmişte dilimizi, kültürümüzü şekillendiren sınırlı sayıda kavram vardı. Sanayi devriminden sonra bir kırılma noktası yaşandı ve bilgi birikimi dünyada 8-10 yılda bir ikiye katlanıyor. Yapay zekâ dünyada 2022 yılıyla ChatGPT ile hayatımıza girdi ve kontrol bazı ülkelerin elinden çıktı. Mesele artık yapay zekânın öznesi mi olacağız, nesnesi mi yoksa hem öznesi hem nesnesi mi olacağız? Dünyada yapay zekâdan etkilenmeyen bir kültür ya da dil şu an yok, bütün dünya dillerinde aynı durum var. Yapay zekâyı üretenler var. Aynı bilgi birikimine biz de sahibiz, aynı mühendisler bizde de var. Teknoloji var ama yapay zekâ ihtiyacınızı karşılayacak düzeyde değil, o zaman yeni bir dil modeline ihtiyaç var. Bizim yapay zekâmız, büyük dil modelimizden beslenecek, eğitilecek. Önümüzde 5 yıl var, ya dünyadan kopacağız ya da dünyayı yakalayacağız. Önemli olan şu; biyolojik insanla kültürel insanı nasıl inşa ederiz, biyolojik insandaki o kültürel kimliği oluşturmak için hangi kavramları kullanmalı, hangi kavramlar üzerinde bir kimlik inşa etmeliyiz, bunu yapabilecek miyiz, yapamayacak mıyız?” şeklinde konuştu. Rektör Adıgüzel: “Her bölümde yapay zekâ ve o ana bilim dalıyla ilişkilendirebileceğimiz bir ders açtık” Anadolu Üniversitesinin farklı disiplinlerde yapay zekâyı tartıştığına ve son bir yıldır sadece yapay zekâyı konuştuğunu belirten Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, “Bu sempozyumda bir teknolojik tartışma yapmayacağız veya sadece Türkçeyi konuşmayacağız. Bu toplantı aynı zamanda bir milletin kültürünü, belleğini, toplumsal aidiyetini ve bu aidiyetin, kimliğin geleceğe nasıl taşınabileceğini gösterecek. Bin yıl önce atalarımızın yaşadığı topraklardaki akrabalarımızla, bin yıl sonra bizim Anadolu’da yaşadığımız şimdiki nesil arasında bir bağ var. Bu bağ sadece etnik bir bağ değil. Her ne kadar aradan bin yıl geçtikten sonra bazı kelimeler yerleştiğimiz yerde değişiklik gösterseler de özünde aynı dil ailesinden. Kelimeleri biraz değiştirmiş olmakla beraber hala aynı dili konuştuğumuzun farkındayız. Akademisyenler olarak Türkçe'nin geleceği konusunda biraz kaygı duyan veya neler yapabiliriz diye bunun sancısını çeken insanlar olarak, hayatımızın her alanına giren yapay zekâ gerçeğinin dilimizi nasıl etkileyeceğini de konuşmamız lazım. Bunu söylerken yapay zekâdan korkmamız gereken bir şey gibi de görmek istemiyorum, sonuçta bu bir araç. İletişimci olarak şunu söylemek isterim; araç iletişimde iletinin kendisi, mesajın kendisidir. Aynı zamanda yapay zekâyı dilde kullanmış olmak demek yapay zekâyı icat edenin dilini kullanmış olmak ve onun istediği kelimelerle konuşmak demektir. Anadolu Üniversitesi, yapay zekânın nasıl konuşulabileceği noktasında gayret sarf ediyor. Her bölümde yapay zekâ ve o ana bilim dalıyla ilişkilendirebileceğimiz bir ders açtık. Yapay zekâyı daha fazla, bilişimi daha fazla konuşacağımız ve bunu bilimsel olarak öğreteceğimiz bölümler açtık. Bilişimle ilgili fakülte kurduk, önümüzdeki yıldan itibaren ilk öğrencilerimizi alacağız. Bununla beraber Dijital Oyun Tasarımı, Yeni Medya ve diğer alanlarda da yapay zekâyı aktif kullanabileceğimiz yeni bölümler ve alanlar açıyoruz. Yapay zekâdan korkmak doğru değil. Gerektiği kadar ve işimize yarayacak şekilde kullanmak üzerine bir eğitim modeli geliştirmeye çalışıyoruz.” dedi. Türk Dili Bölümü Başkanı Kolaç: “Yapay zekâ, dil ve kültür üzerinde de etkilerini yoğun bir şekilde göstermeye başladı” Sempozyumun açılışında konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Türk Dili Bölümü Başkanı Prof. Dr. Emine Kolaç ise “Günümüzde teknolojinin büyük bir hızla geliştiğini ve yapay zekânın etkilerini her geçen gün görüyoruz. Yapay zekâ bütün alanlarda kendini gösterdiği gibi, dil ve kültür üzerinde de etkilerini çok yoğun bir şekilde göstermeye başladı. Bundan sonra da devam edecek. Dil ve kültür etkilerini daha geniş kapsamlı bir şekilde bu sempozyumda dile getirmek ve paylaşımlarda bulunmak üzere bir araya geldik.” ifadelerini kullandı. Sempozyum gün boyunca dört oturum şeklinde devam etti Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun birinci oturumu Prof. Dr. Emine Kolaç’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Oturumda Prof. Dr. Osman Mert “Dijital Dönüşüm ve Kültürel Kimlik”, Prof. Dr. Ahmet Akkaya “Yapay Zekâ ve Kimlik İnşası: Anadille Kültürel Aktarımın Geleceği”, Prof. Dr. İlhan Erdem “Yapay Zekâyla Türkçeyi Anımsamak: Bellek ve Anlam” ve Prof. Dr. Ahmet Pehlivan “Yapay Zekâ ve Türkçe Öğretimi: Fırsatlar, Sorunlar ve Tehditler” başlıklı sunumlarını yaptı. Prof. Dr. Hülya Pilancı’nın ikinci oturumun başkanlığını üstlendiği sempozyumda Prof. Dr. Muhammet Sani Adıgüzel “Şakir Kocabaş’a Yapay Zekâyla Konuşmak”, Prof. Dr. Nezir Temur “Tek Söyleyiciyle Türkçe Öğretimi: Çoğul Kültür mü Ortak Kültür mü?” ve Doç. Dr. Bilkara Şengül “Büyük Dil Modelleriyle Türkçe Öğretimi” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi. Öğleden sonra gerçekleşen üçüncü oturum Prof. Dr. Fatma Açık’ın başkanlığında düzenlendi. Oturumda Prof. Dr. Hülya Pilancı “Türkçenin Uzaktan Öğretiminde Kurumsal Deneyim: Anadolu ve TSP Projeleri”, Prof. Dr. Murat Şengül “Postdijital Kurgu’da Türkçenin Geleceği ve Türkçe Öğretmenlerinin Eğitimi”, Prof. Dr. Bilge Bağcı Ayrancı “2024 Türkçe Dersi Öğretim Programına Göre Kültürel Değerlerin Kazandırılmasında Türkçe Ders Kitapları için Yapay Zekâ Destekli Metin Önerileri” ve Prof. Dr. Neslihan Karakuş “Akademik Araştırmalarda Yapay Zekâ Kullanımının Etik ve Bilişsel Boyutları” başlıklı konuları katılımcılarla paylaştı. Günün son oturumu ise Prof. Dr. Muhammet Sani Adıgüzel’in başkanlığında yapıldı. Bu oturumda Prof. Dr. Fatma Açık “Kültürlerarası İletişimde Dil Öğrenme Stratejilerini Kolaylaştırmak İçin Yapay Zekâ Kullanımı”, Prof. Dr. Emine Kolaç “Türkçe Dil Becerilerinin Değerlendirilmesinde Yapay Zekâ Destekli Yaklaşımlar: Ölçme ve Geri Bildirim Süreçleri”, Prof. Dr. A. Halim Ulaş “Sözlü ve Görsel Anlatımlarda Yapay Zekânın Etkili Kullanımı” ve Prof. Dr. Cahit Epçacan “Yapay Zekâ ve Dil Gelişimi: Türkçede Yenilikçi Öğrenme Yöntemleri” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.

ESOGÜ Projesi ile Yapay Zekâ Destekli Tarımda Yeni Dönem Haber

ESOGÜ Projesi ile Yapay Zekâ Destekli Tarımda Yeni Dönem

Tarımda dijital dönüşüm süreci hız kazanırken, yapay zekâ tabanlı yenilikçi bir uygulama daha hayata geçiriliyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mühendislik- Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Özkan’ın yürütücülüğünü yaptığı; Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Kartal, Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Erol Seke, Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’nden Doç. Dr. Filiz Ünal, Dr. Öğr. Üyesi Serkan Önder, Dr. Öğr. Üyesi Doğancan Kahya ve Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Nuray Çömlekçioğlu’nun proje ekibi olarak görev aldığı ve TÜBİTAK tarafından desteklenen “Yapay Zeka ile Sera Koşullarındaki Hıyar Yetiştiriciliğinde Bazı Hastalık ve Zararlıların Erken Dönemde Tanısı ve İzlenmesi” başlıklı proje ile hıyar üretiminde karşılaşılan bitki hastalık ve zararlıları erken dönemde tespit edilerek gerekli kontrol önlemleri alınabilecek. Proje ekibi tarafından konu ile ilgili olarak yapılan bilgilendirici açıklama şöyle: “Geliştirilen yenilikçi sistem sayesinde sera ortamındaki hastalık ve zararlıların, bitkilerde gözle görülen belirtiler oluşturmasından önce tespit edilerek üreticilerin gerekli aksiyonları almaları amaçlanmaktadır. Bu sayede zirai mücadele enstrümanlarının erken dönemde kullanılarak ürün kayıplarının minimum düzeye indirilmesi ve çevre dostu bir üretim stratejisi hedeflenmektedir. Projede sera ortamına yerleştirilen IR ve RGB kameralar ayrıca toprak sensörlerinden elde edilen veriler, gelişmiş derin öğrenme ve makine öğrenmesi algoritmaları ile işleniyor. Sistem hem görüntü verisini hem de çevresel sensör çıktısını birleştirerek belirlenen hastalık ve zararlıların erken dönemde ve yüksek doğrulukta tanısını yapabilecektir. Yapay zekâ destekli bu yaklaşım tarımda erken müdahale için önemli bir adımdır. Erken tanı sadece verim kayıplarını önlemekle kalmıyor, aynı zamanda çevreye zarar veren pestisit kullanımını da azaltıyor. Bu sistem tarımda sürdürülebilirlik hedefleriyle birebir örtüşüyor. Projeden elde edilen sonuçların akademik makalelerle ulusal ve uluslararası düzeyde yayımlanması planlanıyor. Ayrıca geliştirilen sistemin farklı sera ürünlerine ve açık alan uygulamalarına da adapte edilmesi yönünde çalışmalar sürdürülüyor.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.