SON DAKİKA
Hava Durumu

#Selma Güder

Porsuk Haber Ajansı - Selma Güder haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Selma Güder haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

ZMO Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder Adaylığını Açıkladı Haber

ZMO Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder Adaylığını Açıkladı

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi'nin Aralık ayında yapılacak olan seçimi için mevcut Başkan Selma Güder yeniden adaylığını açıkladı. Yapılan adaylık açıklamasında şu ifadelere yer verildi; ''TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu olarak; 2023 yılının 10 Aralık tarihinde, üyelerimizin takdiri ile seçildiğimiz günden bugüne belirttiğimiz gibi aynı amaç doğrultusunda; 21 Aralık 2025 tarihinde yapılacak olan, şube seçimimize “Mavi Liste” ile adayız! Amacımız; tarım ortak paydasında, kendisine, çevresindeki insanlara saygılı, liyakat sahibi, hırsları ve siyasi beklentileri olmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeden, gönüllülük ruhuyla meslektaşlarımıza ve mesleğimize hizmet etmek! Ben değil, biz olmak, Bilimin ışığında, doğruluk, dürüstlük ve ortak akılla, Mesleki örgütlülüğümüzün gereklerine uygun şekilde, dayanışma içinde Ziraat Mühendisliği, TMMOB ZMO ve şubemizin saygınlığını, bilinirliliğini yükseltmenin gayreti içinde olduk, olmaya devam edeceğiz! Yüreği insan, yurt ve meslek sevgisiyle dolu TMMOB ZMO Eskişehir şubesi üyelerimiz; emeğiniz, varlığınız ve varlığımız tüm ülkeye umut veriyor, örnek oluyor. “Fazla söze hacet yok, iş insanın aynasıdır” atasözünden hareketle; 2025-2027 döneminde de güçlü, dürüst ve dinamik Yönetim Kurulu ile varız!''

Çiftçi Kadınlar Emeklerinin Karşılığını Bulamıyorlar! Haber

Çiftçi Kadınlar Emeklerinin Karşılığını Bulamıyorlar!

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Kadın Çalışma Grubu tarafından ZMO Eskişehir Şubesinde 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Düzenlenen basın toplantısına, TMMOB ZMO Kadın Çalışma Grubu Başkanı Vuslat Bektaş, Kadın Çalışma Grubu üyesi Ayşe Özdemir, ESOGÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Handan Giray ve ZMO Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder katılım sağladı. TMMOB ZMO Kadın Çalışma Grubu Başkanı Vuslat Bektaş tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; ''Tarım sürdürülebilir bir faaliyet olmaktan giderek uzaklaşıyor. Tarımda verilen emek karşılığını alamıyor. Ülkemizde tarımın giderek daha zor şartlar altında yapıldığı bu dönemde, tarımda kadın istihdamı kronikleşmiş güvencesizlik, düşük ücretler, ağır çalışma şartlarıyla, çalışanın yüzünü güldüremiyor. Güvencesiz istihdam tarımın yapısal bir sorunu haline gelmiş durumda. Tarımda çalışanların %78’i ücretsiz aile işgücü olarak istihdam edilmekte, tarımda çalışan kadınların %98’i herhangi bir sosyal güvenceden yoksun olarak, tarlada, bağda, bahçede, kayıt dışı olarak çalışmaktadır. Kadının çalışma hayatında görünürlüğü az. Türkiye’de kadın istihdamı dünya ortalamasının altında ve giderek azalıyor. Uluslarası İşgücü Organizasyyonu’nun (ILO) 2023 verilerine göre dünyada kadınların istihdam oranı %46,1 iken; Türkiye İstatistik Kurumu ( TUİK) rakamlara göre 2023’de kadınların istihdamı % 31,3’dir. Tarımda kadın istihdamı önemlidir. Tarımda kadın istihdamı düşmektedir. 2005 yılı itibariyle TÜİK verilerine göre, toplam kadın istihdamının % 46,3’ü tarım sektöründe gerçekleşmiştir. TÜİK 2023 istihdam verilerine göre, kadın istihdamının % 18,3’ü tarım sektöründedir. Tarımsal işgücünün % 41’ini kadınlar oluşturmakta ve 1.938 000 kadın tarımda çalışmaktadır. Emek yoğun bir sektör olan tarımda, tarımın yapısal sorunlarından en fazla etkilenen kesim güvencesiz istihdam ve ağır çalışma şartlarına maruz kalan kadın ve çocuk tarım işçileridir. Bu amaçla, iki yıl öce 15 Ekim 2023 de, Ziraat Mühendisleri Odası Kadın Çalışma Grubumuz, mevsimlik çalışan kadın tarım işçilerinin, yaşadıkları sorunları yerinde incelemek amacıyla, Ankara’ya 32 km uzaklıkta, Sincan ilçesine bağlı, Malıköy Mahallesinde kışlık soğan üretiminde bulunan mevsimlik çalışnan kadın tarım işçilerini ziyaret etmiştir. Ziyaret sırasında kadın tarım işçileri ve çocuklarla görüşülmüş, çalışma şartları, yaşanan problemler yerinde tesbit edilmiş ve bir basın açıklaması ile kamuoyu ile paylaşılmıştır. Ankara, Polatlı ve civarında yaklaşık 140.000 da alanda kışlık soğan üretimi yapılmakta olup Türkiye soğan üretiminin yaklaşık % 15’ini bu bölge üretmektedir.Polatlı ve civarında yaklaşık 300 bin ton kadar kışlık soğan üretilmektedir. Malıköy’de ziyaret edilen yer, Polatlı soğan ekili alanlarının yaklaşık % 1,5’una karşılık gelmektedir. Tarım işçilerinin yaşam şartlarının iyileştirilmesi amacıyla yayımlanan (2010/6) ve (2017/6) tarih sayılı Başbakanlık Genelgelerinin ve son olarak 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi’nde yer alan hususların uygulamada ne kadar karşılık bulduğunu tesbit etmek amacıyla, 11 Ekim 2025 tarihinde Malıköy’ de kışlık soğan hasadı yapılan aynı yer tekrar ziyaret edilmiştir. Soğan hasadının yapıldığı tarla ve işçilerin yıl içinde 6 ay kadar ikamet ettikleri barınma alanları ziyaret edilmiş, çalışan kadın ve çocuk tarım işçileriyle görüşülmüş, yaşanan sorunlar bu konudaki son yasal düzenleme olan 2024/5 sayılı Genelge hükümleri kapsamında değerlendirilmiştir. Alanda yapılan görüşmelerde; elçi-çavuş olarak bilinen mevsimlik tarım işçilerinin geliş- gidişlerini sağlayan kişi 22 yıldır soğan hasadı için bölgeye işçi getirdiğini belirtmiştir. Mevsimlik tarım işçilerinin aileleri ile birlikte Şanlıurfa ilinin ağırlıklı Viranşehir olmak üzere, Siverek ilçelerinden Mayıs ayında çıkıp, Polatlı’ya geldiklerini 10. ayın sonunda döndüklerini, yılın yarısını burada geçirdikleri ifade etmiştir. Kışlık sarı soğan tarımının yapıldığı 2000 dekarlık alanda, 32 aileden 160 kişinin çalıştığı, çalışanların %60 ‘ını kadınların oluşturduğu, yaş aralığının 16-55 arasına değiştiği, 5-15 yaş aralığında 40 çocuğun bulunduğunu bu çocukların da tarımsal işgücü olarak çalıştığı öğrenilmiştir. Ücretler ilgili soruya kadın erkek işgüçü ayrımı yapılmaksızın 1100 TL/gün olduğu, hasat döneminde ise ücretin çuval başına ödendiği, ücretin 90 TL/çuval olduğu, yaşa ve değişen durumlara göre günlük çuvallama sayısı 10-15 arasında değişdiği, çuval ağırlığının yaklaşık 50 kg olduğu bir kişinin günde 50x 15 = 750 kg soğan çuvalladığı belirtilmiştir. Tarım işçileri Konya, Burdur, Afyonkarahisar illerinde de tarım işçisi olarak çalıştıklarını ifade ettiler. Bölgeye gelenlerin bilgilerinin düzenli olarak il/ilçe Jandarma Komutanlığına verildiği ifade edildiğini ve 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi ve genelgenin 7. Maddesinde e-METİP (Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi) oluşturulması ve kurumların mevsimlik tarım işçileri konusundaki faaliyetlerinin bu sisteme aktarılması zorunluluğu yer almaktadır. Alanda yapılan görüşmelerde çalışanlara METİP hakkında bilgilerinin olup olmadığı sorulmuş, olmadığı cevabı alınmıştır. Mevsimlik tarım işçileri uzun ve ağır çalışma şartlarında haftanın 7 günü, günde 12 saat çalışmaktadırlar. Çalışanların acil durum, kaza ve hastalık halinde 112 üzerinden hizmet aldıkları, tedavi ve ilaç işlemlerinin yeşil kart kapsamında yapıldığı öğrenilmiş, bu yılın çalışma takviminde doğum olmadığı, bir gebe kadının bulunduğu öğrenilmiştir. Eğitim konusunda çocuklar ve aileler ciddi sıkıntılar yaşamakta , çocuklar uzun bir dönem eğitimden mahrum kalmakta kalmakta, bulundukları yerde eğitime devam etme imkanları bulunmamaktadır. Okul çağındaki çocuklar Mayıs ayında eğitimlerini kestiklerini, Kasım ayında memleketlerine döndüklerinde bıraktıkları sınıflarına devam ettiklerini, öğretmenlerinin onlara yardımcı olduklarını belirtmişlerdir. Yürürlükte olan 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi gereği alt yapı hizmetleri ve belediye hizmetlerinden yararlanılıp yararlanılmadığı, barınma sorunları ve temel ihtiyaçların karşılanma durumu sorulmuş. Su ihtiyacının, iki su kuyusundan barınma yerlerine çekilen iki seyyar çeşmeden sağlandığı, suyun bidonlarla taşındığı görülmüş, kanalizasyon hizmetinin yetersiz olduğu, açılan kanalizasyon çukurlarının belli aralıklarla belediye tarafından boşaltıldığı ancak , barınma yerlerinin uzağında iki adet çöp çukuru olduğu ve çöpün düzenli olarak alınmadığı, çöplerin uygunsuz şekilde yakılarak imha edildiği, yazın çöp kokusu ve sineklerin büyük sorun olduğu ifade edilmiştir. Temizlik ve hijyen koşullarının yetersizliği de barınma yerlerinde böcek ve haşere sorunu oluşturduğu, mevsimsel olarak havaların soğuması, ısınma sorununun, soğuk algınlığı grip enfeksiyonlarını artırdığı belirtilmiştir. Tuvalet ve banyo ihtiyacı için her ailenin kendi ihtiyacını karşılamak için seyyar tuvalet ve banyo yaptığı, bunların temizlik ve su açısından yetersiz son derece iptidai koşullarda kullanıldığı görülmüştür. Yemek yapılan alanlarda mutfak koşullarının hem hijyen hem güvenlik koşullarını sağlamadığı tespit edilmiştir. Mevsimlik kadın tarım işçileri ve çocuklar barınma yerlerindeki tüm bu olumsuzluklardan ve kötü yaşam koşullarından daha çok etkilenmektedirler. Çalışma şartlarının ağırlığı, iş güvencesizliği, düşük ücretler, verilen emeğin karşılığının alınmaması bir şekilde kaderleri gibi görülmektedir. Mevsimlik tarım işçilerinin bulunduklar yerden geçici olarak başka yere gidip çalışmaları ve bu süreçte yaşadıkları sorunları çözmek amacı ile çıkartılan 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi ( METİP) nin 1.,2.,3.,4. ve 6 . maddelerinde yaşam alanları, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler gibi konuları saha sorunlarının çözümünde ve uygulamada karşılık bulamamaktadır. Günümüzde kırsal alandaki çalışma ve yaşam şartlarının iyileştirilmesi, mevsimlik tarım işçileri özelinde önemli bir konudur. Konuyla ilgili birçok düzenleme ve 2024/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi olmasına rağmen, uygun olmayan barınma şartları ve çalışma koşullarındaki sorunlar güncelliğini korumaktadır. Saha çalışmasının yapıldığı Malıköy yakınlarındaki METİP pilot uygulama alanlarından olan Sarıoba yerleşkesinin güncel durumu, amaca uygun niteliklerle donatılıp donatılmadığı; varsa eksiklikleri ve kurulduğu yıldan günümüze kadar ne gibi sorunlar yaşandığı, nasıl çözümlendiği, kurumlar arası iletişimin ve yerleşke iyileştirmesi gibi konuların da yerinde incelenerek değerlendirilmesi Malıköy özelinde yapılabileceklerin önceden öngörülmesini sağlayacaktır. Tarımda kadın ve çocuk emeği üzerinden yapılan emek sömürüsü, kırsalda emeğin karşılığını bulamaması, ağırlaşan ekonomik şartlarla tarımsal üretimde bulunmanın giderek zorlaşması, geçimlik faaliyette bulunan küçük aile çiftçiliğinin büyük tarım şirketleriyle rekabetinin zorluğu, tarımı sürdürülebilir geçimlik bir faaliyet olmaktan çıkarmaktadır. Bu gidişin sonu iyi görülmemektedir. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak, mevsimlik tarım işçileri sorununun altını bir kez daha çiziyoruz.15 EKİM Dünya Kadın Çiftçiler Günü emeğin değer bulduğu bir gün olarak kutlanmalıdır.. Dünya Kadın Çiftçiler Günü özelinde, tarımda kadın ve çocuk emeği sömürüsüne son verilmelidir. Tüm tarım emekçileri, çiftçilerimiz, daha iyi şartlarda yaşamayı, çalışmayı ve üretmeyi hak etmektedir. 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü kutlu olsun.''

Çevremizde ki Gölet ve Barajlarda Su Kalmadı! Haber

Çevremizde ki Gölet ve Barajlarda Su Kalmadı!

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi tarafından iklim krizi, kuraklık ve Porsuk Çayı ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Güncel haritalarda Eskişehir’de şiddetli kuraklık, yakın çevresinde ise orta şiddetli kuraklık olan bölgeleri açıkça görüyoruz. Kuraklığı, susuzluğu ve iklim krizini değerlendirirken bunları bir bütün olarak ele almak en önemlisi. Neden derseniz; ülkemizde 25 hidrolojik havza bulunuyor. Bu havzalardan biri de şehrimizin içinde bulunduğu Sakarya Havzası. Sakarya Havzası, Türkiye’nin en büyük havzalarından biridir. Onu önemli kılan nedir? Sınırları içinde 9 il bulunması: Ankara, Afyonkarahisar, Bolu, Bursa, Bilecik, Eskişehir, Konya, Kütahya ve son olarak da başka önemli bir ilimiz. Sakarya Nehri, 824 kilometre uzunluğunda olup iki kaynaktan doğuyor: Biri Çifteler Sakaryabaşı, diğeri Afyonkarahisar Bayat Yaylası. Yolculuğunu Karadeniz’in Sakarya’nın Karasu ilçesinden tamamlıyor. Bu nehir kollarıyla birlikte oldukça geniş bir su ağına sahip. 448 kilometre uzunluğundaki en önemli kolu Porsuk Çayı, şehrimizin içinden geçiyor. Ancak son dönemde su seviyesi ciddi oranda azaldı, suyun rengi değişti. Bazı barajlarda doluluk oranı sıfıra yaklaşırken, Porsuk Barajı’ndaki su seviyesi %31-32’ye kadar düştü. Çevredeki gölet ve barajlarda ise su neredeyse kalmadı. Türkiye’de ve dünyada suyun yaklaşık %70-74’ü tarımda kullanılıyor. Bu sulamanın büyük kısmını Devlet Su İşleri, sulama birlikleri, kooperatifler ve belediyeler organize ediyor. Eskişehir’de sulama kanallarının %70’i açık kanal sistemi (toprak veya beton) ile %30’u kapalı boru sistemi şeklinde. Açık kanallarda buharlaşma oranı yüksek olduğu gibi çeşitli güvenlik riskleri de mevcut. Biz diyoruz ki; Eskişehir için Sakarya Nehri ne kadar önemliyse, Porsuk da o kadar önemli. 448 kilometrelik bu kolun sulama altyapısı bir an önce kapalı boru sistemine dönüştürülmeli. Her geçen gün suyumuz azalıyor ve suyu tasarruflu kullanmanın yollarını bulup uygulamak zorundayız. Özellikle tarımda, suyu çok tüketen mısır gibi ürünlerin ekimi bir sonraki sezonda mümkünse en aza indirilmeli, yerine kuru tarıma uygun hububat üretimi teşvik edilmeli. Yeraltı suları da çok önemli. Türkiye’de mevcut suyun yaklaşık %27’si yeraltı sularından karşılanıyor. Yağışlar azalınca bu kaynaklar da çekiliyor. Kaçak sondaj kuyuları mutlaka tespit edilmeli, bertaraf edilmeli ve yasal olanlara da sayaç takılarak kontrol altına alınmalı. Ayrıca son dönemde Porsuk Çayı’nın renginin yeşile dönmesi veya farklı renkler almasının nedenleri arasında; baraj kapaklarının kapanması sonucu suyun durgunlaşması, su seviyesinin azalması ve ötrofikasyon (alg çoğalması) süreci var. Yosunların artışı oksijenin azalmasına, suyun renginin değişmesine yol açıyor. Orman yangınları da su kaynaklarını etkileyebiliyor. Kül, duman ve partiküller yakındaki suya karışabiliyor. Bir diğer sorun da vatandaşların açık su kanallarına çöp atması. Bu hem kirliliğe hem de ekosisteme zarar veriyor. Ayrıca bölgemizde obruk oluşumları da tarım için ciddi tehlike. Çifteler ve Sivrihisar çevresinde örnekleri görülüyor. Bu nedenle Sakarya Havzası’nı bütüncül bir şekilde korumak şart. 2024’te tamamlanarak yürürlüğe giren Sakarya Nehri ve Porsuk Barajı Havza Koruma Planı bu konuda önemli bir adım. Tarım, rekreasyon alanları ve kimyasal kullanımına dair özel hükümler içeriyor. Unutmayalım ki su hepimizin. Bir kişinin değil, tüm toplumun ortak malı. Nisan ayında 42’lerde olan barajların doluluk seviyesi günümüzde %31-32’lik doluluk oranına sahip. Bu rakamlar hepimiz için alarm seviyesidir.”

Zeytinime Dokunma Yanarsın! Haber

Zeytinime Dokunma Yanarsın!

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılması ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Şube Başkanı Güder yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Zeytin ağacı; bilinen tüm kutsal kitaplarda kutsallığın, ölümsüzlüğün, yeniden doğuşun, arınmanın, bilgeliğin, aklın, adaletin, refahın ve sağlığın sembolü olmuştur. Zeytinlikler “Kamu Yararı” var düşüncesiyle, madencilik faaliyetlerine açıldı. Gerçekten de; “Kamu yararı mı, şirket yararı mı?” Kamu yararı diye diye toprağımız, suyumuz, göllerimiz, akarsularımız, ormanlarımız, dağlarımız, mera alanlarımız, azalıp, yok oluyor! Ne için? Kamu yararı diye… Kamu yararı, kişiye ilişkin değil, toplumun varlığını sürdürmesine ilişkin bir kavramdır. Toplum düzeninin korunması, kamu düzenini oluşturur. Örneğin; Deniz kıyılarının kiralanmasında kamu yararı yoktur. Ormanların talan edilmesinde kamu yararı yoktur. Fabrikalar durmasın diye atıklarının denizlere boşaltılmasında kamu yararı yoktur. Termik santrallerin baca gazlarına, insan sağlığını katletmek pahasına göz yummakta kamu yararı yoktur. Zeytinlikleri katledecek, madenleri önceleyen yönetmelikte kamu yararı yoktur. Hani; yeni İklim Yasası’nın 1. Maddesinde yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, iklim değişikliğiyle mücadele edilecekti. Çıkarılan yeni torba kanun; bilimden uzak olduğu gibi, Cumhuriyet tarihinden itibaren yürürlükte olan doğamızı, meralarımızı, tarım alanlarımızı, temiz su kaynaklarımızı ve ormanlarımızı korumak için çıkarılan tüm kanunları ve uluslararası sözleşmeleri yok saymaktadır. Korumacı maddelerin tamamı çıkarılmıştır. Kamu Yararı zeytinliklerimizin korunması yönündedir. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak; toprağımızın, ağacımızın, suyumuzun ve memleketimizin yanında, halk yararının korunması adına mücadelemize devam edeceğiz! “Yeşili koru, geleceği koru. Kamuoyuna Saygılarımızla."

Ziraat Mühendisleri Odası'ndan Biyosidal Ürün Eğitimi Haber

Ziraat Mühendisleri Odası'ndan Biyosidal Ürün Eğitimi

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi 23-24-25 Ocak 2025 tarihlerinde Biyosidal Ürün Uygulayıcı Sertifika Eğitimi’ni gerçekleştirdi. T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çevre Sağlığı Dairesi Başkanlığı tarafından yetkilendirilen Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi’nde yapılan eğitim programına; Eskişehir'den, Denizli’den, Bilecik’ten ve Kütahya’dan kursiyerler katılım sağladı. TMMOB ZMO Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder eğitimle ilgili yaptığı açıklamada; “Biyosidal ürünler, içerdikleri aktif madde ya da maddeler sayesinde zararlı olarak kabul edilen bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmalar, hamam böceği, kene, karasinek, sivrisinek gibi böcekler, fare ve sıçan gibi kemirgenler üzerinde kimyasal veya biyolojik etki gösterirler. İnsan sağlığına, bitkilere ve çevreye zarar verebilecek zararlı organizmaların kontrol altına alınmasında kullanıldıklarından önemlidir” dedi. Konularında uzman eğitimciler tarafından verilen eğitimlerde;  “Biyosidal ürünler, ilkyardım, kronik zehirlenmeler, kişisel koruyucu donanım, dezenfektanlar, koruyucular, haşere kontrolü için kullanılan ürünlerin etkileri, uygulama araçları ve kullanımı, kronik zehirlenmeler, biyosidal ürünlerin etiketleri, depolanması ve taşınması gibi konular teorik ve pratik olarak paylaşıldı. Üç aylık dönemlerde; Biyosidal Ürün Uygulayıcı eğitimlerinin,  TMMOB ZMO Eskişehir Şubesi tarafından verilmeye devam edileceğini belirten Şube Başkanı Selma Güder ve Yönetim Kurulu üyeleri; tüm eğitimcilere katkıları nedeniyle teşekkür ederken kursiyerlere de başarılar diledi.

Tarım Öğretiminin 179. Yıldönümü Etkinliklerle Kutlandı Haber

Tarım Öğretiminin 179. Yıldönümü Etkinliklerle Kutlandı

Türkiye'de 10 Ocak Tarım Öğretiminin başlangıcının 179. yıl dönümü ve Ziraat Mühendisleri Günü nedeniyle; TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası(ZMO) Başkanı Selma Güder, Yönetim Kurulu üyeleri ile ESOGÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Onur Koyuncu ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Taki Karslı Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’ye ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretlerde, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uzun süredir çalıştığı Üretim Planlamasının 2024- 2025 yılları itibariyle hayata geçirdiği yeni planlama ve destekleme modeli, kuraklık ve Eskişehir’in tarım topraklarına etkileri, su kısıtı olan ilçeler, Ziraat Mühendisliği mesleği, üretimde zincirin ilk halkası olan çiftçiden başlayarak, son nokta tüketiciye ulaşana kadarki süreçte gıda güvenliğinin önemi ve bu süreçte çiftçinin önemi gibi konular ZMO Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder tarafından dile getirildi. ESOGÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Koyuncu ise, Eskişehir’de Ziraat Fakültesi’nin bulunmasının Eskişehir, çevre iller ve bölge açısından önemi, eğitim-öğretimi hakkında bilgilendirmeler yaptı.  9 Ocak 2025 tarihinde, TMMOB ZMO Eskişehir Şubesi, ESOGÜ Ziraat Fakültesi ve Türkiye Bilişim Derneği(TBD) Eskişehir Şubesi paydaşlığında,  Eskişehir’de ilk kez yapılan “Tarım ve Bilişim Zirvesi hakkında Vali Hüseyin Aksoy’a bilgilendirmelerde bulunulurken sektörde farkındalık yaratma ve bilgilendirme açısından zirvenin yararlı olduğu belirtildi.  Tarımın sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi ve ülkenin ekonomik gücüne katkı sağlaması için yapılan çalışmaları takdirle karşıladığını belirten Vali Hüseyin Aksoy; "Geçmişten bugüne Türkiye'de tarımın gelişmesinde emeği, katkısı ve gayreti olan Ziraat Mühendislerini, Ziraat Teknisyenlerini, çiftçileri ve tarıma gönül vermiş tüm üreticilerimizi, akademik camia ve diğer paydaşlarımıza teşekkür ediyor, Tarım Öğretiminin 179. yılını ve 10 Ocak Ziraat Mühendisleri Günü'nü kutluyorum." şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.