SON DAKİKA
Hava Durumu

#Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı

Porsuk Haber Ajansı - Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sistem Çocukları Suça Sürüklüyor Haber

Sistem Çocukları Suça Sürüklüyor

Saadet Partisi Eskişehir İl Divan kurulu toplantısı Genel Merkez Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve Eskişehir İl Sorumlusu Selim Sait Terzioğlu'nun katılımı ile gerçekleştirildi. Taşbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Genel Merkez Eskişehir İl Sorumlusu Selim Sait Terzioğlu şu ifadelere yer verdi; ''Türkiye, 2025 yılı itibarıyla güvenlik birimleriyle temasında yaşanan büyük artış nedeniyle ciddi bir toplumsal krizle yüz yüzedir. Son yıllarda yüz binlerce çocuğun adli süreçlere dahil olması, sosyal devletin koruyucu mekanizmalarının zayıfladığını ve çocukların yaşam koşullarının giderek ağırlaştığını açıkça ortaya koyuyor. 2017-2021 yılları arasında 2.393.000 çocuk, çeşitli nedenlerle güvenlik birimleriyle karşı karşıya kalmıştır. Güncel veriler, her gün 1300 çocuğun adli süreçlerle temas ettiğini göstermiştir. Ekonomik kriz, derinleşen yoksulluk, aile içi şiddet, göç ve eğitim sistemindeki çözülme; çocukları suça sürükleyen temel faktörler haline gelmiştir. Çocuk yoksulluğu oranı %34,6'ya yükselmiştir. Bu oran, OECD ortalamasının 2 katına çıkmıştır. Her 4 çocuktan 1'i yetersiz beslenme riski altındadır. Yaklaşık 700.000 çocuk aile gelirine katkı sağlamak zorunda kalmaktadır. Bu tablo, çocukların hayatta kalma mücadelesi nedeniyle suça daha fazla temas eder hale geldiğini göstermektedir. Yargı kararları, son yıllarda koruyucu yaklaşımdan cezalandırıcı yaklaşıma belirgin bir kayma yaşandığını gösteriyor. Beraat oranlarının azalması, hapis ve denetimli serbestlik kararlarındaki artış; çocukların topluma yeniden kazandırılması yerine cezalandırılmasının tercih edildiğini gösteriyor. Çocuğun üstün yararı ilkesi, uygulamada çoğu zaman göz ardı ediliyor. Bu gelişmeler yoksulluğun, dışlanmanın ve suçun kuşaklar boyunca yeniden üretildiği bir sosyal döngüyü ortaya çıkarmaktadır. Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bu kritik meseleye hiç kimse kayıtsız kalamaz. Çocukların güvenliği ve gelişimi, siyaset üstü bir meseledir. Bu nedenle aileyi, din eğitimini ve dijital denetimi aynı anda güçlendiren kapsamlı bir ahlaki, manevi yeniden inşa programı hayata geçirilmelidir. Eğitimden kopuşu önleyen koruyucu sosyal politikalar güçlendirilmelidir. Aile içi şiddet ve yoksulluğa karşı destek mekanizmaları artırılmalıdır. Çocuk adalet sisteminde onarıcı ve rehabilite edici yaklaşım esas alınmalıdır. Her ilde Çocuk Hakları ofisleri ve uzman birimler oluşturulmalıdır. Çocuk suçluluğuna ilişkin veriler şeffaf, erişilebilir ve izlenebilir hale getirilmelidir. Türkiye'de ortaya çıkan tablo; toplumsal eşitlik ve insan hakları sorunudur. Suça sürüklenen çocuklar, sistemin mağdurudur. Gecikmeden harekete geçmek gerekiyor. Bu gidişatı durdurmak; güçlü bir sosyal devlet anlayışı, çocuk merkezli politikalar ve uzun vadeli reformlarla mümkündür.”

Sayın Şimşek Vatandaşın Daha Neyini Alacaksınız? Haber

Sayın Şimşek Vatandaşın Daha Neyini Alacaksınız?

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık olağan basın toplantısında emekli maaş zamları ile ekonomi gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Eskişehir İl Yönetim Kurulu Üyesi Hilmi Aydoğdu tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; “Her geçen gün daha kesif hale gelen bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız. Hatırlayacaksınız, iktidar; 2024’te; 2025 yılı enflasyon beklentisini yüzde 25 olarak belirlemişti, asgari ücretli, memur, emekli başta olmak üzere milyonlarca vatandaşımızın maaşına bu tahmin üzerinden zam yapmıştı. Ama Merkez Bankası geçtiğimiz hafta bu beklentiyi yüzde 25’ten yüzde 33’e çekti! Şimdi; milyonlara vatandaşımıza sormak istiyoruz; yüzde 25 üzerinden alacağını hesap ettiğiniz asgari ücretlilerin enflasyon farkını yıl bitmeden iade edecek misiniz? Gelecek yılın zam oranlarını açıklarken, yüzde 33 üzerinden mi zam vereceksiniz yoksa 2026 tahmini olan ve asla tutturamayacağınız yüzde 13 üzerinden mi vereceksiniz? Yoksa “Biz tahmin ederiz, siz yine bedel ödersiniz” mi diyeceksiniz? Beyler! Sizin tutturamadığınız tahminlerinizin, gerçekleştiremediğiniz hedeflerinizin, plansız-programsız icraatlarınızın bedelini bu ülkede insanlar pazarda, faturada, kirada ödemekten bıktı usandı. Bu yüzden; sizler, biz “olursa olur, olmazsa ne yapalım” diyecek makamlarda değilsiniz. Eğer bu makamların sorumluluğunu alamayacaksanız, çekilin kenara bu işi biz halledelim! Bizler buradan uyarıyoruz; sizin enflasyon beklentinize göre zam yapma planınız çökmüştür. Sakın ha! Aklınızdan gelecek yılın zammını –yine– “beklenti” rakamlarına göre yapmak geçmesin. Emeklinin, Asgari ücretlinin, işçinin, emekçinin hakkı; en düşük yoksulluk sınırı olmalıdır! Millet yüksek enflasyon, düşük ücret zulmünün altında ezilirken, Sayın Şimşek’in Plan ve Bütçe komisyonundaki “topladığımız vergi az” açıklaması akıllara durgunluk verecek cinsten bir açıklama! Mağduriyete sadece emekli aylığı değil, EYT meselesi var. Ve EYT Meselesi hala kökten çözülmedi. 8 Eylül 1999 yılında sigortası başlayan ve prim gün sayısını dolduran bir vatandaş emekli olurken; sadece bir gün sonra yani 9 Eylül 1999 yılında işe başlayıp prim gün sayısını dolduran bir vatandaşımız emeklilik için 60 yaşını beklemek zorunda. Bu; trajikomik bir tablodur. Bir halk gaşpıdır, adaletsiz bir uygulamadır. Seçim yatırımı olarak EYT düzenlemesi çıkaran iktidar, geride kalan milyonlara vatandaşımıza da bu mağduriyeti çözmekle mükelleftir. Esnaf, emekli ve asgari ücretli vatandaş yıllardır ‘hakkını’ yeniden kavuşmalı. Bakınız arkadaşlar; ortada vatandaşa verilmesi gereken en önemli hak var. TÜİK’in açıkladığı rakamlar yüzünden vatandaşın en emeğinin karşılığı olan ücret elinden alınıyor. Sayın Şimşek’in getirdiği vergilerle iki ekmeğe de yeni vergiler ve cezalarla göz dikiyor. Biz de soruyoruz Sayın Şimşek, daha neyini alacaksınız vatandaşın? Vatandaşın elinde ekmek mi bıraktınız? Dün vermediğiniz ekmeğin hesabını verdiniz mi ki; bugün verginin azlığından şikayet ediyorsunuz?”

Maarif Modeli Şimdiden Krize Yol Açtı! Haber

Maarif Modeli Şimdiden Krize Yol Açtı!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında Milli Eğitim Bakanlığı ve eğitim sisteminde yaşanan sorunlar gündeme taşındı. Basın toplantısını düzenleyen Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Eğitim Başkanı Tuncay Akyol şu ifadeleri kullandı; "İlkokul eğitim süresi acilen 5 yıla çıkarılmalıdır. İlkokulda 4. sınıftan 5. sınıfa geçiş yerine 5. sınıftan 6. sınıfa geçiş esas alınmalıdır. Böylece temel eğitim daha verimli ve başarılı olacaktır. Rotasyon ve norm kadro kriteri olarak “Proje Okulu” dikkate alınmıştır. Bu son derece yanlıştır ve ciddi mağduriyetlere sebep olmaktadır. Bir bölüm proje kapsamında olunca o okul tamamen proje kapsamına alındı. Proje Okul gerekçe gösterilerek pek çok öğretmenin yeri değiştirildi. Bu durum ciddi mağduriyetlere yol açıyor. Öğretmene alışan öğrenci zorluk çekiyor. Okula ve öğrenciye alışan öğretmen zor duruma düşüyor. Mağduriyet yaşayan öğretmenlerimizin sesine kulak verilmelidir. Maarif model sisteminde çocuğa örnek sorular verilmeyecek. Bir nevi öğrenciler kendi hallerine terk edilmiş olacak. Oysa eğitim ayağa kaldırılmalıdır. Köy nüfusları çok azaldı. Zirai üretim ve hayvancılık şiddetli şekilde geriledi. Tedbir alınmazsa 3-5 yıl içerisinde tamamen dışarı bağımlı bir ekonomi olacağız. Bu durumun tek ve en önemli sebebi eğitimdir. Tekrardan köyleri ayağa kaldırmanın yolu eğitimden geçiyor. Oradaki eğitim kurumlarının hızlı bir canlandırılması gerekmektedir. Özetle eğitimdeki sorunların çözümü olarak sunulan “Maarif Modeli” şimdiden yeni bunalım ve krizlere yol açtı. Emin olunuz ki ilk bakan değişikliği ile birlikte bu model de eğitim mezarlığındaki yerini alacaktır. Bu işler nasıl çözülecek? Sorunların çözümü Saadet iktidarındadır. Saadet iktidarında: Kamu kurumları herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi olarak görülmeyecektir. Devlet teamülleri ve kurumsal yapılar inşa edilecektir. Kamuda yandaşlığın, akraba ve adam kayırmacılığın kökü kazınacak; adalet ve liyakate dayalı bir atama ve terfi sistemi kurulacaktır. Kamuya memur alımlarında siyasi referans dönemi sona erecektir. Öğretmen alımları başta olmak üzere kariyer uzmanlığı ve müfettişlik dışındaki tüm memurluk kadroları için mülakat uygulamasına son verilecektir. Müşavir ve danışmanların sayısı ihtiyaç düzeyine düşürülecek ve istihdam edilenlerin de aktif olarak kamu hizmeti sunması sağlanacaktır. Eşi çalışmayan memurlara verilen aile yardımı artırılacaktır. Memurların kurumlar arası geçiş süreçleri şeffaf ve adil hale getirilecektir. Bunlar gibi nice çözüm önerilerimiz var. Her fırsatta bu çözümleri dile getireceğiz. Basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi ve alaka için hepinize teşekkür ediyorum. Sizlere hayırlı günler diliyorum."

Bizler İçin Gerçeklik Ekonomik Buhrandır Haber

Bizler İçin Gerçeklik Ekonomik Buhrandır

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında yeni Anayasa tartışmaları ve ekonomi gündemleri değerlendirildi. Saadet Partisi Eskişehir İl Gençlik Kolları Başkanı Mücahit Ateş tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Eskişehir halkına sesimizi duyuracak siz değerli basın mensubu arkadaşlar, basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Gündem çok hızlı değişiyor ancak ben burada bazılarına değineceğim. “Yeni Anayasa” yine gündemde. Çok net şu soruları sormak istiyoruz: Siz bu “Yeni Anayasayı” niçin istiyorsunuz? Demokratik bir Türkiye için mi, yoksa kendi Otokratik rejiminize zemin hazırlamak için mi? Biz; Sivil, dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan, en önemlisi - 86 milyonun tamamının “İşte benim anayasam” diyerek sahipleneceği, baş tacı edeceği bir Anayasanın en büyük destekçisi oluruz. Ancak, önce; mevcut anayasaya uyulmasını bunun neticesinde ortaya çıkan eksiklerin tartışılmasını bekleriz. Eski Anayasa, hukuka uymamak için bir bahane; yeni Anayasa'da iç politikayı dizayn edecek bir malzeme olmamalıdır! Bu yeni anayasa ve demokratikleşme konusunda epey bir açıklama yapan ve Cumhurbaşkanı danışmanı olduğunu bildiğimiz bir zat, her pazar günü Meclis'e ve Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na rol biçip yön vermeye kalkıyor. Bu arkadaş komisyonun başına atanmış bir “kayyum” gibi davranıyor.Süreçte; ne konuşulacak, ne konuşulmayacak, bununla ilgili kendini yetki sahibi sanıyor. Arkadaşlar, şunu bir netleştirelim: Kimse, meclis iradesinin üzerinde değildir. Kimse meclise yön veremez, çerçeve çizemez, ne yapacağını söyleyemez. Yeni Anayasa’dan bahsedenler, önce bu kayyum zihniyetinde bir çıksınlar! Bakın biz en başından beri şunu söyledik: İhtiyacımız olanı; “Terörsüz Türkiye” tabiri ifade etmeye yetmiyor, Bizim ihtiyacımız olan “Yaşanabilir Türkiye” ifadesidir dedik. Toplumsal barış ve huzuru “bir örgütün silah bırakmasına” indirgemenin çıkmaz yol olduğunu söyledik. Ancak gördüğümüz o ki; kendini kayyum sanan arkadaş toplumun farklı kesimlerinin hak ve özgürlüklere dair taleplerini dile getirmesini istemiyor. Komisyonun bu konulara giremeyeceğini iddia ediyor. İşte tam da bu anlayış, bu ülkeyi yaşanabilir olmaktan çıkarıyor. Kalıcı ve kapsayıcı bir çözüm: Tutuklu Başkanlardan, Kayyım atanmış belediyelere; Tutuklu gazetecilerden, Adalet arayışında olan KHK’lılara; Ev kirasını ödeyemeyen asgari ücretlilerden, atama bekleyen öğretmenlere; AVM'lerin kuşatması altında can çekişen esnaftan, her sezonu daha büyük zararla kapatan çiftçilere; Engelsiz şehirler isteyen engelli vatandaşlarımızdan, şiddet görme endişesi taşıyan kadınlara; adalet arayışında olan herkesi sürecin dışında değil tam merkezinde konumlandırmakla mümkündür. Örgütün silah bırakması konusunda, kimsenin itirazı olmaz, olamaz da! Bununla birlikte hiç kimse bizden keyfiliğin, kayırmacılığın ve hukuksuzluğun dayatılmasına da rıza göstermemizi beklemesin. Değerli arkadaşlar; Türkiye’de; sosyal medya kahramanlarının, televizyon yorumcularının “gündem budur” dediği şeylerin dışında bir gerçeklik var. Bizler için gerçeklik; tüm kaynaklarımızı yok eden ekonomik buhrandır! Vergi, Enflasyon ve Faiz ile yönetilmeye çalışılan ekonomidir. Bakınız, bu milletten, bu yıl sonuna kadar 12 trilyon 651 milyar vergi toplanacak. Bu verginin de %85’ini dar gelirliler ödeyecek. Geçtiğimiz günlerde Hazine ve maliye bakanımız vergi konusunda çıktı; “Az kazanandan az, çok kazanandan çok alacağız” dedi. -Üzülerek söylüyorum- Bu açıklama, bugüne kadar “Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi” alındığının itirafıdır. Bakınız geçtiğimiz hafta sonu, Evini kiraya verenlere %20 stopaj uygulanacağına dair bir düzenleme gündeme geldi. Sonra Hazine ve Maliye bakanlığı hemen yalanladı. Biz aynı senaryoyu, yurt dışı çıkış harcında da yaşamıştık. Sonra birden harçların yükseldiğini gördük. Umarız, bu konuda da bir benzeri yaşanmaz.Çünkü evini kiraya verenlerden %20 stopaj demek, direk kiraların yüzde 20 artması demektir. Ev sahibine getirilen, her yeni vergininkonut ve kira fiyatlarını yükselteceğini bilmek için Takdir edersiniz ki ekonomi bakanı olmaya gerek yok! İsrafla, yandaşla, faizle delinen bütçe Vergiyle, yeni vergiyle, cezayla, yeni cezayla doldurulmaya çalışılıyor! Bakınız, çarpıcı bir rakamı sizinle paylaşmak istiyorum 2025 bütçesinde vatandaşa kesilecek cezalardan elde edilmesi öngörülen toplam gelir 245 milyar 413 milyon lira olarak belirlenmişti. Peki, yılın ilk 6 ayında kesilen para cezalarının toplam tutarı Ne kadar biliyor musunuz? 921 milyar lira! Öngörülenin yaklaşık 4 katı! (3,75) 2 yıldır enflasyon hedefini tutturamayan iktidar, 2 yıldır faizi düşüremeyen iktidar İş vatandaşa kesilecek cezaya gelince hedefi 6 ayda tutturmakla kalmıyor, 4 katına çıkarıyor!"

Trafik Sorunu Her Geçen Gün Artmaya Devam Ediyor Haber

Trafik Sorunu Her Geçen Gün Artmaya Devam Ediyor

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık olağan basın toplantısında ülke ve şehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Eskişehir İl Gençlik Kolları Başkanı Mücahit Ateş tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; ''Öncelikle, geçtiğimiz hafta trafik kazası geçiren Adalet ve Kalkınma Partisi Eskişehir Milletvekili Sayın Ayşen Gürcan Hanımefendi’ye ve Adalet ve Kalkınma Partisi Eskişehir İl Başkanı Sayın Gürhan Albayrak Beyefendi’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ise sabır diliyorum. Bilindiği üzere, Gazze’ye insani yardım götürmek isteyen SUMUD Filosu, terör devleti İsrail tarafından durdurulmuştur. Her ne kadar alıkonulan vatandaşlarımız memleketimize geri dönmüş olsa da, bu müdahale bir kez daha göstermiştir ki, terör devleti siyonist çete için hangi milletten olduğunuzun, hangi devlete mensup bulunduğunuzun, ideolojinizin veya inancınızın hiçbir önemi yoktur. Gazze’nin yanında olan her vicdan sahibi, bu terörist çete tarafından “terörist” ilan edilmeye mahkûmdur. İsrail durdurulmalıdır. Devletlerin müdahalesi dışında tüm yollar tükenmiştir. İsrail’i koruyan sözde barış antlaşmalarına uyması dahi şüphelidir. Herkes tarafından bilinmelidir ki, İsrail ancak güçten anlar. Yağmurlu günler ve soğuk hava yaklaşıyor. Şehrimizde yağmurlu günlerde sıkça karşılaşılan olumsuz manzaraların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemler vakit kaybetmeden alınmalıdır. Zira bu manzaralar şehrimize hiç ama hiç yakışmıyor. Trafik sorunu her geçen gün artmaya devam ediyor. Alınan veya alındığı sanılan tedbirler, ne yazık ki sorunları çözmediği gibi daha da artırmaktadır. UKOME ve belediye yetkilileri bu aksaklıkları görmelidir. “Ben yaptım, oldu” anlayışı şehrimiz için son derece sakıncalıdır; bu anlayış şehrimizi ileriye taşımaz. Üniversite öğrenimi için şehrimize gelen öğrenci kardeşlerimize “hoş geldiniz” diyorum. Öğrencilerimizin çeşitli sorunları bulunmaktadır. Elbette hepimizin ortak sorunu ekonomi, ancak bunun yanında verilen eğitimin kalitesinde yaşanan düşüş, ulaşımda görülen aksaklıklar ve barınma sorunları da öğrencilerimizin hedeflerine ulaşmalarına engel olmaktadır. Bu vesileyle, bu akşam Uşakspor ile karşılaşacak olan Eskişehirspor’umuza da şampiyonluk yolunda üstün başarılar diliyorum. Şehrimizin takımı Eskişehirspor’un, taraftarının desteğiyle yeniden hak ettiği günlere kavuşacağına yürekten inanıyorum. Basın toplantımıza göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı hepinize teşekkür ediyor, sizlere hayırlı günler diliyorum.''

İktidar Dalgalarla Gündemi Meşgul Ediyor! Haber

İktidar Dalgalarla Gündemi Meşgul Ediyor!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında ekonomi ve belediyelere yönelik operasyonlar gündeme getirildi. Saadet Partisi Eskişehir İl Yönetim Kurulu Üyesi Hilmi Aydoğdu tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; ''Değerli basın mensupları, Ülke ekonomisine bakıyorsunuz tsunami vurmuş. Adalete bakıyorsunuz kasırga vurmuş. Eğitimde, sağlıkta, sokakta fırtınalar kopuyor; ama iktidar dalgalarla gündemi meşgul ediyor. İstanbul'da 1. Dalga, 2. Dalga, derken 4. Dalga'ya kadar geldik. Ya insan sormadan edemiyor: Niye bu dalgalar hep karşı sahilleri vuruyor? Niçin sizin yalılarınızın, villalarınızın, otellerinizin sahillerine uğramıyor? Ya niçin bu kasırgalar sizin gemilerinize, gemiciklerinize dokunmuyor? Hep söyledik yine söylüyoruz: Biz yolsuzluğu da, hukuksuzluğu da, haksızlığı da karşıyız! Her koşulda ve herkes için adalet istiyoruz! Bugün Türkiye'de 24 belediye kayyumda, içlerinde bir tane iktidar belediyesi yok. Sayısını bilmediğimiz gazeteci ve akademisyen cezaevinde, içlerinde bir tane iktidar yanlısı yok. Bu hukuk değil, hukuksuzluktur. Bu kabul edilemez. Ya kamu vicdanını rahatlatın, ya da bu yoldan vazgeçin. Hukuk tanımayan, insanlıktan nasibini almamış azgın İsrail teröristi soykırıma devam ediyor. Kahrolsun İsrail ve dostları. Kahrolsun işbirlikçiler. Bu kahretme seromonisi ve kınamalar devam ediyor. Biz İktidara soruyoruz. Vanaları kapatmak için daha kaç vahşete tanıklık etmeniz gerekiyor? Limanlarımıza İsrail'e giden gemilere kapatmak için kaç masumun yanması gerekiyor? İsrail ile gerçek anlamda ticari ve diplomatik ilişkilerin kesilmesi için kaç tane yardım gönüllüsü vatandaşımızın katledilmesi gerekiyor? Soruyoruz. Sormaya devam edeceğiz. Basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi ve alaka için hepinize teşekkür ediyorum. Sizlere hayırlı günler diliyorum.''

İktidar Çiftçiye 480 Milyar TL Borçludur, Derhal Ödenmelidir! Haber

İktidar Çiftçiye 480 Milyar TL Borçludur, Derhal Ödenmelidir!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısı tarım ve Dünya Çiftçiler Günü ile ilgili olarak İl Başkanı Fesih Bingöl tarafından gerçekleştirildi. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Kıymetli dava kardeşlerim, değerli basın mensupları, Hepinizi saygıyla, selamlıyor, basın açıklamamıza katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Bugün 18 Mayıs, yarın 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, bu vesile ile 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyorum. Gençlerimizin geleceğe umutla bakabildikleri günlerin ancak Saadet Partisinin iktidarı ile mümkün olabileceğini ifade etmek istiyorum. Geçen çarşamba günü Dünya Çiftçiler günüydü. Tüm çiftçilerimizin, çiftçiler gününü kutluyorum. Yıllardır zarar üzerine zarar eden tarlasını boş bırakma aşamasına gelen, borca ekip, faizle ödeyen tüm çiftçilerimizin sorunlarını biliyoruz. Ama bugün siz kıymetli hazirun karşısında birşey demek istiyorum. 480 milyar TL nerede? Nedir bu 480 Milyar TL anlatayım. Bu iktidar 2006'da bir Tarım Kanunu çıkarttı. Dediler ki, "Tarımsal destek ödemelerini Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın %1'i yapacağız. Bu sevindirici bir gelişmeydi. Ama kendi çıkardığı kanuna, kendisi hiç uymadı! Şimdi 2025 bütçesinde çiftçiye ayrılan destek 135 Milyar TL. Eğer iktidar 2006 da çıkardığı yasayı, uygulamış olsaydı, çiftçiye 615 milyar ödemesi gerekiyordu. Ama böyle bir şey olmadı tabi! O yüzden biz şimdi soruyoruz nerede bu 480 milyar TL, nerede bu çiftçinin hakkı. Zirai don oldu sesini duyuramadı Çiftçi sokağa döküldü yetmedi. Kapılarınızı aşındırdı yetmedi. Sesini du duyurmak için, Hatay'da Soğan, Niğde'de Patates üreticisi eylem yaptı. Siz ne yaptınız? Sıfır gümrükle 1 Milyon ton mısır ithalatının önünü açtınız. Çay üreticisini, nefes alamaz hale getirdiniz. Gübreye %60 dan fazla, mazota %80 'den fazla zam geldi, işçilik,nakliye, bakım maliyetleri katlandı.Daha ne anlatmak gerekiyor? Üretici perişan durumda bunu görün artık. Londra'da tefeciye değil, Anadolu'daki üreticiye kulağınızı vermek için daha hangi afetin, hangi feryadın olması gerekiyor. Doğrusu kendi çiftçisinin ürünü dururken ithalat yapan Dünyanın öbür ucundaki çiftçiye kazandırıp, kendi çiftçisine zarar ettiren bu anlayış; elbette bu ülkenin toprağına bereketi, köylüsüne refahı getiremez. Bu 480 Milyar TL, iktidarın çiftçiye borcudur.Derhal ödenmesi gerekir. Arkadaşlar şu müjdeyi verip sözlerimi sonlandıracağım. Önümüzdeki yıllardan birini Çiftçi yılı ilan edip çiftçiyide köyden koparmadan önce, Allahın izniyle SP iktidar olacak, Çiftçimizin de hayal ettiği günlere ulaştıracağız. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi bitiriyor, sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum."

İmar Revizyon Planı Yeterli Bir Çözüm Değil! Haber

İmar Revizyon Planı Yeterli Bir Çözüm Değil!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında Odunpazarı Belediyesi tarafından yapılan imar planı revizyonu değerlendirildi.  Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Teşkilat Başkanı Yasin Özen tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; ''Öncellikle geçtiğimiz hafta Şampiyonluğunu ilan eden Anadolu’nun köklü çınarı  Eskişehirspor’umuzun başarısını kutluyoruz, profesyonel liglerde başarılar diliyoruz. Odunpazarı Belediyesi; Erenköy, Huzur ve Çankaya Mahallelerinde uzun yıllardır vatandaşların çözüm beklediği imar planı sorununa neşter vurdu. 220 hektarlık bir alanı kapsayan Revizyon Uygulama İmar Planı ile bölgede yapılaşma koşulları iyileştirildi. Erenköy, Huzur, Çankaya ve ayrıca Alanönü Mahallesi'nde yeni bir imar revizyon planı yapıldı. Genel olarak baktığımızda, evet bu bir çözüm ama yeterli bir çözüm değil. Bunu net olarak ifade etmek istiyoruz. Burada ciddi bir irade ortaya koymak gerekiyor. Proje 4 kat diyor. 2 kattan, ayrık nizam dört kata geçilmesi hedefleniyor. Bu yeterli değil. Vatandaşın rızasını almak kolay değil. Bu nedenle ada bazlı planlama, emsal ve kat artışıyla ancak  bir çözüm üretilebilir. 4 kat olumlu bir adımdır ama yeterli değildir. Bizce bu dönüşüm 5 ya da 6 kat olmalıydı. Alan genişlemesine gerek olmadan, ayrık nizamla bu çözüm üretilebilirdi. Şu cümleye dikkat çekmek istiyoruz. “Alan içerisinde çok fazla yeni yapılaşma ve ruhsatlı yapı bulunduğundan ada bazında yapılaşmanın mümkün olmayacağı görülmüştür.” Bizler öteden beri bu uyarıyı yapıyoruz. Şu an dönüşüm alanı olarak tanımlanan 585 dönümlük bir alanda yaklaşık 1200 bina var. Bu bölge zaten afet riski altındaki alan olarak kanunla belirlenmiş. Buna rağmen bu binalar hâlâ yeniden ruhsatlandırılıyor. Gelecekte burada yeniden bir planlama yapıldığında, karşımıza yeni yapılar çıkacak. Kanun koyucu diyor ki: “Yeni yapılar planlama bütünlüğünü bozacaksa, bu binalar yıkılır ve gerçek değeri vatandaşlara ödenir.” Bu çok ciddi bir maliyet. Bugünden bu durumu öngörüp, yeni imar planlarına uygun bir şekilde yapılaşmayı yönlendirmeliyiz. Yoksa gelecekte şehir merkezinde bile ruhsatlı ama uyumsuz yapılarla karşı karşıya kalırız. Bu bir risktir. Söz konusu dört mahallenin zemin yapıları 5-6 kata uygun. Hiçbir sıkıntı yok. Eskişehir’in en iyi zeminlerinden biri burası. Hem sıvılaşma riski açısından, hem yatay yapılaşma katsayısı, hem de depremsellik açısından uygun.  Örneğin, Erenköy Mahallesi'nde 2.274 parsel, Huzur Mahallesi'nde 685, Çankaya Mahallesi'nde ise 1.019 parsel var. Şu anda bu bölgelerde bitişik nizamdaki 2 katlı yapılar, ayrık nizama geçerek 4 kata dönüşüyor. Toplamda 4.478 parsel ve 3.603 yapıdan bahsediyoruz. Bu alan yaklaşık 220 hektar, yani 2.200 dönüm büyüklüğünde. Böyle bir çalışma bugüne kadar yapılmalıydı. Yapılıyor  olması kıymetlidir ama yeterli değildir. Bu çalışmaların çok iyi anlaşılması gerekiyor. Evet, bir ihtiyaç var. Ama bu dört mahallede yapılacaksa daha etkin bir dönüşüm yapılmalıydı. 4 kat yerine 5 ya da 6 kat düşünülmeliydi. Bu sayede vatandaşın rızası çok daha kolay alınabilirdi. Şu an inşaat maliyetleri çok yüksek. Müteahhitler bu bölgelerde kat karşılığı çalışırken yüzde 35 ila 40 oranında pay talep eder. Bu da vatandaşın cebinden para çıkması demektir. Vatandaşın cebinden para çıkmaması için tek çözüm 5 veya 6 katlı binaların yapılmasıdır. Eğer bu yapılmazsa müteahhit bölgeye girmez. Girse bile vatandaştan yine para talep eder. Ekonomik şartlar ortadayken bu durum vatandaş için büyük bir sıkıntı yaratır. Bizler Odunpazarı ilçe Teşkilatı olarak, İl Başkanımız İnşaat Mühendisi Fesih Bingöl’ün bu konu da ki Tecrübesine güvenerek kendisiyle görüşülmesi taraftarıyız.  Basın Açıklamamıza gösterdiğiniz ilgiye teşekkür eder, hepinize hayırlı günler dilerim.'' dedi.

Gazze Barış Gücü Kurulmalıdır! Haber

Gazze Barış Gücü Kurulmalıdır!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında ülke gündemleri değerlendirildi. Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Eğitim Başkanı Tuncay Akyol tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Değerli basın mensupları, Kıymetli Eskişehirliler; Öncelikle her türlü zorluğa ve haksızlığa rağmen amansız mücadele veren Eskişehirsporumuza şampiyonluk yolunda başarılar dileriz. Geçtiğimiz perşembe günü 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramını kutladık, ama İşçilerimizin hali içler acısı; İşçilerimiz  açlık sınırının altında maaş alıyor , işçilerimiz her türlü mobinge uğruyor, işçilerimiz güvensiz ortamda,canları yok sayılıyor, işçilerimiz geleceğinden ümitsiz,borç batağına saplanmış, emeklilik hakkı elinden alınmış, kıdem tazminatına göz dikilmiş, uçuruma doğru sürükleniyor. İktidar sahipleri ise bütün hesaplarını işçiler ve emekliler üzerinden yapmaya devam ediyorlar.  Ülkemiz ekonomik kriz ve enflasyon ile boğuşurken fatura yine işçi ve emekliye kesilecek gibi görünüyor. Ocak ayında yaptığınız trajikomik zammın şoku yetmezmiş gibi Temmuz ayında zam vermeyeceğiz diyorsunuz,aylardır kontrol altına alamadığınız zam ve enflasyon furyası ile işçi ve emeklilerin belini iyice büktünüz. İşçi ve emeklilere Temmuz ayında haklarını vermek zorundasınız. Bugün çekilen çilenin en büyük sorumlusu sizlersiniz,bir an evvel bu yanlış karardan dönün ve dar gelirlinin hakkını verin. Öte yandan katil İsrail kalleş saldırılarına devam etmektedir. İşgalci Siyonist İsrail rejimi, dünyanın “en alçak” ama aynı zamanda “en korkak” rejimidir. Çünkü korkaklar ancak bu kadar saldırgan olabilir! İşgalci İsrail’in Filistin’e insani yardım malzemesi taşıyan özgürlük filosuna yönelik dron saldırısını şiddetle lanetliyoruz. Uluslararası kara sularında gerçekleşen ve sivilleri hedef alan bu saldırı; işgalcilerin ne kadar alçaklaşabileceğini bir kez daha göstermiştir. Ama bu alçakça saldırıdan daha vahim olan durum; her fırsatta uluslararası hukuktan, insan haklarından dem vuranların iki yüzlülüğüdür. İşgalcilere mühimmat taşıyan gemiler bütün limanlarda cirit atarken Gazze’ye “insani yardım taşıyan” gemilere bomba atılması bu iki yüzlülüğün ispatı olmuştur. Hep söyledik yine söylüyoruz: “İsrail ancak güçten anlar.”. Dolayısıyla, derhal bir “Gazze Barış Gücü” kurulmalıdır. Türkiye’nin bu konuda üzerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Artık kınamak, beklemek lüksümüz yoktur. Ya insanlığın onurunu koruyacağız, ya da suskunluğumuzla bu zulmün ortağı olacağız. Basın açıklamamıza göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür eder,hepinize hayırlı günler dileriz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.