SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mehmet Avcı

Porsuk Haber Ajansı - Mehmet Avcı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Avcı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Zafer Yürüyüşünde Büyük Coşku Haber

Zafer Yürüyüşünde Büyük Coşku

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından organize edilen Zafer Yürüyüşünde büyük coşku yaşandı. ADD Eskişehir Şubesi önderliğinde, ÇYDD Eskişehir Şubesi ve Eğitim-İş Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen Zafer Yürüyüşüne CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir, Sivil Toplum Kuruluşları ve Siyasi Parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katılım sağladı. Zafer Yürüyüşü marşlar ve sloganlar eşliğinde Adalar Porsuk Bulvarı'ndan başlarken kortejin Valilik Meydanı’na ulaşması ile sona erdi. Burada bir açıklama yapan ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci şu ifadelere yer verdi; "Değerli Eskişehirliler, Sayın Basın Mensupları, Bugün, tarihimizin dönüm noktalarından biri olan 30 Ağustos Zaferi’nin 103. yıl dönümünü kutlamak üzere burada toplanmış bulunuyoruz. 30 Ağustos; emperyalizme karşı verilen en büyük meydan okumanın, ulusal onur ve bağımsızlık uğruna verilen en büyük mücadelenin zaferle taçlandığı gündür. 30 Ağustos; Sevr zincirlerini kırıp atan, bağımsızlığımıza vurulmak istenen prangaları paramparça eden, Türk milletinin ayağa kalkışının adıdır. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları, milletimizin bağrından çıkan o büyük iradeyle, dünyaya şu gerçeği haykırmıştır: “Türk milleti bağımsız yaşamaktan asla vazgeçmez!” Değerli yurttaşlar, Bu büyük zaferin üzerinden 103 yıl geçti. Ancak biz bugün, Atatürk’ün emaneti olan Cumhuriyetimizin, bağımsızlığımızın ve laikliğimizin hâlâ tehdit altında olduğunu görüyoruz. Atatürk’ün adını okullardan, stadyumlardan, meydanlardan silmeye çalışanlar var. Eğitim sistemimiz bilimden, akıldan uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Kadınların kazanılmış hakları hedef alınıyor. Laiklik ve demokrasi adım adım aşındırılıyor. Biz Atatürkçüler olarak buradan ilan ediyoruz: Hiç kimse Cumhuriyetin temellerine, Atatürk’ün devrimlerine el süremez! 103 yıl önce Dumlupınar’da emperyalizmi dize getiren bu millet, bugün de her türlü karanlığa, gericiliğe, ihanet girişimine karşı aynı azim ve kararlılıkla dimdik ayaktadır! Bizler biliyoruz ki; Cumhuriyet, bir avuç yöneticinin değil, milletin eseridir. Bu millet, 30 Ağustos’ta olduğu gibi, kendi geleceğini kendi iradesiyle belirlemiştir. Bugün de o iradeyi savunmak, her birimizin görevidir. Değerli Eskişehirliler, Bize düşen görev, 30 Ağustos’un bağımsızlık ruhunu yaşatmak, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda ilerlemektir. Hiç kimse unutmasın: Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün eseri ve hepimizin emanetidir. Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz şükranla anıyoruz. Onların bize bıraktığı bu kutsal mirası, canımız pahasına da olsa savunacağız. Yaşasın 30 Ağustos Zafer Bayramı! Yaşasın Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti! Ne mutlu Türk’üm diyene!" Törenin sonunda ise ADD Eskişehir Gençlik Kolları Başkanı Arda Karaca, törene katılanlarla birlikte Andımız'ı okudu.

30 Ağustos’un Ruhu Dimdik Ayaktadır! Haber

30 Ağustos’un Ruhu Dimdik Ayaktadır!

ADD Eskişehir Şubesi, ÇYDD Eskişehir Şubesi ve Eğitim-İş Eskişehir Şubesi tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı Valilik Meydanı’nda coşkuyla kutlandı. Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Eskişehir Şubesi ve Eğitim-İş Eskişehir Şubesi 30 Ağustos Zafer Bayramını Valilik Meydanı’nda düzenledikleri ortak törenle kutladı. Atatürk Anıtına çelenk sunumunun ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile devam eden tören ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci'nin basın açıklaması ile sona erdi. Başkan Avci yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "103 yıl önce, 30 Ağustos 1922’de, Türk milleti tarih sahnesine bir kez daha “ben varım!” diye haykırdı. Kocatepe’de yükselen bu haykırış, yalnızca bir savaşın değil, bir milletin yeniden doğuşunun mührü oldu. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan bu destan, emperyalizme atılan en büyük tokattır. 30 Ağustos, yalnızca bir askeri zafer değil, Türk milletinin asla diz çökmeyeceğinin dünyaya ilanıdır. Bugün, Cumhuriyetimizin temellerine saldıranlar, laikliği yıkmaya çalışanlar, Atatürk’ün mirasını küçümseyenler bilmelidir ki: 30 Ağustos’un ruhu dimdik ayaktadır! O ruh, esaret zincirlerini kırmış, saltanatı tarihin çöplüğüne atmış, Cumhuriyeti kurmuştur. Unutulmasın: Bu vatan, emperyalizmin işbirlikçilerine asla teslim edilmeyecektir! Cumhuriyet, padişah özentilerine ve diktatör heveslilerine boyun eğmeyecektir! Laiklik, karanlık odakların oyunlarıyla yok edilemeyecektir! 103 yıl önce Mehmetçik, canını ortaya koyarak bize özgürlük, bağımsızlık ve Cumhuriyet bıraktı. Bugün bizim görevimiz, o mirası korumak değil; daha da büyütmek, daha da yüceltmektir. Çünkü biz biliyoruz ki: “Zafer, ‘Zafer Benimdir’ diyebilenindir.” Atatürkçüler olarak söz veriyoruz: Cumhuriyetin ışığını söndürmeye çalışanlara karşı mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Hiç kimse bu milleti geriye döndüremeyecek, hiç kimse Atatürk’ün izini silemeyecektir. Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını ve vatan uğruna toprağa düşen kahramanlarımızı şükranla, gazilerimizi minnetle anıyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun! Yaşasın bağımsızlık! Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk!"

Sinan Meydan Odunpazarı’nda Lozan’ı Anlattı Haber

Sinan Meydan Odunpazarı’nda Lozan’ı Anlattı

Odunpazarı Kent Konseyi Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasının 102'nci yıl dönümü nedeniyle “Onurlu Barış Lozan” başlıklı söyleşi düzenledi. Odunpazarı Belediyesi, Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğiyle düzenlenen söyleşi, tarihseverleri bir araya getirdi. Tarihçi-yazar Sinan Meydan’ın konuşmacı olduğu etkinlik, Hicri Sezen (Odunpazarı) Meydanı’nda yoğun bir katılımla gerçekleşti. Etkinliğe, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin yanı sıra Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru, Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avcı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Eskişehir Şube Başkanı Sevgi Akmen ile çok sayıda Eskişehirli katıldı. Etkinlikte Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru, Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avcı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Eskişehir Şube Başkanı Sevgi Akmen birer konuşma yaparak hem Eskişehirlilere hem de Sinan Meydan’a söyleşiye katıldıkları için teşekkür etti. Lozan Barış Antlaşması’nın tarihsel sürecini, ulusal bağımsızlık açısından taşıdığı anlamı ve günümüze uzanan etkilerini etkileyici bir anlatımla aktaran Sinan Meydan, katılımcılardan büyük alkış aldı. Belgeler, anekdotlar ve tarihsel çözümlemelerle dolu konuşmasında, Lozan’ın “bir teslimiyet değil, onurlu bir barış” olduğunu vurgulayan Meydan, Cumhuriyetin temel taşlarından biri olan bu anlaşmanın doğru anlaşılmasının önemine dikkat çekti. Söyleşi sonunda okurlarıyla buluşan Sinan Meydan, kitaplarını imzaladı; katılımcılarla sohbet etti, hatıra fotoğrafları çektirdi.

Lozan Sadece Bir Antlaşma Değil, Bir  Meydan Okumadır! Haber

Lozan Sadece Bir Antlaşma Değil, Bir Meydan Okumadır!

Lozan Antlaşmasının 102. Yıl dönümü dolayısıyla ADD Eskişehir Şubesi, ÇYDD Eskişehir Şubesi ve Eğitim İş Eskişehir Şubesi tarafından Odunpazarı’nda bulunan Lozan Anıtı önünde bir basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamayı okuyan ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci şu ifadelere yer verdi; "Yüce Türk Milleti, Basınımızın değerli temsilcileri, Bugün burada, Türk milletinin tarih sahnesinde yeniden ayağa kalktığı ve emperyalist zincirleri paramparça ettiği Lozan Zaferi’nin 102. yıl dönümünde gururla sesleniyoruz. Gururla, çünkü bu topraklarda bağımsızlığın tapusu Lozan’dır. 100 yıl önce Sevr’i dayatanlar, bugün yeni isimlerle, yeni oyunlarla tekrar karşımıza dikilmiştir! Lozan, Sevr’i Mezara Gömmüştür. Sevr, Türk milletini vatansız bırakma senaryosuydu. Bir milletin başına geçirilmek istenen kefendi. Türk yurdunu parça parça bölmeyi, ordusunu dağıtmayı, ekonomik kaynaklarını yabancılara peşkeş çekmeyi amaçlayan bir sömürge belgesiydi. Ama unuttukları bir şey vardı ki: Bu millet esareti asla kabul etmez! Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde emperyalizme karşı yürütülen Ulusal Kurtuluş Savaşı, Sevr’i tarihin çöplüğüne süpürmüş, Lozan ile Türk milletinin bağımsızlık iradesi dünyaya haykırılmıştır. Lozan, sadece bir antlaşma değil; bir meydan okumadır! Emperyalizme, mandacılara, işbirlikçilere, bölücülere, tarikat düzenine, yabancıların postallarına ve içerideki gafillere karşı yazılmış bir isyanın hukuk belgesidir. Üzülerek belirtmeliyiz ki, Bugün Yeni Sevr Planları Masadadır. Buradan soruyoruz. Lozan’ı hezimet ilan edenler, BOP eş başkanlığıyla övünenler, Irak’ı, Suriye’yi, Libya’yı haritadan silenler kimlerdir? Bugün Büyük Ortadoğu Projesi adıyla bölgemizde oynanan oyun, Sevr’in modern versiyonudur. Türk milletini yeniden etnik ve mezhepsel parçalara bölmek, komşularımızla savaşa sürüklemek, sınırlarımızı tartışmalı hale getirmek, ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızı yok etmek istiyorlar. Türkiye’yi yeniden esaret altına almak isteyenler, Sevr’in temsilcileridir! Ve bilinsin ki: Lozan düşmanları, Türk milletinin düşmanıdır. Türk milleti, bu ihanet cephesini çok iyi bilmektedir. Lozan’a Saldırmak, Cumhuriyetimize Saldırmaktır! Lozan’ı hedef alanlar, Atatürk’e düşman olanlardır. Çünkü onlar Cumhuriyet fikrine karşıdır. Laikliğe karşıdır. Kadın erkek eşitliğine karşıdır. Bilime, aydınlanmaya, akla karşıdır. Bizler, Atatürk’ün askerleri, devrimcileri, yurtseverleri olarak buradayız ve burada olacağız! Çünkü; Lozan’a Sahip Çıkmak bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır! Bakınız bugün: Topraklarımızda yabancı üsler kuruluyor. Tarikatlar bazı devlet kurumlarını etkisi altına almış durumda. Milli Eğitim müfredatı gericileştirilmek isteniyor. Gençlik umutsuz, büyük bir beyin göçü yaşanıyor. Topraklarımız, madenlerimiz, limanlarımız, fabrikalarımız birer birer satılıyor. İşte tam da bu yüzden Lozan’a sahip çıkmak; sadece geçmişe değil, geleceğe sahip çıkmaktır. Çocuklarımızın, torunlarımızın özgür bir vatanda yaşayabilmesi için, Cumhuriyetimizi yaşatmaya devam edeceğiz. Buradan Sesleniyoruz: Cumhuriyetimizi kuranlar; Bu toprakları bağımsızlık için savundu. Bu devleti ümmet için değil, millet için kurdu. Bizler de bu ülkeyi sonsuza dek yaşasın diye emanet aldık! Lozan’a sahip çıkmak, Atatürk’e sahip çıkmaktır! Lozan’a sahip çıkmak, Cumhuriyet’e, laikliğe, halk egemenliğine sahip çıkmaktır! Bugün yeniden haykırıyoruz: Tam bağımsız Türkiye için, yaşasın Lozan! Cumhuriyet için, Atatürk devrimleri için, milletin egemenliği için, yaşasın Lozan! Sevr’i diriltmek isteyenlere inat, Lozan sonsuza dek yaşayacak! Biz yaşatacağız, Türkiye yaşayacak! Ne Sevr! Ne BOP! Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti! Yüce Türk Milletine saygılarımızla duyuruyoruz."

Bıçağın Kemiğe Dayandığı Yerdeyiz! Haber

Bıçağın Kemiğe Dayandığı Yerdeyiz!

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından eski milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı'nın açıklamaları ile ülke gündemine ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi. Dernek binasında gerçekleştirilen basın toplantısına ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci, Yönetim Kurulu üyeleri ve dernek üyeleri katılım sağladı. ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Yüce Türk Milleti ve Basınımızın kıymetli mensupları, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, halkın haber alma hakkına ve devletin bütünlüğüne karşı son günlerde ardı ardına gelen saldırılar, artık tahammül sınırını aşmıştır. Bu açıklama, dostu da düşmanı da netleştirme açıklamasıdır. Artık hiçbir bahaneye, hiçbir “yanlış anlaşıldım” kurnazlığına yer yoktur. Biz bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyiz. Ve biz bu ülkenin kurucu iradesinin temsilcisiyiz. 1923’e “kanlı darbe” diyen vekil, Cumhuriyet düşmanıdır. Nokta. AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı'nın "1923 kanlı darbesi" şeklindeki skandal açıklaması; Atatürk’e, Cumhuriyet’e, milli egemenliğe ve bu toprakların şehitlerine hakarettir. Bu şahıs, açıkça Cumhuriyet rejimini gayrimeşru ilan etmiş, Hilafet özlemini dile getirmiş, Kurtuluş Savaşı’yla hesaplaşma cüretini göstermiştir. Buradan açık söylüyoruz: Bu kişi milletvekili değildir, bu kişi Cumhuriyet düşmanlarının meclisteki temsilcisi “bıyıklı yelizdir.” Bu açıklama anayasal düzene karşı kalkışma çağrısıdır. Türk Ceza Kanunu'na göre bu söz suçtur, cezası hapis cezasıdır. Yetkililer susuyorsa, ortaktır. Sessiz kalan her kurum, bu ihanete ortaktır. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunduk. Her yurttaşı da aynı şeyi yapmaya çağırıyoruz. Teröristbaşı’nın videosunun yayılması, bir devlet zaafı değil; bir skandaldır. Daha yeni 12 vatan evladı şehit oluşu bile şaibeli iken, basında bu kadar yer almamışken, Bebek katili, eli kanlı terörist abdullah öcalan’a ait olan video görüntülerinin sosyal medyada rahatça dolaşıma sokulması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı açık bir psikolojik operasyondur. Bu videonun çıkmasına izin veren, önlem almayan, müdahale etmeyen kim varsa sorumludur. Bu bir ihmal değil, ihanettir. Soruyoruz: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan bir terörist nasıl video çekebiliyor? Bu videonun yayılmasına kim göz yumuyor? Bu görüntüler hangi güçlerin çıkarına hizmet ediyor? Devletin görevi terörist başlarını korumak değil, milletin onurunu korumaktır. Bu görüntü, sadece bir teröristin değil, onu “yeni bir rol için” yeniden parlatmak isteyen odakların ürünüdür. Sessiz kalmak, bu kirli senaryoya destek vermektir. Sözcü TV’ye verilen ceza, açıkça siyasi sansürdür. Kabul etmiyoruz. RTÜK’ün Sözcü TV’ye verdiği 10 günlük karartma cezası, özgür basını susturma operasyonudur. Bunun adı "yayın ilkeleri" değil, iktidarın hoşlanmadığı gerçeğe tahammülsüzlüğüdür. Bugün bu ceza, yarın ekran karartma, öbür gün kitap yasaklama… Bu gidiş, tek adam rejiminin medya üzerindeki faşizan baskısının açık göstergesidir. Sözcü TV susmaz, halk susmaz, biz susmayız. Bugün Sözcü'ye yapılan yarın bize yapılacaktır. Biz bu tehdidi tanıyoruz ve karşısındayız. YÜCE TÜRK MİLLETİNİN VE TARİHİN ÖNÜNDE UYARIYORUZ: Bu ülkenin kurucu ilkelerine savaş açanlara, Atatürk’ü karalamaya çalışanlara, Terör propagandasına göz yumanlara, Basını susturmak isteyenlere karşı mücadelemiz, vatan borcumuzdur. Sakın kimse bu milletin hafızasını, sabrını ve vatan sevgisini küçümsemesin. Cumhuriyet’i yıkmak isteyenlerle, sokakta da, hukukta da, fikriyatta da her cephede hesaplaşacağız. Biz görevimizi Ebedi Liderimiz ve Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesinden ve Bursa Nutkundan aldık. SON SÖZÜMÜZ NETTİR: Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğiz. Cumhuriyet’i yıkmaya çalışanlarla her alanda hesaplaşacağız. Halkı susturmaya çalışanlara karşı, örgütlü, dirençli ve kararlı olacağız. Ya Atatürk’ün aydınlığı, ya Orta Çağ karanlığı! Ya Cumhuriyet, ya çöküş! Biz tarafımızı seçtik. YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM… Yüce Türk Milletine saygılarımızla duyuruyoruz."

Atatürk'ü Silmek Tarihe Meydan Okumaktır! Haber

Atatürk'ü Silmek Tarihe Meydan Okumaktır!

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci Yeni Eskişehir Stadyumu’nun isminin Prof. Dr. Fethi Heper Stadyumu olarak belirlenmesi ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Eskişehir Atatürk Stadyumu’nun adının değiştirilmesi yönünde alınan karar, şehrimizin hafızasında derin bir yara açmıştır. Bu karar, sadece bir tabeladan ibaret değildir. Bu karar, Cumhuriyet’in kurucusunun, bu milletin kalbindeki yerinin kurumsal hafızadan silinme girişimidir. Ve biz buna sessiz kalamayız! Öncelikle belirtmek isteriz ki, adı stadyuma verilmek istenen Eskişehirspor’un efsanesi, değerli futbolcumuz Fethi Heper; yalnızca bir spor adamı değil, bu şehrin yetiştirdiği kıymetli bir değerdir. Kendisini saygıyla ve minnetle anıyor, Eskişehirspor tarihindeki yeriyle gurur duyuyoruz. Ancak mesele şudur: Atatürk’ün adını silerek bir başkasına onur vermek, ne doğru bir yöntemdir ne de ahlaki bir yaklaşımdır. Bu, Fethi Heper’e de yapılan bir haksızlıktır. Çünkü bu karar, onun adını bir dayatmanın parçası haline getirmiştir. Hiçbir değer, Atatürk’ün adı silinerek yaşatılamaz. Bu milletin özgürlüğünü, bu stadyumda yankılanan marşları, bu topraklara hayat veren ruhu Atatürk’ten ayrı düşünmek mümkün değildir. Atatürk sadece bir lider değil, bu milletin varlık nedenidir. Bu stadyuma adını veren; yalnızca onun adı değil, onun fikirleri, devrimleri, bu millete açtığı çağdaşlık yoludur! Biz Atatürkçü Düşünce Derneği olarak sesleniyoruz: Bu karar bir düzeltme değil, bir silmedir! Bu değişiklik bir saygı değil, bir tasfiyedir! Eğer niyet gerçekten vefa göstermekse; Fethi Heper’in adı başka bir spor kompleksi, eğitim tesisi veya tribüne verilebilir. Ama Atatürk’ün adı silinemez! Çünkü o ad, yalnızca bir tabelada değil; bayrakta, marşta, kalpte, toprakta yaşıyor. Ve unutulmasın: Atatürk’ün adını silmeye yeltenenler, tarihi, halkı ve vicdanı karşılarına alır! Biz bu yanlıştan bir an önce dönülmesini, Atatürk adının ait olduğu yere tekrar kazınmasını talep ediyoruz. Saygılıyız, kararlıyız, vazgeçmeyeceğiz. Çünkü Atatürk, bu milletin namusudur! Kamuoyuna saygıyla duyururuz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.