SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mehmet Avcı

Porsuk Haber Ajansı - Mehmet Avcı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Avcı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

"Eskişehir Gençlik Söyleşileri"nde Eskişehirspor ve Gençlik Rüzgarı Haber

"Eskişehir Gençlik Söyleşileri"nde Eskişehirspor ve Gençlik Rüzgarı

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi’nin desteği ile Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi ve Eskişehir Kent Konseyi Gençlik Meclisi tarafından düzenlenen "Eskişehir Gençlik Söyleşileri" Haller Gençlik Merkezi'nde gerçekleştirildi. Düzenlenen söyleşiye ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci, Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu, Eskişehir Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkanı Elif Töre, sporseverler ve vatandaşlar katıldı. Sunumunu Atakan Yıldırım'ın yaptığı ve iki oturumdan oluşan söyleşinin ilk bölümünde Eskişehir Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkan Yardımcısı Oğuzhan Kurnaz moderatörlüğünde Araştırmacı - Yazar Osman Cemoğlu ve Esgroup Spor Spikeri Ahmet Deniz Canoruç "Spor Eskişehir"i konuştu. Söyleşide Eskişehirspor'un ve Eskişehir’de ki diğer spor kulüplerinin faaliyetleri, tarihsel süreçte ki gelişimleri, Eskişehirspor'un unutulmaz maçları, Eskişehirspor'u önümüzdeki dönemde bekleyen gelişmeler, Eskişehir’de bulunan diğer spor kulüpleri ile spor branşları konuşulurken, Eskişehir’de bir Spor Müzesi eksikliği dile getirildi. Söyleşinin sonunda Eskişehir Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkanı Elif Töre tarafından Osman Cemoğlu ve Ahmet Deniz Canoruç'a plaket takdim edildi. Söyleşinin ikinci bölümünde ise tarihçi Prof. Dr. Kemal Yakut tarafından 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Osmanlı'dan Cumhuriyet dönemine ve günümüze kadar yaşanan gençlik hareketleri hakkında bilgiler verildi. Tarihsel süreçlerde yaşanan gençlik hareketlerinde öne çıkan isimlerin siyasi yolculukları dinleyicilerle paylaşıldı. Soru cevap bölümünün ardından ise Prof. Dr. Kemal Yakut'a ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci tarafından plaket takdim edildi.

Atatürkçü Düşünce Derneği 36 Yaşında! Haber

Atatürkçü Düşünce Derneği 36 Yaşında!

Atatürkçü Düşünce Derneği kuruluşunun 36'ıncı yılını kutlarken, Gençlik Haftasında ADD Eskişehir Şubesi yaptığı etkinliklerle dikkatleri üzerine çekti. 19 Mayıs 1989 tarihinde kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği bu yıl 36'ıncı yaşını kutluyor. Derneğin 36'ıncı kuruluş yılı, Gençlik Haftası ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Eskişehir genelinde farklı etkinliklerde yer alan ADD Eskişehir Şubesi açtığı stantlarda Eskişehirlilerden ve gençlerden büyük ilgi gördü. Odunpazarı Belediyesi tarafından 16 - 17 - 18 Mayıs tarihlerinde Kanlıkavak Parkı’nda düzenlenen Uluslararası Odunpazarı 3D Gençlik Festivali’nde üç gün boyunca yer alan ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci ve Yönetim Kurulu üyeleri stantta yaptıkları Bilgi Yarışması ve Satranç Turnuvası etkinlikleri ile büyük ilgi gördü. Bilgi Yarışmasında ve Satranç Turnuvası'nda kazanan gençlere Nutuk, kitap ve dergiler hediye edildi. 18 Mayıs tarihinde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Gençlik Şenliği'ne katılan ADD Eskişehir Şube Yönetimi Adalar Porsuk Bulvarı üzerinde düzenlenen etkinliklerde yer aldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda ilk olarak Valilik Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı'na çelenk sunumunu ve basın açıklamasını yapan ADD Eskişehir Şubesi öğleden sonra ise Tepebaşı Belediyesi tarafından Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda düzenlenen Gençlik Şenliği'nde stant çalışması yaptı. Gençlere yönelik Bilgi Yarışması ve Satranç Turnuvası düzenlenlenen şenlikte kazananlara Nutuk hediye edildi. Stantta açılan "Bu Vatanda Benimde İmzam Var" imza çalışması ise şenliğe katılanlardan büyük ilgi gördü. Yapılan etkinliklerle ilgili olarak ADD Eskişehir Şubesi adına bir açıklama yapan Şube Başkanı Mehmet Avci; "Ebedi Liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğum gün bu tarihtir dediği, Kurtuluş Savaşının ilk adımı olan, 1989 yılında Atatürkçü Düşünce Derneğimizin kurulduğu gündür 19 Mayıs. Çok bedeller verdik vermeye de hazırız. Çok canlar verdik vermeye de hazırız. Ne olursa olsun ne senden, ne izinden, ne eserlerinden vazgeçmeyiz. Biz şunu iyi biliriz yedi düvele diz çöktürmeyi, emperyalizme direnmeyi, birlikte yaşamayı. Biz her ne olursa olsun yorulmamayı durmamayı iyi biliriz. Yeniden Atatürk Cumhuriyeti ni inşa edeceğiz. Kemalizm'in Namus Sesini Yurdumuz Semalarına Bir Sis Çanı Gibi Asacağız. Ne mutlu Türküm diyene. Doğum günün kutlu olsun paşam. Gençlik izinde paşam. Yaktığın meşale elimizde paşam. Yitirdiğimiz devrim şehitlerimizi anıyoruz. Başta kurucu genel başkanımız Prof. Dr. Muammer AKSOY olmak üzere ebediyete intikal edenlerimizin ruhları şad olsun. Mektupları elimizde. Nicelerine." dedi.

Onurun, Cesaretin ve Umudun Adıdır 19 Mayıs! Haber

Onurun, Cesaretin ve Umudun Adıdır 19 Mayıs!

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci Nutuk’tan bir alıntı ile başladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Gazi Mustafa Kemal Paşa 20 Ekim 1927'de toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF-CHP) 2. büyük kurultayında 6 gün boyunca okuyacağı ve toplam 36 saat 33 dakikada tamamlayacağı Nutuk’a şöyle başlıyor; "1919 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun'a çıktım. Vaziyet ve manzarai umumiye (Durum ve genel görünüm): Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harb-i Umumi’de (1. Dünya Savaşı) mağlûbolmuş (yenilmiş), Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şeraiti (koşulları) ağır bir mütarekename (Mondros ateşkes antlaşması) imzalanmış. Büyük Harbin uzun seneleri zarfında millet yorgun ve fakir bir halde. Millet ve memleketi Harb-i Umumi’ye sevk edenler (1.Dünya Savaşı’na sokanlar), kendi hayatları endişesine düşerek memleketten firar etmişler (kaçmışlar). Saltanat ve hilâfet mevkiini işgal eden Vahideddin, mütereddi (soysuzlaşmış), şahsını ve yalnız tahtını temin edebileceğini tahayyül ettiği (elde edebileceğini hayal ettiği) deni (alçakça) tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın riyasetindeki kabine (başkanlığındaki hükümet); âciz, haysiyetsiz, cebîn (korkak), yalnız padişahın iradesine tâbi ve onunla beraber şahıslarını vikaye edebilecek (koruyup gözetebilecek) herhangi bir vaziyete razı. Ordunun elinden esliha (silahları) ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilâf Devletleri, mütareke ahkâmına riayete (ateşkes antlaşması hükümlerine uymaya) lüzum görmüyorlar. Birer vesile ile, İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana vilâyeti Fransızlar, Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya’da, İtalyan kıtaat-ı askeriyesi (askeri birlikleri), Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta ecnebi zâbit (yabancı subay) ve memurları ve hususî adamları (özel ajanları) faaliyette. Nihayet, mebde-i kelâm ((konuşmamıza başlangıç) kabul ettiğimiz tarihten dört gün evvel, 15 Mayıs 1919'da İtilâf Devletleri'nin muvâfakatiyle (uygun bulması ile Yunan ordusu İzmir’e ihraç ediliyor (çıkartılıyor). Bundan başka, memleketin her tarafında anâsır-ı Hıristiyaniye hafî, celî, hususî emel ve maksatlarının temîn-i istihsaline, devletin bir an evvel çökmesine sarf-ı mesâi ediyorlar (Hristiyan asıllılar gizli, açık kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye, devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar)…” ve ekliyordu; “Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millet egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. İşte daha İstanbul’da düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.” 19 Mayıs 1919 sabahı böyle başlamıştı 9 Eylül 1922’de İzmir rıhtımında mutlu sona ulaşan Ulusal Bağımsızlık Savaşımız. Büyük Atatürk ve bir avuç insan aylar boyunca Anadolu’yu karış karış dolaşıp milletin azim ve kararını harekete geçirmek için sayısız ziyaretler, toplantılar, konuşmalar yaptılar. Kongreler topladılar. Meclis açtılar. Düzenli ordu kurdular. Kadın, erkek ve çocuk savaştılar, vatanı kurtardılar, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular, saltanatı ve hilafeti kaldırıp “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” dediler. Ama bu kutlu başlangıcın 106. yılında da dahili ve harici bedhahlarla boğuşuyoruz yazık ki. Emperyal güçler ülkemizi bölme çabalarını sürdürüyorlar hâlâ ve yine işbirlikçi hainler bulmakta güçlük çekmiyorlar. Vatan değilse de, kimi zihinler işgal altında. Demografik yapımız milyonlarca geçici (!) sığınmacı ile tarumar edilmiş durumda. Basiretsiz ve beceriksiz yönetimlerin eseri bitmez tükenmez ekonomik krizler, devasa dış borç yükü, insanımızı açlığa mahkûm eden işsizlik, çocuklarımızı dünya çocuklarıyla yarışabilecekleri bilimsel bilgiden yoksun bırakan eğitim sistemsizliği, bir türlü kurtulamadığımız yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar ve sağlıktan dış politikaya daha bir dizi sorun… Evet, sorunumuz çok, ama Mustafa Kemal’in Askerleri milyonlarız biz, umudumuz da çok. Doğru önderlik, doğru yol haritası ve doğru kadrolarla dün olduğu gibi bugün de bütün sorunları aşacağımıza inancımız tam. Bu yolda; değişmez önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğine, başarısı kanıtlı Kemalizm’in doğruluğuna, Ulusumuzun Laik Cumhuriyet, demokrasi ve hukuk devleti bağlılığına, kahraman kadınlarımıza, vatansever gençlerimize ve 360 şubesi, 40 temsilciliği, 80 bin üyesi ve Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti” ne ulaşma kararlılığıyla bugün 36. yaşını kutlayan Atatürkçü Düşünce Derneği örgütümüze güveniyoruz. Boyunlarında emperyalist işbirlikçisi hain Vahdettin’in idam fermanları ile Milli Mücadele’yi zaferle sonuçlandırıp Türkiye Cumhuriyeti’ni yoktan var eden Büyük Atatürk ve Kemalist Devrimcileri minnet ve şükranla anıyor, 19 Mayıs 1989’da Atatürkçü Düşünce Derneğimiz’ i kuranlardan ve bugünlere taşıyanlardan ebediyete intikal edenleri saygıyla yad ediyor, yaşamlarını sürdürenlere sağlık ve esenlik diliyoruz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun. Yaşasın Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye!"

Ülkemiz Yeni ve Zorlu Bir Savaşın İçine Daha Girdi Haber

Ülkemiz Yeni ve Zorlu Bir Savaşın İçine Daha Girdi

AHPADİ Derneği ve ADD Eskişehir Şubesi tarafından "Sözümüz Türk Milletinin Egemenliğine Kefen Dikmeye Kalkanlara" konulu ortak bir basın toplantısı düzenlendi. Kısa adı AHPADİ olan Adaletin Hukuku ve Parlementer Demokrasi İdeali Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak Odunpazarı’nda bulunan Hicri Sezen Parkı’nda bulunan 100.Yıl Atatürk Anıtı önünde bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına AHPADİ Derneği üyeleri, ADD Eskişehir Şube üyeleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katılım sağladı. AHPADİ Dernek Başkanı Mehmet Ertaş ve ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci tarafından ortak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Sayın Basın mensupları, Saygıdeğer üyelerimiz, Partilerimizin ve Sivil toplum örgütlerimizin başkanları, Değerli Eskişehirli hemşerilerimiz; Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu, Türk Milletinin yeniden doğuşunun mimarı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ve Lozan anlaşmasının mimarı İsmet İnönü’nün huzurunda hitap etmenin eşsiz onuruyla sizleri saygıyla selamlıyoruz. Değerli Arkadaşlarım; Dünyadaki sömürü düzeninin sahipleri olan, talancı, yağmacı emperyalist devletlerin saldırılarına karşı yüzyıllardır, emperyalizme uşaklığı kendine vazife edinmiş doğu feodalitesinin başını çektiği bölücü yıkıcı ayaklanmalara ve terör örgütlerine karşı ise yaklaşık 200 yıldır mücadele ediyoruz. Kararlı mücadelemiz karşısında, bugüne kadar hiç bir düşman devlet ve hiçbir yasadışı yapılanma topraklarımız ve milletimiz üzerinde hain emellerini gerçekleştiremedi. Kısa adı BOP olan Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında Bölgemizdeki Ülkelerle birlikte vatanımızı da bölmek, yaratacakları kukla bir devlet ile diğer küçülmüş, neredeyse şehir devleti mertebesine indirilmiş devletçikleri hakimiyetlerine alarak; petrol, kıymetli madenler başta olmak üzere bölgenin bütün varlıklarına çökerek ekonomik, siyasi, kültürel emellerini hayata geçirmek isteyen emperyalistlerin son maşası KCK’nın silahlı organizasyonlarının Türkiye’ye yönelik olanı PKK terör örgütüne karşı da 41 yıldır askerimizin, polisimizin, korucularımızın, sivil halkımızın, iktidarlarımızınkararlı mücadelesiyle sürdürdüğümüz çabalarımız, fedakarlıklarımız sonucunu aldı. Kaçacak delik bulamayan PKK terör örgütü diz çöktü, silahlarını teslim ederek kendini fesh etmeyi son kurtuluşu olarak gördü. Saygıdeğer Dava Arkadaşlarımız; Türkiye Cumhuriyeti, bir yandan 41 yıldır ABD, İngiltere, Fransa başta olmak üzere Bölgemizde her türlü yıkıcı faaliyete silah, para, istihbarat, lojistik desteği veren devletlerle adı konulmamış, düşük yoğunluklu savaş verdi, bir yandan da bunların vekili PKK’nın terörüyle mücadele etti. Bugün birileri her ne kadar PKK’nın teslimiyetini “barış” sözcüğüyle bizlere sunmaya çalışsa da Türk Devletinin savaş muhatabı olmayan eli kanlı bir terör örgütüyle Türk Devletiyle barışı da söz konusu olamaz. Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşları arasında hiç bir zaman savaş olmamıştır ki neden barış olsun. Yaşanan gündem, barış değil PKK’nın teslimiyetidir. PKK terör örgütünün bildirisinde yer alan üstenci ifadeleri ise, uğradıkları hezimetin büyüklüğünü ve acizliklerini bir avuç terörist ve terör destekçisinden gizlemek ve kendilerini avutmak için kullandıkları gerçek dışı argümandan başka bir şey değildir. Kuklaları PKK’nın tükenişini gören ipin sahipleri, daha önce terörist başını teslim ettikleri gibi bu sefer “teröre son verilecek elma şekeriyle” PKK’yı Türkiye’ye teslim edip, daha büyük bir oyunu sahneye koydular. Bu oyunun sahne dekorunu ise büyük bir aymazlıkla oyunu sahiplenen Devlet Bahçeli’ye kurdurmaya başladılar. Devamında, gerek iktidarın gerekse muhalefetin bir bölümü kah destek mesajlarıyla kah pasif eleştirilerle kendilerine sahnede rol kapmaya çalışıyorlar. Türk Devletinin demir yumruğu altında diz çöken dünün terör destekçisi, ayaklanmacı çığırtankanları bugün “barış güvercini” rolüne bürünmüşler, Çanakkale’de Kurtuluş Savaşında beraber savaştık, Devleti beraber kurduk yalanına sarılıp Türkiye Cumhuriyeti Devletine ortak çıkmaya çalışmaktadırlar. Hayır! Siz ne Çanakkale’de ne Kurtuluş Savaşında bizlerle değildiniz. Sizler, önce Osmanlı sonra Türkiye Cumhuriyetinde ayaklanmalar yoluyla feodal çıkarlarınızı temsil edecek bir ayrı bir devlet peşindeydiniz. Siz, Barzaniler, Talabaniler, Şeyh Saitler, Seyit Rızalarla birlikte Türk Milletine düşman, Türkiye’yi işgal edenlere dosttunuz. Sizler, Sevr anlaşmasıyla Fırat’ın Doğusunda “vaat edilen” topraklarda bağımsız bir devlet kurmak hayaliyle, Türkiye’yi işgal eden işgalci ordulara duacıydınız. Sizden olmadığını düşündüğünüz halka zulmederek bölgeden sürmeye, malına mülküne el koymaya çalışıyordunuz. Evet! Bizler, Diyarbakır’dan Edirne’ye, Rize’den İzmir’e, Eskişehir’den Yozgat’a, Adana’dan Kars’a bu Ülkenin gerçek vatanseverleriyle birlikte 7 düvele karşı savaşarak ve sizlere rağmen kurduk bu Cümhuriyeti. Sizin, feodalitenizin, Şeyhlik, Şıhlık temeline dayanan, yurttaşları maraba gören anlayışınızın Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunda harcı yok, bundan sonra ki geleceğinde de yeri olmayacaktır. Özdemir İnce’nin dediği gibi, Türkiye bir “yapı kooperatifi midir ki “”iki ortağın vatanı olsun. Türkiye Devleti, Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütündür. Tek bir sahibi vardır, O’da Türk Milletidir. Türk Milletine soykırımcı yaftasını vurmaya çalışmak ise alçaklıktır. Anadolu ve Orta Doğu tarihi, feodal efendilerinizin köylerinden yurtlarından sürdüğü, emeği için ayağa kalkanları katlettiği, karısına kızına saldırdığı hikayelere ağıtlar yakmıştır. Anadolu ve Orta Doğu feodal efendilerinizin devletlere karşı kalkışmalarında sivil ve savunmasız biçare kölelerini kendilerine kalkan yaparak neden oldukları kan nehirlerine karalar bağlamıştır. Anadolu ve Orta Doğu iradenizi teslim ettiğiniz terör örgütünün savunmasız sivil, kadın, çocuk katliamlarına lanet okumuştur. Türk Milleti, Eruh, Başbağlar, Pınarcık, Silvan, Çevrimli, Anafartalar Çarşısı, Menderes Caddesi, Güvenpark başta olmak üzere sivillere yönelik toplum katliam saldırılarını, Yoğurtçular Köyünde şehit edilen ilk öğretmen Şenol AKAR’ı, Yüksekova’da öğretmen annesiyle birlikte şehit edilen Bedirhan’ı, Aybüke Öğretmeni ve daha nicelerini unutmadı, unutmayacak. Emperyalistlerin, teslim olurken PKK terör örgütüne kullandırdıkları dil ve talepleri ise barış değil yeni ve büyük bir savaşın öncüsü savaş dilidir.Biliyoruz ki, metindeki o hain talep ve suçlamalar PKK’nın değil onları maşa olarak kullanan emperyalist güçlerin talepleridir. Emperyalist güçler, PKK sonrasında yeni bir “siyasal sorun” alanı açıp bunun üzerinden Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine saldırmak istemekte, yerli hain ve işbirlikçilerine yeni bir mevzi oluşturmaya, yeni bir hendek kazmaya çalışmaktadırlar. PKK ve terörün sözcüsü DEM’liler üzerinden konuşan emperyalistler “ “Birinci ve ikinci aşamayı tamamladık, sıra üçüncü aşamada Türkiye’de diyor. Yani Irak’ta kukla bir bölge oluşturduk, Suriye’de oluşturduk, şimdi Türkiye’de oluşturacağız ve bölge de bize hizmet edecek yeni bir devleti kuracağız diyorlar”. Onlara Sevr’i hatırlatıyoruz. Sevr’de o dediğiniz devleti kurdurduğunuzu ve bölgenin kaynakları üzerine çöktüğünüzü sanmıştınız. Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarının azim ve kararlılığı bütün oyunlarınızı bozdu, Sevr’inizi paramparça etti, sizleri Lozan’da masaya oturmaya mecbur bıraktı. Aynı sahneyi izlemeye hazır olun. Değerli vatanseverler, hepimizin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti Anadolu’da ve Rumeli’de yüzyıllardır süren egemenliğinin meşruiyetini, Kurtuluş Savaşında ödediği bedellerle yeniden almış, bu Lozan ile teyit edilmiştir. Lozan sadece Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarının belirlendiği bir anlaşma değil, o sınırlar içinde Türk Milleti egemenliğine dayanan tek millet, tek bayrak, tek devlet anlayışının tüm dünyaya ilan edildiği manifestodur. Lozan, Anadolunun Türk Yurdu olduğunun tüm dünya tarafından bir kez daha kabulüdür. Bu manifesto önce 1924, sonra 1961 ve nihayetinde 1982 Anayasalarıyla güçlenerek yaşamını sürdürmüştür. Her üç Anayasada da, Egemenliğin Türk Milletine ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Emperyalistlerin, teslim olan PKK terör örgütünün ağzını, dilini kullanarak söze büründürdükleri 1924 Anayasası karşıtlığı ise, Türkiye Cumhuriyetinin Atatürk ilke ve devrimlerini temel alan laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkma emellerinin dışa vurumudur. Bu açıklamalar sonrası, Kemalizm düşmanı, Atatürk Cumhuriyeti karşıtı yerli işbirlikçiler; liberaller, ikinci, üçüncü Cumhuriyetçiler, enternasyonel sosyalistler, siyasal islamcılar, ruhunu AB Ülkeleri kapitalist çıkarlarına adamış sosyalist enternasyonelin ve Soros’un etki ajanları ve CIA güdümlü sahte milliyetçiler hemen atağa geçtiler. Ana akım medyada, iktidar ya da muhalefet yanlısı gözüken tüm yandaş kanalları yine kuşattılar, söz ve hedef birliği içinde yaşanılan süreci “barış çiçekleri açıyor” yalanıyla Türk Milletine sunmayı ve toplumun beynine hükmetmeyi görev kabul ettiler. Topluma, Anayasa değişmelidir fikrini aşılamaya çalışıyorlar. Görüyoruz ki; Ülkemiz yeni ve zorlu bir savaşın içine daha girdi. Bu savaşın en önemli cephesi Anayasa üzerinden olacak. Yeni veya mevcut Anayasa’da yapılacak değişikliklerle Türkiye Cumhuriyeti düşürülmeye, Türk Milleti Egemenliğine kefen giydirilmeye çalışılacak. Anayasa’dan Atatürk ilke ve devrimleri çıkarılarak, Türkiye Cumhuriyeti savunmasız bırakılmaya çalışılacak. Dikkatlerimizi ilk dört maddeye yoğunlaştıracaklar ama ilk dört maddeye can veren başlangıç bölümünü, 5,6,7,8,9,10,11,42,66,76,81,103,127,134 ve 174’üncü maddeleri değiştirerek ilk dört maddeyi öldürecekler. TBMM ya buna izin verecek ya dur diyecek. Bu nedenle başta Eskişehir Milletvekilleri olmak üzere TBMM’de bulunan tüm Milletvekillerine sesleniyoruz. Anayasanın ilk dört maddesiyle birlikte, Başlangıç bölümü, Türkiye Cumhuriyetinin Kemalist ideolojisini ve bu ideolojinin temelini oluşturan Türk Milleti Egemenliğini, Türk Milletinin birliğini, Anayasal Kurumların Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı kalarak Türk Milletinin çıkarlarına hizmet edeceklerini ifade eden maddeleri değiştirilemez. Bu maddelerin değiştirilmesi yönünde çaba harcamak ve oy kullanmak Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyetine ihanettir. Biz biliyoruz ki; Türkiye’de siyaset yapan hiçbir başat parti, TBMM’de görev yapan hiçbir vatanperver ve millet perver milletvekili, Türk Milleti egemenliğini zedeleyecek hiçbir Anayasa ve yasal düzenlemeye izin vermez. Farklılıklarımız, Ülkemizin devleti ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünün söz konusu olduğu her yerde ortadan kalkar. Hangi partiden olursa olsun, Türk Milletinin egemenlik hakkına dokunacak her girişimin karşısında olacak Milletvekillerimiz yalnız değilsiniz. Tüm gücümüz, benliğimiz ve inancımızla yanınızdayız. Vereceğiniz mücadeleyle Türk Tarihinin muzaffer kahramanları olarak adınız anılacak. Korkmayın, yılmayın, geri adım atmayın. Sonsuza kadar Lozan, Sonsuza kadar Kemalist Cumhuriyet!"

"Güzel Günler Göreceğiz" Konserinde Büyük Coşku Haber

"Güzel Günler Göreceğiz" Konserinde Büyük Coşku

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından Cumhuriyet'in 100.Yılı dolayısıyla kurulan ADD Cumhuriyet Korosu 6'ıncı konseri "Güzel Günler Göreceğiz" ile müzikseverlere büyük coşku yaşattı. Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen konsere ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci ve Yönetim Kurulu üyeleri ev sahipliği yaparken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum, Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Ali Haydar Çelik, Tepebaşı Belediyesi Başkan Vekili Nazan Erşahin,  Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu, Eskişehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Nurhan Ergen, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Yeşildal, CHP İl Yöneticileri, Sivil Toplum Kuruluşları ile Siyasi Parti temsilcileri ile yüzlerce müziksever katıldı. Sunuculuğunu Batur Gürgan ve Berrin Gümüş'ün yaptığı konserin açılış konuşmasını yapan ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci şu ifadelere yer verdi; "Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi olarak Atatürkçü Düşünceyi, umudu örgütlüyoruz, yeşertiyoruz. Güzel günler göreceğimiz günleri hayal ediyor ve mücadele ediyoruz. O yüzden konserimizin adına "Güzel Günler Göreceğiz" dedik. Hiç yorulmamak üzere yola çıkanlar diyor Mustafa Kemal ve bizde onun şiarıyla yorulmuyoruz. İki aylık periyotta ciddi bir çalışma yarattık ve bunları hem üyelerimiz hem kıymetli Eskişehirlilerimizle birlikte yaptık. Şunu söylüyoruz biz varız, mücadelemiz var, birlikte olacağız, bu zor zamanları atlatacağız ve Atatürkçü Düşünceyi Yeniden Atatürk Cumhuriyetini hakim kılacağız. Yurdumuz semalarında Mustafa Kemal'in askerlerini yeniden haykıracağız. Bu şehirle bir şube başkanı olarak ne kadar gurur duysam azdır. Bu salonlar bize yetmeyecek hepiniz iyiki varsınız her zaman bizlerle olun, sizleri her zaman aramızda görmek isteriz. Mücadelemize destek olmanızı isteriz." dedi. Koro Şefi Ziya Coşkun yönetiminde altıncı konserini gerçekleştiren ADD Cumhuriyet Korosu'nun konser biletleri günler öncesinden tükenirken olumsuz hava şartlarına rağmen salon yine doldu taştı. Koro tarafından söylenen şarkılar ve türküler salondakilere hüznü ve coşkuyu aynı anda yaşattı. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Volkan Konak ve Edip Akbayram'ın unutulmadığı gecede şampiyon olan ve 3.Lige yükselen Eskişehirspor'un marşı ve İzmir Marşı tüm salon tarafından coşkuyla söylendi. Program ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci tarafından Koroya katkılarından ve emeklerinden dolayı Koro Şefi Ziya Coşkun'a plaket sunulması ile sona erdi.  

1 Mayıs İşçi Bayramı Kutlu Olsun! Haber

1 Mayıs İşçi Bayramı Kutlu Olsun!

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.  ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "1886 yılının 1 Mayıs günü ABD Şikago'daki işçiler 8 saatlik iş günü ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle greve gittiler. Yapılan polis müdahalesinde çıkan çatışmada 4’ü işçi, 7’si polis 11 kişi yaşamını yitirdi. İzleyen yıllarda "Haymarket Olayı" olarak adlandırılan bugünün kurbanları anısına 139 yıldır 1 Mayıs bütün dünyada İşçi Bayramı olarak kutlanıyor. Türkiye'de ise 1 Mayıs, Cumhuriyet'in ilanından kısa süre önce 1923 yılında İşçi Bayramı olarak kabul ve ilan edildi. Ancak 102 yıldır Türk emekçileri bu bayramı hep iniş çıkışlarla, büyük güçlüklerle, acılarla, kayıplarla yaşamak zorunda kaldılar. 1 Mayıs 1977 katliamı dışında da, farklı yıllarda kurbanlar verildi. Her kesimden emekçilerimiz bu yıl da Türk bayraklarıyla alanlarda taleplerini dillendirecek ve giderek anlamını yitiren bayramlarını kutlamaya çalışacaklar. İş bulabildikleri için şanslı sayılan işçilerimiz, düşük ücretlere, sendikasızlaşmaya, baskılara, sağlıksız ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı mücadelelerini sürdürecekler. Cumhuriyet’in yoktan var ettiği fabrikaları, limanları, barajları, enerji santrallarını, üretim tesislerini kapatan ya da haraç meraç satarak ranta teslim eden iktidarların on yıllardır dış borçla döndürmeye çalıştıkları üretimden kopuk tüketim ekonomisine tepkilerini haykıracaklar.  İşsizliğe mahkûm edildikleri için geleceklerini yurt dışında aramak zorunda kalan gençlerimiz de işçilerimizin yanında olacaklar. Emeklerinden başka gelir kaynakları olmayan kadınlı erkekli milyonlar, sermayenin acımasız kâr hırsı yanında, 10 milyonu aşkın düzensiz sığınmacının haksız ücret rekabeti nedeniyle açlık sınırı altındaki ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmalarına itirazlarını sağır kulaklara bir kez daha duyurmaya çalışacaklar. Memurlarımız da, güvencelerini kaybetmemek ve grevli toplu sözleşmeli sendikal hakları için işçilerimizle güçlerini birleştirecekler. Emeklilerimizden atanmayan öğretmenlerimize, kadınlarımızdan üniversite ve lise öğrencilerimize, akademisyenlerimizden sağlık çalışanlarımıza 7'den 77'ye insanlarımız, dünyanın en bereketli coğrafyasında açlıkla boğuşmak zorunda kaldıkları bu "Bozuk Düzen" i demokrasi ve hukuk içinde değiştirme iradelerini ortaya koyacaklar. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, yaşanan bütün sorunların nedeninin, Batı emperyalizminin küreselleşme ve serbest piyasa ekonomisi ambalajıyla dayattığı neoliberal sömürü düzeni ile Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerinden ve Atatürk’ün akıl ve bilim yolundan sapan sağ iktidarların teslimiyetçi politikaları olduğu bilinciyle 1 Mayıs alanlarında emekçilerimizle buluşacak, hep birlikte Kemalizm'in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak "Yeniden Atatürk Cumhuriyeti" ne ulaşma kararlılığımızı en yüksek sesimizle yineleyeceğiz. “… ve elbette ki sevgilim, elbet, dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet…” Yaşasın Tam Bağımsız Ve Gerçekten Demokratik Türkiye! 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!  

Ne Atatürk İsmi Ne de Eskişehirspor Bu Kadar Ucuz Değildir! Haber

Ne Atatürk İsmi Ne de Eskişehirspor Bu Kadar Ucuz Değildir!

ADD Eskişehir Şubesi tarafından, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu'nun stadyum ismi konusunda yaptığı açıklamaya tepki gösterildi. ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci tarafından ADD Eskişehir Şubesinde gerçekleştirilen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Kıymetli basın mensupları ve değerli yurttaşlarımız, AKP milletvekili Sayın Nebi Hatipoğlu’nun Eskişehir Atatürk Stadyumu ile ilgili açıklamasını üzülerek öğrendik. Sayın vekilin gündemin çok dışında böyle bir açıklama yapmasına üzüldük. Kendisi fayda sağlamaya çalışırken yanlışa uymuştur. Eskisehirspor’un geçen günlerde Manavgat belediye sporla yaptığı maçta yaşananlar tazeyken ki kendisi en büyük şahittir oradaydı bunun araştırmasını yapamadığı ve emsali olan bir maç iptali olması gerekirken üstünün kapatılması ve gündeme Eskişehir Atatürk Stadyumu’nun isminin getirilmesi manidardır. Örneğin 2.2.2025 tarihinde oynanması gereken Siverek belediye spor ve onikisubat spor kulübü arasındaki müsabaka da çıkan olaylardan dolayı ev sahibi takım hükmen mağlup sayılırken neden Manavgat belediye spor hakkında karar verilmedi. Canlı yayın protokolü neden uygulanmadı bunları araştırması gerekir sayın vekilin. Lakin kendisi ülkenin bu kadar hassaslaştığı bu günlerde Atatürk ismini hedef alması kabul edilir değildir. Eskişehirspor gibi sadece Eskisehirlilere değil ulusal yapıya mâl olmuş bir takımı bu durumlara düşürmesi kırıcıdır ve yanlıştır. Eski bakanlarımızdan sayın Nabi Avcı Eskişehir Atatürk Stadyumu ismi kalacaktır demistir. Söylemlerde istikrar önemlidir. Sayın vekil kaş yapayım derken göz çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sizden ricamız kamuoyuna yansıyan diğer kulüplerde dönen ayak oyunlarının üzerine gitmenizdir. Ne Atatürk ismi ne de Eskişehirspor bu kadar ucuz değildir bunu biliniz. Sayın vekili Eskisehirspor’a gönül vermiş insanları ve Eskişehirlileri Atatürk ismini, “kurtuluş” adı altında maddi destek amaçlı pazarlık konusu yapmaktan geri dönmeye davet ediyorum. Çünkü ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi “Eskişehir'i ve Eskişehirlileri çok iyi tanırım. Milli Mücadele yıllarında büyük vatanseverlik ve üstün bir cesaretle mücadelemizin daima dört yanında olmuş, bu mücadeleye çok geniş yardımlarda bulunmuşlardır” söylemi Atatürk isminin bu şehir açısından önemini ortaya koyar. Bu nedenle oldu bittiyi kabul etmiyoruz. Ortak en büyük değerimiz Atatürk adının yeni stadyumda devam ettirilmesi hem Eskişehir halkına ve hemde şanlı geçmişine gösterilecek saygının hem de ulusal birlik ve beraberlik anlayışının göstergesi olacaktır Eskişehirpor camiamız önümüzdeki maçlarda başarı sağlayacak ve şampiyon olacaktır. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz ve Eskişehir Atatürk Stadyumunda yapacağımız şampiyonluk kutlamalarını heyecanla bekliyoruz. Bugün aynı zamanda Çanakkale Kara Savaşlarımızın 110. Yıl dönümüdür. Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Kurtuluşun ve kuruluşun şehri Eskişehir halkına saygılarımızla."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.