SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Eskişehir Milletvekili

Porsuk Haber Ajansı - Chp Eskişehir Milletvekili haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Eskişehir Milletvekili haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Milletvekili Arslan’dan Ahmet Hamdi Çamlı'ya Suç Duyurusu Haber

Milletvekili Arslan’dan Ahmet Hamdi Çamlı'ya Suç Duyurusu

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Cumhuriyet’e ve Atatürk’e yönelik hakaret içerikli sosyal medya paylaşımları nedeniyle eski AKP milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı hakkında suç duyurusunda bulundu. Eskişehir Milletvekili Av. İbrahim Arslan, sosyal medya platformu X (Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımlarda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu “1923 darbesi” olarak niteleyen, Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına ağır hakaretlerde bulunan Ahmet Hamdi Çamlı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kamuoyunda “Yeliz” lakabıyla tanınan eski AKP milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın 5 ve 6 Temmuz 2025 tarihlerinde yaptığı iki paylaşımda, Cumhuriyetin ilanını “soysuzluk istikameti”, “habis ihanet projeleri” gibi ifadelerle karaladığına dikkat çeken Arslan; “Bu ifadeler açıkça hem Türk Ceza Kanunu’na hem de 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun’a aykırıdır. Cumhuriyetimizi ve onun kurucu liderini hedef alan bu saldırgan zihniyetle yargı önünde hesaplaşmak boynumuzun borcudur” dedi. Arslan, suç duyurusunda şu gerekçelere yer verdi: “Şüpheli, Cumhuriyetin kuruluş sürecini ‘kanlı darbe’ olarak niteleyerek mevcut anayasal düzeni hedef almakta, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmektedir. Atatürk’ün liderliğinde yürütülen bağımsızlık mücadelesini, halk egemenliğine dayalı devlet yapısını ve devrimleri aşağılayan bu açıklamalar, hukuk devleti ilkesi açısından cezai yaptırım gerektiren çok ağır ifadelerdir.” CHP’li Arslan, konunun sıradan bir sosyal medya paylaşımı olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan değerlere dönük planlı ve ideolojik bir saldırı olduğunu belirterek, “Sessizlik suça ortak olmaktır. Anayasaya, Cumhuriyete ve toplumsal barışa sahip çıkmak hepimizin görevidir.” ifadelerini kullandı.

Bu Düzen Halkı Değil, Faizi ve Faizcileri Koruyor! Haber

Bu Düzen Halkı Değil, Faizi ve Faizcileri Koruyor!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, emekliden işçiye, esnaftan çiftçiye kadar geniş halk kesimlerinin geçim mücadelesi verdiğini belirtti. İktidarın ekonomi politikalarını sert sözlerle eleştiren Arslan, “2025 yılı için enflasyonu %17 hedefliyorsunuz, ücret zamlarını bu hedeflenen oranlara göre yapıyorsunuz ama Merkez Bankası beklentisi bu yıl enflasyon beklentisi %30. Bu, halkın cebinden gelirlerinin en az %50 sini çalmak demektir!” dedi. “4 milyon emekliyi sadakaya muhtaç hale getirdiniz” En düşük emekli maaşının 14.469 TL’nin altında kaldığını hatırlatan Arslan, milyonlarca emeklinin kök maaşını bile bilmediğini, hükümetin “hazine yardımı” adı altında insanları sosyal yardımlara mahkûm ettiğini vurguladı. “Bütçeye yük dediğiniz emekli mi, yoksa 50 milyar dolarlık faiz mi?” İktidarın emekliye verilecek 2400 TL’lik desteği “yük” olarak gördüğünü, oysa yalnızca 2025 bütçesinde faize 50 milyar dolar ayrıldığını söyleyen Arslan, “Bu ülkenin yükü emekliler emekçiler değil, sizsiniz! Bu adaletsiz düzendir” ifadelerini kullandı. “Önergemizi yine reddettiniz!” CHP Grubu’nun en düşük maaşların 30 bin TL’ye yükseltilmesi, memur emeklilerine 16.000 TL seyyanen telafi ödemesi yapılması ve sendikal hakların tanınması için sunduğu önerge AKP ve MHP oylarıyla bir kez daha reddedildi. “Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz!” Arslan, “Bu mücadele sadece emeklinin değil; çiftçinin, işçinin, geçinemeyen milyonların mücadelesidir. Bu düzen değişmeden adalet gelmez!” diyerek sözlerini tamamladı

Kiraz Ağaçlarının Dallarında Bir Tane Bile Kiraz Yok! Haber

Kiraz Ağaçlarının Dallarında Bir Tane Bile Kiraz Yok!

Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde zirai dondan etkilenen kiraz bahçelerinde incelemede bulunmak için gelen TBMM Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu üyelerine sunum yapan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü yetkililerinin verdiği hasar tespit rakamları toplantıda tartışma konusu oldu. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü don afeti sonrası 14 ilçede 633 çiftçinin 12 bin 745 dekarlık alanı için 96 milyon 800 bin TL’lik zarar açıkladı. Toplantıya katılan çiftçiler, belediye başkanı ve milletvekili hasar tespit rakamlarının var olan zararın çok altında olduğunu söyleyerek karşı çıktı. Mihalıççık’taki kiraz bahçelerinde de don sırasında ağaçlarda çiçek oluşumu olmadığı gerekçesiyle TARSİM eksperlerince ‘don afeti yoktur’ denildiği, yüzlerce kiraz üreticisinin on binlerce dönüm arazideki don zararının yok sayıldığı belirtildi. Ziyaretlerde üreticileri dinleyen Komisyon Başkanı Adem Korkmaz da, Eskişehir’de zararın tahminlerden biraz fazla olduğunu belirterek “Etkiler üç aşağı beş yukarı birbirine benziyor ama bölgelerdeki ekonomik etkileri tahminimizden biraz fazla gibi duruyor” dedi. ZİRAİ DON ARAŞTIRMA KOMİSYONU ESKİŞEHİR’DE Geçtiğimiz haftalarda CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in komisyonda yaptığı çağrının ardından TBMM Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu üyeleri Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde zirai dondan etkilenen kiraz bahçelerinde incelemelerde bulundu. Mihalıççık Belediyesi’ne ait soğuk hava deposuna uğrayan üyeler, ardından ilçedeki kiraz bahçelerine geçti. Burada çiftçiler ile yetkililerden duruma ilişkin bilgi alan komisyon üyesi milletvekilleri, kiraz bahçelerindeki zararı inceledi. MÜDÜRLÜK 96 MİLYON ZARAR AÇIKLADI, ÇİFTÇİLER KARŞI ÇIKTI TBMM heyetinin ziyaretinde sunum yapan Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, “14 İlçemizde bulunan 263 Mahallemizde 622 çiftçimize ait 12.745,6 dekarlık üretim alanında maliyet üzerinden, zarar hasarı oranında 96 Milyon 800 Bin TL zarar oluşturmuştur” dedi. Toplantıya katılan üreticiler, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum ve CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, özellikle Mihalıççık bölgesinde kiraz ağaçlarında yüzde yüz zarar olduğunu belirterek, hasar tespit rakamlarının yaşanan don afeti zararının çok altında olduğunu söyleyerek karşı çıktı. “NAKİT DESTEĞİ DERHAL SAĞLANMALI, BORÇLAR ERTELENMELİ” TBMM heyetinin kiraz bahçelerinde dinlediği üreticiler don olayının yaşandığı andan itibaren yetkililere giderek bilgi verdiklerini söylerken, TARSİM’in birçok kiraz bahçesindeki don afetini kayıtlara geçirmediğini söyledi. Üreticiler dondan zarar görenlere nakit desteğinin bir an önce sağlanmasını isterken, bankalara olan borçlarının faizsiz ertelenmesini, kredi desteğinin sağlanmasını ve TARSİM’in revize edilerek üreticilerin, çiftçilerin mağduriyetlerini giderecek şekilde işlemesi gerektiğini söyledi. “9 BİN AĞACIMDA KİRAZ YOK, TARSİM ‘DON YOK’ DİYOR” Yaklaşık 8 ila 9 bin kiraz ağacının don afetinden zarar gördüğünü söyleyen üretici Sadettin Kızılkaya: “Benim yaklaşık 80 dönüm arazimde 9 bin ağacım var. Nisan 11’de don hasarı gördük. Hemen TARSİM’e haber verdik. Eksper geldi, baktı. ‘Bu kış vurgunudur, don yok’ diye rapor verdi gitti. Bana rapor vermişler yüzde sıfır hasar diye. TARSİM bizim yanımızda değilse biz niye yaptırıyoruz bunu. Yüzde yüz hasar var, bir tane yiyecek kirazımız yok! Masrafımız çok, biz üreticiler olarak ödemelerin bir an önce yapılmasını ve borçlarımızın kredilerimizin ertelenmesini istiyoruz” dedi. “BORÇLARIMIZI NASIL ÖDEYECEĞİZ DİYE DÜŞÜNÜYORUZ” Üreticilerinin borçlarının çok fazla olduğunu söyleyen Erkan Koşar ise, “Girdiler çok yüksek. Mazot, gübre çok yüksek. Kiraz ağaçlarında kiraz yok. Herkesin kiraz bahçesinde hasar yüzde yüz. Ben şu anda emekliyim 14 bin maaş ile geçiniyorum. Yakıta borçlanıyoruz, tarım krediye borçlanıyoruz. Biz bunları nasıl ödeyeceğiz onları düşünüyoruz” diye konuştu. Başka bir kiraz üreticisi ise, “Ben en az 80 bin liralık TARSİM yaptırdım. Hasar yok diyor. TARSİM alt yapısındaki yönetmelikte sıkıntılar var ve ödeme yapmıyorlar” dedi. RAPORLAMALARDA EKSİKLİKLER VE İHMALLER VAR Eskişehir’de kiraz bahçelerinde yüzde yüz hasar olduğunu söyleyen CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de ziyaretlerde şunları söyledi: “Öncelikle çağrımızı dikkate alarak şehrimize gelip üreticilerimizin, çiftçilerimizin mağduriyetini yerinde inceleyen komisyon başkanımıza, komisyon üyesi milletvekillerimize teşekkür ederim. Mihalıççık’ta kiraz bahçelerinde kiraz ağaçlarının dallarında bir tane bile kiraz yok. Yüzde 100 kayıp var. Hepsini gelen heyete anlattık. Üreticilerimiz, çiftçilerimiz anlattı. Sıkıntılar, yaşanan mağduriyet çok büyük. TARSİM’in raporlamasında büyük eksiklikler ve ihmaller var. Bahçelerde yüzde yüz hasar var ama TARSİM’e bakarsanız ya hiç zarar yok ya da yüzde 20, 30 zarar var. Ağaçlar çiçek göstermemiş diye ‘zarar yok, biz bunu karşılamayız’ demişler. Her birinin her yere borçları var ödeme yapacaklar ama ortada kiraz yok. Gelir olmadığı için ödeme yapamayacaklar. Üreticilerimizin borçlarının ertelenmesi ve hızlı bir şekilde kredi çıkarılması gerekiyor. TARSİM’in değerlendirmelerinin yeniden revize edilmesi ve bahçelere yüzde yüz zarar yazılması lazım. Dönüm başına 19 bin zarar, 25 bin lira maliyet var. Bunların bir an önce karşılanması gerekiyor” dedi. Toplantılara, TBMM Zirai don Araştırma Komisyonu Başkanı Adem Korkmaz ile komisyon üyesi milletvekillerinin yanı sıra CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum, Eskişehir Vali Yardımcısı Adem Keleş, Mihalıççık Kaymakamı Furkan Öztürk, İl Tarım ve Orman Müdürü yetkilileri, Ziraat Odası Başkanları, üreticiler ve bölge muhtarları katıldı.

AKP İstibdat Dönemini Sürdürüyor, Türkiye’de Basın Özgürlüğü Askıda! Haber

AKP İstibdat Dönemini Sürdürüyor, Türkiye’de Basın Özgürlüğü Askıda!

Muhalefete yönelik baskı ve sansürü tam gaz sürdüren AKP, gerçeklerin duyulmasını engellemek için de RTÜK eliyle televizyon kanallarını karartıyor, halkın haber alma hakkını engelliyor. Yargı kanallar için verilen karartma girişimine ortak olursa, 8 Temmuz Salı gecesi itibariyle Halk TV ve Sözcü TV’nin ekranları 10’ar günlük karartılacak. Türkiye’nin en çok izlenen televizyon kanallarından Halk TV ve Sözcü TV’nin 10 gün boyunca karartılacak olmasına tepki gösteren CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, “AKP hepimize istibdat dönemi yaşatmaya devam ediyor! Televizyon kanallarının karartılması son icraatları! Demokrasinin olmazsa olması basın özgürlüğünü ve halkın haber alma hakkını korumak için mücadelemizi sürdüreceğiz! Sandığı önümüze getirdiğimizde 86 milyon bu istibdat iktidarına hep birlikte son verecek, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve basın özgürlüğünü yeniden inşa edeceğiz” dedi. GAZETECİYE HAPİS, KANALLARA KARATMA Saray rejimi bir yandan CHP ve CHP’li belediyelere yönelik baskıyı arttırırken, gerçeklerin öğrenilmesinin önüne geçmek için de basın özgürlüğünü tümden kaldırdı. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in kamuoyu ile paylaştığı 6 aylık basın raporu basın özgürlüğü alanındaki kara tabloyu gözler önüne serdi. Ocak-Haziran ayını kapsayan 6 aylık süreçte gazeteciler 380 kez hâkim karşısına çıkarken, 70 gazeteci gözaltına alındı, 34 gazeteci tutuklandı. Haberleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle 30 gazeteci tehdit ve fiili saldırılarla karşılaştı. RTÜK ise Ocak-Haziran’ı kapsayan 6 aylık dönemde Sözcü TV, Halk TV, TELE 1, NOW habere 49 kez yaptırım uyguladı. 6 AYDA 34 GAZETECİYE ZİNDAN! Gazeteci Fatih Altaylı, Youtube kanalındaki sözleri gerekçe gösterilerek tutuklanırken, cezaevinden gönderdiği mesajlarının paylaşıldığı boş koltuğuyla yapılan yayınlar milyonlarca kişi tarafından izlendi. Artvin merkezli operasyonlarda gözaltına alınan gazeteciler Ozan Cırık, Dicle Baştürk, Yavuz Akengin ve Eylem Emel Yılmaz haziran ayında tutuklandı. İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun basın açıklamasında dile getirdiği bilirkişiye cevap hakkı tanıyan Halk TV’nin beş sunucu ve yöneticisi şubat ayında gözaltına alınırken, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş 34 gün tutuklu kaldı. İlke TV’den Ercüment Akdeniz ve Elif Akgül, Kentim Şişli gazetesi sahibi Saime Oğuzhan, Kaos GL Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı HDK soruşturmaları kapsamında tutuklandılar. Gazeteci Furkan Karabay yaptığı programlar ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek mayıs ayından bu yana cezaevinde. Gazeteciler Orhan Bursalı, Özlem Gürses, Hayri Demir, Barış Pehlivan, Evrim Kepenek, Bahadır Özgür ve Nevşin Mengü haber, yorum ve paylaşımları gerekçe gösterilerek hapis cezalarına çarptırıldı. YENİ BASKI: EV HAPSİ VE ADLİ KONTROL Gözaltı ve tutuklamaların yanı sıra birçok gazetecinin özgürlüğü de ev hapsi, yurt dışına çıkış yasağı, düzenli imza verme gibi yükümlülükler ile engellenmekte. İsmail Saymaz ve Bursalı gazeteci Eren Öner ev hapsi ile kısıtlanan gazeteciler arasında yer aldı. Timur Soykan, Can Ataklı, Murat Ağırel, Hayri Tunç, Gökhan Kam, Bülent Kılınç gibi çok sayıda gazeteci ise tutuklanmasalar da adli kontrol tedbirleri ile özgürlükleri kısıtlandı. ŞAFAK OPERASYONU, GÖZALTI, SORUŞTURMA… Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Saraçhane ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde başlayan protestoları takip eden onlarca gazeteci şafak baskınları ile gözaltına alındı. NOW’dan Ali Onur Tosun, foto muhabir Bülent Kılıç, gazeteci Zeynep Kuray, AFP muhabiri Yasin Akgül, gazeteci Hayri Tunç, İBB foto muhabiri Kurtuluş Arı, Evrensel muhabiri Nisa Sude Demirel, ETHA muhabiri Elif Bayburt ve gazeteciler Gökhan Kam, Barış İnce, Murat Kocabaş, Yağız Barut, Zişan Gür ve Çiğdem Öztürk gözaltına alındı. Üniversitelerdeki protestoları takip eden gazeteciler üniversitelere alınmadı. Birgün muhabiri Havva Gümüşkaya Ankara’daki, T24 muhabiri Can Öztürk de Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemleri takip ederken gözaltına alındı. İsmail Saymaz, Halk TV ana haber sunucusu Ece Üner, Halk TV Programcısı ve Halk TV İnternet Sitesi Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve gazeteci İrem Afşin haberleri, sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı. Şirin Payzın, Yılmaz Özdil, İsmail Arı, Mustafa Bildircin, Fırat Fıstık, Sarya Toprak, Altan Sancar, Sedef Kabaş, Gülistan Dursun, Barış Yarkadaş hakkında haber, yazı ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek soruşturmalar açıldı. SALDIRI, DARP, TEHDİT, ENGELLEME Saraçhane’deki protestolara yapılan polis müdahalesinde Anadolu Ajansı Muhabiri Hakan Akgün, AFP foto muhabiri Yasin Akgül, Reuters Muhabiri Dilara Şenkaya, Bianet Muhabiri Ali Dinç, İlke TV Muhabiri Eylül Deniz Yaşar, Özgür Gelecek Muhabiri Yusuf Çelik ile serbest gazeteciler Kemal Aslan ve Rojda Altıntaş’ın da aralarında olduğu onlarca gazeteci darp edildi. İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarını takip eden gazeteciler barikatla engellendi. Kuzey Kıbrıslı gazeteci Ayşemden Akın 2022 yılında öldürülen yasa dışı bahis baronu Halil Falyalı'nın finans müdürü olarak bilinen Cemil Önal ile yaptığı röportajlar nedeniyle hedef gösterildi. Akın'a destek için gazeteciler imza kampanyası başlattı. Gazeteciler Murat Ağırel, Alican Uludağ, İsmail Arı, Osman Çaklı, Zeynep Durgut, Şule Aydın’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci haberleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tehdit edildi. RTÜK İŞ BAŞINDA! ‘İMAMOĞLU YAYINLARI’NA REKOR CEZA… AKP’nin basına yönelik baskı ve sansürü en çok RTÜK eliyle verilen cezalarda kendini gösterdi. RTÜK İmamoğlu'nun gözaltı ve tutuklanmasıyla başlayan protestoları ekrana yansıtan televizyon kanallarını önce tehdit etti, ardından da görülmemiş ağır cezalara çarptırdı. RTÜK muhalefetin boykot çağrılarının yayınlanmaması için de televizyon kanallarına tehdit savurdu. RTÜK üyesi Tuncay Keser’in kamuoyu ile paylaştığı rapora göre; RTÜK çoğunu muhalif kanalların oluşturduğu 7 kanala altı ayda 49 yaptırım uyguladı. Sözcü TV’ye 14 ceza, Halk TV’ye 13 ceza, Tele 1’e 11, Now’a 7, Flash Haber’e 2 kez ceza verildi. Cezaların toplamı 99.1 milyon liraya ulaştı. Sözcü TV ve Halk TV’ye 10 günlük yayın durdurma cezaları verilirdi. Yargı bu karartma girişimine dur demezse, 8 Temmuz Salı gecesi itibariyle Halk TV ve Sözcü TV’nin ekranları 10’ar gün karartılacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yumruklu saldırı haberleri, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın tutuklanması, KKTC’deki mafya ve yolsuzluk haberlerinin Türkiye’deki uzantılarına ilişkin iddiaların yer verildiği yayınlardaki ifadelere yönelik kanallara ceza yağdı. İstanbul Başsavcılığı’nın talebiyle Gezi Parkı soruşturması kapsamında medyanın 12 yıl önceki yayınları da incelemeye alındı. Gazeteci Barış Pehlivan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili dosyalara atanan bilirkişi ile yaptığı telefon görüşme kaydının yayınlanması Halk TV için ceza gerekçesi yapıldı. SİYASETÇİNİN, GAZETECİNİN, SANATÇININ HESABINA ULAŞILAMIYOR! Erişim engellemeleri 2025 yılının ilk yarısında da basın özgürlüğü önündeki en büyük engellemelerden biri olmaya devam etti. AKP iktidarı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına getirdiği karatmanın yanı sıra, İmamoğlu protestolarının yayılmasını engellemek için sosyal medyaya da kısıtlama getirdi. X, YouTube, Instagram, Facebook, TikTok, Telegam ve Signal gibi platformlara erişim engellendi. İktidarın baskısıyla çok sayıda X hesabına ve sosyal medya paylaşımına erişim engeli getirildi. Furkan Karabay, Umut Taştan, Elif Çetiner, Altan Sancar, Ali Macit, Erk Acarer’in aralarında olduğu çok sayıda gazeteci ve ünlünün X hesapları erişime engellendi. X'in Küresel Hükümet İşleri Birimi, BTK'nın Metin Cihan, Artı Gerçek, Hayko Bağdat gibi 126 hesabı engelleme emrine karşı AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. Çok sayıda gazeteci ile yayıncının YouTube hesapları da erişime engellendi. Sosyal medya kullanıcılarının yeni adresi olan Bluesky’a yönelik de erişim engelleme kararları verildiği ortaya çıktı. Ekmek ve Gül, Halkevleri, Gazete Yolculuk, Çağdaş Hukukçular Derneği, LeMan Dergisi, Bianet ile gıda ürünlerinin içeriklerini inceleyip tüketicileri bilinçlendirmeyi amaçlayan Gıda Dedektifi hesabının da aralarında bulunduğu yüzlerce X hesabına erişim engeli getirildi. Ocak-Haziran aylarını kapsayan dönemde erişime engellenen haber içeriklerden dikkat çekici olanlar şöyle: “İsrail’i protesto gösterilerine katılanlara çıplak arama ve kötü muamele iddialarının yer aldığı haberler, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı ve eşi hakkındaki ‘bosa spekülasyonu’ iddiaları, Espressolab’in adının geçtiği sosyal medya paylaşımının da içinde olduğu çok sayıda haber ve paylaşım, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaline ilişkin raporu hazırlayan akademisyen hakkındaki haberler, et entegre tesislerinde hayvanlara işkence haberleri, Bugün Kıbrıs gazetesinden Ayşemden Akın’ın, Halil Falyalı’nın eski finans müdürü Cemil Önal ile gerçekleştirdiği röportajlarda gündeme gelen ve üst düzey bürokratlar ile siyasetçilere ait olduğu iddia edilen yolsuzluk, şantaj, rüşvet görüntülerinin yer aldığı kasetlere ilişkin haberler, yediği yemeği beğenmediği için hesap ödemediği iddia edilen kaymakama ilişkin haberler.”

Milletvekili İbrahim Arslan Seyitgazi'de Yangın Bölgesinde Haber

Milletvekili İbrahim Arslan Seyitgazi'de Yangın Bölgesinde

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan Şükranlı ve Bardakçı mahalleleri arasında çıkan orman yangınını haber alır almaz Seyitgazi'ye gitti. Şükranlı ve Bardakçı köyleri arasındaki ormanlık alanda çıkan yangın, büyümeden söndürüldü. Türkiye’nin farklı bölgelerinde devam eden orman yangınlarına bir yenisi bugün Eskişehir’de eklendi. Seyitgazi ilçesi, Şükranlı ve Bardakçı köyleri arasındaki ormanlık alanda öğle saatlerinde çıkan yangın, kısa sürede büyüme eğilimi gösterdi. Yangın, ekiplerin zamanında müdahalesi sayesinde kontrol altına alındı. Yangın alanına ilk gidenlerden biri: CHP Milletvekili İbrahim Arslan Yangının haber alınmasının ardından bölgeye ilk ulaşan isimlerden biri CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan oldu. Hem yerinde incelemelerde bulunan hem de yetkililerden bilgi alan Arslan, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Son günlerde Türkiye’nin dört bir yanında süren orman yangınları hepimizi derinden endişelendiriyor. Bugün Eskişehir’de de böyle bir yangının çıkması kaygılarımızı daha da artırdı. Şükürler olsun ki yangın, ekiplerin büyük gayretiyle kontrol altına alındı.” Valilik, belediyeler, kurumlar ve gönüllüler omuz omuza Yangına müdahalede çok sayıda kurumun eşgüdüm içinde çalıştığını vurgulayan Arslan, teşekkürlerini şöyle sıraladı: “Başta Eskişehir Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy olmak üzere; Seyitgazi Kaymakamı Sayın Abdülkadir Zengin, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ayşe Ünlüce, Seyitgazi Belediye Başkanımız Sayın Uğur Tepe, İtfaiye Daire Başkanı Mehmet Ali Çeliksoy ve itfaiye personeli, ESKİ ekipleri, İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammed Gümüş ve mesai arkadaşları, Seyitgazi, Odunpazarı ve Tepebaşı belediyeleri, İl Jandarma Komutanlığı, emniyet güçleri, AFAD, Kızılay, gönüllü arama kurtarma ekipleri, Kırka Eti Maden İşletmesi çalışanları ve köylülerimiz el birliğiyle yangının büyümesini önledi Hepsine minnettarız.” “Ormanlarımız geleceğimizdir” uyarısı Yangından etkilenen vatandaşlara “geçmiş olsun” dileklerini ileten Arslan, açıklamasını şu çağrıyla sonlandırdı: “Ormanlarımızı korumak sadece devletin değil, her bir yurttaşımızın da görevidir. En küçük bir ihmalin geri dönülemez sonuçlar doğurabileceğini unutmadan, hep birlikte daha dikkatli, daha hassas olmalıyız. Doğamızı korumak, geleceğimizi korumaktır.” Soruşturma başlatıldı, soğutma çalışmaları sürüyor Yangının çıkış sebebiyle ilgili yetkililerce soruşturma başlatıldı. Bölgede ekiplerin soğutma çalışmaları aralıksız sürüyor. Yetkililer, vatandaşları özellikle sıcak ve rüzgârlı yaz günlerinde ormanlık alanlarda daha dikkatli olmaya çağırıyor.

Bu Dava Geçmişin Değil, Geleceğin Davasıdır Haber

Bu Dava Geçmişin Değil, Geleceğin Davasıdır

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Sivas Katliamı’nın 32. yılında adaletin hâlâ sağlanmadığını ve yaşanan sürecin hem hukuku hem vicdanları yaraladığını belirtti. 2 Temmuz 1993’te yalnızca insanlık yanmadı, Türkiye’nin vicdanı yakıldı, hukuk yakıldı, ortak yaşama kültürü yakıldı. O gün, aralarında şairlerin, ozanların, akademisyenlerin, kadınların ve çocukların bulunduğu 33 canımız göz göre göre, adeta canlı yayında yakılarak katledildi” diyen Arslan, katliamın örgütlü, ideolojik ve siyasal bir nefret suçu olduğunu vurguladı. “Failler korundu, hukuk katledildi.” Katliamın üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen tüm faillerin yargı önüne çıkarılmadığını hatırlatan Arslan, yurt dışında olduğu bilinen sanıkların adeta korunduğunu ve iade taleplerinin sessizce rafa kaldırıldığını ifade etti: “Bazı hükümlüler sağlık gerekçesiyle affedildi, bir kısmı salıverildi. Ama en acısı, bu kez hukuk katledilerek dava zaman aşımına uğratıldı. İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmaz. Bu mesele sadece hukuk değil, aynı zamanda vicdan meselesidir.” “Bu defter kapanmadı, o yara kapanmadı.” Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruların yıllarca bekletildiğini, toplumun ve ailelerin adaleti boşuna beklediğini söyleyen Arslan, “Sonunda birileri dedi ki, ‘Bu defter kapandı.’ Hayır, bu defter kapanmadı. O yara kapanmadı. Yüreğimizdeki o yangın hâlâ sönmedi, yanmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Yüzleşmeye cesaret edemiyorsunuz.” Sivas Katliamı’nın Meclis’te daha önce defalarca araştırılmak istendiğini ancak her defasında iktidar milletvekilleri tarafından reddedildiğini belirten Arslan, iktidara şöyle seslendi: “O binanın her tuğlası bu ülkenin yüzleşemediği karanlığı hatırlatıyor. Çünkü yüzleşmeye cesaretiniz yok. Çünkü Alevilere eşit yurttaşlık hakkı çok görülüyor. Çünkü bazı hayatlar makbul, bazıları ise görmezden gelinmeye değer sayılıyor.” “Susmayacağız, unutmayacağız, unutturmayacağız.” Sivas Katliamı ile hesaplaşılmadan gerçek bir toplumsal barışın mümkün olmayacağını vurgulayan Arslan, şu çağrıyı yaptı: “Bu dava geçmişin değil, geleceğin davasıdır. Bu dava yargının bağımsızlığıyla, hukukun üstünlüğüyle, ülkenin toplumsal barışıyla ilgilidir. O nedenle biz susmayacağız, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu katliamı yapanları, yaptıranları, buna göz yumanları ve aydınlatmayanları asla affetmeyeceğiz.” “Önergemize destek verin” Arslan, konuşmasını Meclis’e somut çağrıyla tamamladı: “Madımak Katliamı, Meclis çatısı altında tüm yönleriyle araştırılmalıdır. Zaman aşımına yol açan adli ve idari ihmaller ortaya konmalı, yargı sürecine müdahale eden yapılar ve kişiler mutlaka açığa çıkarılmalı, dava insanlığa karşı suç olarak yeniden ele alınmalıdır. Unutmayın ki bugün susarsak, yarın daha çok yanarız.” Arslan’ın konuşmasının ardından CHP Grubu tarafından verilen araştırma önergesi, iktidar partisi ve ortaklarının oylarıyla bir kez daha reddedildi. Ancak bu karanlığı örtmeye yönelik her girişime rağmen, Arslan ve CHP Grubu bu davanın peşini bırakmayacaklarını, gerçek adalet sağlanıncaya kadar susmayacaklarını vurguladı.

CHP'yi Mahkeme Salonlarında Hizaya Sokamazsınız! Haber

CHP'yi Mahkeme Salonlarında Hizaya Sokamazsınız!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, kurultay davasının yine sonuçlanmayıp 8 Eylül’e ertelenmesine tepki gösterdi. Milletvekili Arslan paylaşımında, 8 Eylül’ün ertesi gününün CHP’nin kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül olduğuna dikkat çekerek, “Sarayın vesayetindeki yargı, 9 Eylül’e göz kırpan bu tarih oyunuyla CHP’nin iradesine pusu kuruyor” ifadelerini kullandı. Milletvekili İbrahim Arslan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "CHP’yi dizayn etme davasında yine karar çıkmadı! Duruşma 8 Eylül’e ertelendi. Tesadüf mü? Asla! Çünkü 8 Eylül’ün ertesi günü, 9 Eylül: Partimiz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin doğduğu gün! Sarayın vesayetindeki yargı, 9 Eylül’e göz kırpan bu tarih oyunuyla CHP’nin iradesine pusu kuruyor. Ama boşuna! Kurultayları da, kararları da bu partinin onurlu üyeleri verir. CHP’yi mahkeme salonlarında hizaya sokamazsınız! Kurultay süreçlerine kumpas kurarak bu partiyi içeriden teslim alabileceğinizi sananlara sesleniyorum: CHP teslim alınamaz, CHP biat etmez! Unutmayın: Bu parti mahkeme kapılarında değil, milletin bağrında kuruldu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kaderini ne Saray belirler, ne onun vesayetindeki yargı, ne de bu kararlardan medet umanlar! Sarayın hesapları, CHP’yi hizaya getirmeye değil, CHP’nin direnişini büyütmeye yarar! Bu halkın partisini kumpasçılara asla teslim etmeyiz!"

İklim Yasası Değil, Doğa Katliamının Hukuki Kılıfı! Haber

İklim Yasası Değil, Doğa Katliamının Hukuki Kılıfı!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşmeleri süren İklim Kanunu Teklifi’ne ve önümüzdeki hafta Genel Kurul’a gelmesi beklenen doğa talanını kolaylaştıran yasal düzenlemelere ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Milletvekili Süllü, iklim krizinin etkilerini derinleştiren ve doğayı şirketlerin hizmetine sunan yasal düzenlemelere karşı kamuoyunu uyardı: “İklim krizi ile mücadelede iklim krizinin tetikleyicisi fosil yakıtlardan çıkış, termik santrallerin kapatılması, ormansızlaşma ile mücadele yerine tam tersine maden ve enerji şirketlerinin uygulamalarını kolaylaştıracak bir teklif var önümüzde.” “Kanunları kanunla aldatmaya çalışıyorlar” Türkiye’nin derin bir ekonomik krizden geçtiğini hatırlatan Süllü, “Vatandaşlarımızın bırakın eti, meyveye dahi ulaşamadığı bir süreçte, milyonlarca yurttaşımızın çözüm bekleyen temel sorunları varken, TBMM’de ardı ardına ülkemizi felakete sürükleyecek iki yasa teklifiyle karşı karşıyayız” dedi. Yasama sürecini “iktidara hizmet eden büyük bir ikiyüzlülük” olarak niteleyen Süllü, “Tarihe, doğayı koruyor gibi yaparken doğayı yok eden bir Meclis olarak geçilecek. Bu tablo karşısında bir milletvekili olarak derin bir üzüntü duyuyorum” ifadelerini kullandı. “İklim krizi değil, kârın sürdürülebilirliği düşünülüyor” TBMM’ye sunulan İklim Kanunu Teklifi’nin, iklim kriziyle mücadele etmek yerine sera gazı salımını alınıp satılabilir bir piyasa unsuruna dönüştürdüğünü belirten Süllü, “İklim krizi, bedel ödeyerek daha fazla kirletmenin yolunu açan bir düzenlemeyle ticarileştiriliyor. Yasanın tek sürdürülebilirliği, şirketlerin kârının sürdürülebilirliği!” dedi. Süllü, artan sıcaklıklar, kuraklık, su kıtlığı, tarımda verim düşüşü, gıda fiyatlarındaki artış ve sağlık sorunlarının doğrudan iklim krizinin sonuçları olduğunu hatırlatarak, “Yasa teklifinde kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi kırılgan kesimlerin hiçbir şekilde gözetilmediği açıkça görülüyor” diye konuştu. “Toplumsal muhalefetin uyarılarına kulak tıkadılar” 4 Nisan’da teklifin Meclis gündeminde ilk kez görüşüldüğü sırada yaptığı uyarıları hatırlatan Süllü, “Bu yasa tam anlamıyla bir ‘yeşil aklama’ ve göz boyama yasasıdır, geri çekilmeli demiştik. Komisyona çekildiği sanılırken hiçbir değişiklik yapılmadan Meclis’e getirildi. Toplumsal muhalefetin ve uzmanların uyarılarına kulak tıkadılar” dedi. “İklim krizinin tetikleyicileri destekleniyor” İklim yasasına itiraz ederken, şimdi çok daha vahim bir düzenlemeyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Süllü, “Doğa ve yaşam savunucularının, bilim insanlarının ve köylülerin tüm itirazlarına rağmen, halk arasında ‘süper izin’ ve ‘talan yasası’ olarak bilinen düzenlemeleri torba yasaya doldurup Meclis gündemine taşıdılar. ‘Üstün kamu yararı’ adı altında kamulaştırmalar kolaylaştırılarak, vatandaşın tapulu arazisine el atmanın önü açılıyor” dedi. Söz konusu düzenlemelerin; ormanlar, sulak alanlar, milli parklar, su kaynakları ve zeytinliklerin madenciliğe açılmasının önünü açtığını belirten Süllü, “2053 net sıfır emisyon hedefinden bahsederken kömür madenciliğini teşvik ediyor, karbon yutak alanları olan ormanları Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne devrederek doğayı sermayeye teslim ediyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. “Yasalar şirketlerin taleplerine göre şekillendiriliyor” Yasa teklifinin Orman, Mera, Çevre gibi koruma yasalarını etkisiz hale getirdiğine dikkat çeken Süllü, “Yatağan, Akbelen gibi bölgelerde maden şirketlerinin taleplerine göre koordinatlar belirlenerek yasal düzenlemeler yapılıyor. Şirketlere özel yasa üretiliyor” ifadelerini kullandı. İktidarın bir yandan sözde iklim yasası çıkarıp sınırda karbon düzenlemesi getirdiğini söyleyen Süllü, “Diğer yandan iklim krizini büyüten fosil yakıtlarla enerji üretimi için her türlü kolaylığı sağlıyorsunuz. Bu nasıl bir çelişkidir?” diyerek iktidarın ikiyüzlü yaklaşımını eleştirdi. “Talan yasasını tümden geri çekin” Süllü, İklim Yasası teklifinin doğayı korumak yerine talana açtığını vurgulayarak, “İklim yasasında önceliklenmesi gereken doğa, bu düzenlemeyle talana açılıyor. Ülkemizin ve gelecek nesillerin geleceği hiçe sayılıyor,” dedi. Teklife karşı bir kez daha çağrıda bulunan Süllü, “İklim Yasası Teklifi geri çekilmeli, doğayı ve toplumu önceleyen gerçek bir iklim yasası hazırlanmalıdır. Talan yasasını tümden geri çekin; şirketlerin çıkarı uğruna geleceğimizi yok etmeyin,” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.