SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Eskişehir Milletvekili

Porsuk Haber Ajansı - Chp Eskişehir Milletvekili haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Eskişehir Milletvekili haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Süllü: "Kanserle Anılan Kaymaz'a Önlem Alınmıyor!" Haber

CHP'li Süllü: "Kanserle Anılan Kaymaz'a Önlem Alınmıyor!"

Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin mahkemeden aldığı yürütmeyi durdurma kararına karşın, Kaymaz Altın ve Gümüş Madeni Üçüncü kapasite Artışı (MAD-3) ile İlave Maden Atık Depolama Tesisi projesinin uygulanmakta olduğu yönünde alınan şikayetlerle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesine gelen yanıt ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Süllü, “Yurttaşlarımızdan gelen şikayetler ve Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu’nun, uydu görüntülerine dayanarak, MAD-3 tesisinde inşai faaliyetlere devam edildiği yönündeki iddialar üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi vermiştim. Nihayet aylar sonra yanıt geldi.” dedi. Önergeye verilen yanıtı değerlendiren Süllü, uydu görüntüleri konusunda Bakanlığın sessiz kalmasına ve 26 Aralık 2024 tarihinden itibaren hiçbir denetim yapılmamasına tepki göstererek bir an önce yeni bir denetim yapılması çağrısında bulundu. Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz Mahallesi mevkiinde Koza Altın İşletmeleri Anonim Şirketi’nin Kaymaz Altın ve Gümüş Madeni Üçüncü kapasite Artışı ile İlave Maden Atık Depolama Tesisi (MAD-3) projesi için verilen ÇED Olumlu kararına karşı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından dava açılmış, mahkemece yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, yapılan incelemeler ve yargılama neticesinde ise dava haklı bulunarak “ÇED Olumlu” kararı iptal edilmişti. MAHKEMENİN DURDURMA KARARINA KARŞIN FAALİYETLER SÜRDÜRÜLDÜ MÜ? Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu’nun kamuoyu ile paylaştığı görüntülerde MAD-3 inşaatının, yürütmeyi durdurma kararına çok yakın bir tarih olan 15.04.2024 tarihinde sadece kazı ve membran döşemesi aşamasında olduğunun görüldüğünü ifade eden Süllü, “Yürütmeyi durdurma tarihi olan 30.04.2024 tarihinden sonraki döneme ait 08.05.2024, 30.05.2024, 29.07.2024 ve 19.11.2024 tarihli görüntülerde ise membran üzerinin görüntülerde beyaz renkli bir yapı malzemesi ile aşama aşama kaplandığı, inşaatın yürütmeyi durdurma kararından sonra da devam ettiği ve nihayet tamamlandığı görülmektedir” dedi. KAYMAZ’DA BİR AN ÖNCE YENİ BİR DENETİM YAPILMALI Bakan Kurum’un önergeye verdiği yanıtı değerlendiren Süllü, “İptal kararının icaplarına göre iş ve işlemlerin yürütüldüğü ifade edilen yanıtta, Bakanlık tarafından 01.07.2024 tarihinde 1 adet ve daha sonra İl Müdürlüğü tarafından 7 kez olmak üzere, toplam 8 kez denetim yapıldığı ve MAD-3 projesi ile ilgili herhangi bir inşai faaliyet ve/veya depolama faaliyetinin olmadığı bilgisi paylaşılmış” dedi. Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu’nun uydu görüntülerine dayanarak MAD-3 projesi ile ilgili inşai faaliyetlerin yapıldığı yönündeki iddialara ise yanıt verilmediğini söyleyen Süllü, 2025 yılında yeni bir denetimin yapılmadığının anlaşıldığını ve yetkili makamların bir an önce yeni bir denetim yapması çağrısında bulundu. Süllü, maden şirketlerinin kar hırsının bölgede yaşayan canlı yaşamını yok saydığını vurgulayarak, Kaymaz Mahallesinde yılda 60-70 kişinin kanserden yaşamını yitirdiğini, ağaçların bile öldüğünü söyledi. MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ Jale Nur Süllü,A Kaymaz’ı dolayısıyla, Eskişehir’i etkileyecek yeni tehlikeye dikkat çekti.   Koza Altın İşletmeleri A.Ş.'ye ait Çanakkale’de açılacak maden   projesi için Bakanlık’ta yapılan 2. İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısına Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu bileşenleri temsilcileri ile katıldığını ifade eden Süllü, "Çanakkale’de açılacak maden ocağından tam 517 kilometre uzaklıktaki Sivrihisar Kaymaz Mahallemize her gün 300 kamyon, İzmir Bergama Ovacık’a ise 78 kamyon cevher taşınacak. Toplamda günde 378 kamyonun yaratacağı emisyon gazı, trafik yoğunluğu ve çevre kirliliği ÇED raporunda yeterince değerlendirilmemiştir. İnsan sağlığı ve doğa tamamen göz ardı edilmiştir. Üstelik ÇED süreçleri de usule aykırı yürütülmüş, tüm itirazlarımıza karşın İnceleme Değerlendirme Toplantısında ‘olumlu görüş’ bildirildi. Bu hukuksuz ve doğa katliamı niteliğindeki projeye karşı mücadelemizi sonuna kadar kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.

Millet İradesinin Üstünde Hiçbir Güç Yoktur Haber

Millet İradesinin Üstünde Hiçbir Güç Yoktur

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, “Millet iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur! Ulusal egemenliğin millet iradesine emanet edilmesinin 105’inci yılında bir kez daha vurguluyoruz ki Gazi Meclis’imize, millet iradesine büyük kararlılıkla sahip çıkacağız. Geleceğe dair en kıymetli hazinemiz çocuklarımıza hediye edilen tek bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun” dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 105’inci yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Çakırözer’in mesajı şöyle: “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı aynı zamanda Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 105. yıl dönümü. 23 Nisan 1920 Türk milletinin iradesinin yok edilemez olduğunun dünyaya ilan edildiği gündür.  TBMM’nin açılmasıyla birlikte, her türlü işgal ve tehdit karşısında, milletimizin iradesi sadece topraklarımızda değil, tüm dünyada hüküm sürecek bir egemenlik anlayışının temelini atmıştır. Millet iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur. Ancak bugün iktidar yetkisini kullananlar yönlendirdikleri yargı eliyle Millet iradesini gasp etmekten, seçilmiş belediye başkanlarını hapsetmekten, demokrasiye darbe vurmaktan zerre çekinmiyorlar. Bizler Gazi Meclis’in itibarını, saygınlığını ve millet iradesini yok etmek isteyenlere karşı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.  Cumhuriyet değerlerinin hakim kılındığı, güçler ayrılığının yeniden oluşturulduğu ve parlamenter demokrasiye dönüldüğü, çağdaş, demokratik bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle başta geleceğimiz olan çocuklarımız olmak üzere 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyor; Cumhuriyetimizi kuran ve bugünü çocuklarımıza armağan eden Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Aydınlık yarınlarımız evlatlarımız için barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşadığımız bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz.”

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun Haber

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan  23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama mesajı yayınladı. Milletvekili İbrahim Arslan mesajında şu ifadelere yer verdi; "105 yıl önce, 23 Nisan 1920’de millet iradesi Ankara’da vücut bulmuş, Türkiye Büyük Millet Meclisi açılarak egemenlik saraydan alınıp halka verilmiştir. Bu tarihi gün, halkın kendi kaderini eline aldığı bir dönüm noktasıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu büyük devrimi çocuklara armağan ederek hem  geçmişin kazanımlarını hem de geleceğin sorumluluğunu bizlere miras bırakmıştır. Ancak bugün, bu miras ağır bir tehdit altındadır. TBMM, yetkileri fiilen elinden alınmış, karar alma gücü saray rejiminin gölgesinde etkisizleştirilmiş bir yapıya  dönüştürülmüştür. Yargıdan basına kadar her alanda tek adam rejiminin tahakkümü derinleşmektedir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi, bugün ne yazık ki bir anayasa maddesinden ibaret hale getirilmiştir. Bizler, bu karanlığa teslim olmayacağız. Bu topraklara demokrasiyi, laikliği, özgürlüğü kazandıran irade, bugün de dimdik ayaktadır. Bu ülkenin çocuklarına  karanlık değil aydınlık, korku değil umut, baskı değil özgürlük dolu bir gelecek bırakmak bizim namus borcumuzdur. Bu inançla, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurucu iradesini saygı, minnet ve kararlılıkla anıyor; halkımızın  ve tüm dünya çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum."

CHP'li Çakırözer: "Keyfi Atamaları Durdurun!" Haber

CHP'li Çakırözer: "Keyfi Atamaları Durdurun!"

Türkiye genelindeki proje okullarında çok sayıda öğretmenin yeri değiştirilirken, Eskişehir’de 17 proje okulunda yüzlerce öğretmen okullarından sürgün edildi ya da norm fazlası durumuna düştü. Eskişehir’de proje okulları uygulamasındaki atamalar nedeniyle yerlerinden sürgün edilen öğretmenler mağduriyetlerini CHP’li Utku Çakırözer’e anlattı. Proje okullarındaki atama mağduru öğretmenler, “Kaymakamların, Valinin ödüllendirdiği, yüksek puanlı, doktoralı, donanımlı, Cumhuriyet değerlerini, çağdaş eğitim ilkelerini kendine hedef edinmiş öğretmenler hiçbir kritere dayandırılmadan sürgün edildik. Müdürlerin keyfi kararıyla kara listeye alındık. Hangi kriterlerle bizleri sürüyorlar açıklasınlar! Proje okul uygulamasına derhal son versinler” dedi. CHP’li Çakırözer, “Öğretmenler mağdur, öğrenciler mağdur, veliler mağdur. Liyakatli, donanımlı, disiplinli öğretmenleri okullarından gönderiyorlar. Ortada büyük bir yanlış var. Bir an önce bu keyfi atamalar iptal edilmeli” dedi. “PROJE OKUL GARABETİNE SON VERİLSİN” Türkiye genelinde proje okullarında öğretmen kıyımı sürüyor. Eskişehir’de 15’i merkez 2’si ilçede toplam 17 proje okulunda yüzlerce öğretmen mağdur edildi. CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir’de proje okullarda mağdur edilen öğretmenlerle bir araya gelerek, öğretmenlerin mağduriyetlerini ve talepleri dinledi. Çoğunluğu Eğitim-İş ve Eğitim-Sen üyesi öğretmenler, “Proje okulları bir garabettir. Bu yanlış adımdan bir an önce geri adım atılmalıdır ve proje okulları garabetine son verilmelidir” dedi. “ANAOKULU ÖĞRETMENİYİM BENİ DE MAĞDUR ETTİLER” CHP’li Çakırözer’in Eskişehir’de dinlediği öğretmenler proje okulları uygulaması kapsamında yapılan atamalarda kendilerine yaşatılan mağduriyetleri şu şekilde anlattı: Gazi Meslek Lisesi’nde Uygulama Anaokulu Öğretmeni: “40 yıldır öğretmenin. 38 yıldır okulumda öğretmenlik yapıyorum. Ben mesleki, kültürcü değilim, Anaokulu öğretmeniyim. Ama beni de proje okulları için mağdur ettiler ben de gidiyorum. Okulumuzda proje okulu olarak bir bölüm var, grafik bölümü! Biz sadece bir bölümden dolayı mağdur oluyoruz. Sınavla gelmedim, 3-6 yaş çocuklara öğretmenlik yapıyorum. Ama proje okulu diye beni de mağdur ediyorlar. Benim aylıkla ödüllendirmem var, kaymakamlık ödüllerim var. Ben 40 yıllık öğretmenin ama asla oturmuyor çalışıyorum. Havuza alındım.” “MÜDÜRÜN KEYFİ ATAMASIYLA KARA LİSTEYE ALINDIK” Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretmeni: “Ben de 40 yıldır bu mesleği yapıyorum. Yurt dışında da 5 yıllık hizmetim var. Bolca ödülümüz var. Okulda en yüksek puanlı öğretmenlerden biriyim. Ben de müdürün keyfi atamasına dahil olmuş, listesine girmiş öğretmenlerden biriyim. Biz bu özelliklerimize rağmen kara listeye alınan öğretmenleriz.” “DOKTORASI, ÖDÜLÜ OLAN ÖĞRETMENLERİ GÖNDERDİLER” Edebiyat Öğretmeni: “Proje okulda Edebiyat Öğretmeniyim. Kendi okulumu birinci tercih olarak yazdım, 7 ayrı proje okuluna tercihte bulundum. Puanım yüksek olmasına rağmen hiçbir okula atanamadım. Havuzda kaldım. Benden daha düşük puanı olan arkadaşlarımız atandı. Neye göre yapıldı bilmiyoruz.  Aramızda doktorası olan, üstün başarı, belgesi olan öğretmenlere hiçbir sebep gösterilmeden ‘siz gidin’ denildi. Ancak gidebilecekleri okulları bile engellediler, havuzda kaldılar. Şu durumda ciddi bir mağduriyet var.” “HANGİ KRİTERLERLE GÖNDERİYORLAR AÇIKLASINLAR” “Sayın Bakan bizler ‘bu okulları işgal etmişiz, bu okullardan gitmek istemiyoruz’ gibi bir algı yaratıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bizler misyonumuzu tamamladığımız zaman kesinlikle gideriz. Tek istediğimiz şu: yeni gelen arkadaşlarımızın dosyasını açsınlar, bizim dosyamızı açsınlar ve bize ‘hocam yeni gelen arkadaş donanımlı, sizden daha donanımlı’ desinler. Biz gönül huzuruyla kurumlarımızı o arkadaşlarımıza teslim etmeye hazırız. Ve severek, arkadaşlarımızı takdir ederek, kurumdan ayrılırız tek istediğimiz bu. Bizim amacımız zaten çocuklarımızı bizden daha iyi öğretmenlere bırakmak. Ama yaşanan bu değil. İyi bir kriter olsun. Ve bizim yerlerimizi onlar alsın. Biz hangi kriterleri karşılayamıyoruz belli olmadığı gibi çoğu atanan öğretmenlerin kriterlerini de bilmiyoruz.” Bilişim Teknolojileri Bölümü Öğretmeni: “Alanımda puan sıralamasında 5. sıradayım. Benden düşük puanlı 3 kişi okulunda kaldı. Tezli Yüksek Lisansım da olmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmadan il emrine alındım.” “ÖĞRETMENLER ODASINI AYRIŞTIRDILAR” Eskişehir Eğitim İş Şube Başkanı Fadime Arslan: “Proje okullarında çalışacak öğretmenler şu anda mağdur edilmektedir. 181 öğretmen Eskişehir’de istemelerine rağmen hiçbir okula atanmamıştır. Neden olduğunu sorduğumuzda hiçbir cevap alamıyoruz. Burada atanamayan öğretmenler de mağdur. Yani o okulda olmayıp da proje okulu isteyen ‘neden atanmadım’ sorusuna cevap bulamıyor. Öğretmen odasını ayrıştırdılar öğretmenleri birbirine düşürdüler çünkü bir kriter olsaydı kalan da zan altında kalmayacaktı. Giden ‘neden gidiyorum’ diye soruyor gelemeyen ‘neden gelemedim’ diye soruyor. Ama Bakanlık bize her zamanki gibi kör sağır dilsiz.” “ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETÇİ ÖĞRETMENLERİ GÖNDERİYORLAR” “Nitelikli Eğitim almak Anayasal haktır. Her çocuğumuz eşit imkanlarda eğitim almalıdır. Bu yüzden de okulları proje okulları, nitelikli okul, niteliksiz okul diye ayırmak hem velilere hem öğrencilere hem de öğretmenlere yapılan büyük bir haksızlıktır. Proje okullarının asıl amacı, nitelikli okul diye tabir ettikleri ve Eskişehir'in gerçekten çok iyi öğrencilerinin gittiği bu okullardaki kurum hafızasını yok etmektir. Özellikle Atatürkçü, Cumhuriyetçi öğretmenleri buradan alıp o kurumdaki kültürü yok etmek istiyorlar. Çünkü okul bir kültürdür. Bu haksızlıktan bir an önce vazgeçilmelidir. Proje okulları bir garabettir ve bu garabete son verilmelidir. Herkes eşit imkanlarda eğitim almalıdır.” “ÖĞRENCİLER, AİLELER BÜYÜK VEFA ÖRNEĞİ GÖSTERDİ” “Gençlik bugün dedi ki ben öğretmenimi yalnız bırakmayacağım. Bütün okullarda öğretmenlerine destek vermek için onlar da bahçede değişik etkinlikler yaptılar. Buna eylem deyip çocuklara disiplin cezası vermeye çalışıyorlar. Eylem değildir bu, vefadır. Bu vefa duygusuyla öğretmene sahip çıkmadır. Bu da proje okullarındaki öğretmenlerin aslında öğrencilerle çok iyi bir bağ kurduğunu göstermiştir bugün. Sadece bu da değil, veliler de yine vefa örneği gösteriyorlar.” EĞİTİM SEN: “ARKADAŞLARIMIZI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ” Eskişehir Eğitim Sen Şube Başkanı Özkan Demirkol: “Burada büyük bir haksızlık söz konusu. Tamamen keyfiyete dayalı atamalar. Arkadaşlarımızın liyakatlerinin hiçe sayılıp öğrencilerinden koparılması ve itibarlarının bu şekilde yerler altına alınması bizim için kabul edilebilir bir durum değil. Bundan sonraki eylemliliklerimiz devam edecek. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız.” “KEYFİ ATAMALARA DERHAL SON VERİLSİN” “Bu keyfiyetin arkasında siyasi bir amaç var” diyen CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, proje okul uygulamasından derhal vazgeçilmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Görüyoruz ki Milli eğitime yönelik, okullara yönelik ele geçirme amacı var. Öğretmenler mağdur, öğrenciler mağdur, veliler mağdur. Bu öğretmenlerin hepsi yıllarını bu mesleğe vermiş alanlarının en iyi isimler ama neden gönderildiklerini bilmiyorlar. Yine proje okuluna gelmek için başvurmuş birbirinden değerli öğretmenler var neden alınmadıklarını bilmiyorlar. Ortada büyük bir keyfiyet var. Türkiye'de okulların daha da iktidarın güdümünde ideolojik yönlendirmeyi amaçlayan bir kampanyanın son ayağı ile karşı karşıyayız. Okullarda kadrolaşma amacıyla bilgili, donanımlı, iyi yetişmiş, Cumhuriyet değerlerini, Atatürk ilkelerini, çağdaş eğitimi kendine ilke edinen öğretmenleri yok sayıyorlar. Okullardan gönderiyorlar. Burada maalesef ne eğitim camiasının emekçileri olan öğretmenlerin sözleri dinleniyor ne onların tavsiyeleri dinleniyor ne liyakate bakılıyor ne deneyime bakılıyor. Hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde öğretmenin sözü dinlenmiyor. Ortada büyük bir yanlış var. Yapılması gereken bir an önce bu atamaların iptal edilmesi ve en kısa sürede bu proje okulları garabetine son verilmesidir. Burada ortak talebimiz: ne olduğu belli olmayan tamamen keyfi atamalara derhal son verilsin.”

Çakırözer: ''Bu Hukuksuzluk, Bu Zulüm Bir An Önce Sonlandırılsın'' Haber

Çakırözer: ''Bu Hukuksuzluk, Bu Zulüm Bir An Önce Sonlandırılsın''

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Marmara ile Bakırköy cezaevlerinde tutuklu öğrenci ve gazetecileri ziyaret etti. Çakırözer’in ziyaret ettiği tutuklu gençler, “Hem özgürlüğümüz hem de zor elde ettiğimiz eğitim hakkımız elimizden alınıyor, gasp ediliyor!” derken, gazeteciler “Biz de, haber alma hakkı için çalıştığımız okuyucu ve izleyicilerimiz de mağduruz! Bir an önce iddianamemiz hazırlanarak hakim önüne çıkmak istiyoruz” dedi. ÖĞRENCİLERİ DİNLEDİ, GAZETECİLERLE GÖRÜŞTÜ CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolarda tutuklanan öğrenciler yaklaşık bir aydır cezaevinde. Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik İstanbul merkezli operasyonlarda tutuklanan gazeteciler ise cezaevinde ikinci ayını doldurdu. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi ile Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu öğrenciler ile gazetecileri ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, ziyaretlerde kendisine aktarılan mesajları kamuoyu ile paylaştı. “İSTİKLAL MARŞI SÖYLEYEREK GÜNE BAŞLIYORUZ” Silivri Cezaevinde yaklaşık bir aydır kalan öğrenciler şunları söyledi: A.Ü.: “23 yaşındayım. 27 gündür tutukluyum. Tutuklanmama delil olarak gösterdikleri fotoğraflarda ben Türk bayrağı sallıyorum. Üzerimde de yine Türk bayrakları var. Hatta dünyada birçok gazetede benim bayrak sallarken fotoğrafım yer almış. Ben burada öğrendim. Hem üniversite okuyorum hem çalışıyorum. Bir aydır burada olmam muhtemelen bana dönem kaybettirecek. İşim kişisel antrenörlük. Kendi işim ama burada olduğum için bir aylık gelir kaybım var. Koğuşta ilk başta 32 öğrenciydik tahliyelerden sonra 7 kaldık. Türk bayrağı ve Atatürk posterleri asılı tüm duvarlarımızda. Her sabah önüne geçip saygı duruşunda duruyor ve İstiklal Marşı söyleyerek güne başlıyoruz.” “LEHİME ÖRNEK KARARLAR VAR, BENİ HALA TUTUYORLAR” M.E. : “18 yaşındayım. Oyun tasarımı bölümündeyim. KYK yurdunda kalıyorum. Maalesef sınavlarıma giremedim bu süreçte. Ders çalışabilmek için kitap istedim kitap da verilmiyor. Beni Kadıköy’de tutuklu öğrencilere destek için yapılan dayanışma sahnesinden gözaltına alıp tutukladılar. ‘Diktatör Erdoğan’ yazılı bir pankart nedeniyle tutuklandım. Oysa ‘Diktatör’ kelimesi suç değil. Hem Türkiye’de hem de dünyada birçok örnek yargı kararı var lehime olan. Ama ısrarla burada tutuyorlar.” “İŞİMİ YAPAMADIĞIM İÇİN KİRAMI ÖDEYEMEDİM!” B. A. : “31 yaşındayım, fotoğraf, video prodüksiyon işleri yapıyorum. Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklandım ama delil yok aleyhimize. Bir tane fotoğraf var, onda da kıyafetlerimiz aynı değil. Gözaltına alınırken kötü muamele gördük. Polise hiçbir direnişim olmamasına rağmen kafama diziyle bastırdı. 27 gündür buradayım. İşimi yapamıyorum. Yapamayınca para kazanamıyorum. Ama kiramı ödemem lazım. Neden burada tutuluyoruz belli de değil.” “HEM ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ HEM DE EĞİTİM HAKKIMIZ GASP EDİLİYOR” D.O. : “18 yaşındayım. Burslu okuyorum ve sınavlarımı kaçırmış durumdayım. Bursumu kaybedilebilirim. Hem özgürlüğümüz hem de zor elde ettiğimiz eğitim şansımız elimizden alınıyor, gasp ediliyor!” YILDIZ TAR: “CİDDİYETSİZ BİR DOSYA” Çakırözer’in Bakırköy ve Silivri Cezaevlerinde görüştüğü HDK soruşturması kapsamında tutuklu gazeteciler ise şunları söyledi: Serbest Gazeteci Yıldız Tar: “HDK soruşturması kapsamında iki aydır tutukluyuz. Önüme delil diye koydukları iki belgeden biri 2013’te Özgür Radyo’da çalışırken yaptığım bir haber. Diğeri 2012’de Boğaziçi Üniversitesi’nde katıldığım bir toplantı. Başka hiçbir şey yok. İddianamemiz hala çıkmadı. Bir an önce çıkmasını bekliyoruz ki hakim önünde suçsuzluğumuzu kanıtlayalım. Bizi içeride tutma gerekçeleri belli. Ekrem İmamoğlu’nu teröre bağlamak için hazırlanan bir planın parçası bu. HDK yasadışı bir örgüt değil. Genel Kurulunu yapıyor, eş başkanı biz tutuklanırken basın açıklaması yapıyordu. Neresinden baksanız saçmalık. Bu kadar ciddiyetsiz bir dosya” ERCÜMENT AKDENİZ: “BEN DE MAĞDURUM İZLEYİCİM DE MAĞDUR” İlke TV Programcısı Ercüment Akdeniz: “Suç değil ama benim HDK ile uzaktan yakından ilgim yok. Geçmişte EMEP’li olduğum bir dönem var. O dönemde yani 2011, 2012, 2013’de üç tane faaliyetten şimdi beni 12 yıl sonra zindana tıktılar. HDK’yı kriminalize gösterip İmamoğlu’na yönelttikleri kent uzlaşısı suçlaması ile bağlamak istiyorlar. Biz gazeteciyiz. Ve gazetecinin tutukluluğu sadece ona yönelik bir cezalandırma değil, halkın da cezalandırılması. Çünkü kamusal bir görev olan halkın haber alma hakkını sağlama görevimizi sorumluluğumuzu yerine getiremiyoruz buradayken. Ben de mağdurum, benim izleyicim de mağdur. Bir an önce iddianamemizin çıkmasını talep ediyoruz.” ELİF AKGÜL: “FETÖ’CÜ SAVCILARIN BELGELERİYLE BİZİ TUTUYORLAR!” İlke TV çalışanı gazeteci Elif Akgül: “Benim tek bildiğim şey gazetecilik. İlke TV’de çalışıyorum. Önüme belge diye koydukları tek şey gazetecilik faaliyetlerim. FETÖ’cü polis ve savcıların 12, 13 yıl önce hukuksuz dinlemelerle topladıkları belgelerle bizi burada tutuyorlar. 1 Mayıs 2013’te polisin DİSK binasına müdahalesi sırasında Bianet’te arkadaşlarımla yazışıyorum. Gezi Parkı eylemlerine ilişkin sorular sordular.  Bir de isim benzerliği olan başka bir Elif Akgül hakkındaki haberler bana soruldu! Tamamen siyasi rehine gibi tutuyorlar bizi burada. Birbirini tanımayan yüzlerce kişilik bir örgütüz, nasıl oluyorsa! Bakırköy Cezaevinde özellikle revire çıkma, doktora ve ilaçlara ulaşma konusunda sıkıntılar yaşıyoruz.” “BU HUKUKSUZLUĞU BİTİRİN! GENÇLERİ DERHAL SERBEST BIRAKIN!” Çakırözer ziyaretleri sonrasında yaptığı açıklamalarda Ekrem İmamoğlu’na özgürlük protestolarında tutuklanan gençlerin ve haksız hukuksuz özgürlüklerinden mahrum bırakılan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunarak, “Protesto hakkı Anayasal haktır! Bu öğrencilerin hiçbir suçu yok! Haksız hukuksuz özgürlüklerinden mahrum edildiler. Şimdi derslerine giremiyorlar, okullarına gidemiyorlar, işlerine gidemiyorlar! Burslarını, yurtlarını, işlerini kaybetme riski ile karşı karşıyalar. Anayasal hak olan protesto haklarını kullandılar diye, haksız hukuksuz cezaevinde tutulan bu gençler, belediye başkanlarımız, gazeteciler, belediye yöneticileri, sendikacılar, hak savunucuları derhal serbest bırakılsın. Bu hukuksuzluk, bu zulüm bir an önce sonlandırılsın” dedi.

Gençlerin, Öğrencilerin Günlerini, Geleceğini Çalmayın! Haber

Gençlerin, Öğrencilerin Günlerini, Geleceğini Çalmayın!

İBB Başkanı ve 15,5 milyonun Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu için yapılan protestolarda gözaltına alınan ve tutuklanan üniversite öğrencileri ile gençlere yaşatılan hukuksuzlukları Meclis gündeminde dile getiren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, gençler için özgürlük istedi. Çakırözer, “TBMM'den vicdanıyla hareket eden hakim ve savcılara sesleniyoruz; 'özgürlük ve adalet' istedi diye 80 genç hala hukuksuzca cezaevinde! Ülkemizin geleceği gençlerimizin bir gün dahi cezaevinde olmaması gerekir! Gençlerin, öğrencilerin günlerini, geleceğini çalmayın! Gençleri, üniversite öğrencilerini derhal serbest bırakın!” çağrısını yaptı. “GENÇLER HUHUKSUZLUKLARA KARŞI ÇIKTI” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için yapılan eylemlerde gözaltına alınan ve tutuklanan gençlerin, öğrencilerin durumunu gündeme getirdi. Cezaevinde bulunan 80’den fazla öğrencinin en kısa sürede serbest bırakılması çağrısı yapan Çakırözer, şunları söyledi: “Bir ülkenin dünyadaki gücünü, büyüklüğünü belirleyen en önemli kriter, yurttaşlarının ne kadar adaletle yönetildiğidir. İşte, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 34 ne diyor: ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.’ Koltuğunu kaybedeceğini anlayan tek adam iktidarı, 19 Mart sivil darbesiyle milyonların Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nu tutukladı. İradesine sahip çıkan, adaletsizliklere sesini çıkaran milyonlar Saraçhane'ye, şehirlerdeki meydanlara aktı. Üniversitelerde gençler bu hukuksuzluğa karşı çıktı, sesini yükseltti. Peki, yirmi üç yıldır bu ülkeyi yöneten bu iktidar olarak siz ne yaptınız? Geleceğimiz gençlerimiz ile üzerine titrediğimiz polislerimizi karşı karşıya getirdiniz.” “BAYRAMDA CEHENNEMİ YAŞATTINIZ” Türkiye’nin dört bir yanında binlerce öğrencinin Ekrem İmamoğlu'na özgürlük istedikleri için şiddetle, darpla gözaltına alındığını aktaran Çakırözer, “Kolu kırılanlar, dişi dökülenler, gözü moraranlar, psikolojisi bozulanlar hiçbirine acımadınız. Saatlerce ters kelepçeyle aç, susuz, tuvaletsiz bıraktınız. Delilsiz, sadece gözaltı fotoğraflarıyla bu çocukları tutuklayıp bayramda günlerce cehennemi yaşattınız. İşte, utanarak gösterdiğim fotoğraflar... Bu morluklar gördüğü polis şiddeti sonucu oluştu. Savcısı, hâkimi, emniyeti, valisi, hepsinin haberi var ve bu görüntülerden yüzlerce binlercesi var” dedi. “BU ÇOCUKLAR SİZE NE YAPTI! CİNAYET Mİ İŞLEDİLER, ÇETE Mİ KURDULAR?” TBMM’den “Bu çocuklar ne yaptı size?” diye soran Çakırözer, şöyle konuştu: “Cinayet mi işledi, çete mi kurdu? Gözüne, ağzına biber gazı sıkacak, tekme tokat orantısız güç kullanacak kadar öfkelenmeniz için ne yaptılar? Hepsi bizim evlatlarımız, bu ülkenin yetiştirdiği pırıl pırıl gençler ve meydanlarda tek istedikleri şey adalet ve özgürlük ama Türk Bayrağı açmak bile suç oldu iktidarınızda. Hatta gençler cezaevindeyken bile yeni suç iddianameleri ürettiniz, delilsiz, belgesiz. Günlerce aynı kıyafetlerle hijyenden uzak eziyet ettiniz. ‘Hastayım’ dediler, ilaçları vermediniz, doktor yüzü göstermediniz. ‘Sınavım var, ders çalışayım’ dediler, ders notlarını vermediniz. Gençleri ya en tehlikeli mahkûmlarla IŞİD'çilerle, çetelerle aynı koğuşa koydunuz ya da betonda yatırdınız. En vicdansızı da anaları babaları günlerce çocuklarından habersiz bıraktınız.” “SINAVINA GİREMEYEN, İŞİNDEN OLANLAR VAR” Bayram boyu kurdukları dayanışma ağıyla ailelerin, milletvekillerinin, baroların, gönüllü avukatların, cezaevlerindeki gençlerin mağduriyetlerine çare aradığını belirten Çakırözer, “Suçlamaların yatarı dahi olmamasına rağmen bu gençlerin çoğunun on beş yirmi gün boyunca özgürlüğünü çaldınız. Şu anda hâlâ 80 evladımız Silivri'de, İzmir'de, Bursa'da hukuksuzca cezaevinde. Derslerine katılamadığı için sınavına giremeyen, yıl kaybetme riski yaşayan var, çalışıp ailesine bakan, tutuklanınca işinden olanlar var, hâlâ ilaca erişimde sıkıntı var” dedi. “GENÇLERİ DERHAL SERBEST BIRAKIN!” “Gazi Meclisten hâlâ vicdanıyla hareket eden hâkim ve savcılara çağrıda bulunuyorum: Artık yeter, Anayasa'mıza uyun! Bu zorba iktidarın susturmaya çalıştığı bu gençlerimizin cezaevinde bir gün bile olmaması gerekir” diyen Çakırözer, şu çağrıyı yaptı: “18 Nisan’da ve sonrasında duruşmaları var, duruşmayı dahi beklemeden bu gençlerimizi derhâl serbest bırakın. Bu gençlerimiz normal hayatlarına, okullarına, eğitimlerine, ailelerine dönsün, yurtlarını, okullarını kaybetmesin. Bu çocuklar ülkemizin geleceği! Gelecek korkuyla, zindanla değil, gençlere duyulan güvenle yazılır. 19 Mart sivil darbesine karşı çıktıkları için bu zorba iktidar tarafından hukuksuzca tutuldukları zindanlardan ‘Yine de adalet ve özgürlük’ diye haykıran gençlerimizi selamlıyor ve dayanışma duygularımızı gönderiyorum. Bir başka selam da bu iktidarın kayırmacı, keyfî, liyakatsiz atamaları karşısında Türkiye'nin dört bir yanında öğretmenlerine sahip çıkan lise öğrencilerine. Sizler bizlerin umudumuzsunuz, bizler de sizlerin ve öğretmenlerinizin sonuna kadar yanınızda olacağız.”

CHP’li Utku Çakırözer Genç Rençberleri Dinledi Haber

CHP’li Utku Çakırözer Genç Rençberleri Dinledi

Eskişehir Genç Rençberler Üretim ve Pazarlama Kooperatifi üyesi çiftçilerle buluşan CHP Milletvekili Utku Çakırözer çiftçilerin sıkıntı ve taleplerini dinledi. “AKP’nin plansız ekonomi ve tarım politikaları çiftçimizin belini bükmeye, üretimden koparmaya devam ediyor” diyen Çakırözer, “Çiftçi girdi maaliyetleri altında eziliyor, destekler vaktinde hesaplara yatmıyor. Kısıtlamalar çiftçiyi üretemez hale getiriyor. Sorunların çözümü için erken seçim şart” dedi. Çakırözer, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim için başlattıkları kampanyaya da çiftçilerden destek istedi. GENÇ RENÇBERLERİ DİNLEDİ Eskişehir ve Türkiye’nin dört bir yanında çiftçiler artan girdi maaliyetleri, vergi yükü, getirilen kısıtlamaların yanı sıra zamanında ödenmeyen destekler nedeniyle her geçen gün üretimden kopuyor. CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir’de çiftçilerin bir araya gelerek kurduğu Genç Rençberler Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’ni ziyaret ederek, sıkıntı ve talepleri dinledi. DESTEKLER VAKTİNDE ÖDENMİYOR, MALİYETLER VE VERGİ YÜKÜ ÇOK AĞIR Çiftçiler desteklerin vaktinde hesaplarına yatırılmamasının yarattığı mağduriyetlere değinirken, AKP’nin yeni bitkisel üretim destek modelinin yarattığı sıkıntılardan dert yandı. Genç Rençberler Kooperatifi üyesi çiftçiler Çakırözer’e şu sıkıntıları aktardı: “Bizler buğdayı, pancarı, ayçiçeğini, mısırı ekiyoruz, üretiyoruz desteğini neredeyse bir yıl sonra alıyoruz. Kasım ayı sonunda pancarı bitiriyoruz, fabrikaya teslim ediyoruz ama parasını mart ayında alıyoruz. 1 Nisan’da ekim yapıyoruz ertesi yılın Mart, Nisan ayında parasını alıyoruz. Tam hasat zamanı fiyat açıklıyorlar. Eskişehir’de ağustos ayında ayçiçek fiyatı açıklanır, ‘iyi fiyat’ deriz eylül ayında ayçiçek hasadını yaparız. Sonra aynı ayda ithalat kararı çıkarırlar fiyatlar yüzde yirmi, yüzde otuz geri çekilir. Her sene aynı durum, hiç değişmiyor.” “VERGİLERİ KALDIRSINLAR YETER” Buğday için verilen fiyatın sulama maaliyetlerini bile karşılamadığını söyleyen üreticiler, “Eskiden bir avuç buğday getirdiğimizde ellerimiz dolu bakkaldan, marketten dönerdik. Şimdi bir avuç değil bir çuval buğday getirsek suratımıza bakmıyorlar. Bundan 10 yıl önce 100 ton buğday bir daire alınıyordu, şimdi en az 300-350 ton buğday satmamız lazım. 10 yılda, 15 yılda bize gelen enflasyon bu. Bize elektriğimizi, mazotumuzu, gübremizi vergisiz versinler biz kendimiz üretiriz” dedi. “SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ERKEN SEÇİM ŞART” Çiftçilerle görüşmesinde, “Türkiye yönetilemiyor! Tarımı da yönetemiyorlar, emekçinin, esnafın sorunlarını da yönetemiyorlar. Çözüm olmuyorlar. Biz onun için bir an önce seçim istiyoruz” diyen CHP’li Çakırözer ise şunları söyledi: “Çiftçilerimiz her türlü zorluğa rağmen üretiyor, alın teri döküyor ama destekleri vaktinde ödenmiyor. Ödense de taksit taksit veriyorlar, çiftçi desteğini alana kadar o tutar enflasyon karşısında eriyip gidiyor. Tam hasat zamanı ithalat kararları açıklanıyor. Her türlü çağrımıza rağmen çiftçilerin vergi yükü hafifletilmiş değil, kısıtlamalar çiftçiyi üretemez hala getiriyor. Planlı tarım dediler Eskişehir’in 6 ilçesinde üretime kısıtlama getirdiler. Çiftçiye mısır ekme diyorsan diğer ürünlerde teşvik ver. Şimdi zirai don da çiftçimizi etkileyecek. Bunlar için de çiftçimize ayrıca destek açıklanmalı. Çiftçilerimiz mağdur edilmemeli.” ÇİFTÇİLERDEN İMAMOĞLU’NA DESTEK İSTEDİ Çakırözer, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun özgür kalması ve erken seçim için başlatılan imza kampanyasına da çiftçilerden destek isteyerek, “Sorunların çözümü için erken seçim şart. Biz ‘adayımızı yanımızda, sandığı önümüzde istiyoruz’ diyoruz. Bu hukuksuzluklara el birliğiyle dur diyelim. Buna çiftçilerimiz de destek versin” çağrısını yaptı.

CHP'li Çakırözer: "Kıbrıs Davamız Elimizden Gidiyor! " Haber

CHP'li Çakırözer: "Kıbrıs Davamız Elimizden Gidiyor! "

Türk Devletleri Teşkilatı üyesi Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne büyükelçi atamaları muhalefetin tepkilerine neden oldu. TBMM’de KKTC’yi yok sayan büyükelçi atamalarına karşı AKP iktidarının sessizliğini eleştiren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Orta Asya Cumhuriyetleri KKTC’yi, bizi, Türk milletini yok saymış! Atanmış Bakan Hakan Fidan KKTC’nin hakkını hukukunu yok sayan bu rezalet için iki satır konuşmazken çıkmış muhalefete laf yetiştirme yarışına girmiş. İlle birine haddini bildirecekseniz çıkın Kıbrıs Türkünü ve bizim onurumuzu yok sayanlara had bildirin” dedi. “Türk Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) tanıması basit bir olay değildir” açıklamasını yapan Çakırözer, “Hem Kıbrıs Türkünü hem de Türkiye’mizin ulusal çıkarları tehlikededir. Kıbrıs davamız elimizden gitmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayan bu tutumun karşısında durmak biz Türkiye Cumhuriyeti'nin temel görevidir. Anavatan ve garantör olarak Türkiye, Kıbrıs Türklerine her alandaki desteğini sürdürmeli ve dünyaya göstermelidir” diye konuştu. MUHALEFET KKTC İÇİN ARAŞTIRMA İSTEDİ,  AKP REDDETTİ CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan KKTC’yi tanımayıp Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne büyükelçi atamaları üzerine TBMM’de verilen Araştırma Önergesinde konuştu.  Önerge AKP ve MHP’li milletvekili oylarıyla reddedilirken, muhalefet AKP’yi Kıbrıs davasına sahip çıkmamakla eleştirdi. 23 yıllık AKP iktidarında Kıbrıs davası kazanımlarının birer birer yok edildiğini ifade eden Çakırözer, “Lafa gelince mangalda kül bırakmazsınız. KKTC’yi dünyaya tanıtacağız nutukları atarsınız ama icraata gelince koca bir sıfırsınız. Fiyaskosunuz! Lafa gelince İslam dünyasının da Türk Dünyasının da abisiyiz diye dolaşırsınız. Ama işte sonuç ortada! Türk Devletleri Teşkilatı’nı birlikte kurduğumuz en yakınımız gördüğümüz Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimini ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ diye tanıyarak büyükelçi atadı! Yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizin varlığını, Kıbrıs Türkünün onurunu resmen yok sayıp Rumların parçası gördüler” dedi. “PARA DAĞITMAK TANITMAK DEĞİLDİR” Avrupa Birliği’nin bu ülkelere 12 milyar euroluk yatırım sözü verdiğine yönelik açıklamaları da gündeme getiren Çakırözer, şunları söyledi: “Biz verseydik! Yeter ki Kıbrıs Türkünün bayrağı en üstte dalgalansın! O para var. Siz saçıp savurmasanız var o para! İşte Ekrem İmamoğlu’nun yolunu tıkayacağız diye başlattığınız hukuksuz operasyon var ya onun bu ülkeye maliyeti:  40 milyar dolar! Onun yarısını dörtte birini KKTC’nin tanınması için harcasak hem milletimize hem de Kıbrıs türküne bu büyük ayıbı yaşatmazdık. Ama ne gezer siz de bu stratejik akıl! KKTC bayraklı bozuk para bastırıp, liderlere dağıtmak KKTC’yi tanıtmak değildir. Olmadığı açıkça görülmüştür.” “HAKKINI KORUMADINIZ, MAFYANIN MERKEZİ YAPTINIZ” “Bu iktidarın Kıbrıs politikası baştan beri yanlışlarla, fiyaskolarla dolu” diyen Çakırözer, TBMM’de şu eleştirileri yaptı: “2004 yılında Annan Planı sonrasında barışa hayır diyen Rumların hiçbir yaptırıma uğramadan Avrupa Birliğine tam üye yapılması Rumlar kadar AKP’nin de başarısıdır! 2022’de Konya’da kendi ev sahipliğimizde İslami Dayanışma Oyunları’nda KKTC’li sporcuları yarıştıramayan, KKTC Bayrağı’nı koydurmayan yine AKP iktidarıydı. Rumların NATO ile toplanmasına yönelik vetomuzu kaldıran kimdi? Tabi ki AKP ve Erdoğan! ABD’de dostum dediğiniz Trump, Rumlara silah ambargosunu kaldırırken sesi çıkmayan yine tabi ki Erdoğan’dı. Katar ile ABD bir olmuş Rumlarla birlikte Kıbrıs Türkünü yok sayarak petrol çıkarıyor, peki nerede bizim sondaj gemilerimiz, donanmamız? Yok? Nerede? Somali’de! Afrika’nın hamisi olacakmışız. Siz önce Ege’nin Akdeniz’in hamisi olun! Bırakın KKTC’ye hakkını, hukukunu, bağımsızlığını kazandırmayı orayı mafyanın, kara paranın merkezi yaptınız. O mafyayla ilişkili muteber adamlarınızı da KKTC büyükelçisi yapmaktan geri durmadınız. Çıkın hesap verin! Muteber adamınız neden üç ay sonra geri çağırdınız?” “MUHALEFETE DEĞİL KIBRIS TÜRKÜNÜ YOK SAYANLARA HAD BİLDİRİN” Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin GKRY’ye büyükelçi atamalarına AKP’nin sessizliğini de eleştiren Çakırözer, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı topa tuttu. Çakırözer şöyle konuştu: “Orta Asya Cumhuriyetleri KKTC’yi, bizi Türk milletini yok saymış? Sizden çıt yok? Dışişleri Bakanı nerede? Atanmış Bakan Hakan Fidan KKTC’nin hakkını hukukunu yok sayan bu rezalet için iki satır konuşmazken çıkmış muhalefete laf yetiştirme yarışına girmiş. Sayın Fidan siz CHP’ye, Genel Başkanımıza had bildirecek konumda değilsiniz! İlle birine haddini bildirecekseniz çıkın Kıbrıs Türkünü ve bizim onurumuzu yok sayanlara bildirin.” “KIBRIS DAVAMIZ ELİMİZDEN GİDİYOR” Çakırözer, Meclis kürsüsünden iktidara şu uyarılarda bulundu: “Türk Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıması basit bir olay değildir. Hem Kıbrıs Türkünü hem de Türkiye’mizin ulusal çıkarları tehlikededir. Kıbrıs davamız elimizden gitmektedir. Fazıl Küçüklerin, Rauf Denktaşların, Bülent Ecevitlerin, Necmetin Erbakanların mücadelesiyle şehitlerimizin kanlarıyla edinilen kazanımlar işte Erdoğan’ın maceracı, beceriksiz politikalarının sonucu birer birer elimizden gitmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayan bu tutumun karşısında durmak biz Türkiye Cumhuriyeti'nin temel görevidir. Anavatan ve garantör olarak Türkiye, Kıbrıs Türklerine her alandaki desteğini sürdürmeli ve dünyaya göstermelidir!”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.