SON DAKİKA
Hava Durumu

#Antalya

Porsuk Haber Ajansı - Antalya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Antalya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

10. Antalya Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı Açıldı Haber

10. Antalya Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı Açıldı

Türkiye Belediyeler Birliği ve Akdeniz Belediyeler Birliğinin iş birliğiyle gerçekleştirilen 10’uncu Antalya Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı açıldı. “Çevre ve Teknoloji” temalı fuarın açılış töreninde konuşan TBB Başkan Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “Merkezi Yönetim belediyelerimizin yanında olmalı, işlerini kolaylaştırmalı.” dedi. Türk Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı ile Yerel Yönetimler Sempozyumu’na katıldı. Türkiye Belediyeler Birliği ve Akdeniz Belediyeler Birliğinin iş birliğinde gerçekleşen “Çevre ve Teknoloji” temalı Fuar ile Yerel Yönetimler Sempozyumu Anfaş Fuar Merkezi’nde 10’uncu kez kapılarını açtı. Fuarın açılış törenine Zeydan Karalar’ın yanı sıra, Akdeniz Belediyeler Birliği ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Türkiye’nin dört bir yanından belediye başkanları, esnaf odaları, ticaret odaları, sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Karalar: “Türkiye de yakın gelecekte bu uygulamalardan kurtulacak” Konuşmasına TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunu hatırlatarak başlayan Zeydan Karalar, “Umut ediyorum, bekliyorum ve inanıyorum ki; Ekrem Başkan bir an önce özgürlüğüne kavuşur ve ben de şu anda üstlendiğim görevi kendisine seve seve teslim ederim.” dedi. Karalar sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Belediyeler Birliği Başkan Vekili olarak, hangi ilde, hangi beldede, nerede olursa olsun keyfi uygulamalarla görevden alınan her belediye başkanının, her meclis üyesinin yanında olacağımı buradan söylemek istiyorum. Eğer bir belediye başkanının işlediği bir suç varsa yargılanıp o suçun kesinleşmesinden sonra kanun gereği ne yapılması gerekiyorsa yapılmasına elbette kimsenin bir itirazı olmaz. Ama sanki kaçacak ya da çağrıldığında ifade vermeye gelmiyormuş gibi bir uygulama ile gece karanlığında yığınla polisle evlerini basıp onları incitecek şekilde bir muameleyle gözaltına almak doğru bir uygulama değildir. İnşallah Türkiye de yakın gelecekte bu uygulamalardan kurtulacak, biz kurtaracağız.” Karalar: “Belediye başkanlarının işi daha da zorlaşıyor” Yapay zeka, dijitalleşme ve teknoloji açısından dünyanın farklı bir yöne evrildiğine dikkat çeken Karalar, kent sakinlerinin daha konforlu alanlarda yaşamak istediğini söyledi. Karalar, “Artık sadece yol, altyapı yapmak yetmiyor; teknolojiyi insanların taleplerine göre kullanmak gibi bir görevlerimiz var. Dünya bizim ona hunharca davranmamızın intikamını alıyor, dolayısıyla küresel ısınmanın getirdiği tehlikeler de önümüzde koskoca bir çözüm dağı gibi görünüyor.” ifadelerini kullandı. Karalar, çözüm noktası olarak belediyelerin önemine değinerek, “Belediyeleri önemsemeyen, çalıştırmayı istemeyenlere de söylemek istiyorum; özellikle pandemide ve depremde, küresel ısınmanın geldiği noktada belediyelerin ne kadar önemli olduğunu ve aslında onları tıkamak bir yana onların önünü açmakla ilgili Ankara'nın önlem alması gerekir.” diye konuştu. Karalar: “Belediyeler Ankara’nın hasmı değil, tam yardımcısıdır” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşme yaptığını belirten Karalar, Şimşek’ten belediyelerin SGK borçlarına ilişkin uygulamanın düzenlenmesini talep ettiğini söyledi. Karalar, Şimşek'e “Belediyeler Ankara’nın hasmı değil, karşıtı da değil. Aksine Ankara’nın tam anlamıyla yardımcılarıdır. Şehirlerde vatandaşa rahat yaşama olanağı sağlayan belediyeler, Ankara’ya da yarar. Merkezi yönetim şu anda belediyelerin karşı karşıya olduğu ekonomik krizleri çözmek zorunda.” dediğini aktardı. Belediyelerin gelirlerinin yapmak istedikleri hizmetleri hayata geçirmek için yeterli olmadığını dile getiren Karalar, “Belediyelerin gelirinin artırılması gerekiyor. Şu anda kaynak olmadığını söyleyen Sayın Bakanımıza; bütçede 2 trilyon faiz olduğunu, faiz yükünün azaltılabileceğini, onun bir bölümünü belediyelere aktarabileceklerini söyledim. Ayrıca hemen belediyelerden kesintileri durdurmaları gerektiğini aktardım. Bugüne kadar SGK borçlarının, faizlerinin böyle kesilmesi olmuş bir uygulama değil. Kötü niyetli işletmeler hariç, kriz dönemlerinde ödemeler aksayabiliyor. Devletimiz bu durumlarda ödemeleri belediyeler için de kolaylaştırmalı. Yılda yüzde 48 faiz almak olmaz. Millete hizmet edilecek paradan kesiyorsunuz. Bunu düşürmelerini istedik.” dedi. Karalar: “Türkiye Belediyeler Birliği yanınızda olacak” Belediye başkanlarıyla birlikte Bakan Şimşek’i yeniden ziyaret edeceğini söyleyen Karalar, TBB’nin belediyelerin yanında olmaya devam edeceğini söyleyerek, yakında ‘Başka Bir Su Politikası Mümkündür’ konulu seminer de düzenleneceğini kaydetti.  Ekrem İmamoğlu’nun TBB kaynaklarını adaletli bir şekilde belediyelerin hizmetine sunduğunu anlatan Karalar, “Adil dağıtım benim yönetimimde de devam edecek. Yan yana, omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı. Böcek: “İmamoğlu’na selam olsun” Fuarın açılışında konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Akdeniz Belediyeler Birliği Başkanı Muhittin Böcek, 2021 yılından bu yana gerçekleştirilmeyen Fuarın yeniden yapılmasını Ekrem İmamoğlu ile beraber planladıklarını söyledi. Böcek, “Açılışta aramızda olamayan Ekrem İmamoğlu’na, Antalya’mızdan Silivri’ye selam olsun” dedi. Böcek, belediyeciliğin sadece beton, inşaat, imar planları yapmak olmadığına değinerek, “Belediyecilik insanların yaşamını kolaylaştırmaktır. Doğumundan yaş alana kadar iyi günde, kötü günde her zaman vatandaşının yanında olmaktır." diye konuştu. Belediye Başkanları Fuarı Gezdi Açılış konuşmalarının ardından kurdele kesimiyle 10. Antalya City Expo- Antalya Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı kapılarını açarken belediye başkanları da fuarı gezdi. İlk günü “10. Yerel Yönetimler Sempozyumu” ve “Çevre Korumada Yerel Yönetimlerin Sorumlulukları” oturumu ile tamamlanacak olan fuarın ikinci gününde de “Çevre Politikaları Ve Teknoloji İlişkisi” ve “Çevreyi Korumanın Yolları ve Aktörleri” başlıklı oturumlar düzenlenecek.

Büyükşehir'den Üreten Kadınlar Çalıştayı Haber

Büyükşehir'den Üreten Kadınlar Çalıştayı

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde ‘Üreten Kadınlar Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştay kapsamında kadınların daha fazla istihdama katılabilmesi, kadın emeğinin görünür olması ve kadınların mikro düzeyde ürettikleri ürünlerin bireysel kalkınmalarına etkisi gibi konular ele alındı. Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Kadın ve Aile Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından Üreten Kadınlar Çalıştayı düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binasında gerçekleşen çalıştaya Akdeniz Üniversitesi KATCAM Müdürü Doç. Dr. İlkay Kutlar, TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Serap Kocaoğlu,  Antalya Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Şube Müdürü Nazlı Küçüksarı,  Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Şube Müdürü Asaf Özalp, Antalya Köy Pazarı Kadın Kooperatifi Başkanı İkbal Yalın, 7K Kadın Kooperatif Ortağı Melike Kalem ve Pamfilya Kadın Kooperatifi Başkanı Ece Damar konuşmacı olarak katıldı. KADIN İSTİHDAMI ARTMALI Moderatörlüğünü Dr. Güngör Çabuk’un yaptığı Üreten Kadınlar Çalıştayı’nın panel bölümü Akdeniz Üniversitesi KATCAM Müdürü Doç. Dr. İlkay Kutlar’ın konuşmasıyla başladı. Kutlar, “Antalya’da kadınların hem eğitim seviyesi hem de istihdam açısından dezavantajlı olduğunu görüyoruz. Boşanma oranlarında da Türkiye’deki ilk 4 il içerisinde. Boşanmış kadınların istihdamda yer alma oranı ise %43 civarında. Bu da kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmesi açısında önemli. Kadınların istihdamda kendilerini en rahat hissettikleri yer kooperatifçilik diyebiliriz. Tarımda kadınlar ücretiz aile işçisi konumunda. Pandemi döneminde kadınlar evde ürettikleri ürünleri internet ortamında satma fırsatı buldular. Böylece girişimci kadın kooperatif sayısı da arttı. MARKALAŞMA VE PAZARLAMA ÖNEMLİ TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Serap Kocaoğlu da girişimciyi başarıya götüren kişisel özellikler, markalaşma, pazarlama iletişimi, ürünün pazar değeri yaratılması konularında konuştu. BÜYÜKŞEHİR KADINLARIN YANINDA Antalya Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Şube Müdürü Nazlı Küçüksarı da konuşmasında belediyenin kadınlara verdiği desteklerden bahsetti. Küçüksarı, “Belediyemiz kadınların güçlenerek, sosyal ve iş hayatına daha fazla katılması adına, kadınlara yönelik birçok çalışma yürütüyor. Kadınların, bireysel farklılıklarının artırılarak hayata karşı daha güçlü hissetmeleri, kaliteli zaman geçirmeleri konusunda destek olmak amacıyla hayata geçirilen Kadın Danışma Merkezi’nde hobi atölye çalışmaları ve eğitimler düzenliyoruz. Amacımız kadınların gündelik yaşamdaki yüklerini aza indirgeyerek onların etkinlerle ve eğitimlerle sosyalleşmelerini sağlamak” diye konuştu.    ÜRETEN KADINLARA DESTEK Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Şube Müdürü Asaf Özalp da yapı kooperatiflerinin başarısızlığından dolayı toplumdaki algının kooperatiflere bakış açısının olumsuz yönde olduğuna dikkat çekerek, “Biz bunu nasıl kırabilir değiştirebiliriz. Kooperatiflerin temel amacı yardımlaşarak büyümektir. Kooperatifleri kurarken bir hedef ve projeniz olmalıdır. Büyükşehir olarak kadın kooperatiflerine ciddi destek veriyoruz. Eğitim, danışmanlık ve makine teçhizatı konularında destekler sürüyor” dedi.    ÜRETEN KADINLAR DENEYİMLERİNİ PAYLAŞTI Çalıştay kapsamında Antalya Köy Pazarı Kadın Kooperatifi Başkanı İkbal Yalın, 7K Kadın Kooperatif Ortağı Melike Kalem, Pamfilya Kadın Kooperatifi Başkanı Ece Damar da kooperatifçilikte yaşadıkları deneyimlerini paylaştı.  Antalya Büyükşehir Belediyesi Kadın Sığınma Evi ve Kadın Danışma Merkezi’nde görev yapan personeller tamamlamış oldukları vaka süpervizyonu eğitimi sertifikalarını aldı.

Mobil Halk Et İle Hizmet Ağı Genişliyor Haber

Mobil Halk Et İle Hizmet Ağı Genişliyor

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in Antalyalıları uygun fiyatlı, sağlıklı ve kaliteli etle buluşturmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Halk Et’ projesi hizmet ağını  genişletiyor. Haftanın 7 günü, 7 ilçede vatandaşın ayağına giden Halk Et Mobil Satış Tırı, yeni mobil araçlarıyla Antalya’nın tüm ilçelerinde hizmet vermeye başlayacak.  Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılında başlattığı Halk Et Projesi, vatandaşların büyük beğenisini topluyor. Açıldığı ilk günden itibaren Antalyalıların yoğun ilgi gösterdiği Halk Et, satış mağazaları ve mobil tır ile vatandaşları uygun fiyatlı, sağlıklı ve kaliteli etle buluşturuyor. Yerel üreticilerden alınarak ANET'in kendi mezbahasında kesilerek, veteriner gözetiminde işlenen etler hijyenik, modern bir ortamda güvenle tüketiciye ulaştırılıyor.  HAFTANIN 7 GÜNÜ İLÇELERDE ANET Halk Et Satış Mağazaları’nda vatandaşlar uygun fiyatlı kaliteli et alma imkanı bulurken, Halk Et Mobil Satış Tırı ile bu hizmet Antalya’nın ilçelerinde yaşayan vatandaşların ayağına hizmeti götürülüyor. Halk Et Mobil Satış Tırı, pazartesi günü Kemer, salı günü Elmalı, çarşamba Korkuteli, perşembe Demre, cuma Kumluca, cumartesi Finike ve pazar günleri de Kaş ilçesinde vatandaşlara hizmet veriyor. Haftanın 7 günü kesintisiz hizmet veren Halk Et Mobil Satış Tırı gittiği her ilçede yoğun ilgi görüyor.  19 İLÇEMİZLE HALK ET’İ BULUŞTURACAĞIZ Kemer ilçesinde Halk Et Mobil Tır’ında çalışmaları yerinde inceleyen ANET A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Cengiz, Halk Et Mobil Tırı uygulamasının yeni mobil araçlarla hizmet ağının genişletileceği müjdesini verdi. Nuri Cengiz, “2019 yılında başlatılan projemiz  kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Muhittin Başkanımızın en önemli sosyal projelerinden biri olan Halk Et Mobil Satış Tırımız haftanın yedi günü 7 ilçemizde hizmet veriyor. Vatandaşlarımız mobil satış tarımızdan çok memnun. Dört sabit mağazamızın yanında, yeni mobil araçlar takviye yaparak Halk Et’i Antalya’mızın 19 ilçesine ulaştıracağız” dedi.  ÖNCELİĞİMİZ HALKIMIZ Halk Et projesine ilişkin yapılan çalışmaları aktaran Nuri Cengiz, “Halkımıza sağlıklı ve kaliteli etle buluştururken, diğer taraftan da üreticimizi desteklemek amacıyla yerel işletmelerden temin ettiğimiz hayvanların etlerini vatandaşımıza sunuyoruz. Hem yerelden kalkınmayı destekliyoruz hem de halk sağlığını önceliyoruz. Daha çok yaygınlaşacak mobil hizmetlerimizle de halkımızı kaliteli eti uygun fiyatla buluşturmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Mehmet Aslantuğ: “Ülkenin İklimi Enerjimizi Çalıyor” Haber

Mehmet Aslantuğ: “Ülkenin İklimi Enerjimizi Çalıyor”

Hem sinema perdesinde hem televizyon ekranlarında haklı bir yer edinmiş olan usta oyuncu Mehmet Aslantuğ, Antalya Film Forum kapsamında bir ustalık dersi verdi. Sinema yazarı Burak Göral’la söyleşen Aslantuğ’un, birikiminden damıttıkları, sinemaya gönül veren herkes için bir pusulaydı. 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında bugün başlayan Antalya Film Forum (AFF), sektörel buluşmalar ve yeni projelere destek programlarının yanı sıra çok özel misafirleri de ağırlıyor. Onlardan biri, bugün sinema yazarı Burak Göral’la birlikte ustalık dersine katılan, efsane oyuncu Mehmet Aslantuğ oldu. 1985’ten itibaren sinema filmleri ve televizyon dizilerinde rol alan Aslantuğ’un unutulmaz işleri arasında “Kapıları Açmak” (Osman Sınav), “Yengeç Sepeti”, “Bir Kadının Anatomisi” (Yavuz Özkan), “Akrebin Yolculuğu” (Ömer Kavur), TRT dizileri “Belene”, “İz Peşinde”, “Kurtuluş”, özel televizyon dizileri “İz Peşinde”, “Sıcak Saatler”, “Bir İstanbul Masalı”, “Hanımın Çiftliği” gibi yapımlar var. Aslantuğ; “Kapıları Açmak”, “Yalancı” ve “Yengeç Sepeti” filmleriyle Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin de sahibi oldu. “Filmografi tek değer değildir” Ustalık dersi, Burak Göral’ın “90’lar ve 2000’lerde çok aktif kariyeri olan biriydiniz. Sonra bu aktiflikte işler çıkmadı. Oysa ben 2009’da siz bir de film yönetince çok sevinmiştim; hem oyuncu hem yönetmen, artık bizim de bir Kevin Costner’ımız var diye, ama devamı gelmedi. Bunun sebepleri nedir?” sorusuyla başladı. Aslantuğ, bunun gerekçesini şöyle açıkladı: “2002’de İstanbul Film Festivali’nde jüri üyesiydim. O dönem Atilla Dorsay aynı soruyu sormuştu. 90’larda sinemayla aktör olarak daha çok bir aradayken sonra özel televizyonculuk işleriyle uğraşıp sinemadan uzaklaşan bir aktör için üzülüyorum, demişti. Ama ben çok öyle düşünmüyorum aslında. Daha çok şey denebilir; Turgut Yasalar’ın da ya da başka arkadaşlarımızın da son 15 yıl içinde ‘eyvah’ dediğim filmleri var. Filmografiyi 6 film daha yukarıda tutabilirsin 3’er yıl arayla. Hatalı kararların da olabilir. Demek istiyorum ki filmografi, biricik kıymetli diye açıklamaktan imtina ederim. Hiç öyle bakmadım. “Mutfaktan bağımsız bir aktörlük performansı düşünmek saçmalık” Üniversitede tiyatroyla birlikte 78 kuşağı olarak biz, 68 kuşağının dertlendiği yerden, sadece siyasi olarak değil, sanatta da onların dilinden etkilendik. Aktör olarak işin mutfağıyla ilişkinin birkaç bileşeni var. Ben şahsen aktörlüğün; senaryonun, yönetmenin, başkaca kıymetlerin içinde mutlaka bir değer ifade ettiğine net inanan biriyim. Bundan bağımsız bir performansı düşünmek saçmalık. Yani yönetmenin anlam yaratma becerisi ve oradaki aralıkların tanzimi, tahkimi, o meziyetin ortaya çıkaracağı şey; aktörü yaratan bir şey. Aktör, yaşı ne olursa olsun, kendini bırakırsa o hamur tadında kıymete, oradan bir yere çıkabilir. Aynı oyuncu, aynı dönemde a birikimi yönetmeni projesiyle bir şeydir, b’de hiçbir şey olabilir. Kendi deneyiminin nöbetini tutar muhakkak fakat orada anlam yaratma derinliğindeki balansı kaybedebilir, tek başına kimse oraya yetmez. 68 kuşağı, orayı temsil eden yönetmenlerin biraz piskolojide, sosyolojide, felsefede dertlendiği teknik yanları; görüntü yönetimine ve başka meziyetlere bıraktığı ve kendilerini orada çoğaltmış yönetmenlerin dünyası, önemliydi. Orayı kademe kademe kaybediyoruz kanısındayım. Dolayısıyla bu 40 yıla yaklaşan süreçte mesela “Kapıları Açmak”, Mustafa Kutlu’nun eseriydi, o daha muhafazakâr iklimin yazarı gibi görünüyor, Osman Sınav’ın rejisiydi. Osman Sınav bence sonra televizyonda açtığı serüvenin dışında bir hassasiyette, bir sinema-tv öğrencisi olarak Lütfü Akadların, Metin Erksanların mirasını taşıyacak yetenekte, duyarlılıkta kendi kuşağının yönetmenlerinden biri. Şahsen aktörlüğün, özellikle bu coğrafyada, bir derdi üstlenebileceğini düşünürüm fakat mutfağın toplam kıymeti, ifadesi ve bereketi ne ise aktörlükle biricik ilişkinin kolay kolay tatmin etmediğine de inandım hep. Proje bazlı mümkün olabilir; Ömer Kavur’la buluşursunuz, okuldur; başka bir şey olabilir. Yavuz Özkan, Yusuf Kurçenli; kendi içinde bir şeydir. Mesela biz “Sıcak Saatler”i 1996’da Attila İlhan’ın da olduğu masada edebiyatçı Ahmet Yurdakul’la beraber hazırladık. Ülkenin mahalle dizilerine eşiklendiği bir dönemde biz derin devlete girdik mesela. Yine veranda, Kanlıca, mahalle temaslarını bir dizi öyküsü içine koyarken daha geride içerik olarak zenginlik verecek işleri bir özel televizyonda yapabiliriz, duygusunda nöbet tutmaya çalıştık. “Yeni dönem yönetmenleri yalnız” Aslantuğ, Göral’ın “Okul yönetmenler diye bahsettiğiniz isimlere son dönemlerde rastlayamadığınız için mi acaba daha az görünür oldunuz?” şeklindeki sorusuna “Bazıları teknik zorunluluk; yani o ara televizyona kontratın varsa o, bir takvim sorunu yaşatıyor. Söylediğin gerekçenin de bir payı var” cevabını verdi. Göral’ın “Artık o yönetmenler yok mu?” sorusunun cevabını ise şu sözlerle açıkladı: “Şu son 3-5 yıl başkaca yoğunluklar tercih etmediğim süreçlerin içinde buldum kendimi ve dolayısıyla bir parça uzak kaldım. Adana’da jüriyken de mesela seçkinin muhataplarını, filmografilerini geri dönüp tarama ihtiyacı hissettim; yönetmenleri tek tek tanımadığım için. Şimdi oraları kapatmak gerektiğini düşünüyorum kendi adıma. Ben kıymete inanıyorum; Atilla beye onu söyleme ihtiyacı hissetmiştim. Bir dönem “Kartallar Yüksek Uçar”, “Yarın Artık Bugündür”, “Sekiz Sütuna Manşet” gibi işler yapıldı, ¡Attila İlhan senaryolarını izledi bu ülke! Kamyonların arkasında ‘kartallar yüksek uçar’ yazıyordu! Şimdi televizyonda, dramalarda bu derinlik yok. Aktör olarak konuşmuyorum sadece; mutfakta da derdi olan biri olarak. Adana’da da seçkinin bir yarısında psikolojik sorunları, cinsiyetten bağımsız önemli travmaları fona koysa da süreyi bereketli yönetmek ve anlam yaratmada geriye düşmüş işler izliyoruz. Oysa bunlar film olmuş ve seçkiye kalmışlar; onların mümkünse onunun da birbiriyle çok iyi rekabet edebilmesini çok arzu ederim. Burayı rehabilite etmek, burada herkesin birbirine adım atmasını sağlamak, usta çırak ilişkisinde de bir öğretinin, bir deneyimin işlerliğinin olduğunu hatırlatmak gerek. O bir değerdir, orayı reddetmek de bir metot haline gelmemeli. Yalnız kalıyorlar. Yalnız kalmanın etkilerini de filmin bütününde görüyorsun” “Ülkenin iklimi enerjimizi çalıyor” Aslantuğ’un açıklamalarına “Herkes biraz kendi içinde üretimini yapıyor. Belki o kuşaktan sonra şimdiki ustalar kuşağı biraz gönülsüz mü acaba aktarmak konusunda?” şeklinde yorum yapan Göral’ı, oyuncu şöyle tamamladı: “Bu enerjiyi ülkenin ikliminin çaldığını biliyoruz. Ekonomik ikliminin, hak ve özgürlükler konusundaki anlamsız sınavların, güvenlik başlıklı biricik hale gelen ve başkaca da hiçbir şey yokmuş gibi gereğinden fazla büyütülerek bürokrasi ve siyaseti teslim alan dil, enerjimizi çalıyor” “Bizim kuşak da bazen tahammül edilmez filmler yaptı” Göral’ın “Genel olarak hikaye anlatıcılığımız mı bozuldu?” sorusuna, “O bozuldu. Hikaye anlatıcılığı kesin tetikleyen bir sebep, orada katmanlara ihtiyaç var” cevabını veren Aslantuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aktörü belirleyen, yönetmenin dünyasıdır. Ben farklı disiplinlerle çoğalmanın, sosyal bilimlerden beslenmenin, biraz fonda başka derinliklerde deneyimlenmenin, usta çırak ilişkisinin oradan da beslenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim köprü konumunda olanların geçmişinde eksiklikleri var. Bazen başka bileşenleri unuttular, bazen sadece bir derdimiz var, onu söyleyelim derken tahammül edilmez filmler de ortaya çıktı”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.