SON DAKİKA
Hava Durumu

#Anadolu Üniversitesi

Porsuk Haber Ajansı - Anadolu Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anadolu Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

1. Müzikoloji Öğrenci Sempozyumu Gerçekleştirildi Haber

1. Müzikoloji Öğrenci Sempozyumu Gerçekleştirildi

Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü tarafından bu sene ilki düzenlenen “Müzikoloji Öğrenci Sempozyumu”, Devlet Konservatuvarı Koral Çalgan Salonu’nda gerçekleştirildi. Sempozyumun açılışına Devlet Konservatuarı Müdür Vekili Prof. Hüseyin Bülent Akdeniz, Müzikoloji Bölüm Başkanı Doç. Nuriye Esra Kınıklı Snapper başta olmak üzere çok sayıda öğrenci katılım gösterdi. Prof. Akdeniz: “Sempozyum konservatuvar öğrencilerine bir platform sunuyor” Sempozyumun açılışında konuşan Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Hüseyin Bülent Akdeniz sempozyumda müzik bilimleri alanında bilgi üretiminin önemini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Müzik yalnızca bir sanat dalı değil kültürlerin, toplumların ve bireylerin kimliklerini yansıtan güçlü bir iletişim aracıdır. Müzikolojinin sunduğu geniş bakış açısı sayesinde müziği tarihsel, teorik, kültürel ve teknolojik boyutlarıyla daha derinlemesine anlayabiliyoruz. Bu sempozyum müzikoloji disiplinine ilgi duyan her seviyeden konservatuar ve müzik fakültesi öğrencisine araştırmaları paylaşabilecekleri, tartışabilecekleri ve yeni fikirlerle zenginleştirebilecekleri bir platform sunacaktır.” Doç. Snapper: “Müzik geçmişten gelen seslerle geleceğe yol alıyor” Konuşmasında müziğin sadece seslerden oluşmadığını, aynı zamanda bir toplumun, bir kültürün ve bir bireyin yaşamını nasıl şekillendirdiğine dikkat çeken Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölüm Başkanı Doç. Nuriye Esra Kınıklı Snapper, “Bir anlamda, müzikolojinin geçmiş ve gelecek, teori ve pratik, bilim ve sanatın kesişim noktasında duran güçlü bir köprü olduğunu inceleyeceğiz. Müzik sadece bireysel bir deneyim değil, toplumsal bir yapı taşı. Hayatın bir parçası ve her birimiz buna etki ediyoruz. Teknoloji ile müzikolojinin buluştuğu noktadaysa bir devrim yaşanıyor. Artık müzik geçmişten gelen seslerle, geleceğe yönelik yeni keşiflere doğru yol alıyor.” ifadelerini kullandı. Küçük: “Müzik geçmişin izlerini taşıyan bir zaman makinası gibi” Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü öğrencisi Doğuş Küçük ise sempozyumun açılışında şunları söyledi: “Eski eserleri yeniden canlandırmak, onları orijinal bağlamında anlamak, performans pratiği sayesinde mümkün oluyor. Görüyoruz ki müzikoloji farklı disiplinlerle buluştuğunda yalnızca müziği değil, insanı ve toplumu daha derinlemesine anlamamıza yardımcı oluyor. Kendimizi anlamımıza yardımcı oluyor. Müziğin içindeki bu derin bağlantılar, aslından bizleri birbirimize daha yakınlaştırıyor. Sempozyumumuzun asıl amacı, öğrencilerimizin araştırmalarını paylaşabileceği, tartışabileceği ve birbirinden öğrenebileceği, yeni sorular sorabileceği verimli bir ortam yaratmak.” İki gün boyunca Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarında devam eden 1. Müzikoloji Öğrenci Sempozyumu’nda konservatuvar ve müzik fakültesi öğrencileri beş farklı oturumda müzik bilimleri alanındaki bilgi ve araştırmalarını katılımcılarla paylaştı.

Sivil Toplumun Misyonu Yalnızca ‘İyilik’ Yapmak Değildir Haber

Sivil Toplumun Misyonu Yalnızca ‘İyilik’ Yapmak Değildir

Anadolu Üniversitesi Kariyer Planlama Dersi kapsamında düzenlenen “Gönüllü Olmak Kendini Bilmek” başlıklı seminer İletişim Bilimleri Fakültesi Şener Şen Salonunda gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’in konuşmacı olduğu seminere İletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Öğr. Gör. Dr. Zekiye Doğan, Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Deniz Taşcı ve çok sayıda öğrenci katılım gösterdi. UİB Müdürü Doğan: “Gönüllülüğün kitabını yazmış bir isim: Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel” Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Öğr. Gör. Dr. Zekiye Doğan “Gönüllü Olmak Kendini Bilmek” seminerin açılış konuşmasında şunları söyledi: “Bugün burada, Kariyer Planlama dersi kapsamında bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu ders, aslında neredeyse bütün fakültelerimizin ve bölümlerimizin ders programında yer almakta. Dersin temel amacı ise, öğrencilerimizin mezun olduklarında ‘Peki, ben şimdi ne olacağım?’ ya da ‘Büyüyünce ne olacağım?’ gibi sorularına cevap aramalarına yardımcı olmaktır. Bu ders yaklaşık 4-5 yıldır uygulanmakta ve her yıl farklı konulara değinilmektedir. Bu kapsamda ele aldığımız önemli başlıklardan biri de sivil toplum kuruluşlarıdır. STK’ların hayatımızdaki yeri, gönüllülüğün ne olduğu, gönüllü olmanın bireysel yaşamlarımızda ne gibi değişimlere yol açtığı, bizi nasıl dönüştürdüğü gibi konuları bu ders aracılığıyla tartışıyoruz. Ben de kendi adıma, bu ders kapsamında her zaman konunun uzmanı birini öğrencilerimizle buluşturmak istiyorum. Bu yıl kimi davet etsem diye düşündüğümde, aklıma ülkemizde bu alandaki en önemli uzmanlardan biri olan Sayın Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel geldi. Kendisine davetimizi kabul ederek aramızda bulunduğu için teşekkür ediyorum. Peki, Rektör Hocamızı neden davet ettik? Çalışma alanlarına baktığımızda; iletişim, göç, yurtdışındaki Türkler, kent, sivil toplum ve gönüllülük gibi konular öne çıkmaktadır. Dolayısıyla, bugün kendisini buraya davet etmemiz bir tesadüf değildir.” Rektör Adıgüzel: "Gönüllülük sistematik olmalı, bir yapıyla birlikte yapılmalı" Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel “Gönüllü Olmak Kendini Bilmek” seminerinde şunlardan bahsetti: “Sivil toplum kuruluşları, ticari amaç gütmeyen, devlete bağlı olmayan ve toplumsal yarar amacıyla hareket eden yapılardır. Bu nedenle, bu kurumlar halkın sesi, kimsesizlerin sözcüsü olmalıdır. Dolayısıyla, bu anlayışla hareket edeceksek, daha çok çalışmamız, daha çok yol kat etmemiz gerekiyor. Ne var ki Türkiye'de sivil toplumun gelişiminde bir direnç alanı var: Devleti bir baba figürü gibi görmemiz. Çünkü bizler, devlete karşı olmayı yakıştıramadığımız sürece onun dışındaki yapıları geliştirmekte zorlanıyoruz. Oysa sivil toplum, devlete karşı olmak değil, toplum yararına onun yanında, hatta kimi zaman onun eksik kaldığı yerlerde tamamlayıcı bir güç olmaktır. Bu noktada ise gönüllülük kavramı ön plana çıkıyor. Gönüllülük, başka dillerde tam karşılığı olmayan, bize özgü bir kavram. ‘Gönül’ dediğimiz şey; kalpten, beyinden, akıldan farklı bir şeydir. Ne bir kalıba sığar ne de matematiksel bir tanıma. Gönüllülük; hiçbir maddi ya da manevi karşılık beklemeden, sadece başkaları için bir şey yapma arzusudur. Ancak, şunu da ayırt etmek gerekir: Komşumuza yardım etmek, yaşlıya alışveriş yapmak ya da birine maddi destek vermek güzel birer iyiliktir, fakat gönüllülük değildir. Çünkü gönüllülük; bir yapı içerisinde, sistemli, sürekli ve organize bir şekilde gerçekleşir. İşte bu nedenle, bu yapılar da sivil toplum kuruluşlarıdır. Gönüllülük, bir dernekle, bir vakıfla, bir platformla birlikte hareket edildiğinde anlam kazanır ve daha büyük bir etki yaratır. Zira, gönüllülük, başkalarının acısını duyabilmekle başlar. Eğer bunu hissedebiliyorsak, insanız demektir. Bu hisle birlikte, attığımız her adım, bizi diğerlerinden farklı ve zengin kılar. Eğer paylaşacak bir bilgimiz, tecrübemiz, zamanımız varsa ve bunu başka insanlar için kullanıyorsak, işte o zaman gerçek anlamda gönüllü oluyoruz. Sivil toplumun misyonu yalnızca ‘iyilik’ yapmak değildir.” “Sivil toplum daha büyük sorumluluk üstlenir” Kimsenin iyiliğe muhtaç olmadığı bir dünya yaratmanın asıl amaç olduğuna değinen Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel sözlerine şöyle devan etti: “Balık vermek de balık tutmayı öğretmek de yetmez; önemli olan, kimsenin balığa ihtiyacı kalmayacak bir ortam inşa etmektir. Bu da yoksulluğun, çaresizliğin, dışlanmışlığın sistematik olarak ortadan kaldırılmasıyla mümkün olur. Örneğin, bazı mahallelerde uygulanan mikro kredi modeliyle insanlar yardıma ihtiyaç duymadan ayakta kalabilmektedir. Bu tür uygulamalar, sivil toplumun yaratıcı gücünü gösterir. Sivil toplum, sadece bireysel yardımın ötesinde, daha büyük bir sorumluluğu da üstlenir. Eğer bir konuda toplumsal bir sorun olduğunu düşünüyorsak, yapmamız gereken şey o konuda farkındalık yaratmak, bilgi edinmek, sesimizi duyurmaktır. Ancak, bu savunma kendi çıkarımız için değil, başkalarının hakları için olmalıdır. Eğer hayvan haklarını savunuyorsak, bu konuda bilgi sahibi olmalı, verilerle konuşmalı, uzmanlık geliştirmeliyiz. Savunuculuk; dezavantajlı grupların, çocukların, kadınların, doğanın ya da sesini duyuramayan herhangi bir canlının adına konuşabilmektir. Bu yüzden, evrensel değerleri benimsemek ve neyi savunduğumuzun farkında olmak gerekir. Peki, bu süreçte neler yapılabilir? Sosyal sorumluluk yönetimiyle örnek uygulamalar geliştirilebilir. Bunun yanı sıra, lobicilik faaliyetleriyle kamu otoritesi etkilenebilir. Ayrıca, kamuoyu oluşturularak karar vericiler harekete geçirilebilir. “Gönüllülük, sevgi işidir” Medyaya büyük görev düştüğünün altını çizen Rektör Adıgüzel, medyanın sivil toplum kuruluşları ile gönüllüler arasında köprü görevi görebileceğine dikkat çekti. Rektör Adıgüzel: “Ne yazık ki bugün medya, sivil toplum haberlerine yeterince yer vermiyor. Bu nedenle, STK’ların kendilerini daha iyi anlatması, güven oluşturması ve şeffaf bir biçimde çalışmaları gerekiyor. Gençlerin gönüllülüğe ilgisinin düşük olması da üzerinde durulması gereken bir konu. Üniversite öğrencileri ne yazık ki gönüllülüğün ne olduğunu, nasıl yapılacağını, hangi kuruma başvuracaklarını bilmiyorlar. Bu bağlamda, STK’lar gençleri tanıtım ve oryantasyon süreçleriyle gönüllülüğe teşvik etmeli, onlara alan açmalı. Topluma katkı dersi ya da gönüllülük dersi gibi uygulamalar da bu farkındalığı artırmak için önemlidir. Unutulmaması gereken en temel şey şudur: Gönüllülük, sevgi işidir. Karşılık beklemeden yapılan bir iştir. Sessizlik sarmalını kıracak olan, sessizce atılmış samimi adımlardır. Bu nedenle, bizim daha fazla çalışmaya, daha fazla dayanışmaya ve daha fazla gönüllüye ihtiyacımız var. Sonuç olarak, birlikte ne yapabileceğimizi düşünerek hareket etmeliyiz. Her bireyin hayatında bir sivil toplum hedefi olmalı. Ancak o zaman, gerçekten güçlü ve adil bir toplum inşa edebiliriz.” ifadelerini kullandı. Seminer soru cevap kısmının ardından sona erdi.

Anadolu Üniversitesi'nde Minikler 23 Nisan’ı Coşkuyla Kutladı Haber

Anadolu Üniversitesi'nde Minikler 23 Nisan’ı Coşkuyla Kutladı

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Anadolu Üniversitesi Kreş ve Gündüz Bakımevi ile Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü minik öğrencilerinin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusuna ortak oldu.  Ellerinde Türk bayrakları ve balonlarla birlikte Kreş ve Gündüz Bakımevinden Rektörlüğe kadar yürüyen minik öğrenciler Rektörlük önünde 23 Nisan’a özel şarkılar söylediler. 100. Yıl Marşı eşliğinde balonların uçurulmasının ardından miniklerin bir diğer ziyaret noktası Anadolu Üniversitesi Senato Odası oldu.  Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yusuf Özkay, Prof. Dr. Serpil Koçdar, Prof. Dr. Erkan Erdemir ve Prof. Dr. Köksal Büyük, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç, Genel Sekreter Mehmet Süleyman Ekşi çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak hediyeler dağıttı. Ardından minikler Rektörlük Makamına oturdular ve 23 Nisan mesajlarını paylaştılar. Rektör Adıgüzel: “Çocuklarımız bizim geleceğimiz” Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel günün anlam ve önemi üzerine şu sözleri aktardı: “Bugün çocuklar için olduğu kadar bizim için de çok özel bir gün. Bu güzel günde siz velilerimizi ve çocuklarımızı Rektörlüğümüzde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Çocuklarımız bizim geleceğimiz, biz de Anadolu Üniversitesi olarak geleceğimizin mimarı olacak çocuklarımızı Üniversitemizde öğrenci olarak, akademisyen olarak görmeyi büyük bir ümitle bekliyoruz. Çocuklarımızın yolları açık olsun.”   Kreş ve Gündüz Bakımevi öğrencilerinden sonra ise Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü minikleri Senato Odasında Rektör Adıgüzel ile bir araya gelerek 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladılar. Minikler hazırladıkları tabloları Enstitü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken ile birlikte Rektör Adıgüzel’e hediye etti.  

Tiyatro Anadolu "Maskeliler" Oyununun Galasını Yaptı Haber

Tiyatro Anadolu "Maskeliler" Oyununun Galasını Yaptı

Türkiye’nin ilk ve tek profesyonel Üniversite Tiyatrosu olan Anadolu Üniversitesi Tiyatro Anadolu, 32 yıllık geçmişiyle Eskişehir’de başarılı işlere imza atmaya devam ediyor. Yıllar içerisinde sayısız oyunla seyirciyle buluşan ancak pandemi süreciyle beraber bir süredir durağan bir durumda olan Tiyatro Anadolu galasını “Maskeliler” adlı oyunla Tiyatro Anadolu’nun yeni sahnesinde yaptı. Galaya Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel ve eşi Oya Adıgüzel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serpil Koçdar, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç, İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Halil Yetim, Genel Sekreter Yardımcısı Abdurrahman Şafak, şehir protokolünden isimler katılım gösterdi. Rektör Adıgüzel: “Filistin’de yaşayan insanların ne tür çatışmalara maruz kaldığını deneyimledik” Tiyatro Anadolu’nun galasına katılmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğunu dile getiren Rektör Adıgüzel şunları söyledi: "Anadolu Üniversitesi’nin kültür ve sanatla anılan ünvanına yakışır şekilde, tekrar sinema, tiyatro ve festivallerle anılmasını sağlamak adına adımlarımızı atıyoruz. Bu kapsamda izlediğimiz oyun, sadece başarılı oyunculuklarıyla değil, sahne ve izleyici arasındaki güçlü etkileşimiyle de öne çıktı. Baştan sona etkileyici bir performansa tanıklık ettik. Oyunun canlı performansı bizde derin izler bıraktı; doğrudan ve dolaylı mesajlarıyla düşünmeye sevk etti ve etkisini uzun süre sürdürecek türdendi. Biz iletişimciler için iletişim süreci bir başlangıç ve bitişe sahip değildir; süreklilik arz eder. Bu oyun sayesinde, Filistin’de yaşayan insanların ne tür çatışmalara maruz kaldığını çok daha yakından, adeta canlı bir şekilde deneyimledik. Artık her anımızda onları anlamaya çalışacağımız fırsatları daha çok kollayacağız. Bu oyun, onların yaşadıklarını bir nebze olsun hissetmemizi ve anlamamızı sağladı." Rektör Danışmanı Prof. Dr. Kılınç: “Böyle bir sahnenin Üniversitemize kazandırılması vizyonumuzun bir göstergesidir” Sahnenin kısa sürede fiziki olarak hayata geçirildiğini belirten Anadolu Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç ise galada şunları söyledi: “Avrupa’da yeni yeni gelişen bu tür modern tiyatro sahneleri, bizler için büyük bir ihtiyaçtı. Böyle bir sahnenin Üniversitemize kazandırılması, kültür ve sanat alanındaki vizyonumuzun bir göstergesidir. Bizler yalnızca vesile olduk; esas başarı bu işe gönül veren, emek veren herkese aittir. Ayrıca, vizyonu, kararlılığı ve sanatın birleştirici gücüne olan inancıyla Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel'e de teşekkür etmek isteriz. Kendisinin desteği, bu sahnenin ve oyunun hayata geçirilmesinde büyük bir rol oynadı. Bu anlamlı katkı, üniversitemizi sanatla daha da iç içe hale getirme yolunda atılmış güçlü bir adımdır." Dr. Öğr. Üyesi Karaahmet: “Perdeleri yeniden açmanın heyecanı içerisindeyiz” Maskeliler oyununun yönetmeni Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Karaahmet konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Bu akşam gerçekten çok mutluyuz. Seyirciyle her buluştuğumuzda o özel hissi yaşarız; ancak bu akşam bizler için çok daha anlamlı, çok daha özel. Çünkü Tiyatro Anadolu, Türkiye’deki ilk ve tek profesyonel üniversite tiyatrosu olarak 30 yıllık güçlü bir geçmişe sahip. Pandemi sonrası dönemde ne yazık ki bir süre sahnelerimiz âtıl kaldı. Fakat bugün, bu perdeleri yeniden açmanın, seyircimizle yeniden buluşmanın heyecanı ve gururu içindeyiz. Bu sadece bir oyunun sahnelenmesi değil; aynı zamanda sanatın üniversitemizde yeniden filizlenişinin kutlamasıdır. Bu sürecin gerçekleşmesini sağlayan, başından itibaren yanımızda olan, inanan ve destekleyen herkese gönülden teşekkür ederiz. Başta süreci sahiplenerek büyük bir katkı sunan Sayın Öğr. Gör. Engin Kılıçatan’a, her zaman desteğini hissettiğimiz Sayın Prof. Dr. Barış Kılınç’a ve bu sürecin hayata geçmesinde liderliğiyle bizlere yön veren, sanata olan desteğiyle her zaman arkamızda duran Sayın Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’e teşekkürlerimizi sunarız. Bu sahne sadece oyuncuların değil, aynı zamanda üniversitemizin, izleyicimizin ve sanatın gücüne inanan herkesin ortak emeği ve başarısıdır. Bu heyecanın bir parçası olduğunuz için hepinize minnettarız.” Oyun Türkiye’de ve dünyada birçok tiyatro tarafından sergileniyor Yoğun bir çalışma temposuyla ortalama bir buçuk aylık bir sürede hazırlanarak sahneye çıkarılan Maskeliler oyununun yönetmenliğini Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Karaahmet, Proje Koordinatörlüğünü de Öğr. Gör. Engin Kılıçatan üstleniyor. Maskelilerin oyuncu kadrosunda ise Öğr. Gör. Berk Kırlak, Ozan Karaahmet ve Ali Burak Asil yer alıyor. İlk olarak Amerika’da ardından Avrupa’da sahnelenen ve büyük yankı uyandıran Maskeliler oyunu evrensel bir konuya değiniyor. Bu kapsamda Türkiye’de ve dünyada birçok tiyatronun sahnelediği ve sahnelemeye de devam ettiği Maskeliler, Tiyatro Anadolu tarafından ilk defa sahnelendi. İsrailli yazar İlan Hatsor’un kaleme aldığı Maskeliler oyunu, Filistinli üç erkek kardeşin, savaşın gölgesinde birbirleriyle yüzleşmelerini anlatıyor. Hikâye, yıllar sonra bir araya gelen bu üç kardeşin geçmiş hesaplaşmaları, ideolojik farklılıkları ve ihanet suçlamaları etrafında şekilleniyor. Bu üç karakter arasında geçen sert diyaloglar hem aile bağlarını hem de savaşın bireyler üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor. Maskeliler oyunu, sezon sonuna kadar haftada iki gün olmak üzere seyirci karşısına çıkmayı planlıyor.

Yapay Zekâ Zirvesi, 2 Oturum ve 9 Sunumla Tamamlandı Haber

Yapay Zekâ Zirvesi, 2 Oturum ve 9 Sunumla Tamamlandı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Anadolu Üniversitesi Dezenformasyonla Mücadele Kulübü iş birliğiyle “Anadolu Üniversitesi Yapay Zekâ Zirvesi” düzenlendi. TBMM Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu Başkanı ve Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez’in açılış konuşmacısı olarak yer aldığı zirveye; Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kâmil Çolak, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yusuf Özkay, Prof. Dr. Erkan Erdemir ve Prof. Dr. Köksal Büyük, Rektör Danışmanı ve Dezenformasyonla Mücadele Kulübü Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç, şehir protokolü, senato üyeleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. İlk oturum: Belirsizlikler Çağında Yapay Zekâ: Fırsatlar ve Sınamalar” Zirvede, açılış konuşmalarının ardından alanında uzman isimlerin katılımıyla iki oturumda sunumlar gerçekleştirildi. Zirvenin birinci oturumunda “Belirsizlikler Çağında Yapay Zekâ: Fırsatlar ve Sınamalar” başlığı ele alındı. Panelin Moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Göksu üstlendi. Doç. Dr. Göksu, “Bugün burada yapay zekâyla ilgili güncel meseleleri, özellikle de iletişim ve dezenformasyon boyutunu sosyal bilimler açısından konuşacağız. Yapay zekâ çağında enformasyonun nasıl bozulduğunu ve bu durumun topluma etkilerini tartışacağız." dedi. Kardaş: “Dezenformasyonla mücadelede Türkiye önemli adımlar atıyor” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş “Türkiye’nin Dezenformasyonla Mücadele Politikaları ve Yapay Zekâ” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Kardaş konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Dezenformasyonla mücadele, son yıllarda çok daha kritik bir hal aldı ve Türkiye bu alanda önemli adımlar atıyor. Yapay zekâ teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte dezenformasyonun yayılma hızı arttı. Bu nedenle toplum olarak en büyük mücadelemiz; gördüğümüz her içeriği sorgulamak, duygusal değil, rasyonel bir yaklaşımla değerlendirmek olmalı.” Varan: “Türkiye'nin yapay zekâ serüveni ciddi yol kat etti” AIPA Yapay Zekâ Politikaları Derneği Başkan Yardımcısı Gökhan Varan, “Yapay Zekânın Dünü, Bugünü ve Yarını” başlıklı sunumunda şunları söyledi: “Türkiye’nin yapay zekâ serüveni, son yıllarda ciddi bir ilerleme kaydetti. 2020 yılında açıklanan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ile belirlenen hedeflere ulaşmak için birçok adım atıldı. Hep birlikte bu alanda daha güçlü bir hikâye yazabileceğimize inanıyorum.” Ayan: “Kurumda yapay zekâ entegrasyonu adına önemli adımlar attık” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Buğra Ayan ise “Kurumsal Kapasite Geliştirmede Yapay Zekâ Etkisi” başlıklı sunumunda, kurum bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalardan söz etti. Ayan: “Kurumda yapay zekâ entegrasyonuna yönelik önemli adımlar attık. Bu gelişmeler, kurumun daha hızlı ve verimli çalışmasına büyük katkı sağladı.” dedi. Bostancı: “Yapay zekâ okuryazarlığını geliştirmek zorundayız” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bostancı, “Yapay Zekâ Okuryazarlığı” konulu sunumunda şu ifadeleri kullandı: “Teknik alanda birçok kurum ve firma yapay zekâ konusunda ilerlemiş durumda. Ancak sosyal bilimler açısından yapmamız gereken en önemli şey, yapay zekâ okuryazarlığını geliştirmek ve medya okuryazarlığı derslerini zorunlu hale getirmektir.” İkinci Oturum: Sanat, Sinema ve Eğitimde Yapay Zekâ “Sinema, Sanat, Tasarım ve Eğitimde Yapay Zekâ Uygulamaları” başlıklı ikinci oturumun moderatörlüğünü Bilgi Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Eriş üstlendi. Eriş, oturum öncesinde gerçekleştirdiği “Dijital Güzel Nedir?” başlıklı konuşmasında, dilin kökeni ve yapay zekâ ile ilişkisi, gerçeklik algısı, sanatın rolü ve güzellik kavramı üzerine derinlikli değerlendirmelerde bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Eriş konuşmasında şunları söyledi: “Yapay zekâ dili taklit ediyor ama deneyimi taklit edemiyor. Dil, yalnızca bir iletişim aracı değil; yaşanmışlıkların, duyguların ve ilişkilerin taşıyıcısıdır. Bir kelimeyi yalnızca sözlükten değil, bir bakıştan ya da bir hatıradan öğreniriz. Yapay zekâ dili tekrar eder ama anlamaz; biz ise dili yaşarız. Zekâ, bir yansıma gibi bize benzer ama biz değildir. O yansıma soğuk ve kusursuz; hayat ise sıcak ve eksiktir. Sanat, bu yansımanın ötesindedir. Sanat, kusurdan doğar; aşk gibi irrasyonel ama derin bir şeydir. Dili korumak, insan kalmaktır. Belki de geleceğe en insanca direniş, anlamda ısrar etmektir.” Çalışkan: “Film Makinesinden Yapay Zekâya: Sinemada Anlatı, Üretim ve Eğitim” Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Çalışkan, “Film Makinesinden Yapay Zekâya: Sinemada Anlatı, Üretim ve Eğitim” başlıklı sunumunda şu değerlendirmelerde bulundu. Çalışkan; “Bugün yapay zekâ ve sinema ilişkisini; özellikle sinemada yapay zekânın imgelemi ve simülasyonu bağlamında ele alacağız. Felsefi bir düzlemde gerçeklik ve yapay zekâ arasındaki sınırları sorgulayacağız.” dedi. Çelik: “Üretken yapay zekâ, yeni içerikler üretiyor” Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özer Çelik, “Makine Öğrenmesinden Üretken Yapay Zekâya: Eğitim Materyallerinde Akıllı Dönüşüm” başlıklı sunumunda şunları dile getirdi: “Yapay zekâ, tıpkı 1980’lerdeki hesap makinesi tartışmalarında olduğu gibi büyük dönüşümler yaratıyor. 1950’lerde insansı bilgisayarlarla başlayan süreç, 1980’lerde makine öğrenmesi ve derin öğrenme algoritmalarıyla ivme kazandı. Üretken yapay zekâ, verileri birleştirerek yeni içerikler üretiyor; kişiselleştirilmiş eğitim materyalleri sağlıyor ve öğrenci takibini kolaylaştırarak verimliliği artırıyor.” Güler: “Açıköğretimde Yeni Dönem: Yapay Zekâ ile Fırsatlar ve Zorluklar” Anadolu Üniversitesi Öğrenme Teknolojileri Ar-Ge Birimi Yöneticisi Dr. Öğr. Üyesi Emel Güler, “Yapay Zekâ ile Açıköğretimin Geleceği: Fırsatlar ve Zorluklar” başlıklı sunumunda; dijital göçmen ve dijital yerli kavramlarına değinerek yeni nesil öğrencilerin teknolojiyle doğrudan etkileşimlerinin eğitimde farklı yaklaşımları zorunlu kıldığını belirtti. Bulut: “Midjourney ile Yapay Zekâ Destekli Grafik Tasarım Denemeleri” Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Elemanı Arş. Gör. Berkem Bulut, “Yapay Zekâ Destekli Grafik Tasarım Denemeleri: Midjourney” başlıklı sunumunda, kendi araştırmasından yola çıkarak metinsel girdilerle görsel üretim sağlayan Midjourney programını tanıttı ve süreci katılımcılarla paylaştı. Oturum, katılımcıların sorularının yanıtlanması ve teşekkür belgelerinin takdim edilmesiyle sona erdi.

Yapay Zeka Zirvesine Yoğun Katılım Haber

Yapay Zeka Zirvesine Yoğun Katılım

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Anadolu Üniversitesi Dezenformasyonla Mücadele Kulübü'nün iş birliğiyle “Anadolu Üniversitesi Yapay Zekâ Zirvesi” düzenlendi. TBMM Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu Başkanı ve Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez'in açılış konuşmacısı olarak yer aldığı zirveye Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kâmil Çolak, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yusuf Özkay, Prof. Dr. Erkan Erdemir, Prof. Dr. Köksal Büyük, Rektör Danışmanı ve Anadolu Üniversitesi Dezenformasyonla Mücadele Kulübü Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç, şehir protokolü, senato üyeleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katılım gösterdi. Eskişehir Milletvekili Dönmez: “Bu sempozyumun pek çok alandaki dönüşüm sürecine katkı sağlayacağına inanıyorum” Zirvenin açılış konuşmasını yapan TBMM Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu Başkanı ve Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez şunları söyledi: “Sayın Valim, kıymetli Rektörümüz, Adalet Komisyonu Başkanımız, değerli akademisyenler ve sevgili gençler, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Anadolu Üniversitesi ve İletişim Başkanlığının ortaklaşa düzenlediği bu toplantıda sizlerle olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Yapay zekâ, tarihsel gelişimi itibarıyla uzun yıllardır gündemde olan bir konu ve bugün geldiği noktada hayatımızı her yönüyle etkiliyor. Türkiye olarak bu alanda geç kalmış değiliz; nitelikli insan kaynağımız ve artan yatırımlarımızla hızla ilerliyoruz. Meclis çatısı altında kurduğumuz araştırma komisyonuyla hem fırsatları hem riskleri değerlendiriyoruz. Eğitimden hukuka, teknolojiden istihdama birçok alanda dönüşüm yaşanacak. Üniversitelerimize bu noktada çok önemli görevler düşüyor. Bu sempozyumun da bu dönüşüm sürecine katkı sağlayacağına inanıyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” Vali Aksoy: “Yapay zekâ artık hayatımızın her alanında kendini gösteriyor” Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Anadolu üniversitemizin ev sahipliğinde yapılan bu programda sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum diyerek başladığı konuşmasında; “Yapay zekâ artık hayatımızın her alanında kendini gösteriyor; eğitimden sağlığa, güvenlikten iletişime kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Türkiye olarak bu teknolojinin gerisinde kalmamak ve biz bu gelişmelere nasıl katkı sunabiliriz sorusuna yanıt aramak çok önemli. Bugün burada düzenlenen zirveyi de bu anlamda değerli bir adım olarak görüyorum. Özellikle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve diğer ilgili kurumların, yapay zekâyla üretilmiş gerçek dışı içeriklerle mücadele konusunda yürüttükleri çalışmalar çok kıymetli. TBMM’de kurulan Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu da bu alanda yapılan çalışmaları takip edip, varsa yasal düzenleme ihtiyaçlarını belirlemek için önemli bir rol oynuyor. Zirvenin hazırlanmasında emeği geçen başta Anadolu Üniversitesi olmak üzere tüm kurumlara teşekkür ediyor, katkı sunan herkese sevgilerimi ve saygılarımı iletiyorum.” dedi. Rektör Prof. Dr. Adıgüzel: “2025 yılını yapay zekâ alanında öncü adımlar atacağımız bir dönem olarak planladık” Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile iş birliği içinde gerçekleştirdiğimiz Anadolu Üniversitesi Yapay Zekâ Zirvesi’nde sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.” diyerek sözlerine başladığı açılış konuşmasında şunları söyledi: “2025 yılını yapay zekâ alanında öncü adımlar atacağımız bir dönem olarak planladık. Bugünkü zirve, bu yolculuğun ilk adımı. Bundan sonraki süreçte her ay düzenleyeceğimiz bir yapay zekâ semineriyle konuyu tüm boyutlarıyla incelemek için çalışacağız. Yapay zekânın üretilmesi için tabii ki büyük bir mühendislik arka planı gerekiyor. Ancak bizler yapay zekânın sadece teknik yönünü ele alırsak ahlaki yönünü kaçırmış olacağız. Bu kapsamda bir sosyal bilim üniversitesi olarak yapay zekânın sadece teknik boyutuyla değil; insani, ahlaki ve etik boyutuyla da tartışılması gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz. Sonuç olarak şehrimizdeki diğer üniversitelerimizle birlikte çalışarak yapay zekâ başta olmak üzere yapılacak bütün çalışmalarda ülkemize, insanlığa büyük katkılar sağlayacağımıza inanıyorum.” Prof. Dr. Kılınç: “Teknolojilerin ortaya çıkardığı yeni dünya düzenini anlamanın bir yolu da onu disiplinler arası bir yaklaşımla okumaya çalışmak olacaktır” Rektör Danışmanı ve Anadolu Üniversitesi Dezenformasyonla Mücadele Kulübü Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç ise açılış konuşmasında: “Teknolojinin hızla değiştiği ve medeniyetleri yeni meydan okumalarla karşı karşıya bıraktığı bir dönemde, bu teknolojilerin ortaya çıkardığı yeni gerçekliği ve dünya düzenini anlamanın bir yolu da onu disiplinler arası bir yaklaşımla okumaya çalışmak olacaktır. Sayın rektörümüz, değerli Hocam Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’in vizyonu, iradesi ve çabasıyla öğrencilerimiz; entelektüel kapasiteleri yüksek, kendi tarihi, coğrafyası, kültürü ve inancı ile hemhal olmuş, yaşantı bilgisi ile donanmış bireyler haline gelebilsinler diye, eğitim-öğretim sürecini tamamlayan bilimsel, kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Bu maksatla yola çıkarken bize destek olan Sayın Bakanımıza, teşrifleri ile bize güç veren Sayın Valimize, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan ve diğer üniversitelerden katılım gösteren çok kıymetli hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Tabii ki Dezenformasyonla Mücadele Kulübümüz öğrencilerine ve zirvenin organizasyonunu sağlayan Kurumsal İletişim Koordinatörlüğündeki arkadaşlarıma da ayrıca çok teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Şeker: “İnsanın kimliği, yaşama biçimi ve çalışma anlayışı yeniden şekillenecek” Keynote Speaker İstanbul Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şadi Evren Şeker “Yapay Zekâ Çağında İnsan Olmak: Sanattan Gerçeğe İnsan” konu başlığında bir konuşma gerçekleştirdi. Prof. Dr. Şeker, “Bugün iki önemli konuya değineceğiz: dezenformasyon ve sanat. Oldukça karmaşık ve tartışmalı olan bu iki konuda gerçek nedir, doğru bilgi nedir gibi sorulara odaklanıyoruz. Yapay zekâ, bu tür soruları anlamamıza yardımcı olabilir. İnsan zekasına dair yeni bir bakış açısı yaratma potansiyeline sahip olan yapay zekâ, belki de insan dışında bir zekâ türü geliştirmemize olanak tanıyabilir. Bu bağlamda, insan nedir sorusunu yeniden sorgulamamız gerekiyor. Gelecekte, yapay zekâ pek çok işi devralacak ve robotlar günlük yaşamın bir parçası olacak. Bu değişim, eğitim sisteminden çalışma biçimlerimize kadar birçok alanda köklü dönüşümlere yol açacak. Belki de okuma yazma gibi becerilere ihtiyaç duyulmayacak. Sonuç olarak, insanın kimliği, yaşama biçimi ve çalışma anlayışı yeniden şekillenecek.” ifadelerini kullandı. Alan uzmanlarının sunumları iki oturumda gerçekleştirildi Zirvenin birinci oturumunda “Belirsizlikler Çağında Yapay Zekâ: Fırsatlar ve Sınamalar” konusu ele alındı. Moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Basın ve Yayın Dairesi Başkanı ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Göksu’nun üstlendiği panelde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş “Türkiye’nin Dezenformasyonla Mücadele Politikaları ve Yapay Zekâ”, AIPA Yapay Zekâ Politikaları Derneği Başkan Yardımcısı Gökhan Varan “Yapay Zekânın Dünü, Bugünü ve Yarını”, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bostancı “Yapay Zekâ Okuryazarlığı”, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Buğra Ayan “Kurumsal Kapasite Geliştirmede Yapay Zekâ Etkisi” konularındaki sunumlarını katılımcılarla paylaştı. “Sinema, Sanat, Tasarım ve Eğitimde Yapay Zekâ Uygulamaları” konu başlıklı ikinci oturumun moderatörlüğünü Bilgi Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Eriş üstlendi. Oturumda Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Çalışkan "Film Makinesinden Yapay Zekâya: Sinemada Anlatı, Üretim ve Eğitim", Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özer Çelik “Makine Öğrenmesinden Üretken Yapay Zekâya: Eğitim Materyallerinde Akıllı Dönüşüm”, Anadolu Üniversitesi Öğrenme Teknolojileri Ar-Ge Birimi Yöneticisi Dr. Öğr. Üyesi Emel Güler “Yapay Zekâ ile Açıköğretimin Geleceği: Fırsatlar ve Zorluklar”, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Elemanı Arş. Gör. Berkem Bulut “Yapay Zekâ Destekli Grafik Tasarım Denemeleri: Midjourney” konu başlıklarında sunumlarını gerçekleştirdi. Oturumların ardından katılımcılar, dinleyicilerin sorularını yanıtladı.  Sonrasında ise katılımcılara teşekkür belgeleri takdim edildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.