AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen teşkilat pikniğine ve İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı.
Haber Giriş Tarihi: 01.09.2025 08:41
Haber Güncellenme Tarihi: 01.09.2025 08:47
Kaynak:
Haber Merkezi
www.porsukhaberajansi.com
AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen teşkilat pikniğine ve İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı.
Dede Korkut Parkı’nda düzenlenen teşkilat pikniğinde partililerle bir araya gelen Prof. Dr. Gürcan İl Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
"Kıymetli Teşkilat Mensuplarımız,
Değerli Hemşehrilerimiz,
Aziz Dava Arkadaşlarım,
Bugün burada, teşkilatımızın geleneksel hale getirdiği bu güzel piknik buluşmasında bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Kıymetli yol arkadaşlarım,
Ağustos ayı, Türk Milleti'nin tarihine altın harflerle yazılmış nice zaferlerle doludur.
Anadolu'nun kapılarını ebediyen bize açan o büyük fetih, Malazgirt’in yıl dönümünü yeni geride bıraktık. Dün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı büyük bir coşku ve gururla kutladık.
Bu zafer, sadece bir askeri başarı değil, milletimizin hürriyet aşkının, istiklal tutkusunun, vatan sevgisinin destanıdır.
Buradan tüm hemşehrilerimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en kalbi duygularımla kutluyorum.
Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.
O gün millet nasıl dimdikse, bugün de öyledir. O gün imanla yürüyenlerin torunları, bugün de aynı ruhla Türkiye Yüzyılı’na yürümektedir.
Aziz kardeşlerim,
Şimdi sizden, kelimelerin ötesinde bir yere kulak vermenizi rica ediyorum.
Gazze'de bir annenin yüreğine...
Bir annenin ellerinde ne kalır?
Sütü kurumuş göğsünde susturamadığı bir bebek…
Üstü başı toz içinde, kucağında yarısı paramparça olmuş yavrusu…
Ve gözyaşlarının aktığı ama artık sesinin çıkmadığı bir an...
O annenin gözlerinin içine bakın.
Orada bir cümle saklı: "Ben oğlumu değil, umudumu gömdüm."
Ne toprağın altına koyacak bir kefeni var,
Ne mezar taşı olacak bir tahta parçası…
Ne bir ambulans var, nede bir ağıt edecek komşu.
Yalnızca molozların arasında yükselen bir dua:
“Allah’ım, ya sabır…”
O annenin başında ne bayrak var ne de üniforma…
Ama onun direnişi, tanklara sapanla çıkan çocukların duasıdır.
O anne, bugün insanlığın en yüksek sesi;
Ama duyulmayan, bastırılan, unutturulan bir çığlıktır!
Biz, o sesi buradan duyuyoruz.
Ve haykırıyoruz:
Yeter artık!
Gazze yalnız değildir! Filistin sahipsiz değildir!
Zulüm varsa direniş vardır, zalim varsa onurlu bir karşı duruş vardır.
Ve Türkiye vardır!
Dünyanın gözünü kapattığı bu zulme, biz göz yummayacağız!
Vicdanını kaybetmiş küresel sistemin karşısında biz duracağız!
Tarih boyunca hiçbir zulme boyun eğmemiş, hiçbir feryada sessiz kalmamış bir milletin evlatları olarak, bugün de mazlumun yanındayız.
Susmayacağız, unutturmayacağız, vazgeçmeyeceğiz!
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türk Milleti Filistin’in sesi olmaya devam edecektir.
Çünkü biz, "Dünya beşten büyüktür!" diyen bir iradenin neferleriyiz.
Çünkü biz, Kudüs'ün mahzun gözlerine umut olan, Ayasofya’yı özgürleştiren bir yürüyüşün mensuplarıyız.
Birileri petrolü, çıkarı, hesapları için susabilir…
Ama biz Kudüs için, Gazze için, insanlık için konuşacağız.
Ve inanıyoruz ki, "Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur."
İsrail zulmü sona erecek.
O annenin gözüne bir gün merhametle bakan bir insanlık doğacak.
Kıymetli dava arkadaşlarım,
Eskişehir teşkilatı olarak biz büyük bir aileyiz.
Her biriniz bu davanın neferisiniz.
İl başkanlığımızdan kadın ve gençlik kollarımıza, mahalle temsilcilerimizden üyelerimize kadar herkes bir tuğla koymak için gayret gösteriyor.
Birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz bizim en büyük gücümüzdür.
Bugün bu etkinlikte bir araya gelmiş olmak; sadece bir piknikten, bir sosyal programdan ibaret değildir.
Bu birliktelik, aynı yolda yürümeye söz vermiş insanların ahdidir.
Bu vefa, bu samimiyet, bu gönül sofrası, davamızın ruhudur.
Bizim teşkilatımızda gönül koymak değil, gönül almak vardır.
Dedikodu değil, dua vardır.
Kin değil, vefa vardır.
Ayrışmak değil, kucaklaşmak vardır.
“Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır.”
Bu şehirde, bu ülkede, bu dünyada hakkın, hakikatin, adaletin bayrağını dalgalandıracak olanlar sizlersiniz.
Yarınlarımızı inşa edecek kadrolar sizlersiniz.
Yeter ki; çalışalım, üretelim, gönüllere girelim.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çalışalım, Üretelim, Gönüllere Girelim!
AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen teşkilat pikniğine ve İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen teşkilat pikniğine ve İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı.
Dede Korkut Parkı’nda düzenlenen teşkilat pikniğinde partililerle bir araya gelen Prof. Dr. Gürcan İl Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
"Kıymetli Teşkilat Mensuplarımız,
Değerli Hemşehrilerimiz,
Aziz Dava Arkadaşlarım,
Hepinizi muhabbetle, hürmetle selamlıyorum.
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz!
Bugün burada, teşkilatımızın geleneksel hale getirdiği bu güzel piknik buluşmasında bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Kıymetli yol arkadaşlarım,
Ağustos ayı, Türk Milleti'nin tarihine altın harflerle yazılmış nice zaferlerle doludur.
Anadolu'nun kapılarını ebediyen bize açan o büyük fetih, Malazgirt’in yıl dönümünü yeni geride bıraktık. Dün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı büyük bir coşku ve gururla kutladık.
Bu zafer, sadece bir askeri başarı değil, milletimizin hürriyet aşkının, istiklal tutkusunun, vatan sevgisinin destanıdır.
Buradan tüm hemşehrilerimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en kalbi duygularımla kutluyorum.
Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.
O gün millet nasıl dimdikse, bugün de öyledir. O gün imanla yürüyenlerin torunları, bugün de aynı ruhla Türkiye Yüzyılı’na yürümektedir.
Aziz kardeşlerim,
Şimdi sizden, kelimelerin ötesinde bir yere kulak vermenizi rica ediyorum.
Gazze'de bir annenin yüreğine...
Bir annenin ellerinde ne kalır?
Sütü kurumuş göğsünde susturamadığı bir bebek…
Üstü başı toz içinde, kucağında yarısı paramparça olmuş yavrusu…
Ve gözyaşlarının aktığı ama artık sesinin çıkmadığı bir an...
O annenin gözlerinin içine bakın.
Orada bir cümle saklı:
"Ben oğlumu değil, umudumu gömdüm."
Ne toprağın altına koyacak bir kefeni var,
Ne mezar taşı olacak bir tahta parçası…
Ne bir ambulans var, nede bir ağıt edecek komşu.
Yalnızca molozların arasında yükselen bir dua:
“Allah’ım, ya sabır…”
O annenin başında ne bayrak var ne de üniforma…
Ama onun direnişi, tanklara sapanla çıkan çocukların duasıdır.
O anne, bugün insanlığın en yüksek sesi;
Ama duyulmayan, bastırılan, unutturulan bir çığlıktır!
Biz, o sesi buradan duyuyoruz.
Ve haykırıyoruz:
Yeter artık!
Gazze yalnız değildir! Filistin sahipsiz değildir!
Zulüm varsa direniş vardır, zalim varsa onurlu bir karşı duruş vardır.
Ve Türkiye vardır!
Dünyanın gözünü kapattığı bu zulme, biz göz yummayacağız!
Vicdanını kaybetmiş küresel sistemin karşısında biz duracağız!
Tarih boyunca hiçbir zulme boyun eğmemiş, hiçbir feryada sessiz kalmamış bir milletin evlatları olarak, bugün de mazlumun yanındayız.
Susmayacağız, unutturmayacağız, vazgeçmeyeceğiz!
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türk Milleti Filistin’in sesi olmaya devam edecektir.
Çünkü biz, "Dünya beşten büyüktür!" diyen bir iradenin neferleriyiz.
Çünkü biz, Kudüs'ün mahzun gözlerine umut olan, Ayasofya’yı özgürleştiren bir yürüyüşün mensuplarıyız.
Birileri petrolü, çıkarı, hesapları için susabilir…
Ama biz Kudüs için, Gazze için, insanlık için konuşacağız.
Ve inanıyoruz ki, "Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur."
İsrail zulmü sona erecek.
O annenin gözüne bir gün merhametle bakan bir insanlık doğacak.
Kıymetli dava arkadaşlarım,
Eskişehir teşkilatı olarak biz büyük bir aileyiz.
Her biriniz bu davanın neferisiniz.
İl başkanlığımızdan kadın ve gençlik kollarımıza, mahalle temsilcilerimizden üyelerimize kadar herkes bir tuğla koymak için gayret gösteriyor.
Birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz bizim en büyük gücümüzdür.
Bugün bu etkinlikte bir araya gelmiş olmak; sadece bir piknikten, bir sosyal programdan ibaret değildir.
Bu birliktelik, aynı yolda yürümeye söz vermiş insanların ahdidir.
Bu vefa, bu samimiyet, bu gönül sofrası, davamızın ruhudur.
Bizim teşkilatımızda gönül koymak değil, gönül almak vardır.
Dedikodu değil, dua vardır.
Kin değil, vefa vardır.
Ayrışmak değil, kucaklaşmak vardır.
“Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır.”
Ve biz biliyoruz ki;
“Birlik, rahmettir.
Dirlik, güçtür.
Kardeşlik, zaferin habercisidir.”
Bu şehirde, bu ülkede, bu dünyada hakkın, hakikatin, adaletin bayrağını dalgalandıracak olanlar sizlersiniz.
Yarınlarımızı inşa edecek kadrolar sizlersiniz.
Yeter ki; çalışalım, üretelim, gönüllere girelim.
Sözlerimi, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in o derinlikli, içimize işleyen dizeleriyle bitirmek istiyorum.
“Kırılır da bir gün tüm dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim
Kurtulur dil tarih ahlak ve iman
Görürler nasılmış neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim
Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur biz de gideriz
Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim…
Davamız kutlu, yolumuz açık, gönüllerimiz bir olsun.
Allah birliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin.
Hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Sağ olun, var olun.
Allah’a emanet olun."
En Çok Okunan Haberler