SON DAKİKA
Hava Durumu

#Zirai Don

Porsuk Haber Ajansı - Zirai Don haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zirai Don haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu" Haber

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, don felaketinin meyve üreticileri üzerindeki olumsuz etkilerini yerinde inceledi. Gürer, “Sert çekirdekli ürünlerde zarar büyük; kayısı, şeftali, nektarin, erik, badem, ceviz gibi ürünler yanında armut, üzüm gibi ürünlerde de rekolte kaybı var. Tarım ve Orman Bakanlığı, don afetinden etkilenen açık alandaki tarımsal üretime konu Antep fıstığı, armut, ayva, badem, ceviz, elma, erik, fındık, kayısı, kiraz-vişne, limon, mandalina, portakal, şeftali, nektarin, üzüm ürünleri için hasar tespit sonrası ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtlı olanlara destek verileceğini açıkladı. Bu desteğin nasıl olacağı belli değil ancak ürün kadar ürünle ortaya çıkan sorunlar da var. Bu konuda bir açıklama yok” dedi. ELMADA YURT DIŞI PAZARI TEHLİKEDE Niğde’nin Türkiye'nin önemli elma üretim merkezlerinden biri olduğunu vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Niğde bölgesinde 600 bin tona kadar elma üretimi gerçekleşiyor. Kayıt dışı ile bu üretim daha da yüksek oluyor. Niğde, elma ağacı sayısında Türkiye’nin lideri olan bir ildir. Misket elmada bir numaradır. Bu yıl don olayı nedeniyle büyük zarar gören entegre tesisler ise bodur elmacılıkta yurt dışı pazarını oluşturan ve ülke genelinde bu pazarı belirleyen potansiyele sahiptir. Elma üretimi yanında soğuk hava deposu ile son ürünleri ihraç eden depoda çalışan ve üretip ihraç eden üreticimizle oluşacak sorunları birinci ağızdan dinledim. İhracatta, ihraç edilen yerdeki pazarda, tarım işçiliğinde, nakliye ve ulaştırmada, kalan bahçelerin bakımı ve gelecek yıla hazırlanmasında ve tedarikçi esnafta oluşacak sorunlar için iktidar politika üretmelidir” dedi. PAZARINI KAYBETME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ 600 dekarda elma üreticisi Cemil Acer, ihracat yapılan ülkeler ve don olayının etkileri hakkında bilgi vererek durumun ciddiyetini şöyle özetledi: “Bu elmalar kendi üretimimiz. Ermenistan’a, Irak’a ve Hindistan’a gidiyor. Ancak bu yıl Anadolu’da büyük bir felaket yaşadık. Don olayı nedeniyle ürünümüz yok denecek kadar azaldı. Telafi edilebilir bazı kayıplar olsa da asıl endişemiz, pazarlarımızı kaybetmek. Hindistan, Çin ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye için büyük bir pazar olmuştu. Ancak bu yıl elma olmadığı için Hindistan pazarını kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” dedi. Elma üreticisi Acer, don olayının istihdama da darbe vurduğunu belirterek, “Bu depoda 50 kişi sürekli çalışanımız vardı. Ayrıca gündelikçi gelen öğrencilerimiz ve yevmiyeli işçilerimiz de çalışıyordu. Ancak bu yıl, ürün olmadığı için bu istihdam sağlanamayacak. Bu son elmalarımızı ihraç ettikten sonra depoda elma kalmayacak. Bu durum, hem iş hem de ekonomik kayıplara yol açacak” dedi. PAZAR KAYBI BÜYÜK SORUN YARATIR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, don olayının elma ihracatını ve bölge ekonomisini etkilediğini ifade ederek, “Daha önce Niğde, Amasya ya da Misket elması ile ünlüydü. Ancak yurt dışına satış olmadığı için bu ağaçlar söküldü ve yerine ihracata uygun türler dikildi. Şimdi ise don nedeniyle bu ürünlerde büyük üretim kaybı yaşanıyor. Bu durum, önümüzdeki sezon yurt dışı pazar kaybına yol açabilir. Türkiye, bu pazarları yeniden kazanmakta ciddi zorluklar yaşayacaktır” diye konuştu. Bakanlığın konuya müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Yurt dışı pazarının ortadan kalkmaması için şimdiden ticari ilişkilerin planlanması ve çiftçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Elma üretimi ve ihracı sadece ürünle sınırlı değil; ambalajı, nakliyesi ve işçiliğiyle ciddi bir maliyet kalemi. Üreticilerimiz bu yükün altından kalkamıyor” dedi. SABİT GİDERLERİMİZİ KARŞILAMAK ZORUNDAYIZ Elma üreticisi ve entegre tesis sahibi Cemil Acer, mevcut koşulların çiftçileri daha da zor durumda bıraktığını ifade ederek, “2025’in sonunda ve 2026’nın bahar aylarında ihracat yapamayacağız. Ağaçlarımıza bakmak zorunda olduğumuz için sabit giderlerimiz devam edecek. Ancak bu giderleri karşılamak giderek zorlaşıyor” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in zirai dondan etkilenmemek adına bir cihaz kullanıp kullanmadığını sorması üzerine Acer, soğuk hava depolarının ve diğer sistemlerin de bu tür ekstrem soğuklara dayanmadığını belirterek, “Bu soğukta hiçbir şey fayda etmedi. Çünkü çok soğuk oldu. Zaman zaman bunları değerlendiriyoruz, maliyet muhasebesi yapıyoruz. Böyle soğuklara dayanmayacağını bildiğim için o tip yatırımları yapmıyoruz. Sprint sistem var, buzun içine koyma. Ancak, -6 dereceden sonra hiç çalışmıyor, ağaca da zarar veriyor. Bir sonraki yılın meyve gözünü de etkiliyor. Onun da böyle bir tehlikesi var. Bunun dışında, çok fazla soğuktan koruyacak bir sistem de yok” şeklinde konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde 4.5 milyon ton yıllık elma üretildiğini, TÜİK verilerine göre 1 milyon 363 bin ton ihraç edildiğini, bu yıl don nedeniyle önemli ölçüde ürün kaybının farklı sorunlar üreteceğini ifade etti. Gürer, “Kayısı, üzüm, narenciye, kiraz gibi yurt dışı satımı olan ihraç ürünlerinde çok yönlü sorunlar yanında yurt dışı ve yurt içi pazar durumunda yaratacağı olumsuzluklar var. Bahçe ürünleri rekolte düşmesi fiyatlara da olumsuz yansıyarak tüketici açısından ürün alma ve temininde sıkıntılar yaratacak ve yaz boyu bu sorunlar yaşanacaktır” dedi. Gürer, “Genç fidanların ve mevcut ağaçların bakımları düzenli sağlanmasının ardından, bu bağlamda ortaya çıkacak durumda ürün sürdürülebilirliği için önemli” olduğunu belirtti.

CHP'li Gürer: “Cevizden Şeftaliye, Bahçelerde Büyük Kayıp” Haber

CHP'li Gürer: “Cevizden Şeftaliye, Bahçelerde Büyük Kayıp”

Türkiye’nin 36 ilinde yoğun hissedilen ve 61 ilde de etkileri görülen don olayının, tarımsal üretimde ciddi kayıplara yol açtığını, özellikle bahçe ürünlerinde meydana gelen zararla birlikte üreticilerin zor bir dönemle karşı karşıya kaldığını belirten CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, bölgede yaşanan ürün  kayıpları değerlendirerek üreticilerin taleplerine dikkat çekti. CEVİZ VE BAHÇE ÜRÜNLERİ BÜYÜK ZARAR GÖRDÜ Gürer, don olayının farklı ürünlere etkisi yanında ceviz üretimine büyük darbe vurduğunu belirterek, "Türkiye'de ceviz üretimimizde yeterlilik %80 düzeyindeydi ve geri kalan %20'lik kısmı ithalatla karşılıyorduk. Ancak bu yıl cevizlerde büyük zarar oluştu. Sadece ceviz değil, badem, erik, şeftali ve diğer sert çekirdekli meyve ağaçları da büyük hasar gördü. Üreticinin bu yıl  bağ ve bahçede ürün alması mümkün görünmüyor” dedi. SİGORTA KAPSAMI SINIRLI, ZARARI KARŞILAMAK ŞART CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Bor ilçesi gibi bölgelerde bahçelerdeki ağaçların genelde TARSİM sigortası bulunmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Bu durum, üreticinin tüm zararını kendi başına karşılamak zorunda bırakıyor. Ağaçlar bile kuruma riskiyle karşı karşıya. Bu nedenle TARSİM sigortası olsun ya da olmasın, tüm üreticilerin zararları mutlaka devlet tarafından karşılanmalı. Aksi takdirde, bu bahçelerin ve tarımsal üretimin geleceği tehlikeye girer.” TOMURCUKLANAN ÜRÜNLER YOK OLDU Don olayının zamanlamasına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, "Nisan ayıyla birlikte tomurcuklanmaya başlayan ve çiçek açan ürünler, bu olumsuz hava koşulundan büyük zarar gördü. Bahçelerde erik ağacı gibi birçok üründe meyve yok. Bu yıl üretici, kendisine yetecek kadar dahi ürün elde edemeyecek durumda" diye konuştu. ÇİFTÇİNİN DURUMU KÖTÜYE GİDİYOR CHP’li Ömer Fethi Gürer, yaşanan kayıpların yalnızca ekonomik boyutuyla değil, aynı zamanda üretimin sürdürülebilirliği açısından da büyük tehdit oluşturduğunu ifade etti. “Ceviz, badem, şeftali, kayısı, elma gibi farklı ürünlerde yaşanan kayıplar, üreticiyi zor durumda bıraktı. Üzüm bağlarında da ciddi hasar var. Çiftçimiz büyük mağduriyet içinde. Bu zararların karşılanması için acil adımlar atılmalı” dedi. ÜRETİM SORUNLU  Ömer Fethi Gürer, don felaketi sonrası üreticilere gerekli desteğin verilmemesi halinde tarımsal üretimin daha da gerileyeceğini belirterek “Üreticinin zararı karşılanmazsa, önümüzdeki yıl üretimi sürdürmek mümkün olmayacak. Bahçeleri kurtarmak ve tarımsal faaliyetleri sürdürebilmek için devlet desteği şarttır” dedi.

Çiftçinin Zor Yılı 2025 Gıdada Yok Yılı Olarak Tarihe Geçecek Haber

Çiftçinin Zor Yılı 2025 Gıdada Yok Yılı Olarak Tarihe Geçecek

Zirai don, kuraklık ve AKP’nin yanlış tarım politikaları nedeniyle 2025’in tarımda kriz yılı olduğunu belirten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal,  “Çiftçinin zor yılı 2025, gıdada ‘yok yılı’ olarak tarihe geçecek” dedi. Türkiye tarımda son yılların en büyük felaketiyle karşı karşıya. 65 ilde tarım arazileri don nedeniyle büyük zarar gördü. Kayısı, ceviz, kiraz, elma ve üzüm gibi ürünlerde zararın boyutu yer yer yüzde 100’lere ulaştı. Don afetiyle sarsılan çiftçi, şimdi de şiddetli kuraklığın pençesinde. Meteoroloji verilerine göre Türkiye, son 35 yılın en kurak mart ayını yaşadı. Mart ayında yağışlar, normale göre yüzde 53, 2024’ün aynı dönemine göre ise yüzde 59 oranında azaldı. En fazla azalma ise yüzde 79 ile Ege Bölgesi'nde kaydedildi. Kuraklıktan en çok etkilenen bölgelerin başında buğday üretiminin yoğun olduğu İç Anadolu, Güneydoğu ve Akdeniz bölgelerinin geldiğini belirten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İç Anadolu Bölgesi'nde yağışlar normale göre yüzde 62, geçen yıla göre yüzde 61 oranında azaldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde normale göre yüzde 59, geçen yıla göre yüzde 72 azalma yaşandı. Akdeniz Bölgesi'nde ise normale göre yüzde 69, geçen yıla göre yüzde 65 düşüş kaydedildi. Tüm bu felaketlerin ortasında, 2025’in ilk üç ayında devlete ödenen faiz giderleri 464 milyar TL’yi bulurken, buna karşılık çiftçiye yapılan ödeme sadece 43 milyar TL’de kaldı. Zirai don vurdu. Kuraklık bastırdı. Ama asıl felaket, yıllardır uygulanan AKP’nin tarımı çökerten politikalarıdır. 2025 yılı, çiftçinin tarlada yalnız, tüketicinin pazarda çaresiz kaldığı 'Yok Yılı' olarak tarihe geçecek” dedi. ÇİFTÇİ AKP İKTİDARINDAN 884 MİLYAR TL ALACAKLI Milletvekili Sarıbal; AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ın sosyal medya hesabından yaptığı traktör sayısıyla övünen paylaşımına da şu sözlerle tepki gösterdi:  “Traktör sayısıyla övünmüş ama belli ki tarımdan da rakamdan da bihaber. Türkiye’de kayıtlı çiftçi sayısı 2.3 milyon değil, 2.2 milyona düştü. Yani yanlış rakamla bile aslında AKP döneminde çiftçilerin üretimden koptuğunu itiraf etmiş. 2014’te 1 milyon 243 bin olan traktör sayısı, 2024’te 1 milyon 598 bin. Yani 10 yılda 356 bin traktör artmış. 700 bin rakamını yazarken ya ‘Elektrikli traktör geliyor, tarımda devrim yapıyoruz’ diye 246 milyon TL harcadıkları ve hiç üretilmeyen hayali traktörleri ya da  tarımla ilgisi olmayan ATV araçlarını saymış olmalı. Ama esas mesele traktör sayısı değil. Çiftçi 10 yıl öncesiyle bugünü kıyasladığımızda bir litre mazotu yüzde 3,796 kat artışla alıyor. Borcu ise 936 milyar TL’yi geçti. 2025 bütçesinde çiftçiye ayrılan destek, GSYH'nin sadece yüzde 0,22’si. Oysa yasa ne diyor? En az yüzde 1 olmalı. Yani bugün çiftçi AKP iktidarından 884 milyar TL alacaklı. ‘AKP’den evvel bu memlekette çiftçi yoktu’ bile der, şaşırmayın.”

Bakan Yumaklı Giresun ve Ordu'da İncelemelerde Bulundu Haber

Bakan Yumaklı Giresun ve Ordu'da İncelemelerde Bulundu

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ordu'nun Ulubey ilçesine bağlı Sayacabaşı mevkiinde zirai dondan etkilenen fındık bahçesinde incelemelerde bulundu. Zirai donun etkili olduğu illerde incelemelere devam ettiklerini belirten Yumaklı, Malatya'nın ardından bugün de Giresun ve Ordu'da incelemelerde bulunduklarını söyledi. Fındık üretiminin yüzde 28'inin Ordu'da gerçekleştiğine işaret eden Bakan Yumaklı, üretimin zirai don hadisesinden ne kadar etkilendiğine ilişkin tespit çalışmalarının devam ettiğini aktardı. Geçen salı gününden itibaren Türkiye'de 34 ili ve 16 çeşitli ürünü etkileyen zirai don hadisesinin ön sinyallerinin Meteoroloji Genel Müdürlüğünce verildiğini belirten Yumaklı, bununla ilgili Bakanlık ekiplerinin sahaya çıktığını ve mümkün olduğu kadar alınabilecek önlemleri çiftçi ve üreticilerle birlikte alarak çalışmalara katıldığını vurguladı. Bakan Yumaklı, hasar tespitine ilişkin sonuçları, çalışmalar tamamlandıkça açıklayacaklarını dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu: "Ancak hiç daha bunlar olmadan, bizim ülke ekonomimizin tarımsal üretim anlamında çok etkileneceği, yurt dışına bağımlı kalacağımız, çarşı pazarın bu durumdan her türlü etkileneceği gibi akla hayale gelmeyen bir takım yorumlar yapılmaya başlandı. Kimler tarafından? Burada üreticilerimizle ilgili bir şey söylemiyorum, bir de bu şekilde dedikodu çıktı. Sorumluluk sahibi olan kurum temsilcileri, daha bizim çalışmalarımız devam ederken ellerinde hiçbir bilgi olmamasına rağmen, olma ihtimali de yokken, tamamen kendi tahminleri ve yorumlarıyla ülkenin gündeminde yer almaya çalışıyor." Bu tür açıklamaların hiçbirinin doğru olmadığının altını çizen Yumaklı, Bakanlık açıklamalarının takip edilmesini istediklerini kaydetti. "TARSİM'İN POLİÇE BEDELİ YÜZDE 70'E KADAR DEVLETİMİZ TARAFINDAN ÖDENİYOR" TARSİM'in önemine dikkati çeken Yumaklı, şöyle devam etti: "Artık iklim değişikliği bu manada bizim de önümüzde giden bir etkiye sahip yıkıcı bir şekilde geliyor. Artık ifade etmeye gerek yok, bizatihi yaşıyoruz. Dolayısıyla bir yıllık emeğin, gayretin, çabanın garanti altına alınmasının tek yolu tarım sigortasıdır, TARSİM'dir. Bu konuda bizlerin de çabası var. Ancak üreticilerimizin özellikle bu andan itibaren TARSİM konusunda mutlaka gereken ilgi ve alakayı göstermelerini istirham ediyorum. TARSİM'in poliçe bedeli yüzde 70'e kadar devletimiz tarafından ödeniyor." Bakan Yumaklı, Malatya'dan Manisa'ya, Niğde'den Aksaray'a kadar zirai dondan etkilenen bütün illerdeki üreticilere geçmiş olsun dileklerini ileterek, üretim çabaları için teşekkür etti. Zirai dondan etkilenen ağaçlardan gelecek yıl verim alınabilmesi için yapılması gereken çalışmalar olduğunu anlatan Yumaklı, bu işlemlerin kulaktan dolma bilgilerle değil, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı müdürlüklerin belirteceği şekilde yapılması gerektiğini vurguladı. Yumaklı, "Artık bundan bir şey olmaz" diyerek ağaçların gelişigüzel şekilde kesilmesinden uzak durulmasını istediklerini ifade ederek, "Bizim arkadaşlarımızın gezmediği, uğramadığı hiçbir yer olmayacak. Bütün iller için bunu söylüyoruz. Bu konuya özel bir hassasiyet gösterilmesi bizim açımızdan son derece önemli." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk andan itibaren konuyu yakından takip ettiğini belirten Yumaklı, "En son Kabine Toplantısı sonrasında kendisinin açıkladığı, bizim de detaylarını verdiğimiz bu mağduriyetin giderilmesine yönelik talimatlarını vermiş oldu. Türkiye'deki bütün üreticilerimiz adına, Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum." diye konuştu. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bugün itibarıyla 659 bin yapının ilaçlandığını belirterek, yapılan çalışmaların boşa gitmemesi için bu konuda bütün üreticileri kendilerine destek vermeye davet etti.

CHP'li Gürer: ''Beş İlde Elmada Büyük Kayıp'' Haber

CHP'li Gürer: ''Beş İlde Elmada Büyük Kayıp''

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, zirai don felaketinden etkilenen Niğde’nin Merkez,Bor ve Altunhisar ilçesinde elma bahçelerini gezdi. Don ile tamamına yakın yok ılan ve Büyük kayıplar yaşayan üreticilerin sorunlarını dinleyen Gürer, çözüm önerilerini paylaştı. ZİRAİ DON ELMALARI YAKTI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki zararın boyutlarına dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: “Ülkemizde yaşanan don felaketinden Niğde'deki elma bahçeleri büyük oranda etkilendi. Türkiye genelinde 99 milyon elma ağacımız var. Ancak bunlardan 18 milyonu genç olduğu için ürün vermiyor. Ürün veren ağaçlar arasında özellikle Niğde, Karaman, Konya, Antalya ve Isparta öne çıkıyor. Bu illerin tamamı don olayından etkilendi, ancak Niğde’deki kayıp çok daha büyük. Geçtiğimiz yıllarda 614 bin ton elma üretilirken bu yıl 500 bin ton kayıp görülüyor . Çiçekler büyük ölçüde zarar gördü ve ciddi bir üretim kaybı yaşanacak.” Ömer Fethi Gürer Türkiye genelinde elma üretimine ilişkin ise, “Türkiye genelinde üretilen elma miktarı 4 milyon 602 bin ton. Bunun da yaklaşık bir buçuk milyon tonu ihraç ediliyordu. Bu durumda ihracat olanağı da sınırlı olacak ve ciddi anlamda üretim kaybı yaşanacak. Görüldüğü gibi, dondan etkilenen ve artık ürün vermeyecek olan çiçeklerde büyük bir zayiatın varlığı gözler önünde. ÜRETİCİNİN ÇIĞLIĞI: “BU YIL ÜRÜN YOK” Bölgedeki 800 dekarlık elma bahçesiyle büyük çaplı üretim yapan Cemil Acer, don felaketinin etkilerini rakamsal verilerle belirterek, “Burası 800 dekar bodur elma bahçesi. Yaklaşık 4.000 ton üretimimiz oluyor. Bu sene maalesef belki 100 ton olacak. Büyük bir bölümünü de ihraç ediyoruz; %80’ini ihraç ediyoruz ürettiğimiz elmanın. 21 yıldır bodur elma yetiştiriyoruz, bahçe işi yapıyoruz. Böyle felaket görmedik. Bu don felaketi çok büyük bir kayıp oldu. Çiçeklerin içerisi tamamen boş. Birkaç gün içerisinde bu çiçekler dökülecek. Asıl meyveyi oluşturan ürün soğuk almış durumda. Çiçeklerin tamamen içi boş. Birkaç gün dayanır, Mayıs’ın başında tamamen dökülür. Bugüne kadarki tecrübemiz bunun üzerine. NİĞDE ELMA ÜRETİMİNDE BİRİNCİ SIRADA “Geçmişte bölgede Amasya ya da misket elması olarak bilinen ağaçlar ağırlıklıydı” diyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu türlerin ihracat şansı olmadığı için önemli bir bölümünün söküldüğünü belirtti. Ancak, Niğde’nin halen misket elma ağacı sayısında birinci sırada olduğuna dikkat çekti. Gürer, “Son yıllarda yeni elma türleri bölgeye geldi ve üretim çeşitliliği arttı” dedi. Elma üreticisi Cemil Acer ise üretimdeki dönüşümü ve yaşanan kayıpları şu sözlerle anlattı: “Red Chief, Super Chief, Granny Smith, Golden, Fuji, Pink Lady gibi yeni endüstriyel elmalar yetiştiriyoruz. Bunların tamamı ihracat için üretiliyor. Bizim gibi büyük entegre işletmeler ihracata yönelik çalışıyor. Ancak, bu yıl don felaketi nedeniyle bölgemizde üretim tamamen kayboldu. Çiçeklerin içi boş ve birkaç gün içinde dökülecek. Bir sonraki yıl için zararın boyutunu şu an öngöremiyoruz.” Acer, İl Tarım Müdürlüğü’nün gerekli tespitleri yaptığını ve İlçe Tarım Müdürlüğü’nün süreci takip ettiğini belirtti.  TARSİM’E TEPKİ: “SİGORTA SİSTEMİ KARMAŞIK VE ÇİFTÇİ ALEYHİNE” Elma üreticisi Cemil Acer, sigorta konusunda yaşanan sıkıntıları belirterek, “TARSİM sigortasını maalesef yaptırmadık. TARSİM ile ilgili çok büyük sorunlarımız var. Onun için TARSİM yaptırmıyoruz. TARSİM Sigorta karmakarışık bir sistem. Bu bahçelerin büyük bir bölümü, süspansiyonlu kredilerden dolayı bankanın mecburiyetinden yapılan sigortalar. Bizde de küçük bir bölümü, 70 dekar gibi, süspansiyonlu kredilerden dolayı mecburiyetten yapıyoruz. TARSİM sigorta sistemini artık çiftçi benimsemiyor. Onun için yaptırmıyor. Burada büyük bahçeler var. Bizim gibi komşularımızın hiçbiri sigorta yaptırmıyor.” diye konuştu. TARSİM SADELEŞMELİ VE ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ Ömer Fethi Gürer, TARSİM sisteminin revize edilmesi gerektiğini belirterek, “TARSİM'de yeniden bir düzenlemeye gidilmeli. Sigorta sistemi hem sadeleştirilmeli hem de çiftçinin lehine olmalı. Bununla ilgili kanun teklifi de verdik. %66 oranında olan donla ilgili prim desteğinin %75’e çıkarılmasını talep ettik. TARSİM’e kayıtlı olsun olmasın, tüm çiftçilerin zararları karşılanmalı. Çünkü şimdi bu ağaçta meydana gelen bu don, sonraki seneye gelecek dönemdeki üretimi engellememesi için ne yapılacak? Gübre atılacak, su verilecek, ilaç verilecek. Buradan gelir elde etmeyen üretici, bu destekleri almazsa nasıl yapacak?” diye sordu. ELMA OLMAYACAK AMA MASRAF DEVAM EDECEK Elmanın olmayacağını ancak masrafların devam edeceğini belirten elma üreticisi Cemil Acer, “İşçiliği hariç, tahminen dekar maliyetimiz 50.000 lira civarındaydı. Şimdi elma yok. 10 bin lirasını tasarruf edebiliriz. Eğer mal olmadığı için bazı ilaçlama ve besleme gruplarını tasarruf ederiz ama yine de 40 bin lira masrafımız olacak. Bunu yapmazsak ağaç ölecek. Bir sonraki yıla ürün vermez. Örneğin, kırmızı örümcek ilacını atmak zorundayız ki bir sonraki dönemin gözlerine zarar vermesin ve bir sonraki sene ürün olsun diye. Bu kadar büyük bir kaybımız var.” şeklinde konuştu. BU BÖLGENİN EKONOMİSİ TARIMLA DÖNÜYOR Cemil Acer, tarımın bölgedeki ekonomik önemine vurgu yaparak, “Bu bölgedeki Anadolu insanının büyük bir çoğunluğu, 5-6 ay tarım işletmelerinde çalışarak bir yıllık geçimini sağlardı. Öğrenciler yaz aylarında buraya çalışmaya gelirdi. Yazın elma hasadı olmayacağı için istihdamda büyük bir kayıp olacak. Kışın depoda elma işliyorduk. Elma olmadığı için depolama yapamayacağız, orada da istihdam kaybı olacak. Köylerin büyük bir bölümünün istihdam kaynağı tarımsal üretimdi. Maalesef şimdi bu iş olmayacak.” dedi.  Hem büyük çiftçinin hem küçük çiftçinin bankaya borçları olduğunu hatta entegre işletmelerin dahi borçlarının olduğunu ve üretimin önemine değinen Acer, “Biz üretirsek vergi öderiz. Biz üretirsek ihracat yaparız. Biz üretirsek ülkeye gelir sağlamış oluruz. Biz üretirsek vatandaşın sofrasına aş gider, yiyecek gider. Bu sene, bu doğal afetten dolayı elma olmayacak. Ceviz olmayacak, kayısı olmayacak, nektarin olmayacak. Bunların maalesef hiçbirisi yok.” diye konuştu.  AFET BÜYÜK, ÇÖZÜM ŞART Gürer, don felaketinin ekonomik ve sosyal etkilerinin büyüklüğüne işaret ederek, “Onun için çiftçinin hem kredi borcu var hem de gelecek yıl üretim yapabilmesi için bu ağaçlara bakımını sürdürmesi gerekiyor. Yani “Ağaçta meyve yok, ben ağaca bakmayayım.” diyemez. Bu ağaca bakılacak. Onun için hasarlar tespit edilmeli, gerekli destekler sağlanmalı ve ayrıca yurtdışı pazarının kaybolmaması için bugünden tedbirler alınmalı. Uğranılan zarar, ziyan çok büyük. Bölgenin önemli bir üretim alanı olan bu bölgede, yaşanan don olayından sonra çiçeklerin içi boşalmış ve bunlardan artık ürün olması mümkün değil. Büyük bir zayiat var.” şeklinde konuştu CHP’li Ömer Fethi Gürer, dedesi tarafından söylenilen bir sözü de ifadelerine ekleyerek, “Dedem derdi ki: ‘Hasan Dağı’nda kalbur kadar kar varsa, Bor Bağı’nın, Altunhisar Bağı’nın hayrını gör.’ Hasan Dağı’nda kar var. Sürecin bundan sonraki evrileceği olumsuzlukta, eğer ağaçlar zarar görmezse o bile büyük bir mutluluk. Onun için yaşanan afet büyük, destek şart.Tarsimde olsun olmasın  tüm üretici zararları karşılanmalıdır “dedi.

CHP'li Gürer: "Zirai Don, Lahana Üreticisini de Vurdu" Haber

CHP'li Gürer: "Zirai Don, Lahana Üreticisini de Vurdu"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, ülke genelinde etkili olan zirai don nedeniyle Niğde'nin Ulukışla ilçesine bağlı Hüsniye köyünde lahana üreticilerini ziyaret etti ve onların yaşadığı sorunları dinledi. Ziyaret sırasında, Hüsniye Köyü'nde zirai dondan zarar gören tarlalarda incelemelerde bulunan Gürer, üreticilerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. HEPSİ ÖLMÜŞ, PERİŞAN TARLA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Hüsniye Köyü'ndeki lahana tarlasını ziyaret ettiğinde, donun etkisiyle büyük bir zarara uğramış olan fideleri gösterdi. Gürer, “Lahana üretiminde Niğde Samsun ilinden sonra ikinci şurada. Bazı bölgelerde dikilen fidelerin tamamı  ölmüş, tarla da ürün perişan. Erken ekilen lahanalar, donun yarattığı olumsuzluktan ciddi şekilde nasibini almış. Görüldüğü gibi artık lahana fideleri don nedeniyle gelişmeyecek. Bu tarlada 60.000 dikilmiş fide var ve tamamı dondan etkilenmiş. Don etkisi kar ve don etkisi kalktıktan sonra bahçeler de somut bir şekilde görülüyor.” dedi. ÜRETİCİLER DESTEK BEKLİYOR Ziyaret sırasında, lahanaların büyük kısmının don nedeniyle zarar gördüğünü belirten üretici Ahmet Keskin, sigorta konusunda sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi. Keskin, “Benim 250 dönüm yerim var; 30 dönümlük sigortası var, kalanı yok. Genelde çoğumuzda yaptıramadığı gibi, biz de yaptıramadık. Sigorta biraz yüksek geliyor fiyatlar. Biz de yaptıramıyoruz.” ifadelerini kullandı. Ömer Fethi  Gürer, sigorta olmadan tespit çalışmalarının yapılıp yapılmadığını sorarak, “Bölgeye tespit için geldiler mi?” dedi. Keskin, “Bu durum daha önce de oldu. 4-5 sefer kontrole geldiler. Bize biri %60 verdi, biri %40 verdi. "Olmadı," dedi. Bilmem şöyle böyle... Maliyeti diyelim 100.000 lira, elimize geçecek 30.000 lira. Bu yüzden de sigortaya pek sıcak bakmadık.” diye konuştu. FİDE VE TARLA MALİYETLERİ YÜKSELİYOR  Keskin “Bu hibrit dediğimiz lahana, erkenci bir ürün ve ithalat yapıyoruz. Hatta yurtdışına şu anda Adana tarafından sürekli 3 tane tır yüklüyor. Rusya, Romanya telefonları yönlendiriyorum, orada arkadaşlarla buluşturuyorum” diye donan ürünün aynı zamanda ihracının da olduğunu belirtti.  Lahana üreticisi Ahmet Keskin, don nedeniyle tarlalarındaki tüm fidelerin zarar gördüğünü ve bunlardan herhangi bir fayda beklemediklerini belirtti. Ayrıca, fidelerin maliyetlerine de değinen Keskin, “Kırmızı lahana ortalama 5 bin ile 6 bin arasında dikim yapılır. Siyah lahanaların cinslerine göre fiyatlar değişir. Tohumu şu anda 4.000-4.200 lira tanesi. Normalde 3.000 lira olanları da var. Ortalama 3.000 lira ile 4.000 lira arasında fide maliyeti var. Dönüme de 5.500-6.000 siyah lahana dikeriz. Beyaz lahana da 2.500-3.000 arasında dönümde değişir. Şimdi bunun fidesini 4 TL ile çarptığın zaman 6 TL fide olsa 24.000 TL sadece fide maliyeti var. Bunu sürmek için 3-4 sefer sürüm yaparız. Ot ilacıdır. Siyah lahananın bir dekara maliyeti 35.000 TL ile 40.000 TL’yi buluyor. Beyaz lahanada ise 25.000 TL’yi buluyor” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Niğde gibi illerde bazı tarla ürünleri daha ekilmedi. Kırmızı lahana bu yıl eken çiftçi ürünü dönmüş. Bu yıl bu tarladan artık ürün alınamayacak. Ancak ikinci ekim şansı var. Çiftçiye fide desteği ve gübre desteği gerekiyor. Çiftçi borçlu. İlk diktiği dondu. Traktör ile kısa sürede sürüm olacakta ekmek için nakit sorunu var. Burada iktidar desteğe yönelmelidir.” diyerek, destek taleplerine vurgu yaptı. DON, ÇİFTÇİYİ ZORLUYOR CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, son günlerde Niğde’nin tarım arazilerinde yaşanan don olayının etkilerini değerlendirerek, çiftçilerin içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekti. Gürer, "Bu yıl bu tarladan artık ürün alınamayacak. Bunu yeniden dikecekler. Bu süreç mayıs ayının ortasına kadar devam eder. Çiftçi için fide desteği, gübre desteği lazım." şeklinde konuştu. “61 YAŞINDAYIM BÖYLE ZİRAİ DON GÖRMEDİM” Lahana üreticisi Ahmet Keskin, yaşadıkları zorlukları daha da ayrıntılı bir şekilde dile getirdi. "Vadeli yapıldığı için maliyetler yükseliyor. Peşin alınamıyor, fideler vadeli yaptırılıyor. Ben 61 yaşındayım. Doğduğumdan beri bu işle uğraşıyorum. Ama böyle bir don görmedim. Bu yılki gibi aşırı bir don olmadı. Bütün ağaçların çiçeklerini, yapraklarını yakmış" diyerek, çiftçilerin borç yükü ve artan maliyetlerle başa çıkmaya çalıştığını belirtti. ÖMER FETHİ GÜRER: TARIMDA BÜYÜK ZARAR VAR CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, bölgedeki tarım ürünlerinin büyük zarar gördüğünü, özellikle meyve bahçelerinde kayıpların büyük boyutlarda olduğunu ifade etti. "Bahçe bitkilerinde büyük zarar var. Elmada, kirazda, cevizde, armutta büyük kayıp var. Çiçek açan bütün sert çekirdekli ürünler dondu. Tarla ürünlerinde de zarar görülüyor. Lahana tarlasındaki ürün artık yetişmeyecek." dedi. Ayrıca, bu zararın telafi edilebilmesi için çiftçilere destek verilmesi gerektiğine dikkat çekti. "İkinci ekim şansı var. Hibrit lahana, yurt dışına gönderilen bir tür. Bu ikinci ekim için çiftçiye destek gerekiyor." diyerek, bölgedeki çiftçilerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Gürer, ayrıca, "Bölgede ÇKS’li çiftçi az, TARSİM’e kayıt yaptıran da az. Çiftçiye bu hasar tespiti sonrası Cumhurbaşkanlığı tarafından bütçeden doğrudan destek sağlanmalı. Bu destek sağlanırsa çiftçi biraz rahatlar." diyerek, hükümetin çiftçilere yönelik doğrudan destek sağlama çağrısında bulundu. ÇİFTÇİLERİN BORÇ YÜKÜ Ahmet Keskin, tarımdaki maliyet artışlarından da bahsederek, "35 liraya mal olacaksa ikinci ekimle beraber 70’e mal olacak dönümünde. Daha bunun dolusu var. Hastalığı var. Piyasası var. Bir tek bununla da kalmıyor. Ancak tarımda risk büyük. Çiftçilerin borçları yüksek. Genelde tarımla uğraşanların hepsinin borcu var, özellikle bankalara." diyerek, çiftçilerin içinde bulunduğu borç batağını ve zorlu mali koşulları anlatmış oldu. Keskin, özellikle son zamanlarda yaşanan afetlerin ve piyasa hareketliliklerinin tarım sektöründeki durumu etkilediğini belirtti: "Lahana grubu 3 yıldır para etmiyordu. Bu kışın Bafra’yı sel basınca, ufak tefek karnabahar, lahana gruplarında 3 ay bir hareketlilik oldu. Zaten Türkiye genelinde para etmiyordu. Şimdi Bafra’yı sel basmasından dolayı ufak tefek karnabahar, lahana gruplarında bir 3 ay kadar bir hareketlilik oldu. Piyasayı o biraz hareketlendirdi." ZARAR GÖREN TARIM ÜRÜNLERİ Bölgede donun etkisini her alanda hissettirdiğini belirten Ömer Fethi Gürer, "İkinci ekim şansı olan yerlerde ikinci ekim yapılacak. Ama bazı ürünler var, onlar da iki kere ürün alma şansı yok. Buğday eğer kar kalınlığından dondan etkilenmediyse buğdayda büyük zarar oluşmayacak. Ancak bölgede arpada da birkaç yerde gördüm, yanmalar oluşmuş. Arpada da zarar var" diyerek, çiftçilerin bu süreçte karşılaştığı zorlukları aktardı. BAHÇE BİTKİLERİNDE ZARAR BÜYÜK Gürer, "Tarla bitkilerinde kısmen hasar oluştu ama bahçe bitkileri bu yıl bitti" diyerek, zarar gören tarım ürünlerinin telafi edilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini ifade etti

CHP'li Gürer: "Zirai Don Sonucu Tarım Dondu" Haber

CHP'li Gürer: "Zirai Don Sonucu Tarım Dondu"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, don felaketinin tarıma verdiği zararı değerlendirdi ve iktidarın tarım politikalarını eleştirdi. Gürer, çiftçilerin borçlarının ertelenmesi, faizlerin silinmesi ve icraların durdurulması taleplerini içeren kanun teklifini Meclis Başkanlığı'na sunduğunu açıkladı. ZİRAİ DON VE ÇİFTÇİNİN MAĞDURİYETİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu yıl başında Çukurova'dan başlayarak yayılan don olayının elma, kiraz, kayısı, şeftali, üzüm, fındık, armut, ceviz, erik, dut ve badem gibi ürünlerde ciddi hasara yol açtığını belirterek, “Tarla ve bahçe bitkilerinde büyük sorunlar var. Bunların ortadan kaldırılmasını ve gelecek yılın üretiminin bu yıldan planlanmasını sağlamak için farklı önerileri Meclis Başkanlığı'na kanun teklifi olarak sundum.” dedi. ÇİFTÇİ BORÇLARI 2027'YE KADAR ERTELENMELİ VE FAİZLERİ SİLİNMELİ Çiftçilere bir nebze olsun nefes aldıracak farklı kanun tekliflerini TBMM Başkanlığına sunduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bunların başında, çiftçilerin tamamının borçlarının 2027 yılına kadar ötelenmesi, faizlerin silinmesi ve Tarım Sigortası kapsamına girmeyen çiftçilerin zararlarının bir an önce tespit edilerek karşılanması geliyor. Ayrıca, karşılanacak zararların dışında çiftçiye verilecek Tarsim prim desteğinin artırılması talebiyle de kanun teklifimizi Meclis Başkanlığı'na sunduk. İcralar ise mutlak surette derhal durdurulmalı.” diye konuştu. Bu yıl içinde 2.950 tarlaya, 111 traktöre ve son olarak da Malta keçilerinin icra yoluyla satışa çıkarıldığını belirten CHP’li Gürer, “Çiftçi borcunu ödeyemediği için icralar artacak. Bu durumda icra işlemlerinin bir an önce durdurulması gerekiyor. Çiftçi, bu borçları karşılayacak durumda değil. Çünkü üretim önemli ölçüde gerçekleşmeyecek ve borçlar katlanacak.” dedi. 22 YILDIR İKTİDARDA BAŞKA BİRİ Mİ VAR? Cumhurbaşkanın yaptığı açıklamaları da değerlendiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Son haftalarda sıkça söylediğim gibi, Kızılderililerin atasözünü bu kez Sayın Cumhurbaşkanı ifade etti. Amerikan yerlilerine atfedilen bu sözleri şöyle dile getirdi: Kızılderili şefi 1854 yılında diyor ki: "Beyaz adam, annesi olan toprağı ve kardeşi olan gökyüzünü alıp satılacak, işlenecek ya da yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu iftirası toprakları çölleştirecek ve her şeyi yok edecektir." Ve der ki: "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır." Sayın Cumhurbaşkanı bu ifadeleri kullanınca oldukça yadırgadım. Çünkü bu ülkeyi 20 yıl belediye sürecinde, 22 yıldır da iktidarda bulunduğu dönemde yöneten Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir konuda bu ifadeleri kullanması önemli. Ama kuraklık, sel, don ve zirai sorunların ortaya çıkışı bugünün işi değil. 22 yıldır iktidardasınız Sayın Cumhurbaşkanı, bu konularda ne yaptınız? Söylemekle olmuyor. “ diyerek tepki gösterdi. Gürer, “Bakın, AKP iktidarları döneminde ben ne yaptığınızı size kısaca özetleyeyim: Ormanları imara açmak için belli bölgelerde "orman vasfını yitirdi" gerekçesiyle börtü böceğin yaşadığı, bitkilerin olduğu yerleri imara açtınız.Çarpık kentleşmeye yol açacak her türlü düzenlemeye yol verdiniz.Kent çevrelerindeki tarım alanlarının yağmalanmasına ve yok olmasına göz yumdunuz.Bir gecede Büyükşehir Yasası'yla bu ülkenin köylerini kırsal mahalleye çeviren kanunu çıkardınız. Köylerdeki göçü artırdınız.6 bine yakın kırsalda okulun kapanmasına yol açtınız.” şeklinde konuştu. Gürer eleştirilerini maden talanına da değinerek, “Vahşi sulama yerine modern sulama tekniklerinin geliştirilmesi yönünde ağır aksak çalışmalar yaparak, su fakiri ülkemizin bu konudaki geleceğini riske attınız. Maden talanının her bölgede yaygınlaşması ve orman yağmasının önünün açılması için düzenlemelere zemin hazırladınız. Bu bağlamda Kaz Dağları somut bir örnektir.” dedi. BU ÜLKEYİ 22 YILDIR KİM YÖNETİYOR? Bunun yanı sıra Gezi'de ağaçlara sahip çıkan çevreciler Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman’ı hapishaneye atarak doğayı ve çevreyi koruyanların suçlu ilan edildiğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “ Bunun yanı sıra, 21 üründe arz açığımızın oluşmasını seyrettiniz. Meraların yağmalanmasına, buraların organize sanayi bölgesi olmasına ve enerji şirketlerine açılmasına vesile oldunuz. 2010 yılında et ve hayvan ithalatını başlatıp bu ülkede hayvancılığı ithalata bağımlı hale getirdiniz. 10 milyona yakın hayvan ithal ettiniz. 11 milyar dolar yurt dışına dövizimiz gitti, ama et fiyatları düşmedi, sorunlar ortadan kalkmadı. Küçük aile tipi işletmelerde ahırlar boşaldı. Büyük çiftliklerin dışında hayvancılığı sorunlu hale getirdiniz. Bunlar sizin yönetiminizde oldu. Eğer siz bu işin şikayet eden makamıysanız, bu ülkeyi 22 yıldır kim yönetiyor? Öyle olunca şikayet etme hakkınız yok.” diyerek tepkisini gösterdi. ÇİFTÇİ BORÇLARI REKOR KIRDI Gürer, “2001 yılından beri bu ülkede tarım sayımı yapılmıyor. Üreticinin içine düşürüldüğü durumu Sayın Cumhurbaşkanına doğru bir şekilde arz edilmiyor herhalde. Biz bir ifade edelim yalnızca: Aralık 2024 yılında çiftçilerin kredi borcu 868 milyar 299 milyondu. Şu anda çiftçilerin kredi borcu bankalara 935 milyar 936 milyon liraya ulaştı. Borcu olmayan çiftçi yok.” dedi. TARIMSAL ÜRETİM SORUNLU KILINDI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Gelelim Türkiye'deki meralara. 1940’larda meraların alanı 44 milyon hektardı. Şimdi hayvancılık 12 ay yalnızca ahırda yemle yapılır hale geldi. Bugün 50 kiloluk yem 700 TL. Sayın Cumhurbaşkanına , bu ülkeye gübrenin ve yemin ithal geldiğini, burada üreticinin bu bayramda girdi maliyetlerinin artışıyla ortaya çıkan sorunlardan mağdur olduğunu size anlatmıyorlar mı? Keza 2007-2025 yılları arasında çiftçiye verdiğiniz destek 493 milyar lira. Tarım Kanunu çıkarmışsınız. 2006 yılında çıkan Tarım Kanunu'na göre milli gelirin yüzde birini çiftçiye vermeyi taahhüt etmişsiniz. Peki, 2007-2025 yılları arasında Tarım Kanunu’na göre verilmesi gereken destek 1 trilyon 374 milyar liraydı. Siz ne verdiniz? 493 milyar lira verdiniz. Bu dönemde tarlaya, traktöre icrayı kim getiriyor? Sizin yönetiminiz ve size bağlı olan yönetim anlayışı getiriyor. Kızılderili atasözlerine gelince; Kızılderililerin döneminde beyaz adamın zihniyeti, bugün bizim ülkemizde AK Parti zihniyeti olarak işlem görüyor. Ne orman talanı bitiyor, ne de madenle ilgili dönüşüm sonlanıyor. Siyanürle altın işleme dahi devam ediyor.” ifadelerini kullandı. GERÇEKLERİ SÖYLEMEK BU KADAR MI ZOR? Ömer Fethi Gürer, “Tarım ve Orman Bakanınız açıkladı: "Arz açığı olmayacak" diyor. Gerçekleri söylemek bu ülkenin aleyhine bir şey değil ki! 36 ilde yoğun hissedilen, 61 ili kapsayan don olayları önümüzdeki günlerde de devam edecek gibi görünüyor. Bununla ilgili Meteoroloji Genel Müdürlüğü uyarılarda bulunuyor. Geçen yıl 28 milyon ton olan meyve ve sebze üretimi bu yıl sorunlu hale geldi. Çoğu yerde ürün yok. Niğde'de elma, Bolu'da kiraz bu yıl ürün vermeyecek. Diğer illerde de durum aynı. Karaman'da elma, üzüm, ihraç ettiğimiz kayısı gibi ürünlerde problem var. Şimdi deniyor ki: "Stratejik ürünlerde açığımız yok." O zaman Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuda yayınladığı raporlara bakın. Orada buğdayın yüzde 97 oranında kendi kendine yettiği yazıyor. Ancak bitkisel ham yağ neredeyse yarı yarıya ithal ediliyor. Pirinç, çeltik, soya, mısır, ceviz, badem gibi ürünlerin hepsi ithal ediliyor. Bu stratejik ürünler ithal edilmezse kendi kendine yetiyor mu? Bakanlığınızın raporlarına bakınca bu anlamda açık olduğu görülüyor. Tarla bitkilerine zarar yok, nereden biliyorsunuz? Tarım Bakanı açıklama yapıyor: "Arz açığı sorunu oluşmayacak" diyor. Sayın Bakan, hangi yılın sonuçlarına dayanarak böyle bir açıklama yapıyorsunuz? Ortaya çıkan tablo netleşmeden, telaşla yapılan bu açıklamalar fiyatların yükselmesini engeller mi?” diye konuştu. GÜRER YAPILMASI GEREKENLERİ DE ANLATTI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yapmanız gereken şu: Aracılık sistemini daraltın. Üreticiden, çiftçiden çıkan ürünün kat kat fiyatlarla satışına yol açan süreci ortadan kaldıracak uygulamalar geliştirin. Yani siz, hem ithalatçı hem aracı sistemine dayalı tüccar yapısını piyasaya bırakmışsınız. Üretici, ürettiğinden kazanmıyor; tüketici pahalı ürün alıyor. Faiz ve fiyat diye şikâyet ediyorsunuz. Bu işi çözmesi gereken anlayış sizsiniz ama çözmüyorsunuz. Burada vatandaş mı suçlu, çiftçi mi suçlu? Doğrudan sorumluluğu olan siyasi iktidar, bu bağlamda yapması gerekenleri yapmıyor. Tarım Kanunu’nun 20. maddesine göre çiftçiye 2025 yılında vermeniz gereken 615 milyar liralık destek yerine 135 milyar liralık bir destek veriyorsunuz. Destekleri de yıl içinde vermiyorsunuz, bir yıl sonra veriyorsunuz. Adı destek ama destek olmaktan çıkmış. Kaç kez söyledik: Mazotla ÖTV’yi, KDV’yi tarım kesiminde kaldırın; destek vermeyin. 2025 yılında Cumhurbaşkanlığı Programı’nda çiftçi için 20 milyar lira mazot desteği koymuşsunuz. 3-3,5 milyar litre mazot kullanan çiftçiden aldığınız ÖTV ve KDV ile 60 milyarın üzerinde vergi topluyorsunuz ve çiftçiye verdiğinizin 4-5 katını geri alıyorsunuz.” dedi. BU SENE VATANDAŞ MEYVEYİ RAFTA GÖRECEK  CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üretimin içindeki insanların ayakta kalmasını sağlayacak politikalar geliştirmezseniz sorun var. Bakın, bu dönem dar gelirli, emekli, asgari ücretli çoğu meyveyi rafta görecek, çünkü fiyatların artması kaçınılmaz. Kayısının bu yıl ihracatında bile sorun olacak; üzümde de olacak. Bunlar bizim yurtdışına sattığımız ürünlerdi. Limonda, bir yıl önce 1 milyon ton üretim fazlalığımız varken, yılbaşında don nedeniyle limonun fiyatı nereye fırladı gördük. Ne yaptınız? Sarımsağı ithal getiriyorsunuz. Türkiye’deki üretimin üstünde fiyatla satılmasına göz yumuyorsunuz. İthalat niye yapılır? İthalat, piyasayı dengelemek için yapılır. Türkiye’de niye yapılıyor? Birileri buradan büyük paralar kazanıyor. O ürünün Türkiye’ye giriş fiyatı belli. O ürünün Türkiye’ye giriş fiyatının 5 katına varan fiyatlarla vatandaşa satışını engelleyecek, düzenleyecek sizsiniz. Kooperatifçiliği geliştirerek, kâr marjını azaltarak, Hal Yasası’nı çıkararak, Perakende Yasası’nı düzenleyerek üreticiyi de tüketiciyi de dengeli koruyabilir ve birilerinin tarımdan rant elde etmesinin önüne geçebilirdiniz. Geçtiniz mi? Geçmediniz. Şimdi doğanın yağmasına, talanına göz yuman mevcut iktidar değil mi? Ankara’dan İstanbul’a giderken uçaktan aşağı bakın; yeşilin rengi bozaya dönmüş. Taş ocakları, maden ocakları, vakitsiz ve gereksiz şekilde çıkarılan ya da yakın bölgelere sevk etmek için ormanları talan edenler kimler? Onun için bu süreci doğru okumak lazım. Biz bu ülkenin iyiliğini istiyoruz. Bu ülkede sorunlar olmasın istiyoruz. Sürekli gerçekleri, tarımdaki sorunları haykırıyoruz. Verileri Cumhurbaşkanlığı program kitapçığından, Tarım Bakanlığı’ndan alıyoruz ve orada gördüklerimiz, gözlemlediklerimiz, sorduğumuz sorulara aldığımız yanıtlar, bu işte öngörülebilir bir politika uygulanmadığını ortaya koyuyor.” diye konuştu. İKLİM KANUNU GERİ ÇEKİLDİ Gürer, “İklim Kanunu denilen kanun komisyona geri çekildi. Adı İklim Kanunu. Ne yapmıştınız? Karbon Ticaret Kanunu’nu, İklim Kanunu diye getirip Meclis’e dayattınız. Genel tepkiler üzerine geri çektiniz. Ya burada suyla ilgili, araziyle ilgili, üretimle ilgili, yaşanacak afetrle ilgili, çalışma saatleriyle ilgili, önümüzdeki 50 yılda ortaya çıkacak sorunları kapsayan bir düşünce yapısı var mı? Kaderci bir bakışla bu sorunlar çözülmez. Çünkü bilim var; bilimsel çalışmalara ihtiyaç var. Bu ülkede donla ilgili önlem alacak makineler var. Ama donla ilgili makinenin KDV'si yüzde 17-20 civarlarında geziyor. Hâlâ bu ülkede lastik yakarak ya da ot yakarak donu engellemeye çalışıyor çiftçimiz. Neden modern yöntemlerle donu engelleyecek uygulamaların altyapısı yaratılmıyor? Neden hâlâ sulama suyu çoğu yerde kapalı devrede değil? Yer altından çıkarılan suların modern yöntemlerle tarım alanlarına ulaşması için kredi verilmesi gerekirken, ruhsatın yok diye bunlara kredi verilmiyor ve su çarçur ediliyor. Niye suyu doğru kullanmıyorsunuz? Ülkenin çoğu deresi kurudu, gölleri kurudu. Su kaynaklarında dengesizlik aldı başını gidiyor. İleride Akdeniz’e, Karadeniz’e, bugün boşa akan sulara şiddetle ihtiyacımız olacak. Bunların birinin planlaması gerekmiyor mu? Bu konuda çalışma yapılması gerekmiyor mu? Devlet Su İşleri, 1989 yılında Fırat’ın Karacasu kolunu Kızılırmak üzerinden İç Anadolu’ya getirilmesi için proje yapmış. Pahalı diye bu proje hayata geçirilmemiş. Bugün o proje yerine getirilmiş olsaydı, yer altı suları barajlarla korunur ve Türkiye 50 yıl değil, 150 yılı programlayabilirdi. Ama şimdi, 600’e yakın obruk oluşmuş, yer altı suları çekiliyor. Ya bunların sorumlusu kim arkadaş? Bunları yönetenler, şikâyet etme makamında değilsiniz çözüm üretme makamındasınız” dedi. ÇİFTÇİLER ACİL DESTEKLENMELİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Onun için Sayın Cumhurbaşkanı'nın, “Birileri bu işten fayda sağlayacak, onun için piyasada fiyatlar, gıda enflasyonu ortaya çıkmasıyla ilgili olumsuz düşünceler ifade ediliyor,” gibi ifadeleri, yönetimin kendi içindeki sorunların çözülememesiyle ortaya çıkan tablonun göz ardı edilmesinden ibarettir. Türkiye’de gıda enflasyonu artacak, çoğu ürüne erişimde problem yaşanacak. Gelecek yılı kurtarmak için çiftçimize gerçekçi desteklerin verilmesi, üreticinin başta borçları olmak üzere her anlamda sahip çıkılıp desteklenmesi şarttır. Bu zor bir iş midir? Örneğin, dondan etkilenen bazı ağaçların yeniden dikilmesi, tarla bitkileri için fide desteği sağlanması gibi adımlar atılabilir. İkinci kez üretim yapmak isteyen çiftçiye ücretsiz fide, doğrudan tohum desteği ve gübre verilmesi bu yıl mutlaka gerçekleştirilmelidir. İleriki süreçte yem ve gübre için sübvansiyon sistemine geri dönülmesi elzemdir. Ayrıca, kesinlikle taban fiyat uygulamasına geri dönülmelidir. Düşük alım fiyatlarını “çiftçiyi destekliyoruz” diyerek kamuoyuna sunmaktan vazgeçilmelidir. Alım fiyatı değil, taban fiyatı açıklanmalıdır. Bu şekilde, üreticinin hak ettiği desteği alarak sürdürülebilir bir üretim yapabilmesi sağlanabilir.” şeklinde konuştu.

Bakan Yumaklı Zirai Dondan Etkilenen Malatya'da Haber

Bakan Yumaklı Zirai Dondan Etkilenen Malatya'da

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Malatya'nın Yeşilyurt ilçesi Kuyulu Mahallesi'nde zirai dondan etkilenen kayısı bahçesinde incelemede bulundu. Bakan Yumaklı, burada yaptığı açıklamada, zirai dondan etkilenen üreticilerin yanlarında olduklarını söyledi. Ekiplerin çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Yumaklı, "Şu andaki tespitlerimizde 34 ilimiz bunlardan farklı ölçülerde ve farklı oranlarda etkilendi." dedi. Zirai dona ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün akşam açıklama yaptığını anımsatan Yumaklı, şöyle konuştu: "Tarım sigortasını yaptırmış olanların, tespit çalışmaları biter bitmez, Mersin, Adana ve Hatay'da olduğu gibi derhal ödemeleri yapılacak. Bu bir takvim, daha sonra Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı sigortası olmayan üreticilerimiz için de bu ana kadar yapmış oldukları giderleri hesaplayarak onların bu yapmış oldukları maliyetlerini de karşılayacağız. Tespit, belirleme sigortası olanlar için ödeme, sigortası olmayanlar için de hesaplama ondan sonra ödeme gibi bir takvimi uygulayacağız. Burada tarımsal üretim yapanlar için iklim değişikliğinin bundan sonra da öngörülemez hatta önlenemez etkilerinden uzak kalabilmek ve 1 yıllık emeğin boşa gitmemesi için bunu garanti altına alacak olan tarım sigortasının önemini tekraren belirtmek istiyorum." “BAKANLIĞIMIZIN YAPTIĞI AÇIKLAMAYA DİKKAT EDİLMESİNİ İSTİRHAM EDİYORUM" Zirai don hasarının tespiti için fiziki şartların oluşması gerektiğini, ağaçların ve ürünlerin üzerinde kar, buz varken bu tespitlerin mümkün olmadığını dile getiren Bakan Yumaklı, şöyle konuştu: "Burada parantez açmam gerekir. Böyle durumlarda herhangi bir temsiliyeti olabilir, kendisine göre bir uzmanlığı olabilir ancak elinde hiçbir veri olmadan hitap ettiği kesim neyse, onlara mesaj verme adına bizlerin bile elinde olmayan, olması mümkün olmayan bilgileri kendisine göre sorumsuzca açıklayanları gördük. Bol keseden hiçbir sorumluluğu olmayıp sadece konuşup 'ben mesajımı verdim' diyenler var. Bunların ne üretimimize ne de üreticimize faydası yok. O yüzden buradan Bakanlığımızın yaptığı açıklamanın özellikle dikkat edilmesini istirham ediyorum. Genel geçer şeyler söyleyerek insanların kafasını karıştırmanın hiçbir anlamı yok. Stratejik ürünlerimiz hububat, baklagiller, yağlı tohumlar hatta sebzeyle de ilgili zamanımız var. Bunlarla ilgili bir şey olmadan 'Mahvolduk, ülkemizde gıda sorunu olacak. Çarşı pazar yanacak.' bunlar sorumsuz açıklamalardır. Zirai don meyve gruplarında etkili oldu. Bazı yerlerde çok fazla, bazı yerlerde çok az etkili oldu. Bir ilin içerisinde çok, belli ürünlerde yüzde 80-90 etkili olduğu da oldu, bir ilin içerisinde küçük küçük daha etkili olduğu da oldu. Bunların hepsi düzgün bir şekilde hasar tespitlerinin yapılmasıyla mümkün." "AĞAÇLARIN VERİME DÖNMESİ AÇISINDAN BİZLER DE ÇALIŞMAMIZA DEVAM EDECEĞİZ" İbrahim Yumaklı, üreticiler açısından tarım sigortasının önemine değinerek, "Sigortayı '5 senede bir oluyor, 10 senede bir oluyor. Yaptırmasak da olur.' dememek gerekir. Bir sefer olduğunda ortaya çıkaracağı hasar büyük oluyor." ifadelerini kullandı. Tarım sigortasının poliçe bedelinin yüzde 70'inin devlet tarafından karşılandığını aktaran Yumaklı, "Eğer don hadisesi ve benzeri olaylar için koruma araç gereçleri kullanmak istiyorsanız bunların yarısını da devletimiz hibe olarak veriyor. Eğer bunları kullanıyorsanız yaptırmış olduğunuz tarım sigortasının da yüzde 25 ila 30'u arasında poliçe bedelinde indirim yapıyor. Bütün amaç o emeğin garanti altına alınmasıdır." değerlendirmesinde bulundu. Yumaklı, kayısı ağaçlarının zirai dondan etkilendiğini, bu zararın gözle de görüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu ağaçların önümüzdeki sene de meyve verebilmesi için yapılması gerekenler var. Bunlarla ilgili de Bakanlığımız, Valiliğimiz de çalışmalara başladı. Bu teknik bir çalışma, uzmanlık isteyen bir çalışma. Bu yönde de gayretimiz olacak. Sadece şu ana kadar olan oldu artık bundan sonrası için bu ağaçların verime dönmesi açısından bizler de çalışmamıza devam edeceğiz. Bütün bu don hadisesinin başladığı andan itibaren illerimizdeki üreticilerimizle, valilerimizle çok yoğun bir takip görüşme trafiği gerçekleştirdim. Bazı konuların analizi ve altyapı çalışmalarını gerçekleştirdim. En nihayetinde de Sayın Cumhurbaşkanımıza oluşan durumu arz ettim ve sağ olsun Cumhurbaşkanımız da her zaman olduğu gibi üreticimizin yanında olmakla ilgili hiçbir tereddüt göstermeden talimatını verdi." "MALATYA'DA YAKLAŞIK 50 BİN TON CİVARINDA KURU KAYISI STOKU VAR" Zirai dondan etkilenen kayısı üreticilerine geçmiş olsun temennisinde bulunan Bakan Yumaklı, çiftçilerin yanlarında olduklarını ifade etti. Kayısının Malatya için son derece önemli olduğuna vurgu yapan Yumaklı, "Türkiye kayısı üretiminin yarısı, ihracatının 4'te 3'ü Malatya'dan gerçekleşiyor. Malatya'da yaklaşık 50 bin ton civarında kuru kayısı stoku var. Pazar kaybı anlamında da bu bizi nispeten rahatlatacak." diye konuştu.

Çiftçi Ekonomik Enkaz Altında! Haber

Çiftçi Ekonomik Enkaz Altında!

Bursa’da etkili olan zirai don, Uludağ’ın güney yamaçlarında tarımı adeta felç etti. Keles ve Orhaneli ilçelerinde kiraz, ceviz, erik, badem başta olmak üzere neredeyse tüm meyve ağaçları büyük zarar gördü. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, bölgeyi ziyaret ederek üreticilerin yaşadığı kayıpları yerinde inceledi. Milletvekili Sarıbal’a Keles’te CHP İlçe Başkanı Cevat Acar, Ziraat Odası Başkanı Mustafa Din ve bölge çiftçileri eşlik etti. İlçe Tarım Müdürü Abidin Atmaca’yı da ziyaret eden Sarıbal, zarar tespit çalışmaları hakkında bilgi aldı. Sarıbal, yaptığı açıklamada yaşanan zararın boyutunu “Yüzde 100’e yakın” sözleriyle özetledi, “Kiraz başta olmak üzere, ceviz, erik, badem... Bölgedeki hemen her ürün yanmış durumda. En geç açan kiraz ağaçlarında bile çiçeklenme olmamasına rağmen don etkisiyle meyve tutumu sıfırlanmış. Bu bölge, Türkiye’nin en pahalı kirazının yetiştiği, mevsimsel avantajıyla bilinen bir coğrafya. Ancak bu yıl üretici büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı” dedi. "0 FAİZLİ YAŞAM KREDİSİ SAĞLANMALI" Köy köy dolaştıklarını ve üreticinin umutsuzluk içinde ne yapacağını bilemediğini vurgulayan Sarıbal, çiftçinin durumunu “deprem enkazı altında kalmış gibi” sözleriyle tarif etti. TARSİM kapsamında olmayan üreticilerin de kapsama alınması yönünde yapılan açıklamayı olumlu bulduklarını ifade eden Sarıbal, zararın hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilmesinin zorunluluğuna dikkat çekti. “Yalnızca bugüne kadar yapılan masraflar değil, bu ağaçların gelecek yıl da ürün verebilmesi için yapılacak yatırımlar da dikkate alınmalı” dedi. Milletvekili Sarıbal, destekleme politikalarının üreticinin insanca yaşayabileceği bir gelir seviyesini hedeflemesi gerektiğini belirtti. Ziraat Bankası’na olan borçların faizsiz şekilde 3 ila 5 yıl ertelenmesini ve çiftçiye 0 faizli yaşam kredisi verilmesini öneren Sarıbal, “Katma değeri bu kadar yüksek bir ürün sıfırlanmışsa, bu üretici büyük bir ekonomik enkaz altındadır Şimdi yaraları sarma zamanı. Çiftçiyi bu enkazın altından çıkarmak zorundayız” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.