SON DAKİKA
Hava Durumu

#Utku Çakırözer

Porsuk Haber Ajansı - Utku Çakırözer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Utku Çakırözer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhuriyet Devriminin Işığını Sonsuza Dek Yaşatacağız! Haber

Cumhuriyet Devriminin Işığını Sonsuza Dek Yaşatacağız!

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında, “Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi, mazlumun umudu, karanlığa yakılmış en parlak ışıktır! Cumhuriyet kenti Eskişehirimiz ve vatanımızın dört bir yanında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu kutsal mirası; onun ilke ve devrimleriyle, laik, demokratik ve çağdaş bir Türkiye idealinden asla sapmadan sonsuza dek yaşatacağız! İlelebet yaşasın Cumhuriyet!” dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı şöyle: “Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin 102. yaşını büyük coşku ve gururla kutluyoruz. Bugün varlığımızın temeli olan Cumhuriyet bir milletin yeniden doğuşudur. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, kadın ve erkeğin eşit olduğu, aklın ve bilimin yol gösterdiği bir yaşam biçimidir. Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi, mazlumun umudu, karanlığa yakılmış en parlak ışıktır! Cumhuriyet kenti Eskişehirimiz ve vatanımızın dört bir yanında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu kutsal mirası; onun ilke ve devrimleriyle, laik, demokratik ve çağdaş bir Türkiye idealinden asla sapmadan sonsuza dek yaşatacağız! Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını saygı, minnet ve özlemle anıyor; tüm hemşehrilerimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum. Yaşasın 102 yıllık Cumhuriyetimiz!”

Moto Kuryelerin Sorunları Masaya Yatırıldı Haber

Moto Kuryelerin Sorunları Masaya Yatırıldı

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda Eskişehirli moto kurye emekçileri ile bir araya geldi. Moto kuryelerin sorunlarını dinleyen Başkan Ünlüce, “Yaşadığınız sorunların ne kadar ağır ve yakıcı olduğunun farkındayız. Bu sorunlar, ancak güçlü ve kararlı devlet politikalarıyla kalıcı şekilde çözülebilir. Hızlı değil, güvenli teslimat anlayışıyla hareket edilmeli.” dedi. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, 5 Kasım 2022 yılında hayatını kaybeden moto kurye Samet Özgül’ün kardeşi CHP Parti Meclis Üyesi Berna Özgül, CHP Parti Meclis Üyesi Berkay Gezgin, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve Odunpazarı Belediyesi Başkan Yardımcısı Emre Genç, CHP İl Başkanı Talat Yalaz, Eskişehir Kuryeler Birliği Başkanı Gökay Başar, dernek üyeleri katıldı. Moto kuryelerin yaşadıkları sorunlarla ilgili konuşan Talat Yalaz, “Pandemi sonrasında kurye mesleği çok daha yaygın hâle geldi. Ancak iktidarın bu alanda herhangi bir düzenleme yapmaması oldukça üzücü. Kuryelerin temel özlük haklarını dahi alamamaları kabul edilebilir bir durum değil.” diye konuştu. Utku Çakırözer, CHP olarak topyekün bir bilinçlendirme çalışması yapılması gerektiğini ve moto kuryelerin can güvenliğinin sağlanması gerektiğini belirterek, “İstekleriniz ve talepleriniz, bir cümlelik kanun değişiklikleriyle çözülebilecek sorunlardır. Biz CHP olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” diye konuştu. Ahmet Ataç da, “Bu meselede asıl sorumluluk, düzenlemeyi hayata geçirecek olan iktidara aittir. Ancak unutulmamalıdır ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapan her bir milletvekiline de büyük sorumluluk düşmektedir. Halkın taleplerini duymak, sorunlara çözüm üretmek ve adil bir düzeni tesis etmek hepimizin ortak görevidir. Bu sorunların görmezden gelinmesine asla izin vermemeliyiz.” şeklinde konuştu. Ankara’da trafik tartışması sırasında öldürülen üniversite öğrencisi moto kurye Samet Özgül’ün ablası Berna Özgül, “Ağabeyim Samet'in de içinde olduğu bu haklı mücadelenizde, her zaman en güçlü destekçilerinizden biri olacağım. Taleplerinizi yakından takip ediyor, çözüm yolları üzerinde genel merkezimizle birlikte titizlikle çalışıyoruz. Bilin ki bu yolda asla yalnız değilsiniz; yanınızda durmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Toplantıda moto kurye olarak yaşadıkları sıkıntıları anlatan Eskişehir Kuryeler Birliği Başkanı Gökay Başar, “Bizler sadece adil ve güvenceli bir iş istiyoruz. Trafikte, yoğun baskı altında paket yetiştirmeye çalışırken hayatımızı kaybetmek istemiyoruz. Yaptığımız işin risklerini herkes görüyor; biz artık ''tehlikeli iş'' sınıfından çıkarılıp ''çok tehlikeli iş'' sınıfına dahil edilmek istiyoruz. Bu mesleğin gerçeklerine uygun yasal düzenlemeler talep ediyoruz. Esnaf kurye adı altında, güvencesiz ve korunmasız çalışmak istemiyoruz. Sigortalı, hakları güvence altına alınmış işçiler olarak emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Bu mücadele sadece bizim değil, tüm emekçilerin ortak mücadelesidir.” dedi. “Hızlı değil, güvenli teslimat” anlayışıyla hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Ünlüce, “Yaşadığınız sorunların ne kadar ağır ve yakıcı olduğunun farkındayız. Bu sorunlar, ancak güçlü ve kararlı devlet politikalarıyla kalıcı şekilde çözülebilir. Moto kuryelerin karşı karşıya kaldığı riskler, artık görmezden gelinemez. Yasal düzenlemeler vakit kaybetmeden hayata geçirilmeli, bu meslek grubuna yönelik kapsamlı ve sürdürülebilir bir politika oluşturulmalıdır. Sizler asla yalnız değilsiniz; bizler yanınızdayız ve bu mücadelenizde daima destekçiniz olacağız.” dedi.

Trump’la Hangi Anlaşmaları Yaptınız Meclis’te Açıklayın! Haber

Trump’la Hangi Anlaşmaları Yaptınız Meclis’te Açıklayın!

TBMM’de uluslararası anlaşmaların görüşmelerinde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin Erdoğan-Trump görüşmesinde gündeme gelip gelmediğinin Meclis’te açıklanmasını istedi. Çakırözer, “Biz Eskişehirliler merak ediyoruz: Trump'la masaya bizim Beylikova'daki 694 milyon tonluk nadir element rezervimiz konuldu mu? İletişim Başkanlığı sözde bizi yalanlamış ama haberi dünyaya duyuran yabancı haber ajansına sesini çıkarmıyor. Partimizin de 1 milyon Eskişehirlinin de talebi nettir: Nadir toprak elementleri Türkiye'nin, teknolojinin geleceğidir. Gelin, bu madenleri Trump'a jest olsun diye Amerikan şirketlerine meze yapmayın” dedi. “HANGİ ANLAŞMALARI YAPTINIZ MECLİS’TE AÇIKLAYIN” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’de uluslararası ticaret anlaşmalarının görüşmelerinde söz alarak Eskişehir Beylikova’daki nadir toprak elementlerini gündeme getirdi. Çakırözer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile Beyaz Saray’daki görüşmesinde Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin gündeme gelip gelmediğinin Meclis’e açıklanmasını istedi. “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Washington ziyaretinde, iki ülke arasındaki ticarete ilişkin verilen tavizler konusunda açıklama bekliyoruz” diyen Çakırözer, görüşmelerde Erdoğan ile Trump arasında hangi anlaşmalar yapıldı diye sordu. “TÜRK ÇİFTÇİSİNE, ESNAFINA YOK! ABD ŞİRKETLERİNİ İKİLETMEDİNİZ!” Çakırözer şöyle konuştu: “Randevuyu alabilmek için dahi Trump'ın oğluna 225 uçaklık sipariş geçtiniz. Washington'a gitmeden Amerikan ürünleri üzerindeki vergi yükünü kaldırdınız. Gel, çiftçinin, esnafın, dar gelirlinin üzerindeki vergi yükünü kaldıralım dediğimizde kaçarsınız ama Amerikan şirketlerinin vergi yükü için hiç ikiletmediniz. Neymiş? ‘Trump'a jest olsun’muş. Peki, tüm bunların karşılığında ne aldınız? Mesela, Türkiye'den çelik ve alüminyum alımına getirilen vergileri kaldırtabildiniz mi? Hayır. Kaldırmadığı gibi üstüne bir de yüzde 10 ek tarife bindirdi. Türkiye'ye silah ambargosu, verilmeyen F-35 uçaklarımız, uçak motorlarımız için ne yanıt aldınız? Görüşmelerde hangi anlaşmalar yapıldı? Çıkın, açıklayın! Trump ile görüşmenin somut kazanımları nelerdir? Getirin Meclis’e, 86 milyon hep birlikte öğrenelim. ‘Trump bize meşruiyet verdi’ deyip bu işin içinden sıyrılamazsınız çünkü meşruiyet ancak ve ancak milletten alınır.” “KENDİ TEKNOLOJİMİZ, KENDİ EKONOMİMİZ İÇİN KULLANALIM” “Trump'la masaya Beylikova'daki 694 milyon tonluk nadir element rezervimiz konuldu mu?” diye de soran Çakırözer, “Eskişehirliler biz merak ediyoruz! İletişim Başkanlığı sözde bizi yalanlamış ama haberi dünyaya duyuran yabancı haber ajansına sesini çıkarmıyor. Partimizin de 1 milyon Eskişehirlinin de talebi nettir: Nadir toprak elementleri Türkiye'nin, teknolojinin geleceğidir. Gelin, bu madenleri Trump'a jest olsun diye Amerikan şirketlerine meze yapmayın. Gelin, bu madenleri kendi ülkemizde işleyerek kendi teknolojimiz, kendi ekonomimiz için artı değer yaratır hale getirelim” diye konuştu.

Çakırözer'den "Demokrasi ve Özgürlükler Masası" Çağrısı Haber

Çakırözer'den "Demokrasi ve Özgürlükler Masası" Çağrısı

TBMM Genel Kurulu’nda cezaevlerinde tutuklu belediye başkanlarının, hak savunucularının ve gazetecilerin durumuna dikkat çeken CHP’li Utku Çakırözer, cezaevlerindeki düşünce suçluları ve siyasi mahkumlar için “Demokrasi ve Özgürlükler Masası” kurulması çağrısını yaptı. Meclis’te Mayıs 2023 seçimlerinde Hatay milletvekili seçilen, AYM'nin hak ihlali kararlarına rağmen tahliye edilmeyen ve vekilliği düşürülen Can Atalay başta olmak üzere 15,5 milyonun Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu belediye başkanları ve gazetecilere yaşatılan hukuksuzlukları tek tek sıralayan Çakırözer, “Gazze'de ateşkesin sağlanması için kurulan masada, resimde Türkiye'nin yer alması önemlidir, değerlidir. Ama Türkiye'nin bir başka masada daha yer alması gerekir! O da demokrasi masasıdır, özgürlükler masasıdır! Nitekim Meclis’imizde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bu açıdan önemli bir fırsat sunmaktadır. Ancak bir yandan terör meselesini, Kürt sorununu çözeceğiz, toplumsal barışı sağlayacağız derken diğer yandan cezaevlerinin ağzına kadar düşünce suçlularıyla, siyasi mahkumlarla doldurulmuş olması kabul edilemez” dedi. “DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER” MASASI ÇAĞRISI CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak cezaevlerinde tutuklu siyasetçilerin, hak savunucularının, gazetecilerin durumuna dikkat çekti. Çakırözer, cezaevlerinde hukuksuzca tutulan belediye başkanları, bürokratlar, hak savunucuları, gazeteciler için “Demokrasi ve Özgürlükler Masası” kurulması çağrısını yaptı. “CAN ATALAY’A YAPILAN DA BÜYÜK HUKUKSUZLUK” TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada cezaevlerinde tutuklu siyasetçileri, bürokratları, hak savunucularını ve gazetecileri tek tek sıralayan Çakırözer, şunları söyledi: “Dün bu Mecliste İsrail'in 3 milletvekilimize yönelik hukuksuzluğuna hep birlikte tepki gösterdik, ortak tavır sergiledik. Vurgulamak isterim ki hukuksuzlukla karşı karşıya olan bir milletvekilimiz de Hatay Milletvekili Can Atalay'dır. Anayasa Mahkemesi’nin 3 kez lehinde verdiği kararlara rağmen iki buçuk yıldır aramızda olamaması, bizlerle bir arada olacağına Silivri zindanında tutuluyor olması Anayasa'ya, yasalara, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığına ve Hatay halkının iradesine saygısızlıktır. O da seçilmiş milletvekilidir, bir an önce aramızdaki yerini alması gerekmektedir.” “CEZAEVLERİNİ SİYASİ MAHKUMLARLA DOLDURDUNUZ” “Gazze'de ateşkesin sağlanması için kurulan masada, resimde Türkiye'nin yer alması önemlidir, değerlidir. Ama Türkiye'nin bir başka masada daha yer alması gerekir, bir başka resim daha vermesi şarttır; o da demokrasi masasıdır, özgürlükler masasıdır! Nitekim Meclisimizde kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bu açıdan önemli bir fırsat sunmaktadır ancak bir yandan terör meselesini, Kürt sorununu çözeceğiz, toplumsal barışı sağlayacağız derken diğer yandan cezaevlerinin ağzına kadar düşünce suçlularıyla, siyasi mahkûmlarla doldurulmuş olması kabul edilemez.” “KAVALA’YA ZİYARETÇİ YASAĞI ” “Selahattin Demirtaş'ı 9 yıldır cezaevinde tutuyorsunuz AİHM kararlarına rağmen, Osman Kavala 2900 gündür özgürlüğünden mahrum yine uygulamadığınız AİHM kararlarına rağmen, üstüne bir de şimdi ziyaretçi yasağı getirdiniz. Tayfun Kahraman tam 1265 gündür hücrede; eşiyle, kızıyla bugün tam 181'inci görüşmeyi yapmışlar Silivri'de. Oysa Anayasa Mahkemesi hakkındaki hükmü bozarak yeniden yargılama kararı verdi. Neden hala zindanda? Çiğdem Mater, Mine Özerden üç buçuk yıldır niye zindanda?” “İMAMOĞLU 200 GÜNDÜR ZİNDANDA” “Hukuksuz yere tutsak edilen belediye başkanlarımız var, sadece Cumhuriyet Halk Partimizin değil 15,5 milyon yurttaşımızın oylarıyla Cumhurbaşkanı adayımız seçilen Sayın Ekrem İmamoğlu dün Silivri zindanında 200'üncü gününü tamamladı. Tek suçu Erdoğan'a karşı girdiği her seçimi kazanmak. Sağlık sorunlarıyla mücadele veren Mehmet Murat Çalık'ın inatla cezaevinde tutulması ne adalete ne vicdanlara sığıyor. İşi gücü, tüm sevdası Adana olan Zeydan Karalar'ın ne işi var Silivri zindanında Allah aşkına? Muhittin Böcek, Tunç Soyer, Ahmet Özer, Rıza Akpolat, Resul Emrah Şahan, Hasan Akgün, Alaattin Köseler, Hasan Mutlu ve diğer başkanlarımız niye zindanda? Buğra Gökçe, Mehmet Ali Çalışkan, Şenol Aslanoğlu, Ramazan Gülten, Kadriye Kasapoğlu, Nazan Başelli ve daha onlarca emekçi bürokratımızın hepsi masum, hepsi günahsız! Bu insanların ne işi var ailelerinden, evlatlarından, sevdiklerinden mahrum bir biçimde aylardır zindanlarda?” “ALTAYLI’NIN PROTESTOYA DÖNÜŞEN SESSİZLİĞİ 86 MİLYONUN KARANLIĞI” “Silivri'de ve diğer zindanlarda gazeteciler var hukuksuzca tutsak. İşte, Fatih Altaylı cezaevinde yüz on gününü geride bıraktı. Sebep? Sözleriyle, evet sadece sözleriyle Cumhurbaşkanına fiilî saldırıda bulunmuş. Olacak iş mi demeyin; baskı altındaki mahkeme aynen bu gerekçeyle Altaylı'yı bırakmıyor. Fatih Altaylı'nın boş kalan koltuğu, protestoya dönüşen sessizliği aslında 86 milyonun, hepimizin karanlığa gömülmesidir. Ya genç meslektaşım Furkan Karabay'a yaşatılan zulüm; daha 29 yaşında, yüz kırk sekiz gündür tek başına hücrede. Gerekçe? Cumhurbaşkanına hakaret. İlke TV'den Ercüment Akdeniz'i, sırf aralarında hayatta dahi olmayanların da yer aldığı tanıklar mahkemeye gelmedi diye iki yüz otuz iki gündür haksız hukuksuz yere zindanda tutuyorsunuz. Gazeteci Perihan Sevda Erkılınç'ı hasta hâliyle aylardır Bakırköy Cezaevinde tutuyorsunuz.” “ESKİ YOL ARKADAŞINIZIN İÇİN SES ÇIKARMIYORSUNUZ” “Daha düne kadar AKP sıralarında birlikte oturduğunuz Hüseyin Kocabıyık'ı da zindana attınız. Ne için? AKP iktidarının acı gerçeklerini söyledi diye. Siz, kendi arkadaşınıza dahi yaşatılan adaletsizliklere, hukuksuzluklara ses çıkarmıyor, çıkaramıyor olabilirsiniz ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hangi görüşten olursa olsun, kim olursa olsun 86 milyonun hakkını, hukukunu, özgürlüğünü sonuna kadar savunacağız. Adaletsizliğe uğrayan herkesin sesi olmaya devam edeceğiz.”

Çakırözer: ''Meşruiyet Uçakla Değil, Demokrasiyle Alınır'' Haber

Çakırözer: ''Meşruiyet Uçakla Değil, Demokrasiyle Alınır''

TBMM Genel Kurulu yeni yasama dönemine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta ADB’de gerçekleştirdiği ziyaretlerdeki açıklamaları ve yapılan anlaşmalar ile başladı. Muhalefet anlaşmalar ve görüşmeler için Meclis’e bilgilendirme isterken, Gazze’ye yardım götüren Sumud Filosu’na yönelik müdahalelere karşı AKP’nin somut adımlar atmamasını eleştirdi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Bu yoksul halkın milyonlarca emeklinin, emekçinin alın terini Trump’a jestlediniz! Neyin karşılığında? Trump size meşruiyet verecekmiş. 6 yıl önce de ‘aptal olma seni mahvederim’ diyordu o dostunuz! Şimdiki söylem ‘sana meşruiyet vereceğiz” olmuş. Meşruiyet öyle parayla uçak satın alarak edinilmez! Sadece milletten alınır! Demokrasiyle alınır, adalet ile alınır!” dedi. Çakırözer, AKP’nin Gazze için somut adım atmamasına tepki göstererek, “Gazze için artık laf değil, tavır alın! Biz Gazze için, Filistin için, insanlık için susanlardan değil, konuşanlardan, direnenlerden yana olacağız” diye konuştu. MUHALEFET MECLİS’E BİLGİLENDİRME İSTEDİ, AKP REDDETTİ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta katıldığı Birleşmiş Milletler toplantıları ile ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmelerde Türkiye adına hangi kazanımların elde edildiği, hangi anlaşmaların yapıldığı TBMM’de tartıştırma konusu oldu. Yeni Yol Grubu Erdoğan’dın ABD ziyaretinin ekonomik ve siyasi taahütlerinin izaha muhtaç olduğu gerekçesiyle Meclis’te Genel Görüşme talebinde bulunurken, talep AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. “TRİLYONLARCA LİRAYI TRUMP’A JESTLEDİNİZ” Görüşmelerde CHP Grubu adına konuşan Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Görüşmede Trump ve Amerikan şirketlerinin ne aldığı belli. Ama Türkiye’nin aldığı hiçbir şey yok!” dedi. Türkiye’de halkın bütçesinden trilyonlarca liranın Trump’a jestlendiğini belirten Çakırözer, şöyle konuştu: “Randevu rüşveti için Trump’un oğluna 225 uçaklık siparişi geçtiniz. Yolda Trump’a milyarlarca liralık jest yapıp ABD ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini kaldırdınız! Trump ise çelik ve alüminyumda Türkiye’ye uyguladığı vergileri kaldırmadığı gibi, üstüne yüzde 10 ek tarife bindirdi. Siz de buna sevindiniz! ABD’den 20 yıllığına 70 milyar metreküp LNG alıyorsunuz. Hem de bölgedeki kaynaklardan daha pahalıya! Peki hani Türkiye’nin çıkarı? Türkiye’ye silah ambargosu, verilmeyen F35 uçaklarımız için ne yanıt aldınız? ‘Parasını ödedik ama vermiyorsunuz’ demişsiniz. Aferin ne büyük başarı! Bu mu fevkaladenin fevki! Bu yoksul halkın milyonlarca emeklinin, emekçinin alın teri bütçeden trilyonlarca lirayı Trump’a jestlediniz! Ama koca geziden bir uçak motoru dahi alamadan döndünüz! Gerisi laftır!” “MEŞRUİYET UÇAKLA DEĞİL, DEMOKRASİYLE ALINIR” ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Erdoğan–Trump görüşmesi öncesi “Trump’ın “Onlara meşruiyet verelim” dediği” şeklindeki açıklamalarını da eleştiren Çakırözer, “Trump size meşruiyet verecekmiş. 6 yıl önce de ‘aptal olma seni mahvederim’ diyordu o dostunuz! Şimdiki söylem ‘sana meşruiyet vereceğiz” olmuş. Meşruiyet öyle parayla uçak satın alarak edinilmez! Sadece milletten alınır! Demokrasiyle alınır, adalet ile yüksek ahlak ile alınır! Bu yüzdendir ki çıkıp “Ey Trump senin vereceğin meşruiyete ihtiyacım yok!’ diyemediniz! diyemezsiniz de! Çünkü milletin karşısına çıkacak yüzünüz yok. Hodri meydan hem içine düştüğünüz acizlikten kurtulmak hem de bu milletin tüm bu rezillikten sonra size vereceği meşruiyeti değil ama dersi görmek için sandığı getirin!” çağrısını yaptı. “GAZZE İÇİN NE YAPTIRIM NE BİR ÇIT VAR..” Çakırözer, Gazze’ye yardım götüren Sumud Filosu’na yönelik İsrail müdahalesini eleştirirken, iktidarı Gazze için somut adımlar atmaya davet etti. “AKP iktidarının İsrail karşısındaki suskunluğu, etkisizliği en az olanlar kadar üzücüdür” diyen Çakırözer, “Aylarca İsrail ile kah doğrudan kah arka kapıdan ticaret yaptınız. Ne İKÖ ne NATO ne TDT hiçbir platformda İsrail’i caydıracak tek bir yaptırım koyamadınız. Şimdi çıt çıkaramıyorsunuz” diye konuştu. “İNSANLIĞA SALDIRI, AÇIKCA KORSANLIK!” İsrail’in Gazze’ye yardım götüren Sumud Filosu’na yönelik müdahalesine AKP’nin suskun ve etkisiz kaldığını belirten Çakırözer, şunları söyledi: “Bugün insanlık büyük bir saldırı ile karşı karşıyayız. Aralarında milletvekili arkadaşlarımızın, yurttaşlarımızın da olduğu yüzlerce barış gönüllüsü, Sumud Filosu’nda. Tek amaçları İsrail’in iki yıldır süren zulmü karşısında dünyanın dikkatini Gazze’ye çekmek! Dün israil, uluslararası hukuku, vicdanları hiçe sayarak, bu sivil yardım filosuna müdahale etti. Masum sivilleri alıkoydu, teknelere el koydu. Bu yapılan, açıkça korsanlıktır, insanlığa saldırıdır. Kınıyorum, lanetliyorum. Bu filo Filistin halkının haklı direnişinin simgesidir. Gazze için umudu, barışı büyüten o cesur yüreklere dayanışma duygularımızı iletiyorum.” “DOLARIN YEŞİLİNİ KONUŞMAKTAN GAZZE’Yİ KONUŞAMADINIZ” Çakırözer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Gazze için bir konuşma yapmamasını de eleştirerek, “İşte ABD’ye gittiniz, dostunuz Trump sizin foyanızı ortaya çıkardı: “Erdoğan’ın Gazze konusunda ne düşündüğünü dahi bilmiyorum” diyor! Çünkü doların yeşilini konuşmaktan Gazze’yi Filistin’i konuşamadınız! Bir tek televizyona konuştunuz. ‘Trump bu işi çözemedi’ dediniz. Doğruydu ama Dışişleri Bakanı Rubio “Böyle konuşurlar sonra da Beyaz Saray’da randevu için yalvarırlar” deyince bu küstahlığa ağzınızı açıp tek kelime edemediniz” dedi.

İtfaiyecilik Meslektir, Hakkımızı Alacağız! Haber

İtfaiyecilik Meslektir, Hakkımızı Alacağız!

Tüm Yerel Sen, İtfaiyecilik mesleğinin meslek sınıfı olarak tanınması, itfaiyecilere yıpranma hakkı, şehitlik ve gazilik hakları için Seyitgazi'den Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir yürüyüş başlattı. Seyitgazi'de meydana gelen orman yangınında hayatını kaybedenler için Seyitgazi'de bir anma töreni düzenlenmesinin ardından şehir merkezine yürüyen ve Ulus Meydanı'nda bir basın açıklaması yapan Tüm Yerel Sen'e bağlı itfaiye personelleri basın açıklamasının ardından talepleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir yürüyüş başlattı. Ulus Meydanı'nda düzenlenen basın toplantısına Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, CHP Eskişehir Mileltvekili Utku Çakırözer, Birleşik Kamu İş Eskişehir Temsilcisi Fadime Arslan ve Tüm Yerel Sen Eskişehir Şube Başkanı Caner Özcan ile sendika üyeleri de katılım sağladı. Burada konuşan Tüm Yerel Sen Genel Başkanı Mücahit Dede şu ifadelere yer verdi; ''Değerli Kamuoyu, Kıymetli Basın Mensupları, Bizler, her felakette en öne koşan, kamu güvenliğinin son kalesi olan itfaiye emekçileriyiz! Bizler, kahramanlık masallarıyla avutulan, fedakârlık maskesi altında görünmez kılınan değil; hakkını isteyen, onurlu kamu görevlileriyiz. Herkes kaçarken girdiğimiz yangınlarda, enkazlarda, sellerde bizler canımızı ortaya koyduk. Yıllardır bu özverimizin karşılığı, alkışlarla sınırlı bırakıldı. Ama artık yeter! Bugün burada, adaletsizliğin üzerine yürüyoruz. CAN PAZARINDAKİ ÇELİŞKİ: RİSK EN YÜKSEK, STATÜ YOK! İtfaiyecilik, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatında “çok tehlikeli işler” sınıfında yer alır. Görevimiz; patlama, zehirlenme, göçük, boğulma, yangın ve afetler gibi ölümcül risklerle doludur. Ancak bu risklerin karşılığı, ne yazık ki hâlâ verilmemektedir. Büro memuru statüsünde görülen bizler, teknik müdahalenin ve arama-kurtarmanın yükünü sırtlanırken, yaptığımız iş yasalarda bir meslek olarak dahi tanınmamaktadır. Genel İdari Hizmetler sınıfına hapsedilmemiz, hem Anayasa’nın eşitlik ilkesine hem de çalışma hayatının adaletine aykırıdır. İnsanca yaşamı yok eden 24 saat çalışma / 48 saat dinlenme sistemiyle, ailemizden ve sosyal hayatımızdan koparılıyoruz. Bu ağır nöbet sisteminde, maktu mesai hakkımız dahi gasp ediliyor. Taleplerimiz nettir: Maktu mesai ücretimiz illere göre brüt 1689 TL ile 4155 TL arasında ödenmektedir.Maktu mesai ücretlerimiz taban aylığımız kadar olsun, damga vergisi ve gelir vergisinden muaf hale getirilsin, üçretler emekliliğe yansıtılsın. Çünkü bizler, halkın canını kurtarırken, kendi en temel hakkına ulaşamayan bir emekçi sınıfı olmayacağız. Bugün bizlere reva görülen İş Riski ve Güçlüğü Tazminatı yalnızca 447.57 TL’dir. Bu rakam, emeğimize ve hayatımıza biçilen değersizliğin en somut kanıtıdır. Canımızın fiyatı bu mudur? TALEPLERİMİZ KESİN, KARARIMIZ NET! 1. Mesleki Kimliğimiz Tanınsın! İtfaiye Meslek Sınıfı derhal kurulsun. Belediyeler, ARFF ve tüm kamu itfaiye personelini kapsayan, risk ve niteliğe uygun tek bir meslek sınıfı oluşturulsun. Memur, işçi, sözleşmeli, şirket işçisi gibi parçalı istihdam biçimlerine son verilsin; itfaiyeciler tek statüde, güvenceli memur kadrosunda istihdam edilsin. 2. Güvence ve Tazminatlar Tam Verilsin! Görev başında hayatını kaybedenler şehit, yaralananlar gazi sayılsın; şehitlerimiz önurlandırılsın,ailelerinin hakları teslim edilsin. Fiili Hizmet Süresi Zammı (90 gün) tüm itfaiye emekçilerine kadroya esas ayrımsız uygulansın. İş riski tazminatı sembolik düzeyden çıkarılsın, riskin ağırlığına göre ödensin. 3600 ek gösterge, yangın ve dalış tazminatı, mesleğe özgü ek ödemeler hayata geçirilsin. 3. Çalışma Şartları İnsanileştirilsin! 24/48 çalışma düzeni, 24/72 sisteme dönüştürülsün. Norm kadro açıkları kapatılsın. Görevde yükselme sınavları düzenli yapılsın, mülakat dayatmasına son verilsin. 4. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemleri Güçlendirilsin! Koruyucu malzeme ve ekipmanlar dünya standartlarına uygun hale getirilsin. Meslek hastalığı kapsamı genişletilsin; kanser, kalp-damar ve solunum rahatsızlıkları meslek hastalığı olarak kabul edilsin. Ruhsal travmalara karşı psikolojik destek ve rehabilitasyon hizmetleri sağlansın. İtfaiyecilik salt bir iş değil; toplumun güvenliği, can kaybının önlenmesi, afetlerde ilkyardım, kurtarma ve müdahale işleriyle dolu bir yaşam ve ölüm arasında mekik çeken, sağlık, risk ve fedakârlıkla yoğrulmuş bir meslek. Bu görevlerin hakkı sermayeyle, bakanlık politikalarıyla, bürokratik daralmalarla değil, yasalarla, toplumsal sözleşmeyle verilmelidir. Bizler, halkın canı, malı ve doğanın ise içerisindeki tüm canlı-cansız her şey ile devamlılığını sağlamak için kendini feda eden ama kendi hakkı için susturulmak istenen insanlar değiliz! Bu yüzden: Susmuyoruz, örgütleniyoruz, mücadele ediyoruz. 30 Eylül Eskişehir Seyitgazi Orman Yangını Bölgesinden başlayan T.B.M.M’ne kadar sürdüreceğimiz‘’Yaşamak ve Yaşatmak istiyoruz’’ yürüyüşümüze; İşçileri, kamu emekçilerini, emeklileri, esnafımızı, hayatı paylaştığımız herkesi, her kesimi ve tüm yurttaşlarımızı mücadelemize omuz vermeye davet ediyoruz. Kamu hizmetinin onuru ve geleceği, emekçinin hakkı teslim edildiğinde korunur. Buradan ülkeyi yöneten siyasi iktidara sesleniyoruz: Artık bu sese kulak verin, itfaiyeciliği kanunla tanımlayın ve haklarımızı yasal güvenceye kavuşturun. Bu mesleği görmezden gelmek değil, meslek kanunu ile tanımak devletin görevidir! Geciken her gün, adaletin gecikmesi, mesleğin ve meslek emekçilerinin güvencesizleşmesi demektir. Alevlerden Yükselen Sesimizi Duyun: İtfaiyecilik Meslektir, Hakkımızı Alacağız!'' dedi. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "İtfaiye denilince çoğu kez aklımıza yalnızca yangınlar gelir. Haberlerde gördüğümüz, kimi zaman yetersiz teknik araçlar nedeniyle yangınlara yetişemeyen, saldırıya uğrayan, darp edilen, ezilen, hor görülen çalışanlardan bahsediyoruz.Tüm bu olumsuzluklara rağmen sendikamız, itfaiyecilik mesleğinin Meclis’te kabul edilerek resmî bir meslek statüsü kazanması ve yaptıkları işin farklı görevlerle karıştırılarak değersizleştirilmesinin önlenmesi için mücadele etmektedir. Asker, ülkeyi korurken hayatını kaybediyor ve şehit kabul ediliyor. Polis, iç güvenliği sağlarken hayatını kaybediyor ve şehit sayılıyor. Ama itfaiyeci, insanlarımızın canını kurtarmak için ateşe atılıyor, hayatını kaybediyor ama şehit kabul edilmiyor. Eğer amaç, insan hayatını kurtarırken hayatını kaybetmekse, bir ülkede tüm çalışanlar eşit statüde değerlendirilmelidir. Bir diğer önemli konu ise eşit işe eşit ücret talebimizdir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bu talebi baştan beri savunuyoruz. Eğitimde nasıl ki kadrolu, sözleşmeli, ücretli, vekil öğretmen gibi farklı statüler varsa, aynı durum itfaiyecilikte de vardır. Memur, kadrolu işçi, taşeron… Düşünebiliyor musunuz? Bir apartmanda yangın çıkıyor, teşkilattaki itfaiyecilerin hepsi yangına giriyor, canını riske atıyor ama hepsi farklı ücret alıyor. Buradan ülkeyi 23 yıldır yöneten iktidara sesleniyoruz. Kendilerinden önce eleştirdikleri kamu emekçilerinin statülerini hâlâ düzenlemediler. İnsana yakışır bir ücret vermeyi başaramadılar. Ama ne yaptılar? Otoyollar yaptılar, geçmeyen arabalar için şirketlere para ödüyorlar. Şehir hastaneleri yaptılar, gelmeyen hastalar için milyarlarca dolar ödüyorlar. Her ile havaalanı dediler, inmeyen uçaklar ve binmeyen yolcular için şirketlere para aktarıyorlar. Bütçe yapıyoruz diyorlar ama en büyük gider faiz gideri oluyor. Emekliye yok, işçiye yok, çiftçiye yok, memura yok… Ama faizcilere, rantçılara hep var. Halkın cebinden toplanan paralar üç beş şirket sahibine peşkeş çekiliyor. Biz, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bu ülkenin onurlu emekçileri adına fazladan bir şey istemiyoruz. Sadece hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı da demokratik mücadele yollarıyla, sahada, alanda, kitlesel eylemlerle söke söke alacağız. Genel Başkanımızın ifade ettiği tüm talepler, memurları ve itfaiyecileri görmezden gelen hükümete karşı masada, mecliste, sokakta hangi dili anlıyorlarsa o dille sonuna kadar anlatılacaktır. Hak verilmez, alınır şiarıyla çıktığımız bu yolda, haklarımızı söke söke almasını da bileceğiz. Bu doğru ve yerinde eylemin sonuna kadar arkasındayız. Birleşik Kamu-İş, Türkiye’nin üçüncü büyük konfederasyonu olarak, onuruna ve şanına yakışır bir şekilde bu taleplerin arkasında olacaktır. Hükümeti de buradan bir kez daha uyarıyoruz. Bütçeyi faizcilere değil, emekçilere; faizcilere değil, emeklilere; faizcilere değil, çiftçilere ve işçilere ayırın. Bu mücadelemiz sürecek ve sonuna kadar devam edecek." dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Bu anlamlı yürüyüşü, kısa süre önce büyük acılar yaşadığımız Seyitgazi’den başlatmış olmanız çok değerlidir. Sizlere teşekkür ediyorum. Seyitgazi’yi, orada verilen şehitlerimizi unutmamanız, unutturmamanız ve Ankara’ya kadar bu yürüyüşü oradan başlatmanız son derece anlamlıdır. Her vesileyle bunu dile getirdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum. Aslında söylenecek her şeyi iki sayın başkan ifade etti. Hepsi de yerinde, hepsi de doğru. En önemlisi de şu: Yangında, selde, arama-kurtarmada her yerde itfaiyeci kardeşlerimiz var. Eskişehir’de öyle, Türkiye’nin dört bir yanında da öyle. Onlarla gurur duyuyoruz, övünüyoruz. Fakat iş hak aramaya geldiğinde ne yazık ki onların yanında olamıyoruz. Burada “biz” derken Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kastediyorum. Aslında biz milletvekilleriyiz; itfaiyeci kardeşlerimizin sözcülüğünü yapmakla yükümlüyüz. Biz muhalefet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Benim hatırladığım kadarıyla son on yılda dört, belki beş kez itfaiyecilerin görev tanımı, yıpranma hakkı ve diğer taleplerini içeren kanun teklifi verildi. Örneğin, yanlış hatırlamıyorsam Aylin Nazlıaka 2014 yılında bir teklif sundu. Şu anda Meclis Başkanvekili olan Tekin Bingöl’ün verdiği teklif vardı. Yine Eskişehirli olup İzmir’de yaşayan milletvekili Atilla Sertel hem teklif sundu hem de kürsüde sizler için konuştu. Ama her defasında AK Parti ve MHP milletvekilleri bu kanun tekliflerini reddettiler. Biz muhalefet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz; fakat iktidar, yani milletin iktidar olun diye yetki verdiği parti ve milletvekilleri, itfaiyecilerin lehine olan düzenlemeleri her seferinde reddediyor. 23 yıllık iktidar itfaiyecileri yok saymıştır, hâlâ da yok saymaktadır. Umarım bundan sonra değişir. 1 Ekim’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor. Buradan sizlere söz veriyorum: Az önce sıraladığınız tüm haklı talepleriniz için Meclis’te sonuna kadar mücadele edeceğim. Gerekirse yeni kanun teklifleri vereceğiz, altıncı, onuncu, kaçıncı olursa olsun… Göreceğiz bakalım iktidar buna ne diyecek. Aynı zamanda Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Meclis Genel Kurulu’nda, ilgili bakanlar geldiğinde –ister Maliye Bakanı ister İçişleri Bakanı olsun– onların önüne sizlerin taleplerini koymak da bizim boynumuzun borcudur. Buradan tüm Türkiye’de özveriyle, kahramanca, korkmadan, bizim gidemediğimiz, olamadığımız yerlere giderek canını ortaya koyan itfaiyeci kardeşlerimize bir kez daha söz veriyorum: Bizim boynumuzun borcudur, sizlerin sözcüsü olmak, sizlerin tercümanı olmak. Bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Eskişehir olarak biz itfaiyecilerimizle gurur duyuyoruz. Ama sizin hakkınızı alabilmeniz için de sonuna kadar mücadele etmemiz gerektiğini biliyoruz. Bu süreçte hem Eskişehir kamuoyuna hem de yürüyüşünüzde uğrayacağınız illerde, en sonunda da başkent Ankara’da tüm milletimizi sizlere destek olmaya çağırıyorum.Bizim desteğimiz sonuna kadar yanınızdadır." dedi.

Çakırözer: ''Netanyahu’yu Durdurmalı, İki Devletli Çözüme Ulaşmalıyız'' Haber

Çakırözer: ''Netanyahu’yu Durdurmalı, İki Devletli Çözüme Ulaşmalıyız''

İspanya’da düzenlenen NATO Parlamenter Asamblesi (NatoPA) toplantılarında TBMM heyetinde yer alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, NATO üyeleri ve tüm dünyaya İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının sonlandırılması, Filistin devletinin tanınması ve iki devletli çözüme ulaşılması konusunda sorumluluk almaları çağrısı yaptı. Çakırözer, “Netanyahu hükümetinin Gazze’deki şiddet ve düşmanlıkları barış umutlarını yok ediyor. Bölgede iki devletli çözümün desteklenmesi her zamankinden daha kritik. Barış için sorumluluk almalıyız” dedi. GAZZE İÇİN BİRLİK ÇAĞRISI NATO Parlamenterler Asamblesi’nin Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu ile Demokrasi ve Güvenlik Komisyonu üyesi parlamenterler İspanya’nın Madrid ve Melilla kentlerinde düzenlenen toplantılarda bir araya geldi. Toplantılarda Ortadoğu ve Akdeniz Ülkelerini yakından ilgilendiren güvenlik, göç ve terörle mücadele konuları ele alındı. Ortadoğu’daki krizlerin Avrupa-Atlantik güvenliğine yaratacağı tehditler üzerine sunum yapan TBMM NATOPA heyeti üyesi CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, NATO üyesi ülkelerin parlamenterlerine İsrail’in Gazze’deki saldırılarının durdurulması ve iki devletli çözümün sağlanması için ortak çaba gösterilmesi çağrısında bulundu. BARIŞ UMUTLARI AZALIYOR… Gazze’de yaşanan savaşın, bölgede barış ve istikrar umutlarını giderek azalttığını belirten Çakırözer NATO üyesi ülkeler ve dünyaya şu çağrıda bulundu: “İsrail-Filistin meselesinin on yıllardır kalıcı bir barışa ulaştırılamamış olması bu bölgede yaşanan krizlerin ardındaki en büyük nedendir. Çözümsüzlük bölgenin istikrarsızlaşmasını arzu eden aktörlerin kendi gündemleri için de bugüne kadar en uygun ortamı yarattı. Netanyahu hükümeti tarafından Gazze'de Filistinlilere karşı sürdürülen şiddet ve düşmanlık, barış ve istikrar umutlarını daha da azaltmakta.” ŞİDDETİ SONLANDIRMALI, İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ SAĞLAMALIYIZ “Son dönemde, ittifak olarak NATO’nun bölgedeki önemli işbirliği ortaklarını da doğrudan etkileyen askeri müdahaleler de gerilimin düşmesi, barış ve huzurun sağlanması yönündeki uluslararası çabaları daha da güçleştirmektedir. Bu nedenle bölgede kalıcı barış ve güvenlik için, iki devletli çözümün güçlü bir şekilde desteklenmesi artık her zamankinden daha kritik önemdedir. NATO müttefikleri ve tüm dünya bir an önce şiddetin sonlandırılması ve barış için hep birlikte sorumluluk almalı ve çözüm yolunda adımlar atmalıyız”

Çakırözer: ''Eskişehir’i Trump’a Pazarlık Masası Yaptılar!'' Haber

Çakırözer: ''Eskişehir’i Trump’a Pazarlık Masası Yaptılar!''

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Washington’da bir araya gelecek olmasını ve nadir element maden rezervlerinin gündeme gelecek olmasını eleştirdi. ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yarın Washington’da bir araya gelecek. Görüşmede Eskişehir Beylikova’daki nadir element maden rezervlerinin de pazarlık masasına konulacağı gündeme getirilirken, CHP Milletvekili Utku Çakırözer, “Seçim zamanı ‘Eskişehir’i nadir elementin merkezi yapacağız’ diyorlardı! Meğer Trump ile fotoğraf çekimi ücreti yapmışlar. Uçağı Amerikalı yapıyor, hammaddemizi onlar işliyor, paramızı onlar alıyor. Bize ne kalıyor? Buradaki nadir element sadece bir maden değil; Türkiye’nin dijital, teknolojik ve ekonomik bağımsızlık anahtarıdır. Bunu masa başı pazarlıklarla Trump’un, Erdoğan’ın insafına bırakmak, gelecek kuşaklara ihanet olur. O madenlerin yüksek teknoloji ürünü olarak dünyaya satılması ana hedef olmalı” dedi. “DÜNYANIN EN PAHALI RANDEVUSU” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, perşembe günü Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek. CHP lideri Özgür Özel tarafından ortaya çıkarılan pazarlıklara göre Erdoğan, Trump’ın oğlu ile İstanbul’da yaptığı görüşmede ABD Başkanı ile görüşebilmek için 300 Boeing uçağı satın alımı, F-35 ve F16 savaş uçakları alımı sözü verdi. Görüşmede Beylikova’daki stratejik maden rezervlerinin de masada olacağı iddia edildi. Görüşmede masada olan ticaret kalemlerinin toplam bütçesini çıkaran Çakırözer, “300 adet Boeing siparişinin maliyeti 35 milyar dolar. F16 hazır alım ve modernizasyon paketi 23 milyar dolar. F35 projesine bizi yeniden alacaklarsa 100 uçağın bedeli 10 milyar dolar. Toplam 70 milyar dolarlık bir alım var. Daha görüşme olmadan Trump’a jest olsun diye birçok Amerikan ürününün vergisi kalktı. Onun bütçemize yükünü bilmiyoruz bile. Yani neresinden baksanız 70 milyar dolar, bugünkü kur ile 3 trilyon lira. Boşuna demiyoruz dünyanın en pahalı randevusu diye! Erdoğan sırf Trump ile görüşeceğim diye şu yoksul halkın cebinden 3 trilyon lirayı ‘rüşvet’ olarak verecek.” “MİLYONLARCA YURTTAŞ REFAHA ERERDİ” Görüşmede ABD’ye tanınan bu trilyonlarca liralık ekonomik imkânın Türkiye’de ihtiyaç sahiplerini refaha eriştirebilecek büyük bir meblağ olduğuna dikkat çeken Çakırözer şunları söyledi: “Türkiye’de milyonlar açlıkla, sefaletle boğuşurken Trump ile görüşebilmek için masaya konan bu parayla Türkiye’de 5 milyon haneye bir yıl boyunca her ay 50 bin lira destek ya da 10 milyon emekçiye, emekliye bir yıl boyunca 30 bin lira maaş verilebilir. Kapanan 150 bin küçük işletmeye 1 milyon lira destek verilse bile 150 milyar TL yeterliydi! Yapılan pazarlık bunun 20 katı. Bu nasıl bir stratejik ortaklık ki kazananı hep Trump, kaybedeni ise Türkiye oluyor! Bu stratejik bir iş birliği değil Erdoğan’ın diplomatik boyun eğişidir!” dedi. ‘NADİR ELEMENTLER TRUMP’A PAZARLIK MALZEMESİ’ Görüşmede aralarında Eskişehir Beylikova’nın da bulunduğu Türkiye’deki bazı nadir maden rezervlerinin işletme haklarının da ABD’ye teklif edileceği haberlerine de tepki gösteren Çakırözer, “Seçim zamanı ‘Eskişehir dünyanın nadir element merkezi’ olacak diyorlardı meğer Trump’la masada pazarlık malzemesi yapacaklarmış. Beylikova’daki nadir toprak elementi havacılık, savunma ve uzay sanayisi ile biyomedikal gibi alanlarda da kullanılan önemli bir nadir toprak elementi. Biz çevreye zarar vermeyen, geleceğimizi riske atmayan madencilikten yanayız diyoruz. Beylikova’da da bu nadir elementi sadece cevher olarak değil, işlenip yüksek teknolojili ürün olarak dünyaya pazarlanmasını sağlamak birinci ve stratejik önceliğimiz olmalıdır. Biz bu madenlerin Amerika’ya Çin’e cevher olarak peşkeş çekilmesi yerine, burada yüksek teknoloji ürünü olarak satılmasının ana hedef olması gerektiğini düşünüyoruz! Uçağı Amerikalı yapıyor, hammaddemizi onlar işliyor, paramızı onlar alıyor. Bize ne kalıyor? Buradaki nadir element sadece bir maden değil; Türkiye’nin dijital, teknolojik ve ekonomik bağımsızlık anahtarıdır. Bunu masa başı pazarlıklarla Trump’un, Erdoğan’ın insafına bırakmak, gelecek kuşaklara ihanet olur” değerlendirmesini yaptı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.