SON DAKİKA
Hava Durumu

#Utku Çakırözer

Porsuk Haber Ajansı - Utku Çakırözer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Utku Çakırözer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kapalı Rejimler Gibi Vatandaş Kapıkule’den Çıkamasın İstiyorsunuz Haber

Kapalı Rejimler Gibi Vatandaş Kapıkule’den Çıkamasın İstiyorsunuz

TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Türk vatandaşlarının yaşadığı vize sorununu gündeme getiren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, “Vize serbestisi için AB'yle imzaladığınız anlaşmaya da kendi Cumhurbaşkanlığı genelgenize de uymuyorsunuz. Kapalı rejimler gibi ‘Yurttaş Kapıkule'den dışarı çıkamasın’ der gibisiniz” dedi. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecine ilişkin de ‘demokrasi’ çağrısında bulunan Çakırözer, “2004 yılında aynı Türkiye'yi, aynı Avrupa, aynı AKP iktidarı döneminde ‘Evet’ pankartlarıyla kucaklamadı mı? Peki, şimdi fark nedir? Fark şu: Demokrasi tramvayından indiniz siz! AB'yle karşılıklı güvenin yeniden tesisi şarttır. Bunun da olmazsa olmazı Kopenhag Kriterleri'dir, demokrasidir, adalettir. Kendi insanımız için de yatırıma gelen yabancı için de hukuk güvencesi, demokrasi şarttır” diye konuştu. ‘VİZESİZ AVRUPA’ DEDİNİZ, VATANDAŞ RANDEVU BULAMIYOR CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’deki Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde AKP iktidarının politikalarını eleştirerek, milyonların yaşadığı vize sorununu gündeme getirdi. Türkiye’den Schengen bölgesine gitmek isteyen Türk vatandaşlarının ikinci sınıf muamele gördüğünü belirten Çakırözer, şöyle konuştu: “Öğrenciler, hocalar, hastalar, sporcular, tır şoförleri elinde Türk pasaportu var diye ikinci sınıf muamele görmekten, konsolosluk kapılarında itilip kakılmaktan bıktı. 2016'da ‘Vizesiz Avrupa’ diye manşet attırdınız, yıl 2026’ya geldi; bırakın vizeyi 80 ülkeden vatandaşımız randevu dahi alamaz durumda. Siz ise vize serbestisi için AB'yle imzaladığınız anlaşmaya da kendi Cumhurbaşkanlığı genelgenize de uymuyorsunuz. Sadece 6 kriter kaldı, Avrupa ‘Hazırız’ diyor, biz de desteğe hazırız ama siz inatla hiçbir şey yapmıyorsunuz. Kapalı rejimler gibi ‘Yurttaş Kapıkule'den dışarı çıkamasın’ der gibisiniz. Siz Türkiye'yi demokrasiden uzaklaştırdıkça on binler, yüz binler çareyi hızla Türkiye'yi terk etmekte aramakta. Avrupa'ya iltica başvuruları, Almanya'ya yasal göç rekor seviyede.” “DEMOKRASİ TRAMVAYINDAN İNDİNİZ” “Avrupa'yla 220 milyar dolarlık ticaretimiz var, potansiyel büyük, önü açık ama on yıldır Gümrük Birliği müzakerelerini açtıramadınız. Tamam, Avrupa'ya kızalım ama ya kendi ödevimizi kimden soracağız? Türkiye'nin AB başmüzakerecisi sizsiniz. Cumhurbaşkanı çağırıp hani ‘Bu AB için elinden geleni yap’ talimatı vermişti ya, ne yaptınız bugüne kadar? Hiçbir şey! Çünkü siz kendiniz inanmıyorsunuz AB üyeliğimize. Hep aynı savunmadasınız: ‘Biz Müslümanız!’ diye almıyorlar. Hayır efendim, 2004 yılında aynı Türkiye'yi, aynı Avrupa, aynı AKP iktidarı döneminde ‘Evet’ pankartlarıyla kucaklamadı mı? Peki, şimdi fark nedir? Fark şu: Demokrasi tramvayından indiniz siz!” “AB üyelik sürecimize Türkiye olarak biz sahip çıkmazsak başkaları hiç sahip çıkmaz” diyen Çakırözer şunları söyledi: “Gümrük birliğinin güncellemesi, vatandaşlarımıza vize serbestisi ya da Avrupa'nın güvenliğine katkı, bunlar için sizin konjonktürel al ver ilişkileriniz yeterli olamaz. AB'yle karşılıklı güvenin yeniden tesisi şarttır, bunun da olmazsa olmazı Kopenhag Kriterleri'dir, demokrasidir, adalettir. Kendi insanımız için de, yatırıma gelen yabancı için de hukuk güvencesi şarttır. İşte, yıllardır Türkiye raporlarında aynı sonuç: ‘Demokratik gerileme sürüyor.’” “YARDIM FONLARI TÜRGEV’E, TÜGVA’YA” “Sizin yerine getirmediğiniz kriterler nedeniyle kendi insanımız cezalandırılıyor. Hakkımız olan mali yardım fonları bile sizin yüzünüzden 5 milyar eurodan 1 milyar euroya düşürüldü. Siz ise Sayın Bakan hem Avrupa Birliğine inanmıyor, gereklerini yerine getirmiyorsunuz ama hem de oradan gelen milyonları eşe dosta dağıtmaktan geri durmuyorsunuz. Milletvekilimiz Aysu Bankoğlu belgeleriyle açıkladı; ülkemizi, gençlerimizi Avrupa değerlerine hazırlamak için gönderilen yardımları Cumhurbaşkanının yakınları, eski bakanlar, milletvekillerinizin yönettiği vakıflarınıza, cemaatlerinize yağdırmışsınız, sadece TÜRGEV'e, TÜGVA'ya 50 milyon liradan fazla hibe bu yıl gitmiş durumda, üstelik bunu Türkiye'de sivil toplumu ve gazetecileri ‘foncu’ diye damgalayıp hedef gösterirken yapmaktasınız; pişkinliğin ikiyüzlülüğün böylesi görülmemiştir.” “ ‘CEBİMDE ALMAN PASAPORTU İLE BENİ GÖZALTINA ALMAZLAR’ DİYORLAR!” “Türk insanı hele de gurbette yaşıyorsa tek beklentisi eşit muameledir. Yurt dışında yaşayan 7 milyon kardeşimizin hangi sorununu çözdünüz? Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık tehdidi karşısında yapayalnızlar. Türkiye'deki, en basit, emeklilik, sağlık hizmeti, araç, telefon, askerlik sorunlarının hiçbirini çözemediniz. Sizin ceberut uygulamalarınız nedeniyle yurt dışındaki insanımız artık imkânı olsa da çifte vatandaşlığı, Türk vatandaşlığını kabul etmiyor. Hiç sordunuz mu niye böyle diye? Biz sorduk, bakın ne diyorlar? "Cebimde Alman pasaportu varsa İstanbul'da havaalanında kimse beni göz altına alamaz." diyor. İşte, yarattığınız Türkiye tablosu budur!” “VİZESİZ AVRUPA HAYALİNİ BİZ HAYATA GEÇİRECEĞİZ” Konuşmasında cezaevlerinde tutuklu belediye başkanları, gazeteciler, hak savunucularının durumuna da dikkat çeken Çakırözer, “Türkiye'de demokrasi yok, hukuk yok, milyonların hür iradesini şafak baskınlarıyla zindanlarda gasp ediyorsunuz. Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu hapiste, Hatay'ın oylarıyla Meclise gönderilen Can Atalay mahpus, AİHM, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Tayfun Kahraman rehin yıllardır. Televizyonlara hukuksuz el konulurken gazeteciler düşünceleri nedeniyle zindanda. İşte, bu yüzden siz Türkiye'yi Avrupa'ya sokamazsınız ama hiç kimse merak etmesin umutsuzluğa yer yok. Bu ülkenin itibarı yeniden yükseltilecekse bunu Trump'tan, Körfez saraylarından medet umarak değil Büyük Önderimiz Atatürk'ün çizdiği yoldan sapmadan tam bağımsızlık anlayışına, kurumsal devlete ve hukuk devletine dönerek mümkün olacaktır. Biz Cumhuriyet Halk Partililer Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel liderliğinde bu ülkenin pırıl pırıl gençleriyle demokrasiye, adalete inanan milyonlarca yurttaşımızla ülkemizi yeniden ayağa kaldıracağız, halkın iktidarını hep birlikte kuracak, yasaksız Türkiye'yi inşa edecek, vizesiz Avrupa hayalini biz hayata geçireceğiz” dedi.

CHP'li Çakırözer: ''Milletin Meclisine Gelecek Hesap Verecek!'' Haber

CHP'li Çakırözer: ''Milletin Meclisine Gelecek Hesap Verecek!''

TBMM’deki bütçe görüşmelerinde ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ davaları gündem oldu. Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşmelerine gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, tutuklu gazeteciler Fatih Altaylı ve Furkan Karabay’ın durumunu soran CHP’li Utku Çakırözer, Cumhurbaşkanına hakaret davalarında Cumhurbaşkanlığı avukatlarının savunmasını gündeme getirdi. Çakırözer, “Cumhurbaşkanı avukatları savunmalarında ‘davaları biz açtırmıyoruz, savcılık resen soruşturuyor’ diyor! Madem öyle o zaman neden engellemiyorsunuz Sayın Yılmaz, bu davalar neden var? Neden bu ülkede insanlar düşüncesini söylemeye korkar hale geldi?” diye sordu. Çakırözer, Yılmaz’a Ekrem İmamoğlu davalarının TRT’den canlı yayınlanması çağrısında da bulundu. “ALTAYLI VE KARABAY ELİNE TAŞ ALMADI, SİLAH ALMADI” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’deki Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşmelerine gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a Cumhurbaşkanına hakaret davalarını sordu. “Dünyanın hiçbir yerinde böylesine halkının yargılatan bir Cumhurbaşkanı yok” diyen Çakırözer ‘Cumhurbaşkanına fiili tehdit ve hakaretten’ tutuklanan gazeteciler Fatih Altaylı ve Furkan Karabay’ın durumuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanına hakaret soruşturmaların yüzbinleri bulduğunu söyleyen Çakırözer, şöyle konuştu: “Hatta ‘milyon’ diyen bile var! Fatih Altaylı Cumhurbaşkanına fiili saldırı yaptı diye dört yıl iki ay hüküm giydi geçen hafta. Sanırsınız ki eline taş aldı, silah aldı, sadece Youtube yayınında tarihten örnek verdi. Duruşmada dedi ki: ‘Sadece bana değil, Cumhurbaşkanına da haksızlıktır bu dava’ Yanlış mı Sayın Yılmaz bu sözler? Bugün genç bir gazeteci Furkan Karabay hâkim karşısında aynı suçlamayla, o da beş aydır zindanda. Her gün onlarca, belki yüzlerce yurttaşımız hakkında soruşturma, kovuşturma açılıyor. Peki, kim yapıyor bunu?” “CUMHURBAŞKANINA HAKARET DAVALARI NEDEN VAR?” Cumhurbaşkanının bir avukatının bu davalardaki “Davaları biz açtırmıyoruz, savcılık resen soruşturuyor” şeklindeki savunmasını görüşmelerde gündeme getiren Çakırözer, “Gazeteci Müyesser Yıldız çok önemli bir haber yaptı. Cumhurbaşkanının bir avukatının bu konudaki savunmasını haberleştirdi. Avukatlar diyor ki: ‘Davaları biz açtırmıyoruz, savcılık resen soruşturuyor. Biz sadece tarafımıza bildirilince dosyaya katılıyoruz, vatandaşın peşine düştük, saldırıyoruz gibi bir algıya gerek yok.’ Madem öyle o zaman neden engellemiyorsunuz Sayın Yılmaz, bu davalar neden var? Neden bu ülkede insanlar düşüncesini söylemeye korkar hale geldi? Size sormak isterim: Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğu günden bu yana kaç yurttaşımız hakkında soruşturma, kaçı hakkında kovuşturma, dava açılmıştır? Bu rakamları açıklayamıyor olmanız dahi aslında ne büyük bir skandalla karşı karşıya olduğumuzun kanıtıdır” dedi. “MİLLETİN MECLİSİNE GELECEK, HESAP VERECEK!” Çakırözer, bütçesi görüşülen İletişim Başkanının da Meclis’e gelmemesini eleştirerek, “Neden yoklar? Bütçeye gelmiyorlar, diğer komisyonlarda da gelmiyorlar! İletişim Başkanı koltuğunda oturan kişi milletin vergileriyle millete yalan propaganda yapıyorsa, Türkiye'nin birinci partisinin liderini hedef alan açıklamalar yapıyorsa gelecek buraya hesap verecek. Bakın, ülkede milyonlar açlık, yoksulluk mücadelesi verirken İletişim Başkanlığı tweet atacak diye su gibi para harcanıyor, ayda en az 450-500 milyon liralık bütçe harcanıyor” diye konuştu. YILMAZ’A ÇAĞRI: “AZICIK AHLAK KALDIYSA DAVALARI TRT’DEN CANLI VERİN” İBB’nin tutuklu Belediye Başkanı ve 15,5 milyonun Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltı ve tutukluluk süreçlerindeki TRT yayınlarını da gündeme getiren Çakırözer, “Her şeyini halkın finanse ettiği bu TRT 19 Mart sivil darbesinin medya ayağı oldu” dedi. İmamoğlu davalarının TRT’den canlı yayınlanması çağrısında da bulunan Çakırözer şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğuna ilişkin hem tutukluluk öncesinde gözaltı sürecinde hem tutukluluk sürecinde hep yargısız infaz yaptı. Daha iddianame ortada yokken programdaki konuklar söylemleriyle cezayı kesti! Buradan bir kez daha söylüyoruz: Eğer azıcık ar damarı, azcık ahlakı kaldıysa bu TRT'nin o zaman bu yargılamalar TRT'den canlı verilsin. Sizden de bu konudaki yani bu yargılamaların canlı yayından verilmesi konusundaki düşüncenizi burada bizlerle paylaşmanızı bekliyoruz.” “CUMHURBAŞKANLIĞI TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK MEDYA PATRONU” Görüşmelerde Türkiye’deki medya kuruluşlarının TMSF yönetimine geçmesi de gündeme getirilirken, CHP’li Çakırözer, “23 yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği nokta da TMSF yani Cumhurbaşkanlığı artık Türkiye'nin en büyük medya patronu oldu” dedi. TMSF bünyesine geçen medya kuruluşlarını sıralayan Çakırözer, “EKOTÜRK, Flash Haber, Ciner Grubundaki Habertürk, Show TV, birçok kanal kara para iddialarıyla el konulan kanallar. Bu kanallar haklarında soruşturma yürütülen kişilere önce sattırıldı, sonra da devletleştirildi. Mesela, siz buradayken sormayalım mı? bu Can Holdingin patronu ‘Bana bunları devletin tepesindekiler aldırdı’ dediğinde biz kimi anlayalım? Cumhurbaşkanını mı anlayalım, sizi mi anlayalım? Kim bu tepedekiler? Madem aldırdınız niye şimdi el koydunuz? TELE 1'e de uydurma bir casusluk suçlamasıyla daha Merdan Yanardağ hâkim karşısına çıkmadan kayyum atandı. Nerede basın özgürlüğü? Nerede Halkın haber alma hakkı? TMSF eliyle hem basın kuruluşlarını yok ediyorsunuz hem basın emekçilerini işsiz bırakıyorsunuz hem de halkın haber alma hakkını yok ediyorsunuz. Amacınız memlekette olan biten bilinmesin ama biz basın kuruluşlarıyla, halkın haber alma hakkı için mücadele eden basın meslek örgütleriyle tam dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “BİK ANADOLU BASININI BİTİRİYOR” Çakırözer, bütçesi görüşülen Basın İlan Kurumu’nun Anadolu basınını birleşmeye zorladığı belirterek, BİK’in yanlış uygulamalarla Anadolu basınını bitirdiğini söyledi. Çakırözer şöyle konuştu: “BİK’in 2024 faaliyet raporunda diyor ki: ‘103 yerel gazete ilan hakkından feragat etti.’ Böyle bir şey olmaz! Kimse duran ilan hakkından feragat etmez. İşin aslı BİK Yönetiminin talimatıyla gazeteler birleşmeye zorlanıyor Anadolu'da. Ayrıca, geçmişte hiçbir zaman zarar etmeyen bu Basın İlan Kurumu yıllardır üst üste zarar ediyor! Gelirleri yüzde 90 artıyor ama hala zarar. Gazetecilik meslek örgütlerine verilen yardımları maalesef kuşa döndü bu savurganlık nedeniyle. İçeri Sayıştay sokulmadığı için Basın İlan Kurumunun denetim raporlarını göremiyoruz. 3,5 milyon dolarlık donanım yazılım destek hizmet ihalesinde yolsuzluk olduğu yönünde iç denetim raporu var mıdır? Varsa bunun sorumluları hakkında işlem neden yapılmamaktadır?”

Verimli Topraklarımızı Korumak İçin Sesinizi Çıkarmayacak mısınız? Haber

Verimli Topraklarımızı Korumak İçin Sesinizi Çıkarmayacak mısınız?

TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Türkiye’nin tarımsal hasılada zirvede olduğunu söyleyen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya Mihalgazi-Sarıcakya bölgesini kapsayan alanda yapılması planlanan Alpagut-Atalan Altın Madeni projesi soruldu. Türkiye’nin roka, marul, domatesinin bu bölgeden sağlandığını söyleyen CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “ Konuşmanızda ‘Tarımsal hasılada zirvedeyiz’ diyorsunuz ya, bunu sağlayan bölgelerin başında bizim Sakarı Vadimiz, Mihalgazi'miz, Sarıcakaya'mız geliyor! İşte bu verimli topraklara Cengiz Holding siyanürlü altın madeni dikecek! Tarım Bakanı olarak bu katliama ‘dur!’ demek için ne bekliyorsunuz?” dedi. ALPAGUT-ATALAN ALTIN MADENİ PROJESİNİ SORDU TBMM’deki Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde sunum yapan Bakan İbrahim Yumaklı, Türkiye’nin tarımsal hasılada Avrupa birincisi olduğunu söyleyerek, “Tarımsal hasılada Avrupa'da 1'inci, dünyada 7'nciyiz” diye övündü. Görüşmelerde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AKP’ye yakın iş insanı Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Eti Bakır A.Ş.’nin Tepebaşı-Mihalgazi ve Sarıcakaya’yı kapsayan bölgede yapmak istediği siyanürlü altın madeni projesini hatırlatarak, Bakan Yumaklı’nın projeye karşı sessizliğine tepki gösterdi. “KATLİAMA ‘DUR’ DEMEK İÇİN NE BEKLİYORSUNUZ” Türkiye’nin roka, marul, domates ihtiyacının bu bölgeden sağlandığını belirten Çakırözer, Bakan Yumaklı’ya “Sakarı Vadimizde, Mihalgazi’mizde, Sarıcakaya'mızda siyanürlü altın madeni katliamına ‘dur’ demek için ne bekliyorsunuz?” diye sordu. Çakırözer’in sorularına yanıt verilmedi. Çakırözer, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde şöyle konuştu: “Geldiniz burada ‘Tarımsal hasılada zirvedeyiz’ diyorsunuz. Bunu sağlayan bölgelerin başında bizim Sakarı Vadimiz, Mihalgazi'miz, Sarıcakaya'mız geliyor. Türkiye'nin rokası buradan, domatesi, marulu buradan üretiliyor. İşte bu verimli topraklara Cengiz Holding siyanürlü altın madeni dikecek. 1 milyon Eskişehirli adına size soruyorum: Tarım Bakanı olarak bu katliama ‘Dur!’ demek için ne bekliyorsunuz? Verimli topraklarımızı korumak için sesinizi çıkarmayacak mısınız?”

Eskişehir’deki Orman Yangınlarında Başlatılan Soruşturmada Takipsizlik Kararı Haber

Eskişehir’deki Orman Yangınlarında Başlatılan Soruşturmada Takipsizlik Kararı

Temmuz ayında Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde meydana gelen orman yangınına müdahale ederken hayatını kaybeden 10 görevlinin ölümü ile ilgili başlatılan soruşturmada ortaya atılan ihmallerle ilgili takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı! Karara tepki gösteren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya 5 orman işçisi 5 AKUT gönüllüsü 10 kişiyi ölüme götüren ihmalleri yeniden sordu. Çakırözer, “Geldiniz Meclis’e sunum yaptınız! Ormanlarda yaşamını yitirdiğimiz şehitlerimizin adını anmadınız. Dahası, onların hakkını, hukukunu korumuyorsunuz. Üzerinden tam 4 ay geçti, onları ölüme götüren ihmaller için hangi müdürünüzü, hangi personelinizi çağırıp hesap sordunuz? Cenazelerde, taziyelerde ailelerinden duyduklarımıza yürek dayanmaz!” dedi. “Sayın Bakan kahramanların aziz hatıralarına ve onların kederli ailelerine hem hukuki hem de ahlaki bir borcunuz var” diyen Çakırözer, “Onun adamı, benim adamım demeden, kimseyi kayırmadan bu ihmaller hakkında bir soruşturma açmak ve en ufak ihmali olanlar hakkında gözünün yaşına bakmadan suç duyurusunda bulunmak boynunuzun borcudur! Ama yapmazsınız! Bunu yapacak vicdanınız olsa zaten 10 evladımızı göz göre göre kaybettiğimiz o faciadan sonra o koltukta bir dakika dahi oturmazdınız” dedi. SORUŞTURMADA TAKİPSİZLİK KARARI TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki orman yangınında yaşamını yitiren 5 orman işçisi 5 AKUT gönüllüsünü ölüme götüren ihmaller gündem oldu. Komisyonda söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer orman yangını ile ilgili Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini açıkladı. Karara tepki gösteren CHP’li Çakırözer, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya orman yangınlarındaki ölümlerde aileler ve sivil toplum örgütlerinin dikkat çektiği ihmalleri ve orman emekçilerinin neden korunmadığını sordu. “ADLARINI DAHİ ANMADINIZ” Orman yangınlarındaki ölümlerin üzerinden dört ay geçmesine rağmen, ortaya atılan ihmallerle ilgili neden inceleme/araştırma yapılmadığını soran Çakırözer, şunları söyledi: “Temmuz ayında Seyitgazi ilçemizde meydana gelen yangında orman emekçisi AKUT gönüllüsü 10 insanımız şehit oldu. Eskişehir Orman Bölgeden muhafaza memuru Enes Kızılyer, dozer operatörü Eyüp Dereli, arazöz şoförü Tolunay Kocaman; Denizli'den yangın personelleri Sercan Ütni, Hilmi Şahin; AKUT gönüllüleri, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan ve Alperen Özcan şehit oldu! İzmir'de de yine, orman emekçileri, İbrahim Demir ve Ragıp Şahin şehit oldu. Sayın Bakan, konuşmanızda adlarını dahi anmadınız, gönüllülere, orman kahramanlarımıza bir kuru teşekkür! Dahası, onların hakkını, hukukunu korumuyorsunuz. Üzerinden tam dört ay geçti, onları ölüme götüren ihmaller için hangi müdürünüzü, hangi personelinizi çağırıp hesap sordunuz? Cenazelerde, taziyelerde ailelerinden duyduklarımıza yürek dayanmaz.” “TOLUNAY’IN KORUMA KIYAFETİ, MASKESİ NEDEN YOKTU” Yangında yaşamını yitiren orman işçisi Seyitgazi’nin Kümbet köyünden Tolunay Kocaman’ın işe giriş sürecine dikkat çeken Çakırözer, Kocaman’ın yangın söndürme eğitimi alıp almadığını, yangınla müdahalede koruma kıyafetlerinin, maskesinin neden olmadığını sordu. Çakırözer, “Tolunay kardeşimiz, yangından sadece bir ay önce işe başladı. İki hafta sonra evleniyor, balayına gidiyor, dönüyor, yangına koşuyor, şehit oluyor! Şimdi sormayalım mı, ne zaman eğitim aldı bu Tolunay kardeşimiz? Ne koruma kıyafeti ne maskesi var. Ailesi anlatıyor, askerden kalma eski botları giyerek yangına koşmuş! Sağ kurtulan arkadaşları anlatıyor, üzerimizdeki atletleri ağzımıza bastırarak dumanından kurtulabildik diye. Tolunay'ın sürdüğü arazözde acil butonu niye çalışmadı Sayın Bakan? Bunların hangisinden haberiniz var, hiçbirini sorgulamayacak mısınız? Burada ‘Kahramanlar’ diyorsunuz ama hiçbirine sahip çıkmıyorsunuz” diye konuştu. “DOSYA BOMBOŞ HİÇBİR ŞEY SORGULANMAMIŞ!” Bakan Yumaklı’ya “Siz bu insanları korkunç bir şekilde ölüme göndermişsiniz Sayın Bakan” diyen Çakırözer, yangın söndürmede görev alan 10 kişinin ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verilmesine de tepki gösterdi. Çakırözer, şöyle konuştu: “Siz bir şey yapmayınca yargı da yapmıyor! Soruşturma şehir şehir gezmiş, hiç kimse sorumluluk almamış. Bakın, elimdeki utanç belgesine, ibret belgesine. Bu 10 can niçin savcılık takipsizlik kararı vermiş? Yani ecelleriyle ölmüşler; öyle mi? Ama dosyaya bakıyorsunuz, içi bomboş, hiçbir şey sorgulanmamış, şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan tek kişi yok, tanık olarak kimsenin ifadesi yok. O gün yangının yayılmasına ilişkin havadan yeterli müdahale yapıldı mı, yangın müdahale havuzu var mıydı, gözetleme kulesinde yeterli personel var mıydı, kurumlar arası koordinasyon yapılabildi mi, telsizler, uydu telefonları çalışıyor muydu? Bunların hiçbiri araştırılmamış, sorulmamış. Yine, o gün görevlendirmeleri kim, neye göre yaptı, o kahramanlara yeterli eğitim verildi mi, yeterince deneyimi var mıydı, niye yangına gönderildiler, yangına müdahalede şart olan yanmaz kıyafet, ayakkabı, koruyucu ekipman, oksijen maskesi niye yoktu, yedek ekip var mıydı, sahadaki görevliler kaç saat görev yaptı, acil tahliye planı var mıydı? Bunların hiçbiri bu soruşturma da yok Sayın Bakan, hiçbiri araştırılmamış, soruşturulmamış.” “AKUT GÖREVLİLERİNİN SICAK ATEŞİN ORTASINDA NE İŞİ VARDI?” Çakırözer, yangınla mücadelede yaşamını yitiren AKUT görevlilerinin durumuna da dikkat çekti. Bakan Yumaklı’ya “O gönüllüler neden sıcak ateşin ortasındaydı” diye soran Çakırözer, “Tüm arama kurtarma ekiplerinin bildiği gerçeği Sayın Bakan siz bilmiyor musunuz? Sizin Orman Genel Müdürünüz, bölge müdürleriniz bilmiyor mu? Gönüllüler, STK'ler sıcak bölgeye giremez. Destek bölgesinde olması gereken gönüllülerin sıcak alana girmesine kim, nasıl izin verdi? Neden bunu sorgulamıyorsunuz? Hem personelinizi hem de bu gönüllüleri korumak herkesten önce sizin sorumluluğunuzdu Sayın Bakan. Kuru teşekkürler bu sorumluluğunuzu ortadan kaldırmaz, vicdanları rahatlatmaz” dedi.

Artık Eskişehir’i Yok Saymayın, Tarifeli Uçak Seferlerini Başlatın! Haber

Artık Eskişehir’i Yok Saymayın, Tarifeli Uçak Seferlerini Başlatın!

Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı’ndan tarifeli uçuş seferleri yine başka bahara kaldı. Hemen hemen her yıl şehirler arasında uçuş seferi müjdesi veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu Eskişehir’den tarifeli uçuş seferi başlatılması talebini yine es geçti. CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in soru önergesine yanıt veren Bakan Uraloğlu, son 10 yılda Eskişehir’den 50 bin 992 uçak trafiği ile 867 bin 595 yolcu trafiği gerçekleştiğini belirterek, “havayolu şirketlerinden talep gelirse tarifeli seferleri değerlendiririz” dedi. Yanıta tepki gösteren CHP’li Çakırözer, “Son 10 yılda Eskişehir nüfusu kadar insan bu havalimanından uçmuş! Eskişehir’de havalimanı var, yolu var, talep var ama AKP hala tarifeli uçuş seferi talebimizi görmezden geliyor! Uçuş başvurusu olursa değerlendiririz diyor! Çukurova’dan Van’a, Antalya’dan Şanlıurfa’ya birçok şehirden yeni havayolu seferlerinin başlatılacağı müjdesini ver, Eskişehirlilerin talebini yok say! Bu ayrımcılıktır! 1 milyon Eskişehirlinin talebini yok saymaktır! Artık bu talebi görmezden gelmeyin. Eskişehir’e tarifeli uçak seferlerini bir an önce başlatın” dedi. “TARİFELİ SEFER TALEBİNİ DUYAN YOK!” Eskişehir’de yurttaşlar, iş insanları, oda ve sendikalar yıllardır Hasan Polatkan Havalimanı’ndan tarifeli uçak seferlerinin başlatılmasını bekliyor. Hemen hemen her yıl farklı şehirlerde tarifeli uçak seferleri başlatılmasının müjdesi verilirken, Eskişehir’de yeterli yolcu kapasitesi, havalimanı ve talep olmasına rağmen tarifeli uçak seferleri başlatılmıyor. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı’ndan tarifeli uçuş seferlerinin başlatılmamasının gerekçesini sordu. Bakan Uraloğlu, CHP’li Çakırözer’e verdiği yanıtta, “Havayolu şirketlerinden uçuş talebi olması durumunda başvurular ilgili mevzuat kapsamında Bakanlığımızca değerlendirilmeye alınmaktadır” yanıtını verdi. Çakırözer’e gönderilen yanıtta, Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı’ndan 2016-2025 yılları arasında toplam 50 bin 992 uçak trafiği ile 867 bin 595 yolcu trafiği gerçekleştirildiği de açıklandı. “MÜJDE DEĞİL, RAKAM VERDİLER!” Eskişehirlilerin tarifeli uçuş seferi talebinin görmezden gelinmesine tepki gösteren Çakırözer, “Eskişehir’de havalimanımız var, yolcumuz var, talep var! Şehir şehir müjde ver, uçuş başlayacak de! Sıra Eskişehir’e gelince ‘talep olursa bakarız’ de! Bu yapılan ayrımcılıktır! Milyonlarca Eskişehirlinin talebini yok saymaktır” dedi. AKP iktidarının Eskişehir’den tarifeli uçuş seferlerini inatla başlatmadığını söyleyen Çakırözer, şunları söyledi: “Eskişehir’de Hasan Polatkan Havalimanımız on yıllardır kullanılmakta. On binlerce uçak bu havalimanından uçtu. Yüzbinlerce yurttaşımız bu havalimanını kullandı. Meclis’te Ulaştırma Bakanına Eskişehir’den tarifeli uçak seferlerinin neden başlatılmadığını sorduk. 2016-2025 yılları arasında toplam 50 bin 992 uçak bu havalimanını kullanmış. 867 bin 595 kişi bizim havalimanımızdan yolculuk etmiş. Ama bizim Havalimanımız maalesef tarifeli seferlere kapalı. Ulaştırma Bakanı, AKP iktidarı Eskişehir Havalimanı’ndan tarifeli seferleri başlatmıyor! İnatla, ısrarla! Biz Milletvekilleri istiyoruz. Belediye Başkanları, Ticaret Odası, Sanayi Odası, iş insanları, meslek odaları, 1 milyon Eskişehirli istiyor ama başlatılmıyor!” “TARİFELİ SEFERLERİ BAŞLATIN” “Neredeyse nüfusumuz kadar kişi bu havalimanını kullanmış! Ama bu iktidar Eskişehir’e hak ettiği bu tarifeli seferleri başlatmıyor. Tarifeli uçuş seferleri başlatılsa bundan daha fazla yolcu trafiği, uçak trafiği olacak. Eskişehir’imizin 1 milyon nüfusu adına, Eskişehir’imizi merak eden, görmek isteyen milyonlarca vatandaşımız adına Ulaştırma Bakanlığımızdan talebimizdir! Artık bu talebi görmezden gelmeyin. Eskişehir’e tarifeli uçak seferlerini bir an önce başlatın” “ESKİŞEHİR NUFÜSU KADAR İNSAN UÇMUŞ” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, CHP’li Çakırözer’in sorularına şu yanıtları gönderdi: “Eskişehir Hasan Polat Havalimanından 2016-2025 (Ağustos ayı sonu) yılları arasında (İç hat ve Dış hat) toplam 50.992 uçak trafiği ile 867.595 yolcu trafiği gerçekleşmiştir. Ülkemizdeki sivil hava ulaşımına açık havalimanlarından mevcut durumda sadece Çanakkale-Gökçeada, Balıkesir Merkez, Uşak ve Eskişehir havalimanlarında tarifeli uçuş bulunmamaktadır. Kocaeli Cengiz Topel Havaalanı'ndan 9 Ağustos 2024 itibarıyla Trabzon Havaalanı'na dönemsel tarifeli seferler başlamış ve 2025 yılında bu seferler devam etmemiştir. 2025 yılında ise tarifeli sefer düzenlenen yeni bir havalimanı bulunmamaktadır. Diğer yandan, havayolu işletmeleri; serbest piyasa koşullarında faaliyet gösteren ticari kuruluşlardır. Hava meydanlarına uçuş başlatılması, ilave hat konulması, uçuş saatlerinin değiştirilmesi, aktarmalı/aktarmasız uçuş ile seferin icra edilmesi vb. hususlar; havayolu işletmelerinin kendi uhdelerinde olup, havayolları, filo yapıları, filo müsaitliği, slot saatleri ve filolarında bulunan hava araçlarının bağlantıları çerçevesinde uçuş saatlerini kendileri belirleyerek talepte bulunmaktadır. Uçuş başvurusu olması halinde, başvurular ilgili mevzuat kapsamında Bakanlığımızca değerlendirilmeye alınmaktadır.”

CHP’li Çakırözer: ''Tam 23 Sayfa Konuştunuz, Bir Kez 'Demokrasi' Demediniz!'' Haber

CHP’li Çakırözer: ''Tam 23 Sayfa Konuştunuz, Bir Kez 'Demokrasi' Demediniz!''

TBMM’deki Dışişleri Bakanlığı bütçesi sunumunda ‘demokrasi, adalet’ kelimelerine yer vermeyen Bakan Hakan Fidan’a muhalefetten tepki geldi. CHP’li Utku Çakırözer, “Tam 23 sayfa konuştunuz! Ama ağzından bir kez olsun ‘demokrasi’ kelimesi çıkmadı! Sadece 3 kez ‘hukuk’ dediniz! Onlar da Kıbrıs, Irak ve Keşmir için! Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletini hakim kılmadan, dünyada itibarlı, ulusal çıkarlarımızı koruyan bir dış politika oluşturulamaz!” dedi. Türk vatandaşlarının yaşadığı vize sorununa ilişkin çözüm üretilmemesini de eleştiren Çakırözer, “2016’da ''Vizesiz Avrupa'' diye gazetelere manşet attırdınız, 2025’te vatandaş ağzıyla kuş tutsa randevu alamıyor, vize alamıyor! Biz vatandaşın çilesi bitsin diyoruz ama siz bekliyorsunuz! Vize serbestisi getirecek 6 kriterin hayata geçme tarihini 2028 diye açıklıyorsunuz! Yani üç yıl daha ne umudunuz ne niyetiniz ne de çabanız var! Yazıktır bu millete çektirdiğiniz vize çilesine” dedi. “23 SAYFA KONUŞTUNUZ BİR KEZ ‘DEMOKRASİ’ DEMEDİNİZ” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’deki Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde Türkiye’de demokrasi ve hukuk alanında yaşanan ihlallere dikkat çekerek, konuşmasında ‘demokrasi ve adalet’ kelimelerine yer vermeyen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı eleştirdi. “Dünyada gerçek itibar, müreffeh bir ülke ve peşinde koştuğunuz başarılı bir dış politika için birinci şart, demokrasi ve hukuk devletidir!” diyen Çakırözer, şunları söyledi: “23 sayfalık konuşmanızda defalarca ‘güven’, ‘güvenlik’ kelimesi geçmekte ama hiç ağzınıza almadığınız bir kelime var ‘demokrasi!’ Demokrasi kelimesi konuşmanızda bir kez bile geçmiyor! Demokrasi geçmiyor ama hukuktan bahsediyorsunuz! Sadece 3 kez! Biri Keşmir, biri Kıbrıs, biri de Irak için. Peki ya Türkiye? Türkiye'de hukuksuzluk, adaletsizlik almış başını gidiyor. Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi’nin temel unsuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş ve Kavala kararlarını tanımıyorsunuz. Kendi Anayasa Mahkememizin Can Atalay, Tayfun Kahraman kararları uygulanmıyor. Tutuksuz yargılama esas olmasına rağmen Cumhurbaşkanı adayımız, parti genel başkanları, belediye başkanlarımız, gazeteciler, hak savunucuları, öğrenciler aylarca, yıllarca zindanlarda çürütülürken, basın özgürlüğünde 158'inci, organize suç yapılanmasında 183'üncü, kadın- erkek eşitliğinde 127'nci sırada, diplerde olurken ülkemiz, siz göğsünüzü gere gere Türkiye'nin itibarını koruyamazsınız!” “AB ÜYELİĞİNİ SAVUNMAK YERİNE AL VER İLİŞKİSİNDESİNİZ” Çakırözer, Bakan Fidan’ın bütçe sunumunda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecine değinmemesine de dikkat çekerek, “Televizyonlarda söylüyorsunuz, Cumhurbaşkanı sizi atadığında çağırıp ‘AB için elinden geleni yap’ demiş. Peki, sizin elinizden gelen bu mudur? Bugünkü konuşmanızda Türkiye'nin stratejik yönelimi olan ve kazanılmış hakkımız Avrupa Birliği üyelik sürecimizden bahis dahi etmemeniz kaygı vericidir” dedi. ''AB İlerleme Raporu''nun işinize gelen yanlarına ‘olumlu’ deyip demokrasi alanındaki eksiklikler sıralanınca, Cumhuriyet Halk Partisine yönelik yargı tacizleri sıralanınca ‘taraflı’, ‘ön yargılı’, ‘mesnetsiz’ diyerek hiçbir yere varamazsınız” diyen Çakırözer şöyle konuştu: “Temel önceliğimiz dediğiniz gümrük birliği de vize serbestisi de demokrasi ve hukuk devleti olmadan gerçekleşemez! Sadece konuşma metninizde bir iyi niyet olarak kalır. Alman Başbakanının sözlerine güveniyorsunuz ama o, Avrupa Birliği üyeliğinden bahsetmiyor! Diğerleri gibi günün koşullarına göre taleplerini karşılayacak bir Türkiye'yle ortaklık istiyor. Konuşmanızdan anladığım kadarıyla, siz de hakkımız olan üyeliği savunmak, şartlarını yerine getirmek yerine, bu al ver ilişkilerinden gayet memnunsunuz.” “İKİNCİ SINIF MUAMELE İKTİDARINIZIN BECERİKSİZLİĞİ” Yurt dışına gitmek isteyen Türk vatandaşlarının yaşadığı vize sorununu da gündeme getiren Çakırözer, “Milyonların vize sorununu çözmek için ne niyetiniz ne de çabanız var” dedi. Çakırözer şöyle konuştu: “Türkiye'nin dünyadaki itibarının göstergesi, Trump'ın ikide bir sırtınızı sıvazlaması değil vatandaşlığımızın yani pasaportumuzun değeridir! İnsanımızın yabancı ülkelerin konsolosluk kapılarındaki onurudur, değeridir. Bu yıl pasaportumuz 8 basamak daha geriledi. AB'ye aday olan tüm ülkeler, hatta savaş halindeki Ukrayna yurttaşları bile AB içinde serbest dolaşabilirken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ikinci sınıf muamele görmesi iktidarınızın beceriksizliğinin sonucudur. Bahsettiğiniz Cascade Sistemi sorunu çözmüyor!” “2016’DA ‘VİZESİZ AVRUPA’YDI! 2025’TE VİZE RANDEVUSU ALINAMIYOR” “2016'da ‘vizesiz Avrupa’ diye manşet attırmıştınız! 2026’da vatandaş ağzıyla kuş tutsa vize alamıyor, değil vize, randevu alamıyor! Çözüm belli, Avrupa Birliği'yle imzaladığınız anlaşmaya uymalısınız, uymalıyız. ‘6 kriter kaldı; yaparsanız bu sistem, vize serbestisi gelecek’ diyorlar. Biz muhalefet olarak haydi el ele verelim diyoruz, vatandaşın çilesi bitsin diyoruz ama siz bekliyorsunuz! Hatta kendi ulusal eylem planınızda o 6 kriterin hayata geçme tarihini 2028 diye açıklayabiliyorsunuz! Yani üç yıl daha ne umudunuz ne niyetiniz ne de çabanız var! Yazıktır bu millete çektirdiğiniz vize çilesine. Sadece elin yabancısı değil kendi insanımız bile vatandaşlığımıza değer vermiyor. İşte Almanya'da çifte vatandaşlık kanunu çıktı! 600 bin Türk, vatandaşlığı seçer diye plan yaptınız ama gerçekleşme 50 bini zar zor buldu mu bilmiyorum; rakamlar sizde. Hiç düşündünüz mü neden istemiyorlar vatandaşlığımızı, ay yıldızlı pasaportumuzu? Hiç düşündünüz mü neden kaçıyor gençlerimiz bu vatandan?” “ÖVÜNDÜĞÜNÜZ FORUMU ‘HUKUK YOK’ DİYE BOYKOT ETTİLER” Çakırözer, Antalya Diplomasi Forumu'nun Türkiye’nin diplomasi alanındaki prestijini pekiştirdiğini ve görünürlüğüne önemli katkı sağladığını belirten Bakan Fidan’a, İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğu nedeniyle Antalya Diplomasi Forumu’nu boykot eden ülkeleri hatırlattı. “Ülkemizde yaşanan diplomasi yoksunluğu bu yılki yapılan foruma damgasını vurdu” diyen Çakırözer, “Cumhurbaşkanı adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hukuksuzca zindana atılması ve sonrasında milyonların katılımıyla birlikte birçok yabancı katılımcı bu forumu boykot etti. Yani Türkiye'nin içerideki problemleri içinde dışarıdaki problemleri için de demokrasi olmazsa olmazdır ama sizin sergilediğiniz perspektif tamamen demokrasiden yoksun bir bakıştır. Her alanda demokrasi ve hukuk devletini hâkim kılmadan dünyada itibar gören, ulusal çıkarlarımızı koruyan bir dış politikanın oluşturulması mümkün değildir. Çözüm, çıkarlarımızı, itibarımızı, onurumuzu korumaktan aciz bu iktidarın derhal millet eliyle değiştirilmesinden geçmektedir” dedi.

CHP'li Çakırözer: "Gençler İradesine Sahip Çıktığı İçin Yargılanıyor" Haber

CHP'li Çakırözer: "Gençler İradesine Sahip Çıktığı İçin Yargılanıyor"

TBMM’deki İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde muhalefet İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan protestolardaki polis şiddetini gündeme getirerek, Bakan Yerlikaya’ya “Gençler iradesine sahip çıktığı için yargılanıyor ama şiddet soruşturmalarında milim ilerleme yok” dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Eskişehir’deki protestolara katılan gençlere yönelik polis şiddeti görüntülerini gündeme getirerek, “19 Mart sivil darbesi sonrası iradesine sahip çıkmak için sokağa çıkan evlatlarımıza yapılanlar, hakkını aradı diye evlatlarımızı polise copla dövdürmek mi sizin proaktif politikanız! Eskişehir’de Ali Efe Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na özgürlük istedi diye bu hafta hakim karşısına çıkacak ama hukuksuz talimatınızla ona uygulanan polis şiddetine ilişkin soruşturmada bir milim dahi ilerleme yok” dedi. Çakırözer, siyasetçilere ve gazetecilere yönelik şafak baskınlarını da gündeme getirerek, “Belediye başkanlarımıza, gazetecilere, sanatçılara şafak operasyonlarıyla algı yaratıyorsunuz, itibar suikastı yapıyorsunuz! Sonra da ‘Gözaltına almadık, mevcutlu ifadeye götürdük’ diyorsunuz. Mevcutlunun gözaltından ne farkı var, hangi kanuna göre alıp götürüyorsunuz?” dedi. “KÖTÜ MUAMELENİN, ŞİDDETİN BAŞ SORUMLUSUSUNUZ!” TBMM’de İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası millet iradesine sahip çıkmak için Saraçhane ve Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda hakkını arayan gençlere yönelik polis şiddeti ile siyasetçilere, gazetecilere şafak baskınları gündem oldu. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Ekrem İmamoğlu protestolarında gözaltına alınan ve polis şiddetine maruz kalan gençlerin durumunu dile getirdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bütçe konuşmasındaki, ‘Asayiş yalnızca suçla mücadele değil, toplumun vicdanında güvenin daim kılınmasıdır, kamu düzeninin hukukla inşasıdır. Her vatandaşın evinde, sokağında huzurla nefes alabilmesidir’ açıklamasına dikkat çeken Çakırözer, “Sizin yönettiğiniz bakanlıkta ve onun güvenlikle ilgili birimlerinde durum hiç böyle değil. Siz ve diğer yöneticilerin haksız hukuksuz talimatları nedeniyle bunlardan bazılarının vatandaşlara yönelik kötü muamelelerinin ve vahim insan hakları ihlallerinin baş sorumluluğunun sizlere ait!” dedi. CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın ablukaya alınmasında yaşananları da hatırlatan Çakırözer, “İstanbul'da İl Başkanlığımızın 5 bin polisle ablukaya alınması, vatandaşlarımıza ve onların vekillerine gaz sıkılması, darp edilmesi hem büyük hukuksuzluktur hem de bu Gazi Meclisin saygınlığına gölge düşüren bir büyük utançtır” dedi. “GENÇLER HAKİM KARŞINDA, ŞİDDETE SORUŞTURMA İLERLEMİYOR!” Çakırözer, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğu sonrası iradesine sahip çıkmak için sokağa çıkan gençlere yönelik polis şiddetine dikkat çekerek, Eskişehir’de İmamoğlu protestolarına katılan gençlere yönelik şiddet fotoğraflarını komisyonda gösterdi. Çakırözer şöyle konuştu: “Ağır çalışma koşullarına, özlük haklarındaki adaletsizliklere rağmen yurdun dört bir yanında özveriyle görev yapan yüzbinlerce polisimize, jandarmamıza, diğer güvenlik görevlilerine fedakarca çalışmaları için teşekkür ederim. Ancak siz ve diğer yöneticilerin haksız hukuksuz talimatları nedeniyle bunlardan bazılarının vatandaşlara yönelik kötü muamelelerinin ve vahim insan hakları ihlallerinin baş sorumluluğu sizlere ait! İşte 19 Mart Darbesi sonrası Eskişehir'de üniversite öğrencisi Ali Efe arkadaşlarıyla birlikte hakkını aradı diye gözaltına alındı. Gözaltı sürecinde polislerce darp edildi. O gece hastaneye götürüldüğünde vücudunda morluklar ortaya çıktı! Fotoğrafları burada! Ali Efe Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na özgürlük istedi diye bu hafta hakim karşısına çıkacak ama ona uygulanan polis şiddetine ilişkin soruşturma bir milim dahi ilerlemiyor.” “CİNAYET Mİ İŞLEDİLER, ÇETE Mİ KURDULAR?” “Sadece Ali Efe'ye değil, o dönemde İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, ülkenin farklı şehirlerinde gençler, kadınlar, yurttaşlar maalesef polis şiddetiyle, biberle, gazla, copla, şiddetle susturulmak istendi. Bu çocuklar ne yaptılar? Cinayet mi işlediler, çete mi kurdular? Gözüne, ağzına biber gazı sıkacak, tekme tokat orantısız güç kullanacak kadar öfkelenmeniz için ne yaptılar?” “HAKAN TOSUN İÇİN NE YAPTINIZ!” Çakırözer, Türkiye’de gazetecilere, siyasetçilere yönelik şafak operasyonlarını ve gözaltıları da eleştirerek, ‘sokak ortasında dövülerek öldürülen gazeteci aktivist Hakan Tosun için ne yaptınız’ diye de sordu. Çakırözer, “Sokak ortasında dövülerek öldürülen aktivist belgeselci Hakan Tosun için ne yaptınız? Ölümü üzerinden bir ay geçti, ailesi, gazeteciler, meslektaşları, hak savunucuları Hakan Tosun'un akıbetini soruyor ama Emniyet, Bakanlık hepsi sessiz!” dedi. “Ülkenin seçilmiş belediye başkanlarını, gazetecileri, sanatçıları, hak savunucularını, bürokratları yani çağırıldığında emniyete, adliyeye gidip ifade verebileceği insanları şafak baskınlarıyla, terörle mücadele ekipleriyle gözaltına aldırıyorsunuz! İtibar suikastı, algı operasyonu yapıyorsunuz ” diyen Çakırözer şunları söyledi: “ŞAFAK BASKINLARIYLA İTİBAR SUİKASTI” “İşte gazeteci Ercüment Akdeniz’in gözaltına alınma süreci ibretlik! Akdeniz, 247 gün haksız, hukuksuz tutuklu kaldı. Kendisi nasıl gözaltına alındığını açıklıyor gazetecilere. ‘Her sabah 5.30'da işe gitmek için evden çıkıyorum. 18 Şubat’ta, aynı saatte evden çıktığımda apartmanın önünde sivil polisler vardı, beni bekliyorlarmış! Oğlum avukat, onunla görüşeyim dedim 'Hayır.' dediler. Saat altı gibi eve baskın yapılacağı söylendi. Eşim tansiyon hastası, yanımda anahtar var, ya ben açayım ya siz açın dedim, dinlemediler. Özel harekât birimi gelince baskın aşamasına geçildi. Levyeyle kapıya vurdular, şok baskın yaptılar, bunu da kamerayla kayda aldılar.’ Bu ne demek Sayın Bakan? Gözaltı işlemini bir güvenlik operasyonu görüntüsüne büründürerek kamuoyu algısını manipüle etmek değil mi? Bu yaptığınız tamamen keyfîdir, gözdağıdır, algı yönetimidir, itibar suikastıdır. Gazeteciliği kriminalize etmenin, muhalif sesi susturmanın, topluma gözdağı vermenin adıdır.” “KİMİN TUTUKLANACAĞI, SERBEST KALACAĞI İFADE VERMEDEN BELLİ” Çakırözer, gazetecilere yönelik gözaltılarda yaşanan ihlallere de dikkat çekerek, “mevcutlu ifade” söylemini de eleştirdi. Çakırözer, “Nisan ayında Timur Soykan, Murat Ağırel, geçtiğimiz hafta Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç, Soner Yalçın, Batuhan Çolak hepsine aynı işlem yapıldı. Sonra da ‘Gözaltına almadık, mevcutlu ifadeye götürdük’ diyorsunuz. Mevcutlunun gözaltından ne farkı var, hangi kanuna göre alıp götürüyorsunuz? Madem gözaltı işlemi yok ‘Şimdi uygun değilim, iki saat sonra gelirim’ desen zorla götürmeyecekler mi? Bir de ‘Savcı ifadenizi alıp bırakacak’ diyor polis! Kimin tutuklanacağı, kimin serbest kalacağı, kimin denetimli serbest kalacağı, kime yurt dışı çıkış yasağı verileceği bile ifade vermeden belli. Bu nasıl böyle olabiliyor?” diye konuştu.

CHP'li Çakırözer: "Çiftçi Yorgun, Çaresiz, Bıkkın!" Haber

CHP'li Çakırözer: "Çiftçi Yorgun, Çaresiz, Bıkkın!"

Alpu Ovası’nda soğanı tarlada kalan üreticilerin mağduriyeti devam ederken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Meclis’te çiftçiye destek istedi. Çakırözer, “Eskişehir'de Alpu Ovamızda 40 bin ton soğan depoya, pazar tezgahına gidemeden tarlada kaldı. Çiftçi soğanını hasat yaptı, çuvalladı ama müşteri yok. Çiftçi yorgun, çiftçi çaresiz, çiftçi bıkkın. Artık üreticinin, çiftçinin feryadını duyun. Bu ülke için, üreten, sofralarımız için alın teri döken çiftçimizin yanında olun, hakkını verin” dedi. 40 BİN TON SOĞAN TARLADA KALDI İktidarın tarım politikaları çiftçiyi mağdur etmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda alınan ithalat kararlarıyla soğanı depolarda çürümeye terk edilen üreticilerin bu yılki hasadı da tarlada çuvallarda kaldı. Eskişehir’in Alpu Ovası’nda yaklaşık 40 bin ton soğan tarlada kalırken, CHP Milletvekili Utku Çakırözer soğanı tarlada kalan çiftçilerin mağduriyetini Meclis gündemine taşıdı. Çiftçinin soğanının depoya, Pazar tezgahına gidemeden tarlada kaldığını söyleyen Çakırözer, Meclis’te Tarım Bakanı ve iktidar yöneticilerine seslenerek, “Çiftçi yorgun, çiftçi çaresiz, çiftçi bıkkın. Artık üreticinin, çiftçinin feryadını duyun. Bu ülke için, üreten, sofralarımız için alın teri döken çiftçimizin hakkını verin” çağrısını yaptı. “ÜRETEN ÇİFTÇİNİN FERYADINI DUYUN, HAKKINI VERİN” Eskişehir’in Alpu Ovası’nda yaklaşık 40 bin ton soğanın tarlalarda kaldığını belirten Çakırözer, TBMM’de şunları söyledi: “Eskişehir'de, ülkemizin dört bir yanında eli nasırlı çiftçilerimiz geleceğini görmeden üretmeye devam ediyor. Soğan ekiyor, patates, mısır, pancar ekiyor, hasadını yapıyor ama sonu hep hüsran. Geçen yıl Mısır'dan, Özbekistan'dan ithal soğan yüzünden yerli soğan depoda çürümeye terkedilmişti, bu yıl da durum farksız. Eskişehir'de Alpu Ovamızda 40 bin ton soğan tarlada kaldı; depoya, pazar tezgahına gidemeden tarlada kaldı, hasat yapıldı, çuvalladı ama müşteri yok. Çiftçi yorgun, çiftçi çaresiz, çiftçi bıkkın. Artık üreticinin, çiftçinin feryadını duyun. Bu ülke için, üreten, sofralarımız için alın teri döken çiftçimizin yanında olun, hakkını verin.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.