SON DAKİKA
Hava Durumu

#Utku Çakırözer

Porsuk Haber Ajansı - Utku Çakırözer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Utku Çakırözer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP’li Çakırözer Eskişehir Otogarı’nda Dert Dinledi Haber

CHP’li Çakırözer Eskişehir Otogarı’nda Dert Dinledi

Artan maliyetler, otobüs bilet ücretlerindeki pahalılık vatandaşın bayram seyahatini vurdu. Eskişehir’den Van’a, Iğdır’a, gidecek 4 kişilik bir ailenin bayram seyahati en düşük emekli maaşı olan 14 bin lirayı geçti. CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in Eskişehir Otogarı’nda dinlediği şehirlerarası otobüs firması çalışanları, “Her geçen gün işler düşüyor. Ramazan Bayramı’ndaki işler şimdi yok. Çünkü vatandaşın bilet alacak parası yok. Eskiden ek sefer koyardık, şimdi otobüsler dolmuyor” dedi. Vatandaşlar artan bilet ücretlerinden dert yanarken, bir firma çalışanı Eskişehir’den Van’a gidecek 5 kişilik bir ailenin sadece bilet ücreti masraflarına ilişkin CHP’li Çakırözer’e yaptığı hesaplamada, “Eskişehir’den Van’a bir bilet 2 bin 500 lira. 5 kişilik bir aile bilet alsa 12 bin 500 lira yapıyor. Gidiş geliş 25 bin lira! Yemeği, molası 30 bin lirayı bulur. 30 bin liraya maaş alamıyor insanlar. Söyleyecek bir şey yok” dedi. Memleketine giden bir üniversite öğrencisi ise, “Aldığımız öğrenci kredisi 3 bin lira. Gidiş geliş bilet ücreti 3 bin 600 lira. Burs, kredi bilet ücretlerini karşılamıyor” dedi. CHP’li Çakırözer, “Artık vatandaşın bayram kavuşmaları da hayal oldu” dedi. BİLET SATAN DA BİLET ALAN DA DERTLİ CHP Milletvekili Utku Çakırözer Kurban Bayramı öncesi Eskişehir Otogarı’nı ziyaret ederek hem otobüs firmalarını hem de bayram için memleketine gidecek yurttaşları dinledi. Otobüs firması çalışanları akaryakıt zamları ve artan maliyetlerden dert yanarken, yüksek bilet ücretleri nedeniyle koltukların boş kaldığını söyledi. Eskişehir’den memleketine bayram ziyaretine gidecek yurttaşlar da artan bilet ücretlerine sitem etti. Otogar esnafı ise, otogara gelen yolcuların artık sadece zaruri ihtiyaçlarını alabildiğini, eski işlerinin olmadığını söyledi. “5 KİŞİLİK AİLENİN MASRAFI 30 BİN LİRA” Eskişehir’den Hatay’a, Van’a, Iğdır’a gidecek 4 kişilik bir ailenin gidiş dönüş bilet ücreti 20 bin lirayı geçerken CHP’li Çakırözer’e Eskişehir’den Van’a gidecek 5 kişilik bir ailenin bilet hesaplamasını yapan bir firma çalışanı Muhammet Turan şunları söyledi: “Vatandaş bayramda memleketine gidemiyor. Nasıl gitsin? Van’a gidecek bir kişinin bileti 2 bin 500 lira. 5 kişilik bir aile Van’a gitse 12 bin 500 lira yapıyor. Gidip geri dönse 25 bin lira. Yemeği, molası 30 bin lirayı bulur. 30 bin liraya maaş alamıyor insanlar. Söyleyecek bir şey yok.” “BİLET ÜCRETLERİ YÜZDE 50 ARTTI” Eskişehir’deki yurttaşların bu bayramda en çok Akdeniz bölgesine seyahat ettiğini söyleyen başka bir firma yetkilisi de Çakırözer’e şunları anlattı: “Bu bayramda insanlar en çok Akdeniz’i tercih ediyor. Şu anda Eskişehir’den Antalya’ya bilet ücreti 930 lira. Bundan 15 gün önce 610 liraydı. Geçen yıl 500 lira civarlarıydı. 4 kişilik bir aileyi 930 liradan Antalya’ya göndersem 3 bin 720 lira. Dönüş de ekleyince 7 bin 500 lira. Yolda yiyecekleri hariç. 7 saatlik yola çıkıyorsunuz. Onları da ekleyince 8 bin 500 lira oluyor. İnanılmaz pahalı. Çanakkale 800-900 lira. Geçen ay farklıydı 750 liraydı. Şimdi bayram farkı koydular. Hemen hemen yüzde 50 zam yaptılar ama bunu da yapmak zorundalar çünkü her yerin fiyatı arttı. Eski bayramlar gibi değil, hiçbir şey eskisi gibi değil. Eskiden 5, 6 araba perondan arka arkaya kaldırırdık. Şimdi öyle bir şey kalmadı. Çünkü insanlarda para yok.” Geçen yıl ki işlerinin olmadığını söyleyen firma çalışanı, “Geçen yıl yazın yaz olduğunu anlamadık. Kış gibi geçirdik yaz dönemini. Bu sene de aynı olacak diye duyuyoruz. Çünkü arabalarda hiç hareketlilik yok. Bizim de gelirimiz ona göre düşüyor, primimiz düşüyor. Otobüste ne kadar çok yolcu olursa bizim de gelirimiz o kadar çok oluyor. Mesela burada 3 kişi çalışıyoruz otobüs sayısı düşünce çalışan sayısını da azaltıyorlar, 2 kişiye bazen tek kişiye düşüyor. Hepsi birbiriyle bağlantılı” dedi. “RAMAZAN BAYRAMI’NDAKİ İŞLER ŞU ANDA YOK!” “Vatandaş daha çok internetten alıyor. Nakit yok hep kartla alıyor. Parası olmayan gitmiyor. Eskişehir’den Siirt bin 800 lira, Iğdır 2 bin 300 lira” diyen otogar çalışanı İsmail Yılmaz da Çakırözer’e şöyle dert yandı: “Vatandaş gidemiyor. Milletin gücü yok. Maliyetler çok yükseldi. Hepsi birbirine bağlı. Mazot artıyor, ikram artıyor, maliyetler artıyor, ücret de artıyor. Mesela Ramazan Bayramı’ndaki iş şu an Kurban Bayramı’nda yok. Geçen seneki işten bu yıl hiçbir şey yok. Ek sefer yok, arabalar zor doluyor. Adana bin 100 lira, Hatay bin 500 lira. Bir bilet 2 bin 500 lira. 22 saatlik yola gidiyorlar. 4 kişi olsa 10 bin lira, dönüşü de ekleyince 20 bin lira yapıyor. Geçen yıl Çorum’a 800 liraya gönderiyorduk. Bu yıl bin 100 lira. İnsanların geliri yok. Emekli, öğrenci geliri yok. Aldığı emekli maaşı 14 bin lira. Ev kirası mı verecek, çocuk mu okutacak, bayrama hazırlık mı yapacak? Emeklinin gelirini aşıyor.” “22 SAAT YOL GİDİYORUZ, İNSANLAR YEMEĞİNİ YANINDA GETİRİYOR” Eskişehir’den Şırnak’a giden bir otobüs şoförü de “Eskişehir’den Şırnak’a bin 500 lira. Geçen yıl ile bu yıl arasında vergi çok arttı. Yazıhaneye 160 bin lira vergi gelmiş. Otobüsler boş gidiyor. İnsanlarda para yok. 22 saat yol gidiyoruz İnsanlar inip bir şey almıyor! İnsanlar artık yemeğini yanında getiriyor” dedi. “ÖĞRENCİ KREDİSİ BİLET MASRAFINI KARŞILAMIYOR” Eskişehir’den memleketine gidecek bir üniversite öğrencisi de şunları söyledi: “Osmangazi Üniversitesi’nde iktisat okuyorum. Bilet ücreti bin 800 lira. Gidiş dönüş 3 bin 600 lira yapıyor. Aldığımız kredi ise 3 bin lira. Yanımıza otobüste yemek için bir şeyler aldık onlar da yüz lira tuttu. Burs, kredi git gel bilet ücretine yetmiyor. Otobüs biletleri uçak biletleriyle yarışıyor” dedi. “VATANDAŞ SADECE ZARURİ İHTİYAÇLARINI ALABİLİYOR” 30 yıldır otogarda esnaflık yapan bir yurttaş da eski işlerinin kalmadığını dile getirerek şunları söyledi: “Eskiden bayrama 15 gün kala hareketlilik başlardı. Buralar dolup taşardı. Şimdi hepsi bitti. Şu an bir stant koyuyoruz met helvası, pişmaniye alan yok. Alamıyor vatandaş çünkü kısıtlı bütçe ile seyahat ediyor. Biletini alıyor, zaruri ihtiyacını alabiliyor. Oda su ve simit. Eskisi gibi satışlar yok. Hep kart, nakit de yok. Bizi de etkiliyor. Yolcu da olmayınca iş yapamıyoruz. Yapacak bir şey yok. Yolcu da haklı bilet pahalı, yiyecek pahalı, her şey pahalı. Eskiden yolcular giderken met helvası alırdı şimdi alan yok.”

CHP’li Çakırözer: "Vatandaş Ağzıyla Kuş Tutsa O Vizeyi Alamıyor!" Haber

CHP’li Çakırözer: "Vatandaş Ağzıyla Kuş Tutsa O Vizeyi Alamıyor!"

TBMM’de milyonların yaşadığı vize çilesine ilişkin konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Vize kuyruklarında aşağılanan, reddedilen vatandaşımız Kapıkule'den dışarı çıkamıyor! Tam 72 ülke vatandaşımızdan vize istiyor. İstiyor ama vatandaş ağzıyla kuş tutsa o vizeyi vermiyor” dedi. “Dünyada tam 1 milyar 400 milyon insan Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz seyahat edebiliyor! Ama 86 milyon Türk hariç! Niçin böyle?” diye soran Çakırözer, “Bu iktidarın içte beceriksiz, dışta basiretsiz politikaları yüzünden. İçeride yasaklar, öğrenciye, TÜSİAD Başkanına, hukukçuya, gazeteciye yurt dışına çıkış yasak. Diğer yanda, açlık, yoksulluk, işsizlik. Dışarıda ise ulusal çıkar yerine koltuğunu koruma derdine düşmüş bir aciz iktidar” dedi. “1 MİLYAR 400 MİLYON İNSAN GİDİYOR, 86 MİLYON TÜRK GİDEMİYOR” Milyonlarca Türk vatandaşının yaşadığı ‘vize sorunu’ TBMM’de yeniden gündeme geldi. TBMM Genel Kurulu'nda muhalefet tarafından verilen vize sorununun araştırılması önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedilirken, önerge görüşmelerine CHP adına konuşan Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Vize kuyruklarında aşağılanan, reddedilen vatandaşımız Kapıkule'den dışarı çıkamıyor. Tam 72 ülke vatandaşımızdan vize istiyor, istiyor ama vatandaş ağzıyla kuş tutsa o vizeyi vermiyor” dedi. Yurt dışına gitmek isteyen Türk vatandaşlarına yaşatılan vize çilesinin 23 yıllık AKP iktidarının ülkenin itibarını, onurunu, pasaportun değerini nasıl korumadığının en somut kanıtı olduğuna dikkat çeken Çakırözer, şunları söyledi: “Dünyada tam 1 milyar 400 milyon insan Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz seyahat edebiliyor! Ama 86 milyon Türk hariç! 61 ülke arasında Honduras'tan tutun dibimizdeki Gürcistan'a, işgal altındaki Ukrayna'ya kadar herkese giriş serbest, Avrupa Birliği’ne aday ülkelerin hepsinin vatandaşlarına serbest, birine yasak! Kim o biri? Tabii ki Türkiye. Niçin böyle? Bu iktidarın içte beceriksiz, dışta basiretsiz politikaları yüzünden. İçeride yasaklar, öğrenciye, TÜSİAD Başkanına, hukukçuya, gazeteciye yurt dışına çıkış yasak. Diğer yanda, açlık, yoksulluk, işsizlik. Dışarıda ise ulusal çıkar yerine koltuğunu koruma derdine düşmüş bir aciz iktidar. Sonucu ortada, vize kuyruklarında aşağılanan, reddedilen vatandaşımız Kapıkule'den dışarı çıkamıyor. Tam 72 ülke vatandaşımızdan vize istiyor, istiyor ama vatandaş ağzıyla kuş tutsa o vizeyi vermiyor.” “BU REZALETE NEDEN BİR ÇARE BULMUYORSUNUZ?” Türk vatandaşlarına yaşatılan vize çilesine ilişkin basında yer alan haberlerden örnekler veren Çakırözer, öğrencilerden sporculara, akademisyenlerden iş insanlarına vize başvurusu reddedilen vatandaşlara yaşatılan mağduriyetleri sıraladı. Çakırözer, “İşte, birkaç başlık gazetelerden: ‘Ürün fuarda, patron yok!’ Türk iş insanına Almanya'da vize çıkmadı, stantları akrabalar bekledi. ‘İtalya'da üniversite kazandılar ama okullarına gidemediler.’ ‘Polis memuru damat kendi düğününe katılamıyor.’ ‘Dünya şampiyonu Türk sporcuya Macaristan'dan vize ayıbı. Avrupa Şampiyonasına katılamadı!’ ‘Ünlü doktora Kanada'dan vize engeli. Kongredeki görevine gidemedi! Ve sonuncusu: Dün Athena'nın Londra konseri vize engeline takıldı. Bu öğrenciler, sanatçılar, bilim insanları, iş insanları hepsi bizim insanımız, hepsi yüz akımız, gururumuz onlara yapılan bu ikinci sınıf insan muamelesi ayıp değil mi, yazık değil mi? Niye bu rezalete bir çare bulamıyorsunuz?” diye konuştu. “ÜLKEMİZİN İTİBARINI, VATANDAŞIN ONURUNU BİZ KORUYACAĞIZ” “4 milyon Suriyeliyi Türkiye'de tutarken ‘2016'da vizesiz Avrupa’ diyordunuz, hani nerede?” diye soran Çakırözer, şunları söyledi: “Bu kürsüden kaçıncı çağrımız? Ya siz çözün ya gelin birlikte çözelim diyoruz çünkü vatandaş mağdur ama sizin umurunuzda değil umurunuzda olsa işte buyurun, tam sırası kuralım komisyonu birlikte çözelim bu meseleyi ama hayır, yapmazsınız, yapamazsınız. O zaman bırakacaksınız, biz çözeceğiz; ülkemizin itibarını da vatandaşımızın onuru da bizim iktidarımız koruyacak, gençlerimiz ülkeden kaçmayacak, bu ülkede iş insanımızın, sanatçımızın, sporcumuzun, tüm vatandaşlarımızın pasaportu saygın ve değerli olacak.”

Çakırözer: "TRT 19 Mart Sivil Darbesinin Medya ve Yargı Ayağı Oldu!" Haber

Çakırözer: "TRT 19 Mart Sivil Darbesinin Medya ve Yargı Ayağı Oldu!"

TBMM’de konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TRT’de Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna ilişkin ‘masumiyet karinesini’, ‘soruşturmanın gizliliğini’ ihlal eden yayınları ‘yargısız infaz’ olarak değerlendirerek, “Her şeyini halkın finanse ettiği bu TRT şimdi olmuş 19 Mart sivil darbesinin medya ve yargı ayağı! Kamu yayıncısı tarafsız olmalıymış, masumiyet karinesiymiş, soruşturmanın gizliliğiymiş hiçbiri umurlarında değil! Varsa yoksa İmamoğlu düşmanlığı! Yapılan yayınlara bakıyorsunuz, düpedüz yargısız infaz! Ortada iddianame dahi yok ama TRT cezayı kesmiş, ‘uzun yıllar yatacaklarmış’. Ne bir TRT yöneticisi ne bir iktidar yönetici çıkıp ‘Arkadaşlar, siz ne yapıyorsunuz? Ayıptır, günahtır, suçtur’ demiyor, diyemiyor! Çünkü TRT'nin uzaktan kumandası sarayda” dedi. Tutuklu İBB Başkanı ve muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargılanmasının TRT’den canlı yayınlanması çağrısı yapan Çakırözer, “Eğer bu TRT AKP'nin borazanı olmadıysa, azıcık ar damarı varsa o zaman çıkın Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun yargılamasını TRT'den canlı verin” dedi. BÜTÇESİNİN YÜZDE 90’I MİLLETTEN: 20 YILDA 510 MİLYAR TOPLADI TRT ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği düzenlemelerin yer aldığı Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri TBMM Genel Kurulu’nda başladı. Görüşmelerde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TRT bütçesinin vatandaşın vergilerinden oluştuğuna dikkat çekerek muhalefete temsilcilerinin konuşmalarına yer verilmeyen yayınları eleştirdi. Çakırözer tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargılamalarının TRT’den canlı yayınlanması çağrısını yeniledi. TRT’nin bütçesinin yüzde 90’ının milletin vergilerinden karşılandığını dile getiren Çakırözer, “Bütçesini millet veriyor, AKP'lisi, CHP'lisi, partilisi, partisizi 86 milyonun vergileriyle maaşlar ödeniyor, yayınlar hazırlanıyor. Genel Müdür Komisyonda övünüyor: ‘Üç yılda gelirimiz yüzde 692 arttı’ diye. Evet, arttı, nasıl arttı? Cebimizdeki telefondan yüzde 12, evimizdeki televizyondan, radyodan yüzde 16, masadaki bilgisayarımızdan yüzde 4, kolumuzdaki saatten yüzde 16, arabamızdaki radyodan, traktörde de varsa radyodan yüzde 1 TRT'ye bandrol gidiyor. 20 yılda toplam 510 milyar lira gitmiş. 4 kişilik bir aileden TRT'ye kesilen para tam 20 bin lira. Daha da üstüne bir de vatandaştan ekstra ücret alıyorlar Tabii adında kurdukları dijital platformu izlesin diye. Ayıptır, ayıp!” dedi. “BİLİMSEL RAKAMLARINIZ NEYMİŞ ÇIKIN AÇIKLAYIN” “Her şeyini halkın finanse ettiği bu TRT şimdi olmuş Tayyip Erdoğan radyosu televizyonu, sarayın borazanı, AKP'nin yayın organı” diyen Çakırözer, şunları söyledi: “Açın bakın, TRT'nin hiçbir yayınında muhalefetin açıklamaları, ismi dahi yok. Seçim dönemi adaletsizlik arşa değdi. Erdoğan ve adaylarına sonsuz süre tanınırken CHP'ye, İYİ Partiye, DEM'e bırakın saati dakikayla, saniyeyle yer yok. Yetmedi, hiçbir gerçekliği olmayan videoları yayınlayarak yalana dolana alet oldu bu TRT. Seçim günü bile hukuku çiğneyerek partizanca taraflı yayın yaptılar. Seçimler bitti, CHP olarak Türkiye'nin 1'inci partisi olduk ama bakıyorsunuz, AKP'nin, MHP'nin grup toplantıları tam tamına verilirken Genel Başkanımıza üç beş dakika yer zorla veriliyor. TRT Genel Müdürü çıkmış ‘Bu rakamlar bilimsel değil’ diyor. Çıkın açıklayın o zaman bilimsel rakamlarınızı ama açıklayamazsınız çünkü öyle bir rakam yok, arada uçurum var, uçurum.” “19 MART DARBESİNİN MEDYA VE YARGI AYAĞI” TRT’nin 19 Mart sivil darbesinin hem medya hem de yargı ayağı haline getirildiğine de dikkat çeken Çakırözer, şöyle konuştu: “Kamu yayıncısı tarafsız olmalıymış, masumiyet karinesiymiş, soruşturmanın gizliliğiymiş; hiçbiri umurlarında değil! Varsa yoksa İmamoğlu düşmanlığı. Açın TRT'yi, alt yazılara bakın; ‘İBB para çarkı nasıl işledi?’, ‘Usulsüz yapıya kullanım izni’, ‘İşte, ele geçirilen paralar’, ‘Rüşvet çarkı kurdular’ Yapılan yayınlara bakıyorsunuz, düpedüz yargısız infaz. Diyor ki programdaki konuk: ‘Bunlar çete, bunlar mafya, uzun yıllar hapiste olmaları gerekir’ Ortada iddianame dahi yok ama TRT cezayı kesmiş, uzun yıllar yatacaklarmış. Ne bir TRT yöneticisi ne bir iktidar yönetici çıkıp ‘Arkadaşlar, ne yapıyorsunuz? Ayıptır, günahtır, suçtur’ demiyor, diyemiyor çünkü TRT'nin uzaktan kumandası sarayda.” “AVUKATLARIN CEVAP HAKKINI KULLANDIRIN” “Hadi bu yayınları yaptınız, bari en temel hak, cevap hakkını kullandırın, avukatlarının yanıtlarını yayınlayın. Onu da yapmıyorsunuz. Masumiyet karinesi aşılmış, soruşturmanın gizliliği ihlal edilmiş, kimin umurunda? TRT Genel Müdürü çıkmış ‘Cumhurbaşkanımızın her saniyesini canlı veririm’ diyor. Tamam, ver ama bizi de ver. Genel Başkanımız millet iradesinin gasp edilmesine karşı Anadolu'da haftada iki gün, 100 binlerin katıldığı miting düzenliyor; işte, yarın Silivri'deyiz, 19 Mayıs’ta İzmir’deyiz. Hangisini veriyor bu TRT? Bu mitinglerin kaç dakikasını yayınladınız? Türkiye'nin 1'inci partisinin liderinin mitingleri, oradaki milyonların adalet ve hukuk arayışının İmamoğlu'na özgürlük çığlığının hiç mi haber değeri yok bu TRT için, bu millet için?” “İMAMOĞLU YARGILAMALARINI TRT’DEN CANLI VERİN” “Eğer bu TRT sarayın, AKP'nin borazanı olmadıysa, azıcık ar damarı varsa o zaman çıkın Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun yargılamasını TRT'den canlı verin. Zerre vicdanınız, ahlakınız kaldıysa bu yargılamayı canlı yayından verin. ‘Hodri meydan!’ diyoruz ve şunu da buraya yazıyoruz: Tayyip Erdoğan'ın radyo televizyonuna dönen bu TRT'nin hukuk devletini, adaleti, demokrasiyi yok sayan, tarafsızlığı unutan, bir partinin propaganda aletine dönüşen yayın politikasının, yapılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin hesabını er ya da geç yargı önünde soracağız.”

Aramızda Kalsın, Aracısız Lezzetler Üretici Marketlerde Haber

Aramızda Kalsın, Aracısız Lezzetler Üretici Marketlerde

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile birlikte, Bağlar Üretici Marketi ve Çocuk Hakları Birimi’ni ziyaret etti. Üretici marketlerde aracısız hizmet sunulduğunu belirten Başkan Ünlüce, “Türkiye’nin dört bir yanından 30’dan fazla kooperatifi destekliyoruz.” dedi. İlk olarak Üretici Marketi’ni ziyaret eden Başkan Ünlüce ve Milletvekili Çakırözer, markette satışı yapılan yerel ürünleri inceledi. Satışa sunulan ürünler hakkında görevli personelden bilgi alarak, özellikle geçtiğimiz günlerde satışa sunulan 5 litrelik Dorlion zeytinyağı satışı hakkında bilgi aldılar.   Başkan Ünlüce, üretici marketlerin yerel üreticiyi destekleyen kooperatif ile vatandaşlar arasında önemli bir köprü işlevi gördüğünü vurgulayarak, “Aramızda kalsın, aracısız lezzetler Üretici Marketlerimizde! Üretici Marketlerimizde, Türkiye’nin dört bir yanından 30’dan fazla kooperatifi destekliyoruz. Marketlerimizde, vatandaşlarımızın kendi markamız olan Dorlion zeytinyağına gösterdiği ilgi de mutluluk verici.” dedi. Ürün çeşitliliğinin artırılmasının ve yerel üreticilerin desteklenmesinin, hem ekonomik hem de sosyal faydalar sağladığını dile getirdi. Ziyaretin ikinci durağı ise Çocuk Hakları Birimi oldu. Burada çocuklarla sohbet eden Ünlüce ve Çakırözer, birimin faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Çocukların yaşam hakları ve refahı konusunda yapılan çalışmaların önemine değinen Başkan Ünlüce, çocukların toplumun geleceği olduğunu belirterek, onların haklarının korunması ve iyileştirilmesi için her zaman daha fazla çaba sarf edeceklerini ifade etti. Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Ünlüce ve Çakırözer, Eskişehir'in yerel üretim ve çocuk hakları konularında gösterdiği duyarlılıkla örnek olmaya devam edeceğini belirtti.

TRT’de 19 Mart’tan Bu Yana Millet İradesine Linç Var Haber

TRT’de 19 Mart’tan Bu Yana Millet İradesine Linç Var

TBMM Kit Komisyonu’nda TRT’nin Sayıştay raporu ve mali tabloları görüşmelerinde, kamu yayıncısı TRT’nin tarafsızlığı ve yayın ilkelerindeki sapma tartışma konusu oldu. İBB Başkanı ve muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmalar ve tutuklamaların başladığı 19 Mart’tan bu yana TRT’de millet iradesine yönelik linç olduğunu söyleyen CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “TRT haberlerinde 19 Mart’tan bu yana bir linç sürmektedir. Soruşturma gizli ama birilerinin servis ettiği görüntüler, iddialar TRT tarafından hiç sorgulanmadan yayına sürülmektedir. Ekran mahkemesinde ceza miktarı belirlenmektedir. Kamu yayıncısının hukuku bu kadar çiğnediği bir dönem hiçbir zaman olmamıştır” dedi. Çakırözer, TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı’ya İmamoğlu’nun davasının TRT’de canlı yayınlanmasını çağrısında da bulundu. “19 MART’TAN BU YANA MİLLET İRADESİNE LİNÇ VAR” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’de TRT’nin Sayıştay Raporları ile mali tablolarının görüşüldüğü KİT Komisyonu’nda İBB soruşturmaları ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile başlayan süreçte TRT’de ekran mahkemelerinde ceza miktarlarının belirlendiğini belirterek, bu yayınları eleştirdi. Çakırözer, “TRT’de hukukun bu kadar çiğnendiği bir dönem hiçbir zaman olmamıştır” dedi. “TRT haberlerinde 19 Mart’tan bu yana bir linç sürmektedir” diyen Çakırözer şu eleştirilerde bulundu: “Halkın vergileriyle fonlanan kamu yayıncısı konumundaki TRT'nin yayınlarında tarafsız ve hukuka saygılı olması zorunludur. Ancak bakıyoruz soruşturmada gizlilik kararı olmasına karşın soruşturma kapsamında servis edilen, elde edilen birçok görüntü defalarca TRT Haber ekranlarına taşınmış ve kamu yayıncısı tarafından gizlilik kararı ihlal edilmiştir. Haklarında yargı kararı olmayan kişileri suçlu ilan eden ve hatta cezaevinde kalacakları süreye ilişkin tahminleri yayınlamanın kamu yayıncısı sorumluluğuyla bağdaşmadığı açıktır. Bu tek yönlü, taraf tutan yayın yapılmaması, doğruluğundan emin olmayan iddiaların yayımlanmaması, kişilerin şeref ve haysiyetlerine saygılı olunması ilkeleri maalesef hiçe sayılmıştır.” “KAMU YAYINCILIĞI İLKELERİNE RİAYET YOK” “Türkiye'de de kamu yayıncılığı yaptığı varsayımıyla sadece 2023 yılında TRT'ye 18 milyar liranın üzerine zorunlu vergi benzeri bir unsur olan bandrol ücreti ödedik. Sadece seçmenler değil, çocuklarımız bile kullandığı bilgisayarında, iPad'inde, telefonunda TRT'yi finanse etmektedir. 86 milyon finanse etmekteyiz. Ama bu TRT 2954 sayılı TRT Kanunu'nun 5'inci maddesindeki ilkeleri ihlal etmektedir. Bakın o ilkeler neler? Ülkenin kurucu değerlerine sahip çıkmak. Haberlerin toplanması, seçilmesi ve yayınlanmasında tarafsızlık, doğruluk ilkelerine bağlı kalmak. Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmak. Tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak. Bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç çevresinin, düşüncesinin menfaatlerine alet olmamak şeklindeki yayın ilkelerine bu TRT uymakta mıdır? Sadece biz değil kamuoyundaki hakim inanış TRT'nin kamu yayıncılığı ilkelerine riayet etmediği yönündedir. Gelirlerinin onda dokuzu vergi benzeri kamu kaynaklarından oluşan TRT'nin kamu yayıncılığı ilkelerinden sapması veya ilkelerin tam tersi yönünde faaliyet göstermesi durumunda ödediğimiz TRT vergilerinin hesabını sormak hepimizin hakkıdır.” “MASUMİYET KARİNESİ İHLAL EDİLİYOR” TRT’de geçmiş yıllarda haber bültenlerinde ve alt yazılarda kişilerin suçlu ilan edildiği ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği gerekçesiyle kanallara ceza kesildiğine dikkat çeken Çakırözer, “Örneğin, Sinan Ateş suikastıyla ilgili olarak Ülkü Ocakları Genel Başkanının başvurusu üzerine, Bolu Kartalkaya'daki yangın faciasıyla ilgili yorum ve haberlerde bakanların masumiyet karinesinin ve dolayısıyla (i) bendinin ihlal edildiği gerekçesiyle çeşitli kanallara yaptırım uygulanmıştır. Söz konusu yayın ilkesinin özel medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar kadar kamu yayıncısı olan ve vatandaşlarımızın vergileriyle fonlanan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu için de geçerli olduğuna kuşku yoktur. Ancak TRT Haber'in yayınları incelendiğinde ‘Suçlu olduğu yargı kararıyla kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez’ ilkesi konusunda gereken hassasiyetin gösterilmediği, haber bültenlerinde kullanılan ifadeler ve alt yazılarla kişilerin suçlu ilan edildiği ve masumiyet karinesinin çok kez ihlal edildiği görülmektedir” dedi. “HUKUK SİSTAMATİK ÇİĞNENDİ” TRT Haber'in 20/3/2025 tarihli yirmi dört saatlik yayını incelemelerini örnek gösteren Çakırözer, “Haber ve yorum programlarında İBB soruşturmasıyla ilgili 78 ayrı başlık altında yaklaşık on bir saat altı dakika yayın yapıldığı, bu yayınlarda ‘Para trafiği nasıl takip edildi?’ ‘Rüşvet çarkı mı kurdular?’ ‘İBB yolsuzluk soruşturmasında yeni görüntüler.’ ‘Şüphelilerin evinden balya balya para çıktı.’ ‘İşte ele geçirilen paralar.’ gibi suçlayıcı başlık ve alt yazılar kullanılmıştır. Söz konusu ifadelerin haber verme ile basın ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı açıktır. Sunucunun da program konuğunun masumiyet karinesini ihlal eden sözlerine müdahale etmediği görülmektedir. RTÜK üyesi Tuncay Keser'in yaptığı incelemede 29 Mart-6 Nisan 2005 döneminde sadece TRT Haber’de dört saat on üç dakika yirmi beş saniye süren haberlerde tek taraflı yayınlarla soruşturmanın gizliliğini ihlal edici içeriklere yer verilmiş, sistematik olarak hukuk çiğnenmiştir” diye konuştu. “İMAMOĞLU DAVASI CANLI YAYINLANSIN” Görüşmelerde İmamoğlu’nun davasının TRT’de canlı yayınlanması çağrısını da yenileyen Çakırözer, şöyle konuştu: “Sayın Genel Başkanımızın çağrısını hatırlatmak istiyoruz: Bu TRT sadece sarayın, AKP’nin TRT'si değil, milletin TRT'si. TRT eğer başsavcılığın haber ajansı olmadıysa Sayın Ekrem İmamoğlu'nun yargılamaları TRT'den yayınlansın, millet kanaatini bu konuda versin. Milletin TRT'si ayırımcı ve partizan yayınlarıyla dezenformasyona, iftirayı yayan suç yayınlarına artık son versin diyoruz. Objektif, kanununda yazan, anayasasında yazan hususlara geri dönsün istiyoruz.”       “MİLYONLAR AYAKTA TRT’DE TEK SANİYE YOK” “Türkiye ayakta milyonlar, hukuksuzluklara karşı meydanlarda, dünya basını manşetlere çekmiş dakikalarca gösteriyor ama bakıyorsunuz, TRT'de Saraçhane, mitinglerinden 100 bin, 500 bin, 1 milyon kişinin katıldığı mitinglerden görüntü yok. Benzer şekilde Maltepe'de 2 milyon yurttaş katılıyor, yirmi yılda 12 milyar dolar toplayan TRT bir saniye dahi göstermiyor Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'i. Tekrar tekrar hatırlatıyoruz, kimin parası? Hepimizin bütçesi ama milletin duygularına, milletin ifadesine, milletin tepkisi ne bir tek saniye yer vermiyor. O nedenle, bir kez daha kanunda yazan, Anayasa'da yazan ilkeleri TRT'yi uymaya davet ediyoruz.”  

3 Mayıs’ta Gazeteciye ‘Özgürlük’ Yerine Sansür, Darp ve Hapis Var! Haber

3 Mayıs’ta Gazeteciye ‘Özgürlük’ Yerine Sansür, Darp ve Hapis Var!

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, gazetecilerin yılın ilk 4 ayında yaptıkları haberler ve paylaşımlar nedeniyle 257 kez hakim karşısına çıktığını, 61 gazetecinin göz altına alındığını ve 25’inin tutuklandığını açıkladı. Çakırözer’in kamuoyu ile paylaştığı Nisan ayı Basın Özgürlüğü Raporu da basın mensuplarının 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü’ne sansür, darp, gözaltı ve hapis kıskacında girdiğini ortaya koydu. Gözaltına alınan gazetecilere yönelik giderek yaygınlaşan ‘adli kontrol ve yurt dışı yasağı’ kararları gazetecilerin mesleki faaliyetlerini engellemeye devam etti. Haberlere getirilen erişim engellerinin ardından sosyal medya hesaplarına yönelik erişim engellemelerindeki artış dikkat çekti. Türkiye’de basın özgürlüğü alanında giderek artan ihlallere dikkat çeken CHP’li Çakırözer, “Gazeteciler bir 3 Mayıs’a daha baskı, sansür, darp, gözaltı, hapis kıskacında giriyor. Yılın ilk 4 ayında gazeteciler 257 kez hakim karşısına çıktı. 61 gazeteci gözaltına alındı, 25 gazeteci tutuklandı. Haberlere, sitelere, sosyal medya hesaplarına erişim yasaklı! RTÜK mesaisini gerçekleri anlatan kanalları cezalandırmak için harcıyor. Dünya basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 158’inciyiz. Vurguladığımız tek şey var o da: basın özgürlüğü olmadan demokrasi olmaz! Bunu sağlamak ve basın özgürlüğü alanındaki bu vahim tablodan kurtulmak için çağrımız halkın haber alma hakkı için mücadele veren gazetecilerin, basın kuruluşların hedef alınmasından vazgeçilmesi. Basın özgürlüğü sağlanana denk mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. HABER, YORUM, PAYLAŞIMA HAPİS CEZASI CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Nisan ayı verilerini içeren Basın Özgürlüğü Raporu’nu da yayınladı. Çakırözer’in raporuna göre sadece nisan ayında gazeteciler 67 kez hakim karşısına çıktı. Gazeteciler haberleri, sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı, hapis cezasına çarptırıldı. Çakırözer’in kamuoyu ile paylaştığı rapora göre basın ve ifade özgürlüğü alanında nisan ayında yaşanan ihlaller şöyle: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto için Saraçhane’de yapılan eylemleri takip ederken gözaltına alınan 7 gazetecinin iddianamesi hazırlandı, savcılık gazetecilerin cezalandırılmasını talep etti.       Gazeteci Özlem Gürses’e Youtube yayınındaki ifadeleri nedeniyle 1 yıl 3 ay, Bahadır Özgür’e Mudanya Kitap Fuarı’nda yaptığı konuşma nedeniyle 3 ay 22 gün hapis cezası verildi. Gazeteci Furkan Karabay’a, daha önce kamuoyuna mal olan Man Adası belgelerine yaptığı atıf nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çocuklarının şikâyetiyle açılan davalarda 2 yılı aşan hapis cezaları verildi.       Gazeteci Hayri Demir ise bilgisayarında bulunan haber fotoğrafları gerekçe gösterilerek sekiz yıldır yargılandığı davada 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı. HABERCİLİĞE YENİ ENGEL: EV HAPSİ, ADLİ KONTROL VE ÇIKIŞ YASAĞI BirGün yazarı Timur Soykan ile Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, kara para aklama soruşturmasından tutuklu bir şüphelinin şikayetiyle gözaltına alındı. Adli kontrolle serbest bırakılan gazeteciler için yurt dışı yasağı getirildi.       Birgün muhabiri Havva Gümüşkaya Ankara’da üniversitelilerin yürüyüşü sırasında gözaltına alındı.       Rasim Ozan Kütahyalı, ‘CHP'nin 38. Olağan Kurultayının iptal edileceği ve partiye kayyum atanacağına’ ilişkin paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı.       İfade vermeye gittiği adliyede gözaltına alınan Bursalı gazeteci Eren Öner ev hapsine çarptırıldı. RTÜK’TEN ‘SİNDİRME’ FORMÜLÜ: ÖNCE TEHDİT SONRA SANSÜR! İmamoğlu'nun gözaltı ve tutuklanmasıyla başlayan protestoları ekrana yansıtan televizyon kanallarını önce tehdit eden, ardından da ağır cezalara çarptıran RTÜK bu kez de boykot çağrıları için tehdit savurdu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda boykota destek veren kanallar ve yayınlar için gereğinin yapılacağını belirtti. Şahin, İmamoğlu'nun diplomasının iptali, gözaltına alınması ve tutuklanarak görevinden uzaklaştırılması sürecinde sosyal medya hesabı üzerinden 8 uyarı yapması dikkat çekti. BLUESKY DA AKP SANSÜRÜ İLE TANIŞTI Güncel olaylara ilişkin paylaşımlar yapan BPT, Boşuna Tıklama ve ZAM Haber isimli X hesapları ile geçmişteki açıklamaları hatırlatarak Türkiye’nin siyasi hafızasını canlı tutan Arşiv Unutmaz hesabı erişime engellendi.       İmamoğlu’nun tutuklanması sonrasında başlayan protestolar sırasında gazeteciler Umut Taştan ve Elif Çetiner ile ünlü oyuncuların x hesapları erişime engellendi.       X’in çok sayıda sosyal medya kullanıcısı hesabına erişim engelinin ardından milyonlarca sosyal medya kullanıcısının yeni adresi olan Bluesky’a yönelik erişim engelleme kararları verildiği ortaya çıktı. İfade Özgürlüğü Derneği kurucularından Prof. Dr. Yaman Akdeniz Türkiye'den Bluesky’a 59 hesap için erişim engelleme talebi gönderildiğini ve bunlardan 13 hesabın ve 1 paylaşımın Türkiye’den görünmez kılındığını duyurdu.       İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı boykot tepkisinin duyurulduğu boykotyap.com'un mahkeme kararıyla kapatılmasının ardından kurulan boykotyap.net'e de erişim engeli getirildi.       Nisan ayında, İsrail protestolarında göstericilere çıplak arama ve kötü muamele iddialarının yer aldığı haberler, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı ve eşi hakkındaki ‘borsa spekülasyonu’ iddiaları, Espressolab’in adının geçtiği sosyal medya paylaşımının da içinde olduğu çok sayıda haber ve paylaşım erişime engellendi.

Millet İradesinin Üstünde Hiçbir Güç Yoktur Haber

Millet İradesinin Üstünde Hiçbir Güç Yoktur

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, “Millet iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur! Ulusal egemenliğin millet iradesine emanet edilmesinin 105’inci yılında bir kez daha vurguluyoruz ki Gazi Meclis’imize, millet iradesine büyük kararlılıkla sahip çıkacağız. Geleceğe dair en kıymetli hazinemiz çocuklarımıza hediye edilen tek bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun” dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 105’inci yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Çakırözer’in mesajı şöyle: “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı aynı zamanda Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 105. yıl dönümü. 23 Nisan 1920 Türk milletinin iradesinin yok edilemez olduğunun dünyaya ilan edildiği gündür.  TBMM’nin açılmasıyla birlikte, her türlü işgal ve tehdit karşısında, milletimizin iradesi sadece topraklarımızda değil, tüm dünyada hüküm sürecek bir egemenlik anlayışının temelini atmıştır. Millet iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur. Ancak bugün iktidar yetkisini kullananlar yönlendirdikleri yargı eliyle Millet iradesini gasp etmekten, seçilmiş belediye başkanlarını hapsetmekten, demokrasiye darbe vurmaktan zerre çekinmiyorlar. Bizler Gazi Meclis’in itibarını, saygınlığını ve millet iradesini yok etmek isteyenlere karşı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.  Cumhuriyet değerlerinin hakim kılındığı, güçler ayrılığının yeniden oluşturulduğu ve parlamenter demokrasiye dönüldüğü, çağdaş, demokratik bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle başta geleceğimiz olan çocuklarımız olmak üzere 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyor; Cumhuriyetimizi kuran ve bugünü çocuklarımıza armağan eden Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Aydınlık yarınlarımız evlatlarımız için barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşadığımız bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz.”

CHP'li Çakırözer: "Keyfi Atamaları Durdurun!" Haber

CHP'li Çakırözer: "Keyfi Atamaları Durdurun!"

Türkiye genelindeki proje okullarında çok sayıda öğretmenin yeri değiştirilirken, Eskişehir’de 17 proje okulunda yüzlerce öğretmen okullarından sürgün edildi ya da norm fazlası durumuna düştü. Eskişehir’de proje okulları uygulamasındaki atamalar nedeniyle yerlerinden sürgün edilen öğretmenler mağduriyetlerini CHP’li Utku Çakırözer’e anlattı. Proje okullarındaki atama mağduru öğretmenler, “Kaymakamların, Valinin ödüllendirdiği, yüksek puanlı, doktoralı, donanımlı, Cumhuriyet değerlerini, çağdaş eğitim ilkelerini kendine hedef edinmiş öğretmenler hiçbir kritere dayandırılmadan sürgün edildik. Müdürlerin keyfi kararıyla kara listeye alındık. Hangi kriterlerle bizleri sürüyorlar açıklasınlar! Proje okul uygulamasına derhal son versinler” dedi. CHP’li Çakırözer, “Öğretmenler mağdur, öğrenciler mağdur, veliler mağdur. Liyakatli, donanımlı, disiplinli öğretmenleri okullarından gönderiyorlar. Ortada büyük bir yanlış var. Bir an önce bu keyfi atamalar iptal edilmeli” dedi. “PROJE OKUL GARABETİNE SON VERİLSİN” Türkiye genelinde proje okullarında öğretmen kıyımı sürüyor. Eskişehir’de 15’i merkez 2’si ilçede toplam 17 proje okulunda yüzlerce öğretmen mağdur edildi. CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir’de proje okullarda mağdur edilen öğretmenlerle bir araya gelerek, öğretmenlerin mağduriyetlerini ve talepleri dinledi. Çoğunluğu Eğitim-İş ve Eğitim-Sen üyesi öğretmenler, “Proje okulları bir garabettir. Bu yanlış adımdan bir an önce geri adım atılmalıdır ve proje okulları garabetine son verilmelidir” dedi. “ANAOKULU ÖĞRETMENİYİM BENİ DE MAĞDUR ETTİLER” CHP’li Çakırözer’in Eskişehir’de dinlediği öğretmenler proje okulları uygulaması kapsamında yapılan atamalarda kendilerine yaşatılan mağduriyetleri şu şekilde anlattı: Gazi Meslek Lisesi’nde Uygulama Anaokulu Öğretmeni: “40 yıldır öğretmenin. 38 yıldır okulumda öğretmenlik yapıyorum. Ben mesleki, kültürcü değilim, Anaokulu öğretmeniyim. Ama beni de proje okulları için mağdur ettiler ben de gidiyorum. Okulumuzda proje okulu olarak bir bölüm var, grafik bölümü! Biz sadece bir bölümden dolayı mağdur oluyoruz. Sınavla gelmedim, 3-6 yaş çocuklara öğretmenlik yapıyorum. Ama proje okulu diye beni de mağdur ediyorlar. Benim aylıkla ödüllendirmem var, kaymakamlık ödüllerim var. Ben 40 yıllık öğretmenin ama asla oturmuyor çalışıyorum. Havuza alındım.” “MÜDÜRÜN KEYFİ ATAMASIYLA KARA LİSTEYE ALINDIK” Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretmeni: “Ben de 40 yıldır bu mesleği yapıyorum. Yurt dışında da 5 yıllık hizmetim var. Bolca ödülümüz var. Okulda en yüksek puanlı öğretmenlerden biriyim. Ben de müdürün keyfi atamasına dahil olmuş, listesine girmiş öğretmenlerden biriyim. Biz bu özelliklerimize rağmen kara listeye alınan öğretmenleriz.” “DOKTORASI, ÖDÜLÜ OLAN ÖĞRETMENLERİ GÖNDERDİLER” Edebiyat Öğretmeni: “Proje okulda Edebiyat Öğretmeniyim. Kendi okulumu birinci tercih olarak yazdım, 7 ayrı proje okuluna tercihte bulundum. Puanım yüksek olmasına rağmen hiçbir okula atanamadım. Havuzda kaldım. Benden daha düşük puanı olan arkadaşlarımız atandı. Neye göre yapıldı bilmiyoruz.  Aramızda doktorası olan, üstün başarı, belgesi olan öğretmenlere hiçbir sebep gösterilmeden ‘siz gidin’ denildi. Ancak gidebilecekleri okulları bile engellediler, havuzda kaldılar. Şu durumda ciddi bir mağduriyet var.” “HANGİ KRİTERLERLE GÖNDERİYORLAR AÇIKLASINLAR” “Sayın Bakan bizler ‘bu okulları işgal etmişiz, bu okullardan gitmek istemiyoruz’ gibi bir algı yaratıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bizler misyonumuzu tamamladığımız zaman kesinlikle gideriz. Tek istediğimiz şu: yeni gelen arkadaşlarımızın dosyasını açsınlar, bizim dosyamızı açsınlar ve bize ‘hocam yeni gelen arkadaş donanımlı, sizden daha donanımlı’ desinler. Biz gönül huzuruyla kurumlarımızı o arkadaşlarımıza teslim etmeye hazırız. Ve severek, arkadaşlarımızı takdir ederek, kurumdan ayrılırız tek istediğimiz bu. Bizim amacımız zaten çocuklarımızı bizden daha iyi öğretmenlere bırakmak. Ama yaşanan bu değil. İyi bir kriter olsun. Ve bizim yerlerimizi onlar alsın. Biz hangi kriterleri karşılayamıyoruz belli olmadığı gibi çoğu atanan öğretmenlerin kriterlerini de bilmiyoruz.” Bilişim Teknolojileri Bölümü Öğretmeni: “Alanımda puan sıralamasında 5. sıradayım. Benden düşük puanlı 3 kişi okulunda kaldı. Tezli Yüksek Lisansım da olmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmadan il emrine alındım.” “ÖĞRETMENLER ODASINI AYRIŞTIRDILAR” Eskişehir Eğitim İş Şube Başkanı Fadime Arslan: “Proje okullarında çalışacak öğretmenler şu anda mağdur edilmektedir. 181 öğretmen Eskişehir’de istemelerine rağmen hiçbir okula atanmamıştır. Neden olduğunu sorduğumuzda hiçbir cevap alamıyoruz. Burada atanamayan öğretmenler de mağdur. Yani o okulda olmayıp da proje okulu isteyen ‘neden atanmadım’ sorusuna cevap bulamıyor. Öğretmen odasını ayrıştırdılar öğretmenleri birbirine düşürdüler çünkü bir kriter olsaydı kalan da zan altında kalmayacaktı. Giden ‘neden gidiyorum’ diye soruyor gelemeyen ‘neden gelemedim’ diye soruyor. Ama Bakanlık bize her zamanki gibi kör sağır dilsiz.” “ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETÇİ ÖĞRETMENLERİ GÖNDERİYORLAR” “Nitelikli Eğitim almak Anayasal haktır. Her çocuğumuz eşit imkanlarda eğitim almalıdır. Bu yüzden de okulları proje okulları, nitelikli okul, niteliksiz okul diye ayırmak hem velilere hem öğrencilere hem de öğretmenlere yapılan büyük bir haksızlıktır. Proje okullarının asıl amacı, nitelikli okul diye tabir ettikleri ve Eskişehir'in gerçekten çok iyi öğrencilerinin gittiği bu okullardaki kurum hafızasını yok etmektir. Özellikle Atatürkçü, Cumhuriyetçi öğretmenleri buradan alıp o kurumdaki kültürü yok etmek istiyorlar. Çünkü okul bir kültürdür. Bu haksızlıktan bir an önce vazgeçilmelidir. Proje okulları bir garabettir ve bu garabete son verilmelidir. Herkes eşit imkanlarda eğitim almalıdır.” “ÖĞRENCİLER, AİLELER BÜYÜK VEFA ÖRNEĞİ GÖSTERDİ” “Gençlik bugün dedi ki ben öğretmenimi yalnız bırakmayacağım. Bütün okullarda öğretmenlerine destek vermek için onlar da bahçede değişik etkinlikler yaptılar. Buna eylem deyip çocuklara disiplin cezası vermeye çalışıyorlar. Eylem değildir bu, vefadır. Bu vefa duygusuyla öğretmene sahip çıkmadır. Bu da proje okullarındaki öğretmenlerin aslında öğrencilerle çok iyi bir bağ kurduğunu göstermiştir bugün. Sadece bu da değil, veliler de yine vefa örneği gösteriyorlar.” EĞİTİM SEN: “ARKADAŞLARIMIZI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ” Eskişehir Eğitim Sen Şube Başkanı Özkan Demirkol: “Burada büyük bir haksızlık söz konusu. Tamamen keyfiyete dayalı atamalar. Arkadaşlarımızın liyakatlerinin hiçe sayılıp öğrencilerinden koparılması ve itibarlarının bu şekilde yerler altına alınması bizim için kabul edilebilir bir durum değil. Bundan sonraki eylemliliklerimiz devam edecek. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız.” “KEYFİ ATAMALARA DERHAL SON VERİLSİN” “Bu keyfiyetin arkasında siyasi bir amaç var” diyen CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, proje okul uygulamasından derhal vazgeçilmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Görüyoruz ki Milli eğitime yönelik, okullara yönelik ele geçirme amacı var. Öğretmenler mağdur, öğrenciler mağdur, veliler mağdur. Bu öğretmenlerin hepsi yıllarını bu mesleğe vermiş alanlarının en iyi isimler ama neden gönderildiklerini bilmiyorlar. Yine proje okuluna gelmek için başvurmuş birbirinden değerli öğretmenler var neden alınmadıklarını bilmiyorlar. Ortada büyük bir keyfiyet var. Türkiye'de okulların daha da iktidarın güdümünde ideolojik yönlendirmeyi amaçlayan bir kampanyanın son ayağı ile karşı karşıyayız. Okullarda kadrolaşma amacıyla bilgili, donanımlı, iyi yetişmiş, Cumhuriyet değerlerini, Atatürk ilkelerini, çağdaş eğitimi kendine ilke edinen öğretmenleri yok sayıyorlar. Okullardan gönderiyorlar. Burada maalesef ne eğitim camiasının emekçileri olan öğretmenlerin sözleri dinleniyor ne onların tavsiyeleri dinleniyor ne liyakate bakılıyor ne deneyime bakılıyor. Hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde öğretmenin sözü dinlenmiyor. Ortada büyük bir yanlış var. Yapılması gereken bir an önce bu atamaların iptal edilmesi ve en kısa sürede bu proje okulları garabetine son verilmesidir. Burada ortak talebimiz: ne olduğu belli olmayan tamamen keyfi atamalara derhal son verilsin.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.