SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ulus Meydanı

Porsuk Haber Ajansı - Ulus Meydanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ulus Meydanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Festival Kortej Yürüyüşüyle Başlıyor Haber

Festival Kortej Yürüyüşüyle Başlıyor

16. Uluslararası Eskişehir Çocuk, Gençlik ve Kukla Tiyatroları Festivali 24 Mayıs Cumartesi günü Köprübaşı’ Mevkii’nden festival yürüyüşü ile başlayacak. 8 farklı ülkeden tiyatro topluluklarının katılacağı festival, 28 Mayıs’a kadar devam edecek. Her yıl olduğu gibi renkli bir programa sahip olan festivalin açılışı 24 Mayıs Cumartesi günü saat17.00’de Köprübaşı Mevkii’nden, Haller Gençlik Merkezi arkasındaki festival alanına yapılacak olan kortej yürüyüşü ile başlayacak. Açılış günü festival alanında, açık havada Fransa’dan Yifan’s Company ve Théâtre National de Nîmes ortak yapımı “Kanatlarım” adlı oyun ve festivale İspanya’dan katılan kukla sanatçısı Jordi Bertran’ın “Sirk” adlı oyunu izlenebilecek. Bu yılın farklı etkinlikleri arasında yer alan, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı bünyesindeki Eskişehir İKGV Afrika Çocuk Dans Grubu’nun “Afrika ve Türk Dansları” adlı gösterisinin de yer alacağı festival programı oldukça etkileyici. Festivalde Romanya’dan Puck Kukla Tiyatrosu’nun “Neşeli Gerçek” adlı oyunu, Hollandalı sanatçı Leo Petersen’in “Eller Yukarı” adlı oyunu, Bulgaristan’dan Pro Rodopi Art Center & Burgas Devlet Kukla Tiyatrosu’nun “Erik ile Çöp” adlı oyunu, Almanya’dan “Tiyatro Gruenne Sosse” Topluluğunun “Yavaşlığın Keşfi” adlı oyunu, İsveç’ten Mittiprickteatern Tiyatrosu’nun “Top? Top. Top!” adlı oyunu, Antalya Şehir Tiyatroları Kukla Tiyatrosu Birimi’nin “Parçacık” adlı oyunu ve Bozüyük Belediye Tiyatrosu’nun “Kalbimdeki Pervane” adlı oyunu seyirci ile buluşacak. Bu yıl festivalde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları “Pompenya” ve “Ben de Uçabilirim” adlı çocuk oyunlarını sahnelerken, Şehir Tiyatroları Gençlik Sahnesi 9. Dönem kursiyerleri de “Hayvan Çiftliği” adlı eğitim sonu proje oyunlarının prömiyerini gerçekleştirecekler. Festival bünyesinde, Prof. Dr. Tülin Sağlam ile Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Üzerine söyleşi yapılacak ve açık alanlarda Bulgaristan ekibinin Kukla Oynatım Atölyesi, Filiz Çankaya Uzun’un “Buzullar Eriyince” adlı Kukla Yapım Atölyesi ve "Kutup Ayıları Neden Üzgün?" adlı Kukla Oynatım Atölyesinin yanı sıra İngilizce Yaratıcı Drama gibi farklı atölyeler gerçekleştirilecek.

Parolamız Tektir ve Değişmez, Ya İstiklâl Ya Ölüm! Haber

Parolamız Tektir ve Değişmez, Ya İstiklâl Ya Ölüm!

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından pkk terör örgütünün silah bırakma kararı ve ardından yaşanan gelişmelerle ilgili olarak bir basın açıklaması yapıldı. ADD Eskişehir Şubesi tarafından Ulus Meydanı’nda yapılan ve 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Şube Başkanı Mehmet Avci şu ifadelere yer verdi; "Hain terör örgütü PKK, ABD gözetiminde teröristlerini ve silahlarını çoktan Suriye kuzeyindeki PYD (YPG)’ye aktardığı, ortada sadece adının kaldığı ve çatı örgüt KCK' nın bölge ülkelerindeki uzantılarıyla devam ettiği bilinmiyormuş gibi, bir sözde "silah bırakma” ve “örgütü feshetme” bildirisi yayınladı. Yandaş ekran bülbülleri “Terörsüz Türkiye” nameleriyle mutlu mesut barış türküleri söyler, AKP sözcüsü yeni bir dönem başladığını müjdeler, bakanlar sıra sıra başarı nutukları atar, Cumhur İttifakı liderleri "milletimiz ve memleketimiz kazanacak" buyururken Atatürkçü Düşünce Derneği milletimizle birlikte süreç başlatıldığında durduğu yerde durmakta ve gelişmeleri kaygıyla izlemektedir. Okuyalım ve görelim bakalım, PKK ne demiş, ne menem bir “yeni dönem” başlıyormuş ve kim kazanmış, kimler kazanacakmış? Şöyle diyor hain terör örgütü; “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın ‘özgürlük hareketi’ olarak tarih sahnesine çıktı… Ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı 'imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının' egemen olduğu koşullarda şekillendi... Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı. Bu temelde 'başarıyla yürüttüğü' mücadele sonucunda bölge halklarının özgürlük umudu ve onurlu yaşam arayışının sembolü haline geldi... ‘Özgürlük Hareketi’ hem nicel hem nitel olarak büyüdü, ‘gerilla savaşı’ ‘Kürdistan’ ve Türkiye’ye yayıldı. ‘Gerillanın’ yürüttüğü ‘savaş’ın etkisiyle Kürt halkı ‘serhıldanlara’ (İSYANLARA) kalktı. Böylece ‘her iki taraf’ açısından ‘savaş’ temel seçenek haline getirildi (!)… ‘Önder Apo’ Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı ‘Lozan Antlaşması’nın ve ‘1924 Anayasası’nın öncesini referans alarak, ‘Ortak Vatan’ ve ‘Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu’ Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını 'Kürt sorunu'nun çözüm çerçevesi olarak benimsedi… 2 yıldır önderlik ve PKK yürüyüşüne büyük bedeller pahasına katılarak, inkâr ve imha siyasetine, soykırım ve asimilasyon politikalarına karşı direnen onurlu halkımız, barış ve demokratik toplum sürecini daha bilinçli ve örgütlü biçimde sahiplenecektir... Söz konusu kararların uygulanması ‘Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam, bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir...” Ve daha neler, ne masallar, ne komplo teorileri... Vay ki, vay!!! Meğer, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve dünyanın onyıllardır “terör örgütü” listelerine aldığı PKK “Özgürlük Hareketi”, müebbet hapis mahkumu elebaşı “Önder”, devletimiz de soykırımcı ve asimilasyoncu imiş… Meğer PKK, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan’a ve Cumhuriyet’i kökleştirip kurumsallaştıran 1924 Anayasasına (ki Cumhuriyetin ilk anayasasıdır) karşı tarih sahnesine çıkmış, isyanlarla büyüyüp savaşı Kürdistan’a (!) ve Türkiye’ye yaymış... Meğer, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası -tabii ikisi arasında 29 Ekim 1923’de ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti de- inkarcı, imhacı, soykırımcı ve asimilasyoncu imiş... Meğer, yıllardır öğretmen, hemşire, doktor, teknisyen, işçi ve bebek 50 bin yurttaşımızı katleden alçak teröristler özgürlük savaşçısı “gerilla” lar imiş, ne zaman kurdularsa “Kürdistan” diye bir devletleri varmış, yaptıkları “her iki taraf” (Kürdistan ve Türkiye) açısından temel seçenek (!) haline getirdikleri “savaş” mış ve “iki devlet arasındaki bu savaşı" kazanmışlar, PKK galip gelmiş, Türkiye mağlup olmuş. Bu nedenle; 'Ortak Vatan’ da (demek vatanımız da ortak değilmiş) Kürt ve Türk halklarının 'kurucu öğe' olduğu (yıllardır Anayasa 10. maddeye rağmen sürekli çiğnedikleri mikromilliyetçi-etnikçi 'Eşit Yurttaşlık' sakızı) “Demokratik Türkiye Cumhuriyeti” perspektifi ve ‘Demokratik Ulus’ anlayışı dikte ederek iki uluslu yeni bir devlet isteyecek, terörist başına tanınacak 'demokratik siyaset hakkı' nı da hukuki güvence ön şartı ile talep edecek konuma gelmişler... Meğer, PKK “Önder Apo” dediği terörist başının ya da okyanus ötesindeki sahibinin ağzından, öteden beri bir türlü tarif etmeye yanaşmadığı, esasen tarif de edil(e)meyen “Kürt Sorunu" derken kastının, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası öncesine, yani Türkiye Cumhuriyeti öncesine, yani emperyalizmin işbirlikçisi Osmanlı Saray düzenine ve 'Sevr Barışı (!)'na dönmek olduğunu açık edivermiş… Meğer, yeni Anayasa çağrıları ile murad edilen; Anayasa’nın şimdilik 10, 42 ve 66. maddeleri (ilk 4 maddeye de sıra gelecektir elbet) değiştirilerek üniter ullus devletin, ulusal birliğin ve dil birliğinin tasfiye edilmesi ile devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün fiilen ortadan kaldırılması ve anayasadan Türklüğün çıkarılması imiş… Sözün özü: Bu bildiri; emperyalizme karşı kazanılan Türk Ulusal Bağımsızlık Savaşını, 30 Ağustos 1922 Dumlupınar'ını, 9 Eylül 1922 İzmir’ini, 11 Ekim 1922 Mudanya’sını, 24 Temmuz 1923 Lozan'ını, 6 Ekim 1923 İstanbul'unu ve 29 Ekim 1923 Ankara’sını yok sayan bir hadsizlik manzumesidir. Bu bildiri; Atatürk'ü, ilke ve devrimlerini, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” tanımını reddedip tarihi gerçekleri umursamayarak Türk Milleti’ne hakaret eden bir küstahlık belgesidir. Bu bildiri; ABD’nin ülkemizi bölme hedefi haritası ile sabit olan Büyük Ortadoğu Peojesİ’ne (BOP’a) hizmet ederek Türk Milletini Lozan'dan vazgeçirip 105 yıl önce reddettiği, 103 yıl önce yırtıp çöpe attığı Sevr Antlaşması'na mahkum etmeyi amaçlayan bir ihanet manifestosudur. Türk Milleti "Terörsüz Türkiye" tatlandırıcısı ile önüne sürülen bu zehri katiyen kabul etmez, etmeyecektir. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, devletimizi yöneten ve yönetmeye talip olan tüm kurum ve kişileri bir kez daha uyarıyor, bu utanç belgesini dikkate almamaya ve bu küstahlığa cüret edenlerle olanak sağlayanlardan hesap sormaya davet ediyoruz. 105 yıl öncenin emperyalizm patronajlı gerici -bölücü dayatmasının günümüzdeki tekrarına karşı "Parolamız tektir ve değişmez, ya istiklâl ya ölüm!"

ADD Eskişehir Şubesi 23 Nisan Coşkusunu Çocuklarla Yaşadı Haber

ADD Eskişehir Şubesi 23 Nisan Coşkusunu Çocuklarla Yaşadı

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Ulus Meydanı’nda çocuklarla birlikte yaşadı. İlk olarak Valilik Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtına Eğitim İş Sendikası Eskişehir Şubesi ve  ÇYDD Eskişehir Şubesi ile birlikte çelenk sunumunda bulunan ve ortak bir açıklama yapan Atatürk Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi ikinci etkinliğini Ulus Meydanı’nda gerçekleştirdi. 23 Nisan coşkusunu çocuklarla birlikte doyasıya yaşamak için hazırlık yapan ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci ve Yönetim Kurulu üyeleri Ulus Meydanı’nda açtıkları stantta çocuklara Türk bayrağı ve pamuk şeker hediye etti. Stantta kurulan Atatürk görseli ise hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen çocuklar ve ailelerinin büyük ilgisini gördü. Çocukların, gençlerin ve vatandaşların büyük ilgi gösterdiği ADD Eskişehir Şubesi standında Şube Başkanı Mehmet Avci bir açıklama yaparak çocukların ve Eskişehirlilerin bayramını kutlarken şu ifadelere yer verdi; "Bugün 23 Nisan 2025, Gazi Meclis'in açılışının 105. yıl dönümü, kutlu olsun! Ancak, bu onur gününü yazık ki; adalete güvenin neredeyse sıfırlandığı, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinin varlığından söz etmenin olanaksızlaştığı, basın özgürlüğünün yok edildiği, eğitimin laik ve bilimsel temelinden tamamen uzaklaştığı, kadınların erkek şiddeti ile katledildiği, çocukların beyinlerinin tarikat ve cemaat çukurlarında, bedenlerinin kurs ve yurt adlı izbelerde tecavüze uğradığı, ekonominin krizden krize sürüklendiği, milyonların açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiği, sağlık sisteminin derde deva olmaktan çıktığı, bölge merkezli, karşılıklılık esaslı, büyük devletlerle onurlu ilişkiler kurmaya dayalı Kemalist dış politikanın terk edildiği, demografik yapının tarumar olduğu, işsizlik kıskacında çaresiz kalan gençlerimizin yurt dışında aramak zorunda kaldığı kaotik ortamın burukluğuyla kutlamak durumundayız milletçe. Daha acısı ise, 23 yıllık siyasi iktidarın yarattığı bu ortamın sorumluluğunu üstlenmek ve çözüm üretmeye çalışmak yerine, devlet gücü ile muhalefeti suçlamak, aydınları susturmak, kitleleri yıldırmak için antidemokratik yol ve yöntemleri seçmiş olması. Bu gidişin iyi gidiş olmadığı, sürdürülmesinin olanaksızlığı ve uygulayıcılarına da yarar sağlamayacağı ortada. Elbette umutsuz değiliz, Mustafa Kemal'in Askerleriyiz çünkü. 105 yıl önce Mustafa Kemal Paşa önderliğinde bütün zorlukları aşıp yedi düveli dize getirerek bağımsızlığını ve Laik Cumhuriyeti'ni kazanan Türk Ulusu, bugün de demokrasi içinde bu kaotik ortamın üstesinden gelecek, sorunlarını çözecek ve Cumhuriyeti kuruluş ayarlarına döndürecek bir iktidarı mutlaka yaratacaktır. Atatürkçü Düşünce Derneği, Kemalizm'in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak milletimizle birlikte Yeniden Atatürk Cumhuriyeti'ne ulaşmak azim ve kararında olduğunu TBMM'nin 105. şeref yılında kamuoyuna bir kez daha duyurmayı varlık nedeninin gereği ve görevi saymaktadır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun." dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.