SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ulaş Karasu

Porsuk Haber Ajansı - Ulaş Karasu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ulaş Karasu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Asgari Ücret Görüşmeleri Bir Tiyatroya Dönüştü! Haber

Asgari Ücret Görüşmeleri Bir Tiyatroya Dönüştü!

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’ın Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yarın yapılacak ikinci toplantısına ilişkin “Rakam için çok erken, tarafların görüşlerini almamız gerekiyor” açıklamasına sert tepki gösterdi. Karasu, asgari ücret görüşmelerinin “bir tiyatroya” dönüştüğünü belirterek, milyonlarca emekçinin oyalandığını vurguladı ve “Bu masadan çözüm çıkmaz! Bu emeği oyalayan bir düzendir” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yarın yapılacak ikinci toplantısına ilişkin “Rakam için çok erken, tarafların görüşlerini almamız gerekiyor” açıklamasına sert tepki gösterdi. Yazılı bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Karasu, Bakan Işıkhan’ın “henüz erken” ve “tarafları dinlemeliyiz” sözlerinin, geçim sıkıntısı içindeki emekçiler için bir umut çağrısı gibi sunulduğunu ancak gerçekte bekleyişi uzatmaktan başka bir anlam taşımadığını ifade etti. Türkiye’de yaklaşık 9,5 milyon asgari ücretlinin, aileleriyle birlikte “modern kölelik koşullarında” yaşam mücadelesi verdiğini vurgulayan Karasu, “Geçim derdi bu kadar yakıcıyken ‘acele yok’ söylemi, emekçinin sofrasının ve geleceğinin ötelenmesidir. Yine her zaman yaptıkları gibi, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye hazırlanıyorlar” dedi. “MASADA İŞÇİ YOK” Karasu, Bakan Işıkhan’ın “tarafları dinleyeceğiz” sözlerine “Hangi taraflar Sayın Bakan? Masada ne işçi var, ne de temsilcisi Türk-İş. Daha önce söylediğim gibi kendinizin çalıp kendinizin söyleyeceği bir masadan söz ediyorsanız, orada emekçiler yoktur” ifadelerini kullandı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısının işçinin iradesini yansıtmaktan uzak olduğunu vurgulayan Karasu, yetkili konfederasyonun ve asgari ücretle geçinen milyonların sözünün belirleyici olmadığını kaydetti. Demokratik, katılımcı ve şeffaf bir komisyon yapısı kurulmadan; işçinin söz ve karar gücü güçlendirilmeden “asgari ücret tiyatrosunun” sona ermeyeceğini vurgulayan Karasu, CHP olarak emeğin sesinin masaya gerçek anlamda yansıdığı, alım gücünü ve refahı esas alan demokratik bir ücret düzeni için mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Mevcut komisyonun hükümet ve işveren ekseninde işlediğine işaret eden Karasu, Bakan’a “Ne aceleniz var ki, zaten ülkeyi tencereleri boş milleti aç bırakan, sorumluluğu ise başkasına atan bir ‘ekonomist’ yönetiyor! Milyonlarca emekçi açlık sınırında, ama kimin umurunda?” diye sordu. “BU MASADAN ÇÖZÜM ÇIKMAZ” Bu durumun çalışma hayatında adalet duygusunu güçlendirmediğini, aksine yok ettiğini vurgulayan Karasu, “Bu masadan çözüm çıkmaz! Bu emeği oyalayan bir düzendir” dedi. Asgari ücretin Türkiye’de uzun süredir “genel ücret” haline geldiğine dikkatleri çeken Karasu, yalnızca en alt gelir grubunu ilgilendiren bir başlık olmaktan çıktığını ifade etti. Karasu, alım gücü hızla eriyen bir ücretin insan onuruna yaraşır yaşamı güvence altına almadığını vurguladı ve 30 bin lira sınırına yaklaşan açlık sınırına işaret ederek asgari ücretin en az 39 bin lira olması gerektiğini bir kez daha altını çizdi. “BU AYIP SİZİN” Ankara’da, TBMM’ye 10 dakika mesafede ev kirasını ödeyemediği ve geçinemediği için otogar köşelerine mahkum edilen emeklilerin durumuna da dikkat çeken Karasu, “Bu durum, ülkenin vicdan aynasıdır. Meclisin gölgesinde, kamunun bilgisi dahilinde yaşanan bu tablo, AKP iktidarının utancıdır. Biliyoruz ki bu haberden sonra, otogarı kendisine yaşam alanına dönüştüren emeklilerimize, evsizlerimize müdahale edeceksiniz! Emekliliği, asgari ücretliyi yoksullukla eşitleyen bu düzeni sona erdirmek; insanca yaşamı, barınma hakkını ve onurlu bir geleceği yeniden kurmak; CHP olarak bizim tarihsel sorumluluğumuzdur” dedi.

Ulaş Karasu Dilovası’ndaki Yeşil Pasaport Skandalını Gündeme Taşıdı Haber

Ulaş Karasu Dilovası’ndaki Yeşil Pasaport Skandalını Gündeme Taşıdı

Dilovası’nda 3’ü çocuk 7 işçinin yanarak can verdiği faciaya ilişkin iddianamede firma sahiplerinin üst aramasında çıkan ‘Yeşil Pasaportlar’ dikkat çekti. Kamu görevlisi olmayan kişilerin bu hakka erişebilmesi için yıllık en az 10 milyon dolar ihracat yapması şartı bulunuyor. Ancak şirketin devlete beyan ettiği kazancın yıllık 2 milyon TL’yi bile bulmaması, ‘Kazanç mı yalan, ihracat mı hayali; bu pasaportlar nasıl alındı?’ sorularını gündeme getirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Karasu, patronlara tanınan ayrıcalığı sorularıyla Meclis gündemine taşıdı. Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde, Ravive Kozmetik’e ait üretim tesisinde çıkan yangında 3’ü çocuk, 7 işçinin yanarak can verdiği olay tüm Türkiye’yi yasa boğmuştu. Faciaya ilişkin Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmasını tamamladı. İddianame, sadece ihmalleri değil, akıl almaz bir bürokratik ve mali çelişkiyi de gün yüzüne çıkardı. Firma sahiplerinin üst aramasında çıkan ‘Yeşil Pasaportlar’ dikkat çekti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, firma sahiplerinin bu pasaportlara nasıl sahip olduğunu sordu. Yangının ardından yapılan operasyonda yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalanan firma sahipleri Altay Ali Oransal ve İsmail Oransal’ın üzerlerinden adlarına tanzim edilmiş yeşil pasaport, bordo pasaport ile toplamda 19 bin 700 TL, 530 euro ve 4 bin 350 dolar çıktı. İddianameye giren bu bilgiler, hiçbir kamu görevi olmayan ikilinin üzerinden yalnızca kamu görevlileri ve yakınlarının sahip olabildiği yeşil pasaportların çıkması soru işaretleri yarattı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, bu facianın ardından her gün yeni bir rezaletle karşılaşıldığını vurguladı ve konuyu Meclis gündemine taşıdı. Karasu yaptığı açıklamada, “Denetimsizlikler, görmezden gelinen uyarılar, kayıtlara yansımayan çalışma biçimleri ve sorumluluktan kaçan bir patronluk düzeni. İşçi sağlığı ve iş güvenliği, kâğıt üzerinde kalan başlıklar hâline gelirken, bunun bedelini emekçiler ödüyor. Yaşam, işçi sağlığı ve iş güvenliği, yanarak sona erdiğinde mi akla gelecek sorumluluk duygusudur?” diye sordu. Karasu, açıklamasına şöyle devam etti: “Şimdi kamuoyunun önünde çok daha ağır bir soru duruyor. Bu kadar zarar gösteren, kaçak işçi çalıştırdığı iddiaları bulunan, denetimsizliklerle anılan bir fabrikanın sahibi, yurt dışına çıkarken, nasıl olur da yeşil pasaport kullanabiliyor. Bu ayrıcalık nasıl sağlanıyor? Kim onaylıyor, hangi mekanizma bu tabloya göz yumuyor? Dilovası’nda yaşananlar geçiştirilemez. Bu tablo, ihmallerin, denetimsizliğin ve cezasızlığın birikmiş sonucudur. 3’ü çocuk, 7 emekçinin hesabı sorulmadan, ayrıcalıklar sorgulanmadan ve çalışma hayatında insanı merkeze alan gerçek bir dönüşüm sağlanmadan bu acılar son bulmaz. Kamu vicdanı da bizler de bu soruların yanıtını bekliyoruz” BAKANA SORDU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi veren Karasu, mevzuata göre devlet memuru olmayan şirket sahiplerinin yeşil pasaport alabilmesinin tek yolunun ihracatçı olmak olduğunu hatırlattı ve bunun için de son üç takvim yılında yıllık ortalama 10 ila 25 milyon dolar ihracat şartı bulunduğunu ifade etti. Ancak söz konusu şirketin devlete beyan ettiği kazancın yıllık 2 milyon TL’yi dahi bulmadığına dikkat çeken Karasu, önergesinde bu usulsüzlüğe nasıl göz yumduğunu sorguladı. Karasu, önergesinde ihracat rakamları gerçek ise 10 milyon dolarlık ihracat büyüklüğüne ulaşıldığı iddia edilirken, neden işçilerin can sağlığı ve can güvenliği için herhangi bir harcama yapılmamıştır? İhracat rakamları hayali ise, devletin ilgili kurumları bu usulsüzlüğe nasıl ve hangi denetim zafiyetleriyle onay vermiştir?” sorusuna yanıt verilmesini talep etti.

Ulaştırma'da Neler Olmuş Neler! Haber

Ulaştırma'da Neler Olmuş Neler!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu; Ulaştırma Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde AKP’nin hedeflerinin kağıt üzerinde kaldığını anlattı. 2028 hedeflerinin dahi 2023 hedeflerinin gerisine düştüğünü tek tek ortaya koyan Karasu, son açılan Çukurova Havaalanı’nın yapımı ve halen süren usulsüzlüklere de dikkat çekti. Havaalanı işletmecisinin yapması gereken tren-havalimanı bağlantısının, Bakan’ın özel jetini kullanan Rönesans’a yaptırıldığını açıklayan Karasu, “Özel jetini çok sevdiğiniz Rönesans’ın kasasına bu iş için tam 20 milyon Euro koydunuz” dedi. DHMİ’deki atamalara da işaret eden Karasu, “Hava Seyrüsefer Dairesi’nin başına; bahçe bitkileri mezunu İngilizce belgesi dahi olmayan Sinan Yıldız’ı daire başkanı olarak atadınız. 4 ay önce açık öğretimden mezun olan Tuncay Balcı’ya ülkenin havacılık güvenliğini teslim ettiniz. İlahiyat Mezunu köylünüz Mustafa Akkaya’yı Genel Müdür Yardımcısı yaptınız!” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, TBMM Genel Kurulu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi hakkında konuştu. “Ulaştırma Bakanlığı deyince, vatandaşlarımızın aklına; karayolları, demiryolları, havayolları, denizyolu, iletişim ve haberleşmenin bütçesi geliyor. Ama biz, 22 yıllık AKP iktidarlarındaki her Ulaştırma Bakanlığı bütçesinde; 5’li çeteleri, 44 şanslı şirketi, silinen vergileri ve verilen taahhütleri konuşuyoruz. O nedenle, vatandaşın her bir kuruşunun hesabının hesabını sormak bizim siyasi sorumluluğumuzdur. Bunun hesabını vermek de sizin sorumluluğunuzdadır” dedi. AKP’ni bugüne kadar sorumluluğunu yerine getiremediğini vurgulayan Karasu, “Biliyorum ki bugün de vermeyeceksiniz. Ama vatandaşın önüne sandık gelip CHP iktidarı kurulduğunda; ilk hesabın sorulacak kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığıdır” dedi. KAĞIT ÜSTÜNDE KALAN HEDEFLER AKP’nin Cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023 hedeflerinin kağıt üstünde kaldığını belirten Karasu, bu hedefleri şöyle sıraladı: “Karayolları: Bugün, 3 bin 796 km otoyolumuz var. 2023 hedefiniz neydi? 7 bin 500 kilometre. Şimdi 2028 hedefiniz dahi 4 bin 330 kilometre. Ne oldu, 2023 hedeflerine? Yine Bölünmüş Yol hedefiniz 36 bin 500 km’di. Şimdi 2028 hedefiniz, 2023’ün tam 5 bin 250 kilometre gerisinde! Anadolu’daki ilçe yollarından, köy yollarından hiç bahsetmiyorum bile! Orada durum evlere şenlik. Yağan ilk karda, yollar çileye dönüşüyor. İnsanlar yollarda esir kalıyor! Şartnameleri CEO’lar hazırlıyor Demiryolları: 2023’te Hızlı Tren Hattımız 10 bin km olacaktı! 2024 yılı sonunda 2 bin 251 km demiryolu hattımız var. Demiryolu demişken; Bu 2 bin 251 kilometrenin içinde Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren hattı da var. Dikkat ediniz, adı: Yüksek Hızlı Tren! Seyahat süresi 1 saat 50 dakikaya düşecekti, şu anda 3,5 saat sürüyor. Niçin? Çünkü hattın bir bölümünde hala sertifikasyon alınamadı. Onun dışında hat açıldı, yağan yağmurda iki sefer rayların altı boşaldı. İhaleye çıktınız. İhalenin adı “Ankara Sivas Hızlı Tren Hattını Doğa Koşullarına Uygun Hale Getirme” ihalesi! Adını Yüksek Hızlı Tren koyuyorsunuz. Ama hattın altyapısına bakıyoruz, bildiğimiz kara tren! 4 milyarlık ihaleleri kime verdiniz? Hattı yapan Cengiz-Kolin-Limak’ın alt taşeronuna! Peki bu hattı, doğa koşullarına uygun yapmayan Cengiz’e, Kolin’e, Limak’a ne yaptınız? Hiç hesap sorabildiniz mi? Gerçi, bakanlık koridorlarında siz onlara değil, onlar size hesap soruyor! İhale şartnamelerini sizin bürokratlarınız değil, onların CEO’ları hazırlıyor. Ankara-İzmir Hattı 2011 yılında başladı. 1080 günde tamamlanacaktı, tam 4098 gün oldu.  Şimdi 2027’de bitireceğinizi söylüyorsunuz. Bu taahhüdün o zaman da gerçekleşmeyeceğini siz de çok iyi biliyorsunuz! AKP’nin denizci çocukları: Gelelim denizciliğe! 3 tarafı denizle çevrili, uluslararası lojistikten ciddi pay alması gereken denizcilik sektörü sayenizde can çekişiyor. Çandarlı’nın 2011’de temelini atarken Binali Yıldırım ne diyordu: “Denizcilerin deve gibi gördüğü Pire limanı, Çandarlı karşısında pire olacak!” Pire Limanı, pire olmadı ama 100 yıllık denizci firmalarımız AKP’lilerin denizci çocukları karşısında pire oldular. Havacılık: THY, gecikmeler, iptaller, tarikatlara, cemaatlere sağlanan özel indirimlerle anılıyor!  New York Belediye Başkanı’na Amerika'da dava açıldı.  Türkiye'de tık yok. Milyarlarca reklam veriliyor? Kime verildi dedim; ses yok! 58 havaalanı yapmaktan bahsediyorsunuz, birçoğundan kuş uçmuyor, kervan geçmiyor, uçak inmiyor! Ot biçme ihalesine çıkıyorsunuz. Ama garantiler tıkır tıkır ödeniyor.” VATANDAŞ ANAHTARI KİME TESLİM EDECEĞİNİ BİLİYOR Konuşmasında, son açılan Çukurova Havaalanı’na ve işletmeciliğini yapan firmaya ilişkin çarpıcı veriler veren Karasu, şöyle dedi: “13 yıldan sonra bu havaalanını eksikleriyle açtınız. İlk yağmurda çatısı çöktü, otoparkını su bastı. Havaalanını yapan, işleten firmaya 12 yıl garanti verdiniz.  Öğreniyoruz ki, sadece yolcu garantisi vermemişsiniz! Parayı da Ziraat Bankası’ndan vermişsiniz. Merak ediyorum; Ziraat Bankası’nın çok sayıda şubesi varken neden Bahreyn şubesinden kredi verdiniz? Firma şimdi borçlarını ödemiyor, yeniden yapılandırma istiyor. Ayrıca artı kredi istiyor.  Bu şirket, Çukurova’da çok sayıda esnafı da mağdur etmiş durumda. “Kasamızdan bir kuruş çıkmadı” diyordunuz; O halde sorarım size: Bu havaalanını yaptığınız arazi kimin: Devletin! Yapımına kredi veren banka kimin: Devletin! Garantör olan kim: Devletin kurumu! Havaalanını işleten şirket kimin: AKP’nin Çerkezköy Belediye Başkan Adayının Kurban olayım vatandaşa; Ne yapacağını biliyor; Çerkezköy Belediyesinin anahtarını yandaşa değil CHP’ne teslim ediyor.” DHMİ EVLERE ŞENLİK “Peki, bu işleri DHMİ’de kimler organize ediyor?” diye soran Karasu, DHMİ’deki usulsüz atamaları da tek tek sıraladı. Karasu; şöyle dedi: “Hukuksuz hukuk müşaviriniz Ayfer hanım! Bu havaalanının kontrol amiriyken, havaalanından dükkan alıp dükkanın adını da tam bu anlayışınıza uygun bir biçimde “Ye ve Uç” koyan Selami bey! Çukurova yetmedi, başka havaalanında şubeler açsın diye Selami beyi Genel Müdür Yardımcısı yaptınız! Yine DHMİ’de öyle liyakatli atamalarınız var ki; Hava Seyrüsefer Dairesi’nin başına; bahçe bitkileri mezunu İngilizce belgesi dahi olmayan Sinan Yıldız’ı daire başkanı olarak atadınız. 4 ay önce açık öğretimden mezun olan Tuncay Balcı’ya ülkenin havacılık güvenliğini teslim ettiniz. İlahiyat Mezunu köylünüz Mustafa Akkaya’yı Genel Müdür Yardımcısı yaptınız! Ayrıca, tren-havalimanı bağlantısında, firmanın yapması gereken imalatı firmaya yaptırmayıp bakanlık aracılığıyla Rönesans’a yaptırdınız. Özel jetini çok sevdiğiniz Rönesans’ın kasasına bu iş için tam 20 milyon Euro koydunuz. İktidarınıza mal olan güzel bir söz var;  Mücahit olarak yola çıktınız. Önce müteahhit oldunuz. Sonra da her şeye müsait” YAPIYORLAR, İŞLETİYORLAR GARANTİLERİ ALIYORLAR Yap-İşlet-Devret projelerini yapan 44 “şanslı” şirket olduğunu ve bunların 37’sinin geçen yıl zarar ettiğini ve vergi ödemediğini hatırlatan Karasu, “Vergi vermediler ama garantilerini tıkır tıkır aldılar. Son 7 yılda kasalarına tam 384 milyar lira konuldu. Gelecek yıl 202 milyar daha konulacak.  Önümüzdeki 3 yılda 678 milyar!” dedi. BUNUN ADI AFET DEĞİL Artvin'in Arhavi ilçesinden geçen Karadeniz Sahil Yolu’ndaki heyelanın  fotoğrafını gösteren Karasu, “Yandaş müteahhitlere gömdüğünüz anlayışınızın kahreden fotoğraflarından birisi işte burada. 4 gencimiz, Pazar günü yaşanan bu afette hayatını kaybetti! Daha acı olanı ise bu gençler, Gürcistan’dan ucuz telefon almaya gidiyorlarmış! Bunun adı afet değil, Bunun adı bilime ve doğaya sırt çevirmenin yaratmış olduğu katliamdır! Sayenizde ülke ucuz ölümler ülkesi oldu. Sayın bakan, spor yapmak her vücuda faydalıdır. Tabii ki spor yapmak sizin de en doğal hakkınız. Keşke bu katliamın yaşandığı yaptığınız sporu paylaşacağınıza, siz de bir satır başsağlığı dileseydiniz. Merak etmeyin, kısa süre içinde spora ayıracak daha çok zamanınız olacak Sayın Bakan” diyerek Bakan Uraloğlu’nu eleştirdi. KÖİ ve YİD projelerinin “Sülün Osman’a rahmet okutacak” halde olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı, Sülün Osman’ın “Köprü satmak benim işimdir, bu satışlar domates satmaya benzemez, Köprü dediğin saf adama satılır, aptal adama satılır, millete satılmaz, milleti aptal yerine koyamayız” sözlerini anımsattı ve “Sülün Osman bu sözü ile dolandırıcılık anlayışında bile belli bir ahlaki sınır çizmeye çalıştığını gösteriyor. Siz tüm ahlaki değerleri bıraktınız, milleti aptal yerine koyuyorsunuz!” dedi. TURKCELL’İN AKP’Lİ YÖNETİCİLERİ Konuşmasında, haberleşme ve internete de yer veren Karasu, ülkemizin Dünyanın en yavaş internetini, en pahalı fiyattan kullandığını anımsattı ve şöyle dedi: “2022’de 442 TL, 2023’te 745 TL oldu. Bu yıl 2 bin 350 TL. oldu. Bakan’a göre suçlu kim: TELEKOM Sayın Bakan; Türk Telokomu kim özelleştirdi, içini kim boşalttı? Sözde kumar yasak;  Her gün gençlerimiz kumar borcu yüzünden intihar ediyor. Şimdi 16 yaş sınırından söz ediyorsunuz! Şirketlere mi ceza keseceksiniz, ailelere mi, çocuklara mı? Sanal teröristler, sanal platformlarda cirit atıyor. Daha dün gece PTT’nin HGS uygulamasını hacklendi Hackerler, vatandaşı tehdit ediyor. Siz ne yapıyorsunuz?  Kimlik bilgilerimiz çalındı ne yaptınız ki buna ne yapacaksınız! Mısır’daki sağır sultan duydu. Ama sizden ve bürokratlarınızdan ses yok! Hırsızlar için susuyorsunuz, ama yapılan usulsüzlükleri konuşan gazeteci Fatih Altaylı ile Prof. Dr. Uğur Emek hakkında soruşturma talep ediyorsunuz! 85 milyon vatandaşın ilkokul notundan, karnı ağrıdığında yazdırdığı ilaca kadar verilerinin çalınmasına karşı suskunluk nasıl bir acziyettir? Cumhurbaşkanı’na hakaret edenlerin peşine düştüğünüz kadar, bu sanal teröristlerin peşine düşmek sizin göreviniz değil mi? Altyapıya yatırım yapmayın, vatandaşı korumasız bırakın! Yatırım yapmak isteyenlere engel olun!  Fiyatlar pahalı köylerde, şehirlerde internet çekmiyor. Bunların sorumlusu kim? Size göre; Turkcell, Türk Telekom…  Peki bu kurumları kim yönetiyor? Turkcell’i sayalım; Şenol Kazancı eski Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Ayşenur Bahçekapılı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Arda Ermut Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanlığı yaptı. Prof. Dr. Naci İnci, Boğaziçi Üniversitesi’nin yasakçı rektörü. Bu listeden asıl sorumluların kim olduğu belli oluyor!”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.