SON DAKİKA
Hava Durumu

#Türkiye Büyük Millet Meclisi

Porsuk Haber Ajansı - Türkiye Büyük Millet Meclisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Büyük Millet Meclisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kanun Ülkemizin Kalkınmasına Katkı Sağlayacak! Haber

Kanun Ülkemizin Kalkınmasına Katkı Sağlayacak!

AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen, enerji ve madencilik alanlarında düzenlemeler getiren kanun teklifiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Milletvekili Hatipoğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Gazi Meclisimizde kabul edilen 215 Sıra Sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile enerji ve madencilik alanlarında düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Yasalaşan bu kapsamlı düzenlemeyle; ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak önemli adımlar atılmıştır. Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının bürokratik süreçlerini basitleştiriyoruz. Yenilenebilir enerjiden daha fazla yararlanabilmek adına izin süreçlerini hızlandırıyoruz. 48 aya kadar uzayan izin süreçlerinin 18 ayda tamamlanmasını hedefliyoruz. Türkiye olarak esen rüzgarından, doğan güneşinden, akan suyundan daha fazla yararlanacak kanuni düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bugün Ülkemizin kurulu gücümüzün %60’ını yenilenebilir enerji kaynakları oluşturmaktadır. Bu oranı kısa sürede daha da arttıracağız. Enerji arz güvenliği için düzenlemeler yapıyoruz. Enerji arz güvenliğini ve elektrik arzının devamlılığı için kesintisiz enerji kaynaklarına destek sağlıyoruz. Özellikle 28 Nisan 2025 tarihinde İspanya ve Portekiz’de yaşanan geniş çaplı elektrik kesintileri sürekli ve güvenilir üretim yapabilen enerji kaynaklarımızın sistemdeki önemini bir kez daha göstermiştir. Benzer olaylar Türkiye’de yaşanmaması için sisteme denge sağlayacak sürekli üretim yapabilen kaynakların varlığı desteklenmektedir. Madencilik Sektöründe yatırımların arttırılması için hukuki öngörülebilirlik sağlanıyor. Madencilik faaliyetlerinin gerektirdiği yatırımların ekonomik büyüklükleri göz önüne alındığında hukuki öngörülebilirliği sağlama hedefleri ile başta izin süreçleri olmak üzere işletme süreçlerinin kriterleri netleşiyor. Madencilik sektörünün gayri safi yurt içi hasıla içindeki payı %1,2’dir. Maden rezervi potansiyeli yüksek ülkemizde, 2028 itibariyle bu oranı %2’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Gelişmiş ülkelerde bu oran %5-8 arasındadır. Madencilikte insan ve çevre hassasiyeti arttırılarak rehabilitasyon süreçleri yeniden düzenleniyor. Rehabilitasyon bedellerinin belirlenme süreçleri güncellenmekte ve böylelikle bedeller arttırılmakta ve bu bedellerin reel değeri koruması için nemalandırılması sistemi getirilmektedir. Rehabilitasyon konusunda yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde madencilik faaliyetine son verilmesi öngörülmektedir. Madenlerdeki devlet hakkı oranları artışlar oluşturacak şekilde güncellenmektedir. 2002 yılında 101 milyon olan zeytin ağacı sayısını, bugün 205 milyona yükselttik. Ülkemizde 2002 yılında 101 milyon zeytin ağacı varken, bugün zeytin ağacının sayısı 205 milyona yükselmiştir. 2002’den bugüne Ak Parti hükümetleri döneminde, 100 milyondan fazla zeytin ağacı toprakla buluşmuştur. Bu yasa ile enerji arz güvenliği ve elektrik arzının devamlılığı amaçlı düzenleme çerçevesinde, 10 yıl içinde yaklaşık 45 bin zeytin ağacı taşınması ve ayrıca taşınan ağaç kadar yenisinin dikilmesi öngörülmektedir. Zeytin ağacı sayısını 100 milyondan fazla artırmış bir iktidar olarak zeytinciliğe destek vermeye devam edeceğiz. Ülkemiz 2002 yılında sofralık zeytin üretiminde dünyada 4. sırada iken bugün 1. sıraya yükselmiştir. Zeytinyağı üretiminde 2002 yılında 5. sırada iken bugün 2. sıraya yükselmiştir. Son 22 yılda zeytin ihracatımız 7 kat artarak 200 milyon doların üzerine çıkmıştır. Ak Parti Hükümetleri döneminde zeytinyağı ihracatımız 10 kat artarak 500 milyon doların üzerine çıkmıştır. AK Parti olarak, hem toprağımıza hem yer altı kaynaklarımıza sahip çıkan bir anlayışla çalışmaya devam ediyoruz."

Enerji Arz Güvenliği, Milli Bağımsızlığın Temelidir Haber

Enerji Arz Güvenliği, Milli Bağımsızlığın Temelidir

AK Parti Eskişehir Milletvekili, TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi ve KEİPA Türk Grubu Başkanı Fatih Dönmez, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda AK Parti Grubu adına söz alarak, “Enerji ve Maden Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerine kapsamlı bir konuşma yaptı. Dönmez, düzenlemenin teknik bir yasal değişiklik olmanın ötesinde, Türkiye’nin enerji geleceğine dair güçlü bir irade beyanı niteliği taşıdığını belirterek, “Bugün attığımız her adım, yarın çocuklarımızın daha güçlü, daha temiz, daha bağımsız bir Türkiye’de yaşaması içindir” dedi. “Gerçek kalkınma, üretimle mümkündür” Türkiye’nin artan enerji ihtiyacına ve enerji arz güvenliğine dikkat çeken Dönmez, yer altı ve yer üstü kaynakların sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Enerji ve maden sektöründeki gelişmelerin esnaftan çiftçiye, sanayiciden vatandaşa kadar tüm kesimlere doğrudan katkı sağladığını ifade etti. “Çevreci olmak yetmez, kesintisiz de olmalı” Baz yük üretiminin sistemin kararlılığı açısından vazgeçilmez olduğunun altını çizen Dönmez, yerli kömürle çalışan termik santrallerin hem döviz çıkışını azalttığını hem de enerji arz güvenliğini güçlendirdiğini söyledi. Bu santrallerin tam kapasiteyle en az 10 yıl daha çalışabilmesi için kömür üretiminin sürdürüleceğini belirtti. “Zeytin de bizim, kömür de bizim” Muğla’daki düzenlemelere de değinen Dönmez, değişikliğin sadece sınırlı ve geçici bir alanı kapsadığını kaydetti. Etki alanındaki 82 bin zeytin ağacının kesilmeyeceğini, bilimsel ve tarımsal esaslara göre uygun zamanda taşınacağını açıkladı. Taşınamayan ağaçların yerine yeni zeytinlik sahalarının kurulacağını, işletmelerden iki kat rehabilitasyon bedeli alınacağını söyledi. “Zeytin de bizim, kömür de bizim” pankartıyla destek veren işçiler ve bölge halkının karara sahip çıktığını vurguladı. “Yatırımcı dostu ve çevreci bir model geliyor” Yeni düzenlemeyle birlikte ÇED, orman izni, imar ve vasıf değişikliği gibi süreçlerin eş zamanlı yürütülebileceğini aktaran Dönmez, RES ve GES projeleri için izin süreçlerinin sadeleştirileceğini belirtti. Ayrıca orman izin bedeli indirimlerinin 2030’a kadar uzatılacağını ifade etti. “Enerji yönetimi artık dijitalleşme ve stratejiyle yapılmalı” Enerji yönetiminin yalnızca üretim değil, aynı zamanda verimlilik, dijitalleşme ve akıllı stratejiyle mümkün olduğunu vurgulayan Dönmez, “Ekonomiler artık kaynak zenginliğinden çok, bu kaynakları nasıl yönettikleriyle güç kazanıyor” dedi. Yeni düzenlemenin yatırımcılara belirsizlikleri azaltacağını, kamu denetimini ve çevre hassasiyetini artıracağını belirtti. "Madencilikte insan ve çevre hassasiyeti arttırılarak rehabilitasyon süreçleri yeniden düzenleniyor." Konuşmasının sonunda “Güçlü Türkiye yolunda üretmeye, çalışmaya ve kaynaklarımızı akıl ve bilimle yönetmeye devam edeceğiz” diyen Dönmez, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna, ortak akıl ve millet iradesiyle ulaşacağını ifade etti.

900 Yılda Oluşan Bir Avuç Toprak Yasayla Bir Günde Yok Olacak Haber

900 Yılda Oluşan Bir Avuç Toprak Yasayla Bir Günde Yok Olacak

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve zeytinlik alanların da madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasa teklifini sert sözlerle eleştirdi. Yasanın yalnızca zeytinliklerle sınırlı kalmayıp tarım arazileri, su kaynakları, ormanlar, tarihi sit alanları ve yaşam alanlarını da tehdit ettiğini vurgulayan Süllü, teklifin doğaya ve geleceğe açık bir ihanet olduğunu ifade etti. Süllü, “Dostum Trump’ın ‘mine everywhere’ yani ‘Her Yerde Maden’, ‘Milli Parkları, Tarihi Anıtları Bile Kazın’ sözleri ve stratejik madenler vurgusu teklifinizle birebir örtüşüyor. İnsan, ‘bu kadar da tesadüf olur mu?’ diye düşünmeden edemiyor” diyerek iktidarın politikalarına dikkat çekti. “İklim Yasası Değil, Kirletenin Aklandığı Yasa” İklim Kriziyle mücadelede azaltım ve uyum süreçlerine dair önlem alınması gerekirken, iktidarın “İklim Yasası” adı altında şirketlerin bedelini ödeyerek daha fazla kirletmesinin önünü açtığını belirten Süllü, “Ardından, madencilerin tüm ülkeyi talan alanına çevirebileceği bir metni kucağımızda bulduk. Dostum Trump’ın ‘mine everywhere’ yani ‘Her Yerde Maden, Milli Parkları, Tarihi Anıtları Bile Kazın’ sözü ve stratejik madenler vurgusu, teklifinizle örtüştüğünden insan ‘bu kadar da tesadüf olur mu’ diye düşünmeden edemiyor” dedi. “Tarım Alanları, Su Kaynakları, Ormanlar Tehlikede” Teklifle sadece zeytinliklerin değil, tarım alanları, su kaynakları, ormanlar, tapulu araziler ve tarihi sit alanlarının da madencilik için kullanılabileceğini vurgulayan Süllü, “Gıdamız, suyumuz, geleceğimiz yok olacak. Bu yok oluşu rehabilitasyon maddeleriniz önleyemez” dedi. Paralar Şirketlere, Maliyet Hepimize Kalıyor Birleşmiş Milletler raporlarının, madenlerle tahrip edilen alanların geri getirilemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu hatırlatan Süllü, altın gibi metalik maden alanlarında fidan dikmenin çözüm olmadığını belirtti. Süllü, “Burada gösterilen sözde rehabilitasyon resimleri kömür madenlerine ait. Asıl gereken restorasyon ise büyük paralar gerektiriyor. Ama paralar şirketlere, maliyet hepimize kalıyor. Sağlığımız, toprağımız, suyumuz, coğrafyamız hepsi maliyetin içinde” diyerek tepki gösterdi. “Toprak Sadece Ağaç Kökü Değil, Bir Ekosistem” Süllü, teklifin savunulmasında sıkça kullanılan “ağaç dikeriz” söylemini de eleştirerek, “Ağaç sadece kökten ve yapraktan ibaret değil. Her biri, toprağı, yeraltı su kaynaklarını, her tür canlıyı ve yaban hayatını barındıran bütünsel bir ekosistemdir” dedi. “Bir avuç toprak 900 yılda oluşuyor. Topraklarımız 25–30 yıl ömrü olan termik santraller ya da madenler için heba edilemez” uyarısında bulunan Süllü, 2030 yılı itibarıyla Türkiye topraklarının yüzde 88’inin çölleşme riski altında olduğunu hatırlattı. “Sakarya Vadisi Tehlike Altında, Kanser Vakaları Artıyor” Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz’da altın madenciliği nedeniyle fasulyenin artık yetişmediğini, ağaçların kuruduğunu ve kanser vakalarının arttığını belirten Süllü, aynı şirketin şimdi de Sakarya Vadisi’ne yöneldiğini ifade etti. “Mikroklima iklimine sahip, İstanbul’u zeytin, narenciye ve yeşillikle besleyen bu vadiye Cengiz Holding el attı. Daha maden açılmadan sondajlarla vadi delik deşik edildi. Siyanür sızması hâlinde Sakarya Nehri’nin geçtiği yedi il risk altında.” Trump’ın stratejik madenlere ilgisini hatırlatan Süllü, Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin de ciddi endişe yarattığını söyledi. “Vahşi Madencilikle Yürekler Ağzımızda” Süllü, Türkiye’nin dört bir yanında süren madencilik faaliyetlerinin sömürge madenciliğiyle eşdeğer olduğunu ifade ederek Kazdağları, Mazıdağı, Muğla, Soma, Amasra ve İliç’teki örnekleri sıraladı: “Ne yazık ki ne denetim var, ne caydırıcılık. Bu teklif yasalaşırsa ülkemizin her köşesi yangın yerine dönecek. Bir yanda orman yangınları sürerken, diğer yanda bu yasa doğrudan felakete davetiye çıkarıyor.” “Bu Yasayı Geri Çekin, Vicdanınıza Kulak Verin” Süllü, konuşmasının sonunda Hatay’daki yangınla ilgili sanatçı Derya Cesur’un dizelerini Genel Kurul kürsüsünden okuyarak, AK Parti sıralarına vicdan çağrısı yaptı: “Diyelim ki biz öldük, siz kaldınız. Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar. Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete. Baktınız, kalmamış yakacak tek bir ağaç, sönmeyen ocak, akacak tek damla gözyaşı. Sonra? Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız?” “Diyelim ki kurdunuz, külden ağaçlar, uçmayan kuşlar, ağıtlar, bu ziftli yaslar sarmışken toprağı, mutlu mu olacaksınız? Bize nasip bunca kalp ağrısından size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?” Bu dizelerin “görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, vicdanlara ses” olmasını isteyen Süllü, teklifin derhâl geri çekilmesini talep etti.

Paramızın İtibarı Demokrasiden, Adaletten Geçer! Haber

Paramızın İtibarı Demokrasiden, Adaletten Geçer!

TBMM’de tutuklu belediye başkanları ile gazetecilerin durumuna dikkat çeken CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Dünyaya ‘Türkiye iyiye gidiyor’ diye göstereceksek, paramızın, ekonomimizin itibarını yükselteceksek bunun yolu demokrasiden geçer, adaletten geçer” dedi. “İtibarın göstergesi demokrasinin gücüdür” diyen Çakırözer tutuklu belediye başkanlarının durumuna dikkat çekerek, “Milyonların Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nu, Zeydan Kararlar'ı, Muhittin Böcek'i, seçilmiş belediye başkanlarımızı hapse atarsanız, Beylikdüzü Belediye Başkanımız Murat Çalık'ı onca hastalığına rağmen zindanda ölüme terk ederseniz, gazetecileri zindanda tutarsanız ülkemizin itibarı artmaz! Ekonomimiz de güçlenmez” diye konuştu. “İTİBARIN GÖSTERGESİ DEMOKRASİNİN GÜCÜDÜR” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Genel Kurulu'nda Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde söz alarak tutuklu belediye başkanları ile gazetecilerin durumuna dikkat çekti. Çakırözer belediye başkanlarını, gazetecileri zindanda tutarak demokrasinin, ekonominin düzelmeyeceğini belirtti. “TÜRK PARASI SİZİN İKTİDARINIZDA YERLE BİR OLDU” Türk parasının değerinin AKP iktidarı döneminde yerle bir olduğunu söyleyen Çakırözer, TBMM kürsüsünde en büyük banknot olan 200 lirayı göstererek şöyle konuştu: “Torba yasanın adı ‘Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’ ama hangi kıymet? Türk parası sizin iktidarınızda yerle bir olmuş durumda? İşte, en büyük banknotunuz 200 lira burada ama bu 200 lirayla pazara çıkılamıyor, yarım kilo kıyma almıyor bu 200 lira! 2009'da 135 dolar alıyordu, şimdi 5 dolar almıyor. Peki, kim bunun sorumlusu? Tabii ki ‘Ver yetkiyi, gör etkiyi’ diyen saraydaki ekonomiste!” “EMEKLİYE REFAH, ASGARİ ÜCRETLİYE DERMAN YOK” TBMM’de görüşülen Türk Parasının kıymetinin korunmasına ilişkin teklifin emekliye, asgari ücretliye, çiftçiye, KOBİ’lere çare olmadığını aktaran Çakırözer, asgari ücretin arttırılması çağrısını yenileyerek şöyle konuştu: “Bu yasa 16,5 milyon emeklimizi yok sayıyor. Bunlardan 5 milyonu ayda 14 bin 469 lirayla yaşama mücadelesi veriyor. ‘Gelin, artıralım’ diyoruz, yok! Emekliye refah payı yok ‘Kök maaşı artıralım’ diyoruz yok! Milyonlarca asgari ücretlinin derdine derman da yok. ‘Haydi gelin, asgari ücreti 30 bin lira yapalım’ diyoruz yok! Çünkü emek düşmanısınız.” “KOBİLERE CAN SUYU, ÇİFTÇİNİN MAZOTUNA İNDİRİM YOK” “Ekonomi daralmış, reel sektör kan ağlıyor, konkordatolar rekor kırıyor. Bu pakette üreten, istihdam sağlayan KOBİ'mize, sanayicimize can suyu yok. Neymiş bu paket? Vergide adaleti sağlayacakmış. Kuyruklu yalan! Bunca yoksulluk varken bakın, dolar milyoneri sayısındaki artışta dünya birincisiyiz. Ne demek bu? Çok kazanandan çok almıyorsun demek! Vergiyi garibandan, emekliden, emekçiden alıyorsun demek, çiftçiden alıyorsun demek. Haydi gelin, çiftçinin kullandığı mazotun ÖTV'sini kaldıralım, var mısınız? Kaldırmazsınız çünkü çiftçi düşmanısınız!” “GAZETECİ ZİNDANDAYKEN TERÖRSÜZ TÜRKİYE’Yİ ANLATAMAZSINIZ” “Bir yandan ‘Toplumsal barışı sağlayacağız, terörsüz Türkiye yaratacağız’ diyorsunuz, diğer yandan bunları halka anlatacak gazetecileri zindana atıyorsunuz” diyen Çakırözer cezaevlerindeki tutuklu gazetecilere de özgürlük çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Gazeteci Furkan Karabay 66 gündür iddianamesiz zindanda. Gazeteci Ercüment Akdeniz 148 gündür zindanda hem de 12-13 yıl öncesinden uydurma gerekçelerle. Yine, gazeteci Perihan Sevda Erkılınç egzama, astım, çölyak rahatsızlıklarına rağmen 1 Mayıs gerekçesiyle Bakırköy'de iki aydır zindanda. Fatih Altaylı bir aydır zindanda, akıllara ziyan bir durum ama sadece Fatih Altaylı değil, 86 milyonun haber alma hakkı da zindanda. Bir başka gazeteci, Oğuz Bakır, Genel Başkanımızın gündeme getirdiği, daha sonra başsavcılıkça ismi açıklanan Torosçu savcıyı açıkladı diye şu anda ev hapsinde. Sözcü TV 10 gün karartılmıştı, on günün sonunda dün gece açılırken yeni bir cezayla açıldı. Neresinden baksanız basına sansür, tutuklama, tehdit artarak sürmekte. O zaman nasıl anlatacaksınız terörsüz Türkiye'yi, toplumsal barışı bu millete?” “MURAT ÇALIK DERHAL SERBEST KALMALI” Meclis’ten çağrıda bulunan Çakırözer, “Dünyaya Türkiye'yi iyiye gidiyor diye göstereceksek, paramızın, ekonomimizin itibarını yükselteceksek bunun yolu demokrasiden geçer, adaletten geçer. Murat Çalık ve tüm hasta tutukluları, evladına bakmak zorunda olan kadın tutukluları, milletimiz tarafından seçilmiş belediye başkanlarımızı, siyasi parti liderlerini, gazetecileri, hak savunucularını derhâl serbest bırakın ama siz bırakmazsanız da milletimize sözümüz söz, bu ülkede mahkemede de pazarda da mutfakta da Türkiye'nin birinci partisi, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sağlayacağız” dedi.

Soframızda ki Zeytine Saldırı! Haber

Soframızda ki Zeytine Saldırı!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan Meclis'te görüşülmekte olan Maden Kanunu ile ilgili olarak Meclis kürsüsünden seslendi. “Bu yasa, zeytinlikleri sermayeye peşkeş çekme yasasıdır!” diyerek tepki gösteren CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan şu ifadeleri kullandı; Zeytinlikleri Korumak Anayasal Görev Değil mi? Anayasa, zeytinliklerin ve tarım alanlarının korunmasını emrediyor. Peki bu teklifin yeniden Meclis’e getirilmesi anayasal suç değil mi? Bakan ve milletvekilleri olarak bağlılık yemini ettiğiniz anayasaya aykırı bu düzenleme karşısında neden susuyorsunuz? “Kamu Yararı” mı, Rant Yararı mı? Bu düzenleme yürürlüğe girerse, kamu yararı adı altında zeytinlikler ticarileştirilmeyecek mi? “Kamu yararını” kim, neye göre tanımlayacak? Ekosistem Gözden mi Çıkarıldı? Tarım ve orman alanları madene ve imara açılırsa, yerel ekosistemler ve su kaynakları nasıl etkileneceğine dair ÇED raporları hazırlanmış mıdır? Kalkınma Değil, Doğa Yağması Enerji ve maden şirketlerinin baskısıyla zeytinlikleri proje alanına çevirmek “kalkınma” değil, “doğa yağması” değil midir? Soframızdaki Zeytine Saldırı Türkiye’nin en stratejik tarım ürünlerinden biri olan zeytin tehdit altında. Bu saldırı üretime, çiftçiye ve gıda güvenliğine darbe değil midir? Unutmayınız ki köylü milletin efendisidir. O nedenle Meclis’ten beklenen; üreticiyi yoksulluğa, köyü tasfiyeye, toprağı rant uğruna talana sürükleyen politikalardan vazgeçilmesidir. Köylünün hakkını savunmayan bir siyaset, bu toprakların ruhuna da tarihine de ihanettir."

Bu Düzen Halkı Değil, Faizi ve Faizcileri Koruyor! Haber

Bu Düzen Halkı Değil, Faizi ve Faizcileri Koruyor!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, emekliden işçiye, esnaftan çiftçiye kadar geniş halk kesimlerinin geçim mücadelesi verdiğini belirtti. İktidarın ekonomi politikalarını sert sözlerle eleştiren Arslan, “2025 yılı için enflasyonu %17 hedefliyorsunuz, ücret zamlarını bu hedeflenen oranlara göre yapıyorsunuz ama Merkez Bankası beklentisi bu yıl enflasyon beklentisi %30. Bu, halkın cebinden gelirlerinin en az %50 sini çalmak demektir!” dedi. “4 milyon emekliyi sadakaya muhtaç hale getirdiniz” En düşük emekli maaşının 14.469 TL’nin altında kaldığını hatırlatan Arslan, milyonlarca emeklinin kök maaşını bile bilmediğini, hükümetin “hazine yardımı” adı altında insanları sosyal yardımlara mahkûm ettiğini vurguladı. “Bütçeye yük dediğiniz emekli mi, yoksa 50 milyar dolarlık faiz mi?” İktidarın emekliye verilecek 2400 TL’lik desteği “yük” olarak gördüğünü, oysa yalnızca 2025 bütçesinde faize 50 milyar dolar ayrıldığını söyleyen Arslan, “Bu ülkenin yükü emekliler emekçiler değil, sizsiniz! Bu adaletsiz düzendir” ifadelerini kullandı. “Önergemizi yine reddettiniz!” CHP Grubu’nun en düşük maaşların 30 bin TL’ye yükseltilmesi, memur emeklilerine 16.000 TL seyyanen telafi ödemesi yapılması ve sendikal hakların tanınması için sunduğu önerge AKP ve MHP oylarıyla bir kez daha reddedildi. “Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz!” Arslan, “Bu mücadele sadece emeklinin değil; çiftçinin, işçinin, geçinemeyen milyonların mücadelesidir. Bu düzen değişmeden adalet gelmez!” diyerek sözlerini tamamladı

CHP'li Arslan: "Atatürk İsmi Neden Silindi?" Haber

CHP'li Arslan: "Atatürk İsmi Neden Silindi?"

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Eskişehir'de yeni yapılan stadyuma "Atatürk" isminin verilmemesiyle ilgili tartışmaları Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi veren Arslan, "Atatürk'ün adını bu halkın hafızasından silemezsiniz" dedi. "Atatürk olacak" sözü neden tutulmadı? Milletvekili Arslan, şehir merkezindeki eski "Atatürk Stadyumu"nun yıkılmasının ardından inşa edilen yeni stadyuma da Atatürk isminin verilmesinin Eskişehir kamuoyunun ortak beklentisi olduğunu hatırlattı. AK Parti Eskişehir Milletvekili ve eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın bu yönde kamuya açık vaatte bulunduğunu belirten Arslan, "Bu söz neden tutulmadı?" diye sordu. Yeni isim: Fethi Heper - Kalkan mı, vefa mı? 2025 yılı Haziran ayında stadyuma "Prof. Dr. Fethi Heper" isminin verilmesinin, kamuoyundan gelecek tepkiyi yumuşatmak amacıyla atılmış stratejik bir adım olduğunu ifade eden Arslan, "Fethi Heper'e bir itirazımız yoktur. Ancak bu isim Atatürk'ün adını silmenin bahanesi haline getirilemez. Eskişehir'in Cumhuriyetle kurduğu bağ hedef alınmıştır" dedi. Cumhurbaşkanlığı tensibi hangi belgeye dayanıyor? Stadyum isminin "Cumhurbaşkanı'nın tensipleriyle" belirlendiği yönündeki açıklamaların kamuoyuna açıklandığını hatırlatan Arslan, bu ifadenin hangi yazılı belgeye, kararnameye ya da kurumsal sürece dayandığını da Bakan'a sordu. Arslan, "Böylesine sembolik bir kararın belgesiz, usulsüz şekilde alındığına dair izlenim kamuoyunda artıyor. Bu durum açıklığa kavuşturulmalıdır" dedi. "Mali tartışmalarla Atatürk'ü gölgeleyemezsiniz" AK Parti temsilcilerinin stadyum isimlendirmesini sponsorluk ve kulübe gelir gerekçeleriyle savunmaya çalıştığını hatırlatan Arslan, bu yaklaşımı da eleştirdi: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adı bir sponsorluk pazarlığına indirgenemez. Bu tartışmayı çirkinleştiren her yaklaşım, Eskişehir halkının aklıyla alay etmektedir." Bakan'a yöneltilen sorular Milletvekili Arslan'ın Bakan Osman Aşkın Bak'a yönelttiği sorular arasında şu başlıklar yer alıyor: Yeni stadyuma Atatürk ismi verilmemesi kararını kim aldı? "Cumhurbaşkanı tensibi" ifadesi hangi resmi karara ya da belgeye dayanmaktadır? Nabi Avcı tarafından kamuoyuna verilen "Atatürk olacak" sözü neden yerine getirilmedi? Fethi Heper ismi, kamuoyundan gelecek tepkiyi yumuşatmak amacıyla mı tercih edilmiştir? Stadyumlara isim verme yetkisi hangi yasal dayanağa göre kimde toplanmıştır? Bakanlık bünyesinde Atatürk isminin kullanılmamasına yönelik açık ya da örtülü bir politika ma uygulanmaktadır? Bu sadece bir tabela meselesi değil" İbrahim Arslan açıklamasında, "Bu konu yalnızca bir stadyum ismi meselesi değildir. Bu konu, Cumhuriyet değerlerine ve toplumsal hafızaya dönük açık bir müdahaledir. Eskişehir halkının iradesine rağmen alınan bu kararın karşısındayız. Atatürk'ün adını bu şehirden silemezsiniz" ifadelerine yer verdi.

Çakırözer: "TRT 19 Mart Sivil Darbesinin Medya ve Yargı Ayağı Oldu!" Haber

Çakırözer: "TRT 19 Mart Sivil Darbesinin Medya ve Yargı Ayağı Oldu!"

TBMM’de konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TRT’de Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna ilişkin ‘masumiyet karinesini’, ‘soruşturmanın gizliliğini’ ihlal eden yayınları ‘yargısız infaz’ olarak değerlendirerek, “Her şeyini halkın finanse ettiği bu TRT şimdi olmuş 19 Mart sivil darbesinin medya ve yargı ayağı! Kamu yayıncısı tarafsız olmalıymış, masumiyet karinesiymiş, soruşturmanın gizliliğiymiş hiçbiri umurlarında değil! Varsa yoksa İmamoğlu düşmanlığı! Yapılan yayınlara bakıyorsunuz, düpedüz yargısız infaz! Ortada iddianame dahi yok ama TRT cezayı kesmiş, ‘uzun yıllar yatacaklarmış’. Ne bir TRT yöneticisi ne bir iktidar yönetici çıkıp ‘Arkadaşlar, siz ne yapıyorsunuz? Ayıptır, günahtır, suçtur’ demiyor, diyemiyor! Çünkü TRT'nin uzaktan kumandası sarayda” dedi. Tutuklu İBB Başkanı ve muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargılanmasının TRT’den canlı yayınlanması çağrısı yapan Çakırözer, “Eğer bu TRT AKP'nin borazanı olmadıysa, azıcık ar damarı varsa o zaman çıkın Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun yargılamasını TRT'den canlı verin” dedi. BÜTÇESİNİN YÜZDE 90’I MİLLETTEN: 20 YILDA 510 MİLYAR TOPLADI TRT ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği düzenlemelerin yer aldığı Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri TBMM Genel Kurulu’nda başladı. Görüşmelerde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TRT bütçesinin vatandaşın vergilerinden oluştuğuna dikkat çekerek muhalefete temsilcilerinin konuşmalarına yer verilmeyen yayınları eleştirdi. Çakırözer tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargılamalarının TRT’den canlı yayınlanması çağrısını yeniledi. TRT’nin bütçesinin yüzde 90’ının milletin vergilerinden karşılandığını dile getiren Çakırözer, “Bütçesini millet veriyor, AKP'lisi, CHP'lisi, partilisi, partisizi 86 milyonun vergileriyle maaşlar ödeniyor, yayınlar hazırlanıyor. Genel Müdür Komisyonda övünüyor: ‘Üç yılda gelirimiz yüzde 692 arttı’ diye. Evet, arttı, nasıl arttı? Cebimizdeki telefondan yüzde 12, evimizdeki televizyondan, radyodan yüzde 16, masadaki bilgisayarımızdan yüzde 4, kolumuzdaki saatten yüzde 16, arabamızdaki radyodan, traktörde de varsa radyodan yüzde 1 TRT'ye bandrol gidiyor. 20 yılda toplam 510 milyar lira gitmiş. 4 kişilik bir aileden TRT'ye kesilen para tam 20 bin lira. Daha da üstüne bir de vatandaştan ekstra ücret alıyorlar Tabii adında kurdukları dijital platformu izlesin diye. Ayıptır, ayıp!” dedi. “BİLİMSEL RAKAMLARINIZ NEYMİŞ ÇIKIN AÇIKLAYIN” “Her şeyini halkın finanse ettiği bu TRT şimdi olmuş Tayyip Erdoğan radyosu televizyonu, sarayın borazanı, AKP'nin yayın organı” diyen Çakırözer, şunları söyledi: “Açın bakın, TRT'nin hiçbir yayınında muhalefetin açıklamaları, ismi dahi yok. Seçim dönemi adaletsizlik arşa değdi. Erdoğan ve adaylarına sonsuz süre tanınırken CHP'ye, İYİ Partiye, DEM'e bırakın saati dakikayla, saniyeyle yer yok. Yetmedi, hiçbir gerçekliği olmayan videoları yayınlayarak yalana dolana alet oldu bu TRT. Seçim günü bile hukuku çiğneyerek partizanca taraflı yayın yaptılar. Seçimler bitti, CHP olarak Türkiye'nin 1'inci partisi olduk ama bakıyorsunuz, AKP'nin, MHP'nin grup toplantıları tam tamına verilirken Genel Başkanımıza üç beş dakika yer zorla veriliyor. TRT Genel Müdürü çıkmış ‘Bu rakamlar bilimsel değil’ diyor. Çıkın açıklayın o zaman bilimsel rakamlarınızı ama açıklayamazsınız çünkü öyle bir rakam yok, arada uçurum var, uçurum.” “19 MART DARBESİNİN MEDYA VE YARGI AYAĞI” TRT’nin 19 Mart sivil darbesinin hem medya hem de yargı ayağı haline getirildiğine de dikkat çeken Çakırözer, şöyle konuştu: “Kamu yayıncısı tarafsız olmalıymış, masumiyet karinesiymiş, soruşturmanın gizliliğiymiş; hiçbiri umurlarında değil! Varsa yoksa İmamoğlu düşmanlığı. Açın TRT'yi, alt yazılara bakın; ‘İBB para çarkı nasıl işledi?’, ‘Usulsüz yapıya kullanım izni’, ‘İşte, ele geçirilen paralar’, ‘Rüşvet çarkı kurdular’ Yapılan yayınlara bakıyorsunuz, düpedüz yargısız infaz. Diyor ki programdaki konuk: ‘Bunlar çete, bunlar mafya, uzun yıllar hapiste olmaları gerekir’ Ortada iddianame dahi yok ama TRT cezayı kesmiş, uzun yıllar yatacaklarmış. Ne bir TRT yöneticisi ne bir iktidar yönetici çıkıp ‘Arkadaşlar, ne yapıyorsunuz? Ayıptır, günahtır, suçtur’ demiyor, diyemiyor çünkü TRT'nin uzaktan kumandası sarayda.” “AVUKATLARIN CEVAP HAKKINI KULLANDIRIN” “Hadi bu yayınları yaptınız, bari en temel hak, cevap hakkını kullandırın, avukatlarının yanıtlarını yayınlayın. Onu da yapmıyorsunuz. Masumiyet karinesi aşılmış, soruşturmanın gizliliği ihlal edilmiş, kimin umurunda? TRT Genel Müdürü çıkmış ‘Cumhurbaşkanımızın her saniyesini canlı veririm’ diyor. Tamam, ver ama bizi de ver. Genel Başkanımız millet iradesinin gasp edilmesine karşı Anadolu'da haftada iki gün, 100 binlerin katıldığı miting düzenliyor; işte, yarın Silivri'deyiz, 19 Mayıs’ta İzmir’deyiz. Hangisini veriyor bu TRT? Bu mitinglerin kaç dakikasını yayınladınız? Türkiye'nin 1'inci partisinin liderinin mitingleri, oradaki milyonların adalet ve hukuk arayışının İmamoğlu'na özgürlük çığlığının hiç mi haber değeri yok bu TRT için, bu millet için?” “İMAMOĞLU YARGILAMALARINI TRT’DEN CANLI VERİN” “Eğer bu TRT sarayın, AKP'nin borazanı olmadıysa, azıcık ar damarı varsa o zaman çıkın Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun yargılamasını TRT'den canlı verin. Zerre vicdanınız, ahlakınız kaldıysa bu yargılamayı canlı yayından verin. ‘Hodri meydan!’ diyoruz ve şunu da buraya yazıyoruz: Tayyip Erdoğan'ın radyo televizyonuna dönen bu TRT'nin hukuk devletini, adaleti, demokrasiyi yok sayan, tarafsızlığı unutan, bir partinin propaganda aletine dönüşen yayın politikasının, yapılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin hesabını er ya da geç yargı önünde soracağız.”

Gençlerin, Öğrencilerin Günlerini, Geleceğini Çalmayın! Haber

Gençlerin, Öğrencilerin Günlerini, Geleceğini Çalmayın!

İBB Başkanı ve 15,5 milyonun Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu için yapılan protestolarda gözaltına alınan ve tutuklanan üniversite öğrencileri ile gençlere yaşatılan hukuksuzlukları Meclis gündeminde dile getiren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, gençler için özgürlük istedi. Çakırözer, “TBMM'den vicdanıyla hareket eden hakim ve savcılara sesleniyoruz; 'özgürlük ve adalet' istedi diye 80 genç hala hukuksuzca cezaevinde! Ülkemizin geleceği gençlerimizin bir gün dahi cezaevinde olmaması gerekir! Gençlerin, öğrencilerin günlerini, geleceğini çalmayın! Gençleri, üniversite öğrencilerini derhal serbest bırakın!” çağrısını yaptı. “GENÇLER HUHUKSUZLUKLARA KARŞI ÇIKTI” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için yapılan eylemlerde gözaltına alınan ve tutuklanan gençlerin, öğrencilerin durumunu gündeme getirdi. Cezaevinde bulunan 80’den fazla öğrencinin en kısa sürede serbest bırakılması çağrısı yapan Çakırözer, şunları söyledi: “Bir ülkenin dünyadaki gücünü, büyüklüğünü belirleyen en önemli kriter, yurttaşlarının ne kadar adaletle yönetildiğidir. İşte, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 34 ne diyor: ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.’ Koltuğunu kaybedeceğini anlayan tek adam iktidarı, 19 Mart sivil darbesiyle milyonların Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nu tutukladı. İradesine sahip çıkan, adaletsizliklere sesini çıkaran milyonlar Saraçhane'ye, şehirlerdeki meydanlara aktı. Üniversitelerde gençler bu hukuksuzluğa karşı çıktı, sesini yükseltti. Peki, yirmi üç yıldır bu ülkeyi yöneten bu iktidar olarak siz ne yaptınız? Geleceğimiz gençlerimiz ile üzerine titrediğimiz polislerimizi karşı karşıya getirdiniz.” “BAYRAMDA CEHENNEMİ YAŞATTINIZ” Türkiye’nin dört bir yanında binlerce öğrencinin Ekrem İmamoğlu'na özgürlük istedikleri için şiddetle, darpla gözaltına alındığını aktaran Çakırözer, “Kolu kırılanlar, dişi dökülenler, gözü moraranlar, psikolojisi bozulanlar hiçbirine acımadınız. Saatlerce ters kelepçeyle aç, susuz, tuvaletsiz bıraktınız. Delilsiz, sadece gözaltı fotoğraflarıyla bu çocukları tutuklayıp bayramda günlerce cehennemi yaşattınız. İşte, utanarak gösterdiğim fotoğraflar... Bu morluklar gördüğü polis şiddeti sonucu oluştu. Savcısı, hâkimi, emniyeti, valisi, hepsinin haberi var ve bu görüntülerden yüzlerce binlercesi var” dedi. “BU ÇOCUKLAR SİZE NE YAPTI! CİNAYET Mİ İŞLEDİLER, ÇETE Mİ KURDULAR?” TBMM’den “Bu çocuklar ne yaptı size?” diye soran Çakırözer, şöyle konuştu: “Cinayet mi işledi, çete mi kurdu? Gözüne, ağzına biber gazı sıkacak, tekme tokat orantısız güç kullanacak kadar öfkelenmeniz için ne yaptılar? Hepsi bizim evlatlarımız, bu ülkenin yetiştirdiği pırıl pırıl gençler ve meydanlarda tek istedikleri şey adalet ve özgürlük ama Türk Bayrağı açmak bile suç oldu iktidarınızda. Hatta gençler cezaevindeyken bile yeni suç iddianameleri ürettiniz, delilsiz, belgesiz. Günlerce aynı kıyafetlerle hijyenden uzak eziyet ettiniz. ‘Hastayım’ dediler, ilaçları vermediniz, doktor yüzü göstermediniz. ‘Sınavım var, ders çalışayım’ dediler, ders notlarını vermediniz. Gençleri ya en tehlikeli mahkûmlarla IŞİD'çilerle, çetelerle aynı koğuşa koydunuz ya da betonda yatırdınız. En vicdansızı da anaları babaları günlerce çocuklarından habersiz bıraktınız.” “SINAVINA GİREMEYEN, İŞİNDEN OLANLAR VAR” Bayram boyu kurdukları dayanışma ağıyla ailelerin, milletvekillerinin, baroların, gönüllü avukatların, cezaevlerindeki gençlerin mağduriyetlerine çare aradığını belirten Çakırözer, “Suçlamaların yatarı dahi olmamasına rağmen bu gençlerin çoğunun on beş yirmi gün boyunca özgürlüğünü çaldınız. Şu anda hâlâ 80 evladımız Silivri'de, İzmir'de, Bursa'da hukuksuzca cezaevinde. Derslerine katılamadığı için sınavına giremeyen, yıl kaybetme riski yaşayan var, çalışıp ailesine bakan, tutuklanınca işinden olanlar var, hâlâ ilaca erişimde sıkıntı var” dedi. “GENÇLERİ DERHAL SERBEST BIRAKIN!” “Gazi Meclisten hâlâ vicdanıyla hareket eden hâkim ve savcılara çağrıda bulunuyorum: Artık yeter, Anayasa'mıza uyun! Bu zorba iktidarın susturmaya çalıştığı bu gençlerimizin cezaevinde bir gün bile olmaması gerekir” diyen Çakırözer, şu çağrıyı yaptı: “18 Nisan’da ve sonrasında duruşmaları var, duruşmayı dahi beklemeden bu gençlerimizi derhâl serbest bırakın. Bu gençlerimiz normal hayatlarına, okullarına, eğitimlerine, ailelerine dönsün, yurtlarını, okullarını kaybetmesin. Bu çocuklar ülkemizin geleceği! Gelecek korkuyla, zindanla değil, gençlere duyulan güvenle yazılır. 19 Mart sivil darbesine karşı çıktıkları için bu zorba iktidar tarafından hukuksuzca tutuldukları zindanlardan ‘Yine de adalet ve özgürlük’ diye haykıran gençlerimizi selamlıyor ve dayanışma duygularımızı gönderiyorum. Bir başka selam da bu iktidarın kayırmacı, keyfî, liyakatsiz atamaları karşısında Türkiye'nin dört bir yanında öğretmenlerine sahip çıkan lise öğrencilerine. Sizler bizlerin umudumuzsunuz, bizler de sizlerin ve öğretmenlerinizin sonuna kadar yanınızda olacağız.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.