SON DAKİKA
Hava Durumu

#Türkiye Büyük Millet Meclisi

Porsuk Haber Ajansı - Türkiye Büyük Millet Meclisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Büyük Millet Meclisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Azami Özen Değil, Azami Sessizlik! Haber

Azami Özen Değil, Azami Sessizlik!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, 8 Eylül 2025 tarihinde İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan olaylara ilişkin verdiği soru önergelerine TBMM Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın verdiği (ya da vermediği) yanıtları sert sözlerle eleştirdi. Arslan, milletvekillerine yönelik yoğun gaz ve fiziki müdahale uygulanmasına rağmen iki kurumun da sessiz kaldığını belirterek, “Azami özen değil, azami sessizlik gösteriliyor” dedi. “Ben de o gün yoğun gaz ve fiziki müdahaleye maruz kaldım” CHP’li Arslan, olay günü yaşanan polis müdahalesinde kendisinin de doğrudan hedef olduğunu hatırlatarak, “O gün ben de dahil çok sayıda milletvekili yoğun gaz ve fiziki müdahaleye maruz kaldık. Milletin vekillerine yapılan bu saldırı, doğrudan Meclis’in onuruna yönelmiştir” ifadelerini kullandı. Arslan, olay sonrası hem TBMM Başkanlığı’na hem de İçişleri Bakanlığı’na iki ayrı soru önergesi verdiğini belirterek, süreci şöyle anlattı: “TBMM Başkanlığı, önergeme ‘İçtüzük kapsamına girmediği’ gerekçesiyle cevap vermemeyi tercih etti. İçişleri Bakanlığı ise süresi içinde yanıt göndermedi. Yani biri susarak, diğeri kaçarak sorumluluktan kaçtı.” “Bozdağ’ın ‘azami hassasiyet’ ifadesi, gerçeği örtbas etme çabasıdır” TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın, önergeye gönderdiği yanıtta yer alan “TBMM ve milletvekillerinin saygınlığının korunmasında azami özen ve hassasiyet gösterilmektedir” cümlesine de sert tepki gösteren Arslan, şunları söyledi: “Eğer gerçekten azami özen gösteriliyorsa, milletvekillerine gaz sıkılırken, fiziki müdahalede bulunulurken Meclis neredeydi? Nasıl bir hassasiyet ki Meclis Başkanlığı tek bir açıklama bile yapmadı, tek bir girişimde bile bulunmadı? Bu süslü ifadeler, gerçeği örtbas etmenin ve sorumluluktan kaçmanın kılıfıdır.” Arslan, Meclis Başkanlığı’nın asli görevinin milletvekillerinin onurunu ve kurumun itibarını korumak olduğunu vurgulayarak, “TBMM, milletin iradesini temsil eden kurumdur; sessiz kalamaz, kalmamalıdır” dedi. “Bu işin peşini bırakmayacağız” CHP’li Arslan, açıklamasının sonunda Meclis Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın tavrına karşı siyasi ve hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Biz susmayacağız, geri adım atmayacağız. Milletvekillerine yönelik bu antidemokratik saldırının hesabını sormaya, Meclis’in itibarını ve halkın iradesini korumaya kararlılıkla ne devam edeceğiz. Bu işin peşini bırakmayacağız.”

İlaç Yokluğu Derinleşiyor, Halkın Sağlığı Tehlikede! Haber

İlaç Yokluğu Derinleşiyor, Halkın Sağlığı Tehlikede!

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Türkiye’de ilaç tedarik zincirinde yaşanan kriz ve eczacılık hizmetlerinin sürdürülemez hale gelmesine ilişkin iki ayrı yazılı soru önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sundu. Arslan, biri Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na, diğeri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’a yöneltilen önergelerinde, ilaç yokluğu, sabit euro kuru, kamu kurum iskontosu (KKİ) krizi ve halkın ilaca erişimindeki zorlukları gündeme taşıdı. “Halk ilaca ulaşamıyor, eczacılar ayakta kalamıyor” Sağlık Bakanı’na yönelttiği önergesinde ilaç tedarik zincirindeki kırılmanın artık toplumsal bir krize dönüştüğünü vurgulayan Arslan, “İlaç fiyatlandırmasında kullanılan sabit avro değeri 21,67 TL iken, piyasa kuru 48 TL’nin üzerinde. Bu makas, ithal ilaçların ülkeye girmesini imkânsız hale getirdi. Kanser ve kronik hastalıkların tedavisi aksıyor, halkın yaşam hakkı tehlikede” dedi. Arslan, eczanelerin de artan kira, enerji, personel ve vergi yükleri altında ezildiğini belirterek, “Eczacılar bıçak kemiğe dayandı diyor; hem ekonomik olarak tükenmiş durumdalar hem de halkın öfkesine maruz kalıyorlar. Sağlık Bakanlığı artık geçici değil, kalıcı ve öngörülebilir çözümler üretmelidir” ifadelerini kullandı. “Bazı ilaç firmaları devleti ve vatandaşı zarara uğratıyor” CHP’li Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yönelttiği diğer soru önergesinde ise Kamu Kurum İskontosu (KKİ) sistemindeki suistimalleri gündeme taşıdı. Türk Eczacıları Birliği’nin Nisan 2025 raporuna atıfta bulunan Arslan, en az 22 firmanın 60’tan fazla ilaçta KKİ uygulamadığını veya eksik uyguladığını belirterek şunları söyledi: “Bazı firmalar SGK ile yaptıkları anlaşmaları hiçe sayıyor; iskontoyu uygulamıyor, fark vatandaşın cebinden çıkıyor. Bu durum hem ekonomik hem de etik bir sorumsuzluktur. SGK bu firmalar hakkında hangi denetimi yaptı, hangi yaptırımı uyguladı, kamuoyuna açıklansın.” Arslan ayrıca, “Eşdeğeri olmayan ilaçlarda KKİ uygulamayan firmalar pazar hâkimiyetlerini kötüye kullanıyor. Bu keyfî tutum hem rekabet hukukuna aykırıdır hem de halkın ilaca erişimini engellemektedir.” sözleriyle tepkisini dile getirdi. “Sağlık hakkı pazarlık konusu olamaz” CHP’li İbrahim Arslan, ilaç fiyatlandırması, sabit kur politikası ve KKİ uygulamalarındaki aksaklıkların Anayasa’nın 56’ncı maddesiyle güvence altına alınan sağlık hakkını fiilen ihlal ettiğini belirterek, şu çağrıyı yaptı: “Sağlık bir hak, ilaç temel bir ihtiyaçtır. Yurttaşlarımızın ilaca ulaşamadığı, eczanelerin kapı kapı ilaç aradığı bir sistem kabul edilemez. Devlet, halkın sağlığını piyasanın insafına bırakamaz. İlaç fiyatlandırma politikaları, katkı payı oranları ve kamu kurum iskontosu sistemi, halkın lehine yeniden düzenlenmelidir.” Milletvekili Arslan, önergelerinin yalnızca eczacılarla ilgili değil, doğrudan halkın yaşam hakkına ilişkin olduğunu vurgulayarak, “Hedefimiz, halkın ilaca kolay eriştiği, eczacının emeğinin karşılığını aldığı, sürdürülebilir bir sağlık sistemi kurulmasıdır” dedi.

Trump’la Hangi Anlaşmaları Yaptınız Meclis’te Açıklayın! Haber

Trump’la Hangi Anlaşmaları Yaptınız Meclis’te Açıklayın!

TBMM’de uluslararası anlaşmaların görüşmelerinde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin Erdoğan-Trump görüşmesinde gündeme gelip gelmediğinin Meclis’te açıklanmasını istedi. Çakırözer, “Biz Eskişehirliler merak ediyoruz: Trump'la masaya bizim Beylikova'daki 694 milyon tonluk nadir element rezervimiz konuldu mu? İletişim Başkanlığı sözde bizi yalanlamış ama haberi dünyaya duyuran yabancı haber ajansına sesini çıkarmıyor. Partimizin de 1 milyon Eskişehirlinin de talebi nettir: Nadir toprak elementleri Türkiye'nin, teknolojinin geleceğidir. Gelin, bu madenleri Trump'a jest olsun diye Amerikan şirketlerine meze yapmayın” dedi. “HANGİ ANLAŞMALARI YAPTINIZ MECLİS’TE AÇIKLAYIN” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’de uluslararası ticaret anlaşmalarının görüşmelerinde söz alarak Eskişehir Beylikova’daki nadir toprak elementlerini gündeme getirdi. Çakırözer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile Beyaz Saray’daki görüşmesinde Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin gündeme gelip gelmediğinin Meclis’e açıklanmasını istedi. “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Washington ziyaretinde, iki ülke arasındaki ticarete ilişkin verilen tavizler konusunda açıklama bekliyoruz” diyen Çakırözer, görüşmelerde Erdoğan ile Trump arasında hangi anlaşmalar yapıldı diye sordu. “TÜRK ÇİFTÇİSİNE, ESNAFINA YOK! ABD ŞİRKETLERİNİ İKİLETMEDİNİZ!” Çakırözer şöyle konuştu: “Randevuyu alabilmek için dahi Trump'ın oğluna 225 uçaklık sipariş geçtiniz. Washington'a gitmeden Amerikan ürünleri üzerindeki vergi yükünü kaldırdınız. Gel, çiftçinin, esnafın, dar gelirlinin üzerindeki vergi yükünü kaldıralım dediğimizde kaçarsınız ama Amerikan şirketlerinin vergi yükü için hiç ikiletmediniz. Neymiş? ‘Trump'a jest olsun’muş. Peki, tüm bunların karşılığında ne aldınız? Mesela, Türkiye'den çelik ve alüminyum alımına getirilen vergileri kaldırtabildiniz mi? Hayır. Kaldırmadığı gibi üstüne bir de yüzde 10 ek tarife bindirdi. Türkiye'ye silah ambargosu, verilmeyen F-35 uçaklarımız, uçak motorlarımız için ne yanıt aldınız? Görüşmelerde hangi anlaşmalar yapıldı? Çıkın, açıklayın! Trump ile görüşmenin somut kazanımları nelerdir? Getirin Meclis’e, 86 milyon hep birlikte öğrenelim. ‘Trump bize meşruiyet verdi’ deyip bu işin içinden sıyrılamazsınız çünkü meşruiyet ancak ve ancak milletten alınır.” “KENDİ TEKNOLOJİMİZ, KENDİ EKONOMİMİZ İÇİN KULLANALIM” “Trump'la masaya Beylikova'daki 694 milyon tonluk nadir element rezervimiz konuldu mu?” diye de soran Çakırözer, “Eskişehirliler biz merak ediyoruz! İletişim Başkanlığı sözde bizi yalanlamış ama haberi dünyaya duyuran yabancı haber ajansına sesini çıkarmıyor. Partimizin de 1 milyon Eskişehirlinin de talebi nettir: Nadir toprak elementleri Türkiye'nin, teknolojinin geleceğidir. Gelin, bu madenleri Trump'a jest olsun diye Amerikan şirketlerine meze yapmayın. Gelin, bu madenleri kendi ülkemizde işleyerek kendi teknolojimiz, kendi ekonomimiz için artı değer yaratır hale getirelim” diye konuştu.

İtfaiyeciler Artık Hak Ettikleri Statüye Kavuşmalı Haber

İtfaiyeciler Artık Hak Ettikleri Statüye Kavuşmalı

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan , itfaiyecilerin hak ettiği saygınlığı, özlük haklarını ve sosyal güvencelerini güçlendirmek amacıyla hazırladığı “Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sundu. Kanun teklifiyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na “ İtfaiye Hizmetleri Sınıfı ” eklenmesi ve bu kapsamda görev yapan personelin ek göstergesinin 3600’e çıkarılması öngörülüyor. “İtfaiyeciler bu ülkenin sessiz kahramanlarıdır” Arslan yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İtfaiyeciler, gecesini gündüzüne katıp vatandaşın canını kurtarmak için kendi canını riske atan bu ülkenin sessiz kahramanlarıdır. Buna rağmen hâlâ ayrı bir hizmet sınıfına sahip değildirler. Bu durum hem mesleğin saygınlığını hem de çalışma barışını zedelemektedir. Biz bu teklifle, itfaiyecilerin emeğinin, alın terinin ve yürekliliğinin hak ettiği değeri bulmasını istiyoruz.” “Seyitgazi yangını hepimizin yüreğini yaktı” CHP’li Arslan, geçtiğimiz yaz Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde meydana gelen orman yangınında görev başında hayatını kaybeden kahramanlara da dikkat çekti: “Seyitgazi’de meydana gelen yangında hayatını kaybeden kahramanlarımız, bu mesleğin ne kadar tehlikeli ve onurlu olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu ülkenin ateşle, dumanla, ölümle savaşan bu insanları artık görmezden gelinemez. Onlar sadece mesleklerini değil, yaşamlarını ortaya koyuyorlar. Bu teklif, hem onların hatırasına bir vefa hem de görevdeki tüm itfaiyecilere bir umut olacaktır.” “Soru önergeleri yanıtsız kaldı, artık adım atılmalı” Arslan, 1 Temmuz 2025 tarihinde Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı ’ya orman yangınlarıyla ilgili yönelttiği soru önergesinin hâlen yanıtlanmadığını hatırlatarak şunları söyledi: “Yangınlarla mücadelede yaşanan eksiklikleri sorduğumuzda bile cevap alamıyoruz. Ama artık sadece beklemekle yetinmeyeceğiz. Bu kanun teklifiyle hem itfaiyecilerimizin yıllardır dile getirdiği taleplerin karşılanmasını hem de onların insanca koşullarda yaşamalarını istiyoruz.” Kanun teklifiyle öngörülen düzenlemeler: * 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na “İtfaiye Hizmetleri Sınıfı” ekleniyor. * İtfaiyecilerin ek göstergesi 3600’e çıkarılıyor. * Mesleğin statüsü, özlük hakları ve çalışma koşulları yasal güvenceye kavuşturuluyor. Arslan’dan çağrı: “ Bu teklife siyaset üstü bir sahiplenme bekliyoruz ” “Bu teklif sadece CHP’nin değil, Türkiye’nin ortak vicdanına hitap eden bir düzenlemedir. İtfaiyecilerimizin emeğine, alın terine ve canına saygı duyan herkesin bu değişikliğe destek vermesini bekliyorum.”

Çakırözer'den "Demokrasi ve Özgürlükler Masası" Çağrısı Haber

Çakırözer'den "Demokrasi ve Özgürlükler Masası" Çağrısı

TBMM Genel Kurulu’nda cezaevlerinde tutuklu belediye başkanlarının, hak savunucularının ve gazetecilerin durumuna dikkat çeken CHP’li Utku Çakırözer, cezaevlerindeki düşünce suçluları ve siyasi mahkumlar için “Demokrasi ve Özgürlükler Masası” kurulması çağrısını yaptı. Meclis’te Mayıs 2023 seçimlerinde Hatay milletvekili seçilen, AYM'nin hak ihlali kararlarına rağmen tahliye edilmeyen ve vekilliği düşürülen Can Atalay başta olmak üzere 15,5 milyonun Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu belediye başkanları ve gazetecilere yaşatılan hukuksuzlukları tek tek sıralayan Çakırözer, “Gazze'de ateşkesin sağlanması için kurulan masada, resimde Türkiye'nin yer alması önemlidir, değerlidir. Ama Türkiye'nin bir başka masada daha yer alması gerekir! O da demokrasi masasıdır, özgürlükler masasıdır! Nitekim Meclis’imizde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bu açıdan önemli bir fırsat sunmaktadır. Ancak bir yandan terör meselesini, Kürt sorununu çözeceğiz, toplumsal barışı sağlayacağız derken diğer yandan cezaevlerinin ağzına kadar düşünce suçlularıyla, siyasi mahkumlarla doldurulmuş olması kabul edilemez” dedi. “DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER” MASASI ÇAĞRISI CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak cezaevlerinde tutuklu siyasetçilerin, hak savunucularının, gazetecilerin durumuna dikkat çekti. Çakırözer, cezaevlerinde hukuksuzca tutulan belediye başkanları, bürokratlar, hak savunucuları, gazeteciler için “Demokrasi ve Özgürlükler Masası” kurulması çağrısını yaptı. “CAN ATALAY’A YAPILAN DA BÜYÜK HUKUKSUZLUK” TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada cezaevlerinde tutuklu siyasetçileri, bürokratları, hak savunucularını ve gazetecileri tek tek sıralayan Çakırözer, şunları söyledi: “Dün bu Mecliste İsrail'in 3 milletvekilimize yönelik hukuksuzluğuna hep birlikte tepki gösterdik, ortak tavır sergiledik. Vurgulamak isterim ki hukuksuzlukla karşı karşıya olan bir milletvekilimiz de Hatay Milletvekili Can Atalay'dır. Anayasa Mahkemesi’nin 3 kez lehinde verdiği kararlara rağmen iki buçuk yıldır aramızda olamaması, bizlerle bir arada olacağına Silivri zindanında tutuluyor olması Anayasa'ya, yasalara, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığına ve Hatay halkının iradesine saygısızlıktır. O da seçilmiş milletvekilidir, bir an önce aramızdaki yerini alması gerekmektedir.” “CEZAEVLERİNİ SİYASİ MAHKUMLARLA DOLDURDUNUZ” “Gazze'de ateşkesin sağlanması için kurulan masada, resimde Türkiye'nin yer alması önemlidir, değerlidir. Ama Türkiye'nin bir başka masada daha yer alması gerekir, bir başka resim daha vermesi şarttır; o da demokrasi masasıdır, özgürlükler masasıdır! Nitekim Meclisimizde kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bu açıdan önemli bir fırsat sunmaktadır ancak bir yandan terör meselesini, Kürt sorununu çözeceğiz, toplumsal barışı sağlayacağız derken diğer yandan cezaevlerinin ağzına kadar düşünce suçlularıyla, siyasi mahkûmlarla doldurulmuş olması kabul edilemez.” “KAVALA’YA ZİYARETÇİ YASAĞI ” “Selahattin Demirtaş'ı 9 yıldır cezaevinde tutuyorsunuz AİHM kararlarına rağmen, Osman Kavala 2900 gündür özgürlüğünden mahrum yine uygulamadığınız AİHM kararlarına rağmen, üstüne bir de şimdi ziyaretçi yasağı getirdiniz. Tayfun Kahraman tam 1265 gündür hücrede; eşiyle, kızıyla bugün tam 181'inci görüşmeyi yapmışlar Silivri'de. Oysa Anayasa Mahkemesi hakkındaki hükmü bozarak yeniden yargılama kararı verdi. Neden hala zindanda? Çiğdem Mater, Mine Özerden üç buçuk yıldır niye zindanda?” “İMAMOĞLU 200 GÜNDÜR ZİNDANDA” “Hukuksuz yere tutsak edilen belediye başkanlarımız var, sadece Cumhuriyet Halk Partimizin değil 15,5 milyon yurttaşımızın oylarıyla Cumhurbaşkanı adayımız seçilen Sayın Ekrem İmamoğlu dün Silivri zindanında 200'üncü gününü tamamladı. Tek suçu Erdoğan'a karşı girdiği her seçimi kazanmak. Sağlık sorunlarıyla mücadele veren Mehmet Murat Çalık'ın inatla cezaevinde tutulması ne adalete ne vicdanlara sığıyor. İşi gücü, tüm sevdası Adana olan Zeydan Karalar'ın ne işi var Silivri zindanında Allah aşkına? Muhittin Böcek, Tunç Soyer, Ahmet Özer, Rıza Akpolat, Resul Emrah Şahan, Hasan Akgün, Alaattin Köseler, Hasan Mutlu ve diğer başkanlarımız niye zindanda? Buğra Gökçe, Mehmet Ali Çalışkan, Şenol Aslanoğlu, Ramazan Gülten, Kadriye Kasapoğlu, Nazan Başelli ve daha onlarca emekçi bürokratımızın hepsi masum, hepsi günahsız! Bu insanların ne işi var ailelerinden, evlatlarından, sevdiklerinden mahrum bir biçimde aylardır zindanlarda?” “ALTAYLI’NIN PROTESTOYA DÖNÜŞEN SESSİZLİĞİ 86 MİLYONUN KARANLIĞI” “Silivri'de ve diğer zindanlarda gazeteciler var hukuksuzca tutsak. İşte, Fatih Altaylı cezaevinde yüz on gününü geride bıraktı. Sebep? Sözleriyle, evet sadece sözleriyle Cumhurbaşkanına fiilî saldırıda bulunmuş. Olacak iş mi demeyin; baskı altındaki mahkeme aynen bu gerekçeyle Altaylı'yı bırakmıyor. Fatih Altaylı'nın boş kalan koltuğu, protestoya dönüşen sessizliği aslında 86 milyonun, hepimizin karanlığa gömülmesidir. Ya genç meslektaşım Furkan Karabay'a yaşatılan zulüm; daha 29 yaşında, yüz kırk sekiz gündür tek başına hücrede. Gerekçe? Cumhurbaşkanına hakaret. İlke TV'den Ercüment Akdeniz'i, sırf aralarında hayatta dahi olmayanların da yer aldığı tanıklar mahkemeye gelmedi diye iki yüz otuz iki gündür haksız hukuksuz yere zindanda tutuyorsunuz. Gazeteci Perihan Sevda Erkılınç'ı hasta hâliyle aylardır Bakırköy Cezaevinde tutuyorsunuz.” “ESKİ YOL ARKADAŞINIZIN İÇİN SES ÇIKARMIYORSUNUZ” “Daha düne kadar AKP sıralarında birlikte oturduğunuz Hüseyin Kocabıyık'ı da zindana attınız. Ne için? AKP iktidarının acı gerçeklerini söyledi diye. Siz, kendi arkadaşınıza dahi yaşatılan adaletsizliklere, hukuksuzluklara ses çıkarmıyor, çıkaramıyor olabilirsiniz ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hangi görüşten olursa olsun, kim olursa olsun 86 milyonun hakkını, hukukunu, özgürlüğünü sonuna kadar savunacağız. Adaletsizliğe uğrayan herkesin sesi olmaya devam edeceğiz.”

CHP Seyitgazi İlçe Yönetimi Genel Başkan Özgür Özel'le Bir Araya Geldi Haber

CHP Seyitgazi İlçe Yönetimi Genel Başkan Özgür Özel'le Bir Araya Geldi

Cumhuriyet Halk Partisi Seyitgazi İlçe Başkanı Selma Sara ve Yönetim Kurulu üyeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Eskişehir Milletvekilleri ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya geldi. TBMM'de Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü ile birlikte Genel Başkan Özgür Özel'i ziyaret eden CHP Seyitgazi İlçe Yönetimi adına İlçe Başkanı Selma Sara yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Türkiye Büyük Millet Meclisi ziyaretimiz kapsamında Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ve milletvekillerimizle bir araya geldik. Bizleri içtenlikle karşılayan Eskişehir Milletvekillerimiz Sayın Utku Çakırözer, İbrahim Arslan ve Sayın Jale Nur Süllü’ye misafirperverlikleri, sıcak sohbetleri ve ilgileri için yürekten teşekkür ediyorum. Ziyaretimiz sırasında Seyitgazi’mizin sorunlarını ve ihtiyaçlarını dile getirdik; ilçemizin geleceği adına neler yapılabileceğini konuştuk. Sayın Utku Çakırözer ile özellikle tarım, altyapı, gençlik ve kültürel kalkınma konularında verimli bir fikir alışverişinde bulunduk. Her zaman olduğu gibi, Seyitgazi halkının sesini Ankara’ya taşımak ve çözüm üretmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ardından CHP Grup Toplantısı’na katılarak Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ile bir araya geldik ve Seyitgazi halkının selamlarını kendisine ilettik. Bu buluşmada ayrıca Seyitgazi Türbemizin rölyefini Sayın Genel Başkanımıza hediye ettik. Bu anlamlı hediye, hem ilçemizin tarihini hem de inancımızın, kültürümüzün ve dayanışmamızın simgesidir. Genel Başkanımızın kararlı ve umut dolu mesajları bizlere bir kez daha güç verdi. Seyitgazi için, Cumhuriyetimizin değerleri için ve halkın iktidarını kurmak için durmadan çalışmaya devam edeceğiz.''

Çakırözer: ''Meşruiyet Uçakla Değil, Demokrasiyle Alınır'' Haber

Çakırözer: ''Meşruiyet Uçakla Değil, Demokrasiyle Alınır''

TBMM Genel Kurulu yeni yasama dönemine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta ADB’de gerçekleştirdiği ziyaretlerdeki açıklamaları ve yapılan anlaşmalar ile başladı. Muhalefet anlaşmalar ve görüşmeler için Meclis’e bilgilendirme isterken, Gazze’ye yardım götüren Sumud Filosu’na yönelik müdahalelere karşı AKP’nin somut adımlar atmamasını eleştirdi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Bu yoksul halkın milyonlarca emeklinin, emekçinin alın terini Trump’a jestlediniz! Neyin karşılığında? Trump size meşruiyet verecekmiş. 6 yıl önce de ‘aptal olma seni mahvederim’ diyordu o dostunuz! Şimdiki söylem ‘sana meşruiyet vereceğiz” olmuş. Meşruiyet öyle parayla uçak satın alarak edinilmez! Sadece milletten alınır! Demokrasiyle alınır, adalet ile alınır!” dedi. Çakırözer, AKP’nin Gazze için somut adım atmamasına tepki göstererek, “Gazze için artık laf değil, tavır alın! Biz Gazze için, Filistin için, insanlık için susanlardan değil, konuşanlardan, direnenlerden yana olacağız” diye konuştu. MUHALEFET MECLİS’E BİLGİLENDİRME İSTEDİ, AKP REDDETTİ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta katıldığı Birleşmiş Milletler toplantıları ile ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmelerde Türkiye adına hangi kazanımların elde edildiği, hangi anlaşmaların yapıldığı TBMM’de tartıştırma konusu oldu. Yeni Yol Grubu Erdoğan’dın ABD ziyaretinin ekonomik ve siyasi taahütlerinin izaha muhtaç olduğu gerekçesiyle Meclis’te Genel Görüşme talebinde bulunurken, talep AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. “TRİLYONLARCA LİRAYI TRUMP’A JESTLEDİNİZ” Görüşmelerde CHP Grubu adına konuşan Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Görüşmede Trump ve Amerikan şirketlerinin ne aldığı belli. Ama Türkiye’nin aldığı hiçbir şey yok!” dedi. Türkiye’de halkın bütçesinden trilyonlarca liranın Trump’a jestlendiğini belirten Çakırözer, şöyle konuştu: “Randevu rüşveti için Trump’un oğluna 225 uçaklık siparişi geçtiniz. Yolda Trump’a milyarlarca liralık jest yapıp ABD ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini kaldırdınız! Trump ise çelik ve alüminyumda Türkiye’ye uyguladığı vergileri kaldırmadığı gibi, üstüne yüzde 10 ek tarife bindirdi. Siz de buna sevindiniz! ABD’den 20 yıllığına 70 milyar metreküp LNG alıyorsunuz. Hem de bölgedeki kaynaklardan daha pahalıya! Peki hani Türkiye’nin çıkarı? Türkiye’ye silah ambargosu, verilmeyen F35 uçaklarımız için ne yanıt aldınız? ‘Parasını ödedik ama vermiyorsunuz’ demişsiniz. Aferin ne büyük başarı! Bu mu fevkaladenin fevki! Bu yoksul halkın milyonlarca emeklinin, emekçinin alın teri bütçeden trilyonlarca lirayı Trump’a jestlediniz! Ama koca geziden bir uçak motoru dahi alamadan döndünüz! Gerisi laftır!” “MEŞRUİYET UÇAKLA DEĞİL, DEMOKRASİYLE ALINIR” ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Erdoğan–Trump görüşmesi öncesi “Trump’ın “Onlara meşruiyet verelim” dediği” şeklindeki açıklamalarını da eleştiren Çakırözer, “Trump size meşruiyet verecekmiş. 6 yıl önce de ‘aptal olma seni mahvederim’ diyordu o dostunuz! Şimdiki söylem ‘sana meşruiyet vereceğiz” olmuş. Meşruiyet öyle parayla uçak satın alarak edinilmez! Sadece milletten alınır! Demokrasiyle alınır, adalet ile yüksek ahlak ile alınır! Bu yüzdendir ki çıkıp “Ey Trump senin vereceğin meşruiyete ihtiyacım yok!’ diyemediniz! diyemezsiniz de! Çünkü milletin karşısına çıkacak yüzünüz yok. Hodri meydan hem içine düştüğünüz acizlikten kurtulmak hem de bu milletin tüm bu rezillikten sonra size vereceği meşruiyeti değil ama dersi görmek için sandığı getirin!” çağrısını yaptı. “GAZZE İÇİN NE YAPTIRIM NE BİR ÇIT VAR..” Çakırözer, Gazze’ye yardım götüren Sumud Filosu’na yönelik İsrail müdahalesini eleştirirken, iktidarı Gazze için somut adımlar atmaya davet etti. “AKP iktidarının İsrail karşısındaki suskunluğu, etkisizliği en az olanlar kadar üzücüdür” diyen Çakırözer, “Aylarca İsrail ile kah doğrudan kah arka kapıdan ticaret yaptınız. Ne İKÖ ne NATO ne TDT hiçbir platformda İsrail’i caydıracak tek bir yaptırım koyamadınız. Şimdi çıt çıkaramıyorsunuz” diye konuştu. “İNSANLIĞA SALDIRI, AÇIKCA KORSANLIK!” İsrail’in Gazze’ye yardım götüren Sumud Filosu’na yönelik müdahalesine AKP’nin suskun ve etkisiz kaldığını belirten Çakırözer, şunları söyledi: “Bugün insanlık büyük bir saldırı ile karşı karşıyayız. Aralarında milletvekili arkadaşlarımızın, yurttaşlarımızın da olduğu yüzlerce barış gönüllüsü, Sumud Filosu’nda. Tek amaçları İsrail’in iki yıldır süren zulmü karşısında dünyanın dikkatini Gazze’ye çekmek! Dün israil, uluslararası hukuku, vicdanları hiçe sayarak, bu sivil yardım filosuna müdahale etti. Masum sivilleri alıkoydu, teknelere el koydu. Bu yapılan, açıkça korsanlıktır, insanlığa saldırıdır. Kınıyorum, lanetliyorum. Bu filo Filistin halkının haklı direnişinin simgesidir. Gazze için umudu, barışı büyüten o cesur yüreklere dayanışma duygularımızı iletiyorum.” “DOLARIN YEŞİLİNİ KONUŞMAKTAN GAZZE’Yİ KONUŞAMADINIZ” Çakırözer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Gazze için bir konuşma yapmamasını de eleştirerek, “İşte ABD’ye gittiniz, dostunuz Trump sizin foyanızı ortaya çıkardı: “Erdoğan’ın Gazze konusunda ne düşündüğünü dahi bilmiyorum” diyor! Çünkü doların yeşilini konuşmaktan Gazze’yi Filistin’i konuşamadınız! Bir tek televizyona konuştunuz. ‘Trump bu işi çözemedi’ dediniz. Doğruydu ama Dışişleri Bakanı Rubio “Böyle konuşurlar sonra da Beyaz Saray’da randevu için yalvarırlar” deyince bu küstahlığa ağzınızı açıp tek kelime edemediniz” dedi.

Beylikova’daki Nadir Toprak Elementi Rezervini ABD’ye mi Pazarlıyorsunuz? Haber

Beylikova’daki Nadir Toprak Elementi Rezervini ABD’ye mi Pazarlıyorsunuz?

CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Beylikova’daki 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervi için TBMM’ne soru önergesi verdi. Trump-Erdoğan görüşmesinde rezervin masaya getirileceği iddiasına dikkat çeken Süllü, “Milli kaynaklarımız kısa vadeli kişisel siyasi pazarlıkların konusu olamaz” dedi. Kamuoyunda büyük tepkilere yol açan “Zeytinlikler Talan Yasası“ olarak adlandırılan yasa teklifi görüşmelerinde Temmuz ayında TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleştirdiği konuşmada Beylikova’daki nadir toprak elementleri (NTE) rezerviyle ilgili Trump konusunda çarpıcı iddiaları gündeme getiren Süllü, bu kez de Trump-Erdoğan görüşmesi öncesi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yanıtlaması istemiyle iki ayrı soru önergesi vererek Türkiye’nin en stratejik kaynaklarından biri olan rezervin, küresel güçlerle kişisel çıkar hesaplarına konu edilmesine sert tepki gösterdi. Beylikova’daki Nadir Toprak Elementleri İçin Çarpıcı Sorular Basına yansıyan haberlerde, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Eylül’de yapacağı görüşmede Beylikova’daki rezervlerin doğrudan gündeme getirileceği yönündeki iddialara dikkat çeken Süllü, Çin bağımlılığından kurtulmak isteyen Washington yönetiminin Türkiye’yi ABD’nin mineral tedarikçisi olarak gördüğünün açıkça ifade edildiğini hatırlattı. “Trump Hangi Gerekçeyle Eskişehir’deki NTE’leri Talep Ediyor?” ABD’li yetkililerin Beylikova rezervlerini “stratejik fırsat” olarak nitelendirmesinin, ülkemizin zenginliklerinin küresel güçlerin pazarlık malzemesi haline getirildiğini ortaya koyduğunu belirten Süllü, Beyaz Saray’da yapıldığı öne sürülen gizli bir toplantıda Trump’ın, Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki terör örgütleriyle mücadelesi karşılığında Eskişehir’deki NTE’leri talep ettiğine dair iddiaların da aydınlatılması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yönde bir taahhütte bulunup bulunmadığının kamuoyuna açıklanması gerektiğini vurgulayan Süllü, “Milli kaynaklarımızın, ülkemizin güvenliğiyle pazarlık konusu yapılması kabul edilemez” dedi. “Talan Yasası Şüpheleri Derinleştiriyor” TBMM’de apar topar geçirilen ve kamuoyunda “talan yasası” olarak anılan düzenlemelerin NTE’lerle ilgili ciddi soru işaretleri doğurduğunu dile getiren Süllü, Beylikova rezervlerinin bu yasa kapsamında yabancı şirket ve devletlerle yapılan gizli mutabakatlara açılıp açılmadığının ortaya konulmasını istedi. Bu kapsamda, herhangi bir ön anlaşma, niyet protokolü ya da mutabakatın yapılıp yapılmadığını soran Süllü, varsa hangi ülkeler ve şirketlerle masaya oturulduğunun kamuoyuna açıklanmasını talep etti. “Katma Değerli Üretim Mi, Ham İhracat Mı?” 2022 yılında verdiği 7/68010 Esas Numaralı soru önergesine, Sivrihisar ilçesi, Karkın Mahallesi'nde kurulacak olan pilot tesiste 2023 yılında üretim yapılması, pilot tesisten alınacak sonuçlar üzerine de endüstriyel tesis yatırımının planlandığı yanıtının verildiğini hatırlatan Süllü, Beylikova’daki NTE rezervlerinin işlenmesi, değerlendirilmesi konusunda bugüne kadar yapılan planlama ve çalışmaların neler olduğunu sordu. Savunma, havacılık ve uzay sanayisi, otomotiv, biyomedical alanlarında kullanılabilecek Çin’den sonra en büyük rezerv olan 694 milyon ton içinde nadir toprak elementleri oksitleri neodimyum, seryum, pladyum içinde ek olarak bulunan toryum, uranyumun işlenerek hammadde olarak satılması yerine, fosil yakıtların gitgide tükendiği gezegenimizde ileriki yılarda ülkemizde geliştirilecek teknolojilerle sanayimize dolayısıyla ekonomimize kazandırılması gerektiğini söyleyen Süllü, kurulacağı söylenen pilot tesiste hangi aşamada olunduğunu sordu. Süllü ayrıca, Beylikova’daki rezervlerin işlenmesi ve değerlendirilmesine yönelik Türkiye’nin bu alanı işletecek teknolojik altyapısını ve eğer yoksa, hangi yabancı devlet veya şirketlerle işbirliği planlandığı sorularını yöneltti. “Türkiye Sömürge Düzenine Teslim Edilemez” Türkiye’nin stratejik madenlerini küresel güçlerin çıkar hesaplarına teslim etmenin ülkeyi sömürge düzenine mahkûm edeceğini vurgulayan CHP’li Süllü, savunma, teknoloji ve enerji gibi stratejik sektörlerde NTE’lerin kullanımına yönelik devlet politikalarının varlığını sorguladı. Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump ile görüşmesi öncesinde ABD ürünlerinde ek gümrük vergilerinin kaldırılmasının gerekçesini de sorgulayan Süllü, “Türkiye’nin çıkarları mı korunuyor, yoksa stratejik madenlerimiz küresel pazarlıklarda masaya mı sürülüyor” diyerek kamuoyuna seslendi.

CHP'li Arslan: "Milletvekiline Şiddet Emrini Kim Verdi?" Haber

CHP'li Arslan: "Milletvekiline Şiddet Emrini Kim Verdi?"

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, 8 Eylül 2025’te CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan polis müdahalesini hem Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’a hem de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yazılı soru önergeleriyle taşıdı. Olaylarda çok sayıda milletvekili gaz ve fiziki müdahaleye maruz kalırken, bazı vekiller hastanede tedavi altına alınmak zorunda kaldı. Arslan da biber gazı ve polisin sert müdahalesi nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadığını, milletvekili olarak adına kayıtlı aracının ve danışmanlarının İl binasına sokulmadığını belirtti. Arslan, milletvekillerine yapılan bu muamelenin doğrudan TBMM’nin saygınlığını hedef aldığını vurgulayarak, “Milletin vekiline yapılan her saldırı, aslında Meclis’in onuruna yapılmıştır. Bu saldırılar milletin iradesini temsil eden kuruma yönelmiştir” dedi. “Emri Kim Verdi?” CHP’li Arslan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya şu soruları yöneltti: Milletvekillerine yönelik gaz ve fiziki müdahale emrini kim verdi? Milletvekilleri olarak adlarımıza kayıtlı araçların ve danışmanların İl binasına alınmamasının hukuki dayanağı nedir? Sağlık sorunları yaşayan ve hastanede tedavi gören milletvekilleri hakkında resmi rapor hazırlanmış mıdır? Görevli polisler, İstanbul Valisi veya Emniyet Müdürü hakkında işlem başlatılacak mıdır? TBMM Başkanı’na Çağrı Arslan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a da hitaben şu soruları yöneltti: Milletvekillerine yönelik bu şiddet karşısında TBMM Başkanlığı hangi girişimlerde bulunacaktır? Meclis’in itibarı ve vekillerin onuru için hangi somut adımlar atılacaktır? Kolluk kuvvetlerinin milletvekillerine müdahalesi hangi emir-komuta zinciri içinde gerçekleşmiştir? “Meclis’in Onuru Korunmalı” CHP’li Arslan, “TBMM’nin onurunu korumak için dik durması gereken makam, Meclis Başkanlığıdır. Milletin iradesini temsil eden vekilleri ezen her girişim, doğrudan Meclis’i hedef alır. Bu nedenle hem TBMM Başkanı’nın hem de İçişleri Bakanı’nın derhal sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.