SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarla

Porsuk Haber Ajansı - Tarla haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarla haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Gürer: "Çiftçinin Yüzde 74’ü Bildiği Ürünü Ekiyor" Haber

CHP'li Gürer: "Çiftçinin Yüzde 74’ü Bildiği Ürünü Ekiyor"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, yapılan araştırmalara göre çiftçinin yüzde 74’ü bildiği ürünü ektiği, arz açığı ve olumsuz şartları dikkate alarak ekim yapan çiftçi sayısının yüzde otuzlarda kaldığını söyledi. Gürer, “Tarımda üretim planlaması şart!” diyerek girdi maliyetlerinden iklim krizine, TARSİM primlerinden çoban bulma sorununa kadar birçok konuda çözüm yaratılmasının iktidarın görevi olduğuna işaret etti. Çiftçi besici Atakan Dündar ise acı gerçeği paylaştı: “6 liraya sattığımız arpanın tohumunu 15 liraya alıyoruz.” dedi. ÜRETİM PLANLAMASI EKSİKLİĞİ BÜYÜK SORUN Tarımda üretim planlamasının önemine dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde tarımın en önemli sorunlarından biri de üretim planlaması. Çiftçilerin üretim tercihlerine baktığımızda, yüzde 74’ü alıştığı ürünü, yüzde 30’u ise satışı hızlı olan ürünü ekiyor. Yüzde 30’u da daha iyi kazanacağını düşündüğü ürünün ekimine yöneliyor. Su sorunu ve olası riskleri dikkate alan ise sınırlı üretici var. Bu bağlamda uzman desteği alan çok az çiftçi bulunuyor ki, onlar da genelde büyük işletmeler. Bu bağlamda yaşanan iklim değişiklikleri ve arz sorunları nedeniyle ihtiyaca uygun üretim yapılmasının planlanması gerekiyor. Organik tarım ve iyi tarım örneklerinde ise yeterli atılım sağlanamıyor.” dedi. Gürer, çiftçilere yönelik yapılan anketlerde en büyük sorunun girdi maliyetlerindeki artış olduğunu belirterek, “Girdi maliyetlerindeki artış birinci sırada, iklimsel problemler ikinci sırada, işçi bulamama ise üçüncü sırada yer alıyor. Pazar sorunu, tarımsal zararlılar, hastalıklar ve sulama suyu yetersizliği de çiftçilerimiz tarafından dile getiriliyor,” ifadelerini kullandı. Çiftçiler, oda, birlik ve kooperatiflere yönelik kapsamlı düzenlemeler sağlanması, daha az ama daha etkili yapıların oluşturulması taleplerini dile getiriyor. Ayrıca TARSİM sigortasından kredi teminine kadar daha çiftçi yanlısı uygulamalar beklediklerini belirtiyorlar. Özellikle, “Biz üretiyoruz; aracı ve büyük marketler sırtımızdan kazanıyor. Bir de ithalatla, ürettiğimiz ürün değer bulduğunda önümüz kesiliyor. Çiftçi, üretici ve tüketicinin korunacağı düzenlemelere ihtiyaç var.” diyorlar. “6 LİRAYA SATIP, 15 LİRAYA TOHUM ALIYORUZ” Üretici Atakan Dündar, üretim tercihlerini ve yaşadıkları sorunları şu sözlerle aktardı:“Bizim burası kurak bir memleket olduğu için genelde vatandaş bir yıl arpa ekiyorsa bir yıl buğday ekiyor. Onu da işte kurak gitti mi, dönüm başı 100 kilo arpa alıyor. Zaten o da girdi maliyetleri fazla olduğu için masrafını ödemiyor, hep zarar. Ondan sonra, 6 liraya geçen sene arpa satıyoruz, 15 liraya tohum alıp tarlaya geri ekiyoruz. Yani 6 liraya satıp 15 liradan geri tohumunu alıyorsun. Geçen sene öyle oldu; 6 liraydı arpanın kilosu. Ben kendim hayvancılık yapıyorum, yetmediği için bazı arkadaşlardan da aldık. Tekrar tarlalara tohum ekerken hazır tohumun kilosunu 15 liradan aldık.” Dündar, sulama maliyetlerine de değinerek, “Geçen sene ben bir saat suya 500 liradan su parası ödedik. Bu sene 700 mü olur, 800 mü olur, kaç kere zam geldi?” diye konuştu. TARSİM PRİMLERİ ÇOK YÜKSEK Sigorta sisteminin çiftçi için yetersiz olduğunu ifade eden Dündar, “TARSİM sigortası yaptıramıyoruz çünkü primler çok yüksek. Bazı ürünleri sigortalatsak bile, don gibi önemli riskleri kapsamıyor.” dedi. CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım Orman Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, “TARSİM, yaşanan iklim değişikliği dikkate alınarak yeniden yapılandırılmalıdır. TARSİM sigortasında prim destek oranının don olayında %66’dan %75’e çıkarılması için kanun teklifi verdim. TARSİM sigorta uygulaması ile ilgili çiftçi ve üretici açısından ciddi sorunlar var. Çiftçi, TARSİM koşullarının ağır olduğunu, ürettiği ürünün yüzde 8-10 aralığında TARSİM tarafından ellerinden alındığını, ürün ortağı gibi davrandığını ifade ediyorlar. TARSİM’de yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var.” dedi. HAYVANCILIKTA DA SORUNLAR DERİNLEŞİYOR Ulukışla Beyağıl Köyünden Çiftçi ve Besici Atakan Dündar, hayvancılığın bölgede giderek zorlaştığını ifade ederek, “Biz hayvancılık yapıyoruz. Hani diyorlar 'etin kilosu şu oldu, etin kilosu bu oldu.' Hayvancılık çok zor bir meslek. Bir, çoban bulamıyorsun. İkincisi, Beyağıl sınırlarının dörtte üçü orman. Ondan sonra adam diyor: 'Burası komple orman.' Şu gördüğün dağlar var, az bir yer bu taraf, komple orman. Ondan sonra hayvancılık yapamıyorsun. Sana destek veriyor, cüz’î bir fiyat, adam koyunculuk yapamıyor. 500 koyun besleyeceğine 200 koyun besleyebiliyor. Karşısı orman alanı. Yaşım 43; hatırlamıyorum ne zaman dikildiğini. Buradaki orman alanı ise 30 sene oldu. Hayvancılık orman alanına giriş izni verilmiyor. Bu nedenle artık köyde keçi yok. Yani sadece koyun girse bu ormana ne yapacak?” CHP’li Ömer Fethi Gürer, keçi yetiştiriciliğinin önemine dikkat çekerek, “Keçiler doğal budama yaparak orman içinde otları tüketerek orman yangınlarını önlüyor ve ormanların gelişmesine katkı sağlıyordu. Ancak yanlış politikalar hem hayvancılığı hem de ormanları olumsuz etkiledi.” dedi. “DOMATES EKEN ARKADAŞ TRAKTÖRÜNÜ SATMAK ZORUNDA KALDI” Üretici Atakan Dündar, sebze yetiştiriciliğinin de bölgede karşılaştığı zorlukları köyünden somut bir örnekle açıkladı: “Burada domates işi deneyen arkadaşlarımız da oldu. Köyden adam masrafını ödeyemedi, adam altındaki traktörünü, arabasını sattı. Böyle köylü mü olur? Kendisi domates ekti, fabrikaya götürdü, para etmedi, parasını alamadı. Gitti adam. Benim köyümde oldu bu olay, arkadaşım yani.” “YETKİLİLER SÜREKLİ SAHADA OLMALIDIR” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çözüm için kapsamlı bir planlamanın şart olduğunu belirterek, “Çiftçi arkadaşlarımızın üretim desenini belirleyebilmesi için Türkiye'nin tamamında Tarım Orman Bakanlığı uzmanları hangi bölgede hangi ürün yetişecek, hangi üründen verim alınır, çiftçinin girdi maliyetleri nasıl düşürülür? Girdi maliyeti düşürüldükten sonra o bölgede o üründen daha çok verim nasıl sağlanır? Çalışmalarını yaparak teknik olarak da bilgi vermeleri lazım.” diye konuştu. KÖYLER BOŞALIYOR, HAYVANCILIK BİTİYOR Atakan Dündar, gençlerin hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını belirterek, “Köyümüzde iki kardeş vardı, 700-800 koyun besliyorlardı. Artık bıraktılar. Köyler boşalıyor. Biz bile yaylaya çıkmak zorunda kalıyoruz çünkü burada hayvanlarımızı besleyemiyoruz. Kışın vekilim, bizim burası kış memleketi. 11-12 ayda içeriye giriyor. Daha bugün koyun dağa çıktı, yemden kesildi. 5-6 ay içeride yiyor. Sen arpayı satıyorsun 6 liraya, yemin torbasını alıyorsun 800-900 liraya.” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, “Şimdi hayvancılık yapanlar çiftçilik yapmıyorsa zaten Türkiye'de artık hayvancılık yapılamaz. 24 saat hayvanıyla haşır neşir olanların en büyük sorunu girdi maliyetleri. Bunun yanında da hayvancılığın ahır giderleri arttı. Aşısı var, bakımı var, çobanı var, var oğlu var.” ZORLUKLAR BİTMİYOR Gürer, bölgedeki üreticilerin tarla ürünlerinden örtü altı üretime kadar farklı alanlarda çalıştığını ancak karşılaştıkları zorlukların sürdüğünü ifade ederek, “Bölgemizde bir yıl arpa ekiyorlar, bir yıl buğday ekiyorlar. Onun dışında farklı ürünler yetiştirmeye çalışan arkadaşlarımız var. Örtü altı üretimini geliştirmeye çalışıyorlar. Onlar da örneğin domates ekiyorlar, biber ekiyorlar. Sonra aniden bir oluşan hava değişimi ne yazık ki onların da ürünlerini yok ediyor.” dedi.

Gürer: "Tarlada Donan Ürüne Destek Yok mu?" Haber

Gürer: "Tarlada Donan Ürüne Destek Yok mu?"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Hüsniye, Ovacık ve Eminlik köyünde çiftçilerle bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Çiftçiler, Gürer’e en büyük problemleri arasında sulama suyuna erişim, artan girdi maliyetleri ve yetersiz desteklerin yer aldığını söylediler. Gürer, yaşanan şiddetli dondan önce fide diken lahana üreticisi dondu. Ekimi geciktiren dondan kurtardı. Mayıs ortasına kadar ekim devam edecek. Don yaşayan üretici de tarla söküp yeniden ekime yetiştirmek için fide desteği bekliyor. Bu arada, dondan önce ekim yapan ve tarlada ürünü donan lahana üreticilerine tespit için gelen görevliler, donan ürüne rağmen bahçe ürünleri dışında sigorta yoksa destek verilmeyeceğini söylemişler. Bu durumda çiftçi, “Böyle bir karar varsa biteriz. Konuyu takip ediyoruz.” dedi. Gürer, erken ekilen pancar ve lahana tarlaları don ile üretim olanağı kalmasa da Mayıs ayı ortasına kadar yeniden ekim olanağı olduğu için acil hasar tespiti yapılarak üreticiye tohum, fide ve gübre desteği sağlanması için Bakanlığa çağrı yaptı. Ekili arpa tarlalarında kısmi sararmalar olsa da ürünün kendini kurtarması beklendiğini de belirtti. YERALTI SUYU TÜKENİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemiz son yılların en kurak dönemini yaşıyor. Kuraklık ile ortaya çıkacak sorunlar beklenirken çiftçiyi don vurdu. Kuraklık, yer altı sularının da çekilmesine neden oluyor. Son yıllarda yer altı suları daha derine indi. Niğde ilinde patates, lahana, pancar, domates gibi ürünler su ister. Niğde, lahana üretiminde ülke ikincisi olan ihracat için erken ekim yapılan bir bölge. Suda sorun yaşarken bu kere tarlalarda fideler dondu. Turşuluk lahana üretimi için 15 Mayıs’a kadar fide dikimi süreci var. Dondan önce eken mağdur oldu. Dondan sonra ekime başlayan ise üretimden umutlu. Don ile donan tarlalar, TARSİM’de olsun olmasın, saptanıp fide ve gübre desteği verilerek yeniden fide dikimi sağlanarak üretim kaybı önlenir. İkinci dikim, girdi maliyetlerini ikiye katlaması demektir. Bu nedenle derhal zararları karşılanmalıdır. Bunun yanında tarımsal sulamada giderek su varlığı oluşan çekilme, bölgede sulu tarımı tehdit eder noktaya doğru gitmektedir.” dedi. Gürer, çiftçilerle yaptığı görüşmede don ile oluşan sorunlar yanında bölgede sulama suyunun giderek daha çok soruna dönüştüğünü anlattıklarına işaret etti. Üreticiler,"Yağışların az olmasından dolayı geçen yıldan itibaren yeraltı sularımızda azalma başladı. Geçen yılın sonunda boşa çıkan kuyularımız oldu. Bu yıl biraz yükselme olduysa da su kullanıldıkça tükeniyor. Eskiden 5-10 metreden su çıkardı, şimdi 150 metreye indi. Ancak bu taş üzerinde su yok. Şu anda dört kuyuyu birleştirerek bir tarlayı sulamaya çalışıyoruz.” diye konuştular. Gürer, “Kuraklık farklı bölgelerde de hissediliyor. Yağışlar yeterli olmaması sorunu giderek daha da derinleştirecek” dedi. SULAMA MASRAFLARI ÜRETİCİYİ ZORLUYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin elektrik giderlerinin gelirle karşılanamadığını da belirtti. Üretici, "Elektrik gideri, geliri karşılamıyor ama yapacak başka iş yok. Geçen yıl kornişon salatalık ektik, günlük işçilik masrafımız vardı. Ürün topladık, sattık, ama zarar ettik. Buna rağmen yapacak başka işimiz olmadığı için üretime devam ediyoruz." dedi. LAHANA ÜRETİMİNDE SU VE FİYAT SORUNLARI Ömer Fethi Gürer, turşuluk lahana üretiminde geçen yıl üretimde yaşanan sıkıntıları sorduğu Üretici, "Fiyatlar dipteydi. Geçen yıl zarar ettik ama yine de üretmeye devam ediyoruz. Bu yıl su konusunda umutlu değiliz. Ürün gelişirse su çok önemli; bu ürün üç-dört günde bir sulama gerektiriyor." Gürer, Bor’un köylerinden Kaynarca ve Ulukışla ilçesi Eminlik, Hüsniye, Ovacık gibi bölgelerde lahananın önemli bir üretim merkezi olduğunu belirterek, "Buradaki üreticiler hem turşuluk hem de yemeklik lahana üretiyor. Ancak üreticilerimizin karşılaştığı maliyetler giderek artıyor." diye konuştu. DON ZARARI VE ARTAN GİRDİ MALİYETLERİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki don olaylarının çiftçiye büyük zarar verdiğini belirterek, özellikle bahçe ürünlerinde ciddi kayıplar yaşandığını ifade etti: "Zirai don, bahçe ürünlerinde ve sert çekirdekli meyvelerde büyük zarara yol açtı. Ancak tarlada ekili ürünler Nisan sonu ve Mayıs ayında ekildiği için bu sezon kısmen kurtarıldı. Çiftçilerimiz doğru desteklendikleri takdirde üretime devam etmeye kararlı." Üretici ise artan girdi maliyetlerine dikkat çekerek, desteklerin yetersiz olduğunu belirtti. , "Taban gübresi fiyatı geçen yıla göre verilen destekten daha fazla arttı. Gübre, tohum, ilaç, mazot her şeye zam geliyor. Üretici ürettiği ürünün girdi maliyetlerini karşılayamıyor. Aracılık sistemi ise bu durumdan avantaj sağlıyor." dedi. NİĞDE: TÜRKİYE'NİN TARIMI İÇİN ÖNEMLİ BİR ŞEHİR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin tarımda önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, "Niğde, patates, fasulye ve çavdar üretiminde Türkiye birincisi. Lahana üretiminde ise ikinci sıradayız. Ancak çiftçilerimiz yeterli destek alamıyor. Bu durum gençlerin tarımdan uzaklaşmasına neden oluyor. Gençlerin bu sektöre yönelmesi için daha fazla teşvik sağlanmalı." şeklinde konuştu. Gürer, lahananın hibrit türlerinin dondan etkilendiğini, ancak geç ekimlerle sezonun kurtarılmaya çalışıldığını belirterek, "Şimdi bu lahanaları stil olarak ekiyorsunuz ve turşuluk olarak fabrikalara veriyorsunuz. Ancak bu süreçte yeterli destek almanız gerekiyor. Şu anda sadece tarla desteği ve mazot-gübre desteği alıyorsunuz. Bu yeterli değil." dedi. ÇİFTÇİLERİMİZ TOPRAĞA SAHİP ÇIKIYOR Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin üretimi sürdürme konusundaki kararlılığını vurguladı: "Çiftçimiz üretmek istiyor. Traktörü olan, tarlası olan herkes üretimin içinde kalmayı hedefliyor. Ancak üreticinin ayakta kalabilmesi için yeterli destek sağlanmalı. Zirai donun erken ekilen tarla ürünlerine verdiği zarar da karşılanmalı. Lahana ve pancar gibi yeniden ekim olanağı olan tarla bitkileri için üreticiye acil destek verilmelidir “dedi. ÇÖZÜM İÇİN DAHA FAZLA DESTEK GEREKLİ Çiftçilerin yaşadığı sorunlar, sulama suyu yetersizliği, don olayları ve artan girdi maliyetleri gibi birçok başlıkta çözüm beklediğini belirten Ömer Fethi Gürer, tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve çiftçilerin desteklenmesi yönünde atılması gereken adımların önemine dikkat çekti.

Toprağımızı Gençler Sürmüyor İse Geleceğimiz Risk Altındadır Haber

Toprağımızı Gençler Sürmüyor İse Geleceğimiz Risk Altındadır

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaş ortalaması 59’a yükselen çiftçilerin, tarımdan kopmaması ve gıda arz güvenliğinde sorunlar yaşamamak için yapılması gerekenleri yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. “Üreticilerimizin yüzde 82’sini erkek, yüzde 18’ini ise kadınlarımız oluşturuyor. Tarım sektöründe çalışan nüfusumuzun yaş ortalaması ise her geçen yıl artıyor” vurgusu yapan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü; “2024 yılı itibarıyla çiftçilerimizin yaş ortalaması 59'a yükseldi. Ülkemizdeki erkek çiftçilerin yaş ortalaması 58, kadın çiftçilerin yaş ortalaması ise 61’dir. Üreticilerimizin yüzde 35'i 65 yaşın üzerindeyken, yüzde 35'i ise 50-64 yaş aralığındadır. 18-32 yaş arası genç çiftçilerimizin oranı ise sadece yüzde 5'tir. Bu durum, gençlerimizin tarımdan ve kırsal yaşamdan hızla uzaklaştığını gösteriyor.” "Kadın çiftçilerimizin desteklenmesi büyük önem taşıyor" “Kadın çiftçilerimizin yaş ortalaması 61 ile oldukça yüksektir. Kadınlarımızın tarımda daha aktif rol alması için destekler artırılmalıdır. Kadın çiftçilerimiz, tarımın geleceği için büyük bir potansiyel taşıyor.” "Doğum oranı sıfır olan köylerimiz var" “Kırsal nüfusumuz, ekonomik, sosyal ve eğitim imkânlarının kısıtlı olması nedeniyle her geçen yıl azalıyor. Yaklaşık 30 yıldır çocuk doğmayan, kışın tamamen boşalan ve bekçilerle korunan köylerimiz var. 2024 yılında 18-24 yaş arası çiftçi sayısı yüzde 6 oranında, 33-49 yaş arası çiftçi sayısı ise yüzde 4 oranında azaldı. Evlenme çağına gelen gençlerimiz, kentlerde asgari ücretle çalışmayı köyünde çiftçilik yapmaya tercih eder hale geldi.” "Acilen harekete geçilmeli" “Bu durumu tersine çevirmek için acilen harekete geçmeliyiz. Genç nüfusun tarıma dönüşünü sağlayacak politikalar geliştirilmeli, üreticilerimizin gelirleri artırılmalı ve sosyal güvenceleri güçlendirilmelidir. Prim borçları üreticilerimizin sırtında kambura dönüşmüş durumdadır. Özellikle genç ve kadın çiftçilerin sosyal güvenlik prim yükü devlet tarafından hafifletilmelidir.” "Gençleri tarıma kazandırmak için acil adımlar atmalıyız" “Gençlerin tarımsal arazi edinmesi kolaylaştırılmalı, düşük faizli krediler ve hibe destekleri artırılmalıdır. Tarımsal girişimcilik için özel fonlar oluşturulmalıdır. Kırsal bölgelerde altyapı, eğitim, sağlık ve sosyal imkânlar iyileştirilmeli, tarıma dayalı sanayi yatırımları desteklenmelidir. Tarım kooperatifleri güçlendirilerek gençlerin bu yapılara katılımı teşvik edilmelidir. Tarım liseleri ve üniversitelerde tarım ile teknolojiyi birleştiren yeni programlar geliştirilmelidir. Gençlere modern tarım teknikleri ve girişimcilik eğitimleri verilmelidir. Tarımın geleceğimiz için ne kadar kritik olduğu konusunda toplumsal bilinç acilen oluşturulmalıdır.” "Gıda arz güvenliğimiz risk altında" “Gençlerimizi tarımsal üretime yönlendirecek doğru politikalar uygulanmaz ve çiftçilik mesleğinin saygınlığı geri kazandırılmazsa, uzun vadede ülkemizin gıda arz güvenliği ciddi risklerle karşı karşıya kalacaktır. Unutulmayalım ki, tarım, bir ülkenin geleceğidir. Kırsalın canlılığı da tarımın sürdürülebilirliği ile mümkündür.” "Tarım, geleceğimizin teminatıdır" “Tarım, ülkemizin gıda güvenliği ve ekonomisi için vazgeçilmez bir sektördür. Gençlerimizi tarıma kazandırmak, sadece sektörün geleceği için değil, ülkemizin geleceği için de büyük önem taşıyor. Gençlerimizin tarımsal üretime katkı sağlaması için, devletimizin, özel sektörün ve tüm paydaşların desteği şarttır. Birlikte hareket edersek, tarım sektörümüzü güçlendirir, gençlerimize umut dolu bir gelecek sunarız. Gençlerimizi bu topraklara kazandırmazsak, yarınlarımızı besleyecek ne ekmeğimiz ne de umudumuz kalır.”

Tarladan Kent Lokantasına Uzanan Yolculuk Haber

Tarladan Kent Lokantasına Uzanan Yolculuk

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, mülkiyeti belediyeye ait tarım arazilerinde tohum ekimine başladı. Akpınar mahallesinde bulunan 345 bin metrekarelik araziye makarnalık buğday ve Karahüyük mahallesinde 105 bin metrekarelik araziye nohut ekimi yapan Büyükşehir Belediyesi ekipleri, buradan elde edilecek ürünleri Kent Lokantası’nda yemeklerde kullanacak. Büyükşehir Belediyesi’nin Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı aracılığıyla tarım ve hayvancılıkta üretime destek amaçlı hayata geçirdiği çok sayıda proje ile kırsalda üretim artarken, desteklerle birlikte tarlalar ve ağıllar boş kalmadı. Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen, Akpınar, Karahüyük, Türkmentokat ve Yusuflar mahallelerinde bulunan toplamda 725 bin metrekarelik arazide ekipler, kışlık tohum ekimlerine başladı. Akpınar mahallesinde 345 bin metrekarelik araziye makarnalık buğday ekilirken, Karahüyük mahallesinde 105 bin metrekarelik alana ise Şubat ayında nohut ekimi gerçekleştirilecek. Buradan elde edilecek ürünleri Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete açılan Kent Lokantası’nda verilen yemeklerde kullanacak. Yusuflar mahallesinde 100 bin metrekarelik alana ve Türkmentokat mahallesinde bulunan 175 bin metrekarelik araziye yulaf, macar fiği ve adi fiğ ekimleri yapıldı. Hasattan elde edilen ürünler 2025 yılında hayvan üreticilerine yem olarak verilecek. Ayrıca dünyada yaşanan iklim değişikliğine de dikkat çeken Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, 725 bin metrekarelik tarım arazilerinde kuru tarım (dry farming) uygulamaları gerçekleştiriyor. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Büyükşehir Belediyesi olarak kırsal kalkınmaya her zaman büyük önem verdik. Kırsal kalkınmayı güçlendirirsek şehrimizde dengeli kalkınma modelini ortaya koyabiliriz ve şehrimiz dengeli büyür. Yaşanan ekonomik zorluklar üreticimizin de belini büküyor. Artan mazot ve gübre fiyatlarıyla üreticimiz zorluk yaşıyor. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan hemşehrilerimize destek olmak için birçok projeyi hayata geçirdik. Belediyemize ait arazilerde yaptığımız ekimle buradan buğday (bulgur) ve nohut elde edeceğiz. Bu ürünleri Eylül ayında hizmete açtığımız Kent Lokantası’nda pişen yemeklerimizde kullanacağız. Üreten, ürettiğini de her zaman hemşehrilerle paylaşan bir belediye olarak bu projede çalışan tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Kent lokantamızdan hizmet alan hemşehrilerimize de afiyet olsun diyorum.” diye konuştu. İklim krizine dikkat çeken ve kuru tarım uygulamalarını son derece önemsediklerini söyleyen Başkan Ünlüce, “Şehrimizde, ülkemizde ve dünyada ciddi bir su sıkıntısıyla karşı karşıyayız. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için su kullanımına dikkat etmeliyiz. Her fırsatta vurguladığımız kuru tarım uygulamalarını Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak hayata geçiriyoruz. Susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız bu çağda 725 bin metrekarelik alanda ürettiğimiz hububatlarda su kullanmadık. Kuru tarım uygulamalarını daha da yaygınlaşması için her zaman öncü olmaya hazırız.” ifadelerini kullandı.

CHP'li Gürer, Kavun Tarlasından Çiftçilerin Sesini Duyurdu Haber

CHP'li Gürer, Kavun Tarlasından Çiftçilerin Sesini Duyurdu

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, kavun ekili alanlarda ürünler olgunlaştığında iktidara çağrıda bulunarak, Tarım Kredi Marketleri aracılığıyla üreticiye destek verilmesini istemişti. Ancak iktidar bu yönde bir girişimde bulunmadı. Tarladaki ürünün bir kısmı kilosu 1-1,5 liradan satılabilse de önemli bir miktarı tarlada kaldı. Bu kez Gürer, tarlada çürüyen kavunları görüntüleyerek, kavun üreticisi ile tarlada konuştu. Gürer, Niğde’nin Altunhisar ilçesinde hem domates hem de kavun üreten Uğur Tekeli ile birlikte kavun tarlasını gezdi. Gürer, "Kavun tarlada olgunlaştığı dönemde geldiğimizde üreticiler, tüccarın gelmediğini, kavunların kilosunu 1 liradan bile alan olmadığını, bu yüzden ürünlerin tarlada kaldığını ve bazı kavunların hayvan yemi olduğunu gördüklerini belirtti. Üreticilerin sattıkları ürünlerin, zararlarını bile karşılayamadığını vurgulayan Ömer Fethi Gürer, yaşanan tabloyu "Bir kısmı satıldı, ama bu, sadece onların bir nebze olsun ürün satmalarına vesile oldu. Üretim maliyetlerini dahi karşılamadı." şeklinde ifade etti. “ZARARIMIZ DEKARDA 22.500 LİRA” Tarlada kalan kavunlardan dolayı zarar eden üretici Uğur Tekeli, kavun üreticisinin yaşadığı zararı şu sözlerle dile getirdi: “Bir dönüm alana 25 bin lira harcadık ama ancak 2.500 liraya satabildik. Zararımız dekarda 22.500 lira. Sadece bir fideyi 13,5 liraya aldık. Bu yıl birçok kavun ve karpuz tarlada kaldı. Para etmedi, çürüdü, hayvan yemi oldu. Bizim bu durumumuzu iktidarın düşünmesi lazım; çeklerimiz, senetlerimiz yazılmaya başladı, kimsenin ödeme gücü yok." Tekeli ifadeleriyle, çiftçilerin yüksek maliyetlerle mücadele ettiğini, buna rağmen ürünlerini değerinde satamadığını ortaya koydu. Pek çok çiftçi gibi, Tekeli de borçların altında ezildiğini ve giderek artan maliyetler karşısında zor durumda olduğunu belirtti. “ÇEKLER KASIM AYINDA ÖDENECEK, AMA ENDİŞELİYİZ” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üreticilerin ürünlerini para etmediği için tüccarlara çek karşılığında verdiğini ancak çeklerin büyük çoğunluğunun Kasım ayında ödeneceğini belirtti. Gürer, “Üreticilerin çoğu ‘Bizim ürünü alan kişinin durumu da iyi değil, acaba bu çeki ödeyebilecek mi?’ diye endişe ediyor.” diyerek çiftçilerin ürün sattıkları halde parasını alamama riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Bu durumun çiftçiler üzerinde yarattığı mali baskıya değinen Ömer Fethi Gürer, "Bu işin çözümü, çiftçinin borçlarının ötelenmesi." diyerek, TBMM’ye bu konuda bir kanun teklifi sunduğunu ve çiftçilerin borçlarının 2027 yılına kadar ertelenmesi gerektiğini vurguladı. Gürer, borç faizlerinin silinmesi ve çiftçiye can suyu verilmesinin, önümüzdeki üretim dönemi için hayati önem taşıdığını ifade etti. “BÜTÇEDE ÇİFTÇİYE YETERLİ DESTEK YOK” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, yeni bütçe teklifinin çiftçiye gereken desteği sağlamaktan uzak olduğunu belirtti. “2025 yılı bütçesinde milli gelirin %1'inin çiftçiye verilmesi lazım, bu da 615 milyar liraya denk geliyor. Ancak bütçede çiftçiye ayrılan pay 135 milyar lira olarak öngörülüyor.” diyen Gürer, çiftçinin yaşadığı finansal krizin giderek derinleştiğini ifade etti. Çiftçilerin bankalara olan borçlarının 749 milyar lirayı bulduğunu, piyasaya olan borçlarla birlikte toplam borcun 800 milyar lirayı aştığını belirten Gürer, "Ülkede borcu olmayan çiftçi kalmadı" dedi. “GÜBREDEN YEME HER ŞEY İTHAL, FİYATLAR EL YAKIYOR” CHP’li vekili Ömer Fethi Gürer, özellikle gübre ve yem fiyatlarının yüksek oluşunun çiftçiyi büyük oranda zorladığını dile getirdi. “Gübre ithal, yem ithal; özellikle DAP gübrenin fiyatı artmaya başladı. Gübrenin fiyatı 23.200 liranın üzerine çıktı ve bu artış sahte gübre ve hileli gübre kullanımını artırıyor. Çiftçi, sahte gübre nedeniyle de mağdur oluyor." diyen Gürer, yetkililere seslenerek, üreticilere destek verilmesi gerektiğini söyledi. “ÇİFTÇİYE SAHİP ÇIKIN!” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yetkililere çağrıda bulunarak çiftçinin içinde bulunduğu durumu görmezden gelmemeleri gerektiğini ifade etti. Gürer, “Yetkililere sesleniyoruz: Üreticiye sahip çıkın! Önümüzdeki yıl üretim yapabilmesi için gerekli destekleri bir an önce verin. Makamda oturup laf değil, tarlaya gelip çiftçinin durumunu görün.” diyerek, tarım sektörünün ayakta kalabilmesi için acil adımlar atılması gerektiğini belirtti.

Domatesi Toplamamak Daha Karlı Oldu Haber

Domatesi Toplamamak Daha Karlı Oldu

Niğde’nin Altunhisar ilçesinde domates tarlalarında kalan ürünü yerinde gören CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, “Vicdanı olan bu manzara karşısında acı duyar” diye konuştu. TÜİK verilerine göre ülkemizde bu yıl bitkisel üretimde domateste % 10.1 artış öngörüldüğünü ve bu artışın tüketiciye daha uygun fiyatlı ürün olarak yansıması beklenirken bunun gerçekleşmediğini ifade eden Ömer Fethi Gürer “İktidarın iş bilmez yönetim anlayışı, üretilen ürünlerin değer kazanmasını engelleyerek, maalesef çöpe gitmelerine yol açtı.” dedi. TARLALARDA ÜRETİCİ İLE KONUŞTU CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Domates bu yıl üreticide para etmedi; tarlada kaldı, çürüdü ve binlerce ton domates ne yazık ki boşa gitti. TÜİK verilerine göre bu yıl domateste bir artış bekleniyordu ancak bu artış tüketiciye yansımadı. Tarlada domatesin kilosu 1.5-2 liradan dahi satılamadı. Markette ise 10 liranın altına inmedi. Üreticinin ürününün değer kazanmaması ve tüketicinin alım gücüne göre raflardaki ürünlerin pahalı olması, piyasayı düzenlemesi gereken siyasi iktidarın yetersiz politikalarının bir sonucudur.” dedi.  Ömer Fethi Gürer, salçalık domates alımı yapan tüccarın ve salça fabrikalarının üreticiyi zor durumda bıraktığını belirtti. Gürer, üreticinin sahipsiz kaldığını ve ürünlerin tarlada hayvan yemine dönüştüğünü ifade etti. Binlerce ton ürünün toplanmadığını vurgulayan Gürer, düşük alım fiyatlarının domateslerin tarlada kalmasına neden olduğunu ve çiftçilerin büyük bir zararla karşı karşıya olduğunu söyledi. ÜRETİCİ UĞUR TEKELİ’NİN DRAMI: “TARLAYI TOPLAMAMAK DAHA KÂRLI OLDU” Altunhisar’da domates üreticisi Uğur Tekeli, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’e bu yıl domates üretiminde yaşadığı sorunları anlattı. Tekeli, “Geçen sene de domates para etmemişti. Bu sene şansımızı bir kez daha denedik, fakat yine zarar ettik. Dekara 35 bin TL maliyeti var. Ancak fabrikaların aldığı kilo fiyat sadece 2 lira. Bunun 1 lirası işçilik, 40 kuruşu nakliye, kalan 60 kuruş ise fabrika payı. Üstelik kamyonlara yüklenen domatesin yarısına red veriyorlar, bu durumda nakliye ücreti de cebimizden çıkıyor. Tarlayı toplamadan bırakmak bizim için daha kârlı hale geldi.” diye konuştu. “MİLLİ SERVET TARLADA ÇÜRÜDÜ” Domates üreticisi Uğur Tekeli, tarlalarda çürümeye terk edilen domateslerin milli servet kaybına yol açtığını vurguladı. Tekeli, “Bu tarlanın 600 ton domatesi vardı ama maalesef hepsi tarlada kaldı.” diyerek yaşanan zararın boyutlarını dile getirdi. Yükselen maliyetlerin ve bankalardan alınan yüksek faizli kredilerin üreticiyi çıkmaza soktuğunu belirten Tekeli, “Borçlarımız var; özel bankalar %60 faiz uyguluyor, biz de mecburen alıp ilaççının borcunu ödeyeceğiz. Seneye ne yapacağız bilmiyorum,” ifadeleriyle geleceğe dair endişesini paylaştı. ÜRÜN TARLADA ÇÜRÜRKEN MARKET FİYATLARI EL YAKIYOR Tarlalarda para etmeyen domates, büyük kent merkezlerinde ise yüksek fiyatlarla tüketicinin elini yaktığını belirten CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Tarlada üretici perişan olurken, şehirlerde salçalık domates 10 liradan satılıyor. Üreten kazanamıyor, tüketen ise pahalı ürün alıyor. Bu durum iktidarın plansızlığının sonucu ve sistemin yaratığı durum “dedi. UĞUR TEKELİ: “EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI YOK” Üretici Uğur Tekeli, tarımsal faaliyetlerdeki plansızlığa vurgu yaparak, “Biz çalışıyoruz ama kime çalışıyoruz bilmiyoruz. 60 dekar domates ektik ama emeğimizin karşılığını alamadık. Biz kimi düşünüyoruz, kime çalışıyoruz; çalıştığımız kişiler de belli değil.” şeklinde konuştu.  “ÜRETİCİ DESTEKLENMİYOR, ÜRÜN ZİYAN OLUYOR” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bakanlık, ‘Çiftçiyi destekliyoruz’ diyor ancak çiftçinin ürününün durumu ortada. Tarlada çürüyen bu domatesler hayvan yemi dahi olamayacak durumda. Oysa ki bu ürün salça olarak değerlendirilebilir, kurutularak satılabilirdi. Ancak destek verilmediği için tarlada çöp oldu.” sözleriyle tarımsal planlama eksikliğini eleştirdi. “BOZ TOPRAK KIRMIZIYA ÇALDI” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki üreticilerin ekonomik anlamda mutlaka desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Niğde’nin Altunhisar ilçesindeyiz. Bu yıl domates üreticisi büyük zarar etti. Domates tarlasının boz toprağı kırmızıya çaldı çünkü domates tarlada kaldı. Üstelik ekim dönemi gelmesine rağmen tarlayı sürüp yeni ürün ekemiyorlar. 60 dekarlık alan bu yıl ziyan oldu, 600 ton domates çöpe gitti. Çiftçi bu yıl kara bir yıl yaşadı ve umduğunu bulamadı.” dedi.

CHP'li Gürer: ''Raftaki Ürün Tarlanın 3 - 4 Katı'' Haber

CHP'li Gürer: ''Raftaki Ürün Tarlanın 3 - 4 Katı''

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında üretici sorunlarına değindi. Gürer, üreticilerin bu yıl tüm ürettiği ürünlerde zarar ettiğini, piyasanın tüccarın eline bırakıldığını, iktidarın süreci seyrettiğini belirterek gelecek yıl ürün deseni değişiklikleri olabileceğini ve bunun da raf fiyatlarına olumsuz yansıyacağını söyledi. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, üreticinin zarar ettiğini ve özellikle et ve süt ile mamulleri, sebze ve meyve gibi gıda ürünlerinin tüketime bağlı olarak sürekli gündemde olduğunu ifade etti. Bu kere çerezlik ürünlerde üretici durumu, raf fiyatları ve ithalat ile ilgili verileri açıklayarak, “Bu bağlamda çerezlik ürünlerde üreticinin zarar etmesine rağmen tüketicinin nasıl soyulduğunu göstereceğim,” dedi. GİRDİLER ARTTI Tarımda tohum, ilaç, gübre, mazot, tarla kirası, işçilik, sulama gideri ve ekipman giderlerinin arttığını belirten Ömer Fethi Gürer, TÜİK verilerine göre bir yılda genelde %41 girdi fiyatları artarken tohum ve dikim materyalinde yıllık artışın %59,53 olarak açıklandığını söyledi. Çiftçi kredi borçları 749 milyar liraya ulaştı. Üretim yapmak güçleşse de çiftçi üretmeye devam etti; bu yıl ise zararda. YER FISTIĞI PİŞMAN ETTİ CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer, marketten aldığı Mısır ülkesinden ithal kabuklu yer fıstığını bir kap içine dökerek bu yılki süreci anlattı. Gürer, “Yer fıstığı çerez ve yağ olarak insan sağlığında, küspesi ise hayvan yemi olarak kullanılıyor. Ülkemizde yıllara göre üretim değişiyor. Geçtiğimiz yıl 185 bin ton yetiştirildi, bu yıl %30 üretim artışı tahmin edildi. Çiftçi hasada başladığında bir önceki yılın altında tüccar fiyat verdi. 2023 yılı üretici satış fiyatı 60 TL iken, 2024 yılı üretici satış fiyatı 30 TL’ye düştü. Üretici zarar etti, iktidar sürece müdahil olmadı, kamu üreticinin yanında durmadı. Tüccar fiyatı baskıladı ve yarı yarıya fiyat düştü. Bazı ürünlerde olduğu gibi üretim fazlalığı gibi yansıtıldı. Çiftçi borçlu hasat yapıp borç ödeyecek. Bu nedenle küçük çiftçi ürünü olduğu an satmaya mecbur. Ülke genelinde borçsuz çiftçi yok gibi. Zararın neresinden dönersem kâr umudu ile tüccara mahkûm ürününü sattı. Ürün tüccara geçince de fiyatlar arttı. Ürün bu yıl daha çok yetişti denilerek piyasa arz talep dengesi için masal anlatılsa da ithalat durmadı. 2023 yılında yer fıstığı ithalatı 27 bin 942 ton oldu ve 47 milyon dolar yurt dışına ödendi. 2024 yılında ise ilk 8 ayda ithalat 16 bin 552 ton oldu ve 30 milyon 961 dolar yurt dışına ödendi. İthalatta amaç piyasayı dengelemek ve tüketiciye daha uygun fiyatla ürün almak olarak anlatılır. Üç harfli markette dün gittim, ithal yer fıstığı soyulmamış halde aldım. Yarım kilo Mısır ülkesinden ithal edilmiş kabuklu yer fıstığına 74.50 kuruş ödedim. İthal kabuklu yer fıstığının kilosu 149 liradan satılıyor. 200 gram ambalajda 37.50 kuruş olan tuzlu yer fıstığının kilosu ise 187 TL’den satılıyor. Yerli kabuklu yer fıstığı pazarda 129 liradan başlayarak fiyat farklı yerlerde katlayarak artıyor. Üreticide geçen yıl dönümün maliyeti 10 bin lira iken, bu yıl dönüm maliyeti 18 bin lira oldu, ürün tarlada fiyatı yarı yarıya düştü, vatandaşa bu yansımadı, fiyat arttı. İthal yer fıstığının dahi rafta kilosunun 149 liradan satılması, çiftçiye nasıl darbe vurulduğu ve tüketicinin nasıl soyulduğunun göstergesidir. Bu fiyatta piyasadaki en uygun fiyat, üretici ile vatandaşın hayrına bir düzenleme yapmayan iktidar, ithale devam ederek raf fiyat artışına seyirci oluyor,” dedi. AYÇİÇEĞİNDE DE DURUM FARKSIZ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, paketli ve açık getirdiği çerezlik ay çekirdeğini de bir kap içine dökerek ayçiçeğindeki durumu anlattı. Gürer, “Ay çekirdeği de ülkemizde yağlık ve çerezlik olarak üretilir. Bu yıl özellikle yağlık ayçiçeği kuraklık nedeniyle rekolte düştü. Ülkemiz ayçiçeği tohumu ve ham yağında net ithalatçı konumdadır. Üretim alanları genişletilip üründe artış sağlansa da açık devam etmektedir. Çerezlik ay çekirdeği ise Orta Anadolu’da önemli ölçüde yetiştirilmektedir. Aksaray ilimiz bu bağlamda önemli üretim alanlarındandır. Geçen yıl Aksaray’da çiftçi kilosunu 50 TL’ye kadar tarladan sattı. Bu yıl ise Aksaray’da 30 liradan başlayan ilk hasat dönemi, 15 liraya kadar ürün içeriğine göre fiyat düştü. Depolama olanağı küçük çiftçide olmadığı için tüccar yine piyasayı belirleyen oldu ve çiftçi, bir yıl önceki girdilere göre de zarar etti,” dedi." TARIM KREDİ'DE AÇIK ÇEREZLİK KİLOSU 99 LİRA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, en uygun fiyatla ürün satan Tarım Kredi Market'te dahi dökme ay çekirdeği fiyatının 99 lira olduğunu ve ambalajlı üründe fiyatın katlandığını belirtti. Gürer, "Tarım Kredi Kooperatifinde marketinden dökme bir kilo çerezlik ay çekirdeği kilosu 99 liradan aldım. Tarım Kredi Kooperatif Market'ten yarım kilo ambalajlı ay çekirdeği 62 liradan aldım. Kilosu 124 liraya geliyor. Tarlada 30 lira olan ürün rafta 4 kat fiyatla satılıyor. Ambalaj ve işçilik dışında yapılan bir şey yok, ürün dökme 99 lira iken ambalajda 124 liraya çıkması kiloda 24 lira fiyat artışı var ve piyasadaki en uygun fiyat da bu rakamlar. Farklı marketlerde 129 TL’den başlayarak 300 TL'ye kadar fiyat değişkenliği gösteriyor. Genelde dar gelirliler için sohbet ortamlarında, izlencelerde ay çekirdeği çerez olarak çokça tüketilirdi. Vatandaşın, özellikle dar gelirlilerin tükettiği bir ay çekirdeği dahi raf fiyatı tarlanın 3-4 katı fiyat artışı var. Ayrıca çerezlik ay çekirdekte de ithalat durmuyor. 2023 yılında 19 bin 186 ton yurt dışından ithal çerezlik ay çekirdeği getirildi, 35 milyon 72 bin dolar ödendi. 2024 yılında ise ilk 8 ayda 17 bin ton çerezlik ay çekirdeği ithal edildi, 30 milyon 741 bin dolar yurt dışına ödendi. İthal ay çekirdeği, yerli üründen daha yüksek fiyatla ithal edildi. Bizim çiftçimiz değil, yabancı ülke çiftçisini destekleyen bir iktidarımız var. Çerezlik ay çekirdeğinde de bu yıl üretici zarar etti. Depolayamadığı için tüccara mahkum oldu, ancak rafta fiyatlar düşmedi." diye konuştu. YAĞLIK AY ÇİÇEKTE ÜRETİCİ MUTSUZ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yağlık ayçiçek tohumu ve ham yağda net ithalatçı olduğumuzu belirtti. Gürer, "Yağlık ayçiçeğinde de üretici kazanmadı. Kuraklık nedeniyle ürün kaybı da yaşandı. 2023 yılında ülkemiz ayçiçek tohumu olarak ithalatımız 755 bin 367 ton oldu ve 435 milyon 300 bin dolar yurt dışına ödendi. 2024 yılında ise ilk 8 ayda 200 bin 49 ton ithalat yapılıp, 110 milyon 680 bin dolar yurt dışına ödendi. 2023 yılında 1 milyon 254 ton ayçiçek ham yağ ithal edildi, 1 milyar 303 milyon 905 bin dolar yurt dışına gitti. 2024 yılında ilk 8 ayda 806 bin 322 ton ayçiçek ham yağ ithal edildi, 732 milyon 934 bin dolar yurt dışına ödendi. Ülkemizin yıllık tüketimi de 2 milyon 300 bin ton civarında; damak tadımıza en uygun ve yaygın tüketimi var. Fiyat artışı rafta devam etse de üretici kazanmıyor." dedi. ÇİFTÇİ KAZANMIYOR VATANDAŞ TARLAYA GÖRE ARTAN FİYATLA ÜRÜN ALAMIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer konuşmasını şöyle tamamladı: “Görüldüğü üzere, iki çerezlik ürünümüzü dikkate aldığımızda üretici zarar ettiği için gelecek yıl muhtemelen başka bir ürün desenine yönelecek. Bu yıldan daha az gelecek yıl ürünün olma olasılığı var. Bu neyi getirecek? Piyasanın arz talep dengesi bozulduğu için fiyatlarda oynamayı getirecek. Bizim üreticiyi korumamız gerekirken burada zarar etmeyen kesim aracılar ve ürünü rafta satanlar. Oysa esas sahip çıkılması gereken, bunu üretenlerdir. Onlar üretmezse yurt dışından da uygun fiyatlı ürün bulunamıyor. Önemli olan, yerli üreticinin korunması ve desteklenmesidir. İlacına, tohumuna, gübresine, sulama suyuna, mazotuna ve tarla kirasına gelen artışların dışında, kullandığı ekipmanların yedek parçası dahil, farklı giderlerde önemli bir artış varken, bir yıl öncesine göre daha düşük olan fiyatıyla ürün satmak durumunda kalan çiftçi giderek tarımdan uzaklaşıyor. Ama raftaki üründe, çiftçiden alınan en az 3-4 kat fiyatlandırılarak satılıyor. Bu şekilde de vatandaş ciddi olarak soyuluyor. Düzenlemeyi yapması gerekli olan iktidar süreci seyrediyor. Bu yıl tüccara bırakılan piyasa, çiftçinin önemli ölçüde mağdur olmasına yol açtı ve çok sayıda çiftçi zarar etti. O nedenle, özellikle kasım ayı ile ödemeli çeklerin de ödenememesi halinde çiftçilerin tarlası ya da haczedilebilecek varlıkları haczedilecek. Daha önce kanun teklifi verip, tüm borçların tarım kesiminde 2027 yılına kadar ertelenmesini ve faizlerinin silinmesini talep ettim. Eğer Türkiye'de tarım biterse, İthal ile getirilebilecek ürünün fiyatı ürettiğimizden aşağı olmayacağı gibi, gıdada sorun yaşarız. Çerezlik ürünlerde dahi 3-4 kat üreten değil, satan kazanıyorsa burada bir sorun var demektir. Onun için de bu süreci siyasi iktidarın doğru öngörüp bu konuda önlemler alması lazım. Kamu alıma girmeli, kamu alım fiyatı bir yerde geçmiş dönemlerde olup da kaldırılan taban fiyatı noktasına yeniden taşınmalı ve gübre, yem gibi tarımın önemli giderleri sübvanse edilmelidir. Mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı, üretenlere sahip çıkılmalı. Önce üretene sahip çıkacağız, aracılık sistemini düzenleyeceğiz. Raftaki ürünü tüketicinin mağdur olmayacağı bir noktaya taşıyacağız ki bu işlerin sürdürülebilirliği olsun, hem de üreten de tüketen de sorun yaşamasın.” dedi.

Bamya Cips Yapıldı, Dünya Pazarına Açıldı Haber

Bamya Cips Yapıldı, Dünya Pazarına Açıldı

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, tarlada üreticinin elinde kalan ve kilosu 70 liradan satılan Gömeç bamyasını 90 liradan alarak markalaşma sürecini başlattı. Kurutularak bamya cipsine dönüştürülen ürünler 41 dolardan dünya pazarına açıldı. Burhaniye’de bamya kurutma fabrikasını ziyaret ederek üretim sürecini yakından takip eden Başkan Akın, “Türkiye’ye örnek bir projeyi Balıkesir’den hayata geçirdik” dedi. Göreve gelir gelmez Çiftçi Destek Programı’nı başlatarak üreticinin sofrasındaki ekmeği büyütmek için harekete geçen Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Gömeç’te tarlada kalan ve kilosu 70 liradan satılan bamyaları 90 liradan satın alarak bamya cipsine dönüştürmeye başlamıştı. Bu girişim sonucu üreticilerin kazancının artmasıyla birlikte ürünün katma değeri de yükseldi. Gömeç bamyasını markalaştırarak Avrupa, İngiltere ve Amerika pazarında 41 dolardan satan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi örnek bir çalışmaya da imza attı. Tarlada başlayıp sofralara yansıyan krizin etkilerini en aza indirmekte kararlı olduklarını dile getiren Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Akın, bamya cipslerinin Avrupa, İngiltere ve Amerika pazarına kadar ulaştığına dikkat çekti. Bamya kurutma fabrikasını ziyaret ederek üretim süreciyle ilgili çalışmaları inceleyen Başkan Akın, projeyle birlikte bölgede kadın istihdamını da artırmayı hedeflediklerini dile getirdi. “ÇİFTÇİMİZ YÜKSEK GİRDİ MALİYETLERİNİN ALTINDA EZİLİYOR” Balıkesir’in tarım ve hayvancılık potansiyelinin çok yüksek olduğunu belirten Başkan Akın, “Balıkesir’imiz, çok geniş coğrafyasıyla büyük potansiyele sahip bir ilimiz, büyükşehrimiz. Baktığınız zaman 15 bin kilometrekareye yakın bir alandayız. Yani İstanbul’un neredeyse üç misli büyüklüğünde bir alan. Bunun avantajları da var, dezavantajları da var. Şehrimizin potansiyelini değerlendirmek için de biz mücadele ediyoruz. Bu da bizim görevimiz. Balıkesir, tarımın ve hayvancılığın potansiyelinin çok yüksek olduğu bir nokta. Ancak yıllardır maalesef çiftçimiz yüksek girdi maliyetlerinin altında eziliyor. Bu girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ve pazarla buluşamamasından dolayı maalesef ürününü, ürettiği fiyatın altında satmak zorunda kalıyor. Biz de bunu oturduk, çalıştık. Balıkesir Planlama ve Kalkınma Şirketimiz var. Sırf bunlar için kurulmuş bir şirket. Planlama olmadan hiçbir şeyin başarılı olmayacağını bildiğimiz için çalışıyoruz. Nedir? Burada en büyük sıkıntı plansızlık. Girdi maliyetlerinin artması, tarım arazilerinin tahrip edilmesi, üretimde dışa bağımlılık, pazar sorunu ve iklim krizi… Bunlar birleştiği zaman hemşehrilerime, çiftçilerimize maalesef girdi maliyetleri yüksek bir zarar ortamı oluşuyor. Biz de bunu kabullenemiyoruz.” dedi. “TOPRAKTA ÜRETENİN KAZANMASI LAZIM” Üreticinin alın terinin karşılığını alması gerektiğini söyleyen Başkan Akın, “Ben bu memleketin bir evladı olarak toprakta üretenin kazanmasının gerektiğine sonuna kadar inanıyorum. Üretiyorlar ama bu sıkıntılardan dolayı hem zarar ediyor hem de satış konusunda sıkıntıları oluyor ve çiftçimiz maalesef toprağını terk ediyor. Yani baktığımız zaman Türkiye’nin her yerinde, Balıkesir’de de bu böyle. Artık çiftçilik terk ediliyor, hayvancılık terk ediliyor. O bölgelerde hep yaşlı nüfuslar kalmış. Yeni nesiller bu işe maalesef sıcak bakmıyor. Biz de tarıma destek programı açıklayalım dedik ve bunun üzerine işin uzmanları, mühendisler, belediyemizdeki personellerimiz ile Balıkesir Planlama ve Kalkınma Şirketimizin önderliğinde bir çalışma başlattık. Dedik ki öncelik olarak Türkiye’de bamya üretiminde 2. sırada olan Balıkesir’imizde biz bunu bamyadan başlattık. Aslında bakarsanız en zor ürünlerden bir tanesi.” ifadelerini kullandı. “ÇİFTÇİMİZİN YÜZÜ GÜLDÜ” Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin Çiftçi Destek Programı sayesinde çiftçilerin yüzünün güldüğünü ifade eden Başkan Akın, “Balıkesir’de 7 bin 338 dekarlık bir alanda bamya yetişiyor. Bunun 3 bin 800 dekarlık kısmı, yani yüzde 52’si Gömeç’te. Gömeç, bamya üretiminde Balıkesir’imizin birinci sırasında. Bu kapsamda geldik, araştırdık. Bunun coğrafi işaret alması için de başvuruda bulunduk. Çiftçimiz bunu 70 liraya satamıyor. Çalıştığı pazarı araştırdık, sistemleri ortaya koyduk ve biz dedik ki bunu 90 liraya peşin parayla alıyoruz. Böyle olunca çiftçimizin yüzü güldü ve bunların hepsini topladık.” dedi. GÖMEÇ BAMYASI AMERİKA, İNGİLTERE VE AVRUPA PAZARINDA YERİNİ ALDI Bamya cipslerinin Avrupa, İngiltere ve Amerika’da satış noktalarına ulaştığını belirten Başkan Akın, “Bamyaları üreticimizden satın aldık ve biz bunu 70 liraya satılamayan ürünü 90 liraya aldık, Amerika’ya, İngiltere’ye satacağız dedik. Tabii bu baktığınız zaman kolay bir iş değil. Ama bu ürün şu anda Amerika, İngiltere ve Avrupa’da satış noktalarına ulaşıyor. Yani biz üreticiden aldığımız ürünün tamamını satmış durumdayız. Bir sonraki süreçte de yine bunun üretimi için anlaşmalarımızı yapacağız. Kırmızı meyvelerle ilgili satın alma garantilerini hayata geçiriyoruz. Seçim sürecinde de söylemiştim, satın alma garantisi vereceğiz ama şöyle; planladığımız ürünler. Çünkü planlanmayan hiçbir şeyin sonunda kâr olmuyor, hep zarar ziyan oluyor. Planlıyoruz. Planlayınca hem çiftçimiz kazanıyor hem oradaki annelerimiz, babalarımız kazanıyor. Biz bu şekilde de yola çıktık, güzel de gidiyor. Önümüzdeki planımızı yaptık. Bu bizim birinci ürünümüz; ardından diğer ürünlerimiz de sırayla gelecek. Mesela özellikle nohut var. Onun da satın almasını garanti edip bir şekilde üreticilerle paylaşacağız.” şeklinde konuştu. “SÖZLEŞMELİ TARIMI BAŞLATIYORUZ” Üreticilerin kazancının artması ve tarımın yerelden gelişmeye başlaması için planlı bir çalışma yaptıklarını söyleyen Başkan Akın, “Sözleşmeli tarımı başlatıyoruz. Bu konuyla ilgili şirketlerimize üreticilerimize talimatlarımızı verdik. Yani ürünü katma değeri yüksek hale getirip, Balıkesir’i de bu işin merkezi haline getirip Türkiye’ye örnek bir projeyi Balıkesir’den hayata geçirip başlattık.” dedi. “ANNELERİMİZ, ABLALARIMIZ, KIZ KARDEŞLERİMİZ ALIN TERLERİNİN KARŞILIĞINI ALACAK” Projeyle birlikte kadın istihdamının da artacağına dikkat çeken Başkan Akın, “Bu konudan büyük bir mutluluk duyuyoruz. ‘Kadın eli Balıkesir’in her noktasına değecek’ diye bir çalışma yaptık. Bu sadece üretimde değil ki, çiftçilikte en çok mücadele veren, toprakta çalışan, uğraşan bizim annelerimiz, ablalarımız, kız kardeşlerimiz. Onların da alın terinin karşılığını almaları lazım. Onların evlatları olarak hem Balıkesir’e hem de Türkiye’ye örnek projeyi başlattık. Hatta sonuca da getirdik.” şeklinde konuştu. “BÜYÜKŞEHİR DESTEĞİ ÇOK İYİ OLDU” Bamya kurutma süreciyle ilgili bilgi veren Ayşegül Solak “İlk önce bamya geliyor. Mühendislerimiz ile birlikte hammadde kabulden ürünü alarak ayıklamasını yapıyoruz. Temizledikten sonra yıkamasını yapıyoruz, kasalıyoruz. -40’ta şokluyoruz onları. Daha sonra -18’e alıp tepsilere diziyoruz.” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin projesini çok beğendiğini söyleyen Huriye Yılmaz “Benim babam bamya üreticisi. Bamya çok zor, zahmetli bir iş. Toplarken elleri filan deliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin desteği çok iyi oldu. Çiftçi normalde kazanamıyor, bu destek çok iyi oldu.” şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.