SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarım

Porsuk Haber Ajansı - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nisan Ayında Markette Fiyatı En Fazla Artan Ürün Havuç Oldu Haber

Nisan Ayında Markette Fiyatı En Fazla Artan Ürün Havuç Oldu

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Nisan ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. “Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 256 ile havuçta görüldü.” diyen Bayraktar, araştırmanın verilerini paylaştı; “Havuçtaki fiyat farkını yüzde 230 ile marul, yüzde 222 ile kuru soğan, yüzde 219 ile kuru fasulye ve yüzde 216 ile nohut takip etti. Havuç 3,6 kat, marul 3,3 kat, kuru soğan, kuru fasulye ve nohut 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 14 lira olan havuç 50 liraya,12 lira 50 kuruş olan marul 41 liraya, 33 lira olan kuru fasulye 106 liraya, 32 lira olan nohut 100 liraya markette satıldı. Nisan ayında fiyatı en fazla artan ürün markette havuç, üreticide kuru kayısı olurken, fiyatı en fazla düşen ürün hem markette hem üreticide salatalık oldu.” Market fiyatları “Nisan ayında markette 39 ürünün 28’sinde fiyat artışı, 11’inde ise fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 43 ile karnabahar oldu. Karnabahardaki fiyat artışını yüzde 28 ile havuç, yüzde 22 ile maydanoz, yüzde 20 ile limon ve yüzde 17 ile marul takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 36 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 30 ile patlıcan, yüzde 28 ile domates, yüzde 22 ile sivri biber ve yüzde 12 ile kabak izledi.” Üretici fiyatları “Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’sinde fiyat artışı olurken 17’inde fiyat düşüşü görüldü. 6 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 59 ile salatalıkta görüldü. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 42 ile patlıcan, yüzde 41,5 ile kuru soğan, yüzde 27 ile sivribiber, yüzde 26 ile domates ve yüzde 21 ile limon izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 100 ile kuru kayısıda görüldü. Kuru kayısıdaki fiyat artışını yüzde 33 ile fındık, yüzde 31 ile elma, yüzde 13 ile Antep fıstığı izledi.” Üretici fiyat değişiminin nedenleri “Yaşanan zirai don afetinden etkilenen meyvelerin başında gelen kayısıda üretici fiyatları artış gösterdi. Kayısı üreticisinin elinde yüzde 10 civarında ürün kaldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle üretici fiyatında görülen bu önemli artışın üretici gelirine yansıması düşük oldu. Nisan ayında havaların sıcak gitmesi sonucu, birim alandan alınan verim arttı. Bu da salatalık, patlıcan, sivri biber ve domatesin arzını artırarak üretici fiyatlarının düşmesine neden oldu. Kuru soğanda ise, Çukurova bölgesinde ekim alanlarının artması ve bu yıl havaların soğuk geçmesi nedeniyle yüksek rekolte beklentisi var. Bu nedenle ilk hasat döneminde kilosu 18-20 liralardan satılan kuru soğanın fiyatı 7-8 liralara kadar düştü. İç Anadolu bölgesinde ise depolarda üreticiye ait kuru soğan çok az miktarda kaldı ve sezon kapandı. Yaşanan zirai don, fındık fiyatını artırdı. Antep fıstığındaki fiyat artışının sebebi ise bölgede etkili olan kuraklık oldu. 2025 sezonunda yaşanan don felaketi, meyve henüz dalda çiçekteyken üreticimizin kaderini belirlemeye başladı. Donun etkisiyle elma ağaçlarından beklenen verim düştü, üreticinin elinde kalan son ürünler de depolarda tükendi. Limon sezonunun sonlarına gelinirken, yaşanan don afeti ve ihracat kısıtlamalarının ardından alınan erteleme kararı, limon piyasasında da önemli bir duraklama yarattı. Öncelikle ihracatın kısıtlanması, ardından bu kısıtlamanın 15 Mayıs’a kadar ertelenmesi, piyasayı olumsuz etkiledi. Şu anda üreticilerimiz, alım satım faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiğini belirtiyor.” Nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler “Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış elektrikte oldu.” “Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Nisan ayında, Mart ayına göre DAP gübresi yüzde 1,9, amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında artış gösterdi. Buna karşın amonyum sülfat gübresi yüzde 1,6, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,3, ÜRE gübresi yüzde 0,1 oranında düştü. Geçen yılın Nisan ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 35,7, DAP gübresi yüzde 34,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 30,5, amonyum sülfat gübresi ise yüzde 21,6 oranında arttı. Nisan ayında, Mart ayına göre süt yemi yüzde 3,1, besi yemi yüzde 3,2, son bir yılda besi yemi yüzde 25,5, süt yemi ise yüzde 25 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 47,8 oranında artarken, tarım ilacı fiyatları da yüzde 14,94 oranında arttı. Nisan ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 2,9 oranında düşmesine rağmen, yıllık yüzde 10,1 oranında arttı. Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış yüzde 47,8 oranıyla elektrikte görüldü.”

15. Gezende Erik Festivali Coşkuyla Gerçekleştirildi Haber

15. Gezende Erik Festivali Coşkuyla Gerçekleştirildi

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Gülnar Belediyesi, Gezende Mahallesi Bardat Yaylası ve Bardat Pazarını Kalkındırma Güzelleştirme Yardımlaşma ve Kültür Derneği ile Gezende Mahalle Muhtarlığı iş birliğinde düzenlenen ‘15. Gezende Erik Festivali’ büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Bölgedeki erik üreticilerine destek olmayı ve yerel ekonomiyi canlandırmayı hedefleyen festivalde, yarışmalardan konserlere gün boyu süren renkli etkinlikler, Gülnar halkının yanı sıra merkezden ve çevre ilçelerden gelen vatandaşların katılımıyla büyük ilgi gördü. Her yıl Gülnar’ın coğrafi işaret tescilli ürünü olan Gezende Eriği’ni tanıtırken, bölge üreticilerine destek olmayı ve yerel kültürü yaşatmayı amaçlayan, bu sene 15.’si düzenlenen ‘Gezende Erik Festivali’ büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Gülnar Belediyesi, Gezende Mahallesi Bardat Yaylası ve Bardat Pazarını Kalkındırma Güzelleştirme Yardımlaşma ve Kültür Derneği ile Gezende Mahalle Muhtarlığı iş birliğinde gerçekleştirilen festival, yarışmalardan konserlere gün boyu süren renkli etkinlikleri ve geniş katılımla her yaştan yoğun ilgi gördü. Festivale; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, Gülnar Kaymakamı Yusuf Ziya Yaktı, Gülnar Belediye Başkanı Fatih Önge, Aydıncık Belediye Başkanı Özkan Kılıçarpa, Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Erdal Özcan, muhtarlar, bürokratlar, iş insanları ve Gülnar halkının yanı sıra, civar ilçelerde yaşayan vatandaşlar katıldı. ‘En Güzel Erik Yarışması’ ile başlayan programda, Mut Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu Mersin yöresine özgü danslarını sergiledi. Yarışmanın birincisi erik üreticisi Furkan Öz, ikincisi üretici Ali Doğan, üçüncü ise Yakup Karakuş olurken, üreticilere organik gübrenin yanı sıra minik ev aletleri hediye edildi. Etkinlikte, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı personelleri tarafından vatandaşlara erik, taç, anahtarlık gibi çeşitli ikramlıklar ve hediyelikler dağıtıldı. Konuşmalarla devam eden programda, sırasıyla sahne alan Mersin Büyükşehir Belediyesi Türk Müziği Topluluğu ve Özge Biroğlu ile Uğur Önür seslendirdikleri şarkılarla katılımcılara keyifli anlar yaşattı. Festivalin finalinde ise Hasan Yılmaz konseri ile coşku doruğa çıktı.    Çakır: “Başkanımız Vahap Seçer’in her yere olduğu gibi Gülnar’da çok fazla hizmeti var” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır yaptığı konuşmada, bu yıl 15.’si gerçekleşen festivale geçen yıl da katılım sağladığını belirterek, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer tarafından Gülnar’a yapılan hizmetler için teşekkür etti.   Yaktı: “Festival bizleri; sevinç, mutluluk ve heyecan dolu duygularla bir araya getirmiştir” Gülnar Kaymakamı Yusuf Ziya Yaktı, festivalde Gülnarlılar ile bir arada olmaktan dolayı duyduğu mutluluğu ifade ederek, “Gülnarımız, ülkemizdeki 922 ilçe arasında sahip olduğu özellikler ve potansiyeli bakımından müstesna bir yer teşkil etmektedir” dedi. Yaktı, festival sayesinde coğrafi işaretli Gezende Eriği’ni ve Gülnar kültürünü; başta Mersin olmak üzere, ülkeye ve hatta tüm dünyaya da tanıttıklarından söz ederek, “Festival bizleri; sevinç, mutluluk ve heyecan dolu duygularla bir araya getirmiş, dostlarımızla, akrabalarımızla ve kısacası tüm sevdiklerimizle beraber hasret giderip, kucaklaşmamıza vesile olmuş ve Türkiye’nin en güzel ilçelerinden biri olan Gülnarımıza olan bağlarımızı sağlamlaştırmıştır” diye konuştu. Yaktı; festivalin hayata geçirilmesinde desteklerini esirgemeyen herkese teşekkürlerini iletti.  Önge: “Bu festivalleri köylümüze ve üreticilerimize destek olmak için yapıyoruz” Gülnar Belediye Başkanı Fatih Önge, belediye başkanı olarak Gezende ile özdeşleşen festivale daha çok sahip çıkacaklarını belirterek, “Gezende Eriği’miz coğrafi işaret tescilli bir ürünümüz ama sadece Gezende’de yetişmiyor. Bu erik Ilısuda’da, Köseçobanlı’da da yetişiyor ama Gezendelili hemşehrilerimiz bir adım öne çıkmışlar ve bu eriğin coğrafi işaret tescilini almışlar. Aynı zamanda da festivalini yapıyorlar. Bizler de başkan olarak bu festivallere destek veriyorsak bunu muhtarlara ya da dernek başkanlarına değil, milletin özü köylümüze ve üreticimize destek olmak için yapıyoruz. Bizim Gezende, Gülnar eriğini sadece Türkiye’de değil, tüm dünyaya duyurmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kılıçarpa: “Ne mutlu ki üretimi ve üreticiyi destekleyen bir Başkanımız var” Aydıncık Belediye Başkanı Özkan Kılıçarpa ise festivalde yaptığı konuşmasında, üretmeyen toplumların yok olmaya ve başkalarına muhtaç olmaya mahkum olduğunun altını çizerek, “Üretim kıymetlidir. Ne mutlu ki böyle verimli topraklarımız ve coğrafi şansımız var. Ne mutlu ki üretimi ve üreticiyi destekleyen ve asla sınır ayrımı, yer, yurt, köken, mezhep ayrımı yapmadan eşit bir şekilde hizmetlerini sunan Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer var” dedi. Yıldız: “Tarımsal üretimimizi stratejik düzeyde desteklemek zorundayız”                                                           Toroslor Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, Türkiye için tarımsal üretimin son derecek kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Bu tür festivallerin tarımsal üretimin desteklenmesi açısından önemli olduğunu ifade eden Yıldız,  “Bu tarz festivaller çok önemli. Bu festivallerin yaygınlaşması lazım. Çünkü tarımsal üretim ülkemiz açısından çok stratejik öneme sahip. Biz artık Türkiye olarak en temel gıdaları bile ithal eder duruma geldik. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde yaşanması çok muhtemel olan gıda krizlerine karşı tarımsal üretimimizi stratejik düzeyde desteklemek zorundayız. Ülke olarak tam bağımsız olabilmemizin de birinci koşulu da tarımsal üretimde atılımın gerçekleşmesidir” dedi. Şahutoğlu: “Tarımı sadece ekonomik olarak değil; bir kültür ve yaşam biçimi olarak görüyoruz” Festivalde konuşan Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Büyükşehir Belediyesi olarak tarımı sadece ekonomik faaliyet olarak değil, aynı zamanda bir kültür ve yaşam biçimi olarak gördüklerini ifade etti. Şahutoğlu,  “Bizler, Büyükşehir Belediyesi olarak tarımsal projeleri masa başında değil; üretim alanlarında, köy meydanlarında, tarlalarda, bahçelerde, kooperatif başkanlarıyla, üretici örgütleriyle, muhtarlarımızla ve üreticilerimizle beraber kararlar alıp, birlikte uygulayan, öğrenen ve büyüyen bir belediyecilik anlayışının temsilcileriyiz. Doğayla uyum içerisinde, çevre bilinciyle ve aynı zamanda sürdürülebilir bir tarım anlayışıyla projeler gerçekleştiriyoruz” dedi.  Şahutoğlu, Mersin’in, tarımsal anlamda büyük bir üretim potansiyeline sahip olduğunu ve aynı zamanda da coğrafi işaretli ürünlerin tescili ile beraber Türkiye’de katma değer kazanan ve hızla yükselen illerden bir tanesi olduğunu kaydetti. Şahutoğlu, Mersin genelinde coğrafi işaretli ürünlerin 2 tanesinin de Gülnar’da bulunduğundan söz ederek, bunlardan bir tanesinin Gezende Eriği, diğerinin de 2 yıl önce Mersin Büyükşehir tarafından coğrafi tescili alınan Gülnar’ın Kişniş Üzümü olduğunu kaydetti. “Su, tarımın can damarıdır” Şahutoğlu, Mersin Büyükşehir olarak son 6 yıldır bölgenin tarımına, üreticilerine destek vermeye başladıklarını ve bu destekleri de sürdüreceklerini ifade ederek, “Gülnar’da 188 bin fide-fidan dağıtımı gerçekleştirdik. Dağıttığımız fidanları bölgenin coğrafi koşullarına ve o yöreye uygun ürünlerden seçiyoruz. Burada bademi, lavantayı destekledik ve lavanta üretimini artırdık. Köseçobanlı’ya bir distilasyon ünitesi kazandırarak, bu ürünlerin nasıl katma değere dönüştüğünü de hep birlikte görüyoruz” diye belirtti. “Tarımla kalın!” Büyükşehir olarak tarımın her kolunu desteklerini sözlerine ekleyen Şahutoğlu, atalık tohum destekleri konusunda da ilçenin Bereket ve Dayıcık mahallerinde Gülnar’ın meşhur atalık nohutunu desteklediklerinden bahsetti. Şahutoğlu, “Eskiden bir pazarı olan, dünyada bilinen nohutun tekrardan canlanması amacıyla nohut desteğinde bulunduk, gübre ve ilaç desteğini de verdik. Daha sonra da Mersinden Kadın Kooperatifi aracılığıyla da üretmiş olduğunuz nohutların Toprak Mahsulleri Ofisi’nin belirlediği rakamın yüzde 25 fazlasını alarak, bugün ulusal marketlerde, doğrudan tüketiciye ulaşarak hem Gülnar Nohutu’nun tanıtımını yapıyoruz hem de bu ürüne destek vererek, üreticilerimizin yanında oluyoruz ve olmaya da devam edeceğiz” diyerek, festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne, Gülnar Belediyesi’ne ve kooperatif başkanından muhtarına kadar katkı sunan herkese teşekkür etti.  Topçu: “Can eriği yetiştiriciliğinde büyük ilerlemeler oldu” “Tarımın ışıldayan elmasları kadın çiftçiler adına söz almış bulunmaktayım” diyerek sözlerine başlayan erik üreticisi Kezban Topçu,  20 yıldır eşi ile beraber tarımla uğraşarak hayatlarını idame ettirmeye çalıştıklarını belirterek, “Köyümüzün son 25 yılında kat ettiği can eriği yetiştiriciliğinde takdir edilecek ilerlemeler oldu.  Daha önce sadece kendi sofralarımızda bulunan can eriği coğrafi işaretini bir ürün haline getirerek pazarlaması konusunda da ‘Gezende Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ kurarak ilerleme kaydedilmiştir” diyerek, Gezende eriğinin coğrafi işaret tescili alınmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. ‘15. Gezende Festivali’ renkli bir şölene dönüştü Festivale Gülnar merkezden geldiğini ve ilk defa katıldığını söyleyen Leyla Bekçi, “Bence çok güzeldi. Arkadaşlarımızla geldik ama seneye tekrar gelmeyi düşünüyorum. Ortam ve arkadaşlarla gelmek için çok güzel bir yer. Etraf ve ambiyans da çok güzeldi” dedi. Aydıncık merkezden katılan Rukiye Çankaya, “Burayı çok sevdim, küçük ve güzel bir yer. Böyle festivallerin artmasını dilerim. Müzik kısmı güzeldi. Erikler çok güzeldi. En sevdiğim meyve olması da ayrı güzel. Böyle etkinliklerle daha çok insanın buraya gelmesini sağlayabiliriz” diye konuştu. Konya’dan etkinliğe gelen Dilek Ertan da “Kültürümüzün bu şekilde tanıtılması ve aktarılmasını çok doğru bulduğum ve güzel olduğu için festivale geldim. Böyle etkinliklerin daha çok olması lazım. Her kesimin ve her yaştan insanların örf ve geleneklerimizi aktarabilmemiz açısından iyi oluyor. Çok eğlenceli bir festivali. Her şey çok güzeldi. Çok keyifli ve renkli bir etkinlikti” ifadelerini kullandı. Etkinliğe ailesi ile birlikte gelen Melih Kafadar, “Ortam şahane. Gezende eriğini yemeye geldik. Özellikle Yörük kültürümüzü ve coğrafi işaret tescilli ürünümüzün dünyaya tanıtılması gurur verici. Bu tür ürünleri pazarlamak açısından bu tarz etkinlik ve festivaller çok önemli” şeklinde konuştu. Festivale Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı ulaşım imkanı ile geldiğini belirten Fatma Yarış ise “Erdemli’den ilk defa geliyorum. Ben festivalde en çok bir üretici olarak tarımın ön plana çıkarılmasını sevdim” dedi.

Tepebaşı Belediyesi Üreticileri Hastalıklara Karşı Uyardı Haber

Tepebaşı Belediyesi Üreticileri Hastalıklara Karşı Uyardı

Tepebaşı Belediyesi’nin üreticiler için hayata geçirdiği Tarımsal Üretimde Tahmin ve Erken Uyarı Sistemleri Projesi, Eskişehirli üreticileri zirai hastalık ve zararlılara karşı uyarıyor. Üretim sezonunun başlaması ve yağışlı hava etkisiyle Elma Karaleke ve Ceviz Antraknoz hastalık etmeni oluşma ortamı verilerle tespit edilmesi üzerine Tepebaşı yetkilileri üreticileri uyardı. Tepebaşı Belediyesi, BEBKA 2022 Yılı Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı’ndan destek alarak hayata geçirdiği Tarımsal Üretimde Tahmin ve Erken Uyarı Sistemleri Projesi’yle örnek çalışmalara imza atmayı sürdürüyor. Eskişehir’de ilk defa uygulanan ve 5 farklı noktaya kurulan Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları oluşan herhangi bir hastalık ya da meteorolojik olaylara karşı üreticiye önceden uyarı vererek önlem almalarını sağlıyor. Yeni dönem üretim sezonunun başlamasıyla 25 Nisan Cuma günü itibariyle ilk zirai mücadele uyarısı olarak Beyazaltın bölgesindeki istasyondan alınan veriler ve arazi çalışmaları sonucu uygun fenoloji gereğine göre bölge genelinde Ceviz Antraknoz hastalığı, Kavacık ve Takmak bölgelerindeki istasyondan ise Elma Karaleke enfeksiyon etmeninin ortamının oluştuğu tespit edilmesi üzerine üreticilere bilgi verildi. Tüm Tepebaşı kırsalına hizmet veriyor Tepebaşı’nda tarımsal faaliyet gösterilen 477 bin 769 dekar alanı kapsayacak şekilde 5 mahallede istasyonlar kuruldu. Ayrı iklimsel özelliklere sahip Beyazaltın, Cumhuriyet, Kavacık, Yusuflar ve Takmak mahallelerinde kurulan Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları, tüm Tepebaşı kırsalına hizmet veriyor. Kurulan Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları ve enfeksiyonla ilgili detaylı bilgi almak isteyenler 0 (222) 211 40 00/3214/3219 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor. Ayrıca Tepebaşı Belediyesi’nin  http://ziraitahmin.tepebasi.bel.tr/ resmi adresinden de verileri görebiliyor.

CHP'li Gürer: "Çiftçinin Yüzde 74’ü Bildiği Ürünü Ekiyor" Haber

CHP'li Gürer: "Çiftçinin Yüzde 74’ü Bildiği Ürünü Ekiyor"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, yapılan araştırmalara göre çiftçinin yüzde 74’ü bildiği ürünü ektiği, arz açığı ve olumsuz şartları dikkate alarak ekim yapan çiftçi sayısının yüzde otuzlarda kaldığını söyledi. Gürer, “Tarımda üretim planlaması şart!” diyerek girdi maliyetlerinden iklim krizine, TARSİM primlerinden çoban bulma sorununa kadar birçok konuda çözüm yaratılmasının iktidarın görevi olduğuna işaret etti. Çiftçi besici Atakan Dündar ise acı gerçeği paylaştı: “6 liraya sattığımız arpanın tohumunu 15 liraya alıyoruz.” dedi. ÜRETİM PLANLAMASI EKSİKLİĞİ BÜYÜK SORUN Tarımda üretim planlamasının önemine dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde tarımın en önemli sorunlarından biri de üretim planlaması. Çiftçilerin üretim tercihlerine baktığımızda, yüzde 74’ü alıştığı ürünü, yüzde 30’u ise satışı hızlı olan ürünü ekiyor. Yüzde 30’u da daha iyi kazanacağını düşündüğü ürünün ekimine yöneliyor. Su sorunu ve olası riskleri dikkate alan ise sınırlı üretici var. Bu bağlamda uzman desteği alan çok az çiftçi bulunuyor ki, onlar da genelde büyük işletmeler. Bu bağlamda yaşanan iklim değişiklikleri ve arz sorunları nedeniyle ihtiyaca uygun üretim yapılmasının planlanması gerekiyor. Organik tarım ve iyi tarım örneklerinde ise yeterli atılım sağlanamıyor.” dedi. Gürer, çiftçilere yönelik yapılan anketlerde en büyük sorunun girdi maliyetlerindeki artış olduğunu belirterek, “Girdi maliyetlerindeki artış birinci sırada, iklimsel problemler ikinci sırada, işçi bulamama ise üçüncü sırada yer alıyor. Pazar sorunu, tarımsal zararlılar, hastalıklar ve sulama suyu yetersizliği de çiftçilerimiz tarafından dile getiriliyor,” ifadelerini kullandı. Çiftçiler, oda, birlik ve kooperatiflere yönelik kapsamlı düzenlemeler sağlanması, daha az ama daha etkili yapıların oluşturulması taleplerini dile getiriyor. Ayrıca TARSİM sigortasından kredi teminine kadar daha çiftçi yanlısı uygulamalar beklediklerini belirtiyorlar. Özellikle, “Biz üretiyoruz; aracı ve büyük marketler sırtımızdan kazanıyor. Bir de ithalatla, ürettiğimiz ürün değer bulduğunda önümüz kesiliyor. Çiftçi, üretici ve tüketicinin korunacağı düzenlemelere ihtiyaç var.” diyorlar. “6 LİRAYA SATIP, 15 LİRAYA TOHUM ALIYORUZ” Üretici Atakan Dündar, üretim tercihlerini ve yaşadıkları sorunları şu sözlerle aktardı:“Bizim burası kurak bir memleket olduğu için genelde vatandaş bir yıl arpa ekiyorsa bir yıl buğday ekiyor. Onu da işte kurak gitti mi, dönüm başı 100 kilo arpa alıyor. Zaten o da girdi maliyetleri fazla olduğu için masrafını ödemiyor, hep zarar. Ondan sonra, 6 liraya geçen sene arpa satıyoruz, 15 liraya tohum alıp tarlaya geri ekiyoruz. Yani 6 liraya satıp 15 liradan geri tohumunu alıyorsun. Geçen sene öyle oldu; 6 liraydı arpanın kilosu. Ben kendim hayvancılık yapıyorum, yetmediği için bazı arkadaşlardan da aldık. Tekrar tarlalara tohum ekerken hazır tohumun kilosunu 15 liradan aldık.” Dündar, sulama maliyetlerine de değinerek, “Geçen sene ben bir saat suya 500 liradan su parası ödedik. Bu sene 700 mü olur, 800 mü olur, kaç kere zam geldi?” diye konuştu. TARSİM PRİMLERİ ÇOK YÜKSEK Sigorta sisteminin çiftçi için yetersiz olduğunu ifade eden Dündar, “TARSİM sigortası yaptıramıyoruz çünkü primler çok yüksek. Bazı ürünleri sigortalatsak bile, don gibi önemli riskleri kapsamıyor.” dedi. CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım Orman Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, “TARSİM, yaşanan iklim değişikliği dikkate alınarak yeniden yapılandırılmalıdır. TARSİM sigortasında prim destek oranının don olayında %66’dan %75’e çıkarılması için kanun teklifi verdim. TARSİM sigorta uygulaması ile ilgili çiftçi ve üretici açısından ciddi sorunlar var. Çiftçi, TARSİM koşullarının ağır olduğunu, ürettiği ürünün yüzde 8-10 aralığında TARSİM tarafından ellerinden alındığını, ürün ortağı gibi davrandığını ifade ediyorlar. TARSİM’de yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var.” dedi. HAYVANCILIKTA DA SORUNLAR DERİNLEŞİYOR Ulukışla Beyağıl Köyünden Çiftçi ve Besici Atakan Dündar, hayvancılığın bölgede giderek zorlaştığını ifade ederek, “Biz hayvancılık yapıyoruz. Hani diyorlar 'etin kilosu şu oldu, etin kilosu bu oldu.' Hayvancılık çok zor bir meslek. Bir, çoban bulamıyorsun. İkincisi, Beyağıl sınırlarının dörtte üçü orman. Ondan sonra adam diyor: 'Burası komple orman.' Şu gördüğün dağlar var, az bir yer bu taraf, komple orman. Ondan sonra hayvancılık yapamıyorsun. Sana destek veriyor, cüz’î bir fiyat, adam koyunculuk yapamıyor. 500 koyun besleyeceğine 200 koyun besleyebiliyor. Karşısı orman alanı. Yaşım 43; hatırlamıyorum ne zaman dikildiğini. Buradaki orman alanı ise 30 sene oldu. Hayvancılık orman alanına giriş izni verilmiyor. Bu nedenle artık köyde keçi yok. Yani sadece koyun girse bu ormana ne yapacak?” CHP’li Ömer Fethi Gürer, keçi yetiştiriciliğinin önemine dikkat çekerek, “Keçiler doğal budama yaparak orman içinde otları tüketerek orman yangınlarını önlüyor ve ormanların gelişmesine katkı sağlıyordu. Ancak yanlış politikalar hem hayvancılığı hem de ormanları olumsuz etkiledi.” dedi. “DOMATES EKEN ARKADAŞ TRAKTÖRÜNÜ SATMAK ZORUNDA KALDI” Üretici Atakan Dündar, sebze yetiştiriciliğinin de bölgede karşılaştığı zorlukları köyünden somut bir örnekle açıkladı: “Burada domates işi deneyen arkadaşlarımız da oldu. Köyden adam masrafını ödeyemedi, adam altındaki traktörünü, arabasını sattı. Böyle köylü mü olur? Kendisi domates ekti, fabrikaya götürdü, para etmedi, parasını alamadı. Gitti adam. Benim köyümde oldu bu olay, arkadaşım yani.” “YETKİLİLER SÜREKLİ SAHADA OLMALIDIR” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çözüm için kapsamlı bir planlamanın şart olduğunu belirterek, “Çiftçi arkadaşlarımızın üretim desenini belirleyebilmesi için Türkiye'nin tamamında Tarım Orman Bakanlığı uzmanları hangi bölgede hangi ürün yetişecek, hangi üründen verim alınır, çiftçinin girdi maliyetleri nasıl düşürülür? Girdi maliyeti düşürüldükten sonra o bölgede o üründen daha çok verim nasıl sağlanır? Çalışmalarını yaparak teknik olarak da bilgi vermeleri lazım.” diye konuştu. KÖYLER BOŞALIYOR, HAYVANCILIK BİTİYOR Atakan Dündar, gençlerin hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını belirterek, “Köyümüzde iki kardeş vardı, 700-800 koyun besliyorlardı. Artık bıraktılar. Köyler boşalıyor. Biz bile yaylaya çıkmak zorunda kalıyoruz çünkü burada hayvanlarımızı besleyemiyoruz. Kışın vekilim, bizim burası kış memleketi. 11-12 ayda içeriye giriyor. Daha bugün koyun dağa çıktı, yemden kesildi. 5-6 ay içeride yiyor. Sen arpayı satıyorsun 6 liraya, yemin torbasını alıyorsun 800-900 liraya.” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, “Şimdi hayvancılık yapanlar çiftçilik yapmıyorsa zaten Türkiye'de artık hayvancılık yapılamaz. 24 saat hayvanıyla haşır neşir olanların en büyük sorunu girdi maliyetleri. Bunun yanında da hayvancılığın ahır giderleri arttı. Aşısı var, bakımı var, çobanı var, var oğlu var.” ZORLUKLAR BİTMİYOR Gürer, bölgedeki üreticilerin tarla ürünlerinden örtü altı üretime kadar farklı alanlarda çalıştığını ancak karşılaştıkları zorlukların sürdüğünü ifade ederek, “Bölgemizde bir yıl arpa ekiyorlar, bir yıl buğday ekiyorlar. Onun dışında farklı ürünler yetiştirmeye çalışan arkadaşlarımız var. Örtü altı üretimini geliştirmeye çalışıyorlar. Onlar da örneğin domates ekiyorlar, biber ekiyorlar. Sonra aniden bir oluşan hava değişimi ne yazık ki onların da ürünlerini yok ediyor.” dedi.

Ankara Büyükşehir'den Çiftçiye Büyük Destek Haber

Ankara Büyükşehir'den Çiftçiye Büyük Destek

Ankara Büyükşehir Belediyesi, yerli üretimi teşvik etmek ve çiftçilerin maliyet yükünü azaltmak amacıyla tarımsal destek programlarına devam ediyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında, yüzde 50’si hibe olmak üzere erkenci domates ve biber fideleri Güdül, Nallıhan, Beypazarı ve Ayaş ilçelerinde çiftçilere dağıtıldı. ÜRETİCİLERE 1 MİLYONDAN FAZLA FİDE ULAŞTIRILDI ANFA Sera Beypazarı’nda özenle yetiştirilen toplam 1 milyon 90 bin 950 adet fide, 357 çiftçiye ulaştırıldı. Dağıtım, Ankara’nın tarımsal potansiyeli yüksek ilçeleri olan Ayaş, Güdül, Beypazarı ve Nallıhan’da gerçekleştirildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi, sağladığı desteklerle hem yerel üretimi canlandırmayı hem de üreticilerin girdi maliyetlerini düşürerek tarımsal sürdürülebilirliği artırmayı hedefliyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, 2025 yılı kırsal destek programında mayıs ayı içinde de 25 ilçede fide dağıtımına devam edecek.  “ÇOK MEMNUNİYET YARATAN BİR HİZMET” Erkenci sebze fidesi dağıtım alanını ziyaret eden Ayaş Belediye Başkanı İzzet Demircioğlu, kırsal desteklerden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek şu açıklamalarda bulundu: “Üretmeden hiçbir şey olmuyor. Çiftçimiz de bunun farkında ve çok da memnunlar bu destekten dolayı. Yıllardır yapılmayan bir hizmetti. Mansur Başkan ile beraber başladı. Çok memnuniyet yaratan bir hizmet.” Erkenci fidelerini alan üreticiler ise Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne şu sözlerle teşekkür ettiler: Nesrin Ertekin: “Gayet güzel bir destek. Çok memnunuz. Bütçemize çok büyük bir katkısı var. Dışarıdan aldığımız ürünlerde fazla verim yok.” Hamza Yüksel: “Destekler çok güzel. Ben üreticiyim, benim için faydası çok büyük bu desteklerin. Dışarıdan almaya kalksam en kötü şartlarda 10 liraya alacağım. Destek sayesinde yarı fiyatına alıyorum. Hiç vakit kaybetmeden yetiştirmeye başlayacağım. Benim geçim kaynağım bu. Emeği geçelere teşekkür ederim.”     Yusuf Öztürk: “Fidenin tanesi 10-15 lira. Mansur Başkan’ımdan Allah razı olsun. Kendisinden çok memnunuz.  Verdiği sözleri tutuyor. Çok teşekkür ederiz.”  

Büyükbaş Hisse Bedeli 35 Bin TL’yi Aştı Haber

Büyükbaş Hisse Bedeli 35 Bin TL’yi Aştı

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Kurban Bayramı öncesinde hayvancılık sektöründe yaşanan sorunları üretici Hanifi Güçlüer ile yaptığı konuşma ile gündeme taşıdı. Kurbanlık fiyatlarından girdi maliyetlerine kadar farklı konularda süreç hem üreticilerin hem de vatandaşların açısından erdiği boyut konuşuldu. Gürer, bir ahırda kurbanlık hayvanların geçen yıla göre durumunu sordu. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer , “Kurban Bayramı yaklaşıyor. Bu yıl da bazı vatandaşlar kurbanlıkların alımları başladı. Geçmiş bayramlarda kişi kurbanlığını alıp ayırttırıyor ve bu hayvanların bakımı devam ediyordu. Bu yıl durumu yıllardır bu işi yapan besi hayvanlarına bakan besicimize sorduk. Bu yıl kurban fiyatları nasıl?” diye sordu. Üretici Hanifi Güçlü fiyatların geçen yıla göre %50 arttığını belirterek, “Bu yıl fiyatlar, sayın vekilim, geçen seneki oranlara göre %50 artış gösterdi. Geçen seneki alım gücüne göre şu an müşterilerimiz almakta biraz zorlanıyor.” dedi. GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞ Kurbanlık hayvanların fiyatlarının neden bu kadar arttığına dair Gürer’in sorularını yanıtlayan Güçlü girdi maliyetlerinin hızlı şekilde yükseldiğini vurguladı: “8-9 aydır besliyoruz. Arpa 7-8 liraydı, şu an 11-12 lira. Yemin çuvalı 500 liraydı, şu an 750 lira. Veteriner giderleri ise iki katına çıktı. Tüm bu maliyet artışları, ister istemez fiyatlara yansıyor. Yem gideri var, aşı gideri var, veteriner gideri var. Tabii ki ilaç maliyetleri %200 artış gösterdi. Veteriner giderlerde zaten şöyle söyleyeyim, daha önce 1.000-2.000 liraya gelip muayene yapıp gidiyorsa şu an 4.000-5.000 Lira. Aşıların da ortalama maliyeti bugün bir tane dana için 2.000 lirayı buluyor. Bir önceki sene 600-700 lira gibiydi. Şu anda hayvanların fiyatının artmasına en büyük etken girdi maliyetlerindeki artış.  Maliyetler, işçilik maliyetleri, ilaç sektöründeki fiyat artışı bunlar ana etkenler. Geçen yıl hisse satış fiyatlarımız 25.000-26.000 lira bandındaydı ortalama. Bu yıl hisse satış fiyatlarımız 35-36.000 lira bandında.” Ömer Fethi Gürer’in, “Bu maliyetler hem üreticiyi hem de vatandaşı nasıl etkiliyor?” sorusuna Hanifi Güçlüer şöyle yanıt verdi: “Üretici tam 3 yıl boyunca bir danayı kesime hazır hale getirmek için çalışıyor. Ancak her geçen gün mazot, yem ve işçilik maliyetleri arttığı için zarar ediyoruz. Vatandaş ise bu fiyat artışlarıyla kurbanlık hayvan almakta zorlanıyor.” Vatandaşların Alım Gücü Düşüyor Geçen yıla kıyasla hayvan satışlarının azaldığını belirten Hanifi Güçlüer , alım gücündeki düşüşe dikkat çekti: “Geçen yıl bu zamanlarda 10-15 danayı hemen satmıştık. Ama şu an 7-8 danayı yeni tamamlayabildik. Geçen sene daha rahat alışveriş yapabiliyordu vatandaş” Gürer, et fiyatlarındaki artışa da değinerek, “Geçen sene 500 liraya satılan etin kilosu bu yıl 700-750 liraya çıktı. Üretici artan girdi maliyetlerinden dolayı şikayetçi, vatandaş ise fiyatlardan. Bu işten ne üretici ne de tüketici memnun kalıyor.” dedi. Güçlü ise bu konuda üreticilerin de haklı olduğunu belirterek, “Üretici de burada sonuna kadar haklı. Çünkü bir dananın meydana gelmesi 9 ay önce anne karnında bekliyor. Daha sonra 24 ayda dışarıda beslenme süresi var. 30 ayın sonunda kesilebilecek bir duruma geldiği için üretici tam 3 yıl bir dananın kesilip de meydana gelmesi için uğraşıyor. Yani aslında üretici de bu işten zararda. İşçilikte maliyet olarak tabii ki her geçen gün maliyetler, mazot maliyetleri….” ifadelerini kullandı. Güçlü, “Hayvanların 12 ay yemle beslendiğini, meraya çıkması durumunda bu şekilde etlendiremeyeceklerini ve hayvanın etinin meraya çıkması durumunda çırpacağını belirtti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Mera hayvancılığı büyükbaş hayvanda çok düştü. 12 ay kapalı alanda hayvan yemle besleniyor. Sonuçta ahır ve bakım gideri, yem, mazot ve elektrik gideri yanında veteriner ve aşı giderleri ile önemli bir beslenme ve bakım gideri var. Ayrıca hastalık riski ve pazar değişkenliği içinde besici kendi çabası ile süreci yönetiyor. Esasen tarım her kesimi ile problemli bir dönem yaşanıyor. Kamucu bir anlayış, öngörülebilir bir planlama ve doğru destek ve yönetim politikaları ile hayvancılıkta sorunlarda iyileşme sağlanır. İthalatçı anlayışla sorunlar katlanır, böyle giderse kurban kesmekte zorlanırız.” dedi.

Başkan Büyükkılıç Şafak Vakti Üreticilere Kovan Dağıttı Haber

Başkan Büyükkılıç Şafak Vakti Üreticilere Kovan Dağıttı

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Kovan Sizden, Arı Bizden Projesi kapsamında kovan dağıtım programı, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın katılımlarıyla sabaha karşı saat 04.00’da gerçekleşti. Arıların güneş ışığı görmeden sağlıklı bir şekilde hak sahiplerine dağıtılabilmesi amacıyla düzenlenen programa ilgi yoğun oldu. Tarım ve hayvancılık alanında Kayserili üreticinin kentteki en güçlü destekçisi olan Başkan. Dr. Memduh Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin, kentte arıcılık ve arı ürünleri üretiminin gelişimini desteklemek, arıcılık sertifikası olan üretici ve üretici adaylarına ekonomik katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiği Kovan Sizden, Arı Bizden Projesi’nde kovanlar, üreticilere teslim edildi. Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi Otoparkında gerçekleşen dağıtım programına Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Mücahid Soyak, Mustafa Türkmen ve daire başkanları ile üreticiler katıldı. Programda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Ekibimizi tebrik ediyorum. Maşallah gece demeden, gündüz demeden çalışıyorlar. Hatırlanacağı üzere dün nohut ve mercimek dağıttık, bugün arı dağıtıyoruz” dedi. Üretimi teşvik etmek amacıyla vatandaşlara destek olduklarını kaydeden Başkan Büyükkılıç, “Bu işi hobi mantığında başlatıp profesyonelliğe dönüştürmek suretiyle KAYMEK bünyesinde kursiyerlerimize kurs veriyoruz ve daha sonrasında da arılı kovan desteğinde bulunuyoruz. Önemli olan üreten olması, bu işi severek yapıyor olması. Kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bölgemiz de bitki çeşitliliği bağlamında önemli bir merkez. Şuan itibariyle 300 üreticimize ikişer kovan veriyoruz. Ayrıca gençlerimizi teşvik etmek amacıyla Sarız’ımızda 15 gencimize 10’ar kovan toplam 150 tane, Özvatan’ımız da 25 kardeşimize 10’ar taneden 250 tane olmak üzere totalde 1000 kovan dağıtmış oluyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyoruz. İnşallah üreten olsunlar diyoruz” şeklinde konuştu. “İlk Sırada Yer Alıyor” Büyükkılıç, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin tarım ve hayvancılık alanındaki destekleri ile Türkiye’de lider bir konumda yer aldığına dikkat çekerek, “Sadece arı, tavuk, koyun dağıtmakla değil yem bitki çeşitleriyle, bakliyat çeşitleriyle vatandaşlarımızı yüreklendirmeye çalışıyoruz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, büyükşehirler arasında tarım ve hayvancılığa en çok yatırım yapan bir büyükşehir olarak anılıyor, ilk sırada yer alıyor. Son 5 yıllık süreç içerisinde 1 milyar TL’ye yakın yatırımla çalışma yapmış ve vatandaşlarımıza destek olmuş durumdayız. Arıcılıkla ilgili yine bir katkıda bulunmak için bu sezon da desteğimizi verdik” ifadelerini kullandı. “Gençlerimizi Yüreklendirmek İstiyoruz” Desteklerle gençleri tarım ve hayvancılık alanında yüreklendirdiklerinin altını çizen ve gençlerin bu alanda üretime katılmasının önemine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, “Yeter ki üreten olsun, yeter ki ben bu işi severek yapıyorum desin. Gençlerimizi de yüreklendirmek istiyoruz. Amacımız gençleri bu işlere tarım ve hayvancılık konusunda dâhil etmek. Gençler bu işi sahiplenmezse tarım ve hayvancılık yok olur. Kaldı ki Kayseri tarım ve hayvancılıkta önemli bir merkez olmaya başladı. Sadece sanayi ve ticaretle anılmıyor, 24 tane üründe ilk 10’a giren bir Kayseri’den söz ediyoruz. Yine üretim anlamında tarım alanında ilk 5’in içinde yer alan bir Kayseri’den söz ediyoruz. Her türlü çalışmalara desteğimizi sürdürüyoruz. Fedakâr ekibimize teşekkür ediyoruz. Aşk ile çalışan yorulmaz” diye konuştu. Dağıtım alanında gelen üreticileri hoş geldiniz diyerek karşılayan ve tek tek tokalaşan Başkan Büyükkılıç, vatandaşlarla sıcak sohbetler gerçekleştirdi. Üreticilerden Büyükkılıç’a Teşekkür: “Çok Güzel Bir Proje” Büyükşehir’in desteği ile ilk defa arı alacak ve hali hazırda arıcılıkla uğraşan üreticiler de anlamlı proje için Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ettiler. Hobi olarak arıcılık yapan Barbaros Suna isimli vatandaş destekten dolayı Başkan Büyükkılıç’a ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederken Kazım Palaslıoğlu isimli üretici ise “Memduh Başkana teşekkür ediyoruz. Çok güzel bir proje, özellikle kırsal kesimlerde arıcılık yapanlar veya hobi niyetine arıcılığa başlayanlar için çok güzel bir proje” ifadelerinde bulundu. Bahadır Tunç isimli hobi olarak arıcılık yapan diğer bir vatandaş da Başkan Büyükkılıç’a teşekkürlerini lleterek, “Hobi olarak yapmak için iki kovan arı aldım. Memduh Bey’e çok teşekkür ederiz böyle bir projeyi yaptığı için, çok güzel bir proje” dedi. Özvatan ve Sarız’da da Dağıtıldı Öte yandan Büyükşehir Belediyesi’nin arılı kovan dağıtımı Sarız ve Özvatan ilçelerinde de gerçekleştirildi. Özvatan’da emekli öğretmen, Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Adnan Ünal, arıcılık ile uğraştığını belirterek, Özvatan’ın arıcılığa uygun olduğunu, kırsal alanın çok olduğunu ifade etti. Ünal, “Bizim balımız, coğrafi işaretlidir, İç Anadolu Bölgesi’nde tek coğrafi işaretli baldır. Ülkemizin kalkınmasında bu tarımsal faaliyetler önemlidir. Büyükşehir Belediyemize teşekkür ederiz, bizleri bu ilgileri çok memnun ediyor. İsabetli yardımlaşma oluyor ve bizim çalışmalarımıza hız katıyor” diye konuştu. “Büyükşehir’imiz Bizi Mağdur Etmedi” Ömer Altıparmak isimli arıcı vatandaş da yaptığı açıklamada Başkan Büyükkılıç ve Büyükşehir’e teşekkür ederek, “Büyükşehir’imiz bizi mağdur etmedi. Baya bir arı kayıplarımız olmuştu. Yani bize bir destek oldu. Teşekkür ediyoruz başkanımıza” şeklinde konuştu. “Sağ Olsun Belediyemiz Gençlerimizi Geri Çevirmedi” Sarız İlçe Tarım Müdürü Erdoğan Karabörklü ise gençlere yönelik proje sunarak Büyükşehir Belediyesi tarafından destek almayı başardıklarını belirttiği konuşmasında, “İlçemizde arıcılarımızın yaş ortalaması gittikçe arttığı için gençlerimize yönelik bir eğitim düşündüm, gençlerimiz uygulamalı olarak eğitim almak istediler. Biz projemizi yaptık, belediyemize sunduk. Sağ olsun belediyemiz gençlerimizi geri çevirmedi. Gençlerimize 10’ar adet proje kapmasında arılı kovan verildi. Buradan Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Memduh Büyükkılıç’a teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Talebimizi geri çevirmedi, projemizi uygun gördü. Allah herkesten razı olsun diyorum” ifadelerinde bulundu. “Genç Arıcılar Olarak Bu İşe Bir Adım Atacağız” Projeden dolayı Büyükşehir Belediyesi ve emeği geçen herkese teşekkür eden Yusuf Ulutaş da “Genç arıcılar olarak bu işe bir adım atacağız. Kısmet olursa bu işte daha ilerleyip iyi uygulamalı eğitimlerimizi de göreceğiz ayrıca. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

İzmir Çiftçisinin Sütü Uygun Fiyatla Sofralara Ulaşıyor Haber

İzmir Çiftçisinin Sütü Uygun Fiyatla Sofralara Ulaşıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bayındır Süt Fabrikası, güçlenerek üretime yeniden başladı. İZTARIM AŞ tarafından fabrikada yapılan iyileştirme sürecinin ardından, Tire Süt Kooperatifi ile protokol imzalanarak İzmirli çiftçinin 800 ton sütü işlenmeye alındı. Fabrikada Büyükşehir’in Süt Kuzusu projesindeki UHT sütlerin yanı sıra İZMAR markalı süt, yoğurt ve tereyağı da uygun fiyatla raflarda yerini almak üzere üretilmeye başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZTARIM AŞ çatısı altında hizmet veren 100. Yıl Bayındır Süt İşleme Fabrikası, İzmirli çiftçinin ürettiği sütleri işleyerek sağlıklı ve güvenli bir şekilde İzmirlinin sofrasına ulaştırıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın talimatıyla Bayındır Süt İşleme Fabrikası’nda yapılan revizyon kapsamında, hem kadro güçlendirildi, hem üretim ekipmanları yenilendi, hem de mali disiplin sağlanarak daha güçlü bir şekilde üretim başlatıldı. Hem küçük üreticinin yüzünü güldüren hem de İzmirlinin sofrasına sağlıklı ve güvenilir ürünleri ulaştıran fabrika, amacına uygun ve planlı bir şekilde yoluna devam ediyor.  İzmirli çiftçinin ürettiği sütler, Tire Süt Kooperatifi ile yapılan anlaşma kapsamında satın alınarak fabrikada işleniyor. UHT (Ultra Yüksek Isı) teknolojisiyle üretilen Süt Kuzusu Projesi ve İZMAR markalı sütlerin yanı sıra İZMAR yoğurt ve İZMAR tereyağının da üretimine hız kazandırıldı. “Amacına uygun yoluna devam ediyor” Fabrikada yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren İZTARIM Genel Müdürü Öztürk Kurt, “Bayındır Süt Fabrikası’nda bazı eksiklerimiz vardı. Bu süreçte iş gücü planlaması ve makinalarımızla ilgili revizyonlar yapıldı. Daha yüksek kapasiteli üretim yapabilmemiz için yenilikçi özellikte planladığımız işleri hayata geçirdik. Bayındır Süt Fabrikası bütün eksiklerini tamamlayarak daha güçlü bir şekilde üretime başladı” dedi.   İzmirli küçük üreticinin alın terinin fabrikada katma değere dönüştüğünü ifade eden Öztürk Kurt, “Bayındır Süt Fabrikası’nda, Tire Süt Kooperatifi ile yaptığımız sözleşmeyle yaklaşık 800 ton civarında aldığımız siparişin ilk 460 tonunu ürettik. Şu an bantlarda görülen 250 bin adet paket süt tamamlandı ve kalanları sevkiyatla dağıtılmak üzere bekliyor. Süt Kuzusu projesini gelecekte daha iyi destekleyebilmek için üretimlerimize devam ediyoruz. Tire Süt Kooperatifi ile yaptığımız anlaşmada, süt ve hayvancılık konusunda emek veren üreticilere destek olabilmek için sadece süt alarak değil, paketleme konusunda da destek olarak üreticinin bir nebze de olsa zorluklarını hafifletmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.  İzmir çiftçisinin sütü uygun fiyatla İzmirlinin sofrasına ulaşıyor   İzmir Tanzim Satış Marketi’nde (İZMAR) uygun fiyatla satışa sunulan İZMAR ürünlerinin de sağlıklı ve tüm standartlara uygun bir şekilde fabrikada üretildiğini söyleyen Öztürk Kurt, “Fabrikamızda Tire Süt Kooperatifi’nden aldığımız siparişlerin dışında İZMAR’lar için de İZMAR Süt, İZMAR Yoğurt ve İZMAR Tereyağı üretiyoruz. Halka daha yenilikçi, daha ulaşılabilir ürünleri sunabilmek için fabrikamız bu yönde gelişimini sürdürüyor. İzmir çiftçinin ürettiği sütü burada güvenilir ve sağlıklı bir şekilde üreterek yoğurt, tereyağı ve süt olarak paketliyor ve İzmirlinin sofralarına ulaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.    Öztürk Kurt, her fırsatta İzmir halkının yanında olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın sözünün arkasında güçlü bir ekip olduğunu da belirterek “Bizler bu mücadeleye ortak olmaya devam edeceğiz” dedi.   Tire Süt Başkanı Öztürk: İZTARIM ile yolumuza devam ediyoruz İZTARIM ile yapılan protokolün küçük üreticiye destek olduğunu ifade eden Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, “Bizim amacımız, gayemiz küçük üreticiyi ayakta tutmak. Yıllardır bu amaçla çalışmalarımıza titizlikle devam ediyoruz. Kooperatif olarak bizim esas işimiz süt toplamak ve bu sütü de değerlendirmek. Yıllardır İzmir Büyükşehir Belediyesi ile olan ilişkilerimiz sayesinde, sağ olsun sütümüzün büyük bir kısmı burada değerlendiriliyor” dedi. Günlük yaklaşık 320 ton süt topladıklarını söyleyen Osman Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: “İZTARIM ile bir anlaşma yaptık. Süt Kuzusu projesi güzel bir anlama büründü. Özellikle kendi bölgemizin kurumu olan İZTARIM ile hareket ederek buradaki sorunu çözmek istedik. Başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Topladığımız sütlerin günlük 10 tonu, Süt Kuzusu projesine gidiyor. Bunun artmasını canı gönülden istiyoruz. İzmir’in sütünün hem miktar olarak artması hem de buradaki Süt Kuzusu projesinin güçlenerek devam etmesi, her iki kurum için de daha hayırlı olacaktır. Yeni imzaladığımız sözleşmelerle yolumuza devam ediyoruz” dedi.  Yeni dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın çalışmalarına destek olmaktan mutlu olduklarını belirten Öztürk, “Amacımız kırsaldaki küçük üreticinin maddi durumunu güçlendirmek. Bu da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bize destekleriyle mümkün. Bu anlayışı sadece İzmir değil bunu ülke geneline yayarsak ülke ekonomisine ve çiftçiye büyük destek oluruz” diye konuştu. 

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu" Haber

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, don felaketinin meyve üreticileri üzerindeki olumsuz etkilerini yerinde inceledi. Gürer, “Sert çekirdekli ürünlerde zarar büyük; kayısı, şeftali, nektarin, erik, badem, ceviz gibi ürünler yanında armut, üzüm gibi ürünlerde de rekolte kaybı var. Tarım ve Orman Bakanlığı, don afetinden etkilenen açık alandaki tarımsal üretime konu Antep fıstığı, armut, ayva, badem, ceviz, elma, erik, fındık, kayısı, kiraz-vişne, limon, mandalina, portakal, şeftali, nektarin, üzüm ürünleri için hasar tespit sonrası ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtlı olanlara destek verileceğini açıkladı. Bu desteğin nasıl olacağı belli değil ancak ürün kadar ürünle ortaya çıkan sorunlar da var. Bu konuda bir açıklama yok” dedi. ELMADA YURT DIŞI PAZARI TEHLİKEDE Niğde’nin Türkiye'nin önemli elma üretim merkezlerinden biri olduğunu vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Niğde bölgesinde 600 bin tona kadar elma üretimi gerçekleşiyor. Kayıt dışı ile bu üretim daha da yüksek oluyor. Niğde, elma ağacı sayısında Türkiye’nin lideri olan bir ildir. Misket elmada bir numaradır. Bu yıl don olayı nedeniyle büyük zarar gören entegre tesisler ise bodur elmacılıkta yurt dışı pazarını oluşturan ve ülke genelinde bu pazarı belirleyen potansiyele sahiptir. Elma üretimi yanında soğuk hava deposu ile son ürünleri ihraç eden depoda çalışan ve üretip ihraç eden üreticimizle oluşacak sorunları birinci ağızdan dinledim. İhracatta, ihraç edilen yerdeki pazarda, tarım işçiliğinde, nakliye ve ulaştırmada, kalan bahçelerin bakımı ve gelecek yıla hazırlanmasında ve tedarikçi esnafta oluşacak sorunlar için iktidar politika üretmelidir” dedi. PAZARINI KAYBETME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ 600 dekarda elma üreticisi Cemil Acer, ihracat yapılan ülkeler ve don olayının etkileri hakkında bilgi vererek durumun ciddiyetini şöyle özetledi: “Bu elmalar kendi üretimimiz. Ermenistan’a, Irak’a ve Hindistan’a gidiyor. Ancak bu yıl Anadolu’da büyük bir felaket yaşadık. Don olayı nedeniyle ürünümüz yok denecek kadar azaldı. Telafi edilebilir bazı kayıplar olsa da asıl endişemiz, pazarlarımızı kaybetmek. Hindistan, Çin ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye için büyük bir pazar olmuştu. Ancak bu yıl elma olmadığı için Hindistan pazarını kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” dedi. Elma üreticisi Acer, don olayının istihdama da darbe vurduğunu belirterek, “Bu depoda 50 kişi sürekli çalışanımız vardı. Ayrıca gündelikçi gelen öğrencilerimiz ve yevmiyeli işçilerimiz de çalışıyordu. Ancak bu yıl, ürün olmadığı için bu istihdam sağlanamayacak. Bu son elmalarımızı ihraç ettikten sonra depoda elma kalmayacak. Bu durum, hem iş hem de ekonomik kayıplara yol açacak” dedi. PAZAR KAYBI BÜYÜK SORUN YARATIR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, don olayının elma ihracatını ve bölge ekonomisini etkilediğini ifade ederek, “Daha önce Niğde, Amasya ya da Misket elması ile ünlüydü. Ancak yurt dışına satış olmadığı için bu ağaçlar söküldü ve yerine ihracata uygun türler dikildi. Şimdi ise don nedeniyle bu ürünlerde büyük üretim kaybı yaşanıyor. Bu durum, önümüzdeki sezon yurt dışı pazar kaybına yol açabilir. Türkiye, bu pazarları yeniden kazanmakta ciddi zorluklar yaşayacaktır” diye konuştu. Bakanlığın konuya müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Yurt dışı pazarının ortadan kalkmaması için şimdiden ticari ilişkilerin planlanması ve çiftçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Elma üretimi ve ihracı sadece ürünle sınırlı değil; ambalajı, nakliyesi ve işçiliğiyle ciddi bir maliyet kalemi. Üreticilerimiz bu yükün altından kalkamıyor” dedi. SABİT GİDERLERİMİZİ KARŞILAMAK ZORUNDAYIZ Elma üreticisi ve entegre tesis sahibi Cemil Acer, mevcut koşulların çiftçileri daha da zor durumda bıraktığını ifade ederek, “2025’in sonunda ve 2026’nın bahar aylarında ihracat yapamayacağız. Ağaçlarımıza bakmak zorunda olduğumuz için sabit giderlerimiz devam edecek. Ancak bu giderleri karşılamak giderek zorlaşıyor” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in zirai dondan etkilenmemek adına bir cihaz kullanıp kullanmadığını sorması üzerine Acer, soğuk hava depolarının ve diğer sistemlerin de bu tür ekstrem soğuklara dayanmadığını belirterek, “Bu soğukta hiçbir şey fayda etmedi. Çünkü çok soğuk oldu. Zaman zaman bunları değerlendiriyoruz, maliyet muhasebesi yapıyoruz. Böyle soğuklara dayanmayacağını bildiğim için o tip yatırımları yapmıyoruz. Sprint sistem var, buzun içine koyma. Ancak, -6 dereceden sonra hiç çalışmıyor, ağaca da zarar veriyor. Bir sonraki yılın meyve gözünü de etkiliyor. Onun da böyle bir tehlikesi var. Bunun dışında, çok fazla soğuktan koruyacak bir sistem de yok” şeklinde konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde 4.5 milyon ton yıllık elma üretildiğini, TÜİK verilerine göre 1 milyon 363 bin ton ihraç edildiğini, bu yıl don nedeniyle önemli ölçüde ürün kaybının farklı sorunlar üreteceğini ifade etti. Gürer, “Kayısı, üzüm, narenciye, kiraz gibi yurt dışı satımı olan ihraç ürünlerinde çok yönlü sorunlar yanında yurt dışı ve yurt içi pazar durumunda yaratacağı olumsuzluklar var. Bahçe ürünleri rekolte düşmesi fiyatlara da olumsuz yansıyarak tüketici açısından ürün alma ve temininde sıkıntılar yaratacak ve yaz boyu bu sorunlar yaşanacaktır” dedi. Gürer, “Genç fidanların ve mevcut ağaçların bakımları düzenli sağlanmasının ardından, bu bağlamda ortaya çıkacak durumda ürün sürdürülebilirliği için önemli” olduğunu belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.