SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarım

Porsuk Haber Ajansı - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: "Tarımda İhracat Geriledi, İthalat Artıyor" Haber

Gürer: "Tarımda İhracat Geriledi, İthalat Artıyor"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörüne ilişkin dış ticaret verilerini değerlendirerek, “Tarım ürünleri ihracatı geriliyor, ithalata bağımlılık giderek derinleşiyor.” dedi. Gürer, açıklanan verilerin tarımda ihracat ile ithalat arasındaki dengenin giderek ithalat lehine bozulduğunu ortaya koyduğunu belirterek, bu durumun yerli üretici üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade etti. İthal ürün fiyatlarının raflara zam olarak yansıdığını vurgulayan Gürer, ithalatın piyasa dengeleme işlevi görmekten uzaklaştığını, aksine ithalatçıların kazancını artıran bir yapıya dönüştüğünü söyledi. Gürer, tarım ürünlerine yönelik mevcut politikaların üretimi desteklemek yerine ithalatı teşvik eden bir anlayışa evrildiğini vurgulayarak, bu yaklaşımın sürdürülebilir olmadığını dile getirdi. DIŞ TİCARET FAZLASI YARI YARIYA ERİDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2024 yılında tarım, gıda ve içecek sektöründe 27,69 milyar dolar ihracat, 18,24 milyar dolar ithalat gerçekleştirildi. Bu rakamlar, sektörün yıl genelinde dış ticaret fazlası verdiğini gösterdi. Ancak 2025 yılına gelindiğinde tablo hızla bozuldu. 2025’in ilk 10 ayında ihracat 22,2 milyar dolar seviyesinde kalırken, ithalat 18,48 milyar dolara yükseldi. Oysa 2024’ün ilk 10 ayında ithalat 15,19 milyar dolardı. Böylece ithalat, bir yıl içinde %21 oranında artış gösterdi. Bu gelişmeler sonucunda, 2024’ün ilk 10 ayında 7,24 milyar dolar olan dış ticaret fazlası, 2025’in ilk 10 ayında 3,72 milyar dolara düştü. Bu gerileme ihracat–ithalat dengesinin %48,6 oranında bozulması anlamına geldiğini belirterek, “Tarımda elde edilen kazanım neredeyse yarı yarıya eridi” ifadelerini kullandı. TARIMDA İHRACAT DÜŞÜYOR 2025 yılının ilk 10 ayına ilişkin sektör bazlı verilerin, tarımın temel ürünlerinde ihracat kayıpları artığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer: Bakliyat: 151 milyon dolar düşüş Meyve suyu: 106 milyon dolar düşüş Yaş meyve ve sebze: 105 milyon dolar düşüş Yumurtacılık: 85 milyon dolar düşüş Kuru meyve ve sebze: 71 milyon dolar düşüş Şeker ve tatlandırıcılar: 62 milyon dolar düşüş Salça ve konserve: 43 milyon dolar düşüş Nişasta: 30 milyon dolar düşüş Tohumculuk: 24 milyon dolar düşüş var” dedi. TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi ve Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım ürünlerinde önemli pazarı bulunan ürünlerimizde ihracat gerilemesi de üreticilerimiz için giderek soruna dönüşebilir. Üretim dengesine süreç olumsuz etki yaratabilir,” dedi. İTHALATTA : ŞEKERLİ MAMULLER, BİTKİSEL YAĞ VE CANLI HAYVAN ÖNE ÇIKIYOR Şekerli mamuller sektörü 905 milyon dolar artarak, bir önceki yılın ilk 10 aylık dönemine göre yüzde 80 artış gösterdi. Bitkisel yağ sektörü 737 milyon dolar artarak yüzde 40 oranında yükseldi. Çay, kahve ve baharat sektörü 376 milyon dolar artarak yüzde 66 arttı. Canlı hayvan sektörü, ilk 10 aylık dönemde 343 milyon dolar artarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56 artış gösterdi. Hayvan yemi sektörü 443 milyon dolar artarak yüzde 10 artış yaşadı. Yaş meyve sektörü 276 milyon dolar artarak yüzde 128 oranında yükseldi. Sert kabuklu meyveler sektörü 198 milyon dolar artarak yüzde 52 artış gösterdi. Makarna sektörü 32 milyon dolar artarak yüzde 150 gibi dikkat çekici bir artış kaydetti. Kuru meyve ve sebze sektörü ise 18 milyon dolar artarak yüzde 46 artış sağladı. Ömer Fethi Gürer, “Hayvan yemi ithal eden, bitkisel yağı dışarıdan alan, canlı hayvanı başka ülkelerden getiren bir ülke durumundayız. Bir an önce kendi kendine yeten ülke durumuna geleceğimiz uygulamalara geçmeliyiz” dedi. TARIM VE GIDADA İHRACAT IRAK’TA YOĞUNLAŞTI “2025 yılının ilk 10 ayına ait tarım, gıda ve içecek sektörü dış ticaret verileri, ihracatta ülke ve sektör bazında dar bir alanda olduğumuzu gösteriyor ,” diyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülke bazında ihracatta Irak 2 milyar 620 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Irak’ı Almanya (1 milyar 662 milyon dolar), ABD (1 milyar 505 milyon dolar), Rusya Federasyonu (1 milyar 358 milyon dolar) ve İtalya (1 milyar 9 milyon dolar) izledi,” dedi. ŞEKERLİ MAMULLER İHRACATTA ÖNE ÇIKTI CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Sektör bazında ihracat verilerine göre, şekerli mamuller sektörü 2 milyar 929 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Bunu yaş meyve ve sebze (2 milyar 689 milyon dolar), sert kabuklu meyveler (1 milyar 859 milyon dolar), bitkisel yağ sektörü (1 milyar 706 milyon dolar) ve balıkçılık ve su ürünleri (1 milyar 691 milyon dolar) takip etti,” şeklinde konuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ihracat artışının sınırlı sayıda sektörde yoğunlaştığı, tarımın birçok temel kolunda önceki yıla göre düşüş yaşandığı dikkat çekti. İTHALATTA HAYVAN YEMİ VE BİTKİSEL YAĞ BAĞIMLILIĞI SÜRÜYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülke bazında ithalatta Rusya Federasyonu 2 milyar 466 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Rusya’yı Brezilya (1 milyar 895 milyon dolar), Ukrayna (1 milyar 598 milyon dolar), ABD (1 milyar 211 milyon dolar) ve Malezya (845 milyon dolar) izledi. Sektörel olarak bakıldığında, hayvan yemi ithalatı 4 milyar 680 milyon dolarla açık ara ilk sırada yer aldı. Bitkisel yağ (2 milyar 571 milyon dolar) ve şekerli mamuller (2 milyar 23 milyon dolar) ithalatı da yüksek seviyelerde seyretti. Canlı hayvan ve kahve-çay-baharat ithalatı ise yaklaşık 1 milyar dolar düzeyine yaklaştı,” dedi. ÜRETİM KAYBI SADECE İKLİMLE AÇIKLANAMAZ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yanlış tarım politikalarının 2025 yılında tarımsal üretime ağır biçimde yansıdığını belirterek, son iki yılda yaşanan kayıpların yalnızca küresel iklim değişikliğiyle açıklanamayacağını vurguladı. Gürer, TÜİK verilerine göre tahıl ve bitkisel üretimde yaklaşık 10 milyon ton, meyvede ise resmi kayıtlara göre 8 milyon tonluk kayıp yaşandığını, kayıt dışı üretim de dikkate alındığında meyvedeki kaybın 10 milyon tona ulaştığını ifade etti. Asıl sorunun yönetimsel eksiklikler ve planlama yetersizliği olduğuna dikkat çekerek, özellikle su politikalarının ve arz-talep dengesinin öngörülebilir, planlı ve kamucu bir anlayışla yeniden ele alınması gerektiğini söyledi. ÇİFTÇİ DESTEKLERİ YETERSİZ, GIDA ARZI RİSK ALTINDA CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımda yaşanan krizin derinleşmesinin en önemli nedenlerinden birinin çiftçiye verilen desteklerin yasal zorunlulukların çok gerisinde kalması olduğunu dile getirdi. Tarım Kanunu’na göre 2026 yılında çiftçiye milli gelirin yüzde 1’i oranında, yani 722 milyar lira destek verilmesi gerekirken, öngörülen desteğin yalnızca 168 milyar lira olduğunu belirten Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin dahi bu desteği karşılamaya yetmediğini kaydetti. 2025 yılının çiftçi açısından son derece sorunlu geçtiğini, gelirlerin daraldığını ve bazı ürünlerin tarlada kaldığını vurgulayan Gürer, besicilerin ise artan yem fiyatları nedeniyle üretimden kopma noktasına geldiğini söyledi. Gürer, ithalat lehine bozulan dış ticaret dengesinin de iyi okunması gerektiğini belirterek, kooperatiflerin güçlendirildiği, aracılığın azaltıldığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü ve üreticiyi ayakta tutan politikaların acilen hayata geçirilmemesi halinde Türkiye’nin gıda arzında ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

Tat Gıda, Gıdada Geleceği Şekillendiriyor Haber

Tat Gıda, Gıdada Geleceği Şekillendiriyor

Gıda sektörünün geleceğini şekillendiren sürdürülebilirlik, tarım ve üretim modelleri Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde masaya yatırıldı. Türkiye’nin köklü gıda şirketlerinden Tat Gıda, zirvede Altın Sponsor olarak yer al aldı. Tat Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Memiş, zirve kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye Tarımında Dönüşüm: Politikalar, Sürdürülebilir Tarım ve Teknoloji” başlıklı panelde yaptığı kapsamlı değerlendirmeyle, gıda sanayinde geliştirdikleri somut uygulamaları ve ölçeklenebilir çözüm önerilerini paylaştı. 58 yıldır değer üreten Tat Gıda’nın sürdürülebilirliği yalnızca bir söylem olarak değil, kurumsal stratejisinin ayrılmaz parçası olarak ele aldığını vurgulayan Veysel Memiş, “Bugün burada gıdanın sürdürülebilirliğini konuşuyor olmak bizim için son derece kıymetli. Bu dönüşümü ancak güçlü bir yapı ve geniş paydaş katılımıyla mümkün görüyoruz.” dedi. Tat Gıda, dijital tarım teknolojilerini merkeze alan bir dönüşüm yürütüyor Tat Gıda’nın Bursa Mustafakemalpaşa ve Karacabey ile İzmir Torbalı’da bulunan tesislerinde günlük 11 bin 150 ton domates işleme kapasitesine ulaştığını belirten Veysel Memiş, şirketin bu alanda Türkiye’de lider, Avrupa’da 5’inci, dünyada ise 12’nci sırada yer aldığını belirtti. 2050 yılı net sıfır hedefi doğrultusunda dijital tarım teknolojilerini merkeze alan bir dönüşüm yürüttüklerini ifade eden Veysel Memiş, sürdürülebilirlik yönetiminin uluslararası standartlarla uyumlu biçimde yapılandırıldığını kaydetti. Tat Gıda’nın 2023 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC) üyesi olduğunu, 2016 yılından itibaren ise BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer aldığını aktaran Veysel Memiş, bu yıl açıklanan verilerle dünyadaki 493 gıda şirketi arasında 81/100 puanla 26’ncı sıraya yükseldiklerini söyledi. Ayrıca Ecovadis derecelendirmesinde “committed” rozeti aldıklarını ve sürdürülebilirlik performanslarını Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları kapsamında şeffaf biçimde raporladıklarını dile getirdi. Sözleşmeli üretim kapsamında 24 bin dekardan fazla alanda üretim yapılıyor Türkiye’de sözleşmeli tarım modelini ilk uygulayan şirket olduklarını hatırlatan Veysel Memiş, bu modeli 1967’den bu yana kesintisiz sürdürdüklerini belirtti. 2025 yılında sözleşmeli üretim kapsamında 24 bin dekardan fazla alanda üretim yapıldığını açıklayan Veysel Memiş, çiftçilere 174 milyon TL’lik ayni ve nakdi avans desteği sağlandığını, fide ve gübre destekleriyle üreticinin güçlendirildiğini ifade etti. Dijitalleşmenin bu modelin temel unsurlarından biri olduğuna dikkat çeken Veysel Memiş, güncellenen Tat Mobil Uygulaması sayesinde tarladan fabrikaya kadar tam izlenebilirlik sağlandığını, sektörde bir ilk olan tartım bazlı ekstre sistemiyle çiftçilerin sevkiyatlarını araç bazında anlık takip edebildiğini söyledi. Uygulamanın yeni versiyonuyla kullanıcı sayısında yüzde 19 artış sağlandığını da ekledi. “Dijital tarım teknolojilerine 30 milyon TL yatırım yaptık” Son beş yılda dijital tarım teknolojilerine 30 milyon TL yatırım yaptıklarını belirten Veysel Memiş, üretim sahalarının tamamının dijital olarak haritalandığını, verim tahmin modelleri geliştirildiğini ve karar destek sistemlerinin yaygınlaştırıldığını ifade etti. Bu yatırımların somut sonuçlar verdiğini vurgulayan Veysel Memiş, “Toprak analiz cihazları, nem sensörleri ve dijital böcek tuzaklarıyla verimi yüzde 28 artırdık, yapay zekâ destekli domateste etkili su kullanımı yönetimi projesiyle su kullanımını yüzde 23 azalttık” dedi. Erken uyarı sistemleri sayesinde pestisit kullanımında bu yıl yüzde 44 oranında azalma sağlandığını da sözlerine ekledi. EBRD ile uzun vadeli yeşil dönüşüm hedefleri bulunduğunu aktaran Veysel Memiş, 2030’a kadar gübre kaynaklı sera gazı emisyonlarını yüzde 30, toksik kimyasal kullanımını yüzde 20, su ayak izini ise hem Tat tarımında hem sözleşmeli çiftçilerde çift haneli oranlarda azaltmayı hedeflediklerini söyledi. Ayrıca Türkiye’nin ilk tarım-enerji entegre pilot uygulamalarından biri olan Horizon Europe PV4Plants projesiyle aynı arazide tarım ve enerji üretiminin mümkün olduğunu gösterdiklerini belirtti. “Elektrik ihtiyacımızı yüzde 97’sini yenilenebilir kaynaklardan sağlayacağız” Tat Gıda’nın yenilenebilir enerji yatırımlarına da hız verdiğini belirten Veysel Memiş, enerji dönüşümünde önemli bir aşamaya geldiklerini söyledi. Manisa Yunusemre Akçaköy’de devreye alınan yaklaşık 2 megavat kapasiteli güneş enerji santrali ile Tat Gıda’nın toplam enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 19’unun güneş enerjisinden karşılandığını ifade eden Veysel Memiş, Afyon Dinar Çiçektepe’de kurulumuna başlanan 7,3 megavat kapasiteli GES yatırımının tamamlanmasıyla birlikte şirketin elektrik ihtiyacının yüzde 97’sinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanacağını kaydetti. Veysel Memiş, bu yatırımların hem karbon ayak izinin azaltılmasına hem de uzun vadeli sürdürülebilir büyüme hedeflerine güçlü katkı sunduğunu dile getirdi. “Sözleşmeli üretim, dijitalleşme ve çiftçi odaklı destekler sürdürülebilir dönüşümün anahtarı” Konuşmasında “söylemden eyleme geçiş” vurgusu yapan Veysel Memiş, iki temel alana dikkat çekti ve genç çiftçilerin tarıma kazandırılması ve suyun verimli yönetilmesi başlıklarını öne çıkardı. Türkiye’de 18-39 yaş arası çiftçi oranının yalnızca yüzde 13,5 olduğuna işaret eden Veysel Memiş, EBRD iş birliğiyle hayata geçirilen Genç Çiftçi Eğitim Programı kapsamında hedeflenen sayının üzerine çıkılarak 217 gence ulaşıldığını açıkladı. Üniversitelerle yapılan iş birlikleri sayesinde gençlere drone, IoT ve dijital tarım teknolojileri konusunda eğitim verildiğini söyledi. Tarımda su kullanımının kritik önemine de değinen Veysel Memiş, damla sulama sistemini ilk uygulayan şirketlerden biri olduklarını, biyolojik atıksu arıtma yatırımlarıyla su geri kazanım oranını yüzde 30’a çıkardıklarını belirtti. “Tarımda verimli su kullanımı artık bir tercih değil, zorunluluk” diyen Veysel Memiş, bu alandaki yatırımların artarak süreceğini vurguladı. Tat Gıda’nın yaklaşımının Türkiye için ölçeklenebilir bir “iyi uygulama” modeli sunduğunu ifade eden Veysel Memiş, sözleşmeli üretim, dijitalleşme ve çiftçi odaklı destek mekanizmalarının birlikte ele alınmasının gıda sektöründe sürdürülebilir dönüşümün anahtarı olduğunu sözlerine ekledi.

Pirinç İthalatı Ekim Ayında 13 Kat Arttı Haber

Pirinç İthalatı Ekim Ayında 13 Kat Arttı

Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, çeltik üreticilerinin ürünlerini satamaz hale geldiği bir dönemde pirinç ithalatının Ekim ayında 13 kat artmasına sert tepki gösterdi. Ün, yanlış ithalat ve fiyat politikalarının üreticiyi çıkmaza sürüklediğini vurguladı. Türkiye’nin çeltik üretiminde başı çeken ili Edirne’de, fiyatların aşırı düşmesi nedeniyle üreticilerin büyük mağduriyet yaşadığını belirten Ün, son yıllarda çiftçinin üst üste darbeler aldığını söyledi. Kuraklık, zararlılar ve artan maliyetlerle mücadele eden üreticinin bu kez piyasa fiyatlarıyla vurulduğunu ifade eden Ün, şunları kaydetti: “Çeltik üreticisi ürününü ya elinde tutmak zorunda kaldı ya da zararına satıyor. Oysa çeltik üretiminin desteklenmesi gerekirken, uygulanan fiyat politikaları üretimi sürdürülemez hale getiriyor. Türkiye yılda ortalama 1 milyon ton çeltik üretiyor. Bu politikalarla ne üretimi koruyabiliriz ne de üretici bulabiliriz. Toprak Mahsulleri Ofisi bir an önce devreye girmelidir.” Son yıllarda pirinç ithalatında olağanüstü bir artış yaşandığına dikkat çeken Ün, fiyatlardaki düşüşün temel nedeninin ithalat olduğunu söyledi. Verilerle durumu ortaya koyan Ün, “Geçen yıl Ekim ayında 1.707 ton olan pirinç ithalatı, bu yıl aynı ayda 13 kat artarak 22 bin 569 tona çıktı. Ocak–Ekim döneminde ise ithalat yüzde 70 artışla 126 bin tonu aştı. Hasat döneminde ithalata izin verilmemesi gerekirken, Tarım ve Orman Bakanlığı üreticiyi koruyacak hiçbir adım atmıyor. Tam tersine, çiftçinin ürünü değer kaybederken ithalatın önü açılıyor” dedi. AKP iktidarının tarımda üretim yerine ithalatı tercih ettiğini vurgulayan Ün, Edirne ve Trakya çiftçisinin bu anlayıştan doğrudan etkilendiğini belirtti. Ün, “Edirne için üç temel ürün var: Ayçiçeği, buğday ve çeltik. Ayçiçeği ve Buğday ithalatında da dünyada birinci sırada yer alıyor. Çeltikte ise ithalatta 12’inci sıradayız. Bölge çiftçisi ne üretirse üretsin, ithalat sopasıyla karşı karşıya kalıyor. Bu koşullarda çiftçi nasıl ayakta kalsın?” diye konuştu. Sulama altyapısındaki eksikliklerin giderilmediğini, kuraklıkla mücadelede yeterli adım atılmadığını belirten Ün, “Kuraklık var, ithalat var, fiyat yok. Çiftçi ne yapsın? Çözüm bellidir: TMO etkin şekilde devreye girmeli, taban fiyat üreticiyi koruyacak düzeyde açıklanmalı, hasat döneminde ithalat durdurulmalıdır. Yapılacaksa bir iş önce Edirneli üreticinin elindeki çeltiği alsınlar” ifadelerini kullandı. Trakya’da çiftçilerin tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığını söyleyen Ün, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Bu düzen ilk seçimlerde değişecek. Bölgenin ürettiği ürünler, aynı zamanda ithalat konusu olmaktan çıkarılacak. Kimse Edirne ve Trakya çiftçisini ithalatla dizayn edemeyecek. Önceliğimiz su, üretim ve alın terinin karşılığı olacak. Çiftçimizi hiçbir zaman ithalata ezdirmeyeceğiz. Güzel günleri hep birlikte, üreterek ve çalışarak inşa edeceğiz.”

Mersin Büyükşehir Belediyesi Üreticilere Nefes Olmaya Devam Ediyor Haber

Mersin Büyükşehir Belediyesi Üreticilere Nefes Olmaya Devam Ediyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi, örtü altı üretimde verimliliği artırmak ve girdi maliyetlerini azaltmak amacıyla, üreticilere nefes olmaya devam ediyor. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından, Akdeniz İlçesi’nde örtü altı üretim yapan üreticilere sera ipi ve yapışkanlı tuzak desteği verildi. Büyükşehir tarafından bugüne kadar toplam 13 bin 950 üreticiye 209 bin 250 kg sera ipi, toplam 5 bin 800 üreticiye de 5 bin 800 adet mavi ve sarı yapışkan tuzak desteği sağlandı. Destekten yararlanan üreticiler; sağlanan katkının, artan girdi maliyetleri karşısında büyük kolaylık sağladığını belirtti. Karataş: “Verilen desteklerle, örtü altı yetiştiricilik güçlendiriliyor” Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ziraat Teknikeri Fatma Karataş; örtü altı bitkilerin sağlıklı ve düzgün bir şekilde büyümesine yardımcı olması için üreticilere sera ipi, zararlılarla mücadeleyi kolaylaştırmak için ise mavi ve sarı yapışkan tuzak desteği verildiğini söyledi. Karataş, “Üretim maliyetlerini düşürmek, verimliliği artırmak ve üreticilerin daha güçlü bir sezon geçirmesini sağlamak amacıyla çeşitli destekler sağlıyoruz. Verilen bu destekler; örtü altı yetiştiriciliğini güçlendirmek, sürdürülebilir üretimi desteklemek ve üreticinin yükünü hafifletmek amacıyla yapılıyor” ifadelerini kullandı. Muhtar Sakar: “Daha önce hiçbir yerel yönetim çiftçiye bu şekilde dokunmamıştı” Adanalıoğlu Limonlu Mahalle Muhtarı İsa Sakar, bölgenin seracılık açısından önemli bir üretim alanı olduğunu vurgulayarak, “Büyükşehir Belediyesi üreticiye ip ve yapışkan tuzak desteği vererek, büyük bir ihtiyacı karşılıyor. Daha önce hiçbir yerel yönetim çiftçiye bu şekilde dokunmamıştı. Başkanımız geldiği günden bu yana, her bölgeye ayrı projelerle destek veriyor. Katkılarının devamını diliyorum, çünkü herkes çok memnun. Büyükşehir Belediyesi çiftçinin yanında durduğu için vatandaşlar çok mutlu” diye konuştu. Örtü altı üreticileri Büyükşehir’in desteklerinden memnun Adanalıoğlu’nda örtü altı biber üreticiliği yapan Aytaç Güventürk, sağlanan desteklerin üreticiyi doğrudan rahatlattığını ifade ederek, Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkürlerini iletti. Güventürk, “Büyükşehir, örtü altında kullandığımız biber bağlama ipleri ile yapışkan tuzakları bize ücretsiz olarak verdi. İpler bitkinin dik durmasına ve dalların kırılmamasına yardımcı oluyor. Mavi yapışkan tuzaklar trips zararlısını, sarı yapışkan tuzaklar ise beyaz sinek gibi haşereleri çekerek, bitkinin sağlıklı gelişmesini sağlıyor. Üretimde girdi maliyetlerinin çok arttığı bu dönemde böyle bir destek, bizim için çok değerli” dedi. Yaklaşık 4 yıldır biber üreticiliği yapan Rukiye Parlak, iplerin kullanım süresinin uzun olduğunu belirterek, “Belediyemizin verdiği ipler çok kaliteli ve sezon sonuna kadar dayanıyor. Bitki büyüdükçe iplerle yukarıya doğru yönlendiriyor ve sağa sola yatmasını önlüyoruz” ifadelerini kullandı. Üreticilerden Mehmet Dizlek de verilen desteğin kendilerine büyük katkısı olduğunu söyleyerek, “Büyükşehir Belediyesi her yıl ip ve yapışkan tuzak desteği sağlıyor. Tuzaklar ilaç ihtiyacını azaltıyor, ipler de maddi yükümüzü hafifletiyor. Başkanımızın desteğini her zaman hissediyor ve devamını bekliyoruz” diye konuştu.

Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu Düzenlendi Haber

Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu Düzenlendi

Muğla'nın Ortaca ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde, Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu’nu başarıyla tamamlayan üreticiler için sertifika töreni düzenlendi. Güvenli süt üretimi için önemli bir adım Fatma ve Osman Soltekin’e ait işletmede gerçekleştirilen törende, kursu başarıyla tamamlayan üreticilere sertifikaları takdim edildi. Törene; Ortaca Kaymakamı Kenan Aktaş, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, İlçe Milli Eğitim Müdürü Oktay Kaplan, Ziraat Odası Başkanı Erol Güzel, Siyasi Parti İlçe Başkanları ile çevre mahallelerden çok sayıda üretici katıldı. Etkinlik, yoğun katılımla Güzelyurt Mahallesi’nde gerçekleştirildi. Açılış konuşması ev sahibi üreticiden Açılış konuşmasını yapan ev sahibi üretici Fatma Soltekin, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ortaca İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü personeline ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne teşekkür ederek, bu tür eğitimlerin üreticiler açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Halk Eğitim Merkezi iş birliğiyle düzenlenen kursu, ev sahibi üreticiler de başarıyla tamamlayarak sertifika almaya hak kazandı. Törende konuşan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, Ortaca ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde 24–28 Kasım 2025 tarihleri arasında toplam 40 saatlik “Süt Sığırcılığında Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu” düzenlendiğini belirtti. Kursa; Güzelyurt, Akıncı, Mergenli ve Karadonlar Mahallelerinden toplam 30 çiftçinin katılım sağladığını ifade eden Baydar, eğitimlerin hem teorik hem de uygulamalı olarak gerçekleştirildiğini vurguladı. Hijyen, sanitasyon ve uygulamalı eğitimler öne çıktı Baydar konuşmasında; kurs kapsamında sağım ve sağım hijyeni, sağım ünitelerinin hijyeni, bireysel hijyen, meme sağlığı, sütün yapısı, hijyen ve sanitasyon, doğru sağım basamakları, sağım makinelerinin bakımı, kişisel temizlik ve hijyen ile sütün kontaminasyonunun önlenmesi konularında kapsamlı bilgiler verildiğini söyledi. Teorik bilgilerin yanı sıra uygulamalı eğitimler ile kursiyerlerin bizzat uygulama yapmalarının sağlandığını belirtti. Tüm kursiyerler sertifika almaya hak kazandı 28 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirilen kurs sonu sınavı sonucunda, kursa katılan 30 kursiyerin tamamının başarılı olarak sertifika almaya hak kazandığını ifade eden Baydar, üreticileri güvenli gıda üretimine sağladıkları katkıdan dolayı tebrik etti. Konuşmasında hayvancılık desteklemelerine de değinen Baydar, kadın üreticilerin hayvancılık sektöründeki rolünün büyük olduğuna dikkat çekti. Eğitimler devam edecek Ortaca Kaymakamı Kenan Aktaş ise konuşmasında, ilçede İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen kursların önemine vurgu yaparak, bu tür eğitim faaliyetlerinin artarak devam edeceğini belirtti. İkramlarla program sona erdi Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu’nu başarıyla tamamlayan üreticilere sertifikalarının teslim edilmesinin ardından, ev sahibi üreticiler tarafından hazırlanan ikramların sunulmasıyla program sona erdi.

Çiftçi Kart Projesi Alanya’da Üreticilere Anlatıldı Haber

Çiftçi Kart Projesi Alanya’da Üreticilere Anlatıldı

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin zirai atıkların toplanması ve çiftçilerin bilinçlendirilmesi amacıyla başlattığı Çevre Dostu Çiftçi Kart Projesi yaygınlaştırılıyor. 2022 yılında pilot bölge olarak Kumluca, Finike ve Demre'de başlayan proje Serik, Aksu ve Kemer’den sonra şimdi de Alanya’da uygulanacak. Proje tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu Alanya’da da yaygınlaştırılması amacıyla Alanya Toptancı Hali’nde üreticilere ve sektör temsilcilerine tanıtıldı. Çevre ve insan sağlığı açısından büyük risk oluşturan zirai ambalaj atıklarının kontrolsüz şekilde doğaya bırakılmasının önüne geçmeyi amaçlayan Çevre Dostu Çiftçi kart Projesi Alanya’da üreticilere tanıtıldı. Alanya Merkez Hal’de düzenlenen tanıtım toplantısına Alanya Belediyesi Başkan Danışmanı Abdurrahman Açıkalın, Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Hizmet Birimi Şube Müdürü Gazi Öten, Alanya Hal Derneği Başkanı Adem Kaya ve hal esnafı katıldı. Tanıtım toplantısında Antalya Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı Sıfır Atık ve Çevre Eğitim Şube Müdürü Fulya Koral ve Alanya Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Sevda Çapa katılımcılara bilgi verdi. HEDEF PROJEYİ ANTALYA’YA YAYMAK Sıfır Atık ve Çevre Eğitim Şube Müdürü Fulya Koral, zirai ilaç ambalaj atıklarının çevre sağlığı açısından önemli bir risk oluşturduğunu söyledi. Çevre Dostu Çiftçi Kart Projesi’nin hem insan hem de çevre sağlığını koruyan bir proje olduğunu belirten Koral, projeye nasıl katılım sağlanacağını da anlattı. Koral, “Çiftçilerimiz projeye dahil olmak için cep telefonlarından uygulamayı indirerek kayıt oluyor. Kayıt yaptıran üreticilere çipli anahtarlıkları teslim ediliyor. Sonrasında hallere ve tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgelere konulan otomatlara attıkları her zirai ilaç ambalaj atığı karşılığında bir gram bir puan olacak şekilde puan kazanıyorlar. Topladıkları puanlar karşılığında da sera naylonu, akülü testere, bambus arı, arı kovanı gibi tarımsal destekli ürünleri alabiliyorlar. Toprağımızı ve suyumuzu korumak için başlattığımız projemizi Antalya’nın tümünde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi. ÜRETİCİLER PROJEYE DESTEK VERMEKTEN MUTLU Bilgilendirmenin ardından kayıt işlemlerini gerçekleştiren üreticiler de hem çevreyi koruyup hem de hediyeler kazanacakları için mutlu olduklarını söyledi. Üreticiler, projenin yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, zirai ambalaj atıklarının bu şekilde toplanması ile toprağın ve suyun zehirlememiş olacağını belirterek Projeye öncülük eden Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

Tahıl Koridorundan Kazanan Çok Uluslu Şirketler Oldu Haber

Tahıl Koridorundan Kazanan Çok Uluslu Şirketler Oldu

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, küresel gıda krizi gerekçesiyle yürütülen Tahıl Koridoru’nun yoksul ülkelere değil Cargill, ADM, Bunge ve Louis Dreyfus gibi dev şirketlere kazandırdığını, Türkiye’de ise çiftçinin gümrüksüz ithalatla ezildiğini belirterek, “Ukrayna’dan 45 ülkeye sevkiyat yapıldı, ihraç edilen 32,9 milyon ton tahılın yüzde 80’i yüksek ve üst-orta gelirli ülkelere gönderildi, en yoksul ülkelere düşen pay yüzde 2,3’te kaldı. Türkiye bu süreçte 3,5 milyon ton tahılı gümrüksüz ithal etti” dedi. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahıl Koridoru’nun yeniden açılmasına ilişkin açıklamalarını Meclis’te düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. Milletvekili Sarıbal, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya yönelik saldırısının ardından derinleşen küresel gıda krizini hatırlatarak, bu süreçte hayata geçirilen Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın kamuoyuna anlatıldığı gibi yoksul ülkelerin gıda güvenliğini sağlamak için değil, küresel tarım ve gıda tekellerinin çıkarlarını korumak amacıyla işletildiğini söyledi. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı verilerine dikkati çeken Sarıbal, Ukrayna’nın savaş öncesinde yaklaşık 400 milyon insanın temel gıda ihtiyacını karşılayan kritik bir tahıl tedarikçisi konumunda bulunduğunu ifade etti. Söz konusu koşullarda 22 Temmuz 2022 tarihinde Ukrayna, Rusya, Türkiye ve BM arasında İstanbul’da “Karadeniz Tahıl Girişimi” adıyla bir anlaşma imzalandığını hatırlatan Sarıbal, anlaşmanın, Karadeniz’deki Odessa, Çornomorsk ve Jujnıy limanlarından güvenli tahıl sevkiyatını sağlamayı hedeflediğini belirtti. TAHIL PİYASASI DÖRT ŞİRKETİN ELİNDE CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Karadeniz Tahıl Koridoru kapsamında Ukrayna’dan ihraç edilen 32,9 milyon ton tahılın yüzde 80’inin, Avrupa Birliği ülkeleri, Çin ve Türkiye gibi ülkelere gönderildiğini belirterek, en yoksul ülkelere düşen payın yalnızca yüzde 2,3’te kaldığını ifade etti. Bu tabloya bakıldığında sürecin kazananlarının küresel tahıl ticaretini kontrol eden Cargill, ADM, Bunge ve Louis Dreyfus gibi çokuluslu şirketler olduğunu vurgulayan Sarıbal, küresel tahıl ticaretinde fiili bir “çoklu tekel” yapısının oluştuğunu da vurguladı. Buna göre dünya genelinde tahıl ticaretinin yaklaşık yüzde 70’i, Archer-Daniels-Midland (ADM), Bunge, Cargill ve Louis Dreyfus adlı dört dev şirketin kontrolünde bulunuyor. Glencore ise yaklaşık yüzde 10’luk payıyla bu yapıyı tamamlayan beşinci büyük aktör konumunda. Ukrayna Savaşı’nın özellikle Mart–Haziran 2022 dönemini kapsayan ilk aşamalarında, bu dört büyük şirketin tarihlerinin en yüksek karlarını açıkladığını belirten Sarıbal, örnek olarak Cargill’in yıllık gelirinin yüzde 23 artarak 165 milyar dolara yükseldiğini, Louis Dreyfus’un kar artışının ise yüzde 80’e ulaştığını hatırlattı. 45 ÜLKEYE SEVKİYAT YAPILDI Ağustos 2022 – Temmuz 2023 döneminde Ukrayna’dan ihraç edilen 32,9 milyon ton tahıl ve gıda ürününün yarısından fazlasını mısır oluşturdu. Mısır ihracatı toplam sevkiyatın yüzde 51,4’üne karşılık gelerek 16,9 milyon ton olarak gerçekleşti. Mısırın ardından buğday, 8,9 milyon tonla sevkiyatın yüzde 27,1’ini oluşturdu. Ayçiçeği küspesi yüzde 5,8, ayçiçeği yağı yüzde 5,2 oranında pay alırken; arpa yüzde 4, kolza/kanola yüzde 3 ve soya fasulyesi yüzde 2,4 ile daha düşük oranlarda ihracat kalemleri arasında yer aldı. İlk sevkiyatın başladığı 1 Ağustos 2022 ile anlaşmanın sona erdiği 17 Temmuz 2023 tarihleri arasında Ukrayna limanlarından toplam 32,9 milyon ton tahıl ve gıda ürününün 45 ülkeye taşındığını kaydeden Sarıbal, “En düşük gelirli ülkeler olan Etiyopya, Yemen, Afganistan, Sudan ve Somali’ye gönderilen tahıl miktarı ise yalnızca 768,6 bin ton ile sınırlı kaldı. Bu rakam, toplam sevkiyatın yalnızca yüzde 2,3’üne karşılık geldi. Dünya Bankası’nın gelir grubu sınıflandırmasına göre sevkiyatların yüzde 43,7’si yüksek gelirli 17 ülkeye, yüzde 36,7’si üst-orta gelir grubundaki 9 ülkeye, yüzde 17,2’si alt-orta gelir grubundaki 14 ülkeye, yalnızca yüzde 2,3’ü ise düşük gelirli 5 ülkeye yapıldı” dedi. GÜMRÜKSÜZ İTHALAT YERLİ ÜRETİCİYİ VURDU Türkiye açısından Tahıl Koridoru’nun ciddi sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Sarıbal, gümrüksüz ithalat nedeniyle depoların dolduğunu, hasat döneminde ise yerli üreticinin ürününü Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı fiyatların altında satmak zorunda kaldığını söyledi. Milletvekili Sarıbal, Tahıl Koridoru’nun sonuçlarına ilişkin olarak, “Bu mekanizma yoksulluğu azaltmadı; tekellerin karını büyüttü, üreticiyi ve küçük çiftçiyi ezdi. Aynı zamanda iktidara siyasi olarak ‘arabulucu’ imajı kazandıran bir araç haline getirildi” değerlendirmesinde bulundu. Haziran 2022 itibarıyla Cargill başta olmak üzere küresel tahıl şirketlerinin Ukrayna’daki terminalleri ve silolarının tamamen dolu olduğunu belirten Sarıbal, Tahıl Koridoru kapsamında en fazla ürün alan ülkeler arasında 7,9 milyon ton ile Çin ve 6 milyon ton ile İspanya’nın ardından Türkiye’nin üçüncü sırada yer aldığını söyledi. Sarıbal, Türkiye’nin bu süreçte 3,5 milyon ton tahılı gümrüksüz olarak ithal ettiğini ifade ederek, gümrüksüz ithalat nedeniyle depoların dolduğunu, hasat döneminde ise yerli üreticinin ürününü Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı fiyatların altında satmak zorunda kaldığını, bu durumun üreticinin doğrudan mağdur edilmesine yol açtığını belirtti.

CHP'li Gürer: "Zirai Don ve Kuraklık Üreticiyi Yıktı" Haber

CHP'li Gürer: "Zirai Don ve Kuraklık Üreticiyi Yıktı"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2025 yılında yaşanan zirai don ve kuraklığın tarımda çok ağır sonuçlar doğurduğunu belirterek, çiftçinin, üreticinin ve besicinin bu süreçte yalnız bırakıldığını söyledi. Gürer, “2025 yılı zirai don ve kuraklığın önemli etkilerinin görüldüğü bir yıl oldu. Ancak bu süreçte çiftçinin, üreticinin, besicinin yanında durulmadı” dedi. “NİĞDE’DE 500 BİN TONUN ÜZERİNDE ELMA KAYBI VAR” Niğde’nin önemli bir üretim merkezi olduğunu vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaşanan kaybın boyutlarını şu sözlerle anlattı: “Niğde önemli bir üretim merkezi. 2024 yılında 600 bin tonun üzerinde elma üretimi gerçekleşmişti. Ancak zirai don nedeniyle Niğde’de 500 bin tonun üzerinde ürün kaybı yaşandı.” Bu kaybın yalnızca Niğde ile sınırlı olmadığını belirten Gürer, ülke genelinde meyve üretiminin ciddi biçimde etkilendiğini ifade etti. “TARSİM ÖDEME YAPTI AMA ŞART ÜSTÜNE ŞART KOYDU” TARSİM uygulamalarını eleştiren Ömer Fethi Gürer, sigortası olan üreticilerin bile mağdur edildiğini belirterek, “TARSİM sigortası olanların ödemeleri yapılırken çok sayıda şart getirildi. Örneğin cevizde 8 yaşından önceki ağaçların zararı karşılanmadı. Üstelik bölgeden bölgeye farklı uygulamalar yapıldı,” dedi. Bu durumun üreticiler arasında adaletsizlik yarattığını vurguladı. “DEKARA 5 LİRA DESTEK ÜRETİCİNİN YARISINI BİLE KARŞILAMIYOR” İktidarın verdiği desteklerin yetersiz olduğunu belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu ifadeleri kullandı: “Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olanlara dekar başına 5 liralık bir destek verildi. Ancak bu destek üreticiler için yeterli olmadı.” ÇKS’ye kayıtlı olmayan küçük üreticilerin tamamen dışarıda bırakıldığını belirten Gürer, “ÇKS ş olmayan, yani ÇKS’ye dahil olmayan çiftçiler destekten yararlanamadı. Oysa bunların 1 ila 5 dönüm arasında bahçeleri var. Elma, şeftali, kiraz gibi ürünler bu bahçelerde yetişiyor. Bunları yok sayamazsınız” dedi. “MEYVEDE GERÇEK KAYIP 10 MİLYON TON” Gürer, resmi veriler ile sahadaki gerçeklerin örtüşmediğine dikkat çekerek şunları söyledi: “TÜİK verilerine göre zirai don nedeniyle meyve üretiminde 8 milyon ton kayıp var. Ancak kayıt dışı üretimi de eklediğinizde bu rakam 10 milyon tona ulaşıyor.” Türkiye’de yaklaşık 28 milyon ton meyve üretildiğini hatırlatan Gürer, “Bu rakamlar, zirai donun ülke genelinde ne kadar büyük bir yıkıma yol açtığını açıkça gösteriyor” ifadelerini kullandı. “ÜRÜN YOK, PARA YOK, BORÇLAR ÖDENEMİYOR” Üreticilerin borç batağına sürüklendiğini belirten Ömer Fethi Gürer, yaşanan tabloyu şöyle özetledi: “Çiftçilerin bankalara borcu var. Ürün olmayınca cepte para olmadı. Para olmayınca borçlar ödenemedi. Çiftçi ciddi bir sıkıntı yaşıyor.” Bahçelerin yeniden ürün verebilmesi için acil destek gerektiğini vurgulayan Gürer, “2026 yılında ürün alınabilmesi için bahçelerin çapalanması, gübrelenmesi, ilaçlanması ve yeni dikimlerin yapılması gerekiyor. Bu da ancak destekle olur” dedi. “BORÇLAR EN AZ 3 YIL ERTELENMELİ” Çözüm önerilerini de sıralayan Gürer, “Çiftçilere acilen ek kredi desteği verilmelidir. Mevcut borçlar en az üç yıl süreyle ötelenmelidir. 2025 yılında yaşanan sorunlara bu şekilde kısmi de olsa bir çözüm getirilebilir,” diye konuştu. “TARSİM MUTLAKA YENİDEN YAPILANDIRILMALI” İklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerine dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sigorta sisteminin köklü biçimde değişmesi gerektiğini ifade ederek, “İklim değişikliğiyle önümüzdeki dönemde tarımda sorunlar artacak. Sigorta sistemi bu nedenle çok önemli. Ancak TARSİM’in mutlaka yeniden yapılandırılması gerekiyor.” Mevcut yapıyı eleştiren Gürer, “Şu anda TARSİM neredeyse üreticinin ödediği primlerin yüzde 10’una varan kısmını gelir olarak yazıyor. Oysa üreticiyi destekleyen, zararı karşılayan bir sistem kurulmalı” dedi. “KİRAZDA, ŞEFTALİDE, CEVİZDE, ZEYTİNDE BÜYÜK KAYIP VAR” 2025 yılında birçok üründe ciddi kayıplar yaşandığını ifade eden CHP’li Gürer, “Kirazda, şeftalide, cevizde, zeytinde, fındıkta ve diğer bahçe ürünlerinde önemli ölçüde kayıplar oluştu. Resmi veriler de bunu açıkça gösteriyor” diye konuştu. “GIDA ARZI DARALIYOR, İTHALAT ARTIYOR” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımdaki sorunların gıda arzını da tehdit ettiğini belirterek, “2026 yılında gıda arzında yaşanacak sorunlar nedeniyle ithalat artabilir. Bu geçici bir önlem olabilir ama kalıcı çözüm değildir” dedi. 21 üründe arz açığını kapatmaya yönelik çalışmaların 2025 yılında başarısız olduğunu söyleyen Ömer Fethi Gürer, “Buğday, arpa, pamuk, mercimek, nohut, fasulye başta olmak üzere çok sayıda üründe açığımız arttı” ifadelerini kullandı. “TÜRKİYE KENDİ KENDİNE YETER HALE GELMEK ZORUNDA” Ayçiçeği, pirinç ve bitkisel ham yağ gibi ürünlerde dışa bağımlılığın sürdüğünü hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Türkiye’nin tarım politikası kapsamlı biçimde yeniden ele alınmalıdır. Bu bir tercih değil, zorunluluktur. Ülkemiz mutlak surette yeniden kendi kendine yeter hale getirilmelidir,” dedi.

Batı Trakya’dan Kocaeli’ye Arıcılık Deneyimi Ziyareti Haber

Batı Trakya’dan Kocaeli’ye Arıcılık Deneyimi Ziyareti

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılık alanında yurt içinden ve yurt dışından gelen konuklarına teorik bilgi kadar sahadaki pratik uygulamaları da aktarmaya devam ediyor. Bu kapsamda Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinden gelen heyet, beş günlük teknik ziyaret kapsamında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve diğer kamu ve özel sektör deneyimlerini yerinde inceledi. SAHA UYGULAMALARINI YERİNDE İNCELEDİLER Arıcılık ve tarımla uğraşan heyet, ilk olarak Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğü’nün konusunda uzman ekiplerin refakatinde arıcılık konusunda kapsamlı bir teknik gezi gerçekleştirdi. Program kapsamında ilk olarak Halıdere Kadın Girişim ve İşletme Kooperatifi’ne ziyaret gerçekleştiren heyet, burada kadın girişimcilerle deneyim paylaşımı yaptı. Daha sonra Gölcük Örcün Mahallesi’nde yerel arıcılarla buluşan heyet, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunarak, ilçedeki aktif arı yetiştiricilerinin saha uygulamaları yerinde inceledi. HEYETTE YER ALAN İSİMLER Batı Trakya heyetinde, Gümülcine Trakya Tarım Kooperatifi Başkanı Erdi Şerif, İskeçe Müftülüğü Şube Müdürü ve 120 kovana sahip arıcı Rıdvan Topçu, İskeçe Sinikova İmam Hatibi ve 200 kovanı bulunan arıcı Ercan Şehrin ile kooperatif üyesi Sinan Bekir Softa yer aldı. KARŞILIKLI BİLGİ VE DENEYİM PAYLAŞIMI Ziyaret boyunca Kocaeli’nin modern arıcılık teknikleri ve başarılı uygulamaları aktarılırken, Batı Trakya’daki arıcıların birikimleri de dinlendi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, arıcılık başta olmak üzere tarımın farklı dallarında Türkiye’nin bilgi ve deneyimini uluslararası düzeyde paylaşarak iş birliği köprüleri kurmaya devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.