SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarım

Porsuk Haber Ajansı - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi Meyvelerini Veriyor Haber

Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi Meyvelerini Veriyor

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ankara'nın Polatlı ilçesinde Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi kapsamındaki desteklerden yararlanan bir işletmeyi ziyaret etti. İşletmeyi gezerek bilgi alan Yumaklı, söz konusu projenin şubatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını anımsattı. Bakan Yumaklı, bu kapsamdaki bütün projelerin 2024 yılının başında açıklanan 5 yıllık hayvancılık yol haritasına dayandığına işaret ederek, yol haritasını birçok noktada adım adım uygulamaya geçirdiklerini söyledi. Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi kapsamında temmuzdan itibaren belirlemiş oldukları standartlara uygun başvuruların bir yazılımla karşılaştırması sonucu sıralamaya girenlere hayvanlarını teslim etmeye başladıkları bilgisini veren Yumaklı, "Türkiye'de etçi ırklarla alakalı, özellikle anaç hayvan sayısının artırılmasıyla ilgili bir proje. Bu projede özellikle Türkiye'de artık kırmızı et üretimine ilişkin anaç hayvan sayısının artırılmasını ve bu yolla da besiciliğe farklı bir perspektif getirmeyi arzu ettik." diye konuştu. "PROJE 2028'DEN SONRA DA DEVAM EDECEK" Yumaklı, ilk etapta 60 bin anaç hayvan vermeyi planladıklarını ve başvuranlardan 4 bin 351 kişinin bundan faydalanacağını bildirdi. Başvurular için kriterler belirlendiğine dikkati çeken Bakan Yumaklı, genç, kadın, veteriner hekim, ziraat mühendisi, gıda mühendisi ve deprem bölgesi gibi birçok kriter tanımlandığını ve buna göre seçimlerin yapıldığını anlattı. Yumaklı, 2028'e kadar sürecek projeye çok yoğun müracaat olduğunu ve yeniden başvuru yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorular geldiğini ifade etti. Projenin 2028 sonrasında da devam edebileceğini vurgulayan Yumaklı, "İnşallah hem projeye katılan kardeşlerimizin hem de bundan sonra katılacak olanların istediği gibi olur." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Yumaklı, verilen hayvanların tamamının gebe düve olduğunu ve burada önemli birkaç unsurun bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Hayvanların tamamının bütün hastalıklara karşı aşılamaları, kontrolleri ve 1 yıl süreyle TARSİM sigortaları yapıldı, verildikten sonra aylık 1500 liralık bakım ve diğer masraflara ilişkin desteği aktarılacak şekilde planlandı. Ayrıca 2 yılı ödemesiz, 3 ile 5 yıl geri ödemeli ve sübvansiyonlu faizle birlikte arkadaşlarımızın buna sahip olması söz konusu." "KIRMIZI ET ÜRETİMİ KONUSUNDA ÇOK CİDDİ POTANSİYELİMİZ VAR" Başvuruların büyük bir bölümünün gençlerden ve kadın girişimcilerden geldiğini aktaran Yumaklı, bunun kendilerini memnun ettiğini, zaman zaman sosyal medyadan paylaşım yaparak onların aldıkları sonuçları kamuoyunun dikkatlerine sunmak istediklerini söyledi. Bakan Yumaklı, tarımın bütün başlıklarında, bitkisel üretimde, hayvansal üretimde, su ürünlerinde ve diğer konularda üretimi artırma hedefinde olduklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Özellikle zaman zaman kırmızı et konusu çok gündem edildiği için bundan bahsetmek istiyorum. Kırmızı et üretimi konusunda çok ciddi bir potansiyelimiz var aslında. Yapılan ithalatın, sanki bütün ihtiyacımız ithal ediliyormuş gibi bir algıya dönüştürüldüğünü görüyoruz. Yani dönemsel olarak farklılaşmasıyla birlikte yüzde 90 ile yüzde 93 arasında bir yeterliliğimiz var. Geri kalanını ithal ediyoruz ve büyük oranda piyasa regülasyonu için aslında. Bütün bu yaptığımız projeler de ithalatın tamamen bitmesi ve üretimin tamamen yurt içinden karşılanması için. Hayvancılık yol haritamızın bütün unsurları da bunu amaçlıyor. İnşallah bu konuda çok ciddi mesafeler de alıyoruz." "HAYVAN SAYILARINDAKİ ARTIŞI GÖZLEMLİYORUZ" Bu yıl içinde şap hastalığı sebebiyle hem aşılamayı gerçekleştirdiklerini hem de hayvan sayılarındaki artışlarla ilgili kontrolleri yaptıklarını dile getiren Yumaklı, "Orada artışları da gözlemliyoruz. Bunlara belli dönemlerde yayınladığımız istatistiklerde de yer vereceğiz." dedi. Bakan Yumaklı, desteklerden yararlanmak isteyen üreticilere çağrıda bulunarak, hangi üretim başlığında olursa olsun, genç, kadın ve erkek fark etmeden üretim yapma istekleri olanların yanında olduklarını vurguladı. Bakanlığa bağlı bütün birimlerin bu konudaki sorulara karşı hazır olduğunu belirten Yumaklı, şunları kaydetti: "Bunları düşünen kardeşlerimiz hiç endişe etmesinler. Hemen en yakın bakanlığımız teşkilatına, ilçe müdürlüklerimize, il müdürlüklerimize gitsinler. Orada kafalarındaki bütün sorulara cevap bulacaklar zaten. Özellikle kırsal kalkınma destekleri, IPARD destekleri, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu destekleri, ORKÖY destekleri, Uzman Eller Projesi gibi birçok proje var. Dolayısıyla üretim yapmak isteyen kardeşlerimiz kendilerine hitap edecek bir destek ya da teşvik bölümünü bulacaklar. O yüzden buradan çağrım, mutlaka bakanlığımızın ilgili birimlerine gelsinler. Biz hemen onların yanında oluruz, olmaya da devam edeceğiz."

Mersin Kan Portakalı Coğrafi İşaret Tescilini Aldı Haber

Mersin Kan Portakalı Coğrafi İşaret Tescilini Aldı

Mersin’in simge tarım ürünlerinden biri olan Mersin kan portakalı, Mersinden Kadın Kooperatifi’nin başvurusu ve öncülüğünde coğrafi işaret tesciline kavuştu. Kooperatifin 2022 yılında yaptığı başvuru, 2024 yılında sonuçlanarak tescil alırken, ürünle ilgili denetim ve izleme süreçleri de başarıyla tamamlandı. Bu süreçlerin bundan sonraki yıllarda düzenli olarak devam ettirilmesi planlanıyor. Mersin kan portakalı; yüksek C vitamini içeriği, güçlü antioksidan yapısı ve bağışıklık sistemini destekleyici özellikleriyle dikkat çekmesinin yanı sıra, ekim alanlarının giderek daralması nedeniyle nesli tehdit altında olan önemli bir tarımsal miras olarak öne çıkıyor. Coğrafi işaret tescili ise yalnızca ekonomik katkı sağlamakla kalmayıp, ürünün biyolojik ve kültürel değerinin korunması açısından da büyük önem taşıyor. Tescil Süreci Ortak Çalışmayla Yürütüldü Tescil çalışmaları; Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Mersin Ziraat Odası iş birliğiyle yürütüldü. Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve ekibi de sürece bilimsel katkı ve rehberlik sundu. Coğrafi işaretin resmi başvuru ve hak sahibi ise Mersinden Kadın Kooperatifi oldu. “Bu Değeri Koruma Altına Aldık” Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, tescil sürecine ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mersin kan portakalı, bu kentin topraklarında yetişen çok özel, besin değeri yüksek ve korunması gereken bir tarımsal mirastır. 2022 yılında başladığımız coğrafi işaret sürecini; yerel yönetimlerimiz, tarım teşkilatımız, ziraat odamız ve YÜCİTA’nın bilimsel rehberliğiyle birlikte yürüttük. 2024 yılında tescilimizi alarak bu değeri resmen koruma altına aldık.” Seçer, hedeflerinin Mersin kan portakalının ekim alanlarını artırmak, üretimi korumak, çiftçileri bilinçlendirmek ve ürünün neslini güvence altına almak olduğunu belirtti. Aynı zamanda ürün için Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili çalışmalarının başlatıldığını da ifade etti. Kooperatifler İçin Örnek Bir Başarı Tarım ve Orman Bakanlığı, coğrafi işaret tescili alan kooperatif ve birlikler arasından beş kooperatifi pilot uygulama için belirledi. Bu kooperatiflerden birinin Mersinden Kadın Kooperatifi olması, kent adına önemli bir başarı olarak değerlendirildi. Mersinden Kadın Kooperatifi, bu süreçle birlikte yalnızca Mersin kan portakalını korumayı değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki kooperatiflere coğrafi işaret alanında örnek olmayı; yerel değerlerin kooperatifler eliyle markalaşmasına öncülük etmeyi amaçlıyor. Yerli Malı Haftası’na Özel Vurgu: “Kendi Değerimize Sahip Çıkıyoruz” Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, Mersin kan portakalının tescillenmesinin, 12–18 Aralık Yerli Malı Haftası ile güçlü bir anlam bağı taşıdığını vurguladı. Yerel ürünlerin korunması, üreticinin desteklenmesi ve kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi açısından coğrafi işaretin kritik bir araç olduğuna dikkat çeken Seçer, Mersin kan portakalının tescilinin bu hafta ile birlikte daha da anlam kazandığını belirtti. Seçer, “Hedefimiz, Mersin kan portakalını Avrupa’da da tescilli bir marka haline getirmek; üreticimizi güçlendirmek, kentimizin markalaşmasına katkı sağlamak ve ülkemizin tarımsal mirasına sahip çıkmaktır. Yerli Malı Haftası, bu değerleri hatırlamak ve desteklemek için önemli bir fırsattır” ifadelerine yer verdi.

Manda Yetiştiricilerine Ücretsiz Kaba Yem Desteği Haber

Manda Yetiştiricilerine Ücretsiz Kaba Yem Desteği

Ankara Büyükşehir Belediyesi, kırsal kalkınmayı desteklemek ve hayvan yetiştiricilerinin üretim maliyetlerini azaltmak amacıyla desteklerini sürdürüyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından geçmiş yıllarda başlatılan kaba yem ve yemlik arpa desteği bu yıl da gerçekleştirildi. ATA Çiftliği’nde üretilen kaba yem ve yemlik arpa hasat edilerek manda yetiştiricilerine yüzde yüz hibe ile ulaştırıldı. Toplam 25 ilçede 92 manda yetiştiricisine 34,5 ton (1380 balya) kaba yem ve 23 ton (460 torba) yemlik arpa dağıtımı çiftçinin yüzünü güldürdü. YÜZDE YÜZ HİBE İLE ÜRETİCİ DESTEKLENİYOR Yerli üreticilere yönelik destekleri çeşitlendirerek sürdüreceklerini dile getiren ABB Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı Hayvancılık Şube Müdürü Hasan Karakuş, dağıtımlarla ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Ankara Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından Gölbaşı ATA Çiftliği’nde yetiştirilen kaba yemler yetiştiricilerimizle buluştu. Tritikale, macar fiği, arpa ve buğday karışımlarını balya hâline getiriyoruz, kaba yem olarak yetiştiricilerimize dağıtıyoruz. Buna ilave olarak torbalanmış hayvan yemi olarak kullanılacak arpaları da yetiştiricilerimizle buluşturduk. Bu proje kapsamında kaba yem ve torbalanmış arpalar Ankara’daki 25 ilçede manda yetiştiriciliği yapan vatandaşlara dağıtıldı. Kırsal Hizmetler’in daha önce kullanmış olduğu KIRBİS üzerinden başvuru yapan toplam 92 yetiştiriciye kaba yem ve arpalarımızı yüzde yüz hibeli olarak dağıttık.” ÜRETİCİLERDEN BÜYÜKŞEHİR’E TEŞEKKÜR hayvan yetiştiriciliği yapan üreticiler, Büyükşehir’in destekleri sayesinde ayakta kaldıklarını ifade ederken, yem desteğinden duydukları memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi: -Mustafa Baydar: “Verilen tüm destekler için teşekkür ederim. 12 tane camızım var. Süt üretiyoruz. Sağması zor, bakımı zor. Yem almakta ekonomik olarak zorlanıyoruz. Camız sütü çocukların gelişimi için çok önemli. Camız üretimini artırmamız gerekiyor. Yem desteği bize çok fayda sağladı, bir nebze de olsa rahatlattı.” -Bayram Özdemir: “Çiftçilere verilen destekten dolayı teşekkür ediyorum Büyükşehir’e. 5 tane mandam var, yem desteği bizi rahatlattı.” -İsa Doğanay: “Bizim için büyük bir nimet bu yem desteği. Kendi çabalarımızla camızlara bakıyoruz. Eşimle beraber hayvancılık işi yapıyoruz. 45 mandam var. Manda olarak ilk kez destek aldım. Büyükşehir’in nohut, mazot, tohum gibi verdiği desteklerden de yararlandım. Bana bayağı faydası oluyor. Mandacılık bir sevda. Hepsini kendim yetiştirdim. Ankara’da mandacılık diğer illere göre az. Büyükşehir’in destekleri sayesinde biz yok olmaya başlayan camız üretimini yaşatmaya ve ilerletmeye çalışıyoruz.”

Başkan Çondur Pamuk, İncir ve Su Yönetimi İçin Destek İstedi Haber

Başkan Çondur Pamuk, İncir ve Su Yönetimi İçin Destek İstedi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müşterek Konsey Toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın teşrifleriyle TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında, konsey üyelerinin geniş katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıya katılan TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkan Yardımcısı ve Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, Aydın’ın ve Türkiye’nin önemli tarımsal ürünleri olan pamuk ve incirde yaşanan sorunlarla birlikte Aydın’ın tarımsal üretimini tehdit eden kuraklık krizi ve buna bağlı su arzı sorunlarını toplantı gündemine taşıdı. Pamukta Ciddi Gelir Kaybı ve Kritik Prim İhtiyacı TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkan Yardımcısı ve Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, pamukta uygulanan yeni destekleme modelinde fiyatın 1.098 TL seviyesinde sabit tutulmasının üretici açısından sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Borsaların ve ziraat odalarının ortak çalışmasıyla gerçekleştirdiği maliyet analizlerine göre pamuğun kilogram maliyetinin 35,63 TL seviyesinde olduğunu, buna karşın üreticinin pamuğu ortalama 26 TL’ye satabildiğini belirten Çondur, bu tablo karşısında üreticinin ayakta kalabilmesi için en az 9,63 TL prim desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Çondur, destekleme mekanizmasında gerekli iyileştirmeler yapılmadığı takdirde, 2007–2008 döneminde yaşanan üretimden çekilme sürecinin yeniden yaşanabileceğini ve üreticinin pamuk ekiminden vazgeçebileceğini söyledi. Bu durumun yalnızca tarım sektörü açısından değil, tekstil ve yağ sanayi başta olmak üzere pek çok sektörü doğrudan etkileyeceğini belirterek pamuk üretiminin stratejik önemine dikkat çekti. Kuru İncirde AB’nin Çifte Standardı ve Analiz Sorunu Konuşmasında kuru incir sektöründe yaşanan sorunlara da değinen Çondur, Aydın’ın yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük kuru incir üreticisi olduğunu dile getirdi. Ancak son yıllarda yaşanan aşırı sıcaklık ve şiddetli kuraklığın, incirde doğal olarak toksin seviyelerinin artmasına yol açtığını ifade etti. Çondur, Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye’den gönderilen incirlerde aşırı derecede sıkı analiz uyguladığını; buna karşın kendi iç pazarlarında benzer ürünlerde aynı seviyede inceleme yapılmadığını belirterek ciddi bir çifte standardın var olduğunun altını çizdi. Türkiye’den gönderilen ürünlerde kontrol sıklığının yüzde 80’lere kadar ulaştığını, ancak AB’nin kendi pazarında bu tür kontrollerin yok denilecek kadar az olduğunu ifade etti. Bu nedenle, AB Tarım Bakanlıkları nezdinde diplomatik girişimlerin başlatılması gerektiğini söyleyen Çondur, ihracattan geri dönen kuru incirlerin yeniden işlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda ihracatçılara destek verilmesinin önemini vurguladı. Çondur, incirin Türkiye için yalnızca ekonomik bir ürün olmadığını; aynı zamanda ülkemizin tarımsal ihracat kimliğinin en güçlü simgelerinden biri olduğunu ifade etti. Aydın’da Derinleşen Kuraklık ve Acil Su Yönetimi İhtiyacı Çondur, Aydın’ın son dört yılın üçünde ağır meteorolojik kuraklık yaşadığını belirterek bölgedeki tarımsal üretimin her geçen gün daha büyük risk altına girdiğini aktardı. Aydın’ın geniş baraj kapasitesine sahip olmasına rağmen, yağışlardaki ciddi azalmanın barajları dolduramadığını ve üreticinin su temininde güçlük yaşadığını vurguladı. Bu nedenle bölgenin su yönetimi konusunun artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Muğla Dalaman Çayı’nın Bozdoğan Kemer Barajı’na bağlanması projesinin, Aydın için son derece anlamlı ve stratejik bir adım olduğunu dile getiren Çondur, projenin hızlandırılarak faaliyete geçirilmesini talep etti. Bu projenin hayata geçmesiyle tarımsal sulama kapasitesinin artacağını, üretimin sürdürülebilirliğinin güçleneceğini ve bölgedeki kuraklık sorununun önemli ölçüde hafifleyeceğini belirtti. Üretim, İhracat ve Sürdürülebilirlik için Ortak Çözüm Çağrısı Toplantıda yaptığı konuşma boyunca tarımsal üretimden dış ticarete kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulunan Fevzi Çondur, pamuk ve incir sektörlerinde yaşanan sorunların yalnızca üreticiye yüklenemeyecek kadar geniş etkileri olduğunu vurguladı. Artan maliyetler, iklim kaynaklı riskler, uluslararası pazar baskıları ve destekleme mekanizmalarındaki yetersizlikler birlikte ele alınmadığı sürece sektörlerde kalıcı iyileşme sağlanamayacağını ifade etti. Çondur, Türkiye’nin bu alanlarda dünya liderliğini pekiştirebilmesi için hem merkezi yönetimin hem sektör temsilcilerinin hem de ihracatçıların uyumlu bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirterek, üretim ve ihracatın sürdürülebilirliği adına kapsamlı çözüm paketlerinin hayata geçirilmesinin kritik önemde olduğunu söyledi.

Bursa’nın Tarımsal Ürün Zenginliği Ortaya Çıktı Haber

Bursa’nın Tarımsal Ürün Zenginliği Ortaya Çıktı

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Yerelde üret, yöreseli koru’ temasıyla bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Bursa Tarım Şenliği’, kentin sahip olduğu tarımsal ürün zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sorgun peyniri, siyez buğdayı ile Gemlik ve Mudanya zeytinin öne çıktığı şenlikte konuşan Başkan Mustafa Bozbey, “Toprağa sahip çıkan çiftçiyi desteklemek boynumuzun borcudur” dedi. Bursa’da kırsal kalkınmayı desteklemek ve köyden kente göçün önüne geçmek amacıyla fide-fidan temininden mazot desteğine, sıvı gübreden damla sulama borusu dağıtımına kadar birçok konuda çiftçiye destek veren Büyükşehir Belediyesi, Bursa’ya has ürünlerin ulusal ve uluslararası alanda tanınması için de çalışmalarını sürdürüyor. BURSA’NIN ÜRÜNLERİ SERGİLENDİ Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Bursa Tarım Şenliği’, Gökdere Millet Bahçesi-BUTATEM’de gerçekleştirildi. Uludağ’ın yamaçlarının bereketli sütüyle hayat bulan Sorgun peyniri, 12 bin yıllık geçmişiyle ata tohumu siyez buğdayı ile Gemlik ve Mudanya’nın bereketli zeytinlerinin öne çıktığı şenlikte, dernek ve kooperatifler tarafından Bursa’nın hasat dönemi meyve-sebzeleri ve raf ömürlü gıda ürünleri sergilendi. Davul zurna eşliğinde yapılan kortej yürüyüşüyle başlayan şenlikte, NOSAB İlkokulu öğrencileri ve Bursa Birleşik Kafkasya Derneği dans ekibinin gösterileri büyük alkış aldı. “ÇİFTÇİYE DESTEK VERMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR” Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, konuşmasına tarımın ve gıdanın önemine vurgu yaparak başladı. Gençlerin de tarımla uğraşmasını ve geçinebilmesini arzuladıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak tarımla uğraşanlara destek veriyoruz. Yerel yönetimler olarak bu desteği vermek zorundayız. Aile işletmelerini geliştirmeye yönelik projeler hazırlamalıyız. Bunun için kooperatiflerin önemini de biliyoruz. Çiftçiye destek vermek boynumuzun borcudur. Toprağa sahip çıkıyorlar, ülkemizin geleceğine katkı sağlama mücadelesi veriyorlar” diye konuştu. “DAHA AZ SUYA İHTİYAÇ DUYAN ÜRÜNLERE YÖNELMELİYİZ” Yaşanan kuraklık sebebiyle suya az ihtiyaç duyan ürünlerin önemine de dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa artık su şehri değil. Marmara’ya 30 milyon nüfus yığıldı. Sanayi buraya getirildi ve tarım toprakları ortadan kaldırıldı. Hem tarım alanlarını hem de havayı kirlettik. Suyun kıymetini daha fazla bilmeliyiz. Daha fazla gelir getiren ancak daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmek zorundayız. Diğer taraftan ürünlerin satışlarıyla ilgili doğru mekanizmaları yaşama geçirmeliyiz. Böylece üreticimizin ürününün tarlada kalmamasını sağlamalıyız. Doğru tarım için eğitim çalışmalarımızı ara vermeden sürdürüyoruz” dedi. “BURSA OVASI TAMAMEN KAYIP” Özellikle tarıma elverişli bölgelerdeki topraklara çiftçilerin sahip çıkmasını isteyen Başkan Mustafa Bozbey, “Dağ yöresinde topraklar yaklaşık yüzde 30 civarında üçüncü şahıslara geçmiş. Yenişehir’de yüzde 35 civarında olduğunu öğrendik. Karacabey ve Mustafakemalpaşa civarında yüzde 30 civarında olduğunu gördük. Tarımla uğraşmayanların bu toprakları alması, imar gibi başka hedeflerinin olduğunu gösteriyor. Bursa ovası zaten tamamen kayıp. Bursa ovası toprak kalitesi açısından Türkiye’nin en verimli ovalardan birisidir. Buna rağmen bu topraklar kaybedilirken göz yumuldu. Hepimiz geleceğimizi düşünmek zorundayız” diye konuştu. “ÇİFTÇİMİZİN ÜRETMESİNİ İSTİYORUZ” Mustafakemalpaşa’da kurulan fabrikada hem sıvı gübre hem de damla sulama borusu üretildiğini, Yenişehir tarafına da benzer bir fabrika kurmayı planladıklarını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, “Tohum, fide, fidan, mazot desteklerini yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Çiftçimizin üretmesini istiyoruz. Ektiği ürünün karşılığını alması için pazar konusunda planlama yapmalıyız. Bursa’nın ürünlerini Bursalıların bilmesi konusunda da hassasiyet gösteriyoruz. Çiftçimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Kadın kooperatiflerimize desteğimizi artırarak sürdüreceğiz. Tarım Şenliği’nin bereketli olmasını diliyorum” dedi. Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in tarım ve kırsal yaşam vizyonu doğrultusunda Gemlik’teki üreticilere yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Geçen sene yağlık zeytinin dibe vurduğu dönemde Başkan Mustafa Bozbey’in 100 tonluk bir zeytin alımı desteği verdiğini hatırlatan Deviren, bu sene de aynı desteği verdiği için Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Bursa Bölgesi Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birliği KÖY-KOOP Başkanı Osman Özkan, şenliğin bir kutlama olmadığını, emeğin, toprağın ve dayanışmanın bir araya geldiği anlamlı bir buluşma olduğunu söyledi. Bursa’da tarımın sadece geçim kaynağı olmadığını, aynı zamanda kültürel mirasın da önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Özkan, kooperatifçiliğin önemini anlattı. Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, armuttan şeftaliye, kirazdan vişneye, domatesten enginara kadar kentin her bir yöresinde ayrı ayrı ürünlerin yetiştiğini dile getirdi. Üreticinin her şartta desteklenmesi, gençleri kırsalda tutacak projelerin geliştirilmesi gerektiğini anlatan Çakmak, Büyükşehir Belediyesi’nin fide-fidan, sıvı gübre, damla sulama borusu dağıtarak kısa vadede büyük destekler verdiğini hatırlattı ve Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, domates, zeytin, şeftali, siyah incir gibi birçok ılıman ve soğuk iklim bitkisinin Bursa’da yetiştiğini hatırlatarak üreticinin sürekli desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Büyükşehir Belediyesi’nin dalma sulama borusu dağıtımıyla Bursa genelinde önemli bir işe imza attığını ifade eden Yazgan, Başkan Mustafa Bozbey’e üreticiler adına teşekkür etti. Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Bozbey, günün anısına Gökdere Millet Bahçesi’ne fidan dikti. Program, zeytinyağı sabunu yapımı, zeytin kurma, çörekotu yağı sıkım atölyeleriyle devam etti. Şenlik, siyez buğdayı, zeytin, sorgun peyniri ve aspir yağı konulu söyleşi programlarının ardından sona erdi.

Gençler Zeytinin Yolculuğuna Tanıklık Etti Haber

Gençler Zeytinin Yolculuğuna Tanıklık Etti

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezleri, gençlerin üretime dokunmasını, toprağın bereketini yerinde görmesini ve kırsal yaşamla güçlü bir bağ kurmasını amaçlayan “Üretimde Genç Var: Dalından Sofraya Zeytinyağı” etkinliği düzenlendi. Gençler, Sarıcakaya ilçesinde hem doğayla buluştu hem de zeytinin dalda başlayan lezzet yolculuğunu tüm aşamalarıyla deneyimledi. Sarıcakaya’nın bereketli topraklarında başlayan programda gençler, zeytin bahçesine girerek hasat heyecanını yaşadı. Dalların arasından özenle topladıkları zeytinler, üretimin emek isteyen yüzünü gençlere gösterdi. Hasadın ardından yolculuk, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ile Eskişehir Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle üretilen Dorlion zeytinyağı üretim tesisine taşındı. Gençler burada, üretilen ve Üretici Marketlerde satışa sunulan Dorlion zeytinyağının nasıl elde edildiğini adım adım görme fırsatı buldu. Zeytinin sıkım aşamaları, modern üretim teknolojileri ve kalite kriterleri gençlere detaylı olarak anlatıldı. Gençler, kendi elleriyle topladıkları zeytinlerden elde edilen taze zeytinyağını denerken hem lezzetin hem emeğin değerini bir kez daha fark etti. Etkinliğe katılan gençler, “Bu tür faaliyetler bir etkinlikten öte, yaşamın kendisine örnek. Hasat ettiğimiz zeytinlerin işlenme sürecine şahit olmak bizleri çok heyecanlandırdı. Bu deneyim için teşekkür ederiz.” ifadelerini kullandılar. Doğayla iç içe, üretimle iç içe geçen bu özel günde gençler; bilgi, deneyim ve keyfi bir arada yaşadı. Etkinlik sonunda gençler, hem üretim sürecini öğrenmenin mutluluğunu hem de Sarıcakaya’nın doğal güzelliklerinin huzurunu taşıdıklarını belirterek Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ayşe Ünlüce’ye teşekkür ettiler.

Sarıcakayalı Çiftçilere İyi Tarım Desteği Haber

Sarıcakayalı Çiftçilere İyi Tarım Desteği

Tarım ve Orman Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünce desteklenen, Eskişehir Valiliği'nce yürütülen ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi kapsamında Sarıcakaya ilçesinde sertifika töreni düzenlendi.​ Gerçekleştirilen törende 28 çiftçiye iyi tarım sertifikası, biyoteknik mücadele için sarı ve mavi yapışkan tuzak ve biyolojik preparat teslim edildi. İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi, Tarım ve Orman Bakanlığınca 2012 yılından bu yana sürdürülen bir proje olup Eskişehir bu projeye 2015 yılında dahil oldu. Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü daha önceki yıllarda kiraz, kuru soğan, patates, çörekotu, anason, yaprağı yenen sebzeler ve domates üreten üreticilere İyi Tarım Uygulamaları konusunda demonstrasyon çalışmaları gerçekleştirdi. Sarıcakaya’da 2025 yılında 1.900 da örtü altında olmak üzere toplam 2.230 da alanda domates yetiştirilmiş ve 21.565 ton ürün elde edilmiştir. İlçe ekonomisi yönünden büyük öneme sahip bu ürünün değişen pazar ihtiyaçlarına göre üretilmesi bu yüzden çok önemlidir. Artan tüketici bilinciyle birlikte gıda perakendecileri üreticilerden bir gıda güvenirliliği sertifikası olan iyi tarım uygulamaları sertifikasını talep etmeye başlamıştır. İyi tarım uygulamaları sertifikası güvenilir gıdanın yanı sıra, sürdürülebilir bir üretim ve üretim yaparken çevrenin, insan ve hayvan refah ve sağlığının korunduğunu ifade eder. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü projenin 2026 yılında da devam etmesi için çalışmalarını sürdürüyor.

Üzümsü Meyveler İçin Uluslararası İşbirliği Toplantısı Haber

Üzümsü Meyveler İçin Uluslararası İşbirliği Toplantısı

Kütahya Ticaret Borsası öncülüğünde, Kütahya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliği ile üzümsü meyvelerin bölgesel üretim potansiyelinin değerlendirildiği bir toplantı düzenlendi. Toplantıya KÜTBO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Okumuş, Meclis Üyesi Nüfide Erdurgut, Kütahya Tarım ve Orman İl Müdürü Ertan Keleş, KÜTBO Genel Sekreteri Yasemin Yol ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü sahada olan ilgili birim yetkilileri katıldı. Toplantıda, Hollanda Büyükelçiliği ile yürütülen temaslar sonucunda davet edilen Toprak ve Yeşil şirketi temsilcileri Marcel de Jong ve Esra Nur Gülbaba, üzümsü meyvelerin Kütahya’daki üretim potansiyeline ilişkin kapsamlı bir değerlendirme paylaştı. Marcel de Jong, üzümsü meyvelerden “Yaban Mersini, Ahududu, Çilek” gibi meyvelerin Kütahya’da nasıl yetiştirilebileceğine dair ayrıntılı bir sunum yaparak; hangi türlerin bölge koşullarına daha uygun olabileceği, sulama ve gübreleme yöntemlerinin nasıl planlanması gerektiği, toprak, yaprak ve sap analizlerinde izlenmesi gereken süreçler gibi başlıklarda teknik bilgiler aktardı. Bunun yanı sıra üretilen ürünlerin paketleme süreçleri, soğuk zincir uygulamaları ve pazarlama stratejilerine ilişkin süreci değerlendirerek, Kütahya’nın iklim şartlarına uygun Blueberry, ahududu, çilek üretiminde sürdürülebilir ve katma değerli bir üzümsü meyve üretimi için dikkat edilmesi gereken unsurları aktardı. Ayrıca teknik bilgi paylaşımı, eğitim programları ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına yönelik iş birliği olanaklarının üreticilere yeni fırsatlar sunabileceği değerlendirildi. Sunum sonrası katılımcıların soruları yanıtlanarak karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantı, iyi niyet dileklerinin paylaşılması ve ortak çalışmalara yönelik yapılacak projelerin değerlendirmesiyle sona erdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.