SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarım

Porsuk Haber Ajansı - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Pirinç İthalatı Ekim Ayında 13 Kat Arttı Haber

Pirinç İthalatı Ekim Ayında 13 Kat Arttı

Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, çeltik üreticilerinin ürünlerini satamaz hale geldiği bir dönemde pirinç ithalatının Ekim ayında 13 kat artmasına sert tepki gösterdi. Ün, yanlış ithalat ve fiyat politikalarının üreticiyi çıkmaza sürüklediğini vurguladı. Türkiye’nin çeltik üretiminde başı çeken ili Edirne’de, fiyatların aşırı düşmesi nedeniyle üreticilerin büyük mağduriyet yaşadığını belirten Ün, son yıllarda çiftçinin üst üste darbeler aldığını söyledi. Kuraklık, zararlılar ve artan maliyetlerle mücadele eden üreticinin bu kez piyasa fiyatlarıyla vurulduğunu ifade eden Ün, şunları kaydetti: “Çeltik üreticisi ürününü ya elinde tutmak zorunda kaldı ya da zararına satıyor. Oysa çeltik üretiminin desteklenmesi gerekirken, uygulanan fiyat politikaları üretimi sürdürülemez hale getiriyor. Türkiye yılda ortalama 1 milyon ton çeltik üretiyor. Bu politikalarla ne üretimi koruyabiliriz ne de üretici bulabiliriz. Toprak Mahsulleri Ofisi bir an önce devreye girmelidir.” Son yıllarda pirinç ithalatında olağanüstü bir artış yaşandığına dikkat çeken Ün, fiyatlardaki düşüşün temel nedeninin ithalat olduğunu söyledi. Verilerle durumu ortaya koyan Ün, “Geçen yıl Ekim ayında 1.707 ton olan pirinç ithalatı, bu yıl aynı ayda 13 kat artarak 22 bin 569 tona çıktı. Ocak–Ekim döneminde ise ithalat yüzde 70 artışla 126 bin tonu aştı. Hasat döneminde ithalata izin verilmemesi gerekirken, Tarım ve Orman Bakanlığı üreticiyi koruyacak hiçbir adım atmıyor. Tam tersine, çiftçinin ürünü değer kaybederken ithalatın önü açılıyor” dedi. AKP iktidarının tarımda üretim yerine ithalatı tercih ettiğini vurgulayan Ün, Edirne ve Trakya çiftçisinin bu anlayıştan doğrudan etkilendiğini belirtti. Ün, “Edirne için üç temel ürün var: Ayçiçeği, buğday ve çeltik. Ayçiçeği ve Buğday ithalatında da dünyada birinci sırada yer alıyor. Çeltikte ise ithalatta 12’inci sıradayız. Bölge çiftçisi ne üretirse üretsin, ithalat sopasıyla karşı karşıya kalıyor. Bu koşullarda çiftçi nasıl ayakta kalsın?” diye konuştu. Sulama altyapısındaki eksikliklerin giderilmediğini, kuraklıkla mücadelede yeterli adım atılmadığını belirten Ün, “Kuraklık var, ithalat var, fiyat yok. Çiftçi ne yapsın? Çözüm bellidir: TMO etkin şekilde devreye girmeli, taban fiyat üreticiyi koruyacak düzeyde açıklanmalı, hasat döneminde ithalat durdurulmalıdır. Yapılacaksa bir iş önce Edirneli üreticinin elindeki çeltiği alsınlar” ifadelerini kullandı. Trakya’da çiftçilerin tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığını söyleyen Ün, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Bu düzen ilk seçimlerde değişecek. Bölgenin ürettiği ürünler, aynı zamanda ithalat konusu olmaktan çıkarılacak. Kimse Edirne ve Trakya çiftçisini ithalatla dizayn edemeyecek. Önceliğimiz su, üretim ve alın terinin karşılığı olacak. Çiftçimizi hiçbir zaman ithalata ezdirmeyeceğiz. Güzel günleri hep birlikte, üreterek ve çalışarak inşa edeceğiz.”

Mersin Büyükşehir Belediyesi Üreticilere Nefes Olmaya Devam Ediyor Haber

Mersin Büyükşehir Belediyesi Üreticilere Nefes Olmaya Devam Ediyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi, örtü altı üretimde verimliliği artırmak ve girdi maliyetlerini azaltmak amacıyla, üreticilere nefes olmaya devam ediyor. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından, Akdeniz İlçesi’nde örtü altı üretim yapan üreticilere sera ipi ve yapışkanlı tuzak desteği verildi. Büyükşehir tarafından bugüne kadar toplam 13 bin 950 üreticiye 209 bin 250 kg sera ipi, toplam 5 bin 800 üreticiye de 5 bin 800 adet mavi ve sarı yapışkan tuzak desteği sağlandı. Destekten yararlanan üreticiler; sağlanan katkının, artan girdi maliyetleri karşısında büyük kolaylık sağladığını belirtti. Karataş: “Verilen desteklerle, örtü altı yetiştiricilik güçlendiriliyor” Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ziraat Teknikeri Fatma Karataş; örtü altı bitkilerin sağlıklı ve düzgün bir şekilde büyümesine yardımcı olması için üreticilere sera ipi, zararlılarla mücadeleyi kolaylaştırmak için ise mavi ve sarı yapışkan tuzak desteği verildiğini söyledi. Karataş, “Üretim maliyetlerini düşürmek, verimliliği artırmak ve üreticilerin daha güçlü bir sezon geçirmesini sağlamak amacıyla çeşitli destekler sağlıyoruz. Verilen bu destekler; örtü altı yetiştiriciliğini güçlendirmek, sürdürülebilir üretimi desteklemek ve üreticinin yükünü hafifletmek amacıyla yapılıyor” ifadelerini kullandı. Muhtar Sakar: “Daha önce hiçbir yerel yönetim çiftçiye bu şekilde dokunmamıştı” Adanalıoğlu Limonlu Mahalle Muhtarı İsa Sakar, bölgenin seracılık açısından önemli bir üretim alanı olduğunu vurgulayarak, “Büyükşehir Belediyesi üreticiye ip ve yapışkan tuzak desteği vererek, büyük bir ihtiyacı karşılıyor. Daha önce hiçbir yerel yönetim çiftçiye bu şekilde dokunmamıştı. Başkanımız geldiği günden bu yana, her bölgeye ayrı projelerle destek veriyor. Katkılarının devamını diliyorum, çünkü herkes çok memnun. Büyükşehir Belediyesi çiftçinin yanında durduğu için vatandaşlar çok mutlu” diye konuştu. Örtü altı üreticileri Büyükşehir’in desteklerinden memnun Adanalıoğlu’nda örtü altı biber üreticiliği yapan Aytaç Güventürk, sağlanan desteklerin üreticiyi doğrudan rahatlattığını ifade ederek, Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkürlerini iletti. Güventürk, “Büyükşehir, örtü altında kullandığımız biber bağlama ipleri ile yapışkan tuzakları bize ücretsiz olarak verdi. İpler bitkinin dik durmasına ve dalların kırılmamasına yardımcı oluyor. Mavi yapışkan tuzaklar trips zararlısını, sarı yapışkan tuzaklar ise beyaz sinek gibi haşereleri çekerek, bitkinin sağlıklı gelişmesini sağlıyor. Üretimde girdi maliyetlerinin çok arttığı bu dönemde böyle bir destek, bizim için çok değerli” dedi. Yaklaşık 4 yıldır biber üreticiliği yapan Rukiye Parlak, iplerin kullanım süresinin uzun olduğunu belirterek, “Belediyemizin verdiği ipler çok kaliteli ve sezon sonuna kadar dayanıyor. Bitki büyüdükçe iplerle yukarıya doğru yönlendiriyor ve sağa sola yatmasını önlüyoruz” ifadelerini kullandı. Üreticilerden Mehmet Dizlek de verilen desteğin kendilerine büyük katkısı olduğunu söyleyerek, “Büyükşehir Belediyesi her yıl ip ve yapışkan tuzak desteği sağlıyor. Tuzaklar ilaç ihtiyacını azaltıyor, ipler de maddi yükümüzü hafifletiyor. Başkanımızın desteğini her zaman hissediyor ve devamını bekliyoruz” diye konuştu.

Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu Düzenlendi Haber

Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu Düzenlendi

Muğla'nın Ortaca ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde, Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu’nu başarıyla tamamlayan üreticiler için sertifika töreni düzenlendi. Güvenli süt üretimi için önemli bir adım Fatma ve Osman Soltekin’e ait işletmede gerçekleştirilen törende, kursu başarıyla tamamlayan üreticilere sertifikaları takdim edildi. Törene; Ortaca Kaymakamı Kenan Aktaş, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, İlçe Milli Eğitim Müdürü Oktay Kaplan, Ziraat Odası Başkanı Erol Güzel, Siyasi Parti İlçe Başkanları ile çevre mahallelerden çok sayıda üretici katıldı. Etkinlik, yoğun katılımla Güzelyurt Mahallesi’nde gerçekleştirildi. Açılış konuşması ev sahibi üreticiden Açılış konuşmasını yapan ev sahibi üretici Fatma Soltekin, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ortaca İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü personeline ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne teşekkür ederek, bu tür eğitimlerin üreticiler açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Halk Eğitim Merkezi iş birliğiyle düzenlenen kursu, ev sahibi üreticiler de başarıyla tamamlayarak sertifika almaya hak kazandı. Törende konuşan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar, Ortaca ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde 24–28 Kasım 2025 tarihleri arasında toplam 40 saatlik “Süt Sığırcılığında Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu” düzenlendiğini belirtti. Kursa; Güzelyurt, Akıncı, Mergenli ve Karadonlar Mahallelerinden toplam 30 çiftçinin katılım sağladığını ifade eden Baydar, eğitimlerin hem teorik hem de uygulamalı olarak gerçekleştirildiğini vurguladı. Hijyen, sanitasyon ve uygulamalı eğitimler öne çıktı Baydar konuşmasında; kurs kapsamında sağım ve sağım hijyeni, sağım ünitelerinin hijyeni, bireysel hijyen, meme sağlığı, sütün yapısı, hijyen ve sanitasyon, doğru sağım basamakları, sağım makinelerinin bakımı, kişisel temizlik ve hijyen ile sütün kontaminasyonunun önlenmesi konularında kapsamlı bilgiler verildiğini söyledi. Teorik bilgilerin yanı sıra uygulamalı eğitimler ile kursiyerlerin bizzat uygulama yapmalarının sağlandığını belirtti. Tüm kursiyerler sertifika almaya hak kazandı 28 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirilen kurs sonu sınavı sonucunda, kursa katılan 30 kursiyerin tamamının başarılı olarak sertifika almaya hak kazandığını ifade eden Baydar, üreticileri güvenli gıda üretimine sağladıkları katkıdan dolayı tebrik etti. Konuşmasında hayvancılık desteklemelerine de değinen Baydar, kadın üreticilerin hayvancılık sektöründeki rolünün büyük olduğuna dikkat çekti. Eğitimler devam edecek Ortaca Kaymakamı Kenan Aktaş ise konuşmasında, ilçede İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen kursların önemine vurgu yaparak, bu tür eğitim faaliyetlerinin artarak devam edeceğini belirtti. İkramlarla program sona erdi Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Kursu’nu başarıyla tamamlayan üreticilere sertifikalarının teslim edilmesinin ardından, ev sahibi üreticiler tarafından hazırlanan ikramların sunulmasıyla program sona erdi.

Çiftçi Kart Projesi Alanya’da Üreticilere Anlatıldı Haber

Çiftçi Kart Projesi Alanya’da Üreticilere Anlatıldı

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin zirai atıkların toplanması ve çiftçilerin bilinçlendirilmesi amacıyla başlattığı Çevre Dostu Çiftçi Kart Projesi yaygınlaştırılıyor. 2022 yılında pilot bölge olarak Kumluca, Finike ve Demre'de başlayan proje Serik, Aksu ve Kemer’den sonra şimdi de Alanya’da uygulanacak. Proje tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu Alanya’da da yaygınlaştırılması amacıyla Alanya Toptancı Hali’nde üreticilere ve sektör temsilcilerine tanıtıldı. Çevre ve insan sağlığı açısından büyük risk oluşturan zirai ambalaj atıklarının kontrolsüz şekilde doğaya bırakılmasının önüne geçmeyi amaçlayan Çevre Dostu Çiftçi kart Projesi Alanya’da üreticilere tanıtıldı. Alanya Merkez Hal’de düzenlenen tanıtım toplantısına Alanya Belediyesi Başkan Danışmanı Abdurrahman Açıkalın, Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Hizmet Birimi Şube Müdürü Gazi Öten, Alanya Hal Derneği Başkanı Adem Kaya ve hal esnafı katıldı. Tanıtım toplantısında Antalya Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı Sıfır Atık ve Çevre Eğitim Şube Müdürü Fulya Koral ve Alanya Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Sevda Çapa katılımcılara bilgi verdi. HEDEF PROJEYİ ANTALYA’YA YAYMAK Sıfır Atık ve Çevre Eğitim Şube Müdürü Fulya Koral, zirai ilaç ambalaj atıklarının çevre sağlığı açısından önemli bir risk oluşturduğunu söyledi. Çevre Dostu Çiftçi Kart Projesi’nin hem insan hem de çevre sağlığını koruyan bir proje olduğunu belirten Koral, projeye nasıl katılım sağlanacağını da anlattı. Koral, “Çiftçilerimiz projeye dahil olmak için cep telefonlarından uygulamayı indirerek kayıt oluyor. Kayıt yaptıran üreticilere çipli anahtarlıkları teslim ediliyor. Sonrasında hallere ve tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgelere konulan otomatlara attıkları her zirai ilaç ambalaj atığı karşılığında bir gram bir puan olacak şekilde puan kazanıyorlar. Topladıkları puanlar karşılığında da sera naylonu, akülü testere, bambus arı, arı kovanı gibi tarımsal destekli ürünleri alabiliyorlar. Toprağımızı ve suyumuzu korumak için başlattığımız projemizi Antalya’nın tümünde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi. ÜRETİCİLER PROJEYE DESTEK VERMEKTEN MUTLU Bilgilendirmenin ardından kayıt işlemlerini gerçekleştiren üreticiler de hem çevreyi koruyup hem de hediyeler kazanacakları için mutlu olduklarını söyledi. Üreticiler, projenin yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, zirai ambalaj atıklarının bu şekilde toplanması ile toprağın ve suyun zehirlememiş olacağını belirterek Projeye öncülük eden Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

Tahıl Koridorundan Kazanan Çok Uluslu Şirketler Oldu Haber

Tahıl Koridorundan Kazanan Çok Uluslu Şirketler Oldu

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, küresel gıda krizi gerekçesiyle yürütülen Tahıl Koridoru’nun yoksul ülkelere değil Cargill, ADM, Bunge ve Louis Dreyfus gibi dev şirketlere kazandırdığını, Türkiye’de ise çiftçinin gümrüksüz ithalatla ezildiğini belirterek, “Ukrayna’dan 45 ülkeye sevkiyat yapıldı, ihraç edilen 32,9 milyon ton tahılın yüzde 80’i yüksek ve üst-orta gelirli ülkelere gönderildi, en yoksul ülkelere düşen pay yüzde 2,3’te kaldı. Türkiye bu süreçte 3,5 milyon ton tahılı gümrüksüz ithal etti” dedi. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahıl Koridoru’nun yeniden açılmasına ilişkin açıklamalarını Meclis’te düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. Milletvekili Sarıbal, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya yönelik saldırısının ardından derinleşen küresel gıda krizini hatırlatarak, bu süreçte hayata geçirilen Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın kamuoyuna anlatıldığı gibi yoksul ülkelerin gıda güvenliğini sağlamak için değil, küresel tarım ve gıda tekellerinin çıkarlarını korumak amacıyla işletildiğini söyledi. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı verilerine dikkati çeken Sarıbal, Ukrayna’nın savaş öncesinde yaklaşık 400 milyon insanın temel gıda ihtiyacını karşılayan kritik bir tahıl tedarikçisi konumunda bulunduğunu ifade etti. Söz konusu koşullarda 22 Temmuz 2022 tarihinde Ukrayna, Rusya, Türkiye ve BM arasında İstanbul’da “Karadeniz Tahıl Girişimi” adıyla bir anlaşma imzalandığını hatırlatan Sarıbal, anlaşmanın, Karadeniz’deki Odessa, Çornomorsk ve Jujnıy limanlarından güvenli tahıl sevkiyatını sağlamayı hedeflediğini belirtti. TAHIL PİYASASI DÖRT ŞİRKETİN ELİNDE CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Karadeniz Tahıl Koridoru kapsamında Ukrayna’dan ihraç edilen 32,9 milyon ton tahılın yüzde 80’inin, Avrupa Birliği ülkeleri, Çin ve Türkiye gibi ülkelere gönderildiğini belirterek, en yoksul ülkelere düşen payın yalnızca yüzde 2,3’te kaldığını ifade etti. Bu tabloya bakıldığında sürecin kazananlarının küresel tahıl ticaretini kontrol eden Cargill, ADM, Bunge ve Louis Dreyfus gibi çokuluslu şirketler olduğunu vurgulayan Sarıbal, küresel tahıl ticaretinde fiili bir “çoklu tekel” yapısının oluştuğunu da vurguladı. Buna göre dünya genelinde tahıl ticaretinin yaklaşık yüzde 70’i, Archer-Daniels-Midland (ADM), Bunge, Cargill ve Louis Dreyfus adlı dört dev şirketin kontrolünde bulunuyor. Glencore ise yaklaşık yüzde 10’luk payıyla bu yapıyı tamamlayan beşinci büyük aktör konumunda. Ukrayna Savaşı’nın özellikle Mart–Haziran 2022 dönemini kapsayan ilk aşamalarında, bu dört büyük şirketin tarihlerinin en yüksek karlarını açıkladığını belirten Sarıbal, örnek olarak Cargill’in yıllık gelirinin yüzde 23 artarak 165 milyar dolara yükseldiğini, Louis Dreyfus’un kar artışının ise yüzde 80’e ulaştığını hatırlattı. 45 ÜLKEYE SEVKİYAT YAPILDI Ağustos 2022 – Temmuz 2023 döneminde Ukrayna’dan ihraç edilen 32,9 milyon ton tahıl ve gıda ürününün yarısından fazlasını mısır oluşturdu. Mısır ihracatı toplam sevkiyatın yüzde 51,4’üne karşılık gelerek 16,9 milyon ton olarak gerçekleşti. Mısırın ardından buğday, 8,9 milyon tonla sevkiyatın yüzde 27,1’ini oluşturdu. Ayçiçeği küspesi yüzde 5,8, ayçiçeği yağı yüzde 5,2 oranında pay alırken; arpa yüzde 4, kolza/kanola yüzde 3 ve soya fasulyesi yüzde 2,4 ile daha düşük oranlarda ihracat kalemleri arasında yer aldı. İlk sevkiyatın başladığı 1 Ağustos 2022 ile anlaşmanın sona erdiği 17 Temmuz 2023 tarihleri arasında Ukrayna limanlarından toplam 32,9 milyon ton tahıl ve gıda ürününün 45 ülkeye taşındığını kaydeden Sarıbal, “En düşük gelirli ülkeler olan Etiyopya, Yemen, Afganistan, Sudan ve Somali’ye gönderilen tahıl miktarı ise yalnızca 768,6 bin ton ile sınırlı kaldı. Bu rakam, toplam sevkiyatın yalnızca yüzde 2,3’üne karşılık geldi. Dünya Bankası’nın gelir grubu sınıflandırmasına göre sevkiyatların yüzde 43,7’si yüksek gelirli 17 ülkeye, yüzde 36,7’si üst-orta gelir grubundaki 9 ülkeye, yüzde 17,2’si alt-orta gelir grubundaki 14 ülkeye, yalnızca yüzde 2,3’ü ise düşük gelirli 5 ülkeye yapıldı” dedi. GÜMRÜKSÜZ İTHALAT YERLİ ÜRETİCİYİ VURDU Türkiye açısından Tahıl Koridoru’nun ciddi sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Sarıbal, gümrüksüz ithalat nedeniyle depoların dolduğunu, hasat döneminde ise yerli üreticinin ürününü Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı fiyatların altında satmak zorunda kaldığını söyledi. Milletvekili Sarıbal, Tahıl Koridoru’nun sonuçlarına ilişkin olarak, “Bu mekanizma yoksulluğu azaltmadı; tekellerin karını büyüttü, üreticiyi ve küçük çiftçiyi ezdi. Aynı zamanda iktidara siyasi olarak ‘arabulucu’ imajı kazandıran bir araç haline getirildi” değerlendirmesinde bulundu. Haziran 2022 itibarıyla Cargill başta olmak üzere küresel tahıl şirketlerinin Ukrayna’daki terminalleri ve silolarının tamamen dolu olduğunu belirten Sarıbal, Tahıl Koridoru kapsamında en fazla ürün alan ülkeler arasında 7,9 milyon ton ile Çin ve 6 milyon ton ile İspanya’nın ardından Türkiye’nin üçüncü sırada yer aldığını söyledi. Sarıbal, Türkiye’nin bu süreçte 3,5 milyon ton tahılı gümrüksüz olarak ithal ettiğini ifade ederek, gümrüksüz ithalat nedeniyle depoların dolduğunu, hasat döneminde ise yerli üreticinin ürününü Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı fiyatların altında satmak zorunda kaldığını, bu durumun üreticinin doğrudan mağdur edilmesine yol açtığını belirtti.

CHP'li Gürer: "Zirai Don ve Kuraklık Üreticiyi Yıktı" Haber

CHP'li Gürer: "Zirai Don ve Kuraklık Üreticiyi Yıktı"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2025 yılında yaşanan zirai don ve kuraklığın tarımda çok ağır sonuçlar doğurduğunu belirterek, çiftçinin, üreticinin ve besicinin bu süreçte yalnız bırakıldığını söyledi. Gürer, “2025 yılı zirai don ve kuraklığın önemli etkilerinin görüldüğü bir yıl oldu. Ancak bu süreçte çiftçinin, üreticinin, besicinin yanında durulmadı” dedi. “NİĞDE’DE 500 BİN TONUN ÜZERİNDE ELMA KAYBI VAR” Niğde’nin önemli bir üretim merkezi olduğunu vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaşanan kaybın boyutlarını şu sözlerle anlattı: “Niğde önemli bir üretim merkezi. 2024 yılında 600 bin tonun üzerinde elma üretimi gerçekleşmişti. Ancak zirai don nedeniyle Niğde’de 500 bin tonun üzerinde ürün kaybı yaşandı.” Bu kaybın yalnızca Niğde ile sınırlı olmadığını belirten Gürer, ülke genelinde meyve üretiminin ciddi biçimde etkilendiğini ifade etti. “TARSİM ÖDEME YAPTI AMA ŞART ÜSTÜNE ŞART KOYDU” TARSİM uygulamalarını eleştiren Ömer Fethi Gürer, sigortası olan üreticilerin bile mağdur edildiğini belirterek, “TARSİM sigortası olanların ödemeleri yapılırken çok sayıda şart getirildi. Örneğin cevizde 8 yaşından önceki ağaçların zararı karşılanmadı. Üstelik bölgeden bölgeye farklı uygulamalar yapıldı,” dedi. Bu durumun üreticiler arasında adaletsizlik yarattığını vurguladı. “DEKARA 5 LİRA DESTEK ÜRETİCİNİN YARISINI BİLE KARŞILAMIYOR” İktidarın verdiği desteklerin yetersiz olduğunu belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu ifadeleri kullandı: “Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olanlara dekar başına 5 liralık bir destek verildi. Ancak bu destek üreticiler için yeterli olmadı.” ÇKS’ye kayıtlı olmayan küçük üreticilerin tamamen dışarıda bırakıldığını belirten Gürer, “ÇKS ş olmayan, yani ÇKS’ye dahil olmayan çiftçiler destekten yararlanamadı. Oysa bunların 1 ila 5 dönüm arasında bahçeleri var. Elma, şeftali, kiraz gibi ürünler bu bahçelerde yetişiyor. Bunları yok sayamazsınız” dedi. “MEYVEDE GERÇEK KAYIP 10 MİLYON TON” Gürer, resmi veriler ile sahadaki gerçeklerin örtüşmediğine dikkat çekerek şunları söyledi: “TÜİK verilerine göre zirai don nedeniyle meyve üretiminde 8 milyon ton kayıp var. Ancak kayıt dışı üretimi de eklediğinizde bu rakam 10 milyon tona ulaşıyor.” Türkiye’de yaklaşık 28 milyon ton meyve üretildiğini hatırlatan Gürer, “Bu rakamlar, zirai donun ülke genelinde ne kadar büyük bir yıkıma yol açtığını açıkça gösteriyor” ifadelerini kullandı. “ÜRÜN YOK, PARA YOK, BORÇLAR ÖDENEMİYOR” Üreticilerin borç batağına sürüklendiğini belirten Ömer Fethi Gürer, yaşanan tabloyu şöyle özetledi: “Çiftçilerin bankalara borcu var. Ürün olmayınca cepte para olmadı. Para olmayınca borçlar ödenemedi. Çiftçi ciddi bir sıkıntı yaşıyor.” Bahçelerin yeniden ürün verebilmesi için acil destek gerektiğini vurgulayan Gürer, “2026 yılında ürün alınabilmesi için bahçelerin çapalanması, gübrelenmesi, ilaçlanması ve yeni dikimlerin yapılması gerekiyor. Bu da ancak destekle olur” dedi. “BORÇLAR EN AZ 3 YIL ERTELENMELİ” Çözüm önerilerini de sıralayan Gürer, “Çiftçilere acilen ek kredi desteği verilmelidir. Mevcut borçlar en az üç yıl süreyle ötelenmelidir. 2025 yılında yaşanan sorunlara bu şekilde kısmi de olsa bir çözüm getirilebilir,” diye konuştu. “TARSİM MUTLAKA YENİDEN YAPILANDIRILMALI” İklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerine dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sigorta sisteminin köklü biçimde değişmesi gerektiğini ifade ederek, “İklim değişikliğiyle önümüzdeki dönemde tarımda sorunlar artacak. Sigorta sistemi bu nedenle çok önemli. Ancak TARSİM’in mutlaka yeniden yapılandırılması gerekiyor.” Mevcut yapıyı eleştiren Gürer, “Şu anda TARSİM neredeyse üreticinin ödediği primlerin yüzde 10’una varan kısmını gelir olarak yazıyor. Oysa üreticiyi destekleyen, zararı karşılayan bir sistem kurulmalı” dedi. “KİRAZDA, ŞEFTALİDE, CEVİZDE, ZEYTİNDE BÜYÜK KAYIP VAR” 2025 yılında birçok üründe ciddi kayıplar yaşandığını ifade eden CHP’li Gürer, “Kirazda, şeftalide, cevizde, zeytinde, fındıkta ve diğer bahçe ürünlerinde önemli ölçüde kayıplar oluştu. Resmi veriler de bunu açıkça gösteriyor” diye konuştu. “GIDA ARZI DARALIYOR, İTHALAT ARTIYOR” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımdaki sorunların gıda arzını da tehdit ettiğini belirterek, “2026 yılında gıda arzında yaşanacak sorunlar nedeniyle ithalat artabilir. Bu geçici bir önlem olabilir ama kalıcı çözüm değildir” dedi. 21 üründe arz açığını kapatmaya yönelik çalışmaların 2025 yılında başarısız olduğunu söyleyen Ömer Fethi Gürer, “Buğday, arpa, pamuk, mercimek, nohut, fasulye başta olmak üzere çok sayıda üründe açığımız arttı” ifadelerini kullandı. “TÜRKİYE KENDİ KENDİNE YETER HALE GELMEK ZORUNDA” Ayçiçeği, pirinç ve bitkisel ham yağ gibi ürünlerde dışa bağımlılığın sürdüğünü hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Türkiye’nin tarım politikası kapsamlı biçimde yeniden ele alınmalıdır. Bu bir tercih değil, zorunluluktur. Ülkemiz mutlak surette yeniden kendi kendine yeter hale getirilmelidir,” dedi.

Batı Trakya’dan Kocaeli’ye Arıcılık Deneyimi Ziyareti Haber

Batı Trakya’dan Kocaeli’ye Arıcılık Deneyimi Ziyareti

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılık alanında yurt içinden ve yurt dışından gelen konuklarına teorik bilgi kadar sahadaki pratik uygulamaları da aktarmaya devam ediyor. Bu kapsamda Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinden gelen heyet, beş günlük teknik ziyaret kapsamında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve diğer kamu ve özel sektör deneyimlerini yerinde inceledi. SAHA UYGULAMALARINI YERİNDE İNCELEDİLER Arıcılık ve tarımla uğraşan heyet, ilk olarak Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğü’nün konusunda uzman ekiplerin refakatinde arıcılık konusunda kapsamlı bir teknik gezi gerçekleştirdi. Program kapsamında ilk olarak Halıdere Kadın Girişim ve İşletme Kooperatifi’ne ziyaret gerçekleştiren heyet, burada kadın girişimcilerle deneyim paylaşımı yaptı. Daha sonra Gölcük Örcün Mahallesi’nde yerel arıcılarla buluşan heyet, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunarak, ilçedeki aktif arı yetiştiricilerinin saha uygulamaları yerinde inceledi. HEYETTE YER ALAN İSİMLER Batı Trakya heyetinde, Gümülcine Trakya Tarım Kooperatifi Başkanı Erdi Şerif, İskeçe Müftülüğü Şube Müdürü ve 120 kovana sahip arıcı Rıdvan Topçu, İskeçe Sinikova İmam Hatibi ve 200 kovanı bulunan arıcı Ercan Şehrin ile kooperatif üyesi Sinan Bekir Softa yer aldı. KARŞILIKLI BİLGİ VE DENEYİM PAYLAŞIMI Ziyaret boyunca Kocaeli’nin modern arıcılık teknikleri ve başarılı uygulamaları aktarılırken, Batı Trakya’daki arıcıların birikimleri de dinlendi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, arıcılık başta olmak üzere tarımın farklı dallarında Türkiye’nin bilgi ve deneyimini uluslararası düzeyde paylaşarak iş birliği köprüleri kurmaya devam ediyor.

Yaş Meyve Sebze İhracatını Mandalina Sırtladı Haber

Yaş Meyve Sebze İhracatını Mandalina Sırtladı

Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, Türkiye’nin kasım ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 44 artış sağlayarak 518,7 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini açıkladı. Yılın 11’inci ayında Akdeniz bölgesinin yüzde 60 artışla 318,6 milyon dolar ihracata imza attığını vurgulayan Başkan Ferhat Gürüz, ülke geneli sektör ihracatına yüzde 61 oranında destek verdiklerini bildirdi. Başkan Ferhat Gürüz, “Kasım ayında sergilediğimiz güçlü tablo, sektörümüzün uluslararası pazarlarda güvenilir tedarikçi konumunu daha da pekiştirdi. Üreticiden ihracatçıya tüm zincirde doğru planlama ve sürdürülebilirlik odaklı çalışarak bu ivmeyi yeni yılda daha da büyütmeyi hedefliyoruz.” dedi. “En çok mandalina, limon ve domates ihraç ettik” Türk yaş meyve sebze sektörünün kasım ayında 484 bin 666 ton ürünü uluslararası pazarlarda değere dönüştürdüğünü kaydeden Başkan Ferhat Gürüz, özellikle narenciye ürünlerinde elde edilen güçlü sonuçların dikkat çekici olduğunu söyledi. Mandalinanın hem miktar hem değer artışıyla kasım ayının en belirleyici ürünü olduğunu ifade eden Başkan Ferhat Gürüz, “Mandalinada yüzde 139 artışla 239,5 milyon dolar değere ulaştık. Sektör ihracatımızın yüzde 46’sını oluşturan mandalinanın ardından yüzde 14 pay ve 70,3 milyon dolar değer ile limon ikinci sırada, yüzde 6 pay ve 32,1 milyon dolar değer ile domates üçüncü sırada yer aldı. Söz konusu dönemde ihracat hacminde artış sağladığımız ürünler arasında yüzde 220 artış ve 3,4 milyon dolar değer ile havuç-turp öne çıktı. Liman, üzüm, hıyar, kestane, kabak ve hurma ihracatında da anlamlı ivmelenme sağladık.” diye konuştu. “BDT, AB ve Orta Doğu ülkeleri pazarımızın yüzde 94’ünü oluşturdu” Kasım ayında yaş meyve sebze ihracatının ağırlıkla Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Avrupa Birliği (AB) ve Orta Doğu ülkelerine yöneldiğini kaydeden Başkan Ferhat Gürüz, bu üç ana pazarın toplam ihracatın yaklaşık yüzde 94’ünü oluşturduğunu vurguladı. Rusya Federasyonu’nun yine ilk sırada yer aldığını ve özellikle narenciyede belirleyici bir pazar olmayı sürdürdüğünü belirten Başkan Ferhat Gürüz, şunları söyledi: “Rusya, kasım ayında en yüksek dış satım gerçekleştirdiğimiz ülke konumunu korudu. Bu ülkeye yüzde 28 artışla 161,2 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Sektör ihracatımızda yüzde 31 paya sahip Rusya’nın ardından yüzde 332 artış ve 140,3 milyon dolar değer ile Irak geldi. Irak’ın payı yüzde 27 düzeyinde ortaya çıktı. Yüzde 6 pay ile üçüncü sıradaki Ukrayna’ya ise 33,6 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Yılın 11’inci ayında ihracat hacminde önemli artışlar sağladığımız ülkeler listesinde ise Irak’ın ardından Dubai, Gürcistan, Çekya, Beyaz Rusya İtalya, Birleşik Arap Emirlikler, Polonya ve Kanada öne çıktı.” “2025 yılı Ocak-Kasım dönemindeki sektör ihracatımız 3 milyar doları aştı” Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye’nin toplam yaş meyve sebze ihracatının yüzde 1 artışla 3 milyar 83 milyon dolar değere eriştiğini, aynı dönemde Birlik ihracatının yüzde 2 artışla 1 milyar 395 milyon dolar düzeyine ulaştığını sözlerine ekledi.

CHP'li Gürer: "Tarım Alanları Daralıyor" Haber

CHP'li Gürer: "Tarım Alanları Daralıyor"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de tarımın geldiği noktaya ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Tarımın yalnızca ekonomik bir faaliyet olmadığını vurgulayan Gürer, “Tarım, milli güvenlik kadar önemlidir. Gıda güvenliği, ulusal bağımsızlığın ve toplum refahının temelidir. Geleceğimiz, toprağımıza ve çiftçimize ne kadar sahip çıktığımıza bağlıdır” diyerek AKP iktidarının tarım politikalarını hazırladığı video ile destekleyerek eleştirdi. “TARIMDA YAŞANAN KRİZ TESADÜF DEĞİL, TERCİHTİR” AKP iktidarının yıllardır sürdürdüğü plansız ve ithalata dayalı politikaların Türkiye tarımını geriye götürdüğünü belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaşanan tablonun bir tesadüf olmadığını ifade etti. Gürer, “Yetersiz desteklemeler, sürekli artan girdi maliyetleri ve üreticiyi korumayan piyasa düzenlemeleri nedeniyle pek çok ürün grubunda üretim düştü. Türkiye giderek dışa bağımlı hale getirildi. Bu durum artık tarımsal arz güvenliğini tehdit eden yapısal bir sorun haline gelmiştir” dedi. TARIM SAYIMI 23 YIL SONRA BAŞLADI PLANSIZLIĞIN BİR NEDENİDE BU” Tarımda yaşanan sorunların temelinde veri eksikliğinin önemli yeri olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, önemli bir hatırlatma yaptı: “Türkiye’de 1927’den 2001’e kadar yedi kez genel tarım sayımı yapıldı. Ancak 2002’den bu yana sonuçlanmış tek bir tarım sayımı yok. Tam 23 yıldır tarım sayımı yapılmıyor. Plansızlık, hatalı bütçeler ve etkisiz desteklerin bir nedeni budur.” TARLALAR BOŞALIYOR, STRATEJİK ÜRÜNLERDE DÜŞÜŞ YAŞANIYOR Üretimdeki gerilemeyi rakamlarla ortaya koyan CHP’li Ömer Fethi Gürer, 2023–2025 döneminde yaşanan kayıplara dikkat çekerek, “Buğday üretimi 22 milyon tondan 17,9 milyon tona düştü. Ayçiçeği 2,2 milyon tondan 1,8 milyon tona, arpa 9,2 milyon tondan 6 milyon tona, mercimek ise 424 bin tondan 230 bin tona geriledi. Stratejik ürünlerdeki bu düşüşler gıda enflasyonunu artıracak, ithalat bağımlılığını daha da derinleştirecektir,” diye konuştu. “KANUN VAR, UYGULAMA YOK: ÇİFTÇİNİN 1,89 TRİLYON LİRA ALACAĞI VAR” Tarım Kanunu’nun 21. maddesinin yıllardır ihlal edildiğini söyleyen Ömer Fethi Gürer, çiftçinin devletten alacaklı olduğunu belirterek, “2014–2026 yılları arasında çiftçiye verilmesi gereken destek tutarı 2 trilyon 510 milyar liradır. Ancak bugüne kadar çiftçiye yalnızca 620 milyar lira ödenmiştir. Çiftçinin AKP iktidarından 1 trilyon 890 milyar lira alacağı vardır. Tarım Kanunu 2006 yılından beri sistematik biçimde uygulanmamaktadır,” dedi. “MALİYETLER UÇTU, ÇİFTÇİ ÜRETİMDE ZORLANIYOR” Girdi maliyetlerindeki artışın üretimi durma noktasına getirdiğini belirten Ömer Fethi Gürer, gübre fiyatlarındaki yükselişi şöyle sıraladı: “Üre gübre bir yılda yüzde 102, DAP gübre yüzde 89, CAN gübre yüzde 83, amonyum sülfat yüzde 76 zamlandı. Bu maliyetlerle çiftçinin üretimde kalması giderek zorlaşıyor” dedi. “KRİZİN FATURASI ÇİFTÇİYE KESİLİYOR” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın alım fiyatlarını girdi maliyetlerin altında belirlediğini belirterek, “Ekonomik krizin yükü çiftçinin sırtına yıkılıyor. Üretici tüccarın ve aracının insafına terk edilmiş durumda” dedi. Hayvancılıktaki gerilemeyi de değerlendiren Gürer, “1980 yılında hayvan varlığı 84,6 milyondu. 2024’te bu sayı 71,9 milyona düştü. Nüfus arttı, hayvan sayısı azaldı. Mera hayvancılıkta sorunlu kılındı. Üretici hastalıklarla ve maliyetlerle baş başa bırakıldı. Sonuç, kendi kendine yeterliliğin kaybı ve artan ithalat bağımlılığıdır” ifadelerini kullandı. “BETONA GÖMÜLEN BİR GELECEK” Tarım arazilerinin yok edildiğine dikkat çeken Gürer, kaybın boyutunu şu sözlerle anlattı: “AKP iktidara geldiğinden bu yana 2 milyon 555 bin hektar tarım arazisi kaybedildi. Bu alan yaklaşık 5 İstanbul büyüklüğünde. Her saat 18 futbol sahası büyüklüğünde tarım alanı yok edildi. Kaybedilen alan 2,5 Kıbrıs büyüklüğüne eşdeğerdir.” “ÜRETMEK YERİNE İTHAL EDİYORUZ, KAYNAK YABANCI ÇİFTÇİYE GİDİYOR” CHP’li Ömer Fethi Gürer, “2025 yılının ilk 9 ayında 831 milyon dolar büyükbaş hayvan ithalatına harcandı. Kırmızı et ithalatına 368 milyar dolar ödendi. Kendi üreticimizi desteklemek yerine yabancı ülkelerin çiftçilerine kaynak aktarıyoruz” dedi. Aynı dönemde tarım, gıda ve içecek ithalatının yüzde 19,6 artarak 16,6 milyar dolara ulaştığını belirtti. “ÇİFTÇİNİN BORCU 1 TRİLYON LİRAYI AŞTI” Çiftçinin bankalara olan borcunun 2025 yılında rekor seviyeye çıktığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Borç yükü 1 trilyon lirayı aştı. Bu borçlar çiftçinin tarım arazilerini ve üretim araçlarını kaybetmesine neden oluyor. Haciz ve icra işlemleri artık olağan hale geldi” dedi. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: “İTHALAT DEĞİL, YERLİ ÜRETİM ESAS ALINMALI” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımda çıkış yolunun belli olduğunu vurgulayarak yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Planlı, öngörülebilen bir tarım politikası uygulanmalıdır. Bir an önce tarım sayımı tamamlanmalıdır. Tarım Kanunu uygulanmalı, çiftçiye verilmesi gereken destekler eksiksiz ödenmelidir. Taban fiyat güvencesi sağlanarak üretici maliyetin altında ezdirilmemelidir. Gübre, mazot ve yem başta olmak üzere girdi maliyetleri sübvanse edilmelidir. Küçük aile işletmelerine pozitif ayrımcılık yapılmalı, genç ve kadın çiftçilere özel teşvikler verilmelidir. İthalat değil, yerli üretim ve kendi kendine yeterlilik esas alınarak kamucu bir anlayışla tarım yeniden planlanmalıdır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.