SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sinema

Porsuk Haber Ajansı - Sinema haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sinema haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

22. EFF kapsamında Yönetmen Tolga Karaçelik Öğrencilerle Buluştu Haber

22. EFF kapsamında Yönetmen Tolga Karaçelik Öğrencilerle Buluştu

22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali kapsamında Sinema Anadolu’da “Saykoterapi” filminin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından düzenlenen söyleşide filmin yönetmeni Tolga Karaçelik, seyircilerle buluştu. Söyleşinin moderatörlüğünü Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Duygu Tosunay Gencelli üstlendi. Etkinliğe öğretim üyeleri, öğrenciler ve sinemaseverler yoğun ilgi gösterdi. Yönetmen Karaçelik: “Ben ekipçi bir yönetmenimdir ve setimde eğlenirsiniz” Son filmi “Saykoterapi”nin senaryo sürecinden çekim deneyimlerine kadar merak edilen pek çok detayı katılımcılarla paylaşan yönetmen Tolga Karaçelik, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Saykoterapi filminin senaryosunu yazarken bazı şüphelerim vardı; çünkü ‘Gişe Memuru’ filmi, kendi içsel sıkışmışlığımla, ‘Sarmaşık’ ülke ile yaşadığım sorunlarla ilgiliydi. ‘Kelebekler’ ise amcamı kaybettiğimde yazdığım bir filmdi. Diyalog üzerine düşünen biriyim ve her filmimde, ilk filmimi çekiyor gibiyim. Bu nedenle kendime 'Başka bir dilde yazabilir miyim?' diye sordum. Bu senaryo, konusu itibarıyla beni İngilizce yazmaya itti ve senaryoyu İngilizce kaleme aldım. İngilizce, süreç içinde çok eğlenceli bir dil hâline geldi. Her şey çok netti, ritmi farklıydı ve bu ritim bana güzel geldi. Bu da benim için eğlenceli bir deneyimdi. Set ortamı ise Türkiye'dekinden çok farklı değildi. Zaten her yerde set deneyimi farklıdır. İstanbul’daki ekibime çok benzer, çok iyi bir ekiple çalıştım. Ben ekipçi bir yönetmenimdir ve setimde eğlenirsiniz. ‘Saykoterapi’nin setinde de sanki yabancı bir ülkede çekim yapmadım; herkes benim ülkeme gelmiş gibiydi. Film, New York’ta yazıldı ve New York’u göstermek amacıyla kaleme alındı ve 'Seyirci Ödülü'nü aldı. Bu film, aslında yapmak istediğini gerçekleştirdi.” Söyleşi, “Saykoterapi” filminin yaratım sürecine dair merak edilen birçok sorunun Yönetmen Karaçelik tarafından cevaplanmasıyla sona erdi.

Yönetmen Zeki Demirkubuz'dan “Yönetmenlik Master Class” Atölyesi Haber

Yönetmen Zeki Demirkubuz'dan “Yönetmenlik Master Class” Atölyesi

22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali kapsamında ünlü yönetmen Zeki Demirkubuz ile “Yönetmenlik Master Class” atölyesi gerçekleştirildi. Şener Şen Kültür Salonunda Anadolu Üniversitesi Rektör Danışmanı ve İletişim Bilimleri Fakültesi (İBF) Sinema ve Televizyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Kılınç’ın moderatörlüğünü üstlendiği atölyeye, Eskişehir Uluslararası Film Festivali Yönetmeni Doç. Dr. Serhat Serter ve İBF Dekanı Prof. Dr. Bülent Aydın Ertekin’in yanı sıra öğretim üyeleri, öğrenciler ve sinemaseverler katılım gösterdi. Yönetmen Demirkubuz: “Sinemayla çocukluğumdan beri bir bağım vardı” Düzenlenen Master Class’ta sinema yolculuğunu, edebiyat tutkusunu ve Dostoyevski ile kurduğu bağı anlatan Yönetmen Zeki Demirkubuz şunları söyledi: “Sinemayla çocukluğumdan beri bir bağım vardı ama ilk ilişkilerim edebiyatla, özellikle de Dostoyevski ile kuruldu. Birtakım tesadüflerle Dostoyevski ile tanıştım ve zaman içinde öykü yazmaya başladım. Bütün amacım, koskoca bir ülkede sıradanlaştırılmış; ailesinden, şehrinden, mahallesi tarafından yok sayılmış bir çocuğun, kendi kimliğini var etme çabasıydı. Kâğıdı kalemi elimize almamızın en büyük sebebi, kendimizle karşı karşıya gelmemizdir. Bu, bir edebiyat öyküsünü ya da bir sanat yapıtını kenara koyup birine mektup yazarken bile hissedeceğimiz en büyük ve gerçek duygudur. Kimseye gösteremediğim öyküler yazıyordum ve bir gün birtakım tesadüfler sonucu Zeki Ökten ile tanıştım. Sinemayla da tanışıklığım Zeki Ökten sayesinde oldu. 9 yıl asistanlık yaptım ve bu süre boyunca film çekmek gibi bir düşüncem olmadı. Sadece daha iyi bir işte çalışmak istiyordum. ‘Masumiyet’ filminden sonra sinemayı dert edindim. Masumiyet’ten sonra sinemanın ne büyük bir mucize olduğunu fark ettim ve ardından daha bilinçli olmaya başladım.” “Anlatılacak yeni bir öykü kalmadı” Yönetmen Zeki Demirkubuz, artık anlatılacak yeni bir öykü kalmadığını, edebiyat ve sinemanın yerini modern sanatın alma sürecine girdiğini belirtti. Demirkubuz, film çekmenin en hayati nedeninin “meseleyle” ilgili olmak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “BinbirGece Masalları’ndan bu yana, sinema ve edebiyata konu olan aşk, nefret, fedakârlık, kıskançlık gibi temaların hepsi çok güçlü biçimde işlendi. Zamanla bu temaları Çehov 150 yıl önce, Edgar Allan Poe ve Türkiye’de Sait Faik başka boyutlarıyla anlattı. Yani anlatılacak yeni bir şey kaldığını düşünmüyorum. Peki, o zaman ne olur? Edebiyat değilse belki modern sanatın gücü burada devreye girebilir. ‘Mesele’, film çekmenin en hayati gerekçesidir. Çünkü bu sorunun cevabını idari ya da ahlaki anlamda bulamadığımızda, sinema endüstriyel ve ticari sebeplerle yapılır hâle gelir. Bu da ne kadar sinema, sanat ya da edebiyattır; tartışılır.” “Bir insanın en büyük yükümlülüğü kendine karşı olandır” Demirkubuz, konuşmasının devamında ise şu ifadeleri kullandı: “Bir insanın en büyük yükümlülüğü kendine karşı olandır. Çektiğiniz film kişilik sınırlarınız içinde değilse, onu çekmeyin. Yaşamın ufkunu sinema yapmakla ya da edebiyatçı olmakla sınırlamak, yaşama karşı bir hakarettir.” “Yönetmenlik Master Class” atölyesi, öğrencilerin ve sinemaseverlerin sorularıyla devam etti ve soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

Sinema Hikaye Anlatmaktır Haber

Sinema Hikaye Anlatmaktır

22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen “Senaryo Master Class” etkinliği, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Şener Şen Salonunda gerçekleştirildi. Usta yönetmen ve senarist Ümit Ünal sinemaya, hikâye anlatıcılığına ve senaryo yazımının doğasına ilişkin deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Etkinliğe öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Yönetmen Ünal: “Senaryo, soyutu somut hale getirme sanatıdır” Yönetmen ve senarist Ümit Ünal, konuşmasına sinemayla kurduğu kişisel bağ üzerinden başladı. Hikâyelerin çocukluğundan bu yana hayatında merkezi bir yere sahip olduğunu vurgulayan Ünal, şunları söyledi: “Benim için yaptığım, anladığım ve sevdiğim sinema her zaman hikâye anlatan sinema oldu. Çocukluğumdan beri hikâyelerle büyüdüm. Dinlediğim, okuduğum, yazdığım her şeyde hikâye vardı. Sinema da benim için hep hikâye demekti. Dünya sinemasına yön veren, iz bırakan filmlerin ortak noktası da bu zaten. Anlatacak güçlü bir hikâyeleri olması.” Sinemanın, diğer anlatı biçimlerinden farklı dili ve kendine özgü bir dili olduğunu belirten Ünal, senaryo yazımında soyut duyguların somut hale getirilmesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti: “Senaryo dediğimiz şey hikâyenin içindeki duyguları, soyut halleri, elle tutulur bir forma sokmaktır. Senaryoyu ‘üzüldü’, ‘hayal kırıklığına uğradı’ gibi ifadelerle anlatamazsınız. Onu gösteren bir eylem, davranış ve görüntü sunmalısınız. Çünkü sinema, somut olanı gösterir. Edebiyatta sadece dilinizin duygusuyla, ritmiyle okuyucuyu etkileyebilirsiniz ama sinemada işler öyle yürümüyor. Burada size ‘üzgündü’ denmez; üzgün olduğunu gösteren bir durum ya da atmosfer gerekir.” ifadelerini kullandı. Merak duygusu olmazsa hikâye bitmiştir Etkinlik kapsamında Elia Kazan’ın yönettiği The Last Tycoon filminden bir sahne izletildi. Bu sahne üzerinden değerlendirmelerde bulunan Ünal, sahnenin yalnızca sinemacılar için değil tüm hikâye anlatıcıları için ders niteliğinde olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Buradaki karakter sözlü olarak hikâye anlatıyor. Seyirciyi merak ettiriyor, ilgisini canlı tutuyor. Seyircinin merak duygusunu uyandırmak en önemli şeydir. Eğer merak etmezse, hikâye orada biter. Her sahnede, ‘Seyirci şu an ne hissediyor? Ne olacak diye soruyor mu?’ sorusunu kendimize sormalıyız.” Etkinliğin ikinci bölümünde Ümit Ünal, öğrencilere uygulamalı bir çalışma yaptırarak kısa senaryo yazdırdı. Sonrasında ise katılımcıların yazdığı metinler üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Etkinlik soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

“Büyük Gelen Palto” Filmi Seyirciyle Buluştu Haber

“Büyük Gelen Palto” Filmi Seyirciyle Buluştu

22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali kapsamında, Sinema Anadolu’da “Büyük Gelen Palto” filminin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından düzenlenen söyleşide, filmin yönetmeni Nawras Abu Saleh seyircilerle buluştu. Söyleşinin moderatörlüğünü, sinema eleştirmeni ve yazarı İhsan Kabil üstlendi. Etkinliğe çok sayıda sinemasever katıldı. Antik Filistin kültürüne göre bir kişi rüyasında kendisine büyük gelen bir palto giydiğini görürse rüya, o kişinin büyük bir sorumluluğun altına gireceği şeklinde yorumlanır. Yönetmen Nawras Abu Saleh bu inanıştan yola çıkarak “Büyük Gelen Palto” filmini çekmek üzere harekete geçiyor. Filmde, Filistinli bir kahramanın, Filistinlilere uygulanan adaletsizliklere ve işgale karşı medyayı bir araç olarak kullanmak istemesiyle birlikte okuduğu mühendislik bölümünü bırakıp yerine gazetecilik bölümünü okumayı tercih etmesi konu alınıyor. Yönetmen Abu Saleh: “Aslında hepimizin üzerinde bize büyük gelen bir palto var” Filmin hikayesinden bahseden yönetmen Nawras Abu Saleh konuşmasında şunları söyledi: “Ben Filistin’de doğdum ve 20 yıl orada yaşadım. Filistin’in işgali benim hayatımı çok derinden etkiledi. Ailem hala orada. Batı medyası tarafından Filistin’in hikayesinin tam tersinden anlatıldığını gördüm ve bir Filistinli olarak bunun çok büyük bir haksızlık olduğunu düşündüm. Bu haksızlığı kendim anlatmalıydım ve bunu da sinema yoluyla yapmayı seçtim. Halkımın dili olmak durumundaydım. Büyük Gelen Palto’yu çekmeye bu şekilde karar verdim. Filmin yüzde 70’inde benim hayatımdan kesitler var. “Büyük Gelen Palto” ismi ise annemin 2005 yılında bir rüya görmesinden geliyor. Babam kanserden vefat ettiğinde annem bana ‘Üzerine büyük gelen bir palto giyiyorsun, yani büyük bir sorumluluk üstleniyorsun.’ demişti. Bu sorumluluğu bir aile sorumluluğu olmaktan çıkarıp bütün bir Filistin halkına adadım. Aslında hepimizin üzerinde bize büyük gelen bir palto var. İnsanlar bir Filistinli filminin acı ve duygusal olmasını beklerler ama benim filmimde hem acı hem mizah var çünkü Filistinliyi bir insan olarak gösterdim. Bir insan olarak mutlu olabiliriz ya da üzgün olabiliriz.”

Eskişehir Uluslararası Film Festivali Açılış Töreni Gerçekleştirildi Haber

Eskişehir Uluslararası Film Festivali Açılış Töreni Gerçekleştirildi

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle, Anadolu Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü ve İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen 22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’nin açılış töreni gerçekleştirildi. Törene; Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel ve eşi Oya Adıgüzel, Rektör Danışmanı ve Sinema Televizyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Kılınç, İletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin, Festival Yönetmeni Doç. Dr. Serhat Serter, Türk sinemasının emektarları Erdoğan Engin ve Leyla Özalp, Film Yönetmeni Şerif Gören’in eşi Zeynep Gören, usta oyuncular Suna Selen, Serdar Orçin ve Ece Dizdar, Türk sinemasının önemli isimleri, festival sponsorları, şehir protokolü, öğretim elemanları, öğrenciler ve sinemaseverler katıldı. Sunuculuğunu Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Karaahmet’in yaptığı açılış töreninde sinemaya gönül veren ve bu yıl aramızdan ayrılan oyuncu, yönetmen ve akademisyenler anıldı. Vali Aksoy: “22 yıl boyunca uluslararası düzeyde bir festivali sürdürmek büyük bir emek gerektirir” Festivalin açılış töreninde konuşan Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, şu ifadeleri kullandı: “Üniversitelerimiz arasında en köklülerden biri olan Anadolu Üniversitesi, 22. Eskişehir Film Festivali ile sinemaya önemli katkılarda bulunmuştur. 22 yıl boyunca uluslararası düzeyde bir festivali sürdürmek büyük bir emek gerektirir. Bu süreçte katkı sunan herkese teşekkür ediyorum. Pandemi sonrası ilk kez düzenlenen bu festivale öncülük eden Anadolu Üniversitesi Rektörüne, emeği geçen tüm yönetmenlere, sanatçılara, yapımcılara ve çalışanlara içten teşekkürlerimi sunuyorum.” Rektör Prof. Dr. Adıgüzel: “22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’ne hoş geldiniz” Festivalin açılış konuşmasını gerçekleştiren Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, şu sözlerle konukları selamladı: “22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali’ne hoş geldiniz. Sözlerime, sinema gibi evrensel bir sanatın bizleri burada bir araya getirmesinden duyduğum memnuniyetle başlamak istiyorum. Eskişehir Uluslararası Film Festivali, yalnızca bir şehir festivali değil; bir üniversitenin ev sahipliğinde gerçekleştirilen, Türkiye’nin üniversite kimliği taşıyan tek uluslararası uzun metraj film festivalidir. Anadolu Üniversitesi olarak biz, üniversitelerin yalnızca bilimsel değil; topluma ulaşan yaratıcı ve kültürel üretimlerin de merkezinde olması gerektiğine inanıyoruz. Bu yıl 22. kez düzenlediğimiz festivalde, sinemanın en yalın ama en güçlü hâliyle insanı anlatan hikâyelerine tanıklık edeceğiz. Seçkimizde yer alan iki film, hayatın gerçeklerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serecek. Bunlardan ilki, Gazze’de yaşanan savaşın ortasında çekilen 22 kısa filmden oluşan 'Sıfır Noktasında'. Film, Türkiye’de ilk kez Anadolu Üniversitesi sayesinde Eskişehir’de sinemaseverlerle buluşuyor. Bir diğer dikkat çekici yapım ise, Filistin’deki yıkımı konu alan ve bu yıl En İyi Belgesel dalında Akademi Ödülü kazanan No Other Land / Gidecek Yer Yok (2024). Festival kapsamında, 31 Mayıs’a kadar toplam 66 filmi sinemaseverlerle buluşturacağız. Emeği geçen tüm akademisyenlerimize, öğrencilerimize, konuklarımıza, destekçilerimize ve seyircilerimize en içten teşekkürlerimi sunuyorum.” Doç. Dr. Serter: “Bu yılki programımız hatırlama, hissetme ve ortak olma çağrısıdır” Festivalin açılış konuşmasında söz alan Eskişehir Uluslararası Film Festivali Yönetmeni Doç. Dr. Serhat Serter, şu ifadeleri kullandı: “Festivalimizin açılışına katılarak bizleri onurlandıran herkese hoş geldiniz diyorum. Eskişehir Film Festivali olarak 22 yıldır sinemaya, hayallere ve farklı seslere alan açmaya çalıştık. Bu süreçte yalnızca filmleri değil, duyguları ve anıları da paylaştık. Festivalimiz, bir devlet üniversitesi tarafından kesintisiz olarak düzenlenen tek uluslararası film festivali olma özelliği taşıyor ve her yıl gelişerek büyüyor. Bugün burada olmamız, inanç ve emeğin bir sonucudur. Bu yılki programımız, sadece film gösterimlerinden ibaret değil; aynı zamanda hatırlama, hissetme ve ortak olma çağrısıdır. Emeği geçen herkese içten teşekkürlerimi sunuyorum.” Açılış konuşmalarının ardından festivale sundukları katkılardan dolayı tüm sponsorlara ve destek veren kurum ve kuruluşların yetkililerine Doç. Dr. Serhat Serter ve Festival Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Aysun Akıncı, Dr. Öğr. Üyesi Yaprak İşçibaşı tarafından plaket takdim edildi. Plaket alan isimler arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Yavuzkanat, Festivalin Ana Sponsoru olan GAİN Medya adına Şerif Ali Ünal, Cinema Pink By Maximum adına İlkay Erdem, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi adına Çağrı Özgeçoğlu, Mol Pictures adına Mustafa Ozan Tekin, Mubi adına Tuğçe Arslan Üçer, Odunpazarı Modern Müze adına Murat Buzluca, Kanatlı AVM adına Faruk Can, İzole adına Ensar Kurt, Ordinarius Cafe adına Gizem Kurt, Little Kitchen adına Kaan Biçil, Sam Royal Otel adına Hakkı Gök yer aldılar. “Katkı”, “Emek” ve “Onur” Ödülleri sahiplerini buldu Festivalde “Sinema Kültürüne Katkı Ödülü” Fanatik Film'e verildi. Ödül, oyuncu Serdar Orçin’e, Rektör Danışmanı ve Sinema Televizyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Kılınç tarafından takdim edildi. “Sinema Emek Ödülleri”, Türk sinemasının emektarları Erdoğan Engin ve Leyla Özalp’e verildi. Ödüller, sırasıyla Prof. Dr. Gülseren Yücel ve Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin tarafından takdim edildi. Bu yılki “Onur Ödülleri” ise sinema sanatına uzun yıllar katkı sunmuş üç isme verildi: Majid Majidi, Şerif Gören ve Suna Selen. Şerif Gören adına ödülü eşi Zeynep Gören, Doç. Dr. Serhat Serter’den; Suna Selen ise ödülünü Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’den aldı. Festival “Tornado” filmi ile açıldı Tüm bu ödül ve plaket takdimlerinin ardından, yönetmenliğini John Maclean’ın yaptığı 2025 Birleşik Krallık yapımı Tornado adlı film ile festivalin açılışı yapıldı. Film, Türkiye prömiyerini Eskişehir’de gerçekleştirdi. Festival, 31 Mayıs’a kadar 47 uzun metraj, 19 kısa film, söyleşiler, atölyeler ve sempozyumlarla dolu dolu devam edecek. Detaylı programa eskfilmfest.org adresinden ulaşılabilir

22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali Başlıyor Haber

22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali Başlıyor

Türkiye’nin üniversite kimliği taşıyan tek uluslararası uzun metraj film festivali olan 22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali başlıyor. Bu kapsamda düzenlenen basın toplantısında Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel ve Festival Yönetmeni Doç. Dr. S. Serhat Serter, 23-31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan 22. EFF ile ilgili basın mensuplarına bilgiler verdi. Rektör Adıgüzel: “Eskişehir’in en önemli aktörlerinden biri Anadolu Üniversitesidir” Anadolu Üniversitesi tarafından düzenlenen festivalin 26 yıl önce başladığını ve dört yıllık bir aranın ardından önümüzdeki hafta 22’nci EFF’nin şehirle buluşacağına dikkat çeken Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel: “Kültür sanat şehri olan Eskişehir’in en önemli aktörlerinden biri Anadolu Üniversitesidir. Bu festival sinema sektörünün öncü yapımlarını, Türk ve dünya sinemasında yönetilmiş önemli yapımları Eskişehir’de izleyicilerle buluşturan önemli bir festival. Bu yıl festivalimizde yine önemli yapımların prömiyerleri yapılacak ve bu filmleri ilk defa seyirciyle buluşturmuş olacağız. Festivalde sadece filmlerin prömiyerlerini yapmakla kalmıyoruz, atölyeler düzenliyor, aynı zamanda sinema sektörünün akademiyle buluşmasını da sağlıyoruz. Akademik anlamda film festivallerinin ne şekilde yapıldığı, yapılacağı, yapılması gerektiği noktasında Türkiye’den ve dünyadan önemli bilim insanlarını Eskişehir’e davet edip huzurunuzda onlarla birlikte konuşmalar ve tartışmalar gerçekleştiriyoruz ve bu programı TÜBİTAK desteği ile yapmış olacağız.” “Festival Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir’i birleştiren bir köprü olacak” 22. EFF’nin önemli destekçilerinden birinin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü olduğuna dikkat çeken Rektör Adıgüzel sözlerine şöyle devam etti: “T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, 27 Mayıs’ta sempozyumumuzda konuşma yapacak ve öğrencilerimize Sinema Genel Müdürlüğünün verdiği destekler konusunu anlatacak. Yine festival kapsamında söyleşiler, dersler ve konuşmalar ile konuk sinema oyuncuları ve yönetmenleri Eskişehir’de sizlerle buluşmuş olacak. Festival sadece üniversitemiz öğrencileri için değil, Eskişehir için de büyük bir öneme sahip. Festivalimizin üniversitemizi ve şehrimizi birleştiren önemli bir köprü vazifesi göreceğini düşünüyorum. Üniversitemiz salonlarında filmlerin gösteriminin yanında Eskişehir’in farklı yerlerindeki sinema salonlarında da filmler gösterimde olacak. Dolayısıyla bir hafta boyunca film haftasının etkinliklerini yoğun bir şekilde hem öğrencilerimiz hem de Eskişehir yaşamış olacak. Festivalimiz sadece Eskişehirliler ile sınırlı değil, Türkiye’nin, dünyanın farklı yerlerinden de önemli misafirleri ve katılımcıları olacağını tekrar söylemek isterim. Bu programın hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum ve festivalimize destek veren yerel, uluslararası kurum ve kuruluşlara da huzurlarınızda teşekkürlerimi iletmek istiyorum.” Doç. Dr. Serter: “Farklı kategorilerde ödüller sahiplerini bulacak” 22. EFF Festival Yönetmeni Doç. Dr. S. Serhat Serter ise konuşmasında festivale dair önemli noktaları paylaştı. 17 farklı ülkeden 47 uzun metrajlı ve 19 kısa film olduğunu belirten Doç. Dr. Serter her festivalde olduğu gibi “Sinema Onur Ödülü” ve “Emek Ödülü” gibi kategorilerde ödüller verileceğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu sene Sinema Onur Ödülü ünlü İranlı yönetmen Majid Majidi’ye, yakın zamanda kaybettiğimiz Türk sinemasının büyük ustası yönetmen Şerif Gören’e ve oyuncu Suna Selen’e verilecek. Emek Ödülü ise yönetmen yardımcısı ve yapımcı Leyla Özalp ile ünlü görüntü yönetmenimiz, Yeşilçam’ın emektar ustalarından Erdoğan Engin’e, Sinema Kültür ve Katkı Ödülü ise bu yıl Fanatik Film’e verilecek. Çok önemli bir film sempozyumuna ev sahipliği yapacağız. Duyurularına aylar öncesinden başladığımız Sinema Kültür ve Katkı Yarışmamız da bu yıl gerçekleşecek. Bu ödülü de geçen yıl kaybettiğimiz ve her zaman bu organizasyonun içinde yer alan jüri üyemiz, rahmetli hocamız Prof. Dr. Hakan Savaş adına vereceğiz. En iyi sinema makalesi ve en iyi sinema kitabı ödülü ise festivalin son günü, 31 Mayıs’ta Sinema Anadolu’da ilan edilecek.” Söyleşiler, kısa filmler ve özgün bölümlerle dolu bir festival programı Türk filmlerinin ardından film ekiplerinde yer alan isimlerle söyleşiler yapılacağını aktaran Doç. Dr. S. Serhat Serter, “Türk Sineması 2024-2025, Dünya Festivallerinden, Dünya Sinemasının Genç Yıldızları, Canlandırma, Gece Yarısı, Hayatımız Belgesel ve Türkiye’de sadece EFF’de yer alan Engelli Farkındalık başlıklarında söyleşiler olacak. Engelli Farkındalık bölümünde Ayşe filmi gösterilecek. Kısa film programımızda dünyadan, Türkiye’den ve Anadolu Üniversitesi seçkisinden filmler yer alacak.” ifadelerini kullandı. Filistinli yönetmenlerin filmleri seyirciyle Eskişehir’de kavuşuyor Bu yıla özel bir olarak “Ortadoğu Sineması” kategorisinde dünyada ve Türkiye’de vizyon şansı bulamayan ya da çok zor bulan beş filmin seyirciyle buluşacağına dikkat çeken Doç. Dr. Serter sözlerine şöyle devam etti: “Filistinli Yönetmen Majid Majidi söyleşi için bizimle olacak. Ayrıca, bu bölümde bu yıl En İyi Belgesel Oscar’ı alan ve dünyada neredeyse gösterim şansı bulamayan Gidecek Yer Yok adlı filmle birlikte, Türkiye’de ilk defa prömiyeri yapılacak olan, 22 genç Filistinli yönetmenin çektiği kısa filmlerden oluşan Sıfır Noktasından adlı film gösterilecek.” “İki önemli iş birliği yapıldı” Festival kapsamında Türkiye vizyon tarihi 6 Haziran olan İngiliz yapımı “Tornado” filminin prömiyerinin Sinema Anadolu’da gerçekleştirileceğini belirten Doç. Dr. S. Serhat Serter iki önemli kurumla iş birliği yapıldığına dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti: “İrlanda’daki Ulster Üniversitesi Sinema Sanatları Bölüm Başkanı Murat Akser festivalimize katılacak, öğrenci filmleri gösterecek ve üniversitemizle potansiyel iş birliklerini görüşecek. Doha Film Enstitüsü, kısa film paketiyle festivalimize katkı sunacaklar. 29 Mayıs Perşembe günü, İletişim Bilimleri Fakültesi otoparkında Şerif Gören’in ‘Derman’ adlı filmini açık havada göstereceğiz ve bu yıl ilk kez, sessiz film gösterimimizi piyanist Hakan Ali Toker’in yapacağı doğaçlama müzik eşliğinde, tek seferlik özel bir gösterim olarak gerçekleştireceğiz.” 22. EFF kapsamında 27-28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek ScreenFest 4. Film Festivalleri Sempozyumu da festivalin akademik yönünü güçlendirirken Birol Güven, Ümit Ünal ve Mehmet Aksın gibi isimlerin katılacağı sinema dersleri ise özellikle öğrenciler için önemli bir öğrenme alanı sunacak. 22. EFF ile ilgili detaylı bilgilere ve programa eskfilmfest.org adresinden ulaşılabilir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.