SON DAKİKA
Hava Durumu

#Saadet Partisi

Porsuk Haber Ajansı - Saadet Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Saadet Partisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye Çok Büyük Bir Ekonomik Krizle Yanıyor! Haber

Türkiye Çok Büyük Bir Ekonomik Krizle Yanıyor!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından haftalık olarak düzenlenen basın toplantısında Gazze ve ekonomi gündemleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Başkanlığı Sosyal İşler Başkanı Yaşar Köleoğlu tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; “Gazze’de 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes bir ayını doldurdu. Bu bir aylık sürede Hamas, ateşkese tam olarak bağlı kalmasına rağmen; İsrail; aralarında çocukların da olduğu yüzlerce Filistinliyi katletmeye devam etti. Yardımların sadece 3’te 1’inin Gazze’ye girmesine o da rica minnet izin verildi. Çocukların, hastaların ve yaralıların ihtiyacı olduğu günde 350’den fazla temel gıda ürününün Gazze’ye girmesine engel olundu. Önümüz kış! Gazze’de oturulacak konut var, ev de içinde kalınabilecek sağlam bir çadır kalmamış durumda. Yağmur mevsiminin başlamasıyla gelen görüntüler yürekleri parçalıyor. Bir kez daha, Gazzeliler ABD’nin ve İsrail’in insafına terk edilmiş durumdalar. “Ateşkes oldu sorunlar bitti” algısıyla Gazze’yi gündeminden düşürmenin vebali hepimizi yerle bir eder. Bu algı üzerinden İsrail ile ilişkileri yeniden normalleştirmeye dönük ABD’nin telkinlerine kayıtsız kalmak bu milletin vicdanını kanatır. Ekonomideki diğer konu atıl işgücü oranında, geçen çeyreğe göre %2,6 azalış var. Dünyanın en büyük 17’nci, Avrupa’nın 7’nci ekonomisi haline geldik. Kişi başına düşen milli gelir 17.000 dolara ulaştı. Kimse kusura bakmasın! Türkiye’deki gerçek ekonomi rakamlarını görmek isteyenler, dönüp sahaya baksın. Bu hafta Kayseri’de, Antalya’da, Çorlu’da gördüğümüz manzara, bu söylemlerin tam aksini anlatıyor. Gelir adaletsizliğinin bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, “çalışabilen” milyonlarca insanımızın hangi koşullarda çalıştığı da ortaya çıkmış olmalı artık; gerçek olarak söylüyorum. Türkiye’de ve dünyada, yapılan her işte vergi yükünü taban düzeyini ifade eden asgari ücret; bugün Türkiye’de “temel ücret” haline geldi. Öyle ki bugün işe yeni başlayan biri de asgari ücret alıyor, yeni işçi de asgari ücret alıyor. Bakıma: Türkiye’de 2023 yılında 11.2 milyon insanımız asgari ücret aldı. Peki 2021 Avrupa ülkesinin tamamında asgari ücretle çalışan kişi sayısı ne kadar biliyor musunuz? 12.8 milyon. Yani Türkiye’de asgari ücretle çalışan kişi sayısı neredeyse Avrupa’nın tamamına eşit durumda. Değerli arkadaşlar, bu ülkede asgari ücret 22.104 TL, açlık sınırı 28.412 TL. Üzülerek söylüyoruz, bu açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı hiç değil bu iktidarın bu rakamları “ölüm sınırı” olması durumda. Tüm bu adaletsiz gelir dağılımı, üretim, tüketim politikası, hayat pahalılığı karşısında vatandaşımız borçla toparlanmakta buluyor. Bugün iş insanlarımız borçlu, memur borçlu, işçi borçlu, çiftçi borçlu, asgari ücretli de borçlu. Türkiye borçlu. Bir Afrika atasözü vardır. Aslan, ceylan, zebra yan yana koşuyorsa, orman yanıyor demektir. Bugün Türkiye’de; işçi de, işveren de; gazeteci de, medya patronu da; öğrenci de, akademisyen de; esnaf da; çiftçi de, asgari ücretli de, memur da; herkes ormana doğru kaçıyor demektir. Çünkü bu orman, yangın arkadaşlar, Türkiye çok büyük bir ekonomik krizle yanıyor! Bu ormanı nasıl yansıyor anlamalıyız. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girecektik; organize suçlardaki ilk 10’a girdik. Faiz bitecekti faizi birinci sıraya geldik. Enflasyon bitecekti, ama enflasyonda yine birinci sıradayız. Kira konut emlak birinci sıradayız. Gıda enflasyonunda birinci sıradayız. Avrupa’ya sığınmacı başvurusunda bulunan ülkeler arasında Suriye, Afganistan ve Venezuela’nın ardından 4. Sıradayız. İşte orman böyle yanıyor! İşte vatandaşlarımız bunun için feryat ediyor, İşte Türkiye bunun için kaybediyor. Biz; bu yangını söndüreceğiz! Biz bu yangını söndürmek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra canla başla çalışmaya devam edeceğiz."

Bizler İçin Gerçeklik Ekonomik Buhrandır Haber

Bizler İçin Gerçeklik Ekonomik Buhrandır

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında yeni Anayasa tartışmaları ve ekonomi gündemleri değerlendirildi. Saadet Partisi Eskişehir İl Gençlik Kolları Başkanı Mücahit Ateş tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Eskişehir halkına sesimizi duyuracak siz değerli basın mensubu arkadaşlar, basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Gündem çok hızlı değişiyor ancak ben burada bazılarına değineceğim. “Yeni Anayasa” yine gündemde. Çok net şu soruları sormak istiyoruz: Siz bu “Yeni Anayasayı” niçin istiyorsunuz? Demokratik bir Türkiye için mi, yoksa kendi Otokratik rejiminize zemin hazırlamak için mi? Biz; Sivil, dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan, en önemlisi - 86 milyonun tamamının “İşte benim anayasam” diyerek sahipleneceği, baş tacı edeceği bir Anayasanın en büyük destekçisi oluruz. Ancak, önce; mevcut anayasaya uyulmasını bunun neticesinde ortaya çıkan eksiklerin tartışılmasını bekleriz. Eski Anayasa, hukuka uymamak için bir bahane; yeni Anayasa'da iç politikayı dizayn edecek bir malzeme olmamalıdır! Bu yeni anayasa ve demokratikleşme konusunda epey bir açıklama yapan ve Cumhurbaşkanı danışmanı olduğunu bildiğimiz bir zat, her pazar günü Meclis'e ve Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na rol biçip yön vermeye kalkıyor. Bu arkadaş komisyonun başına atanmış bir “kayyum” gibi davranıyor.Süreçte; ne konuşulacak, ne konuşulmayacak, bununla ilgili kendini yetki sahibi sanıyor. Arkadaşlar, şunu bir netleştirelim: Kimse, meclis iradesinin üzerinde değildir. Kimse meclise yön veremez, çerçeve çizemez, ne yapacağını söyleyemez. Yeni Anayasa’dan bahsedenler, önce bu kayyum zihniyetinde bir çıksınlar! Bakın biz en başından beri şunu söyledik: İhtiyacımız olanı; “Terörsüz Türkiye” tabiri ifade etmeye yetmiyor, Bizim ihtiyacımız olan “Yaşanabilir Türkiye” ifadesidir dedik. Toplumsal barış ve huzuru “bir örgütün silah bırakmasına” indirgemenin çıkmaz yol olduğunu söyledik. Ancak gördüğümüz o ki; kendini kayyum sanan arkadaş toplumun farklı kesimlerinin hak ve özgürlüklere dair taleplerini dile getirmesini istemiyor. Komisyonun bu konulara giremeyeceğini iddia ediyor. İşte tam da bu anlayış, bu ülkeyi yaşanabilir olmaktan çıkarıyor. Kalıcı ve kapsayıcı bir çözüm: Tutuklu Başkanlardan, Kayyım atanmış belediyelere; Tutuklu gazetecilerden, Adalet arayışında olan KHK’lılara; Ev kirasını ödeyemeyen asgari ücretlilerden, atama bekleyen öğretmenlere; AVM'lerin kuşatması altında can çekişen esnaftan, her sezonu daha büyük zararla kapatan çiftçilere; Engelsiz şehirler isteyen engelli vatandaşlarımızdan, şiddet görme endişesi taşıyan kadınlara; adalet arayışında olan herkesi sürecin dışında değil tam merkezinde konumlandırmakla mümkündür. Örgütün silah bırakması konusunda, kimsenin itirazı olmaz, olamaz da! Bununla birlikte hiç kimse bizden keyfiliğin, kayırmacılığın ve hukuksuzluğun dayatılmasına da rıza göstermemizi beklemesin. Değerli arkadaşlar; Türkiye’de; sosyal medya kahramanlarının, televizyon yorumcularının “gündem budur” dediği şeylerin dışında bir gerçeklik var. Bizler için gerçeklik; tüm kaynaklarımızı yok eden ekonomik buhrandır! Vergi, Enflasyon ve Faiz ile yönetilmeye çalışılan ekonomidir. Bakınız, bu milletten, bu yıl sonuna kadar 12 trilyon 651 milyar vergi toplanacak. Bu verginin de %85’ini dar gelirliler ödeyecek. Geçtiğimiz günlerde Hazine ve maliye bakanımız vergi konusunda çıktı; “Az kazanandan az, çok kazanandan çok alacağız” dedi. -Üzülerek söylüyorum- Bu açıklama, bugüne kadar “Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi” alındığının itirafıdır. Bakınız geçtiğimiz hafta sonu, Evini kiraya verenlere %20 stopaj uygulanacağına dair bir düzenleme gündeme geldi. Sonra Hazine ve Maliye bakanlığı hemen yalanladı. Biz aynı senaryoyu, yurt dışı çıkış harcında da yaşamıştık. Sonra birden harçların yükseldiğini gördük. Umarız, bu konuda da bir benzeri yaşanmaz.Çünkü evini kiraya verenlerden %20 stopaj demek, direk kiraların yüzde 20 artması demektir. Ev sahibine getirilen, her yeni vergininkonut ve kira fiyatlarını yükselteceğini bilmek için Takdir edersiniz ki ekonomi bakanı olmaya gerek yok! İsrafla, yandaşla, faizle delinen bütçe Vergiyle, yeni vergiyle, cezayla, yeni cezayla doldurulmaya çalışılıyor! Bakınız, çarpıcı bir rakamı sizinle paylaşmak istiyorum 2025 bütçesinde vatandaşa kesilecek cezalardan elde edilmesi öngörülen toplam gelir 245 milyar 413 milyon lira olarak belirlenmişti. Peki, yılın ilk 6 ayında kesilen para cezalarının toplam tutarı Ne kadar biliyor musunuz? 921 milyar lira! Öngörülenin yaklaşık 4 katı! (3,75) 2 yıldır enflasyon hedefini tutturamayan iktidar, 2 yıldır faizi düşüremeyen iktidar İş vatandaşa kesilecek cezaya gelince hedefi 6 ayda tutturmakla kalmıyor, 4 katına çıkarıyor!"

Hakikat Çarşıdadır, Pazardadır, Markettedir! Haber

Hakikat Çarşıdadır, Pazardadır, Markettedir!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında Gazze ve ülkenin ekonomi gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Eğitim Başkanı Nihat Çelik tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz. Gözümüz, gönlümüz Gazze’de olsa da ülkemize dönen kıymetli vekillerimizden Allah razı olsun, soykırımcı İsrail’in ne kadar korkak olduklarını hem gördüler hem de bizlere gördüklerini anlattılar, Özgür Filistin’e yakında kavuşacağımıza dair inancımız, bugün tek tesellimiz, yarın içinse en güçlü umudumuzdur. Eylül ayında açlık sınırı 28 bin liraya yükseldi. Böylece Cumhuriyet tarihimizde ilk kez açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki fark bu seviyeye çıktı. Ama tabi geçtiğimiz haftalarda Sayın Bakan Şimşek yine bizi şaşırtmadı. Eylül ayında yükselen enflasyon için zirai don ve okulların açılmasını neden gösterdi. Aslında denklem çok basit: Enflasyon düşerse ‘programın başarısı’, Enflasyon yükselirse ‘birtakım takvimsel ve iklimsel olaylar!’ Ben size milletin enflasyonundan çarpıcı örnek vereyim: Bugün bir çiftçimiz, son model bir telefon alabilmek için tam 20 ton domates satmak zorunda. Yine son model bir telefon alabilmek için tam 50 ton, yani iki tır patates satmak zorunda. Düşünebiliyor musunuz? Bir telefon 2 tır patates ediyor. Bu ülkede asgari ücretli bir genç, evlenebilmek için tam 45 ay yemeden içmeden çalışmak zorunda! Emekli maaşıyla ise ne bir kira ödenebiliyor ne bir dolap doldurulabilir ne de memlekete gidilebiliyor.” Türkiye'nin vergi gelirinin yüzde 85'ini dar gelirliler ödüyor. Ne demek istiyorum: Vergiyi çiftçiler, asgari ücretliler, emekliler, emekçiler ödüyor! Peki holding ve finans kuruluşları? Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) rakamlarına göre, onlar da her yüz liralık verginin sadece 15 lirasını veriyor. İşte Türkiye gerçeği! Bir tarafta alın teri, emeği para etmeyen milyonlar, bir tarafta ise parasına para katan mutlu azınlıklar. İşte biz, bu bozuk düzeni değiştirmek için çalışıyoruz! İnşallah ‘adil bir düzenle’, ‘adil bir ekonomik düzenle’ bunu başaracağız! Biz buna gönülden inanıyoruz. Bu cennet vatanın, bunu başaracak kaynakları var. Yeter ki bu kaynaklar, yerli yerince kullanılsın! Yeter ki bunu arzu eden, samimi bir iktidar iş başına gelsin. Yeter ki gerçek Milli Görüş iktidar olsun!” Adil bir ekonomik düzen’ kurmadığınız için sokaklar kendi ‘alternatif ekonomik düzenini’ kurdu. Yasa dışı kumar ağları, kolay para tuzakları, gençlerimiz için cazip çıkış kapısı haline gelmiş durumda. Buraya dikkat! Çaresizlikten beslenen bu çete düzeni bir ‘yeraltı istihdam ofisi’ gibi işlemeye başladı! Biz inşallah bu ‘yeraltı istihdam ofislerinin’ kökünü kurutup; ‘yerüstünü istihdam cennetine’ dönüştüreceğiz” Bugün hakikat çarşıdadır, pazardadır, markettedir! İnsanlarımız yeni bir adres, yeni bir soluk arayışında. Bu arayış sadece anket rakamlarına yansımıyor. Her ay Türkiye’nin dört bir yanında yaptığımız ziyaretlerde, her hanede, her dükkânda, her meydanda bütün açıklığıyla karşımıza çıkıyor. Milletimiz değişim, gelişim ve umut talep ediyor! Bu değişimin ve umudun adresi Saadet Partisi’dir. Tüm halkımızı Saadet Partisinde siyaset yapmaya davet ediyorum. Burada vefa var. Burada merhamet var. Burada kardeşlik var. Burada yanlışın karşısında, birlikte dik durmak var. Burada şahsi çıkarlar için değil, memleketin selameti için bir araya gelenler var! Bizim kapımız, gönlümüz ardına kadar açık. Tüm kardeşlerimizi birlikte siyaset yapmaya, birlikte düşünmeye, birlikte üretmeye, ve hep birlikte adil bir Türkiye’yi inşa etmeye davet ediyorum. İnşallah, Saadet Partimizi daha da büyüterek, milletimizle birlikte iktidara yürüyeceğiz!"

Trafik Sorunu Her Geçen Gün Artmaya Devam Ediyor Haber

Trafik Sorunu Her Geçen Gün Artmaya Devam Ediyor

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık olağan basın toplantısında ülke ve şehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Eskişehir İl Gençlik Kolları Başkanı Mücahit Ateş tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; ''Öncelikle, geçtiğimiz hafta trafik kazası geçiren Adalet ve Kalkınma Partisi Eskişehir Milletvekili Sayın Ayşen Gürcan Hanımefendi’ye ve Adalet ve Kalkınma Partisi Eskişehir İl Başkanı Sayın Gürhan Albayrak Beyefendi’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ise sabır diliyorum. Bilindiği üzere, Gazze’ye insani yardım götürmek isteyen SUMUD Filosu, terör devleti İsrail tarafından durdurulmuştur. Her ne kadar alıkonulan vatandaşlarımız memleketimize geri dönmüş olsa da, bu müdahale bir kez daha göstermiştir ki, terör devleti siyonist çete için hangi milletten olduğunuzun, hangi devlete mensup bulunduğunuzun, ideolojinizin veya inancınızın hiçbir önemi yoktur. Gazze’nin yanında olan her vicdan sahibi, bu terörist çete tarafından “terörist” ilan edilmeye mahkûmdur. İsrail durdurulmalıdır. Devletlerin müdahalesi dışında tüm yollar tükenmiştir. İsrail’i koruyan sözde barış antlaşmalarına uyması dahi şüphelidir. Herkes tarafından bilinmelidir ki, İsrail ancak güçten anlar. Yağmurlu günler ve soğuk hava yaklaşıyor. Şehrimizde yağmurlu günlerde sıkça karşılaşılan olumsuz manzaraların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemler vakit kaybetmeden alınmalıdır. Zira bu manzaralar şehrimize hiç ama hiç yakışmıyor. Trafik sorunu her geçen gün artmaya devam ediyor. Alınan veya alındığı sanılan tedbirler, ne yazık ki sorunları çözmediği gibi daha da artırmaktadır. UKOME ve belediye yetkilileri bu aksaklıkları görmelidir. “Ben yaptım, oldu” anlayışı şehrimiz için son derece sakıncalıdır; bu anlayış şehrimizi ileriye taşımaz. Üniversite öğrenimi için şehrimize gelen öğrenci kardeşlerimize “hoş geldiniz” diyorum. Öğrencilerimizin çeşitli sorunları bulunmaktadır. Elbette hepimizin ortak sorunu ekonomi, ancak bunun yanında verilen eğitimin kalitesinde yaşanan düşüş, ulaşımda görülen aksaklıklar ve barınma sorunları da öğrencilerimizin hedeflerine ulaşmalarına engel olmaktadır. Bu vesileyle, bu akşam Uşakspor ile karşılaşacak olan Eskişehirspor’umuza da şampiyonluk yolunda üstün başarılar diliyorum. Şehrimizin takımı Eskişehirspor’un, taraftarının desteğiyle yeniden hak ettiği günlere kavuşacağına yürekten inanıyorum. Basın toplantımıza göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı hepinize teşekkür ediyor, sizlere hayırlı günler diliyorum.''

Saadet Partisi 2025-2026 Eğitim-Öğretim Yılını Değerlendirdi Haber

Saadet Partisi 2025-2026 Eğitim-Öğretim Yılını Değerlendirdi

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık olağan basın toplantısında 2025-2026 eğitim-öğretim yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Sekreteri İsrafil Enes Çalışkan tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Sevgili Eskişehir'liler, Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Misafirler; 8 Eylül Pazartesi günü başlamış olan yeni eğitim öğretim yılının tüm öğrencilere, öğretmenlere, idarecilere, velilere hayırlı olması temennisinde bulunuyoruz, Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu ile öğretmen Kübra Aydın arasında, üniversiteyi kazanan bir öğrencinin burs ihtiyacı konusunda yaşanan diyaloğu hatırlayalım, ekonomik kriz nedeniyle eğitim hakkı ihlal edilmişti. Yaklaşık 1 Hafta önce içimizi ısıtan bir olay yaşadık. Erzincan’da Kübra öğretmen, caddede yürüdüğü sırada yanına yaklaştığı Vali Hamza Aydoğdu’dan, hukuk fakültesini kazanan bir öğrencisi için burs talebinde bulundu. Vali Aydoğdu’da öğrenciyi arayarak, eğitim masraflarının karşılanacağını ve burs desteği verileceğini söyledi. Öncelikle, öğrencisinin maddi sıkıntısını kendi derdi gibi gören fedakar Kübra öğretmeni ve bu hassasiyetinden dolayı Vali Hamza Aydoğdu’yu tebrik ediyoruz. Ancak asıl soru şu: Bu öğrencimiz kadar şanslı olmayan yüz binlerce genç ne yapacak? Hayat pahalılığı ve giderek derinleşen yoksulluk, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin eğitim hayatını ‘doğrudan’, ‘olumsuz’ etkiliyor” Her 4 çocuktan 1’i, günü sadece bir öğünle geçiriyor. Hayat pahalılığı ve giderek derinleşen yoksulluk, sadece öğrencileri değil, okulları da ‘doğrudan’, ‘olumsuz’ etkiliyor. Size iki tane örnek vereceğim. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, okullara kırtasiye ödeneği, öğrenci başına yıllık sadece 44,20 kuruş. Bununla ne alabiliyorsunuz, biliyor musunuz? Bir A4 kağıdı diyeceğim ama onu da diyemiyorum. Bunun da yarısını alabiliyorsunuz. Bu ödenek de öyle her okula verilmiyor! Dünya lideri olduğunu söyleyen bir ülke, öğrencisine nasıl bir A4 kağıdının ‘yarısını’ reva görür Allah aşkına? Bir de temizlik ödeneği var, O da öğrenci başı yıllık -sadece- 119,47 kuruş. Bu da ne demek biliyor musunuz? Bir öğrenciye, bir haftalık bir damla sabun demek arkadaşlar! Kağıdın, sabunun; en temel ihtiyaçların lüks olduğu bir okulda, bu evlatlarımız nasıl eğitim görecek? Daha bu işin temizlik görevlisi, güvenlik görevlisi meselesi var! Her sene çözüldü dense de taşeronun sadece adı değişiyor. Soruyorum şimdi: Sokakların bu kadar güvensiz olduğu, her an silahların patladığı bir dönemde bu okulların güvenliğini biz nasıl sağlayacağız? Nasıl şiddetten, uyuşturucudan muhafaza edeceğiz? İktidarı ve bakanları, siyasi polemiklerden çok bu konuların çözümüne kafa yormaya davet ediyoruz. Adil olmayan bu düzen, verirken damla damla veriyor, alırken oluk oluk alıyor! İşte emlak vergisi! Öğrenciye bir damla sabunu çok görenler, emlak vergisini, rayiç bedeli yüzde 2 bin artırmaktan çekinmiyor. Bu uygulama, zaten zor geçinen insanımızın alın terine, emeğine, evine ve geleceğine yönelmiş açık bir tehdittir. İnsanımız kira öder gibi, emlak vergisi ödemeye mecbur bırakılmamalıdır. Zaten Türkiye’de bir barınma ve kira sorunu var. Bu uygulama, zaten yüksek olan kira fiyatlarını astronomik hale getirecektir. Asgari ücretliye, emekliye, memura vermeye gelince enflasyon azar deyip damla damla verenler; bu yüzde 2 bin artışınız enflasyonu azdırmıyor mu? Bu yanlıştan da bir an önce dönülmelidir!” Basın Açıklamamıza gösterdiğiniz ilgiye teşekkür eder, hepinize hayırlı günler dilerim."

Türkiye’yi Gençlerle Beraber İnşa Edeceğiz! Haber

Türkiye’yi Gençlerle Beraber İnşa Edeceğiz!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında Gazze’de yaşananlar, yeni eğitim öğretim yılı ve Eskişehirspor gündeme geldi. Saadet Partisi Eskişehir İl Binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Tepebaşı İlçe Tanıtım ve Medya Başkanı Sercan Gözegir şu ifadeleri kullandı; “İsrail’in saldırıları başlayalı 700 günü geçti. Böyle bir canavar karşısında yapılması gerekenleri sürekli söylüyoruz. Sadece biz değil, toplumun her kesiminden insanımız, iktidarın destekçileri ve aklıselim insanlar bile bu konuda iktidarı eleştiriyor. Bugün İsrail’le kayıtsız şartsız müttefik olan ülkelerde dahi meydanlar ve sokaklar Filistin yanlısı göstericilerle dolup taşıyor. Ancak artık bu söylemlerin, kınamaların yeterli olmadığını anlayan binlerce ülkeden insan ve Saadet Partimizin milletvekillerinin de içinde bulunduğu Prof. Dr. Necmettin Erbakan Filosu, diğer adıyla Küresel Samut Filosu ile yaklaşık 140 gemi Gazze’ye doğru yola çıkmıştır. Küresel Samut Filosu için İtalya ve Malezya vatandaşlarını koruyacağını açıkladı. Mavi Marmara tecrübesi ortadadır. İsrail’den her türlü barbarlık beklenir. Sizden İsrail’e karşı tam ambargo, tam tecrit, tam boykot ve kesintisiz yaptırım istiyoruz. Aksi takdirde ne millet ne tarih ne de Allah sizi affetmeyecektir. İsrail ancak güçten anlar. Öte yandan, ülkemize döndüğümüzde milyonlarca çocuğumuz ve gencimiz yeni eğitim-öğretim dönemine giriyor. Yine kayıt ücretleri, kalabalık sınıflar, hazır olmayan okullar, ailelerin belini büken servis ve kırtasiye masrafları gibi birçok sorunla beraber okula başlayacaklar. Dileriz ki 2025-2026 eğitim-öğretim yılı başarılarla dolu bir yıl olsun. Yine bugün KPSS’ye girecek olan tüm gençlerimize de başarılar diliyoruz. Verilen emeklerin karşılık bulduğu sonuçlar temenni ediyoruz. Saadet Partisi iktidarında, sınavların esas alındığı, mülakatların kaldırıldığı ve liyakatın hâkim olduğu yaşanabilir bir Türkiye’yi gençlerle beraber inşa edeceğiz. Bugün Eskişehirsporumuz 3. Lig maçlarına başlıyor. Anadolu Sportif Faaliyetler ile oynayacağı karşılaşmada kendisine başarılar diliyoruz. En kısa zamanda hak ettiği Süper Lig’e dönmesini ve Avrupa’da eskiden olduğu gibi yine zaferler kazanmasını bekliyoruz.”

Tüm Depremlerden Daha Büyüğü Sorumlularının Hesap Vermemesidir Haber

Tüm Depremlerden Daha Büyüğü Sorumlularının Hesap Vermemesidir

Saadet Partisi tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısı deprem ve Gazze gündemiyle Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından gerçekleştirildi. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında konuşan Odunpazarı İlçe Eğitim Başkanı Nihat Çelik şu ifadelere yer verdi; "Muhterem Eskişehirli Hemşehrilerim, Şehrimizin güzide basın mensupları ve kıymetli Milli Görüşçüler! Bugün 17.08.2025. Yani sadece hatıra olarak hafızamızda kalan, hiç ders almadığımızı 6 Şubat 2023 de anladığımız bir deprem gününün yıl dönümü. Bugün hemen her yerde bugüne dair mesajlar göreceğiz, görmekteyiz. Özel şirketlerin reklam senaryolarında konu olacak. Cumhurbaşkanı, parti başkanları, bakanlar, vekiller, daire başkanları, müdürler, fenomenler vs. hepsi kendi resimleri ile bir şeyler paylaşacaklar. “Ders aldık mı?” sorusuna hala net bir cevap verilemiyor. Orman yangınların da olduğu gibi deprem konusunda da hala çok gerideyiz. En son yaşanan “Balıkesir Depremi” ne kadar hazır olduğumuzu veya olmadığımızı göstermiştir. Büyük bir yıkım olmaması yine bu meseleyi halı altına süpürmeye yetti maalesef. Hoş büyük bir yıkım olsa da, binlerce can gitse de değişen bir şey olmayacağını gördük ne yazık ki! Tabi sadece jeolojik depremlerle sarsılmıyoruz. İlla bizi sarsacak depremler yaşıyoruz. Klişe bir ifade var: “Başka ülkede olsa, o ülkede yer yerinden oynar”. İşte biz bu klişeyi 2-3 güne bir yaşıyoruz. Öylesine alışmışız ki, artık şaşırmıyoruz bile. Japonya’da yaşanan deprem videolarını, haberlerini izlerken, Japonların soğukkanlı davrandıklarını görüyoruz. Alışmışlar depremlere, Onlar için çok sıradan bir olay. Japon jeolojik depremlere, bizler ise jeolojik olmayan depremlere alışkınız. “Sahte diploma Depremi”, “Açılım Depremi”, “Belediyelere Operasyon Depremi”, “Siyasi Transferler Depremi”… Sayabildiğiniz kadar sayın. Ülkece çok soğukkanlıyız bu depremlere. Çok sıradan olaylar bunlar. Tüm bu depremlerden daha büyüğü de sorumlularının hesap vermemesi, vermeyecek olmasıdır. Bu apayrı bir depremdir bizim ülkemizde. Tıpkı yıkımı bir felakete dönen depremleri unuttuğumuz gibi unutur gideriz bu depremleri de. Depremi kadere bağlayan anlayışın karşısında, “Deprem öldürmez, ihmal öldürür!” sloganı atılır. Gerçekten de jeolojik depremler bir takım teknolojik ve ahlaki tedbirlerle yıkımı olabildiğince en aza indirilebilir. Ama jeolojik olmayan depremlere sadece ahlaki ve hukuki tedbirler uygulanır. Uygulanmazsa tahmin edilemeyecek boyutlarda yıkımlar olur. Nice hayatlar mahvolur. Nesiller ifsada uğrar. Böyle giderse ki gidecek, reklamını yapacağınız, yıl dönümünü anacağınız, resimlerinizi koyup mesajlar paylaşacağınız daha pek çok depremler yaşarız. Bir başka deprem de Gazze’de yaşanıyor. İnsanlık bu depremin enkazı altında kaldı. Siyonist teröristler sadece Gazze’yi değil insanlığı da katletmeye devam ediyor. Başta İktidarımız olmak üzere Gazze’yi kırmızı çizgisi ilan edeler, İslam Ülkeleri ve sözde medeni bütün devletler. Seyretmeye devam ediyorlar. Hepimiz Gazze Depreminin altında kaldık. Geçmiş olsun. Basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi ve alaka için hepinize teşekkür ediyorum."

Suya Dört Ayda Bir Zam Yapmak Çözüm Değildir! Haber

Suya Dört Ayda Bir Zam Yapmak Çözüm Değildir!

Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Başkanlığı tarafından ülke ve şehir gündemleri ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammed Ali Köse tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Muhterem Eskişehirli Hemşehirlilerim, Şehrimizin güzide basın mensupları ve kıymetli Milli Görüşçüler! Şehrimizde yine Kalabak suyuna yine maalesef zam geldi. Maliyetler artıyor anlıyoruz. Ama başka çok acil olmayanlara projelere kaynak bulunurken suya gelince 4 ayda bir zam yapmak çözüm değildir. Umarım bu zammı bir de ulaşım zammı izlemez. Türkiye yönetilmiyor. Türkiye bugün krizler ülkesi haline geldi. Türkiye’de ekonomik kriz var. Bürokratik kriz var. Güvenlik krizi var. Hukuk ve adalet krizi var. Öyle bir noktaya geldik ki bitmeyen ‘orman yangınları’ krizimiz oldu. Türkiye yine alevlere teslim olmuş vaziyette. Alınacak tedbirleri de iktidara, yapıcı muhalefet anlayışı ile her platformda dillendiriyoruz. Esas mesele biz bu yangınlar karşısında ne yapacağız? Biz de yetkimiz nispetinde “Tüm Türkiye’de fidan dikim seferberliği başlattık”. Bunu da omuzlarımızda bir vazife olarak biliyoruz. ‘Senin Fidanın, Hepimizin Yarını’ diyerek kampanyamızı hafta içerisinde başlattık. İçiniz müsterih olsun. Vatandaşlarımız, illerimizde, ilçelerimizde bulunan stantlarımız veya sosyal medya aracılığıyla web sitemize gidecek ve adlarına ücretsiz bir fidan toprakla buluşacak. Geri kalan organizasyonu Saadet Partisi ve MİLKO’lar olarak biz üstleneceğiz. Hep birlikte, Milli Görüş olarak bu vatanı nasıl madden ve manen ihya edeceksek, yeşil vatanı da o şekilde ihya edeceğiz. Mavi vatanımızı da, Yeşil vatanımızı da gözümüz gibi koruyacağız. Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor. Açlıktan yavrular, yaşlılar, kadınlar ölüyor. Kapitalist, emperyalist çakma insani kurumların durmadan barım bağırdığı “çocuk hakkı”, “kadın hakkı” dayatmalarına rağmen Gazze açlıktan ölüyor. Biz İsrail’e yaptırım uygulayacak cesaretiniz olmadığını biliyoruz, istemiyorlar da zaten. Sadece insanlık namına gıda, ilaç ve temiz su istiyorlar. BM adlı etkisiz, içi boş, olsa olsa sosyal kulüp niteliğindeki yapı, çocukları açlıktan öldürene değil de, açlığa mahkum olana bildirim yayımlıyor. Yazıklar olsun. Maalesef, kırmızı çizgisi Gazze olan İktidar da bu bildiriye küçücük bir şerh ile imza atıyor. Sonra da “Gazze de şükür namazı kılacağız” diyor. Anlaşıldı bu iş sizlerle olmayacak. Biz Saadet Partisi olarak inisiyatifi ele alıyoruz. En yakın zamanda, birçok ülkede hazırlıkları yapılan uluslararası filonun Türkiye’den kalkacak gemilerini biz, Milli Görüşçü kuruluşlarımızla birlikte organize edeceğiz. Kendi gemilerimizi hazırlayacağız ve Gazze’ye yelken açacağız. ‘Bana ne İsrail’den’ deyip, ablukaları deleceğiz. ‘Bana ne Amerika’dan’ deyip, reel politiği denizin dibine gömeceğiz. İnşaAllah bu konunun detayları önümüzdeki günler de Kamuoyu ile paylaşılacaktır. Basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgi ve alaka için hepinize teşekkür ediyorum."

Gazze Alın Teriyle Sulanmış Kutsal Bir Emanettir! Haber

Gazze Alın Teriyle Sulanmış Kutsal Bir Emanettir!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında ülke ve dünya gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Basın toplantısını düzenleyen Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Siyasi İşler Başkanı Cüneyt Sağdıç şu ifadeleri kullandı; "Sevgili Eskişehir'liler, Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Misafirler; Aziz milletimizin başı sağ olsun. Cenab-ı Allah bütün şehitlerimize rahmetiyle muamele eylesin. Aldıkları emirlere itaat etmede tereddüt göstermeyen her bir şehidimizi alnından öpüyoruz. Şehit haberleri canımızı yakarken diğer taraftan ülkemizin ciğerleri olan ormanlarımız yanmaya devam ediyor. Bu millet, gerçekten asil bir millettir! Yangın olur ‘itfaiye aracını bırakmam milletin hakkı var’ der. Çalıştığı maden çöker, ambulansa binerken ‘çizmelerimi çıkarayım, sedye kirlenmesin’ der. Peki insanımız bunu yaparken, ormanlarımız cayır cayır yanarken iktidar ne yapıyor? Meclis'i iklimi değiştirme kanunuyla, zeytinlikleri bitirme kanun teklifiyle adeta kilitliyor. Halbuki böylesi bir yangında Meclis'in en önemli gündemi; ‘orman yargılarını söndürmek’ olmalıydı. Ormanlarımızın yanarak kül oluşunu izleyen birçok vatandaşımız için, Meclis'in gündeminde bu konunun öncelikli olmayışı, ‘önce yak, sonra projelendir’ şüphesini artırmaktadır. İktidar böyle düşünen insanlarımızı suçlamak yerine, bu şüpheleri giderecek adımlar atmalıdır. Fakat iş başında birkaç şirket büyük kârlar etsin diye, ‘iklim kanunu’ adı altında Meclis'ten iklimi değiştirme kanunu geçiren bir iktidar var. Ne yazık ki iş başında; ‘ÇED gerekli değildir’i olağanlaştırarak, zeytinlikleri bitirmeye niyetlenmiş bir iktidar var. Ülkemizin ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’ye’ Dünya’mızın ‘Yeni Bir Dünya’ya’ ihtiyacı var. Bizim ihtiyacımız olan “Yaşanabilir bir Türkiye'dir”. Yaşanabilir bir Türkiye'de terör de yoktur, kayyım da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de şiddet de yoktur, gözdağı vermeye yönelik gözaltılar da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de kin ve nefret dili de yoktur, inkar ve asimilasyon politikaları da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de anneler de ağlamaz evlatlar da yitirilmez. Yaşanabilir bir Türkiye'de hukukun üstünlüğü, emeğe saygı, hakça paylaşım vardır. Yaşanabilir bir Türkiye'de devletin işleyişini, kanun hükmünde kararnameler değil; adalet belirler. Silahların susması gereken yer, sadece dağlar değil; Gazze’nin kana bulanmış sokaklarını da unutmayalım. Gazze’de İsrail tarafından yapılan soykırım ve uygulanan abluka; tarif edilemez bir felaket tablosuna dönüşmüş durumda. Bombalardan kurtulanlar; açlık, susuzluk ve hastalıklarla mücadele ediyor. Bir terörist devletin tank, dozer, savaş uçağı soktuğu Gazze’ye; 57 İslam ülkesi olarak bir çuval un sokamıyoruz. Gazze’deki soykırım ve abluka aylardır aynı şekilde devam ediyor. Biz biliyoruz ki; ABD’nin sınırsız desteğini alan terörist İsrail, bütün vahşetine rağmen zafer ilan edememenin “nefret ve hırsıyla”, katliamlarına her gün bir yenisini ekliyor. Bu arada, hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aktif tutuklama emri bulunan Netanyahu; yine ABD’deydi. Yine işgal planlarını görüştüler. Bu sefer ki yeni planları; 21. Yüzyılın Auschwitz’ini kurmak! Gazze’yi toplama kampına çevirmek! Gazze kasabı Netanyahu, Soykırımın en büyük destekçisi ve dünyanın en güvenilmez adamı, Trump’ı Nobel Barış ödülüne aday gösterdi! Bu, sadece akla hakaret değil! Bu, insanlığa ihanettir! Buradan bir kez daha söylüyoruz: Gazze, bir yatırım projesi değildir! Gazze, bir emlak fırsatı değildir! Gazze, bir halkın vatanıdır, alın teriyle sulanmış kutsal bir emanettir! Çok ilginç bir iktidarla karşı karşıyayız. İthalat artıyor; suçu üreticide, sanayicide buluyorlar, ormanlarımız, ciğerlerimiz yanıyor; suçu rüzgara ve insanlara atıyorlar, gençler ekonomik sıkıntılardan evlenemiyorlar; suçu gençlere, teknolojiye atıyorlar. İşsizlik artıyor; suçu gençlerin “iş beğenmemesine” bağlıyorlar, enflasyon yükseliyor; suçu marketlere, hal esnafına atıyorlar. Akaryakıt zamlanıyor; suçu uluslararası krize atıyorlar. Tarım çöküyor; suçu çiftçiye, kuraklığa, dona yüklüyorlar. Kiralar uçuyor; suçu ev sahiplerine yüklüyorlar. Toplum kutuplaşıyor; suçu muhalefetin diline atıyorlar. Tüm bunlar olurken; Allah aşkına AK Partili idarecilerin; hiç mi suçu yok? Hiç mi sorumluluğu yok? Suçu sürekli başkalarına atarak, sorumluluktan kaçamazsınız. Bu ülkenin hiçbir sorununa çözüm getiremezsiniz.” Değerli Gençler; “Bu düzen sizi yalnız bırakıyor olabilir ama biz sizi yalnız bırakmayacağız! Sizin sesiniz olacağız, sizin yükünüzü paylaşacağız.” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.