SON DAKİKA
Hava Durumu

#Pamuk

Porsuk Haber Ajansı - Pamuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Pamuk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Üretim Maliyetleri Artıyor, Pamukta Destek Gerekiyor Haber

Üretim Maliyetleri Artıyor, Pamukta Destek Gerekiyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müşterek Konsey Toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın teşrifleriyle TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında, konsey üyelerinin geniş katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıya katılan TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkan Yardımcısı ve Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, Aydın’ın ve Türkiye’nin önemli tarımsal ürünleri olan pamuk yaşanan sorunları ile Aydın’ın tarımsal üretimini tehdit eden kuraklık krizi ve buna bağlı sulamada yaşanan sorunları toplantı gündemine taşıdı. Pamukta Ciddi Gelir Kaybı ve Kritik Prim İhtiyacı TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkan Yardımcısı ve Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, pamukta uygulanan yeni destekleme modelinde fiyatın 1.098 TL seviyesinde sabit tutulmasının üretici açısından sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Borsaların ve ziraat odalarının ortak çalışmasıyla gerçekleştirdiği maliyet analizlerine göre pamuğun kilogram maliyetinin 35,63 TL seviyesinde olduğunu, buna karşın üreticinin pamuğu ortalama 26 TL’ye satabildiğini belirten Çondur, bu tablo karşısında üreticinin ayakta kalabilmesi için en az 9,63 TL prim desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Çondur, destekleme mekanizmasında gerekli iyileştirmeler yapılmaması durumunda, 2007–2008 döneminde yaşanan üretimden çekilme sürecinin yeniden yaşanabileceğini ve üreticinin pamuk ekiminden vazgeçebileceğini söyledi. Bu durumun yalnızca tarım sektörü açısından değil, tekstil ve yağ sanayi başta olmak üzere pek çok sektörü doğrudan etkileyeceğini belirterek pamuk üretiminin stratejik önemine dikkat çekti. Aydın’da Derinleşen Kuraklık ve Acil Su Yönetimi İhtiyacı Çondur, Aydın’ın son dört yılın üçünde ağır meteorolojik kuraklık yaşadığını belirterek bölgedeki tarımsal üretimin her geçen gün daha büyük risk altına girdiğini aktardı. Aydın’ın geniş baraj kapasitesine sahip olmasına rağmen, yağışlardaki ciddi azalmanın barajları dolduramadığını ve üreticinin su temininde güçlük yaşadığını vurguladı. Bu nedenle bölgenin su yönetimi konusunun artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Muğla Dalaman Çayı’nın Bozdoğan Kemer Barajı’na bağlanması projesinin, Aydın için son derece anlamlı ve stratejik bir adım olduğunu dile getiren Çondur, projenin hızlandırılarak faaliyete geçirilmesini talep etti. Bu projenin hayata geçmesiyle tarımsal sulama kapasitesinin artacağını, üretimin sürdürülebilirliğinin güçleneceğini ve bölgedeki kuraklık sorununun önemli ölçüde hafifleyeceğini belirtti. Üretim, İhracat ve Sürdürülebilirlik için Ortak Çözüm Çağrısı Toplantıda yaptığı konuşma boyunca tarımsal üretimden dış ticarete kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulunan Fevzi Çondur, pamuk sektöründe yaşanan sorunların yalnızca üreticiye yüklenemeyecek kadar geniş etkileri olduğunu vurguladı. Artan maliyetler, iklim kaynaklı riskler, uluslararası pazar baskıları ve destekleme mekanizmalarındaki yetersizlikler birlikte ele alınmadığı sürece sektörlerde kalıcı iyileşme sağlanamayacağını ifade etti. Çondur, Türkiye’nin bu alanlarda dünya liderliğini pekiştirebilmesi için hem merkezi yönetimin hem sektör temsilcilerinin hem de ihracatçıların uyumlu bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirterek, üretim ve ihracatın sürdürülebilirliği adına kapsamlı çözüm paketlerinin hayata geçirilmesinin kritik önemde olduğunu söyledi.

Başkan Çondur Pamuk, İncir ve Su Yönetimi İçin Destek İstedi Haber

Başkan Çondur Pamuk, İncir ve Su Yönetimi İçin Destek İstedi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müşterek Konsey Toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın teşrifleriyle TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında, konsey üyelerinin geniş katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıya katılan TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkan Yardımcısı ve Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, Aydın’ın ve Türkiye’nin önemli tarımsal ürünleri olan pamuk ve incirde yaşanan sorunlarla birlikte Aydın’ın tarımsal üretimini tehdit eden kuraklık krizi ve buna bağlı su arzı sorunlarını toplantı gündemine taşıdı. Pamukta Ciddi Gelir Kaybı ve Kritik Prim İhtiyacı TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkan Yardımcısı ve Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, pamukta uygulanan yeni destekleme modelinde fiyatın 1.098 TL seviyesinde sabit tutulmasının üretici açısından sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Borsaların ve ziraat odalarının ortak çalışmasıyla gerçekleştirdiği maliyet analizlerine göre pamuğun kilogram maliyetinin 35,63 TL seviyesinde olduğunu, buna karşın üreticinin pamuğu ortalama 26 TL’ye satabildiğini belirten Çondur, bu tablo karşısında üreticinin ayakta kalabilmesi için en az 9,63 TL prim desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Çondur, destekleme mekanizmasında gerekli iyileştirmeler yapılmadığı takdirde, 2007–2008 döneminde yaşanan üretimden çekilme sürecinin yeniden yaşanabileceğini ve üreticinin pamuk ekiminden vazgeçebileceğini söyledi. Bu durumun yalnızca tarım sektörü açısından değil, tekstil ve yağ sanayi başta olmak üzere pek çok sektörü doğrudan etkileyeceğini belirterek pamuk üretiminin stratejik önemine dikkat çekti. Kuru İncirde AB’nin Çifte Standardı ve Analiz Sorunu Konuşmasında kuru incir sektöründe yaşanan sorunlara da değinen Çondur, Aydın’ın yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük kuru incir üreticisi olduğunu dile getirdi. Ancak son yıllarda yaşanan aşırı sıcaklık ve şiddetli kuraklığın, incirde doğal olarak toksin seviyelerinin artmasına yol açtığını ifade etti. Çondur, Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye’den gönderilen incirlerde aşırı derecede sıkı analiz uyguladığını; buna karşın kendi iç pazarlarında benzer ürünlerde aynı seviyede inceleme yapılmadığını belirterek ciddi bir çifte standardın var olduğunun altını çizdi. Türkiye’den gönderilen ürünlerde kontrol sıklığının yüzde 80’lere kadar ulaştığını, ancak AB’nin kendi pazarında bu tür kontrollerin yok denilecek kadar az olduğunu ifade etti. Bu nedenle, AB Tarım Bakanlıkları nezdinde diplomatik girişimlerin başlatılması gerektiğini söyleyen Çondur, ihracattan geri dönen kuru incirlerin yeniden işlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda ihracatçılara destek verilmesinin önemini vurguladı. Çondur, incirin Türkiye için yalnızca ekonomik bir ürün olmadığını; aynı zamanda ülkemizin tarımsal ihracat kimliğinin en güçlü simgelerinden biri olduğunu ifade etti. Aydın’da Derinleşen Kuraklık ve Acil Su Yönetimi İhtiyacı Çondur, Aydın’ın son dört yılın üçünde ağır meteorolojik kuraklık yaşadığını belirterek bölgedeki tarımsal üretimin her geçen gün daha büyük risk altına girdiğini aktardı. Aydın’ın geniş baraj kapasitesine sahip olmasına rağmen, yağışlardaki ciddi azalmanın barajları dolduramadığını ve üreticinin su temininde güçlük yaşadığını vurguladı. Bu nedenle bölgenin su yönetimi konusunun artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Muğla Dalaman Çayı’nın Bozdoğan Kemer Barajı’na bağlanması projesinin, Aydın için son derece anlamlı ve stratejik bir adım olduğunu dile getiren Çondur, projenin hızlandırılarak faaliyete geçirilmesini talep etti. Bu projenin hayata geçmesiyle tarımsal sulama kapasitesinin artacağını, üretimin sürdürülebilirliğinin güçleneceğini ve bölgedeki kuraklık sorununun önemli ölçüde hafifleyeceğini belirtti. Üretim, İhracat ve Sürdürülebilirlik için Ortak Çözüm Çağrısı Toplantıda yaptığı konuşma boyunca tarımsal üretimden dış ticarete kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulunan Fevzi Çondur, pamuk ve incir sektörlerinde yaşanan sorunların yalnızca üreticiye yüklenemeyecek kadar geniş etkileri olduğunu vurguladı. Artan maliyetler, iklim kaynaklı riskler, uluslararası pazar baskıları ve destekleme mekanizmalarındaki yetersizlikler birlikte ele alınmadığı sürece sektörlerde kalıcı iyileşme sağlanamayacağını ifade etti. Çondur, Türkiye’nin bu alanlarda dünya liderliğini pekiştirebilmesi için hem merkezi yönetimin hem sektör temsilcilerinin hem de ihracatçıların uyumlu bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirterek, üretim ve ihracatın sürdürülebilirliği adına kapsamlı çözüm paketlerinin hayata geçirilmesinin kritik önemde olduğunu söyledi.

İzmir Ticaret Borsası 8'inci Akdeniz Pamuk Yolu'na Katıldı Haber

İzmir Ticaret Borsası 8'inci Akdeniz Pamuk Yolu'na Katıldı

2016 yılından bu yana Akdeniz pamuk ülkelerini bir araya getiren ve pamuk ile tekstil sektöründeki güncel gelişmelerin paylaşıldığı Akdeniz Pamuk Yolu Etkinliğinin sekizincisi, İzmir Ticaret Borsası ile İspanya Ulusal Pamuk Merkezi iş birliğinde ve Yunan Pamuk Birliği (HCA) ev sahipliğinde Yunanistan’ın Selanik kentinde gerçekleştirildi. 27 Kasım Perşembe günü gerçekleştirilen etkinliğe Türkiye, İspanya, Mısır ve Yunanistan başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden pamuk sektörü temsilcileri katıldı. T.C. Selanik Başkonsolosu Serkan Gedik ve Ticaret Ataşesi Gülcan İren’in de katılım sağladığı etkinliğin açılış konuşmalarında İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak söz aldı. Türkiye’nin, dünyanın en büyük GDO’suz pamuk üreticilerinden biri olduğunu belirten Bülent Uçak, “GMO Free Turkish Cotton” garanti markası ile tohumdan hazır giyime kadar tam izlenebilirlik standardı sağlandığını ifade etti. Pamuk ticaretinde sürdürülebilirliğin artık bir seçenek değil, stratejik bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Uçak; iklim krizi, yeşil dönüşüm, yeni üretim teknolojileri ve tedarik zinciri riskleri gibi ortak meydan okumalar karşısında daha dayanıklı ve kapsayıcı bir pamuk ticareti modelinin birlikte inşa edilmesi gerektiğini belirtti. Bölgesel pamuk iş birliğinin, ekonomik dayanıklılık ve istikrarı güçlendiren bir araç olduğunu ifade eden Uçak, İzmir Ticaret Borsası Laboratuvar, Arge ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.’nin (İZLADAŞ) ICA Bremen sertifikasyon denetimlerini tamamlayarak dünyada bu sertifikaya sahip 12. laboratuvar olduğunu ve kalite anlaşmazlıklarında hakem laboratuvar yetkisi kazandığını sözlerine ekledi. Programın kapsamında İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Şeref İyiuyarlar, Türkiye’de pamuk sektörünün güncel durumuna ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. İyiuyarlar; pamuğun Türkiye için stratejik ve ekonomik bir ürün olduğunu, yıllık 1,5 milyon ton tüketim ve 30 milyar dolarlık tekstil-konfeksiyon ihracatının sektörün küresel gücünü ortaya koyduğunu ifade etti. Türkiye’nin coğrafi avantajı, yüksek üretim kapasitesi ve yerli hammaddeyle Akdeniz’de pamuklu tekstilin üretim ve ticaret merkezi konumuna geldiğini; Türk üreticisinin modern teknolojiyle kaliteli ve GDO’suz pamuk ürettiğini vurguladı. İyiuyarlar konuşmasında; küresel talep düşüşü, artan maliyetler, yüksek enflasyon ve finansman sıkıntılarının üreticiyi zorladığını, maliyetlerin hızla artarken ve aynı artışın fiyatlara yansımadığını ifade etti. Ayrıca, iklim krizi nedeniyle verim ve ekim alanlarının azaldığını, 2025/26 sezonunda Ege’de ve Türkiye genelinde pamuk üretiminin daraldığını belirterek çözüm olarak suyun verimli kullanımını ve kuraklığa dayanıklı çeşitlerin yaygınlaştırılmasını önerdi. İyiuyarlar, sentetik elyafların yükselişiyle pamuk kullanımının gerilediğine de işaret ederek pamuğun çevre dostu ve sürdürülebilir bir seçenek olduğunu hatırlattı ve pamuk kullanımını artıracak ortak çalışmalar yapılması çağrısında bulundu. Etkinlik kapsamında ayrıca Amerika ve Akdeniz ülkelerindeki pamuk piyasalarına yönelik güncel gelişmeler ile öngörüler paylaşılırken, pamuk-polyester rekabeti ve karşılaştırması üzerine sunumlar gerçekleştirildi. Etkinliğin sonunda İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, Yunan Pamuk Birliği (HCA) Başkanı Prodromos Ousoultzoglou ve İspanya Ulusal Pamuk Merkezi Başkanı Josep Artigas ile karşılıklı anı takdiminde bulundu.

Pamukta Kriz Kapıda Haber

Pamukta Kriz Kapıda

AKP iktidarının 22 yılda üreticiye vermediği desteği ithalata harcadığını, bu kapsamda 32 milyar dolar ithalat gerçekleştirildiğini kaydeden CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, artan maliyetler karşısında çiftçinin üretimden kaçtığını vurguladı. Pamuktan kaçışın, tekstil sektörünü etkileyeceğini ve ithalata olan bağımlılığın artacağını belirten Sarıbal, “Pamuk üreticilerine verilen kilogram başına destekleme priminin 160 kuruştan 5 lira seviyesine çıkarılması, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin müdahale alımı yapması şart” dedi. CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında pamuk alım fiyatlarını değerlendirdi. Gerek üretildiği bölgenin gelişimine gerekse istihdamla ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan, tekstil ve hazır giyimden bitkisel yağ ve yem üretimine kadar birçok sektörün ham maddesi olan pamukta, alım fiyatlarının maliyetin altında kaldığını söyleyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, son üç yıldır artan girdi maliyetleri gübre, mazot, enerji ve düşük fiyat politikalarının, pamuk üreticilerinin kar marjını ciddi şekilde daralttığına dikkati çekti. Çiftçilerin üretimden koptuğunu ve pamuk ekim alanlarında azalma yaşandığını vurgulayan Sarıbal, pamuk üreticilerine verilen kilogram başına destekleme priminin 160 kuruştan 5 lira seviyesine çıkarılması gerektiğini söyledi. Son 3 yıldır çiftçilerin pamuklarını aynı fiyattan sattığını, bu nedenle finansal kayıp yaşadıklarına değinen Sarıbal, “Bir kilogram pamuğun üreticiye maliyeti 28-32 lira. Ancak serbest piyasa koşullarında pamuk kilogram başına 22 TL’ye alıcı buluyor, üretici birliklerinde ise 40 randımanlı kütlü pamuk alım fiyatı 25 - 28 TL arasında değişiyor. Ancak bu fiyatlar, hem olağanüstü artan tohum, gübre, ilaç ve mazot gibi üretim maliyetlerinin, hem dünya fiyatlarının, hem de çiftçilerin beklentilerin altında kalıyor. Bu şekilde devam ederse, gelecek sezon pamuk üretecek çiftçi bulmak mümkün olmayacaktır. Üreticiler, bu yıl en azından maliyetlerini karşılayabilecek ve makul bir kâr elde edebilecek şekilde fiyatların yeniden düzenlenmesini bekliyor. Pamuk fiyatlarına müdahale edecek bir kamu kurumu bulunmamaktadır. Pamuk ile ilgili kooperatif birliklerinin, TARİŞ Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik’in piyasa payları finansman sorunları nedeniyle azalmıştır.Birlikler alım fiyatı açıklamalarına rağmen yeterli alım yapamamakta, fiyatları serbest piyasa belirlemektedir” ifadelerini kullandı. TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ MÜDAHALE ALIMI YAPMALI! Bazı pamuk kalitelerinde yurt dışı ila fiyat farkının 10 TL’ye yaklaştığını, yerli pamuğun yurt dışında daha cazip hale geldiğini belirten Sarıbal, pamuk ihracatının şimdiden 300 bin tonu bulduğunu açıkladı. İhracatın artmış olmasına rağmen yerel pazarda arzın daraldığını ve ithalata daha fazla ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Milletvekili Sarıbal, “Yurt dışına ucuza pamuk satılmakta, karşılığında ise yurt dışından pahalıya pamuk ithal edilmektedir. Türkiye gibi tarıma dayalı üretimin ekonomik ve sosyal yapıda kritik bir rol oynadığı ülkelerde, çiftçilerin maliyetlerini karşılayamaması, yerli üretimi ciddi şekilde tehdit ediyor. Pamuktan kaçış, tekstil sektörünü de etkileyecek ve ithalata olan bağımlılığı artıracaktır. Bu durum hem döviz çıkışını artıracak hem de tarımın istihdam sağlama kapasitesini düşürecektir. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin müdahale alımı yapması, çiftçilerin zararını minimize etmek ve üretimde sürdürülebilirliği sağlamak adına etkili bir çözüm. Daha önce kuru incir ve üzümde yapılan müdahale alımları gibi adımlar, çiftçilere güven vererek üretimden vazgeçmelerini engelleyecektir. Bunun yanı sıra uzun vadeli planlarla tarımsal desteklerin artırılması ve çiftçilerin girdi maliyetlerini düşürücü önlemler alınması da gereklidir” dedi. ÜRETİCİYE VERİLMEYEN DESTEK İTHALATA GİTTİ: 22 YILDA 32 MİLYAR DOLAR Pamukta üreticiye verilmeyen desteğin ithalata verildiğini kaydeden Milletvekili Sarıbal, 2022 yılında 886 bin ton olan lif pamuk üretiminin 2023 yılında düşüş yaşayarak 700 bin tona gerilediğini belirtti. Sarıbal, 2023 yılında 732,4 bin ton pamuk ithalatı yapıldığını ve bu ithalat karşılığında 1,6 milyar dolar ödendiğini söyledi. 2024 yılında üretimin 750 bin ton olarak beklendiğini ifade eden Sarıbal, “2003-2024 yılları arasındaki 22 yıllık dönemde 18 milyon ton lif pamuk ithal edilerek, karşılığında 32 milyar dolar ödendi. Bu yılın Ocak-Eylül döneminde yapılan 625 bin ton lif pamuk ithalatının karşılığı 1,2 milyar dolar oldu. En fazla ithalat yüzde 30 ile Brezilya’dan, yüzde 26 ile ABD’den, yüzde 13 ile Azerbaycan’dan ve yüzde 12 ile Yunanistan’dan yapılmıştır” diye konuştu. Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu’nun tahminlerine göre, 2024-2025 sezonunda dünya genelinde 26 milyon tonu aşkın lif pamuk üretiminin ön görüldüğünü kaydeden Sarıbal, bu miktarın yaklaşık yüzde 3’ünü üreten Türkiye’nin Çin, Hindistan, ABD, Brezilya, Pakistan ve Avustralya'nın ardından 7. sırada yer aldığını belirtti. 2023 yılı verilerine göre pamuk ekiminin 22 ilde gerçekleştirildiğini ve 4,8 milyon dekar gibi geniş bir alana yayıldığını kaydeden Sarıbal, “Geçtiğimiz yıl çiftçilerimiz 2,1 milyon ton kütlü pamuk üretimi yaptı. TÜİK’in ikinci tahmin verileri, 2024 yılında pamuk üretiminin önceki yıla göre yaklaşık yüzde 6,7’lik bir artışla 2 milyon 241 ton seviyesine ulaşacağını göstermektedir. İl düzeyinde incelendiğinde ise pamuk üretiminin yüzde 42'si Şanlıurfa’da, yüzde 14,5'i Diyarbakır’da, yüzde 11,5'i Aydın’da, yüzde 9'u Hatay’da ve yüzde 5,5'i İzmir’de gerçekleştirilmektedir. Söz konusu 5 il toplam üretimin yüzde 82'sini sağlamaktadır” dedi. YENİ BİR DÜZENLEME İÇİN MÜZAKERE BAŞLATILMALI Sarıbal, pamuğun bir tarım ürünü olmasına rağmen, AB ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında sanayi ürünü olarak değerlendirilmesinin Türkiye'nin pamuk sektöründe ciddi sıkıntılar yaşamasına yol açtığına dikkati çekti. Üreticilerin, ithal edilen düşük maliyetli pamukla rekabet etmekte zorlandığını ve yerli üretimin tehlikede olduğunu vurgulayan Sarıbal, pamuk gibi tarımsal ürünlerin sanayi ürünü olarak değerlendirilmesini değiştirecek bir düzenleme için müzakere başlatması, aksi halde dünya fiyatlarıyla rekabetin zorlaşacağını ifade etti.

Ülkemizdeki Pamuk Fiyatları Hak Ettiği Değeri Bulmuyor Haber

Ülkemizdeki Pamuk Fiyatları Hak Ettiği Değeri Bulmuyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 20 Ekim Pazar günü Diyarbakır’da pamuk hasat törenine katıldı. Bayraktar’ın Ziraat Odaları Başkanları ile birlikte yaptığı basın açıklaması şöyle; “Pamuk, hem üretim yapılan bölgenin gelişmesinde hem de sağladığı istihdam nedeniyle ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Türk tarımının vazgeçilmez bir ürünü olan pamuk; lif, çiğit, tohum, yağ, küspe gibi asıl ve yan ürünleriyle tekstil, hazır giyim, bitkisel yağ ve yem başta olmak üzere birçok sektöre hammadde oluşturuyor. Türk tekstil ve hazır giyim sanayilerimizin kuruluşunda ve hızla gelişerek bugünkü seviyelere gelmesinde yerli pamuk üretimimizin yani çiftçilerimizin önemli rolü göz ardı edilmemelidir. Ülkemizde 2023 yılı verilerine göre 22 ilde üretimi gerçekleştirilen ve Nisan ayı sonu itibarıyla ekimi yapılan pamukta hasat devam ediyor. Yaklaşık 4,8 milyon dekar alanda üretimi gerçekleştirilen pamukta geçtiğimiz yıl çiftçilerimiz 2,1 milyon ton kütlü pamuk üretti. Bu yıl ise Türkiye İstatistik Kurumu Birinci Tahmin verilerine göre 2,2 milyon ton seviyesinde üretim tahmin ediliyor.” “Üretimin yüzde 82,2’sini 5 il gerçekleştiriyor” “Ülkemiz pamuk üretiminin tamamına yakını Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi ile Çukurova ve Antalya yörelerinde yapılıyor. İl bazında baktığımızda ise pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 42’sini Şanlıurfa, yüzde 14,4’ünü Diyarbakır, yüzde 11,6’sını Aydın, yüzde 8,8’ini Hatay ve yüzde 5,5’ini İzmir gerçekleştiriyor. Söz konusu beş il toplam üretimin yüzde 82,2’sini gerçekleştiriyor. Pamukta son beş yılda ortalama ekim alanı 4,63 milyon dekardır. 2023 yılında bir önceki önceki yıl 5,73 milyon dekar olan ekim alanı yüzde 16,7 oranında azalarak 4,77 milyon dekara geriledi.” Dünya Lif Pamuk Üretimi ve Dış Ticaret “Dünyada 2024/2025 üretim sezonunda Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre 26 milyon 332 bin ton lifli pamuk üretimi olacağı tahmin ediliyor. Bu üretimin yaklaşık yüzde 3’ünü ülkemiz sağlıyor. Diğer taraftan ülkemiz; Çin, Hindistan, ABD, Brezilya, Pakistan ve Avustralya’dan sonra pamuk üretiminde yedinci sırada geliyor. Ülkemizde 2022 yılında 886 bin ton olan lifli pamuk üretimi 2023 yılında 700 bin tona geriledi. Aynı yıl 732,4 bin ton pamuk ithal ettik, bu ithalat için 1 milyar 631 milyon dolar ödedik. 2024 yılında lifli pamuk üretiminin 750 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizdeki bu dalgalanma stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz gerektiğinin önemini vurguluyor.” “Pamuk sanayi ürünü olmaktan çıkarılmalı, Gümrük Birliği Anlaşmaları revize edilmeli, pamuk tarım ürünü olarak işlem görmelidir” “Pamukta ekim alanlarındaki değişim çiftçilerimizin kazancıyla, yani ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkilidir. Pamuğa, Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle sanayi ürünü kabul edildiği için gümrük vergisi koyamıyoruz. Dünya pamuk fiyatlarındaki düşüş iç piyasada pamuk fiyatlarını doğrudan etkiliyor ve fiyatları düşürüyor. Pamuk bir sanayi ürünü değildir, tarım ürünüdür. Gümrük Birliği Anlaşması revize edilmeli, pamuk tarım ürünü olarak değerlendirilmelidir.  Çiftçilerimiz iç piyasada pamuk fiyatlarında son üç yıldır umduğunu bulamadı. Bu yılda umduğu fiyatı alamazsa önümüzdeki sezon üretim miktarında azalma olacaktır. Ülkemizde pamuk üretim maliyetleri yüksek olmasına rağmen destekleme miktarları rakip ülkelere göre düşüktür. Girdi fiyatlarındaki artışlardan çiftçilerimizin en az seviyede etkilenmesi için kilogram başına üç yıldır 1 lira 60 kuruş olarak ödenen primler artırılmalı, üreticilerimiz korunmalıdır. Pamuk üretimini geliştirmenin yolunun desteklemeden geçtiği ve desteklemenin de ülkemiz pamuk üretiminde istikrarın temeli olduğu unutulmamalıdır.” “Ülkemizdeki pamuk fiyatları hak ettiği değeri bulmuyor” “ABD Memphis lif pamuk fiyatı kilogram başına 65 lira, yani yüzde 40 randımanla kütlü pamuk fiyatı yaklaşık 26 lira iken, ülkemizde üretilen lif pamuk fiyatının kilogramı serbest piyasada 57 lira, kütlü pamuk fiyatı ise 22 lira 80 kuruş seviyesindedir. Kütlü pamukta fiyat en az 30 lira bandında olmalı ki üreticilerimiz pamuktan vazgeçmesin. TARİŞ Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik gibi Birlikler bu hususları dikkate alarak fiyat açıklamalıdır. Ancak görünen o ki pamukta sürdürülebilirliği kimse düşünmüyor. Nem oranına göre değişmekle birlikte yüzde 40 randımanlı kütlü pamuğu Söke TARİŞ kilogram başına 24 liraya, Çukobirlik açıkladığı fiyatı revize ederek kilogram başına 26 lira 50 kuruşa, Antbirlik ise kilogram başına 27 lira 80 kuruşa alım yapıyor. Bu fiyatlar maliyetin oldukça altında kalıyor. Böyle giderse sektör önümüzdeki sezon pamuk üretecek çiftçi bulamayacak. Son yıllarda fiyat açısından zor durumda kalan üreticilerimiz bu yıl maliyetini karşılayacak ve makul bir kar payı ile fiyatların revize edilmesini bekliyor. Üreticilerimiz bu sezonda ürününü yok pahasına satmasın. Bir diğer husus ise sulama ücretlerinin yüksekliğidir. Sulama ücretlerinin tüm tarımsal ürünlerde olduğu gibi pamukta da girdi kalemleri arasında önemli bir payı vardır. Şüphesiz ki su kamu malı olup korunmalı ve tasarrufuna azami riayet edilmelidir. Ancak üreticilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi bakımından geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda tarımsal sulama amaçlı su kullanım hizmet bedeli yüzde 50 indirimle desteklenmelidir. Üretim, verimlilik ve çiftçilerimizin deneyim üstünlüğüne sahip olduğu bu ürünü sektörde yer alan sanayicilerimizin de sahiplenmesi üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. Üreticilerimizin beklentilerinin karşılandığı ve karşılaştıkları sorunlar çözüldüğünde pamuk üretiminde artış yaşanacak, tekstil sanayimizin hammadde ihtiyacı karşılanacak ve pamuk için ödediğimiz döviz miktarı azalacaktır.”

Dünya Pamuk Günü Etkinliği Söke'de Gerçekleşecek Haber

Dünya Pamuk Günü Etkinliği Söke'de Gerçekleşecek

Bereketli topraklar diyarı Ege Bölgesi’nden sınırları aşan Söke pamuğu, Avrupa Birliği'nde tescillenen ilk pamuk ürünü olarak tarihe geçti. Türkiye, 7 Ekim Dünya Pamuk Günü’nde Söke Pamuğunun başarısını kutluyor. Dünya Pamuk Günü 7-8 Ekim 2014 tarihlerinde Better Cotton Saha Gezisi etkinliği ile geniş katılımlı olarak Söke’de gerçekleşiyor. Çiftçiler ve sektör temsilcilerinin katıldığı iki günlük saha gezisi sırasında, Türkiye'de pamuk üretimi, çırçırlama, pamuk tedarik zinciri faaliyetleri ve Better Cotton Standard System uygulaması yerinde görülecek. Dünya pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 84'ünün Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ilk on ülke tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, “Türkiye, 2023/24 sezonunda dünya pamuk üretiminde 7’inci sırada yer alıyor. AB pazarındaki payımız özellikle organik ve sürdürülebilir üretim projeleriyle daha da artıyor. Türkiye'nin pamuk ambarı ve kaliteli pamuk üretimi ile tanınan Söke Ovamızda iyi pamuk uygulamaları ile üretim yapılıyor. Coğrafi işaret tescili, ürünün uluslararası pazar değerini artırır ve tescilli ürün premium kalite/birinci sınıftır. Söke pamuğundan elde edilen ipliklerin inceliği ve dayanıklılığı, kendine özgü özellikleri, lif uzunluğu, yumuşaklığı, yüksek kalitesi ve üretim süreçleri ile “Beyaz Altın” olarak da anılan Söke pamuğumuz, Avrupa Birliği’nde tescillenen 27. coğrafi işaretimiz oldu. Söke Ticaret Borsası başta olmak üzere pamuğa gönül veren tüm üreticilerimizi ve emeği olan herkesi tebrik ediyoruz. Söke Pamuğumuza aldığımız bu tescil daha fazla katma değer yaratacaktır.” dedi. Türk Pamuğu “GMO Free Turkish Cotton” ile markalaştı Türkiye’nin GDO’suz pamuk üreten nadir ülkelerden biri olduğunun altını çizen Başkan Eskinazi, dünyada GDO’suz pamuk üreten ülkelerin sadece Türkiye, Yunanistan ve İspanya’dan oluştuğunu açıkladı. “Bölgemizde organik pamuk üretimi, better cotton, rejeneratif pamuk gibi sürdürülebilir pamuk üretimi yoğun bir şekilde yapılıyor. Organik pamuk üretiminde Hindistan’dan sonra dünyanın ikinci en fazla üretim yapan ülkesi konumundayız. Önemli bir nokta da Türkiye’de üretilen pamuğun tamamının GDO’suz pamuk olması. “GMO FREE Turkish Cotton” ibaresi ile tescili alınan markamız, tüm sektörün kullanımına hazır hale geldi. “GMO FREE Turkish Cotton” Türk tekstil sektörüne ayrıcalıklı bir marka yaratarak Türk pamuk üretimine dünyada önemli bir statü sağladı. Sürdürülebilir pamuk üretimi ile ilgili projelerimizi ve dijital tarım projelerimizi sürdürüyoruz. "Better Cotton Initiative" gibi küresel girişimlerle işbirliği yapılarak Türk pamuğunun sürdürülebilirliğini ön plana çıkarıyoruz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.