SON DAKİKA
Hava Durumu

#Orhan Demir

Porsuk Haber Ajansı - Orhan Demir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Orhan Demir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk- İş: "Artık Sabrımız Kalmadı!" Haber

Türk- İş: "Artık Sabrımız Kalmadı!"

Devam eden kamu toplu sözleşme görüşmeleri ile ilgili olarak Türk - İş tarafından kabul edilemez bulunan düşük zam teklifine karşı, tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak basın açıklamaları yapıldı. Kamu İşçileri insanca yaşam, adil bir ücret ve alın terinin karşılığı için sesini AK Parti İl Binalarının önünde yükseltti. Türk-İş Eskişehir Şubesine bağlı sendikalar tarafından Ulus Meydanı’ndan AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı'nın bulunduğu Yunusemre Caddesi önüne yürünerek burada bir basın açıklaması yapıldı. Ulus Meydanı’nda başlayan yürüyüşe Türk-İş'e bağlı sendikalar, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları destek verdi. Yoğun bir katılımın olduğu, sloganlar eşliğinde yapılan yürüyüş İsmet İnönü Caddesi’nde polis barikatı ile karşılaştı. Yürüyüşe izin verilmemesinin ardından caddede oturma eylemi yapan işçilerle emniyet emniyet güçleri arasında yapılan uzun görüşmeler sonunda işçilerin AK Parti Eskişehir İl Binasının olduğu Yunusemre Caddesi’ne yürüyüşüne izin verildi. Yürüyüşün sonunda Türk-İş Eskişehir Şube Başkanı Orhan Demir tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Basınımızın Kıymetli Temsilcileri, Değerli Emekçi Kardeşlerim, 81 İlde AK Parti İl binaları önünden sesleniyoruz! 2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecinde kamu işçilerinin insanca yaşam taleplerini görünür kılmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak amacıyla başlatmış olduğumuz eylem süreci kararlılıkla devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta işyerleri önünde gerçekleştirdiğimiz bildiri okumalarının ardından, bu hafta şehir meydanlarında kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdik. Tüm illerimizde eş zamanlı olarak planlanan bu açıklamalar, kamu emekçilerinin birliğini ve taleplerinin ciddiyetini gösterecek önemli bir adımdı. Bugün de eylem planımız dahilin de, Türkiye’nin dört bir yanında AK Parti İl Binalarının önündeyiz. Çünkü artık sabrımız kalmadı! Çünkü artık yoksulluğa, adaletsizliğe, duyarsızlığa tahammülümüz kalmadı! Biz bu ülkenin çalışanları, biz bu halkın emekçileriyiz. Ama bugün yaşam mücadelesi veriyoruz! Geçim derdi bu kadar büyümüşken, bizlere sunulan sözde zam teklifleriyle alay ediliyor. TÜİK’in rakamlarıyla, halkın gerçeği gizleniyor. Az kazanandan çok vergi alınıyor. Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor. Artık yeter! İşte bu yüzden, bu seferde buradan AK PARTİ il binaları önünden taleplerimizi bir kez daha dile getirecek sesimizi hep birlikte yükselteceğiz. TALEPLERİMİZ… 1.İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR ÜCRET İSTİYORUZ! TÜİK’in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor. Sözleşme teklifleri, TÜİK'in verilerine değil, pazarda, mutfakta yaşanan gerçeklere göre hazırlanmalıdır. İnsanca yaşanabilecek, geçim koşullarına uygun bir ücret talep ediyoruz. 2. GERÇEKÇİ VE ADİL BİR TOPLU SÖZLEŞME İSTİYORUZ! Hükümetin masaya getirdiği teklifler, emekçiyi oyalamaktan ibarettir. Toplu sözleşme, emekçinin iradesine ve yaşam şartlarına uygun olmalıdır. Emekçilerin sesi dikkate alınmadan yapılan hiçbir teklif meşru değildir. 3. VERGİDE ADALET İSTİYORUZ! İşçinin maaşı daha eline geçmeden vergiyle eriyor. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınan bu sistem adaletsizdir. Gelir vergisi matrahı adaletsiz sistemi sona erdirecek şekilde adil ve kademeli olarak düzenlenmelidir. 4. GEÇİM SIKINTISINA ACİL ÇÖZÜM İSTİYORUZ! Kira, fatura, gıda, ulaşım... Her şey zamlandı ama maaşlarımız erimeye devam ediyor. Emekçiler kredi kartlarıyla, borçla, eksik beslenmeyle yaşamaya zorlanıyor. Halkın sofrasına, cebine, yaşadığı hayata bakılmadan ekonomi toparlanamaz! 5. GÜVENCELİ ÇALIŞMA VE İŞ GÜVENCESİ İSTİYORUZ! Taşeron sistemine, güvencesiz çalışmaya son verilmelidir. Kamu işçisinin geleceği koruma altına alınmalıdır. Bugün işi olan, yarını için kaygı duymamalıdır. 6. EMEĞE SAYGI, İŞÇİYE DEĞER İSTİYORUZ! Alın terine değer verilmediği sürece adalet sağlanamaz. Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, biz bu ülkenin temel direğiyiz. Emek yok sayılırsa, üretim de adalet de kalkınma da mümkün değildir! Bugün buradayız, çünkü başka çaremiz kalmadı. Çünkü duymayan kulaklara, görmeyen gözlere artık ses yükseltme zamanı geldi. Sadaka değil, hakkımızı! İkram değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz! Sefalet değil, onurlu yaşam istiyoruz! Ve unutulmasın: İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız! Direne direne kazanacağız! İşçi kardeşlerim, Emekçi dostlarım, Sizlere, emekçi bir kardeşinizin gönderdiği mektubu okumak istiyorum. Bu mektup sadece bir kişinin değil, hepimizin ortak duygusudur. İŞÇİNİN MEKTUBU … Ben bir kamu işçisiyim. Sesimi duymanız gerekiyor. Çünkü içime attığım ne varsa, artık dışa dökülüyor. Her sabah kalkıyorum, Çocuğumun yüzüne bakıyorum: “Bugün ne götürebileceğim?” diyerek çarşıya pazara gidiyorum. Fakat evimin ihtiyaçlarını karşılayamıyorum, evime elim boş dönüyorum. "Bugünlük de idare ederiz" diyorum her seferinde. Ama aslında idare ettiğimiz ve eksilen her şey insanca yaşam hakkımız. Bize reva görülense aynı, her gün geçim mücadelesi. Her gün idare her gün sabır… Bu böyle gider mi gitmez. Ve bir gün, içimden “yaşamak bu değil” dediğim anda… Sendikamızdan bir açıklama geldi: "Emekçi kardeşlerimiz, hakkımızı almak için mücadele edeceğiz. İnsan onuruna yakışır bir yaşam bizim hakkımızdır. Alın terimizin karşılığı, bize anamızın ak sütü kadar helaldir!" İşte o an, İçimde bir umut doğdu. Görülmediğimi düşündüğüm bu hayatta Yalnız olmadığımı hissettim. Benim gibi binlerce emekçi kardeşim vardı, sesime ses verdi. Kendime geldim. Sesimi duyan var mı? Direnmenin, birlikte olmanın, hakkını aramanın anlamını yeniden hatırladım. O yüzden bu mektubu yazıyorum. Kendim için, çocuklarım için, Ve bu ülkede geçim derdiyle boğuşan herkes için. Birlik olalım. Mücadele edelim. Yaşarken ölüye dönmeyelim. Ben buradayım. Sizlerde orada. Alanlarda buluşalım. Hakkımızı birleşe birleşe, direne direne kazanacağız, En samimi duygularımla, Sizi yürekten selamlıyorum. Yaşasın işçilerin sınıf bilinci! Yaşasın emek Dayanışmamız! Emekçi kardeşimize bu içten, samimi mektubu için çok teşekkür ediyoruz. Aynı duygularla kendisine selamlarımızı gönderiyoruz." Yürüyüşün sonunda ise basın mensupları, işçiler ve vatandaşlara helva dağıtıldı.

TÜİK'in Raporlarına Değil, İşçinin Boş Tenceresine Bakın! Haber

TÜİK'in Raporlarına Değil, İşçinin Boş Tenceresine Bakın!

TÜİK'in raporlarına değil, işçinin boş tenceresine bakın! Türk - İş'e bağlı sendikalar devam eden kamu işçilerinin Toplu İş Sözleşme süreci ve maaş zammı görüşmeleri ile ilgili olarak "Sefalet ücretini kabul etmiyoruz, masa susarsa meydan konuşur" diyerek basın açıklaması yaptı. Ulus Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasına Türk-İş'e bağlı sendikalar yoğun katılım gösterirken CHP İl Başkanı Talat Yalaz, CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri de destek verdi. Basın açıklamasında yer alan azrail, kamu işçisi, tabut, imam mizansenleri ile pankartlar büyük ilgi gördü. Türk-İş Eskişehir İl Başkanı Orhan Demir yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Değerli Basın Emekçileri, Kıymetli Emekçi Kardeşlerim Hepinizi saygıyla selamlıyorum. "Artık Yeter, Sabrımız Taştı!" Biz kamuda çalışan işçiler olarak; 2025 yılı Toplu İş Sözleşme sürecinde karşılanmayan taleplerimiz, ücret artışımız ve haklarımız için verdiğimiz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi her fırsatta dile getirdik. Bu kararlı duruşumuzun bir parçası olarak eylem planımızı kamuoyuna basın aracılığıyla duyurduk. Geçtiğimiz hafta, 81 ilde iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuduk. Uyardık, çağrıda bulunduk. Dedik ki: "Geçim derdi büyüdü, bu teklif toplu sözleşme değil, toplu oyalamadır! İşçiyi, emekçiyi açlığa mahkûm etmektir!" Ve buglin, eylem planımız doğrultusunda bir adım daha atıyoruz: Alanlardayız, meydanlardayız. Kitlesel olarak sesimizi yükselteceğiz. Değerli emekçi kardeşlerim! Fakat görüyoruz ki ne bizi duyan olmuş, ne de halkın gerçekleriyle yüzleşen. Hükümet geçtiğimiz hafta cuma günü yapılan toplantıda bizlere yine geçini şartlarına uygun olan, kabul edilebilecek bir teklif summamıştır. Hatta öyle bir teklif ki işçinin emeği adeta yok sayılmıştır. Bize reva görülen ücret tüm ülkede işçi kitlemiz ve kamuoyu tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Neden mi üzüldük. Bir söz vardır bilirsiniz; Baltayı ağaca vurmuşlar. Balta ağaca 'Neden üzüldün?' diye sormuş. Ağaç demiş kilBuradan meydanlardan bir kez daha sesleniyoruz! Biz emekçiyiz! Biz işçiyiz! Biz köle değiliz! Biz çalışıyoruz, onlar oyalıyor. Biz üretiyoruz, onlar görmezden geliyor. Taleplerimiz duyulana kadar, Haklarımız teslim edilene kadar, Emek mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz İşte bu yüzden artık sokaktayız, meydanlardayız, alanlardayız! Geçinemiyoruz. Zordayız. Eylemse eylem, grevse grev! Meydanlarda mı yatacağız yatarız, aç mı kalacağız kalırız. Zaten çalışan biziz, zaten aç kalan biziz. İşçiyiz biz işçi... Hakkımızı alana kadar, direne direne kazanacağız.! TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarıyla halkın yaşadığı gerçekler arasında dağlar kadar fark var. TÜİK in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor. Mutfakta yangın var, ama TÜIK hâlâ "güzel havalardan" bahsediyor! Biz emekçiler pazarda, manavda, sokakta gerçek enflasyonu yaşıyoruz. Açıkladığınız veriler bu yangını ne söndürebilir, ne de gizleyebilir! Pazardan eli boş dönen emekçi TÜİK'in verilerine değil, cebindeki üç kuruşa bakarak yaşamaya çalışıyor. Gerçekleri görmek istiyorsanız TÜİK'in raporlarına değil, işçinin boş tenceresine bakın! Ülkemizde vergi yükü işçinin emekçinin sırtına bindirilmiş. Maaşlarımız daha cebimize girmeden yüzde 27 si eriyor. Az kazanandan çok vergi alan bir sistemde adaletten söz edilemez. Yanlış hesaplarınızın faturasını biz emekçilere ödetemezsiniz! Çıkıp bir sokağa bakın, çarşıya pazara bakın! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz! Kuru vaat değil, toplu sözleşme hakkı istiyoruz! Adil bir ücret, güvenli bir gelecek istiyoruz! 'Senin bana yaptığına değil, sapın gövdemdendir ben ona üzüldüm.' demiş. Bizi yönetenlere söylüyoruz; Bu ülke hepimizin ve biz ülkemize milletimize hizmet ediyoruz... Siz bunu unuttunuz bunu! Biz ona üzüldük. Onurlu bir yaşam talebimizden geri adım atmayacağız! Emeğimizi yok sayanlar işçinin sesini duyana kadar susmayacağız! Sokaklardayız! Meydanlardayız! Alanlardayız! Yaşasın Emek Ve Dayanışma Mücadelemiz! Yaşasın İşçinin Onurlu Direnişi! Yaşasın Türk-İş!"

Ekonomik Krizin Faturası Emekçilere Ödetilmek İsteniyor Haber

Ekonomik Krizin Faturası Emekçilere Ödetilmek İsteniyor

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, TÜRK İŞ Eskişehir İl Temsilcisi Orhan Demir ve TÜRK İŞ Konfederasyonu’na bağlı sendikaların şube başkanlarıyla bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, TÜRK İŞ Konfederasyonu’na bağlı Türk Metal, Kristal İş, Tez Koop İş, TES İŞ, Maden İş, Belediye İş, Güvenlik İş, TEKGIDA İŞ ve Şeker İş sendikalarının Eskişehir şube başkanlarıyla bir araya geldi. TÜRK İŞ Eskişehir İl Temsilciliği’nde CHP’li Arslan’a emekçilerin yaşadığı sorun ve sıkıntıları anlatan sendika başkanları ve temsilcileri, son yıllarda sendikalaşma ve örgütlenme anlamında ciddi baskılara maruz kaldıklarından söz etti. Ayrıca ziyarette, asgari ücret, çalışma hayatı, emeklilik ve kıdem tazminatında yaşanan gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunuldu.  İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN SORUNLARINI ARSLAN’A ANLATTILAR 2024 ve 2025 yılında emekli olacak işçilerin maaş ve kıdem tazminatlarında ortaya çıkan farka dikkat çeken sendika başkanları ve temsilcileri, binlerce insanın mağdur edildiğini söyledi. 2025 asgari ücretinin çok düşük belirlendiğini ifade eden TÜRK İŞ Eskişehir İl Temsilcisi Orhan Demir, çalışan maaşlarının belirlenmesinde asgari ücretin önemli bir kıstas olduğunu kaydetti. Türkiye’de sendikalaşma ve örgütlenme oranlarında düşüş olduğunu vurgulayan Demir, sendikalaşma düştükçe çalışma koşullarının da kötüye gittiğini belirtti. Demir, son yıllarda grev yasaklarının da normalleştiğini, bunların önüne geçilmesi adına ortak hareket edilmesi gerektiğini söyledi.  “GELİR ADALETSİZLİĞİ HAD SAFHADA” Türkiye’de gelir adaletsizliğinin had safhaya ulaştığını söyleyen İbrahim Arslan, ekonomik krizin faturasını en çok ücretliyle geçinmeye çalışan işçi ve emekçilerin ödediğini vurguladı. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığına dikkat çeken Arslan, vatandaşın enflasyonu ile TÜİK’in enflasyonu arasında çok büyük fark olduğunu kaydetti. “İKTİDAR KENDİ SÖYLEMİYLE, KENDİ KURUMUYLA ÇELİŞİYOR” Asgari ücrete de değinen Arslan, CHP olarak 2025 asgari ücretinin 30 bin liranın altında olmaması konusunda çağrıda bulunduklarını, bununla birlikte en düşük emekli maaşının da asgari ücret düzeyinde olması gerektiğini ifade ettiklerini hatırlattı. Arslan, “TÜİK enflasyonu yüzde 44 olarak açıklıyor. Fakat asgari ücrete yüzde 30, memur ve memur emeklisine yüzde 11,54, SSK, Bağ-Kur emeklisine de yüzde 15,75 oranında zam yapılıyor. Sonra da ‘kimseyi enflasyon altında ezdirmeyeceğiz’ diyebiliyorlar. İktidar kendi söylemiyle, kendi kurumu olan TÜİK ile çelişiyor. Fakat yurttaşlarımız her şeyin farkında. Çünkü çarşıya, pazara çıktığında gerçek enflasyonla karşı karşıya kalıyor” dedi. “DAHA ADİL BİR GELİR DAĞILIMI İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM” Çalışma hayatında yaşanan sorunların farkında olduklarını söyleyen Arslan, “İktidar örgütlü toplumdan, sendikalardan, işçilerin grev yapmasından, hak arayışlarından korkuyor. Bu nedenle ya sendikalaşmanın önündeki engelleri kaldırmıyor ya da grev yasaklarıyla işçinin sesini kısmaya çalışıyor. Bunlara karşı mücadele etmek sizler kadar bizlerin de görevi. Bu nedenle sık sık sendikalarımızla bir araya geleceğiz, sizleri dinleyeceğiz. Mücadeleyi birlikte yürüteceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman işçilerimizin, emekçilerimizin, emeklilerimizin yanındayız. Daha adil bir gelir dağılımı için yan yana, omuz omuza, dayanışma içinde olalım” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.