SON DAKİKA
Hava Durumu

#Öğretmen

Porsuk Haber Ajansı - Öğretmen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Öğretmen haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Çakırözer: "Keyfi Atamaları Durdurun!" Haber

CHP'li Çakırözer: "Keyfi Atamaları Durdurun!"

Türkiye genelindeki proje okullarında çok sayıda öğretmenin yeri değiştirilirken, Eskişehir’de 17 proje okulunda yüzlerce öğretmen okullarından sürgün edildi ya da norm fazlası durumuna düştü. Eskişehir’de proje okulları uygulamasındaki atamalar nedeniyle yerlerinden sürgün edilen öğretmenler mağduriyetlerini CHP’li Utku Çakırözer’e anlattı. Proje okullarındaki atama mağduru öğretmenler, “Kaymakamların, Valinin ödüllendirdiği, yüksek puanlı, doktoralı, donanımlı, Cumhuriyet değerlerini, çağdaş eğitim ilkelerini kendine hedef edinmiş öğretmenler hiçbir kritere dayandırılmadan sürgün edildik. Müdürlerin keyfi kararıyla kara listeye alındık. Hangi kriterlerle bizleri sürüyorlar açıklasınlar! Proje okul uygulamasına derhal son versinler” dedi. CHP’li Çakırözer, “Öğretmenler mağdur, öğrenciler mağdur, veliler mağdur. Liyakatli, donanımlı, disiplinli öğretmenleri okullarından gönderiyorlar. Ortada büyük bir yanlış var. Bir an önce bu keyfi atamalar iptal edilmeli” dedi. “PROJE OKUL GARABETİNE SON VERİLSİN” Türkiye genelinde proje okullarında öğretmen kıyımı sürüyor. Eskişehir’de 15’i merkez 2’si ilçede toplam 17 proje okulunda yüzlerce öğretmen mağdur edildi. CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir’de proje okullarda mağdur edilen öğretmenlerle bir araya gelerek, öğretmenlerin mağduriyetlerini ve talepleri dinledi. Çoğunluğu Eğitim-İş ve Eğitim-Sen üyesi öğretmenler, “Proje okulları bir garabettir. Bu yanlış adımdan bir an önce geri adım atılmalıdır ve proje okulları garabetine son verilmelidir” dedi. “ANAOKULU ÖĞRETMENİYİM BENİ DE MAĞDUR ETTİLER” CHP’li Çakırözer’in Eskişehir’de dinlediği öğretmenler proje okulları uygulaması kapsamında yapılan atamalarda kendilerine yaşatılan mağduriyetleri şu şekilde anlattı: Gazi Meslek Lisesi’nde Uygulama Anaokulu Öğretmeni: “40 yıldır öğretmenin. 38 yıldır okulumda öğretmenlik yapıyorum. Ben mesleki, kültürcü değilim, Anaokulu öğretmeniyim. Ama beni de proje okulları için mağdur ettiler ben de gidiyorum. Okulumuzda proje okulu olarak bir bölüm var, grafik bölümü! Biz sadece bir bölümden dolayı mağdur oluyoruz. Sınavla gelmedim, 3-6 yaş çocuklara öğretmenlik yapıyorum. Ama proje okulu diye beni de mağdur ediyorlar. Benim aylıkla ödüllendirmem var, kaymakamlık ödüllerim var. Ben 40 yıllık öğretmenin ama asla oturmuyor çalışıyorum. Havuza alındım.” “MÜDÜRÜN KEYFİ ATAMASIYLA KARA LİSTEYE ALINDIK” Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretmeni: “Ben de 40 yıldır bu mesleği yapıyorum. Yurt dışında da 5 yıllık hizmetim var. Bolca ödülümüz var. Okulda en yüksek puanlı öğretmenlerden biriyim. Ben de müdürün keyfi atamasına dahil olmuş, listesine girmiş öğretmenlerden biriyim. Biz bu özelliklerimize rağmen kara listeye alınan öğretmenleriz.” “DOKTORASI, ÖDÜLÜ OLAN ÖĞRETMENLERİ GÖNDERDİLER” Edebiyat Öğretmeni: “Proje okulda Edebiyat Öğretmeniyim. Kendi okulumu birinci tercih olarak yazdım, 7 ayrı proje okuluna tercihte bulundum. Puanım yüksek olmasına rağmen hiçbir okula atanamadım. Havuzda kaldım. Benden daha düşük puanı olan arkadaşlarımız atandı. Neye göre yapıldı bilmiyoruz.  Aramızda doktorası olan, üstün başarı, belgesi olan öğretmenlere hiçbir sebep gösterilmeden ‘siz gidin’ denildi. Ancak gidebilecekleri okulları bile engellediler, havuzda kaldılar. Şu durumda ciddi bir mağduriyet var.” “HANGİ KRİTERLERLE GÖNDERİYORLAR AÇIKLASINLAR” “Sayın Bakan bizler ‘bu okulları işgal etmişiz, bu okullardan gitmek istemiyoruz’ gibi bir algı yaratıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bizler misyonumuzu tamamladığımız zaman kesinlikle gideriz. Tek istediğimiz şu: yeni gelen arkadaşlarımızın dosyasını açsınlar, bizim dosyamızı açsınlar ve bize ‘hocam yeni gelen arkadaş donanımlı, sizden daha donanımlı’ desinler. Biz gönül huzuruyla kurumlarımızı o arkadaşlarımıza teslim etmeye hazırız. Ve severek, arkadaşlarımızı takdir ederek, kurumdan ayrılırız tek istediğimiz bu. Bizim amacımız zaten çocuklarımızı bizden daha iyi öğretmenlere bırakmak. Ama yaşanan bu değil. İyi bir kriter olsun. Ve bizim yerlerimizi onlar alsın. Biz hangi kriterleri karşılayamıyoruz belli olmadığı gibi çoğu atanan öğretmenlerin kriterlerini de bilmiyoruz.” Bilişim Teknolojileri Bölümü Öğretmeni: “Alanımda puan sıralamasında 5. sıradayım. Benden düşük puanlı 3 kişi okulunda kaldı. Tezli Yüksek Lisansım da olmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmadan il emrine alındım.” “ÖĞRETMENLER ODASINI AYRIŞTIRDILAR” Eskişehir Eğitim İş Şube Başkanı Fadime Arslan: “Proje okullarında çalışacak öğretmenler şu anda mağdur edilmektedir. 181 öğretmen Eskişehir’de istemelerine rağmen hiçbir okula atanmamıştır. Neden olduğunu sorduğumuzda hiçbir cevap alamıyoruz. Burada atanamayan öğretmenler de mağdur. Yani o okulda olmayıp da proje okulu isteyen ‘neden atanmadım’ sorusuna cevap bulamıyor. Öğretmen odasını ayrıştırdılar öğretmenleri birbirine düşürdüler çünkü bir kriter olsaydı kalan da zan altında kalmayacaktı. Giden ‘neden gidiyorum’ diye soruyor gelemeyen ‘neden gelemedim’ diye soruyor. Ama Bakanlık bize her zamanki gibi kör sağır dilsiz.” “ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETÇİ ÖĞRETMENLERİ GÖNDERİYORLAR” “Nitelikli Eğitim almak Anayasal haktır. Her çocuğumuz eşit imkanlarda eğitim almalıdır. Bu yüzden de okulları proje okulları, nitelikli okul, niteliksiz okul diye ayırmak hem velilere hem öğrencilere hem de öğretmenlere yapılan büyük bir haksızlıktır. Proje okullarının asıl amacı, nitelikli okul diye tabir ettikleri ve Eskişehir'in gerçekten çok iyi öğrencilerinin gittiği bu okullardaki kurum hafızasını yok etmektir. Özellikle Atatürkçü, Cumhuriyetçi öğretmenleri buradan alıp o kurumdaki kültürü yok etmek istiyorlar. Çünkü okul bir kültürdür. Bu haksızlıktan bir an önce vazgeçilmelidir. Proje okulları bir garabettir ve bu garabete son verilmelidir. Herkes eşit imkanlarda eğitim almalıdır.” “ÖĞRENCİLER, AİLELER BÜYÜK VEFA ÖRNEĞİ GÖSTERDİ” “Gençlik bugün dedi ki ben öğretmenimi yalnız bırakmayacağım. Bütün okullarda öğretmenlerine destek vermek için onlar da bahçede değişik etkinlikler yaptılar. Buna eylem deyip çocuklara disiplin cezası vermeye çalışıyorlar. Eylem değildir bu, vefadır. Bu vefa duygusuyla öğretmene sahip çıkmadır. Bu da proje okullarındaki öğretmenlerin aslında öğrencilerle çok iyi bir bağ kurduğunu göstermiştir bugün. Sadece bu da değil, veliler de yine vefa örneği gösteriyorlar.” EĞİTİM SEN: “ARKADAŞLARIMIZI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ” Eskişehir Eğitim Sen Şube Başkanı Özkan Demirkol: “Burada büyük bir haksızlık söz konusu. Tamamen keyfiyete dayalı atamalar. Arkadaşlarımızın liyakatlerinin hiçe sayılıp öğrencilerinden koparılması ve itibarlarının bu şekilde yerler altına alınması bizim için kabul edilebilir bir durum değil. Bundan sonraki eylemliliklerimiz devam edecek. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız.” “KEYFİ ATAMALARA DERHAL SON VERİLSİN” “Bu keyfiyetin arkasında siyasi bir amaç var” diyen CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, proje okul uygulamasından derhal vazgeçilmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Görüyoruz ki Milli eğitime yönelik, okullara yönelik ele geçirme amacı var. Öğretmenler mağdur, öğrenciler mağdur, veliler mağdur. Bu öğretmenlerin hepsi yıllarını bu mesleğe vermiş alanlarının en iyi isimler ama neden gönderildiklerini bilmiyorlar. Yine proje okuluna gelmek için başvurmuş birbirinden değerli öğretmenler var neden alınmadıklarını bilmiyorlar. Ortada büyük bir keyfiyet var. Türkiye'de okulların daha da iktidarın güdümünde ideolojik yönlendirmeyi amaçlayan bir kampanyanın son ayağı ile karşı karşıyayız. Okullarda kadrolaşma amacıyla bilgili, donanımlı, iyi yetişmiş, Cumhuriyet değerlerini, Atatürk ilkelerini, çağdaş eğitimi kendine ilke edinen öğretmenleri yok sayıyorlar. Okullardan gönderiyorlar. Burada maalesef ne eğitim camiasının emekçileri olan öğretmenlerin sözleri dinleniyor ne onların tavsiyeleri dinleniyor ne liyakate bakılıyor ne deneyime bakılıyor. Hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde öğretmenin sözü dinlenmiyor. Ortada büyük bir yanlış var. Yapılması gereken bir an önce bu atamaların iptal edilmesi ve en kısa sürede bu proje okulları garabetine son verilmesidir. Burada ortak talebimiz: ne olduğu belli olmayan tamamen keyfi atamalara derhal son verilsin.”

Mağdur Olan Öğretmenlerimizin Her Zaman Yanında Olacağız! Haber

Mağdur Olan Öğretmenlerimizin Her Zaman Yanında Olacağız!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından proje okulu olarak belirlenen okullarda yapılan öğretmen atamalarına tepki gösterdi. İl Binasında bir basın toplantısı düzenleyen İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Gün geçmiyor ki; Akp iktidarının bakanlıklarında yaşanan sorunlar ve problemler silsilesine her gün bir yenisi ekleniyor. Sağlık Bakanlığı, Adelet Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çevre Şehircilik Bakanlığı vb. bakanlıklarda olduğu gibi 2014 yılında Görevlerinde başarılı bir şekilde hizmet eden Cumhuriyet gençlerini yetiştiren bir sürü ödül ve başarıya sahip yaklaşık 30 bin okul müdür ve müdür yardımcılarımızı, sebepsiz yere sendika durumlarından dolayı görevden alan Milli eğitim bakanlığı yeni bir skandal kararla karşımıza çıkmıştır. Buradan Milli Eğitim Bakanlığımıza sesleniyoruz. LİYAKAT MI? SADAKAT MI? İktidarın son dönemde  Proje Okulları olarak adlandırdığı Cumhuriyetimizin köklü okullarına haksız şekilde öğretmen atamaları yapıldı. İlk düğmeyi yanlış iliklemişlerdi. Neye göre proje okulu? Neyin Projesi? Kadrolaşmayı daha rahat yapmak, gizli ajandalarındaki niyetlerini daha kolay gerçekleştirmek için ihtiyaç duyacakları tetikçileri daha rahat konuşlandırmak için geliştirdikleri sözde proje okullarına geçtiğimiz günlerde yer değiştirme şeklinde öğretmen atamaları gerçekleştirildi. Yıllarını çalıştıkları köklü liselere vakfetmiş, o kurumlarının herkes tarafından kabul edilmiş kültürlerinin oluşmasında   yıllarını vermiş , ortaya koydukları projelerle, aldıkları eğitimler ve hizmet içi çalışmalarıyla kendilerini ispat etmiş çok değerli hocalarımız yerine birilerinin tanıdığı, bazı sendikalarının üyeleri, siyasi kişiliklerden referanslı diye nitelenen kişilerin atamaları bu okullara yapılmıştır. Bir örnek verecek olursak ilimizin köklü okullarından Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde görev yapan E-twinning projesinde 1. Olan öğretmenin ataması neden yapılmadı? Atama yaparken kriterleriniz nelerdi? Liyakat mı yoksa sadakat mı aradınız? Ne zamandan beri okul müdürleri milli eğitim bakanlığının veya valilerin yetkisinde olan öğretmen atamalarında yetkili olmuştur? Okul müdürleri öğretmenleri seçerken cinsiyetine göre mi, giyinişine göre mi, konuşmasına göre mi karar verdiler? Ellerinde öğretmenlerin başarıları ile ilgili somut veriler var mıdır? Amacınız ne? Çoğu 500 ve 500 e yakın puanlarla öğrenci alan, cumhuriyetin nitelikli okullarının genleri ile mi oynanmak isteniyor? Bu okulları kazanarak gelen ve Modern Türkiye’nin  2.yüzyılına yön verecek bu parlak çocuklarımızın önüne ket mi vurulmak isteniyor? Ne yapılırsa yapılsın çocuklarımızın, gençlerimizin Atatürk ve Cumhuriyet sevdasını engelleyemeyeceksiniz.  Okullarımızı tarikat ve cemaatlerin arka bahçesi, çocuklarımız da körü körüne bağlılık yemini etmiş müritler yapılmasına izin vermeyeceğiz. Norm fazlası kadroya  düşen öğretmenlerimiz ne olacak? Nitelikli, proje okullarındaki kadrolarına yeni atanan öğretmenlerimiz MEB takvimine göre bugünden itibaren il içi tercihte bulunacaklar. Tercihte bulunmayan veya ataması yapılmayan öğretmenler belki de ilçelere resen gönderilecek.  Bakanlık bu öğretmenlerin mağdur olmayacağını söylüyor. Zaten yerlerinden ederek mağduriyetin en büyüğünü yaşatmışınız…  Bu neyin merhameti?  Mesleklerine yıllarını vermiş, yaşadıkları ilçelerde düzenlerini kurmuş bu öğretmenlerin yaşadığı mağduriyeti kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bir başka konu da daha önce proje okul atamaları ve resen atamalar yargıdan dönmüş yargı giderleri Milli Eğitim bakanlığı bütçesinden ödenmişti. Burda Milli Eğitim Bakanlığına soruyoruz oluşacak kamu zararı cebinizden çıksaydı bu atamaları yapar mıydınız? 23 yıllık iktidarları döneminde her fırsatta müfredat, program, yönetmelik değişikliği yapan iktidar çağdaş, laik, Atatürkçü, Cumhuriyet’i özümsemiş, milli ve manevi değerlerin farkında öğretmenler ve genç nesiller yerine yandaş , düşünmeyen , sorgulamayan körü körüne bağlı biat kültürünü şiar edinmiş nesil hedefine ulaşmaya her zamankinden daha çok çırpınmaktadır. Başaramayacaklar!! İzin  vermeyeceğiz! Buradan Sayın Bakana sesleniyoruz: Eğitimin önemine inanıyorsanız önce yıkılıp yapılmayan okulların bir an öce yapılmasını sağlayın. Taşıma ile eğitim gören çocuklarımızın taşınma ve öğle yemeklerinin kalitesini arttırın. Çocuklarımızın beslenme çantalarına destek olun.   Derslik sayını arttırarak sınıf mevcutlarını azaltın.  Atanamayan öğretmen  intiharlarına son verin. Öğretmenlerimize yönelik şiddeti engellemek için yasal düzenlemeleri  sağlayın. Eğitim camiasının ekonomik durumunu düzeltin.  Atama ve yer değiştirme  işlemlerini daha adil yapın. Yönetici atamalarında sadakat yerine liyakate önem verin.  Elinizi öğretmenler odalarından çekin. Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaların her zaman takipçisi olacağız. Mağdur olan öğretmenlerimizin her zaman yanında olacağız. Hak ettikleri kaliteli eğitimi alamayan çocuklarımızın her zaman yanında olacağız. Mücadelemizi, TBMM grubumuzla birlikte yasal platformda hukuksal boyutta devam ettirirken , fiziken de meydanlarda olacağız.   Kamuoyuna saygılarımızla.''

Öğretmenlik Mesleği İle Bağdaşmayan Bir Tutumun Göstergesi Haber

Öğretmenlik Mesleği İle Bağdaşmayan Bir Tutumun Göstergesi

Eskişehir Barosu, Mahmut Sami Ramazanoğlu Camii’nde görev yapan ve Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğretmenlik yapan Eşref Yıldırım’a yönelik tepkisini gösterdi.  Eskişehir Barosu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan ve kamu vicdanını derinden yaralayan bir olay, çocuklarımızın güvenliği ve geleceği adına hepimizi endişelendirmiştir. İlimizdeki Mahmut Sami Ramazanoğlu Camii’nde görev yapan ve Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine giren Eşref Yıldırım isimli kişinin, sosyal medya üzerinden silahını masa üzerine koyarak yaptığı paylaşım kabul edilemez bir tablo sunmaktadır. Bu durum, toplumun güvenini sarsan ve saygın bir meslek olan öğretmenlik mesleğiyle asla bağdaşmayan bir tutumun göstergesidir. Çocuklarımızın bu gibi şiddet eğilimli kişilerden nasıl bir eğitim alacağı sorusu, tüm veliler ve eğitimciler için haklı bir endişe kaynağıdır. Eskişehir Barosu olarak, “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesi doğrultusunda ilimizdeki tüm eğitim kurumlarıyla hak temelli çalışmalar yürütürken, böylesine vahim bir olay karşısında sessiz kalmamız mümkün değildir. Bu olay, yalnızca eğitim sistemi değil, toplumun geleceği açısından da ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tür tehlikeli bir durumun, yetkili merciler tarafından derhal ve titizlikle ele alınmasını; gerekli idari ve hukuki süreçlerin hızla başlatılmasını talep ediyoruz. Eskişehir Barosu olarak, çocuklarımızın güvenli, sağlıklı ve şiddetten uzak bir eğitim ortamında yetişmelerini sağlamak adına sürecin takipçisi olacağımızı önemle bildiririz. Çocuklarımızın geleceği, hepimizin sorumluluğudur. Toplum vicdanını yaralayan bu tür olayların tekrarlanmaması için gerekli adımların bir an önce atılması gerekmektedir."

Halk Eğitim Öğretmenlerine Tiyatro Hediyesi Haber

Halk Eğitim Öğretmenlerine Tiyatro Hediyesi

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi’ne bağlı çalışan öğretmenlerini Lüküs Hayat Müzikalinde misafir etti. 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları haftasında Odunpazarı Halk Eğitim Merkezi yetkililerinin, öğretmenlerin bu özel gününü bir tiyatro oyunu ile kutlama düşüncesine, kayıtsız kalmayan Şehir Tiyatroları, Halk Eğitime bağlı çalışan 150 öğretmeni yoğun ilgi gören “Lüküs Hayat” adlı müzikal oyununda davetli olarak ağırladı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ve Senfoni Orkestrası'nın iş birliğiyle sahnelenen, Cemal Reşit Rey’in bestelediği, Ekrem Reşit Rey’in librettosunu yazdığı iki perdeden oluşan ünlü müzikalde Şehir Tiyatrolarının birbirinden değerli sanatçıları rol alıyorlar. Orkestra şefliğini ve aynı zamanda orkestrasyon ile müzik düzenlemesini de Aytuğ Ülgen’in yaptığı oyunun yardımcı yönetmenliğini Mete Ayhan, koreografisini Selçuk Borak, dekor tasarımını Barış Dinçel, kostüm tasarımını Tülay Kale, ışık tasarımını ise Ersen Tunççekiç üstlendi. Her gösteriminde olduğu gibi biletleri günler öncesinden tükenerek kapalı gişe sahnelenen oyunun sonunda öğretmenler 1200 kişilik salonu dolduran Eskişehirli sanatseverlerle birlikte sanatçıları ayakta alkışladılar ve oyunun dillere destan “Lüküs Hayat” şarkısını hep bir ağızdan söylediler.

Başkan Ataç Emekli Öğretmenlerle Buluştu Haber

Başkan Ataç Emekli Öğretmenlerle Buluştu

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen programda emekli öğretmenler ile bir araya geldi. Tepebaşı Belediyesi tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen program yoğun katılım ile gerçekleşti. Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda gerçekleşen programa Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yanı sıra CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Tevfik Yıldırım, Tepebaşı Belediyesi başkan yardımcıları ve çok sayıda emekli öğretmen katıldı. Programda konuşan Başkan Ataç, “Bugün burada hayatlarını eğitime ve geleceğimizin teminatı olan genç nesillere adamış siz değerli öğretmenlerimizle bir arada olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Sizler, sadece bilgi aktaran kişiler değil, aynı zamanda sabırla, sevgiyle ve özveriyle toplumumuzun mimarları oldunuz. Her birinizin emeğiyle nice birey yetişti, nice hayaller gerçeğe dönüştü. Sizlerin her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim. Sadece geçmişteki katkılarınız için değil, gelecekteki destekleriniz için de teşekkür ediyorum” dedi. Buluşmada katılımcılara meslek hayatlarına dair tecrübelerini aktaran İlyas Küçükcan ve Muharrem Kubat da düzenlenen programdan dolayı Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a teşekkür etti. Program, İki Elin Sesi Var Senfoni Orkestrası eğitmenlerinin müzik dinletisi ile sona erdi.

Başkan Kazım Kurt: “Biz Kreşlerimizi Kapatmayacağız” Haber

Başkan Kazım Kurt: “Biz Kreşlerimizi Kapatmayacağız”

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen yemekte, belediye bünyesinde görev yapan öğretmenlerle bir araya geldi. Başkan Kurt, konuşmasında sadece öğretmenlere teşekkür etmekle kalmadı, Türkiye’nin eğitim politikalarına dair sert eleştirilerde bulunarak dikkat çeken mesajlar verdi. “167 ÖĞRETMEN, BİNLERCE ÇOCUĞUN HAYATI DEĞİŞİYOR” Odunpazarı Belediyesi’nin eğitim alanındaki öncü çalışmalarına değinen Başkan Kurt, Odunpazarı Belediyesi’nde 167 öğretmen ile binin üzerinde çocuğa kreş hizmeti sunduklarına dikkat çekti. “Bu sadece bir eğitim hizmeti değil, aynı zamanda kadınların çalışma hayatına katılımını sağlayan, ailelere nefes aldıran bir sosyal belediyecilik hamlesidir. 22 yıldır Eskişehir’e tek bir kreş dahi açmayanlar şimdi bizim kreşlerimizi kapatmaya çalışıyor. Ama unutmasınlar, Odunpazarı Belediyesi teslim olmayacak” diyen Başkan Kurt, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yönelik kreşleri kapatma kararını eleştirdi. Bu girişimlerin siyasi bir baskı olduğunu belirten Başkan Kurt, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: ''Kapatmak kolay! Ama teslim olmak demektir. Biz teslim olmayacağız. Her mahalleye bir kreş, toplamda 100 kreş hedefimizden vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’de kreş fikrini gündeme sokan ilk belediyeyiz. Bugün AKP’li belediyeler bile seçim beyannamelerine kreş vaadini koyuyorsa, bu bizim başarımızdır. BAŞKAN KURT EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ ÇARPIKLIKLARA DİKKAT ÇEKTİ Türkiye’de atanamayan öğretmen sayısı yarım milyonu aştı, köylerde okullar kapalı. Eskişehir’in bazı mahallelerinde ilkokul, ortaokul, lise yok. Eğitimde planlama yok, vizyon yok. Bu çürümüşlük, halkın hakkını gasp etmektir. Ama biz mücadele edeceğiz. Kreşleri kapattırmayacağız, eğitimi ayağa kaldıracağız.” Konuşmasında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne de vurgu yapan Başkan Kurt, kadınların güvenliği ve hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. Başkan Kurt, “Kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur. Bugün kadınlar, en temel hakları için bile direnmek zorunda kalıyorsa, burada hepimize düşen bir görev var: Direnmek, itiraz etmek ve eğitimi bu doğrultuda şekillendirmek. Kadınların Odunpazarı’nda güvende olması yetmez; tüm Eskişehir’de ve Türkiye’de güvence altında olmaları için çalışacağız” şeklinde konuştu. ODUNPAZARI’NDA YAKTIĞIMIZ MEŞALE TÜRKİYE’Yİ AYDINLATACAK Konuşmasını umut dolu bir mesajlar da veren Başkan Kurt, “Biz aydınlık bir Türkiye’ye inanıyoruz. Odunpazarı’nda yakılan sosyal belediyecilik meşalesi bugün sadece Eskişehir’i değil, tüm Türkiye’yi etkiliyor. Sizin azminizle, sizin çabanızla başaracağız. Öğretmenler Günü’nüz kutlu olsun, bu mücadeleyi birlikte büyütelim” dedi. Konuşma, salondaki öğretmenlerden büyük alkış aldı. Öğretmenlerin gönüllerince eğlendiği gecede, Başkan Kurt öğretmenleri yalnız bırakmadı.

Artırımlı Ek Ders Ücreti Herkesin Hakkıdır Haber

Artırımlı Ek Ders Ücreti Herkesin Hakkıdır

Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şubesi tarafından yüksek lisans ve doktora mezunu olan herkese ek ders ücretlerinin artırımlı ödenmesi için başlatılan hukuki süreçle ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''7. Dönem toplu sözleşme kazanımı olarak yüksek lisans mezunu öğretmenler %7 Doktora mezunu öğretmenler %20 artırımlı olacak şekilde ekders ücreti almaktadırlar. Ancak bu hakkın sadece fiili olarak yapılan  dersler için olması doğru değildir. Artırımlı ekders ücreti Okul Yöneticileri, Rehber Öğretmenler ve Bilişim Teknolojileri Formatör öğretmenleri başta olmak üzere ayrım yapılmaksızın herkese ödenmeledir. Bu konuda artırımlı ücret ödemesinde ayrım yapılmaması bu artırımın herkese yapılması talebi Genel Merkezimizin toplu sözleşme talepleri arasında yer almaktadır. Bu konuda sendikamızın da içinde bulunarak başka illerde  açılmış kazanılmış ve yargı eliyle düzeltilip artırımlı ücret almaya başlayan birçok emsal var. Üyelerimizin başlatacağı hukuki süreçte sendikamızın hukuk masası olarak sonuna kadar üyelerimizin yanındayız.  Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube olarak artırımlı ücret almak için bireysel olarak hukuki süreç başlatmak ve dava açmak isteyen üyelerimize destek oluyoruz. Bu konuda bilgi almak, bireysel dava açmak isteyen üyelerimiz bizlere ulaşabilirler.''

Kadın Öğretmenlerle Karşı Karşıya Getirmeye Çalışmak Politik Bir İstismardır Haber

Kadın Öğretmenlerle Karşı Karşıya Getirmeye Çalışmak Politik Bir İstismardır

AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof.Dr.Ayşen Gürcan son günlerde bazı basın yayın organlarında kendisi ile ilgili ortaya atılan iddialara yanıt verdi Milletvekili Prof.Dr.Gürcan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Sözcü Gazetesi’nin 12.10.2024 tarihli nüshasında yayınlanan ve "Saray danışmanı AKP'li vekile yeni iş bulundu" başlığı ile servis edilen haberde kullanılan resim şahsıma ait olup, habere bahis olan eğitim ile hiçbir ilişiğim bulunmamasına rağmen sözcü gazetesi tarafından ilgili haberde şahsım açıkça hedef gösterilmiştir. Başından beri bilinçli yürütüldüğüne inandığım bu karalama kampanyasına karşı sadece hukuki bir süreç yürütmek istemekteydim, zira iktidar partisi vekili olarak ülkede bunca acı gündemler var iken gerçek sorunlara çözüm arayışlarını gündemime almayı tercih etmekte, sanal gündemler ile kamuoyunu meşgul etmekten imtina etmekteydim, lakin mesele yerel medyada ve bazı çevrelerce kendi ideolojik propagandalarına araç olarak kullanılmakta ve günlerdir suistimal edilmektedir. Böylelikle basın etiğinden ve insaniyet namına her türlü ilkeden uzakta yapılan bu habercilik anlayışı benim nezdimde bu zamana kadar muhataplık kazanmasa da bazı basın mensuplarının aksine Eskişehirli hemşerilerimin ve kamuoyunun hakikate ulaşma hakkına duyduğum saygıdan ötürü bu açıklamayı gerekli görmekteyim. Basın; kamuoyunu gerçek, güncel ve kamu yararına olan haberler ile bilgilendirmelidir. Yalan haberler ile hedef göstermek, mesnetsiz iddialar ile meseleyi çarptırmak, haber dili ile birilerinin siyasi fırsatçılığına zemin hazırlamak basın etiğine oldukça aykırı olduğu gibi, basın ve yayıncılığı kamuoyunun haber alma hakkını karşılayan bir hizmetten uzaklaştırıp paralı bir basın tetikçiliğine dönüştürmektedir. Hayatını öğretmen yetiştirmeye adamış, öğretmenlere sayısız meccanen eğitimler vermiş, milletvekilliğinden önceki görevi lise müdürlüğü olan, ifa ettiği görevler arasında en şanlı olanının öğretmenlik olduğunu her platformda dile getiren bir kadın öğretmen olarak şahsımı, kadın öğretmenlerle karşı karşıya getirmeye çalışmak çok çirkin bir zihniyetin bilinçli bir politik istismarıdır. Öyle ki başka partilerden olan meslektaşlarımdan ve medya mensuplarından haberin kaynağının araştırılmasını veyahut Eskişehir’de en kolay ulaşılan kişilerden biri olarak aranıp olayın gerçekliğinin sorulmasını beklerdim, mesele hakikatin ne olduğundan çok, okurlarının ve kendi siyasi tabanlarının duymak istediklerini, değerlerini suistimal etmek olacak ki; herkesçe kabul göreceklerine inandıkları sloganları sallamayı ve böylelikle kendi siyasi tabanlarını köpürtmeyi tercih ettiler. Değerli basın mensupları ve siyasetçi meslektaşlarımı, ülkece ve dünyaca acı gündemlerle boğuştuğumuz bu günlerde kamuoyu vicdanını sanal gündemler ile daha da hırpalamak yerine, gerçek gündemlerin çözüm arayışında iş birliğine davet ediyorum. Enstitü Sosyal, kamu yararına araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürüten bir düşünce kuruluşudur. Memleketimizde eğitim alanında yapılan birçok faydalı girişimde, yoğunluğum sebebiyle aktif görev üstlenmesem bile, gönüllü olarak işin bir tarafında muhakkak olmaya çalışmaktayım. Enstitü Sosyal’de de aktif bir görevim olmamasına rağmen birçok deneyimli akademisyenle beraber danışma kurulu bünyesinde destek vermekteyim, lakin bahsedilen eğitimin hiçbir aşamasında ne söz hakkım ne de herhangi bir faal görevim bulunmamaktadır. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağını bilmelerine rağmen bu kadar fütursuzca yalan söyleyebilmeleri bu toplumun ne kadar vicdanlı olduğunu bilmeleri ve kamuoyu vicdanını istedikleri gibi suistimal edebileceklerine olan yersiz inançlarıdır. Bu iyi niyetten uzak yalan haber ile ilgili hukuki süreci başlatmış bulunmaktayım."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.