SON DAKİKA
Hava Durumu

#Niğde

Porsuk Haber Ajansı - Niğde haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Niğde haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: "Tarlada Donan Ürüne Destek Yok mu?" Haber

Gürer: "Tarlada Donan Ürüne Destek Yok mu?"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Hüsniye, Ovacık ve Eminlik köyünde çiftçilerle bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Çiftçiler, Gürer’e en büyük problemleri arasında sulama suyuna erişim, artan girdi maliyetleri ve yetersiz desteklerin yer aldığını söylediler. Gürer, yaşanan şiddetli dondan önce fide diken lahana üreticisi dondu. Ekimi geciktiren dondan kurtardı. Mayıs ortasına kadar ekim devam edecek. Don yaşayan üretici de tarla söküp yeniden ekime yetiştirmek için fide desteği bekliyor. Bu arada, dondan önce ekim yapan ve tarlada ürünü donan lahana üreticilerine tespit için gelen görevliler, donan ürüne rağmen bahçe ürünleri dışında sigorta yoksa destek verilmeyeceğini söylemişler. Bu durumda çiftçi, “Böyle bir karar varsa biteriz. Konuyu takip ediyoruz.” dedi. Gürer, erken ekilen pancar ve lahana tarlaları don ile üretim olanağı kalmasa da Mayıs ayı ortasına kadar yeniden ekim olanağı olduğu için acil hasar tespiti yapılarak üreticiye tohum, fide ve gübre desteği sağlanması için Bakanlığa çağrı yaptı. Ekili arpa tarlalarında kısmi sararmalar olsa da ürünün kendini kurtarması beklendiğini de belirtti. YERALTI SUYU TÜKENİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemiz son yılların en kurak dönemini yaşıyor. Kuraklık ile ortaya çıkacak sorunlar beklenirken çiftçiyi don vurdu. Kuraklık, yer altı sularının da çekilmesine neden oluyor. Son yıllarda yer altı suları daha derine indi. Niğde ilinde patates, lahana, pancar, domates gibi ürünler su ister. Niğde, lahana üretiminde ülke ikincisi olan ihracat için erken ekim yapılan bir bölge. Suda sorun yaşarken bu kere tarlalarda fideler dondu. Turşuluk lahana üretimi için 15 Mayıs’a kadar fide dikimi süreci var. Dondan önce eken mağdur oldu. Dondan sonra ekime başlayan ise üretimden umutlu. Don ile donan tarlalar, TARSİM’de olsun olmasın, saptanıp fide ve gübre desteği verilerek yeniden fide dikimi sağlanarak üretim kaybı önlenir. İkinci dikim, girdi maliyetlerini ikiye katlaması demektir. Bu nedenle derhal zararları karşılanmalıdır. Bunun yanında tarımsal sulamada giderek su varlığı oluşan çekilme, bölgede sulu tarımı tehdit eder noktaya doğru gitmektedir.” dedi. Gürer, çiftçilerle yaptığı görüşmede don ile oluşan sorunlar yanında bölgede sulama suyunun giderek daha çok soruna dönüştüğünü anlattıklarına işaret etti. Üreticiler,"Yağışların az olmasından dolayı geçen yıldan itibaren yeraltı sularımızda azalma başladı. Geçen yılın sonunda boşa çıkan kuyularımız oldu. Bu yıl biraz yükselme olduysa da su kullanıldıkça tükeniyor. Eskiden 5-10 metreden su çıkardı, şimdi 150 metreye indi. Ancak bu taş üzerinde su yok. Şu anda dört kuyuyu birleştirerek bir tarlayı sulamaya çalışıyoruz.” diye konuştular. Gürer, “Kuraklık farklı bölgelerde de hissediliyor. Yağışlar yeterli olmaması sorunu giderek daha da derinleştirecek” dedi. SULAMA MASRAFLARI ÜRETİCİYİ ZORLUYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin elektrik giderlerinin gelirle karşılanamadığını da belirtti. Üretici, "Elektrik gideri, geliri karşılamıyor ama yapacak başka iş yok. Geçen yıl kornişon salatalık ektik, günlük işçilik masrafımız vardı. Ürün topladık, sattık, ama zarar ettik. Buna rağmen yapacak başka işimiz olmadığı için üretime devam ediyoruz." dedi. LAHANA ÜRETİMİNDE SU VE FİYAT SORUNLARI Ömer Fethi Gürer, turşuluk lahana üretiminde geçen yıl üretimde yaşanan sıkıntıları sorduğu Üretici, "Fiyatlar dipteydi. Geçen yıl zarar ettik ama yine de üretmeye devam ediyoruz. Bu yıl su konusunda umutlu değiliz. Ürün gelişirse su çok önemli; bu ürün üç-dört günde bir sulama gerektiriyor." Gürer, Bor’un köylerinden Kaynarca ve Ulukışla ilçesi Eminlik, Hüsniye, Ovacık gibi bölgelerde lahananın önemli bir üretim merkezi olduğunu belirterek, "Buradaki üreticiler hem turşuluk hem de yemeklik lahana üretiyor. Ancak üreticilerimizin karşılaştığı maliyetler giderek artıyor." diye konuştu. DON ZARARI VE ARTAN GİRDİ MALİYETLERİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki don olaylarının çiftçiye büyük zarar verdiğini belirterek, özellikle bahçe ürünlerinde ciddi kayıplar yaşandığını ifade etti: "Zirai don, bahçe ürünlerinde ve sert çekirdekli meyvelerde büyük zarara yol açtı. Ancak tarlada ekili ürünler Nisan sonu ve Mayıs ayında ekildiği için bu sezon kısmen kurtarıldı. Çiftçilerimiz doğru desteklendikleri takdirde üretime devam etmeye kararlı." Üretici ise artan girdi maliyetlerine dikkat çekerek, desteklerin yetersiz olduğunu belirtti. , "Taban gübresi fiyatı geçen yıla göre verilen destekten daha fazla arttı. Gübre, tohum, ilaç, mazot her şeye zam geliyor. Üretici ürettiği ürünün girdi maliyetlerini karşılayamıyor. Aracılık sistemi ise bu durumdan avantaj sağlıyor." dedi. NİĞDE: TÜRKİYE'NİN TARIMI İÇİN ÖNEMLİ BİR ŞEHİR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin tarımda önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, "Niğde, patates, fasulye ve çavdar üretiminde Türkiye birincisi. Lahana üretiminde ise ikinci sıradayız. Ancak çiftçilerimiz yeterli destek alamıyor. Bu durum gençlerin tarımdan uzaklaşmasına neden oluyor. Gençlerin bu sektöre yönelmesi için daha fazla teşvik sağlanmalı." şeklinde konuştu. Gürer, lahananın hibrit türlerinin dondan etkilendiğini, ancak geç ekimlerle sezonun kurtarılmaya çalışıldığını belirterek, "Şimdi bu lahanaları stil olarak ekiyorsunuz ve turşuluk olarak fabrikalara veriyorsunuz. Ancak bu süreçte yeterli destek almanız gerekiyor. Şu anda sadece tarla desteği ve mazot-gübre desteği alıyorsunuz. Bu yeterli değil." dedi. ÇİFTÇİLERİMİZ TOPRAĞA SAHİP ÇIKIYOR Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin üretimi sürdürme konusundaki kararlılığını vurguladı: "Çiftçimiz üretmek istiyor. Traktörü olan, tarlası olan herkes üretimin içinde kalmayı hedefliyor. Ancak üreticinin ayakta kalabilmesi için yeterli destek sağlanmalı. Zirai donun erken ekilen tarla ürünlerine verdiği zarar da karşılanmalı. Lahana ve pancar gibi yeniden ekim olanağı olan tarla bitkileri için üreticiye acil destek verilmelidir “dedi. ÇÖZÜM İÇİN DAHA FAZLA DESTEK GEREKLİ Çiftçilerin yaşadığı sorunlar, sulama suyu yetersizliği, don olayları ve artan girdi maliyetleri gibi birçok başlıkta çözüm beklediğini belirten Ömer Fethi Gürer, tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve çiftçilerin desteklenmesi yönünde atılması gereken adımların önemine dikkat çekti.

CHP'li Gürer: ''Beş İlde Elmada Büyük Kayıp'' Haber

CHP'li Gürer: ''Beş İlde Elmada Büyük Kayıp''

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, zirai don felaketinden etkilenen Niğde’nin Merkez,Bor ve Altunhisar ilçesinde elma bahçelerini gezdi. Don ile tamamına yakın yok ılan ve Büyük kayıplar yaşayan üreticilerin sorunlarını dinleyen Gürer, çözüm önerilerini paylaştı. ZİRAİ DON ELMALARI YAKTI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki zararın boyutlarına dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: “Ülkemizde yaşanan don felaketinden Niğde'deki elma bahçeleri büyük oranda etkilendi. Türkiye genelinde 99 milyon elma ağacımız var. Ancak bunlardan 18 milyonu genç olduğu için ürün vermiyor. Ürün veren ağaçlar arasında özellikle Niğde, Karaman, Konya, Antalya ve Isparta öne çıkıyor. Bu illerin tamamı don olayından etkilendi, ancak Niğde’deki kayıp çok daha büyük. Geçtiğimiz yıllarda 614 bin ton elma üretilirken bu yıl 500 bin ton kayıp görülüyor . Çiçekler büyük ölçüde zarar gördü ve ciddi bir üretim kaybı yaşanacak.” Ömer Fethi Gürer Türkiye genelinde elma üretimine ilişkin ise, “Türkiye genelinde üretilen elma miktarı 4 milyon 602 bin ton. Bunun da yaklaşık bir buçuk milyon tonu ihraç ediliyordu. Bu durumda ihracat olanağı da sınırlı olacak ve ciddi anlamda üretim kaybı yaşanacak. Görüldüğü gibi, dondan etkilenen ve artık ürün vermeyecek olan çiçeklerde büyük bir zayiatın varlığı gözler önünde. ÜRETİCİNİN ÇIĞLIĞI: “BU YIL ÜRÜN YOK” Bölgedeki 800 dekarlık elma bahçesiyle büyük çaplı üretim yapan Cemil Acer, don felaketinin etkilerini rakamsal verilerle belirterek, “Burası 800 dekar bodur elma bahçesi. Yaklaşık 4.000 ton üretimimiz oluyor. Bu sene maalesef belki 100 ton olacak. Büyük bir bölümünü de ihraç ediyoruz; %80’ini ihraç ediyoruz ürettiğimiz elmanın. 21 yıldır bodur elma yetiştiriyoruz, bahçe işi yapıyoruz. Böyle felaket görmedik. Bu don felaketi çok büyük bir kayıp oldu. Çiçeklerin içerisi tamamen boş. Birkaç gün içerisinde bu çiçekler dökülecek. Asıl meyveyi oluşturan ürün soğuk almış durumda. Çiçeklerin tamamen içi boş. Birkaç gün dayanır, Mayıs’ın başında tamamen dökülür. Bugüne kadarki tecrübemiz bunun üzerine. NİĞDE ELMA ÜRETİMİNDE BİRİNCİ SIRADA “Geçmişte bölgede Amasya ya da misket elması olarak bilinen ağaçlar ağırlıklıydı” diyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu türlerin ihracat şansı olmadığı için önemli bir bölümünün söküldüğünü belirtti. Ancak, Niğde’nin halen misket elma ağacı sayısında birinci sırada olduğuna dikkat çekti. Gürer, “Son yıllarda yeni elma türleri bölgeye geldi ve üretim çeşitliliği arttı” dedi. Elma üreticisi Cemil Acer ise üretimdeki dönüşümü ve yaşanan kayıpları şu sözlerle anlattı: “Red Chief, Super Chief, Granny Smith, Golden, Fuji, Pink Lady gibi yeni endüstriyel elmalar yetiştiriyoruz. Bunların tamamı ihracat için üretiliyor. Bizim gibi büyük entegre işletmeler ihracata yönelik çalışıyor. Ancak, bu yıl don felaketi nedeniyle bölgemizde üretim tamamen kayboldu. Çiçeklerin içi boş ve birkaç gün içinde dökülecek. Bir sonraki yıl için zararın boyutunu şu an öngöremiyoruz.” Acer, İl Tarım Müdürlüğü’nün gerekli tespitleri yaptığını ve İlçe Tarım Müdürlüğü’nün süreci takip ettiğini belirtti.  TARSİM’E TEPKİ: “SİGORTA SİSTEMİ KARMAŞIK VE ÇİFTÇİ ALEYHİNE” Elma üreticisi Cemil Acer, sigorta konusunda yaşanan sıkıntıları belirterek, “TARSİM sigortasını maalesef yaptırmadık. TARSİM ile ilgili çok büyük sorunlarımız var. Onun için TARSİM yaptırmıyoruz. TARSİM Sigorta karmakarışık bir sistem. Bu bahçelerin büyük bir bölümü, süspansiyonlu kredilerden dolayı bankanın mecburiyetinden yapılan sigortalar. Bizde de küçük bir bölümü, 70 dekar gibi, süspansiyonlu kredilerden dolayı mecburiyetten yapıyoruz. TARSİM sigorta sistemini artık çiftçi benimsemiyor. Onun için yaptırmıyor. Burada büyük bahçeler var. Bizim gibi komşularımızın hiçbiri sigorta yaptırmıyor.” diye konuştu. TARSİM SADELEŞMELİ VE ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ Ömer Fethi Gürer, TARSİM sisteminin revize edilmesi gerektiğini belirterek, “TARSİM'de yeniden bir düzenlemeye gidilmeli. Sigorta sistemi hem sadeleştirilmeli hem de çiftçinin lehine olmalı. Bununla ilgili kanun teklifi de verdik. %66 oranında olan donla ilgili prim desteğinin %75’e çıkarılmasını talep ettik. TARSİM’e kayıtlı olsun olmasın, tüm çiftçilerin zararları karşılanmalı. Çünkü şimdi bu ağaçta meydana gelen bu don, sonraki seneye gelecek dönemdeki üretimi engellememesi için ne yapılacak? Gübre atılacak, su verilecek, ilaç verilecek. Buradan gelir elde etmeyen üretici, bu destekleri almazsa nasıl yapacak?” diye sordu. ELMA OLMAYACAK AMA MASRAF DEVAM EDECEK Elmanın olmayacağını ancak masrafların devam edeceğini belirten elma üreticisi Cemil Acer, “İşçiliği hariç, tahminen dekar maliyetimiz 50.000 lira civarındaydı. Şimdi elma yok. 10 bin lirasını tasarruf edebiliriz. Eğer mal olmadığı için bazı ilaçlama ve besleme gruplarını tasarruf ederiz ama yine de 40 bin lira masrafımız olacak. Bunu yapmazsak ağaç ölecek. Bir sonraki yıla ürün vermez. Örneğin, kırmızı örümcek ilacını atmak zorundayız ki bir sonraki dönemin gözlerine zarar vermesin ve bir sonraki sene ürün olsun diye. Bu kadar büyük bir kaybımız var.” şeklinde konuştu. BU BÖLGENİN EKONOMİSİ TARIMLA DÖNÜYOR Cemil Acer, tarımın bölgedeki ekonomik önemine vurgu yaparak, “Bu bölgedeki Anadolu insanının büyük bir çoğunluğu, 5-6 ay tarım işletmelerinde çalışarak bir yıllık geçimini sağlardı. Öğrenciler yaz aylarında buraya çalışmaya gelirdi. Yazın elma hasadı olmayacağı için istihdamda büyük bir kayıp olacak. Kışın depoda elma işliyorduk. Elma olmadığı için depolama yapamayacağız, orada da istihdam kaybı olacak. Köylerin büyük bir bölümünün istihdam kaynağı tarımsal üretimdi. Maalesef şimdi bu iş olmayacak.” dedi.  Hem büyük çiftçinin hem küçük çiftçinin bankaya borçları olduğunu hatta entegre işletmelerin dahi borçlarının olduğunu ve üretimin önemine değinen Acer, “Biz üretirsek vergi öderiz. Biz üretirsek ihracat yaparız. Biz üretirsek ülkeye gelir sağlamış oluruz. Biz üretirsek vatandaşın sofrasına aş gider, yiyecek gider. Bu sene, bu doğal afetten dolayı elma olmayacak. Ceviz olmayacak, kayısı olmayacak, nektarin olmayacak. Bunların maalesef hiçbirisi yok.” diye konuştu.  AFET BÜYÜK, ÇÖZÜM ŞART Gürer, don felaketinin ekonomik ve sosyal etkilerinin büyüklüğüne işaret ederek, “Onun için çiftçinin hem kredi borcu var hem de gelecek yıl üretim yapabilmesi için bu ağaçlara bakımını sürdürmesi gerekiyor. Yani “Ağaçta meyve yok, ben ağaca bakmayayım.” diyemez. Bu ağaca bakılacak. Onun için hasarlar tespit edilmeli, gerekli destekler sağlanmalı ve ayrıca yurtdışı pazarının kaybolmaması için bugünden tedbirler alınmalı. Uğranılan zarar, ziyan çok büyük. Bölgenin önemli bir üretim alanı olan bu bölgede, yaşanan don olayından sonra çiçeklerin içi boşalmış ve bunlardan artık ürün olması mümkün değil. Büyük bir zayiat var.” şeklinde konuştu CHP’li Ömer Fethi Gürer, dedesi tarafından söylenilen bir sözü de ifadelerine ekleyerek, “Dedem derdi ki: ‘Hasan Dağı’nda kalbur kadar kar varsa, Bor Bağı’nın, Altunhisar Bağı’nın hayrını gör.’ Hasan Dağı’nda kar var. Sürecin bundan sonraki evrileceği olumsuzlukta, eğer ağaçlar zarar görmezse o bile büyük bir mutluluk. Onun için yaşanan afet büyük, destek şart.Tarsimde olsun olmasın  tüm üretici zararları karşılanmalıdır “dedi.

TMO'nun Patates ve Soğana Müdahale Etmesi Gerekiyor! Haber

TMO'nun Patates ve Soğana Müdahale Etmesi Gerekiyor!

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 9 Ekim Çarşamba günü Niğde’de patates ve kuru soğan hasat törenine katıldı. TZOB Başkanı Bayraktar Niğde ve Nevşehir Ziraat Odası Başkanları ile basın açıklaması yaptı. Bayraktar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Ülkemizde hemen hemen her ilde patates üretimi yapılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2023 yılında 5 milyon 700 bin ton üretim gerçekleşti. Patates üretimimizde bir önceki yıla göre bu yıl yüzde 9,6, patates ekim alanında ise yüzde 8,4 oranında artış meydana geldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2024 yılı Bitkisel Üretim 1. Tahmin verilerine göre;  patates üretim miktarının bir önceki yıla göre yüzde 14 oranında artarak 6 buçuk milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde patates üretiminin yoğun olarak yapıldığı Niğde,  Afyonkarahisar, Kayseri, İzmir, Konya, Sivas, Nevşehir, Aksaray ülke üretiminin yüzde 70,6’sını, ekim alanlarının ise yüzde 65,7’sini oluşturuyor. Bu illerimizi sırasıyla Adana, Bitlis, Erzurum, Hatay, Bolu, Trabzon ve Karaman takip ediyor. Ülkemiz üretiminin yaklaşık yüzde 79 buçuğu bu illerimizde yapılıyor. “Patates ve kuru soğan üreticilerimiz arzda yaşanacak artıştan dolayı fiyatların düşmesi endişesini yaşıyor” 2023 yılında patatesin yurt içi kullanımının 4 milyon 934 bin 385 ton olduğu ve ülkemizde yeterlilik derecesinin yüzde 103,6 olduğu biliniyor. Odalarımızdan edindiğimiz bilgiye göre, ülkemiz üretim artışının daha da fazla olacağını, geçen yıla göre yaklaşık 1 buçuk milyon ton fazla patates üretimi gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Üreticilerimiz, arzda yaşanacak bu artış sonucu fiyatların düşmesi endişesini yaşıyor. Ülkemizde kuru soğan üretimine gelince 67 ilimizde kuru soğan üretimi yapılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; 2023 yılında 2 milyon 600 bin ton üretim gerçekleşti. Kuru soğan üretiminde bir önceki yıla göre yüzde 10,6, ekim alanında ise yüzde 5 oranında artış meydana geldi. Bitkisel Üretim 1. Tahmin verilerine göre;  kuru soğan üretim miktarının 2023 yılına göre yüzde 7,7 oranında artarak 2 milyon 800 bin tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Kuru soğanda üretimin iller bazında dağılımına baktığımızda, yüzde 38,1’lik payla ilk sırada Ankara yer alıyor. Ankara’yı yüzde 12,8 ile Amasya ve yüzde 11,8’lik payla Çorum takip ediyor. Bu illerimizi sırasıyla Eskişehir ve Hatay (yüzde 5,4), Adana (yüzde 4,7 ) takip ediyor. Niğde 21 bin 987 ton üretim ve yüzde 0,8’lik pay ile 14. sırada, Nevşehir ise bin 448 ton üretim ve yüzde 0,1’lik pay ile 39. sırada yer alıyor. Kuru soğanın yurt içi kullanımı 2 milyon 187 bin 965 ton olduğu ve ülkemizde yeterlilik derecesinin yüzde 102,9 olduğu biliniyor. Halen patates fiyatları maliyetinin altında. Geçen yıl ortalama 9 buçuk lira olan üretici fiyatı bu yıl yüzde 50,5 oranında düşüşle 4 lira 70 kuruşa satılıyor. Kışlık patateste depo ve işçilik giderleri maliyetleri daha da artırıyor. Çiftçilerimizin buna tahammül etmesi mümkün değildir. Bir sonraki senede üretimden vazgeçtiği için fiyatlar patlıyor. Üreticilerimiz tekrar ekmeye başlıyor, üretim artıyor ve fiyatlar dip yapıyor. Bu durum sürdürülebilir değildir. Bunun doğal sonucu olarak üretimden vazgeçen özellikle gençlerimiz şehirlere göç ediyor. Tarımda çalışacak insan bulamıyoruz. Doğru tarım politikalarıyla bu kısır döngüye bir son verilmelidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak yıllardır soğan, patates gibi üretimde dalgalanmaların çok sık yaşandığı ürünlerde üretim planlaması yapılması talebimizin dikkate alınarak, 2025 yılı desteklerinde patates ve kuru soğanın üretim planlamasında yer alması çiftçilerimiz için olumlu bir adım olmuştur.  Ancak bununla yetinilmemeli, sorunlar kalıcı olarak çözülmeli, üreticilerimizin üzerindeki girdi yükü hafifletilmeli, yaşanan tüm bu sıkıntılar sonucu borçlarını ödemekte zorlanan çiftçilerimizin kredi borçları ertelenmelidir. Tüketici fiyatları arttığında yapılan hızlı müdahale, üretici fiyatları düştüğünde ve pazarlama sorunları yaşandığında da aynı hızda yapılmalı, üreticiler mağdur edilmemelidir.  Patateste ihracatın açık olmasına rağmen fiyatların düşük olması daha da endişe verici bir durumdur. Kuru soğanda da durum pek farklı değildir. Ülkemiz kuru soğan üretiminde de bir önceki yıla göre yaklaşık 200 bin ton artış olacağı tahmin ediliyor. Bu durum üreticilerde fiyatlarının düşmesi korkusunu beraberinde getiriyor. Diğer taraftan çiftçimiz ürününü 4 lira 70 kuruşa satarken markette yüzde 206 fark ile 14 buçuk liraya, satılmasından da çok rahatsızdır. Aradaki makasın kapanması için, piyasadaki fiyatların kontrol altına alınması, tüketicilerin artan fiyatlar karşısında korunması adına gıda ürünlerinde tavan fiyat uygulaması, üreticilerimize de taban fiyat uygulanması konusunda çalışmaların bir an önce yapılması önemlidir. “Toprak Mahsulleri Ofisi’nin devreye girerek patates ve kuru soğana müdahale etmesi gerekiyor” Kısıtlı açılan kuru soğan ihracatının tamamen açılması, yeni pazarlar bulunması ve önceki yıllarda olduğu gibi Toprak Mahsulleri Ofisi’nin devreye girerek patates ve kuru soğana müdahale etmesi gerekiyor. Devlet eliyle yapılacak patates alımlarında, üreticilere verilecek her türlü hizmette, ziraat odaları görev yapmaya hazırdır. Nitekim 2021 yılında TMO alımlarında çiftçilerin patates ve soğanlarının alımında ziraat odaları devreye girerek çürümüş ve filizlenmiş ürünleri ayıklamış, çuvallamış ve bu hizmetlerin karşılığını TMO’dan almıştır. Alımı yapılan ürünlerin ülkemizde sosyal yardımlar kapsamında olan kişilere ve yurt dışında da insani yardımlar kapsamında ihtiyacı olan ülkelere gönderilmesi sağlanmalıdır. Belediyelerimiz de bu konuda inisiyatif almalı, sosyal yardım programlarına patates ve kuru soğan dağıtımını da eklemelidir. Unutmayalım ki, üreticilerimizin tarımdan kopması halinde yaşanacak sorunların faturasını daha ağır olacaktır.”  

Tarlada Patatesin Yüzüne Bakan Yok Haber

Tarlada Patatesin Yüzüne Bakan Yok

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde'de kışlık patates hasadı başladığını, ancak çiftçilerin tüccar tarlada alım yapmadığı için patates depolamaya başladığını söyledi. Küresel iklim değişikliği ile farklı ürünlerde görülen vaktinden önce olgunlaşma süreci her ürünü etkilediği belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, patates üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları yerinde inceledi ve çözüm önerilerini dile getirdi. Ömer Fethi Gürer, “Tüccarlar bölgeye geliyor ancak fiyatlar maliyetin altında veriyor. Mutlaka kamu sürece müdahale etmelidir. TMO, TÜRKŞEKER ve tarım kredi maliyeti ve makul kar ile alım yapmalıdır, üretici hasata başladı. Tüccar maliyet altında fiyat verince üretici de   belki patates değer bulur umuduyla ürünlerini depolamaya başladı. Çiftçi deposu basmayı beceren siyasi iktidar şimdide üretici ürünü elde kaldı ortada yok” diyerek, çiftçinin 6 aylık depolama süreci sonunda ciddi bir kayıpla karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.  KAMU ALIM YAPMALI Kamu kuruluşlarının bu süreçte patates alımına destek vermemesi, çiftçinin büyük bir zararla karşı karşıya kalmasına yol açabilir” diyen Gürer, Tarım Kredi Kooperatifi ve Toprak Mahsulleri Ofisi gibi kurumların acilen devreye girmesi gerektiğini vurguladı. "TÜCCAR 3 LİRA VERİYOR, BİZ ZARAR EDİYORUZ" Patates üreticisi Cesim Battal ise yaşadığı zorlukları dile getirerek, “Şu an söküm yapıyoruz, söktüğümüz patatesi depoya kaldıracağız. Bunu çaresizlikten yapıyoruz çünkü şu an patatesi alan yok. Maliyetimiz 6-7 lira, tüccar ise 3 lira veriyor. Bu şekilde zarar ediyoruz. Ekim için Arazimizi kiraladık, işçilik, gübre, mazot masrafı var, zarardayız” dedi. Fiyatların maliyetleri karşılamadığını belirten üretici, çaresizlik içinde patatesi depolamaktan başka çarelerinin olmadığını vurguladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin ürünlerinin büyük şehirlerde çok daha yüksek fiyatlarla satıldığını belirterek, “İstanbul’da, Ankara’da patates 20-30 liraya satılıyor. Ama çiftçi ürününden para kazanamıyor, ama oradaki tüketici ürünü pahalı almak zorunda kalıyor. Kamu bu işe el atmalı, çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor” diyerek, üreticinin durumunun sürdürülemez olduğunu ifade etti. "EKONOMİK OLARAK BATTIK" Patates üreticisi Cesim Battal, bankalara olan borçlarını ödemekte zorlandıklarını belirtti: “40 dekar arazide ekim yaptım, dönümde 3,5-4 ton patates alıyoruz. Sulama suyu giderlerimiz arttı, son faturamız daha da yüksek geldi. Şu anda maliyetini kurtaramıyorum. Seneye nasıl ekim yapayım? Ekonomik anlamda bittik. Bankalara da kredi borcum var, çiftçinin borcu olmaz mı?” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, “Çiftçilerin bankalara olan borçları 715 milyarı aşmış durumda, diğer borçlarıyla beraber 800 milyarın üzerinde borçları var. Öyle olunca tüm çiftçiler borçlanarak üretim yapıyorlar.” diye konuştu. "PATATES DEPODA ÇÖP OLACAK" Gürer, Türkiye’nin 1999 yılında 6,5 milyon ton patates ürettiğini, geçen yıl ise bu rakamın 5,5 milyon tona düştüğünü belirterek, “Nüfus 30 milyon artmışken, üretim düşüyor. Patatesin bugün bu hale düşmesini en iyi çiftçi arkadaşlarımız ifade ediyor: "İlgisizlikten bu hale geldik" diyorlar.”Çiftçilerin ilgisizlik nedeniyle mağdur olduğunu vurgulayan Gürer, “Patatesler depoda çöp olacak. Bakanlığın bu duruma el atması gerekiyor” diye konuştu. "PATATESİ DON VURMASIN DİYE DEPOLUYORUZ" Patates üreticisi Cesim Battal, don olayından önce patatesleri depoladıklarını belirtti: “Don vurmasını istemeyiz, bu yüzden patatesleri söküyoruz. Ancak bu iş çaresizlikten yapılıyor. Alan olmadığı için depoya kaldırıyoruz. Seneye bu iş batak olacak, Türkiye aç kalır. Hepsi aynı; domates de, patates de, ne ürettiysek para kazanamadık, bu sene batağız. Borcum var ama patatesi alan yok. Alan olmadığı için mecburen depoya kaldırıyorum, belki bir şey olur diye bekliyorum. 15-20 gün sonra bu bölgede don olur, don vurmasını istemeyiz. Bu yüzden söküm yapıyoruz, ama para kazandığımız için değil, çaresizlikten söküyoruz” dedi. Gürer, patates üreticisinin sorunlarının bu yıl daha da derinleştiğini vurguladı: “Eğer üreticinin bu mağduriyeti devam ederse, önümüzdeki yıl patatesin fiyatı artacak ve zararı yine tüketici görecek. Üretici, tüccar gelmeyince patatesi söküp depoya kaldırmak zorunda kalıyor. Depoda patates yaklaşık 6 ay dayanır, ancak 6 ay boyunca satılmazsa çillenir ve çöp olur.” dedi. "FİYATLAR DÜŞÜK, ÇİFTÇİ MUTLU DEĞİL" CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Bu sene çiftçi ne ektiyse tüm ürünlerden zarar etti. Ancak patates gibi ürünlerin, özellikle kışlık patatesin 6 aylık dayanım süresi olduğu için depodaki patates de değer bulmazsa, bu patatesler çöp olacak. Bakan Bey bu konuya el atsın, kamu kuruluşlarına sadece tüketim için alın demesin. Devletin bu konuda destek verebileceği kuruluşlar var. Onlar gelsin, çiftçiden en azından maliyetin üstüne makul bir kâr koyarak patatesi alsın.” diyerek çağrıda bulundu. Niğde’de yazlık patates hasadının sona erdiğini hatırlatan CHP’li vekil Ö.Fethi Gürer, “Bu yıl havaların sıcak gitmesiyle çiftçi patateste erken söküme başladı. Şu anda söküm devam ediyor ve patatesler depolanıyor, fiyatın oluşması bekleniyor. çiftçi, patatesin maliyetini bile karşılayamıyor ve yaptığı yatırımı geri alamıyor. Böyle olunca patates üreticisi oldukça sıkıntılı. Patatesin %35’i tarladan satılıyor, %60’ı ise depolanıyor. Mart ayına kadar bu patatesin satışı devam edecek. Esas söküm yoğun olarak Ekim ayında gerçekleşecek. Şu andaki fiyat çiftçiyi mutlu etmiyor. Çiftçi, fiyatın düşük olması nedeniyle kamunun alıma girmesi gerektiğini söylüyor” diye konuştu.

Gürer: “Üretici Kan Ağlıyor, İktidar Seyrediyor” Haber

Gürer: “Üretici Kan Ağlıyor, İktidar Seyrediyor”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’de buğday, arpa, patates, lahana, fasulye, karpuz, kavun ve biber üreticileri  ile görüşmelerde  bulundu. Ziyareti sırasında Gürer, üreticilerin içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekerek, iktidarın bu sorunlara duyarsız kalmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. ÜRÜNLER TARLADA ZİYAN OLDU Ö.Fethi Gürer, Kırmızı biber de dahi tarlada tüccar beklediğini belirtti. Biber üreticisi, “Geçen yıl 22 ile 25 lira arasında olan biber, bu yıl 8 ile 10 lira arasında gidiyor. Şu anda ortalama maliyetim 22 ile 28 lira arasında değişiyor ve kesinlikle zarar ediyoruz” diyerek, bu şartlarda para kazanmanın imkansız olduğunu vurguladı. Üretici, günlük su maliyetlerinden, gübre ve işçi giderlerine kadar her kalemde maliyetlerin 0 ‘ün üzerinde arttığını, ancak buna rağmen ürünlerinin hale gönderildiğinde satılmadığını dile getirdi. “Bu ürünü toplayıp toptancı haline gönderiyoruz, ancak halden yeterli talep gelmiyor, satılmıyor diyorlar. Bizim bir pazarımız olmadığı için fiyat, geçen yılın üçte biri olduğu halde biber tarlada kalıyor. Hatta toplattığım biberi bile satamadım. Biberde de sorun var; karpuzumuz tamamen tarlada kaldı. Hal gönderdim, 1 liradan fiyat biçmişler. O da bırakın maliyetini işçilik ve nakliyeyi bile karşılamaz. Diğerlerini göndermedim.” diyerek, durumu özetledi. "BU ŞARTLARDA TARIM YAPMAYI DÜŞÜNMÜYORUM" Çiftçi, 2019 yılında Cumhurbaşkanı’nın "Ekilmeyen bir metre yer kalmasın" çağrısına uyarak üretime başladığını, ancak bu yıl yaşadığı zorluklar nedeniyle tarımdan soğuduğunu belirtti. “Seneye büyük ihtimalle bu işi yapmayı düşünmüyorum” diyen üretici, “Ekonomiye katkıda bulunabilir miyim?” düşüncesiyle başladığı bu işten tamamen vazgeçme noktasına geldiğini ifade etti. GÜRER: "PEKİ, BU İŞİ KİM YAPACAK?" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin tarımdan vazgeçme eğiliminde olduğuna dikkat çekerek, “Kiminle konuştuysam, 'Gelecek yıl çiftçilik yapmayacağız' diyorlar. Peki, bu işi kim yapacak?” diye sordu. Biber üreticisi ise bu soruya, “Onu büyüklerimiz daha iyi bilir ama beni kurtarmıyor” cevabını verdi. Üretici, ailesinin geçimini sağlamak için verdiği mücadelenin sonucunda borçlanmış durumda olduğunu, bankadan kullandıkları kredilerin ödenememesi halinde hacizle karşı karşıya kalacaklarını belirtti. BORÇLAR ERTELENMELİ, ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ Biber üreticisi, yaşadıkları finansal sıkıntıları aşabilmek için borçların ertelenmesi gerektiğini vurguladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, bu konuda kanun teklifi verdiklerini, ancak siyasi iktidarın bu sorunu ciddiye alarak bir çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. “Bütün biberimiz tarlada kaldı” diyen üretici, işçi maliyetlerinin, nakliye giderlerinin ve mazot fiyatlarının sürekli arttığını, bu şartlarda üretim yapmanın imkansız hale geldiğini belirtti. Üretici, “Geçen yıla göre ürünlerimiz %30 civarında değer kazanması gerekirken %30-%40 civarında eksiye geçtik” ifadeleriyle zararlarının boyutunu anlattı. “ÜRETİCİ KAN AĞLIYOR” CHP’ li  Vekil Ömer Fethi Gürer, Çukurkuyu’da karpuzun, kavunun, biberin ve domatesin tarlada kaldığını, üreticilerin ekonomik anlamda büyük bir daralma yaşadığını ifade etti. Üreticilerin kredilerini dahi ödeyemeyecek durumda olduğunu belirten Gürer, iktidarın bölge üreticisinin bu duruma duyarsız kalmaması gerektiğini söyledi. Gürer, “Üreticimiz diyor ki, 'üretime katkım olsun, tarıma katkım olsun diye bu işe başladım, ama en iyi şekilde değer bulacak ürün bile değer bulmuyor.'” sözleriyle, tarımın içinde bulunduğu çıkmazı gözler önüne serdi. ÜRETİCİ: "FARKLI ÜRÜNLER DENEDİM AMA HEPSİ ZARARDA" Üretici, ürün çeşitlendirmesi yaparak kavun, karpuz, biber ve buğday yetiştirdiğini, ancak hiçbir ürününde değer artışı yaşanmadığını, aksine hepsinde zarar ettiğini belirtti. “Diyelim ki biri para etti, yani değer artışı oldu, onu oradan karşılarım. Farklı ürünler denedim ama hepsi birden zararda” diyen üretici, bu şartlarda tarım yapmanın artık mümkün olmadığını ifade etti.

Aman Bu Fasulye Kaynamaz Oldu! Haber

Aman Bu Fasulye Kaynamaz Oldu!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde'de başlayan fasulye hasadı sırasında çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları üretimde ilk sıralarda yer alan Niğde-Merkez’e bağlı Ovacık köyünde yerinde inceledi. Gürer, hasadın başladığını ancak çiftçilerin yüzünün gülmediğini belirtti. “Çiftçi mutsuz, çünkü geçen yılın altında bir fiyatla ürününü satmak zorunda kalıyor” diyen Gürer, çiftçilerin bu durumda borçlarını dahi ödemesinin zor olduğunu vurguladı. "MALİYETLER KATLANIRKEN ÜRÜN FİYATLARI GERİYE GİDİYOR" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TÜİK verilerine göre 2023 yılında 240 bin ton olan kuru fasulye üretiminin 2024 yılında 270 bin ton olacağının tahmin edildiğini belirtti. Niğde'nin fasulye üretiminde Türkiye'de ilk üç il arasında yer aldığını ifade eden Gürer, geçtiğimiz yıl iklim değişikliğinin olumsuz etkisiyle Niğde'de ürün kaybı yaşandığını, ancak bu yıl rekolte artışı beklendiğini vurguladı. Gürer, Merkez köylerde bu yıl 123 bin 650 dekar alanda yaklaşık 42 bin ton rekolte beklendiğini ve geçen yıl dekar başına 225 kilogram civarında fasulye hasadı yapılırken, bu yıl dekar başına 300 ile 350 kilogram arasında ürün alınmasının beklendiğini söyledi. Gürer, ürün artışına rağmen tarlada hasat yapan kuru fasulye üreticilerinin, bu yıl geçen yılki fiyata dahi fasulye satamadıklarını ve zarar ettiklerini dile getirdi. Tarlada, ithalatta ve markette kuru fasulye fiyatları arasında büyük bir fark olduğunu belirten Gürer, Türküde de söylendiği gibi, "Aman bu fasulye kaynamaz oldu, çocuklar açlıktan oynamaz oldu," durumunun yaşandığını ifade ederek, tarlada fasulyenin fiyatı geçen yılın altına düşerken market raflarında fiyatın 2-3 kat arttığını belirtti. Kuru fasulye üreticisi çiftçi İsmail Çetinkaya, geçen yıl tarlada hasat ettikleri ürünü tüccara kilosunu 45 TL verdikleri kuru fasulye fiyatının bu yıl 35 TL'ye düştüğünü belirterek, “Bütün maliyetler artarken, çiftçinin ürünü geri geri gidiyor. Bu durumu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın duyması lazım; çiftçinin hali perişan.” dedi. Aynı köyden fasulye üreticisi İrfan Uğus ise, “Bu sene fasulye fiyatı çok düşük gidiyor, geçen seneki fiyattan daha düşük. Masraflar 0 katladı; işçisi olsun, mazotu olsun, gübresi olsun, hiç para bırakmıyor. Zarar ediyoruz. Şu anda alım fiyatı 36-38 lira. Tarım Kredi Kooperatifi'nin açıkladığı fiyat bu, serbest piyasada 38-40 lira arasında satılıyor. Kuru fasulye üreticileri de mutsuz, herkes zararda. Gelecek yıl fasulye üretmemiz mümkün değil. Halk bu fiyatın 5 katına fasulyeyi alıp tüketecek, çünkü kimse ekmeyecek. Gübre, tohum, icar hepsi arttı. Bugün işçinin yevmiyesi 1000 TL.” diye konuştu. YÜKSELEN MALİYETLER VE DÜŞEN DESTEKLER ÇİFTÇİYİ ZORLUYOR Üretici çiftçi İrfan Uğus, geçen yıl ödediği elektrik faturasının 20 bin lira olduğunu, bu yıl ise aynı yere 75 bin lira ödediğini belirtti. “Geçen yıl 20 bin lira ödediğim yere, bu sene aylık 75 bin lira ödedim. İcar kirası 1000 liraydı, bu sene 5000 liraya çıktı. İşçilik üçe katladı. Mazot giderlerimiz ve tüm giderlerimiz arttı, beş kuruş para kalmıyor. Zarar ediyoruz. Kuru fasulyenin destekleri de yetersiz, 4 senedir aynı,” dedi. Bir diğer çiftçi Salim Başaran da, “Elektriğe %38-40 arası zam geldi. Elektrikten muzdaribiz. 500 liralık ilaç 1500 lira oldu.” diyerek maliyetlerdeki artışın altını çizdi. "ÇİFTÇİ ZARAR EDİYOR, TÜKETİCİ PAHALIYA ALIYOR" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, fasulye hasadı devam ederken fiyatların düşüklüğüne ve çiftçinin zararına dikkat çekti. “Ne ekerse eksin, bu yıl çiftçi zarar ediyor. Önümüzdeki yıl bu tarlalar ne olacak?” sorusunu soran Gürer, çiftçilerin bu şartlar altında tarım yapmasının mümkün olmadığını ifade etti. Fasulye üreticisi Salim Başaran, “İşçilik yevmiyesi 400 liraydı, 800- 1000 lira oldu. El ele de baş başta kazancımız yok.” dedi. Gürer, fasulye hasadının başlamasına rağmen üreticinin memnun olmadığını belirtti. “Türkiye'nin en kaliteli fasulyelerinden biri de Niğde'de yetişiyor. Kalitesi yüksek, bu yıl verim yüksek alındı ama fasulye üreticimiz fiyattan memnun değil. Yarın vatandaş bir pilav, bir kuru fasulye yemek olarak tüketeyim dediği zaman, o da yiyemeyecek. Çünkü raftaki fiyat tarlaya göre rafta 3 kat artıyor. Bu işte bir tuhaflık var. Üretende düşen fiyat market rafında düşmüyor. İthal fasulye dahi ülkemize geliyor ancak vatandaş markette fiyat nedeni ile kuru fasulye almakta dahi zorlanıyor ” diyerek, fasulyenin tarladan raflara gelene kadar fiyatının üç katına çıktığını söyledi. İTHALATÇILAR VE MARKETLER KAZANIYOR Fasulye üreticisi İrfan Uğus, “Raftaki fiyat en az 3 kat artıyor. Yeni seneye de hiç yiyemeyecek vatandaş. %50 ekim azalacak.” diyerek gelecek yıl fasulye üretiminde ciddi bir düşüş olacağını vurguladı. Gürer, “Eken kazanmıyor, tüketen pahalı ürün alıyor. Arada kim kazanıyor bu işten?” diye sorarken, Uğus, “Arada marketler kazanıyor,” cevabını verdi. Gürer, “Bir de ithalatçılar kazanıyor. Türkiye, fasulyede bile ithalatçı bir duruma düştü. 2023 yılındaki nüfusumuza göre üretimimiz, 2002 yılındaki üretimin gerisinde kaldı. Bu yıl çiftçi ekim yaptı, ama bu sefer de çiftçi ürününü geçen yılın altındaki fiyatla satıyor.” diye ekledi. Çiftçi İsmail Çetinkaya, geçen yıl kuru fasulyenin 44 TL'ye kadar satıldığını ancak bu yıl en yüksek fiyatın 38-40 TL olduğunu belirtti. “1 yıl öncesine göre fiyat düştü; giderlerimiz 0, %200 katladı ama bizim ürünümüzün fiyatı düştü.” diye konuştu. TARIMDA PLANLI ÜRETİME  CHP’li Gürer, “Tarımda planlı üretime geçilmeye ve öngörülebilir bir yeni düzenleme yaşama geçirmeye çalışıyorlar. Ama bu yıl ürün bol oldu. Bol olduğu yerde fiyat düştü ya da ürün tüccarın eline bırakıldığı için Tarım Kredi Kooperatifi, Toprak Mahsulleri Ofisi gibi çiftçinin yanındaki kuruluşlar, çiftçinin yanında olmadı, alımda ayak diredi. Böylece ürünün fiyatı düşüyor, girdi maliyetleri artıyor. Bunun da raftaki fiyata olumlu bir yansıması olmuyor; yani tüketen pahalı alıyor, üreten ucuza satıyor ve çiftçimiz bu ürünleri bundan sonra bu şartlarda ekmeme noktasına geliyor.” dedi. Gürer, çiftçinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Fasulye üreticisi İrfan Uğus, “Yarın barbunya da açıklanacak; o da düşük fiyat olacak. Türkiye'nin %75 barbunya üretimi Ovacık köyümüzden karşılanıyor. Yarın barbunyada da problem olacak, fiyat açıklandığı zaman.” diyerek, sadece fasulye değil, barbunya gibi diğer tarım ürünlerinde de benzer sorunların yaşanacağını belirtti.

Lahana da Üreticisinin Yüzünü Güldürmedi Haber

Lahana da Üreticisinin Yüzünü Güldürmedi

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde'nin Ulukışla ilçesine bağlı Hüsniye köyünde lahana üreticilerini ziyaret etti. Üreticiler, Gürer'e dert yanarak bu yıl kuraklığın etkisiyle ihraç edilen lahananın tarlada kaldığını ve kredilerini ödeyemez duruma geldiklerini anlattılar. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer bu yıl üretici için zor bir yıl olduğunu düşük alım fiyatları yanında tarımsal üretime bazı bölgelerde kuraklık nedeni ile beklenen rekoltelerin gerçekleşemeyeceğini söyledi.  Gürer, Ülkemizde farklı bölgelerde olduğu gibi Niğde'de sulama suyu sorununun üreticileri vurduğunu, sulama sistemlerinin kurulmasına rağmen su yetersizliği nedeniyle çiftçilerin ciddi zarar gördüğünü belirtti. Sulama suyu sorunu nedeni ile tarlada sulanamayan Lahananın yaprakları kavrulduğunu artan üretim maliyetlerine bu sefer de su sıkıntısı ile oluşan kuraklığın eklendiğini söyledi. Gürer, ÇKS sorunları ve toplulaştırma eksikliğinin de çiftçileri mağdur ettiğini belirterek, “Üreticiler, finansal sıkıntılar nedeniyle borçlarını ödeyemez hale geldi ve tarlaları bankalar ile kooperatiflere ipotekli durumda. Çiftçiler, zararlarının telafi edilmesi için acil destek bekliyor.” dedi.  Ulukışla  CHP İlçe Başkanı Hüseyin Toker,İl Genel Meclis Üyesi Celal Gülercan  ile Hüsniye Köyünde üreticilerle görüşen CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “Tarlada kalan üründen oluşan zararların saptanarak doğrudan Cumhurbaşkanlığınca destek verilip çiftçilerin zararlarının karşılanmasını istedi. SULAMA SUYU SORUNU ÜRETİCİYİ VURDU CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sulama suyu sorunu farklı bölgelerde farklı ürünlerin üretimini etkiledi. bu yıl lahana üreticisini de kuraklık  vurdu. Sulama ile ilgili borular döşendi ama su yok. Su olmayınca, sulanamadığı için lahana gelişemedi, kurudu ve çiftçi önemli ölçüde zarar etti. Türkiye'de Niğde, lahana üretiminde ikinci sırada. Sulama suyunda sorun olan bölgelerde ciddi üretim kaybı var. Hüsniye Köyünde hibrit olarak üretilen lahana yurt dışına da gönderiliyordu. Yaşanan sorunlardan dolayı köylerde lahana üreticileri mağdur oldu. Bankalara olan kredi borçları dahi ödenemiyor.” diye konuştu. MALİYETİ 10 LİRA, TÜCCAR 3 LİRA VERİYOR Lahanaların kuraklık ve sulama suyu sorunu nedeniyle tarlada yandığını ve ürün alamayacaklarını belirten lahana üreticisi Erol Kiper, “Lahananın zaten fidesinin tanesi 2,5 liradan başlıyor, maliyeti bir lahananın yaklaşık 10 lirayı buluyor. Bu durumda biz Tarım Kredi Kooperatiflerinden gübre aldık, ilaç aldık, Ziraat Bankası'ndan kredi çektik. ÇKS karşılığında birçok malımıza ipotek koydurduk. Bu durumda da ödeyemeyecek duruma geldik. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, çok mağduruz. Sulama suyu olmadığı için lahananın yaprakları yandı, kuruma yaptı. Büyük ölçüde bunlar artık ürün olamaz.” dedi. AYLIK 20 BİN LİRA ELEKTRİK GİDERİ VAR Aylık elektrik giderlerinin 20 bin lira olduğunu belirten lahana üreticisi Erhan Yücel, “Şu anda benim tarlamda 4 tane dalgıç çalışıyor, 8 tane fıskiye attım. Bunun aşağı yukarı maliyeti saatte ortalama 200 lira falan. Saatte sadece suya 200-250 lira yakıyorum. Bu lahana en az 4-5 saat sulanması lazım. Kırmızı lahananın, beyaz lahananın kilosu 4 lira. Bunun fidesi zaten vadeli aldığımız için 3 liraya geliyor. Nakit paramız olmadığı için fideyi de vadeli aldık. Peşin ödersen 2-2,5 lira, ama biz 3 liraya aldık. Elektrikli su pompası ortalama 20.000 lira yakıyor aylık. En az şu an 3-4 tane pompa var. Bu zor şartlarda yetiştirebilen bile daha lahanadan para kazanmış değil.” şeklinde konuştu. GÜRER, “ÇİFTÇİNİN UĞRADIĞI ZARAR TELAFİ EDİLSİN” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Şekerpancarı, silajlık mısır, lahana bölgedeki köylerde yaygın olarak ekiliyor, ama sulama suyunun olmaması ürünün önemli bir bölümünü harap etmiş durumda. Çiftçimiz ciddi bir mağduriyet yaşıyor. TARSİM'e de doğal olarak sigorta yaptıramıyorlar çünkü ÇKS'leri yok. ÇKS'lerin olmamasının nedeni, miras nedeniyle bölünmüş olan arazilerde tapu bulunmayınca ÇKS yaptırma durumunun olmaması. Buradan da büyük bir sıkıntı doğuyor. Toplulaştırma da bölgede yapılmadı. Sulama suyunda sorun var. Üretimde, geçmiş yıllarda bu dönemdeki gibi sular çekilmediği için borularla sulama yapıyorlardı. Bu yıl yeraltı suyunu da yeterli ölçüde değerlendiremedikleri için ürün tarlada kaldı ve mağduriyetler arttı. Vatandaşlar da rafta ürüne para verirken zorlanıyor. Üreten, tarlada ürettiği üründen para kazanamıyor. Bir de kuraklığın etkisiyle yaşanan büyük bir sıkıntı var. Bu konuda hemen yapılması gereken, bu tarlaların tespit edilmesi ve çiftçinin en azından kar etmesini bir kenara bırakarak uğradığı zararın telafi edileceği çalışmaların yürütülmesidir.” dedi. TARLALAR İPOTEKLİ Tarlalarını üretim yapabilmek için aldıkları krediler karşılığında ipotek ettirdiklerini belirten üreticiler, “Bu sene çok sıkıntılıyız. Borçlarımızın ertelenmesi için de devletimiz bize yardımcı olsun. Ziraat Bankaları'na ve Tarım Kredi Kooperatiflerine şu an hep ipotekli. Ziraat Bankası'ndan çektiğimiz krediler falan artık ödeyemezsek tarlalar da elden gidecek.” diye konuştu. Lahana üreticileri, bir diğer sorunun ise farklı illerden bölgeye gelerek üretim yapan tüccarlar olduğunu belirterek, “Adam komisyoncu, aynı zamanda pazar elinde, nakliye elinde. Alım gücü ve durumları da çok iyi olduğu için bizim mahsulümüzü almıyor, kendi yetiştiriyor. Bu durumda tüccar bizi boğuyor, bizi bitiriyor.” dedi. Gürer ise, “Yani kırsalda geniş kesimler bu işi yaparken, araziler birkaç kişinin eline geçiyor. Sizler üretim dışı kalınca ya göç ediyorsunuz ya başka iş arıyorsunuz. Nüfusunuz azalıyor, kırsal boşalıyor. Sorunlar giderek derinleşiyor. Bunu mutlaka bu ülkeyi yönetenler görüp gerekli önlemleri alması lazım.” diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.