SON DAKİKA
Hava Durumu

#Muhsin Dilbaz

Porsuk Haber Ajansı - Muhsin Dilbaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Muhsin Dilbaz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Enflasyon Açıklandı Kimse İnanmadı, Herkesin Ağzı Açık Kaldı! Haber

Enflasyon Açıklandı Kimse İnanmadı, Herkesin Ağzı Açık Kaldı!

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi tarafından, TÜİK tarafından açıklanan Kasım ayı enflasyon rakamlarına yönelik değerlendirmelerde bulunuldu. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Enflasyon 0,87 açıklandı kimse inanmadı, herkesin ağzı açık kaldı. Olur olur da bu kadarı olmaz dedik. Bir gün önce hükümet bürokratlarına 30.000 TL seyyanen zam yapacağını açıkladı. Emeklinin maaşının iki katı. Buna nasıl bir isim vereceğimizi bilemedik. Zalimlik desek çok hafif kalıyor. Emekliye işkence desek o da değil. Öncesinde “Çok yaşıyorsunuz” demişlerdi!!! Ölmek istiyoruz ama can bu bir türlü çıkmıyor. Sürünüyoruz, işkence çekiyoruz, kan ağlıyoruz ama ölmüyoruz. Emekliyi öldürmek o kadar da kolay değil. Kanımız çekilebilir, midemiz yapışabilir ama direncimiz sağlam, çelik gibi, sonuna kadar direneceğiz. Bize zulüm edenlerden hesabını mutlaka soracağız. Medyadan, siyasilerden ve herkesten bir yanlışı düzeltmeyi istiyorum. Biz emekliler zam almıyoruz Zam denilen şeyi altı ay yaşıyoruz, çekiyoruz, altı ay sonra onların belirlediği enflasyon farkı alıyoruz. Buna zam denmez bize layık gördüğünüz o enflasyon farkı. Emekli bu bedelleri peşin ödemiştir. Şimdi ise o ödediği bedelin karşılığını istemektedir. İstediğini alıncaya kadar mücadelesini sürdürecektir. Sosyal güvenlik ne demektir? Sosyal güvenlik, devlet tarafından sağlanan ekonomik güvencedir. Sosyal güvenlik sistemi, çalışanların emeklilik, hastalık, doğum ve ölüm gibi nedenlerle oluşabilecek kayıplara karşı korunmasını sağlamak için özel sigorta programlarının oluşturulmasını amaçlar. Sosyal güvenlik, çalışanların ve ailelerinin gelecekteki mali kaygılarını azaltmayı amaçlayan bir sistemdir. Sosyal Güvenlik sistemi koruyucu olmaktan çıkmıştır. Yeni bir yasa gerekmektedir. Diyelim ki Enflasyonu 2 ve üstünde çıkardılar Aralık’tada 3 çıkarsınlar bizim için yeterli rakamlar, yüzdeler değil 100 de 100 versinler bürokratlarına verdikleri seyyanen zam kadar bile maaşımız olmuyor. Onlara verdikleri seyyanen zammı esas biz emeklilere vermesi, onlara vermemesi gerekir. Adalet o zaman gerçekleşir. Onların arabalarının yakıt paraları bile bizim maaşımızdan fazla. Biz o yüzden gelir adaleti, vergi adaleti çalışma adaleti, sosyal yaşam adaleti istiyoruz. Bunu bir Tiyatronun sahnelenen oyunu olarak görüyoruz. Figüranları da biz Emekliler. Elbet bu oyunlar bitecek. Senaryosunu yazdığımız oyunları oynama sırası bize gelecek. O senaryo yazım aşamasındadır."

Emekli Artık Geçim Değil, Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor Haber

Emekli Artık Geçim Değil, Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi tarafından emeklilerin ekonomik olarak yaşadıkları sıkıntılar ve emekli maaş zamları ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. TÜED Eskişehir Şube Başkan Yardımcısı Erol Dinçer yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Özellikle emekli maaşlarının yüzde 25’ine vergi borçları gerekçesiyle haciz uygulanabileceği iddiaları, milyonlarca emeklinin öfkesini haklı olarak büyüttü. 2008 sonrası sisteme dahil olanların çalışma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Yani çalışmaları yasaklanmıştır. Oysa bugün geçinemeyen emeklinin 1,5 milyonu çalışmakta ancak bu şekilde ayakta durabilmektedir. 23 yıl öncesinde en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katıydı ve 8,5 adet küçük altın alınabiliyordu. Bugün 1,5 adet küçük altın alınabiliyor. Hiç gündemimizde yokken 2021 yılında en düşük emekli aylığı ve kök maaş ile tanıştık. %60 Emekli kök maaş almakta devlet desteği ile en düşük emekli aylığına ulaşmaktadır. Emeklilerin ne kadar gelir kaybına uğradığını hatırlatmak istiyoruz. Bugün emekliye zaten yaşanabilir bir maaş verilmemekte. Açlık sınırının altında bir rakamla nefes almaya çalışıyor insanlar. Üstüne bir de o yetmeyen maaşa bloke koymaktan, hacizden bahsetmek, çalışmasına engel olmak utançtır ve bu ülkenin sosyal devlet ilkesine açıkça aykırıdır. Emekliden alınacak bir şey kalmadı. Türkiye’de emekliler artık geçim değil, hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Bugün bir vatandaşa mikrofon uzattığınızda ‘Bu maaşla yaşayamıyorum’ diyor. Pazarlarda çürüğe ayrılmış ürünleri toplayan insanların görüntüleri artık sıradan bir hale geldi. Bu ülkede emekliler sefaletin merkezine itilmiş durumda. Bu tabloyu kimse inkâr edemez. Hükümetin, Maliye’nin ve SGK yöneticilerinin açıklamalarında emekliyi “yük” gibi gösteren anlayış derin yaralar açmaktadır. Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş milyonlara ‘Uzun Yaşıyorlar’ diye ima eden bir yaklaşım görüyoruz. 17 milyon emekli sürdürülebilir değil demek sosyal devlet anlayışının bittiğinin göstergesidir. Emeklinin yaşamasını sorun gören bir zihniyetin reform yapması mümkün değildir. Ülkemizde sayılarını bile bilemediğimiz mültecilerin hiçbir geçim derdi yok bizden öncelikli hizmet alıyor mali olarak da hiçbir dertleri yok. Onlar sürünüyoruz demiyorlar, bizim gibi sürünmüyor, pazarlardan artık toplamıyorlar, yüksek sesle konuşmuyorlar. Hatta hiç konuşmuyorlar. Bugünlerde 500.000 Konut yapacaklarını söylüyorlar. Emeklilere ayrılan kontenjan %20. Evler 55 ve 65 m2, Maliyeti 2.000.000TL. Geri ödemesi 9.000TL. Memur maaş artışına göre de 6 ayda bir zamlanacak 240 ay. Emeklinin aldığı 16.881 TL bununla nasıl ev sahibi olsun. Kira mı ödesin, geçimini mi sağlasın? Yeni hazırlanan torba yasa taslağının, emeklilerin ekonomik yükünü hafifletmek yerine artırmayı hedeflemektedir, bu uygulamalar acilen durdurulmalıdır. Zaten geçinemeyen, zaten hayatta kalmaya çalışan bir emeklinin maaşına göz dikmek akıl dışıdır. Bu düzenlemeler yürürlüğe girerse milyonlarca emeklinin hayatı daha da karanlık hale gelir. Bu ülkenin emeklisi, yıllarını devlete ve millete hizmet ederek geçirmiş insanlardır. Onlara yaşanabilir bir maaş vermek bir lütuf değil, devlete düşen en temel görevdir. Emeklinin sesi kısılmayacak, hakkı gasp edilmeyecek. Mücadelemiz, emeklinin onuru için sürecektir. Emeklilerin bugün yaşadığı gelir kaybının, yanlış yönetim tercihleri ve yıllardır biriken eksik hesaplamaların sonucu olduğunu söyleyerek, Bugün tavan ücret 250 bin TL. “Ben bugün 200 bin lira maaş almıyorsam, yöneticiler bizim cebimizden 150-170 bin lirayı çekip alıyor demektir. Yıllarca ödenen primlerin bugün karşılığını bulmaması büyük bir adaletsizliktir. Bu primler nereye harcandı? Emekli maaşlarının bu kadar düşük olması açıklanabilir bir durum değil. Yönetici maaşlarına bakıyorsunuz; bu rakamları telaffuz etmek bile zor. Emeklinin hakkı yıllar içinde eritildi. Türkiye’de emeklilik yaşının sürekli yükseltilmesi kabul edilemez “Dünyanın hiçbir yerinde 66 yaş üstü emeklilik yok.” diyerek durumu şu sözlerle eleştirdi: “Her geçen gün emeklilik yaşını biraz daha yukarı çekmeye çalışıyorlar. 70 yaşa dayanmış bir sistem istiyorlar. Çünkü biliyorlar ki 70 yaşında emekli olan bir insanın yaşam şansı çok düşük. ‘Zaten birkaç yıl içinde hayatını kaybeder, ben de maaş vermem’ anlayışı içindeler. Bu bir politika değil; bu anlayışla toplum yönetilemez. Bu ülkede emekliler bugün yaşayamaz hale getirildi. Bu insanlar 30-40 yıl çalışmış, alın teri dökmüş, ülkesine hizmet etmiş insanlar. Onlara bu hayatı reva görmek vicdanla bağdaşmaz. Bizleri yönetenlere bir çağrıda bulunuyoruz, “emekliler göz ardı edilecek bir topluluk değildir” Bu emekliler sizin yabancılarınız da değil. Anneleriniz, babalarınız, amcalarınız, teyzeleriniz. Bu insanlar sizin aileniz. Emekliye yaşattığınız bu şartların hiçbir gerekçesi olamaz. Bir gün herkes emekli olacak; bugün yapılan haksızlık er ya da geç herkesin kapısını çalacak. Sistemin düzelmesi için ilk atılması gereken adımın emeklilerin hak ettiği gelir düzeyine kavuşturulmasıdır. Bizim tek talebimiz yıllarca ödediğimiz primlerin gerçek karşılığını alabilmektir. Emekliye hak ettiği maaşı vermeden bu ülkenin sosyal dengesi toparlanamaz. SGK sistemi artık emekliyi korumuyor, kollamıyor. Sistem tekrar ele alınmalı bu adaletsizlik artık son bulmalıdır.”

Emekli Sadaka Değil Hakkının Peşindedir Haber

Emekli Sadaka Değil Hakkının Peşindedir

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz açıklanan enflasyon oranı ve emekli maaş zamları ile emeklilere yönelik söylemlerle ilgili olarak bir açıklama yaptı. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Önce Nihat Zeybekçi “16 milyon emekli sürdürülebilir değil” sonra Mehmet Şimşek “Emekliye düzenli maaş ödemeye çalışıyoruz” Çalışma Bakanı “Emekliye her ay bankalarda maaşları ödeniyor” diyerek emeklileri küçümsemişlerdir. Son günlerde SGK Başkanı Raci Kaya’nın yaptığı açıklamayı hepimiz duyduk: “Eskiden mezarda emeklilik deniyordu, 50-55 yaşta ölüyorduk, şimdi 78 ortalamaya gelmişiz.” Bu söz, her emeklinin yüreğine hançer gibi saplandı. Çünkü bu cümle, “emekliler fazla yaşıyor, o yüzden ekonomi bozuluyor” anlamına geliyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Emekli yaşamasın mı? Ömrü uzadığı için suçlu mu ilan edilecek? Emekliyi yok sayarak yok olmuyor. Böyle bir anlayış, hem vicdana hem insana ihanettir. Raci Kaya belli ki ekonomik krizin faturasını yine emekliye kesmeye çalışıyor. Sanki emeklin ülkenin sırtında yükmüş gibi davranıyorlar. Oysa gerçek tam tersi. Bu ülkenin ayakta kalmasını sağlayan, alın teriyle bu devletin taşını toprağını inşa eden emeklilerdir. Biz ömrümüzü çalışarak tükettik. Bugün bir tas çorbayı, bir bardak çayı hesaplarken suçlu değil, mağduruz. Emekli sadaka değil hakkının peşindedir. Devlete ait fabrikaları, toprakları, madenleri, limanları satıp paralarını yok yere harcarken ekonominin suçlusunu maalesef bulamadık. Ekonominin açığını düzeltmek için yine dar gelirli, çalışan ve emekli vergi yükü altında ezilmiş mağdur edilmiştir. Ekim ayı enflasyonu yüzde 2,55 olarak açıklandı. Dört aylık zam farkı yüzde 10,25. Yani emekliye verilecek zam 1600 lira civarında. Bu parayla ne yapılır? Bir market alışverişi bile çıkmaz. En düşük maaş 16 bin 881 lira, açlık sınırı 28 bin liranın üzerinde. Bu tablo bile tek başına vicdanları sızlatmalı. Ama hâlâ “her şey yolunda” diyenler var. Ama emekli aç, yorgun ve unutulmuş durumda. Emekliye %100 enflasyon farkı verseniz bile mutlu olamayacak. Bu yasa artık emekliyi korumuyor, kollamıyor. Eski sistemdeki haklarımızı geri istiyoruz. Biz Eskişehir’de yaşayan emekliler olarak biraz olsun nefes alabiliyorsak, bu belediyelerimizin emekliye sahip çıkan hizmetleri sayesinde. Tepebaşı ve Odunpazarı ilçelerini yöneten CHP’li belediyeler gerçekten fark yaratıyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin Kent Lokantası’nda 75 liraya dört kap yemek yiyoruz. Bu ciddi bir hizmettir. Emekli Kafe sade ama huzurlu yer. Uygun fiyatla aldığımız 1 bardak çayla dostlarla oturabiliyoruz. Halk Ekmek’ten 11 liraya ekmek alıyoruz, her ekmekte 4 lira cebimizde kalıyor. Yaz aylarında Hamamyolu’nda uygun fiyatlı meşrubatla vakit geçiriyoruz. Kim ne derse desin, bu hizmetler bizim için büyük destek. Geçtiğimiz günlerde Tepebaşı Belediyesi’nin başlattığı “Kent Berberi” uygulaması, emeklinin yüzünü güldürdü. Yılbaşına kadar ücretsiz, sonrasında 100 lira olacak. Dışarıda aynı tıraş 250 liradan aşağı değil. Bu çok değerli bir hizmet. Biz bu projeyi yalnızca bir yerle sınırlı görmek istemiyoruz. Odunpazarı Belediyesi’nden de aynı adımı bekliyoruz. En az 8-9 mahallede daha açılmalı. Çünkü emekli artık 1 liranın bile hesabını yapıyor. Raci Kaya ve benzer düşünenlere sesleniyorum. Emekli bu ülkenin yükü değil, yüz akıdır. Biz ölmek için değil, insanca yaşamak için mücadele ediyoruz. Bu ülkenin fabrikalarında, tarlalarında, atölyelerinde ömrünü harcayan milyonlarca insanı yok sayamazsınız. Biz üretirken de onurluyduk, yaşarken de onurluyuz. Siz ne derseniz deyin, bu ülkenin emeklisi dimdik ayakta kalmaya devam edecek. Ama artık bilinsin. Biz gördüğümüzü söylemeye ve emeklinin hakkını savunmaya devam edeceğiz."

Bu Kış Emekli İçin Oldukça Zor Geçecek! Haber

Bu Kış Emekli İçin Oldukça Zor Geçecek!

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz düzenlediği basın toplantısında yaklaşan kış ayları öncesinde emeklilerin durumunu dile getirdi. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz basın toplantısında şu ifadeleri kullandı: “Yeni açılan meclisten beklentimiz tabii ki çok fazla ama olacağına da inanmıyoruz. Çünkü bugüne kadar sistematik bir şekilde emekli açlığa mahkûm edildi. Hatta “açlık” da değil, resmen sefalete sürüklendi. Emekli, yaşamakla mücadele etmek arasında gidip geliyor. Yürürlükteki sosyal güvenlik yasası emekliyi koruyan bir yasa değildir. Acilen bu yasanın değişmesi ve emekliler lehine, hatta emeklilerin de masada olduğu yeni bir yasanın hazırlanması gerekmektedir. Eğer yeni bir yasa yapılmaz, adım atılmazsa bugün aldıkları 16 bin lira daha da eriyecek. Emekli, temel ihtiyaçlarını bile almakta zorlanırken yakında hiçbirini alamaz hale gelecek. Önümüz kış… Kömürün tonu Eskişehir’de 11 bin lira. Bu insanların çoğu da kirada. Nasıl bir yaşam bekleyebiliriz ki? Artık böyle bir hayalimiz bile kalmadı. Emekli, sadece yarını nasıl çıkaracağını düşünüyor. Emeklinin gittiği yerlerde çay bile artık 15 lira. Emekli her geçen gün daha da zor duruma düşüyor. Dediğim gibi, artık sadece “yarına nasıl çıkacağız” diye düşünüyoruz. Emekliye acil çözümler gerekiyor. Markete gidemiyoruz, pazara gidemiyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı zaten alamıyoruz. Önümüz kış dedik; et zaten hayal oldu, tavuk bile alamıyoruz. Yeşil ya da kırmızı sebzeleri almak da artık imkânsız hale geldi. Bu yaz bile taze sebze alma imkânımız olmadı. Hatta birçok emeklimiz, meyvenin tadını bile unuttu. Nasıl bir sosyal devletiz, gerçekten anlamıyoruz. Doğalgazlı evde oturan emekli kombiyi açamıyor. “Amerika’dan doğalgaz getireceğiz” diyorlar ama bizim ona ulaşma şansımız yok. Artık doğalgaz kullanmak bir alışkanlık olmaktan çıktı. Emekli kombiyi açamıyor. Battaniyeye, hatta iki kat yorgana sarılıp oturuyor evinde. Bu kış emekli için oldukça zor geçecek.”

Emekliler Yoksullaşıyor, Çözüm İçin Acil Adım Atılmalı Haber

Emekliler Yoksullaşıyor, Çözüm İçin Acil Adım Atılmalı

Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, Türkiye’deki yüksek enflasyon ve artan hayat pahalılığının emeklilerin yaşam standartlarını ciddi biçimde düşürdüğünü belirterek, “2005’te emekli maaşıyla 12 çeyrek altın alınabiliyordu, bugün sadece 2 çeyrek altın alınabiliyor. Maaşlar kiraya bile yetmez hale geldi” dedi. 2005’TE ASGARİ ÜCRETİN ÜZERİNDEYDİ, BUGÜN ASGARİNİN ALTINA DÜŞTÜ Dilbaz, 2005 yılında en düşük emekli maaşının asgari ücretin üzerinde olduğunu hatırlatarak, bugün gelinen noktada emeklinin aldığı 16 bin 881 liralık maaşın 22 bin 104 lira olan asgari ücretin altında kaldığını vurguladı. “Emekliler artık ülkenin en kırılgan ve en yoksullaşan kesimi haline geldi” diyen Dilbaz, “Bir zamanlar emeğinin karşılığını alan, çalıştığı yılların hakkıyla huzurlu bir emeklilik hayali kuran insanlar bugün temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor” ifadelerini kullandı. 20 YILDA SOFRADAN EKMEK VE SİMİT EKSİLDİ Dilbaz, emeklinin günlük alım gücündeki kaybı çarpıcı rakamlarla anlattı: 2005’te bir emekli maaşıyla 1344 adet ekmek alınabilirken, bugün bu sayı 1125’e düştü. 2005’te 1092 simit ve 874 bardak çay alınabilirken, bugün ancak 844 simit ve 844 bardak çay alınabiliyor. 2005’te en düşük emekli maaşıyla 12,36 adet çeyrek altın alınabilirken, bugün sadece 2 çeyrek altın alınabiliyor. Dilbaz, “20 yılda emeklinin sofrasından ekmek, çay, simit eksildi; en çok da kira ve altın fiyatları emekliyi vurdu. Emekliler için kira artık maaşın üçte biri değil, neredeyse bir buçuk katı haline geldi. Bu durum, emekliler için sürdürülebilir bir hayatı imkânsız hale getiriyor” dedi. “EMEKLİLER YOKSULLAŞIYOR, ÇÖZÜM İÇİN ACİL ADIM ATILMALI” TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, hükümete çağrıda bulunarak emeklilerin yaşam şartlarını iyileştirecek adımların bir an önce atılması gerektiğini söyledi: “Emekli maaşları, gerçek enflasyon karşısında erimiş durumda. Barınma, gıda ve sağlık harcamaları emeklilerin gelirlerini yutuyor. Maaşlar insanca yaşama yetecek seviyeye çıkarılmalı, kök maaş düzenlemesi yapılmalı ve emeklilere refah payı sağlanmalıdır.”

Bakan Acaba Makamının Farkında mı? Haber

Bakan Acaba Makamının Farkında mı?

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi tarafından emeklilerin durumu ve emekli maaşlarına yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; "Daha önce de birçok açıklamalar yapıldı. Bir yenisini de şimdi dinledik. Masal anlatmak gibi bir şey. Bakan acaba makamının farkında mı? Emeklinin durumu bakana göre emekliler için büyük aşama kaydedilmiş ve çok iyi noktadaymışız. Gerçekten öyle mi? 2002 yılında en düşük emekli aylığı ile 8.5 küçük altın alınıyordu. Şimdi küçük altın 8000 TL nin üzerinde. Ancak 2 küçük altın alınabiliyor. Yani % 450 emekli ücret kaybına uğramış. Sayın bakan der ki; 20 yıl pirim ödüyorsunuz 30 yıl maaş alıyorsunuz. Ölünce eşiniz çocuğunuz maaş almaya devam ediyor. Bunu daha önce Maliye bakanı dile getirdi. Anlaşılıyor ki gelecekte maaşlar tehlikede. Öncelikle sayın bakanın SGK YASASI NEDİR. SGK mevzuatını okumasını tavsiye ediyoruz. Sosyal güvenlik ne demektir? Sosyal güvenlik, devlet tarafından sağlanan ekonomik güvencedir. Sosyal güvenlik sistemi, çalışanların emeklilik, hastalık, doğum ve ölüm gibi nedenlerle oluşabilecek kayıplara karşı korunmasını sağlamak için özel sigorta programlarının oluşturulmasını amaçlar. Sosyal güvenlik, çalışanların ve ailelerinin gelecekteki mali kaygılarını azaltmayı amaçlayan bir sistemdir. Sosyal güvenlik hakları nelerdir? Sosyal güvenlik hakları arasında, emeklilik, hastalık ve yaralanma sigortaları, çocuk ve yaşlı yardımları, işsizlik ödeneği, yoksulluk yardımları, konut ve sağlık yardımları, işgücü desteği ve okul öncesi eğitim gibi hizmetler bulunur. Sosyal güvenlik kapsamında kimler yararlanabilir? Sosyal güvenlik kapsamında, çalışanlara ve emeklilere, eşlerine, çocuklarına ve yetimlere destek sağlamak için ödenen ödemeleri alan kişiler yararlanabilir. Ayrıca, belirli koşullar altında, güvencesiz çalışanlar, işsiz kişiler, sağlık problemleri nedeniyle çalışamayan kişiler ve yaşlılar da yararlanabilir. Sosyal güvenlik sistemi nasıl çalışır? Sosyal güvenlik sistemi, belirli bir ücret ödeyen çalışanların ve emeklilerin, sağlık sigortası, işsizlik aylığı, emekli maaşı, yaşlılık yardımı, ölüm ve yaralanma yardımları gibi türlü devlet yardımlarından faydalanmasını sağlayan devlet destekli bir sistemdir. Sosyal güvenlik sisteminin çalışması ve nasıl çalıştığı, ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Genel olarak, bu sistem, çalışanların ödedikleri kesintileri Federal Sigorta Fonu'na (FICA) aktararak çalışır. Bu fon, çalışanların ve emeklilerin tüm devlet yardımlarından yararlanmasını sağlayan çeşitli kaynaklardan oluşur. Bakan bey 2008 de 5510 sayılı yasayı kendilerinin çıkardığını unutmuş olmalı. 2008 den sonra sisteme dahil olanların hakları maalesef yok edildi. 25 yaşından sonra kız çocuğunuza bile maaş bırakamıyorsunuz. Yasayı açıp okumasını tavsiye ediyoruz. Yine sayın bakanımız emeklinin aldığı maaşı Mısırdaki bir emekli ile kıyaslıyor. 100 dolar kadar aldığını iddia ediyor. Almanya, İsviçre, Fransa, İngiltere ile niye kıyaslamıyorsunuz? Bizde sosyal yardımları bile kestiniz, hatta yasakladınız. Pandemi de belediyenin sosyal yardımlarına çöktünüz şimdide yasakladınız. En düşük emekli aylığının aslında 8000 TL civarında olduğunu söylüyorsunuz yani insanları köleleştirdiniz devlet desteği ile bak maaşınızı 16.881 TL yaptık diyerek bizleri dilenci durumuna düşürdünüz. Sizden önce en düşük emekli aylığı asgari ücretin 1.5 katıydı. Ev, araba, tatil, sinema hayalleriz vardı çaldınız. SSK yasasını bilmediniz açık; 38 yaşında emekli olmaz diyorsunuz. O dönemin şartları onu gerektiriyordu. Kurtuluş savaşının hemen sonrasında ekonomi, tarım, sanayi hamleleri yapılıyor. 1940 yılına kadar 48 fabrika kuruluyor. 280 yerde şube açılıyor 20 milyon istihdam sağlanıyor. Her çalışan evine güvenle ekmek götürüyor. Çiftçimiz buğday, arpa, mısır, mercimek, pirincini kendi üretiyor. Bütçe plan altına alınmış, para doğru kullanılıyor. Siz bu dönemin insanlarının ne zorluklarla bunu başardığını bilemez, anlayamazsınız. Köy enstitüleri, çırak okulları kuruluyor. Kendi çalışanımızın eğitimini sağlamak için. Çırak okullarına 13 yaşında öğrenci alınmak isteniyor. İlk okul sonrası Orta okul başlangıcı. Ama 13 yaşında çocuk bulunamıyor 20 yaşına kadar çocuklar toplanıyor. Daha sonrasında köylerden beldelerden çocuklar toplanarak fabrikalarda yetiştiriliyor. Onları güvence altına almak için sigortalı yapılıyor. 506 sayılı SSK kanunun 55’ninci maddesi 25 yıl çalışıp 5200 gün pirim ödemişseniz emekliliği hak etmiş olursunuz diyor. 13 yaşında girip 25 yıl çalışmışsanız 38 yaşında kanun karşısında emekli olabilirsiniz. Siz bunu öyle çarpıttınız ki herkes 38 yaşında emekli oluyor anlamına getirdiniz. Sadece Çırak okulundaki bazı çalışanlar 38 yaşında emekli oldular. Yetenekliydiler, iyi eğitilmişlerdi, Onlarda dışarda yeni işler kurdular yada çalıştılar. Daha sonra sistematik şekilde yaşı artırdınız 56, 60, 62ve 65 yaptınız. Pirim gün sayısını da 5200, 7000, 9000 güne çıkardınız. Bu da size yetmedi maaş bağlama oranlarını %70 iken aşağı, aşağı çekerek 60, 50, 45,35 , şimdi 27 ye kadar çektiniz. Pirim ödemeleri sabit kalırken maaşları kuşa çevirdiniz. Aldığınız maaşın %27 sini emekli olunca maaş olarak almak hangi vicdana sığar. Diyorsunuz ki damga vergisini ve gelir vergisini kaldırdık. Bizimle alay mı ediyorsunuz. 50 TL damga vergisini kaldırsanız ne olur. Emekli 16.881 TL maaş alıyor. Emekli de bu maaş ile KDV ödüyor ÖTV ödüyor. Maaşı 14.000 TL ye düşüyor. EYT emeklilerinin de siyaseten yapıldığını herkes biliyor. Sistem her yerde tektir. 9000 pirim gününü EYT’li den neden istemediniz diğer emeklilerin sırtına yüklediniz. 3600 günle emekli olan EYT’li var. Yaşları da 50 bile değil. Hani 38 yaşında emekli olunur mu diyordunuz. Emekliye ayrılan kaynağın her yıl arttığını söylüyorsunuz. 840 milyar ödeme yapmışsınız, bu yıl Bir trilyon iki yüz milyar yapacaksınız. Fabrikaları, yolları, madenleri, limanları kaça sattınız. Buradan elde edilen gelirleri nerelere harcadınız. Bugün çalışanı TES’e (Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi) zorluyorsunuz. Siz ülke kaynaklarını yok ettiniz ve kasada para kalmadı. Bunun sorumlusu emekli olamaz. Emekli bankadan düzenli maaşını aldığını söylüyorsunuz. Bu da bizi korkutuyor. Maaşları düzenli ödemek Devletimizin asli görevi. Sürdürülebilir değil demek bizi endişelendiriyor. Bu çıkardığınız yasalar adil değildir. Acilen emeklinin hakları geri verilmeli yasada emeklilerin hakları eşit, adaletli şekilde düzenlenmelidir. TÜİK kabusundan emekli kurtarılmalıdır. Emekli sadaka değil haklarının karşılığını istemektedir. Emekliler için yeni çalışma yaptığınızı söylüyorsunuz. Aman sayın bakan yapmayın sizin çalışmalarınız bizim lehimize değil aleyhimize olmaktadır. Emeklinin zaten size verecek bir şeyi de kalmadı. Yetkinizin de olduğunu sanmıyoruz. Cumhurbaşkanı ne derse o oluyor. Bugün 4 milyon emekli en düşük emekli maaşı alırken asgari ücretin altında maaş alan 9 milyon emekli bulunmaktadır."

Emeklileri Çok Kötü Zamanlar Bekliyor! Haber

Emeklileri Çok Kötü Zamanlar Bekliyor!

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz emeklilerin içinde bulunduğu durum ve yaşadıkları geçim sıkıntıları ile ilgili açıklamalarda bulundu. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Emeklileri çok kötü zamanları bekliyor. Yıllardır söylüyoruz. Emeklinin durumu kötü. Emekliye mutlaka uygun düzenlemeler yapılmalı diyoruz ama maalesef emekli için herhangi bir çalışma, herhangi bir şey yapılmıyor. Ancak gündemde de hep emekli var. Herkes emekli üzerinden prim yapmaya çalışıyor. Ama maalesef emekli, temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan yoksun hale geldi. Sosyal güvenlik yasası artık emeklileri korumaktan çok uzak. Bu yasanın acilen yeniden ele alınması ve emeklileri rahatlatacak yeni bir yasanın yapılması gerekiyor. Bu yasa yapılırken de mutlaka o masada emeklilerin olması gerekiyor. Bugün on altı bin lirayla hangi insan geçinebilir? Bakın, emekli demiyorum. Hangi insan geçinebilir? Bırakın emekliyi, asgari ücretin 22 bin lira yapıldığını biliyorsunuz. Asgari ücretle de insanlar artık temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiler. Bugün çalışan memurlar inim inim inliyor; kiralarını ödeyemiyorlar, evlerini geçindiremiyorlar. İki kişi çalışıyor olsa bile artık evini geçindirmekten yoksunlar. Yoksulluk sınırı 90 bin lira olmuş. Eğer sizin geliriniz 90 bin lira değilse artık yoksulsunuz demektir. Bırakın yoksulluğu, biz açlığın bile sınırına ulaşamaz hale geldik. Açlık sınırı 30 bin liraya dayanmış durumda. Emeklinin ne zaman yüzü gülecek? Ne zaman ihtiyaçları karşılanacak? Biz bu ülkenin insanları değil miyiz? Biz burada yaşamıyor muyuz? Artık kendi ülkemizde ikinci sınıf vatandaş olduk. Göçmenlere bile bizden daha fazla yardım yapılıyor. Onların gelirleri bizden çok daha yüksek. Hatta öncelik sıralarında bile onlara avantaj sağlanıyor. O yüzden emekliye acil çözümler gerekiyor. Bu çözümler içinde biz “asgari ücret kadar olsun” demiyoruz. Emekli, ödediği primlerin karşılığını almalı. Ona göre yasalar çıkarılmalı, ona göre tedbirler alınmalı."

Emekli Açlığa Mahkum, Meyvenin Tadını Unuttu! Haber

Emekli Açlığa Mahkum, Meyvenin Tadını Unuttu!

Hayat pahalılığı, artan kiralar karşısında mücadele edemeyen emekliler derman arıyor. Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi’ni ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’e dert yanan emekliler yaşadıkları duruma isyan etti. Emekliler, “Sosyal devlet sosyal devlet olma özelliğini kaybetti. Şu anda emekliye resmen ölün deniliyor. Devlet yük olarak görüyor emekliyi” dedi. 67 yaşındaki Müjgan Duman, “Ben ömrü hayatımda böyle bir rezalet görmedim. Halimiz perişan. Pazara gidip de gördüğün bir şeyi alamamak kadar acı bir şey yok. Rezalet bir durumdayız. Bizi toptan gömsünler” dedi. Emekli maaşı yetmediği için iş bulma ümidiyle İŞKUR’a gittiğini aktaran başka bir emekli ise, “İş aramak için işçi bulma kurumuna gittim, beni kapıdan kovdular. Bana açık açık ‘üniversite mezunlarına dahi iş yok, sen neden buraya geliyorsun’ dediler” dedi. Bir başka emekli ise dertlerini yazdığı şiirle anlattı. “TEZGAHLARA BAKIP DÖNÜYORUZ” CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi’nde emeklilerle bir araya geldi. Dernek Başkanı Muhsin Dilbaz ve dernek üyesi emekliler aldıkları maaşlarla geçinemediklerini söylerken, isyanını CHP’li Çakırözer’e anlattı. Emeklilerin geçinmek için ek iş yapmak zorunda kaldıklarını belirten Serpil Sarkmaz, “Ek iş yapıyoruz. Elimizde para varsa alıyoruz yoksa alamıyoruz. Çarşıya gelsek bile tezgahlara bakıp bakıp eve geri dönüyoruz. Meyveler çok pahalı. Ben meyve yemedim bu sene. Her şeyin kilosu 100 lira ya da 100 lira üstü. Bir şey alıp da yiyemiyoruz” dedi. “FELAKET DURUMDAYIZ” Emeklilerin artık rezalet bir durumda olduğunu söyleyen Müjgan Duman ise, yaşadıkları durumu şöyle aktardı: “Pazara girip çıkamıyoruz. Bin lira pazara girip çıkmak. 15 günde bir gitsen 2 bin lira. Kasabın yanına uğrayamıyorsun. Felaket durumdayız. Emekli maaşım yeni 19 bin lira oldu. Bir kök maaş diye koydular. Ben 22 sene devlete hizmet etmişim. Benim hakkım bu mudur? Evim kaloriferli ama ben soba yakıyorum. Evimde doğalgaz var ben pahalılıktan doğalgazı kullanamıyorum. Böyle bir şey olabilir mi. Ben geçinmek için elişi örüyorum. Üç beş oradan denkleştirmeye çalışıyoruz.” “PAZARDA GÖRDÜĞÜN BİR ŞEYİ ALAMAMAK KADAR ACI BİR DURUM YOK” “Halimiz perişan. Pazara gidip de gördüğün bir şeyi alamamak kadar acı bir şey yok. Ben 67 yaşındayım ömrü hayatımda böyle rezalet görmedim. Ben Pazar gittiğimde her şeyi alan bir insandım. Pazara gidemiyoruz. 250 gram kıymayı üç, dört yemeğe koymaya çalışıyoruz. Ne köfte görebiliyoruz, eti zaten unuttuk. Kurbanda tanıdıklarımız olur da gönüllerinden kopar bir parça getirirse biz kurban eti görüyoruz. Rezalet bir durumdayız bizi toptan gömsünler o zaman.” “İŞ İÇİN İŞKUR’A GİTTİM, KAPIDAN KOVDULAR” Emekli maaşı yetmediği için ikinci bir iş aradığını belirten bir emekli de iş bulmak için İŞKUR’a gittiğini anlattı. 45 yıl Eskişehir’de Hava İkmal Merkezi’nde uçak teknisyeni olarak çalıştığını belirten emekli yurttaş, “Ben çalışmak için işçi bulma kurumuna kaydolmaya gittim. Beni kovdular oradan. Ben 45 yıl Hava İkmal Merkezi’nde çalıştım. Uçak teknisyeniyim. 45 yıl çalıştım ama 24 bin lira maaş alıyorum. Yetmiyor. Maaşımız yetmiyor, geçinemiyoruz. Eskişehir’in dışına çıkamıyoruz. İşçi bulma kurumuna gittim, iş bulmak için. Beni kapıdan kovdular. Bana açık açık ‘üniversite mezunlarına dahi iş yok, sen neden buraya geliyorsun’ dediler” dedi. “HÜKÜMET BİN LİRAYI VERMEKTEN İMTİNA EDİYOR” “Emekliler artık ikinci bir işe muhtaç. Biz dernekler olarak emeklilerin mücadelesini vermeye çalışıyoruz” diyen Dernek Başkanı Muhsin Dilbaz ise, “Hükümet artık bin lirayı dahi vermekten imtina ediyor. Emekli varlığını sürdürmek zorunda. Biz dernekler olarak emeklilerin mücadelesini vermeye çalışıyoruz. Emeklinin kirasını ödeyecek geliri yok. Böyle bir çaresizlikte bizler çok üzülüyoruz. Çözüm üretemiyoruz. Emeklinin maaş gelirlerinin çok düşük olması ve kendine ait evi olmaması en büyük sıkıntı. Emekli artık şehirlerarası gidip gelemiyor. Şehir içinde bile seyahat edemiyor. Emekli bir su almaya kalksa o bile 20 lira” diye konuştu. “ÇARE İKTİDARI DEĞİŞTİRMEKTE” Dernek üyeleri, “Emekliler yanmış durumda. O yüzden herkes buraya, derneğe geliyor. Buraya üye olmaya gelenlerin sayısı iki üç kat arttı. Herkes gelip çare arıyor derneklerden. Ama tek çare bu iktidarı değiştirmekte” dedi. “EMEKLİMİZİN DERDİNE DERMAN OLMAK İSTİYORUZ” Meclis’te emeklilerin derdine derman olmak için direndiklerini belirten CHP Milletvekili Utku Çakırözer, ise iktidarın Meclis’e getirdiği düzenlemelerde emekliyi yok saydığını söyledi. Çakırözer, şöyle konuştu: “Meclis’e hep torba getiriyorlar. Kanun getiriyorlar ama bakıyorsunuz onun hiçbirinde emekli yok. Defalarca söyledik bunu. Gelen her torbada rantiye var, doğayı yok etme var ama emekli, emekçi yok. Emekliye hak ettiği maaş yok. Cumhuriyet Halk Partisi olarak en düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olsun, asgari ücret de 30 bin lira olsun diyoruz. Bunu demekle yetinmiyor kanunu veriyoruz. Ama bu iktidarda da yüz yok! Bu size mazeret değil! 1 Ekim’de Meclis yeniden açılacak. Meclis’te emeklimizin, emekçinin derdinin takipçisi olacağız. Dermanı da olmak istiyoruz ama dinlemiyorlar. Kesin çözüm emekliyi unutan iktidarı sandığa gömmek.” DERTLERİNİ ŞİİRLE ANLATTI Toplantı sonunda söz alan bir emekli ise emeklilerin yaşadığı mağduriyetlere ilişkin yazdığı şiiri okudu: “Emekliler emekliyor, emekliyor. Gece gündüz zam bekliyor, organları hep tekliyor göreniniz var mı. Ali, Ayşe, Sultan, Mehmet... Onlarda da var ayrı bir dert. Onlara biraz merhamet acaba göstereniniz var mı? Ben de bir emekliyim sizler gibi hep dertliyim. Mücadeleye de hep niyetliyim. Geleniniz var mı?”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.