SON DAKİKA
Hava Durumu

#Milli Eğitim Bakanlığı

Porsuk Haber Ajansı - Milli Eğitim Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milli Eğitim Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Zorunlu Eğitim Süresi Kimleri Rahatsız Ediyor? Haber

Zorunlu Eğitim Süresi Kimleri Rahatsız Ediyor?

Eğitim - Sen Eskişehir Şubesi tarafından ortaöğretimde eğitim süresinin kısaltılacağı yönünde ki tartışmalarla ilgili olarak bir açıklama yapıldı. Eğitim - Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Son bir yıldır çeşitli çevrelerce söylenen ve milli eğitim bakanının da bazı platformlarda dile getirdiği zorunlu eğitimin kısaltılması ile ilgili kafalarda kurgulanan sistemlerin son şekillerinin deklere edilmeye başlandığını görüyoruz. En son sayın bakan belirli bir model yok dese de lise eğitimi üzerinde 2+2 şeklinde bir düzenlemenin cumhurbaşkanlığına sunulduğu ve kabinede görüşüleceği ile ilgili basında çokça haber yapılıyor. Buradan merak ediyoruz zorunlu eğitim süresi kimleri rahatsız etmiştir? Sürenin uzun olduğu ve kısaltılması gerektiği hangi bilimsel gerçekliklere dayandırılmaktadır? Yoksa STK olarak adlandırılan vakıf, dernek ve bazı dini çevreler ile patronlar kulübü olarak görülen oluşumların istek ve taleplerine göre mi şekillendirilmeye çalışılmaktadır? Unutulmamalıdır ki uluslararası sözleşmelerle de belirlenen duruma göre 0 -18 yaş aralığında bulunan tüm bireyler çocuk sayılmaktadır. Bu nedenle yapılacak düzenleme ve atılacak adımlar çocuğun üstün yararına, eğitim hakkına ve pedagojik gelişimlerine göre atılmalıdır. Çocukların erken meslek edinmeleri kılıfıyla çocuk işçiliğinin ve emek sömürücülüğünün önünün açıldığı aşikârdır. Bir başka boyut OECD ülkeleri arasında en düşük zorunlu eğitim süresi 11 yıl ve ortalama eğitim süresi 14 yıl arasındadır. Yolu bir şekilde bu ülkelerle kesişebilecek gençlerimizin denklik ve eğitim süreleri ile ilgili yaşayabilecekleri sorun ve keşmekeşe yol açabilecek düzenlemeler onların geleceğini karartmamalıdır. Eğitim Sen olarak uyarıyoruz çocukların geleceklerini ilgilendiren düzenlemeler, pedagojik gelişimleri, eğitim hakkı, bilimsel temeller gözetilerek; eğitim bilimi bileşenleri, üniversiteler, çocukların eğitim hakkını savunan eğitim sendikaların görüşleri de alınarak yapılmak zorundadır. Son yayınlanan raporlara göre eğitim dışına çıkan çocuk sayısının gün geçtikçe arttığı ve 640.000 civarındaki çocuğun eğitim hayatından koptuğu görülmektedir. Okul dışında ucuz iş gücü olarak çalıştırıldıları gerçeği ortadayken, yapılması gereken çocukların derin yoksulluklar sonucu eğitim hayatından kopmalarına neden olan durumlara karşı önlem almaktır Eğitime yön verenler unutmamalıdır ki kendi çocuklarını özel okullara gönderip, emekçi halk çocukları ile ilgili düzenlemeler düşünürken, kamusal, bilimsel, laik ve pedagojik gerçeklikleri göz önünde bulundurarak adım atmak zorundadırlar."

CHP'li Arslan: "Parasız Eğitim Haktır!" Haber

CHP'li Arslan: "Parasız Eğitim Haktır!"

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Eskişehir’deki devlet okullarında velilerden “kayıt parası” veya “zorunlu bağış” talep edildiği yönündeki iddiaları TBMM gündemine taşıdı. CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Eskişehir’deki devlet okullarında velilerden “kayıt parası” veya zorunlu bağış talep edildiği iddialarını TBMM gündemine taşıdı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen resmi yanıt ise şaşırtıcı oldu: “Hiçbir şikâyet yok!” Arslan’ın 6 Ağustos 2025’te verdiği soru önergesine yanıt veren Milli Eğitim Bakanlığı, 2024–2025 eğitim-öğretim yılı kayıt döneminde Eskişehir’de kayıt parası veya zorunlu bağış konusunda Bakanlığa ulaşan tek bir şikâyet bulunmadığını açıkladı. Bakanlık ayrıca, “Okul kayıtları ücretsizdir, para talep edilemez” vurgusunu yinelerken; adres bazlı kayıt sisteminin zorunlu olduğunu ve 2025/53 sayılı genelgeyle valiliklerin talimatlandırıldığını duyurdu. “Denetim Raporu: “132 Okulda Usulsüzlük Yok” Bakanlık cevabında, son üç yılda Eskişehir’de 132 okulun müfettişlerce denetlendiğini, tek bir olumsuz bulguya rastlanmadığını da bildirdi. Ayrıca kırtasiye, temizlik, bakım-onarım gibi temel ihtiyaçlar için her okula yıllık ödeneklerin merkezi bütçeden aktarıldığına dikkat çekildi. “Arslan’dan Net Mesaj: Parasız Eğitim Haktır! Velilerden gelen yoğun şikâyetler ve yerel basındaki iddiaları gündeme taşıyan Milletvekili Arslan, “Parasız eğitim hakkı Anayasa güvencesindedir. Veliler ekonomik baskı altına alınamaz” diyerek mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı.

Kayıt Parası Adı Altında Veliler Soyuluyor! Haber

Kayıt Parası Adı Altında Veliler Soyuluyor!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Eskişehir’deki devlet okullarında velilerden “kayıt parası” ve “zorunlu bağış” adı altında para talep edildiğine ilişkin iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Arslan, uygulamanın Anayasa’ya ve Bakanlık genelgelerine aykırı olduğunu vurguladı. Arslan, Anayasa’nın 42’nci maddesinde ilköğretimin parasız olduğunun açıkça hükme bağlandığını hatırlatarak, şu sözlerle tepki gösterdi: “Okul kayıtları döneminde velilerden haraç gibi para toplanıyor. Eğitim hakkı alenen gasp ediliyor. Paralı hale getirilen kayıt süreci, çocuklarımızın geleceğini karartıyor; fırsat eşitliğini yok ediyor!” “Dar gelirli aileler çaresiz bırakılıyor” Arslan, yerel basın ve velilerin şikayetlerine göre, kayıt dönemlerinde talep edilen meblağların okuldan okula ve semtlere göre değiştiğini ifade etti. Bu durumun dar gelirli aileleri çaresiz bıraktığını belirten Arslan, “Devletin karşılaması gereken kırtasiye, temizlik ve bakım-onarım gibi masraflar velilerin sırtına yükleniyor. Veliler fiilen okul bütçesini finanse etmeye zorlanıyor. Bu utanç verici tablo, Anayasa’nın öngördüğü parasız eğitim hakkını ayaklar altına almaktadır” dedi. Bakan Tekin’e sert sorular Arslan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e şu soruları yöneltti: Eskişehir’deki devlet okullarında velilerden kayıt parası veya zorunlu bağış istendiğine dair Bakanlığa kaç şikâyet ulaştı? Bu uygulamaları sürdüren okul yöneticileri hakkında hangi idari veya disiplin işlemleri yapıldı? Son 5 yılda kayıt parası talep ettiği belirlenen okul yöneticileri ve okul aile birliği başkanları hakkında açılan soruşturmalar ve uygulanan yaptırımlar nelerdir? Okul aile birlikleri üzerinden toplanan paraların yasal dayanağı nedir, hangi kalemlerde kullanılabileceğine dair bağlayıcı kurallar nelerdir? Okullara her yıl öğrenci veya okul başına ne kadar ödenek ayrılmaktadır? Ödeneklerin yetersizliği nedeniyle velilere yük bindirilmesini önlemek için kaynak artırımı planınız var mı? Kayıt parası ödemeyen velilerin çocuklarının kayıt işlemlerinin engellenmesi ya da başka okullara yönlendirilmesi gibi uygulamalar tespit edildi mi? Son üç yılda yapılan denetimlerde hangi usulsüzlükler belirlendi? “Eğitimde eşitsizlik derinleşiyor” CHP’li Arslan, önergesinin gerekçesinde ise şu ifadeleri kullandı: “Kayıt dönemlerinde ailelerin sırtına yüklenen bu keyfi uygulamalar, dar gelirli yurttaşlarımızı çaresizlik içinde bırakıyor. Çocuklarımızın eğitim hakkı paraya tahvil ediliyor. Eğitimde fırsat eşitliği yok ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi; velilerden para toplamak değil, devlet okullarının tüm ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bakanlık bu Anayasa ihlali karşısında artık sessiz kalamaz!”

Eskişehir Sanayi Odası’ndan Milli Eğitim Bakanı Dr. Yusuf Tekin’e Ziyaret Haber

Eskişehir Sanayi Odası’ndan Milli Eğitim Bakanı Dr. Yusuf Tekin’e Ziyaret

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, Başkan Yardımcısı Fatih Düş, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez, Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Nebi Hatipoğlu ve AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak ile birlikte T.C. Milli Eğitim Bakanı Dr. Yusuf Tekin’i ziyaret etti. Ziyarette, Eylül 2024’te kurulan ve kısa sürede 1600 öğrenciye ulaşan Odunpazarı Mesleki Eğitim Merkezi’nin (MESEM) Eskişehir Sanayi Odası işbirliğiyle “Proje Okulu” statüsüne geçmesiyle ilgili istişare toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, Eskişehir sanayisinin nitelikli iş gücü ihtiyacına yanıt verecek bu yenilikçi modelin detayları ele alındı. Sektörle İç İçe, Uygulamalı Eğitim Modeli Projenin hayata geçmesi durumunda, MESEM kapsamındaki öğrenciler haftanın 4 günü sanayi işletmelerinde uygulamalı eğitim alacak, 1 günü ise okulda teorik derslerle desteklenecek. Bu sistemle öğrenciler daha lise döneminde meslekleriyle tanışacak, işletmelerde aidiyet geliştirecek ve mezuniyet sonrası istihdamda öncelik kazanacak. Bakanlık tarafından değerlendirme aşamasında olan MESEM Proje Okulu modelinin uygulamaya geçmesi durumunda, en önemli bileşenlerden birinin ESO AKADEMİ olacağını belirten Başkan Kesikbaş, “ESO AKADEMİ’nin sahip olduğu modern makine parkı, ekipmanları ve teknolojik altyapısı, Odunpazarı MESEM öğrencilerine açılarak eğitim süreçlerini zenginleştirebilecek. Böylece öğrenciler, gerçek üretim ortamlarına benzer koşullarda beceri kazanacak ve çağın gerektirdiği yetkinliklerle donatılabilecek” açıklamasında bulundu. Stratejik İş Birliği: Eğitimde Yeni Bir Dönem ESO ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanması planlanan protokol çerçevesinde öğretmenlere hizmet içi eğitimler verilecek, öğrencilere yemek, ulaşım gibi destekler sağlanacak. Eğitim programları, işletmelerden alınan geri bildirimlerle sürekli güncellenecek. Ayrıca başarılı öğrencilere ESO tarafından burs desteği verilecek. Uygulamaya geçmesi durumunda bu model, eğitim-istihdam-üretim zincirinde doğrudan bağ kurarak gençlere mesleki deneyim kazandırmayı, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirmeyi ve yerel kalkınmaya katkı sağlamayı hedefliyor. Eskişehir Sanayi Odası, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü bu kapsamlı işbirliği ile Türkiye'ye örnek olacak bir mesleki eğitim modeli geliştirmeyi hedefliyor.

Eğitim İş Şube Başkanı Arslan: "Proje Değil, Adalet İstiyoruz!" Haber

Eğitim İş Şube Başkanı Arslan: "Proje Değil, Adalet İstiyoruz!"

Eğitim İş Sendikası Eskişehir Şubesi tarafından Milli Eğitim Bakanlığı tarafından proje okullarında yaşanan öğretmen atamalarına son verilmesi için Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi önünde bir basın açıklaması yapıldı. Eğitim İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan, Sendika üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ve öğretmenlerin katıldığı basın açıklamasında konuşan Şube Başkanı Arslan; "Kıymetli siyasiler, veliler, basın mensupları, okul mezunu dernekleri öncelikle bu eylemde bizim yanımızda olduğumuz için hepinize teşekkür ediyoruz. Bugün Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi önündeyiz. Burayı neden seçtik çünkü Eskişehir genelinde yaşanan toplam 181 öğretmen mağduriyetinin 45'i bu okuldan çıkmıştır.bu Çok manidar arkadaşlar çünkü bazı okul müdürleri listeleri hiç değiştirmezken bazı okullarda atamalar müdürlerin verdiği listelere göre yapılmıştır. Kriter yok burada bir kıyım yaşanmıştır, burada bir vefasızlık örneği yaşanmıştır." dedi. Şube Başkanı Arslan; "4 okulda başlatılan ve başlangıçta ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar şeklinde sunulan bu model bugün itibariyle 2318 okula ulaşmış kapsamı büyütülmüş ancak içeriği boşaltılmıştır. Proje okulları adı altında yapılan şey açıkça eşitsizliğin hukuki güvencesinin yok edilmesidir. Yusuf Tekin daha 2014 yılında dönemin müsteşarı iken söylediği şu sözler Bugün yaşadıklarımızın habercisiydi mevzuatlar bize engel oluyor Ama biz siyasi irade ile hareket ediyoruz mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız." dediğini söyledi. Yapılanın bir proje değil bir tasfiye operasyonu olduğunu ifade eden Arslan, sürecin siyasi ve ideolojik bir projenin ürünü olduğunu gösterdiğini ve proje okulları uygulaması ile bakanın 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde topladığını söyledi. Öğretmenlerin yıllardır görev yaptığı okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürüldüğünü ifade eden Şube Başkanı Fadime Arslan; "İzmir Atatürk Lisesi gibi Cumhuriyet değerleri ile özdeşleşmiş köklü kurumlar, Eskişehir'de Eskişehir Anadolu Lisesi, ETİ Sosyal Bilimler Lisesi, Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi gibi birçok okulda bir gecede 60 öğretmen, 70 öğretmen sayıları daha burada telaffuz edemediğimiz birçok öğretmen görevden alınmıştır. Yıllardır emek verdikleri okullardan alınmış başka ilçelere gönderilmişlerdir. Bu sadece hukuka değil aynı zamanda eğitimin ruhuna, okul kültürüne, öğrenci öğretmen ilişkisine ihanettir. Şimdi soruyoruz öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir? Yıllarca görev yapan başarı belgesi ile ödüllendirilmiş yüksek lisans ve doktora sahip öğretmenler hangi kriterlerle yetersiz görülmüştür? Yerlerini alacak atanacak kişilerin liyakatini kim neye göre belirlemiştir? Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye hangi hukuk devletine hangi kamu vicdanına sığar? Devlet memurluğu güvencedir, devlet memurluğu siyasi iktidara göre değil anayasa ve yasalara göre görev yapmak sorumluluğudur. Bugün proje okulları aracılığıyla yapılan şey bu güvenceyi ortadan kaldırmak öğretmenleri itaate zorlamaktır. Proje okulu adı altında yürütülen bu uygulama bir okul geliştirme projesi değil siyasi iktidarın kendi memurunu kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesidir. Köklü okulların emekle alın teriyle yılların birikimiyle yetiştirdiği öğretmenler bir bir tasfiye ediliyor. Bu sadece bir personel değişimi değil bir hafızanın, bir kültürün, birikimin cumhuriyetin eğitim anlayışının sistemli biçimde yok edilmesidir. Liyakatsizliği teşvik ederek biat eden kadrolar yaratmak, düşünmeyen nesiller yetiştirerek sorgulama kültürünü ortadan kaldırmak, Cumhuriyetin temelini oluşturan laik bilimsel kamusal eğitimi çökertmek 40 yıllık bir öğretmeni yıllarını eğitme ve öğrencilerine adamış bir insanı tek bir yazıyla tek bir imzayla görevden almak kolay ama onun öğrencilerinin yüreğinde bıraktığı izi dokunuşunu silmek imkansız gerçek öğretmen sınıflarda sadece ders anlatmaz geleceği şekillendirir insan inşa eder." dedi.

Mağdur Olan Öğretmenlerimizin Her Zaman Yanında Olacağız! Haber

Mağdur Olan Öğretmenlerimizin Her Zaman Yanında Olacağız!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından proje okulu olarak belirlenen okullarda yapılan öğretmen atamalarına tepki gösterdi. İl Binasında bir basın toplantısı düzenleyen İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Gün geçmiyor ki; Akp iktidarının bakanlıklarında yaşanan sorunlar ve problemler silsilesine her gün bir yenisi ekleniyor. Sağlık Bakanlığı, Adelet Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çevre Şehircilik Bakanlığı vb. bakanlıklarda olduğu gibi 2014 yılında Görevlerinde başarılı bir şekilde hizmet eden Cumhuriyet gençlerini yetiştiren bir sürü ödül ve başarıya sahip yaklaşık 30 bin okul müdür ve müdür yardımcılarımızı, sebepsiz yere sendika durumlarından dolayı görevden alan Milli eğitim bakanlığı yeni bir skandal kararla karşımıza çıkmıştır. Buradan Milli Eğitim Bakanlığımıza sesleniyoruz. LİYAKAT MI? SADAKAT MI? İktidarın son dönemde  Proje Okulları olarak adlandırdığı Cumhuriyetimizin köklü okullarına haksız şekilde öğretmen atamaları yapıldı. İlk düğmeyi yanlış iliklemişlerdi. Neye göre proje okulu? Neyin Projesi? Kadrolaşmayı daha rahat yapmak, gizli ajandalarındaki niyetlerini daha kolay gerçekleştirmek için ihtiyaç duyacakları tetikçileri daha rahat konuşlandırmak için geliştirdikleri sözde proje okullarına geçtiğimiz günlerde yer değiştirme şeklinde öğretmen atamaları gerçekleştirildi. Yıllarını çalıştıkları köklü liselere vakfetmiş, o kurumlarının herkes tarafından kabul edilmiş kültürlerinin oluşmasında   yıllarını vermiş , ortaya koydukları projelerle, aldıkları eğitimler ve hizmet içi çalışmalarıyla kendilerini ispat etmiş çok değerli hocalarımız yerine birilerinin tanıdığı, bazı sendikalarının üyeleri, siyasi kişiliklerden referanslı diye nitelenen kişilerin atamaları bu okullara yapılmıştır. Bir örnek verecek olursak ilimizin köklü okullarından Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde görev yapan E-twinning projesinde 1. Olan öğretmenin ataması neden yapılmadı? Atama yaparken kriterleriniz nelerdi? Liyakat mı yoksa sadakat mı aradınız? Ne zamandan beri okul müdürleri milli eğitim bakanlığının veya valilerin yetkisinde olan öğretmen atamalarında yetkili olmuştur? Okul müdürleri öğretmenleri seçerken cinsiyetine göre mi, giyinişine göre mi, konuşmasına göre mi karar verdiler? Ellerinde öğretmenlerin başarıları ile ilgili somut veriler var mıdır? Amacınız ne? Çoğu 500 ve 500 e yakın puanlarla öğrenci alan, cumhuriyetin nitelikli okullarının genleri ile mi oynanmak isteniyor? Bu okulları kazanarak gelen ve Modern Türkiye’nin  2.yüzyılına yön verecek bu parlak çocuklarımızın önüne ket mi vurulmak isteniyor? Ne yapılırsa yapılsın çocuklarımızın, gençlerimizin Atatürk ve Cumhuriyet sevdasını engelleyemeyeceksiniz.  Okullarımızı tarikat ve cemaatlerin arka bahçesi, çocuklarımız da körü körüne bağlılık yemini etmiş müritler yapılmasına izin vermeyeceğiz. Norm fazlası kadroya  düşen öğretmenlerimiz ne olacak? Nitelikli, proje okullarındaki kadrolarına yeni atanan öğretmenlerimiz MEB takvimine göre bugünden itibaren il içi tercihte bulunacaklar. Tercihte bulunmayan veya ataması yapılmayan öğretmenler belki de ilçelere resen gönderilecek.  Bakanlık bu öğretmenlerin mağdur olmayacağını söylüyor. Zaten yerlerinden ederek mağduriyetin en büyüğünü yaşatmışınız…  Bu neyin merhameti?  Mesleklerine yıllarını vermiş, yaşadıkları ilçelerde düzenlerini kurmuş bu öğretmenlerin yaşadığı mağduriyeti kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bir başka konu da daha önce proje okul atamaları ve resen atamalar yargıdan dönmüş yargı giderleri Milli Eğitim bakanlığı bütçesinden ödenmişti. Burda Milli Eğitim Bakanlığına soruyoruz oluşacak kamu zararı cebinizden çıksaydı bu atamaları yapar mıydınız? 23 yıllık iktidarları döneminde her fırsatta müfredat, program, yönetmelik değişikliği yapan iktidar çağdaş, laik, Atatürkçü, Cumhuriyet’i özümsemiş, milli ve manevi değerlerin farkında öğretmenler ve genç nesiller yerine yandaş , düşünmeyen , sorgulamayan körü körüne bağlı biat kültürünü şiar edinmiş nesil hedefine ulaşmaya her zamankinden daha çok çırpınmaktadır. Başaramayacaklar!! İzin  vermeyeceğiz! Buradan Sayın Bakana sesleniyoruz: Eğitimin önemine inanıyorsanız önce yıkılıp yapılmayan okulların bir an öce yapılmasını sağlayın. Taşıma ile eğitim gören çocuklarımızın taşınma ve öğle yemeklerinin kalitesini arttırın. Çocuklarımızın beslenme çantalarına destek olun.   Derslik sayını arttırarak sınıf mevcutlarını azaltın.  Atanamayan öğretmen  intiharlarına son verin. Öğretmenlerimize yönelik şiddeti engellemek için yasal düzenlemeleri  sağlayın. Eğitim camiasının ekonomik durumunu düzeltin.  Atama ve yer değiştirme  işlemlerini daha adil yapın. Yönetici atamalarında sadakat yerine liyakate önem verin.  Elinizi öğretmenler odalarından çekin. Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaların her zaman takipçisi olacağız. Mağdur olan öğretmenlerimizin her zaman yanında olacağız. Hak ettikleri kaliteli eğitimi alamayan çocuklarımızın her zaman yanında olacağız. Mücadelemizi, TBMM grubumuzla birlikte yasal platformda hukuksal boyutta devam ettirirken , fiziken de meydanlarda olacağız.   Kamuoyuna saygılarımızla.''

CHP’li Çakırözer Eskişehir’de Sıvası Çöken Okulu Gündeme Taşıdı Haber

CHP’li Çakırözer Eskişehir’de Sıvası Çöken Okulu Gündeme Taşıdı

Eskişehir'de bir lisenin tavan sıvasının çökmesi sonucu 4 öğrencinin yaralanması, eğitim camiası, öğrenci ve aileleri arasında büyük endişe yarattı. Eskişehir’de lisede ders esnasında meydana gelen çökmeyi Meclis gündemine taşıyan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi. Çakırözer, “Okulda tavandaki sıva çökmesi sonucu öğrencilerimiz kafalarından ve vücutlarının çeşitli bölgelerinden yaralanmış. Eğitim camiası, aileler tedirgin. Bazı öğrenciler ‘deprem oldu’ zannettik diyor. Evlatlarımızın, öğretmenlerimizin güvenliği her şeyden önemli. Okullarımızın güvenli hale getirilmesi ve eğitimin engellenmemesi için gerekli önlemler derhal alınmalı” dedi. “EVLATLARIMIZI TEDİRGİN ETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK” CHP Milletvekili Utku Çakırözer Eskişehir Yunusemre Endüstri ve Teknik Anadolu Lisesi'nde ders işlendiği sırada meydana gelen çökmeyi Meclis gündemine taşıyarak, Eskişehir’deki okul binalarının yapısal güvenliği ve fiziksel durumuna ilişkin yapılan denetimleri Bakan Yusuf Tekin’e sordu. Okulda meydana gelen çökme sonrası öğrencilerin, öğretmenlerin ve ailelerin büyük tedirginlik yaşadığını belirten Çakırözer, okul binalarının güvenliğinin sağlanması ve eğitim ortamının iyileştirilmesi konusunda Eskişehir’de yapılan çalışmaları Bakan Tekin’e sordu. Eskişehir’de okullarda yaşanan yapısal ve fiziksel sorunların çözüme kavuşturulmasına ilişkin eğitim camiasından, sendikalardan ve ailelerden gelen taleplerin dikkate alınması gerektiğini belirten Çakırözer, “Yaşanan çökme sonucu okulda öğretmenlerimiz, öğrenciler, aileler tedirgin. Bu tedirginliği yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Eğitim yuvalarımızın güvenliği herkesin ilk önceliği olmalı. Hem Eskişehir’de hem de Türkiye’nin dört bir yanında okullarda tadilat bakım konusunda yaşanan sıkıntılar bir an önce giderilmelidir” dedi. “OKULLARIN GÜVENLİĞİ İÇİN HANGİ DENETİMLERİ YAPTINIZ?” Çakırözer Bakan Tekin’in yanıtlaması talebiyle verdiği önergede şu sorulara yanıt istedi: “Okullarda bu tür kazaların önüne geçilmesi, öğrencilerin güvenliğinin sağlanması ve okulların fiziksel yapılarının denetlenmesi için Bakanlığınızca hangi çalışmalar yürütülmektedir? Eskişehir’de okul binalarının yapısal güvenliği, deprem risk analizleri ve fiziksel durumuna ilişkin hangi çalışma ve denetimler yapılmaktadır? Yapılan denetim ve çalışmalar sonucu riskli bulunan okul binası sayısı nedir? Bu binalar hangileridir? Yunusemre Endüstri ve Teknik Anadolu Lisesi'nin yapısal güvenliği ve fiziksel durumuna ilişkin son denetimler ne zaman ve nasıl yapılmıştır? Okulda eğitim veren öğretmenler ile eğitim gören öğrencilerin güvenliğine ilişkin hangi önlemler alınmıştır?”

Okullar Bilim Yuvası Olup, Siyasi Fikir Empoze Alanı Değildir! Haber

Okullar Bilim Yuvası Olup, Siyasi Fikir Empoze Alanı Değildir!

CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Selvinaz Durur yaptığı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan ÇEDES projesini eleştirdi. CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Selvinaz Durur yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Türk eğitim sistemi Cumhuriyet’in kuruluşundan AKP iktidarına dek laik ve bilimsel bir temele oturmaktaydı. Sayısız iktidar görmesine rağmen bu sağlam temel hiçbir zaman bu kadar tehdit ve saldırı altında olmadı. AKP iktidara gelir gelmez herkesin bildiği üzere sağlıkta ve eğitimde sürekli olarak Cumhuriyet kazanımlarıyla uğraşıp, yıkmaya çalıştı. Bu durum son süreçte ise ÇEDES adı verilen proje ile iyice ayyuka çıkmış durumda. Açılımı son derece masum ve cazip “Çevreme duyarlıyım ve değerlerime sahip çıkıyorum.” Elbette böyle bir isme kimsenin ne itirazı ne olur ne de tepkisi. Fakat altında yatan amaç hiçte öyle değil. Din görevlileri sözde okulları ziyaret ederek belli konularda gençlerimizi bilgilendirmekte ve manevi destek vermekte. Dediğim gibi maalesef sözde ! İktidar yetkilileri eğitim sistemimizin temizlik ve hijyen, ücretsiz yemek, artık resmen çileye dönüşen kış saati uygulaması ve fırsat eşitsizliği gibi konuları bırakmış maneviyatla ilgilenmekte. Yani bunu psikolog ve sosyologlara bırakmak dururken din görevlileri üzerinden yapması aklımıza tek bir şeyi getiririyor; siyasi fikirlerini genç yaştaki arkadaşlarımıza empoze etmek. Bunun başka bir açıklaması ve amacı yoktur. Hatta örnek verecek olursak son olarak Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulu’nda ÇEDES projesi kapsamında “sabır” konusunu işlemek için okulda maket mezar kuruldu ve annesini kaybeden bir öğrenci maket mezar başında ağıt yaktı. Bu uygulama çocuklarımızda kalıcı travmalar da yaratabileceğinden ciddi endişe duymaktayım.   Bırakalım okullarda gençlerimiz daha fazla bilimle, kültürle ve sporla ilgilensin. Sözlerimi iktidarı uygulayarak tamamlamak istiyorum, Efendiler; Okullar bilim yuvası olup siyasi fikir empoze alanı değildir. Acilen bu yanlıştan dönün !"

Hedef, Kreş Değil, Laik, Bilimsel, Atatürkçü Eğitim! Haber

Hedef, Kreş Değil, Laik, Bilimsel, Atatürkçü Eğitim!

AHPADİ Derneği tarafından kamuoyunda gündeme gelen belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılması ile ilgili olarak bir basın toplantısı düzenlendi. AHPADİ Dernek Başkanı Av. Mehmet Ektaş tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; Basınımızın değerli temsilcileri, Saygıdeğer Eskişehirliler; Yoksulluk, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısının en yoğun hissedildiği, halkın feryadının arşa erdiği, dolayısıyla bu durumun gündemi oluşturması, çözümün tartışılması gerektiği bu günlerde, yapay gündemlerle kamuoyu sürekli meşgul edilmekte, halkımız adeta ipteki cambaza baktırılmaktadır. “Mustafa Kemalin Askerleriyiz” diyen teğmenler hakkında başlatılan soruşturma, terörist başına umut af gibi gündem değiştirmeye yönelik hamlelere bir yenisi daha eklendi. Milli Eğitim Bakanlığının belediyelere bağlı olarak kreş adı altında açılan ancak okul öncesi öğretim kurumu gibi faaliyet gösteren yerlerin faaliyetlerine izin verilmemesi konulu yazısı büyük yankı uyandırdı. Özellikle, yazı da bu tespitlerin hangi belediyelerin hangi kreşleri için yapıldığının belirsiz olması, genelleyerek tüm belediye kreşlerini hedef alması, kreşlerin kapatılacağı yönünde haklı kaygılara ve eleştirilere neden oldu. Tartışmanın ele alınış biçimi ise, bir çok kesim tarafından kreş, gündüz bakımevi, ana okulu, okul öncesi eğitim kurumu ayrımının, bunların dayanağı mevzuatın, kurum ve kuruluşların yetki çerçevelerinin yeterince bilinmediğini de ortaya çıkardı. Kreş ve gündüz bakımevleri, çalışan kadınların çocuklarının çalışma saatleri içinde güvenle bırakılabileceği, bakım ve gözetimlerinin sağlanabileceği, sağlıklı beslenebilecekleri, sosyalleşebilecekleri kurumlardır. Bu kurumların temel amacı, çocuklara eğitim vermek değil bakım ve gözetimlerini sağlamaktır. Ana okulu olarak bilinen okul öncesi öğretim kurumları ise, okul çağına yaklaşan çocukları okula hazırlamak amacıyla oluşturulan eğitim ve öğretim kurumlarıdır. Bu kurumların temel amacı ise eğitim ve öğretimdir. Ülkemizde, tartışılan alanı düzenleyen mevzuatı; Eğitim ve Öğretimin Birleştirilmesi konusundaki devrim Kanunu,       Anayasanın eğitimle ilgili maddeleri       Milli Eğitim Temel Kanunu       Belediyeler Kanunu       Devlet Memurları Kanunu       İş Kanunu       Özel Öğretim Kurumları Kanunu       Okul Öncesi Eğitim Ve İlköğretim kurumları Yönetmeliği       Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik        Kamu Kurum Ve Kuruluşlarınca Açılacak Çocuk Bakımevleri Hakkındaki Yönetmelik olarak sıralayabiliriz. Bu mevzuatlara göre; okul öncesi eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığının onay ve izniyle açılmakta, Milli Eğitim Bakanlığının denetimize tabi olmaktadır. Kreş ve gündüz bakım evleri ise Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının onay ve izniyle açılmakta, Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının denetimine tabi olmaktadır. Bu çerçevede, bu kurumlardaki tüm faaliyetlerin Anayasada, Milli Eğitim Temel Kanununda belirtilen ilke, değer ve hedeflere uygun olması gerekmektedir. Milli Eğitim Temel Kanununda, Milli Eğitimin Temel İlkeleri sıralanmıştır. Bunlar içinde Laiklik, Bilimsellik, Atatürk Inkılap ve İlkeleri ile Atatürk Milliyetçiliği hedefi özel bir yer oluşturmaktadır. Kanunda; eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliğinin temel alınacağı, Milli birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk dilinin, eğitimin her kademesinde, özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan öğretilmesine önem verileceği, çağdaş eğitim ve bilim dili halinde zenginleşmesine çalışılacağı ve bu maksatla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile işbirliği yapılarak Mili Eğitim Bakanlığınca gereken tedbirlerin alınacağı vurgulanmıştır. ”Öküz altında buzağı arayanlar, başka yerlere baksın” Oysa ki, bu gün faaliyette bulunan bir çok bakım evi ve okul öncesi eğitim kurumu faaliyetleri Milli Eğitim Temel İlkelerine aykırıdır. DEM’li belediyelerce açılan okul öncesi eğitim kurumlarında Türkçe dışında başka dille eğitim verildiği, bir çok özel ana okulu ve kreşte İngilizce eğitim verildiğinin reklamları yapılmaktadır. Diğer yandan, Ülkemizin her alanına sirayet etmiş tarikat ve cemaat okul ve kreşlerinde laikliğe aykırı, dinsel eğitim verilmektedir. Bunları denetlemek ve faaliyetlerini engellemekle görevli Milli Eğitim Bakanlığı ise, öküz altında buzağıyı yanlış yerde aramakta, Özellikle CHP’li belediyelerce mevzuatlarına uygun olarak açılmış ve faaliyet gösteren, Cumhuriyet değerlerine ve hedeflerine bağlı neslin yetişmesine öncülük eden, bakım evi açığını kapatan kreşleri hedef almaktadır. Milli Eğitim Bakanlığına buradan sesleniyoruz. Öküz altında buzağı arıyorsanız, laik, bilimsel,  Atatürk Inkılap ve İlkeleri ile Atatürk Milliyetçiliği hedeflerine uygun faaliyetlerde bulunan kreş ve ana okullarını bırakmalısınız! DEM’li Diyarbakır Belediyesine, Hakkari Belediyesine bakmalısınız. AKP’li Fatih Belediyesine bakmalısınız. İngilizce eğitim veren özel kreş, gündüz bakım evi, ana okulu ana sınıflarına bakmalısınız. Tarikat ve cemaat okulları olarak tanınan özel öğretim kurumlarına bakmalısınız. Camilerde açılan kuran kurslarının uygulamalarına bakmalısınız. diyor, konuyu Yüce Türk Milletinin takdirlerine ve sağduyusuna bırakıyoruz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.