SON DAKİKA
Hava Durumu

#Meyve

Porsuk Haber Ajansı - Meyve haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Meyve haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaş Meyve Sebze İhracatını Mandalina Sırtladı Haber

Yaş Meyve Sebze İhracatını Mandalina Sırtladı

Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, Türkiye’nin kasım ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 44 artış sağlayarak 518,7 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini açıkladı. Yılın 11’inci ayında Akdeniz bölgesinin yüzde 60 artışla 318,6 milyon dolar ihracata imza attığını vurgulayan Başkan Ferhat Gürüz, ülke geneli sektör ihracatına yüzde 61 oranında destek verdiklerini bildirdi. Başkan Ferhat Gürüz, “Kasım ayında sergilediğimiz güçlü tablo, sektörümüzün uluslararası pazarlarda güvenilir tedarikçi konumunu daha da pekiştirdi. Üreticiden ihracatçıya tüm zincirde doğru planlama ve sürdürülebilirlik odaklı çalışarak bu ivmeyi yeni yılda daha da büyütmeyi hedefliyoruz.” dedi. “En çok mandalina, limon ve domates ihraç ettik” Türk yaş meyve sebze sektörünün kasım ayında 484 bin 666 ton ürünü uluslararası pazarlarda değere dönüştürdüğünü kaydeden Başkan Ferhat Gürüz, özellikle narenciye ürünlerinde elde edilen güçlü sonuçların dikkat çekici olduğunu söyledi. Mandalinanın hem miktar hem değer artışıyla kasım ayının en belirleyici ürünü olduğunu ifade eden Başkan Ferhat Gürüz, “Mandalinada yüzde 139 artışla 239,5 milyon dolar değere ulaştık. Sektör ihracatımızın yüzde 46’sını oluşturan mandalinanın ardından yüzde 14 pay ve 70,3 milyon dolar değer ile limon ikinci sırada, yüzde 6 pay ve 32,1 milyon dolar değer ile domates üçüncü sırada yer aldı. Söz konusu dönemde ihracat hacminde artış sağladığımız ürünler arasında yüzde 220 artış ve 3,4 milyon dolar değer ile havuç-turp öne çıktı. Liman, üzüm, hıyar, kestane, kabak ve hurma ihracatında da anlamlı ivmelenme sağladık.” diye konuştu. “BDT, AB ve Orta Doğu ülkeleri pazarımızın yüzde 94’ünü oluşturdu” Kasım ayında yaş meyve sebze ihracatının ağırlıkla Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Avrupa Birliği (AB) ve Orta Doğu ülkelerine yöneldiğini kaydeden Başkan Ferhat Gürüz, bu üç ana pazarın toplam ihracatın yaklaşık yüzde 94’ünü oluşturduğunu vurguladı. Rusya Federasyonu’nun yine ilk sırada yer aldığını ve özellikle narenciyede belirleyici bir pazar olmayı sürdürdüğünü belirten Başkan Ferhat Gürüz, şunları söyledi: “Rusya, kasım ayında en yüksek dış satım gerçekleştirdiğimiz ülke konumunu korudu. Bu ülkeye yüzde 28 artışla 161,2 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Sektör ihracatımızda yüzde 31 paya sahip Rusya’nın ardından yüzde 332 artış ve 140,3 milyon dolar değer ile Irak geldi. Irak’ın payı yüzde 27 düzeyinde ortaya çıktı. Yüzde 6 pay ile üçüncü sıradaki Ukrayna’ya ise 33,6 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Yılın 11’inci ayında ihracat hacminde önemli artışlar sağladığımız ülkeler listesinde ise Irak’ın ardından Dubai, Gürcistan, Çekya, Beyaz Rusya İtalya, Birleşik Arap Emirlikler, Polonya ve Kanada öne çıktı.” “2025 yılı Ocak-Kasım dönemindeki sektör ihracatımız 3 milyar doları aştı” Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye’nin toplam yaş meyve sebze ihracatının yüzde 1 artışla 3 milyar 83 milyon dolar değere eriştiğini, aynı dönemde Birlik ihracatının yüzde 2 artışla 1 milyar 395 milyon dolar düzeyine ulaştığını sözlerine ekledi.

Üreticilere Nar Taneleme ve Sıkma Makinesi Desteği Haber

Üreticilere Nar Taneleme ve Sıkma Makinesi Desteği

Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, üreticilere yönelik desteklerini sürdürüyor. Bu kapsamda Yenişehir ilçesi Karahacılı Mahallesi’nde üreticilere nar taneleme ve nar sıkma makinesi teslim edildi. Verilen makine sayesinde üreticiler hem iş gücünden hem de zamandan tasarruf ederken, ürün verimliliği ve kalitesi de arttı. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, makine desteğinin küçük ve orta ölçekli üreticiler için büyük kolaylık sağladığını belirterek, üreticilerin kâr marjını artırdığını ve daha katma değerli ürünler elde edildiğini söyledi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, üreticilere yönelik desteklerini sürdürüyor. Bu kapsamda Yenişehir ilçesi Karahacılı Mahallesi’nde üreticilere nar taneleme ve nar sıkma makinesi teslim edildi. Verilen makine sayesinde üreticiler hem iş gücünden hem de zamandan tasarruf ederken, ürün verimliliği ve kalitesi de arttı. Şahutoğlu: “İş gücünü azaltıyor, üreticilerin kâr marjını artırıyor” Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, makine desteğinin küçük ve orta ölçekli üreticiler için büyük kolaylık sağladığını belirterek, “Bugüne kadar birçok ekipman dağıttık. Bu proje de küçük ve orta ölçekli üreticilerin kooperatifler aracılığıyla desteklenmesi ve iş gücünün azaltılması hedefiyle yürüttüğümüz çalışmaların bir parçası. Daha önce Toroslar ve Silifke ilçelerimizde nar taneleme makinesi verilmişti. Karahacılı Mahallesi’nde ilk kez bu makineyi teslim ettik. İş gücünü azaltıyor, üreticilerin kâr marjını artırıyor. Böylelikle daha katma değerli ürünler, nar suyu ve nar ekşisi gibi ürünler elde ediyorlar” dedi. Kaya: “Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Karahacılı’da üretim hızlandı” Karahacılı Mahalle Muhtarı Ali Kaya, köyün en önemli geçim kaynağının nar olduğunu belirtti. Kaya, daha önce taneleme işlemini tamamen insan gücüyle yaptıklarını, bu nedenle üretimin uzun sürdüğünü, verimin de düşük kaldığını söyledi. Kaya, “Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Karahacılı’da üretim hızlandı. Bu destek sayesinde hem iş gücü azaldı hem de elde edilen nar suyunun miktarı arttı. İnsan gücüyle yapılan sıkımda 10 kilogram ürün elde edilirken, makineyle bu miktar 15 kilograma çıkıyor. Bu da üreticilerin ekonomik kazancına önemli bir katkı sağlıyor” diye konuştu. Çelik: “Hem zaman kazandırdı hem kalite” Karahacılı Sulama Kooperatifi Başkanı Mehmet Çelik, “Nar taneleme ve sıkma makinesi geldikten sonra işlerimiz çok kolaylaştı. Önceden eziyet oluyordu, şimdi 1 saatte işimizi bitiriyoruz. Kaliteli sıkım oluyor” diye konuştu. Nar üreticisi Ayşe Kaya, makine desteğinin işlerini büyük ölçüde kolaylaştırdığını söyleyerek, “Eskiden narı elimizle çırparak taneliyorduk. Şimdi makine sayesinde çok daha pratik oldu. Suyu daha çok çıkıyor, biz sadece kaynatıyoruz. Saatlerce sopayla uğraşıyorduk, artık bu yükten kurtulduk” dedi. Üreticilerden Huriye Mazlum ise, “Eskiden nar ekşisi yapmak çok zor oluyordu. Şimdi işimiz çok kolaylaştı, çok memnunuz” sözleriyle mekine desteğe teşekkür etti.

Gönüllü Bahçelerinde Hasat Zamanı Haber

Gönüllü Bahçelerinde Hasat Zamanı

Tepebaşı Belediyesi’nin gönüllü bahçelerinde doğayla ve toprakla iç içe zaman geçiren Tepebaşı sakinleri, sebze ve meyve üretmenin keyfini yaşıyor. Gönüllü bahçelerinde üretim yapan vatandaşlar, ektikleri ürünleri hasat etmeye başladı. Tepebaşı Belediyesi tarafından 4 merkezde; emekli, engelli ve şehit yakınları başta olmak üzere vatandaşların kullanımına sunulan gönüllü bahçeleri, vatandaşları toprakla buluşturmaya devam ediyor. 9 bin 66 metrekarelik Batıkent Gönüllü Bahçeleri, Zincirlikuyu Mahallesi’nde bulunan 6 bin 300 metrekarelik Selami Vardar Gönüllü Bahçeleri, Yaşamkent Mahallesi’nde bulunan 29 bin 900 metrekarelik Mustafa Mansız Gönüllü Bahçeleri ve 7 bin 277 metrekarelik İki Eylül Gönüllü Bahçeleri 374 vatandaşa hizmet veriyor. Çeşitli sebze üretiyorlar 50 metrekarelik bahçelerinde tarımsal üretimler gerçekleştiren vatandaşlar, şehir hayatının getirdiği stres ve zihinsel yorgunluktan uzaklaşmanın da mutluluğunu yaşıyor. Çeşitli sebze ve meyve üretimleri gerçekleştirerek bahçelerinde vakit geçiren Tepebaşı sakinleri, aynı zamanda kentteki çevrecilik ve yeşil alan kültürünün gelişmesine de katkı sağlıyorlar. Yaşamkent Mahallesi’nde bulunan Mustafa Mansız Gönüllü Bahçelerinden hizmet alan vatandaşlar, ektikleri ürünleri toplamaya başladı. Vatandaşlar ayrıca kendilerine doğayla iç içe bir ortam sağlanmasından dolayı duydukları memnuniyetlerini ifade ederek Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkürlerini ilettiler. “Eşime terapi gibi oluyor” Yusuf Kamer, “Eşim onkoloji hastası. Onun sağlığı için bu gönüllü bahçesine müracaat ettik. Çok güzel bir hizmet. Eskişehir’de gerçekten nezih bir yer burası. Eşime terapi gibi oluyor. Fidelerimizi toprakla buluşturduk ve ürünlerimizi topluyoruz. Bu hizmeti bizlere sunan Ahmet Ataç Başkanımıza çok teşekkür ediyorum” dedi. “Burada çok mutluyuz” Nurhayat Coşkun, “Sağlık sorunlarım vardı. Kalabalığa çıkamıyordum. Şimdi ailemle çok mutluyuz burada. Ahmet Ataç Başkanıma da çok teşekkür ediyorum. Bahçeme geldiğim zaman derdim, üzüntüm kalmıyor. Sağlığım için de çok iyi oldu. Burada çok mutluyuz” diye konuştu. Noter huzurunda gerçekleştirilen kura çekimi ile gönüllü bahçelerini kullanmaya hak kazanan vatandaşlar 2 yıl boyunca bahçeye diledikleri ürünleri ekebiliyor.

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu" Haber

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, don felaketinin meyve üreticileri üzerindeki olumsuz etkilerini yerinde inceledi. Gürer, “Sert çekirdekli ürünlerde zarar büyük; kayısı, şeftali, nektarin, erik, badem, ceviz gibi ürünler yanında armut, üzüm gibi ürünlerde de rekolte kaybı var. Tarım ve Orman Bakanlığı, don afetinden etkilenen açık alandaki tarımsal üretime konu Antep fıstığı, armut, ayva, badem, ceviz, elma, erik, fındık, kayısı, kiraz-vişne, limon, mandalina, portakal, şeftali, nektarin, üzüm ürünleri için hasar tespit sonrası ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtlı olanlara destek verileceğini açıkladı. Bu desteğin nasıl olacağı belli değil ancak ürün kadar ürünle ortaya çıkan sorunlar da var. Bu konuda bir açıklama yok” dedi. ELMADA YURT DIŞI PAZARI TEHLİKEDE Niğde’nin Türkiye'nin önemli elma üretim merkezlerinden biri olduğunu vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Niğde bölgesinde 600 bin tona kadar elma üretimi gerçekleşiyor. Kayıt dışı ile bu üretim daha da yüksek oluyor. Niğde, elma ağacı sayısında Türkiye’nin lideri olan bir ildir. Misket elmada bir numaradır. Bu yıl don olayı nedeniyle büyük zarar gören entegre tesisler ise bodur elmacılıkta yurt dışı pazarını oluşturan ve ülke genelinde bu pazarı belirleyen potansiyele sahiptir. Elma üretimi yanında soğuk hava deposu ile son ürünleri ihraç eden depoda çalışan ve üretip ihraç eden üreticimizle oluşacak sorunları birinci ağızdan dinledim. İhracatta, ihraç edilen yerdeki pazarda, tarım işçiliğinde, nakliye ve ulaştırmada, kalan bahçelerin bakımı ve gelecek yıla hazırlanmasında ve tedarikçi esnafta oluşacak sorunlar için iktidar politika üretmelidir” dedi. PAZARINI KAYBETME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ 600 dekarda elma üreticisi Cemil Acer, ihracat yapılan ülkeler ve don olayının etkileri hakkında bilgi vererek durumun ciddiyetini şöyle özetledi: “Bu elmalar kendi üretimimiz. Ermenistan’a, Irak’a ve Hindistan’a gidiyor. Ancak bu yıl Anadolu’da büyük bir felaket yaşadık. Don olayı nedeniyle ürünümüz yok denecek kadar azaldı. Telafi edilebilir bazı kayıplar olsa da asıl endişemiz, pazarlarımızı kaybetmek. Hindistan, Çin ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye için büyük bir pazar olmuştu. Ancak bu yıl elma olmadığı için Hindistan pazarını kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” dedi. Elma üreticisi Acer, don olayının istihdama da darbe vurduğunu belirterek, “Bu depoda 50 kişi sürekli çalışanımız vardı. Ayrıca gündelikçi gelen öğrencilerimiz ve yevmiyeli işçilerimiz de çalışıyordu. Ancak bu yıl, ürün olmadığı için bu istihdam sağlanamayacak. Bu son elmalarımızı ihraç ettikten sonra depoda elma kalmayacak. Bu durum, hem iş hem de ekonomik kayıplara yol açacak” dedi. PAZAR KAYBI BÜYÜK SORUN YARATIR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, don olayının elma ihracatını ve bölge ekonomisini etkilediğini ifade ederek, “Daha önce Niğde, Amasya ya da Misket elması ile ünlüydü. Ancak yurt dışına satış olmadığı için bu ağaçlar söküldü ve yerine ihracata uygun türler dikildi. Şimdi ise don nedeniyle bu ürünlerde büyük üretim kaybı yaşanıyor. Bu durum, önümüzdeki sezon yurt dışı pazar kaybına yol açabilir. Türkiye, bu pazarları yeniden kazanmakta ciddi zorluklar yaşayacaktır” diye konuştu. Bakanlığın konuya müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Yurt dışı pazarının ortadan kalkmaması için şimdiden ticari ilişkilerin planlanması ve çiftçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Elma üretimi ve ihracı sadece ürünle sınırlı değil; ambalajı, nakliyesi ve işçiliğiyle ciddi bir maliyet kalemi. Üreticilerimiz bu yükün altından kalkamıyor” dedi. SABİT GİDERLERİMİZİ KARŞILAMAK ZORUNDAYIZ Elma üreticisi ve entegre tesis sahibi Cemil Acer, mevcut koşulların çiftçileri daha da zor durumda bıraktığını ifade ederek, “2025’in sonunda ve 2026’nın bahar aylarında ihracat yapamayacağız. Ağaçlarımıza bakmak zorunda olduğumuz için sabit giderlerimiz devam edecek. Ancak bu giderleri karşılamak giderek zorlaşıyor” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in zirai dondan etkilenmemek adına bir cihaz kullanıp kullanmadığını sorması üzerine Acer, soğuk hava depolarının ve diğer sistemlerin de bu tür ekstrem soğuklara dayanmadığını belirterek, “Bu soğukta hiçbir şey fayda etmedi. Çünkü çok soğuk oldu. Zaman zaman bunları değerlendiriyoruz, maliyet muhasebesi yapıyoruz. Böyle soğuklara dayanmayacağını bildiğim için o tip yatırımları yapmıyoruz. Sprint sistem var, buzun içine koyma. Ancak, -6 dereceden sonra hiç çalışmıyor, ağaca da zarar veriyor. Bir sonraki yılın meyve gözünü de etkiliyor. Onun da böyle bir tehlikesi var. Bunun dışında, çok fazla soğuktan koruyacak bir sistem de yok” şeklinde konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde 4.5 milyon ton yıllık elma üretildiğini, TÜİK verilerine göre 1 milyon 363 bin ton ihraç edildiğini, bu yıl don nedeniyle önemli ölçüde ürün kaybının farklı sorunlar üreteceğini ifade etti. Gürer, “Kayısı, üzüm, narenciye, kiraz gibi yurt dışı satımı olan ihraç ürünlerinde çok yönlü sorunlar yanında yurt dışı ve yurt içi pazar durumunda yaratacağı olumsuzluklar var. Bahçe ürünleri rekolte düşmesi fiyatlara da olumsuz yansıyarak tüketici açısından ürün alma ve temininde sıkıntılar yaratacak ve yaz boyu bu sorunlar yaşanacaktır” dedi. Gürer, “Genç fidanların ve mevcut ağaçların bakımları düzenli sağlanmasının ardından, bu bağlamda ortaya çıkacak durumda ürün sürdürülebilirliği için önemli” olduğunu belirtti.

CHP'li Gürer: ''Beş İlde Elmada Büyük Kayıp'' Haber

CHP'li Gürer: ''Beş İlde Elmada Büyük Kayıp''

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, zirai don felaketinden etkilenen Niğde’nin Merkez,Bor ve Altunhisar ilçesinde elma bahçelerini gezdi. Don ile tamamına yakın yok ılan ve Büyük kayıplar yaşayan üreticilerin sorunlarını dinleyen Gürer, çözüm önerilerini paylaştı. ZİRAİ DON ELMALARI YAKTI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki zararın boyutlarına dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: “Ülkemizde yaşanan don felaketinden Niğde'deki elma bahçeleri büyük oranda etkilendi. Türkiye genelinde 99 milyon elma ağacımız var. Ancak bunlardan 18 milyonu genç olduğu için ürün vermiyor. Ürün veren ağaçlar arasında özellikle Niğde, Karaman, Konya, Antalya ve Isparta öne çıkıyor. Bu illerin tamamı don olayından etkilendi, ancak Niğde’deki kayıp çok daha büyük. Geçtiğimiz yıllarda 614 bin ton elma üretilirken bu yıl 500 bin ton kayıp görülüyor . Çiçekler büyük ölçüde zarar gördü ve ciddi bir üretim kaybı yaşanacak.” Ömer Fethi Gürer Türkiye genelinde elma üretimine ilişkin ise, “Türkiye genelinde üretilen elma miktarı 4 milyon 602 bin ton. Bunun da yaklaşık bir buçuk milyon tonu ihraç ediliyordu. Bu durumda ihracat olanağı da sınırlı olacak ve ciddi anlamda üretim kaybı yaşanacak. Görüldüğü gibi, dondan etkilenen ve artık ürün vermeyecek olan çiçeklerde büyük bir zayiatın varlığı gözler önünde. ÜRETİCİNİN ÇIĞLIĞI: “BU YIL ÜRÜN YOK” Bölgedeki 800 dekarlık elma bahçesiyle büyük çaplı üretim yapan Cemil Acer, don felaketinin etkilerini rakamsal verilerle belirterek, “Burası 800 dekar bodur elma bahçesi. Yaklaşık 4.000 ton üretimimiz oluyor. Bu sene maalesef belki 100 ton olacak. Büyük bir bölümünü de ihraç ediyoruz; %80’ini ihraç ediyoruz ürettiğimiz elmanın. 21 yıldır bodur elma yetiştiriyoruz, bahçe işi yapıyoruz. Böyle felaket görmedik. Bu don felaketi çok büyük bir kayıp oldu. Çiçeklerin içerisi tamamen boş. Birkaç gün içerisinde bu çiçekler dökülecek. Asıl meyveyi oluşturan ürün soğuk almış durumda. Çiçeklerin tamamen içi boş. Birkaç gün dayanır, Mayıs’ın başında tamamen dökülür. Bugüne kadarki tecrübemiz bunun üzerine. NİĞDE ELMA ÜRETİMİNDE BİRİNCİ SIRADA “Geçmişte bölgede Amasya ya da misket elması olarak bilinen ağaçlar ağırlıklıydı” diyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu türlerin ihracat şansı olmadığı için önemli bir bölümünün söküldüğünü belirtti. Ancak, Niğde’nin halen misket elma ağacı sayısında birinci sırada olduğuna dikkat çekti. Gürer, “Son yıllarda yeni elma türleri bölgeye geldi ve üretim çeşitliliği arttı” dedi. Elma üreticisi Cemil Acer ise üretimdeki dönüşümü ve yaşanan kayıpları şu sözlerle anlattı: “Red Chief, Super Chief, Granny Smith, Golden, Fuji, Pink Lady gibi yeni endüstriyel elmalar yetiştiriyoruz. Bunların tamamı ihracat için üretiliyor. Bizim gibi büyük entegre işletmeler ihracata yönelik çalışıyor. Ancak, bu yıl don felaketi nedeniyle bölgemizde üretim tamamen kayboldu. Çiçeklerin içi boş ve birkaç gün içinde dökülecek. Bir sonraki yıl için zararın boyutunu şu an öngöremiyoruz.” Acer, İl Tarım Müdürlüğü’nün gerekli tespitleri yaptığını ve İlçe Tarım Müdürlüğü’nün süreci takip ettiğini belirtti.  TARSİM’E TEPKİ: “SİGORTA SİSTEMİ KARMAŞIK VE ÇİFTÇİ ALEYHİNE” Elma üreticisi Cemil Acer, sigorta konusunda yaşanan sıkıntıları belirterek, “TARSİM sigortasını maalesef yaptırmadık. TARSİM ile ilgili çok büyük sorunlarımız var. Onun için TARSİM yaptırmıyoruz. TARSİM Sigorta karmakarışık bir sistem. Bu bahçelerin büyük bir bölümü, süspansiyonlu kredilerden dolayı bankanın mecburiyetinden yapılan sigortalar. Bizde de küçük bir bölümü, 70 dekar gibi, süspansiyonlu kredilerden dolayı mecburiyetten yapıyoruz. TARSİM sigorta sistemini artık çiftçi benimsemiyor. Onun için yaptırmıyor. Burada büyük bahçeler var. Bizim gibi komşularımızın hiçbiri sigorta yaptırmıyor.” diye konuştu. TARSİM SADELEŞMELİ VE ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ Ömer Fethi Gürer, TARSİM sisteminin revize edilmesi gerektiğini belirterek, “TARSİM'de yeniden bir düzenlemeye gidilmeli. Sigorta sistemi hem sadeleştirilmeli hem de çiftçinin lehine olmalı. Bununla ilgili kanun teklifi de verdik. %66 oranında olan donla ilgili prim desteğinin %75’e çıkarılmasını talep ettik. TARSİM’e kayıtlı olsun olmasın, tüm çiftçilerin zararları karşılanmalı. Çünkü şimdi bu ağaçta meydana gelen bu don, sonraki seneye gelecek dönemdeki üretimi engellememesi için ne yapılacak? Gübre atılacak, su verilecek, ilaç verilecek. Buradan gelir elde etmeyen üretici, bu destekleri almazsa nasıl yapacak?” diye sordu. ELMA OLMAYACAK AMA MASRAF DEVAM EDECEK Elmanın olmayacağını ancak masrafların devam edeceğini belirten elma üreticisi Cemil Acer, “İşçiliği hariç, tahminen dekar maliyetimiz 50.000 lira civarındaydı. Şimdi elma yok. 10 bin lirasını tasarruf edebiliriz. Eğer mal olmadığı için bazı ilaçlama ve besleme gruplarını tasarruf ederiz ama yine de 40 bin lira masrafımız olacak. Bunu yapmazsak ağaç ölecek. Bir sonraki yıla ürün vermez. Örneğin, kırmızı örümcek ilacını atmak zorundayız ki bir sonraki dönemin gözlerine zarar vermesin ve bir sonraki sene ürün olsun diye. Bu kadar büyük bir kaybımız var.” şeklinde konuştu. BU BÖLGENİN EKONOMİSİ TARIMLA DÖNÜYOR Cemil Acer, tarımın bölgedeki ekonomik önemine vurgu yaparak, “Bu bölgedeki Anadolu insanının büyük bir çoğunluğu, 5-6 ay tarım işletmelerinde çalışarak bir yıllık geçimini sağlardı. Öğrenciler yaz aylarında buraya çalışmaya gelirdi. Yazın elma hasadı olmayacağı için istihdamda büyük bir kayıp olacak. Kışın depoda elma işliyorduk. Elma olmadığı için depolama yapamayacağız, orada da istihdam kaybı olacak. Köylerin büyük bir bölümünün istihdam kaynağı tarımsal üretimdi. Maalesef şimdi bu iş olmayacak.” dedi.  Hem büyük çiftçinin hem küçük çiftçinin bankaya borçları olduğunu hatta entegre işletmelerin dahi borçlarının olduğunu ve üretimin önemine değinen Acer, “Biz üretirsek vergi öderiz. Biz üretirsek ihracat yaparız. Biz üretirsek ülkeye gelir sağlamış oluruz. Biz üretirsek vatandaşın sofrasına aş gider, yiyecek gider. Bu sene, bu doğal afetten dolayı elma olmayacak. Ceviz olmayacak, kayısı olmayacak, nektarin olmayacak. Bunların maalesef hiçbirisi yok.” diye konuştu.  AFET BÜYÜK, ÇÖZÜM ŞART Gürer, don felaketinin ekonomik ve sosyal etkilerinin büyüklüğüne işaret ederek, “Onun için çiftçinin hem kredi borcu var hem de gelecek yıl üretim yapabilmesi için bu ağaçlara bakımını sürdürmesi gerekiyor. Yani “Ağaçta meyve yok, ben ağaca bakmayayım.” diyemez. Bu ağaca bakılacak. Onun için hasarlar tespit edilmeli, gerekli destekler sağlanmalı ve ayrıca yurtdışı pazarının kaybolmaması için bugünden tedbirler alınmalı. Uğranılan zarar, ziyan çok büyük. Bölgenin önemli bir üretim alanı olan bu bölgede, yaşanan don olayından sonra çiçeklerin içi boşalmış ve bunlardan artık ürün olması mümkün değil. Büyük bir zayiat var.” şeklinde konuştu CHP’li Ömer Fethi Gürer, dedesi tarafından söylenilen bir sözü de ifadelerine ekleyerek, “Dedem derdi ki: ‘Hasan Dağı’nda kalbur kadar kar varsa, Bor Bağı’nın, Altunhisar Bağı’nın hayrını gör.’ Hasan Dağı’nda kar var. Sürecin bundan sonraki evrileceği olumsuzlukta, eğer ağaçlar zarar görmezse o bile büyük bir mutluluk. Onun için yaşanan afet büyük, destek şart.Tarsimde olsun olmasın  tüm üretici zararları karşılanmalıdır “dedi.

Bakan Yumaklı Zirai Dondan Etkilenen Malatya'da Haber

Bakan Yumaklı Zirai Dondan Etkilenen Malatya'da

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Malatya'nın Yeşilyurt ilçesi Kuyulu Mahallesi'nde zirai dondan etkilenen kayısı bahçesinde incelemede bulundu. Bakan Yumaklı, burada yaptığı açıklamada, zirai dondan etkilenen üreticilerin yanlarında olduklarını söyledi. Ekiplerin çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Yumaklı, "Şu andaki tespitlerimizde 34 ilimiz bunlardan farklı ölçülerde ve farklı oranlarda etkilendi." dedi. Zirai dona ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün akşam açıklama yaptığını anımsatan Yumaklı, şöyle konuştu: "Tarım sigortasını yaptırmış olanların, tespit çalışmaları biter bitmez, Mersin, Adana ve Hatay'da olduğu gibi derhal ödemeleri yapılacak. Bu bir takvim, daha sonra Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı sigortası olmayan üreticilerimiz için de bu ana kadar yapmış oldukları giderleri hesaplayarak onların bu yapmış oldukları maliyetlerini de karşılayacağız. Tespit, belirleme sigortası olanlar için ödeme, sigortası olmayanlar için de hesaplama ondan sonra ödeme gibi bir takvimi uygulayacağız. Burada tarımsal üretim yapanlar için iklim değişikliğinin bundan sonra da öngörülemez hatta önlenemez etkilerinden uzak kalabilmek ve 1 yıllık emeğin boşa gitmemesi için bunu garanti altına alacak olan tarım sigortasının önemini tekraren belirtmek istiyorum." “BAKANLIĞIMIZIN YAPTIĞI AÇIKLAMAYA DİKKAT EDİLMESİNİ İSTİRHAM EDİYORUM" Zirai don hasarının tespiti için fiziki şartların oluşması gerektiğini, ağaçların ve ürünlerin üzerinde kar, buz varken bu tespitlerin mümkün olmadığını dile getiren Bakan Yumaklı, şöyle konuştu: "Burada parantez açmam gerekir. Böyle durumlarda herhangi bir temsiliyeti olabilir, kendisine göre bir uzmanlığı olabilir ancak elinde hiçbir veri olmadan hitap ettiği kesim neyse, onlara mesaj verme adına bizlerin bile elinde olmayan, olması mümkün olmayan bilgileri kendisine göre sorumsuzca açıklayanları gördük. Bol keseden hiçbir sorumluluğu olmayıp sadece konuşup 'ben mesajımı verdim' diyenler var. Bunların ne üretimimize ne de üreticimize faydası yok. O yüzden buradan Bakanlığımızın yaptığı açıklamanın özellikle dikkat edilmesini istirham ediyorum. Genel geçer şeyler söyleyerek insanların kafasını karıştırmanın hiçbir anlamı yok. Stratejik ürünlerimiz hububat, baklagiller, yağlı tohumlar hatta sebzeyle de ilgili zamanımız var. Bunlarla ilgili bir şey olmadan 'Mahvolduk, ülkemizde gıda sorunu olacak. Çarşı pazar yanacak.' bunlar sorumsuz açıklamalardır. Zirai don meyve gruplarında etkili oldu. Bazı yerlerde çok fazla, bazı yerlerde çok az etkili oldu. Bir ilin içerisinde çok, belli ürünlerde yüzde 80-90 etkili olduğu da oldu, bir ilin içerisinde küçük küçük daha etkili olduğu da oldu. Bunların hepsi düzgün bir şekilde hasar tespitlerinin yapılmasıyla mümkün." "AĞAÇLARIN VERİME DÖNMESİ AÇISINDAN BİZLER DE ÇALIŞMAMIZA DEVAM EDECEĞİZ" İbrahim Yumaklı, üreticiler açısından tarım sigortasının önemine değinerek, "Sigortayı '5 senede bir oluyor, 10 senede bir oluyor. Yaptırmasak da olur.' dememek gerekir. Bir sefer olduğunda ortaya çıkaracağı hasar büyük oluyor." ifadelerini kullandı. Tarım sigortasının poliçe bedelinin yüzde 70'inin devlet tarafından karşılandığını aktaran Yumaklı, "Eğer don hadisesi ve benzeri olaylar için koruma araç gereçleri kullanmak istiyorsanız bunların yarısını da devletimiz hibe olarak veriyor. Eğer bunları kullanıyorsanız yaptırmış olduğunuz tarım sigortasının da yüzde 25 ila 30'u arasında poliçe bedelinde indirim yapıyor. Bütün amaç o emeğin garanti altına alınmasıdır." değerlendirmesinde bulundu. Yumaklı, kayısı ağaçlarının zirai dondan etkilendiğini, bu zararın gözle de görüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu ağaçların önümüzdeki sene de meyve verebilmesi için yapılması gerekenler var. Bunlarla ilgili de Bakanlığımız, Valiliğimiz de çalışmalara başladı. Bu teknik bir çalışma, uzmanlık isteyen bir çalışma. Bu yönde de gayretimiz olacak. Sadece şu ana kadar olan oldu artık bundan sonrası için bu ağaçların verime dönmesi açısından bizler de çalışmamıza devam edeceğiz. Bütün bu don hadisesinin başladığı andan itibaren illerimizdeki üreticilerimizle, valilerimizle çok yoğun bir takip görüşme trafiği gerçekleştirdim. Bazı konuların analizi ve altyapı çalışmalarını gerçekleştirdim. En nihayetinde de Sayın Cumhurbaşkanımıza oluşan durumu arz ettim ve sağ olsun Cumhurbaşkanımız da her zaman olduğu gibi üreticimizin yanında olmakla ilgili hiçbir tereddüt göstermeden talimatını verdi." "MALATYA'DA YAKLAŞIK 50 BİN TON CİVARINDA KURU KAYISI STOKU VAR" Zirai dondan etkilenen kayısı üreticilerine geçmiş olsun temennisinde bulunan Bakan Yumaklı, çiftçilerin yanlarında olduklarını ifade etti. Kayısının Malatya için son derece önemli olduğuna vurgu yapan Yumaklı, "Türkiye kayısı üretiminin yarısı, ihracatının 4'te 3'ü Malatya'dan gerçekleşiyor. Malatya'da yaklaşık 50 bin ton civarında kuru kayısı stoku var. Pazar kaybı anlamında da bu bizi nispeten rahatlatacak." diye konuştu.

Don Olayı Birçok Bölgede Ağır Bir Yıkım Yarattı Haber

Don Olayı Birçok Bölgede Ağır Bir Yıkım Yarattı

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, zirai dondan etkilenen bölgelerin “Afet Bölgesi” ilan edilmesi gerektiğini vurgularken, Afet Yasası’nın da yenilenmesi gerektiğini belirtti, “Bugünkü mevzuata göre çiftçinin büyük bir kısmı Afet Yasası’ndan yararlanamıyor. Çünkü yasa, ancak mal varlığının yüzde 40’ından fazlası zarar görürse yardım yapılabileceğini söylüyor. Bu eşik derhal kaldırılmalı, çiftçinin gerçek zararı esas alınmalıdır” dedi. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İznik ve Yenişehir’de zirai don afetinden etkilenen çiftçilerle bir araya geldi. Sarıbal, CHP İznik İlçe Başkanı Sadullah Eşiyok, Yenişehir İlçe Başkanı Deniz Dörtkardeş, İznik Ziraat Odası Başkanı Vedat Çakar, Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Sadi Aktaş’ı ziyaret ederek ilçelerde yaşanan mağduriyet hakkında bilgi aldı. Milletvekili Sarıbal, zirai dondan etkilenen bölgelerin “Afet Bölgesi” ilan edilmesi gerektiğini vurgularken, Afet Yasası’nın da düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Çiftçinin don enkazı altında kaldığını ifade eden Sarıbal, “Tarımsal potansiyeli en yüksek bölgelerimizden biri olan, yılda dört ürün alınabilen bereketli İznik ve Yenişehir topraklarındayız. Ancak bugün bu bereketin değil, ne yazık ki büyük bir tarımsal felaketin tanığıyız. Bu yıl Türkiye’nin geniş bir kesimi, tarımsal anlamda bir doğal afeti, adeta bir depremi yaşıyor. Don olayı birçok bölgede ağır bir yıkım yarattı. Nektarin, kivi, armut, zeytin, erkenci erik, kiraz… Her türlü meyvenin yetiştiği bu verimli topraklarda çiftçi adeta enkaz altında. Hasar görmezden gelinemeyecek kadar büyük. Bu noktada acilen atılması gereken adımlar var. Zarar tespit çalışmaları Tarım İlçe Müdürlükleri tarafından detaylı bir şekilde yapılmalı. Ürün bazında kayıplar belirlenmeli, yıllık üretim maliyetleri hesaplanmalıdır. Çiftçimizin Ziraat Bankası başta olmak üzere tarımsal amaçlı kullandığı tüm krediler sıfır faizle dondurulmalı ve en az bir yıl geri ödemesiz olmak üzere 4-5 yıla yayılarak taksitlendirilmelidir. Bu da yeterli değildir. Üretici ayakta kalabilmek, geçimini sürdürebilmek zorundadır. Bu nedenle çiftçimize 0 faizli yeni destek kredileri sağlanmalıdır. Bugünkü mevzuata göre çiftçinin büyük bir kısmı Afet Yasası’ndan yararlanamıyor. Çünkü yasa, ancak mal varlığının yüzde 40’ından fazlası zarar görürse yardım yapılabileceğini söylüyor. Bu eşik derhal kaldırılmalı, çiftçinin gerçek zararı esas alınmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bu zararın acilen karşılanması için harekete geçmek zorundadır” diye konuştu. TARIMSAL GİRDİLERDEKİ ARTIŞ, GIDA FİYATLARINA YANSIYOR Gıda fiyatlarında yaşanan olağanüstü artışa da değinen Sarıbal, bu artışın tarımsal girdi fiyatlarıyla doğrudan etkili olduğunu vurgulayarak, “Tarım sektörünün bankalara olan kredi borcu sadece şubat ayında 46,2 milyar lira arttı. Toplam borç 935,9 milyar lira. Yılın ilk iki ayında borç artışı 67,3 milyar lira. Üstelik çiftçinin ürettiği ürünlerin de her gün fiyatı düşüyor. Gıda fiyatlarında 2024 Mart ayından bu yana yüzde 37 oranında artış var. TÜİK verilerine göre son üç yılda gıda enflasyonu yüzde 289 oldu. Meyve fiyatlarındaki artış yüzde 368, çay fiyatlarındaki artış yüzde 325’i buldu. Halkımız neredeyse ekmek alamaz hale geldi. Çünkü son üç yılda ekmek fiyatları yüzde 293 oranında arttı. Çiftçilerimizin bugün yaşadığı sorun, yarın sofralarımıza zam olarak yansıyacak” ifadelerini kullandı.

Yerköy Jeotermal Kaynaklı Sera OTB'de 30 Bin Ton Meyve Sebze Üretilecek Haber

Yerköy Jeotermal Kaynaklı Sera OTB'de 30 Bin Ton Meyve Sebze Üretilecek

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yılda 30 bin ton sebze-meyve üretilecek ve 4'te 3'ü kadın olmak üzere bin 500 kişiye istihdam sağlayacak Yozgat Yerköy Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesi'nin kuruluş protokolünün onaylanarak tüzel kişilik kazandığını bildirdi. Yumaklı, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin jeotermal kentlerinden olan Yozgat'ın bu potansiyelini değerlendirmek için bir süredir çalıştıklarını belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde Yerköy ilçesine jeotermal kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesi kurulması için proje hazırlandığını aktaran Yumaklı, Yozgat Yerköy Jeotermal Kaynaklı Sera OTB'nin kuruluş protokolünün onaylanarak tüzel kişilik kazandığını vurguladı. Bakan Yumaklı, bin 125 dekar alanda faaliyet gösterecek olan Sera OTB'de fide, sebze ve meyve üretiminin yapılacağı sera parselleri ile bu üretilen ürünlerin işlenip paketlenerek ve depolanarak katma değer kazanacağı sanayi parsellerinin bulunacağı bilgisini verdi. Yine OTB'de biokütle tesisi, eğitim ve araştırma, GES ve atık yönetim alanları gibi donatıların yer alacağının altını çizen Yumaklı, “En az 30 adet 25 dekar büyüklüğünde teknolojik serada yıllık 30 bin ton sebze ve meyve üretimi gerçekleştirilecek. Bölgede en az yüzde 75'i kadın olmak üzere bin 500 kişilik istihdam sağlanacak. Projemiz tamamen faaliyete geçtiğinde, ekonomiye yıllık 1,2 milyar TL katkı verecek." ifadelerini kullandı. “OTB'LER KALKINMADA ÖNCÜ" Yozgat Yerköy Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesi'nde modern tarımsal üretim yöntemlerinin uygulanacağına dikkati çeken Yumaklı, şunları kaydetti: “Jeotermal enerjiyle ısıtılan seralar, yüksek kalite ve verimlilikte yaş meyve ve sebze üreten bir tarım üssü olarak hizmet verecek. Bu OTB sayesinde, hem Yozgat ve çevre illerin yaş meyve ve sebze ihtiyacı karşılanacak hem de tarımsal arz güvenliği güçlendirilerek yerel ekonomiye önemli katkılar sağlayacak. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak 'üretimin ve üreticinin yüzyılında' şehirlerimizin ve ülkemizin kalkınmasında öncü rol oynayacak Organize Tarım Bölgelerine yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Güçlü ülkenin güçlü tarımdan geçtiği bilinciyle üreticilerimizin daima yanlarında olacağız. Tüzel kişilik kazandırdığımız Sera OTB'mizin Yozgat başta olmak üzere tüm ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum."

2024 Yılında Sebze ve Meyve Üretimi Artarken Tahıl Üretimi Azaldı Haber

2024 Yılında Sebze ve Meyve Üretimi Artarken Tahıl Üretimi Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2024 yılı Bitkisel Üretim istatistiklerini açıklandı. Bitkisel üretim bir önceki yıla göre tarla ürünlerinde azalırken, meyve ve sebze ürün grubunda artış gösterdi. TÜİK tarafından yapılan 2024 yılı Bitkisel Üretim İstatistiklerinde şu ifadelere yer verildi; ''Üretim miktarları, 2024 yılında bir önceki yıla göre tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde %5 azaldı; sebzelerde %5,6, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde %2,1 oranında arttı. Buna göre, yaklaşık üretim miktarları tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 75,5 milyon ton, sebzelerde 33,6 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise 28 milyon ton olarak gerçekleşti. Tahıl üretimi 2024 yılında bir önceki yıla göre azaldı Tahıl ürünleri üretim miktarları 2024 yılında bir önceki yıla göre %7,5 oranında azalarak yaklaşık 39 milyon ton olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre, buğday üretimi %5,5 oranında azalarak 20,8 milyon ton, arpa üretimi %12 oranında azalarak 8,1 milyon ton, çavdar üretimi %15,7 oranında azalarak 257 bin ton, yulaf üretimi %4,9 oranında azalarak 390 bin ton, mısır üretimi ise %10 oranında azalarak 8,1 milyon ton oldu. Kuru baklagiller grubunda nohut, kuru fasulye ve kırmızı mercimek üretimi sırasıyla 575 bin ton, 279 bin ton ve 405 bin ton oldu. Yumru bitkilerden patates ise bir önceki yıla göre %21,1 oranında artışla 6,9 milyon ton üretildi. Yağlı tohumlardan soya üretimi %30,9 oranında artarak 180 bin ton, ayçiçeği üretimi ise %0,1 oranında azalışla yaklaşık 2,2 milyon ton oldu. Şeker pancarı üretimi %8,9 oranında azalarak 23 milyon ton olarak gerçekleşti.   Sebze üretimi 2024 yılında bir önceki yıla göre arttı Sebze ürünleri üretim miktarı 2024 yılında bir önceki yıla göre %5,6 oranında artarak yaklaşık 33,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Sebzeler grubu ürünlerinden domateste %9,9, kuru soğanda %1,2, salçalık kapya biberde %21,1 oranında üretim artışı; hıyarda %6,9, sivri biberde %0,6, beyaz lahanada %5,0 oranında üretim azalışı oldu.   Meyve üretimi 2024 yılında bir önceki yıla göre arttı Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim miktarı 2024 yılında bir önceki yıla göre %2,1 oranında artarak yaklaşık 28 milyon ton oldu. Meyveler grubunda, bir önceki yıla göre elmada %4, çilekte %10,4 üretim azalışı olurken; narda %10,1, üzümde %2 oranında üretim artışı oldu. Turunçgil meyvelerinden mandalinada %32,7, portakalda %30,3, limonda %25,6 oranında üretim azalışı görüldü. Sert kabuklu meyvelerden fındıkta %10,3, cevizde %18,3, Antep fıstığında %117,6 oranında üretim artışı oldu. Muz üretiminde %5,9 oranında azalış, zeytin üretiminde %146,7 artış gerçekleşti.   Süs bitkileri üretimi 2024 yılında bir önceki yıla göre azaldı Süs bitkileri üretim miktarı 2024 yılında bir önceki yıla göre %6,1 oranında azaldı. Süs bitkileri üretimi içinde kesme çiçeklerin %69,5, diğer süs bitkilerinin ise %30,5'lik bir paya sahip olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre kesme çiçek üretiminde %0,1, diğer süs bitkileri üretiminde ise %17,4 oranında azalış gerçekleşti.  

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.