SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mersin

Porsuk Haber Ajansı - Mersin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mersin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mersinli Üreticilere Süt Soğutma Tankı ve Mobil Güneş Paneli Haber

Mersinli Üreticilere Süt Soğutma Tankı ve Mobil Güneş Paneli

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Gülnar Eski Otogarda düzenlenen ‘Süt Soğutma Tankı Dağıtım Töreni’ne katıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi tarafından gerçekleştirilen program kapsamında; Gülnar, Silifke, Erdemli, Aydıncık ve Mut’ta toplam 100 üreticiye süt soğutma tankı; ayrıca Gülnar’da 21 yetiştiriciye mobil güneş paneli desteği verildi. Mersin’de kırsal kesimler, Büyükşehir’le güçleniyor Büyükşehir, üreticiyi güçlendiren projeleriyle Mersin’in kırsal kalkınmasına önemli katkı sunmaya devam ediyor. Bu kapsamda yüzde 50 hibeli Süt Soğutma Tankı Desteği Projesi ile Aydıncık, Erdemli, Silifke, Mut ve Gülnar ilçelerinde üreticilere 300 litrelik tanklar teslim edildi. Mobil Güneş Paneli Desteği Projesi kapsamında ise Gülnarlı yetiştiricilere yüzde 50 hibe ile güneş panelleri teslim edildi. Destekler sayesinde kırsaldan kente göçün önüne geçilirken, üreticiler doğduğu yerde üretmeye devam ediyor. Başkan Seçer: “Millet ve Türkiye aşkıyla çalışmaya devam edeceğiz” Gülnarlı hemşerilerini selamlayarak konuşmasına başlayan Başkan Seçer, Mersin merkezdeki yazdan kalma sıcak havanın aksine Gülnar’a kışın geldiğini belirterek, bol yağışlı bir mevsim geçirmeyi ve kuraklıktan kurtulmayı temenni etti. ‘Süt Soğutma Tankı Dağıtım Töreni’ kapsamında yapacakları desteklerden bahseden Seçer, göreve geldikleri günden bu yana tarıma verilecek destekleri çok önemsediklerini vurguladı. Seçer, yıl içinde çok kez ilçelere giderek bu destekleri gerçekleştirdiklerinin altını çizdi ve yaptıkları desteklerin en iyisi olması için gece-gündüz çalıştıklarını söyleyerek, “Yapmış gibi görünmek için değil, gerçekten yapıyoruz. Bize oy versinler, seçim öncesi 3-5 destek yapalım, halkımızı kandıralım diye yapmıyoruz. Bana göre size güvenen halkınızı kandırmak Allah katında en büyük günahtır. Bu insanlar size destek veriyor; milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi yapıyor. Diyor ki; ‘Bana hizmet edecek, çalmayacak, çaldırmayacak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını israf etmeyecek. Vizyon ortaya koyacak, benim gelişmemi sağlayacak, çocuklarımızın geleceğini inşa edecek, bizi dünyada saygın ülke haline getirecek, azimle çalışacak’. Bizi onun için seçiyorlar. Bu düşünceyle, vicdanımızla, Allah, kanun ve yargı korkusuyla, millet ve Türkiye aşkıyla çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz” sözlerine yer verdi. Seçer, üretenin yanında olduklarını vurguladı Büyükşehir olarak tarımsal desteklerde bulunurken, parti ayrımı gözetmeksizin üretim yapan yurttaşları öncelediklerini ve buna göre desteler sunduklarını aktaran Seçer, “Hiç kimse sizin vergilerinizden ve size aktardığımız bu desteklerden avanta alma hakkına sahip değil. Üretecek ve desteğini alacak” dedi. Büyükşehir olarak, verdikleri tarımsal desteklerle üretime ve ekonomiye katkı yapma gayreti içerisinde olduklarının da altını çizen Seçer, yurttaşların ve özellikle de üreticilerin ekonomik kriz dar boğazından geçtiklerini ve ülkede bir buhran yaşandığını vurgulayarak herkesin ekonomik sıkıntı yaşadığını söyledi. Seçer’den asgari ücret eleştirisi: “İnsanlar 28 bin lirayla nasıl çocuklarının rızkını götürecek? Akıl, izan işi mi?” Asgari ücret görüşmelerine de değinen Seçer, görüşmelerde bahsedilen 28 bin lira ile geçinmenin mümkün olmadığını kaydederek, eleştiride bulundu. Seçer, “Hala; ‘Asgari ücret 28 bin mi olsun, 29 bin lira mı olsun?’ diye konuşuluyor. İnsanlar nasıl 28 bin lirayla, asgari ücretle çocuklarının rızkını götürecek, gıdasını sağlayacak, yakacağını, giysisini alacak, ev kirasını ödeyecek, okul masraflarını karşılayacak? Bu akıl, izan işi mi? Bu mümkün mü?” ifadelerini kullandı. İktidarın; ‘Ekonomiyi düzelteceğiz!’ söylemlerinin altında en çok da çiftçinin ve üreticinin ezildiğini kaydeden Seçer, “Çok kazananın, Karun gibi zengin olanın zaten derdi, sorunu yok ama vurun abalıya, çalışana, çiftçiye ve üretene... Ne anladık bu durumdan? Bu ülkeyi zaten bu insanlar ayakta tutuyor. Bu insanlara bu kadar ezayı layık görmek hangi fikrin ve anlayışın ürünüdür anlamak mümkün değil” dedi. “Bu ülke dünyanın en saygın ülkesi. Ülkemizle, milletimizle ve atalarımızla gurur duyuyoruz” Kaynak bakımından çok zengin bir ülke olduğumuza değinen Seçer, ülkenin kaynaklarını çar-çur etmeden koruyacaklarının altını çizdi. Ülkenin en büyük sorununun israf ve yolsuzluklar olduğunu belirten Seçer, tarihi, kültürel ve yer altı zenginlikleriyle Türkiye’nin dünyada çok saygın bir ülke olduğunu söyledi. Anadolu topraklarında birçok medeniyetin var olduğunu söyleyen Seçer, “Medeniyet buradan dünyaya yürümüş gitmiş, dünya buradan faydalanmış. Biz böyle bir topraklarda yaşıyoruz ve böyle ataların mirasçılarıyız, torunlarıyız. Ülkemizle ve atalarımızla ne kadar övünsek azdır. Ülkemizle, milletimizle ve atalarımızla gurur duyuyoruz” diye belirtti. “Bizi çalışmak ve üretmek kurtarır” Üreticilerin desteklerden yararlanması gerektiğini vurgulayan Seçer, kooperatife ya da birliğe kayıt olmaları gerektiğinin de altını çizdi. Büyükşehir’in desteklerinin durmadan devam edeceğini ifade eden Seçer, hayvancılık, balıkçılık, arıcılık, fide-fidan yetiştiriciliği gibi üretimin her alanında destek sunmak için çalıştıklarının altını çizdi. Seçer, “Bizi çalışmak ve üretmek kurtarır. Zenginliğimiz ne kadar artarsa huzurumuz ve barışımız o kadar artar. Daha kaliteli eğitim, daha güzel şehirler, yollar ve okullar olur, kültür, sanat ve ilim olur. Atatürk’ün gösterdiği yolda yürümek olur, Mustafa Kemal olur” ifadelerine yer verdi. “Gece gündüz çalışarak Mersin’i ileriye taşıyacağız” Milliyetçilik ve vatanseverliğin yapılan hizmetler ile yaşatılabileceğini vurgulayan Seçer, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Vatanını en çok seven vazifesini en iyi yapandır’ sözünü hatırlattı. Ayrıca belediyenin en önemli hizmetlerinden birisi olan temiz suyu da yurttaşa ulaştırmak için çalıştıklarını vurgulayan Seçer, Ilısu içme suyunun devreye alındığını hatırlatarak emeği geçenlere teşekkür etti. Seçer, “Biz işleri çok hızlı yapalım istiyoruz. Diyoruz ki; ‘Zaman hızlı geçiyor, Türkiye’nin ve Mersin’in daha hızlı gelişmesi lazım’. Gece gündüz çalışacağız. Bizim vazifemiz bu ve bunları devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı. “MESKİ tarihin en büyük yatırımlarını yapıyor” Gülnar’da kanalizasyon ve atık su arıtma için çalışmaların devam ettiğini dile getiren Seçer, MESKİ projeleri hakkında bilgi verdi. MESKİ’nin tarihin en büyük yatırımlarının eşiğinde olduğunu vurgulayan Seçer, “MESKİ, yaklaşık olarak 18 milyar lira civarında bir yatırım içerisinde bulunuyor. Bunun yarısını MESKİ kendi öz kaynaklarıyla ve krediyle yaparken; diğer yarısını da Devlet Su İşleri, Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni borçlandırarak yapıyor” diyerek, Gülnar, Anamur, Aydıncık ve Çamlıyayla’da alt yapı projelerine hız verdiklerini dile getirdi. “Bizi eğitim, eğitimli toplum ve bilimle yürümek kurtaracak” Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak sosyal politika çalışmalarına devam ettiklerini belirten Seçer, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlarda sosyal politikaların en başta değerlendirilmesi gereken politikalar olduğunu ifade etti. Bu noktada da en önemli desteğin eğitim alanında olduğunu söyleyen Seçer, “Buradaki kurs merkezimiz Mersin’in en başarılı kurs merkezlerinden biri. Her sınavda mutlaka Gülnar’dan dereceye giren çıkıyor. Gülnar’ı samimiyetle kutluyorum. Bizi eğitim ve eğitimli toplum kurtaracak. Hurafelerle, safsatalarla değil; bilimle yürümek bizi kurtaracak” diyerek, çocuklar uygun şartlarda eğitime devam etsin diye Büyükşehir’in hizmetlerini sürdüreceğini söyledi. Gülnar’da yürütülen yol çalışmalarından olumlu geri dönüşler aldıklarını sözlerine ekleyen Seçer, Büyükşehir’e ait olmayan yollarda da yurttaşın rahatı için çalışmalar yaptıklarını kaydetti. “Gelecek seçimlerde Gülnar’da iddiamızı ortaya koyacağız” Başkan Seçer, siyasette rekabetin yerinin seçim sandığı olduğunu, bu rekabetin centilmenlik ve asaletle yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Gülnar Belediyesi’nin farklı bir partiden yönetiliyor olmasının hizmet anlayışını etkilemediğini belirten Seçer, ilçe belediyesinin siyasi kimliğine bakmaksızın Gülnar’a hizmet eden bir anlayışla iş birliği içinde olduklarını ifade etti. Seçer, seçimleri kazanma arzusunun doğal olduğunu, ancak bunun belediyeler arasında kavga ya da engelleme anlamına gelmemesi gerektiğini dile getirerek, “Elbette ki Gülnar’ın CHP’li belediye başkanıyla yönetilmesini isterdik. Daha kaliteli hizmet olsun diye demokrasi yarışı var. Biz gelecek seçimlerde Gülnar’da iddiamızı ortaya koyacağız. Seçimi kazanmak için yarışacağız” dedi. Seçer, Mersin’in her köşesinin mutluluk, barış ve kardeşlik kenti olduğunu sözlerine ekleyerek, “Biz hangi renkten olursak olalım farklılıklarımızı görmeden bir arada olursak bu ülkede kavga, huzursuzluk olmaz, daha güçlü oluruz. Birliğin, beraberliğin yarattığı sinerji ve güç bu ülkeyi kalkındırır” ifadelerine yer verdi. Seçer, Gülnar’da kadınlar, çocuklar ve yaş almış yurttaşlar öncelikli olmak üzere bir ‘Sosyal Yaşam Merkezi’ yapmak istediklerini ancak merkezde uygun arazi bulunamaması nedeniyle zorluk yaşadıklarını söyledi. Şartlı hibeyle bağışlanan bir arazinin amacı değiştirilemediği için projeyi hayata geçiremediklerini ifade eden Seçer, arazi sorunu çözüldüğünde merkezin hemen yapılacağını vurguladı. Bu konuda Gülnarlılardan destek isteyen Seçer, bu merkezin tamamen ilçe halkına hizmet edeceğini söyledi ve konuşmasını birlik, dayanışma, emeğe saygı ve sevginin kalıcılığına dikkat çekerek sonlandırdı. Aydıncık Belediye Başkanı Özkan Kılıçarpa, Mersin Süt Üreticileri Birliği Başkanı Kuzey Acarbaş, Gülnar Ziraat Odası Başkanı Hacer Emiş Işık, Süt Soğutma Tankı Desteği Projesi’nden faydalanan üretici Şerife Konyalıoğlu ve Güneş Panel Desteği Projesi’nden faydalanan yetiştirici Şerif Çimen de birer konuşma yaparak; üreticinin her anında yanında olduğu için Başkan Seçer’e ve Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na teşekkürlerini ilettiler. Program, toplu fotoğraf çekimi ve temsili dağıtım ile sona erdi.

Mersin Kan Portakalı Coğrafi İşaret Tescilini Aldı Haber

Mersin Kan Portakalı Coğrafi İşaret Tescilini Aldı

Mersin’in simge tarım ürünlerinden biri olan Mersin kan portakalı, Mersinden Kadın Kooperatifi’nin başvurusu ve öncülüğünde coğrafi işaret tesciline kavuştu. Kooperatifin 2022 yılında yaptığı başvuru, 2024 yılında sonuçlanarak tescil alırken, ürünle ilgili denetim ve izleme süreçleri de başarıyla tamamlandı. Bu süreçlerin bundan sonraki yıllarda düzenli olarak devam ettirilmesi planlanıyor. Mersin kan portakalı; yüksek C vitamini içeriği, güçlü antioksidan yapısı ve bağışıklık sistemini destekleyici özellikleriyle dikkat çekmesinin yanı sıra, ekim alanlarının giderek daralması nedeniyle nesli tehdit altında olan önemli bir tarımsal miras olarak öne çıkıyor. Coğrafi işaret tescili ise yalnızca ekonomik katkı sağlamakla kalmayıp, ürünün biyolojik ve kültürel değerinin korunması açısından da büyük önem taşıyor. Tescil Süreci Ortak Çalışmayla Yürütüldü Tescil çalışmaları; Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Mersin Ziraat Odası iş birliğiyle yürütüldü. Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve ekibi de sürece bilimsel katkı ve rehberlik sundu. Coğrafi işaretin resmi başvuru ve hak sahibi ise Mersinden Kadın Kooperatifi oldu. “Bu Değeri Koruma Altına Aldık” Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, tescil sürecine ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mersin kan portakalı, bu kentin topraklarında yetişen çok özel, besin değeri yüksek ve korunması gereken bir tarımsal mirastır. 2022 yılında başladığımız coğrafi işaret sürecini; yerel yönetimlerimiz, tarım teşkilatımız, ziraat odamız ve YÜCİTA’nın bilimsel rehberliğiyle birlikte yürüttük. 2024 yılında tescilimizi alarak bu değeri resmen koruma altına aldık.” Seçer, hedeflerinin Mersin kan portakalının ekim alanlarını artırmak, üretimi korumak, çiftçileri bilinçlendirmek ve ürünün neslini güvence altına almak olduğunu belirtti. Aynı zamanda ürün için Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili çalışmalarının başlatıldığını da ifade etti. Kooperatifler İçin Örnek Bir Başarı Tarım ve Orman Bakanlığı, coğrafi işaret tescili alan kooperatif ve birlikler arasından beş kooperatifi pilot uygulama için belirledi. Bu kooperatiflerden birinin Mersinden Kadın Kooperatifi olması, kent adına önemli bir başarı olarak değerlendirildi. Mersinden Kadın Kooperatifi, bu süreçle birlikte yalnızca Mersin kan portakalını korumayı değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki kooperatiflere coğrafi işaret alanında örnek olmayı; yerel değerlerin kooperatifler eliyle markalaşmasına öncülük etmeyi amaçlıyor. Yerli Malı Haftası’na Özel Vurgu: “Kendi Değerimize Sahip Çıkıyoruz” Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, Mersin kan portakalının tescillenmesinin, 12–18 Aralık Yerli Malı Haftası ile güçlü bir anlam bağı taşıdığını vurguladı. Yerel ürünlerin korunması, üreticinin desteklenmesi ve kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi açısından coğrafi işaretin kritik bir araç olduğuna dikkat çeken Seçer, Mersin kan portakalının tescilinin bu hafta ile birlikte daha da anlam kazandığını belirtti. Seçer, “Hedefimiz, Mersin kan portakalını Avrupa’da da tescilli bir marka haline getirmek; üreticimizi güçlendirmek, kentimizin markalaşmasına katkı sağlamak ve ülkemizin tarımsal mirasına sahip çıkmaktır. Yerli Malı Haftası, bu değerleri hatırlamak ve desteklemek için önemli bir fırsattır” ifadelerine yer verdi.

Tarım, İstihdamı Absorbe Eden Bir Sektördür Haber

Tarım, İstihdamı Absorbe Eden Bir Sektördür

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem başkanlığında Ankara, Manisa ve Muğla Büyükşehir Belediyelerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıların 4.’sü Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 9-11 Nisan tarihlerinde gerçekleştiriliyor. Kırsal kalkınmada iyi örnekler ele alınıyor Düzenlenen toplantıya; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, CHP Mersin İl Başkanı Koral Ömür ile Türkiye’nin dört bir yanından Mersin’e gelen daire başkanları ve alanında uzman kişiler katıldı. Yapılan toplantılarda; kırsal kalkınma projelerinin iletişimi ve iyi örnekler, dirençli tarım ve gıda güvenliği, su kullanımı konusunda verimlilik, ortak teçhizat ve kaynak kullanımı, hayvancılık politikalarının geliştirilmesi, alım garantili ürünlerin desteklenmesi için yeni stratejiler, tarımda teknolojinin kullanımı ve Ar-GE ile mevzuat ve idari yapılanma konusunda ortaklaşma konuları işlenecek.  Başkan Seçer: “Mersin’de tarım politikalarımızda farklı bir tablo ortaya çıkardık” Mersin’de böyle bir toplantı düzenlenmesinden dolayı oldukça mutlu olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Başkan Seçer, Mersin’in hem iklimi hem de coğrafi konumu itibari ile tarıma oldukça elverişli bir kent olduğunu belirtti. Seçer, “Nasıl ki Türkiye bir tarım ülkesi olarak anılıyorsa; Mersin de bir tarım kenti” dedi. Kendisinin Ziraat Mühendisi olduğunu ve siyaset hayatına atılmadan önce uzun yıllar tarımla uğraştığını hatırlatan Seçer, “Bir belediye başkanının düşüncesi, öncelikleri, tercihleri şehre çok yansıyor. Ben bugüne kadar tarımın hep içinde olduğum ve çocukluğumdan beri yaşadığım, bildiğim için buna yönelik politikalarda daha farklı bir bakış açısı ortaya koydum ve farklı da bir tablo ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.  “2019’dan sonra belediyecilik konuşulmaya başlandı” Mersin’in Türkiye’nin izdüşümü olduğunu kaydeden Seçer, “Biz 2019’dan bu yana CHP’li belediyeler olarak Türkiye genelinde önemli ve değerli çalışmalar yaptık. Gerçekten 2019’dan sonra belediyecilik konuşulmaya başlandı. O günden itibaren iktidar rahatsız olmaya başladı” ifadelerini kullandı. Yerel yönetimlerin genel iktidara giden yolda çok önemli bir etken olduğunu sözlerine ekleyen Seçer, özellikle CHP’li belediyelere ilişkin son zamanlarda yapılan uygulamaların sürpriz olmadığını dile getirdi. Seçer, bu mücadeleyi hep birlikte sürdürmeye devam edeceklerinin altını çizerek, “Çünkü hep bu tehdit bize savruluyordu, hep Demokles’in kılıcı gibi tepemizde dolanıp duruyordu. Biz mutlaka bu süreci; özellikle CHP’nin kurumsal kimliği ile başta Sayın Genel Başkanımızdan parti üyelerine kadar bu bilinçle ve sağlam iradeyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz biliyoruz ki dünyanın birçok ülkesinde demokrasiler birden bire zenginleşmedi, sancılar yaşandı. Bizim de bir buçuk asırlık bir demokrasi deneyimimiz var. Türkiye’de demokrasisi çok badireler atlattı. Bu da onlardan bir tanesi. Bunları hep beraber atlatacağız. Biz işimizi yapacağız” şeklinde konuştu. “Yereldeki başarımızı, yapılacak ilk seçimlerde tüm ülkede hâkim kılacağız” İktidarın, CHP’li belediyeler üzerindeki rahatsızlıklarının, CHP’li belediyelerin halka dokunan işler yapmasından kaynaklı olduğunu ifade eden Seçer, “Daha önce; ‘CHP halka gitmiyor, CHP halktan kopuk, CHP elitist’ diyen çevreler, son 5-6 yıldır artık bunları söylemiyor. Çünkü; çiftçiye, fakire, fukaraya gidiyoruz ve eğitimiyle, sağlığıyla, gıda desteğiyle, çocuklara sütle, ucuz gıda ve ucuz hizmetle evlere giriyoruz. Bu da iktidarı rahatsız ediyor” dedi. Mücadelelerinin süreceğinin ve çalışa çalışa kazanacaklarının da altını çizen Seçer, “Başımız dik, alnımız açık. Halkın yararına olan ne varsa onların ayağına götüreceğiz.  Umut ediyorum bu bulutları iktidarla dağıtırız. Nasıl ki; kentlerimizi gayet güzel yönetiyorsak, mutlu kentler yaratıyorsak, insanlar sokakta huzurla dolaşıyorsa, biz de nasıl başı dik, alnı açık gezebiliyorsak ve böyle siyasetçileri CHP yarattıysa; yapılacak ilk seçimlerde tüm ülkede de bunları hakim kılacağız diye ümit ediyoruz ve çalışıyoruz” diye belirtti. “Tarım, istihdamı absorbe eden bir sektördür” Türkiye’de tarımın önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Seçer, “Tarım bu tarz iktidarlar tarafından iktisadi bir alan gibi değerlendirilir. Yani tüccar iktidarlar, tüccar belediye başkanları böyle düşünür. Biz ne tüccar belediye başkanıyız ne de tüccar iktidar olacağız. Bizim bakış açımız kamucu bir bakış açısı” diye konuştu. Tarımın Gayri Safi Milli Hasıla’da yerinin düşük olduğunu ancak tarımın sosyal yönü olduğunu söyleyen Seçer, “Tarım, istihdamı absorbe eden bir sektördür. Tarım olmadığı zaman köyden kente göç olur ve bu da kentte yoğun bir işsizlik anlamına gelir. Bu açıdan son derece önemli buluyorum” ifadelerine yer verdi. “Aynı anlayış 23 yıldır Türkiye’yi ve Türkiye tarımını yönetiyor” Türkiye’yi 2002 yılından bu yana 23 yıldır aynı anlayışın yönettiğine dikkat çeken Seçer, “Aynı anlayış Türkiye tarımını da yönetiyor. Çok bakanlar geldi, geçti. Ben Parlamento’da çalıştım, Avrupa Birliği müzakere sürecinde bulundum. O çalışmalar akamete uğradı, başarılı olamadı. Keşke olabilseydi. Avrupa Birliği’ne uyumlu yasalarla bugün farklı olurdu. Bugün rezidü ve kalıntı şikayetiyle gümrüklerden belki tarım ürünleri dönmeyecekti. Üretimimiz de uluslararası pazarlarda çok daha fazla rekabet edebilecek bir nitelikte olacaktı. Belki, daha teknolojik, rantabl, getirisi olan ve yüksek kar elde edebileceğimiz üretimlere erişebilecektik” şeklinde konuştu. “Tarımsal destek miktarında yüzde 80’e varan bir artış sağladık” Seçer, yerel yönetimler olarak tarım alanında destek sağladıkları üreticilerin küçük işletmeler olduğunun altını çizerek, tarıma destek vermenin yerelde bir zorunluluk değil tercih meselesi olduğunu vurguladı. Mersin Büyükşehir olarak tarıma destek vermeyi tercih ettiklerini söyleyen ve bütçelerini bu doğrultuda ayarladıklarına dikkat çekti. Seçer, geçmiş dönemlere göre ihtiyacın artmasından kaynaklı tarıma destek verebilmek için bütçeyi genişlettiklerini sözlerine ekleyerek,  “Örneğin 2024 yılında biz 115 milyon TL tarımsal destek bütçesi yapmıştık. Baktık ki bu yıl çok daha fazla ihtiyaç olacak, total bütçemizde yüzde 40 ile yüzde 50 arası bir artış olmasına rağmen tarımsal destek miktarında yüzde 80’e varan bir artış sağladık. 119 milyon TL’den 215 milyon TL’ye tarımsal destek kalemini çıkardık” diye konuştu. Başta kadın üreticiler olmak üzere, aile işletmeleri ve küçük çiftçileri desteklediklerini vurgulayan Seçer, “Bunun geri dönüşünü çok alıyoruz. Bizim ortaya koyduğumuz projeksiyonlar, sonuç alıcı ve sürdürülebilir olmalıdır” ifadelerine yer verdi. Seçer, tarıma verilen desteklerin sonuç alıcı olmadıktan sonra kaynak israfına dönüştüğünü belirtti. Mersin Büyükşehir’in ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ Projesi’nin üzerinde durulması gerektiğinin altını çizen Seçer, projenin 6. yılına girdiklerini kaydetti. Bu tarz projelerin örnek proje olduğunu vurgulayan Seçer, “Bu açıdan da son derece yararlı toplantılar olacağını düşünüyorum. Bundan sonra Mersin’in de fahri elçisi olarak Mersin’de gördüklerinizi diğer kentlerde anlatırsınız” dedi.  Seçer sözlerini, CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem’e ve katılımcılara teşekkür ederek sonlandırdı. Erdem: “Demokrasinin tam işlediği bir ülkede herkes özgürce düşüncelerini aktarabilmeli” CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Erdem, toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmede bulunarak, son günlerde yaşanan olaylara ilişkin; “Türkiye’nin birinci partisi olmamız dolayısıyla iktidar üzerindeki baskı giderek arttı. Gördü ki bir erken seçim olsa aslında iktidarı kaybedecek. O yüzden de belediyelerimiz üzerindeki kayyım atamalar, tutuklamalar, mesnetsiz suçlamalar yapılarak, iftiralar atılarak normal bir hukuk devletinde olsak aslında suç unsuru olamayacak, hiçbir delilin olmadığı ‘sadece gördüm, görmüştüm, duymuştum’ ifadeleri ile tutuklamaların yapılması kabul edilebilir bir şey değildir. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi. “Bizim iktidarımızda çiftçiler ülkenin en çok gülen, en çok para kazanan meslek grubu haline gelecek” Erdem, CHP’li belediyelerin kırsalda çiftçilere büyük destekler sunduklarını ve merkezi hükümetin yapması gereken hizmetlerin birçoğunu yerelden hayata geçirdiklerini ifade ederek,  “Bu hizmetler aslında bizim iktidara geldiğimizde neler yapacağımızın da ön göstergeleri. Bizim iktidarımızda mutlaka çiftçiler ülkenin en çok gülen, en çok para kazanan ve yaptığı işi severek yapan bir meslek grubu haline gelecek” diye konuştu. 4’üncüsü gerçekleştirilen bu toplantıların devamının geleceğini, belirten Erdem, “2025 yılında ve daha sonrasında daire başkanlarımız müthiş işlere imza atmış olacaklar. Çünkü bütçelerini en fazla artıran daire başkanlıklar bizim daire başkanlıklarımız” ifadelerine yer verdi. Açılış konuşmalarının ardından ise oturumlara geçildi.

Beklentimiz Kur ve Maliyet Dengesinin Sağlanması Haber

Beklentimiz Kur ve Maliyet Dengesinin Sağlanması

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen Bölgesel İhracat Buluşmaları etkinliklerinin üçüncüsü Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin (AKİB) ev sahipliğinde Mersin’de gerçekleştirildi. Programa TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin yanı sıra TİM Başkan Vekilleri Ahmet Güleç, Adil Pelister, Çetin Tecdelioğlu, TİM Yönetim Kurulu Üyeleri, TİM Sektörler Konseyi Üyeleri, AKİB Koordinatör Başkanı Fatih Doğan, AKİB’e bağlı Birliklerin başkan ve yöneticileri, delegeler ile Akdenizli ihracatçı firmaların temsilcileri katıldı. TİM Başkanı Mustafa Gültepe, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, Bölgesel İhracat Buluşmaları’nı İzmir ve Trabzon’un ardından Mersin’de düzenlediklerini belirterek, kurum olarak bu toplantılara geniş katılım sağlamaya özen gösterdiklerini söyledi. Her sektörü temsil eden başkan vekillerinin ve yönetim kurulu üyelerinin bir ekip çalışması içinde sorunları, geri bildirimleri ve çözüm önerilerini toparladığını kaydeden Başkan Gültepe, böylece sektörlerin yaşadığı zorluklara çözüm bulmak ve Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ihracatçı ülkesi arasına sokmak için gerekli adımları belirlediklerini belirtti. “2028 yılı için mal ve hizmet ihracatında toplam 575 milyar dolar hedef belirledik” Türkiye’nin 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,5 artışla 262 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini anımsatan Başkan Gültepe, 2025 yılı ihracat hedefinin ise 280 milyar dolar olduğunu ifade etti. 2028 yılı için 375 milyar dolar mal ihracatı ve 200 milyar dolar hizmet ihracatı ile toplamda 575 milyar dolar hedef belirlediklerini belirten Başkan Gültepe, “Bu yıl hedeflerimize ulaşabilmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz, ilk iki ay geride kaldı. Bundan sonraki süreçte, çift haneli, en az yüzde 10 ve üzeri büyümeler elde ederek hedefimize ulaşabiliriz." dedi. Türkiye’nin ihracatına ekonomi politikalarının etkisinin yüzde 80, dış faktörlerin etkisinin yüzde 20 düzeyinde yansıdığını dile getiren Başkan Gültepe, en önemli sorunların başında döviz kuru ve enflasyon makasının açılması olduğunu söyledi. Üretim maliyetleri hızla artarken döviz kuru yatay seyrettiği için uluslararası pazarlarda rekabet gücünün azaldığına vurgu yapan Başkan Gültepe, dolar bazında işçilik maliyetlerinin iki katına çıktığını, bu tablonun Türk ihracatçısını zorladığını, yeni pazarlara açılmanın ve mevcut pazarları korumanın daha maliyetli hale geldiğini söyledi.  “Yurt dışındaki fuarlarda yabancı müşteriler ‘Niye bu kadar pahalısınız?’ diye soruyor.” Türkiye’de esas sorunun maliyet enflasyonundan çok tüketim enflasyonu olduğunun altını çizen Başkan Gültepe, “Döviz kurunu artırmamak enflasyonu kontrol altında tutmak için önemli olsa da, üretim maliyetlerindeki artış sürdürülebilir değil. Enerji ve işçilik maliyetleri hızla artarken, satış fiyatlarının sabit kalması ihracatçıyı zor durumda bırakıyor. Bu sürdürülebilir bir ekonomi modeli değildir. Katıldığımız fuarlarda yabancı müşteriler Türkiye’nin fiyatlarının neden bu kadar yüksek olduğunu sorguluyor. ‘Niye bu kadar pahalısınız?’ diye soruyor. Bunun temelinde belli bir tarafın sürekli baskılanması yatıyor. Dolar kurunda yüzde 15’lik bir artış olurken maliyetlerimiz yüzde 70-80 artıyor. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalarımız alternatif üretim alanları arayışına giriyor. Serbest bölgeler, Mısır, Fas, Cezayir ve Doğu Avrupa ülkeleri ön plana çıkıyor. Sadece döviz kuru değil, maliye politikalarının da ihracat ve üretimi destekleyici olması gerekiyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na bu taleplerimizi sürekli aktarıyoruz. Bakanlarımızın çabalarını görüyoruz. Ancak sürecin hızlanması gerektiğini düşünüyoruz.” diye konuştu. “İhracatçı firmaların rekabet gücünü artırması için yenilikçi ve sürdürülebilir adımlar atması gerekiyor” AKİB Koordinatör Başkanı Fatih Doğan ise konuşmasında uluslararası ticarette yaşanan değişimler, ekonomik dalgalanmalar ve yeni düzenlemelere karşı ihracatçı firmaların rekabet gücünü artırması için yenilikçi ve sürdürülebilir adımlar atması gerektiğini söyledi. Bu bağlamda Türkiye’nin AB, Orta Doğu, Afrika ve Asya-Pasifik bölgeleriyle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının genişletilmesi ve yeni serbest ticaret anlaşmalarının hayata geçirilmesinin son derece önemli olduğunu belirtti. Suriye pazarının bölge ihracatında büyük yeri olduğunun altını çizen Başkan Doğan, “Türkiye gümrük bölgesi üzerinden Suriye’ye ihracat ve transit işlemlerinde kısıtlama listelerinin kaldırılmasını, bu ülkenin yeni yönetiminin 2 bin kalemde ithalat yasağını kaldırmasını ve 269 ürün için gümrük vergilerinde Türkiye için indirim kararı alınmasını önemli adımlar olarak değerlendiriyoruz. 2011 yılında askıya alınan Türkiye-Suriye Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) daha kapsamlı bir ekonomik ortaklık anlayışıyla yeniden hayata geçirilmesini bekliyoruz.” dedi. “En büyük beklentimiz kur ve maliyet dengesinin sağlanması” AKİB ihracat ailesinin Eximbank kredilerinin artırılmasını, düşük faizli ihracat finansmanı sağlanmasını ve KOBİ’ler için daha erişilebilir teşvik programları oluşturulmasını beklediğini dile getiren Başkan Doğan, şunları söyledi: “Kur ve enflasyon dengesinin ekonomik programa zarar vermeyecek şekilde güncellenmesine ihtiyaç vardır.  2025'te üretim, ihracat ve yatırıma yönelik kredi politikalarının uygulanması ve ihracatçının rekabetçiliğine destek olabilecek kur düzeylerinin yakalanması halinde ihracat hedeflerine ulaşılması mümkün olacaktır.Bu beklentilerin karşılanması halinde AKİB ihracat ailesi olarak bizler de üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle, tüm gücümüzle yatırımlarımızı gerçekleştirmeye, üretimi artırmaya, ihracatı yükseltmeye ve daha fazla istihdam sağlamaya devam edeceğiz.” Açılış konuşmalarının ardından etkinlik “Delegeler Soruyor” ve “Suriye’ye İhracatta Güncel Gelişmeler” konu başlıklarında devam etti. Gün boyu devam eden etkinlikte Türk Eximbank, Türk Ticaret Bankası ve İGE A.Ş. yöneticileri ihracatçılar için sundukları finansman desteklerini anlattı. TİM Başkanı Gültepe ve beraberindeki heyet, Mersin’deki Memişoğlu Tat Bakliyat ve Adana’daki Temsa firmalarını da ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgiler aldı. 

Türkiye Bakliyatta İhracatçı İken İthalatçı Konuma Geldi Haber

Türkiye Bakliyatta İhracatçı İken İthalatçı Konuma Geldi

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Ticaret Borsası (MTB) tarafından ‘Dünya Bakliyat Günü’ kapsamında ‘Sağlıklı Beslenme ve Sağlıklı Yaşam İçin Bakliyat’ sloganıyla düzenlenen programa katıldı. MTB Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir ile Meclis Başkanı Münir Şen’in ev sahipliğinde düzenlenen programa; Başkan Vahap Seçer’in yanı sıra, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Ali Tuna Baysal, kent protokolü, ilçe belediye başkanları, oda, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile sektör temsilcileri katıldı.  “Türkiye bakliyatta ihracatçı iken ithalatçı konuma geldi” Mersin’de bakliyat sektörünün üretimden ziyade ticari yönüyle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek konuşmasına başlayan Başkan Seçer, 1980’li yıllarda Türkiye’nin sektörde ihracatçı konumda iken günümüzde net olarak ithalatçı konuma geldiğini söyledi. Bunda 1980’li yıllardan günümüze Türkiye’de ki tarım politikalarında gerçekleştirilen değişimlerin etkisinin olduğunu belirten Seçer, “Özellikle bakliyat üretiminin yapıldığı Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tarım yapma şeklinin de değişmesiyle, yani kuru tarımdan sulu tarıma geçiş, ikame ürünlerinin gelişmesi, farklı yeni alternatif çeşitlerin o bölgeye adapte edilmesini bakliyat üretiminde bazı komplikasyonlara neden oldu. Bu da üretim düşüklüğünü getirdi. Çünkü ekim alanları azalınca, farklı ürünler bakliyatın yerine geçince Türkiye’de de bakliyat üretiminin düşmesine neden oldu” dedi. “Tarım, Türkiye’nin ana taşıyıcı sektörüdür” Kendisinin de iş hayatında tarım sektörü içerisinde olduğunu belirten ve tarımın Türkiye’nin en önemli taşıyıcı sektörü olduğunun altını çizen Seçer, “Tarım, Türkiye’nin ana taşıyıcı sektördür. Türkiye’nin cirosu içerisinde payı düşük olsa da sağladığı sosyal fayda açısından baktığınız zaman, Türkiye gibi yakın zamana kadar tarım ülkesi olarak değerlendirdiğimiz bir ülkede tarım sektörünü baş tarafa yazmak lazım” diye konuştu. “Mersin’i bakliyatçı kent yapan işleme tesisleri ve limandır” Mersin’de de bakliyat sektörünü güçlü kılan unsurun üretim değil bakliyat işleme tesisleri olduğunu aktaran Seçer, kentin toprak yapısının da bakliyat üretimi için uygun olmadığını söyledi. Seçer, “Mersin’i net olarak Türkiye’de bakliyatçı bir kent yapan, buradaki işleme tesisleri ve Doğu Akdeniz çanağının en önemli limanının Mersin oluşudur. Bu gerçekle bakmak lazım” dedi. Bakliyat işleme tesislerinin kent içerisinde dağınık bir yapıda olduğunu ve Büyükşehir Belediyesi olarak bütün sektörler için olduğu gibi bakliyat sektöründe de kümelenme çalışması yapılmasından taraf olduklarını söyleyen Seçer “Bütün sektörlerde kümelenme yapalım, sektörler bir arada olsun, faaliyetlerini göstersin. Bugüne kadar böyle bir başarılı çalışma olmamış, aslında çok da düşünülmemiş” dedi. “İmar planları ile yeni tesisler kurmanızın yolunu açacağız” Büyükşehir Belediyesi olarak uzun yıllardır çözüm bekleyen ve iş dünyasının yeni yatırımlar yapabilmesinin önünü açacak imar planı çalışmalarını tamamladıklarının bilgisini veren Seçer,  “Fabrikalarınızın olduğu bölgede nihayet 30 yıldan sonra ilk kez 1/5000’lik planları, yani Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde olan planları bitirdik. 1/1000’lik planlar, Akdeniz ilçe belediyesinin uhdesinde ve hızlı bir şekilde yapılması için takip edilmesi gereken bir çalışma. Şu anda imara açtığımız alanların, Deliçay-Demiryolu ve sahil olarak daire şeklinde görülebilecek bölgenin 1/1000’lik planlarını da bitirdik. Diğer kalan kısımları da ilçe belediyesi yapacak, Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden geçecek. İmar planları demek yol, yatırım ve altyapı demek. Onun için önemsiyorum. Bu imar planları bitmezse sizin doğudan batıya, batıdan doğuya, sabah akşam geçişlerinizde yeni yolların açılması, yeni işyeri açmalarınız, yeni tesis yapmanız ve kümelenme mümkün değil. Çoğu gitti, azı kaldı. Bunları da başaracağız. Özellikle sizlerin tesislerinin olduğu bölgede yeni yol ağlarıyla oraya ulaşımı sağlayıp, yeni tesisler kurmanızın da yolunu açacağız” ifadelerini kullandı. Özdemir: “ ‘Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam için bakliyat’ diyorum” MTB Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, 2016 yılının ‘Dünya Bakliyat Yılı’ olarak kutlandığından söz ederek, “2019 yılından itibaren her yıl 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanmaktadır” dedi. Bakliyatın; zengin protein, vitamin ve mineral içeriği ile en sağlıklı ve ucuz bitkisel besin kaynaklarının başında geldiğinden ve pek çok hastalıkla mücadelede de uzmanlar tarafından da sıkça önerildiğinden söz eden Özdemir, “Diğer yandan, kuraklığa dayanıklı ve su ihtiyacının az olması özellikleriyle bakliyat, kurak ve kıraç bölgeler için de oldukça uygun. Bakliyat öyle bir bitki ki; hem insanı hem toprağı besliyor”  dedi. Gerçekleştirdikleri etkinlikte katılımcılara 12 çeşit bakliyattan oluşan yemek sunduklarından bahseden Özdemir, “Amacımız sizleri buradan uğurlarken hepinizin bakliyatı seven, daha fazla tüketen ve özellikle genç nesillerimizi bakliyatın faydaları konusunda bilinçlendiren bireyler olarak sektörümüzün geleceğine katkı sağlamaktır. Daha fazla üretelim, daha fazla tüketelim. ‘Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam için bakliyat’ diyorum” dedi. Konuşmaların ardından Başkan Seçer, MTB önceki dönem Meclis Başkanları Necati Naran ve Hüseyin Arslan’a plaket takdim etti. Ayrıca geçmiş dönem meclis başkanı merhum Şerafettin Memiş adına verilen plaketi ise Seçer’den, merhumun çocukları Veysel Memiş ve Tuba Memiş aldı.  Program, bakliyat çeşitlerinden yapılan yemeklerin yenmesinin ardından sona erdi.

Yılkı Atları Büyükşehir Belediyesi’ne Emanet Haber

Yılkı Atları Büyükşehir Belediyesi’ne Emanet

Mersin Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri, her yıl olduğu gibi bu yıl da yabanda yaşayan canlıları beslemeyi unutmuyor. Tarsus’a bağlı olan ve merkeze yaklaşık 60 km uzaklıktaki Karboğazı mevkiinde yaşayan yılkı atları, her yıl olduğu gibi bu yıl da Büyükşehir ekipleri tarafından getirilen çayır otu ve arpa ile beslendi. Aralarında tayların da olduğu at grupları, ekiplerin bıraktığı yemleri yerken güzel görüntüler oluşturdu. Ekipler, bölgede bulunan yabani köpekler için de mama bıraktı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri, yabanda yaşayan canlıları da beslemeyi unutmuyor. Toroslar’ın eteklerindeki Karboğazı mevkiinde yaşayan yılkı atları, Büyükşehir ekipleri tarafından getirilen çayır otu ve arpa ile beslendi. Otlar kar altında kalınca, atların imdadına Büyükşehir yetişti Bünyesinde bulunan hayvan bakımevlerinin yanı sıra, mama ve su destekleri ile sokakta yaşayan canlıların da besin ihtiyacını karşılayan Büyükşehir ekipleri, doğanın asil sakinleri yılkı atları için de belirli aralıklarla yem bırakıyor. Mersin’de kışın en çetin geçtiği bölgelerden biri olan Tarsus ilçesinin Karboğazı mevkiinde yaşayan yılkı atları, kış mevsimiyle birlikte otların azalması ve bitki örtüsünün kar altında kalması dolayısıyla yiyecek bulmakta zorluk çekiyor. Atlar, belirli aralıkla kendilerine yem getiren ekipler sayesinde karnını doyuruyor. Farklı noktalara bırakılan yemleri yemek için gruplar halinde gelen yılkı atları ve taylar, güzel görüntüler oluşturdu. Ekipler, bölgede yaşayan yabani köpekler için de mama bıraktı. Ölmez: “Her canlının belediyesi olarak hizmetlerimize devam ediyoruz” Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Tarsus Doğa Parkı’nda görevli Biyolog Yılmaz Ölmez, her yıl atlar için yem getirdiklerini belirterek, “Mersin Karboğazı mevkii, yazlık ve yaylalık bir alan. Bu alanda başıboş köpekler ve yabani atlar yaşıyor. Her sene olduğu gibi bu kış mevsiminde de buraya gelip atlarımızı ve yabani köpekleri besleyerek, kışı rahat geçirmeleri için onlara destek veriyoruz” dedi. Hem atların, hem de köpeklerin sevdiği türden besinler getirdiklerini sözlerine ekleyen Ölmez, “Köpeklerimize mama getiriyoruz. Atlarımıza da çayır otu, arpa gibi onların yiyebileceği ve sevdiği besinler getiriyoruz. Hava soğuyup kar yağdığı zaman onların besin kaynaklarına ulaşamayacağını anlıyor ve gelip burada beslenmelerini yapıyoruz. Başkanımız Vahap Seçer’in de söylediği gibi; biz her canlının belediyesi olarak hizmetlerimize devam ediyoruz” diye konuştu.

Mersin Büyükşehir Lezzet Kiokslarıyla Damakları Şenlendiriyor Haber

Mersin Büyükşehir Lezzet Kiokslarıyla Damakları Şenlendiriyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi, iştiraklerinden biri olan Denizkızı Turizm A.Ş. bünyesinde Adnan Menderes Bulvarı Sahilinde birbirinden farklı konseptlerle açtığı kafe ve kiokslarla, Mersinlilere benzersiz ve kaliteli lezzetler sunmaya devam ediyor. Lezzet çeşitliliği ile damakları şenlendiren Büyükşehir; Adres Okuma Salonu’nun hemen yanında tantuni yemek isteyenler için ‘Mertuni’,  ızgara ve sucuk ekmek yemek isteyenler için Özgecan Aslan Barış Meydanı’nın yakınında ‘Izgaravan’, deniz ürünleri yemek isteyenler için de Denizden Kafe civarında ‘Gastrovan’ kiokslarını kazandırdı. Mersin Büyükşehir Belediyesi, iştiraklerinden biri olan Denizkızı Turizm A.Ş. bünyesinde Adnan Menderes Bulvarı Sahilinde birbirinden farklı konseptlerle açtığı kafe ve kiokslarla Mersinlilere benzersiz ve kaliteli lezzetler sunmaya devam ediyor. Eşi, dostu ve ailesi birlikte geniş bir zaman diliminde oturarak vakit geçirmek isteyenlere şık kafelerle; hızlı ve ayaküstü bir şeyler atıştırmak ve açlığını bastırmak isteyenlere de pratik kiokslarla çözüm sunan Büyükşehir, son olarak Mersin'in en sevilen yöresel lezzeti tantuni, mevsimine uygun türleri ile balık ekmek, sadece kokusu ile bile aç olmayanların her zaman yemek isteyeceği ızgara ve sucuk ekmek kioksları kazandırdı. Bu kapsamda Büyükşehir; Adres Okuma Salonu’nun hemen yanında tantuni yemek isteyenler için ‘Mertuni’,  ızgara ve sucuk ekmek yemek isteyenler için Özgecan Aslan Barış Meydanı’nın yakınında ‘Izgaravan’, deniz ürünleri yemek isteyenler için de Denizden Kafe civarında ‘Gastrovan’ kioksları ile hizmet veriyor. Lezzet çeşitliliği ile damakları şenlendiren Büyükşehir; her geçen gün artan maliyetlere rağmen, bu lezzetlerden herkesin faydalanması için bütçe dostu fiyatları ile takdir topluyor. Sahil bandında hizmet veren bu işletmeler, uygun fiyatlı olmalarının yanı sıra hijyen ve kalite açısından da vatandaşlardan tam not alıyor. Durmuş: “Rahatlıkla ulaşabilecek noktalarda lezzetli ürünler sunuyoruz” Mersin Büyükşehir Belediyesi Denizkızı Turizm A.Ş. Saha Koordinatörü Ekin Durmuş, hayata geçirilen kiokslarla ilgili; “Hem sabit, hem de mobil noktalarla birçok hizmeti vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Buluşturduğumuz lezzetler arasında; tantuni, ızgara köfte, sucuk ekmek, balık ekmek, kızarmış patates ve dondurma gibi ürünler yer alıyor. Verdiğimiz hizmetlerde esas önceliğimiz kalite, sonrasında ise bu kaliteyi uygun fiyata sunmak” diye konuştu. Sunulan hizmetlerle sokak lezzetleri oluşturmak istediklerini sözlerine ekleyen Durmuş, “Tantuni’nin adını Mertuni olarak değiştirdik ve vatandaşlarımıza sahildeki Okuma Salonu’nun yan tarafında hizmete sunduk. Bunların yanında yeni yaptığımız işletmelerden bir tanesi de Izgaravan ile uzun zamandır faaliyet gösteren, fakat göz önünde bulundurmadığımız balık ekmek servisi yapılan Gastrovan adlı işletmelerimiz var. Tüm bu noktalarla, bir nevi sokak lezzetleri oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi. Hem lezzet, hem de uygun fiyat avantajıyla oluşturulan mobil noktaların Mersin halkının gönlünde taht kurduğunu vurgulayan Durmuş, “Herkesin rahatlıkla ulaşabileceği ve tüketebileceği noktalarda lezzetli ürünler sunuyoruz. Elimizden geldiğince bütün lezzetleri vatandaşlarımıza sunmaya çalışıyoruz. Yakında yeni projeleri de hayata geçireceğiz” dedi. Vatandaşlar, pratik ve doyurucu lezzetlerin kiokslarda sunulmasını çok sevdi Sahildeki mobil yemek noktalarından oldukça memnun olduğunu belirten vatandaşlardan Melih Alpan, “19 senedir Mersin’de yaşayan bir genç olarak, tantuni çok sevdiğim bir lezzet. Tadı da gayet güzeldi, ortalamanın çok üstündeydi. Oldukça lezzetliydi ve bütçe dostuydu” dedi. Sahildeki Adres Okuma Salonu’nda vakit geçiren öğrencilerden Emir Ateş, yemek molasında Mertuni’den faydalandığını ve bu yemek noktalarının hem öğrenci dostu hem de lezzetli olduğunu ifade ederek, “Adres Okuma Salonu’nda uzun saatler ders çalışıyorum. Acıkınca hemen dibimde Mertuni var, çıkıp yemeğimi yiyorum. Hem zaman kaybetmiyorum, hem de ders çalışmış oluyorum. Lezzeti de gerçekten güzel. Ben başka şehirlerde de yedim tantuniyi, ama Mersin’de tadı farklı oluyor” ifadelerine yer verdi. Başka bir vatandaş Ümmü Bener ise mekânların kalitesine dikkat çekerek, “Büyükşehir’in bu hizmeti gerçekten lezzetli, kaliteli ve tertemiz. Bizleri mutlu ediyor” diye konuştu. Izgaravan gibi yenilikçi konseptlerle farklı damak tatlarına hitap eden işletmelerin, sahildeki yemek çeşitliliğini artırdığını söyleyen Aykut Baş, “Bana Izgaravan’ı eşim tavsiye etti. Gayet başarılı. Fiyatlar çok iyi. Sahil bandında herkes kendi damak tadına göre bir şeyler bulabilir. İsteyen balık, isteyen tantuni, isteyen köfte, isteyen sucuk. Bu yemek noktaları gayet iyi, çok güzel bir hizmet olduğunu düşünüyorum” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.