SON DAKİKA
Hava Durumu

#Memur

Porsuk Haber Ajansı - Memur haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Memur haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hükümet Zammını Al Başına Çal! Haber

Hükümet Zammını Al Başına Çal!

Hür - Sen Konfederasyonu Eskişehir İl Temsilcisi Erol Ger 8'inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde verilen teklife tepki gösterdi. Eskişehir İl Temsilcisi Erol Ger yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli kamu çalışanları, cefakâr emeklilerimiz, kıymetli basın mensupları. İktidarın, 6,5 milyon memur ve emekliyi yok sayması, bizlerle alay edercesine Toplu Sözleşme masasına getirdiği trajikomik zam teklifini protesto etmek için, Hür-Sen olarak, tüm Türkiye'de, diğer sendikaların da katılımı ile iş bırakma eylemindeyiz. AKP iktidarı, ekonomik hayatımızı alt üst etmiş, TÜİK vasıtasıyla enflasyon rakamlarının manipüle edilmesine göz yummuştur. İktidar, ekonomik alandaki beceriksizliğinin tüm bedelini, memura, emekliye ve halkımıza ihale etmiştir. Bu kadar yüzsüz ve sorumluluklarını yerine getirmeyen bir iktidar görülmemiştir. Yoksulluk sınırının 89 bin TL, açlık sınırının 26 bin TL'ye ulaştığı ülkemizde, iktidarın, tüm memur ve emeklisine, 2 yıllığına, toplamda sadece %24 zam teklif etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Aklı ve vicdanı sağlıklı olan hiçbir iktidar kendini böyle bir duruma düşüremez! Bu tekliflerden yüzü kızarmayan siyasi iktidar, 2. zam teklifinde, taban aylığa 1000 TL, yani günlük 33 TL zam vaat etmiştir. Memuru yoksulluk sınırı, emekliyi açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm eden bu iktidar, anlaşılan memura, emekliye tam anlamıyla sırtını dönmüştür. Aileleriyle birlikte 25 milyonluk büyük bir kitleyi oluşturan memur ve emeklilerimiz bu iktidara elbette gereken cevabı verecektir. Siyasal iktidarın ekonomik tedbirden tek anladığı, dar ve sabit gelirlilerin, özetle halkın sırtına binmekten ibarettir. Ancak, ne memurlarımızın ne de emeklilerimizin bu yükü taşıyacak mecali kalmıştır. Son 5-6 yılda akıl almaz bir şekilde alım gücü düşmüş olan memur ve emeklilerimiz, insanca yaşayabilme kabiliyetini artık kaybetmiş haldedir. İsteğimiz gayet makuldür. Madem ki alım gücümüz bu iktidarın ekonomik uygulamaları sebebiyle düştü, o halde omuzlarımızdaki bu yükü hafifletmek de iktidarın sorumluluğundadır. Her türlü beceriksizliği, öngörüsüzlüğü sahneleyecek, sonra kenara çekilip seyredeceksiniz. Öyle yağma yok! Biz nasıl görevimizi hakkıyla yapıyorsak, siz de iktidar olarak yapacaksınız. Biz halkız! Biz devlet memurları ve emekliler olarak, insanca yaşama hakkımızı talep ediyoruz. Pastadan çocuklarımıza, ailemize düşen payı istiyoruz. Kur Korumalı Mevduat hesaplarına 60 milyar doları nasıl ödediyseniz, memurun, emeklinin de taleplerini karşılayacaksınız. Memurlara verilen seyyanen zammın emekliliğimize de yansımasını istiyoruz. Emekli olduğumuzda, gelirimizin yarıya düşmesini istemiyoruz. Ayrıca, Cumhurbaşkanının söz verdiği gibi, yapılmış olan seyyanen zammın emeklilerimize de bir an önce yansıtılmasını istiyoruz. Söz vermediniz mi? Bu söz tutulmadığı sürece, iktidarın verdiği veya vereceği hiçbir sözün kıymeti harbiyesi olmayacaktır. Vatandaşı aldatmak, verilen sözlerin üzerine yatmak siyaset yapmak mıdır? Değerli arkadaşlarım, kıymetli emekliler, değerli basın mensupları, yaptığımız bu eylem, oluşturduğumuz tepkiler son değildir. Mutlaka sonuç alacağız, artık şapka düştü, kel göründü. Yalanlarla oyalama devri sona ermiştir. Deniz bitmiş, kara görülmüştür. Demokratik haklarımızı bundan sonra da çekinmeden kullanacağımızı buradan ilan ediyoruz. İktidara söylüyoruz: Ya zam teklifinizi revize ederek uygun bir rakama çekin, ya da "Hükümet zammını al başına çal!" diyoruz."

Bu Teklif Kamu Çalışanına Biraz Daha Yoksullaş Demektir! Haber

Bu Teklif Kamu Çalışanına Biraz Daha Yoksullaş Demektir!

Kariyer Büro Sendikası İç Anadolu 1 Nolu Şubesi devam eden 8'inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerini protesto amacıyla bir günlük is bırakma eyleminde bulundu. İş bırakma eylemi ve verilen teklifi değerlendiren Kariyer Büro Sendikası İç Anadolu 1 Nolu Şube Başkanvekili Nurullah Yüksel yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli Meslektaşlarım, Kıymetli Kamuoyu, Bugün burada, sadece kendi sesimizi değil, yok sayılan emeğimizi, değersizleştirilen mesleğimizi ve gittikçe düşen yaşam standardımızı duyurmak için toplandık. Bizler kamu maliyesinin temel taşıyız. Denetliyoruz, tahsil ediyoruz, kayıt dışıyla mücadele ediyoruz, vergi adaletinin tesisi için gece gündüz çalışıyoruz. Ancak yıllardır biriken sorunlarımız görmezden geliniyor. Sabırla, iyi niyetle dile getirdiğimiz talepler karşılık bulmuyor. Eşit işe eşit ücret uygulanmıyor. Yüksek enflasyon karşısında maaşlarımız her geçen gün biraz daha eriyor. Mesleki itibarımız zedeleniyor, liyakat sistemi yara alıyor. Ve ne yazık ki, mesleki niteliğimizle ilgisi olmayan işlerde çalıştırılıyoruz. Biz bu işi hakkıyla yapmaya devam ederken, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bir gerçek daha var ki artık görmezden gelinemez: Memur maaşları geçinmeye yetmiyor. Kirayı, faturayı, çocuğun okul masrafını düşünen bir kamu çalışanı, görevine nasıl odaklanabilir? Bizden fedakârlık bekleyenler, en azından hakkımız olanı vermeli. Çünkü biz bu ülkenin asli kamu hizmetini yürütüyoruz Yaklaşık 4 milyon kamu emekçisini ve 2 milyondan fazla emeklimizi ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde, ne yazık ki hükümetin sunduğu ilk zam teklifi büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. 2026 ve 2027 yılları için önerilen oranlar, bırakın bir iyileştirme sunmayı, *mevcut ve öngörülen enflasyonun bile çok altında* kalmaktadır. Bu oranlar, kamu çalışanlarının alım gücünü korumaktan uzak, tam aksine *reel gelir kaybını derinleştirecek* niteliktedir. Buradan açıkça ifade ediyoruz: Kariyer Büro Sendikası'nın talebi nettir. Gerçek enflasyona endeksli bir zam, refah payı uygulaması ve insanca yaşamaya yetecek bir ücret politikası istiyoruz. Çünkü bu teklif, bir ücret artışı değil; kamu çalışanına "biraz daha yoksullaş" demektir. Bu teklife imza atan da, onaylayan da, hakem heyeti kararıyla geçiren de; bu yoksullaşmanın, bu itibarsızlaştırmanın ortağı olacaktır. Kariyer Büro Sendikası olarak biz, sadece kendi üyelerimizin değil, tüm kamu çalışanlarının emeğine, alın terine ve mesleki onuruna sahip çıkmakta kararlıyız. Bu mücadeleden asla geri durmayacağız."

Biz Bu Filmi Daha Önce Defalarca Seyrettik Haber

Biz Bu Filmi Daha Önce Defalarca Seyrettik

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından devam eden Kamu Toplu Sözleşme Görüşmeleri ve sendikaların durumu ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli Katılımcılar haftalık değerlendirmemiz de güncelde takip ettiğimiz beraberinde sosyal medya üzerinden veya bizlere ulaşarak. “Yeter biz artık satılmaktan usandık” diyen 657 sayılı yasaya bağlı çalışan Kamu çalışanları ve emeklileri ile ilgili son süreçte görüşülen 2026-27 Tarihini kapsayan 8’inci Dönem Toplu sözleşme görüşmeleriyle ilgili yaşananların değerlendirmesini hep beraber yapacağız. Başından bugüne izlediğimiz tıpkısının aynısı Kamu İşçi kesiminde yaşananların birebirinin tekrarı bir süreci gözlemliyoruz. Masada yine Kamu işvereni olan Çalışma, Sosyal Güvenlik ve Maliye Bakanlığı Muhataplığında temsil edilen Hükümet karşılarında dizayn edilmiş çalışan temsilcisi yandaş yetkili konfederasyon yanında gözlemci biri yandaş diğeri muhalif iki konfederasyon bulunuyor. Sunulan teklifler sonucunda İşverenin getirdiği, enflasyon oranlarına yaklaşmayan zam oranı ve cambaza bak rakamlarda mevcut durum ile yaşanacakların öngörüldüğü değil, uygun görülenin bağıtlanacağı bir sonucu yaşıyor, görüyoruz. Hal böyle olunca taban baskısı ve duruşlarını anlatamayan sendikamsı sendikalar başladılar asıp kesmeye. İnandırıcılar mı yada ciddiler mi derseniz. Kesinlikle hayır. İddia ediyoruz. Yaşanacak senaryo evreleri şu şekilde gelişti, gelişiyor ve sonuçlanacak. Yetkili Sendika tarafından ilk görüşme olan 1 Ağustos 2025 Tarihinde 11 Hizmet kolunun taleplerinin ve istenen zam oranları ile düzenlemelerin iletilmesinden sonra yaşanan uzun bir süre sessizlikte. Tabandan gelen baskı üzerine ses verme zorunluluğu durumunda kalınıldı. İlerleyen zamanda Kamu İşveren tarafından süreç bitmeye yakın teklif istendi 15 Ağustos Tarihinde açıklanan ve hedeflenen enflasyon oranlarının baz alındığı reel olmayan ve sıkıntılı rakamlar açıklanınca. Yasal sürecin bitimine 1 gün kala yani bugün göstermelik iş bırakma kararı alındı. Yarın 19 Ağustos 2025 tarihinde teklif ve beklentinin karşılanmaması sonucu yasa gereği uyuşmazlık metni imzalanacak. Ve sonunda yine yasa emriyle kurulan Kamu hakem heyeti 31 Ağustos 2O25 Tarihine kadar iktidarın istediği uygun gördüğü kararı verecek. Ve bizim kahraman yandaş çift sarı konfederasyonlar, final söyleminde; İmzalamıyoruz, kabul etmiyoruz, yok hükmündedir, mücadele ettik, davul çaldık, çadır kurduk, önlük giydik ama ne yapalım elimizden geleni yaptık diyecekler… Yani biz bu filimi daha önce defalarca seyrettik Öncekilerde esas aktör bir taneydi şimdi iki tane oldu… Yandaş konfederasyonlar ne hikmet ise üyelerinin hakları ve yetki aldıkları iş kollarındaki tüm kamu çalışanlarının hakkını almaya direnmekten ziyade ortaya konulan senaryonun konu mankeni durumunda bulunmaktadırlar. Eylem gibi gözüken eylemcikler ve kelimelerin itinayla seçildiği sözüm ona rest çekmeler yaptılar. Sözde ciddiyetlerini göstermek için çadır kurup, davul çalıp eylem yaptılar. Ambalajlarından yeni çıkardıkları ütüsü bozulmadık eylem önlükleriyle arzı endam ettiler. Ama boşuna bir çaba bu tüm yaptıkları. Mağdur ve muhatap kitleye diyecek söz bulamadıklarından kendilerine gerekçe üretmek için eylemsi eylemler yaptılar. Ancak geçmiş olsun tren kaçtı, bunu onlar da biliyorlar. Çünkü bugün teklifin son günü konu her dönem olduğu gibi yarın uyuşmazlığa gidecek ve bizim konu mankenleri kabul etmiyoruz sindiremiyoruz, görmüyoruz diyecekler. Bu söylediklerine kimse inanmayacak. Davul değil senfoni orkestrasını getirseniz, Çadır değil gökdelen kursanız, kamu çalışanları masada yada kapalı kapılar arkasında satıldığını biliyor, görüyor ve yalandan söylem rol icabı eylemlerinize kanmıyor, inanmıyor. Ey yandaş çift sarılar. Siyasi baskı, vaat, tehdit, gelecek umudu, belirsizliği kullanarak yaptığınız hormonlu üye sayıları sizin gerçeğiniz değil. Bunu da buradan biz söyleyelim. Olan yine devlet hizmetini ulaştıran, emek sahibi kamu çalışanlarına olmuş ve kamu işçisi gibi onlarda yine her zaman olduğu gibi kısa süreli bir tiyatro sonu layık görülen sadaka oranlara mecbur kalarak, enflasyona, hayat zorluğuna, geçim sıkıntısına, gelecek endişesine gark olmuş olarak hayat devam ettirecekler. Ev alma hayalleri bitti, araba alma rüyasından çoktan uyandılar, birikim yapmak artık mümkün değil. Yarını boş verin anlık sofrasında, hanesinde ihtiyaçlarını bile karşılayamayan öğünleri azaltan, kıyafet alamayan, ayakkabısına pençe yaptıran, yüreklerin umudu kaybettiği bir kesimi görüyoruz, biliyoruz. Yaşananların Sorumlusu siyasi iktidar ve dizayn ettiği son süreçte çift sarı olan sözde çalışan temsilcisi yetkili konfederasyonlardır. Hak arama dışında siyasetin emir eri olmuş sendikacılar. Bırakın üyelerin, çalışanların hakkını korumayı, kovalamayı. Nerdeyse verilene razı olun ve sesinizi çıkarmayın deme durumuna gelmişlerdir. Siyasetin ve siyasetçinin oyuncağı sendika baronları için hayat güzel ve tatlı ama vebalini aldıkları insanların bedduaları yakıcıdır hatırlatalım. Konfederasyon Başkanlarının geçtiğimiz zaman dilimi içinde Çalışma Bakanıyla oynadıkları halı saha maçı ve Sayın Bakanın bu başkanlara attığı goller meğerse Kamu çalışanlarına atılan gollermiş… Buradan sesleniyoruz. Bu sistemi dizayn eden Yeni Türkiye Senaryosu yazanları bu işin esas sorumlusudur… Bizim bahsettiklerimiz kendilerine verilen rolü oynayanlardır. Sebeple söz sahibine gitsin. Kamu çalışanları, kamu işçileri ve emeklileri darda zorda ve buhranda. Siz bunu biliyorsunuz. Yandaşa kaynak aktarmaktan, çok maaşlı prenslere para yetiştirmekten, uçulmayan havaalanlarına, geçilmeyen yollara hazineden ödeme yapmaktan, büyük yüzölçümlü hastanelere onlarca hastane yapacak parayı aktarmaktan, kur korumayla kaynak yarattığınız zenginlere, dünya rekoru olan küresel faiz baronlarına milli kaynaklardan ödeme yapmaktan. Tabi ki fakiri fukarayı, garibi gurebayı, memuru, emekliyi, işçiyi, köylüyü gözünüzün görmesini zaten beklemiyoruz. Yaptıklarınızı vicdana, izana ve takdire bırakıyoruz. Türk Milleti unutur derseniz unutmaz, günü geldi mi karnenizi verir diyoruz. Katılımınız ve katkınız için Sesimize duyulma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyor Milletimizi selamlıyor Size İYİ çalışmalar diliyoruz."

Maaşlar Hayali Tahminlere Değil Gerçeğe Göre Belirlenmelidir! Haber

Maaşlar Hayali Tahminlere Değil Gerçeğe Göre Belirlenmelidir!

Türkiye Kamu-Sen'e bağlı sendikalar devam eden 8'inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerini protesto amacıyla bir günlük iş bırakma eylemi ve bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 8'inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde verilen teklifi kabul etmeyen Türkiye Kamu-Sen'e bağlı sendikalar bir günlük is bırakma eylemi yapiyor. Türkiye Kamu-Sen Eskişehir İl Temsilciliği tarafından yapılan iş bırakma eylemi ile ilgili olarak Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını yapan Türkiye Kamu-Sen Eskişehir İl Temsilcisi Alp Arslan şu ifadelere yer verdi; "Değerli basın mensupları, kıymetli kamu çalışanları, sevgili vatandaşlarımız; Bugün burada yalnızca kendi geleceğimiz için değil, 4 milyon kamu çalışanı, 2,5 milyon emekli ve aileleriyle birlikte 25 milyon insanımızın onurlu bir yaşam mücadelesi için toplandık. Bizler, emeğin, alın terinin ve kamu hizmetinin temsilcileriyiz. Hak aramak için buradayız, hakkımızı almak için buradayız, adalet için buradayız! Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde kamu işveren tarafı bize ne teklif etti? 2026 yılı için taban aylığa 1000 TL; ek olarak %10+6, 2027 yılı için %4+4… Soruyorum sizlere: Bu oranlar, mutfakta kaynayan tencerenin derdine derman olur mu? Çarşıda, pazarda, markette hızla artan fiyatlara karşı bir anlam ifade eder mi? Kiraların maaşları aştığı bir ülkede memura, emekliye nefes aldırır mı? Elbetteki hayır! Bu nedenle biz de bu teklife hayır diyoruz! Bu teklif ne memurun ne emeklinin sofrasına çare olur ne de yarasına merhem! Bu teklif, milyonların alın terini yok sayan bir tekliftir. O yüzden biz bu teklifi reddettik, bugün de meydanlarda yüksek sesle reddediyoruz! Ekonomik gerçekler ortada… Akaryakıta gelen zamlar, vergilerdeki ve cezalardaki artışlar, markette, pazarda uçan fiyatlar, zorunlu tüketim mallarındaki fahiş artışlar… Hepsi açıklanan enflasyonun çok üzerinde. Kiralar, memur maaşlarını ezip geçmiş durumda. Büyükşehirlerde ve kıyı bölgelerinde memur barınamıyor, görev yerleri boş kalıyor. Çünkü maaş ile kira yarışılamaz hale geldi! Daha dün öğrenci servislerine %30 zam yapıldı. Harcamalar katmer katmer artarken, maaşlar dirhem dirhem bile artmıyor. Bir gerçeğin altını özellikle çiziyoruz: Memur ve emekli maaşları bugün insanca yaşamaya yetmiyor. Maaşlar, her ay eriyor. Emeklilerimiz temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. İlave ek ödeme emekli maaşlarına yansıtılmazsa, bu mağduriyet önümüzdeki iki yılda daha da derinleşecek. Yoksulluk hem çalışanın hem de emeklinin kaçınılmaz kaderi haline gelecek. Kamuda aynı işi yapan, benzer eğitim düzeyine sahip ama farklı statüdeki çalışanlar arasında uçurumlar var. Getirilen bu teklif, bu adaletsizliği gidermiyor. Soruyoruz: Bu mudur adalet? Bu mudur çalışma barışı? Biz adalet istiyoruz! Biz hakkaniyet istiyoruz! Biz; Yangınlarla savaşan, hayatını tehlikeye atan ormancımızın, Şehirlerimizin düzenini ve altyapısını ayakta tutan yerel hizmet emekçimizin, Ülkemizin yollarını, köprülerini, tünellerini inşa eden imar ve ulaştırma çalışanımızın, Barajlarımızı, fabrikalarımızı işleten, evlerimize ışık ve enerji taşıyan enerji personelimizin, Toplumsal manevi değerlerimizi yaşatan diyanet görevlimizin, Tarihimize, kültürümüze, sanatımıza sahip çıkan kültür ve sanat emekçimizin, Tüm iletişimimizi sağlayan haberleşme çalışanlarımızın, Kamu hizmetlerini yürüten büro personelimizin, Sağlığımızı korumak için gece gündüz fedakârca çalışan sağlık personelimizin, Geleceğimizi şekillendiren, yarınlarımızı inşa eden eğitim neferlerimizin kaygısız, huzurlu, güvenli bir çalışma hayatına kavuşmasını istiyoruz. Biz, Türk ve Türkiye Yüzyılı misyonuna yakışan bir kamu düzeni istiyoruz. Bu yüzden 2026 yılı için %88,6, 2027 yılı için %45,2 oranında zam talebimizi masaya koyduk. Ama bize gelen, hayattan kopuk, enflasyon hedefine sıkışmış, masa başında hesaplanmış bir teklif oldu. Aile Yılı’ndayız… Peki aileyi destekleyecek tek bir düzenleme var mı? Reel artış istedik… Refah payı var mı? Geçmiş kayıplarımızın telafisini talep ettik… Telafi var mı? 3600 ek gösterge sözü verildi… Çözüm var mı? Vergide adalet dedik… Yük hafifledi mi? Emekliye iyileştirme istedik… Karşılık var mı? Bayram ikramiyesi dedik… Duyan var mı? Yardımcı hizmetlilerin sorunları çözülsün dedik… Gören var mı? Bugün ülke genelinde iş bırakma eylemindeyiz! Hizmet üretmiyor, üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz. Bizler; her gün canla başla, fedakârca görevini eksiksiz yerine getiren, memleketin dört bir yanında devletini onurla temsil eden kamu çalışanlarıyız. Ancak bu ülkenin yükünü sırtlayan memurlar, hak ettiği ücreti alamıyor! Emeğimizin karşılığını alamadığımız için buradayız, hakkımızı almak için buradayız! O halde buradan açık ve net söylüyoruz: Kamu işvereni, gerçekleşen enflasyonu, büyüme oranlarını, refah payını, artan yaşam maliyetlerini ve geçmiş kayıplarımızı dikkate alarak yeni, gerçekçi ve kabul edilebilir bir teklif getirmelidir. Bunu yapmazsanız, önümüzdeki iki yılda memur ve emekliler geçinme acziyetine düşecek, ülkemizin en nitelikli insan gücü çaresizlik içinde bırakılacaktır. Kira yardımı, eş-çocuk yardımı, ısınma, ulaşım ve yemek ücreti gibi sosyal haklarda somut adımlar atılmalıdır. Maaşlar, hayali tahminlere göre değil; markette, pazarda, kirada yaşadığımız gerçeğe göre belirlenmelidir! Bize masa başı rakam değil, alın terimizin karşılığı olan rakam gerekiyor! Bu sadece memurun değil, tüm milletin mücadelesidir! Biz buradayız, hakkımızı almakta kararlıyız. Ülkemizin dört bir yanında, aldığımız karara uyarak memurun gücünü hatırlatan, hakkı ve alın teri için omuz omuza mücadelemize destek veren tüm kamu çalışanlarına; yaptığımız bu anlamlı eyleme sabır ve anlayış gösteren, bize yürekten destek olan vatandaşlarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Mücadelemiz memurun ortak mücadelesidir, kazandığımız her hak hepimizin ortak zaferi olacaktır. Hepinize saygılar sunuyorum."

Gelirde Adalet, Ücrette Denge İstiyoruz! Haber

Gelirde Adalet, Ücrette Denge İstiyoruz!

Memur-Sen Eskişehir İl Temsilciliği tarafından başlayan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, Kamu İşvereni’nin sunduğu teklife tepki göstermek amacıyla bir basın açıklaması yapıldı. Memur-Sen'e bağlı sendikaların başkan ve üyelerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısı Yediler Parkında gerçekleştirildi. Basın toplantısında konuşan Memur-Sen Eskişehir İl temsilcisi İbrahim Akar şu ifadelere yer verdi; ''Kıymetli Basın Mensupları, Değerli Kamu Görevlileri, Memur-Sen Eskişehir İl Temsilciliği olarak, Hepinizi saygıyla selamlıyoruz. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, Kamu İşvereni’nin sunduğu teklife karşı; ortak tepkimizi göstermek, Genel Merkezimizin Eylem Planı doğrultusunda sorumluluğumuzu yerine getirmek ve sesimizi İşveren’e duyurmak için bugün buradayız. Kamu işvereni dün açıkladığı teklifte 2026 için %10 + %6, 2027 için %4 + %4 zam önerisinde bulundu. Öncelikle; İşveren Heyeti’nin bu teklifini yok saydığımızı ve gerçekçi bulmadığımızı belirtiyoruz; görüyoruz ki İşveren, tutmayan enflasyon hedeflerini baz alarak Kamu görevlisine bu teklifi layık görmüştür. İşverenin teklifinde; refah payı ve taban aylığa zam yoktur. Gelirde adaleti sağlayacak oran yoktur. Emekli ve emekçiyi gözeten bakış yoktur. Kamu işvereninin bu teklifi; memurun yaşadığı zorlukların görmezden gelindiğini gösteriyor. Teklif, kamu görevlilerinde hayal kırıklığı oluşturmuştur. Kira artış oranının %41 olduğu bir zeminde, düşük belirlenmiş enflasyon hedefi kadar zam teklif edilmesi kabul edilebilir değildir. Bu teklif yetersiz ve geçersizdir. Yıllarca dirsek çürütmüş, gecesini gündüzüne katmış, daha kaliteli kamu hizmeti için kariyer yapmış memurlarımızın; niteliğini ve emeğini değersizleştiren bir teklif olarak görüyoruz. Kamu çalışanları arasında oluşan huzursuzluğu, ücretlerde oluşan adaletsizliği bu teklif gidermez. Sayın Cumhurbaşkanımızın, kamu çalışanları arasında ücretlerin dengelenmesi hassasiyetinin dikkate alınmadığı açıkça görülmektedir. Geçmiş kayıplarımız, yüksek enflasyon, Market/Pazar fiyatları, gelecek kaygılarımız, işverenin teklifine yansımamıştır. Görüyoruz ki,Kamu İşvereni 7. Dönem Toplu Sözleşmedeki hatasını tekrar ediyor. Altını çizerek ifade ediyoruz ki, memurların ve emeklilerin Kaybedecek 2 yılı daha yok. Biz tutmayan hedeflerin, adaletsiz Hakem Kurulu’nun, Maliyenin sıkılaşma politikalarının sonucunda kaybeden taraf olmak istemiyoruz! Kıymetli Basın Mensupları, Değerli arkadaşlar, Memur-Sen olarak; 2026 yılının birinci altı ayında; · %10 Refah Payı · 10.000 TL Taban Aylığa Zam · %25 oransal zam İkinci altı ayında; · %20 oransal zam 2027 yılının birinci altı ayında; · 7.500 TL Taban Aylığa Zam · %20 oransal zam ve İkinci altı ayında · %15 oranında artış Teklif ettik, refah payı istedik; çünkü geçmiş dönem kayıplarımızın giderilmesi gerekiyor. Taban aylığa zam istedik; çünkü görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki dengenin yeniden kurulması gerekiyor. Oransal zam istedik, çünkü kamu görevlilerininyüksek enflasyon altında ezilmemesi gerekiyor. Enflasyon oranında zammın, zam olmadığını İşverenin kabul etmesi gerekiyor. Bu hususlara ilave olarak, İlave 1 derece verilmesini, Aileyi koruyacak tekliflerimizin kabul edilmesini, 1. Dereceye 3600 Ek Gösterge verilmesini istiyoruz. Akademisyenlerin, şube müdürlerinin, şef ve amirlerin mali ve özlük haklarının düzeltilmesini, Mühendis ve Teknik personelin mali haklarının iyileştirilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılarak uygun hizmet sınıfına geçirilmesini istiyoruz. Bayram ikramiyesi verilmesini, Kira desteği sözünün yerine getirilmesini, Gelir vergisinin %15’e sabitlenmesini istiyoruz. Seyyanen ödemenin emekliliğe yansıtılmasını, Bütün gelirlerimizin emekliliğe esas sayılmasını, 4688 sayılı Kanun’un revize edilmesini istiyoruz. Türkiye büyürken alım gücümüz de büyüsün, Milli gelir artarken memurun refah düzeyi de artsın istiyoruz. Toplu Sözleşme Masası adaleti tesis edecek, dengeyi kuracak, eşitliği sağlayacak güce sahiptir. 8. Dönem Toplu Sözleşme uzlaşma ile tamamlanmalı, Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine, Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır şekilde imzalanmalıdır. Toplu sözleşme masasının 1 haftadan az süresi var. Bunun için İşveren Heyeti zaman kaybetmeden; Çalışma barışını sağlayacak, Müzakereye uygun, Adil teklifi masaya sunmalıdır. Aksi takdirde, Memur-Sen Başkanlar Kurulumuzun almış olduğu kararlar neticesinde, “Memur-Emekli Nöbette Eylem Çadırı Kurulması”, iş bırakma, Yürüyüş ve Ankara Mitingi Eylemlerimizle tepkimiz devam edecektir. Son sözümüz şudur; Adil ve acil teklif bekliyoruz. Hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.''

Bu Dönem Zammı Hakem Heyeti Değil Toplu Sözleşme Masası Versin Haber

Bu Dönem Zammı Hakem Heyeti Değil Toplu Sözleşme Masası Versin

Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar bugün başlayacak olan 8'inci Toplu Sözleşme Süreci için değerlendirmelerde bulundu ve taleplerini sıraladı. İl Temsilcisi Akar düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; ''Bugün 12 Ağustos 2025 8’inci dönem Toplu Sözleşme sürecinin kamu işveren heyeti tarafından yetkili konfederasyona memur maaş zamları ve emekli maaş zamlarını sunacağı gün. Bugün itibariyle kamu işveren heyeti Memur - Sen'e ilk teklifini sunacak. Bizde bu konuyla alakalı bir sosyal medya etkinliği gerçekleştirdik. 2026 ve 2027 yılını içine alacak şekilde 8’inci dönem Toplu Sözleşme sürecinin ilk teklif aşamasındayız. 4 milyon memur ve 2 milyon emekli olmak üzere 6 milyonu ilgilendiren bir konunun içindeyiz. Rakamsal olarak bir değerlendirme yaptığımızda 2026 yılı ilk yarısı için %25 ücret artışı, %10 refah payı ve 10 Bin TL taban aylığa artış istiyoruz. 2026 yılının ikinci yarısı için %20 ücret artışı, 2027 yılı ilk altı ayı için %20 ücret artışı ver 7500 TL taban aylığa artış ve 2027 yılının ikinci dönemi için %15 ücret artışı teklifini talep olarak sunduk. Bizler öncelikle bu toplu sözleşme döneminde ücret adaletinin sağlanmasını istiyoruz. Ücret adaletinden kastımız aynı işi yapan biri işçi biri memur ikisi de aynı ücreti almalı. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi en düşük memur maaşı en düşük kamu işçisi maaşından yüksek olmalıdır ifadesine işaret ederek ücret artışlarının böyle değerlendirilmesini istiyoruz. İkinci önemli husus taban aylık iyileştirilmesidir. Emekli olmayı bekleyenler ve emekliler için önemli. Şuanda kamu emeklileri ekonomik anlamda zor durumdalar ve geçim sıkıntısı yaşıyorlar. Kira, market, pazar derken aldıkları ücretle bir ayı tamamlamakta zorlanıyorlar. Emeklilerin durumunu daha iyi bir noktaya getirmek adına bir iyileştirme kaçınılmazdır. Aynı zamanda çalışanlarda mevcut durumu görünce emekli olmak istemiyor, emekli olmaktan kaçıyor. 30 yıl görev yapmış ve emekli olmuş bir öğretmen arkadaşımız 30 bin TL ücret alıyor. Asgari ücretin bir tık üzerinde. Bu iyileştirmelerin taban aylığa iyileştirme yapılarak düzeltilmesi gerekiyor. Bu konu sadece çalışanların değil emeklilerin de hayatlarını rahat bir ortamda geçirmeleri için önemli. Diğer bir husus gelir vergisi konusu. Gelir vergisi memurun ve sabit gelirlilerin belini büküyor. Maaş artışları yapılıyor ve iki üç ay geçmeden bakıyorsunuz bir vergi bindirilmiş ve aldığı zam eksilmeye başlamış. Yüzde 15 ile başlayan vergi %20 ye ve %27 ye yükselmiş ve verilen zammın geri alındığı bir sistem var. Biz vergi dilimlerinin %15’e sabitlenmesini istiyoruz. Her ayın 2'sinde 3'ünde TÜİK tarafından enflasyon rakamları açıklanıyor. Açıklanan enflasyon rakamları her ne kadar hükümetin yüzünü güldürüyor ve hükümeti sevindiriyorsa maalesef piyasa gerçeklerinden uzak rakamlar memuru hiç mutlu etmiyor, emekliyi hiç sevindirmiyor ve ne memurun ne emeklinin yüzlerini güldürmüyor. Bu toplu sözleşme süreci bu anlamda önemli. Geçtiğimiz dönemde hakem heyeti tarafından verilen zam oranları hiçbir zaman memurun ve emeklinin yüzünü güldürmedi. Biz diyoruz ki zammı hakem heyeti değil toplu sözleşme masası versin. 3600 ek gösterge konusu hala çözüme kavuşmuş değil ve bu toplu sözleşmede karara bağlanmalıdır. Emekli bayram ikramiyelerinin kamu çalışanlarına da verilmesi yönünde bir talebimiz var. 2025 yılı aile yılı ilan edildi. Aile yılına yakışır yaraşır şekilde aile yardımlarının iyileştirilmesini istiyoruz. Çalışmayan eşler için aile desteğinin 11 bin 710 TL’ye yükseltilmesi talebimiz masada. Yardımcı hizmetler sınıfının Genel İdari Hizmetler sınıfına geçirilmesi yönünde bir talebimiz var. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımızın özellikle taban aylıklarında iyileştirmeye ihtiyaçları var. Milli Eğitimde görev hiyerarşisinin en üst basamaklarında bulunan şube müdürlerimizin ciddi sorunları var. Şube müdürlerimizi bir öğretmen arkadaşımızdan daha az gelire sahip. Öğretmenlik Meslek kanununun getirdiği haklardan şube müdürleri faydalanamıyor. Hiç kimse şube müdürlüğü yapmak istemiyor, herkes görevini bırakıyor. Burada iyileştirmeye ve ücret artışına ihtiyacımız var. Öğretmenlerimizin ek ders ücretlerinin iki kat arttırımlı ödenmesini istiyoruz. Eğitim öğretim hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına arttırımlı ödenmesini istiyoruz. Bu ve bunun gibi onlarca talebimizi dile getirdik. Bizim bugün kamu işveren heyetinden beklentimiz memurun ve emeklilerin, tüm kamu çalışanlarını mutlu edecek ve ailelerini sevindirecek bir haberin bugün herkesle paylaşılması konusunda beklenti içerisindeyiz. Sabit gelirlilerin ve emeklilerin enflasyon karşısında ezilmediği rahat nefes aldığı bir toplu sözleşme sonucunun herkese fayda ve katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Güçlü Türkiye için Güçlü Devlet için Güçlü Memur diyoruz. Sürecin takipçisi olduğumuzu gerçekleşecek olan teklifler nihayetinde memur sen genel merkezimizinm bizler için belirlediği takvim doğrulusunda süreci Eskişehirden takip etmeye devam edeceğiz.’’

Yapılan Zam, Gerçeklerle Bağdaşmıyor! Haber

Yapılan Zam, Gerçeklerle Bağdaşmıyor!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan açıklanan haziran ayı enflasyonunun ardından memur ve emekliye verilecek olan maaş zamlarını eleştirdi. İl Başkanı Ulucan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli Eskişehirliler, kıymetli dava arkadaşlarım ve basınımızın güzide temsilcileri; Milletimizin fedakâr evlatları, kamu kurumlarımızın işleyişinde devletimizi temsil eden memurlarımız ve onların emeklileri, yıllarca bu devlete hizmet etmiş, ülkemizin her karış toprağında alın teri dökmüşlerdir. Ancak Temmuz 2025 itibarıyla açıklanan maaş zammı, ne hayat pahalılığına çare olmuş ne de adalet duygusunu tatmin etmiştir. En temel gıda maddelerine, kiralara, ulaşıma ve enerjiye gelen yüksek oranlı zamlar karşısında, memur ve emekli maaşlarına yapılan bu düzenleme yetersizdir, adaletsizdir ve vicdanları yaralamaktadır. Bu durum, aynı zamanda sosyal devlet ilkesine de açık bir aykırılık teşkil etmektedir. Bu nasıl adalet? Devlet alacaklarını %45 artırıyor, Doğalgaz %25 zamlanıyor, Kiralar %45 artıyor… Ama sıra emekliye, memura gelince %15,57 ile yetinin deniyor! Bu sadece bir maaş düzenlemesi değil; bu bir adalet testi, bir vicdan sınavıdır! Bugün Eskişehir’in sokaklarında, pazarlarında, eczanelerinde, doğalgaz faturasına bakan bir emeklinin yüz ifadesi her şeyi o kadar net anlatıyor ki, “Bu parayla nasıl geçineceğim?” sorusu artık emekliliğin değil, hayatta kalmanın sorusu haline geldi. Bir öğretmen emeklisi torununa harçlık verememekten, bir hemşire ay sonunu getirememekten, bir memur, çocuğunun okul masrafını karşılayamamaktan dolayı mahcup oluyor. Ve bu insanlar sadece daha insanca yaşamak istiyor. Sadaka değil, lütuf değil… Hakkını istiyor! Biz İYİ Parti olarak, bu haklı taleplerinin yanındayız. Geliri, gideri karşılamayan bir düzene razı değiliz. Enflasyonun altında ezilen maaşlara, vicdanı olan adaleti esas alan,önceliği Aziz milletimiz olan hiçbir yönetim sessiz kalamaz. Bugün yapılan bu zam, gerçeklerle bağdaşmıyor. Hayat pahalı, maaşlar yetersiz, halk çaresiz… Gerçeklerlerden uzak yandaş medyanın güzellemelerine artık vatandaş inanmıyor, milletimiz bu ekonomik burhanda kaynamayan tenceresine bakıyor. Her gün eriyen adalet düzenini görüyor… Bu yüzden mücadelemiz sürecek. Adil, şeffaf ve insanca bir yaşam için sesimizi Eskişehir’den Türkiye’nin dört bir yanına duyurmaya devam edeceğiz."

Ek Zamsız Refah Olmaz, Bu Zamla Karın Doymaz! Haber

Ek Zamsız Refah Olmaz, Bu Zamla Karın Doymaz!

Türkiye Kamu - Sen Eskişehir İl Temsilciliği tarafından açıklanan enflasyon rakamları ve 2025 yılı memur maaş zamları ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı.  Hamamyolu Yediler Parkı’nda yapılan basın açıklamasında konuşan Türkiye Kamu - Sen Eskişehir İl Temsilcisi Alp Arslan şu ifadelere yer verdi; "Değerli basın mensupları, kıymetli kamu çalışanları, 2025 yılının ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olması, bolluk, bereket ve refah getirmesi temennilerimle sözlerime başlamak istiyorum. Ama enflasyon rakamlarının açıklanması, memur ve emekli zamlarının belli olmasıyla, bu umudumuzu kaybettiğimizi de üzülerek söylemeliyim. Hepimizin bildiği gibi 2024 enflasyonu %44,38 oldu, son 6 aylık dönemde memur ve emeklilerin maaşlarının %5,75 eridiği resmi olarak açıklandı. Geçtiğimiz yıl kira %58,5; gıda %43,6; okul %91,6; sağlık %47,6; haberleşme %34; giyim %32,8 zamlandı. 2025 yılı için de enflasyonun en düşük %21 tahmin edildiği bizzat  Merkez Bankası tarafından açıklandı. Durum böyleyken yeniden değerleme oranı da %43,93 olarak belirlendi.  Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi ve diğer vergi ve cezalar bu rakama göre artırıldı. Yani kamu, kendi alacaklarına %44 zam yaptı. Memur ve emekliye geldiğinde ise %6+%5 yeter dedi.  Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu. Alırken bol kepçe kullananlar, verirken kaşığı bile çok gördü. Alırken bonkör, verirken cimri oldular. Bütün harcamalar %40'ların üzerinde artmışken maaşlara kümülatif %11,3 zam yapmayı yeterli gördüler. Biz diyoruz ki; nimette külfette adalet olsun. Maaş zamları piyasa gerçekleri ile örtüşsün. Pasta büyüyorsa payımız da büyüsün. Memurun emeklinin yüzü gülsün. Ekonomideki olumsuzlukları memura, emekliye mal ederseniz, toplumu enflasyon canavarına kurban verirsiniz. Çalışanları sürekli fakirleşen millet, gelişemez, ilerleyemez. Enflasyon farkı sıfır zam demektir; o da sonradan verilen bir telafidir. Bu maaş politikasıyla kamu memur ve emekliliğe karşı sürekli borçlanmaktadır. Elma ile armudu toplayıp enflasyon farkı ile cüzi bir artış yapıp bunu da memura emekliye zam diye anlatmayin. Milletten hangi oranda alıyorsanız, çalışanınıza emeklinize de o oranda zam verin. İçinde Adalet olmayan maaş sisteminin refah getirmesi mümkün değildir. Memuru, emeklisi mutlu olmayan ülkenin mutlu olması mümkün değildir. Refah payı olmayan maaş artışına zam denmez. Bu yapılan ön ödemeli enflasyon tazminatıdır. Kaldı ki resmi enflasyon hedefinin %17,5 olduğu yerde %6+5 zam izaha muhtaçtır. Bu, açıkça maaşlar 6,5 puan eriyecek demektir. Bu, açıkça ben sizi enflasyona ezdireceğim demektir. Biz ne bu ay verilecek olan %11,54 ‘ü ne de 2025 yılının tamamı için öngörülen kümülatif %11,3'ü zam olarak kabul etmiyoruz. Enflasyon buysa o zaman zam nerede? Yok eğer bu zamsa o zaman enflasyon nerede? Bütçe açık veriyorsa, bunu memurun emeklinin rızkından kesip kapatmayın. Zaten alım gücü sürekli düşerken, daha fazla fedakarlık beklemeyin. Memurun emeklinin gelirinin artmadığı ortamda Bir de ödediği vergi sürekli artıyor. Bu da yaşam maliyetlerinin maaşlardan fazla artması sonucunda katlanamaz neticeler doğuruyor. Memur, emekli hakkı olmayanı istemiyor. Başkasının kaynağını bize aktarın demiyor. Milli gelire yaptığı katkının, alın terinin, emeğinin hakkını istiyor. Kıymetli basın mensupları, Hepimiz milletimiz ve devletimiz için her türlü fedakarlığı yaparız. Ancak bu fedakarlık adil ve eşit dağıtıldığında anlam kazanır. Fedakarlık yapanların üstüne basarak yükselenlerin olduğu yerde refahı da kimlerin alacağı bellidir. Öngörülebilir ekonomi anlayışı ile çıkılan yolda memur ve emekliye eksi %6,5 zam mı reva görmek memurun ve emeklinin gözden çıkarıldığının ifadesi midir? Biz Türkiye Kamu-Sen olarak memur ve emekli maaşlarının yeniden değerleme oranına güncellenmesini üzerine refah payı eklenerek gerçek anlamda bir zamma kavuşturulmasını talep ediyoruz. Ek zam ve refah payının kalıcı bir biçimde düzenlenmesini istiyoruz. Gelir vergisinin adil bir biçimde düzenlenmesini herkesin kazancı ile orantılı bir vergilendirmeye tabi tutulmasını bekliyoruz. Bunun için de memurların gelir vergisi dilimi %15'te sabitlensin diyoruz. Bütün ödemeler, bilhassa ilave ek ödeme emekli maaşına eklensin, emeklinin de yüzü gülsün evi şenlensin istiyoruz. Birinci dereceye gelen tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600'e yükseltileceği sözü, unutulmasın diyoruz. Maliye yetkililerinin, kamu çalışanlarını her sıkıntılı durumda baş vurulacak ekonomik kaynak olarak görmekten vazgeçmesini bekliyoruz. Maaş sorununa kökten çözüm üretecek politikalar belirlensin diyoruz. Aksi halde ek zamsız refah olmaz, bu zamla karın doymaz. Hepinize saygılar sunuyorum." dedi.

Cebimizden Çıkarttığımız 20 TL İle Simit Peynir Alınamıyor! Haber

Cebimizden Çıkarttığımız 20 TL İle Simit Peynir Alınamıyor!

Sağlık - Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal sağlık çalışanlarının ve memurların yaşadığı ekonomik sıkıntıları dile getirdi. Şube Başkanı Köksal yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Günümüzün Özeti Şu Şekilde; Bir simit 12 TL yanında gösterişli duran üçgenimsi markalı simitin yol arkadaşı Peynir Bey 12 TL olmuş evet yanlış duymadınız! Tam 12 TL üçgen peynir! çayı hiç hesaba katamıyoruz bir bardak çayın fiyatı bulunduğu mekana göre 10 TL den  50 TL ye kadar çıkmaktadır. Bunun adı hayat pahalılığı mı?  Geçim sıkıntısı mı? Memur, emekli asgari ücretlinin son hali mi? Denetim mi? Arsızlık mı? Sokağın vurdumduymaz tavırları mı? Bu soruların cevabı yok maalesef. Cebimizden çıkarttığımız 20 TL ile simit peynir alınamıyor! Ülkenin geldiği halini görmezden gelen gruplar hala memurun düştüğü geçim derdini görmüyor. Geçim sıkıntısı yetmiyor gibi ahlaksız esnafın gözü dönmüş ufacık peynir parçası 12 TL olmuş sözün bittiği yerdeyiz. Köylüde sütün litresi kaç para? Birileri yolunu bulacak diye serbest piyasa kardeşim diye istediğiniz hak edilmeyen fiyata ürün mü satılır! Ekonomi bozuk olabilir ama haksız kazanç elde edenlere göz yumanlar için vay halinize! Simit peynir çay memurlarımızın geçinemediğinin en basit bir örneğidir. Eskişehirde ev sahipleri Emekte kira 20 bin TL, Çankaya Ihlamurkent, Vadişehir ve Batıkent 35 bin TL istiyorlar ve o fiyatlara kiraya veriyorlar. Diğer lüks mahalleleri sayamıyorum. Memura ödenen ücretler çok garip. Memurun sırtından kurban kesme ile ekonomi düzelmez, dayanılması güç bir ekonomik baskı altında yaşıyoruz acil memura destek paketi açıklaması lazım. Bütün zorluklara rağmen, vatanı için görevini özveriyle yapan memurlarımızın maaşları yaklaşık 2 kat artmalı ve piyasa bozgunculara en kısa zamanda önlem alınmalıdır.''

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.