SON DAKİKA
Hava Durumu

#Maden Kanunu

Porsuk Haber Ajansı - Maden Kanunu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Maden Kanunu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Enerji Arz Güvenliği, Milli Bağımsızlığın Temelidir Haber

Enerji Arz Güvenliği, Milli Bağımsızlığın Temelidir

AK Parti Eskişehir Milletvekili, TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi ve KEİPA Türk Grubu Başkanı Fatih Dönmez, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda AK Parti Grubu adına söz alarak, “Enerji ve Maden Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerine kapsamlı bir konuşma yaptı. Dönmez, düzenlemenin teknik bir yasal değişiklik olmanın ötesinde, Türkiye’nin enerji geleceğine dair güçlü bir irade beyanı niteliği taşıdığını belirterek, “Bugün attığımız her adım, yarın çocuklarımızın daha güçlü, daha temiz, daha bağımsız bir Türkiye’de yaşaması içindir” dedi. “Gerçek kalkınma, üretimle mümkündür” Türkiye’nin artan enerji ihtiyacına ve enerji arz güvenliğine dikkat çeken Dönmez, yer altı ve yer üstü kaynakların sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Enerji ve maden sektöründeki gelişmelerin esnaftan çiftçiye, sanayiciden vatandaşa kadar tüm kesimlere doğrudan katkı sağladığını ifade etti. “Çevreci olmak yetmez, kesintisiz de olmalı” Baz yük üretiminin sistemin kararlılığı açısından vazgeçilmez olduğunun altını çizen Dönmez, yerli kömürle çalışan termik santrallerin hem döviz çıkışını azalttığını hem de enerji arz güvenliğini güçlendirdiğini söyledi. Bu santrallerin tam kapasiteyle en az 10 yıl daha çalışabilmesi için kömür üretiminin sürdürüleceğini belirtti. “Zeytin de bizim, kömür de bizim” Muğla’daki düzenlemelere de değinen Dönmez, değişikliğin sadece sınırlı ve geçici bir alanı kapsadığını kaydetti. Etki alanındaki 82 bin zeytin ağacının kesilmeyeceğini, bilimsel ve tarımsal esaslara göre uygun zamanda taşınacağını açıkladı. Taşınamayan ağaçların yerine yeni zeytinlik sahalarının kurulacağını, işletmelerden iki kat rehabilitasyon bedeli alınacağını söyledi. “Zeytin de bizim, kömür de bizim” pankartıyla destek veren işçiler ve bölge halkının karara sahip çıktığını vurguladı. “Yatırımcı dostu ve çevreci bir model geliyor” Yeni düzenlemeyle birlikte ÇED, orman izni, imar ve vasıf değişikliği gibi süreçlerin eş zamanlı yürütülebileceğini aktaran Dönmez, RES ve GES projeleri için izin süreçlerinin sadeleştirileceğini belirtti. Ayrıca orman izin bedeli indirimlerinin 2030’a kadar uzatılacağını ifade etti. “Enerji yönetimi artık dijitalleşme ve stratejiyle yapılmalı” Enerji yönetiminin yalnızca üretim değil, aynı zamanda verimlilik, dijitalleşme ve akıllı stratejiyle mümkün olduğunu vurgulayan Dönmez, “Ekonomiler artık kaynak zenginliğinden çok, bu kaynakları nasıl yönettikleriyle güç kazanıyor” dedi. Yeni düzenlemenin yatırımcılara belirsizlikleri azaltacağını, kamu denetimini ve çevre hassasiyetini artıracağını belirtti. "Madencilikte insan ve çevre hassasiyeti arttırılarak rehabilitasyon süreçleri yeniden düzenleniyor." Konuşmasının sonunda “Güçlü Türkiye yolunda üretmeye, çalışmaya ve kaynaklarımızı akıl ve bilimle yönetmeye devam edeceğiz” diyen Dönmez, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna, ortak akıl ve millet iradesiyle ulaşacağını ifade etti.

900 Yılda Oluşan Bir Avuç Toprak Yasayla Bir Günde Yok Olacak Haber

900 Yılda Oluşan Bir Avuç Toprak Yasayla Bir Günde Yok Olacak

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve zeytinlik alanların da madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasa teklifini sert sözlerle eleştirdi. Yasanın yalnızca zeytinliklerle sınırlı kalmayıp tarım arazileri, su kaynakları, ormanlar, tarihi sit alanları ve yaşam alanlarını da tehdit ettiğini vurgulayan Süllü, teklifin doğaya ve geleceğe açık bir ihanet olduğunu ifade etti. Süllü, “Dostum Trump’ın ‘mine everywhere’ yani ‘Her Yerde Maden’, ‘Milli Parkları, Tarihi Anıtları Bile Kazın’ sözleri ve stratejik madenler vurgusu teklifinizle birebir örtüşüyor. İnsan, ‘bu kadar da tesadüf olur mu?’ diye düşünmeden edemiyor” diyerek iktidarın politikalarına dikkat çekti. “İklim Yasası Değil, Kirletenin Aklandığı Yasa” İklim Kriziyle mücadelede azaltım ve uyum süreçlerine dair önlem alınması gerekirken, iktidarın “İklim Yasası” adı altında şirketlerin bedelini ödeyerek daha fazla kirletmesinin önünü açtığını belirten Süllü, “Ardından, madencilerin tüm ülkeyi talan alanına çevirebileceği bir metni kucağımızda bulduk. Dostum Trump’ın ‘mine everywhere’ yani ‘Her Yerde Maden, Milli Parkları, Tarihi Anıtları Bile Kazın’ sözü ve stratejik madenler vurgusu, teklifinizle örtüştüğünden insan ‘bu kadar da tesadüf olur mu’ diye düşünmeden edemiyor” dedi. “Tarım Alanları, Su Kaynakları, Ormanlar Tehlikede” Teklifle sadece zeytinliklerin değil, tarım alanları, su kaynakları, ormanlar, tapulu araziler ve tarihi sit alanlarının da madencilik için kullanılabileceğini vurgulayan Süllü, “Gıdamız, suyumuz, geleceğimiz yok olacak. Bu yok oluşu rehabilitasyon maddeleriniz önleyemez” dedi. Paralar Şirketlere, Maliyet Hepimize Kalıyor Birleşmiş Milletler raporlarının, madenlerle tahrip edilen alanların geri getirilemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu hatırlatan Süllü, altın gibi metalik maden alanlarında fidan dikmenin çözüm olmadığını belirtti. Süllü, “Burada gösterilen sözde rehabilitasyon resimleri kömür madenlerine ait. Asıl gereken restorasyon ise büyük paralar gerektiriyor. Ama paralar şirketlere, maliyet hepimize kalıyor. Sağlığımız, toprağımız, suyumuz, coğrafyamız hepsi maliyetin içinde” diyerek tepki gösterdi. “Toprak Sadece Ağaç Kökü Değil, Bir Ekosistem” Süllü, teklifin savunulmasında sıkça kullanılan “ağaç dikeriz” söylemini de eleştirerek, “Ağaç sadece kökten ve yapraktan ibaret değil. Her biri, toprağı, yeraltı su kaynaklarını, her tür canlıyı ve yaban hayatını barındıran bütünsel bir ekosistemdir” dedi. “Bir avuç toprak 900 yılda oluşuyor. Topraklarımız 25–30 yıl ömrü olan termik santraller ya da madenler için heba edilemez” uyarısında bulunan Süllü, 2030 yılı itibarıyla Türkiye topraklarının yüzde 88’inin çölleşme riski altında olduğunu hatırlattı. “Sakarya Vadisi Tehlike Altında, Kanser Vakaları Artıyor” Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz’da altın madenciliği nedeniyle fasulyenin artık yetişmediğini, ağaçların kuruduğunu ve kanser vakalarının arttığını belirten Süllü, aynı şirketin şimdi de Sakarya Vadisi’ne yöneldiğini ifade etti. “Mikroklima iklimine sahip, İstanbul’u zeytin, narenciye ve yeşillikle besleyen bu vadiye Cengiz Holding el attı. Daha maden açılmadan sondajlarla vadi delik deşik edildi. Siyanür sızması hâlinde Sakarya Nehri’nin geçtiği yedi il risk altında.” Trump’ın stratejik madenlere ilgisini hatırlatan Süllü, Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin de ciddi endişe yarattığını söyledi. “Vahşi Madencilikle Yürekler Ağzımızda” Süllü, Türkiye’nin dört bir yanında süren madencilik faaliyetlerinin sömürge madenciliğiyle eşdeğer olduğunu ifade ederek Kazdağları, Mazıdağı, Muğla, Soma, Amasra ve İliç’teki örnekleri sıraladı: “Ne yazık ki ne denetim var, ne caydırıcılık. Bu teklif yasalaşırsa ülkemizin her köşesi yangın yerine dönecek. Bir yanda orman yangınları sürerken, diğer yanda bu yasa doğrudan felakete davetiye çıkarıyor.” “Bu Yasayı Geri Çekin, Vicdanınıza Kulak Verin” Süllü, konuşmasının sonunda Hatay’daki yangınla ilgili sanatçı Derya Cesur’un dizelerini Genel Kurul kürsüsünden okuyarak, AK Parti sıralarına vicdan çağrısı yaptı: “Diyelim ki biz öldük, siz kaldınız. Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar. Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete. Baktınız, kalmamış yakacak tek bir ağaç, sönmeyen ocak, akacak tek damla gözyaşı. Sonra? Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız?” “Diyelim ki kurdunuz, külden ağaçlar, uçmayan kuşlar, ağıtlar, bu ziftli yaslar sarmışken toprağı, mutlu mu olacaksınız? Bize nasip bunca kalp ağrısından size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?” Bu dizelerin “görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, vicdanlara ses” olmasını isteyen Süllü, teklifin derhâl geri çekilmesini talep etti.

Soframızda ki Zeytine Saldırı! Haber

Soframızda ki Zeytine Saldırı!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan Meclis'te görüşülmekte olan Maden Kanunu ile ilgili olarak Meclis kürsüsünden seslendi. “Bu yasa, zeytinlikleri sermayeye peşkeş çekme yasasıdır!” diyerek tepki gösteren CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan şu ifadeleri kullandı; Zeytinlikleri Korumak Anayasal Görev Değil mi? Anayasa, zeytinliklerin ve tarım alanlarının korunmasını emrediyor. Peki bu teklifin yeniden Meclis’e getirilmesi anayasal suç değil mi? Bakan ve milletvekilleri olarak bağlılık yemini ettiğiniz anayasaya aykırı bu düzenleme karşısında neden susuyorsunuz? “Kamu Yararı” mı, Rant Yararı mı? Bu düzenleme yürürlüğe girerse, kamu yararı adı altında zeytinlikler ticarileştirilmeyecek mi? “Kamu yararını” kim, neye göre tanımlayacak? Ekosistem Gözden mi Çıkarıldı? Tarım ve orman alanları madene ve imara açılırsa, yerel ekosistemler ve su kaynakları nasıl etkileneceğine dair ÇED raporları hazırlanmış mıdır? Kalkınma Değil, Doğa Yağması Enerji ve maden şirketlerinin baskısıyla zeytinlikleri proje alanına çevirmek “kalkınma” değil, “doğa yağması” değil midir? Soframızdaki Zeytine Saldırı Türkiye’nin en stratejik tarım ürünlerinden biri olan zeytin tehdit altında. Bu saldırı üretime, çiftçiye ve gıda güvenliğine darbe değil midir? Unutmayınız ki köylü milletin efendisidir. O nedenle Meclis’ten beklenen; üreticiyi yoksulluğa, köyü tasfiyeye, toprağı rant uğruna talana sürükleyen politikalardan vazgeçilmesidir. Köylünün hakkını savunmayan bir siyaset, bu toprakların ruhuna da tarihine de ihanettir."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.