SON DAKİKA
Hava Durumu

#Maaş

Porsuk Haber Ajansı - Maaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Maaş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Emekli Artık Geçim Değil, Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor Haber

Emekli Artık Geçim Değil, Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi tarafından emeklilerin ekonomik olarak yaşadıkları sıkıntılar ve emekli maaş zamları ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. TÜED Eskişehir Şube Başkan Yardımcısı Erol Dinçer yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Özellikle emekli maaşlarının yüzde 25’ine vergi borçları gerekçesiyle haciz uygulanabileceği iddiaları, milyonlarca emeklinin öfkesini haklı olarak büyüttü. 2008 sonrası sisteme dahil olanların çalışma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Yani çalışmaları yasaklanmıştır. Oysa bugün geçinemeyen emeklinin 1,5 milyonu çalışmakta ancak bu şekilde ayakta durabilmektedir. 23 yıl öncesinde en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katıydı ve 8,5 adet küçük altın alınabiliyordu. Bugün 1,5 adet küçük altın alınabiliyor. Hiç gündemimizde yokken 2021 yılında en düşük emekli aylığı ve kök maaş ile tanıştık. %60 Emekli kök maaş almakta devlet desteği ile en düşük emekli aylığına ulaşmaktadır. Emeklilerin ne kadar gelir kaybına uğradığını hatırlatmak istiyoruz. Bugün emekliye zaten yaşanabilir bir maaş verilmemekte. Açlık sınırının altında bir rakamla nefes almaya çalışıyor insanlar. Üstüne bir de o yetmeyen maaşa bloke koymaktan, hacizden bahsetmek, çalışmasına engel olmak utançtır ve bu ülkenin sosyal devlet ilkesine açıkça aykırıdır. Emekliden alınacak bir şey kalmadı. Türkiye’de emekliler artık geçim değil, hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Bugün bir vatandaşa mikrofon uzattığınızda ‘Bu maaşla yaşayamıyorum’ diyor. Pazarlarda çürüğe ayrılmış ürünleri toplayan insanların görüntüleri artık sıradan bir hale geldi. Bu ülkede emekliler sefaletin merkezine itilmiş durumda. Bu tabloyu kimse inkâr edemez. Hükümetin, Maliye’nin ve SGK yöneticilerinin açıklamalarında emekliyi “yük” gibi gösteren anlayış derin yaralar açmaktadır. Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş milyonlara ‘Uzun Yaşıyorlar’ diye ima eden bir yaklaşım görüyoruz. 17 milyon emekli sürdürülebilir değil demek sosyal devlet anlayışının bittiğinin göstergesidir. Emeklinin yaşamasını sorun gören bir zihniyetin reform yapması mümkün değildir. Ülkemizde sayılarını bile bilemediğimiz mültecilerin hiçbir geçim derdi yok bizden öncelikli hizmet alıyor mali olarak da hiçbir dertleri yok. Onlar sürünüyoruz demiyorlar, bizim gibi sürünmüyor, pazarlardan artık toplamıyorlar, yüksek sesle konuşmuyorlar. Hatta hiç konuşmuyorlar. Bugünlerde 500.000 Konut yapacaklarını söylüyorlar. Emeklilere ayrılan kontenjan %20. Evler 55 ve 65 m2, Maliyeti 2.000.000TL. Geri ödemesi 9.000TL. Memur maaş artışına göre de 6 ayda bir zamlanacak 240 ay. Emeklinin aldığı 16.881 TL bununla nasıl ev sahibi olsun. Kira mı ödesin, geçimini mi sağlasın? Yeni hazırlanan torba yasa taslağının, emeklilerin ekonomik yükünü hafifletmek yerine artırmayı hedeflemektedir, bu uygulamalar acilen durdurulmalıdır. Zaten geçinemeyen, zaten hayatta kalmaya çalışan bir emeklinin maaşına göz dikmek akıl dışıdır. Bu düzenlemeler yürürlüğe girerse milyonlarca emeklinin hayatı daha da karanlık hale gelir. Bu ülkenin emeklisi, yıllarını devlete ve millete hizmet ederek geçirmiş insanlardır. Onlara yaşanabilir bir maaş vermek bir lütuf değil, devlete düşen en temel görevdir. Emeklinin sesi kısılmayacak, hakkı gasp edilmeyecek. Mücadelemiz, emeklinin onuru için sürecektir. Emeklilerin bugün yaşadığı gelir kaybının, yanlış yönetim tercihleri ve yıllardır biriken eksik hesaplamaların sonucu olduğunu söyleyerek, Bugün tavan ücret 250 bin TL. “Ben bugün 200 bin lira maaş almıyorsam, yöneticiler bizim cebimizden 150-170 bin lirayı çekip alıyor demektir. Yıllarca ödenen primlerin bugün karşılığını bulmaması büyük bir adaletsizliktir. Bu primler nereye harcandı? Emekli maaşlarının bu kadar düşük olması açıklanabilir bir durum değil. Yönetici maaşlarına bakıyorsunuz; bu rakamları telaffuz etmek bile zor. Emeklinin hakkı yıllar içinde eritildi. Türkiye’de emeklilik yaşının sürekli yükseltilmesi kabul edilemez “Dünyanın hiçbir yerinde 66 yaş üstü emeklilik yok.” diyerek durumu şu sözlerle eleştirdi: “Her geçen gün emeklilik yaşını biraz daha yukarı çekmeye çalışıyorlar. 70 yaşa dayanmış bir sistem istiyorlar. Çünkü biliyorlar ki 70 yaşında emekli olan bir insanın yaşam şansı çok düşük. ‘Zaten birkaç yıl içinde hayatını kaybeder, ben de maaş vermem’ anlayışı içindeler. Bu bir politika değil; bu anlayışla toplum yönetilemez. Bu ülkede emekliler bugün yaşayamaz hale getirildi. Bu insanlar 30-40 yıl çalışmış, alın teri dökmüş, ülkesine hizmet etmiş insanlar. Onlara bu hayatı reva görmek vicdanla bağdaşmaz. Bizleri yönetenlere bir çağrıda bulunuyoruz, “emekliler göz ardı edilecek bir topluluk değildir” Bu emekliler sizin yabancılarınız da değil. Anneleriniz, babalarınız, amcalarınız, teyzeleriniz. Bu insanlar sizin aileniz. Emekliye yaşattığınız bu şartların hiçbir gerekçesi olamaz. Bir gün herkes emekli olacak; bugün yapılan haksızlık er ya da geç herkesin kapısını çalacak. Sistemin düzelmesi için ilk atılması gereken adımın emeklilerin hak ettiği gelir düzeyine kavuşturulmasıdır. Bizim tek talebimiz yıllarca ödediğimiz primlerin gerçek karşılığını alabilmektir. Emekliye hak ettiği maaşı vermeden bu ülkenin sosyal dengesi toparlanamaz. SGK sistemi artık emekliyi korumuyor, kollamıyor. Sistem tekrar ele alınmalı bu adaletsizlik artık son bulmalıdır.”

Sandıkta Seçimi Belirleyen Emekliler Olacak! Haber

Sandıkta Seçimi Belirleyen Emekliler Olacak!

Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, emeklilerin içinde bulunduğu durumu ve emekli öğretmenlerin çektiği sıkıntıları dile getirdi . Hamamyolu üzerinde basın mensupları ile bir araya gelen Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı; "Asgari ücretle de olsa, emekli de olsa fark etmez, şu anda yaşamlarını sürdürmeleri olanaklı değil. Eğer emeklilerin ikinci bir işte çalışmamaları konusunda yasal bir düzenleme dahi yapılsa, bunun önüne geçemezler. Çünkü emeklinin bugün aldığı maaş 17 bin TL bile değil. Evi yoksa yaşamını sürdürmesi mümkün değil, çalışmak zorunda. Onun için çalışacak. Onun için bir yasal düzenleme dahi yapılsa bunun önüne geçemezler. Bu da Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanının bu konuda ne kadar etkisiz olduğunu, yani özellikle kaçak işçiliği denetlemediğini, çalışan işçilerin örgütlenme hakkına, sendikal hakkına sahip çıkmadığını, buna göz yumduğunu gösteriyor. Onun için de kendini koruyup kollamak için böyle bir yasal düzenleme yapacaksa onun altında kalır. 17.000 TL emekli maaşı alan bir emeklinin evi de yoksa, kirada ödüyorsa yaşamını sürdürmesi olanaklı değil. Bu koşullara baktığımız zaman biz kendi gözlerimizle görüyoruz. Mesela pazarlara gittiğimiz zaman kapanma saatlerine yakın alışveriş yapıyor emekliler. Daha geç saate gelenler ise orada atılanlardan, dökülenlerden seçmeye çalışıyor. Bir kısım insanların da çöp tenekelerinden, bidonlarından bir şeyler, kıyafet, giyim arayıp alıp kendi ihtiyaçlarını karşıladığını hepimiz görüyoruz, ülkeyi yönetenler de görüyor. Böylesi bir adaletsiz gelir dağılımı var. Her zaman söylüyorum ben: Cumhurbaşkanı, milletvekili ve bakanların maaşı emeklinin 13-14 katı. Bu adaletsiz gelir dağılımı sürdüğü sürece alttakiler daha çok yoksullaşıp sefalete mahkum olacak, yukarıdakilerin gelirleri daha da artacaktır. Onun için yüzdelik artışları değil, açlık yoksulluk sınırı belli, en düşük emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenmesi gerekiyor. Bu eşitlemeyi yaparlarsa, ardından yasal düzenlemeyle yoksulluk sınırı üzerine çıkarmak için düzenleme yaparlarsa bu yüzdelik artış ortadan kalkar, adaletli gelir dağılımı sağlanır. Yoksa bu makas açıldığı sürece bu yoksulluk, sefalet devam edecektir, emeklilerin de yaşamları zorlaşacaktır. Ama çare kimde? Emeklinin kendisinde. 16 milyonu aşkın emekli var. Eğer emekliler hakları konusunda örgütlenirlerse, talepleri konusunda bir araya gelirlerse, sadece şükrederek değil, insanca yaşama hakları olduğuna inanırlarsa, bilinçli davranırlarsa yetkili ve etkili olan, sonuçta sandıkta seçimi belirleyen emekliler olacak. Bu gücün olduğuna inanmaları lazım. Hani üretmeseler de biz buna inanıyoruz. Onun için de emeklilerin bilinçlenmesi lazım. Emekli öğretmenler de artık ek iş yapmak zorunda kalıyor. Biliyorum, birçok arkadaşım ya spor hocalığı yapıyor ya da pazarda görüyorum, yardımcı oluyor, bir şeyler yapıyor. Onun dışında ya da özel ders veriyor ya da başka şekillerle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Çünkü şu anda emekli olan öğretmenin de maaşı %50 düşüyor, maaş bağlama oranlarından dolayı. Onun için şu anda çalıştıkları için eşleriyle birlikte gelirleri yüksek olabilir ama emekli olduklarında maaşları %50 düşecektir. Onlar da yoksulluk sınırının altında kalacaklardır, eğer bir düzenleme yapılmazsa. Öğretmenler Günü'ne gelince, özellikle şunu belirtmek istiyorum: 24 Kasım 1928'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, Atatürk'e Başöğretmenlik unvanını oy birliğiyle verdi. Atatürk de bunu kabul etti. O an itibariyle o tarih, Atatürk'ün verdiği değer açısından hem değerli, anlamlıdır, önünde minnetle eğiliyoruz. Ama 24 Kasım'ı Öğretmenler Günü ilan eden, 12 Eylül faşist darbecileridir. Bu darbecilerin döneminde 4.000'e yakın öğretmen ve üniversite görevlisinin görevine son verildi. Ama kendilerini affettirmek için 24 Kasım'ı bize Öğretmenler Günü olarak dayattılar. Bu anlam itibariyle onların dayattığı günü değil, Atatürk'ün Başöğretmenlik gününü değerli ve anlamlı buluyorum. Önünde minnetle eğiliyorum."

Belediye Çalışanlarının Emekleri Bizim Baş Tacımız Haber

Belediye Çalışanlarının Emekleri Bizim Baş Tacımız

Tepebaşı Belediyesi ile Belediye İş Sendikası arasında düzenlenen toplu iş sözleşmesi imza altına alındı. Protokol ile kadrolu işçilerin maaşlarına ortalama yüzde 30 oranında artış yapıldı. Başkan Ataç: “Belediye çalışanlarının emekleri bizim baş tacımız.” dedi. Tepebaşı Belediyesi ile Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (Türk-İş) bağlı Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Belediye-İş) Eskişehir Şubesi arasında düzenlenen toplu iş sözleşmesi, imza altına alındı. Tepebaşı Belediyesi Meclis Salonu’nda düzenlenen imza törenin Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yanı sıra Belediye-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Kemal Azak, belediye bürokratları, sendika yöneticileri ve işçi temsilcileri katıldı. Başkan Ataç: Doğru bildiğimizden kimse bizi alıkoyamaz Törende bir konuşma yapan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, sözleşmenin hayırlı olmasını temenni ederken, “Belediye İş Sendikası ile Tepebaşı Belediye Başkanlığımızın toplu iş sözleşmesi neticesinde bugün bu protokolü imzalıyoruz. Bildiğiniz gibi hepimiz bu ülkenin toprakları üzerinde yaşıyoruz. Ekonomik koşulları, enflasyonu, hükümetle sendikalar arasında yapılan sözleşmeleri takip ediyoruz. Biliyorsunuz işçi arkadaşlarımızın sözleşmelerinin imzasında sendikaları cesaret edip o masalara oturamadılar. Ama imzaları atıldı, hükümet bildiği, önerdiği rakamları uyguladı. Ardından memurlarla ilgili oldu, anlaşma sağlanamadı. Hakem heyetine gitti. Yine hükümetin dediği şekilde toplu sözleşmeler imzalandı. Tabi bugün biz kendi aramızdaki sözleşmeyi imzalayacağız. Belediye çalışanlarının emekleri bizim baş tacımız. Ama her şeye rağmen, belediyeler de bütçesel anlamda ülkenin şartlarında nasıl yönetilmesi gerekiyorsa öyle yönetiliyor. Yıllardır bu belediyede çalışmalarımızı karşılıklı olarak paylaşıyoruz. Ben her zaman söylüyorum; ben de belediye çalışanıyım. Ben de bu sözleşmelerin en iyi olsun isterim. Biz bu sözleşmeleri imzaladıktan birkaç ay sonra iş farklı noktalara geliyor. O gün yapılan değer enflasyondan dolayı korunamıyor. Sizler yıllardır bizim kadrolu işçilerimizsiniz. Emekli olanlardan sonra 24 arkadaşımız kaldı. Biz bu arkadaşlarımıza yüzde 30 bir artış ön gördük. Bugün Türkiye’de bu rakamlar konuşulmuyor. Yüzde 5’ler konuşuluyor. Bizim de en düşük maaşımız 63 bin liraya yükseldi. Bu da yeterli değil tabi ama olanın iyisi. Bir sıkıntınız olduğunda gelmenizi isterim. Kapımız her zaman açık. Hiç kimseden sakladığımız bir şey yok. Her zaman olduğu gibi her şey şeffaf. Böyle belediyeciliği devam ettireceğiz. Doğru bildiğimizden kimse bizi alıkoyamaz. Onun için sizlerin emeğine saygı duyuyorum. Bu çalışmalarımız en iyi şekliyle gitsin. Eskişehir’de hep doğrular yapıldı. Eskişehir farklı bir şehir. İyi ki bu şehirde yaşıyoruz. O açıdan Türkiye’ye göre avantajlarımız var. Hepinize hayırlı olsun. Sendikamızla hiçbir sıkıntı olmadan bugünlere geldik. Kendilerine de teşekkür ediyorum.” dedi. “Başkanımıza teşekkür ediyorum” Belediye İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Kemal Azak ise, “Bu bir toplu iş sözleşmesi imza töreni değil. Alın terinin ve emeğin eşit bir şekilde paylaşılmasının bir imza törenidir. Ülkemizde gelinen noktada hem ekonomik hem siyasal koşullarda büyük sıkıntılar içerisindeyiz. Bu sıkıntılar içerisinde de toplu iş sözleşmelerini yapmak kolay olmuyor. Bu süreçlerde başkanlarımız, başkan yardımcılarımızla karşılıklı istişarelerle en iyinin olması noktasında bir yere geliyoruz. Masada müzakere ile tamamlıyoruz. Masadaki maaşlar evet hepimize yetmiyor. Ama 10 bin liraya yakın vergi kesiliyor. Bu da hükümetin vergi adaletsizliğinde kaynaklanan bir durumdur. Türkiye’de demokrasiyi hukuku, adaleti sağlayamadığımız sürece bu durumları hep yaşayacağız. Çarşıdaki, pazardaki gerçek enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında yarı yarıya fark var. Biz de burada Başkanımız sayesinde ilk 6 aydaki 16,64’lük enflasyonun üzerine yüzde 14 civarında bir refah payı oluştu. Yeterli değil tabi ama sürdürülebilirlik noktasında en iyisi nasıl olur diye düşünerek yaptık. Ben bu konuda Ahmet Ataç Başkanıma, başkan yardımcılarına ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Konuşmaların ardından Başkan Ataç ve Azak, protokol metnini imzaladı. İmzalanan protokol ile 1’inci 6 ayda yüzde 22, 2’nci 6 ayda TÜFE + yüzde 3, 3’üncü 6 ayda TÜFE + yüzde 3, 4’üncü 6 ayda ise TÜFE + yüzde 4 oranında artış yapıldı. Yapılan sözleşme ile en düşük kadrolu işçi ücreti 63 bin TL oldu.

Emekliler Bankaların Çarkına Yem Edilmemeli! Haber

Emekliler Bankaların Çarkına Yem Edilmemeli!

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, emeklilerin maaşına bankalar tarafından bloke koyulabileceği yönünde ki kararı eleştirdi. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Dilbaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Türkiye Emekliler Derneği Yargıtay’ın emekli maaşlarına doğrudan bloke koyulabileceğine ilişkin kararını kabul edemeyiz. Kararı “emeklilere vurulmuş bir darbe” olarak görüyoruz. Bankaların değil, emeklinin korunması gerekir. “YAŞAMAYA MECALİ KALMAYAN EMEKLİYE ŞİMDİ DE BLOKE “Geçinemeyen, fatura ödeyemeyen, sofrasına et koyamayan emekliler, şimdi bir de maaşına bloke konma tehdidiyle karşı karşıya. Hapis, takas, mahsup gibi ifadelerle süslenmiş bu kararın gerçek anlamı şudur: Bankalara kredi borcu olan emeklinin maaşı artık güvence altında değil. Bu açıkça sosyal devlet ilkesine aykırıdır.” “YARGITAY’IN DEĞİL, HALKIN TARAFINDA OLUN” Bankaların yüksek faizle verdiği krediler karşısında emeklilerin zaten çaresiz bırakıldığını “Bankaların önünü açmak, emeklinin elini kolunu bağlamaktır. Yargıtay’ın bu kararı bankalara kıyak, emekliye ihanettir. Bu ülkenin yargısı, halktan değil sermayeden yana tavır alıyorsa, emekli artık kime sığınacak?” “İKTİDARA ÇAĞRI: BU KARARI MECLİSTE DÜZELTİN. “Bu karar, milyonlarca emekliyi doğrudan etkiliyor. İktidar gerçekten emeklinin yanındaysa, bu mağduriyetin önüne geçecek yasal düzenlemeyi derhal Meclis’e getirmelidir. Aksi halde, bu sessizlik suça ortaklıktır.”

Artık Dayanacak Gücümüz Kalmadı! Haber

Artık Dayanacak Gücümüz Kalmadı!

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz açıklanan haziran ayı enflasyon rakamlarının ardından belli olan emekli maaş zamanlarını değerlendirdi. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "İnsanca, onurlu bir yaşam isteği olan emekliler ne yazık ki bugün derin bir yoksulluk yaşamaktadır. 30 Haziran, ülkemizde Emekliler Günü olarak kutlandı. Ancak ne acıdır ki, milyonlarca emekli için bu gün bir kutlama değil, bir hatırlatma ve serzeniş günü olarak hafızalara yerleşti. Daha önce Emekliler yılı ilan edilmiş emekliler unutamayacakları sefaleti emekliler yılında yaşamışlardı. Bizler, yıllarımızı memleket hizmetine adamış, alın teriyle, emeğiyle bu ülkenin yükünü omuzlamış emeklileriz Yıllarca hizmet vermiş Emekliler ihmal edilmiş ve “unutulmuşlar listesine” dahil edilmişlerdir.” Emeklilik ödül değil cezaya dönüştü. Bundan sonra kimse emekli olmayı düşünmeyecek, düşünemeyecektir. Yıllarca devlete sadakatle hizmet edenlerin, bugün sıkıntı içinde muhtaç bırakılması hangi vicdana sığar? Devletin yıllarca yükünü taşıyan ama hakları hâlâ iade edilmeyen emekliler ne zaman adalet bulacaklar? Biz, emeklilikte adaletin tesisini istiyoruz. Biz, emekliliğin yoksulluk değil, onurla anıldığı bir sürece dönüşmesini istiyoruz. En düşük emekli maaşının asgari ücret kadar olduğu, diğer emeklilerin intibakının yapıldığı, emeklilere sosyal destek, ücretsiz sağlık erişiminin sağlandığı, emekli sendikaları ve derneklerinin talepleri dikkate alındığı günleri bekliyoruz. Emekliler için adaleti ve onurlu bir hayatı tesis etmezseniz bu vebalin altında kalırsınız. Unutmayın, bir ülkenin medeniyet ölçüsü, emeklisine gösterdiği vefadır. Hayatımıza değer katan tüm emeklilerimizin tecrübe, bilgi ve birikimleriyle, yıllarca alın teri dökerek ülkemize ve milletimize hizmet etmiş tüm emeklilerimizin 3 Temmuzda açıklanan Enflasyon farkı aylık 1.37 yıllık ise 35,05 ve Emeklilerimize 6 aylık Enflasyon farkı olarak 16.68 vereceksiniz. Her şeyi anladık iki gün önce evlerdeki doğalgaza yüzde 24,60 zam yaptınız. Motorin fiyatı 55 TL ye dayandı. Temel gıda alımı nerdeyse imkansız hale geldi. Emekli aç, açıkta ama Enflasyon yıllık 35.05 Yüzde yüz yapsanız bile Emeklinin maaşı açlık sınırına yetişemeyecek. Asgari ücret bile anlamsız kaldı. Emekliye yaşamayın ölün artık demek mi istiyorsunuz. Üç yıl öncesine kadar kök maaş diye bir şey bilmiyorduk. Maşallah nur topu gibi kök maaş sorunumuz oldu. Enflasyon canavarı ve TÜİK le boğuşurken. Dört milyon ve gittikçe artan kök maaşlı emeklilerin altı ay sonunda meclis düzenlemelerini yapıp yapmayacaklarını bekler hale geldik. Ülkemizde sorun haline gelmeyen hiçbir şey kalmadı. Eğitim, Sağlık, Ulaşım, Ekonomi, Siyaset ne varsa sorunlu. Emekli aldığı maaş yetmeyince çalışmak zorunda kalıyor. Zaten yaşı çalışmasına uygun değil ama ne yapsın iş arıyor geçimine katkıda bulunsun diye. Bu kez de iş yok. Temizlik işi yapmak istese bile iş yok, iş yok. İş arayanların sayısı 12 milyonu aştı. İş aramaktan umudunu keseler ise kaç milyon bilinmiyor. İş yok, ev yok, aş yok. Bizi anlayan, bizi dinleyen, sorunlarımıza çözüm üretecek birileri de yok. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bıçak kemikte. Emeklilerimize sabırlar diliyorum."

AKP İşçi Ücretlerini Eritti! Haber

AKP İşçi Ücretlerini Eritti!

Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu kamuda çalışan işçilerin devam eden maaş zammı görüşmeleri ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. "Kamu işçilerinin haklı mücadelesinde yanlarındayız" diyen Emep İl Başkanı Kökoğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Kamuda çalışan 600 bin dolayında işçiyi kapsayan kamu çerçeve protokolü görüşmelerinde iktidarın temsilcisi TÜHİS ikinci zam teklifini önceki gün sundu. Bu ikinci teklifte zam oranını %16’dan %17’ye çıkaran iktidar %1’lik bir artışı kamu işçilerine reva gördü. Bu zam teklifi kamu işçilerinin sefalete terk edilmesi demektir. Kamu işçilerinin geçim sorununu görmezden gelmektir, ciddiye almamaktadır, adeta işçiyle alay etmektir. AKP İŞÇİ ÜCRETLERİNİ ERİTTİ AKP iktidarı boyunca kamu işçilerinin reel ücretleri sistematik bir biçimde geriletildi. Kamu sanayi işçilerinin ücreti 2003 yılında 100 birim ise 2024’de 40’a kadar düştü. Yani 20 yıllık AKP iktidarında kamu sanayi işçilerinin satın alma gücü 2,5 kat azaldı. İşçiler AKP döneminde birikim yapamaz hale getirildi. Alım gücü düştükçe düşerken, temel tüketim maddelerini satın almak ve ay sonunu getirmek mucizelere kaldı. CEPLERİMİZ BOŞALTDI, SOYGUN VAR AKP iktidarının ekonomiden sorumlu bakanı Şimşek’in yaşanan ekonomik sıkıntıları işçi emekçilerin sırtına yıkma planı kamu işçilerini de bugünkü hale getirdi. Şimşek öncesi ailenin gıda harcaması için 300 Dolar yetiyordu, şimdi 640 Dolar gerekiyor. 15 yıl önce 15 yıllık asgari ücrete alınabilen ev için şimdi 33 yıl gerekli. Bu tablo gösteriyor ki; işçilerin %90 oranında zam talebi fazla değildir. Cebinden çalınanı geri istemektir. Ücretler artarsa enflasyon da artar yalanıyla, işçi ücretlerini baskılamayı planlayan Erdoğan-Şimşek ekonomi programı kamu işçilerine yoksulluğu, sefaleti, geçinememeyi getirmektedir. KAMUDAN METALE, GIDADAN HİZMETE, ASGARİ ÜCRETE KADAR TÜM ÜCRET MÜCADELELERİ ORTAKLAŞMALI Farklı sektörlerde çalışan yüz binlerce işçi büyük bir geçim sorunu yaşıyor. Ücret mücadeleleri hız kesmeden devam ediyor. İnsanca yaşayacak bir ücret için işçiler hem siyasi baskılarla, hem patronla hem de sendikal bürokrasiyle mücadele ediyor. Sorunlar ortaksa mücadeleler de ortaklaşmalıdır. Asgari ücretin sadece 1,7 katı ücret alan kamu işçilerinin mücadelesi, sözleşme dönemi başlayacak 120 bin metal işçisine de güç verecektir. Asgari ücretteki artış tüm ücretlerin artışına dayanak olacağı için zam mücadelelerinin birleşmesi de şarttır. KAMU İŞÇİLERİNİN MÜCADELESİ ÜLKENİN KADERİNİ DE DEĞİŞTİREBİLİR Kamu işçileri için mücadele bugün ilk defa yaşanan bir durum değil. 1987-93 yılları arasındaki kamu işçileri mücadelesi iktisadi, sosyal ve siyasal kazanımlarla sonuçlanmıştı. Ücretler yükselmiş, sendika bürokrasisi devrilmişti, 12 Eylül artığı Özal iktidarını yıkan kamu işçileriydi. 600 bin kamu işçisi bugün de ülkenin kaderinde etkili olabilir. Bu nedenle kamu işçilerinin mücadelesi desteklenmeli ve büyütülmelidir. Tüm sektörlerden işçileri ve emekçileri kamu işçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz. Şunu unutmamak gerekir, kamu işçilerinin kazanımı tüm işçilerin kazanımı olacaktır. Bu bilinçle hareket etmeli ve bu mücadeleye omuz vermeliyiz. Emek Partisi olarak diyoruz ki; Kamu işçilerinin geriye dönük kayıpları bir an evvel karşılansın. En düşük ücret yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın. Vergide adalet sağlansın. Bütün iş kollarına grev hakkı tanınsın."

TÜİK Çok Şakacı! Haber

TÜİK Çok Şakacı!

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz açıklanan nisan ayı enflasyon verilerini ve maaş artış oranlarını değerlendirdi. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "TÜİK çok şakacı!!! Enflasyon rakamını % 3 olarak açıkladı. 4 aylık toplam enflasyon % 13,06 Zamlar yağmur gibi gelirken emeklilerin maaşı yerinde saymaktadır. TÜİK Yıllardır şaka yapmayı çok seviyor. Emeklilerin her gün selaları veriliyor. TÜİK şaka yapmaya devam ediyor. Mizah yetenekleri öyle gelişti ki Mahkemeye bile Enflasyon paketinde neler var açıklamıyor şifreli bellek veriyor. Kimseyle paylaşma diyor. 22 yıl önce en düşük emekli aylığı ile 8,5 küçük altın alınıyordu bu günkü değer ile 55.845 TL. Bugün ise 14,469 TL ile 2.5 altın alınamıyor. Haziran ayında Kurban bayramı var. Emekliler kara kara düşünüyor. Bir yerlerden koku gelirde özenir miyiz diye. Kokusunu ve tadını unutmuş olsa da Kurban Bayramı işte. Enflasyonu %100 açıklasa bile Emeklinin alım gücünü artırabilir mi? Kira, Elektrik, Doğalgaz, su, temel gıda? Ne kadar alırsa oh diyebilir. Seyyanen zam bile çare değil artık. Açlık sınırı 24.035 TL Yoksulluk sınırı 78.292 TL. Emeklilerin maaşı 14.469 TL, İkramiye 4.000 TL. Nasıl şikayet edelim, nerelere başvuralım? TÜİK halimizden anlamıyor. İktidar gamsız. 4.000 TL yaptık daha ne olsun diyor. Bizler bu Dünyadan göçüyoruz haberleri var ama umursamıyorlar. “Emekliler olmasa bu bütçeyi ne güzel idare ederiz diyorlar. ”Daha önceki söylemlerinde bunu ifade ettiler, “16 Milyon emekli sürdürülebilir değil” diyerek. Vergiyi emekliden, çalışandan, memurdan alıyor sermayenin vergisini af ediyor. Sonra bütçede para yok diyor. Sosyal güvenlik, bireylerin hastalık, yaşlılık, kaza, işsizlik gibi durumlarda maddi güvencesini sağlayan bir sistemdir. Bizler kendi haklarımızı savunmaya çalışırken gelecekte insanların emekli olma şansı kalmayacak. SGK yasası artık güvenlik yasası olmaktan uzaklaşmıştır. Yasa acilen tekrar ele alınmalıdır. Yoksa gelecek hepimiz için kara olacak."

Emekli Derin Yoksulluğu Yaşıyor! Haber

Emekli Derin Yoksulluğu Yaşıyor!

Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şubesi tarafından ödenmeye başlanan Ocak ayı emekli maaşları ile maaşlara yapılan zamlarla ilgili bir basın açıklaması yapıldı. TÜED Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Değerli basın,  Emeklinin maaşları verilmeye başladı. Maaşını gören emekli tablonun ne kadar kötü olduğunu gördü. Bin altı yüz TL artmış. Bir kısım Emeklimiz de bu hafta bu kabusu yaşayacak. Eline geçmeden yapılan artışlarla maaşları eridi ve azaldı bile. Açıklamalarımızda bu kötü tabloyu anlatmıştık. Hala anlatmaya da devam ediyoruz.  Emekliler 40-45 yıl pirim ödeyerek emeklilik hakkını elde ettiler. Cumhurbaşkanı’nın dudakları arasından çıkan sözlerle değil, yasa karşısındaki haklarını istiyorlar. 22 yılda emeklinin maaşı %200 eridi. Bunu mevcut hükümet yaptı. Emeklinin, Dul, yetimin hakkını yediler, Hani inancımızda “Kul hakkı ile karşıma gelmeyin” diyordu yaradan. Geçen hafta Çalışma Bakanımız ağzından mı kaçırdı, kasıtlımı söylüyor bilemiyoruz. Bize göre kasıtlı söylüyor. “Emekli maaşlarının düzenli ödenebilmesi için çalıyoruz” Emekliler dikkatli olun yarın maaşlarınız ödenemeyebilir.  Ben söylemiyorum Bakan açıklıyor.   Emekliye maaş ödediğinizi mi sanıyorsunuz? Petrole ayda üç veya dört kere zam yapıyorsunuz. Doğalgaz, Elektriğe haberimiz olmadan güncelleme diyorsunuz, temel ihtiyaçlara ulaşmak mümkün değil. Enflasyon %44 öyle mi? Kimi kandırıyorsunuz.  14.469 TL yi biz size maaş olarak verelim siz bir ay yaşayın da görelim.   Emekli derin yoksulluğu yaşıyor. Kirasını, Doğalgazını, elektriğini ödeyemiyor. Çocuklarını besleyebilmek için Pazar artıklarını topluyor, Belediyelerin askıda yemek uygulamasını takip ediyor, askıda ekmek, simit ne varsa takip ediyor, siz ülkeyi yönetenler “daha beter olsunlar” der gibi. Hakları olan enflasyon farkını bile yarıya bölüp veriyor, seyrediyorsunuz. Yazıklar olsun!!!  Yardım aldığımız kurumları bile kıskaca alıyor yardım kaynaklarını engelliyorsunuz. Yaşama öl diyorsunuz ama biz direniyoruz. Ölmeyeceğiz. Hesap soracağız. Geçen ay asgari ücret belirlendiğinde bunu uyarmıştık 22.104 TL.  Emeklinin enflasyon rakamı 15.75 açıklanınca asgari ücreti unuttuk.  Beterin beteri varmış meğer.  Emekliler, Emekli dernekleri, Emekli Sendikaları, Sendikalar, STK lar, Belediyeler, Siyasetin Temsilcileri gelin bir arada olalım. Sorunumuz ortak bile demiyorum sorunumuz tek ve çözüm bekliyor. Ortak akıl bu sorunu çözecektir.   Emeklilere 5510 sayılı yasa ile tanınan TÜFE oranındaki artış bir zam değildir. Son altı ayda enflasyon ile kaybedilen ve verilmesi zorunlu olan haktır. Bunu bile yarıya bölüp vermeyi uygun görüyorsunuz. İktidara geldiğiniz günde Emekli 284 TL maaş alıyordu bu da asgari ücretin 1,5 katıydı. Günümüzde en düşük emekli aylığı asgari ücretin yarısına yakın. Sayın Cumhurbaşkanı bir ev sahibinin kirayı 7.500 TL ye çıkarınca “Senin hiç vicdanın yok mu?” demişti. Şimdi biz Cumhurbaşkanına, Çalışma bakanına, Maliye Bakanına, Merkez Bankası Başkanına sesleniyoruz!!! “Sizin insafınız yok mu?”   Siz, bizi yönetenler. Milyonluk arabalara binerken, saraylarda otururken, milyon, milyon maaşlar alırken vicdanınız hiç sızlamıyor mu?    Yaptığınız borçları, bu yıl ödenecek faizleri bilmediğimizi zannetmeyin. Sizin sorumsuz davranışlarınızın, yanlış politikalarınızın sorumlusu Emekli, Çalışan, Memurlar değildir. 18 milyon Emekliyi, 12 milyon İşsizi, 15 milyon Göçmeni biz oluşturmadık.   Suriyeli, Afgan, Iraklı, İranlı ülkelerine dönmüyor niye dönsün ki, Emekliden kestiğiniz parayı onlara hiç çalışmadan yardım olarak veriyorsunuz, sağlık hizmetini benden önce ücretsiz olarak yararlanıyor. Devlet daireleri onlara sonuna kadar açık. Emekli randevu bile alamıyor. Ülkemizin tüm dinamiklerini, yasalarını, adaletini, eşitlik ilkelerini, sağlık sistemini, eğitim sistemini, her şeyi, her şeyi bozdunuz.   Kendi kendimizi sorguluyoruz biz bu ülkenin vatandaşı mıyız diye?   Biz Emekliler bu ülkeye bağlı, namuslu, onurlu saygın insanlarız.  Emekli o vermediğiniz, veremediğiniz maaşlarından %20 KDV, konut vergisi,  Gelir vergisi, Sağlık pirimi (peşin ödemesine rağmen), ilaç katılım payı (GSS) ödemesine rağmen “Bu vergileri kendinize göre hukuksuz artırıyor ve alıyorsunuz.” Devletimize bağlı, vergisini veren, ülkesi için gerektiğinde canını bile veren vatandaşlarız.   Bizden daha ne istiyorsunuz? Sermayeden alamadığınız vergileri biz Çalışan, Memur ve Emekliden alıyor, Sermayenin vergisini ise af ediyorsunuz.  İnin sırtımızdan artık.  İnmiyor musunuz ?  Biz atmasını biliriz o zaman.   Çalışan için Çözüm SGK yasasının tekrar ele alınması. %27 maaş bağlama oranı ile emekli olunur mu? Ödediğin pirim bile bu orandan fazla. 40 yıl pirim ödeyeceksiniz, karşılığında en düşük emekli aylığı kadar maaş alacaksınız, İşte bu uygulama sürdürülemez. Emekliler için İNTİBAK yasasının Çıkarılması. 1999 yılında elimizden alınan hakların geri verilmesini istiyoruz.  4447 ve 5510 sayılı ek yasaları kabul etmiyoruz. Bu hükümetten önce; mutluyduk, istediğimizi alıyorduk, evimiz, arabamız vardı, Özgürdük. Artık değiliz. Bunlar yapılmaz ise eylemlerimiz sürekli olacak ve her gün büyüyecektir.  Sürekli Emekliyi, Çalışanı, Memuru gündemden düşürmeye çalışıyorlar ama bizler gündem yaratmaya, gündemde kalmaya devam edeceğiz ve haklarımızı er ya da geç alacağız."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.