SON DAKİKA
Hava Durumu

#Leyla Çam

Porsuk Haber Ajansı - Leyla Çam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Leyla Çam haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kadının Özgür Olmadığı Yerde Hiç Kimse Özgür Değildir Haber

Kadının Özgür Olmadığı Yerde Hiç Kimse Özgür Değildir

İYİ Parti İl Kadın Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanlığı tarafından 81 ilde eş zamanlı olarak kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olayları ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. İYİ Parti Eskişehir İl Kadın Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Leyla Çam tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Ülkemizin en can yakıcı gündem başlıklarından olan, iktidar ve ortaklarının ellerindeki tüm iletişim aygıtları ile oluşturdukları yapay gündemlerin gölgesinde unutturmaya çalıştıkları, sorunu ve tedbirlerini de göz ardı ederek kadınların göz göre göre katledilmesine seyirci kaldıkları “kadın cinayetlerini” gündemde tutmak ve çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmak için huzurlarınızdayız. 2025 yılının ilk 7 ayında; şüpheli ölümler dahil olmak üzere 342 kadın öldürüldü. Sadece son 13 gün içinde bile 15 kadın öldürüldü. Ve bu 15 kadından sadece 3 tanesi, kağıt üzerinde kalan “koruma kararlarına” sığınmışlardı. Bu rakamlar, hiçbir tedbir almayan, aldığı sözde tedbirleri de uygulamaktan aciz olan iktidarın utanç vesikasıdır. Hayattan ve aramızdan kopartılan 15 kadın, 15 hayat, 15 hayal, 15 umut, 15 Türkiye gerçeğinin isimlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Cinayete Kurban Giden Kadınların İsimleri Nazlı söylemez uyurken çocuklarıyla birlikte kocası tarafından öldürüldü. Sinem Topaloğlu boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından öldürüldü. 2 Yasemin Budak Diyarbakır’da aile meclisi kararıyla öldürüldü. Didem Örs Alacı eşi tarafından çocuğuyla birlikte öldürüldü. Saliha Akkaş boşanma aşamasındaki eşi tarafından öldürüldü. Fatıma Rahmani erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. Gonca Avcı boşanma aşamasındaki eşi tarafından öldürüldü. Tuğba Sağlam eşi tarafından öldürüldü. Neşe Karakaya kocası tarafından öldürüldü. Nilüfer Tuzlulu oğlu tarafından öldürüldü. Songül Perçem bir erkek tarafından öldürüldü. Doktor Semra Derya, Sedanur Bağdigen, Ezgi El, Teslime Hanedan ise “şüpheli ölüm” olarak kayıtlara geçtiler. 2020 yılında 21 yaşındaki Ceyda Yüksel’i, katleden sapık katil Serkan Dindar’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası; daha dün Yargıtay tarafından “suçun elem ve öfke ile işlendiği gerekçesi ile 18 yıla indirilmiştir. Üzülerek ifade etmeliyiz ki; Hukuk sistemimiz, kadınları değil failleri koruyan daha da ileri giderek kayıran bir hale gelmiştir. Kamuoyuna hatırlatmak adına; 22 yıllık iktidarlarının sonunda; AK Parti tarafından TBMM’de “Kadına karşı şiddet ve ayrımcılığı araştırma komisyonu” kurulmuş, Komisyonun başına da erkek bir milletvekili getirilmişti. 9 ay süren komisyon çalışmaları 3 Temmuz tarihinde tamamlanmış, hazırlanan rapor, TBMM Başkanı Sayın Kurtulmuş’a sunulmuştu. 3 Temmuz’dan bugüne kadar ise 76 kadın daha öldürüldü. 23 yıllık AK Parti iktidarı, ülkemizi her geçen gün gittikçe artan bir karanlığa sürüklerken bu karanlığın içinde en çok kadınlar ve çocuklarımız kayboluyorlar. İktidarın her kadın cinayetinden sonra slogan haline getirdiği o alışıldık “Sıfır Tolerans” sözünün; gerçek hayattaki ve sahadaki karşılığı; “Sıfır Tedbir”, “Sıfır Koruma”, “Sıfır Adalet”. “ Aile Yılı” sloganıyla kadını, evde, çocuk ve mutfakla sınırlamaya çalışan iktidar zihniyeti, Kadını birey olarak değil aile kurumunda bir figür olarak konumlayarak; “Kadına Karşı Şiddetin” cüret alanını yaratmaktadır. Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği de “Kadına Şiddetin” yol taşlarını döşemektedir. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Endonezya bile; 2025 yılı “Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde” 148 ülke arasında 135. Sırada yer alan Türkiye’nin önünde yer almaktadırlar. Sadece bu endeks ve sonuçlarının bile ilk okuması; Türkiye’de kadının yaşam hakkı başta olmak üzere bütün haklarında ortaçağ karanlığına sürüklendiğimizi ortaya koymaktadır. Bu tabloyu yaratanlar, bu tablodan mahcup olmayanlar. Aymazlıklarının sonucu olarak bugün hâlâ koltuklarında oturmaktadırlar. Kadınların, gerek iş gücüne katılımları gerekse siyasette yer almaları özellikle alt sınırda tutulmaktadır. Kadınları ekonomik olarak bağımlı hale getiren sistem ve sistemin mimarları ise her fırsatta “Eşitlik” vurgusu ile Türk kadının aklı ve iradesi ile adeta dalga geçmektedirler. Kadını mülk gibi gören, Kadının birey olması gerçeğini hiçe sayan, Kadının haklarını adeta gasp eden, Kadını korumayan, katillere iyi hal indirimleri ile cesaret veren, şiddeti cezalandırmayarak kalkan ellere cüret veren zihniyetin siyasi sorumlusu doğrudan, amasız fakatsız lakinsiz AK Parti iktidarının ta kendisidir. 6284 sayılı Kanun tavizsiz uygulanmalı, Bu kanunu uygulayacak tüm birimler ve kamu görevlileri eksiksiz denetlenmeli, Uygulayıcının inisiyatif alanları ortadan kaldırılmalı, · İstanbul Sözleşmesinin sağladığı uluslararası denetime imkan sağlanmalı, · Kadın cinayeti ve kadına karşı şiddette “Haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimine son verilmeli, · Şiddet izleme ve önleme merkezleri ve sığınma evleri etkin bir şekilde yeter sayıda hizmet vermeli, Kadının, statüsü güçlendirilerek eşit bir birey olarak toplumsal yaşamın her alanında, yer alması için ivedi tedbirler alınmalı ve derhal uygulamaya konulmalıdır. Çünkü biliyoruz ki; kadın özgür olmadığı yerde hiç kimse özgür değildir. Kadını güçlü kılmayan milletler güçlü değildir. Kadının öldüğü toplum, değerlerini öldürmüş demektir. Kadınlar ölmek istemiyor, özgür demokratik ve eşit birey olarak toplumda hak ettikleri gibi yaşamak istiyor. Bunu temin etmek İYİ Parti’nin en önemli sorumluluklarından biridir ve bunu için de her platformda mücadele etmiş ve etmeye devam edecektir."

Kadınların Haklarına Saldırıya Son Verin! Haber

Kadınların Haklarına Saldırıya Son Verin!

İYİ Parti Kadın Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Leyla Çam 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. İl Başkan Yardımcısı Çam İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; "Bugün, 8 Mart. Sadece bir kutlama günü değil, kadınların yüzyıllardır süren mücadelesinin, hakları için verdikleri savaşın sembolüdür. 167 yıl önce, New York'ta bir dokuma fabrikasında 129 kadın, insanca çalışma koşulları için mücadele ederken diri diri yakılarak katledildi. Bugün hâlâ, dünyanın dört bir yanında, kadınlar sadece insan gibi yaşamak, eşit haklara sahip olmak için ölüyor, öldürülüyor. Ve ne yazık ki Türkiye, bu karanlık tablonun en acı örneklerinden biri. Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri: Sistematik Bir Katliam Türkiye’de her gün en az bir kadın öldürülüyor. 2024 yılında şüpheli kadın cinayetleri de dahil 653 kadın hayattan koparıldı. Kadınlar, en yakınlarındaki erkekler tarafından katlediliyor. Mahkemeler “haksız tahrik indirimi” ile katilleri ödüllendiriyor. İktidar, yasaları uygulamak yerine kadınların haklarını budamakla meşgul. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla birlikte kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmaları zayıflatılmıştır. İktidar, kadınların hayatını korumak yerine, onları itaate zorlayan bir düzen inşa etmektedir. Kadınların bedenine, kıyafetine, çalışmasına, yaşam tarzına müdahale eden bu zihniyet, her geçen gün daha da pervasız hale gelmektedir. Buradan soruyorum: - Kaç kadın daha ölmek zorunda? - Kaç çocuk annesiz kalmalı ki harekete geçesiniz? - Şiddeti önlemek için daha kaç hayat feda edilmelidir? Bu ülkede her kadın potansiyel bir cinayet kurbanıdır. Ve bu gerçeğin sorumlusu, kadın haklarını hiçe sayan, yasaları uygulamayan, şiddeti önlemek için hiçbir somut adım atmayan mevcut iktidardır! Atatürk’ün Kadın Devrimine İhanet Ediliyor 1926 Türk Medeni Kanunu’nun kabulü ile birey olarak kabul edilmesinin ardından, 1934 yılında, Mustafa Kemal Atatürk, dünyada birçok ülkeden önce Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkını tanıdı. Kadınların eşit yurttaş olmasının yolunu açtı. Oysa bugün geldiğimiz noktada, kadınlar siyasette, ekonomide, sosyal hayatta arka plana itilmeye çalışılıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın temsil oranı hâlâ yüzde 20. Kadınlar siyasette erkek egemen yapının gölgesinde kalıyor. Kadın girişimciliği desteklenmiyor, kadın istihdamı artırılmıyor, kadınlar ekonomik olarak bağımsız olamasın diye her türlü engel çıkarılıyor. Kadınların kazandığı hakları geri almak için adeta sistematik bir saldırı var! Biz İYİ Parti olarak kadını yok sayan bu zihniyete geçit vermeyeceğiz! Ekonomik ve Sosyal Hayatta Kadınlar: Geri Bırakılan Bir Nesil Kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerde. Kadınların ekonomik özgürlüğü elinden alınarak, onları eve kapatma politikası yürütülüyor. Kadınlar çalışamazsa, ekonomik bağımsızlıklarını kazanamazsa, erkeklere muhtaç hale getirilirse bu düzen güçlenecek sanıyorlar. Ama yanılıyorlar! - Kadınların iş gücüne katılımı artırılmalı! - Kadın girişimciliğini destekleyen teşvikler genişletilmeli! - Eşit işe eşit ücret politikaları uygulanmalı! - Kadın istihdamını artıran projeler geliştirilmelidir! - Kadınların ekonomik özgürlüğü, Türkiye’nin kalkınmasının anahtarıdır! Kız Çocuklarının Eğitimi Ve Erken Yaşta Evlilikler: Suskun Devletin Suç Ortaklığı Kız çocukları eğitimden koparılıyor, çocuk yaşta evliliklere zorlanıyor. Çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi için güçlü yasalar çıkarılmıyor, mevcut yasalar etkin bir şekilde uygulanmıyor. - Kız çocuklarının eğitimi kesintisiz olmalıdır. - Çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmek için sert hukuki yaptırımlar uygulanmalıdır. Bir kız çocuğunu okuldan alıp evliliğe zorlayan, onu erkeğin insafına bırakan düzen ahlaksızdır, vicdansızdır! Bu zihniyet, kız çocuklarının hayallerini, geleceğini ve hayatını çalmaktadır!  İyi Parti’nin Vizyonu: Eşitlik Ve Özgürlük ve Adalet Mücadelesi Biz İYİ Parti olarak, kadınların hak ettikleri özgürlük, eşitlik ve güven içinde yaşayacağı bir Türkiye inşa etmek için buradayız.  - Kadın cinayetlerini durduracak hukuki reformları gerçekleştireceğiz! - Kadın istihdamını artıracak, ekonomik özgürlüğü teşvik edeceğiz! - İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönecek, şiddeti önlemek için somut adımlar atacağız! - Kadınların siyasette ve karar alma mekanizmalarında eşit şekilde temsil edilmesini sağlayacağız! - Kız çocuklarının kesintisiz eğitim hakkını garanti altına alacağız! - Kadınlar bu ülkenin geleceğidir. Ve kadınlar susmayacak!  Bugün 8 Mart, mücadele günüdür. 1934’te Atatürk’ün öncülüğünde elde edilen hakları korumak, kadınların yaşam hakkını savunmak ve gerçek anlamda eşitlik sağlamak için, biz varız!  Kadın cinayetlerinin, şiddetin, eşitsizliğin olmadığı bir Türkiye mümkün! Biz, bu ülkenin kadınlarını ikinci sınıf vatandaş olarak görenlere karşı dimdik ayakta duracağız! Kadın mücadelesi, Türkiye’nin mücadelesidir!"

Kadınlar Olarak Kolları Sıvamamız, Mücadele Etmemiz Gerekiyor Haber

Kadınlar Olarak Kolları Sıvamamız, Mücadele Etmemiz Gerekiyor

İYİ Parti Eskişehir İl Kadın, Aile Ve Sosyal Politikalar Başkanlığı tarafından 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı'nın verilmesinin 90’ıncı yılı dolayısıyla bir açıklama yapıldı.  İYİ Parti Eskişehir Kadın, Aile Ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Leyla Çam tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 90’ıncı yılını kutluyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.” Türk Kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının üzerinden tam 90 yıl geçmiş. Dünyanın pek çok ülkesinde kadınlar, Türk Kadınının seçme ve seçilme hakkını almasından sonra özgürleştiler. Fransız kadınları 1944’te, Japon kadınları 1945’te, Çin kadınları 1949’da, İsviçreli kadınlar 1971’de ve Kuveytli kadınlar 2005’te seçme ve seçilme hakkına kavuştular. Bize bu hakları veren başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyetimizin kurucularını rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Geldiğimiz noktada kadınların siyaset içinde eşit temsil oranına sahip olmaması üzücüdür. Bu eksikliği gidermek de yine Türk Kadınının vazifesidir. Dolayısıyla tüm kadınlarımızı genel olarak siyasete, özel olarak da İYİ Parti saflarında mücadele etmeye davet ediyoruz. Bugün eğer ki kendi vatanımızda hür ve müstakil bir şekilde yaşıyorsak, kendi bayrağımızın altında ezan sesini dinliyorsak, bunda cephede dövüşen erkekler kadar, Türk Kadınlarının da payı vardır. Türk kadını Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk devrimlerinin sahibi ve koruyucusudur. Seçme ve seçilme hakkına kavuşmamızdan 90 yıl geçtikten sonra, Cumhuriyet kadınları olarak bizim görevimiz; Atatürk’ün açtığı yolda, Türk kadınının hayatın her alanındaki haklarına kavuşmasını sağlamaktır. Gelecek yıllarda kadın cinayetlerinin olmadığı, kadının ikinci sınıf insan muamelesi görmediği bir Türkiye yaratmak istiyorsak, kadınlar olarak kollarımızı sıvamamız ve mücadele etmemiz gerekiyor. Bizler Tomrislerin, Asenaların, Kara Fatmaların, Gördesli Makbulelerin, Nene Hatunların, Sabiha Gökçenlerin ve Halide Ediplerin kızları olarak haykırıyoruz; Türk Kadınları burada olduğu müddetçe kimse yurdumuzu yıkamayacak, ocağımızı söndüremeyecektir. Ne mutlu Türküm diyeni, ne mutlu Türk Kadınıyım diyene!."

İYİ Parti ''Şiddet ve Şiddetle Mücadele Çalıştayı'' Düzenleyecek Haber

İYİ Parti ''Şiddet ve Şiddetle Mücadele Çalıştayı'' Düzenleyecek

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kadın, Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Kevser Ofluoğlu, İl Kadın Politikaları Başkanı Leyla Çam ve kadın üyelerin katılımıyla son günlerde meydana gelen kadına yönelik şiddet olayları ve kadın cinayetleri ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi.  ''Bugün burada toplanmamızın sebebi, ülkemizde kadınların yaşam hakkını ellerinden alan şiddeti önleyemeyen ve caydırıcı tedbirleri hayata geçiremeyen bir yönetimin acı sonuçlarını paylaşmak ve bu konuda İYİ Parti olarak yapılması gerekenleri vurgulamaktır. Türkiye'de son 10 günde 15 kadın, 2024 yılı boyunca ise 311 kadın katledildi. Daha iki gün önce Gaziantep'te akli dengesi yerinde olmadığı iddia edilen bir erkek, hamile eşini ve dört çocuğunu vahşice katletti. Bu, kabul edilemez bir tablodur. Psikolojik sorunlar, kadına yönelik şiddetin tek sorumlusu gibi gösterilerek hükümetin etkin politikalar üretmemesi asla kabul edilemez. Son yıllarda yargı sistemimiz, kadın cinayetlerinde adaletin sağlanmasında büyük bir zafiyet göstermektedir. Haksız tahrik ve iyi hal indirimleri, cinayetleri adeta teşvik eden bir hal almıştır. Erkek katiller, mahkeme salonlarında mağdurları bir kez daha öldürmektedir. Son dönemde alınan kararlar, bu yargı pratiğinin ülkemizdeki şiddet kültürünü beslediğini açıkça ortaya koymaktadır. Haksız tahrik indirimi uygulanan birkaç örnek vermek gerekirse; 2019 yılında İbrahim Köksal, kendisini aldattığı bahanesiyle Sibel Köksal’ı kabloyla boğarak ve ardından bıçaklayarak öldürdü. Davada İbrahim Köksal’a tahrik indirimi uygulandı ve yalnızca 22 yıl hapis cezası verildi 2020 yılında Sadife Yüzer, "çocuğun kendisinden olmadığı" iddiasıyla kocası tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Haksız tahrik indirimi uygulandı ceza düşürüldü. Yapılan DNA testinde çocuğun kendisinden olduğu belirlendi. 2021 yılında Emine Akgül, boşanma sürecinde ve hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi tarafından öldürüldü. Mahkeme katilin evde erkek sesi duyduğunu söylemesini "ağır tahrik" olarak kabul etti ve cezayı indirdi. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen belirli suçlara ilişkin cezalara uygulanan ‘haksız tahrik’ indiriminin kadına karşı şiddet suçlarının cezalarında uygulanması kaldırılmalıdır. Toplumun bu acı gerçeklere karşı sesini yükseltmesi gerekmektedir. Şiddeti meşrulaştıran, normalleştiren ve caydırıcılığını kaybeden hukuk sistemimizin acilen gözden geçirilmesi ve kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı köklü bir zihniyet değişikliğine gidilmelidir. Biz İYİ Parti olarak, iki aydır hazırlığını sürdürdüğümüz ve 16/17 kasımda icra edeceğimiz, şiddet alanında konusunun uzmanı akademisyenler, STK başkanları, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, psikolojik danışmanlar ve barolar birliği temsilcisi avukatların katılımı ile “ŞİDDET VE ŞİDDETLE MÜCADELE ÇALIŞTAYI “ düzenleyeceğiz. Bu çalıştayda; disiplinler arası bir yaklaşımla, şiddeti yaratan faktörleri belirleyerek okul öncesi dönemden başlayarak toplumsal değişimi sağlamak ve bu sayede şiddete uzun vadede kalıcı çözüm üretmek, halen toplumda yaşanan şiddeti önlemeye yönelik ivedilikle alınabilecek caydırıcı, önleyici hukuksal tedbirleri ortaya koyarak farkındalık yaratmak ve bilimsel veriler ışığında parti eylem planını oluşturmak hedeflenmiştir. Bir çalıştay bildirgesi ile de elde edilen sonuçlar ilgili kurum/kuruluş ve siyasi partilerle paylaşılacaktır. Bizler şiddete karşı mücadelemizde samimi ve kararlıyız. Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve kadınların güvenliğinin sağlanması için faillerin ve süreç içerisinde yer alan kurumların hesap vermesini sağlamalı, kanunlardaki eksiklikler giderilmeli, şiddeti önleyici politikalar derhal hayata geçirilmelidir. Kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan, caydırıcı ve etkin politikalar vakit kaybetmeksizin belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Kadına yönelik ayrımcılığa neden olan, kadına yönelik şiddeti onaylayan, yeniden üreten tüm olumsuz yargıların ve geleneksel tutumların değiştirilmesi amacıyla tüm topluma etki edecek bilinçlendirme, farkındalık ve zihniyet dönüşümü seferberliği başlatılmalıdır. ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ etkin bir şekilde uygulanmalı, caydırıcılık ve adil cezalar açısından infaz yasasında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. İYİ Parti olarak, bu acı tabloya karşı durmaya ve kadınlarımızın yaşam hakkını korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Artık her bir kadının yaşam hakkı güvence altına alınmalı, adalet gerçek anlamda sağlanmalıdır. Kadınların eşit haklara sahip olduğu, özgür ve güvenli bir Türkiye için mücadele etmeye devam edeceğiz. Artık bu ülkenin kadınları yalnız değil. Adaletin sağlanması için tüm kararlılığımızla çalışacağız.''

Bir Türk Kadını Olarak Utanç Duyuyoruz! Haber

Bir Türk Kadını Olarak Utanç Duyuyoruz!

İYİ Parti Kadın ve Aile Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Leyla Çam Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan hijyenik ped desteğine destek verdi.  İl Başkan Yardımcısı Çam yaptığı açıklamada hijyenik ped desteğini eleştiren AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Özlem Ünalır'a da tepki gösterdi. İl Başkan Yardımcısı Çam yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından ekonomik durumu yetersiz olan kadınlara yönelik olarak başlatılan hijyenik ped desteğini önemli ve değerli bir hizmet olarak görüyoruz. Üstelik tek adam rejiminin kelimenin tam anlamıyla çökerttiği bu ekonomik ortamda, hijyenik ped almanın giderek zorlaştığı da ortadadır. Ayrıca söz konusu yardımın bilboardlar vasıtasıyla duyurulması da isabetli bir karardır. Ancak iktidar kanadının bu konuda cinsiyetçi ve kadını ötekileştiren çağ dışı tutumunu sürdürdüğünü esefle görüyoruz. Son olarak İktidar Partisinin Kadın Kolları Başkanının, sanki kendi kadınlığından utanırmış gibi yaptığı açıklamaların, yenir yutulur yanı yoktur. Kadınların aylık döngülerinde hijyenik ped kullanmasının utanılacak bir yanı yoktur. Ayrıca bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nin ekonomik durumu yetersiz kadınlarımıza destek vermesi ve bu hizmetini duyurmak için bilboard kullanması kadının mahremiyetine saygısızlık değildir. Kadının bedeninden ve kişiliğinden utanması mı gerekmektedir? Asıl utanması gereken talihsiz açıklamalar yapan iktidar partisi Kadın Kolları Başkanıdır. AK Partili mevkidaşımın söz konusu açıklamalarından bir Türk Kadını olarak utanç duyuyoruz. Kendisini yaptığı açıklamalardan dolayı Türk Kadınlarından özür dilemeye davet ediyoruz.''

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.