SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kongre

Porsuk Haber Ajansı - Kongre haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kongre haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir Güven Tazeledi Haber

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir Güven Tazeledi

Zafer Partisi Eskişehir 2'inci Olağan İl Kongresi Genel Başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın katılımıyla Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kongreye Genel Başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ, Genel Merkez Yöneticileri, Siyasi Parti ve Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ve partililer katılım sağladı. Kongrede açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Hasan Demir şu ifadelere yer verdi; "Zafer Partisi, Türk'ün Ergenekon'dan çıkışının temsili, 21. yüzyıla yansımasıdır. Zafer Partisi, Göktürk Kağanlığı'nın kurulduğu sürece kadar zaman zaman maalesef daraltılan ve tekrar dirilişi yaşayan Türk milletinin yeniden bir araya geldiği siyasi, hem kültürel, hem ekonomik, her şeyin içerisinde bulunduğu yapıdır. Bu anlamda Zafer Partisi'nin mevcudiyeti ve büyümesi, Türk milletinin geleceği açısından çok önem arz etmektedir. Biz görüyoruz ki 4 sene süre zarfında çok ciddi ivme kazandık, çok güzel işler başardık. Bu başarıları kendi adıma değil, tüm teşkilatım ve inananlar adına başardığımızı bilerek, özellikle onlara, omuz omuza mücadele aşklarından dolayı hepinizin önünde şükranlarımı, saygılarımı, hürmetlerimi borç biliyorum. İyi ki varlar, iyi ki Zafer Partisi var." dedi. Genel Başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Çok değerli Eskişehirliler, çok değerli Zafer Partililer. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Birinci kongrede de buradaydım. Şimdi ikinci olağan kongrede aranızda olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ancak bu mutluluğumuz, 20 genç kardeşimizin elim bir kazada şehit vermemizden dolayı gölgelendi. Dün yurdumuzun değişik şehirlerinde ve bu arada Eskişehir'de 20 vatan evladını dualarla toprağa verdik. Çünkü bu vatan evlatları, hayatlarının baharında bu ülkeye daha uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetlerinin bünyesinde kahramanca hizmet etmeye hazırlanırken, kardeş Azerbaycan'dan Türkiye'ye dönüşleri sırasında 1969 model bir kargo uçağının düşmesi neticesinde şehit oldular. Bu uçağın neden düştüğü araştırmalarla ortaya çıkacak. Ancak bu aşamada söyleyeceğimiz şey şudur: Türk Hava Kuvvetlerinin çok hızlı hem savaş uçaklarının hem de kargo uçaklarının modernize edilmesi, bakımlarının daha iyi yapılması ve bu kadar yaşlı olan uçakların da artık servis dışına çıkması gerektiği anlaşılmalı, görülmelidir. Eğer bu ülkeyi yönetenler 1969 model uçaklara kendileri binmiyorsa, evlatlarımızı da bindirmemeliyiz. Değerli Zafer Partililer, bugün 15 Kasım 2025. 17 Kasım, yani iki gün sonra Silivri Cezaevinde 5 ay rehin tutulduktan sonra serbest bırakılmamın üzerinden de 5 ay geçmiş olacak. Bu 5 ay Silivri'de geçirdiğim 5 ay, onun önüne de bir 4 ay koyun, yani aşağı yukarı 14 aydan beri devam eden PKK ile müzakere sürecinden ülkemizin geçtiğini görüyoruz. Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Öcalan ve PKK ile müzakereler, pazarlıklar yapılarak bir kırılma noktasına doğru sürüklenmesini engellemenin mücadelesini veriyor. Zafer Partisi, Cumhuriyetimizin bir kaza kırıma uğramaması için son kale, son siper ve son mevzidir. Zafer Partisi'nin ardı Cumhuriyettir, Zafer Partisi'nin ardı vatandır. Siz Zafer Partililer, her biriniz Çanakkale'de, Sakarya'da ve Büyük Taarruz'da savaşan dedelerimizin sahip olduğu vatan sevgisi, bilinci ve kararlılığıyla mücadele etmek zorundasınız, zorundayız ve bu bilinç ve bu kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik içeriden ve dışarıdan çok ağır saldırıların gerçekleştirildiğini görüyoruz. İstiklal Harbimiz sırasında içeride ve dışarıda Türk milletinin İstiklal hareketini sabote etmeye, imha etmeye çalışanların torunlarının yine aradan 100 sene geçtikten sonra işbirliği yaparak milli, üniter, laik Türkiye Cumhuriyeti devletini bir felakete sürüklemek istedikleri çok net görülüyor. PKK'sı, IŞİD'i işbirliği yapmışlar ve sözde dincisi, bölücüsü hep birlikte Türkiye Cumhuriyeti topraklarını parçalamak ve bu toprakların bir bölümü üzerinde Müslüman bir İsrail kurmak için el birliğiyle çalışıyor ve Türk milletine, Türk devletine saldırıyorlar. Bakın, İmralı'da terör örgütüyle konuşmasına izin verilen terörist başı karşısına görüntülü olarak çıkartılan terör örgütü elebaşlarıyla yapmış olduğu konuşmada şöyle söylüyor: "Suriye devletinin dağılmasıyla beraber yeni bir durum var. Gerek İran gerek Irak'ın da içinde bulunduğu durum kars çizgisini aşmıştır. Suriye ve Irak dağıldı neredeyse. 100 yıl önce yapılmış Musul anlaşması var, gizli maddeler var denilir, bilemeyiz. Ayrıca Sykes-Picot Anlaşması'nın da şartı bu sözünü ettiğim rejimlerin ayakta kalması şartına bağlıydı denilir. Şimdi o devletler ne haldedir görüyoruz." Bunları söyledikten sonra Abdullah Öcalan, 'Bir de Lozan için geçerliliği 100 yıldır. Onu da geçenlerde kutladık zaten' diyor. Bu yüzden yeni bir durum var. Gerek İran, Suriye ve Irak'taki durum ile mevcut Sykes-Picot durumu değişmiştir. Yeni bir durum var. Türkiye’nin de ciddi bir anayasa sorunu var. İfade edilen çok açıktır. Terörist başı Öcalan: “Irak parçalandı, Suriye parçalandı, İran parçalanacak. Kars Antlaşması aşılmıştır.” ve “Ortadoğu’yu I. Dünya Savaşı’ndan sonra kuran antlaşmalar aşılmıştır. Buradaki devletler yıkılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de millî üniter, laik devlet kimliğini terk edecektir. Lozan bitmiştir.” diyor. 20. yüzyılın başında, İstiklal Harbimizin hemen sonrasında Lozan’da Musul vilayeti meselesi halledilmedi. Genç Cumhuriyet, İngilizlerin ve Lozan’da İngiliz’in müttefiki olan güçlerin baskılarına karşı çıktı. Musul vilayetinden vazgeçmedi. Lozan’da o mesele açık bırakılarak antlaşma imzalandı. Cumhuriyet, evindeki kısıtlı kaynakları Musul vilayetini zor kullanarak geri almak üzere hazırlık yaparken, Şeyh Sait isyanı İngilizler tarafından çıkartıldı. “Bir Türk öldürmek 70 kâfir öldürmekten daha hayırlıdır.” diyerek isyana kalkan Şeyh Sait denilen vatan haini sonunda, isyancılar bozularak, dağıtılarak, yok edilerek, tutuklanarak isyan bastırılırken yakalanıp Diyarbakır’a getirildi. Diyarbakır’da İstiklal Mahkemesi’nin önünde hesap verdi ve vatan haini olarak asıldı. Şimdi Şeyh Sait’e sövenlere Cumhuriyet savcıları şikâyet üzerine manevi şahsiyete hakaret davası açıyorlar. Biz de şaşkınlıkla izliyoruz. Bu vatana ihanet edenlerin, elini Türk askerinin, memurunun, kadınının, çocuğunun kanıyla yıkayanların manevi şahsiyeti mi olur? Tüküreyim onların şahsiyetine, diyorlar. Yarın, Abdullah Öcalan denilen bebek katiline "bebek katili" demek, "terörist" demek yasak hâle gelecek. Böyle bir zulüm olabilir mi? Vatana ihanet, vatana ihanettir. Şeyh Said, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, Türk milletine İngiliz emperyalizmi adına ihanet etmiştir ve belasını bulmuştur. Ancak, bu alçakça isyandan, bu haince isyanın türü, Cumhuriyet, Musul vilayetini ilhak politikasını durdurmak zorunda kalmıştır. Böylece genç Cumhuriyet, ihtiyaç duyduğu ve ülkemizin çok daha hızlı gelişmesini sağlayacak zengin petrol kaynaklarından mahrum kalmıştır. Musul vilayeti ilhak edilseydi hem ülkenin hızlı ekonomik kalkınması gerçekleşecekti hem de Kürt meselesi diye sunulan meselenin Cumhuriyet sınırları içerisinde toptan halli çok daha kolay olacaktı. Amacın Türkiye'nin demokratikleştirilmesi olmadığını gayet iyi biliyoruz. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barak geçtiğimiz günlerde "İsrail bölgede ulus devlet istemiyor" dedi. Ulus devlet olan Irak parçalandı, Suriye parçalandı. Şimdi ise İran'a yönelik büyük bir saldırı hazırlığından bahsediliyor ve bu saldırı gerçekleşecek. İran da parçalanacak, bunun propagandası yapılıyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın 17 Temmuz'da Ankara'da "bundan sonra AK Parti, MHP, DEM birlikte yürüyeceğiz" diye açıkladığı DAM ittifakı da Türkiye Cumhuriyeti Devleti ulus devletini yıkarak Türkiye'yi çok uluslu bir federasyona doğru kendiliğinden götürmek için gereken adımları atmaya başlamış görünüyor. Numan Kurtulmuş 19 Mayıs 2025'te gençlere yapmış olduğu konuşmada bunu açıkladı. "Amerikalılar Ortadoğu'ya geldiler, Ortadoğu'yu dağıttılar. Irak'ı, Sudan'ı, Suriye'yi, Lübnan'ı parçaladılar. Eğer biz şimdi Kürtlerle barışmazsak aynı şey bizim de başımıza gelir" dedi. Numan Kurtulmuş, siz ne dediğinizin farkında mısınız? PKK'ya nasıl Kürtler diyebilirsiniz? Milyonlarca vatansever, "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyen, Türk bayrağı için mücadele eden, hayatını veren, kanını veren, terini veren Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da yaşayan yurttaşımızın temsilcisi olarak PKK'yı ve terör örgütünü nasıl gösterirsiniz? Ama görüyoruz ki Türk milli, üniter ve laik devleti Öcalan'la yapılan pazarlıklarla ve Anayasa'nın Öcalan'ın talepleri doğrultusunda değiştirilmesi ile demonte ediliyor, sökülüyor. Böylece İsrail'in bölgede ulus devlet istemediği şeklindeki talebi yerine getirilmiş oluyor. Çok ilginç, değil mi? Türk, Kürt, Arap diye milleti ayrıştırıyorsunuz. Cumhurbaşkanı yardımcısının birisi Kürt olsun, birisi Alevi olsun diye Türkiye'yi Lübnanlaştırıyorsunuz. Anayasanın 66. maddesi, Anayasanın 42. maddesi değişsin diyerek milletvekillerinizi konuşturuyorsunuz. Ve Türkiye'yi adeta Irak'ın, Suriye'nin ağır saldırılar sonunda iç savaş yaşayarak geldiği duruma, hiç mücadele etmeden kendi elinizle sokmak istiyorsunuz. Bu nasıl bir strateji? Türkiye'yi Suriye'yle, Irak'la nasıl karşılaştırırsınız? Siz, yönettiğiniz devletin büyüklüğünün ve gücünün farkında değil misiniz? Türk milletinin ve Türk devletinin dünya tarihindeki en kadim, en köklü millet ve devletlerden birisi olduğunu hala anlamadınız mı? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, emperyalizmin işgali sonunda kurulmuş Irak ve Suriye gibi 2 devlet değil. Biz manda döneminden gelmedik. Biz, İstiklal Harbi sonucunda Batı emperyalizmine Türk süngüsü ve Türk kanıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığını dayattık. En azından bunun farkında olmanız gerekir. Ve şimdi siz, Türkiye'yi çok uluslu bir federasyona doğru sürükleyeceksiniz. Ve diyorsunuz ki: "Biz PKK ile hiç pazarlık yapmadık, yapmayacağız, taviz vermeyeceğiz." Pazarlık yapmamış haliniz, taviz vermemiş haliniz buysa, bir de pazarlık yapıp taviz verseydiniz ne olacaktı acaba? Değerli Eskişehirliler. PKK'nın Kuzey Irak'ta yaptığı mangal partisi kıvamındaki sözde silah bırakmasından sonra PKK'nın hapishanelerdeki çok ağır cezalar almış, işledikleri ağır suçlardan ötürü mensupları serbest bırakılmaya başlandı. Ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir Öcalan Komisyonu kuruldu. Milli Birlik ve Kardeşlik değil, bu bir Öcalan Komisyonudur. Bu Öcalan Komisyonundaki amaç, Türk milletini Abdullah Öcalan ve PKK'nın talepleri doğrultusunda Anayasa ve yasalarda yapılacak değişikliklere hazırlamaktır. Ve bu komisyonun çalışmalarını yakından izliyoruz. Şimdi bu komisyonun gelip tıkandığı nokta sizler de görüyorsunuz: Öcalan'la İmralı'ya gidip görüşecek heyet kimlerden oluşacak, nasıl gidilecek? Ancak görünen o ki İmralı'ya bir heyet yollamak yerine şimdi düşünülen şey, heyetle Türkiye Büyük Millet Meclisindeki heyetle terörist başı Öcalan'ı görüntülü olarak bir araya getirmektir. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi, ister ayağına gitsin ister görüntülü görüşsün, PKK terör örgütünün kurucusu, terörist başı, KCK'nın kurucusu, 1999'da cezaya çarptırıldıktan sonra içeride suç işlemeye devam eden ve bugün de suç işleyen Abdullah Öcalan'la görüşecek. Bu nasıl bir iş? Bunu Türk milletine nasıl anlatacaklar? Ama biz biliyoruz ki Türk milleti bu süreci ibretle, kızgınlıkla ve öfkeyle izliyor ve hesabını da sandıkta sormaya hazırlanıyor. Yine önümüzdeki günlerde Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılacağı anlaşılıyor. Selahattin Demirtaş, bir barış güvercini, bir halk ozanı gibi sunuluyor. Selahattin Demirtaş neden içeri girdi? Kobani olayları denilen, 35 ilimizde, 121 ilçemizde meydana gelen; 54 kişinin öldüğü, 326’sı güvenlik gücü olmak üzere 761 kişinin yaralandığı ayaklanmayı bilfiil kışkırttığı, kitleleri sokağa çağırdığı ve ayaklanmaya çağırdığı için 42 yıl hapis cezasına mahkûm oldu. Bu çağrı sonrasında 201 okul tahrip edildi. Yüzlerce araç yakıldı. Abdullah Öcalan'a heykel dikeceğini söyleyen bu adam mı, suçsuz ve barışın, demokrasinin önünü açacak? Yine son günlerde, hani YPG silah bırakacaktı, kendisini feshedecekti... Bunun da olmayacağını gördüler. YPG’den bahsetmek yerine, hükümet yetkilileri, Suriye’deki PKK'lılardan bahsederken SDG lafını kullanıyorlar. Böylece YPG’yi hafızalardan sileceklerini zannediyorlar. Ama Türk milleti, en son Ankara’da TUSAŞ’ı basan YPG’li teröristleri daha unutmadı ve unutmayacak. Bize YPG’yi SDG diye yutturup, PKKistan’ın kurulmakta olduğu gerçeğini Türk milletinden gizleyemeyeceksiniz. PKK terör örgütü aynı zamanda bir narkotik çetesidir. On yıllar boyunca Türkiye'ye karşı sürdürdüğü terör eylemlerini Batılı servislerin de önünü açmasıyla, uyuşturucu kaçakçılığıyla ve haraç, sistematik haraç politikalarıyla finanse etmiştir. Ve uyuşturucudan kazanmış olduğu, haraçtan kazanmış olduğu paraları Batı sistemi aklamasına ve bankalarına yatırılmasına izin vermiştir. Şimdi duyuyoruz ki Abdullah Öcalan bu paraları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne aktarabileceğini söylüyormuş. Bu Cumhuriyetin uyuşturucu gelirine ihtiyacı yok. Çok utanmazca bir teklif bu. Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni satın alabileceğinizi mi düşünüyorsunuz, teröristler? Ve Öcalan daha ilk gün, bu sürecin ilk adımı olan konuşmada ifade edildiği gibi, umut hakkıyla serbest kalmaya hazırlanıyor. Kim söylüyorsa ki Öcalan serbest kalmayacak, doğruyu söylemiyor. Değerli Zafer Partililer, değerli Eskişehirliler, eğer bu süreç böyle devam ederse Abdullah Öcalan serbest kalacaktır. Serbest kalmakla kalmayacak, Türkiye'de siyaset de yapacaktır. Ve biz de Zafer Partisi olarak, kuruluş felsefesinin yılmaz ve kararlı temsilcileri olarak Türkiye'yi adım adım gezerek bu gerçekleri Türk milletine anlatmaya devam edeceğiz. Karaman'da mitingde anlattık, Antalya'da mitingde anlattık. Ertesi gün beni gözaltına alıp tutukladılar. Çıktık, Bursa'da panelde anlattık. Adana'da panelde anlattık. Gaziantep'te, Denizli'de, Manisa'da, Aydın'da panelde anlattık. Bugün Eskişehir'de burada size anlatıyorum. 22'sinde Zonguldak'ta Zonguldaklılara anlatacağım. 28'inde Mersin'e gideceğim, Mersinlilere anlatacağım. Özetle Türkiye'yi dolaşacağız. Sizin komisyonunuz varsa, bizim de millet meclislerimiz halkın içinde buradalar. Biz de burada konuşmaya, anlatmaya devam edeceğiz. Hiç kimse bizden, vatanımızı savunmamamızı, Türkiye Cumhuriyeti'nin İstiklal Harbi ile atılmış temellerinden vazgeçmemizi beklemesin. Vatanımızı, milletimizi ve devletimizi kararlılıkla savunacağız. Bu Cumhuriyetimizin kırılma anı bize dayatılmak istenirken, ülkemiz ağır bir ekonomik buhrandan, yedi yıldan bu yana devam eden bir ekonomik buhrandan geçiyor. 2025 son aylarına geldiğimiz 2025, çok ama çok zor geçti. Dar gelirliler için çok zor geçti. 16 milyon emekli, dul ve yetim için çok zor geçti. 6 milyon asgari ücretli için çok zor geçti. Milyonlarca işsiz için çok zor geçti. Yüzde 50 faizle yatırım yapmanın mücadelesini veren ve pahalılaştırılmış TL'den dolayı ihracatla dünyayla rekabette zorluk çeken sanayici için zor geçti. Ekonominin omurgasını oluşturan, istihdam yaratan, vergi veren, parayı ve malı çeviren esnaflarımız için çok zor geçti. Her geçen gün artan girdi maliyetlerinden ötürü artık her gün zarar eden çiftçi için çok zor geçti. Ama bu 2025 yılı da 2024, 2023, 2022, 2021, 2020 ve ondan öncesi gibi, bazıları için de çok kolay ve çok verimli geçti. Kimdir o çok kolay ve verimli geçenler? Kur korumalı mevduatla milyarlarca dolar rant geliri elde edip 0 lira vergi ödeyenler için çok iyi geçti. İktidara yakın oldukları için bütün ihaleleri alan şirketler için çok iyi geçti. Vergi muafiyetleriyle kendilerinden bu sene 3 trilyon Türk lirasına yakın vergi alınmayanlar için çok kolay geçti. Bir ailede her birisinin bir işte olup ayrıca dört beş işten maaş, hakkı huzur alan o küçük azınlık için çok iyi geçti. Ama bunların hepsini toplasanız oranları yüzde 10 bile değil. Yüzde 90, fakirlik ve sefalet içerisinde. Bunun bir bölümü sosyal yardımlarla ayakta durmaya çalışırken, bu umutsuzluk ortamında gençlerimiz yurt dışında istikbal arayışı içerisine girdiler. 8 yıldan bu yana dar gelirlilerin, sabit gelirlilerin millî gelirden almış olduğu pay azalıyor. Ve 2026 yılı ne yazık ki 2025 yılından çok daha zor geçecek. Sanayi bir çöküş süreci içerisinde. 30 yılda oluşturduğumuz tekstil sanayinin şimdi elimizin içinden kayıp gittiğini görüyoruz. 5 milyar dolar tutarında bir sermaye sadece tekstilde Mısır'a gitti. 364 bin tekstil işçisi işsiz kaldı. Her bir işçinin yanına eşini ve iki çocuğunu koyun, 1 milyon 200 bin kişiden bahsediyoruz. Büyük bir rakam bu. Almanya'da bir iş adamı kredi aldığı zaman yüzde 3 faiz öderken, Türk iş dünyasından yüzde 50 faizle yatırım yapması bekleniyor. Nasıl istihdam yaratacaklar? Nasıl işsizlere yeni iş açılacak? Mümkün mü? Hayır, değil. Ya esnaf? Esnafın kapısında maliyeci elinde ceza faturasıyla geziyor. Ve çiftçi? Çiftçi, gülü çevirmekte zorlanırken, Amerikan çiftçilerine Türkiye'ye gümrüksüz ürünlerini satması imkanı veriliyor. Buradan çıkış ancak Zafer Partisinin Zafer Ekonomisi programıyla mümkündür. Buradan çıkış ancak neoliberal ekonomik politikaları ait olduğu yer olan tarihin çöplüğüne atarak, 21. yüzyıla uygun, devletin de ekonomide itici bir rol oynadığı, sürdürülebilir planlı kalkınmayla, ülkenin bütün millî kaynaklarının bir seferberlik havasında yatırıma dönüştüğü ve iş insanlarımızın önündeki engellerin kaldırıldığı, talanın, soygunun durdurulduğu bir ortamın sağlanmasıyla bu ekonomik kriz aşılabilir. Bu ekonomik krizin aşılması, ancak bu ülkede düşman ceza hukuku uygulamalarına son verilerek, adaletin tesis edilmesi ve ekonomiyi ayakta tutacak sağlıklı bir eğitim sisteminin gerçekleşmesiyle mümkün olabilir. Türk milletine söz veriyoruz. Temiz kadrolarla ve güçlü bir programla bunları yapmaya talibiz." dedi. Mevcut İl Başkanı Hasan Demir'in tek aday olarak girdiği kongrede Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu; "Hasan Demir, Ahmet Yalçın, A. Muammer Harmancı, Arben Sürdemir, Bekir Şan, Berna Subaşı, Burak Gündüz, Çetin Ercan, Dilek Bayraç, Elif Derman, Erdem Sütçü, Fatma Demir, Hakan Döken, İbrahim Bal, İbrahim Tokkan, İbrahim Yıldıran, İlayda Güngör, Oğuzhan Aydoğdu, Özer İnal, Özlem Bozkaya, Ramis Tunca, Selim Arslangiray, Senih İlik, Suat Arabacı, Tülay Atay" İl Disiplin Kurulu Asil Üyeler Kamilcan Amasyalı, Beyti Alkan, Mustafa Duran, Murat Koçak, Yasin Gök, Murit Önder, Gökhan Dilli Üst Kurul Delegeleri Asil Üyeler Hasan Demir, Selim Arslangiray, Ahmet Yalçın, Burak Gündüz, Dilek Bayraç, Ramis Tunca, Kemal Güner Poyraz, Murat Serin, Selim Doruk, Resul Soysal, Muhammed Demir, Hakan Döken, Sibel Gelen, Uğur Bahar, Engin Ürüven, Senih İlik, İbrahim Yıldıran, İbrahim Tokkan, Çetin Ercan"

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan Güven Tazeledi Haber

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan Güven Tazeledi

İYİ Parti Eskişehir 4'üncü Olağan İl Kongresi, Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu’nun katılımı ile Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu'nun katılımı ile gerçekleştirilen kongreye, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, İYİ Parti Milletvekilleri, İYİ Parti Genel Merkez Yöneticileri, Siyasi Parti Temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ile partililer katıldı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan İlçe Başkanı Serdar Ulucan şu ifadelere yer verdi; Saygıdeğer Genel Başkanım, Değerli divan, Sayın Genel Başkan Yardımcılarım, Değerli Milletvekillerimiz, Partimizin kıymetli Genel Merkez yöneticileri, Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlarımız, Siyasi partilerimizin değerli temsilcileri, Eskişehir İl ve İlçe Teşkilatlarımızın çok kıymetli Başkanları, Sivil toplum kuruluşlarımızın değerli başkanları ve temsilcileri, Demokrasimizin temel taşı olan kıymetli muhtarlarımız, Basınımızın fedakâr emekçileri ve çok değerli hazirun, Hepinizi en içten sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Bugün burada, aziz vatanımızı yeniden hak ettiği aydınlığa kavuşturacak olan milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı anlayışın bayraktarı İYİ Parti’nin Eskişehir’deki 4. Olağan İl Kongresi’nde bir aradayız. Bu kutlu gün, yalnızca bir kongre değil; bir yenilenme, bir kararlılık ve bir inanç beyanıdır. Saygıdeğer Genel Başkanımız Musavat Dervişoğlu’nun Eskişehir’e teşrifleri, bizlere yeni bir mücadele azmi ve kararlılığı aşılamıştır. Hoş geldiniz Sayın Genel Başkanım; varlığınız bizlere güç, moral ve onur vermektedir. Bizler inanıyoruz ki, Türkiye’nin yarınlarını inşa edecek olan irade; bu salondaki vatansever, çalışkan ve cesur kadrolardır. Bizler, bu ülkenin umudunu diri tutan, milletin vicdanında yer etmiş “İYİ’ler hareketinin” mensuplarıyız. Bu inançla çıktığımız yolda; birlik, beraberlik ve adalet rehberimiz, milletimiz en büyük gücümüzdür. “Ben varlığını Türk varlığına adamış bir memleket evladıyım!” Bu söz, sadece bir ifade değil; benim hayatımın, duruşumun, mücadelesimin özetidir. Bu inançla çıktım yola. Doğup büyüdüğüm, havasını soluduğum, suyunu içtiğim Eskişehir’in her köşesinde, bu toprağın insanına hizmet etmek, onların sesine kulak vermek, dertlerine çare olmak için mücadele ettim. Bu şehir, sadece taşından toprağından ibaret değildir; Yunus’un hoşgörüsünü, Nasreddin Hoca’nın aklını,Seyyid Sultan Şücaaddin Veli inancını. Şehit Gün Sazak’ın hayallerini taşımaktadır. Biz de o ruhla, samimiyetle, gayretle, inançla çalışıyoruz. Bu mücadelede hiçbir zaman makamın, unvanın, koltuğun peşinde olmadım. Benim için esas olan, milletimin onurunu, Eskişehir’in geleceğini savunmaktı. Birileri konuşurken biz koştuk, Birileri menfaat peşindeyken biz adaletin izinde yürüdük. Çünkü biliyorduk ki; bu ülke sevdayla, bu şehir inançla, bu dava yürekle taşınır! Her adımda, her zorlukta, her dönemeçte kalbimizde tek bir inanç vardı: “Türk milleti için, Eskişehir için, gelecek nesiller için…” Bugün burada, bu kongrede bir kez daha aynı inançla söz veriyorum: Ne olursa olsun, Türk’ün iradesine, milletin egemenliğine, vatanın bütünlüğüne sahip çıkmaya devam edeceğim. Çünkü ben bu davaya gönül verdim, Çünkü ben varlığını Türk varlığına adamış bir memleket evladıyım! Çünkü hepimiz biliyoruz: Teşkilatlar yönlendirilirse değil, yön verirlerse büyür. Bizim davamızın gücü de buradan gelir! Eskişehir teşkilatlarımız, bugüne kadar hiçbir zaman talimatla değil, milletin vicdanıyla, aklın ve yüreğin rehberliğiyle hareket etti. Şimdi önümüzde yeni bir yol, yeni bir dönem var. Bu il kongresi, sadece bir seçim değil; Eskişehir’in yeniden dirilişinin, Türk milliyetçiliğinin yeniden şahlanışının bir adımıdır. Bizim yolumuz açık, çünkü yönümüz belli: Millet, memleket ve Eskişehir’in geleceği! Ne diyor Yunus Emre; “Dervişlik olaydı taç ile hırka, biz de alırdık otuza kırka…” Ama o cümlede asıl mesele hırka değil; dürüstlük, ahlak, adanmışlık. Biz de bu yola çıkarken taç için değil, millet için, hırka için değil, hakkaniyet için yürüdük. Bizim gücümüz koltukta değil, vicdanda ve yüreklerde. Biz Yunus’un evlatlarıyız. Biz, hakikatte eğilmeden, rüzgâra dönmeden, doğruluğu namus bilen bir teşkilatız. Çünkü biliyoruz: Bir hareketin büyüklüğü, tabelasında değil; teşkilatının inancında, samimiyetinde, emeğinde gizlidir. Biz İYİ Parti teşkilatıyız, Gücün değil, hakkın yanında olduk. Korkunun değil, umudun sesi olduk. Birlikte yürürken kimseden menfaat beklemedik; çünkü biz menfaate değil, milletine inanan bir dava hareketiyiz. Bugün bu kongre, yalnızca bir seçim değil; yeniden dirilişin, yeniden inanmışlığın adıdır. Biz varız, çünkü inanıyoruz: Bu ülkenin kalbinde hâlâ iyilik var, adalet var, vicdan var ve o kalbin adı Türkiye Cumhuriyeti’dir Kıymetli dava arkadaşlarım, Bu topraklarda makam geçicidir ama milletin hizmeti ebedidir. Biz, güce paraya tapmadık; boyun eğmedik, kul olmadık. Biz, Türk milletinin şanlı tarihine, Cumhuriyetimizin kutlu değerlerine, Atatürk’ün aydınlık yoluna sadakatle bağlı kaldık. Bugün bu kürsüden bir kez daha söylüyorum: Biz varız! Biz buradayız! Ve biz, hak için, halk için, Cumhuriyet için mücadele etmeye devam edeceğiz! Çünkü biz; iyi oynayanların değil, iyi olanların mutlaka bir gün kazanacağına inanan, kutlu bir davanın atsız neferleriyiz. Saygıdeğer Genel Başkanım, Ben sizden; cesaretin, vicdanın ve adaletin sadece birer kelime değil, birer duruş olduğunu öğrendim.Ben sizden, siyasetin bir makam değil, bir emanet olduğunu öğrendim. Ve ben sizden, bu emaneti taşırken baş eğmeden, doğru bildiğinden sapmadan yürümeyi öğrendim. Bugün burada, Eskişehir teşkilatımızın her bir ferdiyle birlikte o duruşun, o kararlılığın bir yansıması olarak karşınızdayız. Çünkü biz, inandığı yoldan dönmeyenlerin, menfaat yerine memleket diyenlerin, “önce millet, önce vatan” diyenlerin yolundayız. Teşkilatım adına söz veriyorum; İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı olarak biz, sizin öğrettiğiniz o mücadele ruhunu, o tertemiz inancı son nefesimize kadar yaşatacağız. Sözlerime son verirken, Eskişehir İl Kongremizin öncelikle şehrimize, ardından da aziz vatanımıza hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Artık, iyi oynayanların değil; gerçekten iyi olanların kazandığı bir düzenin hâkim olmasını yüce Allah’tan temenni ediyorum. Ve buradan, huzurlarınızda bir kez daha, Saygıdeğer Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi; Talihi de, tarihi de değiştirmek için son nefesimize kadar mücadele edeceğimizi tüm samimiyetimle ve kararlılığımla yeniden beyan ediyorum. Hepinize katılımlarınız, destekleriniz ve inancınız için en içten teşekkürlerimi sunuyor; Kongremizin, partimize, milletimize ve Türkiye’ye hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Tanrı Türk’ü korusun! O zaten yücedir. Varlığımız, Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene!" Tek listeyle gidilen İYİ Parti Eskişehir 4'üncü Olağan İl Kongresi’nde kongreye katılan 473 delegenin tamamının oyunu alan mevcut İl Başkanı ve İl Başkan Adayı Serdar Ulucan güven tazeleyerek tekrar İl Başkanlığına seçildi. Yönetim Kurulu ise şu isimlerden oluştu; Ahmet Aydın, Ayhan Denizli, Ayperi Vural, Ayşen İçinak, Ayten Yıldırım, Bahar Sandal, Burcu İmrek, Bülent Kocabaş, Canan Rüzger Temiz El, Cevat Aydoğdu, Dilek Buğrul, Ekrem Küçükbalaban, Engin Dik, Erol Alper Gürsoy, Erol Çankaya, Ersin Uysal, Fatma Gül Özcan, Halil İbrahim Cangöz, Halime Dönmez Karatay, Hamza Altuner, Hayati Yendi, Irmak Oktay Eroy, İlyas Yiğit, İsmail Hakkı Yılancı, İzzet Altın, Kani Ülkümen, Kerem Akyıl, Leyla Çam, Mehmet Ali Baysak, Mehmet Karayavuz, Mehmet Sevim, Metin Eyvaz, Mevlüt Küçük, Mukaddes Diker, Mustafa Uğur Günaydın, Nihat Turan, Oğuzhan Sak, Orhan Gökçe, Ramazan Bayraklı, Reşat Çobansoy, Salih Çetin, Salih Yıldırım, Sedat Taşdemir, Serdar Çiğdem, Serkan Akçalı, Tamer Toraman, Turgut Seliti, Yavuz Yıldırım, Yıldız Boz

Eskişehir Adına Bir Şey Yapılacaksa Bizde Varız! Haber

Eskişehir Adına Bir Şey Yapılacaksa Bizde Varız!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan yaklaşan kongre süreci ile Eskişehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; "Kongreler, demokrasimizin mihenk taşları olmasıyla birlikte, 27 Ağustos 2025 tarihinde Genel Merkezimizin 4. Olağan Kongre talebiyle tüm Türkiye genelinde kongre süreçlerimizi başlattık. Eskişehir’de ise demokrasi mitinginin ilk gerçekleştiği ilçemiz olan Çifteler’de süreci başlatarak, son ilçe kongremizi tarihi dokusu ve bilgeliğiyle hafızalarımıza kazınmış, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Sivrihisar ilçemizde tamamladık. Toplamda 14 ilçemizde, tek adaylı ve kardeşlik coşkusunun yaşandığı, birlik ve bütünlüğün ön planda olduğu, aynı zamanda partimiz adına ciddi bir yenilenmenin de sağlandığı kongre süreçlerini başarıyla gerçekleştirdik. Merkez ilçelerimizle birlikte kırsal bölgelerde toplam 6 ilçemizde ilçe başkanlıklarımızda değişiklik yaşandı. Görevi devreden ilçe başkanlarımız ise partimizde aktif şekilde çalışmalarına devam ediyorlar. Bu süreçte hem merkezde hem de taşra ilçelerimizde güçlü bir kadro yenilenmesi gerçekleştirdik. 2 Kasım’da ise Eskişehir’de İYİ Parti İl Başkanlığı olarak 4. Olağan Kongremizi gerçekleştireceğiz. Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu da 2 Kasım’da kongremize ve şehrimize teşrif edecek. Bu da henüz yeni, sıcak bir bilgidir. Partimize ve şehrimize yakışır bir şekilde, kardeşliğin ve birlik ruhunun hâkim olduğu, ülkenin mevcut şartlarına rağmen millete umut vermeye devam ettiğimiz bir kongre süreci yaşayacağız. Kongremizin ardından da sahada çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Kongremiz, Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde, 2 Kasım tarihinde saat 11.00’de başlayacak. Salon açılışımız saat 10.30’da yapılacak, program ise Siyasi Partiler Kanunu gereği 17.00’ye kadar devam edecek. Genel Başkanımızın, saat 12.00-12.30 civarında vatandaşlarımıza hitap etmesi bekleniyor. 600 seçilmiş il delegemiz ile kongremizi icra edeceğiz. Bugün seçilmiş ilçe başkanlarımızla bir toplantı daha gerçekleştireceğiz; hem kongre hazırlıkları hem de ilerleyen süreçteki çalışmalar hakkında istişarelerde bulunacağız. Çarşamba günü grup toplantısının ardından Sayın Genel Başkanımızla da bir görüşmemiz oldu. Kendileri, göreve devam etmemiz noktasında uygunluk gördüler. Teşkilatımızın da teveccühüyle şu an için kongremizi tek adaylı olarak gerçekleştirecek gibi görünüyoruz. Ancak bu siyaset; 2 Kasım’a kadar ne olacağı elbette belli olmaz. Eğer başka bir aday çıkarsa, bunu da büyük bir memnuniyetle karşılarız. İYİ Parti olarak, gerek il başkanlığı dönemimde ben, gerekse İYİ Parti’nin diğer kurmayları olarak şunu söylüyoruz. Eskişehir, Ankara’ya kilometre olarak en yakın il olmasına rağmen, bürokrasi ve bağlantılar anlamında en uzak ildir. Eskişehir’in Ankara’da bir lobisinin olmadığını ilk dile getiren siyasi parti İYİ Parti’dir. Bunu her yerde yüksek sesle dile getirdik. Ancak maalesef bugün gerek iktidar tarafı, gerek ana muhalefet partisi, gerekse yerel belediyeler tarafından İYİ Parti belli noktalarda her daim görmezden gelinmektedir. Bize böyle bir konseyle ilgili herhangi bir bilgilendirme yapılmadı, davet de almadık. Burada tamamıyla “tahtıravalli siyaseti” anlayışıyla, belli yapılar kendi aralarında kendi gönüllerini eğlendirmeye; Eskişehir’in adını ve çıkarlarını düşünmek yerine kendi rantlarını sağlamaya çalışmaktadır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Eğer Eskişehir adına bir şey yapılacaksa, burada biz de varız. Konu Eskişehir ise, siyasi partilerimiz, STK’larımız ve odalarımız hep birlikte Eskişehir kültürüne yakışır biçimde, demokrasinin başkenti olarak gördüğümüz bu şehirde birlik ve bütünlük içinde çalışmalıyız. Bize “Böyle bir konsey kuruluyor, siz de var mısınız, yok musunuz?” şeklinde bir davet gelmedi; bunun altını çizerek söylüyorum. Biz, samimiyetimizle Eskişehir için ne yapılması gerekiyorsa o alanda bulunuruz. Bir örnek daha vereyim: Bugün Eskişehir’de Kurtuluş Halk Pazarı açıldığında, mecliste grubu bulunan bir parti olarak ne şahsıma ne de partimize Büyükşehir Belediyesi tarafından davet gelmişti. Bakanlığın yaptığı etkinliklerde de benzer durumlar yaşandı. Bunlar onların kendi tercihidir; ancak inşallah bizim iktidarımızda bu anlayış sona erecek. Eğer 86 milyonu kucaklayacaksak, Eskişehir’de de 900 bin nüfusun tamamını kucaklamak için mücadele edeceğiz. Siyasetin tahrikle, uydurmayla, birbirini karalayarak değil; kardeşçe, kucaklaşarak, birlik ve bütünlük içinde yapılabileceğini göstereceğiz. Konsey meselesine değinecek olursak: “Kendileri çalsın, kendileri oynasın.” diyorum."

İktidar Kaynaklı Dağ Gibi Sorunların Artık Çözülmesi Gerekiyor Haber

İktidar Kaynaklı Dağ Gibi Sorunların Artık Çözülmesi Gerekiyor

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz basın mensupları ile bir araya gelerek İl Kongre süreci ve Eskişehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak olan Eskişehir İl Kongresi ile bilgiler veren CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı; "İlçe seçimleri, mahalle delege seçimleri ve ilçe kongrelerimiz, sizin de ifade ettiğiniz gibi geride kaldı. Bu süreç son derece demokratik bir ortamda, üyelerin yoğun katılımıyla gerçekleşmiş bulunuyor. Bazı ilçe başkanlarımız değişti. Önceki dönem ilçe başkanlarımıza teşekkür ediyoruz. Yeni dönemde başlayan ilçe başkanlarımız ise iktidar olma motivasyonu ve azminden net bir şekilde bahsettiler, iradelerini ortaya koydular. Süreç bu şekilde devam etti. Bu anlamda bundan sonraki süreç için bugün resmi başvurularımızı da yaptık. Daha önce kamuoyuna bildirmiştik. Bugün itibarıyla hem resmi başvuru tamamlandı hem de tarih kesinleşti. 19 Ekim tarihinde Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde ilk kongremizi gerçekleştireceğiz. Şu an itibarıyla aday olma konusunda kulağıma gelen bir isim yok. Tüzüğümüz açıktır. Yeterli sayıda imza toplayan, yani 634 delegemizin 64’ünün imzasını alan herkes, bütün partililerimiz, yol arkadaşlarımız bu demokratik hakkını kullanabilir. Ancak şu an itibarıyla bana gelen böyle bir duyum yok. Böyle bir girişimin olduğuna dair de bir bilgi almadım. Ne olursa olsun, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kazanacağı, bir bütün halinde birlik ve beraberlik iradesini ortaya koyarak iktidar yolundaki kutlu yürüyüşünü daha kesin ve net bir iradeyle sürdüreceği bir süreci hep birlikte başlatmış olacağız. Tüzüğümüzde benim de içinde bulunduğum komisyonun aldığı karar ve kurultay delegelerimizin oylamasıyla bir tüzük değişikliği oldu. Bu değişiklik nedeniyle belediye ve bağlı iştiraklerinde çalışan yol arkadaşlarımızın yönetimlere girmesi, delege olması tüzüğümüz gereği mümkün değil. Bu kapsamda bazı değişiklikler olacak. Yine bir önceki dönemde eksik gördüğümüz hususlarda bazı yol arkadaşlarımızı takviye ederek, geniş bir konsensüsün de masaya yatırıldığı bir yönetim hazırlama sürecini başlatacağız. Tek liste olma durumunda bizim önerdiğimiz isimler üzerinden delegelerimizin tercihine sunabileceğimiz arkadaşları son birkaç gün kala netleştirmiş oluruz. Burada karar delegelerimizindir. Delegeler adına bir iradeden bahsetmek doğru olmaz. Bizde asıl olan çarşaf listedir. Yeterli sayıda önerge vermek suretiyle delegelerimiz teklifte bulunur. Delegelerimizin salt çoğunluğu bu yönde karar verirse blok liste de yapılabilir. Ancak delege adına bağlayıcı bir açıklama yapmayı doğru bulmam. Şimdi örnek vermek gerekirse, Odunpazarı özelinde açıklayayım. 11 bin 200 civarında Cumhuriyet Halk Partili üyemiz bulunmaktadır. Burada personel sayısı, bendeki verilere göre 427’dir. Bu civarlardadır. Yani 11 bin 200 üyenin bulunduğu, 41 ilden büyük bir ilçede yalnızca 400 küsur belediye personelinin üyeliğini öne çıkarıp süreci sadece belediye üzerinden açıklamak, demokratik hakkını kullanarak sandığa koşan üyelerimize yapılmış bir saygısızlık olur. Kaldı ki az önce ifade ettiğim gibi, bu personellerin delege ya da yönetici olma imkânı tüzük değişikliği nedeniyle mümkün görünmüyor. Dolayısıyla bu sürecin belediye başkanlarının vesayeti altında yürütüldüğünü söylemek, örgütümüze gecesini gündüzüne katan, bu sürece katkı sunan örgütümüze yapılacak bir saygısızlık olur. Belediye başkanları sürece dahil olmuşlardır, olmalıdırlar da. Belediye başkanları, belediye başkanlığını kazandıktan sonra partisel konulardan tamamen geri dururlarsa, bu açıkçası benim de örgütümüzün de istediği bir şey değildir. Tabii ki partiyi daha ileriye taşıyabileceğini düşündükleri arkadaşlarımızı destekleme konusunda irade ortaya koyabilirler. Çünkü örgütü bir tarafa, belediye başkanlarını bir tarafa koyarsak ciddi tartışmaların önünü açmış oluruz. Ben bu sürecin partililerimizin büyük ve demokratik iradesini net şekilde sandığa yansıttıkları bir süreç olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun aksine bir gözlemim olmadığını da açık yüreklilikle ifade ediyorum. Belediye başkanları da örgütün bir parçası olarak görüş bildirme, doğruyu ve iyiyi üyelerimize sunma hakkına sahiptir. Olması gereken de budur. Cumhuriyet Halk Partisi; belediye başkanlarıyla, ana kademe örgütleriyle, milletvekilleriyle ve sürecin paydaşı olan bütün üyeleriyle iktidar hedefine odaklanmış, iktidar yolunda ciddi bir mücadeleyi göze almış yiğit insanların bulunduğu bir örgütlenmedir. Hele ki bugünlerde, böyle bir ayrım Cumhuriyet Halk Partisi tabanında söz konusu değildir. Cumhuriyet Halk Partisi tabanında söz konusu olmayan bir ayrımı, sanki partimizin gündemindeymiş gibi lanse etmeyi de bir başkan olarak doğru bulmam." Eskişehir çevre yolu ile ilgili konuşan CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı; "23 yıldır değerlendirme aşamasında olan bir çevre yolundan bahsediyoruz. Çevre yolunu yapmayıp Eskişehir’in trafik sorununu gündeme getiren arkadaşların iyi niyetli olmadığını ve kendi içinde çelişkiler barındırdığını maalesef gözlemliyoruz. Eskişehir’i sadece çevre yolu üzerinden konuşursak yine süreci hatalı değerlendirmiş oluruz. Ankara–İzmir hızlı tren projesinde de, burada bütün teknik şartlar ve imkânlar mevcut olduğu halde maalesef başka bir şehirden geçmek suretiyle Eskişehir’i teğet geçen bir ulaşım öngörüldü. Bunda AKP’li Afyon milletvekillerinin etkisi olduğu söyleniyor. Onları kutlamak lazım. Şehrine sahip çıkan, aldıkları vekillik görevini şehirlerine yatırım kazandırma anlamında ortaya koyan milletvekillerini tebrik etmek gerekir. Maalesef Eskişehir bu anlamda da dışarıda kalmıştır. Eskişehir üvey evlat muamelesi görmektedir. Oy tercihi nedeniyle iktidar tarafından cezalandırılmaktadır. Biz bunu siyasi propaganda olarak söylemiyoruz; somut gerçekliklerden ve mevcut olgulardan hareket ederek söylüyoruz. Devlet Hastanesi’ni yıkıyorsunuz, yerine yenisini yapmıyorsunuz. Şu anda Eskişehir’in merkezinde bir devlet hastanesi yok. Yatırım planına alındığı söylendi ama bir çivi çakılmış değil. Geldik 2025’in 10. ayına. Birkaç ay sonra 2025 yılını geride bırakacağız. Bu anlamda son yıllarda Eskişehir’e hangi yatırım yapılmış, gerçekten yurttaşlarımız gibi bizler de hatırlamakta güçlük çekiyoruz. Ama konu hava atmaya, bunun üzerinden politika üretmeye geldiğinde iktidar mensupları ve şehirdeki temsilcileri mangalda kül bırakmıyorlar. Oysa biz artık icraat istiyoruz. Bunu sadece Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı olarak değil, Eskişehir’de yaşayan sıradan bir yurttaş olarak, bir hemşehriniz olarak söylüyorum. Eskişehir’in iktidar kaynaklı dağ gibi sorunlarının artık mazeretsiz bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Konya’ya yapılan, belediyelerin iktidarda olduğu yerlere yapılan yatırımların onda biri, yüzde biri bile Eskişehir’e yapılmış değil. Bugün AKP İl Başkanı bile çıktığında, bundan on beş yıl önce yapılanlardan bahsederek açıklamalar yapıyor. Biz artık bu durumları mazeret kabul etmiyoruz. Bu anlamda Eskişehir’in iktidar kaynaklı, yatırıma muhtaç birçok konusu var. Bunu da bütün Eskişehirliler olarak dile getirmek durumundayız. 2025 yılı, iktidar açısından Eskişehir’in yok sayıldığı bir yıl olmuştur. Korkarım ki 2026 da böyle olacaktır. Çünkü gerçekten şehrine hizmet etme gayesiyle hareket eden iktidar mensubu milletvekillerine rastlamıyoruz. Bunu da üzülerek ifade etmek durumundayız." Devlet Hastanesi'nin yeniden yapılması ve yatırımlarla ilgili bilgiler veren CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı; "Odunpazarı Belediyesi yapılacak devlet hastane 4 katlı olacak deniyorsa, 4 katlı yapılmalıdır. Aynı şeyi TOKİ’de de yaşadık. Belediyeye sormadan, görüşmeden oraya bir bina yapıp konuyu kapatamazsınız. Bir bina yaptığınızda bunun altyapısı, kanalizasyonu ve diğer pek çok teferruatı vardır. Bunları belediyeyi yok sayarak ortaya koyamazsınız. Belediye kamu görevi icra eden, kamu yararına hizmet sunan bir kurumdur. Kamu yararına aykırılık görürse de bunu açık yüreklilikle ifade etmekten çekinmez. Eskişehir halkının yararına olan her şeyin arkasında dururuz. Ancak Eskişehir halkına zararlı olacak, usul ve esas kurallarına riayet edilmeden yapılan her işleme de açık yüreklilikle, Eskişehir halkı adına itirazımızı dile getiririz. Belediye 4 kat diyorsa vardır bir bildiği. Dört kat yapın. Daha geniş yapın. Ama yapın. Bunlar mazeret değildir. İktidar yanlış işler yapıp daha sonra o yanlışları düzeltmek için müracaat ettiğinde, belediyelerimizin bu bahanenin arkasına sığınmasına gerek yok. Biz samimiyet bekliyoruz. Eskişehirli yurttaşlar olarak samimiyet bekliyoruz. Bu samimiyeti gördüğümüz takdirde de arkasında durmaya hazırız. Ama böyle güzellemelerle, geleceğe yönelik boş vaatlerle Eskişehirlileri bugüne kadar kandıramadılar. Bugünden sonra da kandıramazlar. Biz, Eskişehir’e yapılacak yatırımların şehrin hak ettiği ölçüde olmadığını, bu konudaki vaatlerin de samimiyetten uzak olduğunu net olarak görüyoruz. Eskişehir halkının da bunun farkında olduğunu, bize gelen geri dönüşlerden açıkça anlayabiliyoruz." Son bir haftadır tartışılan Kızılinler Projesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı; "Bir proje olur. Bu projeye karşı çıkanlar da olabilir. Benim burada takıldığım konu bu değil. Buradaki mesele şudur. ERİAD’ın bir gecesi olmuştu. Sanırım kuruluş yılına ilişkin bir geceydi. Ben de o geceye davet üzerine katılmıştım. Mevkidaşım da oradaydı. Orada bu proje uzun uzun anlatıldı. Yine bu projeye olan katkılarından dolayı Eskişehir’deki hem mevkidaşıma hem de iktidar mensubu milletvekillerine teşekkürler iletildi. Bu projenin gerçekleşmesine yönelik olarak aldığımız duyumlarla bakanlık düzeyinde de ciddi görüşmeler olduğunu biliyoruz. Buna rağmen bir kişi çıkıp bu projeyi durdurabiliyorsa, ona o güç verilmişse ve o gücü kullanarak buradaki iktidar milletvekillerini, mevkidaşımı hatta bakanlık düzeyindeki iktidar yapısını etkileyerek Eskişehir’e yarar sağlayacağı düşünülen bir projeden vazgeçirebiliyorsa; burada sadece Eskişehir milletvekilleri ve mevkidaşım üzerinde değil, bu proje özelinde de değil, Türkiye’deki devlet düzeni, devlet ciddiyeti ve devletin yönetim biçimi üzerinde de ciddi kuşkular oluştuğunu ifade etmek isterim. Konu günlerdir kamuoyunda yakından takip ediliyor. Bu hususta ERİAD Başkanı Rüştü Şentunan’ın da bir açıklaması oldu. Onu da takip ettim. Bu iddiaların yarısı bile doğruysa fevkalade üzüntü verici bir durumdur. Burada kişilerin kendi ihtirasları, şehre yapılacak ve yarar sağlayacak bir projeyi engellemeye muktedirse bu hususun bir numaralı sorumlusu hem mevkidaşım hem de AKP milletvekilleridir. Ama ilginçtir ki süreci takip ederken, bu şahısların da ifade ya da bu hususta bir beyanları olup olmadığını inceledim. Bu yönde bir beyanda bulunmamaları, kamuoyuna açıklayıcı bir ifade vermemeleri bizim için son derece üzüntü verici ve düşündürücüdür. Konuyu takip ediyoruz. Daha açıklamaya muktedir veriler elimizde olduğunda bununla ilgili kamuoyuna gerekli açıklamaları yaparız. Öyle bir boyut almıştır ki, burada bahsedilen iş insanını bütün Eskişehir bilmektedir. Ancak isminin zikredilmesi anlamında dahi hem iktidar mensupları hem de konunun gündeme getirilişi açısından bazı tereddütlerin ortaya konulduğu görülmektedir. Bu da son derece üzücü bir durumdur. Bu proje, bahsedildiği üzere Eskişehir’e yarar sağlayacak bir projeyse; zaten devletten, bakanlık düzeyinde merkezi idarenin Eskişehir’imize yapması gerekenlerden umudu kesmiş durumdayız. 2025 yılı bitti. Yatırım planındaki hiçbir şey Eskişehir için gerçekleşmedi. Bir de özel teşebbüslere iktidar eliyle, bazı iş insanlarının talebiyle engel konuluyorsa, burada artık ne devletin ciddiyetinden, ne devlet işleyişinden, ne de Eskişehir milletvekillerinin ve bakanlık düzeyinde devlete yakışır bir işleyişten bahsedebiliriz. Bizim için en üzücü olanı da budur. Konunun takipçisiyiz. Zamanı geldiğinde elimizde daha güçlü ve açıklayıcı veriler olduğunda bunları kamuoyuyla paylaşacağız."

CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar Mazbatasını Aldı Haber

CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar Mazbatasını Aldı

Haftasonu yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 7'inci Odunpazarı İlçe Kongresi’nde güven tazeleyerek tekrar Başkanlığa seçilen Rahmi Çınar İl Seçim Kurulu’ndan mazbatasını aldı. Cumhuriyet Halk Partisi Odunpazarı İlçe 7'inci Olağan Genel Kurulu’nda güven tazeleyerek tekrar göreve seçilen Rahmi Çınar ve Yönetim Kurulu üyeleri mazbatalarını aldı. Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte İl Seçim Kurulu’ndan mazbatasını alan İlçe Başkanı Rahmi Çınar yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; “13 Ağustos – 7 Eylül tarihleri arasında Odunpazarı İlçe Başkanlığı olarak yaptığımız delege seçimleri sonucunda, geçen hafta 28’inde Hasan Polat Kültür Merkezi’nde Cumhuriyet Halk Partisi Odunpazarı İlçe Başkanlığı kongremizi başarıyla tamamladık. Bu süreçte bize katkı veren tüm Cumhuriyet Halk Partililerimizi, tüm Odunpazarı halkımızı, tüm seçmenlerimizi canı gönülden tebrik ediyorum. Bu arada kongremizin üst düzeyde geçmesine katkıda bulunan Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt başta olmak üzere, yereldeki bütün belediye başkanlarımıza, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ayşe Ünlüce’ye, Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç’a ve burada bizleri yalnız bırakmayan tüm örgüt mensuplarımıza, tüm partililerimize, tüm delegelerimize sonsuz teşekkürler ediyorum. Saygı ve sevgi içerisinde bir kongre gerçekleştirdik ve süreci çok ciddi bir şekilde tamamladık. Önümüzdeki günlerde de il başkanlığı kongremizi tamamlayıp olağan büyük kurultayımızı yapacağız. Olağan büyük kurultayımızın sonucunda da Türkiye sürecini çok yakından takip edeceğiz. Odunpazarı’nın her sokağında, her köşesinde, her yerinde Odunpazarı İlçe Başkanlığı olarak basmadık yer bırakmadan Türkiye sürecine müdahil olacağız. Genel merkezimizde, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’le birlikte Türkiye sürecinde her yerde kadınlara, gençlere, çalışan, üreten tüm emekçilerimize, Türkiye’de yaşayan tüm halkımıza umut olma adına alanlarda ve sokaklarda mücadelemiz devam edecektir. Cumhuriyet Halk Partisi bugünkü süreçte Türkiye’nin birinci partisidir ve Türkiye’de yaşayan tüm insanların da umududur. Bu umudu asla boşa çıkarmayacağız. Asla üzerimizde kayyumlarla, baskılarla, tutuklu bulunan belediye başkanlarımızla, tutuklu bulunan tüm arkadaşlarımızın en son içeriden çıkana kadar vereceğimiz mücadelede geri adım atmayacağız. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı yapacağız ve Türkiye sürecinde de iktidarımızı perçinleyeceğiz. Biz bu süreçte bütün partili yoldaşlarımızı, bütün partililerimizi yanımızda istiyoruz ve bizlerle birlikte adım atacaklarını, bizlerle birlikte omuz vereceklerini ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Örgütü’nü yalnız bırakmayacaklarını biliyoruz. Bu süreçte de bize tekrar desteklerini esirgemeden bu süreci birlikte tamamlayacağımızı biliyorum ve hepinize saygılar sunuyorum.”

CHP Odunpazarı’nda Rahmi Çınar Güven Tazeledi Haber

CHP Odunpazarı’nda Rahmi Çınar Güven Tazeledi

Cumhuriyet Halk Partisi Odunpazarı İlçe Başkanlığı 7'inci Olağan İlçe Kongresi Hasan Polatkan Kültür Merkezi'nde büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. CHP Odunpazarı 7'inci Olağan İlçe Kongresi gerçekleştirildi. Kongreye tek aday olarak giren mevcut İlçe Başkanı Rahmi Çınar kongreye katılan 357 delegenin 346'sının oyunu alarak tekrar İlçe Başkanlığına seçildi. İlçe Yönetim Kurulu ise şu isimlerden oluştu; Masume Tülay Açıkgöz, Kasım Aktaş, Ali Efe Altıparmak, Ali Eren Doğan, Muharrem Elibüyük, Eren Ersoy, Münür Gül, Safiye Gürdoğan, Havva Melike Karalar, Cem Mansız, Sabri Ok, Nermin Özgen, Çiğdem Pekkal Çetin, Tolga Savaş, Güler Ünlü, Beyhan Yüksel Hasan Polatkan Kültür Merkezi'nde yapılan kongreye; CHP İl Başkanı Talat Yalaz, Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, İlçe Başkanları, İl ve İlçe Yöneticileri, İl ve İlçe Kadın ve Gençlik Kolları üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ile delegeler katılım sağladı. Divan Başkanlığını Emre Genç'in yaptığı kongrede açılış konuşmasını yapan İlçe Başkanı Rahmi Çınar şu ifadelere yer verdi; “Yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir onun için faşizm paramparça edilip yere serilmeden aramızdan hiç kimse mola verme ve dinlenme hakkına sahip değildir Cumhuriyet Halk partisi'nin saygıdeğer delegeleri hepinizi saygıyla selamlıyorum hazirun listesine göre çoğunluğumuz vardır kongremizi açıyorum Odunpazarı ilçe başkanlığı kongremiz eskişehirimize ve tüm halkımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum Sayın il Başkanım belediye başkanlarım milletvekillerim önceki dönem milletvekillerim ilçe başkanlarım önceki dönem il ve ilçe başkanlarım kadın ve gençlik kolları başkanlarım meclis üyelerim muhtarlarım kent konseyi temsilcilerim Mahalle temsilcisi arkadaşlarım oda dernek ve sendika başkanlarım Vakıf başkanlarım SSK temsilcilerim basın emekçileri ve saygıdeğer yol arkadaşlarım yönetim kurulu adına sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum hepiniz hoş geldiniz Değerli Cumhuriyet Halk partili delegeler 13 Ağustos'ta başlayan ve 7 Aralık'ta biten delege seçimleri sonucunda delege olarak seçilen sizleri canı gönülden kutluyorum Bugün burada yalnızca bir kongre için değil bugün burada bir muhasebe yapmak bir yol haritası çizmek ve Türkiye'nin geleceğinde Cumhuriyet Halk partisi'nin taşıyacağı misyonu yeniden ve güçlü bir şekilde hatırlatmak için bir aradayız. Ben tam 8 yıldır bu onurlu görevi üstleniyorum odunpazarı'nda sizlerle birlikte geceyi gündüze kattık seçim dönemlerinde sokaklarda alanlarda mahallelerimizin her yerinde ve köşesinde olduk kimi zaman umutla kimi zaman yorgunlukla ama her zaman inançla yürüdük Çünkü biz bu yolda kişisel menfaatler için değil halkımızın dertlerine ortak olmak çözüm üretmek için çaba sarf ettik çünkü biz Türkiye'de umudu yeniden örgütlemenin yerinin Cumhuriyet Halk partisi olduğunu çok iyi biliyorduk Bugün bir kere daha gururla söylüyorum CHP halkın umududur CHP Türkiye'nin vicdanıdır CHP yoksulun sofrasında bir lokma ekmek işsiz gencin geleceğinde bir ışık emeklinin cüzdanında bir nebze huzurdur 8 yılda ne yaptık değerli arkadaşlar 8 yılda bu şehirde çok şey yaptık sivil toplumla birlikte çalıştık herkesin elini sıktık yoksul mahallelerde dayanışmayı büyüttük belediyemiz de koordineli çalışmalar yaptık sandıklara sahip çıktık demokrasinin namusunu koruduk ve en önemlisi umutsuzluğun yayılmaya çalışıldığı bir dönemde bile CHP'nin buradaki varlığını diri tuttuk. Asla unutulamamalıdır ki İstanbul dan başlayan değişim rüzğarlarını bu şehirde önce odunpazarında devamında Türkiye genelinde dile getiren ve örgütleyen Odunpazarı belediye başkanımız Kazım KURT ve ekibi Özgür ÖZEL in Genel başkan olmasını sağlayarak tüm halkımıza umut olmuştur. Bu mücadele kolay olmadı bazen yalnız kaldık bazen haksız eleştirilere uğradık ama asla halktan kopmadık çünkü biliyorduk bir gün bu ülkenin her köşesinde adaletin eşitliğin ve laikliğin bayrağı yeniden dalgalanacak peki şimdi ne yapmalıyız Değerli yol arkadaşlarım bugün artık yeni bir dönemin eşiğindeyiz halk yorgun yoksulluk artık sadece ekonomik bir veri değil bir yaşam biçimi haline getirilmeye çalışılıyor gençler ülkeyi terk etmek istiyor emekliler geçinemiyor kadınlar şiddetten korunamıyor çiftçiler üretemiyor ve bu tabloya karşı iktidar halkı suçluyor işte tam da bu noktada CHP'nin görevi büyüktür Biz artık sadece muhalefet eden bir parti değil çözümler üreten halkla beraber yürüyen bir iktidar alternatifi olmak zorundayız Bu da ancak 3 temel ilke ile mümkündür saha siyaseti, Sadece genel merkezden değil mahallelerden seslenmeliyiz her kapıyı çalmalı her haneye dokunmalıyız sadece seçim zamanı değil her zaman halkın içinde olmalıyız Toplumsal örgütlenme kadınları gençlere emeklileri işçileri partiye kazandırmalıyız CHP'nin yalnızca bir seçim partisi değil bir halk hareketi olduğunu göstermeliyiz yeni bir dil yeni bir üslup umut veren birleştirici kapsayıcı bir dil kullanmalıyız kinle değil inançla öfkeyle değil sevgiyle mücadele etmeliyiz Herkese düşen görevler değerli arkadaşlar buradan açıkça söylüyorum bu sadece benim ya da yönetim kurulunun değil hepimizin mücadelesi Mahalle temsilcilerine kadın ve Gençlik kollarına delegelere belediye meclis üyelerimize ve CHPye Gönül veren her bir yurttaşımıza büyük görevler düşüyor biz hep birlikte bu örgütü büyüteceğiz biz hep birlikte Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşıyacağız Değerli delegeler diyorum ki Eskişehir'de yerel seçimlerde bir ilki gerçekleştirerek binlerce esnafın kapısını çalan ve bu şehirde rengi ahengi ve bu güzelliği bozmayın diye oy isteyen bir ilçe başkanı olarak yeniden adayım Kırsalda 50 mahallede defalarca ziyaret eden dert dinleyen bir ilçe başkanı olarak yeniden adayım Bu şehirde meslek odalarına sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarına en çok ziyaret eden ve onlara şunu söyleyen sağın ve solun demokrat ve vicdanlı insanları bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırmalıdır diyen ve eşit bir yaşamı davet eden bir ilçe başkanı olarak yeniden adayım Seçimlerde sandıkların güvenliğini en üst düzeyde sağlayan ve verileri alan sonuçları hem kendi merkezine hem de genel merkezine ivedili olarak ulaştıran bir ilçe başkanı olarak yeniden adayım Parti büyüklerimizi unutmayan onların verdiği emekler doğrultusunda kendilerine plaket sunan ve gönüllerini alan bir ilçe başkanı olarak yeniden adayım öbek ve sokak örgütlenmelerinde mahallelerde en çok toplantıları yapan ve verim alan çaba sarfeden bir ilçe başkanı olarak yeniden adayım son 2 yılda üye sayısını 6000 lerden 11.500 lere çıkaran bir ilçe başkanı olarak yeniden adayım Görevlendirmeler sonucu merkez ilçelerimizde Alpu Çifteler İnönü Han Seyitgazi ilçelerimizin çoğunun dağ köylerinde Odunpazarı İlçe Başkanlığının arabasının tekerini döndüren İlçe Başkanı olarak yeniden adayım . Üyelik standlarında imza kampanyalarında ev ziyaretlerinde düğünlerde cenazelerde asker uğurlamalarını da bulunan elimizden geldiği kadar tüm davetlere katılan bir ilçe örgütü olarak yeniden adayız Onun için diyorum ki tam 100 yıl önce olduğu gibi Atatürk ve arkadaşları nasıl ki tüm yurtta direnişi örgütlediler ve başardılar ise bugün de 100 yıl sonra tam da zamanıdır ayağa kalkmanın ve direnişi örgütlemenin ne demişti İngiliz gazeteci Ankara bir bataklıktır bir sürü çılgın kurbağa bu bataklıktan başını kaldırmış bütün dünyaya meydan okuyorlar köylüsü kentlisi mollası hocası subayı askeri bürokratı kadını ve erkeği ile hayır diyen haykıran bu kurbağalar korosu tüm yabancıları memleketten kovmuşlardır. 100 yıl sonra tam da zamanıdır ayağa kalkmanın tam da zamanıdır direnmenin direnişi örgütlemenin. Yoldaşlarım değerli arkadaşlar insanlığa ihtiyacımız var yan yana durmaya ihtiyacımız var Ülkemizde acı çeken tüm insanlığa birlikteliğimize dair haykırışımız var bizi işitenlere şunu söylemek zorundayız umutsuzluğa kapılmayın Üstümüze çöken bu bela katı yürekli aç gözlü yağmacı ve talancıların devridir bu nefret bu ayrımcı dil bu taraf olma duygusu mutlaka geçecek bize ne yapmamız ve nasıl davranmamız emredenlere asla boyun eğmeyeceğiz, en iyisi kalkmak ve Yeter artık demektir vazgeçmemek için bir kırıntısından bile yaşamım Karşı çıkmaktır var gücümüzle acıyı doğuranlara yaşanır hale getirmektir dünyayı bu bir davettir Dünyayı bir kardeş sofrası gibi açanların mirasına sahip çıkan onurlu kendisine güvenen ellerinde Toprak kokusu saçları rüzgarlı Bilge bakışlı güler yüzlü insanlar kurabilir o muhteşem yeryüzü sofrasını Yani sizler gelin Odunpazarı sokaklarından başlatalım bu daveti önce eskişehir'i sonra tüm ülkemizin dört Bir yanını sarsın bu davetimiz Gelin hep beraber kurbağalar korosu olalım ve geri alalım tüm kaybettiklerimizi! Çünkü ülkemde adaleti yok ettiler; hukukun üstünlüğünü ayaklar altına aldılar, mahkemeleri siyasetin gölgesine hapsettiler. Ülkemi demokrasisiz bıraktılar; sandığı bir formaliteye çevirdiler, halkın iradesini gasp ettiler. Ülkemi özgürlükten mahrum ettiler; gazetecileri susturdular, gençlerin sesini kıstılar, kadınların eşitlik mücadelesini bastırdılar. Ülkemin eğitimini talan ettiler; bilimi yok saydılar, liyakat yerine yandaşlığı getirdiler, gençlerin geleceğini çaldılar. Ülkemin doğasını yağmaladılar; ormanlarımızı, derelerimizi, dağlarımızı şirketlere peşkeş çektiler, bereketli topraklarımızı betonlaştırdılar. Ülkemin ekonomisini çökerttiler; alın terini değersizleştirdiler, emeği ucuzlattılar, milyonları yoksulluğa mahkûm ettiler. Ülkemin kültürünü, ortak değerlerini zedelediler; toplumu kutuplaştırdılar, kardeşliğimizi, dayanışmamızı zayıflatmaya çalıştılar. Ama biz susmayacağız! Biz, halkın iradesini yok sayanlara karşı halkın sesini yükselteceğiz. Biz, yağmalanan bu toprakların her köşesinde yeniden adaleti, demokrasiyi, özgürlüğü yeşerteceğiz. Gelin, umut olalım ülkemizde acı çeken tüm insanlara. Söyleyecek sözümüz var, işitenlere anlatacak bir gerçeğimiz var: Bu ülke bizimdir, halkındır, Mustafa Kemal’in emanetidir! Ve bilin ki; Birlikte yürüyecek, birlikte başaracağız. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, çünkü biz halkın umuduyuz, çünkü biz yarınların iktidarıyız! Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın demokrasi! Yaşasın halkın iktidarı!”

İlçe Başkanı Yer; "Siyaset Gidenlerle Değil, Kalanlarla Yapılır" Haber

İlçe Başkanı Yer; "Siyaset Gidenlerle Değil, Kalanlarla Yapılır"

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında İlçe Başkanı Gürol Yer 4 Ekim 2025 tarihinde yapılacak kongrede tekrar aday olduğunu açıkladı. İYİ Parti Odunpazarı İlçe binasında İlçe Başkanı Gürol Yer ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısına GİK Üyesi Melih Aydın, İl Başkanı Serdar Ulucan, İl Yöneticileri ile İlçe Yöneticileri katılım sağladı. Basın toplantısında konuşan İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan şu ifadeleri kullandı; "2023 yılında şahsım İl Başkanı, Odunpazarı İlçe Başkanımız da ilçe başkanı olarak, zor ve meşakkatli bir süreçte, 31 Mart 2024 seçimlerinde yani milletin iki kutup arasına sıkıştırılmaya çalışıldığı bir dönemde görevlerimizi Kurucu Genel Başkanımızdan aldık. “Bismillah” diyerek o günden bu yana gece gündüz demeden sahada çalışmalarımızı sürdürdük. 31 Mart Mahalli İdareler Yerel Seçimlerinden sonra “İYİ Parti bitti, dağıldı, kalmadı” diyenlere, birlik ve bütünlüğümüzü dün de bugün de göstererek, bugünlere başarılı bir şekilde geldik. Malumunuz olduğu üzere, demokrasinin gereği ve tamamlayıcısı olan olağan ilçe ve il kongrelerimiz, akabinde de büyük kongre sürecimiz başladı. Dördüncü olağan kongre süreci takvimimizde Eskişehir’imizde, demokrasinin ilk mitinginin yapıldığı Çifteler ilçemizden başlayarak, sırasıyla Alpu ve Seyitgazi ilçe kongrelerimizi gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde nasip olursa, 4 Ekim’de merkez ilçemiz ve Eskişehir’in en büyük ilçesi olan Odunpazarı İlçe Kongremizi icra edeceğiz. Sonrasında da 5 Ekim’de inşallah Tepebaşı İlçe Kongremizi gerçekleştireceğiz. Göreve geldiği günden itibaren yaşı benden büyük olmasının yanı sıra, bilgi birikimi ve tecrübeleriyle İl Başkanlığım süresince bana çok değer katan Gürol Başkan, koltuğa oturduğu günden beri asla o koltuktan güç alan bir siyasetçi olmadı. Aksine, bilgi ve tecrübeleriyle o koltuğa her daim güç kattı. Bugün bakıyoruz, siyasete giren birçok insan o koltuktan güç alarak kendi ikbali, yakın çevresi veya eş-dost ilişkileri için çıkar sağlamaya çalışıyor. Hatta “Cukka İttifakı” yapanlar veya belediyelerin gücünden fayda sağlamaya çalışanlar gibi. Fakat Gürol Başkan, Eskişehir’de geçmiş siyasi birikimiyle, “Ben güçlünün değil, haklının yanında dururum” dedi. Dün de öyleydi, bugün de öyle, yarın da öyle olacak. Kendisiyle 25 yıldır tanışırım, iyilerin yüzüne yakışır bir başkan olmuştur. Allah nasip ederse, dördüncü olağan kongremizi kardeşlik kongresi olarak icra edeceğiz. Kardeşlik kongresi demek; partimiz kurulduğundan beri ışığı görüp gelen, ama rüzgârla, tozla, yelle savrulup gidenlerin değil, Türk milletinin bekasına inanan dava arkadaşlarımızın mücadele ettiği bir süreçtir. Gürol Başkan bu sancağı bugüne kadar çok başarılı bir şekilde taşıdı. İnşallah bundan sonraki süreçte de biz İYİ Parti olarak, “Görev alınmaz, verilir” düsturuyla hareket edeceğiz. Odunpazarı İlçe Kongresi sürecinde başkan adaylığıyla beraber mevcut başkanlığını da sürdürecek olan Gürol Yer Başkan’ın seçilmesinden sonra, hep beraber omuz omuza daha iyi görevler yapmayı Cenab-ı Allah nasip etsin diyorum." dedi. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer yaptığı konuşmada ve adaylık açıklamasında şu ifadeleri kullandı; "Anlayışımız şudur: Görev alınmaz, görev verilir. Sizlerin övgülerine, düşüncelerine mazhar olmak bizim için bir şeref nişanesidir. İnanmadığım hiçbir yolda yürümedim. İnanmadığım hiçbir kimseyle beraber olmadım. Ama içimdeki vatan, millet aşkı ve Eskişehir sevgisiyle bugüne kadar hangi görevi üstlendiysek, siyaseti insana hizmet aracı olarak gördük, kullandık, uyguladık ve bugünlere geldik. Bunu yaparken de en büyük güç ve dayanağımız, beraber olduğumuz ekip arkadaşlarımızdı. Bugüne kadar yaptığımız hiçbir icraatı, işleyişi, faaliyeti tek başıma değil; İYİ Parti Odunpazarı ve İYİ Parti Eskişehir Teşkilatı’nı oluşturan aile fertlerimizle beraber gerçekleştirdik. Sözleriniz, layık gördüğünüz duygu ve düşünceler başımızın üzerinedir. 2 Ekim 2023’te bir süreç başlattık beraber. Bugünlere kadar geldik, pek çok meşakkatleri aştık, pek çok sıkıntılı gün yaşadık. Ama bir gün olsun geri adım atmadık, başımızı eğmedik. Hep şuna inandık: Siyaset gidenlerle değil, kalanlarla yapılır. Kalanlar burada; kalanlar salih, samimi; kalanlar halis niyetli; kalanlar bu davaya inanmış insanlar. Kalanlar, Musavat Dervişoğlu’yla gurur duyan ve bu yolu bir adım geri atmadan yürüyecek olan; vatanın, milletin bu sıkıntılı günlerinde geleceğe umut ışıklarıyla güneş olmaya layık güzel insanlardır. Biz bu kalan aile fertlerimizle beraber son söz olarak şunu söylüyoruz: Türk milleti kimsesiz, Türk vatanı sahipsiz değildir. Diyerek verdiğiniz görevi inşallah layıkıyla yapmaya çalışacağız, çabalayacağız. 4 Ekim Cumartesi günü yapacağımız kongreden sonra Eskişehir ve insanlarımız bizi izlemeye devam etsin diyorum." dedi. İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Melih Aydın ise yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; "Sayın Genel Başkanımız Musavat Dervişoğlu’nu temsilen de buradayız. Ankara’daki görevimiz sebebiyle buradayız ama ben her şeyden önce Eskişehir’in bir evladıyım, Eskişehir İYİ Parti ailesinin herkes gibi bir neferiyim. Bize zor görevler verildi. Çok zor zamanlarda çok zor görevler üstlendik. Eskişehir kamuoyu da bunu aylarca konuştu. Türkiye’de en erken açıklanan Büyükşehir Belediye Başkan adayı bendim. Çok zor zamanlar yaşarken yanımızdaki en büyük dayanağımız, buradaki ailemizden gördüğümüz arkadaşlarımız oldu. Benim kendi ailem kalabalıktır; Türkiye’nin çoğu yerine yayılmış bir aileye sahibim. Ama onlardan daha çok vakit geçirdiğim insanlar, İYİ ailem oldu. Biz artık daha kalabalığız, daha güçlüyüz; Türkiye’nin her yerindeyiz. Eskişehir teşkilatındaki her bir ferdimizle aramızda en ufak bir samimiyetsizlik yok. Kendi aramızda doğruyu bulmak için çok tartışıyoruz, çok konuşuyoruz. Bizde asla üstenci bir tavır olmadı, olmayacak da. Bu da bizi büyüten bir noktaya getirdi. Hep beraber sıkı sıkıya duruyoruz. İYİ Parti’nin ömrüne vade biçenler çok üzgünler. Görüyorsunuz, yerel seçimlerden önce herkes çıkarı uğruna bir yerlere yönelirken; inandırılmış, kandırılmış ya da vaatlerle burada tutulmuş insanlar kalmadı aramızda. Artık tamamen davasına inanmış, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Atatürk’e gönülden bağlı, vatan-millet sevgisi olan insanlarla birlikte görevlerimizi sürdürüyoruz. O günden bugüne dava arkadaşlarımız olan, Eskişehir’deki temsilcilerimiz olan, il başkanımız ve ilçe başkanlarımızla yola devam etmek beni de yürekten mutlu ediyor. Çünkü bundan sonraki süreç Türkiye için çok daha önemli. Hep söylüyorduk: 2023, Türkiye Cumhuriyeti için bir dönüm noktasıydı. Cumhuriyetin 100. yılında fabrika ayarlarına dönmemiz gerekiyordu. O gün ne söylediysek bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıkıyor. İYİ Parti 2017’de kurulurken neye karşı kurulduysa, bugün şartlar çok daha ağır ve artarak devam ediyor. Türk milletinin İYİ Parti’nin kıymetini bilmesi lazım. İYİ Parti, Türkiye’nin erken uyarı sistemidir. Bunu özellikle vurguluyorum. Çünkü biz ne söylediysek yaşandı. Başkanlık sistemine neden karşı olduğumuzu anlattığımızda bizi taşlayanlar, bugün o sistemden zarar gördüklerini söyleyerek ortalığı yıkıyorlar. 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayını Türk milletine dayatanlar, bugün aynı kişiyi partisinden içeri sokmamaya çalışıyor. O da hâlâ ısrarla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Biz ise gerçekten şaşkınlıkla izliyoruz. Bizim koltuk hırslarımız, makam hırslarımız asla yok, olmayacak da. Vatanımıza, milletimize, şehrimize ne kadar hizmet edebilirsek o kadar gönülden bakıyoruz.Bu nedenle lafı uzatmadan şunu söylüyorum: İl başkanımızın verdiği görevi canı gönülden kabul eden ilçe başkanımıza ve yönetimine şimdiden hayırlı olsun diyorum. Eskişehir’e iyi gelsinler, inşallah."

CHP Tepebaşı'nda Tevfik Yıldırım Güven Tazeledi Haber

CHP Tepebaşı'nda Tevfik Yıldırım Güven Tazeledi

Cumhuriyet Halk Partisi Tepebaşı 7'inci Olağan İlçe Kongresinde mevcut başkan Tevfik Yıldırım güven tazeledi. Cumhuriyet Halk Partisi’nde mahalle delege seçimlerinin ardından İlçe kongreleri CHP Tepebaşı 7'inci Olağan İlçe Kongresi ile başladı. Yapılan kongreye CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar, İlçe Başkanları, İl ve İlçe Yöneticileri ile delegeler katılım sağladı. CHP Tepebaşı İlçe Başkanlığına tekrar aday olan ve tek liste ile yeniden göreve seçilen Tevfik Yıldırım yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuksuzluk şu anda tamamen tek bir argüman haline gelmiş bulunmakta. Her şeyin temelinde hukuksuzluk olduğunu artık her yerde haykırmaya başladık. Bu süreç içerisinde hukuksuzluk, AKP hükümetinin kullandığı bir argüman haline gelmiştir. Buna ekonomiyi bağlayabiliriz, eğitimi bağlayabiliriz. Ülkeyi uçurumdan aşağıya sürüklemektedirler. Bunun farkındayız ve buna karşı mücadele etmeye çalışıyoruz. Atatürk’ün “Benim iki önemli eserim var; biri Cumhuriyet, biri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” sözünü hatırlatmak istiyorum. AKP de bu sözü belli ki duymuş ve kendisine şiar edinmiş olacak ki hem Cumhuriyet’e saldırıyor hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ne saldırıyor. Biz burada örgütümüzle ve üyelerimizle beraber bu gidişata “dur” diyeceğimize yürekten inanıyorum. Çok da fazla uzatmadan, zaten yapılan hukuksuzlukları biliyorsunuz. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu Başkanımızdan başlayarak Cumhurbaşkanı adayımıza ve tüm belediye başkanlarımıza karşı bir tehdit oluşturmuş durumdalar. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongrelerine karışarak, kendi olağan kongre süreçlerine de müdahale ederek bu hukuksuzluklarını sürdürmektedirler. Bundan dolayı mesele bir genel başkan meselesi değildir. Genel Başkanımız elinden geleni fazlasıyla yapmaktadır. Bizim ise temelden başlamamız gerekiyor. Mahalle meclislerinde bunu anlatırken sık sık şunu söylüyorum: “AKP’nin ilçe başkanına gerek yok, kaymakam o görevi görüyor. İl başkanına gerek yok, vali o görevi görüyor.” Dolayısıyla bizim en temelden başlayıp örgütlü mücadelemizi en tepeye kadar sürdürmemiz gerekiyor. Şu anda birlik olma zamanı. Bugüne kadar bu noktaya hep birlikte geldik. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Daha önce de bildiğiniz gibi belediye meclis üyeliğinden sonra yönetim kuruluna, yönetim kurulu üyelerinin oylarıyla seçilmiş ve göreve başlamıştım. Bir yıl iki ay süren bu süreçte mahallelerdeki çalışmalarımızı ve mahalle meclislerindeki faaliyetlerimizi tamamladık. Önümüzdeki süreçte de aynı şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu süreçte benimle birlikte olup yeni dönemde aramızda olamayacak arkadaşlarıma da tüm emekleri için teşekkür ediyorum. Onlar aramızda olmasalar da her zaman bir aile olduğumuzu unutmasınlar, zaten unutmayacaklarını da biliyorum. Ayrıca Ahmet Ataç Başkan’ımıza da teşekkür etmek istiyorum. Belediye Meclis Üyeliği’nden bu yana desteğini hiç esirgemedi. Pelak Başkan da zaten benim adıma söylenmesi gereken birçok şeyi dile getirdi. Önümüzde bir öncü olarak, yol arkadaşımız olarak bize yol göstermeye devam ediyor. Yeni dönemde listede yer alacak olan yönetim kurulu arkadaşlarımıza da şimdiden teşekkür ediyorum. Hep birlikte bu süreci atlatacağız, hep beraber çalışacağız. Çünkü önümüzde bir genel seçim var. Bu seçim, bizim iktidara geleceğimiz bir seçim olacaktır. Ancak biz yalnızca iktidara gelmek için değil, iktidarda kalıcı olmak için de çalışmalarımıza bugünden başlayarak devam edeceğiz.”dedi. CHP Tepebaşı İlçe Başkanlığına tekrar seçilen Tevfik Yıldırım'ın listesi şu isimlerden oluştu; İLÇE YÖNETİM KURULU ASİL ÜYELER 1- Olcay Aksoy 2- Evren Anık 3- Betül Ayvaz 4- Seyfi Çaylak 5- Buket Fatma Çevirgen 6- Berk Doğdu 7- İdris Duttu 8- Gürcan Ertürk 9- Münevver Kaya 10- Ayla Ozanalp 11- Levent Özergen 12- Seçil Sayal 13- Nuray Uzun 14- Hasan Ercan Uzun 15- Deniz Üngür 16- Onur Yıldız İLÇE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYELER 1- Halide Ada 2- Aziz Ayas 3- Sevil Coşkun 4- Mutlu Şen 5- Özkan Çatak 6- Yasemin Özkan 7- Metin Karalar 8- Nihal Ölmez 9- Gökhan Akduman 10- Nevin Özkan 11- İsmail Böcek 12- Gönül Keskin 13- Fidan Çoban 14- Tesliyime Özlem Akyol 15- Salih Eskici 16- Cankat Sayım

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.