SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kadın

Porsuk Haber Ajansı - Kadın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kadın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kadına Yönelik Şiddet Asla ve Asla Kabul Edilemez Bir İnsanlık Suçudur Haber

Kadına Yönelik Şiddet Asla ve Asla Kabul Edilemez Bir İnsanlık Suçudur

AK Parti Eskişehir İl Kadın Kolları 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. AK Parti Eskişehir İl Binasında, İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Seda Demirkala tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; “Bugün 25 Kasım… Kadına Yönelik Şiddete Karşı yükselen kararlılığımızı, dayanışmamızı ve sorumluluk anlayışımızı simgeleyen bir gün. Ancak biz bu mücadeleyi sadece bir günle sınırlamıyoruz. Biz, bu davayı; kadının izzetini, çocuklarımızın geleceğini, ailenin onurunu, milletimizin dirliğini koruma davası olarak görüyoruz. Ve AK Parti Kadın Kolları olarak, 81 ilde eş zamanlı biçimde diyoruz ki: Kadına yönelik şiddet; kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, hangi gerekçeye sığınılırsa sığınılsın, asla ve asla kabul edilemez bir insanlık suçudur. Şunu açıkça ifade etmek isteriz: Bugün Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele; bir iyi niyet beyanından ibaret değildir, bilakis AK Parti iktidarlarının tam 23 yıldır adım adım inşa ettiği bir devlet politikasıdır. 2002 seçim beyannamemizde kadına yönelik şiddetle mücadeleyi açıkça ortaya koyarak bu alanda kapsamlı bir dönüşüm başlattık. Aradan geçen 23 yılda hukuki altyapıyı güçlendirdik, cezai yaptırımları artırdık, koruyucu ve önleyici mekanizmaları yaygınlaştırdık. Hukuki çerçeveye baktığımızda; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, bizim dönemimizde çıkarılmış; kadına yönelik şiddetle mücadelede tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Avrupa’nın pek çok ülkesinde koruma kararları için haftalarca beklenirken; Türkiye’de 6284 sayesinde, elektronik kelepçe, uzaklaştırma tedbirlerinin yanısıra barınma, psikososyal destek gibi mekanizmalar derhal devreye sokulabilmektedir. Elbette hiçbir kanun, tek başına toplumsal bir sorunu sihirli değnekle çözemeyecektir. Ancak AK Parti iktidarları, “kadına yönelik şiddetle mücadelede hukuki, kurumsal ve fiilî korumayı en üst seviyeye çıkaran iktidar” olarak tarihe geçmiştir. Bugün elimizde sadece kanunlar değil, aynı zamanda güçlü bir strateji ve koordinasyon yapısı vardır. 25 Kasım 2023 tarihinde yürürlüğe giren “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, devletin en üst makamından “Bu ülkede kadına yönelik şiddete sıfır tolerans” beyanının yazılı bir belgesidir. Bu Genelge ile kadına yönelik şiddetle mücadelede tüm kurum ve kuruluşların sorumlulukları açıkça tanımlanmış, kurumlar arası koordinasyon ve veri paylaşımı güçlendirilmiş, illerdeki faaliyetlerin düzenli olarak izlenmesi ve raporlanması zorunlu hâle getirilmiştir. On İkinci Kalkınma Planı’nda, kadınların güçlenmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadele, planın ana eksenlerinden biri hâline getirilmiştir. Böylece kadının eğitime, istihdama, karar alma mekanizmalarına katılımı, Her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, devletin kalkınma vizyonununun vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir. Kurumsal tarafta da çok net bir tablo vardır. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu kurularak daha etkin ve kapsayıcı bir yapıya kavuşturulmuştur. Bu kurulda Aile, Adalet, İçişleri, Sağlık, Millî Eğitim başta olmak üzere ilgili tüm bakanlıklar, kurumlar ve sivil toplum temsilcileri bir araya gelmekte, Ülke genelindeki veriler, sahadan gelen raporlar, Meclis Araştırma Komisyonu’nun tespitleri ışığında politikalar sürekli güncellenmekte, İl Koordinasyon Kurulları ile merkezden yerele uzanan bir takip ve izleme mekanizması işletilmektedir. AK Parti döneminde kadına yönelik şiddetle mücadele kanunlardan kalkınma planına, Cumhurbaşkanlığı genelgelerinden koordinasyon kurullarına kadar bütünüyle kurumsallaşmış ve bütüncül bir bir devlet politikası hâline gelmiştir. Ancak biz sadece kâğıt üzerinde düzenleme yapan bir siyasi hareket değiliz. Biz sahaya inen, sonuç üreten bir siyasi hareketiz. KADES bunun en somut örneklerinden biridir. Kadınların hayatına doğrudan dokunan bir güvenlik zırhıdır. 8 milyon 990 bin kadın tarafından indirilmiş, ihbarlar tek tuşla alınmış, kolluk birimlerimiz olay yerlerine ortalama 6 dakika kadar kısa bir sürede ulaşarak koruyucu ve önleyici tedbirleri hayata geçirmiştir. ŞÖNİM ve kadın konukevleri de bu mücadelenin omurgasıdır. Ülke genelinde ŞÖNİM’ler 7/24, başvuran her kadına barınma, rehberlik, psikososyal destek, hukuki yönlendirme ve izleme-takip hizmetleri sunmakta, kadın konukevleri ve ilk kabul birimleriyle birlikte, şiddet mağduru kadınlara ve beraberindeki çocuklara güvenli bir sığınak olmaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadele merkezleri, sosyal hizmet merkezleri, aile destek merkezleri, il ve ilçe düzeyindeki kadın irtibat noktalarıyla mahalle mahalle, sokak sokak yaygınlaştırılmıştır. Biz sadece bina açmıyoruz aynı zamanda kapı kapı dolaşıyoruz. Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) kapsamında, 208 bin 525 hanede kadına yönelik şiddetle mücadele hakkında yüzyüze bilgilendirme görüşmeleri yapılmıştır. Ayrıca ALO 183 Şiddetle Mücadele Hattı üzerinden yapılan her başvuruda uzman ekipler tarafından, risk altındaki kadınlara anlık ve bütüncül destek sağlanmaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede en kritik aşama olan “veriye dayalı politika üretimi” için bu yıl yeni bir döneme giriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bugün açıklanacak olan 2026–2030 dönemini kapsayan 5. Ulusal Eylem Planı, dijital şiddet, risk analizi, erken uyarı sistemleri ve izlenebilir politikalara odaklanan çok boyutlu bir çerçeve sunmaktadır. Bu plan, kadınların güvenliği için kurumsal kapasiteyi derinleştirirken toplumsal katılımı da güçlendiren bir vizyonla tasarlanmıştır. Ve biz AK Parti olarak diyoruz ki bu kurumsal yapıyı, bu istatistikleri, bu sahadaki emeği; Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tam 23 yılda ilmek ilmek ördük. Konuşmak kolaydır. Bildiri yayımlamak kolaydır. Zor olan ise kadına yönelik şiddetle mücadeleyi kâğıt üzerinde olmaktan çıkarıp; uygulamada, sahada, KADES çağrısında, ŞÖNİM kapısında, kadın konukevinin sıcak odasında ve bu mücadelenin her satırında gösterebilmektir. Bizler AK Parti Kadın Kolları olarak bu mücadelenin sahadaki en güçlü paydaşıyız. 81 ilde, 922 ilçede, milyonlarca kadına ulaşan yapımızla, hem farkındalık çalışmalarını yürütüyor hem de risk altındaki kadınlara destek olabilecek tüm mekanizmaların doğru şekilde işletilmesi için durmadan çalışıyoruz. Kadınların sesi olmak, ihtiyaçlarını devletimizin ilgili kurumlarına iletmek, politika üretmek ve çözüm mekanizmalarının güçlenmesine katkı sunmak en temel sorumluluğumuzdur. Bu doğrultuda Kadın Kolları olarak KADEM ile yaptığımız iş birliği kapsamında iki ayrı başlıkta “Güven Toplumunun İnşası: Şiddetin Anatomisi ve Çözüm Yolları” ile “İki İnsan” eğitim programlarını 81 ilde başlatıyoruz. Bu eğitimlerle şiddetsiz bir toplum idealine katkı sunan bilinç ve farkındalık çalışmalarımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Kadınların her alanda güçlendirilmesi, şiddetle mücadelenin en önemli unsurlarından biridir. Bu nedenle bir yandan koruma mekanizmalarını güçlendirirken bir yandan da kadınların ekonomik, sosyal ve toplumsal hayatta daha görünür ve güçlü olmasını sağlayacak politikalar üretmeye devam ediyoruz. Bu bilinçle, kadın istihdamını artıracak, girişimcilik fırsatlarını güçlendirecek, eğitim ve mesleki gelişim imkanlarını yaygınlaştıracak projeleri bir bir hayata geçiriyoruz. Bugün kadınların iş gücüne katılım oranı %36,6 seviyesine ulaştı, üst ve orta düzey yönetici pozisyonlarındaki oranı ise %20’yi aştı. Parlamentoda kadın milletvekili oranı %20'lere, kadın girişimcilerin oranı ise %18'lere ulaştı. Bu rakamlar, kadınların sadece aile ve özel hayatlarında değil, toplumsal karar alma süreçlerinde, iş dünyasında ve kamusal alanda da giderek daha güçlü bir şekilde var olduklarını göstermektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, siyasi hayatı boyunca, her daim Kadının, bu ülkenin siyasetinde “ek” bir başlık değil, asli özne olduğunu savunmuştur.. Bugün kadınların siyasette, karar alma mekanizmalarında, eğitimde, istihdamda, bürokraside, sivil toplumda ulaştığı düzey; tesadüflerin değil, bu vizyonun sonucudur. Kadına yönelik şiddet tüm dünyanın ortak meselesidir. Bu nedenle mücadelemiz evrensel bir mücadeledir.. Bu çerçevede özellikle şunu vurgulamak isterim. Gazze, Doğu Türkistan ve Ukrayna başta olmak üzere kadın ve çocuklara yönelik her türlü saldırıyı lanetliyor; dünyanın neresinde olursa olsun kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddete karşı uluslararası toplumu acilen harekete geçmeye çağırıyoruz. Bütün bu mücadele aynı zamanda bir zihniyet mücadelesidir. Kadın ve erkeğin her alanda birbirini tamamladığı bilinciyle buradan erkeklere de sesleniyoruz. Evinizde, iş yerinizde, sokakta, sosyal medyada… Kadına yönelik sözlü, psikolojik, ekonomik, dijital ve fiziksel şiddete karşı ses çıkarın. Susan değil, duran değil, “dur” diyen olun. Bu mücadelede en büyük pay şüphesiz ki erkeklerindir. AK Parti Kadın Kolları olarak inancımızın, kültürümüzün ve medeniyetimizin asla kabul etmediği kadına yönelik şiddeti siyaset üstü bir mesele olarak değerlendiriyor, açık ve net bir şekilde reddediyoruz. AK Parti Kadın Kolları olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde daha adil, daha güvenli bir hayatı güçlü kadınlarla birlikte inşa etmeye devam edeceğiz. Sözlerime son verirken ifade etmek isterim ki hiçbir kadın kendisini çaresiz hissetmeyene kadar; bu topraklarda kadına yönelik şiddet tamamen son bulana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi, 25 Kasım vesilesiyle Türkiye’nin dört bir yanından yükselen güçlü bir sesle bir kez daha ilan ediyoruz.Ve tüm kadınlara “yalnız değilsiniz” diyoruz.”

Su Sporları Merkezi Kadınların Uğrak Noktası Oldu Haber

Su Sporları Merkezi Kadınların Uğrak Noktası Oldu

Tepebaşı Belediyesi Mustafa Kemal Atatürk Spor Tesisleri’nde bulunan Su Sporları Merkezi’nden Kasım ayında bin 428 kişi faydalanıyor. Kadınların da çok ilgi gösterdiği merkez, adeta dolup taşıyor. Tepebaşı Belediyesi Su Sporları Merkezi kadınların uğrak noktası oldu. Yüzmeyi öğrenmek ya da spor yapmak isteyen kadınlar merkeze gelerek eğitmenler eşliğinde yüzüyorlar. Kadınlar spor yapmanın yanı sıra sosyalleşme imkanı da buluyorlar. Yetişkin eğitim, çocuk eğitim, serbest saat, su cimnastiği, engelli saati gruplarının olduğu Su Sporları Merkezi’nde aylık olarak kayıt alınıyor. Kasım ayında yetişkinlerde 750, çocuk eğitimlerinde 600, engelli gruplarında ise 78 kayıt alan merkez, dolu dolu hizmet veriyor. Kayıt yaptırarak merkezden hizmet almak isteyenler tesis.tepebasi.bel.tr adresinden işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Merkezden hizmet alan vatandaşlardan Tuğba Ergen, su korkusunu yendiğinden bahsederek merkezi şöyle değerlendiriyor: Her şeyden önce engelli vatandaşlar için inanılmaz uygun. Bizden önce onları düşündükleri için buraya çok aşığım. Hijyenik ve çok keyifli bir yer. Ben su korkusu olan bir karakterim. Bana, benim yaş grubuma ve ileri yaş gruplarındaki kadınlara inanılmaz keyifli aktivitelerle, su korkusunu yenmemizi sağlayarak yüzmeyi öğretiyorlar. Sağ olsun Ahmet Bey böyle bir tesis kazandırdı. Mutlu olduk, teşekkür ederiz. Tesisten faydalanan bir diğer vatandaş Emel Ergen ise memnuniyetini dile getirerek, “Burada herkesle bire bir ilgileniyorlar. Su korkum vardı, hocalarım sayesinde aştım. Gelmek isteyenlere tavsiye ederim, güzel bir tesis” şeklinde konuştu. Tepebaşı Belediyesi’nin uluslararası Leed Sertifikalı yeşil bina özelliğine sahip Su Sporları Merkezi’nde düzenlenen programlar sayesinde, her yaş grubundan katılımcı, kendine uygun saat ve seviyede yüzme imkanı buluyor. Eğitimlere katılanlar, düzenli spor yapmanın fiziksel ve ruhsal açıdan olumlu etkilerini kısa sürede hissettiklerini ifade ediyor. Bu yönüyle merkez, kentte sağlıklı yaşam alışkanlıklarının yaygınlaşmasına da katkı sunuyor. Ertuğrulgazi Mahallesi Ahmet Vefik Caddesi No:53 adresinde hizmet veren merkez, pazartesi hariç haftanın 6 günü, 07.00-22.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Yüzme kursları için bilgi almak isteyen vatandaşlar 0 (222) 310 39 45 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor.

Kadınların Üretim ve Dayanışma Potansiyeli Zirvede  Buluştu Haber

Kadınların Üretim ve Dayanışma Potansiyeli Zirvede Buluştu

Kadınların ekonomik hayattaki konumunu güçlendirmeyi ve girişimcilik ekosistemine katkılarını artırmayı hedefleyen KADINES Girişimcilik Zirvesi, Anemon Otel'de yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Girişimcilik, markalaşma, finansal destekler ve network oluşturma konularının derinlemesine ele alındığı zirve, iş dünyasının önde gelen isimlerini, kurum temsilcilerini ve ilham veren kadınları bir araya getirdi. ​Kurumsal Katılım ve Destek Mekanizmaları Masaya Yatırıldı ​Zirvenin açılış konuşmaları ve organizasyon tanıtımının ardından ilk iki panel, kadın girişimcilerin karşılaştığı zorluklara ve çözüm yollarına odaklandı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan KADINES Derneği Başkanı Ayşe Demirdöver; "Bugün burada atılacak her bir adım, her bir kurulan bağlantı sadece geleceğin ekonomisini şekillendirmekle kalmayacak; aynı zamanda her bir girişimci, her bir fikrin mimarı yeniden Türkiye'yi inşa edecek." dedi. Başkan Demirdöver zirvenin katılan tüm kadın girişimciler için ilham, güç, üretim sağlayacağını ifade etti. ​Panel I: "Girişimcilikte Yeni Bir Hikaye Yaz" oturumunda, KOSGEB İl Müdürlüğü, Defterdarlık İl Müdürlüğü ve SGK İl Müdürlüğü'nden üst düzey temsilciler yer aldı. Temsilciler, kadın girişimcilerin yararlanabileceği güncel devlet destekleri, teşvikler ve yasal yükümlülükler hakkında detaylı bilgiler sunarak, resmi destek mekanizmalarını erişilebilir kıldılar. ​Panel II: "Topraktan Dünyaya – Yeni Bir Hikaye Yaz’an KADINES’ler" başlığı altında ise başarılı girişimcilik hikayeleri dinleyicilerle buluştu. kadinlarinelinden.com Kurucusu Hande Dumrul ve EddaStudio Kurucusu Eda Tezcan, yerel değerleri globale taşıyan deneyimlerini aktararak katılımcılara ilham kaynağı oldu. ​Güçlü Network ve Yaratıcı Liderlik Vurgusu ​Öğle Yemeği sonrasında devam eden zirvenin üçüncü paneli, iş dünyasında yaratıcı liderliğin ve güçlü bir iş ağının (network) önemini vurguladı. ​Panel III: "Girişimcilikte Yeni Dönem – Güçlü Network, Yaratıcı Liderlik" başlığı altında; Silk and Cashmere Kurucusu ve "Diren Keçi" kitabı yazarı Ayşen Zamanpour ile KADINES Kurucu Başkanı Ayşe Demirdöver konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar, özellikle kadın liderlerin iş yaşamında fark yaratmak için geleneksel yöntemlerin dışına çıkması gerektiğini ve sürdürülebilir başarı için güçlü bir dayanışma ağının kritik rolünü belirttiler. ​Ceyda Düvenci'den İlham Verici Söyleşi ​Etkinliğin en dikkat çekici bölümlerinden biri, Oyuncu, Sunucu ve Yazar Ceyda Düvenci’nin gerçekleştirdiği özel söyleşi oldu. Düvenci, kendi kariyer ve yaşam yolculuğundaki dönüm noktalarını paylaşarak, katılımcılara zorluklar karşısında dirençli olmanın ve kendi hikayelerini yazmanın önemini anlatan ilham verici bir konuşma yaptı. ​Zirve, protokol ve konuşmacılara yönelik plaket takdimleri ile sonlanırken, kapanış kokteyli ve Networking etkinliği ile katılımcılara iş birliği ve yeni projeler geliştirme fırsatı sunuldu. ​KADINES Girişimcilik Zirvesi, Eskişehir ve bölge kadınlarının ekonomik alandaki aktivitesini artırma misyonuyla başarılı bir etkinliğe imza attı.

Başkan Ünlüce'den Kadınlara Çağrı Haber

Başkan Ünlüce'den Kadınlara Çağrı

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Friedrich Naumann Foundation ve 1984 Derneği (D84) işbirliğiyle, Eskişehir’de kadınların yerel yönetimlerdeki liderlik rollerini güçlendirmeyi hedefleyen bir program düzenledi. Programın ilk gününde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Birlikte güçlü olursak, bu şehirdeki ve ülkedeki kadınlara daha fazla dokunabiliriz. Bu eğitimin hepimize yeni farkındalıklar kazandıracağına inanıyor, dayanışmamızın artarak devam etmesini diliyorum.” dedi. Kentpark Sosyal Kütüphane’de düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Kadın Liderliği Güçlendirme” programı, yerel yönetimlerde görev yapan kadın liderlerin karşılaştıkları zorluklara odaklanarak, stratejik kapasite geliştirme çalışmaları ve cinsiyet eşitliği alanında ortak savunuculuk platformları oluşturmayı amaçlıyor. Programa, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Friedrich Naumann Vakfı Program Direktörü “Konuşmamız gereken Şeyler” oluşumu kurucusu Gülçin Sinav, D84 Programlar ve İdari İşler Koordinatörü Kardelen Deniz, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcı Figen Kâhya, CHP, MHP ve İYİ Parti kadın kolları başkanları ve yönetimi, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve kadın meclis üyeleri katıldı. Kadınların her alanda olması gerektiğini söyleyen Kardelen Deniz, “Kadınların toplumsal ve siyasal alanda daha fazla yer almasını sağlamak üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda, kadın siyasetçilerin güçlenmesini destekliyor ve farklı yapılar arasında bağlar kurmaya çalışıyoruz. Türkiye’de kamusal alanın ve siyasetin daha rasyonel, kapsayıcı ve adil hale gelmesinin, siyasette kadın temsilinin artırılmasıyla mümkün olduğuna inanıyoruz.” dedi. Gülçin Sinav da, Eskişehir’in ilk kadın belediye başkanı olan Ayşe Ünlüce’yi tebrik ederek, “Bu önemli toplantıya ev sahipliği yaptığınız ve kadına önem veren bir şehir olduğunuz için teşekkür ederiz.” dedi. Burada konuşan ve Cumhuriyet’e vurgu yapan Başkan Ünlüce şu ifadeleri kullandı: “Eskişehir’de kadınların güçlenmesi ve dayanışması için yürütülen çalışmalar çok önemli. Eğitimin ve öğrenmenin hiç bitmeyen bir yolculuk olduğunu düşünüyor, bu yolculuğun kadınlar için çok değerli olduğuna inanıyoruz. Kadın hareketinin içinde uzun yıllar yer aldım, Eskişehir Kadın Platformu ve BARO Kadın Hakları Komisyonu gibi yapılarda aktif rol aldım ve 2000’li yılların başında Yılmaz Büyükerşen’in desteğiyle Eskişehir Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi’ni kurduk; burada gönüllü olarak hukuki ve psikolojik destek verdik. Bu süreçte kadınların yaşadığı hikâyeler, acılar ve dayanışma bize doğru bir iş yaptığımızı gösterdi. Ancak kadın hareketinde birbirimize üstünlük kuran dilden uzak durmak gerektiğini de öğrendik. Çünkü şiddet, eğitim, gelir ya da sosyal statü farkı gözetmiyor. Bu nedenle bu tür eğitimler, kadınların birbirinden öğrenmesi, güç alması ve dayanışmayı büyütmesi açısından büyük önem taşıyor. Kadınların siyasette ve yerel yönetimlerde daha fazla yer alması kadar, birbirine destek olması da çok değerli. Birlikte güçlü olursak, bu şehirdeki ve ülkedeki kadınlara daha fazla dokunabiliriz. Bu eğitimin hepimize yeni farkındalıklar kazandıracağına inanıyor, dayanışmamızın artarak devam etmesini diliyorum.” “Yerel Yönetimlerde Kadın Liderliği Güçlendirme” programı yarın da Kentpark Sosyal Kütüphane’de çeşitli eğitimlerle devam edecek.

Kadınlar Çini Sanatıyla Kendi Hikayelerini Yazıyor Haber

Kadınlar Çini Sanatıyla Kendi Hikayelerini Yazıyor

Odunpazarı Belediyesi, kadınların meslek edinmeleri, kendi ayakları üzerinde durmaları ve aile ekonomilerine katkı sağlamaları amacıyla yürüttüğü çalışmaları sürdürüyor. Kırmızıtoprak Mahallesi’nde bulunan Prof. Dr. Orhan Oğuz Halk Merkezi’nde bulunan Çini Atölyesi, kadınların hem geleneksel sanatları öğrenmesine hem de üretim yoluyla ekonomik kazanç elde etmesine imkân tanıyor. Atölyeye katılan 25 kadın, usta öğreticilerden çini sanatının inceliklerini öğreniyor. Katılımcılar, çamurun şekillendirilmesinden desen çizimine, renklendirmeden sır işlemeye kadar tüm aşamalarda aktif olarak yer alıyor. Atölye süreci boyunca hem el becerilerini geliştiriyor hem de kendi el emeğiyle gelir elde edebilecek düzeye geliyorlar. Çini sanatının geleneksel bir Türk sanatı olduğunu belirten Odunpazarı Belediyesi yetkilileri, tarih boyunca cami, köşk, saray ve türbeler gibi mimari eserlerin iç ve dış cephe süslemelerinde kullanıldığını ifade etti. Günümüzde ise çini sanatının yalnızca mimaride değil, vazolar, kupalar, kâseler ve küçük aksesuarlar gibi dekoratif objelerde de sıkça yer aldığı vurgulayan yetkililer, bu tür atölyelerle kadınların sosyal hayata katılımlarını artırmayı, özgüvenlerini güçlendirmeyi ve ekonomik bağımsızlıklarını desteklemeyi hedeflediklerini söyledi. Katılımcılar ise hem yeni bir beceri edinmenin hem de el emeğiyle kendi gelirlerini sağlamanın gururunu yaşıyor.

İş Cinayetlerinin Sorumlusu Saray Düzenidir! Haber

İş Cinayetlerinin Sorumlusu Saray Düzenidir!

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu tarafından Dilovası'nda bir parfüm deposunda meydana gelen patlama sonucu hayatını kaybeden kadınlar ve kadın istihdamında yaşanan sorunlarla ilgili bir açıklama yaptı. Eskişehir Kadın Platformu adına açıklama yapan EMEP Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu şu ifadeleri kullandı; "Geçtiğimiz günlerde Kocaeli'nin Dilovası ilçesindeki bir parfüm deposunda meydana gelen patlamada 6 kadın işçi yaşamını yitirdi. Bu kayıp, bir kez daha gösterdi ki bu memlekette işçinin yalnızca emeğinin değil, canının da hiçbir güvencesi yoktur. Patlamanın ardından ortaya çıkan bilgiler, bu iş cinayetinin ihmaller zinciri, denetimsizlik ve göz yumma politikalarıyla nasıl göz göre göre yaşandığını tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. İşçilerin canı pahasına üretim sürdürülüyor, patronlar ise işçilerin hayatından çalarak servetlerine servet katıyor. Yaşamını yitiren 6 kadın işçiden 3’ü çocuktu. Hepsi yevmiyeli, sigortasız ve güvencesiz çalıştırılan emekçilerdi. İşletmenin yangın söndürme planı yoktu, çalışma ruhsatı bile bulunmuyordu. İşçilerin patlamadan kaçma şansı dahi olmadı. Bu, açıkça bir cinayettir! Sorumlusu başta işletme sahibi ve yöneticileri olmak üzere; bu işletmeyi denetlemeyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, SGK ve İlçe Belediyesidir. Bu kurumlar, idari görevlerini yerine getirmemiş; işçilerin yaşamını hiçe sayan kölelik koşullarının sürmesine göz yummuştur. Bu bir kader değildir, fıtrat hiç değildir; bu bir iş cinayetidir! Biliyoruz ki Saray düzeninin “Ailenin 10 Yılı” söylemleriyle ve 11. Yargı Paketi ile çizdiği tablo; artan güvencesizlik, yoksulluk, iş cinayetleri, şiddet ve eşitsizlikle geçen karanlık bir on yıldır. Çocuklar MEB’in “MESEM” programlarıyla okuldan koparılıp atölyelere, fabrikalara sürülürken; açlık sınırının bile altında, sigortasız ve güvencesiz çalışmaya mahkûm ediliyor. Bu politikalar çocukları yalnızca eğitimden değil, yaşamdan da koparıyor. Daha bugün, Ağrı’da ayçiçeği hasadı sırasında biçerdöverin altında kalan 14 yaşındaki çocuk tarım işçi Nursefa Samur hayatını kaybettiği haberini aldık. Oysa Nursefa’nın yaşıtlarıyla birlikte okulda olması gerekiyordu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) ‘nin verileri 2025 yılı içinde Kasım ayı itibariyle 77 çocuk işçi hayatını kaybettiğini kayda düşüyor. Öyle ki, daha dün mecliste görüşülen bütçede çocuk işçiliğiyle mücadeleye tek bir ek kaynak dahi ayrılmadı. İş sağlığı ve güvenliği için ayrılan payda da artış yapılmadı. Bu bütçeden işçiye, kadına, çocuğa yine pay çıkmadı! Saray düzeni istiyor ki; Kadınlar ucuz iş gücü olarak fabrikalara sürülsün, Güvencesiz ve sigortasız çalışsın, Evde aileye, işte patrona biat etsin, Sesini çıkarmasın, başını kaldırmasın, hakkını aramasın. Saray düzeni istiyor ki; Bu memlekette ne işçi ne de çocuk hakkını savunsun. Dilovası’nda işçilerin ölümünün hesabını sormayan iktidar; geçtiğimiz ay Tokat’ta, hakları için mücadele eden ve Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’nda örgütlenen Şık Makas işçilerinin grevine polis zoruyla saldırıyor. İşçi temsilcisi Buse Kara’ya, hakkını savunduğu için ev hapsi veriliyor. Bu, mücadele eden kadınlara verilmek istenen açık bir gözdağıdır! Tokat’ta ücretlerini ödemeden kaçan patron da, Dilovası’nda ruhsatsız işçi çalıştırma cesaretini kendinde bulan patron da gücünü Saray’ın sermaye düzeninden almaktadır. Buradan haykırıyoruz: Bu düzen böyle gitmez! Bu sömürü ve cinayet düzeninin hesabı yalnızca mahkemelerde değil, emeğin örgütlü mücadelesinde sorulur! Tokat’tan Dilovası’na yükselen bu ses; emeği çalınan kadınların, işçilerin ve çocukların haklı isyanıdır. Eskişehir’den tüm işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere çağrımızdır: Yaşamak için örgütlenelim! Emeğimiz için mücadele edelim! Saray’ın sermaye terörüne hep birlikte DUR diyelim!"

Kadın Çiftçilerimiz Üretimin Görünmeyen Ama En Güçlü Kahramanlarıdır Haber

Kadın Çiftçilerimiz Üretimin Görünmeyen Ama En Güçlü Kahramanlarıdır

Eskişehir Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu tarafından 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla bir kadın çiftçilerle bir kahvaltı programı düzenlendi. Kahvaltı programında konuşan Eskişehir Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Necat Yatır şu ifadeleri kullandı; "Anadolu topraklarına geçmişten bugüne hep kadın eli değmiştir. Toprağa sevgiyle, alın teriyle, inançla emek veren tüm kadın çiftçilerimizin 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü kutlu olsun. Kadın çiftçilerimiz üretimin görünmeyen ama en güçlü kahramanlarıdır. Günün ilk ışıklarıyla birlikte tarlada, serada, bahçede, ahırda, evde ve pazarda üretimin yükünü omuzlayan kadınlarımız, hem aile ekonomisinin hem de ülke tarımının temel direğidir. Onların emeği, ülkenin bereketidir. Bugün ülkemizde tarımsal üretimin her alanında kadınların izi vardır. Ancak ne yazık ki bu emek çoğu zaman görünmez kalmakta; sosyal güvenceden eğitim olanaklarına, üretimden pazarlamaya kadar birçok konuda kadın üreticilerimiz hak ettiği değeri bulamamaktadır. Biz, Ziraat Odası Başkanları olarak, kadın çiftçilerimizin daha güçlü, daha görünür ve üretimde daha etkin olabilmesi için üzerimize düşen tüm sorumluluğu almaya devam edeceğiz. Ancak yalnızca kadın çiftçilerimiz değil, tüm üreticilerimiz bugün ciddi bir ekonomik sıkışıklığın içindedir. Artan mazot, gübre, ilaç, yem, enerji ve su maliyetleri, üretimin sürdürülebilirliğini tehdit eder hâle gelmiştir. Çiftçilerimiz alın terinin karşılığını almakta zorlanmakta, birçok üretici önümüzdeki sezon için endişe duymaktadır. Bu noktada özellikle şeker pancarı üreticilerimizin durumu dikkat çekicidir. Son açıklanan pancar alım fiyatları, maliyetleri karşılamaktan çok uzaktır. Girdi fiyatları katlanarak artarken açıklanan fiyatlar, çiftçimizin emeğini hiçe saymaktadır. Bu tablo hem üreticimizi hem de ülkemizin şeker üretimini risk altına sokmaktadır. Bizler, pancar üreticimizin emeğinin karşılığını alabilmesi için pancar fiyatlarının yeniden gözden geçirilmesini ve üreticinin mağduriyetinin giderilmesini talep ediyoruz. Bununla birlikte, pancar kotası uygulamaları da üreticimizi zora sokmaktadır. Birçok bölgede kotanın düşük tutulması, üreticinin planlama yapmasını engellemekte ve tarlasında boşluk yaratmaktadır. Ülkemizin ihtiyacını karşılayacak, üreticiyi koruyacak şeker pancarı kotasının artırılması büyük önem taşımaktadır. Tüm bu ekonomik koşullar altında üreticimizin ayakta kalabilmesi için tarımsal destek ödemelerinin acilen çiftçilerimizin hesaplarına yatırılması, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası borçlarının ertelenmesi, üreticinin girdi maliyetlerini dengeleyici kalıcı adımların atılması artık bir tercih değil, zorunluluk hâline gelmiştir. Çiftçimiz üretmek istiyor. Yeter ki önünü görebilsin, emeğinin karşılığını alabilsin. Biz, Ziraat Odası Başkanları olarak her zaman üreticimizin sesini duyurmaya, toprağın sesine kulak vermeye devam edeceğiz. Kadın, erkek demeden tüm çiftçilerimizin yanında olacağız. Bugün emeğin, dayanışmanın ve üretimin günü. Bu ülkenin geleceğini toprağa alın teriyle yazan tüm kadın çiftçilerimizin 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü kutlu olsun."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.