SON DAKİKA
Hava Durumu

#İşçi

Porsuk Haber Ajansı - İşçi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İşçi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Doruk Madencilikte Yaşananlar İnsanlık Suçudur! Haber

Doruk Madencilikte Yaşananlar İnsanlık Suçudur!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Doruk Madencilik’te işçilerin aylardır maaş ve tazminatlarını alamamasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Taşcıer, 2016 yılında kayyım atanan ve 2022 Aralık ayında Yıldızlar Holding’e devredilen işletmede yaşananların hak ihlallerini aşarak bir insanlık suçu haline geldiğini belirtti. İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR! CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Doruk Madencilik’te çalışan 1100’ü aşkın işçinin aylardır mağdur olduğunu söyledi. Maaşını ve tazminatını alamayan yüzlerce işçiye geçtiğimiz ramazan ayında ödeme sözü verildiğini anımsatan Taşcıer, “Sözler tutulmadı, işçiler açlığa terk edildi. Hak ihlalini aşarak insanlık suçuna dönüşen bir süreç yaşanıyor ” dedi. Taşcıer açıklamasında şunları ifade etti: İŞÇİLER HAYAT MÜCADELESİ VERİYOR Bugün 1100’ü aşkın işçi mağdurdur. Ücretsiz izine çıkartılan ve maaş alamayan 632 işçi hakkını arıyor. Hak arayan işçilere, işten ayrılma baskısı yapılıyor. Böylece 10 yıllık kıdem tazminatlarını içeride bırakmaları isteniyor. Geldiğimiz noktada hakları olan ödemeleri bekleyen işçiler, bırakın geçinmeye çalışmayı arttık hayatta kalma mücadelesi veriyor. ERDOĞAN SÖZÜNÜ TUTMADI Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ramazan ayında “Alacaklarınız ödenecek” diyerek işçilere verdiği sözlerin üzerinden aylar geçti. Ancak ne maaş ödendi, ne işten çıkanların tazminatları verildi, ne de en temel sosyal güvenceler sağlandı. Aksine işçilere, hiçbir resmi tebligat yapılmadan, tek taraflı olarak ücretsiz izin dayatıldı. Ücretsiz izinde oldukları için ne sosyal yardım alabiliyorlar, ne sağlık hizmetinden yararlanabiliyorlar, ne de başka bir işe girebiliyorlar. Çaresizce, bir umut diyerek alacaklarının ödenmesini bekliyorlar. ÜRETİM DURDU AMA KÖMÜR DIŞARIDAN GETİRİLİYOR Şirket yönetimi, madende çalışan işçilere “Üretim durdu, alt madde kullanılamıyor” gibi gerekçelerle ödeme yapmazken, Termik Santral bölümünde dışarıdan kömür getirilerek enerji üretildiği bilinmektedir. İKTİDAR SÜRECE ORTAK OLUYOR Yaşanan hak ihlalleri ve yapılan eylemler Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı yetkilileri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a defalarca aktarılmıştır. Ancak AKP iktidarı yaşanan hukuksuzluklara sessiz kalarak göz yummakta ve böylece işlenen suça ortak olmaktadır. Bu bakımdan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kayıtsızlığı, iktidarın tutumunun aynasıdır. Bakanlık işçilerin başvurularına kayıtsız kalmakta; işçinin değil patronun yanında saf tutmaktadır. SOSYAL DEVLET YOK EDİLİYOR Bir işçinin evine ekmek götüremediği, çocuğuna harçlık veremediği, sosyal yardıma erişemediği ve hak aradığı için işten atılma korkusuyla yaşadığı bir ülkede; ne sosyal devletten ne de hukuk devletinden söz edilebilir. İktidarın asli görevi, işçisinin haklarını korumak ve güvence altına almaktır. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının dilinden düşürmediği “işçi hakkı” söylemi, Doruk Madencilik emekçileri için rafa kaldırılmıştır. Bakanlık ihlaller karşısında kafasını kuma gömmekten öteye geçmemiştir. YANIT BEKLEYEN SORULAR Cumhuriyet Halk Partisi olarak, evine ekmek götüremeyen emekçiler adına şu soruların yanıtlarını bekliyoruz: Cumhurbaşkanı işçilere bir söz vermişti. Bu söz neden yerine getirilmedi? “Devlet” demek güvence demektir. Doruk Madencilik emekçilerine verilen sözler neden kağıt üstünde kaldı? Bu insanlar bu devletin vatandaşı değil mi? DORUK MADENCİLİK İŞÇİLERİ YALNIZ DEĞİLDİR! Eğer AKP iktidarı işçiye verdiği sözü tutamıyor ya da tutmak istemiyorsa, siyasi meşruiyeti ağır bir yara daha almış demektir. Kamuoyunu, sendikaları, emek örgütlerini, baroları, meslek odalarını ve vicdan sahibi herkesi bu hak gaspına karşı ses yükseltmeye çağırıyoruz. Doruk Madencilik işçileri haklarını alana kadar bu mücadelenin takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Gençlerimizin Emeği Hakkını Bulmalı Haber

Gençlerimizin Emeği Hakkını Bulmalı

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, kamuya personel alımında uygulanan mülakat sisteminin kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir kanun teklifi sundu. Teklif, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapılarak, personel alımlarında yalnızca yazılı sınav ve objektif, ölçülebilir yöntemlerin esas alınmasını öngörüyor. Teklifin Amacı: Emeği Koruyan, Liyakati Esas Alan Bir Kamu Sistemi Hazırlanan kanun teklifiyle: Kamuya girişte mülakat uygulaması tamamen kaldırılacak. Atamalar yalnızca yazılı sınav ve objektif değerlendirme araçlarıyla yapılacak. Sınav dışı yollarla elenme veya tercih edilme ihtimali ortadan kaldırılacak. “Mülakat, Adalet Duygusunu Zedeliyor” Teklifin gerekçesini açıklayan Arslan, şu ifadeleri kullandı: “Kamuya güvenin yeniden tesisi, liyakatli bir sistemin inşasıyla mümkündür. Mülakatlar, uzun süredir gençlerimizin umutlarını söndüren, emeklerini gasp eden bir araca dönüşmüş durumda. Bu uygulama, siyasi tercihlere açık, objektiflikten uzak ve halkta adalet duygusunu zedeleyen bir niteliğe bürünmüştür.” “Seçim Vaatleri Gerçekleştirilmeli” İktidarın yıllardır mülakatları kaldıracağı yönünde sözler verdiğini hatırlatan Arslan, “Seçim dönemlerinde verilen vaatler yerine getirilmedi. Mülakat sistemi sürdürülerek, liyakat değil sadakat esas alınmaya devam edildi. Bu teklif, kamuya girişte adil ve ölçülebilir bir sistemi esas almaktadır” dedi. “Devlete Güven, Gençliğe Umut” Kanun teklifinin yasalaşmasıyla birlikte, özellikle genç işsizler için yeni bir umut kapısı aralanacağını belirten Arslan, “Bu düzenleme, sadece hakkaniyeti sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda devlete olan güvenin yeniden tesis edilmesine de katkı sunacaktır” diye konuştu.

İşçilerin Yasası Onbinlerce İmza İle Meclise Gidiyor! Haber

İşçilerin Yasası Onbinlerce İmza İle Meclise Gidiyor!

Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu işçilerin sendikal hak ve özgürlükleri önünde ki engellerin kaldırılması için hazırlanan kanun teklifinin muhalefet partileri tarafından meclise sunulacağını açıkladı. EMEP İl Başkanı Ceren Kökoğlu yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Emek Partisi olarak Ocak ayında başlatmış olduğumuz sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasına dair kampanyamız kapsamında; ülke genelinde grev ve direnişteki işçilerle, sendika yöneticileri ve uzmanlarıyla, akademisyen ve avukatlar ile bir dizi buluşmalar gerçekleştirdik. İşçi havzalarında sendika ziyaretleri, işçi buluşmaları, toplantılar, kurultaylar, paneller, direniş alanlarında eğitim çalışmaları, işyeri gezileri ve sosyal medya etkinlikleri ile kampanyayı işçilere ulaştırmaya çalıştık. Çeşitli işkollarından organize sanayi bölgelerinde çalışan işçilerle toplantılar, ev ziyaretleri, işçi duraklarında ve semtlerde, işyeri önlerinde işçilerle buluşmalar gerçekleştirdik. Kampanyayı; Eskişehir'de de insanca yaşam ve çalışma koşulları talep eden metal işçileriyle, toplu iş sözleşmesi süreci yaşayan gıda işçileriyle, TİS görüşmelerinde sefalet dayatılan kamu işçileriyle, şehir merkezi ve semt pazarlarında açtığımız stantlarda öğrenciler, emekliler ve emekçilerle hep beraber tartışarak, imza toplayarak örgütledik. “Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş” başlığıyla gerçekleştirdiğimiz panelde onlarca işçiyi Birleşik Metal İş Eskişehir Şube Başkanı Recai Büyükbeyhan, Çalışma ve Toplum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Murat Özveri ve Emek Partisi Milletvekili İskender Bayhan ile buluşturduk. 15-16 Haziran işçi eylemliklerinin yıl dönümünde de tüm bu kampanyanın sonucunda işçilerle tartışarak ortaya çıkarılan talepleri mecliste parti milletvekillerimiz girişimleriyle CHP, Dem Parti, TİP ve İYİP’in de mutabakatlarıyla kanun teklifi olarak sunacağız. Bu teklif Türkiye işçi sınıfının taleplerinin kazanılması için bir başlangıç olacak. Kanun Teklifinde Neler Var? Kampanya kapsamında sendikalarla yapılan toplantılarda öne çıkan sorunların başında baraj geliyor. 12 Eylül darbesi sonrasında çıkartılan yasalarla getirilen ikili baraj sistemine göre bir işkolunda örgütlenirken yetki alabilmek için Türkiye genelinde o işkolunda çalışan işçilerin tamamının yüzde 1’inin üyeliği gerekiyor. Kanun teklifinin gerekçesinde bunun dünyada örneğinin olmadığı ve sendikal örgütlenmenin önünde büyük bir engel olduğu örnekleriyle anlatılarak bu barajın kaldırılması öneriliyor. Sendikaların işyerlerinde yetki aldıktan sonra, işverenlerin sendikalılığı engellemek üzere hukuka aykırı ve keyfi şekilde Çalışma Bakanlığı’nın verdiği yetki belgesine itiraz etmesi ve böylece toplu iş sözleşmesi (TİS) yapılmasının engellenmesi de gündemde. Teklif metninde, yetki itirazlarının TİS sürecini durdurmamasının yanında itiraz olması durumunda işçilerin oylama yaptığı referandum yöntemi öneriliyor. Geçmiş yıllarda da uygulanan ve yasalaştırılması için çalışmalar yapılan bu yöntemin işçi iradesinin doğrudan temsilindeki önemi vurgulanıyor. Yürütmeye verilen grev yasak ve ertelemelerinde de değişiklik öneren metinde; grev yasakları tamamen kaldırılırken grev ertelemesi için de sıkı şartlar getiriliyor. AKP iktidarı 2003-2024 yılları arasında 22 grevin "milli güvenliği bozduğu" gerekçesiyle yasaklandığı ve 200 binden fazla işçinin doğrudan etkilendiğine dikkat çekilen metinde bu konuda karar verme yetkisi Cumhurbaşkanı’ndan alınarak TBMM’ye veriliyor. İşçilerin özellikle sendika üyesi olmaya başladıktan sonra tazminatsız bir şekilde işten atıldığına vurgu yapılan teklifte; işverenlerin tek taraflı beyanıyla işleyen iş sözleşmesinin feshi uygulamalarına son verecek katı kurallar getirilerek iş güvencesinin etkin uygulanmasını sağlayacak bir dizi madde teklif ediliyor. Mevcut yasada var olan sendika temsilcilerinden farklı olarak iş güvencesinin yanında çalışma koşullarını da denetlemeye yetkili olan ve işçiler tarafından seçimle belirlenen “işçi temsilciliği” ve “işçi temsilcileri kurulu” öneriliyor. Son dönemde sayısı artan iflas, konkordato gibi süreçlerde işçilerin haklarını alamadan işlerinden edilmelerine de değinilen kanun teklifinde, işçilik alacaklarında devletin garantör olması da düzenleniyor. Bizler de Eskişehirli işçi ve emekçileri, insanca çalışmak ve yaşamak için, sendikal hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaya, talepleri etrafında işyerlerinde örgütlenmeye ve mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Emek Partisi olarak işçi sınıfının mücadelesinin büyümesi için çalışmalarımızı sürdürdüğümüzü belirtiyor ve parti saflarımızda örgütlenmeye çağırıyoruz."

ETO Üyelerine Personel İçin Devlet Desteği Haber

ETO Üyelerine Personel İçin Devlet Desteği

Eskişehir Ticaret Odası (ETO) üyeleri,  sigorta acenteleri teknik personeli, ön muhasebe personeli, satış görevlisi ve büro memuru alanlarındaki personel ihtiyacını devlet desteğiyle karşılayabilecek. ETO ve İŞKUR İl Müdürlüğü iş birliğinde sürdürülen Nitelikli İş Gücü Yetiştirme Programı (NİYEP) ile tüccar ve sanayiciler, ihtiyaç duydukları alanlardaki personel ihtiyaçlarını devlet teşviklerinden faydalanarak karşılayabilecekler. Sigorta acenteleri teknik personeli, ön muhasebe personeli, satış görevlisi ve büro memuru alanlarında personel ihtiyacı olan ETO üyeleri NİYEP projesi Ön Başvuru Formu’nu doldurarak, programa başvuru yapabilecekler. Programdan en az 1 çalışanı olan ETO üyeleri faydalanabilecek. Azami 160 gün sürecek program kapsamında yaklaşık 40 gün teorik eğitim, 120 gün ise işyerinde işbaşı eğitimi verilecek. Programa dahil olan kursiyerlere İŞKUR tarafından günlük 457,75 TL ücret ödenerek ve genel sağlık sigortası yaptırılacak. Programa ön başvuru formuyla müracaat edilecek %60 istihdam zorunluluğu olan programda, 1-4 çalışanı olan ETO üyeleri çalışan sayısı kadar, 5-9 çalışanı olanlar 12, 10-49 çalışanı olanlar 24, 50 ve üzeri çalışanı olan ETO üyeleri ise çalışan sayısının yarısına kadar kursiyer talebinde bulunabilecek. Programdan yararlanarak personel istihdam etmek isteyen ETO üyeleri, program hakkındaki detaylara ve başvuru formuna https://www.etonet.org.tr/uploads/20241203-5.pdf adresinden ulaşabilecek. Başvurular 6 Aralık Cuma günü saat 17:00’de son bulacak. Üyeler personel sorununu devlet teşviki ile çözecek ETO üyelerine sağlayan Nitelikli İş Gücü Yetiştirme Programı hakkında konuşan ETO Başkanı Metin Güler, İŞKUR işbirliğinde sürdürülen program sayesinde firmaların nitelikli personel ihtiyacını devlet teşvikiyle karşılayabileceğini söyledi. Program ile ETO üyelerinin hem yetişmiş personel sorununu ortadan kaldıracağını hem de personel masrafının azalacağını belirten Güler, üyelerin programdan faydalanmasının önemine dikkat çekti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.