SON DAKİKA
Hava Durumu

#İbrahim Akar

Porsuk Haber Ajansı - İbrahim Akar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İbrahim Akar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bu Dönem Zammı Hakem Heyeti Değil Toplu Sözleşme Masası Versin Haber

Bu Dönem Zammı Hakem Heyeti Değil Toplu Sözleşme Masası Versin

Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar bugün başlayacak olan 8'inci Toplu Sözleşme Süreci için değerlendirmelerde bulundu ve taleplerini sıraladı. İl Temsilcisi Akar düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; ''Bugün 12 Ağustos 2025 8’inci dönem Toplu Sözleşme sürecinin kamu işveren heyeti tarafından yetkili konfederasyona memur maaş zamları ve emekli maaş zamlarını sunacağı gün. Bugün itibariyle kamu işveren heyeti Memur - Sen'e ilk teklifini sunacak. Bizde bu konuyla alakalı bir sosyal medya etkinliği gerçekleştirdik. 2026 ve 2027 yılını içine alacak şekilde 8’inci dönem Toplu Sözleşme sürecinin ilk teklif aşamasındayız. 4 milyon memur ve 2 milyon emekli olmak üzere 6 milyonu ilgilendiren bir konunun içindeyiz. Rakamsal olarak bir değerlendirme yaptığımızda 2026 yılı ilk yarısı için %25 ücret artışı, %10 refah payı ve 10 Bin TL taban aylığa artış istiyoruz. 2026 yılının ikinci yarısı için %20 ücret artışı, 2027 yılı ilk altı ayı için %20 ücret artışı ver 7500 TL taban aylığa artış ve 2027 yılının ikinci dönemi için %15 ücret artışı teklifini talep olarak sunduk. Bizler öncelikle bu toplu sözleşme döneminde ücret adaletinin sağlanmasını istiyoruz. Ücret adaletinden kastımız aynı işi yapan biri işçi biri memur ikisi de aynı ücreti almalı. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi en düşük memur maaşı en düşük kamu işçisi maaşından yüksek olmalıdır ifadesine işaret ederek ücret artışlarının böyle değerlendirilmesini istiyoruz. İkinci önemli husus taban aylık iyileştirilmesidir. Emekli olmayı bekleyenler ve emekliler için önemli. Şuanda kamu emeklileri ekonomik anlamda zor durumdalar ve geçim sıkıntısı yaşıyorlar. Kira, market, pazar derken aldıkları ücretle bir ayı tamamlamakta zorlanıyorlar. Emeklilerin durumunu daha iyi bir noktaya getirmek adına bir iyileştirme kaçınılmazdır. Aynı zamanda çalışanlarda mevcut durumu görünce emekli olmak istemiyor, emekli olmaktan kaçıyor. 30 yıl görev yapmış ve emekli olmuş bir öğretmen arkadaşımız 30 bin TL ücret alıyor. Asgari ücretin bir tık üzerinde. Bu iyileştirmelerin taban aylığa iyileştirme yapılarak düzeltilmesi gerekiyor. Bu konu sadece çalışanların değil emeklilerin de hayatlarını rahat bir ortamda geçirmeleri için önemli. Diğer bir husus gelir vergisi konusu. Gelir vergisi memurun ve sabit gelirlilerin belini büküyor. Maaş artışları yapılıyor ve iki üç ay geçmeden bakıyorsunuz bir vergi bindirilmiş ve aldığı zam eksilmeye başlamış. Yüzde 15 ile başlayan vergi %20 ye ve %27 ye yükselmiş ve verilen zammın geri alındığı bir sistem var. Biz vergi dilimlerinin %15’e sabitlenmesini istiyoruz. Her ayın 2'sinde 3'ünde TÜİK tarafından enflasyon rakamları açıklanıyor. Açıklanan enflasyon rakamları her ne kadar hükümetin yüzünü güldürüyor ve hükümeti sevindiriyorsa maalesef piyasa gerçeklerinden uzak rakamlar memuru hiç mutlu etmiyor, emekliyi hiç sevindirmiyor ve ne memurun ne emeklinin yüzlerini güldürmüyor. Bu toplu sözleşme süreci bu anlamda önemli. Geçtiğimiz dönemde hakem heyeti tarafından verilen zam oranları hiçbir zaman memurun ve emeklinin yüzünü güldürmedi. Biz diyoruz ki zammı hakem heyeti değil toplu sözleşme masası versin. 3600 ek gösterge konusu hala çözüme kavuşmuş değil ve bu toplu sözleşmede karara bağlanmalıdır. Emekli bayram ikramiyelerinin kamu çalışanlarına da verilmesi yönünde bir talebimiz var. 2025 yılı aile yılı ilan edildi. Aile yılına yakışır yaraşır şekilde aile yardımlarının iyileştirilmesini istiyoruz. Çalışmayan eşler için aile desteğinin 11 bin 710 TL’ye yükseltilmesi talebimiz masada. Yardımcı hizmetler sınıfının Genel İdari Hizmetler sınıfına geçirilmesi yönünde bir talebimiz var. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımızın özellikle taban aylıklarında iyileştirmeye ihtiyaçları var. Milli Eğitimde görev hiyerarşisinin en üst basamaklarında bulunan şube müdürlerimizin ciddi sorunları var. Şube müdürlerimizi bir öğretmen arkadaşımızdan daha az gelire sahip. Öğretmenlik Meslek kanununun getirdiği haklardan şube müdürleri faydalanamıyor. Hiç kimse şube müdürlüğü yapmak istemiyor, herkes görevini bırakıyor. Burada iyileştirmeye ve ücret artışına ihtiyacımız var. Öğretmenlerimizin ek ders ücretlerinin iki kat arttırımlı ödenmesini istiyoruz. Eğitim öğretim hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına arttırımlı ödenmesini istiyoruz. Bu ve bunun gibi onlarca talebimizi dile getirdik. Bizim bugün kamu işveren heyetinden beklentimiz memurun ve emeklilerin, tüm kamu çalışanlarını mutlu edecek ve ailelerini sevindirecek bir haberin bugün herkesle paylaşılması konusunda beklenti içerisindeyiz. Sabit gelirlilerin ve emeklilerin enflasyon karşısında ezilmediği rahat nefes aldığı bir toplu sözleşme sonucunun herkese fayda ve katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Güçlü Türkiye için Güçlü Devlet için Güçlü Memur diyoruz. Sürecin takipçisi olduğumuzu gerçekleşecek olan teklifler nihayetinde memur sen genel merkezimizinm bizler için belirlediği takvim doğrulusunda süreci Eskişehirden takip etmeye devam edeceğiz.’’

Temizlik Personeli İçin Erken Adım Atılması Sevindirici Haber

Temizlik Personeli İçin Erken Adım Atılması Sevindirici

Eğitim Bir - Sen Eskişehir Şube Başkanı İbrahim Akar 2025-2026 eğitim öğretim yılı öncesinde okulların temizlik personeli ihtiyacı için kontenjanların tahsis edildiğini söyledi. Şube Başkanı Akar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Okulların temizlik personeli ihtiyacı konusu geçtiğimiz yıllarda epeyce sorun olmuş hatta bazı kesimler tarafından siyasi malzeme yapılmaya kalkışılmıştı. Özellikle Eskişehir merkezde bugüne kadar okullara ve eğitime ufacık bir katkısı desteği dahi olmayan belediye başkanları siyasi şov kalkışmasında bulundular. Geçen yıl buna herkes şahit oldu. Temizlik personellerinin görevlerine başlama zamanı açısından geçmişte yaptığımız öneriler ve çağrılar dikkate alınmışa benziyor. Çalışma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okulların temizlik personeli ihtiyacı okullar açılmadan gündeme alınmış, başvurular İş Kur İl Müdürlükleri internet sayfası ya da E-devlet üzerinden alınmaya başlanmıştır. Eskişehir'de okullarda istihdam edilmek üzere 630 temizlik personeli kontenjanı verilmiştir. Personellerin göreve 1 Eylül itibariyle başlatılması planlanıyor. Umarız ki süreç sorunsuz bir şekilde işler ve temizlik personelleri 1 Eylül tarihi itibariyle görevlerine başlarlar. Okullarımızın yeni eğitim öğretim yılına hazırlık sürecine katkısı olur. Bu konuda atılan adımı zamanlama bakımından doğru buluyor katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Ancak bu durumun ilerleyen süreçte sorun olmaktan çıkacağı daimi kadrolu istihdam veya okullara verilecek ödenekler üzerinden çözülmesi sorunu tümden ortadan kaldıracaktır."

Bu Çöp Haraçları Deli Dumrul'un Bile Aklına Gelmezdi! Haber

Bu Çöp Haraçları Deli Dumrul'un Bile Aklına Gelmezdi!

Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şubesi tarafından kamu kurumlarına, okullara ve esnafa tahakkuk ettirilen katı atık bedelleri ile ilgili olarak Eskişehir Öğretmenevi'nde bir basın açıklaması yapıldı. Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur - Sen İl Temsilcisi İbrahim Akar tarafından düzenlenen basın toplantısına, sendika üyeleri, okul yöneticileri ve kamu kurum temsilcileri de katıldı. Açıklamayı yapan Şube Başkanı Akar şu ifadelere yer verdi; "Neden burası derseniz buranın özel bir anlamı var. Bugün Eskişehir’in, Türkiye'nin belki de dünyanın en pahalı konteynerinin önünde açıklama yapıyoruz. Bu çöp konteyneri dünyanın en pahalı konteyneri. Neden derseniz Odunpazarı Belediyesi'nin Eskişehir Öğretmenevi'ne kestiği 6 aylık katı atık toplama ücreti 747 Bin 161 TL. Yani bu konteynerden 1 günlük çöp alma maliyeti 4 Bin 150 TL'dir. Bugün burada Eskişehir kamuoyunun vicdanını sarsan bir gerçeği dile getirmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyesi tarafından Eskişehir'de ki kamu kurumları, okullar ve esnafa kesilen katı atık toplama bedelleri kabul edilebilir sınırları aşmıştır. Daha önce 10 Bin, 20 Bin, 50 Bin rakamlarını duymuştuk. Eskişehir Öğretmenevi'ne 6 aylık kesilen 747 Bin 161 TL lik fatura bu uygulamanın ulaştığı vahim tabloyu gözler önüne sermektedir. Açıkça söylüyoruz belediyenin kestiği 1 yıllık 1,5 Milyonluk çöp toplama bedeli olsa olsa haraç olur. Bu uygulama ne vergidir, ne harçtır, ne katkıdır. Bu düpedüz kamu kurumlarına, okullara, esnafa kesilen idari bir harca dönüşmüştür. Dahası aynı türden kurumlara, işletmelere farklı farklı bedeller kesildiğini görüyoruz. Belediyeye giden, itiraz edenlerin faturaları düşürülmekte, yüzde 10 indirim uygulanmaktadır. Sessiz kalanların faturaları aynen tahakkuk ettirilmektedir. Bu tabloda ortada standart, şeffaflık, hesap yoktur, varolan tek şey ben yaptım olduluktur, keyfiliktir. Bu keyfiliği daha önce ifade etmiştik, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç'ın bu çöp haraçları Deli Dumrul'un bile aklına gelmezdi demiştik. Deli Dumrul gelsinde haraç neymiş, nasıl alınırmış görsün dedik. Bu anlayış aslında yeni bir anlayış değildir. Bunun örneğini Odunpazarı Belediyesi vatandaşın sokağına, caddesine, okulların önüne attığı asfaltların paralarını tahakkuk ettirmesiyle bu işin birinci senaryosunu tüm Eskişehir görmüştü. Şimdi ikinci senaryo ile karşı karşıyayız. Asfalt döküldüğü gerekçesiyle kamu ücretini bir mali yük gibi sunarak parasını herkesten tahakkuk ettirmiş ve tepki toplamıştır. Bugün yaşananlar bu zihniyetin farklı bir versiyonudur. Bu fahiş uygulamanın Türkiye nezdinde örneği yoktur. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinin bağlı bulunduğu siyasi partinin İl Başkanı bu iki Belediye Başkanı için parmakla gösterilir belediye haline geldi demiştir. İşte parmakla gösterilen bu 6 aylık 747 Bin 161 TL'lik çöp toplama katı atık toplama faturası. Siz bu şekilde mi Eskişehir’i parmakla gösterilir hale getireceksiniz? Buradan tüm okul yöneticilerine seslenmek istiyorum. Bu haksız ve keyfi çöp toplama faturalarını ödemeyiniz. Bu faturaların hukuki dayanağı yoktur, ödenmesi bu keyfiyeti onaylamak anlamına gelmektedir. Eğer Belediyeler bu paraları illa tahsil edeceğiz diyorlarsa okulları icraya versinler öyle tahsil etsinler, edebiliyorlarsa. Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube olarak buradan açıkça ifade ediyoruz, bu keyfi ve adaletsiz uygulama derhal sona erdirilmelidir. Okullara, esnafa ve vatandaşa kesilen tüm faturalar iptal edilmelidir. Belediyeler okullarda ki eğitime yük olmak yerine okullara ve eğitime destek olmalıdırlar. Eğitim Bir - Sen olarak bu uygulamanın karşısında durmaya devam edeceğiz. Unutulmamalıdır ki kamu hizmeti faturalandırılamaz. Belediyeler okulları ve vatandaşı gelir kapısı olarak göremez. Belediyeler vatandaşlar ve kamu kurumları için hizmet kapısı olmalıdır. Bu konuyla ilgili hukuki olarakta bu işin peşini bırakmayacağız. Bu adaletsiz, keyfiyetçi anlayış son bulana kadar tüm gücümüzle kamu kurumlarına, okullarımıza hukuki ve idari anlamda destek olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse aklına estiği, aklına geldiği şekilde haraç alamaz."

Türkiye Artık O Eski Türkiye Değil! Haber

Türkiye Artık O Eski Türkiye Değil!

Memur Sen Eskişehir İl Temsilcisi vr Eğitim - Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar Memur- Sen tarafından başlatılan imza kampanyasına yönelik tepkilere cevap verdi. Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; "Memur-Sen olarak tüm Türkiye'de başlattığımız imza kampanyamız Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere bir kesimi epey rahatsız olacak ki bir açıklama yapıp Cumhuriyet Savcılarını göreve davet etmişler. Biz anayasada aile tanımının kadın ve erkek eşlerden oluştuğu ve ailenin temelinin evlilik olduğunun yer almasını istiyoruz.  Küresel çaplı sapkın yapıların hedefi olan aile Anayasa eliyle korunsun istiyoruz. Bu kirli ve sapkın yapılar gençlerimizi çocuklarımızı zehirleyemesinler istiyoruz. İnsanların inancı gereğince giyinmeleri anayasada güvence altına alınsın, başörtüsü anayasal bir hak olsun istiyoruz. Add'nin böyle bir itiraz ve tepki vermesine şaşırdık mı hayır! Add geçmişten günümüze her dönem Türkiye'de müslümanların inancı gereğince yaşamasından, giyinmesinden, eğitim almasından, işini yapmasından, dinini öğrenmesinden hep rahatsız olmuş.   Bunların yasaklanması ve engellemesi için her türlü uğraşı veren azmettirici bir kuruluş olduğu herkesin malumudur.  Add'nin bu konuda sicili epey kabarık. Müslümanların değer yargılarına saldırırken ki dayanakları, mevcudiyet ve meşrutiyet kaynakları gerçek yüzlerini saklamak için arkasına gizlendikleri Atatürk maskesi. Türkiye'nin mazisine şöyle bir dönüp bakarsak, bu maske ardına gizlenip yapılan birçok zulüm ve işlenen birçok cürümün olduğunu görürüz. Başörtüsüne olan itirazı anladık ama ailenin korunmasına neden itiraz ediyorlar onu tam anlayamadık.  Küresel sermaye tarafından fonlanan, toplumu ifsat etmek isteyen, aileyi hedefine alıp, temeline dinamit koyan dernek ve kuruluşular içinde onlarda mı var yoksa? Bu kadar itiraz edildiğini görünce insan bu soruyu sormadan geçemiyor. Ancak unuttukları bir şey var Türkiye artık o eski Türkiye değil! Sizin özlemi içinde olduğunuz Türkiye'yi çok iyi biliyoruz.  Onların özlemini duyduğu Türkiye; Kuran kurslarının imam hatiplerin kapatılıp kapılarına bir bir zincir vurulduğu Türkiye Başörtülü öğrencilerin okul kapılarından içeri alınmadığı Türkiye İnsanların çocuklarına dini eğitim aldırmasına engel olunduğu Türkiye Şehit annesinin tedavi için gittiği hastaneye başörtülü diye alınmadığı Türkiye Oğlunun yemin töreninde asker annesinin başörtülü diye kışlaya alınmadığı Türkiye!   Diploma töreninde okulunu dereceyle bitiren öğrencinin başörtülü diye salondan yaka paça atıldığı Türkiye Namaz kılıyor oruç tutuyor diye devlet memurlarının fişlendiği Türkiye Çocuklar cuma namazına gidiyor diye bir bardak suda fırtına koparılan Türkiye Başörtülü okumak isteyen Arabistan'a gitsin diyen bir Cumhurbaşkanının olduğu Türkiye Dilediğinizi söyleyen Paşaların, dilediğiniz kararları alan Yargıçların, dilediğinizi yapan Rektörlerin olduğu bir Türkiye Seçilecek Cumhurbaşkanın eşinin başörtüsünden rahatsız olup günlerce Cumhuriyet yürüyüşleri yaptığınız Türkiye   İstediğiniz gibi slogan atan, işaret ettiğiniz yere yürüyen ne derseniz emir telakki eden sendikaların Stkların olduğu Türkiye Ne kadar dövünür ne kadar uğraşırsanız uğraşın özlem duyduğunuz eski Türkiye yok! Maske düşüp gerçek yüzünüz görüleli hayli zaman oldu. Millet sizi tanıyor, amacınızı biliyor. Bu millet Memur-Sen'i de biliyor. Milletimizi, memleketimizi ve gönül coğrafyamızı ilgilendiren her konuda millet ve ümmet bilinciyle en önde koşanın Memur-Sen olduğunu bu millet çok iyi biliyor. Kamu çalışanları Memur-Sen'i biliyor.  Kamu çalışanlarımızın özlük haklarının geliştirilmesi,mali haklarını iyileştirilmesi için mücadele eden bir Memur-Sen olduğunu biliyor. Sorunlardan beslenen değil sorunlara çözüm arayan, talepleri kazanıma dönüştüren hizmet sendikacılığı yapan bir Memur-Sen olduğunu biliyor. Yetkili olduğundan beri kamu çalışanları için toplam 1007 kazanıma imza atan Memur-Sen'i biliyor ve hakkını teslim ediyor. Memur-Sen olarak "Anayasa Değişsin Aile Korunsun" istiyoruz, ülkemizin geleceği olan gençlerimizin, toplumun temeli ailenin korunması için herkesi imza kampanyamıza destek olmaya davet ediyoruz."

Enflasyonist Ortamı Oluşturan Unsurlarla Mücadele Edilmelidir Haber

Enflasyonist Ortamı Oluşturan Unsurlarla Mücadele Edilmelidir

Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şubesi 10 Ocak Gazeteciler Günü dolayısıyla basın mensupları ile kahvaltı programında bir araya geldi. Kahvaltı Programında açıklamalarda bulunan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar şu ifadelere yer verdi;  ''Ülkemizde, dünyada, şehrimizde basının gazetecilerin yaptığı iş ve sizlerin üstlendiği vazife şuan toplum için, dünya için, şehrimiz için çok önem arz ediyor. Teknoloji çağı gibi bir çağda yaşıyoruz, iletişim çağı dediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Her an gelişmelerden, dünyanın  her tarafında olan olaylardan anında haberdar olabiliyoruz. İletişim çağında telefonların, sosyal medya mecralarının hayatımızın doğrudan içinde olduğu bir dönemdeyiz işimiz artık bunlarla yürüyor. Bütün gelişmeler anında insanlara ulaşabiliyor, anında sizlerin elinin altına çok ciddi anlamda önemli bir haber düşebiliyor. Hayatın bu kadar hızlı aktığı dönemde toplumun, insanların en çok ihtiyaç duyduğu şey doğru bilgiye ulaşmak, doğru bilgiyle bilgilendirilmek, doğru bilgiyi sizlerin ortaya koyduğunuz şekliyle kamuoyunda da toplumda da bir bilinç oluşmasını sağlamak. Sizin bu anlamda ki en önemli görevleriniz vazifeniz işin en önemli kısmı doğru haber ve doğru bilgidir.  Eğitim öğretim gündemi olarak aslında Türkiye'nin en çok gündeminde olan, en çok konuştuğu, en çok tartıştığı hemen hemen herkesin bir konuda karşı karşıya gelebildiği dinamik bir  yapının içerisindeyiz. Bizim sesimizin duyulması bizim ortaya koyduğumuz konuların gündeme getirilmesi noktasında bizim en önemli paydaşımız sizlersiniz. Sesimizi yükselten, sesimizi yücelten yada bir hak arayışı veya haksızlıkla mücadele karşısında verdiğimiz uğraştaki en önemli payda sizlersiniz. O yüzden bizler sizleri bir gazeteci, basın mensubu şeklinde değil biz sizleri bir meslektaşımız olarak mesleğimizin bir paydaşı olarak görüyoruz. Sizlere de bu anlamda yaptığınız işlere kıymet ve değer veriyoruz. Bizler aslında birlikte çalışıyoruz birlikte mücadele veriyoruz.  Hepinize davetimizi kırmayıp katılımız gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum yönetim kurulumuzda ki arkadaşlarım ile birlikte gününüzü kutluyorum, inşallah daha güzel günlerde hep bir arada olma dileğiyle sağolun var olun.'' dedi. Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar program sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  Memur maaş zamları ile ilgili olarak soruya yanıt veren Şube Başkanı Akar, yüzde 11,54 enflasyon farkı ile yapılan zam artışının, enflasyonist ortamlarda ve yükselen enflasyon trendlerinin olduğu ortamlarda en çok sabit gelirli çalışanları yada emeklileri mağdur ettiğini söyledi. Piyasanın bir şekilde kendini revize ettiğini belirten Akar çalışanların ve emeklilerin yükselen enflasyon altında ezilmeye mahkum bırakıldığını söyledi. Memur Sen Olarak 7. Dönem Toplu Sözleşmelerinde verilen zam oranını kabul etmediklerini, konunun hakem heyetine taşındığını ve hakem heyetinin kamu işveren heyetinin zam teklifini olduğu gibi kabul ettiğini ifade eden Akar, hakem heyeti kararı bağlayıcı olduğu için bugün bu durumla karşu karşıya kaldıklarını söyledi. Bugünkü durumun sorumlusunun o günkü verilen hakem heyeti kararı olduğunu söyleyen Akar, enflasyon oranları özelinde 11,54 zam verildiğini ama piyasada 11,54 bir gibi bir enflasyon ortamının olmadığını söyledi. Asgari ücretlilerin, çalışanların, emeklilerin ücretlerinde bir artışa gidildiği zaman piyasanın yerinde durmadığını söyleyen Akar piyasanın tutulması gerektiğini ve enflasyonist ortamı oluşturan unsurlarla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Depreme dayanıksız okullar ile 2024 -2025 eğitim öğretim dönemin ilk yarısını değerlendiren Şube Başkanı Akar, bu seneye okulların temizlik personeli sorunu ile başlandığını söyledi. Yaşanan sorunun hala istenilen noktada olmadığını ifade eden Şube Başkanı Akar, okulların temizlik personeli ihtiyacının okullara tesis edilecek ödeneklerle yapılması gerektiğini, okulların hizmet alımı şeklinde kendi bünyesinde çalıştıracağı personellerle okulların temizlik ihtiyacını görmelerinin en doğrusu olduğunu söyledi. Depreme dayanıksız okulların sürecinin geçen sene başladığını söyleyen Akar, 6 okulla ilgili yıkım ve boşaltım kararı verildiğini söyledi. Okul yapım işi bir süreç işi olduğunun altını çizen Akar Eskişehir'de ki temel sorunun aslında şehir merkezinde yaşandığını ve bu bölgede yeni okul yapılabilecek alan olmamasından kaynaklandığını söyledi. Şuan yıkılmayı bekleyen yada boşaltılacak gibi bir okul durumu söz konusu olmadığını söyleyen Akar, tam aksine yeni okulların açıldığını ve teslim edilmeyi bekleyen, inşaatı devam eden okulların olduğunu söyledi. Norm fazlası öğretmenler sorunu ile karşı karşıya gelindiğini ifade eden Akar, eğitim öğretim yılının ortasında, işini yapan, okullarda derse giren, devamlılığı olması gereken eğitim ortamında norm fazlası atamaların yapılması ve bunun ilçeler arası atama olarak yapılmasının doğru bir uygulama olmadığını söyledi. Bakanlığın daha önce kendi eliyle yaptığı işi kendi eliyle değiştirmenin niyetine girdiğini ve bir çok arkadaşlarının yıllardır çalıştığı yerlerden başka yerlere gitmek zorunda kalacağından bir mağduriyet oluşacağını söyleyen Akar bu sürecin eğitim öğretime de eğitim çalışanlarına da öğretmenlere de hiç bir şey kazandırmayacağını ifade etti. Şube Başkanı Akar, sistemin en doğru şekilde kurgulanması adına Eğitim Bir - Sen olarak bölgesel teşvik sisteminin tekrar hayata geçirilmesini istediklerini söyledi. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun hayata geçtiğini ve yapılan revize ile öğretmenlerin en çok tartıştığı itiraz ettiği kariyer basamak sınavının kaldırıldığını belirten Akar meslek hayatında geçirdiği süreye göre 20 yılı dolduran öğretmenlerin başöğretmen, 10 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen ünvanı ve tazminatı verildiğini söyledi.    

Artırımlı Ek Ders Ücreti Herkesin Hakkıdır Haber

Artırımlı Ek Ders Ücreti Herkesin Hakkıdır

Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şubesi tarafından yüksek lisans ve doktora mezunu olan herkese ek ders ücretlerinin artırımlı ödenmesi için başlatılan hukuki süreçle ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''7. Dönem toplu sözleşme kazanımı olarak yüksek lisans mezunu öğretmenler %7 Doktora mezunu öğretmenler %20 artırımlı olacak şekilde ekders ücreti almaktadırlar. Ancak bu hakkın sadece fiili olarak yapılan  dersler için olması doğru değildir. Artırımlı ekders ücreti Okul Yöneticileri, Rehber Öğretmenler ve Bilişim Teknolojileri Formatör öğretmenleri başta olmak üzere ayrım yapılmaksızın herkese ödenmeledir. Bu konuda artırımlı ücret ödemesinde ayrım yapılmaması bu artırımın herkese yapılması talebi Genel Merkezimizin toplu sözleşme talepleri arasında yer almaktadır. Bu konuda sendikamızın da içinde bulunarak başka illerde  açılmış kazanılmış ve yargı eliyle düzeltilip artırımlı ücret almaya başlayan birçok emsal var. Üyelerimizin başlatacağı hukuki süreçte sendikamızın hukuk masası olarak sonuna kadar üyelerimizin yanındayız.  Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube olarak artırımlı ücret almak için bireysel olarak hukuki süreç başlatmak ve dava açmak isteyen üyelerimize destek oluyoruz. Bu konuda bilgi almak, bireysel dava açmak isteyen üyelerimiz bizlere ulaşabilirler.''

Öğretmenlere Çocuk Bakıcısı Muamelesi Yapamaz! Haber

Öğretmenlere Çocuk Bakıcısı Muamelesi Yapamaz!

Memur - Sen İl Temsilcisi ve Eğitim - Bir Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar Mithatpaşa İlkokulu Müdürü hakkında sert eleştirilerde bulundu. Şube Başkanı İbrahim Akar konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Tepebaşı İlçemizde bulunan Mithatpaşa İlkokulu tam gün eğitim veren okullarımızdan bir tanesi. Yani eğitim öğretim sabah 8.00 akşam 17.00 olacak şekilde yürütülüyor.  Okulların açıldığı ilk hafta okul müdürü Fatma Akın “Eğitim öğretim bittikten sonra, 17.00'ye kadar öğretmenlere çocukların başında duracaksınız. Onlarla ilgileneceksiniz.” diye baskı ve zorlamada bulunuyor.  Planlanmış herhangi bir ders, kurs, egzersiz ya da kulüp faaliyeti olmaksızın öğretmenlere bakıcılık görevi vermeye kalkıyor. Özel eğitime muhtaç kaynaştırma öğrencilerine ders yapması gereken öğretmenlere “Derse girmeyin.  Saat 13.00'de okula gelin. Ders bittikten sonra öğrencilerin başında durun. Beni idare edin.” diye sözlü talimatlar veriyor.  Okulun ilk haftası, norm fazlası durumda olan ve özel eğitim öğrencilerine derse girecek 3 destek odası öğretmenine ders programı dahi verilmiyor.  Öğretmenler bu duruma itiraz edip konuyu milli eğitime taşıyınca öğretmenlere daha önce 30 saat olarak verilen ders programı 30 saatten 18 saate indiriliyor.  Okul müdürü öğretmenlerin 12 saat dersini öğretmenler haklarını aradıkları için mi yoksa okul müdürünü milli eğitime şikayet ettikleri için mi ellerinden alıyor? Okula 28 saat ders için ilk hafta İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İngilizce öğretmeni olarak görevlendirilen öğretmene de yine ders vermeyip aynı şekilde bakıcılık yaptırılmak isteniyor.   Okulda 28 saat ders ve 2 tane İngilizce öğretmeni var. Olması gereken, dersleri eşit şekilde 2 öğretmene paylaştırmak ve öğretmeni kendi branşında bu derse sokmaktır. Bugün itibariyle öğretmen okula geleli bir hafta olmasına rağmen hâlâ öğretmene ders verilmiyor. İngilizce öğretmeni bu durumu kabul etmeyince ben milli eğitimle görüşür seni bu okuldan aldırırım diye tehdit ediyor. Okul Müdürü Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne giderek ilgili Şube Müdürüne bu öğretmeni okuldan alın diye istekte bulunuyor. Şube Müdürü “Yanlış yapıyorsunuz. Ders saatini paylaştırıp İngilizce öğretmenine ders vermelisiniz.” deyince ordan ayrılıp gidiyor.  Şuan itibariyle İngilizce öğretmenine hakkı olan 14 saat ders verilecek mi? Yoksa bakıcılık yapması için ısrar mı edilecek bilmiyoruz. Okul Müdürü Fatma Akın öğretmenlere bu şekilde zorlama, baskı, mobbing ve uygunsuz davranma hakkını nereden ve kimden alıyor?  Öğretmenlere herhangi bir plan, proje, kurs ve egzersiz olmaksızın görev verme, ücret verme hakkını nerden buluyor?  Eskişehir'de aynı durumda olan diğer okullar bu uygulama için resmi kulüp faaliyet planlarını okul açılmadan yapmışlar ve dersten sonra yapılacak faaliyetleri resmiyete büründürmüşler. Bu okullar faaliyetlerini öğretmenlere tebliğ ederek okul açıldığı günden beri ders dışı etkinlikleri yürütmektedirler. Ancak bu okulda ders dışı faaliyetler hâlâ planlanlanamamış. Öğretmenler ise usulsüz ve kanunsuz bir şekilde bakıcılık yapmaya zorlanmaktadırlar. Öğretmenin görevi öğretmenlik yapmaktır. Sınıfta öğrencisine ders anlatmaktır. Öğretmenin görevi dersten sonra okul müdürünün kanunsuz talimatıyla çocuk bakıcılığı yapmak değildir. Yine Okul Müdürü Fatma Akın senebaşı öğretmenler kurulu toplantısında Okul Müdür Yardımcısı Ali Atik'e kurulda belirlenen yazmanların görevini yaptırmaya kalkıyor. Müdür Yardımcısı bu benim görevim değil deyip kabul etmeyince tutanak tutturuyor. Ayrıca daha öncesinde okul müdür yardımcısının yürütücüsü olduğu projelerden Okul Müdür Yardımcısı Ali Atik'in ismini kasıtlı olarak okul müdürü yetkisini kullanarak silen müdür yardımcısının yönetici değerlendirme sürecinde puan almasının önüne geçen e-okulda bulunan resmi bilgileri hukuksuz bir şekilde silerek Müdür Yardımcısı Ali Atik’in mağduriyet yaşamasını isteyen yine Okul Müdürü Fatma Akın’dır.  Hiçbir yönetici ya da kamu görevlisi  mevzuata aykırı iş yapma ve talimat verme hakkına sahip değildir. Bu konuda başta Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Tepebaşı Kaymakamlığı ve Eskişehir Valiliği yetkililerimize sesleniyorum; Öğretmenlere okul açıldığı günden beri mevzuata aykırı şekilde iş yaptırmaya kalkan, öğretmenler hakkını arayıp bu yanlış uygulamaya itiraz edince onları okuldan göndermekle tehdit eden, programlarındaki dersleri elinden alarak yetkisini kötüye kullanan, mahiyetindeki personele sürekli baskı, zorlama ve mobbingde bulunan, okul açılmadan önce yapması gereken ders sonrası kulüp planlamalarını yapmayıp işi bu şekilde zor bir hale getiren Okul Müdürü Fatma Akın hakkında gerekenin yapılması için yetkililere çağrıda bulunuyorum."

Okulların Temizlik Personeli Sorunu Hala Çözülmedi Haber

Okulların Temizlik Personeli Sorunu Hala Çözülmedi

Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar okulların açılmasına az bir süre kala temizlik personeli sorununa dikkat çekti. Şube Başkanı Akar yaptığı açıklamada; "TYP Gitti İUP geldi. Ancak okulların temizlik personeli sorunu hâlâ çözülmedi." dedi. Akar açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Okulların açılmasına az bir süre kaldı ancak okulların temizlik güvenlik ve bakım onarım hizmetlerini yapacak yardımcı personel ihtiyacı hala çözüme kavuşmuş değil. Temcitten sonra gelen pilavın kimseye faydası olmaz! Özellikle temizlik personeli ihtiyacı öğrenciler ders başı yapmadan önce okulların eğitim öğretime hazır olması açısından çok önemli. Çalışma Bakanlığı önceki yıllarda tam zamanlı uyguladığı TYP sistemini  İUP olarak yarı zamanlı personel çalıştıracak şekilde değiştirdi. İUP sisteminde bir kişi haftalık 3 gün çalışacak ve yaklaşık 10 bin lira gibi bir ücret alacak. Geçen yıllarda başvuru şartlarının ağır olmasından  kaynaklı talebin az olduğu bir sistemde Asgari ücretin altında yarı zamanlı bir uygulamaya rağbet edilir mi burası  ayrı bir muamma!  Temizlik sadece sınıf temizliğinden ibaret değil pansiyonlu okulların temizlik personeli ihtiyacı daha farklı. Personelin birisi 3 gün çalışacak diğeri 2 gün çalışacak iş dahada karmaşık ve devamlılığı zor bir hale gelecek.  Ayrıca okulların  temizlik işi de basit bir iş değil. Çalışacak kişinin işi öğrenmesi, ortamı ve çevreyi tanıması ayrıca ekonomik olarak işin çalışan kişinin beklentisini karşılaması gerekir. Personel işi öğreniyor ortamı tanıyor uyum sağlıyor hadi güle güle okullar kapanıyor işi bitiyor. Her sene sil baştan yeniden başlanıyor. Çalışma Bakanlığı bu sisteme geçiş yaparak bu işi daha zor bir hale getirmiş görünüyor. Kaldı ki en önemlisi hâlâ okulların temizlik personeli ihtiyacının ne zaman karşılanacağı belli değil! İUP programında okulların güvenlik görevlisi ihtiyacının hiç bahsi geçmiyor. Özellikle kış aylarında sabahın çok erken saatinde başlayıp ve gecenin geç saatlerine kadar  eğitim öğretim devam ederken öğrencilerimizin ve  okulların güvenliği açısından güvenlik görevlisi ihtiyacı da önem arz etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı uygulanacak bu yeni sistemi sahanın ihtiyaçlarını göz önüne alarak uygulamayı ivedilikle çözüm odaklı hale getirmelidir."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.