SON DAKİKA
Hava Durumu

#İbrahim Akar

Porsuk Haber Ajansı - İbrahim Akar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İbrahim Akar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eğitim Çalışanları Yeni Eğitim Öğretim Yılına Buruk Giriyor Haber

Eğitim Çalışanları Yeni Eğitim Öğretim Yılına Buruk Giriyor

2025-2026 Eğitim-Öğretim yılının bugün başlaması ile birlikte Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar bir basın açıklaması yaptı. Yazılı bir açıklama yapan Şube Başkanı Akar şu ifadeleri kullandı; "Yaz tatilinin sona ermesiyle birlikte 2025-2026 eğitim-öğretim yılı başlıyor. Ülke genelinde 18 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmen 8 Eylül Pazartesi günü ders başı yapacak. Eğitim-Bir-Sen olarak temennimiz, eğitim öğretim yılının ve eğitim çalışanlarının sorunlarının bir günlüğüne gündeme gelmesi değil, kalıcı çözümlerin hayata geçirilmesidir. Bir milyonu aşkın eğitim çalışanı, sona eren 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde haklı ve yerinde taleplerinin kamu işvereni tarafından görmezden gelinmesi nedeniyle yeni eğitim-öğretim yılına buruk girmektedir. Öğretmenlerin işlerinden duydukları memnuniyet ya da memnuniyetsizlik, doğrudan eğitimin niteliğini ve dolayısıyla ülkenin geleceğini etkilemektedir. Öğretmenlerin umutsuzluğa kapılmaması ve kaliteli hizmet sunabilmesi için onlara iyi bir eğitim sistemi, iyi çalışma ortamı ve iyi imkanlar sunulmalıdır. Mevcut koşulların öğretmenleri “mutsuz mecburlar” haline getirme riski görülmeli ve sorunların çözümü ile beklentilerin karşılanması için çaba gösterilmelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak, yeni eğitim öğretim yılı başında, çözüm bekleyen sorunları ve bunlara ilişkin önerilerimizi kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Eğitim çalışanlarının mali hakları iyileştirilmelidir Enflasyonist ortamın alım gücünü aşındırdığı, ekonomik toparlanmanın sabit gelirlilere yansımadığı mevcut koşullar kamu görevlilerinin yaşamını zorlaştırmaktadır. Eğitim çalışanlarının ve diğer kamu görevlilerinin ücret kayıpları telafi edilmeli; enflasyona ezdirilmeyecek şekilde iyileştirmeler yapılmalıdır. Öğretmen açığı sorunu tarih olmalıdır Eğitimin niteliğinin artırılması ve okullar arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi, derslerin boş geçmemesine ve sınıflarda yalnızca kadrolu öğretmenlerin görev yapmasına bağlıdır. İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta; yeterli aday bulunmasına rağmen bu ihtiyaç karşılanmamaktadır. Bu tablo, “önce eğitim” anlayışıyla çelişmektedir. Öğretmen atamaları ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmalıdır; ücretli öğretmen istihdamının doğurduğu olumsuzluklar sona erdirilerek öğretmen açığı sorunu tarih olmalıdır. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamalarına son verilmelidir Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan ve mesleğin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmelidir. Tüm sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmeli, kalıcı bir düzenleme beklenmeden sözleşmeli öğretmenlere de mazerete bağlı ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere kadrolu öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir. Öğretmen açığının, kadrolu istihdam yerine insan haklarına ve çalışma ahlakına aykırı olan ücretli öğretmenlik uygulamasıyla giderilmeye çalışılmasına son verilmeli, bu uygulama kaldırılmalıdır. Yer değişikliği talepleri karşılanmalıdır Bakanlık, anayasal bir hak olan mazerete ve isteğe bağlı yer değişiklikleri ile yaşa ve tecrübeye dayalı bölgeler arası adil bir öğretmen istihdamını bir arada yürütmek zorundadır. Atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinin neredeyse tüm yıl sürmesi eğitim-öğretim faaliyetlerini aksatmakta ve öğretmenleri huzursuz etmektedir. Günümüz bilgi teknolojileriyle bu süreçler, hızlı ve güvenilir bir şekilde yürütülmelidir. Öğretmenlerin bölgeler arası adaletsiz dağılım sorunu çözülmelidir Sözleşmeli veya kadrolu öğretmenlerin ilk atamalarının büyük oranda dezavantajlı bölgelere yapılması, deneyimli öğretmenlerin büyükşehirlerde ve gelişmiş yerlerde yoğunlaşmasına sebebiyet vermektedir. Bu durum okullar arasında başarı farkına dönüşecek şekilde mesleki tecrübe ve bilgi birikiminin eğitim kurumları arasındaki dengeli ve adil dağılımını olumsuz etkilemektedir. Halihazırda Sağlık ve Teknik Hizmetler sınıfına uygulanan ek tazminatın Eğitim-Öğretim Hizmetleri sınıfına da yansıtılması önemli bir teşvik olacak, toplu sözleşme taleplerimiz arasında yer alan bu teklifin hayata geçirilmesi, öğretmen açığı sorununu büyük ölçüde çözecektir. Eğitim kurumları yöneticiliği profesyonel bir meslek olarak yapılandırılmalıdır Eğitim kurumları yöneticiliği profesyonel bir meslek olarak yapılandırılmalı ve atamaların, görevlendirmelerin yazılı sınav puanı ile nesnel kriterlere dayalı mesleki çaba ve başarı ölçümü üzerinden gerçekleştirileceği bir sistem kurulmalıdır. Ek ders esaslarındaki ücret dengesizliği giderilmeli, ders ücretleri artırılmalıdır Ek ders esaslarında branşlara ve okul türlerine oluşan ücret farklılıkları ortadan kaldırılmalı; ek ders birim ücreti artırılmalıdır. Norm kadro fazlası öğretmenlerimizin mağduriyetleri giderilmelidir Norm kadro güncellemeleri yapılmadan gerçekleştirilen resen atamalar yeni mağduriyetlere haksız uygulamalara kapı aralamıştır. Bu yöndeki uyarılarımız dikkate alınmayarak başlatılan atamalar neticesinde mağdur olan üyelerimiz adına yetkili idari mahkemelerde iptal davaları açıyoruz. Resen atamaların Ekim sonuna ertelenmesi ve mevcut resen atamaların iptali gerekmektedir. Öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir Öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Milli Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları yapılmalıdır Eğitim-Bir-Sen olarak uzun süredir gündeme getirdiğimiz görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının ivedilikle ve en geç iki yıllık periyotlarla yinelenmesi talebimiz, son Kurum İdari Kurulu çalışma raporlarında kabul edilerek çalışma başlatılması kararı alınmıştır. Bu doğrultuda, Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında oluşan norm kadro açığı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak sınavlar bir an önce açılmalı, takvim ivedilikle ilan edilmelidir. Memur, hizmetli ve diğer çalışanların mali ve sosyal hakları iyileştirilmelidir Eğitim hizmetinin aksamadan yürütülmesi için büyük emek veren memur, Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer çalışanların mali, sosyal ve özlük hakları iyileştirilmelidir. Memur ve hizmetlilerin görev tanımları yapılmalı; personel yetersizliği gerekçesiyle çalışanların mağduriyetine son verilmeli, fazla çalışma ücretleri ödenmelidir. Yönetici kadroların sorunları bir an evvel çözülmelidir Milli eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il milli eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe milli eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı, şef ve eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik, başöğretmenlik ünvanına dayalı haklar tanınmalıdır. Okulların yardımcı personel ve ödenek sorunu çözülmelidir Okulların zorunlu harcamalarını karşılayabilecek doğrudan bir ödeneği bulunmamakta, bu durum ciddi bir sorun oluşturmaktadır. İŞKUR’un İşgücü Uygulama Programı ise yardımcı personel ihtiyacına kalıcı çözüm getirmemekte; iş güvencesi ve adil gelir sağlamayan, güvencesiz bir çalışma biçimi olduğu; bu haliyle okulların personel ihtiyacına kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm sunmadığı aşikardır. Her okula münhasır ödenek tahsis edilmeli; yardımcı personel ihtiyacı doğrudan karşılanmalı veya kaynak aktarımı yapılmalıdır. Proje okulları yeniden ele alınmalıdır Proje okulları ve bu okullara öğretmen, yönetici atama ve görevlendirme esasları yeniden ele alınarak amaç ve hedef bütünlüğüne kavuşturulmalıdır Öğretmen ve yönetici atama ve görevlendirme usulü, proje okullarından olan beklentiyi yansıtacak şekilde bu kurumlara özgü ancak nesnel, eşit, adil ve erişilebilir kriterlere dayalı olarak puan üstünlüğü esasına göre kurgulanmalıdır. Okul kantinlerinde boykot ürünlerinin satışına izin verilmemelidir Okul kantinlerinde İsrail menşeili veya İsrail’in Gazze katliamına destek açıklamasında bulunan yerli ve yabancı ürünlerin satışının yasaklanması sağlanmalıdır. Deprem bölgesindeki sorunlar giderilmelidir Deprem bölgesindeki eğitim kurumu ihtiyacı giderilmeli, mevcut kurumların altyapıları ve kapasiteleri güçlendirilmelidir. Bölgedeki öğretmenlerin hem de yeni atanacak öğretmenlerin kalıcı konutlarına ulaşması önceliklendirilmeli ve öğretmenlerin bölgedeki görevlerinin sürekliliği sağlanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, yeni eğitim-öğretim yılının umut dolu gelişmelerin yaşandığı, verilen vaatleri yerine getirecek somut adımların atıldığı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Bu süreçte, Milli Eğitim Bakanlığı’na eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün aynı zamanda eğitimin sorunlarının aşılması anlamına geldiğini bir kez daha hatırlatıyor ve gerekli adımların atılması çağrısında bulunuyoruz.

Milletvekili Fatih Dönmez'den Memur-Sen Eskişehir'e Ziyaret Haber

Milletvekili Fatih Dönmez'den Memur-Sen Eskişehir'e Ziyaret

AK Parti Eskişehir Milletvekili, önceki dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve KEİPA Komisyon Başkanı Fatih Dönmez, Memur-Sen Eskişehir İl Temsilciliğini ziyaret ederek sendikaya bağlı şube başkanlarıyla bir araya gelerek istişarelerde bulundu. Talepler dinlendi Memur-Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar’ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya konfederasyona bağlı sendikaların il başkanları katıldı. AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, toplantıda eğitim, sağlık, büro hizmetleri ve yerel yönetimler başta olmak üzere birçok alanda kamu çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dinledi. Çözüm yollarını birlikte değerlendireceğiz Kamu çalışanlarının beklentilerini yakından takip ettiklerini ifade eden Dönmez,“Sendikalarımızın temsil ettiği kitlenin taleplerini doğrudan muhataplarından dinlemek bizim için son derece kıymetli. Bugün burada dile getirilen her konuyu not aldık. Hem TBMM’de hem de ilgili bakanlıklar nezdinde çözüm için gayret göstereceğiz. İstişare, ortak aklı ortaya çıkarır; ortak akıl da bereketi artırır. Biz de bu anlayışla sendikalarımızın görüşlerini dinliyor, çözüm yollarını birlikte değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı. Teşekkür etti Memur-Sen yöneticileri ise, kamu çalışanlarının hak ve taleplerinin daha iyi şartlarda karşılanabilmesi için bu tür buluşmaların önemine dikkat çekerek, ilgisi ve yakın takibi dolayısıyla Dönmez’e teşekkür etti.

Memurlar 18 Ağustos’ta İş Bırakıyor Haber

Memurlar 18 Ağustos’ta İş Bırakıyor

Memur-Sen Eskişehir İl Temsilciliği, 8'inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde verilen teklifi protesto amacıyla Hamamyolu Caddesi’nde bir eylem çadırı açtı. 18 Ağustos 2025 tarihinde iş bırakacaklarını ifade eden Memur-Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Memur-Sen’imize bağlı hizmet kollarımızın şube başkanları, yönetim kurulları ve kıymetli Eskişehir halkı; bugün Memur-Sen olarak sekizinci dönem toplu sözleşme sürecine dair eylem planımızın ikinci aşamasındayız. Geçtiğimiz süreçte, 12 Ağustos tarihi itibarıyla kamu işvereni tarafından ilk teklif sunulmuş, 2026 yılı için yüzde 10 artı yüzde 6, 2027 yılı için ise yüzde 4 artı yüzde 4 oranında zam önerilmiştir. Ancak biz Memur-Sen olarak, yetkili konfederasyon sıfatıyla bu teklifi kesinlikle kabul etmediğimizi, yetersiz bulduğumuzu ve revize edilerek kamu çalışanlarımızın, emeklilerimizin ve kamu emekçilerimizin gelir durumunu refah seviyesine çıkaracak hakkaniyetli bir teklifin masaya getirilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bu kapsamda basın açıklamaları düzenledik. Dün itibarıyla ikinci teklifi beklerken, maalesef yapılan açıklamaya göre bir önceki teklifin üzerine yalnızca bin lira taban aylığa iyileştirme eklenmiştir. Oysa biz, Memur-Sen olarak taban aylığa iyileştirme istedik fakat bu rakam kesinlikle bin lira değildir. Biz taban aylığa 10 bin lira iyileştirme talep ettik. Ayrıca geçmiş kayıplarımızın telafisi için yüzde 10 refah payı ve yüzde 25 oranında zam talep ettik. Bu nedenle sunulan ikinci teklifi de kabul etmediğimizi, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin sorunlarına hiçbir çözüm getirmediğini açıkça ifade ediyoruz. Bugün, tüm Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de de eylem çadırımızı açtık. Çadırımız gün boyu açık olacak. Burada haklarımızı, taleplerimizi ve sorunlarımızı tüm kamuoyuna ve Eskişehirlilere anlatmak için bulunacağız. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Gün boyu etkinliklerimiz ve faaliyetlerimiz çadırımızda devam edecek. Pazartesi günü ise genel merkezimizin kararı doğrultusunda tüm Türkiye’de iş bırakacağız. Ankara’da büyük bir miting düzenlenecek ve Eskişehir’den de otobüslerle hareket edeceğiz. Pazartesi günü tüm Türkiye’nin kalbi Ankara’da atacak. Memurun ve emeklinin taleplerini bu kez doğrudan muhataplarının kapılarının önünde dile getireceğiz.”

Gelirde Adalet, Ücrette Denge İstiyoruz! Haber

Gelirde Adalet, Ücrette Denge İstiyoruz!

Memur-Sen Eskişehir İl Temsilciliği tarafından başlayan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, Kamu İşvereni’nin sunduğu teklife tepki göstermek amacıyla bir basın açıklaması yapıldı. Memur-Sen'e bağlı sendikaların başkan ve üyelerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısı Yediler Parkında gerçekleştirildi. Basın toplantısında konuşan Memur-Sen Eskişehir İl temsilcisi İbrahim Akar şu ifadelere yer verdi; ''Kıymetli Basın Mensupları, Değerli Kamu Görevlileri, Memur-Sen Eskişehir İl Temsilciliği olarak, Hepinizi saygıyla selamlıyoruz. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, Kamu İşvereni’nin sunduğu teklife karşı; ortak tepkimizi göstermek, Genel Merkezimizin Eylem Planı doğrultusunda sorumluluğumuzu yerine getirmek ve sesimizi İşveren’e duyurmak için bugün buradayız. Kamu işvereni dün açıkladığı teklifte 2026 için %10 + %6, 2027 için %4 + %4 zam önerisinde bulundu. Öncelikle; İşveren Heyeti’nin bu teklifini yok saydığımızı ve gerçekçi bulmadığımızı belirtiyoruz; görüyoruz ki İşveren, tutmayan enflasyon hedeflerini baz alarak Kamu görevlisine bu teklifi layık görmüştür. İşverenin teklifinde; refah payı ve taban aylığa zam yoktur. Gelirde adaleti sağlayacak oran yoktur. Emekli ve emekçiyi gözeten bakış yoktur. Kamu işvereninin bu teklifi; memurun yaşadığı zorlukların görmezden gelindiğini gösteriyor. Teklif, kamu görevlilerinde hayal kırıklığı oluşturmuştur. Kira artış oranının %41 olduğu bir zeminde, düşük belirlenmiş enflasyon hedefi kadar zam teklif edilmesi kabul edilebilir değildir. Bu teklif yetersiz ve geçersizdir. Yıllarca dirsek çürütmüş, gecesini gündüzüne katmış, daha kaliteli kamu hizmeti için kariyer yapmış memurlarımızın; niteliğini ve emeğini değersizleştiren bir teklif olarak görüyoruz. Kamu çalışanları arasında oluşan huzursuzluğu, ücretlerde oluşan adaletsizliği bu teklif gidermez. Sayın Cumhurbaşkanımızın, kamu çalışanları arasında ücretlerin dengelenmesi hassasiyetinin dikkate alınmadığı açıkça görülmektedir. Geçmiş kayıplarımız, yüksek enflasyon, Market/Pazar fiyatları, gelecek kaygılarımız, işverenin teklifine yansımamıştır. Görüyoruz ki,Kamu İşvereni 7. Dönem Toplu Sözleşmedeki hatasını tekrar ediyor. Altını çizerek ifade ediyoruz ki, memurların ve emeklilerin Kaybedecek 2 yılı daha yok. Biz tutmayan hedeflerin, adaletsiz Hakem Kurulu’nun, Maliyenin sıkılaşma politikalarının sonucunda kaybeden taraf olmak istemiyoruz! Kıymetli Basın Mensupları, Değerli arkadaşlar, Memur-Sen olarak; 2026 yılının birinci altı ayında; · %10 Refah Payı · 10.000 TL Taban Aylığa Zam · %25 oransal zam İkinci altı ayında; · %20 oransal zam 2027 yılının birinci altı ayında; · 7.500 TL Taban Aylığa Zam · %20 oransal zam ve İkinci altı ayında · %15 oranında artış Teklif ettik, refah payı istedik; çünkü geçmiş dönem kayıplarımızın giderilmesi gerekiyor. Taban aylığa zam istedik; çünkü görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki dengenin yeniden kurulması gerekiyor. Oransal zam istedik, çünkü kamu görevlilerininyüksek enflasyon altında ezilmemesi gerekiyor. Enflasyon oranında zammın, zam olmadığını İşverenin kabul etmesi gerekiyor. Bu hususlara ilave olarak, İlave 1 derece verilmesini, Aileyi koruyacak tekliflerimizin kabul edilmesini, 1. Dereceye 3600 Ek Gösterge verilmesini istiyoruz. Akademisyenlerin, şube müdürlerinin, şef ve amirlerin mali ve özlük haklarının düzeltilmesini, Mühendis ve Teknik personelin mali haklarının iyileştirilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılarak uygun hizmet sınıfına geçirilmesini istiyoruz. Bayram ikramiyesi verilmesini, Kira desteği sözünün yerine getirilmesini, Gelir vergisinin %15’e sabitlenmesini istiyoruz. Seyyanen ödemenin emekliliğe yansıtılmasını, Bütün gelirlerimizin emekliliğe esas sayılmasını, 4688 sayılı Kanun’un revize edilmesini istiyoruz. Türkiye büyürken alım gücümüz de büyüsün, Milli gelir artarken memurun refah düzeyi de artsın istiyoruz. Toplu Sözleşme Masası adaleti tesis edecek, dengeyi kuracak, eşitliği sağlayacak güce sahiptir. 8. Dönem Toplu Sözleşme uzlaşma ile tamamlanmalı, Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine, Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır şekilde imzalanmalıdır. Toplu sözleşme masasının 1 haftadan az süresi var. Bunun için İşveren Heyeti zaman kaybetmeden; Çalışma barışını sağlayacak, Müzakereye uygun, Adil teklifi masaya sunmalıdır. Aksi takdirde, Memur-Sen Başkanlar Kurulumuzun almış olduğu kararlar neticesinde, “Memur-Emekli Nöbette Eylem Çadırı Kurulması”, iş bırakma, Yürüyüş ve Ankara Mitingi Eylemlerimizle tepkimiz devam edecektir. Son sözümüz şudur; Adil ve acil teklif bekliyoruz. Hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.''

Bu Dönem Zammı Hakem Heyeti Değil Toplu Sözleşme Masası Versin Haber

Bu Dönem Zammı Hakem Heyeti Değil Toplu Sözleşme Masası Versin

Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar bugün başlayacak olan 8'inci Toplu Sözleşme Süreci için değerlendirmelerde bulundu ve taleplerini sıraladı. İl Temsilcisi Akar düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; ''Bugün 12 Ağustos 2025 8’inci dönem Toplu Sözleşme sürecinin kamu işveren heyeti tarafından yetkili konfederasyona memur maaş zamları ve emekli maaş zamlarını sunacağı gün. Bugün itibariyle kamu işveren heyeti Memur - Sen'e ilk teklifini sunacak. Bizde bu konuyla alakalı bir sosyal medya etkinliği gerçekleştirdik. 2026 ve 2027 yılını içine alacak şekilde 8’inci dönem Toplu Sözleşme sürecinin ilk teklif aşamasındayız. 4 milyon memur ve 2 milyon emekli olmak üzere 6 milyonu ilgilendiren bir konunun içindeyiz. Rakamsal olarak bir değerlendirme yaptığımızda 2026 yılı ilk yarısı için %25 ücret artışı, %10 refah payı ve 10 Bin TL taban aylığa artış istiyoruz. 2026 yılının ikinci yarısı için %20 ücret artışı, 2027 yılı ilk altı ayı için %20 ücret artışı ver 7500 TL taban aylığa artış ve 2027 yılının ikinci dönemi için %15 ücret artışı teklifini talep olarak sunduk. Bizler öncelikle bu toplu sözleşme döneminde ücret adaletinin sağlanmasını istiyoruz. Ücret adaletinden kastımız aynı işi yapan biri işçi biri memur ikisi de aynı ücreti almalı. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi en düşük memur maaşı en düşük kamu işçisi maaşından yüksek olmalıdır ifadesine işaret ederek ücret artışlarının böyle değerlendirilmesini istiyoruz. İkinci önemli husus taban aylık iyileştirilmesidir. Emekli olmayı bekleyenler ve emekliler için önemli. Şuanda kamu emeklileri ekonomik anlamda zor durumdalar ve geçim sıkıntısı yaşıyorlar. Kira, market, pazar derken aldıkları ücretle bir ayı tamamlamakta zorlanıyorlar. Emeklilerin durumunu daha iyi bir noktaya getirmek adına bir iyileştirme kaçınılmazdır. Aynı zamanda çalışanlarda mevcut durumu görünce emekli olmak istemiyor, emekli olmaktan kaçıyor. 30 yıl görev yapmış ve emekli olmuş bir öğretmen arkadaşımız 30 bin TL ücret alıyor. Asgari ücretin bir tık üzerinde. Bu iyileştirmelerin taban aylığa iyileştirme yapılarak düzeltilmesi gerekiyor. Bu konu sadece çalışanların değil emeklilerin de hayatlarını rahat bir ortamda geçirmeleri için önemli. Diğer bir husus gelir vergisi konusu. Gelir vergisi memurun ve sabit gelirlilerin belini büküyor. Maaş artışları yapılıyor ve iki üç ay geçmeden bakıyorsunuz bir vergi bindirilmiş ve aldığı zam eksilmeye başlamış. Yüzde 15 ile başlayan vergi %20 ye ve %27 ye yükselmiş ve verilen zammın geri alındığı bir sistem var. Biz vergi dilimlerinin %15’e sabitlenmesini istiyoruz. Her ayın 2'sinde 3'ünde TÜİK tarafından enflasyon rakamları açıklanıyor. Açıklanan enflasyon rakamları her ne kadar hükümetin yüzünü güldürüyor ve hükümeti sevindiriyorsa maalesef piyasa gerçeklerinden uzak rakamlar memuru hiç mutlu etmiyor, emekliyi hiç sevindirmiyor ve ne memurun ne emeklinin yüzlerini güldürmüyor. Bu toplu sözleşme süreci bu anlamda önemli. Geçtiğimiz dönemde hakem heyeti tarafından verilen zam oranları hiçbir zaman memurun ve emeklinin yüzünü güldürmedi. Biz diyoruz ki zammı hakem heyeti değil toplu sözleşme masası versin. 3600 ek gösterge konusu hala çözüme kavuşmuş değil ve bu toplu sözleşmede karara bağlanmalıdır. Emekli bayram ikramiyelerinin kamu çalışanlarına da verilmesi yönünde bir talebimiz var. 2025 yılı aile yılı ilan edildi. Aile yılına yakışır yaraşır şekilde aile yardımlarının iyileştirilmesini istiyoruz. Çalışmayan eşler için aile desteğinin 11 bin 710 TL’ye yükseltilmesi talebimiz masada. Yardımcı hizmetler sınıfının Genel İdari Hizmetler sınıfına geçirilmesi yönünde bir talebimiz var. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımızın özellikle taban aylıklarında iyileştirmeye ihtiyaçları var. Milli Eğitimde görev hiyerarşisinin en üst basamaklarında bulunan şube müdürlerimizin ciddi sorunları var. Şube müdürlerimizi bir öğretmen arkadaşımızdan daha az gelire sahip. Öğretmenlik Meslek kanununun getirdiği haklardan şube müdürleri faydalanamıyor. Hiç kimse şube müdürlüğü yapmak istemiyor, herkes görevini bırakıyor. Burada iyileştirmeye ve ücret artışına ihtiyacımız var. Öğretmenlerimizin ek ders ücretlerinin iki kat arttırımlı ödenmesini istiyoruz. Eğitim öğretim hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına arttırımlı ödenmesini istiyoruz. Bu ve bunun gibi onlarca talebimizi dile getirdik. Bizim bugün kamu işveren heyetinden beklentimiz memurun ve emeklilerin, tüm kamu çalışanlarını mutlu edecek ve ailelerini sevindirecek bir haberin bugün herkesle paylaşılması konusunda beklenti içerisindeyiz. Sabit gelirlilerin ve emeklilerin enflasyon karşısında ezilmediği rahat nefes aldığı bir toplu sözleşme sonucunun herkese fayda ve katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Güçlü Türkiye için Güçlü Devlet için Güçlü Memur diyoruz. Sürecin takipçisi olduğumuzu gerçekleşecek olan teklifler nihayetinde memur sen genel merkezimizinm bizler için belirlediği takvim doğrulusunda süreci Eskişehirden takip etmeye devam edeceğiz.’’

Temizlik Personeli İçin Erken Adım Atılması Sevindirici Haber

Temizlik Personeli İçin Erken Adım Atılması Sevindirici

Eğitim Bir - Sen Eskişehir Şube Başkanı İbrahim Akar 2025-2026 eğitim öğretim yılı öncesinde okulların temizlik personeli ihtiyacı için kontenjanların tahsis edildiğini söyledi. Şube Başkanı Akar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Okulların temizlik personeli ihtiyacı konusu geçtiğimiz yıllarda epeyce sorun olmuş hatta bazı kesimler tarafından siyasi malzeme yapılmaya kalkışılmıştı. Özellikle Eskişehir merkezde bugüne kadar okullara ve eğitime ufacık bir katkısı desteği dahi olmayan belediye başkanları siyasi şov kalkışmasında bulundular. Geçen yıl buna herkes şahit oldu. Temizlik personellerinin görevlerine başlama zamanı açısından geçmişte yaptığımız öneriler ve çağrılar dikkate alınmışa benziyor. Çalışma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okulların temizlik personeli ihtiyacı okullar açılmadan gündeme alınmış, başvurular İş Kur İl Müdürlükleri internet sayfası ya da E-devlet üzerinden alınmaya başlanmıştır. Eskişehir'de okullarda istihdam edilmek üzere 630 temizlik personeli kontenjanı verilmiştir. Personellerin göreve 1 Eylül itibariyle başlatılması planlanıyor. Umarız ki süreç sorunsuz bir şekilde işler ve temizlik personelleri 1 Eylül tarihi itibariyle görevlerine başlarlar. Okullarımızın yeni eğitim öğretim yılına hazırlık sürecine katkısı olur. Bu konuda atılan adımı zamanlama bakımından doğru buluyor katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Ancak bu durumun ilerleyen süreçte sorun olmaktan çıkacağı daimi kadrolu istihdam veya okullara verilecek ödenekler üzerinden çözülmesi sorunu tümden ortadan kaldıracaktır."

Bu Çöp Haraçları Deli Dumrul'un Bile Aklına Gelmezdi! Haber

Bu Çöp Haraçları Deli Dumrul'un Bile Aklına Gelmezdi!

Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şubesi tarafından kamu kurumlarına, okullara ve esnafa tahakkuk ettirilen katı atık bedelleri ile ilgili olarak Eskişehir Öğretmenevi'nde bir basın açıklaması yapıldı. Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur - Sen İl Temsilcisi İbrahim Akar tarafından düzenlenen basın toplantısına, sendika üyeleri, okul yöneticileri ve kamu kurum temsilcileri de katıldı. Açıklamayı yapan Şube Başkanı Akar şu ifadelere yer verdi; "Neden burası derseniz buranın özel bir anlamı var. Bugün Eskişehir’in, Türkiye'nin belki de dünyanın en pahalı konteynerinin önünde açıklama yapıyoruz. Bu çöp konteyneri dünyanın en pahalı konteyneri. Neden derseniz Odunpazarı Belediyesi'nin Eskişehir Öğretmenevi'ne kestiği 6 aylık katı atık toplama ücreti 747 Bin 161 TL. Yani bu konteynerden 1 günlük çöp alma maliyeti 4 Bin 150 TL'dir. Bugün burada Eskişehir kamuoyunun vicdanını sarsan bir gerçeği dile getirmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyesi tarafından Eskişehir'de ki kamu kurumları, okullar ve esnafa kesilen katı atık toplama bedelleri kabul edilebilir sınırları aşmıştır. Daha önce 10 Bin, 20 Bin, 50 Bin rakamlarını duymuştuk. Eskişehir Öğretmenevi'ne 6 aylık kesilen 747 Bin 161 TL lik fatura bu uygulamanın ulaştığı vahim tabloyu gözler önüne sermektedir. Açıkça söylüyoruz belediyenin kestiği 1 yıllık 1,5 Milyonluk çöp toplama bedeli olsa olsa haraç olur. Bu uygulama ne vergidir, ne harçtır, ne katkıdır. Bu düpedüz kamu kurumlarına, okullara, esnafa kesilen idari bir harca dönüşmüştür. Dahası aynı türden kurumlara, işletmelere farklı farklı bedeller kesildiğini görüyoruz. Belediyeye giden, itiraz edenlerin faturaları düşürülmekte, yüzde 10 indirim uygulanmaktadır. Sessiz kalanların faturaları aynen tahakkuk ettirilmektedir. Bu tabloda ortada standart, şeffaflık, hesap yoktur, varolan tek şey ben yaptım olduluktur, keyfiliktir. Bu keyfiliği daha önce ifade etmiştik, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç'ın bu çöp haraçları Deli Dumrul'un bile aklına gelmezdi demiştik. Deli Dumrul gelsinde haraç neymiş, nasıl alınırmış görsün dedik. Bu anlayış aslında yeni bir anlayış değildir. Bunun örneğini Odunpazarı Belediyesi vatandaşın sokağına, caddesine, okulların önüne attığı asfaltların paralarını tahakkuk ettirmesiyle bu işin birinci senaryosunu tüm Eskişehir görmüştü. Şimdi ikinci senaryo ile karşı karşıyayız. Asfalt döküldüğü gerekçesiyle kamu ücretini bir mali yük gibi sunarak parasını herkesten tahakkuk ettirmiş ve tepki toplamıştır. Bugün yaşananlar bu zihniyetin farklı bir versiyonudur. Bu fahiş uygulamanın Türkiye nezdinde örneği yoktur. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinin bağlı bulunduğu siyasi partinin İl Başkanı bu iki Belediye Başkanı için parmakla gösterilir belediye haline geldi demiştir. İşte parmakla gösterilen bu 6 aylık 747 Bin 161 TL'lik çöp toplama katı atık toplama faturası. Siz bu şekilde mi Eskişehir’i parmakla gösterilir hale getireceksiniz? Buradan tüm okul yöneticilerine seslenmek istiyorum. Bu haksız ve keyfi çöp toplama faturalarını ödemeyiniz. Bu faturaların hukuki dayanağı yoktur, ödenmesi bu keyfiyeti onaylamak anlamına gelmektedir. Eğer Belediyeler bu paraları illa tahsil edeceğiz diyorlarsa okulları icraya versinler öyle tahsil etsinler, edebiliyorlarsa. Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube olarak buradan açıkça ifade ediyoruz, bu keyfi ve adaletsiz uygulama derhal sona erdirilmelidir. Okullara, esnafa ve vatandaşa kesilen tüm faturalar iptal edilmelidir. Belediyeler okullarda ki eğitime yük olmak yerine okullara ve eğitime destek olmalıdırlar. Eğitim Bir - Sen olarak bu uygulamanın karşısında durmaya devam edeceğiz. Unutulmamalıdır ki kamu hizmeti faturalandırılamaz. Belediyeler okulları ve vatandaşı gelir kapısı olarak göremez. Belediyeler vatandaşlar ve kamu kurumları için hizmet kapısı olmalıdır. Bu konuyla ilgili hukuki olarakta bu işin peşini bırakmayacağız. Bu adaletsiz, keyfiyetçi anlayış son bulana kadar tüm gücümüzle kamu kurumlarına, okullarımıza hukuki ve idari anlamda destek olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse aklına estiği, aklına geldiği şekilde haraç alamaz."

Türkiye Artık O Eski Türkiye Değil! Haber

Türkiye Artık O Eski Türkiye Değil!

Memur Sen Eskişehir İl Temsilcisi vr Eğitim - Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar Memur- Sen tarafından başlatılan imza kampanyasına yönelik tepkilere cevap verdi. Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; "Memur-Sen olarak tüm Türkiye'de başlattığımız imza kampanyamız Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere bir kesimi epey rahatsız olacak ki bir açıklama yapıp Cumhuriyet Savcılarını göreve davet etmişler. Biz anayasada aile tanımının kadın ve erkek eşlerden oluştuğu ve ailenin temelinin evlilik olduğunun yer almasını istiyoruz.  Küresel çaplı sapkın yapıların hedefi olan aile Anayasa eliyle korunsun istiyoruz. Bu kirli ve sapkın yapılar gençlerimizi çocuklarımızı zehirleyemesinler istiyoruz. İnsanların inancı gereğince giyinmeleri anayasada güvence altına alınsın, başörtüsü anayasal bir hak olsun istiyoruz. Add'nin böyle bir itiraz ve tepki vermesine şaşırdık mı hayır! Add geçmişten günümüze her dönem Türkiye'de müslümanların inancı gereğince yaşamasından, giyinmesinden, eğitim almasından, işini yapmasından, dinini öğrenmesinden hep rahatsız olmuş.   Bunların yasaklanması ve engellemesi için her türlü uğraşı veren azmettirici bir kuruluş olduğu herkesin malumudur.  Add'nin bu konuda sicili epey kabarık. Müslümanların değer yargılarına saldırırken ki dayanakları, mevcudiyet ve meşrutiyet kaynakları gerçek yüzlerini saklamak için arkasına gizlendikleri Atatürk maskesi. Türkiye'nin mazisine şöyle bir dönüp bakarsak, bu maske ardına gizlenip yapılan birçok zulüm ve işlenen birçok cürümün olduğunu görürüz. Başörtüsüne olan itirazı anladık ama ailenin korunmasına neden itiraz ediyorlar onu tam anlayamadık.  Küresel sermaye tarafından fonlanan, toplumu ifsat etmek isteyen, aileyi hedefine alıp, temeline dinamit koyan dernek ve kuruluşular içinde onlarda mı var yoksa? Bu kadar itiraz edildiğini görünce insan bu soruyu sormadan geçemiyor. Ancak unuttukları bir şey var Türkiye artık o eski Türkiye değil! Sizin özlemi içinde olduğunuz Türkiye'yi çok iyi biliyoruz.  Onların özlemini duyduğu Türkiye; Kuran kurslarının imam hatiplerin kapatılıp kapılarına bir bir zincir vurulduğu Türkiye Başörtülü öğrencilerin okul kapılarından içeri alınmadığı Türkiye İnsanların çocuklarına dini eğitim aldırmasına engel olunduğu Türkiye Şehit annesinin tedavi için gittiği hastaneye başörtülü diye alınmadığı Türkiye Oğlunun yemin töreninde asker annesinin başörtülü diye kışlaya alınmadığı Türkiye!   Diploma töreninde okulunu dereceyle bitiren öğrencinin başörtülü diye salondan yaka paça atıldığı Türkiye Namaz kılıyor oruç tutuyor diye devlet memurlarının fişlendiği Türkiye Çocuklar cuma namazına gidiyor diye bir bardak suda fırtına koparılan Türkiye Başörtülü okumak isteyen Arabistan'a gitsin diyen bir Cumhurbaşkanının olduğu Türkiye Dilediğinizi söyleyen Paşaların, dilediğiniz kararları alan Yargıçların, dilediğinizi yapan Rektörlerin olduğu bir Türkiye Seçilecek Cumhurbaşkanın eşinin başörtüsünden rahatsız olup günlerce Cumhuriyet yürüyüşleri yaptığınız Türkiye   İstediğiniz gibi slogan atan, işaret ettiğiniz yere yürüyen ne derseniz emir telakki eden sendikaların Stkların olduğu Türkiye Ne kadar dövünür ne kadar uğraşırsanız uğraşın özlem duyduğunuz eski Türkiye yok! Maske düşüp gerçek yüzünüz görüleli hayli zaman oldu. Millet sizi tanıyor, amacınızı biliyor. Bu millet Memur-Sen'i de biliyor. Milletimizi, memleketimizi ve gönül coğrafyamızı ilgilendiren her konuda millet ve ümmet bilinciyle en önde koşanın Memur-Sen olduğunu bu millet çok iyi biliyor. Kamu çalışanları Memur-Sen'i biliyor.  Kamu çalışanlarımızın özlük haklarının geliştirilmesi,mali haklarını iyileştirilmesi için mücadele eden bir Memur-Sen olduğunu biliyor. Sorunlardan beslenen değil sorunlara çözüm arayan, talepleri kazanıma dönüştüren hizmet sendikacılığı yapan bir Memur-Sen olduğunu biliyor. Yetkili olduğundan beri kamu çalışanları için toplam 1007 kazanıma imza atan Memur-Sen'i biliyor ve hakkını teslim ediyor. Memur-Sen olarak "Anayasa Değişsin Aile Korunsun" istiyoruz, ülkemizin geleceği olan gençlerimizin, toplumun temeli ailenin korunması için herkesi imza kampanyamıza destek olmaya davet ediyoruz."

Enflasyonist Ortamı Oluşturan Unsurlarla Mücadele Edilmelidir Haber

Enflasyonist Ortamı Oluşturan Unsurlarla Mücadele Edilmelidir

Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şubesi 10 Ocak Gazeteciler Günü dolayısıyla basın mensupları ile kahvaltı programında bir araya geldi. Kahvaltı Programında açıklamalarda bulunan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar şu ifadelere yer verdi;  ''Ülkemizde, dünyada, şehrimizde basının gazetecilerin yaptığı iş ve sizlerin üstlendiği vazife şuan toplum için, dünya için, şehrimiz için çok önem arz ediyor. Teknoloji çağı gibi bir çağda yaşıyoruz, iletişim çağı dediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Her an gelişmelerden, dünyanın  her tarafında olan olaylardan anında haberdar olabiliyoruz. İletişim çağında telefonların, sosyal medya mecralarının hayatımızın doğrudan içinde olduğu bir dönemdeyiz işimiz artık bunlarla yürüyor. Bütün gelişmeler anında insanlara ulaşabiliyor, anında sizlerin elinin altına çok ciddi anlamda önemli bir haber düşebiliyor. Hayatın bu kadar hızlı aktığı dönemde toplumun, insanların en çok ihtiyaç duyduğu şey doğru bilgiye ulaşmak, doğru bilgiyle bilgilendirilmek, doğru bilgiyi sizlerin ortaya koyduğunuz şekliyle kamuoyunda da toplumda da bir bilinç oluşmasını sağlamak. Sizin bu anlamda ki en önemli görevleriniz vazifeniz işin en önemli kısmı doğru haber ve doğru bilgidir.  Eğitim öğretim gündemi olarak aslında Türkiye'nin en çok gündeminde olan, en çok konuştuğu, en çok tartıştığı hemen hemen herkesin bir konuda karşı karşıya gelebildiği dinamik bir  yapının içerisindeyiz. Bizim sesimizin duyulması bizim ortaya koyduğumuz konuların gündeme getirilmesi noktasında bizim en önemli paydaşımız sizlersiniz. Sesimizi yükselten, sesimizi yücelten yada bir hak arayışı veya haksızlıkla mücadele karşısında verdiğimiz uğraştaki en önemli payda sizlersiniz. O yüzden bizler sizleri bir gazeteci, basın mensubu şeklinde değil biz sizleri bir meslektaşımız olarak mesleğimizin bir paydaşı olarak görüyoruz. Sizlere de bu anlamda yaptığınız işlere kıymet ve değer veriyoruz. Bizler aslında birlikte çalışıyoruz birlikte mücadele veriyoruz.  Hepinize davetimizi kırmayıp katılımız gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum yönetim kurulumuzda ki arkadaşlarım ile birlikte gününüzü kutluyorum, inşallah daha güzel günlerde hep bir arada olma dileğiyle sağolun var olun.'' dedi. Eğitim Bir - Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı ve Memur - Sen Eskişehir İl Temsilcisi İbrahim Akar program sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  Memur maaş zamları ile ilgili olarak soruya yanıt veren Şube Başkanı Akar, yüzde 11,54 enflasyon farkı ile yapılan zam artışının, enflasyonist ortamlarda ve yükselen enflasyon trendlerinin olduğu ortamlarda en çok sabit gelirli çalışanları yada emeklileri mağdur ettiğini söyledi. Piyasanın bir şekilde kendini revize ettiğini belirten Akar çalışanların ve emeklilerin yükselen enflasyon altında ezilmeye mahkum bırakıldığını söyledi. Memur Sen Olarak 7. Dönem Toplu Sözleşmelerinde verilen zam oranını kabul etmediklerini, konunun hakem heyetine taşındığını ve hakem heyetinin kamu işveren heyetinin zam teklifini olduğu gibi kabul ettiğini ifade eden Akar, hakem heyeti kararı bağlayıcı olduğu için bugün bu durumla karşu karşıya kaldıklarını söyledi. Bugünkü durumun sorumlusunun o günkü verilen hakem heyeti kararı olduğunu söyleyen Akar, enflasyon oranları özelinde 11,54 zam verildiğini ama piyasada 11,54 bir gibi bir enflasyon ortamının olmadığını söyledi. Asgari ücretlilerin, çalışanların, emeklilerin ücretlerinde bir artışa gidildiği zaman piyasanın yerinde durmadığını söyleyen Akar piyasanın tutulması gerektiğini ve enflasyonist ortamı oluşturan unsurlarla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Depreme dayanıksız okullar ile 2024 -2025 eğitim öğretim dönemin ilk yarısını değerlendiren Şube Başkanı Akar, bu seneye okulların temizlik personeli sorunu ile başlandığını söyledi. Yaşanan sorunun hala istenilen noktada olmadığını ifade eden Şube Başkanı Akar, okulların temizlik personeli ihtiyacının okullara tesis edilecek ödeneklerle yapılması gerektiğini, okulların hizmet alımı şeklinde kendi bünyesinde çalıştıracağı personellerle okulların temizlik ihtiyacını görmelerinin en doğrusu olduğunu söyledi. Depreme dayanıksız okulların sürecinin geçen sene başladığını söyleyen Akar, 6 okulla ilgili yıkım ve boşaltım kararı verildiğini söyledi. Okul yapım işi bir süreç işi olduğunun altını çizen Akar Eskişehir'de ki temel sorunun aslında şehir merkezinde yaşandığını ve bu bölgede yeni okul yapılabilecek alan olmamasından kaynaklandığını söyledi. Şuan yıkılmayı bekleyen yada boşaltılacak gibi bir okul durumu söz konusu olmadığını söyleyen Akar, tam aksine yeni okulların açıldığını ve teslim edilmeyi bekleyen, inşaatı devam eden okulların olduğunu söyledi. Norm fazlası öğretmenler sorunu ile karşı karşıya gelindiğini ifade eden Akar, eğitim öğretim yılının ortasında, işini yapan, okullarda derse giren, devamlılığı olması gereken eğitim ortamında norm fazlası atamaların yapılması ve bunun ilçeler arası atama olarak yapılmasının doğru bir uygulama olmadığını söyledi. Bakanlığın daha önce kendi eliyle yaptığı işi kendi eliyle değiştirmenin niyetine girdiğini ve bir çok arkadaşlarının yıllardır çalıştığı yerlerden başka yerlere gitmek zorunda kalacağından bir mağduriyet oluşacağını söyleyen Akar bu sürecin eğitim öğretime de eğitim çalışanlarına da öğretmenlere de hiç bir şey kazandırmayacağını ifade etti. Şube Başkanı Akar, sistemin en doğru şekilde kurgulanması adına Eğitim Bir - Sen olarak bölgesel teşvik sisteminin tekrar hayata geçirilmesini istediklerini söyledi. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun hayata geçtiğini ve yapılan revize ile öğretmenlerin en çok tartıştığı itiraz ettiği kariyer basamak sınavının kaldırıldığını belirten Akar meslek hayatında geçirdiği süreye göre 20 yılı dolduran öğretmenlerin başöğretmen, 10 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen ünvanı ve tazminatı verildiğini söyledi.    

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.