SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hayvancılık

Porsuk Haber Ajansı - Hayvancılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hayvancılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nijer Heyeti Eskişehir’de Teknik İncelemelerde Bulundu Haber

Nijer Heyeti Eskişehir’de Teknik İncelemelerde Bulundu

Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İSEDAK (İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi) işbirliğiyle hayata geçirilen proje kapsamında Eskişehir'e gelen Nijer heyetini misafir ederek süt ve süt ürünleri üreten büyük ölçekli firmalara teknik gezi düzenledi. Nijer Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında görevli teknik personel ve tercümanlardan oluşan heyeti Beylikova ilçesinde karşılayan İl Tarım ve Orman Müdürü Yüksel Çil ve beraberindeki teknik ekip, fabrika sorumlu müdürü Servet Oktay Akdoğan'ın ev sahipliğinde Tarım Kredi Kooperatifine ait süt fabrikasını ziyaret etti. Fabrikada gerçekleştirilen toplantıda İl Müdürü Çil, Türkiye'de ve Eskişehir'de hayvancılık ile süt üretimi hakkında açıklamalarda bulundu. Fabrika Müdürü Akdoğan ise fabrikadaki üretim çeşitliliği ve kapasite konularındaki teknik detaylar hakkında bilgilendirme yaparak gezi ekibine tesisi gezdirdi. Gezinin öğleden sonraki bölümünde ise Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde, 1996 yılından beri faaliyet gösteren ve yurt çapında yüksek üretim kapasitesine sahip bir süt firmasının tesisleri ziyaret edildi. Burada fabrika direktörü Erdi Eren, imalat müdürü Eldem Gölpek ve kalite müdürü Aybala Sezgin heyeti karşılayarak firmayla ilgili genel bilgilendirme yaptı. Nijer'in ülkedeki süt üretim miktarları ve kalite seviyelerine ulaşabilmesi için öncelikle yapması gerekenler ve oluşturulması gereken tarım politikaları konusunda fikir alışverişinde bulunuldu. Fabrikanın işletme kısmının ziyareti, heyetin yoğun ilgisi ve karşılıklı soru-cevaplarla tamamlandı. Günün sonunda İl Müdürü Çil, heyeti makamında ağırladı ve gün içinde gerçekleştirilen teknik gezinin genel bir değerlendirmesini yaptı. Oldukça verimli geçen teknik gezi sonrasında, ilgi ve misafirperverlikleri için İl Müdürü Çil ve teknik ekibe teşekkürlerini ileten Nijer heyeti, Ankara'ya iyi dilek ve temennilerle uğurlandı.

Süt Üretimini de Tüketimini de Destekliyoruz Haber

Süt Üretimini de Tüketimini de Destekliyoruz

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Ataç, “Süt üretimini de tüketimini de destekliyoruz” dedi. Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, 1 Haziran Dünya Süt Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, süt tüketimi ile birlikte üretimin önemine ve üreticinin desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Başkan Ataç mesajında, “Sağlıklı nesiller yetiştirebilmemiz için büyük önem taşıyan süt, üretim sektörü açısından da kritik bir yere sahiptir. Ancak geldiğimiz noktada ülkemizde süt üreticilerine desteklerin yetersiz olması üreticileri zor durumda bırakıyor. Yeteri kadar devlet desteği alamayan üretici, maliyetlerin altında eziliyor. Ürün fiyatlarının maliyeti karşılayamaması nedeniyle de üretici üretmekten vazgeçip ya ineğini satıyor ya da kesiyor. Tüketici ise alım gücünün düşmesi nedeniyle yüksek fiyatlı süt ve süt ürünleri alamıyor. Dünyadaki tüm gelişmiş ülkeler, sütün faydalarının kavranması, süt tüketiminin daha da artırılması için çalışmalar yapmaktadır. Tepebaşı Belediyesi olarak biz de süt üreticilerini elimizden geldiği ölçüde destekliyoruz. Kavacık, Uludere ve Atalantekke mahallelerinde desteklerimiz ile hayata geçirilen süt toplama merkezlerinde, süt işleniyor ve üreticimizin emeği, kazanca dönüşüyor. Tepebaşı Belediyesi olarak her zaman olduğu gibi yine üreticilerimizin yanında olmaya onları desteklemeye devam edeceğiz. Süt tüketiminin de üretim kadar desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda aşevinde görevli personellerimiz tarafından ihtiyaç sahiplerine süt teslimi yapıyoruz. Sütün daha iyi değerlendirilmesine yönelik de çalışmalar gerçekleştiriyoruz. “Her Ev Bir Mandıra” Projesi başlattık. Şehirde yaşayan vatandaşlarımızın süt alarak kendi yoğurtlarını, peynirlerini, tereyağlarını yapmalarını teşvik edeceğiz. Öte yandan üreticilerimizin sütlerini ürüne dönüştürerek, tek elden satmalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Bu duygu ve düşünceler ile süt tüketiminin çok önemli olduğunu bir kez daha vurguluyor, üreticilerimizin yeteri kadar desteklendiği sağlıklı günler diliyorum” ifadelerini kullandı.

Büyükbaş Hisse Bedeli 35 Bin TL’yi Aştı Haber

Büyükbaş Hisse Bedeli 35 Bin TL’yi Aştı

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Kurban Bayramı öncesinde hayvancılık sektöründe yaşanan sorunları üretici Hanifi Güçlüer ile yaptığı konuşma ile gündeme taşıdı. Kurbanlık fiyatlarından girdi maliyetlerine kadar farklı konularda süreç hem üreticilerin hem de vatandaşların açısından erdiği boyut konuşuldu. Gürer, bir ahırda kurbanlık hayvanların geçen yıla göre durumunu sordu. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer , “Kurban Bayramı yaklaşıyor. Bu yıl da bazı vatandaşlar kurbanlıkların alımları başladı. Geçmiş bayramlarda kişi kurbanlığını alıp ayırttırıyor ve bu hayvanların bakımı devam ediyordu. Bu yıl durumu yıllardır bu işi yapan besi hayvanlarına bakan besicimize sorduk. Bu yıl kurban fiyatları nasıl?” diye sordu. Üretici Hanifi Güçlü fiyatların geçen yıla göre %50 arttığını belirterek, “Bu yıl fiyatlar, sayın vekilim, geçen seneki oranlara göre %50 artış gösterdi. Geçen seneki alım gücüne göre şu an müşterilerimiz almakta biraz zorlanıyor.” dedi. GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞ Kurbanlık hayvanların fiyatlarının neden bu kadar arttığına dair Gürer’in sorularını yanıtlayan Güçlü girdi maliyetlerinin hızlı şekilde yükseldiğini vurguladı: “8-9 aydır besliyoruz. Arpa 7-8 liraydı, şu an 11-12 lira. Yemin çuvalı 500 liraydı, şu an 750 lira. Veteriner giderleri ise iki katına çıktı. Tüm bu maliyet artışları, ister istemez fiyatlara yansıyor. Yem gideri var, aşı gideri var, veteriner gideri var. Tabii ki ilaç maliyetleri %200 artış gösterdi. Veteriner giderlerde zaten şöyle söyleyeyim, daha önce 1.000-2.000 liraya gelip muayene yapıp gidiyorsa şu an 4.000-5.000 Lira. Aşıların da ortalama maliyeti bugün bir tane dana için 2.000 lirayı buluyor. Bir önceki sene 600-700 lira gibiydi. Şu anda hayvanların fiyatının artmasına en büyük etken girdi maliyetlerindeki artış.  Maliyetler, işçilik maliyetleri, ilaç sektöründeki fiyat artışı bunlar ana etkenler. Geçen yıl hisse satış fiyatlarımız 25.000-26.000 lira bandındaydı ortalama. Bu yıl hisse satış fiyatlarımız 35-36.000 lira bandında.” Ömer Fethi Gürer’in, “Bu maliyetler hem üreticiyi hem de vatandaşı nasıl etkiliyor?” sorusuna Hanifi Güçlüer şöyle yanıt verdi: “Üretici tam 3 yıl boyunca bir danayı kesime hazır hale getirmek için çalışıyor. Ancak her geçen gün mazot, yem ve işçilik maliyetleri arttığı için zarar ediyoruz. Vatandaş ise bu fiyat artışlarıyla kurbanlık hayvan almakta zorlanıyor.” Vatandaşların Alım Gücü Düşüyor Geçen yıla kıyasla hayvan satışlarının azaldığını belirten Hanifi Güçlüer , alım gücündeki düşüşe dikkat çekti: “Geçen yıl bu zamanlarda 10-15 danayı hemen satmıştık. Ama şu an 7-8 danayı yeni tamamlayabildik. Geçen sene daha rahat alışveriş yapabiliyordu vatandaş” Gürer, et fiyatlarındaki artışa da değinerek, “Geçen sene 500 liraya satılan etin kilosu bu yıl 700-750 liraya çıktı. Üretici artan girdi maliyetlerinden dolayı şikayetçi, vatandaş ise fiyatlardan. Bu işten ne üretici ne de tüketici memnun kalıyor.” dedi. Güçlü ise bu konuda üreticilerin de haklı olduğunu belirterek, “Üretici de burada sonuna kadar haklı. Çünkü bir dananın meydana gelmesi 9 ay önce anne karnında bekliyor. Daha sonra 24 ayda dışarıda beslenme süresi var. 30 ayın sonunda kesilebilecek bir duruma geldiği için üretici tam 3 yıl bir dananın kesilip de meydana gelmesi için uğraşıyor. Yani aslında üretici de bu işten zararda. İşçilikte maliyet olarak tabii ki her geçen gün maliyetler, mazot maliyetleri….” ifadelerini kullandı. Güçlü, “Hayvanların 12 ay yemle beslendiğini, meraya çıkması durumunda bu şekilde etlendiremeyeceklerini ve hayvanın etinin meraya çıkması durumunda çırpacağını belirtti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Mera hayvancılığı büyükbaş hayvanda çok düştü. 12 ay kapalı alanda hayvan yemle besleniyor. Sonuçta ahır ve bakım gideri, yem, mazot ve elektrik gideri yanında veteriner ve aşı giderleri ile önemli bir beslenme ve bakım gideri var. Ayrıca hastalık riski ve pazar değişkenliği içinde besici kendi çabası ile süreci yönetiyor. Esasen tarım her kesimi ile problemli bir dönem yaşanıyor. Kamucu bir anlayış, öngörülebilir bir planlama ve doğru destek ve yönetim politikaları ile hayvancılıkta sorunlarda iyileşme sağlanır. İthalatçı anlayışla sorunlar katlanır, böyle giderse kurban kesmekte zorlanırız.” dedi.

İzmir Çiftçisinin Sütü Uygun Fiyatla Sofralara Ulaşıyor Haber

İzmir Çiftçisinin Sütü Uygun Fiyatla Sofralara Ulaşıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bayındır Süt Fabrikası, güçlenerek üretime yeniden başladı. İZTARIM AŞ tarafından fabrikada yapılan iyileştirme sürecinin ardından, Tire Süt Kooperatifi ile protokol imzalanarak İzmirli çiftçinin 800 ton sütü işlenmeye alındı. Fabrikada Büyükşehir’in Süt Kuzusu projesindeki UHT sütlerin yanı sıra İZMAR markalı süt, yoğurt ve tereyağı da uygun fiyatla raflarda yerini almak üzere üretilmeye başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZTARIM AŞ çatısı altında hizmet veren 100. Yıl Bayındır Süt İşleme Fabrikası, İzmirli çiftçinin ürettiği sütleri işleyerek sağlıklı ve güvenli bir şekilde İzmirlinin sofrasına ulaştırıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın talimatıyla Bayındır Süt İşleme Fabrikası’nda yapılan revizyon kapsamında, hem kadro güçlendirildi, hem üretim ekipmanları yenilendi, hem de mali disiplin sağlanarak daha güçlü bir şekilde üretim başlatıldı. Hem küçük üreticinin yüzünü güldüren hem de İzmirlinin sofrasına sağlıklı ve güvenilir ürünleri ulaştıran fabrika, amacına uygun ve planlı bir şekilde yoluna devam ediyor.  İzmirli çiftçinin ürettiği sütler, Tire Süt Kooperatifi ile yapılan anlaşma kapsamında satın alınarak fabrikada işleniyor. UHT (Ultra Yüksek Isı) teknolojisiyle üretilen Süt Kuzusu Projesi ve İZMAR markalı sütlerin yanı sıra İZMAR yoğurt ve İZMAR tereyağının da üretimine hız kazandırıldı. “Amacına uygun yoluna devam ediyor” Fabrikada yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren İZTARIM Genel Müdürü Öztürk Kurt, “Bayındır Süt Fabrikası’nda bazı eksiklerimiz vardı. Bu süreçte iş gücü planlaması ve makinalarımızla ilgili revizyonlar yapıldı. Daha yüksek kapasiteli üretim yapabilmemiz için yenilikçi özellikte planladığımız işleri hayata geçirdik. Bayındır Süt Fabrikası bütün eksiklerini tamamlayarak daha güçlü bir şekilde üretime başladı” dedi.   İzmirli küçük üreticinin alın terinin fabrikada katma değere dönüştüğünü ifade eden Öztürk Kurt, “Bayındır Süt Fabrikası’nda, Tire Süt Kooperatifi ile yaptığımız sözleşmeyle yaklaşık 800 ton civarında aldığımız siparişin ilk 460 tonunu ürettik. Şu an bantlarda görülen 250 bin adet paket süt tamamlandı ve kalanları sevkiyatla dağıtılmak üzere bekliyor. Süt Kuzusu projesini gelecekte daha iyi destekleyebilmek için üretimlerimize devam ediyoruz. Tire Süt Kooperatifi ile yaptığımız anlaşmada, süt ve hayvancılık konusunda emek veren üreticilere destek olabilmek için sadece süt alarak değil, paketleme konusunda da destek olarak üreticinin bir nebze de olsa zorluklarını hafifletmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.  İzmir çiftçisinin sütü uygun fiyatla İzmirlinin sofrasına ulaşıyor   İzmir Tanzim Satış Marketi’nde (İZMAR) uygun fiyatla satışa sunulan İZMAR ürünlerinin de sağlıklı ve tüm standartlara uygun bir şekilde fabrikada üretildiğini söyleyen Öztürk Kurt, “Fabrikamızda Tire Süt Kooperatifi’nden aldığımız siparişlerin dışında İZMAR’lar için de İZMAR Süt, İZMAR Yoğurt ve İZMAR Tereyağı üretiyoruz. Halka daha yenilikçi, daha ulaşılabilir ürünleri sunabilmek için fabrikamız bu yönde gelişimini sürdürüyor. İzmir çiftçinin ürettiği sütü burada güvenilir ve sağlıklı bir şekilde üreterek yoğurt, tereyağı ve süt olarak paketliyor ve İzmirlinin sofralarına ulaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.    Öztürk Kurt, her fırsatta İzmir halkının yanında olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın sözünün arkasında güçlü bir ekip olduğunu da belirterek “Bizler bu mücadeleye ortak olmaya devam edeceğiz” dedi.   Tire Süt Başkanı Öztürk: İZTARIM ile yolumuza devam ediyoruz İZTARIM ile yapılan protokolün küçük üreticiye destek olduğunu ifade eden Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, “Bizim amacımız, gayemiz küçük üreticiyi ayakta tutmak. Yıllardır bu amaçla çalışmalarımıza titizlikle devam ediyoruz. Kooperatif olarak bizim esas işimiz süt toplamak ve bu sütü de değerlendirmek. Yıllardır İzmir Büyükşehir Belediyesi ile olan ilişkilerimiz sayesinde, sağ olsun sütümüzün büyük bir kısmı burada değerlendiriliyor” dedi. Günlük yaklaşık 320 ton süt topladıklarını söyleyen Osman Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: “İZTARIM ile bir anlaşma yaptık. Süt Kuzusu projesi güzel bir anlama büründü. Özellikle kendi bölgemizin kurumu olan İZTARIM ile hareket ederek buradaki sorunu çözmek istedik. Başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Topladığımız sütlerin günlük 10 tonu, Süt Kuzusu projesine gidiyor. Bunun artmasını canı gönülden istiyoruz. İzmir’in sütünün hem miktar olarak artması hem de buradaki Süt Kuzusu projesinin güçlenerek devam etmesi, her iki kurum için de daha hayırlı olacaktır. Yeni imzaladığımız sözleşmelerle yolumuza devam ediyoruz” dedi.  Yeni dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın çalışmalarına destek olmaktan mutlu olduklarını belirten Öztürk, “Amacımız kırsaldaki küçük üreticinin maddi durumunu güçlendirmek. Bu da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bize destekleriyle mümkün. Bu anlayışı sadece İzmir değil bunu ülke geneline yayarsak ülke ekonomisine ve çiftçiye büyük destek oluruz” diye konuştu. 

Çiftçinin Zor Yılı 2025 Gıdada Yok Yılı Olarak Tarihe Geçecek Haber

Çiftçinin Zor Yılı 2025 Gıdada Yok Yılı Olarak Tarihe Geçecek

Zirai don, kuraklık ve AKP’nin yanlış tarım politikaları nedeniyle 2025’in tarımda kriz yılı olduğunu belirten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal,  “Çiftçinin zor yılı 2025, gıdada ‘yok yılı’ olarak tarihe geçecek” dedi. Türkiye tarımda son yılların en büyük felaketiyle karşı karşıya. 65 ilde tarım arazileri don nedeniyle büyük zarar gördü. Kayısı, ceviz, kiraz, elma ve üzüm gibi ürünlerde zararın boyutu yer yer yüzde 100’lere ulaştı. Don afetiyle sarsılan çiftçi, şimdi de şiddetli kuraklığın pençesinde. Meteoroloji verilerine göre Türkiye, son 35 yılın en kurak mart ayını yaşadı. Mart ayında yağışlar, normale göre yüzde 53, 2024’ün aynı dönemine göre ise yüzde 59 oranında azaldı. En fazla azalma ise yüzde 79 ile Ege Bölgesi'nde kaydedildi. Kuraklıktan en çok etkilenen bölgelerin başında buğday üretiminin yoğun olduğu İç Anadolu, Güneydoğu ve Akdeniz bölgelerinin geldiğini belirten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İç Anadolu Bölgesi'nde yağışlar normale göre yüzde 62, geçen yıla göre yüzde 61 oranında azaldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde normale göre yüzde 59, geçen yıla göre yüzde 72 azalma yaşandı. Akdeniz Bölgesi'nde ise normale göre yüzde 69, geçen yıla göre yüzde 65 düşüş kaydedildi. Tüm bu felaketlerin ortasında, 2025’in ilk üç ayında devlete ödenen faiz giderleri 464 milyar TL’yi bulurken, buna karşılık çiftçiye yapılan ödeme sadece 43 milyar TL’de kaldı. Zirai don vurdu. Kuraklık bastırdı. Ama asıl felaket, yıllardır uygulanan AKP’nin tarımı çökerten politikalarıdır. 2025 yılı, çiftçinin tarlada yalnız, tüketicinin pazarda çaresiz kaldığı 'Yok Yılı' olarak tarihe geçecek” dedi. ÇİFTÇİ AKP İKTİDARINDAN 884 MİLYAR TL ALACAKLI Milletvekili Sarıbal; AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ın sosyal medya hesabından yaptığı traktör sayısıyla övünen paylaşımına da şu sözlerle tepki gösterdi:  “Traktör sayısıyla övünmüş ama belli ki tarımdan da rakamdan da bihaber. Türkiye’de kayıtlı çiftçi sayısı 2.3 milyon değil, 2.2 milyona düştü. Yani yanlış rakamla bile aslında AKP döneminde çiftçilerin üretimden koptuğunu itiraf etmiş. 2014’te 1 milyon 243 bin olan traktör sayısı, 2024’te 1 milyon 598 bin. Yani 10 yılda 356 bin traktör artmış. 700 bin rakamını yazarken ya ‘Elektrikli traktör geliyor, tarımda devrim yapıyoruz’ diye 246 milyon TL harcadıkları ve hiç üretilmeyen hayali traktörleri ya da  tarımla ilgisi olmayan ATV araçlarını saymış olmalı. Ama esas mesele traktör sayısı değil. Çiftçi 10 yıl öncesiyle bugünü kıyasladığımızda bir litre mazotu yüzde 3,796 kat artışla alıyor. Borcu ise 936 milyar TL’yi geçti. 2025 bütçesinde çiftçiye ayrılan destek, GSYH'nin sadece yüzde 0,22’si. Oysa yasa ne diyor? En az yüzde 1 olmalı. Yani bugün çiftçi AKP iktidarından 884 milyar TL alacaklı. ‘AKP’den evvel bu memlekette çiftçi yoktu’ bile der, şaşırmayın.”

Küçük Aile İşletmelerinde Hayvancılık S.O.S Veriyor Haber

Küçük Aile İşletmelerinde Hayvancılık S.O.S Veriyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’de hayvancılıktan artan maliyetler nedeniyle vazgeçmek zorunda kalan Körük ailesini ziyaret etti. Geçimini küçükbaş hayvancılıkla sağlayan aile, yem fiyatlarındaki artış ve süt gelirlerindeki düşüş nedeniyle binden fazla hayvanlarını satmak zorunda kaldıklarını ve il dışından yaz aylarında gelen torunları sevmesi için sınırlı sayıda keçi, koyun bıraktıklarını ve bu duruma  gelmekten üzgün olduklarını  anlattılar. AHIRLAR BOŞALDI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki hayvancılık faaliyetlerindeki durumunu değerlendirerek, “Niğde bölgesinde büyükbaş hayvancılık, özellikle çiftçilik yapmayanlar için olabildiğince zorlaştı. Yem fiyatlarına dayanamadıkları için çoğu ahır boşaldı. Küçükbaş hayvancılık ise bölgede kısmen devam ediyordu. Ancak onlarda keçilerini satmak durumunda kalmışlar.” ifadelerini kullandı. “1200 HAYVANIMIZ VARDI, ŞİMDİ 30 KALDI” Altunhisar ilçesinde Besici İbrahim Körük, yaşadıkları zorlukları şu sözlerle dile getirdi: “500 büyük sağmal keçimiz vardı. 600-700 tane de oğlakları vardı. İkisinin toplamı 1.100-1.200 civarındaydı. Yıllardır bu işi yürütüyorduk. Fakat yem konusunda çok sıkıntı çektiğimiz için dayanamadık. Bir de mazotun pahalanması, sütün taşınma sorunu eklendi. Süt para etmedi. Keçi sütünü en son verdiğimizde 15 liraydı. Şu an elimizde yaklaşık 30 kadar hayvan kaldı. Binin üzerinde hayvan varlığımız varken 30 hayvana düştük. Yonca'nın fiyatı 12.000 lira, torba yem ise 600-650 lira civarında. Destek almadık, desteksiz yapmaya çalıştık. Süt için Konya Ereğli'den gelip alıyorlardı. Ancak mazot pahalanınca hem fiyatı düşürdüler hem de "kurtarmaz" dediler. Alımı bıraktılar, değerine süt satamayınca ve de giderler artınca çözüm bulamadık. Hayvanları satıp bu işi bırakmak zorunda kaldık. Bu ağıllar hayvan doluydu. Hepsi boş kaldı” dedi. HAYVANCILIĞI SÜRDÜRMEK ZORLAŞTI CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki hayvancılığın durumunu sorgulayarak, “Bölgede hayvancılık geriliyor mu?” diye sordu. İbrahim Körük, “Altunhisar'da hemen hemen yok denecek kadar azaldı. Bu arazide 10-15 sürü vardı. Şu anda hiç yok, bir veya iki kişi kalmıştır. Yem, zaman ve nakliye bu durumun en önemli nedenleri. Mera konusunda da yardımcı olunmadı. Bölgede mera hayvancılığı tamamen bitti. Hayvanlara süt yemi ve yonca veriyorduk. Bir kısmını kendimiz yetiştirmemize rağmen yetmedi. Şu anda elimizdeki sınırlı hayvanlarda bitmek üzere. Bunlar da bittiğinde hayvancılığı bırakmış olacağım.” dedi. "SEVEREK YAPIYORDUK AMA İMKÂNSIZ HALE GELDİ" İbrahim Körük’ün eşi Güler Körük, “Eğer bu hayvancılık biterse tarım zaten bitmiş durumda. Ne yiyip ne içeceğiz? Çoluk çocuk, torunlar nasıl bir hayata geliyor? Ben bu işi severek yapıyordum. Torunlar elimizde kalan hayvanları "Satmayalım." diye istemişti. Ancak hayvanlarımız analarını göz göre göre sattık. Küçükleri de doğunca satamadık. Her şey çok pahalandı. Severek yapıyordum ama artık imkânsız hale geldi. Biz işçi ücretlerini de karşılayamaz hale geldik. Burada 3-5 işçi çalışıyordu. 11:00, 11:30’a kadar bu hayvanlarla uğraşıyorduk. 450-500 oğlağımız olurdu. Hayvancılık zorda olsa severek yıllardır yaptık. Gelirimiz giderimizi karşılayamaz olunca hayvanları satmakta çareyi bulduk” dedi. “TORUNLAR BU HAYVANLARLA BÜYÜDÜ” Güler Körük, yaşadıkları sıkıntılara rağmen hayvanlarla kurdukları bağa dikkat çekerek, “Bizim Altunhisar’ın içinde bir evimiz var. Biz ise ağıl bulunduğu burada yaşıyorduk. Herkes "Burada niye duruyorsun?" diye soruyor. "Çocuklarım tüm geleceği bütün yatırımı burada." diyordum. Nereye gidelim? Torunlarım bu hayvanların içinde büyüdü. Ankara’da yaşıyorlar ama bu hayvanlar için buraya her yaz geliyorlar. Hayvanları seviyorlar. Onlar için 30-40 hayvan ayırdık. Onlar gelecek diye bakıyoruz. Bu ara ayırdığımız keçilerden yavrulayanlarda oldu. Bakıyoruz. Ancak bine yakın hayvanı satmak zorunda kaldık. Tüm bu alan koyun, keçi sesi duyulurdu. Yaptığımız ağıllar boş kaldı. Malzemeler boşa düştü. Hayvancılıkta sorunlara başta yeme bir çare bulunması gerekir ” diye konuştu. HAYVANCILIK İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılığın bitmesinin bölge için olası olumsuz sonuçlarını yaratacağı söyledi. Gürer, “Bölgede hayvancılık önemli bir geçim kaynağıydı. Kırsalda sürü sayısı her yıl azalıyor. Hayvancılık gelir gider dengesi bozulması besiciyi bu işten koparıyor. Çok kişi zorunluluktan bu işi sürdürse de bırakan ve bırakacağını söyleyen sayısı artıyor. Özellikle büyükbaş hayvancılıkta sorun vardı. Küçük aile tipi işletmeler tek tek kapandı. Mera hayvancılığı geriledi. Küçükbaş hayvancılığın da zorlaştığını görüyoruz. Mera, yem, çoban, işçilik, mazot ve ahır giderleri sorunları arttırdı. Bu yüzden hayvancılıkta koyun ve keçi sayısında azalma yaşanıyor. Bölgede kooperatifleşmenin gelişmemesi, sağım sonrası stoklama olanağı olmadığı için hemen aracı toplayıcıya sütün verilmesi, aracının düşük alım fiyatı vermesi gibi sorunlarda sürü sahiplerini yalnız kalmasına vesile olunca çözümü hayvancılığı bırakmakta buluyorlar.” dedi.

İTB'den Hayvancılık Alanında Uluslararası İşbirliği Haber

İTB'den Hayvancılık Alanında Uluslararası İşbirliği

İzmir Ticaret Borsası (İTB) ile Oregon Devlet Üniversitesi (OSU) iş birliğinde Büyükbaş Hayvancılıkta Sürdürülebilir Uygulamalar Paneli ve Odak Grup Toplantısı, ilgili kamu kurumları, akademisyenler, kooperatifler, meslek birlikleri ve üreticilerin katılımı ile Tire ilçesinde gerçekleştirildi. OSU Tarım Bilimleri Bölümü akademisyenlerinin sürdürülebilir hayvancılık uygulamaları üzerine kapsamlı bir sunum gerçekleştirdiği panelde, katılımcılar, interaktif oturumlarla fikir alışverişinde bulunma fırsatı bulurken uluslararası deneyimlerin yerel uygulamalara entegrasyonu da panelin öne çıkan başlıklarından biri oldu. İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer ve Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk’ün açılış konuşmasıyla başlayan panelde ülkemizde ve dünyada tarım ve hayvancılık konusundaki güncel çalışmalar ele alındı. Panelde ayrıca, İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz ve OSU Dekan Yardımcısı Prof. Dr. David Stone kurumlar arası iş birliği protokolü imzaladı. Panel açılışında konuşan İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, tarım ve hayvancılığın sürdürülebilirliğinin ancak iş birlikleriyle ve akıllı tarım teknikleriyle sağlanabileceğini vurgularken, “Ege Bölgesi’nde faaliyet gösteren sektörün paydaşları olarak hayvancılığın ekonomik performansına pozitif etki edecek her türlü yeniliği ve teknolojiyi takip ediyor, işletmelerimize uyarlanabilir yeni yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. İzmir Ticaret Borsası olarak Tarım ve Hayvancılık konusunda uluslararası gelişmeleri, değişimleri, sorunlara getirilen çözüm önerilerini yakından takip ediyor, özellikle de akademik olarak yapılan çalışma ve değerlendirmeleri üyelerimize aktarmaya özel önem veriyoruz” dedi. “Tarım ve hayvancılık potansiyelimiz yüksek” İzmir’de, 200 binden fazla aile geçimini tarım ve tarıma dayalı sanayi sektöründen sağladığına dikkat çeken Tuncer, “Süt üretimine yönelik küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığın önemli bir merkezlerinden birisiyiz. Günlük ortalama 4 bin 600 ton süt üretimimiz var.  Önceki yıllara nazaran düşmüş olsa da büyükbaşta 884 bin ve küçükbaşta 852 bin civarı hayvan sayımız mevcut. Özetle; şehrimizin tarım ve hayvancılık potansiyeli yüksek ve daha da önemlisi gelişmeye ve yeni yatırım olanaklarına açık” diye konuştu. Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk ise bu tür etkinliklerin üreticilere ışık tuttuğunu belirtti. ABD’de ki uygulama örnekleri Panelde, OSU Tarım Bilimleri Bölümü akademisyenleri sürdürülebilir hayvancılık uygulamaları üzerine kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Ayrıca, yerel üreticilerin karşılaştığı zorluklar ve bu zorlukların aşılmasına yönelik stratejiler de farklı örneklerle katılımcılara aktarıldı. Taze Süt Kurucu Ortağı Murat Bolat moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda ise hayvancılıkta iklim değişikliğinin etkileri, yem üretiminde verimlilik artışı, hayvan refahı ve çevresel sürdürülebilirlik gibi konularda uzman konuşmacılar görüşlerini dinleyicilerle paylaştı. Katılımcılar, interaktif oturumlarla fikir alışverişinde bulunma fırsatı bulurken, uluslararası deneyimlerin yerel uygulamalara entegrasyonu da panelin öne çıkan başlıklarından biri oldu. Panelde, Sürdürülebilir Bitkisel ve Hayvansal Üretim Sistemleri ile Mera Yönetimi konularından akademik çalışmalar yürüten OSU Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Ateş; “Yem Bitkilerine Dayalı Süt Çiftliklerinde Sürdürülebilirlik” başlıklı sunumunda sürdürülebilirliği güçlendirme hedeflerine yer verdi. Ayrıca bu kapsamda, ülkemizde İzmir Ticaret Borsası ile süt çiftçiliklerinde sürdürülebilirliği iyileştirme çalıştırmalarının gerçekleştirilmekte olduğunu belirterek, diğer çalışma alanları olan kenevirin yem bitkisi olarak kullanımı konusuna değindi. OSU Uluslararası Programlar Dekan Yardımcısı Prof. Dr. David Stone, Tarım Bilimleri Bölümü çalışmaları ve Uluslararası Programlarına ilişkin ayrıntılı bilgiler paylaştı. Stone konuşmasında tarımsal yan ürünlerin sürdürülebilir üretimde yeniden kullanımı konusuna da değindi. Hayvan ve Mera Bilimleri alanında çalışmalar yürüten Doç. Dr. Massimo Bionaz; “Süt Çiftçiliğinde Sürdürülebilirlik ve Nutrigenomik” konulu sunumunda, sürdürülebilir süt üretimi, üretim ve işlemede yeni teknoloji ve ekipmanlarla iyi uygulamaları hayat geçirme ve bu yolla gıda güvenliğini koruma, çiftçinin geçim kaynağını sürdürürken aynı zamanda daha az sera gazı emisyonuna yol açan süt ürünleri endüstrisi geliştirmesinin önemine değindi. Panelin son konuşmacısı Doç. Dr. Chad Higgins ise sunumunda, tarımsal voltaik sistemler ve optimum su yönetimi konularına yer verdi. Higgins, dünyada su kaynaklarının azalmasına bağlı olarak az suyla tarımsal verimliliği arttırmaya yönelik yürüttükleri çalışmalar hakkında ayrıntılı bilgi paylaştı. Programın ikinci bölümünde üreticiler, akademisyenler, Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl/İlçe Müdürlükleri ile İzmir Büyükşehir Belediyesi temsilcilerinden oluşan sektör paydaşlarının katılımıyla, Tire Süt Kooperatifi ev sahipliğinde Odak Grup Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı süresince bölgemizde sürdürülebilir büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde yaşanan mevcut sorunlar tartışıldı ve sorunların çözümüne ilişkin öneriler değerlendirildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.