SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hasan Atak

Porsuk Haber Ajansı - Hasan Atak haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hasan Atak haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk Harb - İş Koltuk Sevdalılarının Değil, İşçilerin Sendikasıdır! Haber

Türk Harb - İş Koltuk Sevdalılarının Değil, İşçilerin Sendikasıdır!

Türk Harb - İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak Harb - İş Sendikası Genel Merkezi'ne tepki gösterdi. Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; "Bizler, Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi üyeleri olarak, sendikal yaşamın temelini oluşturan adalet, eşitlik ve temsil hakkı ilkelerine sahip çıkmak için bugün buradayız. Bizler, Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi işçileri olarak, hakkımızı, onurumuzu ve emeğimizi savunmak için buradayız. Bildiğiniz üzere Milli Savunma iş kolundaki Toplu İş Sözleşmemiz 16 Eylül 2025 tarihinde üyelerimizin beklentilerinin, taleplerinin çok uzağında kalarak ve mağduriyetlerimizi gideremeyerek imza altına alınmıştır. Başarısız bir sözleşmeye imza atan Türk Harb-İş Sendikası Genel Merkezi, üyelere şeffaf bir biçimde açıklama yapıp hesap vermek yerine bu başarısızlığı örtbas etmek adına genel merkez düzeyinde sendikal ilkelere uymayan kararlar almaya devam etmektedir. Bu nedenle Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi olarak geleceğe yönelik endişelerimiz artmıştır. Sendikalar, Anayasa çerçevesinde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereği, tüm üyelerine eşit davranmakla yükümlüdür. Özellikle resmî olarak yasalar çerçevesinde üye temsili eden şube temsilcileri arasında ayrım yapamaz, yapmamalıdır. Son yıllarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “mali desteği” olarak tanımladığı eğitim adı altında temsilciler, üyeler arasında farklı muamele yapıldığı dair gözlemler sendikamızın birliğini zedelemektedir. Son olarak 30 Ekim – 01 Kasım tarihlerinde Yalova’da gerçekleştirilen ve yalnızca Genel Merkez Yönetimine yakın olduğu düşünülen temsilcilerin katılımıyla düzenlenen davet, eşitlik ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Eğitim adı altında yanlış toplantılar düzenliştirilmiş ve çalışan ile Bakanlığın parasıyla finanse edilmiştir. Yapılan bu uygulama, eğitim adıyla yapılmış bir masraf izlenimi yaratmakta, aslında sendika birliği zedelemektedir. Bazı şube başkanlarının ve temsilcilerinin çağrılmadığı, bazı işçilerin bilgi sahibi bile edilmediği, bazılarının ise özel olarak davet edildiği görülmüştür. Sendikal faaliyetlerde eşitlik ilkesi esastır, bu işçilerin emeğine ve birliğine hakarettir. Bu eşitsizlikler duyulmazken, bazılarına özel ilgi gösterilmesi Türk Harb-İş’in köklü değerlerine gölge düşürmektedir. Türk Harb-İş, emeğin onuruyla var olmuş köklü bir sendikadır. Bu onuru korumanın yolu da eşitlikten ve adaletten sapmamaktır. Hiç kimse emekçinin üzerinde değildir! Böyle bir anlayışı Türk Harb-İş Sendikasına empoze etmeye çalışan yönetim biçimlerini kabul etmiyoruz. Biz Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir işçileri olarak, Hiçbir üyeye ayrım yapılmamalı, Tüm kararlarda şeffaflık sağlanmalı, Şubeler arasında adaletli bir denge kurulmalıdır. Ve biz diyoruz ki; Türk Harb-İş, koltuk sevdalılarının değil, işçilerin sendikasıdır! Ayrımcılığa karşı dimdik duracağız, Hakkımızı savunmaktan geri adım atmayacağız, Eşitlik ve adalet yeniden tesis edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz! Bizler, Türk Harb-İş Sendikası işçileri olarak, aynı fabrikanın duvarları arasında, aynı çatı altında, tüm ülkede vatan savunması amacıyla alın teri döken kardeşleriz. Bizim gücümüz, birbirimize olan güvenimizden, dayanışmamızdan gelir. Ve unutulmasın: Birlikten gelen sesi hiçbir baskı susturamaz! Bizim çağrımız kavga değil, birlik ve adalet çağrısıdır. Tüm üyelerin gönül rahatlığıyla “Benim sendikam bana eşit davranıyor” diyebildiği bir Türk Harb-İş istiyoruz. Eşitlik olmadan adalet olmaz; adalet olmadan sendika olmaz. Bizler, bu değerleri yaşatmak için bir aradayız. Türk işçilerinin ve çalışma hayatının dün olduğu gibi bugün de umudu olmaya devam edeceğiz."

Toplu İş Sözleşmeleri Dayatmayla Kabul Ettirilmeye Çalışılıyor Haber

Toplu İş Sözleşmeleri Dayatmayla Kabul Ettirilmeye Çalışılıyor

Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak imzalanan Kamu Çerçeve Prokolü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; "Kamu çerçeve protokolü 2 Ağustos 2025 tarihinde imzalandı. İmzalandığı gün biz bir uyarıda bulunmuştuk. Hükümetle yapılan görüşmelerde resmi olmayan ama gayriresmî bir takım sözler verilmişti. Bu sözlerden biri de şuydu: 6 ay için 50 TL ve %11 zam. Evet diyen hükümet aslında uzun zamandır 630 bin kamu işçisinin kendi iş kollarında süren toplu iş sözleşmelerinde de bir fedakârlık yapmış oldu. Bu fedakârlık, iki yıl boyunca %25 kaybın yanı sıra sözleşmelere özgü sorunların da eklenmesiyle birlikte, işçilerin kazanabileceği ek hakların artık 2 Ağustos 2025’ten itibaren istenmemesi yönündeydi. O günden bu yana işveren sendikası TÜİS’le birlikte bütün işçi sendikaları kendi sözleşmelerini imzalamaya başladı. Ancak bu imzalar, beklendiği gibi işçilere ilave haklar getirmedi. Hiçbir yeni kazanım söz konusu değil. Bu süreç, Türkiye’de toplu sözleşmeleri adeta ikili görüşmelere indirgemiş durumda. Bu da işçi sınıfı için çok büyük bir tehlike. Çalışma hayatı için ciddi bir risk. Çünkü devlet memurlarından farklı olarak bizim toplu iş görüşmelerimiz yasal çerçevede 60 gün sürüyor. Eğer anlaşma olmazsa bir ara bulucu süreci yaşanıyor. Sonrasında grev hakkınız yoksa Yüksek Hakem Kurulu’na, varsa greve gidiyorsunuz. Ama şu anda bunların hiçbiri uygulanmıyor. Bugün Türkiye’de tablo şu: Türk-İş ve Hak-İş genel başkanları, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile birkaç görüşme yaparak, çalışma hayatındaki sorunları sadece rakamlar ve ücretler üzerinden tartışıyor. Elbette ekonomik kriz nedeniyle en büyük sorun ücretler, ancak işyerlerine özgü çok daha fazla problemimiz var. Biz savunma sanayinde çalışıyoruz, milli savunmada ciddi sorunlar yaşandığını da sık sık kamuoyuyla paylaşıyoruz. Ancak bu problemlerin hiçbiri çözüme kavuşturulmuş değil. Masada dile getirdiğimiz hiçbir soruna çözüm üretilmeden, toplu iş sözleşmeleri dayatma yoluyla kabul ettirilmeye çalışılıyor. Bugün 16 Eylül. 2 Ağustos’ta imzalanan kamu çerçeve protokolü var. Normal şartlarda arkadaşlarımızın 1 Mart’tan itibaren yeni ücretlerle çalışması gerekiyordu. Ancak hâlâ sözleşmelerimiz imzalanmış değil. 6 Şubat’ta başlayan görüşmelerimizi hâlâ tamamlayabilmiş değiliz. Böyle bir sözleşme süreci ne yasal olarak olur, ne insaflıdır, ne de hukuken uygun bir zeminde yürüyordur. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu tablonun acilen düzeltilmesi gerekiyor. İşçiler inanılması güç bir mağduriyet yaşıyor. Tarihimizde görülmemiş bir tabloyla karşı karşıyayız. Gelirler gerilemiş durumda. Kiralar katlanarak artıyor. İnsanlar çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamıyor. Kredi kartları patlamış, icra dosyaları artmış durumda. İnsanlar eksideyken ailelerini geçindirmeye çalışıyor. Böyle bir ortamda kamu çerçeve protokolünün bu şekilde imzalanması kabul edilemez. Dahası, işçilerin büyük çoğunluğunun onayı alınmadan, görüşleri sorulmadan imzalanmış olması da demokrasiye ve sendikal haklara aykırı bir durumdur. Üstelik Anayasa Mahkemesi 2024 yılında verdiği bir kararla kamu çerçeve protokolünün yasal çerçevesini ortadan kaldırmıştı. Yasal dayanağını kaybetmiş bir protokolle iş kollarındaki toplu iş sözleşmeleri imzalatılmak isteniyor. Yani işçilere ya da sendikalara bu protokol zorla kabul ettirilmeye çalışılıyor. Burada sendikal hareketin de yeterince tepki verememesi, doğru zamanda doğru yerde güçlü bir duruş sergileyememesi, işçi sınıfının yaşadığı mağduriyetin en önemli sebeplerinden biridir."

Bu Mesele Sadece İşçilerin Değil, Eskişehir’in Meselesidir! Haber

Bu Mesele Sadece İşçilerin Değil, Eskişehir’in Meselesidir!

Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi tarafından imzalanan kamu çerçeve protokolü ve maaş zamları ile ilgili olarak bir basın açıklaması yapıldı. Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Şube Başkanı Hasan Atak şu ifadeleri kullandı; “Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi olarak, özelde savunma sanayi işçilerinin hak ve menfaatlerini savunmaya çalışan bir şubeyiz. 2 Ağustos’ta kamuoyunun da bildiği üzere sözleşme altına alındı. Fakat biz aylardır verdiğimiz mücadelenin karşılığını maalesef bu kamu çerçeve protokolünde göremedik. Protokolde savunma sanayi işçileri olarak taleplerimiz karşılanmış değil. Hatta taleplerimizin yüzde yirmi beşi dahi yerine getirilmedi ve aylardır sürdürmüş olduğumuz müzakerelerde bizlere vaat edilen, sözleşmede adım atılması beklenen birçok maddeden de feragat edilmiş oldu. Bugün itibarıyla sözleşmemiz Yüksek Hakem Kurulu’nda imza altına alınmış değil. Türkiye İşveren Sendikası tarafından sözleşmemiz Yüksek Hakem Kurulu’ndan geri çekilebilir. Bunun için hükümet yetkililerinin Türk Harb-İş Sendikası Genel Merkezi ile birlikte inisiyatif koyması gerekiyor. Geçen hafta üyelerimizin haklı talepleri doğrultusunda, Eskişehir Şubesi olarak Genel Merkez’e bir ziyaret gerçekleştirdik. Çünkü sizlerin aracılığıyla bir kez daha ifade etmek istiyorum: Savunma sanayi işçisi sadece hakkını alamadığı ve mağdur olduğu için değil, aynı zamanda çok büyük problemlerle de karşı karşıya. İnsanların kredi kartları patlamış durumda. İnsanlar artık yıllık izinlerini aileleriyle birlikte farklı bir ilde geçiremez hale geldi. Hatta yıllık izinlerinde dahi ek iş yapmak zorunda kalıyorlar. Milyonlarca dolarlık uçakları yapan, F-16’lara, F-4’lere bakım ve entegrasyon sağlayan, milli mühimmatların yazılımını gerçekleştiren işçilerin geldiği durum budur. 2 Ağustos’ta yapılan kamu çerçeve protokolünde açık ve net bir şekilde pozitif ayrımcılık istememize rağmen savunma sanayi işçisine ayrı bir parantez açılmadı. Bu nedenle, sözleşmelerimize dahil edilmesi için yetkilileri, hükümeti ve sendika genel merkezimizi bir kez daha sizlerin aracılığıyla uyarıyoruz: Üzerinize düşen görevi acilen yerine getirin. Eğer kamuoyuna açıklama yapıp da etkili ve yetkili sendika olduklarını iddia ediyorlarsa, bugüne kadar masada kullanmadıkları yetkilerini artık kullansınlar. Bizim Ankara ziyaretimiz sonrasında özellikle İstanbul Şubesi ile birlikte yol arkadaşlığı yaparak çeşitli görüşmeler gerçekleştirdik. İşveren Sendikası ve Çalışma Bakanlığı yetkilileriyle görüştük ancak Türk Harb-İş Sendikası Genel Merkezi ile görüşme yapamadık. Bizlerle görüşmeyen Genel Merkez yöneticilerimiz, üyelerimizin mağduriyetlerini ve taleplerini dinlemek yerine Ankara’dan üyelerimize ayar vermeye, fırça atmaya, hatta manipülasyon yaptığımızı iddia etmeye kadar varan suçlamalarda bulundular. Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi üyeleriyle birlikte mücadele etmektedir. Bugün de bu böyledir. Biz, üyelerimizin sesi olmaya devam edeceğiz. Yukarıdan, Ankara’dan bizlere ayar vermeye çalışmak, “Hükümetin verdiğiyle kanaat getirin” demek sendikacılıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir yaklaşımdır. Bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Bugünden itibaren nasıl şimdiye kadar alanlarda, masada, meydanlarda, basın ve sosyal medya yoluyla sesimizi duyurduysak, bundan sonra da duyurmaya devam edeceğiz. Taleplerimizi hükümete teslim edenlere, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay başta olmak üzere Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Alaattin Soydan’ı da üyelerin haklarını alamadıkları sürece acilen istifaya davet ediyoruz. Bu mağduriyet artık son bulmalıdır. Eskişehir halkına da çağrımızdır: Bu mesele sadece işçilerin değil, Eskişehir’in meselesidir. Eskişehir Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü, Cumhuriyet tarihiyle yaşıt ve bu şehre büyük katkılar sağlayan çok önemli bir kurumdur. Buna sahip çıkmak tüm Eskişehir halkının ve siyaset yapan herkesin görevidir. Bizler sadece aracı olarak bu sorunu dile getiriyoruz. Ancak her Ankara’ya taşıdığımızda tehdit, eleştiri, ağır itham ve iftiralarla karşılaşıyoruz. Bunları kabul etmiyoruz. Türkiye işçi sınıfının Türk Harb-İş Sendikası’na, Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi’ne ihtiyacı vardır. Biz bu yanlış sendikal anlayışı, yukarıdan dayatmacı, “ben yaptım oldu” anlayışını sonuna kadar yıkmak için mücadele edeceğiz. Üyelerimizin adına yapılan saldırıları asla kabul etmiyoruz. Hepinize teşekkür ederiz. Kamu çerçeve protokolüne gelmeden önce teklifimiz çok açıktı: 1800 TL tavan ücretin belirlenmesi, bunun tüm ücretlere yansıtılması ve üzerine %50 zam yapılmasıydı. Ancak bugün verilen maaşlar geçmiş kayıplarımızı karşılamıyor. İlk 6 ay için bize verilen zam %24, ek ödemelerle birlikte %27-28 civarında. Oysa bizim talebimiz ilk 6 ayda %80-90 oranında bir artıştı. Ayrıca sekiz sayfalık teklifimizde gelir vergisi adaletinden sosyal haklara kadar birçok konuda adım atılması istenmişti. Ancak hiçbirine yaklaşılmadı. Buna rağmen kamu çerçeve protokolü sanki kabul edilebilir bir protokolmüş gibi yansıtıldı. Biz bu nedenle mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.