SON DAKİKA
Hava Durumu

#Gürol Yer

Porsuk Haber Ajansı - Gürol Yer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gürol Yer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kral Çıplak Bunu Hepimiz Biliyoruz! Haber

Kral Çıplak Bunu Hepimiz Biliyoruz!

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer haftalık basın toplantısında Eskişehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Binasında düzenlenen ve İlçe Yöneticilerinin de katılım sağladığı basın toplantısında konuşan İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadelere yer verdi; "Değerli katılımcılar haftalık değerlendirme toplantımıza hoş geldiniz. Eskişehir gündemi geçtiğimiz hafta çok alışılmış ve klasik söylemlerin dillendirilmesi ve ön plana çıkarılmasıyla alışık olduğumuz mecrada seyredildi, izlenildi. Birilerinin işine gelen, tartışılması istenen, konuşulması arzulanan konusu olan Büyükşehir Belediyesinin UKOME kararı sonrası uyguladığı Atatürk Caddesi duba uygulamasıydı. Biz İYİ Parti Odunpazarı İlçe Teşkilatı olarak bu konuyu konuşmayacağız. Gündem kurgucuları ile senaryo yazanlara inat söylenmeyen, konuşulması istenmeyen yada görülmesin denilen durumlar her zaman olduğu gibi bugün konumuz olacak. Kontrolleri, hakimiyetleri dışında olan tüm kurum, kuruluşları eleştiren, beğenmeyen, eksik arayan siyasi iktidarın Eskişehir temsilcilerine hatırlatmalarda bulunup soracağımız sorulara, Eskişehir Kamuoyu önünde cevap bekleyeceğiz. Anlı ve şanlı, ısrarla ve üstüne basarak yüreklerimizde, hafızamızda adı Eskişehir Atatürk Stadı olan alana yapılan Millet Bahçesinin son hali geçtiğimiz hafta bir şekilde basına yansıdı. Aslında çok uzun süredir vaziyeti malum olan alan Eskişehir’in en sıfır noktasında ama dağ başında unutulmuş, boş bırakılmış, terk edilmiş bir yer görüntüsündeydi. Kimse ilgilenmedi, kimse umursamadı, dikkate almadı. Ta ki Sayın Cumhurbaşkanının adının olduğu tabelaya dokunuluncaya kadar. Kuruyan çimler ve ağaçlar, spor aletleri, zemin, kuru havuz, güvensizlik. Ne kadar olumsuzluk yazarsak kabul görecek Millet Bahçesi anlayışlarındaki hizmet siyasetinin imza eseri olarak Eskişehirlilerin gözü önünde durmaya devam etti, ediyor. Bizim merak ettiğimiz ve soru olarak sorup, cevap beklediğimiz konu… İçeride olan kafeteryalar ve alttaki büyük kapasiteli otoparkların geliri buraya bakmaya yetmiyor mu? Buraların müstecirleri kime bağlı? Kim muhatap ve kim denetliyor? Buranın gelirleri nereye ve kime gidiyor ? Biz bunları merak ediyoruz ve Hemşerilerimiz adına soruyoruz. Millet Bahçesinin sahibi bilinen İstanbul merkezli vakıf buranın kamuya devredildiğini açıklamış. Bundan niye kimsenin haberi yok? Devralan kurum resmiyette Milli Emlak Müdürlüğü ve Bağlı olduğu Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü olması gerekir. Bu konuda doğrudan muhataplıkları sebebiyle niye ne Hikmet ise ses vermiyorlar merak ettik. Değerli katılımcılar aynı görüntüler, aynı sorular. Dede Korkut Parkı için, Hatboyu için, Karapınar Çatak Mesire Alanı için, Eski Vergi daireleri alanı için ve Hızlı Tren Garı Tepebaşı tarafı otoparkı için de geçerlidir. Kaplumbağa hızından yavaş yapımı süren ilçe yollarında insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Karayollarına bağlı olan çevre yolu ve Kütahya yolu çevresinin köy yolu görüntüleri öylesine komik durumdayken ne ilgilenen var ne umursayan. Bunlar yalnızca birkaç örnek. Bahsettiğimiz yerler siyasi iktidara bağlı kurumların sorumluluğunda olup bakımsızlık, harap, bitap vaziyette olan ve ilgilenilmeyen hizmet siyaseti iddialı yerlerdir. Kimisinin üzerlerinde ticari faaliyet devam etmekte ancak çevrelerine bakan, etraflarını gören yoktur. Umursamazlık, bırakmışlık, boş vermişlik ve böyle gitsin anlayışı maalesef inatla devam ettirilmektedir. Eskişehir’e yıllık genel bütçeden yapılan yatırımlar görsellerde, stantlarda yeni kazanımmış gibi resmedilirken. İnsanlarımızın günlük hayatta kullandığı, önünde, yanında olan yerler, alanlar ise hizmet siyaseti kapsamında sayılmamakta. Yalnızca bizden biri sebeplensin mantığıyla üzerinde ticari bir yön varsa değerlendirilmekte, yol verilmektedir. Sonrasında haftalık veya anlık açıklamalarda dubalar, çizgiler büyütülerek mesele yapılmakta, Eskişehirlilere cambaza bak denilmektedir. Biz bu durumu eleştirdik, eleştireceğiz. Genelde bitmeyen ekonomik kriz, ormanların yakılması, kuraklık ve su kaynaklarımızın bitmesi, maden talanları, işgalci sığınmacılar, sokakların güvensizliği, bölgesel aksiyonlar, önlenemeyen asayiş olayları ve ihanet projesi Terörsüz Türkiye safsatası dururken Nasıl CHP konuşturuluyorsa, konuşulsun isteniyorsa. Yerelde emeklinin, esnafın, köylünün, öğrencinin, kadınların, çocukların Çarşının, pazarın durumu konuşulmasın diye etten püften konuları gündem yapmayı kabul etmiyoruz… Sorularımızı soruyor, cevaplarımızı bekliyoruz. İddialarımız iletiyor, dikkat çekiyoruz. Durumu biliyor, sorunu görüyor, çözümü söylüyoruz. Kral Çıplak bunu hepimiz biliyoruz… Katılımınız ve duyulmamıza, görülmemize vesile olmanızdan dolayı teşekkür ediyoruz."

İYİ Parti Odunpazarı Bayram Coşkusunu Hamamyolu'nda Yaşadı Haber

İYİ Parti Odunpazarı Bayram Coşkusunu Hamamyolu'nda Yaşadı

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103. yıl dönümünde Hamamyolu’nda özel bir etkinlik düzenledi. Düzenlenen etkinliğe İl Başkanı Serdar, önceki dönem Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, İl ve İlçe Yöneticileri ile vatandaşlar katıldı. Türk Bayrakları, Atatürk resimleri ve Eskişehirli şehitlerin resimleri ile oluşturulan etkinlikte vatandaşlar ve çocuklar Atatürk görselleri ile bol bol fotoğraf çektirdi. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; “Büyük Türk Zaferi’nin 103. yıl dönümünde ana temamız; “Türk toprakları sahipsiz, Türk milleti kimsesiz değildir.” diyerek, İYİ Parti Eskişehir Teşkilatları olarak Hamamyolu’nda sevgili hemşerilerimize, çocuklarımıza, gençlerimize, kadınlarımıza Atatürk’ün kıymetini, Cumhuriyetimizin değerini ve bu değerlerin sahipsiz olmadığını bir kez daha göstermek için bu etkinliğimizi tertipledik. Burada, albayrak’ın gölgesinde Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında, yan tarafta ise Eskişehir’in en güncel şekilde özellikle terörle mücadelede kaybettiğimiz memleket sevdalısı evlatlarımızın, şehitlerimizin kronolojik bilgileri ve resimlerinin yer aldığı bir ortam hazırladık. Katılımınız için hepinize teşekkür ediyorum. Atatürk’ün fotoğraflarından silüetinin kaldırıldığı, cami minberlerinde adının anılmadığı, yüksek rütbeli komutanların masalar taşıttırıldığı günlerde biz bu zihniyete tümden karşıyız. Bizler “iyiler ve cesurlar” olarak dün nasıl durduysak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. Yarınlarda da aynı şekilde duracağız. 1919’da, 1922’de ruh neyse; hareket, refleks, tepki neyse bugün de aynısını göstermeye devam edeceğiz. Tekrar altını çizerek söylüyorum. Türk toprakları sahipsiz değil, Türk vatanı sahipsiz değil, Türk milleti kimsesiz değildir. Katılımınız için teşekkür ediyorum. Diyanet İşleri’nin Cumhuriyetimizin en büyük günlerinde Atatürk’ün adını anmaması bir alışkanlık hâline geldi. Sadece bugüne özel bir durum değil. Ben burada bir tek kesimi kınıyorum. Türk milliyetçisiyiz, Atatürkçüyüz deyip de bu duruma ses çıkarmayanlar… Onlara yazıklar olsun.”

Bu Topraklar Sizin Babanızın Çiftliği Değil! Haber

Bu Topraklar Sizin Babanızın Çiftliği Değil!

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından Demirli ve Seklice Köylerindeki Maden ocağının çevreye verdiği ve vereceği zararlar İle ilgili bir basın açıklaması yapıldı. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Binasında İlçe Başkanı Gürol Yer tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Değerlendireceğimiz ve Kamuoyuna duyuracağımız konu; Odunpazarı İlçemiz Kırsal Demirli ve Seklice Mahalleri arasında Eskişehirin su kaynağı Türkmen Dağı sık orman alanına dahil bölgede yaklaşık 25 yıldır mevcut bulunan Bentonit madenine verilen kapasite artırımı ve sonucunda yaşanacağı kesin olan olumsuzluklara dikkat çekmek, ikazda bulunmak, tepki göstermek. Devamında yol yakınken yanlıştan dönülmesinin, Konuya Eskişehirli hemşerilerimizim duyarlılıklarını, sorumluları ise uyarmak çağrısını yapmaktır. Demirli Mahallemiz şehir merkezine yaklaşık 35 km uzaklıkta Güney Batı istikametinde Kütahya sınırında Eskişehir’in son yerleşimidir. Yine kendine çok yakın Seklice Mahallemizle beraber Türkmen Dağı eteklerine uzanan ormanları, verimli toprakları ve arazileriyle hayvancılık yapılan tertemiz havası ve ekolojik yapısıyla yaşam sürülen bir durumdaydı. Köyün Kuzey tarafına yaklaşık 25 yıl önce açılan seramik sektörünün hammaddesi nitelikli özel sektör bentonit ocağı zaman içinde genişleyerek ve kapasite artırarak bölgedeki ağaç yapısını yok etmiş ve maden artıklarının mahalle yönüne yığılması ile oluşturulan dağ ile bir duvar oluşturulmuş durumdadır. Madenden çıkarılan malzeme tonajlı kamyonlarla Bozüyük ilçesinde bulunan ana fabrikaya taşınmaktadır.Madenin esas etkisi dışında bile bu taşıma dahi bölgeye zarar vermekte olup, oluşan hareketlilikte toz ve maden alanı içindeki şiddetli patlatmalar neticesi yollar bozulmuş, mahallelerde yaşayanları sürekli bir rahatsızlık, sürekli beyaz bir toz etkisine maruz kalmak, mahallelerde akan suların azalması, tarım ürünlerinde verimsizlik, ağaçlarda kuruma ve meyve vermeme, insanlarda özellikle solunum sebepli şikayetlerin artması sonucunu net bir şekilde doğurmuştur. Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken, geldiğimiz günde maden şirketi son süreçte iktidar partisinin madenci milletvekilleri eliyle hazırlanan ve belirli bir kesimin önündeki her türlü yasal engel ve prosedürleri kaldıran sipariş maden yasası düzenlemesiyle kendine verilen imkanı çevreyi, insanları hiç düşünmeden fırsata çevirmiş ve oranlı kapasite artışına giderek bir süreç başlatmıştır. İddia ediyoruz süreç ilerlediğinde sonraki ikinci adım zaten mahallenin içine kadar gelmiş olan maden alanın genişletilerek Demirli Mahallesinin kaldırılması konuşulacaktır. Bunun yanında bugün buradan belge ile açıklayacağımız bir durum ise, birilerinin para kazanma hırsının, insanları, çevreyi, yaban hayatını, tarihi, kültürü görmelerine engel olacak bir duruma gelmesidir. Demirli Mahallemizin büyük bölümü Eskişehir Kültür ve Tabiat Kurulu kararıyla tescilli bir Sit alanıdır. Maden bu alanlara da uzanmış ve bir çivinin çakılmasının bile yasak olup izne bağlı olduğu alanda madencilik faaliyeti yürütmekte, dinamit patlatılmakta, binlerce ton kütleler yer değiştirmekte, üzerlerinde sürekli bir ağır tonajlı araç hareketi yapılmaktadır. Yani bentonit cevheriyle beraber tarihi mirasta kamyonlara yükleniyor yada dinamitle patlatılıyor olabilir diye ikaz ediyoruz. Muhataplarına ve ilgililere bu durumu buradan duyuruyoruz. Değerli katılımcılar bizler konunun tam uzmanı değiliz. Bizim için insanlarımız, tarihimiz, kültürümüz, çocuklarımız ve geleceğimiz önemlidir. Demirli ve Seklice Mahallemizden hemşerilerimiz konuyu ilettiler. Gittik gördük ve bizim bile nutkumuz tutuldu. Ata topraklarını bekleyen sayıları azalsa da üretmek için mahallede yaşam süren geçmişe sahip çıkarken geleceği kurmak için çabalayan memleket insanlarına bu yapılanların reva olmadığını düşünüyoruz. Buradan bir kez daha sorumlu siyasete, sermayeye ve konuya yol açan imza atan bürokrasiye sesleniyoruz. Bu topraklar sizin babanızın çiftliği değil. Böyle kolay harcayamazsınız, bu kadar sorumsuz yol veremezsiniz. Vebaliniz büyük o bölgeden tarih geçmiş, O bölgeden atalarımız geçmiş ve izleri var. Sizlerin Vatan değil Makam sevdanıza Demirli ve Sekliceyi, Alpagut’u, Atalan’ı ve Mihalgazi’yi, Kaymaz’ı, Beyazaltın’ı bedel olarak veremeyiz. Bizler siyaset bir yana şehrimiz için mahallelerimiz için insanlarımız için bu mücadeleye katılıyoruz ve her aşamasında olacağız diyoruz. Demirli sahipsiz değildir Seklice Sahipsiz değildir Eskişehir Sahipsiz değildir. Türkiye Sahipsiz değildir Ve Türk Milleti sahipsiz değildir.”

Biz Bu Filmi Daha Önce Defalarca Seyrettik Haber

Biz Bu Filmi Daha Önce Defalarca Seyrettik

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından devam eden Kamu Toplu Sözleşme Görüşmeleri ve sendikaların durumu ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli Katılımcılar haftalık değerlendirmemiz de güncelde takip ettiğimiz beraberinde sosyal medya üzerinden veya bizlere ulaşarak. “Yeter biz artık satılmaktan usandık” diyen 657 sayılı yasaya bağlı çalışan Kamu çalışanları ve emeklileri ile ilgili son süreçte görüşülen 2026-27 Tarihini kapsayan 8’inci Dönem Toplu sözleşme görüşmeleriyle ilgili yaşananların değerlendirmesini hep beraber yapacağız. Başından bugüne izlediğimiz tıpkısının aynısı Kamu İşçi kesiminde yaşananların birebirinin tekrarı bir süreci gözlemliyoruz. Masada yine Kamu işvereni olan Çalışma, Sosyal Güvenlik ve Maliye Bakanlığı Muhataplığında temsil edilen Hükümet karşılarında dizayn edilmiş çalışan temsilcisi yandaş yetkili konfederasyon yanında gözlemci biri yandaş diğeri muhalif iki konfederasyon bulunuyor. Sunulan teklifler sonucunda İşverenin getirdiği, enflasyon oranlarına yaklaşmayan zam oranı ve cambaza bak rakamlarda mevcut durum ile yaşanacakların öngörüldüğü değil, uygun görülenin bağıtlanacağı bir sonucu yaşıyor, görüyoruz. Hal böyle olunca taban baskısı ve duruşlarını anlatamayan sendikamsı sendikalar başladılar asıp kesmeye. İnandırıcılar mı yada ciddiler mi derseniz. Kesinlikle hayır. İddia ediyoruz. Yaşanacak senaryo evreleri şu şekilde gelişti, gelişiyor ve sonuçlanacak. Yetkili Sendika tarafından ilk görüşme olan 1 Ağustos 2025 Tarihinde 11 Hizmet kolunun taleplerinin ve istenen zam oranları ile düzenlemelerin iletilmesinden sonra yaşanan uzun bir süre sessizlikte. Tabandan gelen baskı üzerine ses verme zorunluluğu durumunda kalınıldı. İlerleyen zamanda Kamu İşveren tarafından süreç bitmeye yakın teklif istendi 15 Ağustos Tarihinde açıklanan ve hedeflenen enflasyon oranlarının baz alındığı reel olmayan ve sıkıntılı rakamlar açıklanınca. Yasal sürecin bitimine 1 gün kala yani bugün göstermelik iş bırakma kararı alındı. Yarın 19 Ağustos 2025 tarihinde teklif ve beklentinin karşılanmaması sonucu yasa gereği uyuşmazlık metni imzalanacak. Ve sonunda yine yasa emriyle kurulan Kamu hakem heyeti 31 Ağustos 2O25 Tarihine kadar iktidarın istediği uygun gördüğü kararı verecek. Ve bizim kahraman yandaş çift sarı konfederasyonlar, final söyleminde; İmzalamıyoruz, kabul etmiyoruz, yok hükmündedir, mücadele ettik, davul çaldık, çadır kurduk, önlük giydik ama ne yapalım elimizden geleni yaptık diyecekler… Yani biz bu filimi daha önce defalarca seyrettik Öncekilerde esas aktör bir taneydi şimdi iki tane oldu… Yandaş konfederasyonlar ne hikmet ise üyelerinin hakları ve yetki aldıkları iş kollarındaki tüm kamu çalışanlarının hakkını almaya direnmekten ziyade ortaya konulan senaryonun konu mankeni durumunda bulunmaktadırlar. Eylem gibi gözüken eylemcikler ve kelimelerin itinayla seçildiği sözüm ona rest çekmeler yaptılar. Sözde ciddiyetlerini göstermek için çadır kurup, davul çalıp eylem yaptılar. Ambalajlarından yeni çıkardıkları ütüsü bozulmadık eylem önlükleriyle arzı endam ettiler. Ama boşuna bir çaba bu tüm yaptıkları. Mağdur ve muhatap kitleye diyecek söz bulamadıklarından kendilerine gerekçe üretmek için eylemsi eylemler yaptılar. Ancak geçmiş olsun tren kaçtı, bunu onlar da biliyorlar. Çünkü bugün teklifin son günü konu her dönem olduğu gibi yarın uyuşmazlığa gidecek ve bizim konu mankenleri kabul etmiyoruz sindiremiyoruz, görmüyoruz diyecekler. Bu söylediklerine kimse inanmayacak. Davul değil senfoni orkestrasını getirseniz, Çadır değil gökdelen kursanız, kamu çalışanları masada yada kapalı kapılar arkasında satıldığını biliyor, görüyor ve yalandan söylem rol icabı eylemlerinize kanmıyor, inanmıyor. Ey yandaş çift sarılar. Siyasi baskı, vaat, tehdit, gelecek umudu, belirsizliği kullanarak yaptığınız hormonlu üye sayıları sizin gerçeğiniz değil. Bunu da buradan biz söyleyelim. Olan yine devlet hizmetini ulaştıran, emek sahibi kamu çalışanlarına olmuş ve kamu işçisi gibi onlarda yine her zaman olduğu gibi kısa süreli bir tiyatro sonu layık görülen sadaka oranlara mecbur kalarak, enflasyona, hayat zorluğuna, geçim sıkıntısına, gelecek endişesine gark olmuş olarak hayat devam ettirecekler. Ev alma hayalleri bitti, araba alma rüyasından çoktan uyandılar, birikim yapmak artık mümkün değil. Yarını boş verin anlık sofrasında, hanesinde ihtiyaçlarını bile karşılayamayan öğünleri azaltan, kıyafet alamayan, ayakkabısına pençe yaptıran, yüreklerin umudu kaybettiği bir kesimi görüyoruz, biliyoruz. Yaşananların Sorumlusu siyasi iktidar ve dizayn ettiği son süreçte çift sarı olan sözde çalışan temsilcisi yetkili konfederasyonlardır. Hak arama dışında siyasetin emir eri olmuş sendikacılar. Bırakın üyelerin, çalışanların hakkını korumayı, kovalamayı. Nerdeyse verilene razı olun ve sesinizi çıkarmayın deme durumuna gelmişlerdir. Siyasetin ve siyasetçinin oyuncağı sendika baronları için hayat güzel ve tatlı ama vebalini aldıkları insanların bedduaları yakıcıdır hatırlatalım. Konfederasyon Başkanlarının geçtiğimiz zaman dilimi içinde Çalışma Bakanıyla oynadıkları halı saha maçı ve Sayın Bakanın bu başkanlara attığı goller meğerse Kamu çalışanlarına atılan gollermiş… Buradan sesleniyoruz. Bu sistemi dizayn eden Yeni Türkiye Senaryosu yazanları bu işin esas sorumlusudur… Bizim bahsettiklerimiz kendilerine verilen rolü oynayanlardır. Sebeple söz sahibine gitsin. Kamu çalışanları, kamu işçileri ve emeklileri darda zorda ve buhranda. Siz bunu biliyorsunuz. Yandaşa kaynak aktarmaktan, çok maaşlı prenslere para yetiştirmekten, uçulmayan havaalanlarına, geçilmeyen yollara hazineden ödeme yapmaktan, büyük yüzölçümlü hastanelere onlarca hastane yapacak parayı aktarmaktan, kur korumayla kaynak yarattığınız zenginlere, dünya rekoru olan küresel faiz baronlarına milli kaynaklardan ödeme yapmaktan. Tabi ki fakiri fukarayı, garibi gurebayı, memuru, emekliyi, işçiyi, köylüyü gözünüzün görmesini zaten beklemiyoruz. Yaptıklarınızı vicdana, izana ve takdire bırakıyoruz. Türk Milleti unutur derseniz unutmaz, günü geldi mi karnenizi verir diyoruz. Katılımınız ve katkınız için Sesimize duyulma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyor Milletimizi selamlıyor Size İYİ çalışmalar diliyoruz."

Su Kıtlığı ve Yetersizliği İçin Geç Kalmadan Harekete Geçilmelidir! Haber

Su Kıtlığı ve Yetersizliği İçin Geç Kalmadan Harekete Geçilmelidir!

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında Balıkesir'de yaşanan deprem ve kuraklık ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. İYİ Parti Odunpazarı İlçe binasında gerçekleşen ve İlçe Yöneticilerinin de katıldığı basın toplantısında konuşan İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadeleri kullandı; "Değerli Basın Emekçileri öncelikle dün akşam saatlerinde Eskişehir’imizde geniş bir alanda şiddetle hissedilen Balıkesir Sındırgı İlçesi Merkez üssü olan 6.1 şiddetindeki depremden dolayı Milletimize çok geçmiş olsun diyoruz. Vefat eden büyüğümüze rahmet, yararlılara acil şifa, mağdur olanlara ise ferahlık ve esenlik diliyoruz. Ülkemizin bir deprem kuşağında olduğu, buna her an ve zaman diliminde her alanda hazır olmamız gerçeği çok ortada duruyorken. Maalesef yaşanan ail kaza yada tabiata olaylarında organizasyon sağlayamama, yetersizlik ve her alanda olduğu gibi sınırsız yetki ama hiçbir zaman üzerine sorumluluk almayan ve asla haksız olmayan sıfır sorumlulukta bir irade maalesef yönetimsel olarak karşımızda durmaktadır. Kontrollerindeki GSM operatörlerinin her kaza yada afet sonunda kilitlenmesi, kullanılamaması konusu bile üzerlerine almadıkları ama insanlarımızın net söyledikleri bir konu ve sorun olarak yine ortaya çıkmıştır, dün yaşanmıştır. Depremden yola çıkarak asli konumuz olan kuraklık ve bu konuda Eskişehir’in önlem, tedbir ve hazırlıkları var mıdır konusunu bugün kamuoyumuzla paylaşmak istedik. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Türkiye Kuraklık Haritasına baktığımızda en kritik ve hassas oran olan Olağanüstü Kurak Bölgenin en merkezinde maalesef Eskişehir’imiz bulunmaktadır. Oranlamada olumsuzluğun en üst noktası olan 6. Seviyede Eskişehir olarak daha ötesi su ve su alanı olmayan bir konumdayız. Bunlar gerçeklik olarak yaşanırken yönetimsel ve icraat aşamasında bizim nasıl bir önlem zincirimiz hazırlığımız ve planlamamız var bunu merak ediyoruz. 3 Üniversitesi, 15 Belediyesi, onlarca kurumu, onlarca konuya vakıf ve muhatap Sivil toplum kuruluşu olmasına rağmen, bugüne kadar ne hikmet ve ne akıl ise bir araya gelinmemiş Bu hassas konuyla ilgili bir fikir birliği, işbirliği maalesef oluşmamış, oluşturulmamıştır. Su konusu kişisel ve yalnız bir kurum tedbirleri yada bilgisiyle yürütülecek, ilerletilecek bir süreci olan durum değildir diyoruz. Değerli Basın Mensupları. Bugün yapacağımız Basın açıklamasına hazırlanırken, son günlerde Eskişehir gündeminde bir vidanjör meselesi siyasetin söylemi olunca ilgimizi çekti. Merak ettik muhataplarına teytli sorduk, öğrendik. Kaymaz Beldesinde sel sonrası temizlikte konut yada bahçelerden çekilen çamurlu atık su boşaltılabilecek en mantıklı yer olarak bir kuru dere yatağına boşaltılmıştır cevabını aldık. Tüm yaşananlara ve gerçekliklere bakınca Konu siyasetin ana malzemesi olacak bir konu değildir. Ancak son 2 gündür Eskişehir’de vidanjörden açık araziye dökülen atık sel suyu yüzünden kıyamet koparılıyor. Milletvekilinden, İl Başkanına mal bulmuş mağrip edasıyla açıklama üstüne açıklama geldiğini gördük. Biz kendilerine buradan muhataplıkları gereği hatırlatalım istiyoruz. Eskişehir’de siyasal iktidarın sorumluluğunda olan su kaynak ve havzaları kuruyor, Haberleri var mı acaba ? Ülke genelinde 1000 günde 1000 gölet yapıyoruz projesi kapsamında Porsuk Nehrini besleyen kolların kesilmesi ve suların göletlerde toplanması. Besleme planlamasının yapılmaması neticesi yanına yıllık kuraklık etkisi de eklenince Porsuk nehri akışı azalıyor, Bunun yansımasıyla Eskişehir’i besleyen Porsuk barajı doluluk oranı yüzde otuzlara düşmüş durumda. Bunu kimse görmüyor, yada umursamıyor. Çatören Barajı kurumanın ötesine geçmiş vaziyette, Sakarı Başı Kurudu neredeyse su kalmamış durumda iken bunların sebebini ve planlamasına kafa yorulmamaktadır. Dağlardan beslenen sular çekiliyor, yeraltı suları kayboluyor bunlarla ilgili hiç problem yada dert yok. Yalnızca bir vidanjör üzerinden siyaset yapmak gibi çok ucuz bir yöntem bu şehre ve siyasetçilerine maalesef hiç yakışmıyor. Siyasete söz düştü mü Eskişehir’e zincir, balon vaatleri görüyor ama gerçekleşmelerini göremiyoruz… İlçe yollarında ölüm ve yaralanmayla devam eden kazalar, değer kaybeden Eskişehir, işsizlik, ekonomik çıkmazlar, liyakatsizlik, sahtelikler aynen yerinde durmakta. Sorumlu siyaset ise küçük detaylardan, yapay konulardan kendine malzeme bulma derdine düşmüş vaziyettedir. Buradan bir kez daha hatırlatmak istedik. Hem genelde hem yerelde sorumlular! Lütfen kulak verin, tedbir almakta geç kaldınız, dahada gecikmeyin. Kuraklık kapıdan girdi ve bundan sonraki yıllarda kendini gösterip hatırlatacak. Aynı masa aynı doğru ve aynı çember içinde olmak zorundasınız. Karşınızdakinin fikrine saplanmadan, siyasetini sorgulamadan, uzmanı ne diyorsa, ne yapılması gerekiyorsa. Su kıtlığı, yetersizliği, kullanımı için harekete dahada geç kalınmadan geçilmek elzemdir. Bahsettiğimiz gibi bir yandan ormanlar yakılırken Bir yandan madenler ve konutlar için tabiat yok edilirken, Vahşi sulama yapılmaya devam edilmekte Plansız yeraltı sularının kullanımı ve kaynakların beslenmesi engellenirken Kurak geçen kış ve bahar ayları ile sonrasında devam edecek yağışsızlıklar bilinip yaşanırken tedbir almak, yeni politika ve yatırım üretmek Eskişehir’e karşı acil yükümlülüktür. Sözümüzün duyulması, yazılanların okunması ve akılların başa gelmesi temennisiyle Bereketin artması, kaynakların bollaşması ve insanlarımızın feraha ermesini dileyerek. Katılımızına teşekkür ediyor, vasıtanızla Hemşehrilerimizi selamlıyor İYİ Günler temenni ediyoruz."

Toplu İş sözleşmesi Önü Reklam Arkası Hüsran Olarak Tarihe Geçti Haber

Toplu İş sözleşmesi Önü Reklam Arkası Hüsran Olarak Tarihe Geçti

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında, imzalanan Kamu Toplu İş Sözleşmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Yöneticilerinin katılım sağladığı basın toplantısında konuşan İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadelere yer verdi; "Değerli Katılımcılar gündem çok çok hızla akıp, gelişiyor. Bizler sorumlu siyaset ve kendimize has tavrımız gereği bu gelişen gündem içinde. Milletimizin, İnsanlarımızın, Hemşehrilerimizin yaşadıklarını, hissiyatlarını ve beklentilerini vasıtanızla duyurup, değerlendirip, fikir beyan ediyoruz. 8 Aydır süren sonucu geldiğimiz günde bu sürenin sonunu bekleyen kitle için umut olacak olan ancak resmi muhataplarınca tiyatroya çevrilen Kamu Toplu İş sözleşmesinden ve Eleştireceğimiz noktalardan birinin odağında olan iktidar seven 2 sarı konfederasyon tarafından kamu işçilerinin mutsuzluğuna atılan imzalardan bahsedeceğiz. 1 Mart 2025 Tarihinde başlangıcı olan ve 2 Ağustos 2025 tarihinde çok uzun müzakereler neticesi sessiz sedasız imzalanan. 2025/26 kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve protokolünde esas beklenti olan maaş artış oranlarında 2025 ilk 6 ay yüzde 24, ikinci 6 ay için yüze 11. 2026 yılı ilk altı ay için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6 zam olarak uygulanacak toplu iş sözleşme süreci sonu. Önü reklam arkası hüsran olarak tarihe geçmiştir. Yetkili Konfederasyonların önceki açıklamalarının, rest çekmelerinin ve teklif metinlerinin yanından bile geçmeyen. Son anda parıltılı cümlelerle kurdukları kazanımlarıyla ilgili tablolara, kendi yayınladıkları geçim endeksi, mutfak masrafı ve gerçek enflasyona bakıldığında Sendikaların kabul ettiği ve imza altına aldığı rakamların hiçbir gerçeklikle alakası olmadığı çok net görülecektir. Maalesef yine bir gece yarısı operasyonu bir nasihat durumu ve sonunda esas imza atacaklar değil, Görevlendirdikleri ikincil sorumluların imzalaması ve sessiz sedasız bir duyurma. Konunun vahamet boyutu ve kamu işçisinin görmezden gelinip kandırıldığının, layık görülen ücret ve rakamlar yanında bu anlaşmayı duyurma usulü bile olumsuzluğu görmeye yeterlidir diyoruz. Süreç içinde bir dikkat çekmek istediğimiz nokta ise Siyasi İktidarının 23 yıllık döneminde Anayasal hak olarak Sendikalarca değişik işkollarına alınan 22 Grev Kararının “Anayasa Mahkemesi; Grev ertelemesi anayasa aykırıdır” kararlarına rağmen. İdari bir yetkinin hak gaspına ve patron kollamacılığına dönüştüğünü bu süreç bize göstermiştir. Keyfiyet; her yasa ve kanun ile konunun önüne geçmiştir diyoruz. Buna itiraz etmesi gereken konfederasyonlar yine burada öne çıkmaktadırlar. Sistem buna da çözümü bulmuş. Her alanda olduğu gibi yandaşlık üzerine kurgulanmış. Kamu memur sendikacılığında olduğu üzere kamu işçi sendikacılığı da bilinen tabir ile çift sarıya dönüştürülmüş sendikalar eliyle emekçilerin hak gaspları çok net yapılmıştır, yapılmaktadır. Yani çalışanın grev hakkı da itirazsız bir şekilde askıya alınmış vaziyettedir. Ülkenin yaşadığı ekonomik şartlar bellidir. Bir taraf lüks, debdebe, parıltı Diğer taraf asgari ücret mahkumiyeti, sadaka oranlı emekli maaşları, işsizlik, yetersiz beslenme Bunun yanında sahte diplomalar, sorgulanamayan, sahiplenilmeyen insanlarımızın sorumsuzca yitip gitmeleri, Yanında olan yandaş olana dokunulamaz duygusu gerçekten ama gerçekten insanlarımızı nefes alamaz duruma getirmiştir. Her gün onlarcasını duyduğumuz toplumsal cinnet durumları, sokak güvensizliği, aile trajedileri ve yanan yıkılan ocaklar, sanal kumarın intihara sürüklediği insanlarımız, iflas etmiş çiftçi, çaresiz köylü. Sınırsız yetki sıfır sorumluluk olan bir düzen. Olumsuzlukları görmeyen, duymayan, işitmeyen bir irade ve yanına ekledikleri sanal uçuyoruz, dünya bizi kıskanıyor nidaları. Tüm bu süreçler içinde sürpriz olmayan ve 566.000 gerçek rakamlı kamu işçisinin emeğinin, alın terinin hakkı olan 8 ay sonunda emrivaki ve emanete ihanet eden sendikal varyasyonla bağıtlanan bir toplu iş sözleşmesi hayal kırıklığı, boşa çıkan beklentiler ve gelecek üzere yapılan umutlu hesapların hüsranla bitmesi olarak sonuçlanmıştır. Maalesef mutsuz toplumun mutsuz bir kesimi olan kamu işçilerinin mutsuzluğu ve umutsuzluğu dahada artmış ve hissiyatları körelmiştir… İYİ Parti olarak Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun 3 Ağustos 2025 Pazar günü Bursa Osmangazi meydanındaki seslenişin ruhuyla söylüyoruz… Ey Milletim, Ey Köylümüz, Ey İşçimiz, Ey Emekliler, Ey Kamu Çalışanları, Ey Öğrenciler, Ey Kadınlar, Ey Gençler, Ey Çocuklar. Umudunuzu taze tutun ve tazelenip yumruğunuzu sıkın, gözlerinizi kısın ve ufka bakın. Çare sensin, Çare sizsiniz, Çare biziz, Çare hepimiziz. Beraberiz, biriz. Nefesimiz tek, kalp atışımız tek ve hissiyatımız tek… Saygı ve Sevgi ile İYİ Günlerin yakın olması Türklük, Hakkaniyet ve Milletin Güneşinin şafağının sökeceği günlere bakmak temennisiyle selamlarımızı iletiyor, katılımınıza teşekkür ediyoruz."

Okullarda İstenen Paralar Deli Dumrul Parası Değil mi? Haber

Okullarda İstenen Paralar Deli Dumrul Parası Değil mi?

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında okul kayıtlarında istenmeye başlanan kayıt paraları gündeme getirildi. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Değerli katılımcılar bu kürsünün sizler çok şahitsiniz pek değişmeyen bir misafiri oluyor. Milli Eğitim… Eskişehir ve Odunpazarı yerelinde duyduğumuz, gördüğümüz, tespit ettiğimiz, bize iletilen özellikle Milli Eğitim sorumluluk alanında pek çok konuyu ya buradan yada yerinden vasıtanızla kamuoyuna duyurduk, seslendirdik. Sessizlik Kalesi İl Milli Eğitim Müdürlüğü dediklerimizi gerçekten maşallahı var hiç üzerine alınmadı. Ara sıra basınımızdan bazı arkadaşları davet ile yada bilgi notları ileterek cevap vermeye çalıştı yada en büyük becerisi olan suskunluk rolünü çok, ama çok iyi uyguladı. Tarihi bölgedeki vatandaşlarımızın ve tüm muhtarların talebi olan yaklaşık 10 bin nüfusu etkileyen okul öncesi ile ilkokul sorununa duyarlı davranıp çözüm yada istişare adımı atmayıp, bize TÜİKYO rakamları ile veri verdiler. O gün söyledik bugün de söylüyoruz yanlış bakıyor, yanlış biliyorsunuz. Boşaltılan ve sizleri önüne davet ettiğimiz Kırmızıtoprak Mahallesindeki tüm olumsuzlukların içinde yaşandığı ve insanların önünden geçmeye korktuğu Porsuk İlköğretim Okuluna çözüm bulmadılar, bulmuyorlar. Geçtiğimiz hafta o okul bir kez daha yakıldı bunu beraber izledik, gördük. Yani boş bir okulu koruyamayan yada sonuca ulaştıramayan zihniyetten biz eğitim çalışanlarının ve çocuklarımızın sorunlarını ile taleplerine kulak vermesini sorumluluğunu yerine getirmesini bekliyoruz. Sivrihisar İlçemizde Milli Eğitim ile ilgili pek çok nahoş olay konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor. Bununla ilgili muhatap yine sessizliklerin, duyarsızlığın nirvanasında umursamıyor bile. Bu ve bunun gibi konuları niye hatırlattık. Esas gayemiz ve duyurmak istediğimiz bir konu var Değerli Arkadaşlar. 2025/2026 Eğitim, öğretim dönemine ilişkin okul öncesi, ilk, orta ve liselere kayıt sürecinin takvimi temmuz ayı itibarıyla başlıyor. Geçtiğimiz yıllarda kamuoyunu oldukça ilgilendiren ve çok büyük tepkiler oluşmasına rağmen konuya yaklaşım ve eğilmesi gereken sorumlularının gıkının dahi çıkmadığı kayıt parası istenmesi yine kulağımıza acayip uçuk rakamlar olarak gelmeye başlaması tespitidir. Okul İdarelerinin alan içinde olsun, alan dışından olsun yaptıkları yada yapacakları kayıtlarda velileri okul aile birliklerine yönlendirmesi. Buralara bağış istenmesi, bağış makbuzu olmadan kayıt yapılmaması hepimizin malumu. Özellikle Merkezde bulunan bazı okullara 80.000 – 100,000 TL, Sürece geçtiğimiz yıl çok tercih edilen bir meslek lisesi de katılarak 20.000 TL ücret istenip alınması malumumuz olmuştu. O süreçte bazı velilerin çocuğumun geleceği için Kredi çekmek zorunda kaldım demesini biz unutmadık. Bugün buradan ve öncesinde sesleniyoruz… Milli Eğitim Bakanı her yıl olduğu gibi mutlaka açıklamasını yapacaktır. Diyecektir ki! “Okullarda kayıt parası alan olursa bana bildirin” Bizim Eskişehir’deki Temsilcisi İl Milli Eğitim Müdürünün sesi çıkmayacaktır. Buradan söylüyoruz. Şimdiden özellikle yeni açılan bir okulda veliler arasında yayılan alan dışı kayıtlardan 200.000 TL istenecek. Geçtiğimiz yıl 85.000 TL isteyen Merkez bir Ortaokul için bu sene 150.000 TL olacak gibi bir borsa oluştuğunu duymaktayız. Değerli Arkadaşlar bu şehirde bir kenar mahalle okulunda çocuklarımızdan baca temizliği için para istendiğini tespit edip bunu kamuoyuna duyurduğumuz için duyduklarımız bizi hiç yanıltmadı ve hiç şaşırtmadı. Mevcut ekonomik ortamda. İnsanların geçim ve gelecek kaygısını en üst olumsuzlukta hissettiği bir durumda. Anayasal olarak eğitimin ücretsiz temel hak olması durumundan dolayı söylediklerimiz, duyduklarımız ve sorumluların sorumsuzluğundan hicap duyuruyoruz. Başarı oran ve rakamlarının ortaya koyduğu kalitesiz eğitimin siyasallaşması ve toplumun katmanlarının gelir seviyesine göre eğitim alma durumunda bırakılmış olması muhataplar ve yönetenler için bir mahcubiyet olmalı gerekir diye değerlendirip, düşünüyoruz. Son cümlede Öğretmenevinin katı atık vergisi ile uğraşıp kitlesel açıklama yapan Eğitim Sendikası Başkanına huzurunuzda sesleniyoruz. Okullarda istenen paralar Deli Dumrul parası değil mi? Bir cevap ver istersen Sayın Başkan… Değerli Katılımcılar. Konuyu ve sürecini çok yakın takip edeceğiz. Kıymetli Hemşehrilerimize buradan sesleniyoruz. İYİ Parti olarak lütfen böyle talepleri bize iletin ve sizin adınıza biz yazalım, biz konuşalım ve biz takip edelim, biz seslendirelim diyor. Saygılar sunuyor, katılımınıza teşekkür ediyorum."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.