SON DAKİKA
Hava Durumu

#Gazze

Porsuk Haber Ajansı - Gazze haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gazze haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gazze Alın Teriyle Sulanmış Kutsal Bir Emanettir! Haber

Gazze Alın Teriyle Sulanmış Kutsal Bir Emanettir!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında ülke ve dünya gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Basın toplantısını düzenleyen Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Siyasi İşler Başkanı Cüneyt Sağdıç şu ifadeleri kullandı; "Sevgili Eskişehir'liler, Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Misafirler; Aziz milletimizin başı sağ olsun. Cenab-ı Allah bütün şehitlerimize rahmetiyle muamele eylesin. Aldıkları emirlere itaat etmede tereddüt göstermeyen her bir şehidimizi alnından öpüyoruz. Şehit haberleri canımızı yakarken diğer taraftan ülkemizin ciğerleri olan ormanlarımız yanmaya devam ediyor. Bu millet, gerçekten asil bir millettir! Yangın olur ‘itfaiye aracını bırakmam milletin hakkı var’ der. Çalıştığı maden çöker, ambulansa binerken ‘çizmelerimi çıkarayım, sedye kirlenmesin’ der. Peki insanımız bunu yaparken, ormanlarımız cayır cayır yanarken iktidar ne yapıyor? Meclis'i iklimi değiştirme kanunuyla, zeytinlikleri bitirme kanun teklifiyle adeta kilitliyor. Halbuki böylesi bir yangında Meclis'in en önemli gündemi; ‘orman yargılarını söndürmek’ olmalıydı. Ormanlarımızın yanarak kül oluşunu izleyen birçok vatandaşımız için, Meclis'in gündeminde bu konunun öncelikli olmayışı, ‘önce yak, sonra projelendir’ şüphesini artırmaktadır. İktidar böyle düşünen insanlarımızı suçlamak yerine, bu şüpheleri giderecek adımlar atmalıdır. Fakat iş başında birkaç şirket büyük kârlar etsin diye, ‘iklim kanunu’ adı altında Meclis'ten iklimi değiştirme kanunu geçiren bir iktidar var. Ne yazık ki iş başında; ‘ÇED gerekli değildir’i olağanlaştırarak, zeytinlikleri bitirmeye niyetlenmiş bir iktidar var. Ülkemizin ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’ye’ Dünya’mızın ‘Yeni Bir Dünya’ya’ ihtiyacı var. Bizim ihtiyacımız olan “Yaşanabilir bir Türkiye'dir”. Yaşanabilir bir Türkiye'de terör de yoktur, kayyım da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de şiddet de yoktur, gözdağı vermeye yönelik gözaltılar da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de kin ve nefret dili de yoktur, inkar ve asimilasyon politikaları da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de anneler de ağlamaz evlatlar da yitirilmez. Yaşanabilir bir Türkiye'de hukukun üstünlüğü, emeğe saygı, hakça paylaşım vardır. Yaşanabilir bir Türkiye'de devletin işleyişini, kanun hükmünde kararnameler değil; adalet belirler. Silahların susması gereken yer, sadece dağlar değil; Gazze’nin kana bulanmış sokaklarını da unutmayalım. Gazze’de İsrail tarafından yapılan soykırım ve uygulanan abluka; tarif edilemez bir felaket tablosuna dönüşmüş durumda. Bombalardan kurtulanlar; açlık, susuzluk ve hastalıklarla mücadele ediyor. Bir terörist devletin tank, dozer, savaş uçağı soktuğu Gazze’ye; 57 İslam ülkesi olarak bir çuval un sokamıyoruz. Gazze’deki soykırım ve abluka aylardır aynı şekilde devam ediyor. Biz biliyoruz ki; ABD’nin sınırsız desteğini alan terörist İsrail, bütün vahşetine rağmen zafer ilan edememenin “nefret ve hırsıyla”, katliamlarına her gün bir yenisini ekliyor. Bu arada, hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aktif tutuklama emri bulunan Netanyahu; yine ABD’deydi. Yine işgal planlarını görüştüler. Bu sefer ki yeni planları; 21. Yüzyılın Auschwitz’ini kurmak! Gazze’yi toplama kampına çevirmek! Gazze kasabı Netanyahu, Soykırımın en büyük destekçisi ve dünyanın en güvenilmez adamı, Trump’ı Nobel Barış ödülüne aday gösterdi! Bu, sadece akla hakaret değil! Bu, insanlığa ihanettir! Buradan bir kez daha söylüyoruz: Gazze, bir yatırım projesi değildir! Gazze, bir emlak fırsatı değildir! Gazze, bir halkın vatanıdır, alın teriyle sulanmış kutsal bir emanettir! Çok ilginç bir iktidarla karşı karşıyayız. İthalat artıyor; suçu üreticide, sanayicide buluyorlar, ormanlarımız, ciğerlerimiz yanıyor; suçu rüzgara ve insanlara atıyorlar, gençler ekonomik sıkıntılardan evlenemiyorlar; suçu gençlere, teknolojiye atıyorlar. İşsizlik artıyor; suçu gençlerin “iş beğenmemesine” bağlıyorlar, enflasyon yükseliyor; suçu marketlere, hal esnafına atıyorlar. Akaryakıt zamlanıyor; suçu uluslararası krize atıyorlar. Tarım çöküyor; suçu çiftçiye, kuraklığa, dona yüklüyorlar. Kiralar uçuyor; suçu ev sahiplerine yüklüyorlar. Toplum kutuplaşıyor; suçu muhalefetin diline atıyorlar. Tüm bunlar olurken; Allah aşkına AK Partili idarecilerin; hiç mi suçu yok? Hiç mi sorumluluğu yok? Suçu sürekli başkalarına atarak, sorumluluktan kaçamazsınız. Bu ülkenin hiçbir sorununa çözüm getiremezsiniz.” Değerli Gençler; “Bu düzen sizi yalnız bırakıyor olabilir ama biz sizi yalnız bırakmayacağız! Sizin sesiniz olacağız, sizin yükünüzü paylaşacağız.” dedi.

Filistin İçin Haykıran Gençlerimizi Terörist İlan Ettiler! Haber

Filistin İçin Haykıran Gençlerimizi Terörist İlan Ettiler!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında Gazze ve Filistin'de yaşanan olaylar gündeme getirildi. Saadet Partisi Eskişehir Odunpazarı İlçe Tanıtım ve Medya Başkanı Osman Çalışkan tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; ''Dünya bir insanlık sınavından geçiyor. Biz burada torbaları, heybeleri karıştırıp turpun büyüğünü ararken Gazze’de katliam devam ediyor, açlık devam ediyor, susuzluk devam ediyor. Üstüne bir de bu katliamın sorumlusu iki haydut devletin lideri; Amerika’da buluşup, bölgemizi yine tehdit etti. İktidarsa bunları allayıp pullayıp algı yönetmekle uğraşadursun, İsrail göz göre göre 23 Mart’ta Gazze’de 15 sağlık çalışanı, yaralılara müdahale etmek için olay yerine giderken, Siyonist teröristler tarafından saldırıya uğradı. Tamamı infaz edildikten sonra açtıkları çukurlara gömdüler. O sağlık çalışanlarının bedenleri günler sonra bulundu. Elleri arkadan bağlı bir şekilde katledilmişler! Var mı buna ses çıkaran bir ülke?  Var mı bu vahşete yüksek bir sesle hesap soran bir lider? Soykırım başladığından beri resmi rakamlara göre 55 binden fazla mazlum hayatını kaybetti. 200.000’den fazla insan kayıp. Katledilenlerin %70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Ateşkes sürecinde bile, 1391 Gazzeli şehit edildi. Bayram sabahı 13’ü çocuk 33 mazlum katledildi. Çocukların üzerinde bayramlıkları vardı. Bayramlıklar bu çocuklara kefen oldu! Bunlar resmi rakamlar. Hakikat bundan çok daha vahim!  Allah aşkına soruyorum; Bundan daha vahşi bir soykırım olur mu?  Bundan daha net bir savaş suçu olur mu? Tüm dünya daha ne olmasını bekliyor? Vanaları kapatmak için daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor? Yakıt sevkiyatını durdurmak için daha kaç kadının ölmesi gerekiyor? Bu vahşet cılız tepkiler, sıradan kınamalarla geçiştirilemez. Aksine görülmüştür ki her kınama İsrail’i daha da cesaretlendiriyor ve kana susamış bir canavar haline getiriyor. Türkiye ise iktidarın metin yazarlarının bile dönüp bir daha okumadığı basma kalıp kınamalar dışında hiçbir şey yapmıyor. Türkiye’de Filistin için haykıran gençlerimizi terörist ilan ettiler, aynı ses yurt dışında yükselince alkış yarışına girdiler. Soykırım suçlusu İsrail’e teknolojik destek veren Microsoft’u protesto eden gençleri alkışlayanlar, İsrail’e yakıt gönderen SOCAR’ı protesto eden gençlerimizi gözaltına aldılar. Neden? Çünkü onların gündemleri Filistin değil, kimin protesto edildiğidir. İktidarın Gazze Hassasiyeti, ucu kendisine dokunana kadardır. Ukrayna’ya İHA, Karabağ’a SİHA gönderenler söz konusu Gazze olunca dua ile yetiniyorlar. Filistin’in yanında olmak; çıkarınıza dokununca değil, bedeli olunca kıymetlidir. Milyonlarca yüreğin söylediği sözü biz de söylüyoruz,“Gazze alev alev yanarken susan, konuşanı susturan herkes bu zulmün ortağıdır!” Herkes bilsin ki başka Gazze yok, başka Türkiye yok. Biz inanıyoruz ki Gazze kazanacak, Türkiye kazanacak, insanlık kazanacak. Mazlumun evini viran ederek, zafer kazandığını zannedenlerin evleri viran olacak. Kahredenler, kahrolacak. Herkes bilsin ki Gazze vardır, Filistin vardır ve bu Filistin nehirden denize özgürdür.''

Türkiye'nin Güvenliği Gazze’den Başlar! Haber

Türkiye'nin Güvenliği Gazze’den Başlar!

Saadet Partisi Eskişehir İl Gençlik Kolları Başkanı Ramazan Demir yaptığı basın açıklamasında İsrail'in Gazze’ye yönelik saldırılarını gündeme getirdi. 81 İlde eş zamanlı olarak yapılan basın toplantısında konuşan İl Gençlik Kolları Başkanı Ramazan Demir şu ifadeleri kullandı; "Değerli basın mensupları, kıymetli hemşehrilerimiz, Sizleri saygı ve muhabbetle selamlıyoruz. Bugün burada, 81 ilde eş zamanlı olarak yaptığımız bu açıklamayla, sadece bir dayanışma mesajı vermeye değil, aynı zamanda milletimizin dikkatini büyüyen bir tehlikeye çekmeye geldik. Gazze’de katliamlar devam ederken, Şam’da bombalar yağmaya devam ederken, Yemen’de şehirler hedef alınırken ve Lübnan’da sivil bölgeler vurulurken, bütün bu coğrafi yangınların ortasında Türkiye sessiz kalamaz, kalmamalıdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM açılışında ifade ettiği gibi: “Antakya ile Gazze arası, Ankara ile Aydın arası kadardır. Türkiye, Lübnan'a arabayla sadece 2.5 saat uzaklıktadır.” Bu mesafeler sadece sayılar değil, aynı zamanda tehdidin yakınlığını gösteren çarpıcı gerçeklerdir: Hama Askeri Havalimanı – Antakya arası: 90 km  Dahiye (Lübnan) – Antakya arası: 220 km  Dera (Suriye) – Antakya arası: 360 km  Golan Tepeleri – Antakya arası: 320 km  Han Yunus – Antakya arası: 530 km  T4 Hava Üssü – Antakya arası: 200 km  Bu mesafeler , Ankara-Beypazarı, Kocaeli-İstanbul, Konya-Karaman mesafeleriyle aynıdır. Bugün Türkiye’de sunî bir gündemle halkımız meşgul edilmekte, suni siyasi çekismeler ve kutuplaştırıcı tartışmalara alan açılmaktadır. Oysa bütün bu sis bulutu, aslında yaklaşan daha büyük bir tehdidi gözlerden kaçırmak için kullanılmaktadır. Bugün Ortadoğu’da yanan ateş, yarın bizim topraklarımıza sıçrayabilir. Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak, bu tehdidin farkındayız. Türkiye’nin sınır güvenliği, sadece hudut karakollarıyla sağlanmaz. Gazze’de ölen bir çocuk, bizim güvenliğimizin çöktüğü yerdir. Yemen’de vurulan bir su deposu, bizim vicdanımızda patlayan bir bombadır. Bu nedenle diyoruz ki: Türkiye’nin Güvenliği Gazze’den Başlar! Bugün burada bir araya gelerek, gözü Filistin’in ötesinde Anadolu’ya dikmiş siyonist yayılmacı zihniyete karşı sesimizi yükseltmeye geldik. Gençlik olarak tarihin sorumluluğunu omuzluyor, bu suskunluğa ortak olmuyoruz. 81 ilde birden yaptığımız bu açıklamalarla; Türkiye'nin her bir karış toprağından bu tehdide karşı uyarı yükseliyor. Unutmayın: Bu bir şuur meselesidir.  Bu bir milli güvenlik meselesidir.  Bu bir ümmetin ortak onurudur.  Tüm halkımızı bu gerçeğe kulak vermeye ve bu direnişe ortak olmaya davet ediyoruz."

Çakırözer: "Trump’ın Gazze’ye El Koyma Planına Neden Sessizsiniz?" Haber

Çakırözer: "Trump’ın Gazze’ye El Koyma Planına Neden Sessizsiniz?"

İsrail’in 46 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden olan saldırıları sonrası bir araya gelen 9 ülke Filistin'le dayanışma ve İsrail'e yönelik ortak politikalar geliştirmek amacıyla ‘Lahey Grubunu’ kurarken, muhalefet Türkiye’nin Lahey Grubu’nda yer almamasını Meclis gündemine taşıdı. TBMM’de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi veren CHP Milletvekili Utku Çakırözer, “Madem ‘Filistinlilerin hakkını, hukukunu savunacağız’ diyoruz o zaman bu grubun içinde neden yokuz? Hadi üyesi olmadık, bir resmi açıklama ile bu oluşumu desteklediğimizi, üye olmasak dahi yaptırımları uygulayacağımızı neden söylemiyoruz? Lafa gelince Filistinlilerin hakkı, hukuku için mangalda kül bırakmıyoruz, ama sıra icraata gelince bir açıklama yapmak dahi bu iktidarın lügatinde yer almıyor” dedi. Çakırözer, ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın “ABD, Gazze Şeridi'ni devralacak” şeklindeki tüm dünyada kaygı uyandıran açıklamalarını da gündeme getirerek, “Trump’ın açıklamaları karşısında herkes tepki gösteriyor ama Türkiye’den ses yok! Trump Filistinlileri Gazze’den göndermeye kalkarsa Türkiye, Türkiye’nin üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı ne yapacak? Eğer ülkemiz gerçekten Filistinlilere yardım etmek istiyorsa bu konularda derhal somut adımlar atılmalı” çağrısını yaptı. TÜRKİYE LAHEY’E NEDEN KATILMADI? İsrail Gazze’de insan haklarını, evrensel hukuku yok sayarak bugüne kadar 46 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden oldu. İsrail’in Filistin’e saldırıları sonrası Filistin’e destek için Lahey’de bir araya gelen 9 ülke ‘Lahey Grubu’nu oluşturdu. Oluşum, İsrail’e yakıt ve silah taşıyan gemilerin kendi karasularına girmesini yasakladıklarını açıklarken, Ankara bu konudaki sessizliğini koruyor. “SÖZ VAR, İCRAAT YOK!” Filistin’e destek için kurulan Lahey Grubu oluşumunu Meclis gündemine taşıyan TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a Türkiye’nin Lahey Grubu’na neden üye olmadığını sordu. “İktidar sözde Filistin’e destek konusunda mangalda kül bırakmıyor ama sıra icraata gelince sus pus oluyor” diyen Çakırözer, şu açıklamaları yaptı: “İsrail bugüne kadar çocuk, kadın demeden 46 binden fazla masum Filistinlinin hayatına son verdi. Türkiye’de ise hükümet Filistin’e destek konusunda lafa gelince her şeyi söylüyor ama iş icraata gelince hiçbir şey yapmıyor. İşte Lahey Grubu’nda 9 ülke bir araya geldi. İsrail’e askeri yakıt ve silah taşıyan gemilerin kendi kara sularına girmelerine izin vermeyeceklerini duyurdu. 9 ülke bunu yaparken Türkiye hala sessiz! ‘İyi oldu, biz bu gurubu destekleyeceğiz’ de demiyor. ‘Biz bu grubun içinde yer alacağız’ da demiyor. İslam dünyasını bu konuda harekete geçirme konusunda bir adım dahi atmıyor. TBMM’de soru önergesi ile Bakan Hakan Fidan’a sordum, ‘Türkiye Lahey Grubu içinde neden yok? Davet ettiler de girmedik mi, davet etmediler mi, neden girmiyoruz?’ Filistinlilerin hakkını, hukukunu savunacağız diyoruz o zaman bu grubun içinde neden yokuz? Bir resmi açıklama ile bu oluşumu desteklediğimizi, üye olmasak dahi yaptırımları uygulayacağımızı neden söylemiyoruz?” “BÜYÜKELÇİLİĞİ NEDEN KAPATMIYORSUNUZ?” AKP hükümetine Filistinlilerin hakkını, hukukunu korumak için İsrail’e karşı hangi yaptırımları uyguladığını da soran Çakırözer, “Tel Aviv Büyükelçiliği kapatıldı mı? Neden kapatılmıyor? Oradaki Büyükelçimizi geri çektik mi, çekmeyi düşünüyor muyuz? Geri çektiysek neden açıklamıyoruz? Büyükelçi Ankara’da deniliyor, o zaman bunu neden dünyaya açıklamıyoruz? Madem bu ülkeye yaptırım uygulayacağız bunları açıkça dünyaya söylemek lazım.  Ayrıca Türkiye NATO üyesi. NATO’nun İsrail ile Türkiye’nin de onayı ile başlattığı ortaklık anlaşmaları var. Akdeniz Diyaloğu girişimi var. Bu iş birlikleri, bu girişimler hala sürmekte mi? Türkiye bu ilişkilerin askıya alınması konusunda herhangi bir adım attı mı? İlişkilerin sonlanması için elinizdeki imkanları kullandınız mı?” diye sordu. “ABD GAZZE’Yİ DEVRALIRSA TÜRKİYE NE YAPACAK?” ABD Başkanı Trump’ın 4 Şubat’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak düzenlediği basın toplantısındaki “Gazze’yi ABD devralacak” açıklamalarına karşı, Türkiye’nin sessizliğini de eleştiren Çakırözer, Hakan Fidan’ın yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti: “Tüm dünya tedirgin, herkes tepki gösteriyor ama Türkiye sessiz! Eğer ABD Trump’ın bu açıklamaları karşısında Gazze’yi devralmaya, Filistinlileri oradan göndermeye kalkarsa Türkiye ne yapacak? Türkiye’nin üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı ne yapacak? Bu konuda hangi açıklamalar, hazırlıklar yapılıyor? Gerçekten Filistinlilere yardım edilmek isteniyorsa bu konuda derhal somut adımlar atılması gerekiyor.”

Gazze’nin Geleceğine  Gazzeliler Karar Verecektir! Haber

Gazze’nin Geleceğine Gazzeliler Karar Verecektir!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ile ilgili sözlerine tepki gösterdi. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı önünde yapılan basın açıklamasında konuşan İl Başkanı Fesih Bingöl şu ifadeleri kullandı; "Değerli basın mensupları; Siyonist İsrail tarafından Gazze’de uygulan modern tarihin gördüğü en büyük soykırım tam 467 gün sürdü. Katil İsrail; kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm uluslararası hukuku yok sayarak 50 binin üzerinde Gazzeli mazlumu katletti. Tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu soykırımda hastaneler, okullar ve ibadethaneler hedef alındı. Gazze’de binalar yıkıldıkça insanlığın temel değerleri de yıkıldı. Gazzeli mazlumlarla beraber vicdan da öldü. Atılan her bombada Batı’nın demokrasi, insan hakları, hukuk vb kavramları da yerle yeksan oldu. Nazileri aratmayan İsrail’in terörist askerleri, Hitler’I aratmayan katil Netanyahu’nun emri ve emperyalistlerin desteği ile Gazze’yi adeta rehin aldı. İnsanların en temel hak ve hürriyetleri bile yok sayıldı. Hastanelere sığınanlara ölüm yağdırıldı. Yüz binlerce mazlum açlık, susuzluk ve soğukla sınandı. En sonunda ise yerlerinden, yurtlarından göçe maruz kaldılar. Bütün bunlar olup biterken Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri ve dünya ülkelerinin çoğu ya sessizliği ya da suya sabuna dokunmayan kınamaları tercih etti. Devekuşu Paradoksu ile çözüm bulunacağı zannedilmiş, soykırım görmezden gelinmiştir. Değerli basın mensupları, bugün gelinen noktada Gazze’nin neredeyse üçte ikisi yerle yeksan olmuştur. 50 bin insan katledilmiştir ve bunların bir kısmı enkaz altından çıkarılamamıştır. 100 binin üzerinde yaralı mazlum kardeşimiz vardır. Bu rakamlar ve tüm dünyaya yansıyanlar yaşananların apaçık soykırım olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler’in yaptığı soykırım tanımına göre belli bir etnik, dini veya siyasi gruba uygulanan saldırılar ve katliamlar soykırım olarak nitelendirilmektedir. Gazze’de bütün bunların işlendiğine tüm dünya şahittir. Yine Birleşmiş Milletler’e göre bir grubu ortadan kaldırmak ya da yaşam şartlarını zorla değiştirmeye çalışmak da soykırım suçları arasında görülmektedir. İşte bu noktada son günlerde yaşanan gelişmelere değinmek istiyoruz. Uluslararası mahkemeler tarafından soykırım suçu işlediği tescillenen katil Netanyahu’nun ABD’ye yaptığı ziyaret ve ardından Trump’la düzenlenen basın toplantısı, kanlı planların şekil değiştirdiğini göstermiştir. Dünyayı ABD’nin oyun sahası olarak gören ABD Başkanı Trump, söz konusu toplantıda bir kez daha Gazze’nin insansızlaştırılmasına değinmiştir. Bu plana göre Gazzeliler Ürdün ya da Mısır’a sürgün edilecek ve ABD gerekirse Gazze’ye asker gönderecektir. Yani deniyor ki biz mücahitleri yenemedik, bütün vahşete rağmen Gazze’yi teslim alamadık, meydanda kaybettik ama masada kazanacağız. And olsun ki havadan, karadan ve denizden kuşattığınız, yok etmeye çalıştığınız, tüm suçlara rağmen zafer ilan edemediğiniz Gazze masada da size teslim olmayacaktır. Gazzeli mazlumlar bu süslü cümlelere kanmayacak, pamuklara sarıp sarmalanan demir leblebiyi yutmayacaktır. Gazze ne meydanda ne de masada işgale teslim olmayacaktır. Hadsizce yapılan bu açıklamayı kınıyoruz. Gazze’nin geleceğine şerh düşmek isteyenlere şunu bir kez daha söylüyoruz; Gazze’nin geleceğine sadece ve sadece Gazzeliler karar verecektir. Yaşanan tüm zulme, dökülen kana, verilen on binlerce cana rağmen tarihe geçecek bir mücadele ile direnen ve Gazze’yi terk etmeyen mazlumlar; okyanus ötesinden birileri istiyor diye şehit kanları ile sulanmış Gazze’yi teslim etmeyecektir. Emperyalizmin meydanda kaybeden siyonistlere Gazze’yi altın tepside sunmak istediğinin farkındayız. Barış, özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi kavramların içini boşaltanlar şimdi de Gazze’nin içini boşaltmayı planlıyor. Milli Görüşçüler olarak 56 yıldır mücadele ettiğimiz bu azılı düşmanın niyetlerini bilecek kadar bilince ve ferasete sahibiz.   Bizler tüm insani değerlerin tepetaklak edildiği, uluslararası hukukun sadece kağıtlarda cümlelerden ibaret kaldığı bu çetin şartlarda işgalin karşısında, Gazzeli mazlumların yanındayız. Saadet Partisi olarak bu duruşumuzdan asla ve kat’a taviz vermeyeceğiz. Gazze’nin, kanlı kentsel dönüşüm projelerinize ihtiyacı yok. Cetvelli Joniler go home! Cetvel kırma eylemleri başlasın. İktidara ve bölge ülkelerine sesleniyoruz; artık cesur olmanın zamanıdır. Türkiye başta olmak üzere her ülke ve her lider Trump’ın yaptığı açıklamalara karşı net bir tavır göstermelidir. Herkese çağrımız; Kanlı îmara, Zalim mimara, Sınır tanımayan pervasızlığa, İnsan haklarını hiçe sayan haksızlığa, En çok yaralayan duyarsızlığa DUR DE! Unutulmamalıdır ki Gazze bölgemizin kalbi, emperyalizm ve siyonizme karşı en muhkem kalemizdir. Bu kalenin burçlarında zalimin bayrağı dalgalanmasın diye sayısız mazlumun kanı toprağa aktı. Bölge ülkeleri de artık üzerine düşeni yapmalı ve Gazze’yi bir kurşun atmadan teslim almak isteyen bu zihniyete karşı dik durmalıdır. Bu kalenin burçları inancın, vicdanın, kahramanlığın ve insanlığın burçlarıdır. Bu burçlar düşerse atılacak kurşun Ankara’ya, Cidde’ye, Kahire’ye, İslamabad’a düşer.  Biz diyoruz ki; bu topraklara ait olmayanların yayınladıkları deklarasyonla buraya işgalci olarak gelenler ve okyanus ötesinden ses yükseltenler Gazze hakkında söz söyleme hakkına sahip değildir. Bir kez daha söylüyoruz, Gazze Gazzelilerindir. Israrla söylüyoruz Gazze Gazzelilerindir. Canını veren on binlerce kahramanın ve mazlumun inancı ve cesaretiyle söylüyoruz; Gazze Gazzelilerindir."

Gazze’de Yaşanan Vahşet ve Zulüm Artık Bitmeli Haber

Gazze’de Yaşanan Vahşet ve Zulüm Artık Bitmeli

Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla düzenlenen törene katılan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarının mesajını verdi. Törende Filistin Büyükelçisi Faed Mustafa ile dayanışma mesajlarını paylaşan Çakırözer, “Gazze’de yaşanan bu zulüm, vahşet artık bitmeli. Dünya devreye girmeli ve barış bir an önce sağlanmalı. Bizler kardeş Filistin halkının yanındayız, dayanışma içindeyiz” dedi. “KARDEŞ FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ” Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla Ankara Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde, Dışişleri Bakanlığı ve Filistin’in Ankara Büyükelçiliği ortaklığında tören düzenlendi. Partisini temsilen törene katılan TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi ve CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Filistin Büyükelçisi Faed Mustafa’ya Filistin halkıyla dayanışma mesajlarını iletti. “GAZZE’DEKİ VAHŞETİ BİTİRMEK İÇİN DÜNYA GAYRETİNİ ORTAYA KOYMALI” Gazze’de yaşanan zulmün bitmesi için dünyanın devreye girmesi çağrısında bulunan Çakırözer şunları söyledi: “İsrail’in Gazze’deki saldırıları bir yılı aşkın süredir devam ediyor. Bu saldırılarda on binlerce masum sivil insan yaşamını yitirdi. Filistin halkı hem bu vahşete hem de açlık ve bulaşıcı hastalıklara karşı mücadele veriyor. Filistin meselesi insani ve vicdani bir meseledir. Bölgede barışın sağlanması, bu vahşetin sonlandırılması ve daha fazla masum insanın ölmemesi için dünya elinden gelen tüm gayreti ortaya koymalıdır. Bizler öteden beri Filistin halkının meşru haklarının, haklı taleplerinin yanında olduk. Şimdi de kardeş Filistin halkının yanındayız, dayanışma içindeyiz”

Milletimizin Sesi Olmaya Devam Edeceğiz Haber

Milletimizin Sesi Olmaya Devam Edeceğiz

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık olağan basın toplantısında ülke gündemi değerlendirildi. Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Eğitim Başkanı Tuncay Akyol tarafından yapılan basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Gündem artık takip edilemeyecek kadar hızlı değişiyor. Allah bilir şu an nasıl bir gündem algısı oluşturuluyor piyasaya sürmek için. Bu kadar sık ve yaygara seviyesinde veya Milletin sinir uçlarına dokunarak tahrik edici şekilde servis edilen gündemlerin iki amacı var. İlki ekonomik felaketin enkazını unutturma çabası. Kâğıt üstündeki, gerçekle uzaktan yakında alakası olmayan verilerle topluma dayatılan “Bahar Ekonomisi”, gerçek hayatta karakış gibi geçiyor. Emekli perişan, esnaf perişan, asgari ücreti perişan, memur sıkıntılı, sanayici düşünceli… Elbette işleri iyi olan, hayatından memnun olanlar vardır. Ama bunların sayısı her geçen gün azalıyor. Bakın “Vergi Yüzsüleri” diye bir liste yayınlandı. Bu listeyi bir bakın. Rakamlara bir bakın. Listeyi hangi yönüyle ele alırsanız alın, Ülkemizin geldiği noktayı gayet iyi açıklıyor. Bir de şu var. Gelecekten de bir umutları olmadığı için Milletimizi suni gündemlerle dikkat dağıtma, kafa karıştırma, yol şaşırtma gibi ayak oyunları oynuyorlar. İşte büyük puntolarla servis edilen gündem değişikliğinin ilk sebebi. Diğer sebep ise, İnsanlık tarihinin en vahşi katliamını, soykırımını ve insanlık utancının üzerini kapatmak. İstiyorlarki, biz terörist, katil, cani ve aşağılık İsrail’i onların istediği kadar eleştirelim. Meydanlara toplanalım ama “Kahrolsun İsrail” sloganları atıp, dağılalım. Sakın ama sakın limanlardaki, karayollarındaki veya semalarımızdaki Siyonist aşağılıkların lojistik firmalarını dile getirmeyelim. Topraklarımızdaki üslerin kapanmasını istemeyelim. Fuarlardaki katilleri protesto etmeyelim. Katilin topraklarımızdaki temsilcisi büyükelçiye defol demeyelim. Biz bunları yaparsak suçlu oluruz. Adımız “Marjinal Grup” olur. Bir takım trol, yazar, hoca sıfatlı ama insanlık sıfatını taşıyamayanlar, İsrailli hayvanların bile gösteremeyeceği reaksiyon ile bize saldırıp iftira atmaya devam ediyorlar. Ne yaparsanız? Biz sözlerimizden, Kudüs Sevdamızdan, Gazze Davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Hangi gündemleri pazarlarsanız pazarlayın. Kimleri üzerimize yürütürseniz yürütün. İstiyorsunuz ki, kahvede, sokakta insanlar ekonomiyi Gazze’yi konuşmasın. Limanlarda protestolar, şehir merkezlerinde hak arayışları olmasın istiyorsunuz. Biz ise emeklimizin, esnafımızın, memurumuzun, öğrencimizin, gencimizin, kadınlarımızın kısacası aziz Milletimizin sesi olmaya devam edeceğiz. Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya, tam bağımsız Filistin kuruluncaya kadar mücadele edeceğiz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.