SON DAKİKA
Hava Durumu

#Et Ve Süt Kurumu

Porsuk Haber Ajansı - Et Ve Süt Kurumu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Et Ve Süt Kurumu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gemi Karadan Yol Almış ve Önüne Gelen Her Değeri Yok Etmiştir Haber

Gemi Karadan Yol Almış ve Önüne Gelen Her Değeri Yok Etmiştir

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından ülke gündeminde yer alan Et ve Süt Kurumu Başkanı ile ekonomi gündemlerine ilişkin bir basın açıklaması yapıldı. Hamamyolu Caddesi Yediler Parkında düzenlenen basın toplantısında konuşan İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadeleri kullandı; "Biz İYİ Parti Eskişehir Teşkilatları olarak yapay, güncel ile alakasız konular üzerinden yaygın bir gündem sürecinin dışında kendimizi tutarak. Esas olan ve gerçek hayatta yaşananlarla ilgili düşünce ve duruşumuzu aktarmaya devam etmekteyiz. 21 Kasım 2025 Tarihinde İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Opr. Dr. Turhan Çömezin Kamuoyuna duyurduğu. Detaylar ve belgeler çıktıkça oldukça ilginç bir hal alan, Gelinen noktada demokratik bir ülkede sorumlu Bakanın devamında Hükümetin istifasına yol açabilecek hepimizin malumu olan konuyu. Bugün vasıtanızla paylaşmak ve sonuçlarının vatandaşa nasıl yansıdığının tespitine değineceğiz. Ülkemizde Et, Süt piyasasını düzenleyip, denetlemek ve halkın ekonomik, kaliteli ete ulaşmasını sağlamakla sorumlu yasal kurum. Yurt dışından canlı hayvan ve et ithalinde tek yetkili olan Et ve Süt Kurumunun siyasi iktidar tarafından 29 Mayıs 2025 tarihinde göreve getirilen Genel Müdürünün Macaristan ve Çekya da kurduğu halen ortağı olduğu şirketler vasıtasıyla Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğu kuruma yani Türkiye Cumhuriyeti’ne canlı hayvan ve et sattığı. Bu satılan etlerin ise vatandaşa ulaşmasını bırakın köfteci zincirlerine, yandaş şirketlere, Gross ya da Zincir marketlere dağıtıldığı resmi olarak ayan beyan ortadadır. Dış piyasadan 4 Amerikan dolarına yani 168 TL kilo fiyatıyla ithal edilen et Vatandaşın sofrasına ya da alımına en uygun şart ve ortamda ulaştırılması gerekirken… Alenen ve çekinmeden peşkeş neticesinde 18 Amerikan dolarına yani 756 TL ortalama fiyata zincirler ve marketler eliyle piyasa fiyatı katlanarak vatandaşın alımına sunulmakta, tüketiciye ulaşmaktadır. Sofrada olması gereken et ve et ürünleri maalesef toplumun büyük kesimi tarafından Bedeli sebebiyle tadı unutulmuş, yemeklik yerine seyirlik hale gelmiştir. Kasaplar ve et reyonları önünden geçilmek istenmeyen yerler olmuştur. Suyunu kaynatmak, yemeklere lezzet ve tat katması için alınan kemiğin kilosu bile 150 TL ortalama olarak vatandaşın alımından çok uzak durmaktadır. Bunlar olurken ve en acı haliyle yaşanırken. Vicdanını kaybetmiş, imanını paraya ve vatandaşın cebine, Kendine emanet edilen beytülmali hortumlamaya bağlamış uyanıklara Sen ne yaptın? Ne yapıyorsun, bu ne hal denmemiş, denilmemiştir. Kimsesizlerin kimsesi, fakir fukara, garip gureba yoldaşıyız diyenlerden gık bile çıkmamıştır. Nasıl Yunusemre vakfı soyulurken, Gümrük Kapısında üzerinde kaçak altın yakalanan altın kaçakçısı 3 Milletvekili dururken, Türk Çocuklarını küvezlerde canlı canlı ölüme götüren özel hastane sahipleri dururken, Bakanlığa dezenfektan satılırken, SPK ve Borsa yolsuzlukları ortada dururken, Kızılay olayı hafızalardayken, BDDK Başkan yardımcısının düğününde bankalardan topladığı trilyonların hesabı bile sorulmadığından. Et ve Süt Kurumu skandalında da şimdilik sessiz sinema oynanmakta her şey ayan beyan belgeliyken muhatap Genel Müdüre ses çıkmamaktadır. İddialar duymazdan gelinirken, bunların arkasında kimler kimlerle beraber diye insanın aklına değişik durumlar haliyle gelmekte. Geldiğimiz günde ülkede yolundan çıkmamış, tartışılmayan, sorgulanmayan bir kurum kalmamış durumdadır. İşte en son örnek bir yanda Et ve Süt Kurumu ve başındaki becerikli Genel Müdür Paralel çalıştığı Türkiye Kırmız Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanının Oğlu aynı zamanda iktidar partisi Gençlik kolları Genel Merkez MKYK üyesi bir delikanlı. Yani tam anlamıyla Bremen Mızıkacıları. Vatandaş et ve ürünlerini vitrinlerde görürken, Yerli üretici girdiler ve küçülmekten dolayı can çekişirken. Tarım Bakanının Avrupa da canlı hayvan rekoru bizde derken her yıl katlanan canlı hayvan ve et ürünleri ithalatı sebebiyle on milyarlarca dolar paramız yabancı üreticiye ve aradaki tosuncuklara giderken buna ses çıkarmayanları, göz yumanları Yüce Yaradan’a ve milletin takdirine bırakıyoruz… Diğer tarafta tarihimizin en büyük kul hakkı alan kurumu olan TÜİK yani bizim TÜİKYO yine rakamlarla oynadı. Emekli, asgari ücretli ve çalışanları ilgilendiren, kira ve fiyatlandırmada baz alınacak oranlar Ekim Ayında yüzde 2,55 çıkar iken Kasım ayı enflasyonu güzel bir inceleme, ölçme ve tartmayla Aralık ayında yüzde 0,87 çıkarmayı başararak üzerindeki kul hakkına milyonlar eklemeyi başardı. Tabi Allahtan korkmak yok ama üstlerinden aferini çoktan almıştır diye düşünüyoruz. Değerli Katılımcılar inanın ağlayacağımız halimize gülelim diyoruz ama gülemiyoruz. Bir taraf milletin emanetini yandaşa, candaşa peşkeş çekme derdinde bir taraf geçmişini silmiş uçuk ve aslı astarı olmayan beyanlarla tarihi ve milleti inkâr edip Emperyalist projelere, vatan hainlerine bebek, asker katillerine yol açma af çıkarma derdine düşünce, ​Pkk lı bölücüye yol açmakla görevlendirilen bir vatan evladı, şeref sahibi Türk polisinin duygularının taşmasına ve bunu aktarmasına anında onu açığa alacak kadar güçleri yetmektedir Kamuda çalışan polislere güçleri yetiyor, Atatürkçü Teğmenlere güçleri yetiyor, Kamuda çalışan vatan sevdalılarına güçleri yetiyor, Sosyal medyada paylaşım yapanlara güçleri yetiyor Ne hikmetse milyar dolarları götürenlere, iç edenlere gık dahi denilmiyorsa bu ülkede deniz bitmiş kara görünmeyi bırakın. Gemi karadan epey yol almış ve önüne gelen ahlak, etik, hak, hukuk her değeri yerle bir etmiştir. Buradan Büyük Türk Milletine sesleniyoruz. Teğmen Ebru Eroğlu ve Arkadaşları senin evladın, Polis memuru Onur Şener ve onun duygusundaki yiğitler senin evladın. Fırat yılmaz Çakıroğlu senin evladın, Doç. Dr. Sinan Ateş senin evladın. Beraberinde Üniversiteden mezun olup iş bulamayan marketlerde reyon görevlisi olan, Tezgâh ta bekleyen senin evladın. Unutma, unutturma. Seni soyan, senden çalan senden değil. Günü geldiğinde sahte siyasal milliyetçileri, din tacirlerini, hazine yağmacılarını ve Yediğin ayazı unutma. O gün mutlaka gelecektir. Ey Büyük Türk Milleti bu günleri bize Ulu Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk hediye etti. Kimsesizlerin kimsesi olarak kurduğu Cumhuriyeti bize emanet etti. Atamızın ve Şehitlerimizin Emanetine sahip çık. Yarınlar senin elbet senin ilelebet senin diyoruz. Bu topraklarda son sözü daima Türkler söyler diyoruz. Hasan Tahsinler, Kaymakam Kemal Beyler, Talat Paşalar bu topraklardan eksik olmaz diyoruz Selam olsun Ebru Teğmene, Selam olsun Polis Onur Şener e minnet olsun Fırat ÇAKIROĞLUNA, Minnet olsun Sinan ATEŞE, Minnet Olsun Fethi SEKİNE, Minnet Olsun Ömer HALİSDEMİR’e. Yaşayanların varlıkları daim Şehit olanların makamları kutsi olsun. Rabbim bu milletin hakkını yiyenlerin yediklerini boğazında bıraksın. Katılım ve Katkınız ile sesimize ses olmanıza teşekkür ediyoruz."

İşte Belge, İşte Sözleşme, Şimdi Kim Utanacak! Haber

İşte Belge, İşte Sözleşme, Şimdi Kim Utanacak!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mücahit Taylan'ın ortağı olduğu yabancı şirketle ilgili yeni belge açıkladı. CHP’li Erhan Adem, “Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü, ortağı olduğu yabancı şirketle 2.000 başlık ithalat sözleşmesine imza atmış; Bugün ortaya koyduğumuz sözleşme, Mücahid Taylan’ın ve Tarım Bakanı’nın tüm inkârlarını çökerten resmî belgedir. Bu tablo artık devlet ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır” dedi. Erhan Adem, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Daha önce Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mücahid Taylan’ın Macaristan’da hayvancılık ve ticaret alanında faaliyet gösteren bir şirketin ortağı olduğunu kamuoyuna duyurmuştuk. Taylan bu ortaklığı kabul etmiş ancak Türkiye ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını söyleyerek gerçeği gizlemeye çalışmıştı. Bugün açıkladığımız yeni belge ise bütün bu inkârları boşa çıkaran, Et ve Süt Kurumu ile ortağı olduğu yabancı şirket arasında imzalanmış ithalat sözleşmesini açıkça ortaya koyan resmî bir dokümandır. Bugün ortaya koyduğumuz resmî sözleşme, hem Genel Müdür’ün hem de Bakan’ın bu açıklamalarını çöp sepetine göndermektedir. Et ve Süt Kurumu ile Mücahid Taylan’ın Ortağı Olduğu Macaristan’da ki Şirket Arasında Elimizdeki belge, Et ve Süt Kurumu ile Macaristan merkezli Green Farm & Trade Kft arasında yapılan 2.000 adet besilik sığır ithalatı sözleşmesidir. Ve bu sözleşmede satıcı firma adına bizzat Mücahid Taylan’ın imzası bulunmaktadır. Sözleşme; •İthal edilecek hayvan sayısını, •Nakliye ve sigorta şartlarını, •Teslim programını, •Canlı ağırlık, ödeme ve kalite kriterlerini, •Teslim koşullarını, •Ve tüm ticari hükümleri tek tek düzenlemektedir. Bu, “niyet belgesi” değildir. Bu, “ön anlaşma” değildir. Bu, Et ve Süt Kurumu ile Taylan’ın şirketi arasında yapılmış tam teşekküllü bir ithalat sözleşmesidir. Mücahid Taylan ne demişti? “Yurtdışında şirket ortağıyım ama Türkiye’ye hiçbir ithalat yapmadım.” Tarım Bakanı Yumaklı ne demişti? “Et ve Süt Kurumu’nun Taylan’ın şirketiyle hiçbir ticari ilişkisi yoktur.” Bugünkü belge ne gösteriyor? Et ve Süt Kurumu, Taylan’ın ortağı olduğu şirketle hayvan ithalatı sözleşmesi imzalamış. İmza bizzat Taylan’a ait. Sözleşmede 2.000 baş sığır ithalatı, teslim noktaları, teknik ve ticari şartlar açıkça yazılı. Bu tablo sadece bir yalanı değil, örgütlü bir çıkar ilişkisini, açık bir çıkar çatışmasını, kamu görevinin suiistimalini ortaya sermektedir. Bu Sözleşme Ne Anlama Geliyor? Genel Müdür, kendi yönettiği kurumun muhatap olduğu sektörde yabancı bir şirketin ortağıdır. Bu şirketle Et ve Süt Kurumu arasında ithalat anlaşması imzalanmıştır. Genel Müdür, bu ticarette satıcı firma adına imza atmıştır. Bu durum, hem ilgili KHK’lara hem kamu görevlileri mevzuatına hem de etik kurallara açıkça aykırıdır. Bu durum devlet yönetiminde kişisel çıkar kamu kurumu çatışmasının en ağır örneklerinden biridir. Bakanlığın ve Genel Müdür’ün “ticaret yok”, “hiçbir bağlantı yok” savunmaları bugün itibarıyla hükümsüzdür. Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na çağrım açık ve nettir: Bu ahtapot yapısına dur deyin. Et ve Süt Kurumu, Türkiye’nin et ve hayvancılık politikalarının bel kemiğidir. Bu kurumun başındaki kişi, aynı sektörde kendi ticari çıkarları bulunan bir şirketle sözleşme yapmışsa, bu artık sadece bir “etik skandal” değil; kamu kaynaklarının peşkeş çekildiği bir kara düzendir. Tarım Bakanı sinmiş ve susmuştur. Genel Müdür utanmadan koltuğunu korumaktadır. Ama gerçekler ortaya çıkmıştır. Bugün bu yapılanı görmezden gelen herkes sorumludur. Çiftçinin, besicinin, üreticinin alın teri gasp edilmiştir. Son Söz: “İşte belge. İşte sözleşme. Şimdi kim utanacak? Biz daha önce Taylan’ın yabancı şirket ortaklığını ortaya koyduk. Bugün o şirketle Et ve Süt Kurumu arasında imzalanmış ithalat sözleşmesini de milletimizin önüne koyuyoruz. Artık kaçacak, saklanacak, inkâr edilecek tek bir alan bile kalmamıştır. Bu kirli düzenin üzerine gitmeye, gerçekleri ortaya çıkarmaya ve kamuoyu adına hesap sormaya devam edeceğiz.”

Meclis Üyesi Mehmet Kılıç'tan ESK Başkanı Taylan'a İstifa Çağrısı Haber

Meclis Üyesi Mehmet Kılıç'tan ESK Başkanı Taylan'a İstifa Çağrısı

Odunpazarı Belediye Meclisi'nin Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısında gündem dışı söz alan CHP Meclis Üyesi Mehmet Kılıç, Et ve Süt Kurumu'nun et ithalat süreçlerini ve ESK Başkanı Mücahit Taylan hakkında ki iddiaları gündeme getirdi. ESK Başkanı Mücahit Taylan'ı istifaya çağıran Meclis Üyesi Mehmet Kılıç yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; ''Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürü Mücahit Taylan’ın ortağı olduğu Macaristan merkezli “Green Farm And Trade Kft.” şirketi ile ilgili kamuoyuna yansıyan iddialar, sektörün tüm paydaşlarını yakından ilgilendiren, ciddi soru işaretleri doğuran bir konudur. ESK Genel Müdürü Mücahit Taylan’ın adı geçen şirketle olası ortaklık ilişkisine dair iddialar kamuoyunda tartışılırken, konuya ilişkin yapılan ''Ortaklığım var ama ticaret yapmadım'' açıklaması büyük bir hezeyandır ve hala görevine devam etmektedir. KHK 'nın 15. maddesi çok nettir: KİT (Kamu iktisadi teşebbüsü) yöneticileri, çalıştıkları kurumun faaliyet alanına giren mal ve hizmetleri üreten veya satan şirketlere ortak olamaz. Eşleri ve reşit olmayan çocukları da ortak olamaz. Bu yasağa aykırı davrananların sözleşmeleri feshedilir. Bu kadar açık bir hükme rağmen, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü gidip et ticareti yapan bir yabancı şirkete ortak olmuştur. Belgeler ortadadır. Şirketin çalışanı yok ama 1 milyar cirosu var. Cirosu 1 Milyar olan bir şirketten bahsediyorum ama resmi adresi sıradan bir evde çıkıyor. Bir ofisi dahi yok. Türkiye’nin 2023–2025 döneminde Macaristan’dan yaptığı et ithalatındaki olağan dışı artış, gizli sözleşme iddiaları, fiyat belirsizlikleri ve ithalat miktarına ilişkin kamuoyuna açıklanmayan veriler, toplam ithalat miktarı ve maliyet tablosuna ilişkin resmi bir açıklama bulunmaması kamu güvenini derinden sarsmaktadır. Macaristan son üç yılda Türkiye'ye 4 milyon kg et ithal etmiştir. Bu süreçte: Yerli üreticiler yüksek yem maliyetleri, artan borç yükü ve yetersiz destekler nedeniyle ciddi zorluklar yaşarken, et fiyatları ucuzlamak bir yana her gün artış gösterirken, emekli, asgari ücretle yaşayan vatandaşlarımız ete hasret kalmışken, İthalatın hızla artması hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilemekteyken, Kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığına ilişkin belirsizlik ise toplumda güven sorununa yol açmaktadır. Çağrımız nettir: Et ve Süt Kurumu tüm ithalat sözleşmelerini kamuoyuna açıklamalıdır. Kamu yöneticilerinin ticari ilişkileri tam şeffaflıkla paylaşılmalıdır. Şirket Macaristan’da yaptığı tüm iş ve işlemleri açıklamalıdır. Üçüncü şirket anlaşmaları da açıklanmalıdır. Bu süreçte Mücahit Taylan derhal istifa etmelidir. Et ithalatı stratejisi, maliyet–fayda analiziyle birlikte toplumun bilgisine sunulmalıdır. Yerli üreticiyi zayıflatan politikalar acilen gözden geçirilmelidir. Kamu kurumları, milletin güveniyle ayakta durur. Bu nedenle söz konusu iddiaların üzeri örtülmemeli, bağımsız denetim mekanizmaları işletilmeli ve kamuoyu eksiksiz olarak bilgilendirilmelidir. Bizler bu süreçte konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Yerel üreticimizi, tüketicimizi ve ülkemizin saygınlığını korumaya devam edeceğiz.''

Et Fiyatlarının Geldiği Noktayı İthalat Politikaları Belirliyor Haber

Et Fiyatlarının Geldiği Noktayı İthalat Politikaları Belirliyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Et ve Süt Kurumu (ESK) ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın temel gıda fiyatlarındaki artışlara ilişkin yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Erhan Adem, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın fahiş fiyat artışlarına karşı denetim ve yaptırımlarla ilgili açıklamasını ibretle izliyoruz. Esnafı ve üreticiyi tehdit ederek piyasa düzenini sağlamayı düşünenler, önce aynaya bakmalıdır. Et ve Süt Kurumu’nun ithalat bağımlılığıyla yürüttüğü plansız politikalar yüzünden Türkiye’de artık bırakın eti, yoksulun sofrasındaki ciğer bile lüks tüketim haline gelmiştir. Adana Kasaplar Odası Başkanı’nın bugün yaptığı açıklamalar, et fiyatlarının nasıl bir çıkmaza sürüklendiğini açıkça gözler önüne sermektedir. Şu anda ciğerin kilosu 750 TL’dir. Şubat veya mart aylarında bin lirayı geçeceği ifade edilmektedir. Kasapların ve üreticilerin uyardığı bu durum, Türkiye’nin gıda güvenliğinin ne kadar büyük bir risk altında olduğunun göstergesidir. Et ve Süt Kurumu’nun 15 Ocak’a kadar 15 bin kesimlik hayvan temin edileceğini ve bunların PERDER üyesi marketlere, kasaplara, et sanayicisine dağıtılacağı iddia edilmektedir. Yetkililer, TİGEM çiftliklerinde daha önce ithal edilmiş 5 bin civarında kesimlik hayvan bulunduğunu, geri kalan 10 bin hayvan ise şu an itibariyle ortada olmadığını ifade etmekteler. Bu durumda şunu sormak gerekiyor: Geri kalan hayvanlar nerede? Tarım Bakanlığı olmayan eti, hayvanı varmış gibi göstererek kimi kandırmaya çalışıyor? ESK’nın 6 bin 800 başlık kasaplık hayvan ithal edildiği ve bu hayvanların daha yurda gelmeden firmalara satıldığı iddiası ortadayken, asıl denetim Tarım ve Ticaret Bakanlıklarından başlamalıdır. Tarım Bakanlığı, esnafı ve üreticiyi tehdit edeceğine, önce kendi ithalat bağımlılığı politikalarının bu ülkeyi ne hale getirdiğini görmelidir. Bakanlık yetkililerine soruyoruz: Ya ithal edilen bu gemiler karaya oturursa? Ya hayvanlar zamanında temin edilemezse? İthalat politikalarınız yüzünden tarımı bitirip ülkeyi tamamen dışa bağımlı hale getirdiniz. Et fiyatlarının bugün geldiği noktayı ithalat politikaları belirliyor. Bunun vebali sizin omuzlarınızdadır. Etin kilosunun 1.200 TL’ye ulaşacağı uyarıları yapılırken, bırakın eti, artık ciğer bile sofralardan kalkıyor. Milletin yoksul sofrası sizin plansız ve halktan kopuk politikalarınız yüzünden yok oldu. Sayın Bakan’a ve hükümete sesleniyoruz: Denetim yapacaksanız, önce kendi kurumlarınızı denetleyin. Milleti kandırmayı bırakın, halkın gıda güvenliğini ve geçim hakkını ciddiye alın. Plansız ithalat politikalarınızı ve üreticiyi yok eden uygulamalarınızı bir kenara bırakın. Tarımı ithalat bağımlılığından kurtarmadan fiyat artışlarının önüne geçemezsiniz. CHP olarak üreticimizin, esnafımızın ve halkımızın hakkını savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin üretim gücünü tekrar ayağa kaldırmak, vatandaşlarımızı adil ve erişilebilir gıda fiyatlarına kavuşturmak için mücadelemiz sürecektir.”

Et ithalatı Hayvancılık Sektörünü Çöküşün Eşiğine Getirdi! Haber

Et ithalatı Hayvancılık Sektörünü Çöküşün Eşiğine Getirdi!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, “Et ithalatı sürdürülebilir değil” diyen Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürü Mustafa Kayhan’a, “Bu politikanın bedelini kim ödeyecek? Bu saatten sonra yapacağınız tek şey, koltuklarınızı derhal bırakmaktır. Ülke tarımını bu hale getirenlerin yapacağı son katkı, istifa etmektir. Halk artık bu yanlış politikalarla yönetilmeyi hak etmiyor. Bir yandan bürokratlar ithalatın yanlışlığını itiraf ederken diğer yandan Cumhurbaşkanı ithalatı teşvik ediyor. Tarım ve hayvancılık, böylesine bir kaos ortamında sürdürülebilir olamaz” dedi. ESK Genel Müdürü Mustafa Kayhan, katıldığı bir zirvede, “İthal hayvan getirerek kısa vadede arzı artırabiliriz ancak bu kırsal kesimdeki üretimi küçültüyor. Uzun vadede bu yöntem sürdürülebilir değil. Yerli üretimi artırmaya ve iç pazarı desteklemeye odaklanmalıyız” ifadelerini kullandı. CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Kayhan’ın açıklamalarına tepki gösterdi. Adem’in konu hakkındaki yazılı açıklaması şöyle: “14 yıldır söylüyoruz. İthalatın çözüm olmadığını, dışa bağımlılığın tarım ve hayvancılığımızı çöküşe götürdüğünü, çiftçiyi ve üreticiyi desteklemeden hiçbir sorunun çözülemeyeceğini defalarca dile getirdik. Ancak sesimizi duymadılar. ESK Genel Müdürü’nün çıkıp da ithalatın yanlış olduğunu itiraf etmesi, hükümetin yıllardır izlediği politikaların iflas ettiğinin açık bir göstergesidir. Ama sormak gerekiyor: Bu gerçeği bugün fark ettiyseniz, Cumhurbaşkanı’na bunu nasıl anlatacaksınız? Daha birkaç hafta önce Sayın Cumhurbaşkanı, ithalat için talimat verdiğini açıklamadı mı? Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır? Hangi politikayı savunduğunuzun farkında mısınız? Kendi kendinizle çelişiyorsunuz. "Şimdi ‘İthalat çözüm değil’ diyorsunuz ama bu itiraf yıllardır tarım ve hayvancılığı yok eden politikalarınızı haklı çıkarmaz” İthalata dayalı bu yanlış politikalarla yıllardır tarım ve hayvancılığı dışa bağımlı hale getirdiniz. Üreticiyi desteklemek yerine ithalatı teşvik ettiniz, yerli üretimi yok ettiniz. Bugün geldiğiniz noktada, ithalatın çözüm olmadığını söylüyorsunuz. Peki ya bu yanlış politikalardan dolayı iflas eden çiftçilerin hesabını kim verecek? Çiftçinin tarlasını, hayvanını kaybetmesine neden olan kim? Halkın sofrasındaki etin, süt ürünlerinin fiyatını fahiş hale getiren bu yanlış politikaların bedelini kim ödeyecek? Şimdi çıkıp ‘İthalat çözüm değil’ diyorsunuz ama bu itiraf yıllardır tarım ve hayvancılığı yok eden politikalarınızı haklı çıkarmaz. "Bu geç kalınmış bir farkındalıktır” Bugün bu yanlış politikaların faturasını ödeyenler; iflas eden üreticiler, emeği sömürülen çiftçiler ve artan fiyatlarla boğuşan halktır. Yıllardır bu ülkenin çiftçisine, hayvancısına sırtınızı döndünüz, üreticiyi ayakta tutacak destekleri vermediniz, tarım politikalarını günübirlik kararlarla şekillendirdiniz. Çiftçi tarlasını ekemez hale gelirken hayvancılar yem fiyatlarından dolayı ahırlarını boşaltmak zorunda kaldı. Siz ise dışarıdan ithalat yaparak günü kurtarmaya çalıştınız. Bugün et fiyatları altından kalkılamaz seviyelerdeyken, besiciler iflas bayrağını çekmişken ithalatın çözüm olmadığını fark ediyorsunuz. Bu geç kalınmış bir farkındalıktır ve ülkeye ödettiğiniz bedellerin vicdani sorumluluğundan kaçamazsınız. "Et ithalatı, Türkiye’nin hayvancılık sektörünü de çöküşün eşiğine getirmiştir” Et ithalatı, sadece dışa bağımlılığı artırmakla kalmamış, Türkiye’nin hayvancılık sektörünü de çöküşün eşiğine getirmiştir. Milyonlarca küçük üretici, ithalat nedeniyle rekabet edememiş ve sektörden çekilmiştir. Bugün kırsalda işsizlik artmış, köyler boşalmış, hayvancılıkla uğraşan aileler borç sarmalına mahkum edilmiştir. Üreticiye verilen destekler yetersiz kalırken ithalat lobilerinin zenginleşmesine göz yumulmuştur. Bu bedel yalnızca ekonomik değildir, kırsal kesimdeki yoksulluğun artması, ülke tarımının stratejik değerini kaybetmesi ve gıda güvenliğimizin tehlikeye girmesi gibi uzun vadeli sorunlarla karşı karşıyayız. "Bu politikanın bedelini kim ödeyecek” Sayın Genel Müdür, ithalatla hiçbir yere varılamayacağını söylüyorsunuz, güzel. Ancak bu politikanın bedelini kim ödeyecek? Bu saatten sonra yapacağınız tek şey, koltuklarınızı derhal bırakmaktır. Ülke tarımını bu hale getirenlerin yapacağı son katkı, istifa etmektir. Tarımı bu kadar plansız, öngörüsüz bir şekilde yönetenlerin bu ülkeye vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Halk artık bu yanlış politikalarla yönetilmeyi hak etmiyor. İlk seçimde bu düzeni halk değiştirecektir. Bir yandan bürokratlar ithalatın yanlışlığını itiraf ederken diğer yandan Cumhurbaşkanı ithalatı teşvik ediyor. Tarım ve hayvancılık, böylesine bir kaos ortamında sürdürülebilir olamaz. Bu çelişkiler, ülke yönetiminin plansızlığını ve öngörüsüzlüğünü bir kez daha ortaya koyuyor. Biz CHP olarak çiftçiye ve üreticiye hak ettiği desteği verecek, bu dışa bağımlılığı tamamen bitirecek politikalarımızı hayata geçireceğiz. "CHP olarak Türkiye’nin tarım ve hayvancılıktaki sorunlarını çözmek için kapsamlı bir planımız var” CHP olarak Türkiye’nin tarım ve hayvancılıktaki sorunlarını çözmek için kapsamlı bir planımız var. Çiftçimize hak ettiği destekleri sağlayacak, mazot ve yem fiyatlarını sübvanse edecek, ithalata bağımlılığı sonlandıracak köklü politikalarımız hazır. Türkiye, tarım ve hayvancılıktaki potansiyelini yeniden harekete geçirecek güce sahiptir. Bu ülkenin bereketli toprakları ve çalışkan çiftçileri, doğru politikalarla yeniden ayağa kalkacaktır. Halkımızın sofrasına hak ettiği uygun fiyatlarla yerli ve kaliteli ürünlerin gelmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.