SON DAKİKA
Hava Durumu

#Et

Porsuk Haber Ajansı - Et haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Et haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Antalya Otogarında 270 Kilo Uygunsuz Taşınan Et Bulundu Haber

Antalya Otogarında 270 Kilo Uygunsuz Taşınan Et Bulundu

Antalya Büyükşehir Belediyesi Zabıta ve güvenlik ekipleri, Antalya Otogarı’nda Kütahya’dan gelen bir yolcu otobüsünün bagajında usulsüz taşınan et ele geçirdi. Soğuk zincir kurallarına aykırı, menşei ve damga bilgisi bulunmayan 270 kilo kırmızı et ile 5 kilo köfte Kepez İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı’na bağlı ekipler ile güvenlik ekipleri Antalya Otogarı’nda gerçekleştirdikleri rutin denetimler sırasında Kütahya’dan gelen bir yolcu otobüsünün bagajında uygunsuz şartlarda taşınan kırmızı et ve köfte tespit etti. Yapılan kontrolde herhangi soğuk zincire aykırı taşınan, menşei belli olmayan ve resmi damga taşımayan 270 kilo kırmızı et ile 5 kilo köfteye el konuldu. OTOBÜS FİRMASINA PARA CEZASI Antalya Otogarı’ndaki denetimde ortaya çıkarılan kaçak ve uygunsuz etler üzerine durum Kepez İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bildirildi. Etleri uygunsuz koşullarda taşıyan otobüs firmasına Kabahatler Kanunu, Karayolları Taşıma Kanunu ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında idari para cezası uygulandı. Ürünler yapılacak incelemelerde hayvan tüketimine uygun bulunursa Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Antalya Doğal Yaşam Parkı’na gönderilecek, uygun değilse imha edilecek.

Hayvan Varlığı Azalıyor, Kişi Başı Et Tüketimi Düşüyor Haber

Hayvan Varlığı Azalıyor, Kişi Başı Et Tüketimi Düşüyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de hayvancılık sektörünün her geçen yıl daha ağır bir krize sürüklendiğini belirterek hayvan varlığındaki azalma, et–süt fiyatlarındaki yükseliş, artan ithalat ve yanlış politikaların üreticiyi çökerttiğini söyledi. Gürer, özellikle 2025 yılında şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıpların da kamuoyundan gizlendiğini ifade ederek ‘Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir’ uyarısında bulundu. “HAYVAN VARLIĞI AZALIYOR, KİŞİ BAŞI ET TÜKETİMİ DÜŞÜYOR” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan krizin derinleştiğini belirterek, “Ülkemizde hayvancılıkla ilgili sorunlar giderek artıyor. Hayvan varlığımız azalıyor, kişi başı et tüketimi düşüyor. Hayvan varlığının azalmasıyla ortaya çıkan sorunlar ithalatla kapatılmaya çalışılıyor.” Gürer, 1980 yılı ile 2024 yılı arasındaki tabloyu karşılaştırarak, nüfus iki katına çıkmasına rağmen hayvan varlığının gerilediğine dikkat çekti. 1980’de 84,5 milyon olan toplam hayvan varlığının 2024’te 71,8 milyona düştüğünü belirten Gürer, “Nüfusumuz 90 milyona ulaştı, ancak kişi başına düşen et varlığı geriledi” dedi. İTHALAT ARTIYOR: “3 YILDA 1 MİLYON 700 BİNDEN FAZLA HAYVAN GETİRİLDİ” CHP’li Gürer, et ithalatının hızla arttığını da belirterek, “2023 yılında 818 bin 17 hayvan ithal edildi; 1 milyar 163 milyon dolar ödendi. 2024’te ithal edilen hayvan sayısı 373 bin 126 oldu; 704 milyon dolar ödendi. 2025 yılı henüz bitmedi ama 526 bin 554 hayvan ithal edildi, karşılığında 831 milyon dolar ödendi.” Gürer, üç yılda toplam 1 milyon 717 bin 697 hayvan ithal edildiğini, Türkiye’nin bu ithalat için 2 milyar 699 milyon dolar ödediğini belirtti. “Ne ette sorun bitiyor ne sütte. İthalat artıyor ama hayvan varlığımız artmıyor.” ifadelerini kullandı. “YEM FİYATLARI VE AHIR GİDERLERİ ÜRETİCİYİ BİTİRDİ” Hayvancılığın sorunlu hale geldiğini söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bunun temel nedenlerini tek tek sıraladı: “Yem fiyatlarının sürekli artması hayvancılığı sürdürülebilir olmaktan çıkardı. 50 kiloluk süt yemi 900 liraya dayandı. Ahır giderleri durmuyor. Hayvancılık kârlı bir iş olmaktan çıktı. Besiciler ödemelerde güçlüğe düşünce icra yoluyla hayvanlarına el konuyor. Böyle olunca hayvancılığın sürdürülebilirliği sorunlu hale geldi.” “ÇİĞ SÜT FİYATI ARTMIYOR, ÜRETİCİ KAYBEDİYOR TÜKETİCİ PAHALI ALIYOR” Çiğ süt fiyatının maliyetlerin altında kalmasının küçük aile işletmelerini bitirme noktasına getirdiğini belirten Ömer Fethi Gürer, “Çiğ süt fiyatı küçük aile tipi işletmelerde artmayınca maliyetlerin altında bir süt fiyatı oluştu. Üretici kazanamıyor, tüketici daha pahalı ürün alıyor. Bu işte ithalatçılarla aracılar vurgunu vuruyor, iktidar seyrediyor,” diye konuştu. “ŞAP HASTALIĞI KAYIPLARI GİZLENİYOR” Gürer, 2025 yılında yaşanan şap hastalığı krizine de dikkat çekerek, “2025 yılında şap hastalığıyla ortaya çıkan kayıplardan dahi bakanlık doğru bilgi vermiyor. Çok sayıda hayvan öldü. Et ve süt kayıpları oluştu. Hayvancılık bu yıl daha sorunlu bir biçime dönüştü,” dedi. “ÇÖZÜM: MERA HAYVANCILIĞINA DÖNÜŞ VE BESİCİNİN DESTEKLENMESİ” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan sorunların çözümünün doğru politika uygulamalarıyla mümkün olduğunu belirterek, “Hayvancılıkta sorunların bitmesi için mera hayvancılığına dönülmesi gerekiyor. Ahır giderleri düşürülmeli, her yerde veteriner bulundurulmalı. Besici desteklenmeli. Kırsalda yeniden hayvancılık mera hayvancılığına dönüşmeli. Kapalı alanda yapılan hayvancılığın yarattığı giderlerdeki artış mera hayvancılığıyla düşürülmeye çalışılmalıdır,” şeklinde konuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta ithalat odaklı politikaların yerini üreticiye destek veren bir anlayışa dönüştürülmemesi durumunda hem üreticinin hem tüketicinin ağır bedel ödeyeceğini belirterek iktidarı kalıcı ve yapısal önlemler almaya çağırdı. İTHALATTA KİRLİ İLİŞKİLER CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer 2010 yılında et ve hayvan ithalatı başladığını hatırlatarak 10 milyona yakın hayvan ithalatının sorunlara çözüm olmadığı gibi Büyükbaş Hayvan varlığının da yerinde saydığına ve et hayvan ithalatı başladığından beri skandallarında sürekli gündemde olduğuna işaret etti. Gürer hayvan ve et ithalatında birileri vurgun vurduğunu halkın ise uygun fiyatla et beklentisi karşılanmadığını söyledi. Son dönemde et ve süt kurumu ithalat yapsa da eti ve hayvanı temin edenlerle ilgili de iddialarının arkası kesilmediğini ve kirli ilişkilerin ortaya döküldüğünü, yerli üretici, besici yerine ithalatı vurguncularının önü açıldığını, ithal yemle de yerli üretici sürekli zamlanarak çok yönlü hayvancılığı sürdüremez kılınmaya çalışıldığını belirtti.

Tencerede Et Yok, Bu Gidişle Bardakta da Süt Olmayacak! Haber

Tencerede Et Yok, Bu Gidişle Bardakta da Süt Olmayacak!

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, üretim maliyetlerinin bile altında kalan çiğ süt fiyatlarına dikkat çekti. Başevirgen, “Bir litre sütü üretmenin maliyeti 22 lirayı geçti. Devletin belirlediği fiyat ise 19,60 TL. Besici her litre sütte zarar ediyor. Bu gidişle ülke kendi sütünü bile üretemez hale gelecek. Tarım politikalarındaki plansızlık, küçük üreticiyi adeta sektörden siliyor, hayvanlar kesime gidiyor. Tenceresine et koymaya gücü yetmeyen vatandaş, çiğ süt üretimindeki düşüşle birlikte bardağa da süt koyamayacak” dedi. CHP Manisa Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Bekir Başevirgen, çiğ süt fiyatlarının düşük kalmasından dolayı besicilerin hayvanlarını kesime gönderdiklerine dikkat çekti. Çiğ süt fiyatlarının, üreticilerin maliyetlerini bile karşılamadığını belirten Başevirgen, konuya ilişkin bir açıklama yaptı. “SÜT FİYATI ÜRETİM MALİYETLERİNİ BİLE KARŞILAMIYOR” Türkiye’de tarım ve hayvancılık sektörlerinin alarm verdiğine dikkat çeken Başevirgen, “Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) 1 Ekim itibarıyla çiğ süt litre fiyatını 19,60 TL olarak belirlemesi, üreticilerin sorunlarını her geçen gün daha da derinleştiriyor. Artan yem, elektrik, mazot ve veterinerlik giderleriyle baş edemeyen çiftçiler, bu fiyatla üretim maliyetlerini bile karşılayamıyor” dedi. “BESİCİ HER LİTRE SÜTTE ZARAR EDİYOR” Bir litre sütü üretmenin maliyetinin 22 lirayı geçtiğini belirten Başevirgen, “Devletin belirlediği fiyat ise 19,60 TL. Besici her litre sütte zarar ediyor. Hayvanı besleyemeyen çiftçi ya ineğini kesime gönderiyor ya da üretimi bırakıyor. Bu gidişle ülke kendi sütünü bile üretemez hale gelecek. Tarım politikalarındaki plansızlık, küçük üreticiyi adeta sektörden siliyor. Büyük süt sanayicileri ve zincir marketler ise düşük üretici fiyatlarından faydalanarak kârını artırıyor. Ancak zincir bu şekilde kırıldığında hem üretici hem tüketici kaybediyor” diye konuştu. “TENCEREDE ET YOK, BU GİDİŞLE BARDAKTA DA SÜT OLMAYACAK” Çiğ süt fiyatlarının bir litre su almaya bile yetmediğine dikkat çeken Başevirgen, “Tenceresine et koymaya gücü yetmeyen vatandaş, çiğ süt üretimindeki düşüşle birlikte bardağa da süt koyamayacak. Su içmek çiğ sütten pahalı hale geldi. Üretici bir litre süt satıp bir bardak çay içemiyor, bir şişe su alamıyor. Bir litre çiğ sütün fiyatı 19,60 lirayken, bir litrelik şişe su 20–25 TL, bir kutu meşrubat 25–30 TL, bir litre mazotun fiyatı 56 lirayı geçmiş durumda. Üreticinin 19,60 liradan sattığı sütün fiyatı, ambalajlanıp market raflarına geldiğinde ise ortalama 50 lirayı buluyor. Yine kazanan, en büyük emeği sarf eden emekçiler, üreticiler değil” ifadelerini kullandı. “KÖYDE ÜRETİM BİTİYOR, GENÇLER HAYVANCILIKTAN KAÇIYOR, HAYVANLAR İSE KESİME GÖNDERİLİYOR” 23 yıllık AKP iktidarının çiftçiliği bitirdiği gibi besiciliği de bitirdiğini sözlerine ekleyen Başevirgen, “Köyde üretim bitiyor, gençler hayvancılıktan kaçıyor. Hayvanlar ise kesime gönderiliyor. Bugün süt üreticisini korumazsanız, yarın süt tozu ve tereyağını ithal etmek zorunda kalırsınız. Üreticiye yeterli destek verilmezse, birkaç yıl içinde çiğ süt üretiminde ciddi düşüş yaşanacak. Bu sadece ekonomik değil, gıda güvenliği açısından da bir krizdir” dedi.

İl Müdürü Bildirici’den Kurban Bayramı Mesajı ve Sağlıklı Beslenme Uyarısı Haber

İl Müdürü Bildirici’den Kurban Bayramı Mesajı ve Sağlıklı Beslenme Uyarısı

Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda tüm sağlık çalışanlarının ve vatandaşların bayramını kutlayarak, bu özel günlerin sağlık içinde, sevdiklerimizle birlikte, huzurla geçmesini temenni etti. Bayram süresince sağlıklı beslenme, hijyen kuralları ve güvenli et tüketimi konusunda da önemli uyarılarda bulundu. “Bayramlar; birlik, beraberlik ve dayanışma duygularının yoğunlaştığı, ailemiz ve sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz özel günlerdir. İslam dininin önemli vecibelerinden biri olan kurban ibadetinin yerine getirildiği bu mübarek Kurban Bayramı’nın milletimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum” ifadelerini kullanan Bildirici, özellikle et tüketiminin yoğunlaştığı bu dönemde dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Hijyen uyarısı: “Kesim alanları temiz ve kontrollü olmalı” Kurban kesim işleminin çevre ve halk sağlığını tehdit etmeyecek şekilde, belirlenen kesim alanlarında yapılması gerektiğini belirten İl Sağlık Müdürü Bildirici, şu uyarılarda bulundu: “Kesim yapılacak alanların hijyen kurallarına uygun olması son derece önemlidir. Gerek kesim öncesi, gerekse sonrasında kullanılan aletlerin temizliği, personelin el hijyeni ve çevreye kan, atık ve artıkların yayılmaması halk sağlığı açısından hayati önem taşımaktadır. Kesim işlemleri sırasında maske, eldiven gibi koruyucu ekipmanların kullanılması da önerilmektedir. “Tek tip değil, beş besin grubuyla dengeli beslenin” Bildirici, bayram süresince öğünlerde yalnızca ete ağırlık verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, süt ve süt ürünleri, sebzeler, meyveler, tahıllar ve baklagiller gibi beş ana besin grubunun dengeli bir şekilde tüketilmesinin önemini belirtti. “Yeni kesilen et hemen tüketilmemeli” Yeni kesilmiş hayvan etinin dinlendirilmeden tüketilmesinin sindirim sorunlarına yol açabileceğini belirten Bildirici, “Özellikle mide rahatsızlıkları olan bireyler, eti en az 24 saat dinlendirdikten sonra tüketmelidir” dedi. Etin yanına sebze, salata ve yoğurt önerisi Kurban etlerinin C vitamini ve kalsiyum açısından yetersiz olduğunu hatırlatan İl Sağlık Müdürü, “Etin yanında taze sebzeler, meyveler, salata, ayran veya yoğurt gibi tamamlayıcı besinler tüketilmelidir. Bu hem besin çeşitliliği sağlar hem de demir emilimini artırır” ifadelerini kullandı. “Etler küçük parçalara ayrılmalı, doğru koşullarda saklanmalı” Etlerin büyük parçalar halinde değil, birer yemeklik porsiyonlar hâlinde hazırlanarak buzluk ya da derin dondurucuda saklanması gerektiğini vurgulayan Bildirici, çözündürme işleminin de buzdolabında yapılmasını önerdi. “Kavurma kendi yağında pişirilmeli, kızartmalardan kaçınılmalı” Bayram sofralarının vazgeçilmezi olan kavurmanın da sağlıklı yöntemlerle hazırlanması gerektiğini belirten Bildirici, “Kuyruk yağı veya tereyağı eklenmeden, kendi yağıyla ve kısık ateşte pişirilmesi daha sağlıklıdır. Kızartma yönteminden mümkün olduğunca uzak durulmalı, haşlama, ızgara veya fırında pişirme tercih edilmelidir” dedi. Sakatat ve aşırı et tüketimi konusunda uyarı Kurban Bayramı'nda sakatat tüketiminin arttığına dikkat çeken Bildirici, kolesterol yüksekliği olan bireylerin ve kalp-damar hastalığı riski taşıyanların sakatattan uzak durmaları gerektiğini belirtti. Ayrıca, aşırı et tüketiminin sindirim sistemini zorlayabileceğini ve porsiyon kontrolünün önemini vurguladı. Günde 4-5 porsiyon sebze-meyve ve 30 dakika yürüyüş önerisi Beslenmede lifli gıdalara ve su tüketimine özen gösterilmesi gerektiğini belirten Bildirici, “Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için sebze, meyve ve kuru baklagiller tüketilmeli; imkan dahilinde günde en az 4-5 porsiyon sebze-meyve yenilmelidir. Ayrıca, bayram boyunca kilo kontrolünü sağlamak ve sindirimi desteklemek adına günde en az 30 dakika yürüyüş yapılmalıdır” dedi. İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici açıklamasını, “Bu duygu ve düşüncelerle tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir bayram geçirmelerini temenni ediyorum” sözleriyle tamamladı.

Hayvan Hastalıklarıda Et Açığına Neden Oluyor Haber

Hayvan Hastalıklarıda Et Açığına Neden Oluyor

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy işleri komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Bakan İbrahim Yumaklı’ya yanıtlaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesini Bakan yanıtladı. Gürer’in önergesindeki sorular şöyle: “ 2023 ve 2024 yıllarında hayvansal gıdalarda tespit edilen kabul edilebilen değer üzerinde kalıntı oranlan nedir?  Bu kalıntılarının türleri nelerdir ve insan sağlığı üzerindeki etkilerine yönelik bir çalışma yapılmış mıdır? Türkiye genelinde e-reçete kullanım oranı hangi seviyededir?  Bu sistemin yaygınlaştırılması için hangi bölgelerde ne tür eğitim veya teşvik programları uygulanmaktadır? Son 5 yılda hastalıktan ari işletme sayısında bir artış sağlanmış mıdır? Piyasada bulunan hayvancılık ürünlerin ulusal ve uluslararası standartlara uygunsa hastalıklar neden önlenemiyor?  Standart dışı ürünlerin oram nedir ve bu ürünlerin kullanımım önlemek için hangi önlemler alınmıştır?” KALINTI ORANLARI VE İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2023 ve 2024 yıllarında hayvansal gıdalarda tespit edilen kabul edilebilir değer üzerinde kalıntı oranlarına ilişkin sorusuna Bakan İbrahim Yumaklı verdiği yanıtta, “2023 yılında toplam 26.653 numune alınmış olup, kabul edilebilir değer üzerindeki kalıntı oranının %0,19 olduğu belirtilirken, 2024 yılında ise bu oran %0,12’ye geriledi. Bakanlık, Ulusal Kalıntı İzleme Planı (UKİP) doğrultusunda her yıl numune alarak yasaklı maddeler, veteriner ilaçları, pestisitler ve mikotoksinler gibi kalıntı kontrolleri yapmaktadır.” ifadelerine yer verdi. Bakan Yumaklı ayrıca, bu kalıntıların insan sağlığı üzerindeki etkilerine yönelik çalışmaların devam ettiğine de vurgu yaptı E-REÇETE KULLANIMI VE EĞİTİM PROGRAMLARI Bakan Yumaklı, Türkiye genelinde e-reçete kullanım oranının arttığını belirtti. 01.03.2018 tarihinden itibaren Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu çerçevesinde elektronik reçete sistemine geçildiğini ifade etti. Bu sistemle toplamda 15.122.658 e-reçete düzenlendiğini ve yıllık ortalama 2-2,5 milyon reçete kesildiğini belirterek, bakanlığın sistemin yaygınlaşması için her yıl eğitimler düzenlemekte olduğuna da ifade etti. HASTALIKTAN ARİ İŞLETME SAYISI 1338 Ömer Fethi Gürer, son 5 yılda hastalıktan ari işletme sayısına yönelik sorusunu yanıtlayan Bakan Yumaklı, son beş yılda hastalıktan ari hayvancılık işletmesi sayısının arttığını ve bu artışın özellikle sığır tüberkülozu ve sığır brusellozu ile mücadeleye katkı sağladığını belirtti. 2025 yılı itibarıyla hastalıktan ari büyükbaş/küçükbaş hayvancılık işletme sayısının 1.338’e, hastalıktan ari büyükbaş hayvan sayısının 454.439’a ve küçükbaş hayvan sayısının ise 9.920 başa ulaşacağını belirtti. HAYVANCILIK ÜRÜNLERİNİN ULUSAL VE ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞU Gürer, piyasada bulunan hayvancılık ürünlerinin ulusal ve uluslararası standartlara uygun olup olmadığı ve bu ürünlerin hastalıkları önleyebilme kapasitesinin sorgulanması gerektiğini belirtti. Bakan Yumaklı, ülkemizdeki tüm veteriner biyolojik ürünlere, İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü tarafından etkinlik testleri yapıldıktan sonra kullanım izni verildiğini açıkladı. Ayrıca, il ve ilçe tarım ve orman müdürlükleri tarafından veteriner tıbbi ürün perakende satış yerlerinin yılda en az bir kez denetlendiği vurgulandı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvanları kayıt altına alınmış, hijyenik şartlara sahip, karantina ünitesi bulunan ve şap, tüberküloz ile bruselloz gibi hastalıkları taşımadığı belirlenen hayvancılık işletmelerine "hastalıktan ari işletme" denildiğini belirtti. Gürer, “Türkvet verilerine göre, Türkiye’de kayıtlı büyükbaş hayvancılık işletme sayısı 1.112.537, küçükbaş hayvancılık işletme sayısı ise 359.007’dir. Bu işletmelerde yaşanan buzağı ölümleri ve bazı işletmelerde görülen hayvan hastalıkları, ülkedeki et açığının başlıca nedenlerinden biridir. Türkiye’nin Avrupa standartları ortalamalarında buzağı ölümlerini ve hayvan hastalıklarını önleyebilmesi halinde hayvan ve et açığının sona erecektir. Yem ithal, hayvan ithal, et ithal ve hatta hayvan aşısı da ithal. Hayvan aşılarının uygun ortamda korunması zorunludur. Aşı mevcut, ancak tedavi ve korumada yetersiz kalıyorsa aşının da detaylı şekilde incelenmesi gerekir. Hayvan hastalıkları ve buzağı ölümleri, hayvancılık sektöründe titizlikle takip edilmesi gereken başlıca sorunlardır. Mutlaka hayvan varlığı olan her bölgeye veteriner atanmalı ve sürekli alan taraması yapılarak sorunların izlenmesi sağlanmalıdır." dedi.

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor Haber

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer son günlerde yeniden artan et fiyatlarını Kasap İsmail Güçlü, ile konuştu. Gürer, "Ramazan öncesi durgun görünen fiyatlar, son günlerde Türkiye genelinde arttı. Vatandaş artık eti gramla alıyor" dedi. Güçlü ise, "1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. İnsanlar artık 400-500 TL'lik et alabiliyor" ifadelerini kullandı. NAKLİYE, ELEKTRİK, KİRA... HEPSİ FİYATLARI YÜKSELTİYOR CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, et fiyatlarındaki artışın arkasındaki nedenleri besiciler ve kasaplarla görüştüğünü belirtti. Gürer, “Girdi maliyetlerindeki artış et fiyatlarına yansıdı. Kasap arkadaşlarla konuştuğumda, 'Nakliye gideri var, elektrik gideri var, kira gideri var, işçiliği var' diyorlar. Kendilerine göre haklılar. Hayvancılık yapanlar da 'Yem fiyatları sürekli artıyor' diye şikayet ediyor. Dövizdeki oynaklık, yem fiyatlarını da yükseltiyor. Vatandaşta, ‘Gelirimiz düşüyor. Zamlar karşısında dayanacak hal kalmadı’ diyor” dedi. Kasap İsmail Güçlü ise üreticinin en büyük sorununun yem fiyatları olduğunu vurgulayarak, "Kur yükseldikçe yem fiyatları artıyor. Tonajlı sipariş gelince canlı hayvanın fiyatı da anında yükseliyor. Böylece vatandaşın alım gücü düşüyor" dedi. ET VE SÜT KURUMU'NUN HAYVANLARI PİYASAYA DAĞILMIYOR Gürer, Et ve Süt Kurumu'nun piyasaya sattığı hayvanların fiyatları düşürmediğine dikkat çekerek, "Et ve Süt Kurumu’nun getirdiği hayvanlar piyasaya verildiğinde, piyasa neden düşmüyor?" diye sordu. Kasap Güçlü, Et ve Süt Kurumu tarafından etlerin piyasaya dağıtılmadığını belirterek, "Et ve Süt Kurumu’ndan gelen hayvanların hiçbiri piyasaya dağılmıyor zaten. Göstermelik belli bir miktar, belli vatandaşa veriliyor. Kuyruk oluşuyor, 50-100 kişilik. O etler stoklarla sınırlı; bir kilo, iki kilo veriliyor. Hiçbiri esnafa gitmiyor. Belli başlı firmalar, insanlar alıp çıkıyor." diye konuştu. PİRZOLA LÜKS OLDU, 1 KİLO KUŞBAŞI BİR GÜNLÜK YEVMİYE Kasap İsmail Güçlü, son bir haftadaki fiyat artışlarına değinerek, "Niğde’de Dana yağsız kıyma 600 lira, az yağlısı 500 lira. Kuzu-dana karışık 650 lira. Dananın kesim fiyatı bir hafta önce 375-390 liraydı, şimdi 435 lira. Pirzola 800 liraya çıktı, pirzola artık bayağı lüks oldu. Biftek 750 lira, dana kıyma 500 liraya yükseldi. Kuzu kuşbaşı 575 liradan 700 liraya çıktı. Yani 1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. Çorbalık kemiğin kilosu 100 lira. Eskiden 100 liraya 1 kilo et alınırdı, şimdi 1 kilo kemik alınabiliyor." CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ramazan başına göre %20-25'lik bir artış olduğunu belirterek, "Vatandaş artık eti kilo ile değil, gramla alıyor" ifadesini kullandı. TAVUK DA ARTIK UCUZ DEĞİL, TAVUK KANAT 200 LİRADAN FAZLA Kasap Güçlü, kırmızı et fiyatlarındaki artışın tavuğa da yansıdığını belirtti. İsmail Güçlü, "Kırmızı ete zam gelince tavuğa talep artıyor, bu sefer ona da zam geliyor. Şu anda tavuğun kilosu 125 lira, daha önce 100 liraydı. Kanat ise 200 liradan fazla. Türkiye'nin en büyük banknotu (200 TL), 1 kilo tavuk kanat etmiyor." dedi. ÇÖZÜM YERLİ ÜRETİM VE MERA HAYVANCILIĞI Kasap İsmail Güçlü, "Dışarıdan hayvan getirmek çözüm değil. Kendi üretimimizi yapmalı, mera hayvancılığına dönmeliyiz" diyerek sürecin nasıl iyileştirilebileceğini anlattı: "Büyükbaş hayvanlar kapalı beside 1 yıl besleniyor. Üretici sabah 5’te kalkıp yemini veriyor, suyunu veriyor, altını temizliyor. Büyük emek var. Ama artık kâr marjı da kalmadı. Kışın onlarca üreticinin koyunu, kuzusu öldü. Devlet belli bir düzenleme yaparsa, fiyatlar düşer." Gürer’in "Vatandaş ucuz eti ne zaman yiyecek?" sorusuna ise Güçlü’nün yanıtı net oldu: "Üretim zincirini kendimiz karşılarsak fiyatlar düşer. Mücadele ederlerse olur." TÜRKİYE'DE ET TÜKETİMİ UKRAYNA'NIN DA GERİSİNDE Türkiye'de kişi başı et tüketimi, OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarının oldukça gerisinde kalırken, savaşın gölgesindeki Ukrayna'nın bile altında seyrediyor. Buna rağmen, et fiyatlarındaki artışın önüne geçilemiyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, " Ülkemizde kişi başına düşen et ortalaması, OECD ve Avrupa Birliği ortalamasının gerisinde kalırken, savaştaki Ukrayna’nın dahi altında yer alıyoruz. Buna rağmen, et tüketimi düşük seviyelerde olmasına karşın fiyatlar artmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu. HAYVANCILIK POLİTİKALARINDAKİ YANLIŞLAR İTHALATLA SORUNLARI DERİNLEŞTİRDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvan ithalatının Türkiye'nin et ve hayvancılık sorunlarını çözmek yerine derinleştirdiğini ifade etti. "İlk et ve hayvan ithalatı 2010 yılında başladı. Her Bakan, üç yılda ithalatın sona ereceğini söyledi ancak 2010-2025 yılları arasında toplamda 10 milyon ithal hayvan getirildi ve yaklaşık 12 milyar dolar yurt dışına aktarıldı" dedi. Mevcut büyükbaş hayvan varlığının yarıdan fazlasının ithal olduğunu belirten Gürer, "İthalat çözüm olmadı, yanlış hayvan politikaları ithalatçı lobiyi zenginleştirdi" ifadelerini kullandı. Türkiye'de et fiyatlarının yükselişine dikkat çeken CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, "2010 yılında kilosu 12 lira olan et, bugün raflarda 800 lirayı buldu. Ahır giderleri düşmeden, yem fiyatları durmadan, küçük aile tipi hayvancılığı yapanlar korunup desteklenmeden bu sorunlar çözülemez. İktidar süreci yönetemediği için et tüketmek dahi soruna dönüştü" dedi. Kasap İsmail Güçlü ise vatandaşın alım gücündeki düşüşe dikkat çekerek, "Vatandaşın alım gücü düştükçe et lüks hale geliyor. Üretici de, tüketici de mağdur" ifadeleriyle durumu özetledi. 2025 YILININ İLK İKİ AYINDA 485 MİLYON DOLARLIK CANLI HAYVAN VE ET İTHALATI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2025 yılının Ocak ve Şubat aylarında gerçekleştirilen ithalat verileri, hayvancılık sektöründeki dışa bağımlılığımızı gözler önüne serdi. Ocak ayında 41 bin 591 ton ağırlığında, 136 bin 50 baş büyükbaş hayvan ithal edilirken, bu ithalat için 214 milyon 150 bin dolar ödendi. Şubat ayında ise 28 bin 746 ton ağırlığında, 102 bin 98 baş büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirildi ve maliyeti 154 milyon 364 bin dolar oldu. Aynı dönemde, 12 bin 393 ton kemikli ve kemiksiz et ithalatı için toplamda 81 milyon 314 bin dolar ödeme yapıldı. Ocak ayında 7 bin ton et ithalatına 46 milyon dolar, Şubat ayında ise 5.282 ton karkas et ve 47 ton kemiksiz et ithalatına 35 milyon 314 bin dolar harcandı. Böylelikle yılın ilk iki ayında toplamda et ve canlı hayvan için 485 milyon 142 bin dolar ithalat gideri oluştu.” dedi.

Mobil Halk Et İle Hizmet Ağı Genişliyor Haber

Mobil Halk Et İle Hizmet Ağı Genişliyor

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in Antalyalıları uygun fiyatlı, sağlıklı ve kaliteli etle buluşturmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Halk Et’ projesi hizmet ağını  genişletiyor. Haftanın 7 günü, 7 ilçede vatandaşın ayağına giden Halk Et Mobil Satış Tırı, yeni mobil araçlarıyla Antalya’nın tüm ilçelerinde hizmet vermeye başlayacak.  Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılında başlattığı Halk Et Projesi, vatandaşların büyük beğenisini topluyor. Açıldığı ilk günden itibaren Antalyalıların yoğun ilgi gösterdiği Halk Et, satış mağazaları ve mobil tır ile vatandaşları uygun fiyatlı, sağlıklı ve kaliteli etle buluşturuyor. Yerel üreticilerden alınarak ANET'in kendi mezbahasında kesilerek, veteriner gözetiminde işlenen etler hijyenik, modern bir ortamda güvenle tüketiciye ulaştırılıyor.  HAFTANIN 7 GÜNÜ İLÇELERDE ANET Halk Et Satış Mağazaları’nda vatandaşlar uygun fiyatlı kaliteli et alma imkanı bulurken, Halk Et Mobil Satış Tırı ile bu hizmet Antalya’nın ilçelerinde yaşayan vatandaşların ayağına hizmeti götürülüyor. Halk Et Mobil Satış Tırı, pazartesi günü Kemer, salı günü Elmalı, çarşamba Korkuteli, perşembe Demre, cuma Kumluca, cumartesi Finike ve pazar günleri de Kaş ilçesinde vatandaşlara hizmet veriyor. Haftanın 7 günü kesintisiz hizmet veren Halk Et Mobil Satış Tırı gittiği her ilçede yoğun ilgi görüyor.  19 İLÇEMİZLE HALK ET’İ BULUŞTURACAĞIZ Kemer ilçesinde Halk Et Mobil Tır’ında çalışmaları yerinde inceleyen ANET A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Cengiz, Halk Et Mobil Tırı uygulamasının yeni mobil araçlarla hizmet ağının genişletileceği müjdesini verdi. Nuri Cengiz, “2019 yılında başlatılan projemiz  kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Muhittin Başkanımızın en önemli sosyal projelerinden biri olan Halk Et Mobil Satış Tırımız haftanın yedi günü 7 ilçemizde hizmet veriyor. Vatandaşlarımız mobil satış tarımızdan çok memnun. Dört sabit mağazamızın yanında, yeni mobil araçlar takviye yaparak Halk Et’i Antalya’mızın 19 ilçesine ulaştıracağız” dedi.  ÖNCELİĞİMİZ HALKIMIZ Halk Et projesine ilişkin yapılan çalışmaları aktaran Nuri Cengiz, “Halkımıza sağlıklı ve kaliteli etle buluştururken, diğer taraftan da üreticimizi desteklemek amacıyla yerel işletmelerden temin ettiğimiz hayvanların etlerini vatandaşımıza sunuyoruz. Hem yerelden kalkınmayı destekliyoruz hem de halk sağlığını önceliyoruz. Daha çok yaygınlaşacak mobil hizmetlerimizle de halkımızı kaliteli eti uygun fiyatla buluşturmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak! Haber

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak!

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, besicilerin sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş açıklamasına rağmen, sütü en fazla 12-13 liradan satabilen besiciler, yem fiyatları artarken düşen süt fiyatları karşısında sürekli zarar eder noktaya geldi. Çiftliklerini kapatma aşamasında olan besiciler, Başevirgen’e dert yandı. Artık nakit para akışının olmadığını söyleyen bir besici, “Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” dedi. Bir diğer besici ise, “Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle besiciliği bırakacağını ifade etti. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’da besicileri ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş olarak açıklamasına rağmen sütü 12-13 liradan satabilen besicilerin kazandıkları giderlerini karşılamaz hale geldi. Yem fiyatları artarken, süt fiyatlarının düşmesiyle sürekli zarar eden besicilerin süt hayvanlarını kesime göndermekten başka çareleri kalmadı. “MASRAFLARI BANKALARDAN KREDİ KULLANARAK KARŞILIYORUZ” Başevirgen’e dert yanan bir besici, “Devletin belirlediği rakam 17 lira 15 kuruş ama şu anda 12 buçuk liradan süt veriyoruz. Ayın birine kadar 12 buçuk liraydı ama şu anda fiyat belli değil. Hiç kimse bir şey açıklamıyor. Geçen yıl 480 liraya yemin çuvalını alıyorduk Nisan ayına kadar 14,5 liraya süt satıyorduk. Ondan sonra süt fiyatını 12,5 liraya düşürdüler, yem oldu 700 lira. Masrafları bankalardan kredi kullanarak karşılıyoruz, ayakta durmaya çalışıyoruz. 2 milyon lira yem için kredi aldım. O da 3 ayda bitti” dedi. “YEMİ ALIYORUZ, KARŞILIĞINDA SÜT VERİYORUZ. PARA ALIŞVERİŞİ 2 YILDAN BERİ TAMAMEN KALKTI” Verdikleri sütün karşısında para talep edemediklerine dikkat çeken bir diğer besici ise para talep etmeleri durumunda sütü almamakla tehdit edildiklerini belirtti. Besici, “Şu anda 17 lira 15 kuruştan süt satan besici yok. Bana son gelen süt alım fiyatı 12 liraydı. Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Ziraat Bankası’ndan da kredi kullanamıyoruz. Özel bankalardan aldığımız kredilerle dönüyor. Ziraat Bankası gecikmelerden dolayı kredi vermiyor. Bu ortamda malın karşılığında para alamıyorsan gecikmeye düşmemen de mümkün değil” ifadelerini kullandı. Şartların zorlaştığından dolayı birçok kişinin devam edemediğini söyleyen besici, “Besi hayvanından daha çok süt hayvanı kesiliyor. Şu anda mükemmel derecede süt hayvanı kesiliyor. Kimsenin devam etme şansı kalmıyor. 6 ay 1 yıl sonrasında devam edemiyor. Hep zarar ederek ne kadar devam edebilirsin ki? Şu an da zaten her şeyi ithal ediyoruz ama herhalde daha da yüksek oranlarda ithal edeceğiz. Birçoğu hayvancılığı bırakıp büyük şehirlere göç ediyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” diye konuştu. “35 YILDIR BU İŞİ YAPIYORUM, BU KADAR ZOR BİR DÖNEMİ HİÇ GÖRMEDİM” Yem fiyatlarının yüksekliğinden şikayet eden bir diğer besici ise, “Satılacak 6-7 tane hayvanım var. Başka çıkar yolumuz yok. Masrafları çıkartamıyorum. Yıllarımızı döktük ama karşılığı yok. Kahvede bir bardak çay olmuş 7,5 lira, su 10 lira, sütün fiyatı ise 12 lira. 35 yıldır bu işi yapıyorum, bu kadar zor bir dönemi hiç görmedim. Bu sene bıçak kemiğe dayandı desem yeridir. Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle Başevirgen’e dert yandı. “KAZANMAK İÇİN SÜT FİYATININ 20 LİRA OLMASI LAZIM” Süt fiyatlarının düşüklüğünden, yem fiyatlarının ise çok artmasından şikayet eden besiciler ise Başevirgen’e sorunlarını şu sözlerle aktardı: “Sütü 14,5 liraya verdiğimiz zamanlar 520 liraya süt yemi alıyorduk. Sütü 12,5 liraya düşürdüler, süt yemi 650-730 lira arasında oldu. Arpa yemini bile 480 liraya alıyoruz, çok çılgın bir rakam. Bunun sonunda zamanla ufak çiftlikler kapanacak. Üç sene önce hayvancılığı daha da geliştireyim, sütü artırayım diyordum. Ama 2 sene sonra bütün fikirlerim değişti. Zaman artık aile ticareti oldu. Kazanmak için süt fiyatının 20 lira olması lazım. Geçtiğimiz yıl süt hayvanları kesime gidiyordu, yine aynısı olacak. Adam bakamayınca ne yapacak mecbur kestirecek. Yem geçen yıl 470 liraydı şimdi kalitesine göre 680, 730 liraya yem alanlar var. Sütü Haziran ayında 14,5 liraya verdim. Sütü 13,5 lira yaptılar, 13 yaptılar, en son 12,5 lira yaptılar. Yem fiyatı arttı süt fiyatı geriye geldi.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.