SON DAKİKA
Hava Durumu

#Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Porsuk Haber Ajansı - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

ESOGÜ'den Dünya Hepatit Günü Açıklaması Haber

ESOGÜ'den Dünya Hepatit Günü Açıklaması

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, Dünya Hepatit Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklamada bulundu. Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal’ın açıklaması şöyle: “Her yıl 28 Temmuz, viral hepatitlere dikkat çekmek amacıyla Dünya Hepatit Günü olarak anılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün bu güne özel 2025 teması 'Haydi parçalayalım' hepatitin ortadan kaldırılması ve karaciğer kanserinin önlenmesinin önünde duran mali, sosyal ve damgalanma dahil tüm sistemik engellerin ortadan kaldırılmasını kapsamaktadır. Kronik hepatit B ve C; önlenebilir, tedavi edilebilir olmalarına rağmen toplumda yayılmaya devam etmekte, tedavi edilmediğinde sessizce ilerleyip karaciğer hasarına ve kansere neden olabilmektedir. Kronik hepatit B ve özellikle de Kronik hepatit C karaciğer kanserinin, karaciğer transplantasyonlarının önde gelen nedenlerinden biridir. DSÖ 2022 yılı raporuna göre dünyada 304 milyon kişi kronik hepatit B ve C ile yaşamakta olup 2022’de 1,3 milyon kişi kronik hepatit B ve C kaynaklı nedenlerden dolayı ölmüştür. Bu her gün 3.500 ölüme karşılık gelmekte olup tüberküloza bağlı ölümler ile aynı seviyededir. Hepatitler dünyada sessizce yayılmakta ve her gün 8.000 yeni enfeksiyon görülmektedir. Ülkemizde 2-2,5 milyon Kronik hepatit B’li, 300-400 bin Kronik hepatit C’li hasta olduğu tahmin edilmektedir. Önlenebilir ve tedavi edilebilir olmasına rağmen, hastalık yükü özellikle aşılama, tedavi ve bakıma sınırlı erişimi olan bölgelerde artmaya devam etmektedir. Hepatit ile yaşayan çoğu insan enfekte olduklarını bilmemektedir. Oysa erken tanımlama, bulaş zincirinin kırılması ve tedaviye erişim olumsuz sonuçları önlemenin ilk adımıdır. Hastalığın yaygın görüldüğü bölgeler ve hepatit bulaşı açısından daha yüksek risk altında olanlar kişilerde tarama testlerini yaptırmak hepatitleri sonlandırmak için kritik öneme sahiptir. Hepatiti ortadan kaldırma hedefi birinci basamak sağlık hizmetlerinden başlamak üzere tüm sağlık sistemi için ulaşılabilir bir hedeftir. DSÖ hepatitler ile ilgili önlem programında 2030 yılına kadar 2,8 milyon ölümü önleyebileceğimizi öngörmektedir. Doğum sonrası 24 saat içinde ve hepatit bulaşı açısından riskli yetişkinlere yapılan HBV aşısı, HBV-HCV için tarama testleri, bulaşmayı önleyici iyi bilinen tedbirlerin uygulanması, HCV için tam iyileşme sağlayan yeni tedaviler bu öngörüyü mümkün kılabilecektir. Ülkemiz birinci basamak sağlık hizmetleri dahil bunların tümüne sahiptir.”

ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2025 Mezunlarını Verdi Haber

ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi 2025 Mezunlarını Verdi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Diş Hekimliği Fakültesi 2025 yılı mezunları, ESOGÜ Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen tören ile mezuniyet belgelerini aldı. Törene ESOGÜ Yönetimi ve öğretim üyeleri ile mezun aileleri katıldı. Törende mezun öğrenciler adına konuşan dönem birincisi Diş Hekimi Emine Nur Gedik, diş hekimliği eğitiminin tüm zorluklara ragmen umutla devam edilen bir yolculuk olduğunu ve bu mezuniyetle ile birlikte bu yolculuğu mümkün kılmanın sevincini kutladıklarını belirtti. Ailesi, arkadaşları ve hocaları başta olmak üzere bugüne kadar kendisine destek olan herkese teşekkür eden Gedik, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet edin” sözlerini hatırlatarak tüm mezun arkadaşlarına başarılar diledi. Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, törende yaptığı konuşmada ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesinin öğrenci kabulüne başladığı yıldan bugüne kadar ÖSYM sıralamasında ülkemizin devlet üniversiteleri arasında öğrenci tercihlerine göre ilk on diş hekimliği fakültesi içerisinde yer aldığını kaydetti. Verilen kapsamlı diş hekimliği eğitimi ve en son teknolojik donanım imkanları ile ESOGÜ Diş Hekimliği’nin tercih edilen devlet fakülteleri arasındaki haklı yerini almaya devam ettiğini söyledi. Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyelerine “Bu gençler sizlerin eseridir. Sabırla ve fedakârca verdiğiniz katkılardan dolayı hepinize ayrı ayrı minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.” diyerek seslenen Prof. Dr. Batu Can Yaman, mezun ailelerine de “Yapmış olduğunuz fedakarlıklarınız, çabalarınız, gayretleriniz ve emeklerinizle bugün bu mutlu ve gurur verici tabloyu aslında sizler oluşturmaktasınız.” sözleri ile teşekkürlerini sundu. Diş Hekimliği mesleğinin Birleşmiş Milletlerin geleceğin meslekleri 25 yıllık projeksiyon raporunda göre devamlılığını sürdürecek 6. meslek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Batu Can Yaman genç diş hekimlerine sağlık dünyasının gelişme sürecini, hızını ve geleceğin rekabetçi koşullarını göz ardı etmeden amaçladıkları yolda azim ve kararlılıkla yürümeleri yönünde tavsiyelerde bulundu. ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, eğitimdeki yarım asırlık tecrübesi ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin bir yandan sahip olduğu fakülte, yüksekokul, meslek yüksekokulu, enstitü ve bilimsel araştırma merkezlerinde eğitim ve araştırma faaliyetlerini yürütürken, diğer yandan bünyesinde yer alan Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi ve Diş Hastanesi ile bölgesel sağlık hizmeti vermekte olduğuna dikkat çekerek kampüste binlerce vatandaşımızın sağlık ve sosyal alanlarda hizmet almasının ESOGÜ ailesi olarak kendilerini gururlandırdığını ifade etti. Diş hekimliğinin çağın gereklerine ve teknolojik gelişmelere göre kendini yenilemeyi, güncel ve dinamik bir bilgi birikimine sahip olmayı zorunlu kılan bir meslek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kamil Çolak, “Sizlerin bu hassasiyetle meslek hayatınız boyunca bilim ve teknolojinin rehberliğinde kendinizi yenileyerek, mesleğinizi en iyi şekilde icra edeceğinize inanıyoruz. Sizler Üniversitemizde almış olduğunuz eğitim-öğretime güveniniz. Çünkü üniversite olarak sizlerin; düşünen, sorgulayan, araştıran ve kendini geliştiren mezunlar olmanız için emek harcadık.” sözleriyle mezunlara seslenirken ESOGÜ’lü genç diş hekimlerinin iyi yetişmelerine özveriyle katkıda bulunan tüm öğretim üyeleri ve öğretim elemanlarına teşekkürlerini sundu. Mustafa Kemal Atatürk’ün istiklal ve Cumhuriyetimizi gençlere emanet ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Kamil Çolak, gençlerden en büyük beklentilerinin bu emanete sahip çıkarken, vatanına ve milletine gönülden bağlı; diline, tarihine, kültürüne ve manevi değerlerine sahip çıkan, vizyon sahibi bireyler olarak toplumdaki yerlerini almaları olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kamil Çolak, tüm mezun ailelerine de özveri ve fedakârlıkları için teşekkür etti ve bu çabalara layık olmak için ellerinden geleni yapan genç mezunlarla kendilerinin de en az onlar kadar gurur duyduklarını ifade etti. Rektör Prof. Dr. Kamil Çolak ESOGÜ’lü genç diş hekimlerini, “Hayatta hedeflerinize ulaşmak yolunda kendinize güvenin ve önünüze çıkan engeller sizi asla umutsuzluğa düşürmesin. İlerleyen kariyerlerinizde karşılaşacağınız zorlukları aşarken, aldığınız eğitimin ışığı her zaman yolunuzu aydınlatsın.” sözleriyle uğurladı.

Eskişehir Uluslararası Öğrenci Dostu Şehir Olacak Haber

Eskişehir Uluslararası Öğrenci Dostu Şehir Olacak

Eskişehir’in üç köklü yükseköğretim kurumu olan Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi, şehirdeki uluslararası öğrenci hareketliliğini artırmak ve Eskişehir’i yükseköğretim alanında küresel ölçekte cazibe merkezi haline getirmek amacıyla güçlerini birleştirdi. Bu kapsamda, "Study in Eskişehir" markasının tanıtımı ve iş birliği protokolünün imza töreni düzenlendi. Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirilen törene; Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Serpil Koçdar, Prof. Dr. Erkan Erdemir ve Prof. Dr. Köksal Büyük, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Öğr. Gör. Dr. Zekiye Doğan ile ESOGÜ ve ESTÜ’nün rektör yardımcıları, UİB koordinatörleri, akademisyenler ve çok sayıda davetli katıldı. Rektör Adıgüzel: “Uluslararası öğrenciler gönül köprüsü kuruyor” Uluslararasılaşmanın önem kazandığını belirterek konuşmasına başlayan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel sözlerine şöyle devam etti: “Study in Eskişehir markasıyla Eskişehir'deki üç üniversitemizi Türkiye'deki diğer şehirlerden biraz daha farklılaştırmak, daha görünür hale getirmek ve dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye'de okumak isteyen uluslararası öğrencilere Eskişehir'in önemli bir alternatif olduğunu göstermek amacıyla bir güç birliği yapmak için buradayız. Dolayısıyla burada birlikte yükseleceğimize, birlikte güzel işler yapacağımıza; bir rekabet değil, iş birliği ile Eskişehir'e ve Türkiye'ye büyük bir katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Türkiye uluslararası öğrenci sektöründe ilk 10 içerisinde yer alıyor. Ülkemiz uluslararasılaşma konusunda büyük yatırımlar yapıyordu, bu yıl biraz daha fazla uluslararası öğrenci çekmeye başladı ve daha fazla yatırım yapacak bir ülke durumunda. Türkiye'de 350 bin uluslararası öğrenci var ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 500 bin gibi bir rakama çıkılması hedefleniyor. Uluslararası öğrenciler sadece eğitim görmekle kalmıyor, geldikleri ülkeyle Türkiye arasında bir gönül köprüsü kuruyorlar. Bundan sonraki iş birlikleri için bu durum büyük bir önem arz ediyor. Hepiniz gittiğiniz ülkelerde Türkiye mezunlarıyla karşılaşıyorsunuz ve sanki Türkiye'nin bir vatandaşıymış gibi sizi o ülkelerde karşıladıklarını görüyorsunuz. Büyük bir coşkuyla sizin için ne yapabilirlerse yapmaya çalışıyorlar. Afrika’da, Uzak Doğu’da, birçok ülkede artık Türkiye mezunlarının çok önemli görevlere geldiğini görüyoruz. Afrika'daki birçok ülkede başbakanların, cumhurbaşkanlarının Türkiye mezunları arasından seçildiğini, görevlere geldiklerini görüyoruz. Bu bizim için büyük bir gurur kaynağı. Şehrimizde misafir ettiğimiz her bir uluslararası öğrencinin ülkesine döndüğünde bizim bir elçimiz olacağını, bizim bir paydaşımız olacağını, ülkesiyle bizim aramızda köprülerin kurulmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Uluslararası öğrencileri bir partner olarak görüyoruz.” Eskişehir’in öğrenci dostu bir şehir olduğunu, Türkiye’de öğrencilerin en çok sevdiği şehirler arasında yer aldığını belirterek konuşmasına devam eden Rektör Adıgüzel, “Eskişehir, sadece Türkiye’de değil, dünyada da yaşanabilir şehirler sıralamasında öne çıkıyor. Üniversitelerimizi tanıtırken, şehrimizin bu güzelliklerini de anlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir şehrin öğrenci dostu olması, farklı fikirlere, kültürlere ve ideolojilere hoşgörüyle bakabildiğini gösterir. Eskişehir’de hiçbir uluslararası öğrencinin kendini öteki ya da yabancı hissetmeyeceği bir toplumsal ve kültürel ortam olduğuna inanıyorum. Uluslararası öğrencilerin ayrımcılığa maruz bırakılmasına asla müsaade etmeyeceğimizi de özellikle ifade etmek isterim. Çünkü burada yaşanabilecek bir yanlışlık, sadece bireysel bir mesele olarak kalmaz; tüm Türkiye’yi, hatta diplomatik ilişkileri etkileyebilecek bir duruma dönüşebilir. Bu sorumluluğun bilincinde hareket etmeliyiz. Uluslararası öğrencilerin burada varlığı bizim için çok kıymetli. Sizlerle birlikte neler yapabileceğimizi konuşmak, iş birliği ve güç birliği oluşturmak istiyoruz. Eskişehir’deki öğrenciler yalnızca Osmangazi Üniversitesi’nin, Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin ya da Anadolu Üniversitesi’nin öğrencileri değil; bu şehrin ve bu ülkenin misafirleridir. Türkiye’de bulundukları sürece, ülkemizin yasalarına, kültürüne ve geleneklerine saygı duydukları sürece, biz de onları kucaklayacak hoşgörüye sahip olmalıyız.” ifadelerini kullandı. Rektör Adıgüzel lansman töreninde sözlerine şunları ekledi: “Hoşgörü deyince aklımıza ilk gelen isimlerden biri Yunus Emre’dir. Onun gönül gözüyle ve gönül diliyle tüm insanlığı kucaklama anlayışını biz de taşımalıyız. Farklı ülkelerden gelen öğrencileri aynı sevgiyle, aynı coşkuyla kucaklamayı bilmemiz gerekiyor. Bir öğrenci tıp eğitimi almak için, mühendislik ya da insan bilimleri eğitimi almak için neden Eskişehir’i tercih etsin? Çünkü bizim diğer şehirlerden farklı olmamız gerekiyor. Bu farkı yaratan şeylerden biri de Eskişehir’in sadece öğrenci dostu değil, aynı zamanda uluslararası öğrenci dostu bir şehir olarak da markalaşmasıdır. Bugünkü toplantının en önemli çıktısının bu anlayış olduğunu düşünüyorum. Eskişehir’in uluslararası öğrenciler için bir dost şehir olduğu; onların kendilerini güvende, evlerinde hissedebilecekleri bir şehir olduğu algısını ve gerçeğini oluşturmak, bugünkü adımın en değerli sonucu olacaktır. Bu toplantının hazırlanmasında büyük emek harcayan üç üniversitemizin dış ilişkiler birimleri ve uluslararası öğrenci ofislerine de ayrıca teşekkür ediyorum. Onlar, bu işin arka planında büyük bir özveriyle çalıştılar. Bizleri karşılayan, ilk “hoş geldiniz” diyen ve aslında Eskişehir’i temsil eden ilk kişiler onlardı.” Uluslararası öğrencilerin sadece akademik gelişimine değil, kültür-sanat, spor ve sivil toplum alanlarında da yer almalarına destek olmanın öneminin altını çizen Rektör Adıgüzel, “Üniversitemizde faaliyet gösteren iki uluslararası öğrenci topluluğu var. Diğer üniversitelerde de benzer topluluklar olduğunu biliyorum. Bu tür girişimleri daha fazla desteklemek isterim. Elimizden geldiğince destek verdiğimizi düşünüyorum ama birlikte daha fazlasını yapabiliriz. Uluslararası öğrencilerle birlikte hangi projeleri hayata geçirebiliriz, neler yapabiliriz, bunları da birlikte düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Katılımınız için tekrar teşekkür ediyorum. Study in Eskişehir programının şehrimize, ülkemize ve tüm uluslararası öğrencilere hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. Rektör Çolak: “Eskişehir’i küresel ölçekte tanıtmayı hedefliyoruz” Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak açılış konuşmasında, “Bugün ülkemizin örnek şehirlerinden biri olan Eskişehir'in yükseköğretimdeki vizyonunu bir adım daha ileriye taşıyacak önemli bir tanıtım projesini başlatmanın heyecanı içindeyiz. Study in Eskişehir markasını Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi olarak ortak bir hedefle hayata geçirdik. Bu proje, şehrimizin ulusal ve uluslararası tanıtımına değer katacak çok önemli bir girişimdir. Amacımız Eskişehir’i yalnızca bir öğrenci şehri olarak değil, eğitim, bilim ve yaşam merkezi olarak küresel ölçekte tanıtmak, uluslararası öğrenci hareketliliğini artırmak ve üniversitelerimizin sürdürülebilir rekabet gücüne katkı sağlamaktır. Study in Eskişehir, şehrimizin akademik olanaklarını, öğrenci dostu yapısını ve yaşam kalitesini dünyayla buluşturmayı hedeflemektedir. Üniversitemiz; sağlık, fen, mühendislik ve sosyal bilimler alanlarında faaliyet gösteren 13 fakülte, 1 yüksekokul, 5 meslek yüksekokulu, 4 enstitü, 60 bölüm ve 20 programla eğitim ve sağlık hizmeti vermektedir. Yaklaşık 30 bin öğrencimiz bulunmakta ve bunların yaklaşık 2 bini, 92 farklı ülkeden gelen yabancı uyruklu öğrencilerdir. Bu öğrencilerimize Türkçe hazırlık eğitimi ESOGÜ TÖMER’de sunulmakta olup, İngilizce eğitim veren bölümler dışında diğer programlarda öğrencilerden C1 seviyesinde Türkçe bilgisi beklenmektedir. Ayrıca yabancı öğrencilerimize yönelik oryantasyon programları, kültürel geziler ve sanat etkinlikleri düzenlenmektedir.” dedi. ESOGÜ Uluslararası İlişkiler Biriminin Erasmus, ikili anlaşmalar, konsorsiyumlar ve staj programlarıyla öğrencilere ve personele çeşitli uluslararası imkanlar sağladığını aktaran Rektör Çolak: “Köklü yapısı ve çağdaş vizyonuyla Eskişehir Osmangazi Üniversitesi olarak ‘Study in Eskişehir’ girişiminin şekillenmesinde aktif rol almaktan mutluluk duyuyor, tüm yabancı uyruklu öğrencileri üniversitelerimize davet ediyoruz. Bu markanın şehrimizi uluslararası akademik camiada hak ettiği yere taşıyacağına yürekten inanıyoruz. Projeye emek veren tüm ekip arkadaşlarımıza, destek veren kurum ve paydaşlara teşekkür eder, ‘Study in Eskişehir’ girişiminin hayırlı olmasını dilerim.” şeklinde konuştu. ESTÜ Rektörü Özcan: “Uluslararası öğrenciler için Eskişehir büyük bir alternatif” Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan, "Study in Eskişehir gibi girişimler, Türkiye'nin uluslararası yükseköğretim vizyonuna katkı sunan stratejik adımlardır" diyerek konuşmasına başladı. Rektör Özcan, Eskişehir'in genç, dinamik ve öğrenci odaklı yapısıyla sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da örnek gösterilebilecek bir üniversite şehri potansiyeline sahip olduğunu vurguladı ve şehrin kültürü, ulaşım kolaylığı, dengeli yaşam maliyetleri ve öğrenci dostu yapısıyla İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerle kıyaslandığında uluslararası öğrenciler için güçlü bir alternatif sunduğunu belirtti. Rektör Özcan konuşmasının devamında, “Özellikle büyük şehirlerden Eskişehir ve üç üniversitemize tercih zamanı çok fazla sayıda öğrenci geliyor. Kendi üniversitemde geçen yıl lisans programlarına yerleşen öğrencilerin yüzde 89’u Eskişehir dışından. Yüksekokulları da dahil ettiğimizde bu oran yüzde 82’ye düşüyor. Anadolu Üniversitesi döneminde de bu oran yaklaşık yüzde 80 civarındaydı. Yani Eskişehir’e gelen her 100 öğrenciden 80’i şehir dışından geliyor. Bu önemli bir gösterge. Study in Eskişehir projesi tam da bu noktada devreye girerek, Eskişehir’i uluslararası alanda daha görünür ve tercih edilir kılacak önemli bir araç olacak.” dedi. Konuşmasının sonunda, projedeki paydaşları Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ne teşekkür eden Prof. Dr. Özcan, "Bu proje, Eskişehir’in yükseköğretim alanındaki ortak vizyonunu pekiştiriyor ve daha bütüncül bir tanıtım stratejisi geliştirmemize olanak sağlıyor. ‘Study in Eskişehir’ girişiminin şehrimiz, ülkemiz ve üniversitelerimiz için hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı. Rektör Yardımcısı Büyük: “Bu iş birliği büyük katkı sağlayacak” Study in Eskişehir projesinin hayata geçmiş olmasından dolayı mutlu olduğunu dile getirerek konuşmasına başlayan Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük sözlerine şöyle devam etti: “Bundan 12 yıl önce YÖK’te başkan danışmanlığı yapıyordum ve Gökhan Çetinsaya’yla birlikte uluslararasılaşma çalışıyorduk. Study in Türkiye ile bu yola çıkmıştık ve Anadolu Üniversitesi bizim teknik alt yapımızı oluştururken yardımcı olmuştu. Sonrasında ise Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak Eskişehir ilan edilmişti. Zekiye Hocamla birlikte ANASAM’da çalışırken neden Study in Eskişehir yapmayalım diye fikir alışverişinde bulunmuştuk. O dönemde Kültür Başkentine bunu bir proje olarak sunduk ve bir bütçe alarak güzel bir klip hazırlamıştık. Tekrar bu çalışmamızın hayata geçmesi, tekrar iş birliklerinin hayata geçmesi çok güzel. Anadolu Üniversitesini temsilen Endonezya’ya gittiğimizde Study in Eskişehir diye bir masa açtık. Bu masada sadece Anadolu Üniversitesini tanıtmadık. Mühendislik okumak isteyen, tıp okumak isteyen arkadaşlara ESOGÜ ve ESTÜ’yü de tanıtarak yardımcı olduk. Böyle bir iş birliği Eskişehir’in öğrenci kenti olmasının yanında uluslararası öğrenci kenti olması noktasında çok büyük katkı sağlayacak.” UİB Müdürü Doğan: “Study in Eskişehir önemli bir adım” Anadolu Üniversitsi Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Öğr. Gör. Dr. Zekiye Doğan, açılış konuşmalarının ardından gerçekleştirdiği sunumunda, “Bugün burada gerçekleştirdiğimiz şey yalnızca bir tanıtım toplantısından ibaret değildir. Aynı zamanda bu toplantı bir vizyonun, bir fikrin ve ortak idealler etrafında şekillenen bir birlikteliğin hayata geçirilişinin bir kutlamasıdır,” dedi. Öğr. Gör. Dr. Doğan, projenin ilk tohumlarının 10 yılı aşkın bir süre önce, Yükseköğretim Kurulu bünyesinde yürütülen Study in Türkiye çalışmasından ilhamla, Prof. Dr. Köksal Büyük’ün öngörüsüyle atıldığını belirtti. UİB Müdürü Doğan, sadakat ve gayretin önemine vurgu yaparak, “Fikir kadar önemli bir diğer unsur da o fikre gösterilen sadakattir. Ancak burada sözü edilen sadakat, yalnızca bir projeye ya da kuruma bağlılıktan ibaret değildir. Bu sadakat öncelikle sahip olduğumuz ahlaki ve manevi değerlere, bayrağımıza, vatanımıza, milletimize, içinde yaşadığımız şehre ve mensubu olduğumuz kuruma gönülden bağlılık demektir. Sadakatin arkasından gelen unsur ise gayrettir. Yani samimiyetle çalışmak, üretmek ve emek vermektir. Elimizdeki imkanlar ve yeteneklerle şehrimize, kurumumuza ve değerlerimize en iyi şekilde hizmet etmeye çabalamaktır. Çünkü gayretsiz sadakat, hareketsiz bir bağlılıktır. Gayretle desteklenmeyen fikir ise sadece bir temenniden ibarettir.” şeklinde konuştu. Sunumunda, üç üniversitenin uluslararası ilişkiler birimleri ve akademik faaliyetlerine dair istatistiki bilgileri de paylaşan Öğr. Gör. Dr. Doğan, Study in Eskişehir projesinin Eskişehir’in uluslararası akademik alandaki görünürlüğünü artırmada önemli bir adım olduğunu vurguladı. Açılış konuşmalarının ardından Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak ve ESTÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan “Study in Eskişehir” protokolünü imzaladı.

ESOGÜ'de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı Düzenlendi Haber

ESOGÜ'de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı Düzenlendi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” anma programında, vatanı ve bayrağı için canlarını feda eden 15 Temmuz Şehitleri anıldı. Program ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreni ile başladı. Tören ESOGÜ Yönetimi ile üniversite akademik ve idari personelinin katılımları ile gerçekleştirildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan anma töreni, ESOGÜ Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan 15 Temmuz “Milletin Zaferi” video gösterimi ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan “Milat” isimli kısa film ile devam etti. Sonrasında ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak ülkemize, demokrasimize, milli iradeye ve millet egemenliğine kasteden hain FETÖ kalkışmasına karşı, milletimizin bağımsızlığına ve demokrasisine sahip çıktığı günün dokuzuncu yıl dönümünü konu alan “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Mesajı”nı okudu. Prof. Dr. Kamil Çolak’ın mesajı şöyle: “15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ’cü hainler milli iradeyi hiçe sayarak demokrasimizi yıkmak için darbe girişiminde bulunmuşlardır. Emperyalizmin kirli amaçları doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni; vatanına, milletine ve devletine bağlı asker ve polislerimize ait karargâhları alçakça bombalayan hainler, darbeye karşı koyan sivil vatandaşlarımızı da şehit etmişlerdir. Ülkemizi karanlığa sürükleyerek yıllarca geriye götürebilecek bu hain girişim, demokrasisine ve özgürlüğüne yürekten bağlı milletimizin kararlılığı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sergilenen şanlı direnişle durdurulmuş ve Türk milletinin böyle hain emel ve hedeflere asla geçit vermeyeceği tüm dünyaya gösterilmiştir. 15 Temmuz’da iradesini demokrasiden yana koyan aziz milletimiz, birliğimize kastetmeyi planlayan karanlık odaklara, bundan sonra da karşılarında tam bir birliktelik şuuruyla kenetlenmiş olarak bulunacağının mesajını açıkça vermiştir. Bugün bizlere düşen ise 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananları ve bunların arkasındakileri çok iyi bilmek, asla unutmamak ve gelecek nesillere de tüm yönleriyle aktararak gençlerimize bayrak, vatan ve millet sevgisini aşılamaktır. Bu duygu ve düşüncelerle milletimizin zafer günü olan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü kutluyor, hain kalkışmaya karşı koyarken yaralanan gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyor; bayrağımız, vatanımız ve bağımsızlığımız uğruna canlarını feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.” Anma töreninin ardından ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi fuaye alanındaki “15 Temmuz Şehitleri Anısına Fotoğraf Sergisi”nin açılışı gerçekleştirildi. Sergi 23 Temmuz 2025 tarihine kadar her gün 10.00-12.00 ve 13.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

Düşük Proteinli Mutfak Atölyesi Gerçekleştirildi Haber

Düşük Proteinli Mutfak Atölyesi Gerçekleştirildi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Çocuk Beslenme ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı ile Çocuk Beslenme ve Metabolizma Derneği Eskişehir Şubesi tarafından, 2017 yılında aramızdan ayrılan ESOGÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sultan Durmuş Aydoğdu anısına düzenlenen “2. Düşük Proteinli Mutfak Atölyesi” etkinliği ESOGÜ Otel’de gerçekleştirildi. Çocuk Beslenme ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gonca Kılıç Yıldırım konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, etkinlikte Vitaflo-Nestle firmasının katkıları ile bu konuda eğitimli bir şef eşliğinde, katılımcılara düşük proteinli ürünler ile yapılabilecek lezzetler hakkında uygulamalı eğitim verildiğini belirtti. Fenilketonürili hastalar ve ailelerinin katıldığı bu etkinlikte kurabiye, çiğ köfte, cup cake, dondurma, magnolia gibi tariflerin yapılarak tüm katılımcılara tadım yaptırıldığını belirten Doç. Dr. Gonca Kılıç Yıldırım, böylelikle tekdüze beslenmenin verdiği bıkkınlıktan kaynaklanan diyete uyumsuzluğun önüne geçmenin amaçlandığını ifade etti. Doç. Dr. Gonca Kılıç Yıldırım, düzenlenen bu etkinlik ile sosyal projenin hedefine ulaştığını ve gelecekte de benzer etkinlikleri çeşitli platformlarda daha fazla hasta ve yakınına ulaştırabilmeyi istediklerini söyledi.

ESOGÜ'den Dünya MS Farkındalık Günü Açıklaması Haber

ESOGÜ'den Dünya MS Farkındalık Günü Açıklaması

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gülnur Tekgöl Uzuner, Dünya Multiple Sklerozis (MS) Farkındalık Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklamada bulundu. Prof. Dr. Gülnur Tekgöl Uzuner’in açıklaması şöyle: “Dünya MS Günü tüm dünyada MS’i konuşmaya ve farkındalık oluşturmaya çalıştığımız bir gün. MS’in doğası, bulgularındaki çeşitlilik, tanı ve tedavisindeki zorluklar hastalığı karmaşıklaştırabilmektedir. Ancak son 15- 20 yıl içinde gerek tanı gerekse tedavi açısından epey yol alınmıştır. Bugün MS korkulan değil aksine erken tanı ve erken başlanan tedaviyle artık kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. MS yani Multiple Sklerozis, merkezi sinir sistemindeki myeline karşı bağışıklık hücrelerinin başlattığı inflamasyon ve eşlik eden nörodejenerasyonla seyreden otoimmün bir hastalıktır. Sıklıkla genç erişkin yaş dediğimiz 20-40 yaş arasında başlar ancak ergenlikte ve ileri yaşta da başlayabilir. Bugün dünyada yaklaşık 3 milyon MS tanısı almış kişi yaşamaktadır. Dünya üzerinde herhangi bir yerde, her 5 dakikada bir kişi MS tanısı almaktadır. Ülkemizde 2024 yılında yapılan epidemiyolojik çalışmada MS’in görülme sıklığı 100 binde 96.4 bulunmuştur yani her 100 bin kişinin 96’sı MS’lidir. Kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha sık görülmektedir. Ancak erkeklerde daha ciddi seyir gösterebilmektedir. MS süreğen bir hastalıktır. Bu nedenle ömür boyu ilaç kullanmayı gerektirmektedir. Tedavinin aksatılması hastalığın seyri üzerine olumsuz etkilerde bulunmakta ve tedavide beklenen etkiyi almayı zorlaştırmaktadır. MS tanısı alındıktan sonra tedavinin düzenli kullanılması ve doktor kontrollerinin aksatılmaması gerekmektedir. Bu hem ilaç etkinlik ve yan etkilerinin izlenmesi hem de ilaç değişimi gereken durumların tespit edilmesi için de önemlidir. MS genetik geçişi %20-30 civarında olan bir hastalıktır. Her ne kadar ailesel MS vakaları görülse de sıklıkla bir ailede tek vakalar şeklinde görmekteyiz. MS ayrıca bulaşıcı bir hastalık değildir. MS çeşitli belirtilere yol açar. Bunlar arasında bulanık görme, bazen görme kaybı, çift görme, kol ve bacaklarda güçsüzlük, uyuşma, karıncalanma gibi duyusal bulgular, baş dönmesi, denge ile ilgili sorunlar, mesane ve barsak belirtileri, halsizlik, yorgunluk, hafıza ile ilgili problemler yer almaktadır. Bu bulgular her hastada görülmez. Bazen tek bir bulgu olur erken tanı konularak tedaviye başlanırsa başka belirti vermeyebilir. Bazen bir hastada bu bulgulardan birkaçı bir arada olabilir. Bazı hastalarda zaman içinde atak dediğimiz belirtilerin tekrarladığı dönemler olabilir. Atak dönemlerinde 3-10 gün gibi kısa süre, yüksek doz, damar yolundan, steroid tedavisi uygulanarak bulguların iyileşmesi sağlanmaya çalışılır. Relapsing remitting MS (RRMS) dediğimiz ve hastaların çoğunluğunda gördüğümüz tipinde ataklardan tam düzelme sağlanırken, hastaların az diyebileceğimiz bir kısmında hastalığın ileri yıllarında ataklar tam iyileşmez. Sekonder progresif MS (SPMS) olarak adlandırdığımız bu tipinde ataklardan iyileşememenin yanı sıra sessiz ilerleme dediğimiz özürlülükte artma olabilir. Her RRMS hastası SPMS fazına ilerlemez. SPMS fazına dönüşümü engellemek tam mümkün olmasa da yaşam tarzı değişikliği, sağlıklı yaşam tarzı, stresi azaltmak, sigara kullanmamak gibi ilave düzenlemeler faydalı olmaktadır. Bazı hastalar ise hastalığın ilk yıllarından itibaren özürlülük artışı ile seyredebilir. Bu belirtilere sahip MS’i ise primer progresif MS olarak adlandırmaktayız. Bu tip MS 40 yaş üstü, erkek hastalarda daha sık görülmektedir. MS tanısı klinik belirtiler ve muayene bulguları, radyolojik olarak MR’da görülen plaklar ve beyin omurilik sıvısındaki bazı bulguların pozitifliğinin dikkatli değerlendirilmesi sonucu konulmaktadır. MS gerek klinik bulguları gerekse MR bulguları açısından başka hastalıklarla karışabilmektedir. Bu nedenle MS tanısının özellikle MS alanında uzman hekimlerce konulması daha güvenilir sonuçlara imkân vermektedir. MS şüphesi taşıyan kişilerin en kısa sürede MS uzmanına başvurması ve tanı sonrası verilen tedavileri aksatmadan kullanması, MR ve laboratuvar tetkiklerinin belli periyodlarda kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Son yıllarda MS tedavisinde sadece MS ilacını kullanmanın yeterli olmadığı bütünsel bir yaklaşımla tedaviye destek olunması önerilmektedir. Sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi böylece stresten kaçınma, diyette inflamasyonu azaltmaya yönelik beslenme, fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları ve spor aktiviteleri (özellikle yoga, aerobik egzersizler, pilates gibi), sigara ve alkolden uzak durmak, D vitamini, B12 vitamini ve omega 3 desteğinin kullanılması, zihinsel faaliyetlerin artırılması hastalığın daha iyi yönetilmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca gerekli olduğunda nöropatik ağrı, uyku bozukluğu, depresyon, yorgunluk gibi durumlarda ek tedavilerin kullanılması önerilmektedir. MS farkındalığı hem MS’li birey hem de toplumumuz için önemlidir. Çünkü farkında olursak başa çıkabiliriz, yönetebiliriz ve yanımızdaki bir MS’liye destek olabilir onu yaşamın içinde tutabiliriz. Haydi hep birlikte MS’i öğrenelim, MS’lileri anlayalım ve onların hayatlarına güzel dokunuşlar yapalım.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.