SON DAKİKA
Hava Durumu

#Eskişehir Kent Konseyi

Porsuk Haber Ajansı - Eskişehir Kent Konseyi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eskişehir Kent Konseyi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eskişehir Kuru Tarım Mirasına Sahip Çıkıyor Haber

Eskişehir Kuru Tarım Mirasına Sahip Çıkıyor

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Kent Konseyi, tarımın geleceğini masaya yatırmak üzere önemli bir panele ev sahipliği yaptı. Panelde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Eskişehir’in geçmişten günümüze kuru tarıma büyük önem verdiğini, Küllüoba kazılarında da Eskişehir’e kuru tarımın miras bırakıldığını ifade ederek, “Bizler bu mirasa sahip çıkmak için su konusuna ayrıca bir hassasiyet göstermek zorundayız.” dedi. Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Kent Konseyi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ), Eskişehir Kent Konseyi, TMMOB Ziraat Mühendisleri Eskişehir Şubesi ve Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün katkılarıyla “Su, Tarım, Gelecek” başlıklı panel düzenlendi. Haller Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen “Su, Tarım, Gelecek” başlıklı panel, alanında uzman isimleri ve sektörden paydaşları bir araya geldi. Panel öncesi bir konuşma yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Selma Güder, dünya nüfusunun hızla arttığına dikkat çekerek, “Dünya nüfusu hızla artarken, buna paralel olarak gıda üretimi ve su tüketimi de artmaktadır. Ancak bu artışa rağmen mevcut üretim kapasitemiz gelecekte yeterli olacak mı? Su kaynaklarımız giderek azalıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre Türkiye, su stresi yaşayan 17 ülke arasında yer almaktadır. Geleceğimiz için, uzmanlarımız ve çiftçilerimizle birlikte bu sorulara yanıt arayacak, sürdürülebilir ve verimli bir tarım için hep birlikte çalışacağız.” ifadelerini kullandı. Daha sonra konuşan ESOGÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Onur Koyuncu, “Yer küremiz, bugün birçok açıdan ciddi sorunlarla karşı karşıya. İklim değişikliği, küresel ısınma, su kıtlığı, sürdürülebilir ve güvenilir tarımın gerekliliği ile 8 milyardan fazla insanın doyurulması meselesi, insanlık için büyük bir sorumluluk oluşturuyor. Bizler, akademi dünyasının bir parçası olarak bu sorumluluğun farkındayız. Bu süreçten payımıza düşeni almak ve çözüm üretme çabasına katkı sunmak istiyoruz.” şeklinde konuştu. Suyun önemine değinen Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu da, “Dünyaya baktığımızda, bir zamanlar coşkuyla akan nehirlerin, bereket saçan göllerin ve su kaynaklarının giderek azaldığını görüyoruz. Suyu hiç bitmeyecek bir kaynak sanıyoruz. Bizler bereketin ve nimetin kıymetini bilen insanlarız. Kuraklıkla mücadele, insanlık tarihi kadar eski bir mücadeledir. Bugün de bu mücadeleyi bireysel ve toplumsal olarak sürdürmek zorundayız. Her birimiz, bireysel su tasarrufu yaparak bu büyük çabanın bir parçası olabiliriz. Unutmayalım: Bir damla su, bir yaşam demektir.” şeklinde konuştu. “Öncelikle, suyu bir kaynak değil, bir emanet olarak görmeliyiz.” diyen Eskişehir Vali Yardımcısı Adem Keleş, “Tarımsal üretimde su verimliliği yüksek tekniklere geçmek artık bir tercih değil, zorunluluktur. Bu bağlamda kırsal alanlarımızın su kullanımıyla ilgili avantaj ve dezavantajlarını doğru tespit etmek, tarımsal sulama, çevresel ve fiziksel altyapı gibi konularda tüm ilgili kurumlarımızın kırsal alanların ihtiyaçlarına uygun planlama çalışmalarına katkı sağlaması mecburiyetimiz vardır. Damla ve yağmurlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması, kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin tercih edilmesi, atık suların arıtılarak yeniden kullanımı gibi akıllı tarım uygulamaları, geleceğimizi şekillendirecektir. Ayrıca her bir bireyin su tasarrufu konusundaki bilinçlenmesi, bu mücadelenin en güçlü halkasını oluşturacaktır. Su yoksa tarım yoktur, tarım yoksa yaşam yoktur.” diye konuştu. Başkan Ayşe Ünlüce de, “Türkiye, iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerden biridir. İç Anadolu Bölgesi olarak da bu krizden en çok etkilenen bölgelerin başında geliyoruz. Eskişehir, özellikle kuru tarım konusunda muhteşem bir tarihe sahip. Eskişehir 1929 yılında büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde Ali Numan Kıraç’ın ‘Dry Farming’, yani kuru tarım araştırma laboratuvarını kurduğu şehir. Bizler, hiçbir şey yapamasak bile bu mirasa sahip çıkmak için su konusuna ayrı bir hassasiyet göstermek zorundayız. Üstelik Atatürk’ün Eskişehir’i boşuna seçmediğini düşünüyorum. Seyitgazi’de devam eden Küllüoba kazından bize 5000 bin yıl öncesinden bazı mesajlar geliyor. Ne diyor Küllüoba bize bu mesajında? ‘Ben, bundan 5200 yıl önce bu topraklarda kuraklık yaşandığı dönemlerde sulu tarımı bıraktım, kuru tarıma yöneldim. Koyun yerine keçi yetiştirdim, su isteyen tarım ürünleri yerine karabuğday ve tahıl yetiştirdim.’ Biz, tarihin bu seslerini duyarak ilerleyeceğiz. Bu, Eskişehir’e büyük bir emanet. Bu mirası, bu emaneti duyarak ilerliyoruz ki bugün şehrimizin değerli paydaşları bu önemli konuyu gündemimize, masamıza getiriyorlar. Ben, bu panelin başta Eskişehir olmak üzere tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını, güzel sonuçlar doğurmasını; burada tartışılan konuların bu salonda kalmayıp hem şehrimiz hem de ülkemiz için faydalı olmasını diliyorum. Buraya gelen, bize destek olan ve yanımızda bulunan herkese şükranlarımı, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.” dedi. Konuşmaların ardından başlayan panelde ESOGÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Onur Koyuncu, ESOGÜ Ziraat Fakültesi Prof. Dr. İmren Kutlu, ESOGÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koç Mehmet Tuğrul, Çiftçi İlayda Altıntaş, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Selma Güder ve Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden Ziraat Mühendisi Hasan Çakıllı iklim krizi, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, tarımsal üretim ve gıda güvenliği gibi kritik konularını ele aldı.

Daha İyi Gıda ve Daha İyi Gelecek İçin El Ele Haber

Daha İyi Gıda ve Daha İyi Gelecek İçin El Ele

Eskişehir Kent Konseyi Çevre Sağlık Çalışma Grubu tarafından 16 Ekim Dünya Gıda Günü ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Çalışma Grubu adına açıklamayı yapan Selma Güder şu ifadelere yer verdi; ''Sürdürülebilir yaşamın özü, gıdalarımızı ve su kaynaklarımızı korumaktır. Sularımız, iklim değişikliği, nüfus artışı, kentleşme ve çatışmaların tehdidi altında. Her bir kayıp, insanlığı küresel gıda krizine bir adım daha yaklaştırıyor. Önüne geçmek için bugünden “gıdada sıfır kayıp” anlayışını benimseyerek, suyumuza sahip çıkalım ve gıdamızı koruyalım. Çünkü Su hayattır, su gıda demektir. Gıdaya olan güvensizliğin her geçen gün arttığı bir süreçten geçmekteyiz. Bir yandan güvenli, sağlıklı gıdaya erişim azalırken, bir yandan dünyamızda 673 milyon insan açlık çekmektedir. İnsanlık için kâbus olan bu yokluğu ve yoksulluğu yenmek için sorumluluk almak hepimizin ortak toplumsal görevidir. Özellikle, geleceğimiz olan çocuklarımızın sağlıklı ve dengeli beslenememesi gelecekte fiziksel ve mental olarak geri kalmış bir neslin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Çocukların beslenme ihtiyacı doğru uygulamalar ile en geniş kapsamda karşılanmalıdır. Artan küresel nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak, sınırlar, sektörler ve nesiller arasında takım çalışması gerektirir. Bolluk ve yoksunluğun sıklıkla yan yana var olduğu dengesiz bir sistemde gıda güvenliği ve sağlıklı gıdaya ulaşım hakkı piyasanın ciddi kamu denetimi ile gerçekleşebilir. Eskişehir Kent Konseyi Çevre ve Sağlık Çalışma Grubu olarak “Bugün attığımız adımlar geleceğimizi doğrudan etkileyecektir” diyor, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nüzü kutluyor, “Daha İyi Gıda ve Daha İyi Gelecek İçin El Ele” diyoruz.''

Kent Konseyi'nden Doğal Yaşam Alanına Anlamlı Bağış Haber

Kent Konseyi'nden Doğal Yaşam Alanına Anlamlı Bağış

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından Sarısungur Mahallesi’nde kurulan Doğal Yaşam Alanı’nda bakım ve sevgiyle büyütülen patili dostlar için başlatılan mama ve nakdi bağış kampanyası, hayvanseverlerin ilgisiyle büyüyor. Eskişehir Kent Konseyi de bu çağrıya kayıtsız kalmayarak 1 ton mama desteğinde bulundu. Büyükşehir Belediyesi, Sarısungur Mahallesi’nde oluşturduğu Doğal Yaşam Alanı’nda sahipsiz sokak hayvanlarına barınma ve bakım imkânı sağlarken, geçtiğimiz günlerde mama ve nakdi bağış kampanyası başlatmıştı. "İyilik Hareketine Sen de Katıl" çağrısıyla hayvan dostu Eskişehirlileri kampanyaya davet eden Büyükşehir Belediyesi’ne ilk büyük destek, Eskişehir Kent Konseyi’nden geldi. Kent Konseyi, kampanyaya 1 ton mama bağışı yaparak hem patili dostların yanında olduğunu gösterdi hem de topluma örnek bir dayanışma sergiledi. Büyükşehir Belediyesi’nin mama desteği çağrısına kayıtsız kalamadıklarını anlatan Hayvan Hakları Çalışma Grubu Başkanı Ece Bilgin, “Duyduk ki Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce, bu merkez için bir mama kampanyası başlatmış. Hemen biz de dedik karınca kararınca bir şeyler yapalım. Eskişehir'in vicdanlı, merhametli hayvan dostlarına, canseverlerine bir mesaj verelim. Lütfen herkes gelsin, gelemese de mamalarını göndersin. Bu çocukların boğazlarından böyle güzel kaliteli bir şeyler geçsin.” dedi. Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu da, Eskişehir Kent Konseyi olarak Başkan Ünlüce’nin Doğal Yaşam Merkezi’ne destek çağrısına katkı veren tüm can dostlarına teşekkür ettiğini ifade ederek, “Eskişehir Kent Konseyi olarak şuna inanıyoruz ki, insanlığın aynası iyilikle parlar. Buradan tüm paydaşlarımızı, tüm hemşehrilerimizi Doğal Yaşam Merkezimize destek vermeye ama en önemlisi de yıllardır sürdürdüğümüz satın alma sahiplen kampanyasına destek olmaya davet ediyorum. Bu canlarımızın hepsinin sıcak yuvaya ihtiyacı var.” diye konuştu. Büyükşehir Belediyesi, destek veren tüm kurum ve vatandaşlara teşekkür ederek kampanyanın devam ettiğini hatırlattı.

Topraktan Kalbe Projesi'nde Ürünler Toplandı Haber

Topraktan Kalbe Projesi'nde Ürünler Toplandı

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Seyitgazi Belediyesi, Eskişehir Kent Konseyi Kırsal Çalışma Grubu ve Down Sendromlular Derneği iş birliğiyle düzenlenen Topraktan Kalbe projesi sona erdi. Haziran ayında Eskişehir Kent Konseyi Kırsal Çalışma Grubu özel bir etkinliğe imza atarak "Topraktan Kalbe" etkinliği ile down sendromlu çocukları fidelerle ve toprakla buluşturmuştu. Eskişehir Kent Konseyi Kırsal Çalışma Grubu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Seyitgazi Belediyesi ve Türkiye Down Sendromu Derneği Eskişehir İl Temsilciliği tarafından ortaklaşa düzenlenen etkinlikte, Seyitgazi'nin Taşlık Çiftlik Köyünde, down sendromlu çocuklar kendi sebze fidelerini toprakla buluşturarak can suyunu vermişti. Geçtiğimiz günlerde ise down sendromlu çocuklar sebze fidelerinden elde ettikleri ürünleri toplayarak yeni bir deneyim daha yaşadı. Eskişehir Kent Konseyi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Hayatımıza +1 değer katan Down Sendromlu küçük hemşehrilerimizin içlerindeki potansiyeli ortaya çıkarmak için, akıl eden bir kalpten başka hiçbir şeye ihtiyacımız yoktur. Seyitgazi Taşlık Çiftlik Köyde down sendromlu çocuklarımızın ektiği ve onların sevgisiyle büyüyen fidelerde yetişen her bir ürün, çocuklarımız için daha yaşanabilir bir gelecek arzumuzu temsil ediyor. Kırsal Çalışma Grubumuz, Down Sendromlular Derneğimiz, Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz ve Seyitgazi Belediyemiz paydaşlığında düzenlediğimiz "Topraktan Kalbe" etkinliğimize destekleri için başta Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayse Ünlüce ye, Seyitgazi Belediye Başkanımız Ugur Tepe'ye, ESOGÜ Ziraat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Onur Koyuncu’ya, Prof. Dr. Ahmet Çabuk’a, Doç.Dr. Taki Karslı’ya, Türkiye Down Sendromu Derneği İl Temsilcisi Uğur Bahri Yavuz’a,Kırsal Çalışma Grubu Başkanımız Levent Özbunar’a ve gönüllülerimize teşekkür ediyoruz."

Kent Konseylerinden ÇED Raporu Tepkisi Haber

Kent Konseylerinden ÇED Raporu Tepkisi

Eskişehir Kent Konseyi, Odunpazarı Kent Konseyi ve Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi tarafından Alpagut - Atalan Mahallelerinde yapılacak altın gümüş madeni projesini değerlendirdi. Eskişehir Kent Konseyi'nde düzenlenen basın toplantısında ilk olarak konuşan Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu şu ifadelere yer verdi; "Eskişehir Kent Konseyi, Odunpazarı Kent Konseyi ve Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi olarak Tepebaşı, Mihalgazi İlçelerimiz, Alpagut ve Atalan Mahallelerimizi kapsayacak şekilde yapılması planlanan Altın- Gümüş Madeni Ocağı ve Cevher Zenginleştirme Tesisi projesi ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliği gereğince hazırlanarak son sekli verilen ÇED Raporu’nu üzülerek inceledik. Planlama sürecinde yapılan "doğal dengenin bozulmasına yol açacak" düzenlemelerin şehircilik ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır. Projesi, Sakarya Havzmız içinde çok kritik bir konumda yer almaktadır. Sakarya Nehrimiz, Türkiye'nin en önemli dördüncü büyük akarsu sistemidir ve Eskişehir, Ankara, Bilecik, Bolu, Sakarya ve Kütahya illerini kapsayan geniş bir su toplama havzasını barındırır. Bu havza, tarım, hayvancılık, sanayi ve içme suyu ihtiyacını karşılayan bütünleşik bir hidrolojik sistemdir. Proje, bu sistemin yer altı su rezervuarlarını tahrip edecek niteliktedir. Özellikle patlatma, kazı ve galeri açılması gibi faaliyetler yüzey ve yer altı su kaynaklarının tüm bileşenlerini etkileyebilecek ve su kaybına neden olacaktır. Yer altı suyu seviyeleri, DSİ verilerine göre mevsimsel olarak 7-15 m arasındadır, bu derinlikteki su kaynaklarının madencilik kazısından etkilenme olasılığı %100'dür. Bu durum yalnızca çevresel değil; aynı zamanda geçimini tarım ile sağlayan halkı ekonomik açıdan da zorlayacaktır." dedi. Basın toplantısında konuşan Odunpazarı Kent Başkanı İsmail Kumru şu ifadelere yer verdi; "Alpagut-Atalan altın-gümüş madeni projesi, önemli biyolojik koridorların da tam ortasında yer almakta ve bölgede mevcut ekosistemlerin tahribine ve geri dönülmez habitat kaybına neden olacak niteliktedir. Proje alanında ÇED raporunda belirtilen verilere göre, toplam 14.022 ağaç kesilecektir. Fakat madencilik faaliyetinin bölgedeki orman varlığı, canlı yaşamı ve tarımsal üretim üzerinde meydana getireceği etkiler ne yazık ki bilimsel ve teknik çalışmalar ile değerlendirilmemiştir." Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi Başkanı Canan Adlım ise yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; "Anayasa’nın 56. maddesi uyarınca herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu çerçevede, kamu yararının gözetilmesi, planlama sürecinin temel ilkesidir. Maden projesinin hayata geçmesi ile birlikte ülkemizdeki en önemli gıda üretim bölgelerinden bir tanesi olan verimli tarım arazilerimiz geri dönüşü imkânsız bir şekilde kimyasal kirliliğe maruz kalacak, tarımsal faaliyetleri ve ekolojik bütünlüğü tehdit edecektir. Eskişehir Kent Konseyleri olarak, hemşehrilerimizin ÇED sürecinin sonlandırılması talebinin sonuna kadar arkasındayız, Bakanlığa iletilen görüşler projeyle ilgili karar alma sürecinde mutlaka dikkate alınmalıdır. Proje hakkında “ÇED Olumsuz” kararı verilmesi, tüm şehir halkını ziyadesiyle memnun edecektir."

Kara Avcılığı İvedilikle Yasaklanmalı! Haber

Kara Avcılığı İvedilikle Yasaklanmalı!

Eskişehir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu Eskişehir ve Kütahya'da av turizmi kapsamında 15 kızıl geyik ve 1 yaban koyunu avlanacak olmasına tepki gösterdi. Eskişehir Kent Konseyi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Başkanı Ahmet Kapanoğlu yapılacak olan av turizmi ile yaşanan iklim krizine dikkat çekti. Başkan Kapanoğlu yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Şu anda iklim sisteminin çöküşünün tam ortasındayız ve iklim değişikliğinin etkileri hiç bu kadar olumsuz ve yakıcı olmamıştı. Bu yıkıcı etkiler kaçınılmaz olarak daha da kötüleşecektir. Hayatta kalmamız, sadece insanların değil, dünyadaki her canlının sağlığına bağlıdır. Birer felakete karşılık gelen yıkıcı yangınlar sırasında ve sonrasında hayvanlardan nadiren söz ediliyor. Onlardan daha fazla söz etmeliyiz. Çünkü onlar yalnızca insan kaynaklı iklim değişikliği ve küresel ısınmanın en büyük kurbanları değil, aynı zamanda bunu sona erdirmemize yardımcı olacak anahtarı da ellerinde tutuyorlar. Başka hangi eylemleri yaparsak yapalım, onları görmezden gelmeye devam edersek başarılı olamayız. Tüm hayvan dostlarımızı düşünmeliyiz; onların bizim yardımımıza, bizim onlara ihtiyacımız var. Canlarımızın hayatına kast etmek ruhen çürüyen kişilerin eğilimleridir. Hayvanlarımızın hayatının bu tür sapkın eğilimli kişilerin oyuncağı haline gelmesini önlemek için ilk aşamada gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının zorunlu olduğunu biliyoruz. Eskişehir Kent Konseyimizin; her zaman şiddetin karşısında sevginin, saygının, birlik ve beraberliğin yanında olmayı benimsemiş hayvansever, yani "Dünya sadece bizimdir" demeyen ve aynı zamanda iyi birer insan hakları savunucusu olan Hayvan Hakları Çalışma Grubumuzun Üyelerimiz ile tekrar uyarıyoruz; dünyamızın öncelikli sorunudaha fazla hırpalanmadan korunmasıdır." dedi. Eskişehir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu Başkan Ece Bilgin ise düzenlenecek av ihalesi ve av turizmine tepki gösterdi. Bilgin yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; "Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 5. Bölge Müdürlüğü tarafından şehrimizde ve komşu ilimiz Kütahya’da kızıl geyik acente kotalarının avlattırılmasına ilişkin yapılacağını öğrendiğimiz ihale kapsamında 15 kızıl geyik ve 1 Anadolu yaban koyununun “av turizmi” gerekçesiyle vurulacağı haberi bizleri çok üzmüştür. Çünkü kendini savunma şansı olmayan bir canlıya silah doğrultup öldürmek spor değil, cinayettir. Bir kurumun korumakla mükellef olduğu hayvanların hayatı üzerinden para kazanması Eskişehir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu olarak, bizler açısından olduğu kadar inanıyoruz ki, Eskişehirlilerin çok büyük bir kesimi için de kabul edilebilir değildir. Zaten, iklim krizinin hava sıcaklarını arttırması ve daha kuru koşullar yaratmasıyla birlikte; sıklığı, şiddeti, süresi artan yıkıcı orman yangınlarında evlerini, yuvalarını, yaşam alanlarını kaybetmiş durumda olan ve yaşam alanları her geçen yıl gittikçe daralan yaban hayvanlarımızı bir de av turizmine malzeme yaparak, zevk için öldürtmek dünyamızın geleceği için de doğru değildir. Ormanlarımızda bilimsel ölçütlere dayanarak gerekli ekolojik gözlem, izleme ve değerlendirme çalışmalarının yapılması gerekirken, bunun yerine hayvanlarımızın öldürülmesini ve avcılığın devlet eliyle teşvik edilmesini reddediyoruz Afyonkarahisar’da 22 Ağustos’ta gerçekleşecek avlanma ihalelerinin iptal edilmesini istiyor ve Avcılık yasaklanana kadar mücadele etmenin bir “insanlık görevi” olduğu bilinci ile herkesi bu göreve davet ediyoruz!"

Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkımıza Saygı Duyulmalı Haber

Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkımıza Saygı Duyulmalı

Eskişehir Kıymetlidir Platformu, Atalan - Alpagut altın - gümüş maden ocağı projesinin ÇED raporuna ilişkin ikinci İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı öncesi bir basın açıklaması yaptı. Eskişehir Kıymetlidir Platformu adına Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Havamızı, suyumuzu, toprağımızı zehirleyerek sağlığımızı bozacak tüm faaliyetlere karşı şehrimizin ortak aklı ve ortak sesi olan “Eskişehir Kıymetlidir Platformu” çatısı altındaki Sivil Toplum Kuruluşları, Kent Konseyleri, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi Odunpazarı Belediyesi, Eskişehir Barosu, Tabipler Odası, Diş Hekimleri Odası, Veteriner Hekimler Odası, Çevre Derneği, TEMA Vakfı Eskişehir İl Temsilciliği, TMMOB’a bağlı Ziraat, Elektrik, İnşaat, Makine, Jeoloji Mühendisleri Odaları, Ekoloji Derneği olarak teknik gerekçelerini belirterek yaptığımız açıklamalar ile Atalan-Alpagut altın-gümüş maden ocağı zenginleştirme tesisi, hazır beton tesisi ve su temin göleti projesine kesinlikle karşı olduğumuzu, daha önce olduğu gibi bir kez daha net bir şekilde ifade ediyoruz. 4 Temmuz Cuma günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda gerçekleşecek, Atalan - Alpagut altın - gümüş maden ocağı projesinin ÇED raporuna ilişkin ikinci İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında güzel şehrimizden yana bir karar alınarak, hem teknik hem de vicdani açıdan uygun olmayan projenin çevresel etki değerlendirme (ÇED) sürecinin sonlandırılmasını talep ediyoruz. Çünkü ocak, pasa depolama alanı, yığın liç sahası ve tüm rutin faaliyetleri açık havada gerçekleşecek bu proje hem Sakarya Nehrimize hem de bölgedeki tarımsal üretime büyük zarar verecektir. Şu gerçek asla unutulmamalı ki, ormanlarımız yok edildiğinde, tarımsal üretim bittiğinde, nehirler kuruduğunda, karnımızı altın ya da gümüş yiyerek doyuramayız. Bizler doğru alanda ve kurallara uygun olarak, doğamıza zarar vermeden yapılan madenciliğe elbette karşı değiliz. Ancak hemşehrilerimizin yaşamlarını, geleceğini tehdit edecek çevre felaketlerinin yaşanmasına yol açabilecek bu tür girişimlere karşı da güzel şehrimizin savunuculuğunu yapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Sakarya Vadimizi yok edecek bu projenin durdurulması için hukuki mücadelemizi yılmadan sürdürerek, sürecin takipçisi olacağız. İnanıyoruz ki; Gün gelip de şehrimizdeki tabiat harikalarımızın bir varmış, bir yokmuş diye başlayan masallara karışmaması bu çabaya bağlı."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.