SON DAKİKA
Hava Durumu

#Eskişehir İl Kongresi

Porsuk Haber Ajansı - Eskişehir İl Kongresi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eskişehir İl Kongresi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzun Çarşı Boydan Boya! Buyurun Gelin, Bekliyoruz! Haber

Uzun Çarşı Boydan Boya! Buyurun Gelin, Bekliyoruz!

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Abdullah Öcalan'ı getirtip konuşturacağını zanneden varsa Uzun Çarşı boydan boya gelsinler bakalım. Abdullah Öcalan’ı umut hakkı çerçevesinde serbest bırakacağını düşünen varsa buyursun gelsinler, Uzun Çarşı boydan boya. Bu milletin birliğini, dirliğini, dilini, beraberliğini bozmaya cesaret edecek olanlar varsa; işte onlar orada, Türk milleti de burada. Uzun Çarşı boydan boya! Buyurun gelin, bekliyoruz” dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta arasında Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaşanan tartışmaya değinen Dervişoğlu, “Erhan Usta’nın söylediği sözlerin, yönelttiği eleştirilerin, sorduğu soruların sonuna kadar arkasındayım” diye ekledi. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Eskişehir 4. Olağan İl Kongresi’nde konuştu. İYİ Parti’nin kurulma aşamasında oynanmak istenen oyunlara ve partiye vade biçilme çabalarına işaret eden Dervişoğlu, Bunların hepsini müştereken yaşadık. Hangi zorlukları geçerek bu noktaya geldiğimizi benden iyi biliyorsunuz. Ben ‘Şöyle, böyle olaylar yaşadık’ diyerek, bundan siyaseten sığ ve çiğ bir söylem üretmekten yana değilim. Ama eğer bir kötülüğün muhatabı kılınmak isteniyorsak herkes bilmelidir ki; biz sadece İYİ Parti değiliz, aynı zamanda da cesurlar hareketiyiz. Her zorluğa her ihanete her bize yöneltilmiş olumsuzluğa karşı da direnç göstermeyi biliriz. Siyasi ömrümüzde vade biçmişlerdi. Gelsinler Eskişehir'de görsünler, İYİ Parti bitmiş mi?” dedi. “Cehennemin dibine kadar yolları var” İYİ Parti’yi bitirmek için milletvekili transferleri yaptıklarını savunan Dervişoğlu, “Bunlardan bir tanesi de sizin helal oylarınızla seçilmiş ama haramzadelere teslim olmuş biri. Onlara ne zaman cevap vereceğimizi göreceksiniz, zaman gösterecek. Sandık bu milletin önüne geldiğinde, millet kimi nasıl ödüllendirecek, kime de hangi cezayı verecek göreceksiniz. Şimdi o dönemlerde bunlar çok rahat yapıldı. Neden? Çünkü herkesin ortak bir kabulü ve inanmışlığı vardı. İYİ Parti'nin siyasi ömrünün tükeneceğine inanmışlardı. O dönemlerde bu gidişler gelişler olduğunda da hiç kimse bir şey söylemiyordu. Başta ben olmak üzere, bu partiden ayrılmak isteyen bir tek kişiye kararını değiştirmesi noktasında tek bir kelam sarf etmedim. Çünkü ben siyasetin gidenlerle değil, kalanlarla yapılacağına tecrübeyle sınanmış birisiyim. Buradan bir kişiyi kaybedersem sabahlara kadar uykusuz kalırım ama gidenler gittiği yere kadar gitsinler. Cehennemin dibine kadar yolları var. Siyasi cennette gittikleri kanaatini de taşımıyorum. Elbette ki ödeyecekleri bir bedel var. Demokrasilerde bu bedelleri millet ödetir” ifadesini kullandı. “Birbirinizi öyle sıkı sarılacaksınız ki aranıza şeytan sızamayacak” O dönemlerde çok fazla etkilenmediklerini belirten Dervişoğlu, “Ama şimdiki kayıplarımızdan etkileniriz. Bunu asla ve kata aklınızdan çıkarmayın. Onun için birbirinize sıkı sıkıya sarılmak mecburiyetindesiniz. Karıncalar gibi çalışmak, arılar gibi bal üretmek mecburiyetindesiniz. Yatarak siyaset yapılamaz. Dün bizi hiç kimse yerimizde tutunacağımızı ön görmeyerek önemsemiyordu belki ama artık bilin; siz büyüdünüz, partinizi büyüttünüz. Partiniz Türk siyasi hayatında vazgeçilmez bir temel yapıya dönüştü ve toplumun büyük kesimi tarafından vazgeçilmez tek kale haline geldi. Artık bilin ki içeriden de dışarıdan da düşmanlar olacaktır. Bizi çok fazla rahat bırakmamak için, içeriden ve dışarıdan bir takım olumsuz işlerle karşı karşıya kalma ihtimalimiz muhtemeldir. İYİ Parti’yi büyüttünüz, itibarını yükselttiniz diyorum. Bunu hazmedemeyenler olacaktır. Türkiye'de demokrasiyi katletmek isteyenler buna rıza göstermeyecektir. Türkiye'de adaleti yok etmek isteyenler buna karşı bir direnç sergileyeceklerdir. İYİ Parti’nin üzerine birtakım oyunlar, birtakım senaryolar kurgulamak isteyeceklerdir. Bunlara karşı son derece uyanık olmanızı öneriyorum. Birbirinizi öyle sıkı sarılacaksınız ki aranıza şeytan sızamayacak” şeklinde konuştu. “Milletin emeğinden çalınanları, karınlarından çıkarmak boynumuzun borcu” Gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında halinden memnun bir tek kişiye bile rastlamadığını kaydeden Dervişoğlu, “Ne tarlasını eken ve toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamayan çiftçi memnundur. Ne kepenk kapatmak mecburiyetinde kalan kredi, faiz ve SGK borçlarıyla uğraşan esnaf halinden memnundur. Ne sanayici halinden memnundur. Emekli zaten açlık sınırının altında hayatını idame ettirmek ve tenceresini kaynatamamaktan muzdariptir. Memur zor şartlarda hayatını idame ettirmeye çabalamaktadır. Velhasıl Türkiye'de halinden memnun hiç kimseye rastlanmamaktadır. Halinden memnun olan sadece bu iktidar ve bu iktidarın yandaşlarıdır. Çalmakla doymayanlar, geleceğe taşıyacakları bir şey olmadığını bilmelerine rağmen hallerinden memnundur. O haramzade çetesinin, bu milletin emeğinden çalıp da kursaklarından geçirdiklerini onların karınlarından çıkarmak da boynumuzun borcu olmalıdır” değerlendirmesini yaptı. “Türkiye'nin tükenişine vesile olabilecek bir bütçeyle karşı karşıyayız” Tükeniş Bütçesi dediği 2026 bütçesine dair eleştirilerde bulunan Dervişoğlu, “Bu bütçenin şimdiden 2 trilyon 700 milyar açık vereceği ve yine bütçeden 2 trilyon 700 milyar lira faiz ödeneceğini görüyoruz. Bu bütçede para kur ve faiz politikalarına dair milletin refahına vesile olabilecek hiçbir düzenleme yok. Bu bütçede kamu maliyesinin israfını engelleyecek hiçbir düzenleme yok. Bu bütçede yapısal reformlarla ilgili hiçbir düzenleme yok. Dolayısıyla Türkiye'nin tükenişine vesile olabilecek bir bütçeyle karşı karşıyayız. Parlamentoda görev yaptığımız zamanlar içerisinde, bürokratlar tarafından saraydan hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderilen bütçenin tek bir kelimesini tek bir rakamını Meclis değiştirmeye muvaffak olamamıştır. Saraydan binlerce sayfa dokümanla gelen bütçe, iktidarın oy çokluğuyla onaylanmış ve yaşama geçirilmiştir. Yine aynı durumla karşı karşıyayız ama bu duruma karşı sessiz kalabilme ihtimalimiz söz konusu değildir” dedi. “İşte o zaman anladım ki; hepsi bir, biz tekiz” TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta arasında Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaşanan tartışmaya değinen Dervişoğlu, “Aman efendim, nasıl konuşuyormuşuz diye Türkiye ayağa kalk. Sorduğu soru da çok manidar değil. Türkiye'nin bildiği bir gerçeği ifade etti ama bütün Türkiye'nin bildiği bir gerçeğin dile getirilmesinden bile o denli rahatsız oldular ki, bu anlamsız tepkiye anlam yükleyebilmek için zihnimde çaba sarf ettim Hadi ben Numan Kurtulmuş’u biliyor ve tanıyorum. Onun böyle bir şeye tepki göstermesi son derece de normal geliyor. Ama Türkiye'de neredeyse bütün siyasi partilerin sözcüleri sayın Erhan Usta'nın yapmış olduğu eleştirilerin üslubunu tartışmaya başladı. İşte o zaman anladım ki hepsi bir yana, biz tekiz tek.” ifadelerini kullandı. “Bu soruları sormayalım mı?” Usta’nın yönelttiği soruları hatırlatan Dervişoğlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’na ‘Siz bir komisyon kurdunuz. Meclis iç tüzüğüne göre sizin böyle bir yetkiniz yok. Olmayan bir yetkiyle bu komisyonu nasıl kurdunuz? Bu soruyu cevaplayın’ dedi. Biz Türkiye’de bu soruyu soramayacak mıyız? ‘Türkiye'de birinci açılım süreci esnasında. Abdullah Öcalan denen cani İmralı'da ziyaret edilince, o zamanki adıyla bir hakikat komisyonu kurulmasını arzuladığını dile getirmiş. Kurmuş olduğunuz bu komisyonu, Abdullah Öcalan'ın bu emeline hizmet etmiş olmaz mı?’ diye sordu. Biz şimdi bu soruyu sormayacak mıyız? ‘Sizin Abdullah Öcalan sevdamızı anlıyorum. Ama Abdullah Öcalan 2013 yılında -bir anayasa konvansiyonu kurulursa Sayın Numan Kurtulmuş'tan istifade edilmesi gerekiyor- diyor. Abdullah Öcalan'ın bu Numan Kurtulmuş sevdası nereden geliyor’ diye soruyor. Sormayalım mı Eskişehirliler? Meclis Başkanı bunların hiçbirine herhangi bir cevap vermeden kalkıyor, üslubu yönüyle de parti sözümüzü ağır bir dille eleştiriyor. Buradan söylüyorum; Erhan Usta’nın söylediği sözlerin, yönelttiği eleştirilerin, sorduğu soruların sonuna kadar arkasında durmaya devam edeceğim” şeklinde konuştu. “Uzun Çarşı boydan boya!” Süreç kapsamında kurulan komisyona katılmadıklarını hatırlatan Dervişoğlu, “Ne demişlerdi bizlere ‘Herhangi bir pazarlık yok, örgüt silah bırakacak, Türkiye'de barış olacak’ Peki Türkiye bugünlerde neyi konuşuyor? Abdullah Öcalan'a komisyon gidecek ziyarette bulunacak mı, onu konuşuyor. Peki neyi konuşuyor? ‘Umut hakkı üzerinden özgürlüğüne kavuşturulacak mı? Bir siyasi af durumu söz konusu olabilecek mi?’ Örgüt neyi söylüyor? ‘Abdullah Öcalan serbest bırakılmadan silahları bırakmayız’ diyor. Bunların hiçbiri benim lafım değil, sizin de lafınız değil. Bunlar örgüt mensuplarının lafı. Bu komisyonu kuran Cumhur İttifakı'nın oluşturduğu siyasi yapıların lafı. Ne söylüyorlarsa kendileri söylüyorlar. Anayasa’dan Türklüğün çıkarılabilmesi için 66. Madde’yi, ana dilde eğitimi mümkün kılabilmek ve dil çokluğuna vesile olabilmek için ana dilde eğitim meselesinin gündeme getirilmesini ben söylemiyorum. Biz sadece bunların niyetlerini ifşa ediyoruz. Yapmak istediklerinin neye mal olacağını anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye elbette ki 3-5 tane eşkıyanın ya da onları destekleyen emperyalist güçlerin mücadelesiyle yıkılacak kadar ucuz bir devlet değildir, biz bunu biliyoruz. Biliyoruz ama tartışılmaz değerlerimizin tartışma masasına yatırılması suretiyle aşındırılmasına rıza göstermediğimizi ifade etmek amacıyla karşı çıktığımızı dile getiriyoruz. Bizim söylediğimiz bir şey yok. Biz zaten en başında söylemişiz kardeşim, daha ne söyleyeceğiz? ‘Cumhuriyeti yıktırtmayacağız. Bu büyük milleti böldürtmeyeceğiz. Kardeşliğimize zarar verdirtmeyeceğiz’ demişiz. Bu meseleler tartışılsın istiyorlar, hiç boş yere tartışmayın. Eğer gücünüz yetiyorsa yaşama geçirin. Bakın söylüyorum; Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Abdullah Öcalan'ı getirtip konuşturacağını zanneden varsa Uzun Çarşı boydan boya gelsinler bakalım. Abdullah Öcalan’ı umut hakkı çerçevesinde serbest bırakacağını düşünen varsa buyursun gelsinler, Uzun Çarşı boydan boya. Bu milletin birliğini, dirliğini, dilini, beraberliğini bozmaya cesaret edecek olanlar varsa; işte onlar orada, Türk milleti de burada. Uzun Çarşı boydan boya, buyurun gelin bekliyoruz. Hepiniz bir, biz tekiz” diye ekledi. “Bu memlekette açlık varsa iman zafiyeti içindedir” Türkiye’nin AK Parti iktidarı dönemindeki değişikliklerine değinen Dervişoğlu, “Bunların zamanında deist ve ateist sayısı arttı. Bunların zamanında gençlerimiz arasında en çok din değiştirme zuhur etti. Dini istismar ederek dinden çıkanın yönettiği bir ülke konumuna geldiğimiz için bunlarla karşı karşıya kaldık. Kimsenin imanını sorgulamak gibi de bir şeyimiz yok. Ama ben imanı sadece secdeye gelmekle ya da elleri açıp Allah'a yakalamakla tarif etmiyorum. Bu memlekette açlık varsa iman zafiyeti içindedir. Bu memlekette yoksulluk varsa, bu memlekette yolsuzluk varsa, bu memlekette liyakatsizlik varsa, bu memlekette haksızlık, hukuksuzluk varsa sabahtan akşama kadar secdeden başınızı kaldırmazsanız bile imanınız tartışılır. Bu açık ve net bir durumdur. Bu gerçekleri göreceğiz. Biz şimdi asgari ücreti konuşmayalım mı? Açlık sınırının 30 bin liranın üzerine çıktığı, yoksulluk sınırının 100 bin liraya yaklaştığı bir dönemde, asgari ücret olarak 30 bin lira bile olmayacak bir rakamın tartışılıyor olmasını konuşmayacak mıyız? Bunu konuştuğumuzda haksızlık, hukuksuzluk, seviyesizlik mi yapmış olacağız?” dedi. “İYİ Parti bunlara sessiz mi kalsın?” Türkiye ve Almanya’nın İngiltere’den gerçekleştirdiği uçak alımlarındaki fiyat farkına işaret eden Dervişoğlu, “Almanya'nın almış olduğu uçak bizim aldığımızdan 235 milyon pound ucuz. Adamlar 165 milyona almışlar, biz 400 milyona almışız. 20 tane uçak için bu fakir milletin cebinden çıkacak olan paranın Türk lirası karşılığı 263 milyar. Bu para kimin cebine giriyor diye sormayacak mıyız? Bu nasıl bir iştir? Bu millet buna nasıl sessiz ve seyirci kalsın? İYİ Parti Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu yolsuzluğu, bu usulsüzlüğü dile getirmesin mi? Dile getirdiği zaman da iktidara karşı seviyesizlik mi yapmış olacak? Böyle bir saçmalık söz konusu olabilir mi? Tarlasını ekip toprağa düşürdüğü terinin karşılığını alamayan çiftçinin hakkını savunmak noktasında İYİ Parti sessiz mi kalsın? Gençler üstlerine başlarına çeki düzen verip işe gitmeleri gerekirken, valizlerini toplayıp yurt dışına kaçmak için yer arıyor. İYİ Parti buna sessiz mi kalsın? Esnaf borçlarıyla, vergisiyle uğraşıyor. İYİ Parti buna sessiz mi kalsın?” diye sordu. “Rahatsız etmeye devam edeceğiz” İYİ Parti, nerede haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik varsa orada ses çıkarmak için kurulduğunu vurgulayan Dervişoğlu, İYİ Parti’yi şahıslar kurmadı, İYİ Parti'yi büyük Türk milleti kurdu. İYİ Parti millet adına konuşmaya sonuna kadar devam edecektir. İYİ Parti’nin üslubundan rahatsız olduğunu söyleyen varsa herkes iyi bilsin ki; onları rahatsız etmeye devam edeceğiz. Yine altını çizerek ifade ediyorum, onları rahatsız etmemizden rahatsız olanlar varsa, onları da sonuna kadar rahatsız etmeye devam edeceğiz. Kimse bizim üzerimizden başka yerlerle ve yapılarla pazarlık yapabilme imkanına sahip olmayacak, olamayacak” ifadelerini kullandı. “Milliyetçilerin birliğini elbette önemsiyorum ama…” Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik eleştirilerde bulunarak parlamenter demokratik sisteme geçiş için verdiklerini sözün arkasında olduklarının altını çizen Dervişoğlu, “Her geçen gün tek adamlığa evrilen ve dışarıdan bakıldığında da meşruiyet tartışması yaratan bu otokratlaşmaya son vereceğiz. Bunun yapılabilmesi için milletin bize desteğinin arttırılması lazım. İYİ Parti emekleriniz ve çabalarımızla Türk siyasetinin vazgeçilmez siyasi kurumlarından birisi haline geldi. Bazen anketlerde yüzde 9-10 çıkıyor. Arkadaşlarımızın bundan memnun olduklarını görüyorum. Yüzde 10 bize yetmez. Bizi yüzde 10-12’lerde sıkıştırmak için bir takım siyaset mühendisleri çeşitli manipülasyonlar da yapıyor olabilir. Bütün siyasi geçmişimi biliyorsunuz. Ama önce şunu bilin, ben nerede olursam olayım merkez siyaset yanlısıydım. Hatta merkez siyasetin de ötesinde merkez sağ kafalı bir adamımdır ben. Milli ve manevi değerlerimize bağlı kalarak, siyasi yolculuğumuzu sürdüreceğiz ama, İYİ Parti’yi Rahmetlik Süleyman Demirel'in 1965’inde Adalet Partisi'ne dönüştürebilirsek Türkiye'nin geleceğini kurtarırız. İYİ Parti’yi, 1983 yılındaki Turgut Özal'ın Anavatan Partisi gibi yapılandırmaya muvaffak olursak da Türkiye'nin geleceğini kurtarırız. Siyasi geleceğimizi klikleşmede ya da ayrılıkçılıkta arayacağımız yerde birlikte, beraberlikte, bütünlükle aramak mecburiyetindeyiz. Bize diyorlar; ‘Şu kesimleri birleştirir misiniz?’ Bana göre o kesimler bir zaten. ‘Milliyetçilerin birliğine ne diyorsunuz?’ diyorlar. Milliyetçilerin birliğini elbette önemsiyorum ama Türk milletinin birliğini her şeyden daha fazla önemsiyorum. Sağcıyla solcuyu, Alevi’yle Sünni’yi, Türkmen'le Kürt’ü birleştirmektir bizim vazifemiz. Onun dışında farklı farklı siyasi görüşlerin oluşturduğu dar alanlarda kısa paslaşmalar yaparak siyasi varlığımızı muhafaza ederiz ama Türkiye'nin kurtuluşuna vesile olacak adımları atmakta zorlanırız” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Eskişehir'e Vefa Borcumuz Var" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Eskişehir'e Vefa Borcumuz Var"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir Teknik Üniversitesi Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Eskişehir 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu. Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözlerimin hemen başında yarın gece müşerref olacağımız Miraç gecenizi şimdiden tebrik ediyorum. Peygamberimizin, aleyhissalatu vesselam, önce Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya oradan Sidretü'l-Münteha'ya geçerek makamı âlâya ulaştığı bu mübarek gecenin affımıza, mağfiretimize, kurtuluşumuza vesile olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum." ifadesini kullandı. "Miraç" denilince akla ilk olarak Kudüs-ü Şerif'in geldiğini, Şair ve Yazar Nuri Pakdil'in "Tur Dağı'nı yaşa ki, bilesin nerede Kudüs. Ben Kudüs'ü bir kol saati gibi taşıyorum. Ayarlanmadan Kudüs'e boşuna vakit geçirirsin, buz tutar gözün, görmez olur." dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu mübarek geceye münasebetiyle 471 günlük yıkımın, katliamın ve soykırımın ardından geçen hafta başlayan ateşkesle bir nebze olsun rahat nefes alan Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize dayanışma mesajlarımızı gönderiyoruz. Çoğu çocuk ve kadın 50 binden fazla masumun şehit düştüğü Gazze'de biraz buruk, biraz hüzünlü de olsa yüzlerin ilk defa gülmesinden biz de memnuniyet duyuyoruz. 15 ay boyunca Filistinli kardeşlerimizi nasıl yalnız bırakmadıysak mübarek Ramazan-ı Şerif öncesinde de tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz. Yine buradan 13,5 yıl boyunca devam eden ve bir milyon insanın hayatına mal olan gaddarlığın ardından aralık ayı başında özgürlüklerine kavuşan Suriyeli kardeşlerimize de selam ve dualarımızı yolluyoruz. Türk milleti olarak kardeşliğimizin ve insanlığımızın sınandığı her iki meselede de sağdan-soldan gelen tüm baskılara rağmen vicdanlı, onurlu ve ilkeli duruş sergilemenin haklı bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bugün Suriye halkı da Gazzeli kardeşlerimiz de Türkiye için, Türk milleti için dua ediyorsa 'Allah razı olsun' diyorsa bunun sebebi insan ve vicdan merkezli dış politikamızdır." "Mazluma sırtını dönenlerden olmadık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, haydutluğa rıza göstermediklerini, haksızlık karşısında sessiz, tepkisiz kalmadıklarını vurgulayarak, "Mazluma sırtını dönenlerden olmadık. Vicdanlı olmak, tutarlı olmak, öz güven sahibi olmak neyi gerektiriyorsa biz sadece onu yaptık, yapmaya da devam ediyoruz." dedi. Salondakilerden, Miraç gecesinde Gazzeli, Suriyeli, Türkistanlı mazlumlar için dua ederken Bolu Kartalkaya'daki otel yangınında vefat eden 78 vatandaş için de dua etmelerini rica eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aralarında uzun yıllar beraber yol yürüdüğümüz dava arkadaşlarımızın da kadim dostlarımızın da ailelerinin de bulunduğu 78 canımızı maalesef, hem de çok üzüntü verici bir şekilde kaybettik." ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletçe yürekleri dağlayan bu elim hadise karşısında 85 milyon olarak müteessir olunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Yakınlarını kaybedenlerin acısını ise sadece tahmin edebiliyoruz. Bu kardeşlerimizin acısını hep beraber paylaşmak, devlet ve millet olarak yalnız olmadıklarını göstermek amacıyla bir günlük millî yas ilan ettik. Yargımız hiçbir şüphe bulutu kalmayacak şekilde olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için çok yoğun bir gayret içinde. Gözaltına alınanlardan tutuklananlar oldu. Tutuklular arasında otelin sahibi ve şirketin genel müdürü de var. Milletimize bu büyük acıyı yaşatanların hukuka hesap vermesi için yapılması gereken ne varsa tavizsiz bir şekilde yerine getirilmektedir. İlk günden beri, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın yürek yangınına hürmet ettiğimiz için siyasi polemikten ısrarla ve sabırla uzak duruyoruz. İl kongrelerimizde ve katıldığımız diğer programlarda bu hassasiyetimizi mutlaka ama mutlaka korumaya çalışıyoruz. Böyle bir trajedinin, affınıza sığınarak söylüyorum, siyasetçiler arasında bir kör dövüşüne, duygudan, empatiden, diğerkâmlıktan uzak bir kayıkçı kavgasına alet edilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Sözleriyle, üsluplarıyla, tavırlarıyla oturdukları koltuğun kendilerine yüklediği mesuliyetin hakkını veremeyenler muhatabımız değildir." "Polemik konusu yapanları maşeri vicdana havale ediyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın ardından son derece çirkin bir dille sağa-sola sataşanlara "belki anlarlar" ümidiyle Hacı Bektaş'ın "Bizim erkânımız, ahlaki Muhammed'i ve edebi Ali'dir. Âdem suretinde olan herkes, Âdem değildir. Âdem’in Âdemliği, akıl, hayâ ve ilimledir." sözlerini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Evet, daha cenazeler bile defnedilmeden, kederli ailelerimiz hâlen matem içindeyken saldırgan bir dille yangın faciasını polemik konusu yapanları maşeri vicdana havale ediyoruz. Yakınları vefat eden ailelerimizle birlikte milletimizi de rencide eden bu edep dışı, adap dışı, insaf yoksunu, üslubu âdeme mahkûm ediyoruz. Daha önce ifade ettim, bugün tekrar ediyorum. Yargı organlarımız, 78 canımızın yitip gitmesine sebep olanlardan bunun hesabını tek tek soracaktır. Yargının işini zorlaştıracak, yargıyı, baskı ve töhmet altında bırakacak her türlü beyandan herkesin imtina etmesi gerekiyor. Rabb'im faciada hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin. Telefon ederek veya mesaj göndererek milletimizin acısını paylaşan dost ve kardeş ülkelerin liderlerine de buradan teşekkür ediyorum. Rabb'im ülkemizi ve milletimizi bu tür felaketlerden korusun." 12 Ekim'de başlayan kongre maratonunda yavaş yavaş finale doğru geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazartesi günü gençlik kollarımızın, sonraki hafta da kadın kollarımızın kongrelerini gerçekleştireceğiz. Kongrelerimizi yeni bir dönemin başlangıcı, adeta bir işaret fişeği olarak görüyoruz. Parti olarak kendimizi yeniliyor, heyecanımızı tazeliyor, yol ve dava arkadaşlığımızı bu vesileyle daha da perçinliyoruz." ifadelerini kullandı. AK Parti'nin bir dava hareketi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Şahsım dâhil hepimiz bu davada sadece birer neferiz. Hangi görevde olursak olalım aziz milletimizin efendisi değil, hizmetkârıyız. Makamların hepsi millete ve memlekete hizmet için birer araçtır, fırsattır ve bizlere sunulmuş bir imkândır. Hiçbirimizin bu unvanları, makamları araç olmaktan çıkartıp amaç hâline getirme hakkı yoktur. Bizler oturduğu koltuklardan, sahip olduğu payelerden, bulunduğu görevlerden güç alan insanlar olamayız. Bilakis hepimiz bunlara güç katmak, bunların hakkını vermek, bir emanet olduğunun bilinciyle canla başla çalışmak mecburiyetindeyiz. Eskişehir teşkilatımızdan da bunu bekliyoruz." Eskişehir'i ve insanlarını sevdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir'in kuruluşa şahitlik ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eskişehir kurtuluşa kan veren, can veren, canını dişine takarak destek veren bir şehirdir. Sadece Battal Gazilerden, Orhan Gazilerden, Kılıçarslanlardan, Nasreddin Hocalardan, Yunus Emrelerden dolayı değil, bizim bu şehre aynı zamanda demir yolu sanayisiyle, modernleşmemizin ve sanayileşmemizin öncüsü olması dolayısıyla da minnet borcumuz var. Gönülleri kavuşturmasından, yolları buluşturmasından dolayı Eskişehir'e vefa borcumuz var." değerlendirmesinde bulundu. Eskişehir'in sınırlarının sadece komşu vilayetlerle olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eskişehir'in bir sınırı Selanik ise diğer sınırı Kırım'dır. Bir sınırı Semerkant ise diğer sınırı Kuzey Kıbrıs'tır. Türk dünyasının hemen her köşesinden kardeşlerim burada huzur ve güven içinde yaşıyorsa bunun nedeni milletimizin alicenaplığı kadar Eskişehir'in onlara kucak açmasıdır. Eskişehir dayanışmanın, kardeşliğin, barış içinde yaşamanın öncü ve örnek şehirlerinden biridir. Sizlerden işte böyle müstesna bir şehre hizmet ettiğiniz bilinciyle çalışmanızı özellikle istirham ediyorum." diye konuştu. "Vatandaş bizim velinimetimizdir" AK Partili kadrolar olarak Yunus Emre'nin dediği gibi "Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizde millete küsmek olmaz. Bizde millete darılmak, bahaneyi millette aramak olmaz. Bizde muhalefetin 14-28 Mayıs'ta yaptığı gibi sandıktan istediği sonuç çıkmayınca seçmene kızmak hatta hakaret etmek olmaz. Vatandaş bizim velinimetimizdir. Halkın takdirinin başımızın üstünde yeri vardır. Arzu ettiğimiz konumda değilsek sorumlusu biziz. Hak ettiğimiz yerde değilsek hesaba çekilecek olan kendi nefsimizdir." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde ortaya çıkan fotoğrafı çok iyi okuduklarını dile getirerek, şöyle devam etti: "31 Mart'ta milletimizin verdiği mesajları hiçbir komplekse kapılmadan analiz ediyor, yol haritamızı buna göre belirliyoruz. Eskişehir'deki sonuçlar için tavrımız, politikamız böyledir. Kendimizi eleştirmekten çekinmedik, çekinmeyeceğiz. Öz eleştirimizi yapmaktan korkmadık, korkmayacağız. Eksiğimizi tamamlayacak, hatamızı düzeltecek, yanlışımız varsa mazeret üretmek kolaycılığına meyletmeyeceğiz. Şunu tüm teşkilatımızın zihnine nakşetmesini istiyorum, hiçbirimizin kırgınlığa, gönül koymaya hakkı da yoktur. Çünkü biz hedeflerimize kilitlendik. Biz, büyük ve güçlü Türkiye idealine sevdalandık. Biz Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeye odaklandık. Buna yürekten inandık. Biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam eden atlar gibiyiz. Aşkımızı, şevkimizi, sevdamızı, gayretimizi azaltmaya çalışanlara kulak asmadan Eskişehir için koşmaya devam edeceğiz." Eskişehir'i fetret devrinden kurtarıp eser ve hizmet belediyeciliğinin örnek şehri hâline getirene kadar durmadan, dinlenmeden çalışacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kongremizin bu hedefe giden yolda yeni bir kilometre taşı olacağına inanıyorum. AK Parti Eskişehir İl Kongresi'nin şehrimiz için Eskişehirli kardeşlerimle birlikte ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum." diye konuştu. Eskişehir'e yapılan yatırımlar Partisi ne olursa olsun, kime oy vermiş, kime gönül vermiş olursa olsun, 85 milyonun ve 81 vilayetin tamamı için çalışmak, hizmet üretmek, taş üstüne taş koymakla mükellef olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda Eskişehir'e kamu olarak 367 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir'e 22 yılda, adalette 2 milyar lira, eğitimde 19 milyar lira, gençlik ve sporda 6 milyar lira, sosyal yardımlarda 25 milyar lira, sağlıkta 18 milyar lira, çevre ve şehircilikte 55 milyar lira, ulaştırmada 92 milyar lira, tarım ve ormanda 54 milyar lira, sanayi ve teknolojide 3 milyar lira yatırım 10 milyar lira destek olmak üzere 13 milyar lira, enerjide 71 milyar lira, kültür ve turizmde 2 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle 12 milyar liralık eser ve hizmetin kazandırıldığını ifade etti. Yatırımlar kapsamında, çevre ve şehircilik alanında 2 milyar lira tutarındaki yatırımlarında hâlihazırda devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir'in üçüncü devlet üniversitesi olan Eskişehir Teknik Üniversitesi'nin de kurulduğunu aktardı. "Ülkemiz dünyada 8'inci, Avrupa'da ise 6'ncı yüksek hızlı tren işletmecisi konumuna geldi" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir'e 33 bin seyirci kapasiteli stadyum dâhil olmak üzere 49 spor tesisi kazandırdıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Sağlıkta toplam 1994 yataklı 6 hastane ve ek binalar dâhil 28 sağlık tesisi inşa ettik. 1081 yataklı Eskişehir Şehir Hastanesi ile 600 yataklı Eskişehir Yunus Emre Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni 2018 yılında tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Çevre ve şehircilikte şehrimizde 5 millet bahçesi projemiz bulunuyor. İkisini tamamladık, diğerleriyle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Ulaştırmada Eskişehir-Sarıcakaya Yolu, Eskişehir-Alpu-Mihalıççık Yolu, Seyit Gazi-Kırka Yolu, Eskişehir-Sakarıılıca-Mihalgazi Yolu, Topal Yayla Köprüsü gibi 7 ayrı kara yolu projemizin çalışmaları devam ediyor. 2009 yılında Eskişehir-Ankara hattıyla ülkemizde ilk yüksek hızlı tren ile tanışan da Eskişehir oldu. Ülkemiz dünyada 8'inci, Avrupa'da ise 6'ncı yüksek hızlı tren işletmecisi konumuna geldi." Eskişehir Hasanbey'de 541 bin metrekare alana sahip lojistik merkezini tamamlayarak lojistik sektörüne 1,4 milyon ton ilave kapasite oluşturduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eskişehir-Kütahya-Balıkesir arasındaki mevcut konvansiyonel hattı elektrikli ve sinyalli hâle getirdik. Ayrıca karma işletmeciliğin yapılacağı 200 kilometre saat hıza uygun Eskişehir-Kütahya-Afyonkarahisar-Isparta-Burdur-Antalya hızlı demir yolu hattının etüt, proje çalışmalarını tamamladık." diye konuştu. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'yle Hasanbey Lojistik Merkezi'ni birbirine bağlayan 8 kilometrelik iltisak hattının yapımına da 2025 yılında başlayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Tarım ve Orman'da Eskişehir'e 12 baraj ve 92 sulama tesisi olmak üzere 168 tesis yaptık. Mihalgazi Alpagut Barajı'nın yapımına da devam ediyoruz. Sanayi ve teknolojide 2 teknokent ve 21 araştırma geliştirme merkezi kurduk. Eskişehir'de teşviklerimizle tamamlanan 747 özel sektör projesinde 98 milyar lira yatırım gerçekleştik, 31 bin kişilik istihdam sağladık. Enerjide Eskişehir'in doğal gaz olmayan ilçesi kalmadı. Bunlar yaptıklarımızın sadece bir kısmı. Bunlar Eskişehir'e kazandırdıklarımızın sadece küçük bir kısmı. Özetin de özeti mahiyetindeki bütün bu eserlerin hizmetlerin ve yatırımların şehrimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yıldır olduğu gibi gelecek 4 yıl boyunca da yılmadan, yorulmadan, duraksamadan hizmete devam edeceklerini anlatarak, "Eskişehirliler olarak desteğiniz ve duanızla bizi bugünlere getirdiniz. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için verdiğimiz çetin mücadelede de bizlerden desteğinizi ve duanızı esirgemeyeceğinize inanıyorum." ifadelerini kullandı. Eskişehir Teknik Üniversitesi Kapalı Spor Salonu'ndaki kongreye, Eskişehir'in çeşitli ilçelerinden gelen partililer katıldı. Türk bayrakları ve AK Parti flamalarıyla donatılan salona, üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafının yer aldığı "Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet. Liderinin izinde, güneşten başını göklere yükselt." ve "Liderinin izinde, Eskişehir daima seninle" pankartları asıldı. Kongrede, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Erkan Kandemir ve Hasan Basri Yalçın, Eskişehir milletvekilleri Ayşen Gürcan, Fatih Dönmez ve Nebi Hatipoğlu ile AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak da birer konuşma yaptı. Kongreye, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Ali İhsan Yavuz ve Yusuf Ziya Yılmaz ile partililer katıldı. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, İl Başkanı Albayrak, Yunus Emre'nin "Aşk" şiirinden oluşturulan Elif tablosu takdim etti. Kaynak: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, https://www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/cumhurbaskani-erdogan-yargi-organlarimiz-78-canimizin-yitip-gitmesine-sebep-olanlardan-bunun-hesabini-tek-tek-soracaktir

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.