SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çiftçi

Porsuk Haber Ajansı - Çiftçi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çiftçi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nisan Ayında Markette Fiyatı En Fazla Artan Ürün Havuç Oldu Haber

Nisan Ayında Markette Fiyatı En Fazla Artan Ürün Havuç Oldu

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Nisan ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. “Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 256 ile havuçta görüldü.” diyen Bayraktar, araştırmanın verilerini paylaştı; “Havuçtaki fiyat farkını yüzde 230 ile marul, yüzde 222 ile kuru soğan, yüzde 219 ile kuru fasulye ve yüzde 216 ile nohut takip etti. Havuç 3,6 kat, marul 3,3 kat, kuru soğan, kuru fasulye ve nohut 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 14 lira olan havuç 50 liraya,12 lira 50 kuruş olan marul 41 liraya, 33 lira olan kuru fasulye 106 liraya, 32 lira olan nohut 100 liraya markette satıldı. Nisan ayında fiyatı en fazla artan ürün markette havuç, üreticide kuru kayısı olurken, fiyatı en fazla düşen ürün hem markette hem üreticide salatalık oldu.” Market fiyatları “Nisan ayında markette 39 ürünün 28’sinde fiyat artışı, 11’inde ise fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 43 ile karnabahar oldu. Karnabahardaki fiyat artışını yüzde 28 ile havuç, yüzde 22 ile maydanoz, yüzde 20 ile limon ve yüzde 17 ile marul takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 36 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 30 ile patlıcan, yüzde 28 ile domates, yüzde 22 ile sivri biber ve yüzde 12 ile kabak izledi.” Üretici fiyatları “Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’sinde fiyat artışı olurken 17’inde fiyat düşüşü görüldü. 6 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 59 ile salatalıkta görüldü. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 42 ile patlıcan, yüzde 41,5 ile kuru soğan, yüzde 27 ile sivribiber, yüzde 26 ile domates ve yüzde 21 ile limon izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 100 ile kuru kayısıda görüldü. Kuru kayısıdaki fiyat artışını yüzde 33 ile fındık, yüzde 31 ile elma, yüzde 13 ile Antep fıstığı izledi.” Üretici fiyat değişiminin nedenleri “Yaşanan zirai don afetinden etkilenen meyvelerin başında gelen kayısıda üretici fiyatları artış gösterdi. Kayısı üreticisinin elinde yüzde 10 civarında ürün kaldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle üretici fiyatında görülen bu önemli artışın üretici gelirine yansıması düşük oldu. Nisan ayında havaların sıcak gitmesi sonucu, birim alandan alınan verim arttı. Bu da salatalık, patlıcan, sivri biber ve domatesin arzını artırarak üretici fiyatlarının düşmesine neden oldu. Kuru soğanda ise, Çukurova bölgesinde ekim alanlarının artması ve bu yıl havaların soğuk geçmesi nedeniyle yüksek rekolte beklentisi var. Bu nedenle ilk hasat döneminde kilosu 18-20 liralardan satılan kuru soğanın fiyatı 7-8 liralara kadar düştü. İç Anadolu bölgesinde ise depolarda üreticiye ait kuru soğan çok az miktarda kaldı ve sezon kapandı. Yaşanan zirai don, fındık fiyatını artırdı. Antep fıstığındaki fiyat artışının sebebi ise bölgede etkili olan kuraklık oldu. 2025 sezonunda yaşanan don felaketi, meyve henüz dalda çiçekteyken üreticimizin kaderini belirlemeye başladı. Donun etkisiyle elma ağaçlarından beklenen verim düştü, üreticinin elinde kalan son ürünler de depolarda tükendi. Limon sezonunun sonlarına gelinirken, yaşanan don afeti ve ihracat kısıtlamalarının ardından alınan erteleme kararı, limon piyasasında da önemli bir duraklama yarattı. Öncelikle ihracatın kısıtlanması, ardından bu kısıtlamanın 15 Mayıs’a kadar ertelenmesi, piyasayı olumsuz etkiledi. Şu anda üreticilerimiz, alım satım faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiğini belirtiyor.” Nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler “Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış elektrikte oldu.” “Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Nisan ayında, Mart ayına göre DAP gübresi yüzde 1,9, amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında artış gösterdi. Buna karşın amonyum sülfat gübresi yüzde 1,6, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,3, ÜRE gübresi yüzde 0,1 oranında düştü. Geçen yılın Nisan ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 35,7, DAP gübresi yüzde 34,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 30,5, amonyum sülfat gübresi ise yüzde 21,6 oranında arttı. Nisan ayında, Mart ayına göre süt yemi yüzde 3,1, besi yemi yüzde 3,2, son bir yılda besi yemi yüzde 25,5, süt yemi ise yüzde 25 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 47,8 oranında artarken, tarım ilacı fiyatları da yüzde 14,94 oranında arttı. Nisan ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 2,9 oranında düşmesine rağmen, yıllık yüzde 10,1 oranında arttı. Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış yüzde 47,8 oranıyla elektrikte görüldü.”

Tepebaşı Belediyesi Üreticileri Hastalıklara Karşı Uyardı Haber

Tepebaşı Belediyesi Üreticileri Hastalıklara Karşı Uyardı

Tepebaşı Belediyesi’nin üreticiler için hayata geçirdiği Tarımsal Üretimde Tahmin ve Erken Uyarı Sistemleri Projesi, Eskişehirli üreticileri zirai hastalık ve zararlılara karşı uyarıyor. Üretim sezonunun başlaması ve yağışlı hava etkisiyle Elma Karaleke ve Ceviz Antraknoz hastalık etmeni oluşma ortamı verilerle tespit edilmesi üzerine Tepebaşı yetkilileri üreticileri uyardı. Tepebaşı Belediyesi, BEBKA 2022 Yılı Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı’ndan destek alarak hayata geçirdiği Tarımsal Üretimde Tahmin ve Erken Uyarı Sistemleri Projesi’yle örnek çalışmalara imza atmayı sürdürüyor. Eskişehir’de ilk defa uygulanan ve 5 farklı noktaya kurulan Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları oluşan herhangi bir hastalık ya da meteorolojik olaylara karşı üreticiye önceden uyarı vererek önlem almalarını sağlıyor. Yeni dönem üretim sezonunun başlamasıyla 25 Nisan Cuma günü itibariyle ilk zirai mücadele uyarısı olarak Beyazaltın bölgesindeki istasyondan alınan veriler ve arazi çalışmaları sonucu uygun fenoloji gereğine göre bölge genelinde Ceviz Antraknoz hastalığı, Kavacık ve Takmak bölgelerindeki istasyondan ise Elma Karaleke enfeksiyon etmeninin ortamının oluştuğu tespit edilmesi üzerine üreticilere bilgi verildi. Tüm Tepebaşı kırsalına hizmet veriyor Tepebaşı’nda tarımsal faaliyet gösterilen 477 bin 769 dekar alanı kapsayacak şekilde 5 mahallede istasyonlar kuruldu. Ayrı iklimsel özelliklere sahip Beyazaltın, Cumhuriyet, Kavacık, Yusuflar ve Takmak mahallelerinde kurulan Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları, tüm Tepebaşı kırsalına hizmet veriyor. Kurulan Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları ve enfeksiyonla ilgili detaylı bilgi almak isteyenler 0 (222) 211 40 00/3214/3219 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor. Ayrıca Tepebaşı Belediyesi’nin  http://ziraitahmin.tepebasi.bel.tr/ resmi adresinden de verileri görebiliyor.

CHP'li Gürer: "Çiftçinin Yüzde 74’ü Bildiği Ürünü Ekiyor" Haber

CHP'li Gürer: "Çiftçinin Yüzde 74’ü Bildiği Ürünü Ekiyor"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, yapılan araştırmalara göre çiftçinin yüzde 74’ü bildiği ürünü ektiği, arz açığı ve olumsuz şartları dikkate alarak ekim yapan çiftçi sayısının yüzde otuzlarda kaldığını söyledi. Gürer, “Tarımda üretim planlaması şart!” diyerek girdi maliyetlerinden iklim krizine, TARSİM primlerinden çoban bulma sorununa kadar birçok konuda çözüm yaratılmasının iktidarın görevi olduğuna işaret etti. Çiftçi besici Atakan Dündar ise acı gerçeği paylaştı: “6 liraya sattığımız arpanın tohumunu 15 liraya alıyoruz.” dedi. ÜRETİM PLANLAMASI EKSİKLİĞİ BÜYÜK SORUN Tarımda üretim planlamasının önemine dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde tarımın en önemli sorunlarından biri de üretim planlaması. Çiftçilerin üretim tercihlerine baktığımızda, yüzde 74’ü alıştığı ürünü, yüzde 30’u ise satışı hızlı olan ürünü ekiyor. Yüzde 30’u da daha iyi kazanacağını düşündüğü ürünün ekimine yöneliyor. Su sorunu ve olası riskleri dikkate alan ise sınırlı üretici var. Bu bağlamda uzman desteği alan çok az çiftçi bulunuyor ki, onlar da genelde büyük işletmeler. Bu bağlamda yaşanan iklim değişiklikleri ve arz sorunları nedeniyle ihtiyaca uygun üretim yapılmasının planlanması gerekiyor. Organik tarım ve iyi tarım örneklerinde ise yeterli atılım sağlanamıyor.” dedi. Gürer, çiftçilere yönelik yapılan anketlerde en büyük sorunun girdi maliyetlerindeki artış olduğunu belirterek, “Girdi maliyetlerindeki artış birinci sırada, iklimsel problemler ikinci sırada, işçi bulamama ise üçüncü sırada yer alıyor. Pazar sorunu, tarımsal zararlılar, hastalıklar ve sulama suyu yetersizliği de çiftçilerimiz tarafından dile getiriliyor,” ifadelerini kullandı. Çiftçiler, oda, birlik ve kooperatiflere yönelik kapsamlı düzenlemeler sağlanması, daha az ama daha etkili yapıların oluşturulması taleplerini dile getiriyor. Ayrıca TARSİM sigortasından kredi teminine kadar daha çiftçi yanlısı uygulamalar beklediklerini belirtiyorlar. Özellikle, “Biz üretiyoruz; aracı ve büyük marketler sırtımızdan kazanıyor. Bir de ithalatla, ürettiğimiz ürün değer bulduğunda önümüz kesiliyor. Çiftçi, üretici ve tüketicinin korunacağı düzenlemelere ihtiyaç var.” diyorlar. “6 LİRAYA SATIP, 15 LİRAYA TOHUM ALIYORUZ” Üretici Atakan Dündar, üretim tercihlerini ve yaşadıkları sorunları şu sözlerle aktardı:“Bizim burası kurak bir memleket olduğu için genelde vatandaş bir yıl arpa ekiyorsa bir yıl buğday ekiyor. Onu da işte kurak gitti mi, dönüm başı 100 kilo arpa alıyor. Zaten o da girdi maliyetleri fazla olduğu için masrafını ödemiyor, hep zarar. Ondan sonra, 6 liraya geçen sene arpa satıyoruz, 15 liraya tohum alıp tarlaya geri ekiyoruz. Yani 6 liraya satıp 15 liradan geri tohumunu alıyorsun. Geçen sene öyle oldu; 6 liraydı arpanın kilosu. Ben kendim hayvancılık yapıyorum, yetmediği için bazı arkadaşlardan da aldık. Tekrar tarlalara tohum ekerken hazır tohumun kilosunu 15 liradan aldık.” Dündar, sulama maliyetlerine de değinerek, “Geçen sene ben bir saat suya 500 liradan su parası ödedik. Bu sene 700 mü olur, 800 mü olur, kaç kere zam geldi?” diye konuştu. TARSİM PRİMLERİ ÇOK YÜKSEK Sigorta sisteminin çiftçi için yetersiz olduğunu ifade eden Dündar, “TARSİM sigortası yaptıramıyoruz çünkü primler çok yüksek. Bazı ürünleri sigortalatsak bile, don gibi önemli riskleri kapsamıyor.” dedi. CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım Orman Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, “TARSİM, yaşanan iklim değişikliği dikkate alınarak yeniden yapılandırılmalıdır. TARSİM sigortasında prim destek oranının don olayında %66’dan %75’e çıkarılması için kanun teklifi verdim. TARSİM sigorta uygulaması ile ilgili çiftçi ve üretici açısından ciddi sorunlar var. Çiftçi, TARSİM koşullarının ağır olduğunu, ürettiği ürünün yüzde 8-10 aralığında TARSİM tarafından ellerinden alındığını, ürün ortağı gibi davrandığını ifade ediyorlar. TARSİM’de yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var.” dedi. HAYVANCILIKTA DA SORUNLAR DERİNLEŞİYOR Ulukışla Beyağıl Köyünden Çiftçi ve Besici Atakan Dündar, hayvancılığın bölgede giderek zorlaştığını ifade ederek, “Biz hayvancılık yapıyoruz. Hani diyorlar 'etin kilosu şu oldu, etin kilosu bu oldu.' Hayvancılık çok zor bir meslek. Bir, çoban bulamıyorsun. İkincisi, Beyağıl sınırlarının dörtte üçü orman. Ondan sonra adam diyor: 'Burası komple orman.' Şu gördüğün dağlar var, az bir yer bu taraf, komple orman. Ondan sonra hayvancılık yapamıyorsun. Sana destek veriyor, cüz’î bir fiyat, adam koyunculuk yapamıyor. 500 koyun besleyeceğine 200 koyun besleyebiliyor. Karşısı orman alanı. Yaşım 43; hatırlamıyorum ne zaman dikildiğini. Buradaki orman alanı ise 30 sene oldu. Hayvancılık orman alanına giriş izni verilmiyor. Bu nedenle artık köyde keçi yok. Yani sadece koyun girse bu ormana ne yapacak?” CHP’li Ömer Fethi Gürer, keçi yetiştiriciliğinin önemine dikkat çekerek, “Keçiler doğal budama yaparak orman içinde otları tüketerek orman yangınlarını önlüyor ve ormanların gelişmesine katkı sağlıyordu. Ancak yanlış politikalar hem hayvancılığı hem de ormanları olumsuz etkiledi.” dedi. “DOMATES EKEN ARKADAŞ TRAKTÖRÜNÜ SATMAK ZORUNDA KALDI” Üretici Atakan Dündar, sebze yetiştiriciliğinin de bölgede karşılaştığı zorlukları köyünden somut bir örnekle açıkladı: “Burada domates işi deneyen arkadaşlarımız da oldu. Köyden adam masrafını ödeyemedi, adam altındaki traktörünü, arabasını sattı. Böyle köylü mü olur? Kendisi domates ekti, fabrikaya götürdü, para etmedi, parasını alamadı. Gitti adam. Benim köyümde oldu bu olay, arkadaşım yani.” “YETKİLİLER SÜREKLİ SAHADA OLMALIDIR” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çözüm için kapsamlı bir planlamanın şart olduğunu belirterek, “Çiftçi arkadaşlarımızın üretim desenini belirleyebilmesi için Türkiye'nin tamamında Tarım Orman Bakanlığı uzmanları hangi bölgede hangi ürün yetişecek, hangi üründen verim alınır, çiftçinin girdi maliyetleri nasıl düşürülür? Girdi maliyeti düşürüldükten sonra o bölgede o üründen daha çok verim nasıl sağlanır? Çalışmalarını yaparak teknik olarak da bilgi vermeleri lazım.” diye konuştu. KÖYLER BOŞALIYOR, HAYVANCILIK BİTİYOR Atakan Dündar, gençlerin hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını belirterek, “Köyümüzde iki kardeş vardı, 700-800 koyun besliyorlardı. Artık bıraktılar. Köyler boşalıyor. Biz bile yaylaya çıkmak zorunda kalıyoruz çünkü burada hayvanlarımızı besleyemiyoruz. Kışın vekilim, bizim burası kış memleketi. 11-12 ayda içeriye giriyor. Daha bugün koyun dağa çıktı, yemden kesildi. 5-6 ay içeride yiyor. Sen arpayı satıyorsun 6 liraya, yemin torbasını alıyorsun 800-900 liraya.” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, “Şimdi hayvancılık yapanlar çiftçilik yapmıyorsa zaten Türkiye'de artık hayvancılık yapılamaz. 24 saat hayvanıyla haşır neşir olanların en büyük sorunu girdi maliyetleri. Bunun yanında da hayvancılığın ahır giderleri arttı. Aşısı var, bakımı var, çobanı var, var oğlu var.” ZORLUKLAR BİTMİYOR Gürer, bölgedeki üreticilerin tarla ürünlerinden örtü altı üretime kadar farklı alanlarda çalıştığını ancak karşılaştıkları zorlukların sürdüğünü ifade ederek, “Bölgemizde bir yıl arpa ekiyorlar, bir yıl buğday ekiyorlar. Onun dışında farklı ürünler yetiştirmeye çalışan arkadaşlarımız var. Örtü altı üretimini geliştirmeye çalışıyorlar. Onlar da örneğin domates ekiyorlar, biber ekiyorlar. Sonra aniden bir oluşan hava değişimi ne yazık ki onların da ürünlerini yok ediyor.” dedi.

Ankara Büyükşehir'den Çiftçiye Büyük Destek Haber

Ankara Büyükşehir'den Çiftçiye Büyük Destek

Ankara Büyükşehir Belediyesi, yerli üretimi teşvik etmek ve çiftçilerin maliyet yükünü azaltmak amacıyla tarımsal destek programlarına devam ediyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında, yüzde 50’si hibe olmak üzere erkenci domates ve biber fideleri Güdül, Nallıhan, Beypazarı ve Ayaş ilçelerinde çiftçilere dağıtıldı. ÜRETİCİLERE 1 MİLYONDAN FAZLA FİDE ULAŞTIRILDI ANFA Sera Beypazarı’nda özenle yetiştirilen toplam 1 milyon 90 bin 950 adet fide, 357 çiftçiye ulaştırıldı. Dağıtım, Ankara’nın tarımsal potansiyeli yüksek ilçeleri olan Ayaş, Güdül, Beypazarı ve Nallıhan’da gerçekleştirildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi, sağladığı desteklerle hem yerel üretimi canlandırmayı hem de üreticilerin girdi maliyetlerini düşürerek tarımsal sürdürülebilirliği artırmayı hedefliyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, 2025 yılı kırsal destek programında mayıs ayı içinde de 25 ilçede fide dağıtımına devam edecek.  “ÇOK MEMNUNİYET YARATAN BİR HİZMET” Erkenci sebze fidesi dağıtım alanını ziyaret eden Ayaş Belediye Başkanı İzzet Demircioğlu, kırsal desteklerden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek şu açıklamalarda bulundu: “Üretmeden hiçbir şey olmuyor. Çiftçimiz de bunun farkında ve çok da memnunlar bu destekten dolayı. Yıllardır yapılmayan bir hizmetti. Mansur Başkan ile beraber başladı. Çok memnuniyet yaratan bir hizmet.” Erkenci fidelerini alan üreticiler ise Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne şu sözlerle teşekkür ettiler: Nesrin Ertekin: “Gayet güzel bir destek. Çok memnunuz. Bütçemize çok büyük bir katkısı var. Dışarıdan aldığımız ürünlerde fazla verim yok.” Hamza Yüksel: “Destekler çok güzel. Ben üreticiyim, benim için faydası çok büyük bu desteklerin. Dışarıdan almaya kalksam en kötü şartlarda 10 liraya alacağım. Destek sayesinde yarı fiyatına alıyorum. Hiç vakit kaybetmeden yetiştirmeye başlayacağım. Benim geçim kaynağım bu. Emeği geçelere teşekkür ederim.”     Yusuf Öztürk: “Fidenin tanesi 10-15 lira. Mansur Başkan’ımdan Allah razı olsun. Kendisinden çok memnunuz.  Verdiği sözleri tutuyor. Çok teşekkür ederiz.”  

Başkan Büyükkılıç Şafak Vakti Üreticilere Kovan Dağıttı Haber

Başkan Büyükkılıç Şafak Vakti Üreticilere Kovan Dağıttı

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Kovan Sizden, Arı Bizden Projesi kapsamında kovan dağıtım programı, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın katılımlarıyla sabaha karşı saat 04.00’da gerçekleşti. Arıların güneş ışığı görmeden sağlıklı bir şekilde hak sahiplerine dağıtılabilmesi amacıyla düzenlenen programa ilgi yoğun oldu. Tarım ve hayvancılık alanında Kayserili üreticinin kentteki en güçlü destekçisi olan Başkan. Dr. Memduh Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin, kentte arıcılık ve arı ürünleri üretiminin gelişimini desteklemek, arıcılık sertifikası olan üretici ve üretici adaylarına ekonomik katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiği Kovan Sizden, Arı Bizden Projesi’nde kovanlar, üreticilere teslim edildi. Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi Otoparkında gerçekleşen dağıtım programına Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Mücahid Soyak, Mustafa Türkmen ve daire başkanları ile üreticiler katıldı. Programda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Ekibimizi tebrik ediyorum. Maşallah gece demeden, gündüz demeden çalışıyorlar. Hatırlanacağı üzere dün nohut ve mercimek dağıttık, bugün arı dağıtıyoruz” dedi. Üretimi teşvik etmek amacıyla vatandaşlara destek olduklarını kaydeden Başkan Büyükkılıç, “Bu işi hobi mantığında başlatıp profesyonelliğe dönüştürmek suretiyle KAYMEK bünyesinde kursiyerlerimize kurs veriyoruz ve daha sonrasında da arılı kovan desteğinde bulunuyoruz. Önemli olan üreten olması, bu işi severek yapıyor olması. Kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bölgemiz de bitki çeşitliliği bağlamında önemli bir merkez. Şuan itibariyle 300 üreticimize ikişer kovan veriyoruz. Ayrıca gençlerimizi teşvik etmek amacıyla Sarız’ımızda 15 gencimize 10’ar kovan toplam 150 tane, Özvatan’ımız da 25 kardeşimize 10’ar taneden 250 tane olmak üzere totalde 1000 kovan dağıtmış oluyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyoruz. İnşallah üreten olsunlar diyoruz” şeklinde konuştu. “İlk Sırada Yer Alıyor” Büyükkılıç, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin tarım ve hayvancılık alanındaki destekleri ile Türkiye’de lider bir konumda yer aldığına dikkat çekerek, “Sadece arı, tavuk, koyun dağıtmakla değil yem bitki çeşitleriyle, bakliyat çeşitleriyle vatandaşlarımızı yüreklendirmeye çalışıyoruz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, büyükşehirler arasında tarım ve hayvancılığa en çok yatırım yapan bir büyükşehir olarak anılıyor, ilk sırada yer alıyor. Son 5 yıllık süreç içerisinde 1 milyar TL’ye yakın yatırımla çalışma yapmış ve vatandaşlarımıza destek olmuş durumdayız. Arıcılıkla ilgili yine bir katkıda bulunmak için bu sezon da desteğimizi verdik” ifadelerini kullandı. “Gençlerimizi Yüreklendirmek İstiyoruz” Desteklerle gençleri tarım ve hayvancılık alanında yüreklendirdiklerinin altını çizen ve gençlerin bu alanda üretime katılmasının önemine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, “Yeter ki üreten olsun, yeter ki ben bu işi severek yapıyorum desin. Gençlerimizi de yüreklendirmek istiyoruz. Amacımız gençleri bu işlere tarım ve hayvancılık konusunda dâhil etmek. Gençler bu işi sahiplenmezse tarım ve hayvancılık yok olur. Kaldı ki Kayseri tarım ve hayvancılıkta önemli bir merkez olmaya başladı. Sadece sanayi ve ticaretle anılmıyor, 24 tane üründe ilk 10’a giren bir Kayseri’den söz ediyoruz. Yine üretim anlamında tarım alanında ilk 5’in içinde yer alan bir Kayseri’den söz ediyoruz. Her türlü çalışmalara desteğimizi sürdürüyoruz. Fedakâr ekibimize teşekkür ediyoruz. Aşk ile çalışan yorulmaz” diye konuştu. Dağıtım alanında gelen üreticileri hoş geldiniz diyerek karşılayan ve tek tek tokalaşan Başkan Büyükkılıç, vatandaşlarla sıcak sohbetler gerçekleştirdi. Üreticilerden Büyükkılıç’a Teşekkür: “Çok Güzel Bir Proje” Büyükşehir’in desteği ile ilk defa arı alacak ve hali hazırda arıcılıkla uğraşan üreticiler de anlamlı proje için Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ettiler. Hobi olarak arıcılık yapan Barbaros Suna isimli vatandaş destekten dolayı Başkan Büyükkılıç’a ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederken Kazım Palaslıoğlu isimli üretici ise “Memduh Başkana teşekkür ediyoruz. Çok güzel bir proje, özellikle kırsal kesimlerde arıcılık yapanlar veya hobi niyetine arıcılığa başlayanlar için çok güzel bir proje” ifadelerinde bulundu. Bahadır Tunç isimli hobi olarak arıcılık yapan diğer bir vatandaş da Başkan Büyükkılıç’a teşekkürlerini lleterek, “Hobi olarak yapmak için iki kovan arı aldım. Memduh Bey’e çok teşekkür ederiz böyle bir projeyi yaptığı için, çok güzel bir proje” dedi. Özvatan ve Sarız’da da Dağıtıldı Öte yandan Büyükşehir Belediyesi’nin arılı kovan dağıtımı Sarız ve Özvatan ilçelerinde de gerçekleştirildi. Özvatan’da emekli öğretmen, Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Adnan Ünal, arıcılık ile uğraştığını belirterek, Özvatan’ın arıcılığa uygun olduğunu, kırsal alanın çok olduğunu ifade etti. Ünal, “Bizim balımız, coğrafi işaretlidir, İç Anadolu Bölgesi’nde tek coğrafi işaretli baldır. Ülkemizin kalkınmasında bu tarımsal faaliyetler önemlidir. Büyükşehir Belediyemize teşekkür ederiz, bizleri bu ilgileri çok memnun ediyor. İsabetli yardımlaşma oluyor ve bizim çalışmalarımıza hız katıyor” diye konuştu. “Büyükşehir’imiz Bizi Mağdur Etmedi” Ömer Altıparmak isimli arıcı vatandaş da yaptığı açıklamada Başkan Büyükkılıç ve Büyükşehir’e teşekkür ederek, “Büyükşehir’imiz bizi mağdur etmedi. Baya bir arı kayıplarımız olmuştu. Yani bize bir destek oldu. Teşekkür ediyoruz başkanımıza” şeklinde konuştu. “Sağ Olsun Belediyemiz Gençlerimizi Geri Çevirmedi” Sarız İlçe Tarım Müdürü Erdoğan Karabörklü ise gençlere yönelik proje sunarak Büyükşehir Belediyesi tarafından destek almayı başardıklarını belirttiği konuşmasında, “İlçemizde arıcılarımızın yaş ortalaması gittikçe arttığı için gençlerimize yönelik bir eğitim düşündüm, gençlerimiz uygulamalı olarak eğitim almak istediler. Biz projemizi yaptık, belediyemize sunduk. Sağ olsun belediyemiz gençlerimizi geri çevirmedi. Gençlerimize 10’ar adet proje kapmasında arılı kovan verildi. Buradan Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Memduh Büyükkılıç’a teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Talebimizi geri çevirmedi, projemizi uygun gördü. Allah herkesten razı olsun diyorum” ifadelerinde bulundu. “Genç Arıcılar Olarak Bu İşe Bir Adım Atacağız” Projeden dolayı Büyükşehir Belediyesi ve emeği geçen herkese teşekkür eden Yusuf Ulutaş da “Genç arıcılar olarak bu işe bir adım atacağız. Kısmet olursa bu işte daha ilerleyip iyi uygulamalı eğitimlerimizi de göreceğiz ayrıca. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu" Haber

Gürer: "Don, Meyve İhracatını da Vurdu"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, don felaketinin meyve üreticileri üzerindeki olumsuz etkilerini yerinde inceledi. Gürer, “Sert çekirdekli ürünlerde zarar büyük; kayısı, şeftali, nektarin, erik, badem, ceviz gibi ürünler yanında armut, üzüm gibi ürünlerde de rekolte kaybı var. Tarım ve Orman Bakanlığı, don afetinden etkilenen açık alandaki tarımsal üretime konu Antep fıstığı, armut, ayva, badem, ceviz, elma, erik, fındık, kayısı, kiraz-vişne, limon, mandalina, portakal, şeftali, nektarin, üzüm ürünleri için hasar tespit sonrası ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtlı olanlara destek verileceğini açıkladı. Bu desteğin nasıl olacağı belli değil ancak ürün kadar ürünle ortaya çıkan sorunlar da var. Bu konuda bir açıklama yok” dedi. ELMADA YURT DIŞI PAZARI TEHLİKEDE Niğde’nin Türkiye'nin önemli elma üretim merkezlerinden biri olduğunu vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Niğde bölgesinde 600 bin tona kadar elma üretimi gerçekleşiyor. Kayıt dışı ile bu üretim daha da yüksek oluyor. Niğde, elma ağacı sayısında Türkiye’nin lideri olan bir ildir. Misket elmada bir numaradır. Bu yıl don olayı nedeniyle büyük zarar gören entegre tesisler ise bodur elmacılıkta yurt dışı pazarını oluşturan ve ülke genelinde bu pazarı belirleyen potansiyele sahiptir. Elma üretimi yanında soğuk hava deposu ile son ürünleri ihraç eden depoda çalışan ve üretip ihraç eden üreticimizle oluşacak sorunları birinci ağızdan dinledim. İhracatta, ihraç edilen yerdeki pazarda, tarım işçiliğinde, nakliye ve ulaştırmada, kalan bahçelerin bakımı ve gelecek yıla hazırlanmasında ve tedarikçi esnafta oluşacak sorunlar için iktidar politika üretmelidir” dedi. PAZARINI KAYBETME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ 600 dekarda elma üreticisi Cemil Acer, ihracat yapılan ülkeler ve don olayının etkileri hakkında bilgi vererek durumun ciddiyetini şöyle özetledi: “Bu elmalar kendi üretimimiz. Ermenistan’a, Irak’a ve Hindistan’a gidiyor. Ancak bu yıl Anadolu’da büyük bir felaket yaşadık. Don olayı nedeniyle ürünümüz yok denecek kadar azaldı. Telafi edilebilir bazı kayıplar olsa da asıl endişemiz, pazarlarımızı kaybetmek. Hindistan, Çin ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye için büyük bir pazar olmuştu. Ancak bu yıl elma olmadığı için Hindistan pazarını kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” dedi. Elma üreticisi Acer, don olayının istihdama da darbe vurduğunu belirterek, “Bu depoda 50 kişi sürekli çalışanımız vardı. Ayrıca gündelikçi gelen öğrencilerimiz ve yevmiyeli işçilerimiz de çalışıyordu. Ancak bu yıl, ürün olmadığı için bu istihdam sağlanamayacak. Bu son elmalarımızı ihraç ettikten sonra depoda elma kalmayacak. Bu durum, hem iş hem de ekonomik kayıplara yol açacak” dedi. PAZAR KAYBI BÜYÜK SORUN YARATIR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, don olayının elma ihracatını ve bölge ekonomisini etkilediğini ifade ederek, “Daha önce Niğde, Amasya ya da Misket elması ile ünlüydü. Ancak yurt dışına satış olmadığı için bu ağaçlar söküldü ve yerine ihracata uygun türler dikildi. Şimdi ise don nedeniyle bu ürünlerde büyük üretim kaybı yaşanıyor. Bu durum, önümüzdeki sezon yurt dışı pazar kaybına yol açabilir. Türkiye, bu pazarları yeniden kazanmakta ciddi zorluklar yaşayacaktır” diye konuştu. Bakanlığın konuya müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Yurt dışı pazarının ortadan kalkmaması için şimdiden ticari ilişkilerin planlanması ve çiftçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Elma üretimi ve ihracı sadece ürünle sınırlı değil; ambalajı, nakliyesi ve işçiliğiyle ciddi bir maliyet kalemi. Üreticilerimiz bu yükün altından kalkamıyor” dedi. SABİT GİDERLERİMİZİ KARŞILAMAK ZORUNDAYIZ Elma üreticisi ve entegre tesis sahibi Cemil Acer, mevcut koşulların çiftçileri daha da zor durumda bıraktığını ifade ederek, “2025’in sonunda ve 2026’nın bahar aylarında ihracat yapamayacağız. Ağaçlarımıza bakmak zorunda olduğumuz için sabit giderlerimiz devam edecek. Ancak bu giderleri karşılamak giderek zorlaşıyor” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in zirai dondan etkilenmemek adına bir cihaz kullanıp kullanmadığını sorması üzerine Acer, soğuk hava depolarının ve diğer sistemlerin de bu tür ekstrem soğuklara dayanmadığını belirterek, “Bu soğukta hiçbir şey fayda etmedi. Çünkü çok soğuk oldu. Zaman zaman bunları değerlendiriyoruz, maliyet muhasebesi yapıyoruz. Böyle soğuklara dayanmayacağını bildiğim için o tip yatırımları yapmıyoruz. Sprint sistem var, buzun içine koyma. Ancak, -6 dereceden sonra hiç çalışmıyor, ağaca da zarar veriyor. Bir sonraki yılın meyve gözünü de etkiliyor. Onun da böyle bir tehlikesi var. Bunun dışında, çok fazla soğuktan koruyacak bir sistem de yok” şeklinde konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde 4.5 milyon ton yıllık elma üretildiğini, TÜİK verilerine göre 1 milyon 363 bin ton ihraç edildiğini, bu yıl don nedeniyle önemli ölçüde ürün kaybının farklı sorunlar üreteceğini ifade etti. Gürer, “Kayısı, üzüm, narenciye, kiraz gibi yurt dışı satımı olan ihraç ürünlerinde çok yönlü sorunlar yanında yurt dışı ve yurt içi pazar durumunda yaratacağı olumsuzluklar var. Bahçe ürünleri rekolte düşmesi fiyatlara da olumsuz yansıyarak tüketici açısından ürün alma ve temininde sıkıntılar yaratacak ve yaz boyu bu sorunlar yaşanacaktır” dedi. Gürer, “Genç fidanların ve mevcut ağaçların bakımları düzenli sağlanmasının ardından, bu bağlamda ortaya çıkacak durumda ürün sürdürülebilirliği için önemli” olduğunu belirtti.

Gürer: "Tarlada Donan Ürüne Destek Yok mu?" Haber

Gürer: "Tarlada Donan Ürüne Destek Yok mu?"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Hüsniye, Ovacık ve Eminlik köyünde çiftçilerle bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Çiftçiler, Gürer’e en büyük problemleri arasında sulama suyuna erişim, artan girdi maliyetleri ve yetersiz desteklerin yer aldığını söylediler. Gürer, yaşanan şiddetli dondan önce fide diken lahana üreticisi dondu. Ekimi geciktiren dondan kurtardı. Mayıs ortasına kadar ekim devam edecek. Don yaşayan üretici de tarla söküp yeniden ekime yetiştirmek için fide desteği bekliyor. Bu arada, dondan önce ekim yapan ve tarlada ürünü donan lahana üreticilerine tespit için gelen görevliler, donan ürüne rağmen bahçe ürünleri dışında sigorta yoksa destek verilmeyeceğini söylemişler. Bu durumda çiftçi, “Böyle bir karar varsa biteriz. Konuyu takip ediyoruz.” dedi. Gürer, erken ekilen pancar ve lahana tarlaları don ile üretim olanağı kalmasa da Mayıs ayı ortasına kadar yeniden ekim olanağı olduğu için acil hasar tespiti yapılarak üreticiye tohum, fide ve gübre desteği sağlanması için Bakanlığa çağrı yaptı. Ekili arpa tarlalarında kısmi sararmalar olsa da ürünün kendini kurtarması beklendiğini de belirtti. YERALTI SUYU TÜKENİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemiz son yılların en kurak dönemini yaşıyor. Kuraklık ile ortaya çıkacak sorunlar beklenirken çiftçiyi don vurdu. Kuraklık, yer altı sularının da çekilmesine neden oluyor. Son yıllarda yer altı suları daha derine indi. Niğde ilinde patates, lahana, pancar, domates gibi ürünler su ister. Niğde, lahana üretiminde ülke ikincisi olan ihracat için erken ekim yapılan bir bölge. Suda sorun yaşarken bu kere tarlalarda fideler dondu. Turşuluk lahana üretimi için 15 Mayıs’a kadar fide dikimi süreci var. Dondan önce eken mağdur oldu. Dondan sonra ekime başlayan ise üretimden umutlu. Don ile donan tarlalar, TARSİM’de olsun olmasın, saptanıp fide ve gübre desteği verilerek yeniden fide dikimi sağlanarak üretim kaybı önlenir. İkinci dikim, girdi maliyetlerini ikiye katlaması demektir. Bu nedenle derhal zararları karşılanmalıdır. Bunun yanında tarımsal sulamada giderek su varlığı oluşan çekilme, bölgede sulu tarımı tehdit eder noktaya doğru gitmektedir.” dedi. Gürer, çiftçilerle yaptığı görüşmede don ile oluşan sorunlar yanında bölgede sulama suyunun giderek daha çok soruna dönüştüğünü anlattıklarına işaret etti. Üreticiler,"Yağışların az olmasından dolayı geçen yıldan itibaren yeraltı sularımızda azalma başladı. Geçen yılın sonunda boşa çıkan kuyularımız oldu. Bu yıl biraz yükselme olduysa da su kullanıldıkça tükeniyor. Eskiden 5-10 metreden su çıkardı, şimdi 150 metreye indi. Ancak bu taş üzerinde su yok. Şu anda dört kuyuyu birleştirerek bir tarlayı sulamaya çalışıyoruz.” diye konuştular. Gürer, “Kuraklık farklı bölgelerde de hissediliyor. Yağışlar yeterli olmaması sorunu giderek daha da derinleştirecek” dedi. SULAMA MASRAFLARI ÜRETİCİYİ ZORLUYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin elektrik giderlerinin gelirle karşılanamadığını da belirtti. Üretici, "Elektrik gideri, geliri karşılamıyor ama yapacak başka iş yok. Geçen yıl kornişon salatalık ektik, günlük işçilik masrafımız vardı. Ürün topladık, sattık, ama zarar ettik. Buna rağmen yapacak başka işimiz olmadığı için üretime devam ediyoruz." dedi. LAHANA ÜRETİMİNDE SU VE FİYAT SORUNLARI Ömer Fethi Gürer, turşuluk lahana üretiminde geçen yıl üretimde yaşanan sıkıntıları sorduğu Üretici, "Fiyatlar dipteydi. Geçen yıl zarar ettik ama yine de üretmeye devam ediyoruz. Bu yıl su konusunda umutlu değiliz. Ürün gelişirse su çok önemli; bu ürün üç-dört günde bir sulama gerektiriyor." Gürer, Bor’un köylerinden Kaynarca ve Ulukışla ilçesi Eminlik, Hüsniye, Ovacık gibi bölgelerde lahananın önemli bir üretim merkezi olduğunu belirterek, "Buradaki üreticiler hem turşuluk hem de yemeklik lahana üretiyor. Ancak üreticilerimizin karşılaştığı maliyetler giderek artıyor." diye konuştu. DON ZARARI VE ARTAN GİRDİ MALİYETLERİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgedeki don olaylarının çiftçiye büyük zarar verdiğini belirterek, özellikle bahçe ürünlerinde ciddi kayıplar yaşandığını ifade etti: "Zirai don, bahçe ürünlerinde ve sert çekirdekli meyvelerde büyük zarara yol açtı. Ancak tarlada ekili ürünler Nisan sonu ve Mayıs ayında ekildiği için bu sezon kısmen kurtarıldı. Çiftçilerimiz doğru desteklendikleri takdirde üretime devam etmeye kararlı." Üretici ise artan girdi maliyetlerine dikkat çekerek, desteklerin yetersiz olduğunu belirtti. , "Taban gübresi fiyatı geçen yıla göre verilen destekten daha fazla arttı. Gübre, tohum, ilaç, mazot her şeye zam geliyor. Üretici ürettiği ürünün girdi maliyetlerini karşılayamıyor. Aracılık sistemi ise bu durumdan avantaj sağlıyor." dedi. NİĞDE: TÜRKİYE'NİN TARIMI İÇİN ÖNEMLİ BİR ŞEHİR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin tarımda önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, "Niğde, patates, fasulye ve çavdar üretiminde Türkiye birincisi. Lahana üretiminde ise ikinci sıradayız. Ancak çiftçilerimiz yeterli destek alamıyor. Bu durum gençlerin tarımdan uzaklaşmasına neden oluyor. Gençlerin bu sektöre yönelmesi için daha fazla teşvik sağlanmalı." şeklinde konuştu. Gürer, lahananın hibrit türlerinin dondan etkilendiğini, ancak geç ekimlerle sezonun kurtarılmaya çalışıldığını belirterek, "Şimdi bu lahanaları stil olarak ekiyorsunuz ve turşuluk olarak fabrikalara veriyorsunuz. Ancak bu süreçte yeterli destek almanız gerekiyor. Şu anda sadece tarla desteği ve mazot-gübre desteği alıyorsunuz. Bu yeterli değil." dedi. ÇİFTÇİLERİMİZ TOPRAĞA SAHİP ÇIKIYOR Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin üretimi sürdürme konusundaki kararlılığını vurguladı: "Çiftçimiz üretmek istiyor. Traktörü olan, tarlası olan herkes üretimin içinde kalmayı hedefliyor. Ancak üreticinin ayakta kalabilmesi için yeterli destek sağlanmalı. Zirai donun erken ekilen tarla ürünlerine verdiği zarar da karşılanmalı. Lahana ve pancar gibi yeniden ekim olanağı olan tarla bitkileri için üreticiye acil destek verilmelidir “dedi. ÇÖZÜM İÇİN DAHA FAZLA DESTEK GEREKLİ Çiftçilerin yaşadığı sorunlar, sulama suyu yetersizliği, don olayları ve artan girdi maliyetleri gibi birçok başlıkta çözüm beklediğini belirten Ömer Fethi Gürer, tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve çiftçilerin desteklenmesi yönünde atılması gereken adımların önemine dikkat çekti.

CHP'li Gürer: “Cevizden Şeftaliye, Bahçelerde Büyük Kayıp” Haber

CHP'li Gürer: “Cevizden Şeftaliye, Bahçelerde Büyük Kayıp”

Türkiye’nin 36 ilinde yoğun hissedilen ve 61 ilde de etkileri görülen don olayının, tarımsal üretimde ciddi kayıplara yol açtığını, özellikle bahçe ürünlerinde meydana gelen zararla birlikte üreticilerin zor bir dönemle karşı karşıya kaldığını belirten CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, bölgede yaşanan ürün  kayıpları değerlendirerek üreticilerin taleplerine dikkat çekti. CEVİZ VE BAHÇE ÜRÜNLERİ BÜYÜK ZARAR GÖRDÜ Gürer, don olayının farklı ürünlere etkisi yanında ceviz üretimine büyük darbe vurduğunu belirterek, "Türkiye'de ceviz üretimimizde yeterlilik %80 düzeyindeydi ve geri kalan %20'lik kısmı ithalatla karşılıyorduk. Ancak bu yıl cevizlerde büyük zarar oluştu. Sadece ceviz değil, badem, erik, şeftali ve diğer sert çekirdekli meyve ağaçları da büyük hasar gördü. Üreticinin bu yıl  bağ ve bahçede ürün alması mümkün görünmüyor” dedi. SİGORTA KAPSAMI SINIRLI, ZARARI KARŞILAMAK ŞART CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Bor ilçesi gibi bölgelerde bahçelerdeki ağaçların genelde TARSİM sigortası bulunmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Bu durum, üreticinin tüm zararını kendi başına karşılamak zorunda bırakıyor. Ağaçlar bile kuruma riskiyle karşı karşıya. Bu nedenle TARSİM sigortası olsun ya da olmasın, tüm üreticilerin zararları mutlaka devlet tarafından karşılanmalı. Aksi takdirde, bu bahçelerin ve tarımsal üretimin geleceği tehlikeye girer.” TOMURCUKLANAN ÜRÜNLER YOK OLDU Don olayının zamanlamasına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, "Nisan ayıyla birlikte tomurcuklanmaya başlayan ve çiçek açan ürünler, bu olumsuz hava koşulundan büyük zarar gördü. Bahçelerde erik ağacı gibi birçok üründe meyve yok. Bu yıl üretici, kendisine yetecek kadar dahi ürün elde edemeyecek durumda" diye konuştu. ÇİFTÇİNİN DURUMU KÖTÜYE GİDİYOR CHP’li Ömer Fethi Gürer, yaşanan kayıpların yalnızca ekonomik boyutuyla değil, aynı zamanda üretimin sürdürülebilirliği açısından da büyük tehdit oluşturduğunu ifade etti. “Ceviz, badem, şeftali, kayısı, elma gibi farklı ürünlerde yaşanan kayıplar, üreticiyi zor durumda bıraktı. Üzüm bağlarında da ciddi hasar var. Çiftçimiz büyük mağduriyet içinde. Bu zararların karşılanması için acil adımlar atılmalı” dedi. ÜRETİM SORUNLU  Ömer Fethi Gürer, don felaketi sonrası üreticilere gerekli desteğin verilmemesi halinde tarımsal üretimin daha da gerileyeceğini belirterek “Üreticinin zararı karşılanmazsa, önümüzdeki yıl üretimi sürdürmek mümkün olmayacak. Bahçeleri kurtarmak ve tarımsal faaliyetleri sürdürebilmek için devlet desteği şarttır” dedi.

Çiftçi Üretemiyor, Tarım Çöküyor! Haber

Çiftçi Üretemiyor, Tarım Çöküyor!

Cumhuriyet Halk Partisi Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, hazırladığı yazılı basın acıkmasında, çiftçinin artık üretemez hale geldiğini ve tarımın hızla çöktüğünü belirterek, “Traktörü hacizlik, toprağı ipotekli, geleceği belirsiz. Yozgat’tan yükselen çığlık, Türkiye’nin gerçeğidir” ifadelerine yer verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem’in yazılı açıklamasında yer verdiği tespit ve değerlendirmeleri şöyle: TRAKTÖRÜ HACİZLİK, TOPRAĞI İPOTEKLİ, GELECEĞİ BELİRSİZ Nisan 2025 itibarıyla Türkiye’de tarım çöküş sürecindedir. Üretici kesim derinleşen yapısal krizle boğuşurken; iktidar, bu çöküşe sadece seyirci kalmakla yetinmemekte, ithalat odaklı politikalarıyla krizi derinleştirmektedir. Geçtiğimiz hafta sonu, Yozgat’ta yaptığımız mitingde sahadan yükselen sese kulak verdik. Aslında çiftçi artık haykırmıyor; sessizce üretimden çekiliyor. Çünkü ne tarlasını sürmeye mazotu var, ne gübre alacak gücü. Traktörü hacizlik, toprağı ipotekli, geleceği belirsiz. Mazot, gübre, yem, tohum ve ilaç gibi temel girdiler son bir yılda %80’i aşan oranlarda zamlanırken, tarımsal destekler ya zamanında ödenmiyor ya da maliyeti karşılamaktan uzak kalıyor. TMO’nun açıkladığı taban fiyatlar ise maliyetin bile altında kalıyor. Bu, üreticinin alın terini değersizleştiren bir ekonomi politikası değil de nedir? TOPRAKLARDA SADECE ÜRÜN DEĞİL, SABIR DA KURUDU- Yozgatlı bir üreticinin ifadesiyle söyleyelim: “Turpunan, şalgamınan devlet idare edilmez!” Bu söz; bu ülkenin en hakiki muhalefetidir. Saraydan görünmeyen o gerçeği, çamura bata çıka tarlasına giden, borcu büyüyen, sesi bastırılan çiftçimiz söyledi. Çünkü artık bu topraklarda sadece ürün değil, sabır da kurudu. TARIMI KORUYACAK BÜTÜNCÜL BİR STRATEJİ HÂLÂ ORTADA YOK İklim değişikliği, kuraklık ve aşırı hava olayları da üreticinin yükünü daha ağırlaştırıyor. Geçtiğimiz hafta ülkemizde yaşanılan don olayı bu gerçeği apaçık ortaya koydu. Küçük üretici için sulama suyu yok, destek yok, planlama yok.. Tüm bunlara rağmen iklim krizine karşı tarımı koruyacak bütüncül bir strateji hâlâ ortada yok. Köyler boşalıyor. Gençler, kadınlar tarımdan koparılıyor. Kadın üretici sistematik olarak destek mekanizmalarının dışında tutuluyor. Kırsalda sosyal güvence yok, sigorta yok, umut yok.  ÇÖKÜŞÜN ADI, YANLIŞ TARIM POLİTİKALARIDIR Bu tablo artık bir maliyet krizi değil, tam teşekküllü bir çöküştür. Bu çöküşün adı, yanlış tarım politikalarıdır. Bu çöküşün sorumlusu, üreticiyi görmezden gelen vizyonsuz iktidar anlayışıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz; Sayın Genel Başkanımızın da söylediği gibi; “Köylüyü yeniden milletin efendisi yapmakta kararlıyız.” Toprağını terk etmeyen her çiftçinin, emeğini koruyan her üreticinin yanındayız. Çünkü gıda egemenliği bir lüks değil, bir milli güvenlik meselesidir. Bugün çiftçinin sesi olmak, yarın bu ülkenin karnını doyuracak toprağı savunmak demektir.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.